Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle, ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencilerine, olumsuz davranışlarının özelliğine göre verilen "uyarma" süreci; "sözlü uyarma", "öğrenci ile sözleşme imzalama" ve "veli ile görüşme" olarak yeniden belirlendi

Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle öğrencilere verilen "uyarma" cezası süreci yeniden tanımlandı.

MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikte, daha önceki düzenlemede sehven yapılan maddi hatalarla ilgili olarak düzeltmeler yapıldı.

Yeni düzenlemede, ayrıca daha önceki düzenlemede yer alan "Öğrenci Sözleşme Örneği" uygulamasına da açıklık getirilmesi için yeni hükümler eklendi. Buna göre, ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencilerine, olumsuz davranışlarının özelliğine göre öğrencilerin gelişim dönemleri de dikkate alınarak bilinçlendirme ile düzeltilebilecek davranışlar için "uyarma" süreci uygulanacak. "Uyarma" süreci, "sözlü uyarma", "öğrenci ile sözleşme imzalama" ve "veli ile görüşme" süreçlerinden oluşacak.

"Sözlü uyarma", öğretmenin öğrenciyle görüşme sürecini oluşturacak. Öğrenciden beklenen olumlu davranışın neler olabileceği anlatılacak. Öğrencinin olumsuz davranışlarının devamı halinde kendisine uygulanabilecek yaptırımlar konusunda uyarılacak.

"Öğrenci ile sözleşme imzalama" sürecinde ise öğrencinin sözlü uyarılmasına rağmen olumsuz davranışlarını sürdürmesi halinde öğrenci ve öğretmen arasında bir görüşme gerçekleştirilecek.

Bu görüşme sonucunda öğrenci sergilediği olumsuz davranışlarını değiştirmeyi kabul edeceğine ilişkin "Öğrenci Sözleşmesi" imzalayacak. "Veli ile görüşme"  sürecinde ise öğretmen, öğrencinin olumsuz davranışlarını sürdürmesi halinde veliyi okula davet edecek. Okul yöneticilerinden birinin ve varsa rehber öğretmenin de katılımı ile yapılan görüşmede, öğrencinin olumsuz davranışları ve uygulanabilecek yaptırımları veliye bildirilecek. Velinin toplantıya gelmemesi durumunda tutanak tutulacak. Bu aşamalardan sonra öğrencinin olumsuz davranışlarını sürdürmesi durumunda, öğretmen, yazılı belgelerin bulunduğu dosyayı hazırlayacağı raporla birlikte görüşülmek üzere öğrenci davranışlarını değerlendirme kuruluna verecek.

"Kınama"da ise öğrenciye, yaptırım gerektiren davranışta bulunduğunu ve tekrarından kaçınması gerektiği okul yönetimince yazılı olarak bildirilecek. "Okul değiştirme" ise öğrencinin, bir başka okulda öğrenimini sürdürmek üzere bulunduğu okuldan naklen gönderilmesi şeklinde olacak.

> Öğrencilere verilen disiplin cezaları değişti

Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle, ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencilerine, olumsuz davranışlarının özelliğine göre verilen "uyarma" süreci; "sözlü uyarma", "öğrenci ile sözleşme imzalama" ve "veli ile görüşme" olarak yeniden belirlendi

Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle öğrencilere verilen "uyarma" cezası süreci yeniden tanımlandı.

MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikte, daha önceki düzenlemede sehven yapılan maddi hatalarla ilgili olarak düzeltmeler yapıldı.

Yeni düzenlemede, ayrıca daha önceki düzenlemede yer alan "Öğrenci Sözleşme Örneği" uygulamasına da açıklık getirilmesi için yeni hükümler eklendi. Buna göre, ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencilerine, olumsuz davranışlarının özelliğine göre öğrencilerin gelişim dönemleri de dikkate alınarak bilinçlendirme ile düzeltilebilecek davranışlar için "uyarma" süreci uygulanacak. "Uyarma" süreci, "sözlü uyarma", "öğrenci ile sözleşme imzalama" ve "veli ile görüşme" süreçlerinden oluşacak.

"Sözlü uyarma", öğretmenin öğrenciyle görüşme sürecini oluşturacak. Öğrenciden beklenen olumlu davranışın neler olabileceği anlatılacak. Öğrencinin olumsuz davranışlarının devamı halinde kendisine uygulanabilecek yaptırımlar konusunda uyarılacak.

"Öğrenci ile sözleşme imzalama" sürecinde ise öğrencinin sözlü uyarılmasına rağmen olumsuz davranışlarını sürdürmesi halinde öğrenci ve öğretmen arasında bir görüşme gerçekleştirilecek.

Bu görüşme sonucunda öğrenci sergilediği olumsuz davranışlarını değiştirmeyi kabul edeceğine ilişkin "Öğrenci Sözleşmesi" imzalayacak. "Veli ile görüşme"  sürecinde ise öğretmen, öğrencinin olumsuz davranışlarını sürdürmesi halinde veliyi okula davet edecek. Okul yöneticilerinden birinin ve varsa rehber öğretmenin de katılımı ile yapılan görüşmede, öğrencinin olumsuz davranışları ve uygulanabilecek yaptırımları veliye bildirilecek. Velinin toplantıya gelmemesi durumunda tutanak tutulacak. Bu aşamalardan sonra öğrencinin olumsuz davranışlarını sürdürmesi durumunda, öğretmen, yazılı belgelerin bulunduğu dosyayı hazırlayacağı raporla birlikte görüşülmek üzere öğrenci davranışlarını değerlendirme kuruluna verecek.

"Kınama"da ise öğrenciye, yaptırım gerektiren davranışta bulunduğunu ve tekrarından kaçınması gerektiği okul yönetimince yazılı olarak bildirilecek. "Okul değiştirme" ise öğrencinin, bir başka okulda öğrenimini sürdürmek üzere bulunduğu okuldan naklen gönderilmesi şeklinde olacak.

Son Güncelleme: Perşembe, 23 Ekim 2014 14:14

Gösterim: 14236

İlber Ortaylı, Ahmet Hakan'a verdiği röportajda, “Bizdeki üniversite, üniversite değil. Dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. Böyle şart olur mu? İlle de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. Taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.” İfadelerini kullandı.

Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan’ın İlber Ortaylı’yla yaptığı röportaj;

Bizdeki üniversite, üniversite değil

HER ile üniversite açılması konusunda İlber Ortaylı çok dolu.

Bunun yanlış olduğunu söylüyor.

İşte İlber Hoca'nın bu konuda söyledikleri:

*

Dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. Böyle şart olur mu?

İlle de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. Taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.

*

Bir üniversitenin üniversite olabilmesi için her şeyden evvel laboratuvar ve kütüphane lazım. Var mı bunlar? En merkezdeki üniversitelerde bile yok.

*

İyi bir üniversite için iyi öğretim kadroları gerekir... İyi bir üniversite için medeni eğitim ve yaşamı sağlayan kampus gerekir. Bunlar olmadan üniversite olmaz.

İmam hatip çok ama din bilgini yok

İLBER Ortaylı "Türkiye'de din bilgini yetişmiyor" diyor.

Ve başlıyor bunun nedenlerini anlatmaya...

İşte İlber Hoca'nın söyledikleri:

*

Bir toplumda din eğitimi olur, olmaz diye bir şey yok. Ama bunu iyi yapmak zorundasın, kaliteli yapmak zorundasın, hakkını vererek yapmak zorundasın.

Herkesin üniversiteye gitmek istemesi yanlış

İLBER Ortaylı'ya göre...

Türkiye'de herkesin üniversiteye gitmeye merak salması çok yanlış.

İşte İlber Hoca'nın bu konuda söyledikleri:

Röportajın devamını okumak için Tıklayın

> İlber Ortaylı: Bizdeki üniversite, üniversite değil

İlber Ortaylı, Ahmet Hakan'a verdiği röportajda, “Bizdeki üniversite, üniversite değil. Dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. Böyle şart olur mu? İlle de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. Taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.” İfadelerini kullandı.

Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan’ın İlber Ortaylı’yla yaptığı röportaj;

Bizdeki üniversite, üniversite değil

HER ile üniversite açılması konusunda İlber Ortaylı çok dolu.

Bunun yanlış olduğunu söylüyor.

İşte İlber Hoca'nın bu konuda söyledikleri:

*

Dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. Böyle şart olur mu?

İlle de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. Taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.

*

Bir üniversitenin üniversite olabilmesi için her şeyden evvel laboratuvar ve kütüphane lazım. Var mı bunlar? En merkezdeki üniversitelerde bile yok.

*

İyi bir üniversite için iyi öğretim kadroları gerekir... İyi bir üniversite için medeni eğitim ve yaşamı sağlayan kampus gerekir. Bunlar olmadan üniversite olmaz.

İmam hatip çok ama din bilgini yok

İLBER Ortaylı "Türkiye'de din bilgini yetişmiyor" diyor.

Ve başlıyor bunun nedenlerini anlatmaya...

İşte İlber Hoca'nın söyledikleri:

*

Bir toplumda din eğitimi olur, olmaz diye bir şey yok. Ama bunu iyi yapmak zorundasın, kaliteli yapmak zorundasın, hakkını vererek yapmak zorundasın.

Herkesin üniversiteye gitmek istemesi yanlış

İLBER Ortaylı'ya göre...

Türkiye'de herkesin üniversiteye gitmeye merak salması çok yanlış.

İşte İlber Hoca'nın bu konuda söyledikleri:

Röportajın devamını okumak için Tıklayın

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ekim 2014 10:39

Gösterim: 2013

27-28 Ekim tarihinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ortaöğretim ile ön lisans soru kitapçıkları ile cevap kağıtları erişime açıldı. 

ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre; 27-28 Eylül'de yapılan KPSS ortaöğretim ve ön lisans sınavlarına giren adayların cevap kağıtlarının görüntüleri, adayların kendi cevap kağıtlarını inceleyebilmeleri amacıyla erişime açıldı.

Adaylar kendi cevap kağıtlarının görüntüsüne, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile erişebilecek. 

Sınav sorularının yüzde 10’unu oluşturan ve Temel Soru Kitapçığı adı altında adayların ve kamuoyunun bilgisine sunulan sorular, adayların bu sorulara verdikleri cevapları da izlemesini ve cevap kâğıdı üzerindeki işaretlemelerini kontrol etmelerini sağlamak amacıyla erişime açıldı. Adaylar, sınavda kendi cevap kağıtlarına kodladıkları soru kitapçığı numarasına ve bu kitapçıkta yer alan sorulara (yayımlanan yüzde 10) http://skgs.osym.gov.tr internet adresinden T.C. kimlik numaraları ile erişebilecek. Adaylar, sisteme giriş yaptıktan sonra, ilgili sınavı ve görüntülemek istedikleri soru numarasını seçtiklerinde ekranda soru kökünü, cevap seçeneklerini ve sorunun doğru cevabını görebilecek.

Bu uygulama, adayı bilgilendirme amacıyla yapılıyor. Görüntülenen sayfa belge niteliği taşımayacak. Her türlü değerlendirmede ÖSYM sisteminde kayıtlı bilgiler esas alınacak.

> KPSS cevap kağıtları ve soru kitapçıkları erişime açıldı

27-28 Ekim tarihinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ortaöğretim ile ön lisans soru kitapçıkları ile cevap kağıtları erişime açıldı. 

ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre; 27-28 Eylül'de yapılan KPSS ortaöğretim ve ön lisans sınavlarına giren adayların cevap kağıtlarının görüntüleri, adayların kendi cevap kağıtlarını inceleyebilmeleri amacıyla erişime açıldı.

Adaylar kendi cevap kağıtlarının görüntüsüne, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile erişebilecek. 

Sınav sorularının yüzde 10’unu oluşturan ve Temel Soru Kitapçığı adı altında adayların ve kamuoyunun bilgisine sunulan sorular, adayların bu sorulara verdikleri cevapları da izlemesini ve cevap kâğıdı üzerindeki işaretlemelerini kontrol etmelerini sağlamak amacıyla erişime açıldı. Adaylar, sınavda kendi cevap kağıtlarına kodladıkları soru kitapçığı numarasına ve bu kitapçıkta yer alan sorulara (yayımlanan yüzde 10) http://skgs.osym.gov.tr internet adresinden T.C. kimlik numaraları ile erişebilecek. Adaylar, sisteme giriş yaptıktan sonra, ilgili sınavı ve görüntülemek istedikleri soru numarasını seçtiklerinde ekranda soru kökünü, cevap seçeneklerini ve sorunun doğru cevabını görebilecek.

Bu uygulama, adayı bilgilendirme amacıyla yapılıyor. Görüntülenen sayfa belge niteliği taşımayacak. Her türlü değerlendirmede ÖSYM sisteminde kayıtlı bilgiler esas alınacak.

Son Güncelleme: Salı, 21 Ekim 2014 22:21

Gösterim: 1138

1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi’ne video konferans yöntemiyle katılan ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, "Şimdiki gençler öğrenmeye, araştırmaya ilgili değiller. Bu yüzden eğitimde ana nokta, onları motive edecek materyallerin seçilmesidir" diye konuştu.

SDÜ'de İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ve Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından 1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi düzenlendi. ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, kongreye videokonferans yöntemiyle katılarak konuşma yaptı.

Süleyman Demirel Üniversitesince (SDÜ) Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi'nin ilki gerçekleştirildi.

SDÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ömer Şekerci, Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, dünyada yaşanılan tüm sorunların iletişimsizlikten kaynaklandığını, bu durumun devletler arasında da yaşandığını söyledi. 

Dünyadaki sorunların, sosyal ve fen bilimlerinde yapılacak ortak çalışmayla çözüleceğini ifade eden Şekerci "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD öncülüğünde kurulan yeni dünya düzeni, ABD'nin askeri ve ekonomik hegemonyasına dayalı bir düzendir. Ülkelerin gücü, dillerin şekillenmesini de etkiliyor. Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesinin Türkçe üzerinde de büyük etkisi olacaktır" dedi. 

Şekerci'nin konuşmasının ardından videokonferans yöntemiyle kongreye katılan ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, evrimden geçen dilin 50 bin yıl önce varlığına dair hiçbir kayıt bulunmadığını, birden ortaya çıktığını kaydetti. 

Dilin evrensel bir olgu olduğunu, herkesin öğrenme kapasitesi bulunduğunu vurgulayan Chomsky, "Şimdiki gençler öğrenmeye, araştırmaya ilgili değiller. Bu yüzden eğitimde ana nokta, onları motive edecek materyallerin seçilmesidir" diye konuştu. 

Chomsky, Şekerci'nin "Türkiye’nin Peşmerge güçlerine Kobani için koridor açması girişimi ve bu radikal tutumunun değişikliğini nasıl değerlendirdiği" yönündeki sorusu üzerine, yeni dünya düzeninde Türkiye'nin hayati derecede önemli konuma sahip olduğunu söyledi. 

Chomsky, Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirdi

Türkiye'nin gelişmiş modern endüstri toplumunda hem Avrupa hem Asya ile işbirliği halinde özel bir konumda bulunduğunu, bu durumun ülkeye hem avantaj hem de dezavantaj sağladığını dile getiren Chomsky, şöyle konuştu:

"Türkiye ciddi kararlar vermek zorunda. Peşmerge kuvvetlerinin Kobani’ye girişine izin vermek, Türkiye’nin durumu hakkında ciddi bir değişikliğe neden olmaz. Pek çok Türk analizci de bunu belirtmiştir. Hükümetin konumu, Suriye’deki Kürtlere karşı olmaktır. Kobani’deki yıkımı izleyen Türk tanklarının birkaç metre geriden insanları katliamdan kurtarmak için müdahale etmemesi Türkiye’nin uyguladığı korkunç bir tutumdur. IŞİD’e karşı duran Suriye’deki Sünni gruplar bozguna uğratıldı ve 700 kişi öldürüldü. IŞİD’in Kobani’yi ele geçirmesi muhtemeldir. Türkiye açıkça Kürt gruplarıyla işbirliği yaparak bölgede dengeyi sağlamaya çalışıyor. Bu denge, PKK ile işbirliği yapanları kapsamıyor. IŞİD’e karşı asıl mücadele PKK tarafından yürütülüyor. Kuzey Irak’ta Peşmerge güçlerini de IŞİD’den kurtaran büyük oranda  PKK’dır, Yezidi azınlığı IŞİD güçlerinin yıkımından kurtarmıştır fakat ABD ve Türkiye, IŞİD’e karşı savaşan güçleri desteklemeyi reddetti. Peşmerge güçlerini Kobani’ye sürmek de bu durumun bir başka boyutu." 

Kürtler arasındaki kargaşanın ateşlenmeye başladığını dile getiren Chomsky, "Kısa süre önce Türkiye’de şaşırtıcı felaketler olmuştur. 1990’larda Güneydoğu'da on binlerce insan öldü. Binlerce köy ve kasaba zarar gördü. Türkiye için 2000’li yılların başında çok önemli gelişmeler oldu. Bu dönemde tekrar tekrar İstanbul’u ziyaret ettim. Değişimler gözle görülür düzeyde" diye konuştu. 

Chomsky, Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere yönelik politikasının yanlış olduğunu, bu durumun bölgedeki kargaşayı kötüleştireceğini öne sürerek, "Bu tehlikeli bir gelişme ve değişmesi gerekir. Bunu değiştirmek de Türklere bağlıdır. Çünkü bunu başka kimse yapamaz" dedi. 

Chomsky, Türkiye'ye davet edildi

Kongre Organizasyon Üyesi İlker Özçelik'in, Chomsky onuruna dil bilim konferansı düzenlemek istediklerini belirterek, bu amaçla kendisini Isparta’ya davet etmesi üzerine Chomsky, "Bu tür bilimsel etkinlikler kişiye indirgenmemeli. Genel bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ben dil biliminin kurucusu değilim ancak ona katkı veren bir bilim adamıyım. Bizler bütün ideolojik 'izm'lerden kaçınmalıyız ancak bu tür bir fikre kapalı değilim" ifadesini kullandı.

> ‘Şimdiki gençler öğrenmeye, araştırmaya ilgili değiller’

1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi’ne video konferans yöntemiyle katılan ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, "Şimdiki gençler öğrenmeye, araştırmaya ilgili değiller. Bu yüzden eğitimde ana nokta, onları motive edecek materyallerin seçilmesidir" diye konuştu.

SDÜ'de İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ve Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından 1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi düzenlendi. ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, kongreye videokonferans yöntemiyle katılarak konuşma yaptı.

Süleyman Demirel Üniversitesince (SDÜ) Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi'nin ilki gerçekleştirildi.

SDÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ömer Şekerci, Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, dünyada yaşanılan tüm sorunların iletişimsizlikten kaynaklandığını, bu durumun devletler arasında da yaşandığını söyledi. 

Dünyadaki sorunların, sosyal ve fen bilimlerinde yapılacak ortak çalışmayla çözüleceğini ifade eden Şekerci "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD öncülüğünde kurulan yeni dünya düzeni, ABD'nin askeri ve ekonomik hegemonyasına dayalı bir düzendir. Ülkelerin gücü, dillerin şekillenmesini de etkiliyor. Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesinin Türkçe üzerinde de büyük etkisi olacaktır" dedi. 

Şekerci'nin konuşmasının ardından videokonferans yöntemiyle kongreye katılan ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, evrimden geçen dilin 50 bin yıl önce varlığına dair hiçbir kayıt bulunmadığını, birden ortaya çıktığını kaydetti. 

Dilin evrensel bir olgu olduğunu, herkesin öğrenme kapasitesi bulunduğunu vurgulayan Chomsky, "Şimdiki gençler öğrenmeye, araştırmaya ilgili değiller. Bu yüzden eğitimde ana nokta, onları motive edecek materyallerin seçilmesidir" diye konuştu. 

Chomsky, Şekerci'nin "Türkiye’nin Peşmerge güçlerine Kobani için koridor açması girişimi ve bu radikal tutumunun değişikliğini nasıl değerlendirdiği" yönündeki sorusu üzerine, yeni dünya düzeninde Türkiye'nin hayati derecede önemli konuma sahip olduğunu söyledi. 

Chomsky, Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirdi

Türkiye'nin gelişmiş modern endüstri toplumunda hem Avrupa hem Asya ile işbirliği halinde özel bir konumda bulunduğunu, bu durumun ülkeye hem avantaj hem de dezavantaj sağladığını dile getiren Chomsky, şöyle konuştu:

"Türkiye ciddi kararlar vermek zorunda. Peşmerge kuvvetlerinin Kobani’ye girişine izin vermek, Türkiye’nin durumu hakkında ciddi bir değişikliğe neden olmaz. Pek çok Türk analizci de bunu belirtmiştir. Hükümetin konumu, Suriye’deki Kürtlere karşı olmaktır. Kobani’deki yıkımı izleyen Türk tanklarının birkaç metre geriden insanları katliamdan kurtarmak için müdahale etmemesi Türkiye’nin uyguladığı korkunç bir tutumdur. IŞİD’e karşı duran Suriye’deki Sünni gruplar bozguna uğratıldı ve 700 kişi öldürüldü. IŞİD’in Kobani’yi ele geçirmesi muhtemeldir. Türkiye açıkça Kürt gruplarıyla işbirliği yaparak bölgede dengeyi sağlamaya çalışıyor. Bu denge, PKK ile işbirliği yapanları kapsamıyor. IŞİD’e karşı asıl mücadele PKK tarafından yürütülüyor. Kuzey Irak’ta Peşmerge güçlerini de IŞİD’den kurtaran büyük oranda  PKK’dır, Yezidi azınlığı IŞİD güçlerinin yıkımından kurtarmıştır fakat ABD ve Türkiye, IŞİD’e karşı savaşan güçleri desteklemeyi reddetti. Peşmerge güçlerini Kobani’ye sürmek de bu durumun bir başka boyutu." 

Kürtler arasındaki kargaşanın ateşlenmeye başladığını dile getiren Chomsky, "Kısa süre önce Türkiye’de şaşırtıcı felaketler olmuştur. 1990’larda Güneydoğu'da on binlerce insan öldü. Binlerce köy ve kasaba zarar gördü. Türkiye için 2000’li yılların başında çok önemli gelişmeler oldu. Bu dönemde tekrar tekrar İstanbul’u ziyaret ettim. Değişimler gözle görülür düzeyde" diye konuştu. 

Chomsky, Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere yönelik politikasının yanlış olduğunu, bu durumun bölgedeki kargaşayı kötüleştireceğini öne sürerek, "Bu tehlikeli bir gelişme ve değişmesi gerekir. Bunu değiştirmek de Türklere bağlıdır. Çünkü bunu başka kimse yapamaz" dedi. 

Chomsky, Türkiye'ye davet edildi

Kongre Organizasyon Üyesi İlker Özçelik'in, Chomsky onuruna dil bilim konferansı düzenlemek istediklerini belirterek, bu amaçla kendisini Isparta’ya davet etmesi üzerine Chomsky, "Bu tür bilimsel etkinlikler kişiye indirgenmemeli. Genel bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ben dil biliminin kurucusu değilim ancak ona katkı veren bir bilim adamıyım. Bizler bütün ideolojik 'izm'lerden kaçınmalıyız ancak bu tür bir fikre kapalı değilim" ifadesini kullandı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Ekim 2014 10:12

Gösterim: 1451

MEB’in öğretmen atama ve yer değiştirme taslağına göre; öğretmenler, aynı eğitim kurumunda en fazla toplam 8 yıl görev yapabilecek. 8 yılını dolduran öğretmenler ders yılının sonunda en fazla 2 ay içinde il içinde tercihte bulunacak. Tercihte bulunmayan veya tercihlerine atanamayan öğretmenler de re’sen (isteği dışında) atanacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği taslağını yayımlayarak, paydaşların görüş ve önerilerine açtı. Eğitim-öğretim hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için öğretmenliğe yapılacak atamalar ile öğretmenlerin yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlenen yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanacaklar ile bu eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenleri kapsıyor.

Taslağın 35. maddesinde öğretmenlerin aynı eğitim kurumunda azami çalışma süresi belirlendi. Taslağa göre öğretmenler, aynı eğitim kurumunda en fazla toplam sekiz yıl görev yapabilecek. Aynı eğitim kurumunda toplam 8 yıl görev yapan öğretmenlerin atamaları duyurunun ardından yapılacak. Atama, sürenin dolduğu tarihin içinde bulunduğu ders yılının sonundan itibaren en fazla 2 ay içinde aynı ilde alanlarında öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına tercihleri doğrultusunda hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılacak. Tercihlerine atanamayanlar ile tercih yapmayanların atamaları aynı eğitim kurumundaki görev süresi en fazla olandan başlamak üzere alanlarında öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına re'sen yapılacak.

Aynı eğitim kurumunda toplam 8 yıllık görev süresini ders yılının dışında tamamlayan öğretmenlerin atamaları, 8 yıllık görev süresini doldurdukları tarihi takip eden ders yılının sona erdiği tarih itibarıyla yapılacak. Kadrolarının bulunduğu il içindeki eğitim kurumlarında alanlarında norm kadro açığı bulunmayan öğretmenlerin yer değiştirme işlemleri, aynı kapsamdaki bir sonraki atama dönemine kadar ertelenecek. 8 yıllık görev süresinin hesabına; aynı eğitim kurumunda ikinci görev kapsamında yönetici olarak geçen görev süreleri hariç olmak üzere, yıllık izin, hastalık izni, aylıksız izin, vekâlet, geçici görev ve benzeri nedenlerle fiilen yapılmayan öğretmenlik görevleri de dâhil edilecek. Adı değişen, dönüşen veya birleştirilen eğitim kurumlarında geçen sürelerin tamamı sekiz yıllık görev süresinin hesabında dikkate alınacak.

Öğretmenler 25 tercihte bulunacak

Birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan eğitim kurumlarında görev yapanlar hariç olmak üzere, alanı sınıf öğretmeni olan öğretmenlerden ara sınıflarda görev yapmakta iken aynı eğitim kurumunda sekiz yıllık görev süresini dolduranların başka eğitim kurumuna atamaları, aynı öğrencilerle devam etmeleri şartıyla 4’üncü sınıfı okuttukları ders yılının sona erdiği tarih itibarıyla yapılacak. Yapılacak atamalarda, öğretmenlere en fazla 25 eğitim kurumu tercih etme hakkı verilecek. Duyuruda; alanlar itibarıyla boş öğretmen kadroları, bu madde kapsamında ataması yapılacaklardan boşalacak muhtemel öğretmen kadroları, başvurunun yapılma şekli, başvuru yeri ve süresi ile diğer hususlara yer verilecek.

> Aynı okulda 8 yılını dolduran öğretmen başka okula

MEB’in öğretmen atama ve yer değiştirme taslağına göre; öğretmenler, aynı eğitim kurumunda en fazla toplam 8 yıl görev yapabilecek. 8 yılını dolduran öğretmenler ders yılının sonunda en fazla 2 ay içinde il içinde tercihte bulunacak. Tercihte bulunmayan veya tercihlerine atanamayan öğretmenler de re’sen (isteği dışında) atanacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği taslağını yayımlayarak, paydaşların görüş ve önerilerine açtı. Eğitim-öğretim hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için öğretmenliğe yapılacak atamalar ile öğretmenlerin yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlenen yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanacaklar ile bu eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenleri kapsıyor.

Taslağın 35. maddesinde öğretmenlerin aynı eğitim kurumunda azami çalışma süresi belirlendi. Taslağa göre öğretmenler, aynı eğitim kurumunda en fazla toplam sekiz yıl görev yapabilecek. Aynı eğitim kurumunda toplam 8 yıl görev yapan öğretmenlerin atamaları duyurunun ardından yapılacak. Atama, sürenin dolduğu tarihin içinde bulunduğu ders yılının sonundan itibaren en fazla 2 ay içinde aynı ilde alanlarında öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına tercihleri doğrultusunda hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılacak. Tercihlerine atanamayanlar ile tercih yapmayanların atamaları aynı eğitim kurumundaki görev süresi en fazla olandan başlamak üzere alanlarında öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına re'sen yapılacak.

Aynı eğitim kurumunda toplam 8 yıllık görev süresini ders yılının dışında tamamlayan öğretmenlerin atamaları, 8 yıllık görev süresini doldurdukları tarihi takip eden ders yılının sona erdiği tarih itibarıyla yapılacak. Kadrolarının bulunduğu il içindeki eğitim kurumlarında alanlarında norm kadro açığı bulunmayan öğretmenlerin yer değiştirme işlemleri, aynı kapsamdaki bir sonraki atama dönemine kadar ertelenecek. 8 yıllık görev süresinin hesabına; aynı eğitim kurumunda ikinci görev kapsamında yönetici olarak geçen görev süreleri hariç olmak üzere, yıllık izin, hastalık izni, aylıksız izin, vekâlet, geçici görev ve benzeri nedenlerle fiilen yapılmayan öğretmenlik görevleri de dâhil edilecek. Adı değişen, dönüşen veya birleştirilen eğitim kurumlarında geçen sürelerin tamamı sekiz yıllık görev süresinin hesabında dikkate alınacak.

Öğretmenler 25 tercihte bulunacak

Birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan eğitim kurumlarında görev yapanlar hariç olmak üzere, alanı sınıf öğretmeni olan öğretmenlerden ara sınıflarda görev yapmakta iken aynı eğitim kurumunda sekiz yıllık görev süresini dolduranların başka eğitim kurumuna atamaları, aynı öğrencilerle devam etmeleri şartıyla 4’üncü sınıfı okuttukları ders yılının sona erdiği tarih itibarıyla yapılacak. Yapılacak atamalarda, öğretmenlere en fazla 25 eğitim kurumu tercih etme hakkı verilecek. Duyuruda; alanlar itibarıyla boş öğretmen kadroları, bu madde kapsamında ataması yapılacaklardan boşalacak muhtemel öğretmen kadroları, başvurunun yapılma şekli, başvuru yeri ve süresi ile diğer hususlara yer verilecek.

Son Güncelleme: Salı, 21 Ekim 2014 17:38

Gösterim: 2040


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.