Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Habertürk’ün Konsensus’a yaptırdığı “Türkiye Gündemi Araştırması- Mart 2012, Meclis’te tartışmalara neden olan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de araştırdı.
KONSENSUS, araştırmasında son günlerde en çok tartışılan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de mercek altına aldı. Konsensus, ankete katılanlara; “Hükümetin hazırladığı ve 4+4+4 olmak üzere zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmayı amaçlayan yeni Milli Eğitim Yasası’nı onaylıyor musunuz?” sorusu yöneltti. Teklifi onaylayanların toplam oranı yüzde 45.9 olurken, onaylamayanların oranı yüzde 40.8’de kaldı. Peki tartışma yaratan 4+4+4 teklifine eğitim durumuna göre kimler destek veriyor, kimler karşı çıkıyor? Araştırmaya göre üniversite mezunlarının yüzde 53’ü 4+4+4 teklifine karşı çıkıyor. Yüzde 36.6’sı ise teklife destek veriyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Habertürk’ün Konsensus’a yaptırdığı “Türkiye Gündemi Araştırması- Mart 2012, Meclis’te tartışmalara neden olan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de araştırdı.
KONSENSUS, araştırmasında son günlerde en çok tartışılan 4+4+4 kademeli eğitim teklifini de mercek altına aldı. Konsensus, ankete katılanlara; “Hükümetin hazırladığı ve 4+4+4 olmak üzere zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmayı amaçlayan yeni Milli Eğitim Yasası’nı onaylıyor musunuz?” sorusu yöneltti. Teklifi onaylayanların toplam oranı yüzde 45.9 olurken, onaylamayanların oranı yüzde 40.8’de kaldı. Peki tartışma yaratan 4+4+4 teklifine eğitim durumuna göre kimler destek veriyor, kimler karşı çıkıyor? Araştırmaya göre üniversite mezunlarının yüzde 53’ü 4+4+4 teklifine karşı çıkıyor. Yüzde 36.6’sı ise teklife destek veriyor.
Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 12:17
Gösterim: 1668
Milli Eğitim Bakanlığı, Bitlis'e bağlı Ahlat ilçesinde Çok Programlı Lise'deki deprem ve yangın tatbikatında bazı öğrencilerin yaralanması bir öğrencinin ise hayatını kaybetmesi ile ilgili olayda ihmali görülen 3 öğretmenin açığa alındığını bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, 19 Mart 2012 tarihinde basında çıkan Bitlis İli Ahlat İlçesi Çok Programlı Lisesi'nde 28 Kasım 2011 tarihinde yapılan deprem ve yangın tatbikatı esnasında bazı öğrencilerin yaralandığı ve bir öğrencinin hayatını kaybetmesi ile ilgili basında bazı haberlerin yer aldığı vurgulanarak şöyle denildi:
"Bitlis Milli Eğitim Müdürlüğünce okula aynı gün İl Eğitim Denetmenleri gönderilerek inceleme-soruşturma işlemi başlatılmıştır. Olayda ihmalleri tespit edilen Okul Müdürü H.E., Müdür Yardımcısı S.A. ve Metal Öğretmeni (Alan Şefi) R.Y. açığa alınmış, bu kişiler disiplin soruşturması sona erinceye kadar görevlerine başlatılmamışlardır. Yapılan disiplin soruşturması sonucunda olayda ihmalleri görülen Okul Müdürü H.E., Müdür Baş Yardımcısı M.N.D., Okul Sivil Savunma Amiri Elektrik Teknik Öğretmeni C.S., Metal Öğretmeni (Alan Şefi) R.Y. ve Müdür Yardımcısı S.A. fiillerin gerektirdiği disiplin cezalarıyla cezalandırılmışlardır. Disiplin soruşturması sonucuna göre, idari yönden de Okul Müdürü H.E. Güroymak Kız Meslek Lisesi'ne, Müdür Baş Yardımcısı M.N.D., Müdür Yardımcısı olarak Ahlat Yeniköprü İlköğretim Okulu'na, Müdür Yardımcısı S.A. yöneticilik görevinden alınıp öğretmen olarak Adilcevaz Lisesi'ne ataması yapılarak görev yerleri değiştirilmiş, bu sorumlular hakkında Adli yönden yargılanma izni verilmiştir. Olayla ilgili olarak Adli Yargılama süreci devam etmektedir."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, Bitlis'e bağlı Ahlat ilçesinde Çok Programlı Lise'deki deprem ve yangın tatbikatında bazı öğrencilerin yaralanması bir öğrencinin ise hayatını kaybetmesi ile ilgili olayda ihmali görülen 3 öğretmenin açığa alındığını bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, 19 Mart 2012 tarihinde basında çıkan Bitlis İli Ahlat İlçesi Çok Programlı Lisesi'nde 28 Kasım 2011 tarihinde yapılan deprem ve yangın tatbikatı esnasında bazı öğrencilerin yaralandığı ve bir öğrencinin hayatını kaybetmesi ile ilgili basında bazı haberlerin yer aldığı vurgulanarak şöyle denildi:
"Bitlis Milli Eğitim Müdürlüğünce okula aynı gün İl Eğitim Denetmenleri gönderilerek inceleme-soruşturma işlemi başlatılmıştır. Olayda ihmalleri tespit edilen Okul Müdürü H.E., Müdür Yardımcısı S.A. ve Metal Öğretmeni (Alan Şefi) R.Y. açığa alınmış, bu kişiler disiplin soruşturması sona erinceye kadar görevlerine başlatılmamışlardır. Yapılan disiplin soruşturması sonucunda olayda ihmalleri görülen Okul Müdürü H.E., Müdür Baş Yardımcısı M.N.D., Okul Sivil Savunma Amiri Elektrik Teknik Öğretmeni C.S., Metal Öğretmeni (Alan Şefi) R.Y. ve Müdür Yardımcısı S.A. fiillerin gerektirdiği disiplin cezalarıyla cezalandırılmışlardır. Disiplin soruşturması sonucuna göre, idari yönden de Okul Müdürü H.E. Güroymak Kız Meslek Lisesi'ne, Müdür Baş Yardımcısı M.N.D., Müdür Yardımcısı olarak Ahlat Yeniköprü İlköğretim Okulu'na, Müdür Yardımcısı S.A. yöneticilik görevinden alınıp öğretmen olarak Adilcevaz Lisesi'ne ataması yapılarak görev yerleri değiştirilmiş, bu sorumlular hakkında Adli yönden yargılanma izni verilmiştir. Olayla ilgili olarak Adli Yargılama süreci devam etmektedir."
Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 11:39
Gösterim: 2158
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 12 yıllık zorunlu eğitim sistemini düzenlenen basın toplantısında gazetecilere uygulamalı olarak anlattı.
Mevcut sistemde okula başlama yaşında alt sınırın 72 ay (6 yaş), üst sınırın 84 ay (7 yaş) olduğunu hatırlatan Dinçer, yeni sistemde ise alt sınırın 60 aya (5 yaş), üst limitin 72 aya düşürüleceğini açıkladı. Dinçer'in verdiği bilgilere göre, okula başlama yaşının öne çekilmesi ilköğretimde çifte müfredat uygulamasını getirecek. 1. sınıfa başlayan öğrenciye daha önce ilköğretime başlayan diğer öğrencilerden farklı bir müfredat uygulanacak. Mevcut öğrenciler kendi müfredatları üzerinden eğitime devam edecek. Bu sayede öğrencilere 1 yıl kazandırılmış olunacak.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni sistemi gazetecilere tahtada uygulamalı olarak anlattı. Okula başlama yaşının öne çekilmesiyle, 1. sınıfa başlayan öğrenciye daha önce ilköğretime başlayan diğer öğrencilerden farklı bir müfredat uygulanacağını söyledi. 12 yıllık yeni sistemle üç amaçları olduğunu belirten Dinçer, "Birinci amaç, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması. Birçok ülke lise mezunu oranını yüzde 100'e çıkarmaya çalışıyor. Bizde ise toplam nüfus içinde lise mezunu oranı yüzde 28. İkinci hedef eğitim sisteminin esnekleştirilerek demokratik hale getirilmesi. Üçüncü amacımız da okula başlama yaşında üst limitin 72 ay ile sınırlandırılıp çocuklarımıza 1 yıl kazandırmak." diye konuştu.
Ömer Dinçer, yeni sisteme geçilmesiyle birlikte derslik ihtiyacının da artacağına dikkat çekti. Çok sayıda okulda, projede derslik olmasına rağmen sonradan müdür, müdür yardımcısı odası yapılan sınıfların bulunduğunu kaydetti. Sadece Antalya'da idarecilerin odalarını gözden geçirerek 470 derslik kazandırdıklarnı anlattı. Yeni sisteme geçilmesiyle 1. sınıfa başlayan öğrencilerin sayısının artacağını ve öğretmen ihtiyacı doğabileceğini kaydeden Dinçer, "1. sınıf müfredatımız belli olduğunda o müfredata uygun eğitimi verebilecek olan anaokul öğretmeni veya sınıf öğretmenini biz seçeceğiz." dedi. Açık öğretimle ilgili eleştirilere de şöyle cevap verdi: "Bu isteyeni liseye, isteyenin açık öğretime gidebileceği bir sistem değil. Kimlerin liseyi açık öğretime giderek bitirebileceğine Bakanlar Kurulu karar verecek. Açık öğretime gideceklerin oranı yüzde 2'yi geçmez."
‘Okul öncesi zorunlu olmayacak’
12 yıllık kesintili eğitimle birlikte okul öncesi eğitimin de zorunlu olmasının tartışıldığını hatırlatan Dinçer şu bilgileri verdi: "Zorunlu demek, devletin ücretsiz olarak vereceği ve öğrenci gelmediğinde veliye hesabını soracağı bir sistem. Yerleşim şartların dikkate alarak okul öncesini zorunlu hale getirmedik. Zira bu durumda köy ve mezralardaki çocukları taşımak zorunda kalacağız. Türkiye'de 36 bin civarında köy, 44 bin civarında mezra var. Çocuğu 2-3 haneli yerden alıp getirmek zor bir şey. Bu alanı esnek bırakmak bize daha rasyonel geldi. Bu, altından kolay kalkabileceğimiz bir şey değil."
Seçmeli din dersine yeşil ışık
"İkinci kademede seçmeli derslerin gelmesiyle din dersi zorunlu olmaya devam edecek mi?'' sorusuna üzerine Dinçer, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin gerçek anlamda bir din dersi olmadığını söyledi. Dinçer, "Gerçek anlamda din dersinden bahsediyorsanız, çocukların her birine kendi dinlerinin öğretileceği, kendi inanışlarının öğretilebileceği bir bilginin verildiği ders anlaşılmalı. O yüzden de Müslüman çocuklar İslam dinini, Hristiyanlar Hristiyanlığı, Musevilerin Museviliği öğrenebildikleri bir din dersi konulursa onun isteğe bağlı verilmesi kanaatindeyim.'' diye konuştu. Bir gazetecinin "Öyle olacak mı?'' sorusuna, "Ben sadece düşüncemi söylüyorum. Böyle olacağına dair konuyu Talim ve Terbiye Kurulu verecek.'' karşılığını verdi. "Alevilik de olacak mı bunların içinde?'' sorusu üzerine şunları söyledi: "Onun da olabileceğini varsayarak düşünüyorum. Bunların hepsi benim kanaatlerim ve varsayımlarım. Türk eğitim sistemini esnekleştiriyoruz, demokratikleştiriyoruz. Çocuklarımıza tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu ve gerektirdiği temel dersleri mutlaka vermeliyiz. Zorunlu dersler olarak bu dersleri aldıktan sonra bunun üzerine herkes kendi rengine, kendi beklentisine, kendi sesine uygun bir eğitim de alabileceği bir yapı olsun. Bunun ne mahsuru var diye sıklıkla soruyorum. Biz o zaman normalleşeceğiz çünkü, biz o zaman Türkiye olmaya başlayacağız.''
Kürtçe'nin seçmeli ders olması durumunda kimin ders vereceğinin sorulması üzerine Bakan, "Türkiye'de öğretmen olmanın şartları bellidir, biz o şartlarda öğretmen buluruz.'' cevabını verdi.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 12 yıllık zorunlu eğitim sistemini düzenlenen basın toplantısında gazetecilere uygulamalı olarak anlattı.
Mevcut sistemde okula başlama yaşında alt sınırın 72 ay (6 yaş), üst sınırın 84 ay (7 yaş) olduğunu hatırlatan Dinçer, yeni sistemde ise alt sınırın 60 aya (5 yaş), üst limitin 72 aya düşürüleceğini açıkladı. Dinçer'in verdiği bilgilere göre, okula başlama yaşının öne çekilmesi ilköğretimde çifte müfredat uygulamasını getirecek. 1. sınıfa başlayan öğrenciye daha önce ilköğretime başlayan diğer öğrencilerden farklı bir müfredat uygulanacak. Mevcut öğrenciler kendi müfredatları üzerinden eğitime devam edecek. Bu sayede öğrencilere 1 yıl kazandırılmış olunacak.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni sistemi gazetecilere tahtada uygulamalı olarak anlattı. Okula başlama yaşının öne çekilmesiyle, 1. sınıfa başlayan öğrenciye daha önce ilköğretime başlayan diğer öğrencilerden farklı bir müfredat uygulanacağını söyledi. 12 yıllık yeni sistemle üç amaçları olduğunu belirten Dinçer, "Birinci amaç, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması. Birçok ülke lise mezunu oranını yüzde 100'e çıkarmaya çalışıyor. Bizde ise toplam nüfus içinde lise mezunu oranı yüzde 28. İkinci hedef eğitim sisteminin esnekleştirilerek demokratik hale getirilmesi. Üçüncü amacımız da okula başlama yaşında üst limitin 72 ay ile sınırlandırılıp çocuklarımıza 1 yıl kazandırmak." diye konuştu.
Ömer Dinçer, yeni sisteme geçilmesiyle birlikte derslik ihtiyacının da artacağına dikkat çekti. Çok sayıda okulda, projede derslik olmasına rağmen sonradan müdür, müdür yardımcısı odası yapılan sınıfların bulunduğunu kaydetti. Sadece Antalya'da idarecilerin odalarını gözden geçirerek 470 derslik kazandırdıklarnı anlattı. Yeni sisteme geçilmesiyle 1. sınıfa başlayan öğrencilerin sayısının artacağını ve öğretmen ihtiyacı doğabileceğini kaydeden Dinçer, "1. sınıf müfredatımız belli olduğunda o müfredata uygun eğitimi verebilecek olan anaokul öğretmeni veya sınıf öğretmenini biz seçeceğiz." dedi. Açık öğretimle ilgili eleştirilere de şöyle cevap verdi: "Bu isteyeni liseye, isteyenin açık öğretime gidebileceği bir sistem değil. Kimlerin liseyi açık öğretime giderek bitirebileceğine Bakanlar Kurulu karar verecek. Açık öğretime gideceklerin oranı yüzde 2'yi geçmez."
‘Okul öncesi zorunlu olmayacak’
12 yıllık kesintili eğitimle birlikte okul öncesi eğitimin de zorunlu olmasının tartışıldığını hatırlatan Dinçer şu bilgileri verdi: "Zorunlu demek, devletin ücretsiz olarak vereceği ve öğrenci gelmediğinde veliye hesabını soracağı bir sistem. Yerleşim şartların dikkate alarak okul öncesini zorunlu hale getirmedik. Zira bu durumda köy ve mezralardaki çocukları taşımak zorunda kalacağız. Türkiye'de 36 bin civarında köy, 44 bin civarında mezra var. Çocuğu 2-3 haneli yerden alıp getirmek zor bir şey. Bu alanı esnek bırakmak bize daha rasyonel geldi. Bu, altından kolay kalkabileceğimiz bir şey değil."
Seçmeli din dersine yeşil ışık
"İkinci kademede seçmeli derslerin gelmesiyle din dersi zorunlu olmaya devam edecek mi?'' sorusuna üzerine Dinçer, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin gerçek anlamda bir din dersi olmadığını söyledi. Dinçer, "Gerçek anlamda din dersinden bahsediyorsanız, çocukların her birine kendi dinlerinin öğretileceği, kendi inanışlarının öğretilebileceği bir bilginin verildiği ders anlaşılmalı. O yüzden de Müslüman çocuklar İslam dinini, Hristiyanlar Hristiyanlığı, Musevilerin Museviliği öğrenebildikleri bir din dersi konulursa onun isteğe bağlı verilmesi kanaatindeyim.'' diye konuştu. Bir gazetecinin "Öyle olacak mı?'' sorusuna, "Ben sadece düşüncemi söylüyorum. Böyle olacağına dair konuyu Talim ve Terbiye Kurulu verecek.'' karşılığını verdi. "Alevilik de olacak mı bunların içinde?'' sorusu üzerine şunları söyledi: "Onun da olabileceğini varsayarak düşünüyorum. Bunların hepsi benim kanaatlerim ve varsayımlarım. Türk eğitim sistemini esnekleştiriyoruz, demokratikleştiriyoruz. Çocuklarımıza tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu ve gerektirdiği temel dersleri mutlaka vermeliyiz. Zorunlu dersler olarak bu dersleri aldıktan sonra bunun üzerine herkes kendi rengine, kendi beklentisine, kendi sesine uygun bir eğitim de alabileceği bir yapı olsun. Bunun ne mahsuru var diye sıklıkla soruyorum. Biz o zaman normalleşeceğiz çünkü, biz o zaman Türkiye olmaya başlayacağız.''
Kürtçe'nin seçmeli ders olması durumunda kimin ders vereceğinin sorulması üzerine Bakan, "Türkiye'de öğretmen olmanın şartları bellidir, biz o şartlarda öğretmen buluruz.'' cevabını verdi.
(zaman)
Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 09:07
Gösterim: 2723
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer gazetecilerle yaptığı bilgilendirme toplantısında okula başlama ile ilgili son düzenlmeyi anlattı.
Ömer Dinçer, “60 ayı dolduran çocuk okula başlayacak.Mevcut sistemde eğitime başlama yaşında alt limit 72 aydı. Ancak 68 ila 83 ayı dolduran çocuklar eğitime kabul edilebiliyordu. Yeni düzenlemeyle eğitim yaşı, 1 yıl öne alınacak. Eğitime başlama alt sınırı 60 aya çekiyoruz, üst sınırı ise 72 ay yapıyoruz. 72 ayı üst limit olarak belirleyerek çocuklarımıza 1 yıl kazandırıyoruz” dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer gazetecilerle yaptığı bilgilendirme toplantısında okula başlama ile ilgili son düzenlmeyi anlattı.
Ömer Dinçer, “60 ayı dolduran çocuk okula başlayacak.Mevcut sistemde eğitime başlama yaşında alt limit 72 aydı. Ancak 68 ila 83 ayı dolduran çocuklar eğitime kabul edilebiliyordu. Yeni düzenlemeyle eğitim yaşı, 1 yıl öne alınacak. Eğitime başlama alt sınırı 60 aya çekiyoruz, üst sınırı ise 72 ay yapıyoruz. 72 ayı üst limit olarak belirleyerek çocuklarımıza 1 yıl kazandırıyoruz” dedi.
Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 09:25
Gösterim: 2663
CHP'li Muharrem İnce olaylı geçen Milli Eğitim Komisyonu toplantısı öncesinde kaydedilen bir CD'yi basın mensuplarına dağıttı.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, kavgalı Milli Eğitim Komisyonu toplantısı öncesinde bir yerel televizyona ”Grup Başkanvekillerimizin çağrısı üzerine, yarın 13.00’de toplanmak üzere dönüyoruz. Muhalefetin İçtüzük kurallarını hiçe sayarak, bir takım engellemeler yaptığını görüyoruz. Bunun tedbirini alabilmek amacıyla bir gayret içindeyiz” şeklinde açıklama yaptığını belirterek, buna ilişkin CD’yi basın mensuplarına dağıttı.
İnce, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de, ”Yalan Rüzgarı” adlı dizinin uzun yıllar sürdüğünü ancak ”AK Parti’nin yalan rüzgarının” bir haftada bittiğini söyledi. İnce, Başbakan, AK Parti grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları ve Milli Eğitim Komisyonu Başkanı’nın, bir haftadır ”CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekillerine talimat verdi, milletvekilleri salona geldi” dediklerini söyledi. İnce, ”AKP milletvekilleri kendiliğinden geldi, bunu bize yutturmaya çalıştılar. Gerçek öyle değilmiş” dedi.
İnce, CHP’li milletvekillerinin, komisyonun 11 Mart Pazar günkü toplantısına kravatlı, takım elbiseli, ellerinde dosyalarla, hazırlık yaparak geldiklerini ifade ederek, ”AKP milletvekilleri, kravatsız, kavga, zorbalık için gelmişlerdi, ellerinde dosya, notlar yoktu, konuşmak için değil, konuşturmamak için gelmişlerdi. Orada yaşanan zorbalıkların başlangıcı böyle olmuştur” diye konuştu. AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, toplantıdan bir gün önce Ordu’da yerel bir televizyona açıklamalarda bulunduğunu belirten İnce, Şener’in, ”Grup başkanvekillerimizin çağrısı üzerine, yarın 13.00’de toplanmak üzere dönüyoruz. Komisyonda önemli bir kanun görüşülüyor. Muhalefetin İçtüzük kurallarını hiçe sayarak, bir takım engellemeler yaptığını görüyoruz. Bunun tedbirini alabilmek amacıyla bir gayret içindeyiz. Onun için yarın sabah döneceğiz” ifadelerinin yer aldığı CD’yi basın mensuplarına dağıttı.
İnce, Komisyonda yaşananların planlı olduğunu söylediklerini ifade ederek, izledikleri görüntülerin, kendilerini haklı çıkardığını savundu. İnce, Milli Eğitim Komisyonu Başkanı’nın, Komisyonu, ”AK Parti grup başkanvekillerinin talimatıyla yönettiğini” ileri sürerek, bu görüntülerden sonra başta Başbakan olmak üzere, AK Parti yöneticilerinin ne diyeceğini merak ettiğini kaydetti.Şener’e, ”gerçekleri söylediği için” teşekkür eden İnce, Başbakan, Milli Eğitim Komisyonu Başkanı ve Şener’in farklı şeyler söylediğini ileri sürdü.
”AKP Grubu biliyor da biz mi bilmiyoruz”
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, komisyon tutanaklarında 6 kez söz istemesine rağmen söz verilmediğini görebileceğini belirten İnce, şöyle devam etti: ”Benim ve 45 milletvekili arkadaşımın söz istemlerini yazılı olarak Komisyon Başkanı’na veriyorum. Bunun görüntüleri de var. Sayın Çiçek, tutanakları görmediyse, görüntüleri de mi görmedi? Onları da görmediyse İhsan Şener’in görüntülerini de mi görmedi? Bu üç olaydan sonra Sayın Çiçek’in yapması gereken bir şey var; teklifi komisyona derhal iade etmelidir. Devlet adamlığı bunu gerektirir. TBMM’nin en tecrübeli milletvekillerinden biri olan Çiçek’e yakışan budur. Bunu yapmazsa hukuku, İçtüzüğü çiğnemiş, devlet adamlığı görüntüsünden yine bir hazırlık içindeler. AK Parti grubunun, 27 Mart-5 Nisan tarihleri arasında yasalaştırılması planlanan düzenlemeler arasında 4 4 4 de var. Meclis Başkanlığı daha tavrını belirlememiş. Meclis Başkanı, belki komisyona havale edecek. Meclis Başkanı tavrını belirledi, AKP grubu biliyor da yoksa biz mi bilmiyoruz? Sıkıyönetim ilan etmişler, kimse Ankara’da ayrılmasın.”
(habertürk)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP'li Muharrem İnce olaylı geçen Milli Eğitim Komisyonu toplantısı öncesinde kaydedilen bir CD'yi basın mensuplarına dağıttı.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, kavgalı Milli Eğitim Komisyonu toplantısı öncesinde bir yerel televizyona ”Grup Başkanvekillerimizin çağrısı üzerine, yarın 13.00’de toplanmak üzere dönüyoruz. Muhalefetin İçtüzük kurallarını hiçe sayarak, bir takım engellemeler yaptığını görüyoruz. Bunun tedbirini alabilmek amacıyla bir gayret içindeyiz” şeklinde açıklama yaptığını belirterek, buna ilişkin CD’yi basın mensuplarına dağıttı.
İnce, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de, ”Yalan Rüzgarı” adlı dizinin uzun yıllar sürdüğünü ancak ”AK Parti’nin yalan rüzgarının” bir haftada bittiğini söyledi. İnce, Başbakan, AK Parti grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları ve Milli Eğitim Komisyonu Başkanı’nın, bir haftadır ”CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekillerine talimat verdi, milletvekilleri salona geldi” dediklerini söyledi. İnce, ”AKP milletvekilleri kendiliğinden geldi, bunu bize yutturmaya çalıştılar. Gerçek öyle değilmiş” dedi.
İnce, CHP’li milletvekillerinin, komisyonun 11 Mart Pazar günkü toplantısına kravatlı, takım elbiseli, ellerinde dosyalarla, hazırlık yaparak geldiklerini ifade ederek, ”AKP milletvekilleri, kravatsız, kavga, zorbalık için gelmişlerdi, ellerinde dosya, notlar yoktu, konuşmak için değil, konuşturmamak için gelmişlerdi. Orada yaşanan zorbalıkların başlangıcı böyle olmuştur” diye konuştu. AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener’in, toplantıdan bir gün önce Ordu’da yerel bir televizyona açıklamalarda bulunduğunu belirten İnce, Şener’in, ”Grup başkanvekillerimizin çağrısı üzerine, yarın 13.00’de toplanmak üzere dönüyoruz. Komisyonda önemli bir kanun görüşülüyor. Muhalefetin İçtüzük kurallarını hiçe sayarak, bir takım engellemeler yaptığını görüyoruz. Bunun tedbirini alabilmek amacıyla bir gayret içindeyiz. Onun için yarın sabah döneceğiz” ifadelerinin yer aldığı CD’yi basın mensuplarına dağıttı.
İnce, Komisyonda yaşananların planlı olduğunu söylediklerini ifade ederek, izledikleri görüntülerin, kendilerini haklı çıkardığını savundu. İnce, Milli Eğitim Komisyonu Başkanı’nın, Komisyonu, ”AK Parti grup başkanvekillerinin talimatıyla yönettiğini” ileri sürerek, bu görüntülerden sonra başta Başbakan olmak üzere, AK Parti yöneticilerinin ne diyeceğini merak ettiğini kaydetti.Şener’e, ”gerçekleri söylediği için” teşekkür eden İnce, Başbakan, Milli Eğitim Komisyonu Başkanı ve Şener’in farklı şeyler söylediğini ileri sürdü.
”AKP Grubu biliyor da biz mi bilmiyoruz”
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, komisyon tutanaklarında 6 kez söz istemesine rağmen söz verilmediğini görebileceğini belirten İnce, şöyle devam etti: ”Benim ve 45 milletvekili arkadaşımın söz istemlerini yazılı olarak Komisyon Başkanı’na veriyorum. Bunun görüntüleri de var. Sayın Çiçek, tutanakları görmediyse, görüntüleri de mi görmedi? Onları da görmediyse İhsan Şener’in görüntülerini de mi görmedi? Bu üç olaydan sonra Sayın Çiçek’in yapması gereken bir şey var; teklifi komisyona derhal iade etmelidir. Devlet adamlığı bunu gerektirir. TBMM’nin en tecrübeli milletvekillerinden biri olan Çiçek’e yakışan budur. Bunu yapmazsa hukuku, İçtüzüğü çiğnemiş, devlet adamlığı görüntüsünden yine bir hazırlık içindeler. AK Parti grubunun, 27 Mart-5 Nisan tarihleri arasında yasalaştırılması planlanan düzenlemeler arasında 4 4 4 de var. Meclis Başkanlığı daha tavrını belirlememiş. Meclis Başkanı, belki komisyona havale edecek. Meclis Başkanı tavrını belirledi, AKP grubu biliyor da yoksa biz mi bilmiyoruz? Sıkıyönetim ilan etmişler, kimse Ankara’da ayrılmasın.”
(habertürk)
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Mart 2012 18:05
Gösterim: 1591