Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ÖSYM, Danıştay kararının ardından 2012 ÖSYS kılavuzunu yenileme kararı aldı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı tarafından, Danıştay 8. Dairesi’nin kararı uyarınca ÖSYM Başkanlığınca, 2012 yılı için yükseköğretime yerleştirme puanları hesaplanırken Yükseköğretim Kurulunun 30.11-01.12.2011 tarihli ve 2011.21.1120 sayılı kararı ile yayımı uygun bulunan 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzuna göre işlem tesisi suretiyle uygulanmasına karar verilmiştir.

Bu karar gereğince; 16 Temmuz 2012 tarihinde ÖSYM'nin internet adresinden yayımlanan 2012-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu yeniden düzenlenerek en kısa sürede adayların ve kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Adayların bu Kılavuzu dikkatle incelemeleri ve ÖSYM’den yapılan duyuruları takip etmeleri gerekmektedir.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığınca verilen bu karar doğrultusunda adayların yerleştirme puanlarının hesaplanması işlemlerine başlanmıştır.

Adaylara ve kamuoyuna önemle duyurulur.

> ÖSYM, ÖSYS kılavuzunu yenileyecek

ÖSYM, Danıştay kararının ardından 2012 ÖSYS kılavuzunu yenileme kararı aldı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı tarafından, Danıştay 8. Dairesi’nin kararı uyarınca ÖSYM Başkanlığınca, 2012 yılı için yükseköğretime yerleştirme puanları hesaplanırken Yükseköğretim Kurulunun 30.11-01.12.2011 tarihli ve 2011.21.1120 sayılı kararı ile yayımı uygun bulunan 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzuna göre işlem tesisi suretiyle uygulanmasına karar verilmiştir.

Bu karar gereğince; 16 Temmuz 2012 tarihinde ÖSYM'nin internet adresinden yayımlanan 2012-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu yeniden düzenlenerek en kısa sürede adayların ve kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Adayların bu Kılavuzu dikkatle incelemeleri ve ÖSYM’den yapılan duyuruları takip etmeleri gerekmektedir.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığınca verilen bu karar doğrultusunda adayların yerleştirme puanlarının hesaplanması işlemlerine başlanmıştır.

Adaylara ve kamuoyuna önemle duyurulur.

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Temmuz 2012 17:31

Gösterim: 2320

Hürriyeteğitim, tercihlerle ilgili merak edilenleri uzman görüşleri ve yorumlarıyla cevapladı.

Tercihlerde puan değil başarı sırası önemliÜniversite tercihleri yapılırken her adayın kafasını karıştıran bir soru da “Puan mı, başarı sırası mı önemli?” olur. Öncelikle söylemek gerekirse puan değil, başarı sırası önemli. Puanların oluşumunda kullanılan veriler testlerin soru çözüm ortalamalarına ve standart sapmalarına göre her yıl değişebiliyor.

Fakat puanlardan yola çıkılarak yapılan sıralamalar büyük ölçüde değişmiyor. Bu nedenle adaylar mutlaka bir veri kullanmak istiyorlarsa kendi başarı sıralarıyla geçen yılki başarı sıraları arasında bir ilişki kurmaları doğru olur. Çünkü bu sınavların asıl amacı adayları belli bir puana göre sıralamak ve yerleştirmede bir ölçüt elde etmek.

Tercih efsaneleri

Çok istediğin bölümü 3 kere yazmalısın: Bir bölümü bir defa yazmanız şansınızı denemek için yeterlidir. Çünkü o bölümü yazan sayısı ve yazanların puanları belli, ÖSYM’nin yerleştirme stratejisi de belli.  Bölümü ne kadar çok istediğinizi ve şansınızı tercih listesinde birden fazla kez yazarak değil aldığınız puan ile gösterebilirsiniz.

O bölümde işsiz kalırsın:  Türkiye’de işsiz sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. İş tanımları, iş açıkları her geçen gün değişim gösteriyor. Fakülteler altında farklı isimlerde fakat aynı içerikte birçok bölüm bulunuyor. İş dünyasının artık kişisel gelişime önem verdiğini ve üniversite tecrübesi ile kişisel gelişiminizi gözönüne alarak iş başvurularını elediğini söyleyebiliriz. Tercih etmek istediğiniz bölüm ilgi alanınızda ve keyifle okuyabileceğiniz, üzerine bir şeyler katabileceğiniz bir bölüm ise işsiz kalırım korkusu ile ondan vazgeçmeyin.

Severek ve keyifle 4 yıl geçireceğeniz bölüm üzerine üniversite yıllarında yaptığınız stajlar ve yabancı dil eğitimleri ile işsiz kalma problemini rahatlıkla aşabilirsiniz.

Meslek 

Her zaman ihtiyaç var

İnsanların sağlığını koruma ve sağlık koruma yöntemlerini geliştirme, hastalık ve sakatlıkları iyileştirme alanında çalışacak ve araştırma yapacak sağlık personelini (hekim) yetiştirmeyi amaçlayan bir bölüm. Tıp doktorluğu diploması alan bir kişi “Pratisyen Doktor” unvanını alır.

ÖSYM tarafından yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nda (TUS) başarılı olduğu takdirde Dâhiliye, Nöroloji, Göz Hastalıkları, Ortopedi, Kadın doğum vb. alanlarda uzmanlaşabilir. Hekim ve sağlık personelinin sayısının yetersiz olması ve yurt genelinde dengesiz dağılımı nedeniyle sağlık hizmetlerinde istenen gelişme sağlanamamaktadır. Pratisyen ya da uzman hekim olarak iyi yetişmiş tıp doktorlarına büyük ihtiyaç  vardır. Devlet hastaneleri ve özel hastaneler, klinik vb. sağlık kuruluşlarında pratisyen / uzman hekim olarak çalışabilirler. Ülkemizin sağlık personeline, özellikle hekime olan ihtiyacı gittikçe artmaktadır. Geçerliliğini ve popülerliliğini koruyacak bir meslek dalıdır. Beyin - el koordinasyonu yüksek olan, fen bilimleri, anatomi ve fizyolojiye ilgi duyan, bilimsel araştırma meraklısı, sorumluğu yüksek, insan ihtiyaçlarına karşı duyarlı adaylar için ideal meslek.

Hekimlik en zor mesleklerden  biridir

Seha Saygili  (İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu):

Lise derslerinde biyoloji ve fizik  derslerine olan ilgim beni tıp fakültesine yönlendirdi. Hekimlik teorik olarak kişiyi geliştirmesinin yanında, insanlara faydalı sağlık gibi çok önemli bir alanda yararlı olma fikri bana çok yakın geldi. Fakülte yılları zor olduğu kadar keyifli de geçti. Her yeni bilgi, staj yeni uzmanlar ile tanışmamıza vesile oldu, bir yandan bilgilerimizi arttırırken bir yandan kendimize örnek olabilecek farklı insanlar ile tanıştık.

Verilen emek ve zaman hekimlikte büyüktür

İyi hekimlik pratiği ile ilgili tek bir doğru bulunmuyor.  İki bin nüfuslu bir ilçede sağlık ocağı hekimliği yaparken de bir üniversite salonunda uzman olduğun konuyla ilgili ders anlatırken de hekim olarak paha biçilemeyecek derece önemli işler ortaya çıkarılabilinir. Bulunduğun noktada elinden gelenin en iyisini yapmak ve günlük koşuşturma içinde kendini güncellemeyi gözardı etmemek olmalı bir hekimin hedefi. Her meslek zordur. Hekimlik başka bir meslekten daha zor değil ancak sorumluluk alanı geniş olması sebebi ile zaman zaman yıpratıcı olabilir. Karar vermeden önce ilgili kişilerle görüşmek yararlı olur. Üniversite konusundan bu kadar azimle çalışıp tüm boş zamanlarını bu hedefe yönelten arkadaşlar mutlaka başarılı olacaklar. Üniversite yıllarında ilgili oldukları branşı seçtikleri taktirde öğrenmeye yönelik motivasyonları artacak, sabırla çalışacaklar. Verdikleri zamanın ve emeğin kat ve kat üstünde olan  hekim önlüğünü  sırtlarında bulacaklardır.

Uzmandan

Açıköğretim kontenjanlı hale geldi, buraya yerleştirilen gitmezse puan kaybedecek

Celil Vardar (Final Eğitim Kurumları Tanıtım ve Rehberlik Koordinatörü): Geçen yıl oluşan taban puanlar,adayların AOBP’leri 0,15 katsayısıyla çarpılarak elde edilen puanlardan oluştu. Bu yıl AOBP kaldırıldı, sadece OBP uygulanacak. Ayrıca OBP’nin çarpılacağı katsayı da tüm adaylar için aynı olacak. Alan içi alan dışı diye bir şey kalmadı artık herkese aynı katsayı uygulanacak. Bu nedenle bu yıl oluşacak puanlar geçen yılın puanlarına göre farklı olacak. Ancak puanlar nasıl hesaplanırsa hesaplansın başarı sıraları yine belirleyici olacak diyebiliriz. Örneğin geçen yıl 16.525.sıradaki bir adayın en son yerleştiği bir programa başarı sırası 25.000 olan bir adayın yerleşme olasılığı –adayların eğilimlerinde çok önemli bir değişiklik olmadığı ve aynı alanda eğitim veren çok sayıda yeni üniversite açılmadığı sürece- çok zayıftır. Bu konuda oluşabilecek muhtemel değişiklikler için adayların uzmanlara danışmalarında yarar var. Bu yıl yapılan kimi düzenlemeleri de hatırlamak gerekir: Örneğin YÖK, önümüzdeki yıldan geçerli olmak üzere Fen-Edebiyat Fakültelerine kaydolacak adaylara formasyon verilmeyeceğini karara bağladı. Eğitim Fakültelerinde bazı programların İkinci öğretim programları kapatıldı. Açıköğretim Fakültesi’nde neredeyse bütün lisans programları artık “kontenjanlı” hale geldi. Yani önceki yıllarda Açıköğretim Fakültesi’nin kontenjansız programlarına yerleştiğinde adayın ertesi yıl sınava girdiğinde OBP katsayısı değişmiyordu. Şimdi bu programlara yerleşildiği taktirde (kayıt yaptırıp yaptırmaması önemli değil, yerleşmiş olması yeterli) bir sonraki yıl sınava tekrar girdiğinde OBP’nin çarpılacağı katsayı 0,12 değil 0,06 olacak, yani puan kaybedecek.

Rektörden

Ait olunacak camia üniversite ile belirlenir 

Prof. Dr. Muhammed Şahin (İTÜ Rektörü):

İyi bir üniversite eğitimi almayı hedefleyen adayların önemli bir kısmı aile ve çevrenin etkisi ile ilgisinin ve yeteneğinin olmadığı bir alana yönlendiriliyor. Ancak, sevmediği ve istemediği bir bölümde eğitim alan öğrencinin o alanda başarılı olması zor. Adaylar, tercihlerinde üniversitenin akademik kadrosundan, verdiği diplomanın yurtdışı eşdeğerliğine, bilimsel araştırma projelerinden laboratuvara, yurtdışı eğitim olanaklarından iş dünyasıyla olan yakın işbirliğine kadar birçok noktayı dikkate almalı, yapacakları seçimin geleceklerini doğrudan etkileyeceğini unutmamalı.

Adayların seçecekleri üniversite çok önemli. Rekabetin yoğun olarak yaşandığı alanlarda, mezun  olunan üniversite, iş bulmada önem taşıyor. Uluslararası düzeyde akredite olmuş, alanında öncü, seçkin akademisyenlerin yer aldığı bir üniversitede eğitim almak önünüzü açar. Üniversite, mezunlarının yaşamları boyunca taşıyacağı bir etikettir. Öğrenciler tercih yaparken ait olmak istedikleri camiaya karar vermelidir. Çünkü üniversite tercihi ait olunacak camia tercihi demektir.

İş dünyasının yoğun olarak faaliyet gösterdiği ve istihdam olanaklarının yüksek olduğu bir şehirde, öğrencilerin çeşitli sektörleri gözlemleme ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikleri yaşayarak geliştirebilmesine imkan vermektedir. 

Petrol, Cevher Mühendisliği’ne ilgi artıyor

Gelecekte bilim ve teknoloji çok hızlı ilerliyor. Şu anda istihdamı yüksek olan birçok iş kolu bundan 5 yıl önce keşfedilmemişti. Günümüzde de gelecekte de mimarlık, makine, inşaat, elektronik haberleşme gibi temel bölümler hiçbir zaman önemini yitirmeyecek ancak farklı alanlarda uzmanlaşma getiren bölümlerin de yıldızı parlayacaktır. Örneğin İşletme Mühendisliği, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, Cevher Hazırlama Mühendisliği, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği, Kontrol Mühendisliği mezunlarının istihdam oranının artmasıyla bu bölümlere gösterilen  ilgi de artıyor.

Merak ettikleriniz

- Özel üniversitelerin burslu bölümlerini tercih etmeyi düşünüyorum. Hangi durumda bursumu kaybederim?

Bu konuda her üniversitede istenen kriterler farklı olabilir. Genellikle belli bir not ortalamasının sağlanması isteniyor. Tercih yapmadan önce ilgili üniversiteden bilgi almak daha sağlıklı olur.

- Meslek Lisesi mezunuyum. Sınavsız geçiş hakkımı kullanarak bir programa yerleşirsem önümüzdeki yıl ortaöğretim başarı puanım düşer mi?

Meslek lisesi mezunları sınavsız geçiş haklarının bulundğu kendi alanlarının devamı niteliğindeki önlisans programlarına yerleştirildiklerinde bir sonraki yıl puan kaybına uğramazlar.

- Tercih işlemlerini internetten bireysel olarak mı yoksa başvuru merkezlerine müracaat ederek mi yapmak daha sağlıklı?

ÖSYM’nin de kılavuzda açıkladığı gibi; internet kullanımında deneyimi olmayan ve yanlışlık yapmaktan çekinen adayların tercihlerini Başvuru Merkezleri aracılığıyla yapmaları daha doğru olacaktır. Tercihlerin internet üzerinden aday tarafından gönderilmesi durumunda yapılabilecek yanlışların sorumluluğu adaya ait olacaktır.

- Tercihlerimi ÖSYM’ye gönderdikten sonra değişiklik yapmak mümkün mü?

Tercih başvuru süresi içinde değişiklik yapmak mümkündür.

- 2 yıllık bir yüksekokul okuduktan sonra 4 yıllık bir bölüme geçiş yapabilir miyim?

Evet geçiş yapmanız mümkün. Ancak bu geçişi yapabilmek için yine ÖSYM'nin yapacağı Dikey Geçiş Sınavı'na 'DGS) girmek gerekir. Ayrıca DGS'ye giren her aday kendi alanının devamı niteliğindeki lisans programlarını tercih edebilir.

Geleceğinizi tasarlamadan tercih yapmayın

Her yıl Temmuz ayının bu günleri eğitim gündeminin en sıcak olduğu, gelecekle ilgili kritik kararların verildiği dönemdir.  Hem eğitimciler, hem anne baba, hem de öğrenciler büyük bir telaş yaşarlar. Gençlerin üniversiteli olmadan önceki bu son durağı aslında onlar için de bir keşif zamanıdır.

Hangi mesleğe yönelecekleri, mesleğin gelecekteki durumu, kendilerinin güçlü ve zayıf yönleri kuşkusuz tercihlerini yakından etkiler. 5 yıl önce var olmayan yeni mesleklerle tanışıyor, bazıları farklılaşıyor. Her yeni teknoloji, hem iş hızını, hem iş dünyasının biçimini değiştiriyor. İşte bu zor süreçte neler yapmalı? Rektörlerden, uzmanlardan size küçük ipuçlara devam.

Meslek

İkna gücü olanlar için hukuk ideal

Hukuk programının amacı; toplumda  bireylerin birbirleri ve devletle ilişkilerini düzenleyen yasaların uygulanması sırasında ortaya çıkacak anlaşmazlıkların çözümü konusunda çalışacak hukukçuları yetiştirmek ve bu alanda araştırma yapmaktır. Hukuk Fakültesi’nde başarılı olabilmek için öğrencinin lisede aldığı Türkçe ve Matematik derslerinin iyi olması beklenir. Ayrıca bu bölümü seçecek öğrencilerin üstün bir akademik yeteneğe, ikna gücüne, sağlam bir mantık ve seziye sahip olmaları gerekir. Hukuk Fakültesi’ne girmek isteyenler hukukun, sorumluluğu çok fazla olan bir meslek alanı olduğunu, sürekli çalışma, okuma ve araştırma gerektirdiğini öncelikle kabul etmelidirler. Sabır ve anlayış da bu alanda başarı için gerekli niteliklerdir.

Ortaokuldayken hukuk istedim

Çağlar Kantemir (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi)

Ortaokul yıllarımda dinlemiş olduğum eski bir türküde geçen savcı kelimesini araştırmaya başlamamla hukuka olan ilgim doğmuştu. Hukuk, hukukla ilgilenmeyen insanların düşündüğü gibi sadece sözel zekâyı gerektiren bir anabilim dalı olmaktan daha çok analitik zekâ gerektiren bir bilim dalıdır. Gerek anlatılan derslerde gerekse yapılan sınavlarda soruların ezber bilgisini test eden değil çözümleyici düşünme yeteneğini ölçen nitelikte olmaları, benim yükseköğretim sırasında aradığımı bulduğumu gösterir. Üniversite öncesi döneme göre daha özgür olan ancak mesleğinde başarılı olabilmek için gerçekten büyük emek sarf etmesi gereken biri olmakla beraber her türlü insan ile tanışılabilecek ortama sahip olan kişidir hukukçu. Bu mesleği seçecek olanlar gerçekten ilgi duyduklarından emin olmaları gerekir. Hukukçu olmak için kesinlikle analitik düşünme yeteneği, gözlem gücü iyi olmalı, okumaktan zevk almalı, yasama çalışmalarını sıkı bir şekilde takip etmeli…

Uzmandan

Üniversitede sizi geliştirecek ortam olmalı

Banu Gürün (Uğur Dershaneleri  Genel Müdür Yardımcısı)

Güçlü yönlerinize odaklanın: Meslek mensupları ile görüşün ve mümkünse mesleğin çalışma ortamını tanıyın. Bu süreçte en fazla yapılan hata, zayıf olan özelliklerimizden dolayı yaşadığımız motivasyon eksikliğimizdir.

Bu duygu, başarılı olabileceğimiz alanlar konusunda da körlük yaşamamıza neden olur. Güçlü olan, sizi farklı kılan yönlerinize odaklanın. Bu yönlerinizi açığa çıkartacak, parlatacak olan meslek gruplarına yoğunlaşmanız daha akıllıca olacaktır. Eğlenerek çalışmanın  verimliliğini unutmayın: Eğlenceli ve ilginç bulduğunuz, keyif aldığınız , yaşam önceliklerinizi ve beklentilerinizi karşılayacak meslek grupları ve alternatif iş ortamlarını göz önünde bulundurun. Aynı bölümü okumuş kişilerin farklı kariyer yolları olduğunu, (örneğin psikoloji eğitimi almış bir kişinin klinik alanda çalışırken, bir başka kişinin insan kaynakları alanına yönelebildiği gibi ) önemli olanın ait hissettiğiniz çalışma ortamının farkında olmanız.

Tercihlerinizde geleceğin dünyasını göz önünde bulundurun: Tercih listenizde yer vereceğiniz üniversitelerin olanakları ve size sağlayacağı faydalar sizin için belirleyici olsun. Üniversite eğitiminizde yabancı dille eğitim almış olmanın üniversite sonrası yaşamınızda sizi farklılaştıracak en önemli etkenlerden biri olduğunu unutmayın. Üniversite, hem akademik,hem de yaşam becerileri anlamında sizi geliştirecek bir ortam olmalı ve elbette iş yaşamı  becerileri de kazandırmalı. Seçeceğiniz üniversitenin güçlü yurt dışı bağlantıları olması ve yurt dışı  deneyimi yaşayabilmeniz olasılığı da, küreselleşme sürecinin doğal bir sonucu olarak üniversite seçimlerinizde sorgulanması gereken kriterlerdendir. Puan ve sıralamaya takılmayın:  En çok yapılan hatalardan biri, bir önceki yılın  puan ve sıralamalarını baz alarak sıralı tercih yapma alışkanlığıdır. Listenizin adı üzerindedir: Tercih Listesi. Yani sizin tercihlerinizin sorgulandığı  liste…Puan sıralaması yerine, istek sıralaması yapmanız, gelecekte daha mutlu bir yaşama sahip olmanızın ön koşuludur. Her kafadan ses çıkmasına izin vermeyin: Tercih sürecindeki tüm araştırmalarınız sırasında herkes kendi deneyimlerinden yola çıkarak bazı fikirler verecektir. Bu görüşlerin emin olun ki, büyük bir kısmı olumsuz deneyimlerin sonucudur. Tercih dönemindeki araştırmalarınız sırasında sadece uzman görüşleri sizin için belirleyici olsun.

Rektörden

Tercih yapmak kolaylaştı

◊ Prof. Dr. Yunus Söylet  (İstanbul  Üniversitesi Rektörü) Öncelikle hayatta ne yapmak istediğinize odaklanın ve yapmayı düşündüğünüz mesleğin uzmanlarıyla görüşün. Aile ve rehber öğretmenlerinin görüşlerini almak da yararlı olur. Eğitim alacağınız bölümdeki kadronun zenginliğine dikkat edin. Çünkü üniversite yıllarında birinci dereceden bilgi kaynakları bu akademisyenler olacak. Günümüzde tercih yapmak çok daha kolaylaştı çünkü üniversitelere web siteleri ve sosyal medya kanalıyla kolayca ulaşıp bilgi almak mümkün. Kendilerini bir mesleğe hazırlayan gençler için eğitim alacakları bölümün hangisi olacağı büyük önem taşıyor. Hangi bölümü okurlarsa o bölümle ilgili diplomayı almaya hak kazanıyorlar. Ancak son yıllarda yan dal ve çift anadal gibi olanaklar, Farabi ve Erasmus gibi değişim programları hızla artıyor. Bu sayede öğrenciler, kazanmış oldukları bölümden farklı olarak kendi üniversiteleri içinde başka bölümlerde de eğitim alıp ikinci bir diploma sahibi olabiliyor. Düşündüğünüz meslekle ilgili geçmişte ve günümüzde yaşayan başarılı kişileri örnek alın, onların çalışmalarını inceleyin. Örneğin mimar olmak isteyen bir genç için Mimar Sinan’ın hayatı ve eserlerinden alınacak çok önemli dersler vardır.

Tercih edeceğiniz üniversitenin yeri önemli

Üniversite yılları sadece mesleki bilgilerin değil aynı zamanda hayata dair bilgilerin de öğrenildiği bir dönem. Bu dönemde bilim, kültür, sanat ve spor etkinliklerini takip edebilmek, genel kültür olarak kendilerini geliştirebilmesi çok önemli. Her dönem büyük ilgi gören tıp alanı elbette önemini koruyor ancak bunu sadece doktorlukla sınırlı görmemek gerekir. Bu alanla ilgili birçok branşın önemi de her geçen gün artıyor. Örneğin sağlık yönetimi giderek daha profesyonel bir yapıya kavuşuyor. Bu nedenle biz de İstanbul Üniversitesi olarak Sağlık Bilimleri Fakültemizi kurduk. Bilgisayar teknolojileri artık tüm meslekler için vazgeçilmez bir araç haline geldi. Aynı zamanda internet hayatımızın içine her geçen gün daha fazla giriyor. Gençlere web tasarımı ve yönetiminin yanı sıra elektronik ticaret gibi alanları da incelemelerini öneririm.

Merak Ettikleriniz

◊ Özel Yetenek Sınavını kazandığım ve okumaya başladığım takdirde gelecek yıl tekrar sınava girdiğimde puanım düşer mi?

◊ Özel Yetenek Sınavıyla da olsa bir yükseköğretim programına yerleştirildiğinizde (Açıköğretimin kontenjansız bölümleri hariç) Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanınız yarı yarıya düşer.

◊ Okul birincisi olmanın üniversite sınavını kazanma açısından bir avantajı var mı?

◊ Evet. Okul birincisi olmuş bir aday, genel kontenjana ek olarak yükseköğretim programlarından okul birincileri için ayrılacak kontenjanlardan da yararlanabilecek. Ancak okul birincileri için ayrılan kontenjanlar sınırlı. Bu nedenle tercihlerinin tümünü çok istenen proframlar arasından yapana okul birincileri puanlarının yüksek olmaması durumunda hiçbir programa kayıt hakkı kazanamayabilirler.

2012'de 4 yıllık bir üniversiteye yerleştim. Ancak liseden mezun olamadığım için kayıt yaptıramadım. 2013 Üniversite Sınavında puan kaybım olur mu?

Hayır. Liseden mezun olamadığı için üniversiteye kayıt yaptıramayan adaylar bir sonraki sene yerleştirilmemiş adaylar gibi işlem görmektedirler. Ancak bu durumu ÖSYM'ye bir belge ile bildirmeleri gerekir. 

Sınava giren 2 kişiden biri üniversiteli olacak

Üniversite kontenjanları geçen yıla göre yüzde 20 arttı. Özellikle devlet geçen yıl 671 bin 64 olan devlet üniversiteleri kontenjanları yüzde 22 artarken, kontenjanı 84 bin 49 olan vakıf üniversitelerindeki artış oranı ise yüzde 13 oldu. En fazla artışın devlet üniversitesinde olmasına rağmen, vakıf üniversitelerinde bursluluk oranın yükseltilmesi yüzleri güldürdü. Öğretmenlikte başarı sıralamasında ve puanlarda yükseliş bekleniyor.

Bütün bunlara bakılınca yine de adayların yüzünü güldüren sonuç sınava giren 2 kişiden biri üniversiteli olması. Adayların yol haritasını belirleyecek bu önemli günlerde 25 Temmuz’a kadar hafta içi hergün tercihler konusunda ipuçları vereceğiz.

Türkiye’nin her bölgesindeki üniversite rektörlerinden adaylara tercih önerileri, tercih listesi oluşturulurken dikkat edilmesi gerekenler konusunda rehber öğretmenlerden ipuçları sayfalarımızda yer alacak. Her gün bir adayın tercih listesini oluşturup, merak edilenlerin soru ve yanıtlarına sayfalarımızda yer vereceğiz.

Adayların en çok rağbet ettiği mesleklerin hangi özellik gerektirdiğini ve Türkiye’deki en yüksek ve düşük başarı sırasının yer alacağı yazı dizimizde tercihlerle ilgili yanlış bilinen efsaneler de olacak.

Hayalinde bilgisayar mühendisliği olanlar

Bilgisayar Mühendisliği: MF-4 puan türü ile öğrenci alıyor. Eğitim süresi 4 yıl. Eğitimin ilk yıllarında Matematik, Fizik, Kimya ve Bilgisayar Mühendisliği derslerine giriş dersleri veriliyor. Daha sonraki yıllarda sistem programcılığı ve donanım kısmını oluşturan ve uzmanlaşmayı gerektiren dersler sunuluyor. Üstün bir akademik yeteneği olan, sayı ve sembollerle akıl yürütme gücü olduğuna inanan, sabırlı, dikkatli olanların yapabileceği meslekte temel beceri olarak aktif dinleme, yazabilenler bu mesleği tercih edebilir. Bilgisayar mühendisleri büro ortamında çalışıp, birinci derecede verilerle uğraşırlar. İşi genelde oturarak yürütüp, sessiz ortamlarda görev yaparlar. Bilgisayar kullanımının hızla yaygınlaştığı günümüzde bilgisayar mühendisleri, eğitim, endüstri, ticaret, hizmet, danışmanlık alanlarında faaliyet gösteren özel kuruluşlarda, kamu kuruluşlarında, bankalarda, üniversitelerde, bilgisayar donanım ve yazılımı üreten ve pazarlayan firmalarda çalışabilirler.

Tercih efsaneleri

Puanlar ve sıralamalar açıklandığında tercih dönemi geldiğinde kulaktan kulağa tercih efsaneleri duyulmaya başlar. ÖSYM'nin sınavları ve sonuüları duyulmaya başlar. ÖSYM'nin sınavları ve sonuçları açıklamasından sonra öğrenciler tercih listelerini oluştururlar. Ancak tercih listesi hazırlanırken birçok hata yapılır. Hatalara neden olan efsanelerin bir kısmını hergün bu sayfalarımızda bulacaksınız. Siz siz olun bunlara göz atmadan listenizi oluşturmayın.

Puan ziyan olmasın: Popüler bölümler puanları ile sizi kandırmasın. Tercih listenizde önceliğiniz olan, severek okuyacağız, ilgi alanınız dahilindeki bölümlere öncelik verin. Aldığnız puan tercih etmek istediğiniz bölümün puanından yüksek ise "Puanın ziyan olur" efsanesine aldırmayın. Birçok öğrenci bu hataya düşüyor ve puanını karşılayan bölüme öncilek veriyor. Unutmayın ki puanınız bölümlerin kapısını açkak için anahtar. Açık kapılara kapılmadan istediğiniz doğrultusunda tercih sıralamanızı oluşturun.

Merak ettikleriniz

Sınav sonucumda bir problem olduğunu düşünüyorum. Bu durumda sonuca itiraz etme hakkım var mı? ◊ Adaylar, nedenlerini belirtmek koşuluyla, sınav sonuçlarının incelenmesini ÖSYM’den isteyebilirler. Bunun için kılavuzun sonuna eklenmiş olan Genel Amaçlı Dilekçe örneğini veya fotokopisini kullanmalısınız. Bu dilekçenin işleme konulabilmesi için, ÖSYM’nin T.C. Ziraat Bankası Güvenevler Şubesi/Ankara hesabına, kılavuzda belirtilen ücretin yatırıldığını gösterir banka dekontunun eklemelisiniz. Gerekli bilgileri yazarak hazırladığınız dilekçeyi PTT kanalıyla ÖSYM Sınav Hizmetleri Müdürlüğü 06538 Bilkent/Ankara adresine gönderebilirler ya da elden teslim edebilirsiniz. Yerleştirme sonuçlarının incelenmesini istiyorsanız bu

sonuçların ÖSYM tarafından açıklanmasından itibaren en geç 30 gün içinde başvurmalısınız. ◊ Kaç tercih yapma hakkım var? ◊ Toplamda 30 tercih hakkı var. Ama tamamını kullanmak zorunlu değil. 30’u aşmamak kaydıyla istediğiniz sayıda tercih yapabilirsiniz. ◊ Kılavuzda aynı isme sahip bazı bölümler, örneğin; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Bankacılık ve Finans vb. hem YGS hem de MF veya TM puanlarıyla tercih ediliyor. Bunun nedeni nedir? ◊ Sözü edilen bölümlerden bazıları yüksekokula, bazıları ise fakülteye bağlı. Fakülteye bağlı olanlar MF ya da TM puan türlerine göre öğrenci alırken, yüksekokullara bağlı olan bölümler ise ?

YGS puan türlerine göre öğrenci alıyor. Yüksekokullara bağlı olan ve YGS puan türleriyle öğrenci alan bu bölümler ayrıca meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin ek puanla yerleşebileceği bölümlerdir. ◊ Tercihleri oluştururken puana mı yoksa başarı sırasına mı bakmak gerekiyor? ◊ Puan hesaplama katsayıları her yıl Türkiye soru çözüm ortalamalarına bağlı olarak değişiyor. Aynı sayıda soru çözen bir aday her yıl farklı bir puan alabilir. Bu nedenle tercih yaparken bir önceki yıla ait taban puanlarla kıyaslama yapmak sağlıklı bir gösterge olmayabilir. ÖSYM, 2007’den itibaren yükseköğretim programlarının başarı sıralarını da kılavuzda yayınlamaya başladı. Kendi başarı sıranızı yükseköğretim programlarının bir önceki yıla ait başarı sıraları ile karşılaştırmak en doğru yöntem olur.

Uzmandan 

Bazı bölümlerde sürpriz düşüşler olabilir

Cihan Yeşilyurt (Fen Bilimleri Dershanesi Rehberlik Koordinatörü)

Bazı yükseköğretim programlarının kontenjanlarının azaltılması ve Fen Edebiyat Fakültelerinden formasyonun kaldırılması adaylar açısından bu süreci daha da kritik hale getirdi.Tercihte bulunacak adaylar sınav sonuç belgesindeki puanlara değil, başarı sıralarını göz önünde bulundurmalı. Puanlarda geçen yıla göre bazı değişiklikler olacağından yanılma payı daha yüksek olabilir. Kendi başarı sıraları ile kılavuzda yazan başarı sıralarını karşılaştırmalılar ve puanları kesinlikle dikkate almamalılar.Her yıl bazı bölümlerde sürpriz düşüş ya da yükselişler olabiliyor. Bu yıl ki tercihlerde de bazı bölümlerin başarı sıralarının beklenenden düşük ya da yüksek kalacağını söyleyebiliriz. Başarı sıralarında değişmeler olacağını unutmadan tercih listelerini çok geniş bir aralıkta yapmalı. 30 tercih yapıldığı için ilk birkaç tercihlerini kendi başarı sıralarının çok daha üstünden yapmaya başlayabilirler.

Ölü tercih yoktur

Çoğu aday yüksek başarı sırasından düşüğüne göre sıralama yapar ve aksi yapıldığında ölü tercih olacağını düşünür. Oysa ölü tercih diye bir şey yoktur ve tercihte önemli olan adayın istek sırasıdır. Yeni açılan programların herhangi bir puanı ve başarı sırası kılavuzda yazmaz. Bu nedenle adayların yeni açılan programları tamamen istek sırasına göre listelerine eklemeleri gerekir.

Bu yıl Açıköğretim Fakültesi’nin 4 yıllık İşletme İktisat gibi bölümlerine kontenjan konuldu. İşletme bölümünün 14 bin, İktisat bölümünün ise 3 bin kontenjanı bulunuyor. Adayların AÖF’yi tercihlerine yazarken çok dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü bu bölümler artık kontenjanlı olduğu için 2012’de yerleşildiği takdirde 2013’de sınava girdiklerinde puanları kırılacak. Her yıl tercih listelerini rehber öğretmenlerine kontrol ettirmedikleri için mağdur olan binlerce aday oluyor. Mağduriyet yaşanmaması için adayların mutlaka tercihlerini kontrolünü işin uzmanı olan rehber öğretmenlere yaptırmalarında yarar var.Son olarak adayların meslek seçimi ve üniversite seçimi ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapmaları gerekiyor. Üniversitelerin kampüslerininin nerede olduğu, vakıf üniversitesi seçeceklerse yıllık maliyetinin ne olacağı, tercih edeceklerin bölümlerin ders içeriklerine mutlaka bakılmalı ve iyi bir araştırmadan sonra tercih listelerine alınmalı…

Rektörden

Bugünün değil, geleceğin mesleklerini düşünerek karar verin

◊ Prof. Dr. Ahmet Acar (ODTÜ Rektörü): Öncelikle önünüze yeteneklerinizi ortaya koyabileceğiniz seçenekler koyun. Seçimi yaptıktan sonra kilitlenip kalmak çok iyi sonuç vermez. Bir üniversiteye gittiğiniz zaman o üniversitenin, ilginiz ve yetenekleriniz paralelinde, kendinizi geliştirebilmenize olanak sağlaması gerekir. Akademik kadro, kütüphane kapasitesi, burs, barınma olanakları önemli. Üniversitenin öğrenciyi sosyal ve çalışma hayatına hazırlayacak kültürel, düşünsel imkanları ve kampusunun gelişmişliği de önemli. Kendinizi ileride bir hakim olarak mı, avukat olarak mı; yoksa uluslararası bir şirketin hukuk bürosunda, hukuk ofisinde çalışan bir birey olarak mı ya da bir fabrikada, şantiyede mühendis olarak mı görmek istiyorsunuz? İyi düşünüp karar verin. İyi bir eğitim verecek program seçin, dar bir alana girip kısıtlanmayacağınız yan dal, çift ana dal yapabileceğiniz ve başka disiplinlerden seçmeli ders alabileceğiniz programları tercih edin. Mezunların önemli bir kısmı derecesini aldığı alanda çalışmıyor. Mühendisler bankacı oluyor, idari bilimlerden mezun olanlar teknik işlerde çalışabiliyorlar. Her zaman bir geçişgenlik söz konusu. Yaşam böyle dönemeçler çıkarıyor insanın önüne. Bu paralelde bu sene üniversiteye girecek olanların önemli bir kısmı bundan on sene sonra belki bugün düşünmediğimiz mesleklerde çalışacaklar. Onun için sadece bugünkü meslekleri değil belki 5-10 sene sonraki imkanlar ne olacak onları da öngörmek lazım.

Öncelikle bölüm seçin sonra üniversite

Uluslararası düzeyde eğitim – öğretim sunan ve bu özelliği ile birçok uluslararası sıralamada dünyanın en seçkin üniversiteleri arasında yer alan bir üniversitede farklı değerleri, farklı fikirleri öğrenirsiniz. Puanınıza göre değil, mutlaka sevdiğiniz veya seveceğinizi düşündüğünüz bir mesleği tercih edin. Bölümünü, kendi meslek alanını sevmeyen öğrencilerin mezun olduktan sonra işini sevmeyen, başarısız bireyler olduklarını görüyoruz. Bence üniversiteden önce bölüm önemli. İlginiz nedir, hangi konularda daha iyi olduğunuzu düşünüyor, nasıl bir çalışma ortamı hayal ediyorsanız ona göre tercih yapın.

Mezundan 

Sabır isteyen bir meslek

◊ Ata İsmet Özçelik (Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği Mezunu): İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından Boğaziçi’nde okudum. Bilgisayar mühendisliği günümüzün en popüler mesleklerinden biri, ancak zor bir 4 yıl geçirdiğimi söyleyebilirim. Bolca sabır isteyen ve konsantre olunması gereken dersler var. Boğaziçi Üniversitesi ise hayatımı değiştiren okullardandır. Sadece mühendislik eğitimi değil hayata bakışınızı değiştiren, vizyon katan bir eğitimi var. Şu an Sony Eurasia’da Business Consultant olarak çalışıyorum. Şimdi geriye doğru baktığımda 2 yıl boyunca her gün düzenli olarak çalıştığımızı hatırlayınca ne kadar zor bir süreç olduğunu daha iyi anlıyorum, yine de iş hayatının daha yarışmacı ve zorlayıcı olduğunu düşünüyorum.

(hürriyeteğitim)

> Tercihlerde puan değil başarı sırası önemli

Hürriyeteğitim, tercihlerle ilgili merak edilenleri uzman görüşleri ve yorumlarıyla cevapladı.

Tercihlerde puan değil başarı sırası önemliÜniversite tercihleri yapılırken her adayın kafasını karıştıran bir soru da “Puan mı, başarı sırası mı önemli?” olur. Öncelikle söylemek gerekirse puan değil, başarı sırası önemli. Puanların oluşumunda kullanılan veriler testlerin soru çözüm ortalamalarına ve standart sapmalarına göre her yıl değişebiliyor.

Fakat puanlardan yola çıkılarak yapılan sıralamalar büyük ölçüde değişmiyor. Bu nedenle adaylar mutlaka bir veri kullanmak istiyorlarsa kendi başarı sıralarıyla geçen yılki başarı sıraları arasında bir ilişki kurmaları doğru olur. Çünkü bu sınavların asıl amacı adayları belli bir puana göre sıralamak ve yerleştirmede bir ölçüt elde etmek.

Tercih efsaneleri

Çok istediğin bölümü 3 kere yazmalısın: Bir bölümü bir defa yazmanız şansınızı denemek için yeterlidir. Çünkü o bölümü yazan sayısı ve yazanların puanları belli, ÖSYM’nin yerleştirme stratejisi de belli.  Bölümü ne kadar çok istediğinizi ve şansınızı tercih listesinde birden fazla kez yazarak değil aldığınız puan ile gösterebilirsiniz.

O bölümde işsiz kalırsın:  Türkiye’de işsiz sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. İş tanımları, iş açıkları her geçen gün değişim gösteriyor. Fakülteler altında farklı isimlerde fakat aynı içerikte birçok bölüm bulunuyor. İş dünyasının artık kişisel gelişime önem verdiğini ve üniversite tecrübesi ile kişisel gelişiminizi gözönüne alarak iş başvurularını elediğini söyleyebiliriz. Tercih etmek istediğiniz bölüm ilgi alanınızda ve keyifle okuyabileceğiniz, üzerine bir şeyler katabileceğiniz bir bölüm ise işsiz kalırım korkusu ile ondan vazgeçmeyin.

Severek ve keyifle 4 yıl geçireceğeniz bölüm üzerine üniversite yıllarında yaptığınız stajlar ve yabancı dil eğitimleri ile işsiz kalma problemini rahatlıkla aşabilirsiniz.

Meslek 

Her zaman ihtiyaç var

İnsanların sağlığını koruma ve sağlık koruma yöntemlerini geliştirme, hastalık ve sakatlıkları iyileştirme alanında çalışacak ve araştırma yapacak sağlık personelini (hekim) yetiştirmeyi amaçlayan bir bölüm. Tıp doktorluğu diploması alan bir kişi “Pratisyen Doktor” unvanını alır.

ÖSYM tarafından yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nda (TUS) başarılı olduğu takdirde Dâhiliye, Nöroloji, Göz Hastalıkları, Ortopedi, Kadın doğum vb. alanlarda uzmanlaşabilir. Hekim ve sağlık personelinin sayısının yetersiz olması ve yurt genelinde dengesiz dağılımı nedeniyle sağlık hizmetlerinde istenen gelişme sağlanamamaktadır. Pratisyen ya da uzman hekim olarak iyi yetişmiş tıp doktorlarına büyük ihtiyaç  vardır. Devlet hastaneleri ve özel hastaneler, klinik vb. sağlık kuruluşlarında pratisyen / uzman hekim olarak çalışabilirler. Ülkemizin sağlık personeline, özellikle hekime olan ihtiyacı gittikçe artmaktadır. Geçerliliğini ve popülerliliğini koruyacak bir meslek dalıdır. Beyin - el koordinasyonu yüksek olan, fen bilimleri, anatomi ve fizyolojiye ilgi duyan, bilimsel araştırma meraklısı, sorumluğu yüksek, insan ihtiyaçlarına karşı duyarlı adaylar için ideal meslek.

Hekimlik en zor mesleklerden  biridir

Seha Saygili  (İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu):

Lise derslerinde biyoloji ve fizik  derslerine olan ilgim beni tıp fakültesine yönlendirdi. Hekimlik teorik olarak kişiyi geliştirmesinin yanında, insanlara faydalı sağlık gibi çok önemli bir alanda yararlı olma fikri bana çok yakın geldi. Fakülte yılları zor olduğu kadar keyifli de geçti. Her yeni bilgi, staj yeni uzmanlar ile tanışmamıza vesile oldu, bir yandan bilgilerimizi arttırırken bir yandan kendimize örnek olabilecek farklı insanlar ile tanıştık.

Verilen emek ve zaman hekimlikte büyüktür

İyi hekimlik pratiği ile ilgili tek bir doğru bulunmuyor.  İki bin nüfuslu bir ilçede sağlık ocağı hekimliği yaparken de bir üniversite salonunda uzman olduğun konuyla ilgili ders anlatırken de hekim olarak paha biçilemeyecek derece önemli işler ortaya çıkarılabilinir. Bulunduğun noktada elinden gelenin en iyisini yapmak ve günlük koşuşturma içinde kendini güncellemeyi gözardı etmemek olmalı bir hekimin hedefi. Her meslek zordur. Hekimlik başka bir meslekten daha zor değil ancak sorumluluk alanı geniş olması sebebi ile zaman zaman yıpratıcı olabilir. Karar vermeden önce ilgili kişilerle görüşmek yararlı olur. Üniversite konusundan bu kadar azimle çalışıp tüm boş zamanlarını bu hedefe yönelten arkadaşlar mutlaka başarılı olacaklar. Üniversite yıllarında ilgili oldukları branşı seçtikleri taktirde öğrenmeye yönelik motivasyonları artacak, sabırla çalışacaklar. Verdikleri zamanın ve emeğin kat ve kat üstünde olan  hekim önlüğünü  sırtlarında bulacaklardır.

Uzmandan

Açıköğretim kontenjanlı hale geldi, buraya yerleştirilen gitmezse puan kaybedecek

Celil Vardar (Final Eğitim Kurumları Tanıtım ve Rehberlik Koordinatörü): Geçen yıl oluşan taban puanlar,adayların AOBP’leri 0,15 katsayısıyla çarpılarak elde edilen puanlardan oluştu. Bu yıl AOBP kaldırıldı, sadece OBP uygulanacak. Ayrıca OBP’nin çarpılacağı katsayı da tüm adaylar için aynı olacak. Alan içi alan dışı diye bir şey kalmadı artık herkese aynı katsayı uygulanacak. Bu nedenle bu yıl oluşacak puanlar geçen yılın puanlarına göre farklı olacak. Ancak puanlar nasıl hesaplanırsa hesaplansın başarı sıraları yine belirleyici olacak diyebiliriz. Örneğin geçen yıl 16.525.sıradaki bir adayın en son yerleştiği bir programa başarı sırası 25.000 olan bir adayın yerleşme olasılığı –adayların eğilimlerinde çok önemli bir değişiklik olmadığı ve aynı alanda eğitim veren çok sayıda yeni üniversite açılmadığı sürece- çok zayıftır. Bu konuda oluşabilecek muhtemel değişiklikler için adayların uzmanlara danışmalarında yarar var. Bu yıl yapılan kimi düzenlemeleri de hatırlamak gerekir: Örneğin YÖK, önümüzdeki yıldan geçerli olmak üzere Fen-Edebiyat Fakültelerine kaydolacak adaylara formasyon verilmeyeceğini karara bağladı. Eğitim Fakültelerinde bazı programların İkinci öğretim programları kapatıldı. Açıköğretim Fakültesi’nde neredeyse bütün lisans programları artık “kontenjanlı” hale geldi. Yani önceki yıllarda Açıköğretim Fakültesi’nin kontenjansız programlarına yerleştiğinde adayın ertesi yıl sınava girdiğinde OBP katsayısı değişmiyordu. Şimdi bu programlara yerleşildiği taktirde (kayıt yaptırıp yaptırmaması önemli değil, yerleşmiş olması yeterli) bir sonraki yıl sınava tekrar girdiğinde OBP’nin çarpılacağı katsayı 0,12 değil 0,06 olacak, yani puan kaybedecek.

Rektörden

Ait olunacak camia üniversite ile belirlenir 

Prof. Dr. Muhammed Şahin (İTÜ Rektörü):

İyi bir üniversite eğitimi almayı hedefleyen adayların önemli bir kısmı aile ve çevrenin etkisi ile ilgisinin ve yeteneğinin olmadığı bir alana yönlendiriliyor. Ancak, sevmediği ve istemediği bir bölümde eğitim alan öğrencinin o alanda başarılı olması zor. Adaylar, tercihlerinde üniversitenin akademik kadrosundan, verdiği diplomanın yurtdışı eşdeğerliğine, bilimsel araştırma projelerinden laboratuvara, yurtdışı eğitim olanaklarından iş dünyasıyla olan yakın işbirliğine kadar birçok noktayı dikkate almalı, yapacakları seçimin geleceklerini doğrudan etkileyeceğini unutmamalı.

Adayların seçecekleri üniversite çok önemli. Rekabetin yoğun olarak yaşandığı alanlarda, mezun  olunan üniversite, iş bulmada önem taşıyor. Uluslararası düzeyde akredite olmuş, alanında öncü, seçkin akademisyenlerin yer aldığı bir üniversitede eğitim almak önünüzü açar. Üniversite, mezunlarının yaşamları boyunca taşıyacağı bir etikettir. Öğrenciler tercih yaparken ait olmak istedikleri camiaya karar vermelidir. Çünkü üniversite tercihi ait olunacak camia tercihi demektir.

İş dünyasının yoğun olarak faaliyet gösterdiği ve istihdam olanaklarının yüksek olduğu bir şehirde, öğrencilerin çeşitli sektörleri gözlemleme ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikleri yaşayarak geliştirebilmesine imkan vermektedir. 

Petrol, Cevher Mühendisliği’ne ilgi artıyor

Gelecekte bilim ve teknoloji çok hızlı ilerliyor. Şu anda istihdamı yüksek olan birçok iş kolu bundan 5 yıl önce keşfedilmemişti. Günümüzde de gelecekte de mimarlık, makine, inşaat, elektronik haberleşme gibi temel bölümler hiçbir zaman önemini yitirmeyecek ancak farklı alanlarda uzmanlaşma getiren bölümlerin de yıldızı parlayacaktır. Örneğin İşletme Mühendisliği, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği, Cevher Hazırlama Mühendisliği, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği, Kontrol Mühendisliği mezunlarının istihdam oranının artmasıyla bu bölümlere gösterilen  ilgi de artıyor.

Merak ettikleriniz

- Özel üniversitelerin burslu bölümlerini tercih etmeyi düşünüyorum. Hangi durumda bursumu kaybederim?

Bu konuda her üniversitede istenen kriterler farklı olabilir. Genellikle belli bir not ortalamasının sağlanması isteniyor. Tercih yapmadan önce ilgili üniversiteden bilgi almak daha sağlıklı olur.

- Meslek Lisesi mezunuyum. Sınavsız geçiş hakkımı kullanarak bir programa yerleşirsem önümüzdeki yıl ortaöğretim başarı puanım düşer mi?

Meslek lisesi mezunları sınavsız geçiş haklarının bulundğu kendi alanlarının devamı niteliğindeki önlisans programlarına yerleştirildiklerinde bir sonraki yıl puan kaybına uğramazlar.

- Tercih işlemlerini internetten bireysel olarak mı yoksa başvuru merkezlerine müracaat ederek mi yapmak daha sağlıklı?

ÖSYM’nin de kılavuzda açıkladığı gibi; internet kullanımında deneyimi olmayan ve yanlışlık yapmaktan çekinen adayların tercihlerini Başvuru Merkezleri aracılığıyla yapmaları daha doğru olacaktır. Tercihlerin internet üzerinden aday tarafından gönderilmesi durumunda yapılabilecek yanlışların sorumluluğu adaya ait olacaktır.

- Tercihlerimi ÖSYM’ye gönderdikten sonra değişiklik yapmak mümkün mü?

Tercih başvuru süresi içinde değişiklik yapmak mümkündür.

- 2 yıllık bir yüksekokul okuduktan sonra 4 yıllık bir bölüme geçiş yapabilir miyim?

Evet geçiş yapmanız mümkün. Ancak bu geçişi yapabilmek için yine ÖSYM'nin yapacağı Dikey Geçiş Sınavı'na 'DGS) girmek gerekir. Ayrıca DGS'ye giren her aday kendi alanının devamı niteliğindeki lisans programlarını tercih edebilir.

Geleceğinizi tasarlamadan tercih yapmayın

Her yıl Temmuz ayının bu günleri eğitim gündeminin en sıcak olduğu, gelecekle ilgili kritik kararların verildiği dönemdir.  Hem eğitimciler, hem anne baba, hem de öğrenciler büyük bir telaş yaşarlar. Gençlerin üniversiteli olmadan önceki bu son durağı aslında onlar için de bir keşif zamanıdır.

Hangi mesleğe yönelecekleri, mesleğin gelecekteki durumu, kendilerinin güçlü ve zayıf yönleri kuşkusuz tercihlerini yakından etkiler. 5 yıl önce var olmayan yeni mesleklerle tanışıyor, bazıları farklılaşıyor. Her yeni teknoloji, hem iş hızını, hem iş dünyasının biçimini değiştiriyor. İşte bu zor süreçte neler yapmalı? Rektörlerden, uzmanlardan size küçük ipuçlara devam.

Meslek

İkna gücü olanlar için hukuk ideal

Hukuk programının amacı; toplumda  bireylerin birbirleri ve devletle ilişkilerini düzenleyen yasaların uygulanması sırasında ortaya çıkacak anlaşmazlıkların çözümü konusunda çalışacak hukukçuları yetiştirmek ve bu alanda araştırma yapmaktır. Hukuk Fakültesi’nde başarılı olabilmek için öğrencinin lisede aldığı Türkçe ve Matematik derslerinin iyi olması beklenir. Ayrıca bu bölümü seçecek öğrencilerin üstün bir akademik yeteneğe, ikna gücüne, sağlam bir mantık ve seziye sahip olmaları gerekir. Hukuk Fakültesi’ne girmek isteyenler hukukun, sorumluluğu çok fazla olan bir meslek alanı olduğunu, sürekli çalışma, okuma ve araştırma gerektirdiğini öncelikle kabul etmelidirler. Sabır ve anlayış da bu alanda başarı için gerekli niteliklerdir.

Ortaokuldayken hukuk istedim

Çağlar Kantemir (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi)

Ortaokul yıllarımda dinlemiş olduğum eski bir türküde geçen savcı kelimesini araştırmaya başlamamla hukuka olan ilgim doğmuştu. Hukuk, hukukla ilgilenmeyen insanların düşündüğü gibi sadece sözel zekâyı gerektiren bir anabilim dalı olmaktan daha çok analitik zekâ gerektiren bir bilim dalıdır. Gerek anlatılan derslerde gerekse yapılan sınavlarda soruların ezber bilgisini test eden değil çözümleyici düşünme yeteneğini ölçen nitelikte olmaları, benim yükseköğretim sırasında aradığımı bulduğumu gösterir. Üniversite öncesi döneme göre daha özgür olan ancak mesleğinde başarılı olabilmek için gerçekten büyük emek sarf etmesi gereken biri olmakla beraber her türlü insan ile tanışılabilecek ortama sahip olan kişidir hukukçu. Bu mesleği seçecek olanlar gerçekten ilgi duyduklarından emin olmaları gerekir. Hukukçu olmak için kesinlikle analitik düşünme yeteneği, gözlem gücü iyi olmalı, okumaktan zevk almalı, yasama çalışmalarını sıkı bir şekilde takip etmeli…

Uzmandan

Üniversitede sizi geliştirecek ortam olmalı

Banu Gürün (Uğur Dershaneleri  Genel Müdür Yardımcısı)

Güçlü yönlerinize odaklanın: Meslek mensupları ile görüşün ve mümkünse mesleğin çalışma ortamını tanıyın. Bu süreçte en fazla yapılan hata, zayıf olan özelliklerimizden dolayı yaşadığımız motivasyon eksikliğimizdir.

Bu duygu, başarılı olabileceğimiz alanlar konusunda da körlük yaşamamıza neden olur. Güçlü olan, sizi farklı kılan yönlerinize odaklanın. Bu yönlerinizi açığa çıkartacak, parlatacak olan meslek gruplarına yoğunlaşmanız daha akıllıca olacaktır. Eğlenerek çalışmanın  verimliliğini unutmayın: Eğlenceli ve ilginç bulduğunuz, keyif aldığınız , yaşam önceliklerinizi ve beklentilerinizi karşılayacak meslek grupları ve alternatif iş ortamlarını göz önünde bulundurun. Aynı bölümü okumuş kişilerin farklı kariyer yolları olduğunu, (örneğin psikoloji eğitimi almış bir kişinin klinik alanda çalışırken, bir başka kişinin insan kaynakları alanına yönelebildiği gibi ) önemli olanın ait hissettiğiniz çalışma ortamının farkında olmanız.

Tercihlerinizde geleceğin dünyasını göz önünde bulundurun: Tercih listenizde yer vereceğiniz üniversitelerin olanakları ve size sağlayacağı faydalar sizin için belirleyici olsun. Üniversite eğitiminizde yabancı dille eğitim almış olmanın üniversite sonrası yaşamınızda sizi farklılaştıracak en önemli etkenlerden biri olduğunu unutmayın. Üniversite, hem akademik,hem de yaşam becerileri anlamında sizi geliştirecek bir ortam olmalı ve elbette iş yaşamı  becerileri de kazandırmalı. Seçeceğiniz üniversitenin güçlü yurt dışı bağlantıları olması ve yurt dışı  deneyimi yaşayabilmeniz olasılığı da, küreselleşme sürecinin doğal bir sonucu olarak üniversite seçimlerinizde sorgulanması gereken kriterlerdendir. Puan ve sıralamaya takılmayın:  En çok yapılan hatalardan biri, bir önceki yılın  puan ve sıralamalarını baz alarak sıralı tercih yapma alışkanlığıdır. Listenizin adı üzerindedir: Tercih Listesi. Yani sizin tercihlerinizin sorgulandığı  liste…Puan sıralaması yerine, istek sıralaması yapmanız, gelecekte daha mutlu bir yaşama sahip olmanızın ön koşuludur. Her kafadan ses çıkmasına izin vermeyin: Tercih sürecindeki tüm araştırmalarınız sırasında herkes kendi deneyimlerinden yola çıkarak bazı fikirler verecektir. Bu görüşlerin emin olun ki, büyük bir kısmı olumsuz deneyimlerin sonucudur. Tercih dönemindeki araştırmalarınız sırasında sadece uzman görüşleri sizin için belirleyici olsun.

Rektörden

Tercih yapmak kolaylaştı

◊ Prof. Dr. Yunus Söylet  (İstanbul  Üniversitesi Rektörü) Öncelikle hayatta ne yapmak istediğinize odaklanın ve yapmayı düşündüğünüz mesleğin uzmanlarıyla görüşün. Aile ve rehber öğretmenlerinin görüşlerini almak da yararlı olur. Eğitim alacağınız bölümdeki kadronun zenginliğine dikkat edin. Çünkü üniversite yıllarında birinci dereceden bilgi kaynakları bu akademisyenler olacak. Günümüzde tercih yapmak çok daha kolaylaştı çünkü üniversitelere web siteleri ve sosyal medya kanalıyla kolayca ulaşıp bilgi almak mümkün. Kendilerini bir mesleğe hazırlayan gençler için eğitim alacakları bölümün hangisi olacağı büyük önem taşıyor. Hangi bölümü okurlarsa o bölümle ilgili diplomayı almaya hak kazanıyorlar. Ancak son yıllarda yan dal ve çift anadal gibi olanaklar, Farabi ve Erasmus gibi değişim programları hızla artıyor. Bu sayede öğrenciler, kazanmış oldukları bölümden farklı olarak kendi üniversiteleri içinde başka bölümlerde de eğitim alıp ikinci bir diploma sahibi olabiliyor. Düşündüğünüz meslekle ilgili geçmişte ve günümüzde yaşayan başarılı kişileri örnek alın, onların çalışmalarını inceleyin. Örneğin mimar olmak isteyen bir genç için Mimar Sinan’ın hayatı ve eserlerinden alınacak çok önemli dersler vardır.

Tercih edeceğiniz üniversitenin yeri önemli

Üniversite yılları sadece mesleki bilgilerin değil aynı zamanda hayata dair bilgilerin de öğrenildiği bir dönem. Bu dönemde bilim, kültür, sanat ve spor etkinliklerini takip edebilmek, genel kültür olarak kendilerini geliştirebilmesi çok önemli. Her dönem büyük ilgi gören tıp alanı elbette önemini koruyor ancak bunu sadece doktorlukla sınırlı görmemek gerekir. Bu alanla ilgili birçok branşın önemi de her geçen gün artıyor. Örneğin sağlık yönetimi giderek daha profesyonel bir yapıya kavuşuyor. Bu nedenle biz de İstanbul Üniversitesi olarak Sağlık Bilimleri Fakültemizi kurduk. Bilgisayar teknolojileri artık tüm meslekler için vazgeçilmez bir araç haline geldi. Aynı zamanda internet hayatımızın içine her geçen gün daha fazla giriyor. Gençlere web tasarımı ve yönetiminin yanı sıra elektronik ticaret gibi alanları da incelemelerini öneririm.

Merak Ettikleriniz

◊ Özel Yetenek Sınavını kazandığım ve okumaya başladığım takdirde gelecek yıl tekrar sınava girdiğimde puanım düşer mi?

◊ Özel Yetenek Sınavıyla da olsa bir yükseköğretim programına yerleştirildiğinizde (Açıköğretimin kontenjansız bölümleri hariç) Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanınız yarı yarıya düşer.

◊ Okul birincisi olmanın üniversite sınavını kazanma açısından bir avantajı var mı?

◊ Evet. Okul birincisi olmuş bir aday, genel kontenjana ek olarak yükseköğretim programlarından okul birincileri için ayrılacak kontenjanlardan da yararlanabilecek. Ancak okul birincileri için ayrılan kontenjanlar sınırlı. Bu nedenle tercihlerinin tümünü çok istenen proframlar arasından yapana okul birincileri puanlarının yüksek olmaması durumunda hiçbir programa kayıt hakkı kazanamayabilirler.

2012'de 4 yıllık bir üniversiteye yerleştim. Ancak liseden mezun olamadığım için kayıt yaptıramadım. 2013 Üniversite Sınavında puan kaybım olur mu?

Hayır. Liseden mezun olamadığı için üniversiteye kayıt yaptıramayan adaylar bir sonraki sene yerleştirilmemiş adaylar gibi işlem görmektedirler. Ancak bu durumu ÖSYM'ye bir belge ile bildirmeleri gerekir. 

Sınava giren 2 kişiden biri üniversiteli olacak

Üniversite kontenjanları geçen yıla göre yüzde 20 arttı. Özellikle devlet geçen yıl 671 bin 64 olan devlet üniversiteleri kontenjanları yüzde 22 artarken, kontenjanı 84 bin 49 olan vakıf üniversitelerindeki artış oranı ise yüzde 13 oldu. En fazla artışın devlet üniversitesinde olmasına rağmen, vakıf üniversitelerinde bursluluk oranın yükseltilmesi yüzleri güldürdü. Öğretmenlikte başarı sıralamasında ve puanlarda yükseliş bekleniyor.

Bütün bunlara bakılınca yine de adayların yüzünü güldüren sonuç sınava giren 2 kişiden biri üniversiteli olması. Adayların yol haritasını belirleyecek bu önemli günlerde 25 Temmuz’a kadar hafta içi hergün tercihler konusunda ipuçları vereceğiz.

Türkiye’nin her bölgesindeki üniversite rektörlerinden adaylara tercih önerileri, tercih listesi oluşturulurken dikkat edilmesi gerekenler konusunda rehber öğretmenlerden ipuçları sayfalarımızda yer alacak. Her gün bir adayın tercih listesini oluşturup, merak edilenlerin soru ve yanıtlarına sayfalarımızda yer vereceğiz.

Adayların en çok rağbet ettiği mesleklerin hangi özellik gerektirdiğini ve Türkiye’deki en yüksek ve düşük başarı sırasının yer alacağı yazı dizimizde tercihlerle ilgili yanlış bilinen efsaneler de olacak.

Hayalinde bilgisayar mühendisliği olanlar

Bilgisayar Mühendisliği: MF-4 puan türü ile öğrenci alıyor. Eğitim süresi 4 yıl. Eğitimin ilk yıllarında Matematik, Fizik, Kimya ve Bilgisayar Mühendisliği derslerine giriş dersleri veriliyor. Daha sonraki yıllarda sistem programcılığı ve donanım kısmını oluşturan ve uzmanlaşmayı gerektiren dersler sunuluyor. Üstün bir akademik yeteneği olan, sayı ve sembollerle akıl yürütme gücü olduğuna inanan, sabırlı, dikkatli olanların yapabileceği meslekte temel beceri olarak aktif dinleme, yazabilenler bu mesleği tercih edebilir. Bilgisayar mühendisleri büro ortamında çalışıp, birinci derecede verilerle uğraşırlar. İşi genelde oturarak yürütüp, sessiz ortamlarda görev yaparlar. Bilgisayar kullanımının hızla yaygınlaştığı günümüzde bilgisayar mühendisleri, eğitim, endüstri, ticaret, hizmet, danışmanlık alanlarında faaliyet gösteren özel kuruluşlarda, kamu kuruluşlarında, bankalarda, üniversitelerde, bilgisayar donanım ve yazılımı üreten ve pazarlayan firmalarda çalışabilirler.

Tercih efsaneleri

Puanlar ve sıralamalar açıklandığında tercih dönemi geldiğinde kulaktan kulağa tercih efsaneleri duyulmaya başlar. ÖSYM'nin sınavları ve sonuüları duyulmaya başlar. ÖSYM'nin sınavları ve sonuçları açıklamasından sonra öğrenciler tercih listelerini oluştururlar. Ancak tercih listesi hazırlanırken birçok hata yapılır. Hatalara neden olan efsanelerin bir kısmını hergün bu sayfalarımızda bulacaksınız. Siz siz olun bunlara göz atmadan listenizi oluşturmayın.

Puan ziyan olmasın: Popüler bölümler puanları ile sizi kandırmasın. Tercih listenizde önceliğiniz olan, severek okuyacağız, ilgi alanınız dahilindeki bölümlere öncelik verin. Aldığnız puan tercih etmek istediğiniz bölümün puanından yüksek ise "Puanın ziyan olur" efsanesine aldırmayın. Birçok öğrenci bu hataya düşüyor ve puanını karşılayan bölüme öncilek veriyor. Unutmayın ki puanınız bölümlerin kapısını açkak için anahtar. Açık kapılara kapılmadan istediğiniz doğrultusunda tercih sıralamanızı oluşturun.

Merak ettikleriniz

Sınav sonucumda bir problem olduğunu düşünüyorum. Bu durumda sonuca itiraz etme hakkım var mı? ◊ Adaylar, nedenlerini belirtmek koşuluyla, sınav sonuçlarının incelenmesini ÖSYM’den isteyebilirler. Bunun için kılavuzun sonuna eklenmiş olan Genel Amaçlı Dilekçe örneğini veya fotokopisini kullanmalısınız. Bu dilekçenin işleme konulabilmesi için, ÖSYM’nin T.C. Ziraat Bankası Güvenevler Şubesi/Ankara hesabına, kılavuzda belirtilen ücretin yatırıldığını gösterir banka dekontunun eklemelisiniz. Gerekli bilgileri yazarak hazırladığınız dilekçeyi PTT kanalıyla ÖSYM Sınav Hizmetleri Müdürlüğü 06538 Bilkent/Ankara adresine gönderebilirler ya da elden teslim edebilirsiniz. Yerleştirme sonuçlarının incelenmesini istiyorsanız bu

sonuçların ÖSYM tarafından açıklanmasından itibaren en geç 30 gün içinde başvurmalısınız. ◊ Kaç tercih yapma hakkım var? ◊ Toplamda 30 tercih hakkı var. Ama tamamını kullanmak zorunlu değil. 30’u aşmamak kaydıyla istediğiniz sayıda tercih yapabilirsiniz. ◊ Kılavuzda aynı isme sahip bazı bölümler, örneğin; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Bankacılık ve Finans vb. hem YGS hem de MF veya TM puanlarıyla tercih ediliyor. Bunun nedeni nedir? ◊ Sözü edilen bölümlerden bazıları yüksekokula, bazıları ise fakülteye bağlı. Fakülteye bağlı olanlar MF ya da TM puan türlerine göre öğrenci alırken, yüksekokullara bağlı olan bölümler ise ?

YGS puan türlerine göre öğrenci alıyor. Yüksekokullara bağlı olan ve YGS puan türleriyle öğrenci alan bu bölümler ayrıca meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin ek puanla yerleşebileceği bölümlerdir. ◊ Tercihleri oluştururken puana mı yoksa başarı sırasına mı bakmak gerekiyor? ◊ Puan hesaplama katsayıları her yıl Türkiye soru çözüm ortalamalarına bağlı olarak değişiyor. Aynı sayıda soru çözen bir aday her yıl farklı bir puan alabilir. Bu nedenle tercih yaparken bir önceki yıla ait taban puanlarla kıyaslama yapmak sağlıklı bir gösterge olmayabilir. ÖSYM, 2007’den itibaren yükseköğretim programlarının başarı sıralarını da kılavuzda yayınlamaya başladı. Kendi başarı sıranızı yükseköğretim programlarının bir önceki yıla ait başarı sıraları ile karşılaştırmak en doğru yöntem olur.

Uzmandan 

Bazı bölümlerde sürpriz düşüşler olabilir

Cihan Yeşilyurt (Fen Bilimleri Dershanesi Rehberlik Koordinatörü)

Bazı yükseköğretim programlarının kontenjanlarının azaltılması ve Fen Edebiyat Fakültelerinden formasyonun kaldırılması adaylar açısından bu süreci daha da kritik hale getirdi.Tercihte bulunacak adaylar sınav sonuç belgesindeki puanlara değil, başarı sıralarını göz önünde bulundurmalı. Puanlarda geçen yıla göre bazı değişiklikler olacağından yanılma payı daha yüksek olabilir. Kendi başarı sıraları ile kılavuzda yazan başarı sıralarını karşılaştırmalılar ve puanları kesinlikle dikkate almamalılar.Her yıl bazı bölümlerde sürpriz düşüş ya da yükselişler olabiliyor. Bu yıl ki tercihlerde de bazı bölümlerin başarı sıralarının beklenenden düşük ya da yüksek kalacağını söyleyebiliriz. Başarı sıralarında değişmeler olacağını unutmadan tercih listelerini çok geniş bir aralıkta yapmalı. 30 tercih yapıldığı için ilk birkaç tercihlerini kendi başarı sıralarının çok daha üstünden yapmaya başlayabilirler.

Ölü tercih yoktur

Çoğu aday yüksek başarı sırasından düşüğüne göre sıralama yapar ve aksi yapıldığında ölü tercih olacağını düşünür. Oysa ölü tercih diye bir şey yoktur ve tercihte önemli olan adayın istek sırasıdır. Yeni açılan programların herhangi bir puanı ve başarı sırası kılavuzda yazmaz. Bu nedenle adayların yeni açılan programları tamamen istek sırasına göre listelerine eklemeleri gerekir.

Bu yıl Açıköğretim Fakültesi’nin 4 yıllık İşletme İktisat gibi bölümlerine kontenjan konuldu. İşletme bölümünün 14 bin, İktisat bölümünün ise 3 bin kontenjanı bulunuyor. Adayların AÖF’yi tercihlerine yazarken çok dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü bu bölümler artık kontenjanlı olduğu için 2012’de yerleşildiği takdirde 2013’de sınava girdiklerinde puanları kırılacak. Her yıl tercih listelerini rehber öğretmenlerine kontrol ettirmedikleri için mağdur olan binlerce aday oluyor. Mağduriyet yaşanmaması için adayların mutlaka tercihlerini kontrolünü işin uzmanı olan rehber öğretmenlere yaptırmalarında yarar var.Son olarak adayların meslek seçimi ve üniversite seçimi ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapmaları gerekiyor. Üniversitelerin kampüslerininin nerede olduğu, vakıf üniversitesi seçeceklerse yıllık maliyetinin ne olacağı, tercih edeceklerin bölümlerin ders içeriklerine mutlaka bakılmalı ve iyi bir araştırmadan sonra tercih listelerine alınmalı…

Rektörden

Bugünün değil, geleceğin mesleklerini düşünerek karar verin

◊ Prof. Dr. Ahmet Acar (ODTÜ Rektörü): Öncelikle önünüze yeteneklerinizi ortaya koyabileceğiniz seçenekler koyun. Seçimi yaptıktan sonra kilitlenip kalmak çok iyi sonuç vermez. Bir üniversiteye gittiğiniz zaman o üniversitenin, ilginiz ve yetenekleriniz paralelinde, kendinizi geliştirebilmenize olanak sağlaması gerekir. Akademik kadro, kütüphane kapasitesi, burs, barınma olanakları önemli. Üniversitenin öğrenciyi sosyal ve çalışma hayatına hazırlayacak kültürel, düşünsel imkanları ve kampusunun gelişmişliği de önemli. Kendinizi ileride bir hakim olarak mı, avukat olarak mı; yoksa uluslararası bir şirketin hukuk bürosunda, hukuk ofisinde çalışan bir birey olarak mı ya da bir fabrikada, şantiyede mühendis olarak mı görmek istiyorsunuz? İyi düşünüp karar verin. İyi bir eğitim verecek program seçin, dar bir alana girip kısıtlanmayacağınız yan dal, çift ana dal yapabileceğiniz ve başka disiplinlerden seçmeli ders alabileceğiniz programları tercih edin. Mezunların önemli bir kısmı derecesini aldığı alanda çalışmıyor. Mühendisler bankacı oluyor, idari bilimlerden mezun olanlar teknik işlerde çalışabiliyorlar. Her zaman bir geçişgenlik söz konusu. Yaşam böyle dönemeçler çıkarıyor insanın önüne. Bu paralelde bu sene üniversiteye girecek olanların önemli bir kısmı bundan on sene sonra belki bugün düşünmediğimiz mesleklerde çalışacaklar. Onun için sadece bugünkü meslekleri değil belki 5-10 sene sonraki imkanlar ne olacak onları da öngörmek lazım.

Öncelikle bölüm seçin sonra üniversite

Uluslararası düzeyde eğitim – öğretim sunan ve bu özelliği ile birçok uluslararası sıralamada dünyanın en seçkin üniversiteleri arasında yer alan bir üniversitede farklı değerleri, farklı fikirleri öğrenirsiniz. Puanınıza göre değil, mutlaka sevdiğiniz veya seveceğinizi düşündüğünüz bir mesleği tercih edin. Bölümünü, kendi meslek alanını sevmeyen öğrencilerin mezun olduktan sonra işini sevmeyen, başarısız bireyler olduklarını görüyoruz. Bence üniversiteden önce bölüm önemli. İlginiz nedir, hangi konularda daha iyi olduğunuzu düşünüyor, nasıl bir çalışma ortamı hayal ediyorsanız ona göre tercih yapın.

Mezundan 

Sabır isteyen bir meslek

◊ Ata İsmet Özçelik (Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği Mezunu): İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından Boğaziçi’nde okudum. Bilgisayar mühendisliği günümüzün en popüler mesleklerinden biri, ancak zor bir 4 yıl geçirdiğimi söyleyebilirim. Bolca sabır isteyen ve konsantre olunması gereken dersler var. Boğaziçi Üniversitesi ise hayatımı değiştiren okullardandır. Sadece mühendislik eğitimi değil hayata bakışınızı değiştiren, vizyon katan bir eğitimi var. Şu an Sony Eurasia’da Business Consultant olarak çalışıyorum. Şimdi geriye doğru baktığımda 2 yıl boyunca her gün düzenli olarak çalıştığımızı hatırlayınca ne kadar zor bir süreç olduğunu daha iyi anlıyorum, yine de iş hayatının daha yarışmacı ve zorlayıcı olduğunu düşünüyorum.

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Temmuz 2012 16:16

Gösterim: 25603

Sabah Gazetesi Yazarı Yaşar Özay’ın bugünkü yazısı

SBS tercihinizi dikkatli yapınSBS sınav sonuçları yayımlandı ve tercih dönemine girildi. Uzmanlar adayların 10 tercih yapacaklarını ve puanların geçen yıla göre 3-15 puan aralığında artacağını açıkladı.

Tercih ve yerleştirme işlemlerinin detaylarını açıklayan 2012 Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlandı. Kılavuza göre adaylar, 1 ile 8 Ağustos tarihleri arasında, OYP ile öğrenci alan liselerden en fazla 10 tercih yapabilecek. Tercihlerde il ve lise türü kısıtlaması olmayacak. Adaylar tercihlerini bireysel olarak, elektronik ortamda veya yapamıyorlarsa kılavuzun EK-1'indeki veli tarafından imzalanmış Yerleştirme İşlemi Tercih Ön Çalışma Formu'nu doldurup, okul müdürlüğü aracılığıyla gerçekleştirebilecekler. Diğer detaylar için kılavuzun incelenmesinde fayda var. 

2012 Kontenjan tabloları yayımlandı!

Pazartesi günü ise güncel kontenjan tabloları ve liselerin 2011 taban puanları ve yüzdelik dilimler açıklandı. Gerçi bu tablolarda geçen yıl yedek yerleştirmeler sonucunda oluşan taban puanlar ve yüzdelik dilimleri yer almıyor. Adayların bu durumun farkında olması, tercihlerini yaparken kontenjan tablosun yer alan puanların daha da düşebileceğini hesap etmesi gerekiyor. Buna karşın bu yıl Türkiye'nin tüm illerindeki liselerin puanlarında 3 - 15 puan arasında artış gerçekleşecek. Adayların bu durumu da göz önünde bulundurarak tercihlerini tamamlamaları hayati önem taşıyor. 

Tercihlerde püf noktaları!

Sevinç Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Umut Şahin, SBS tercih kılavuzunu değerlendirerek adaylara şu uyarıları yaptı Kontenjan tablolarında belirtilen taban puanlara karşılık gelen yüzdelik dilimleri yanıltıcı. Geçen yıl yüzdelik dilim hesaplanmış yaklaşık 1 milyon 8 bin öğrenci varken, bu yıl bu rakam yaklaşık 1 milyon 42 bin. Geçen yıl yüzde 10'luk dilime karşılık genel başarı sırası 100 bin 800 iken bu yıl 104 bin 200. Kazanabileceği MEB tarafından yayınlanan kontenjan tablolarındaki yüzdelik dilimleri anlamlı hale getirmek için adayların, bu yılki başarı sıralarını geçen yılın yüzdelik dilimi hesaplanmış 1 milyon 8 bin öğrenci sayısına bölerek, yüzdelik dilimlerini dönüştürmeleri, asıl yerleştirme döneminde veya genel bir tavsiye verecek olursak, en üst tercihini sahip olduğu puanın 40 puan üzerinden başlatıp, son tercihini / tercihlerini, sahip olduğu puanın 30 puan altında tutmalarında fayda var.

Lise tercihi yaparken nelere dikkat etmeli?

Yaklaşık 70 puanlık (adayın tercihine göre bu aralık genişleyebilir; fakat son tercihler için belirttiğimiz uyarıyı kesinlikle göz önünde tutmak gerekiyor) aralık içinden seçilecek tüm liseler hakkında, YGS-LYS başarıları, ulaşım olanakları, bina, çevre, dil eğitimi ve çeşitli sertifika programları açısından önceden araştırma yapmak gerekiyor. Bulunduğumuz tarih itibarıyla bu araştırma için yeterli süre de mevcut. Ortaöğretime Yerleştirme Puanı'nın herhangi bir Fen, Anadolu, Öğretmen, Sosyal Bilimler lisesine yeterli olmadığını düşünen öğrencilerin, meslek lisesi programlarını da hesap etmesinde fayda var. Meslek liseleri yeni OÖP uygulaması ile farklı alanlardaki YGS - LYS tercihlerinde artık geniş bir yelpazeye sahip ve liseyi bitirmiş adaylar, mezun oldukları alanlarda, genç yaşta kalifiye işgücü tanımlamasına sahip. Buna karşın 9. sınıftan sonra mesleki derslere yoğunlaşıldığı için, YGS - LYS sorularının tamamını çözebilecek bir eğitim programından uzaktalar. Bu engeli ekstra hazırlık yaparak aşabileceğine inanan ve OYP'sinin diğer liseler için yeterli olmadığını düşünen adaylara, meslek liselerini öneriyoruz.

Asıl ve yedek yerleştirme sürecinde dikkat edilecek noktalar!

1 - 8 Ağustos tarihleri arasında adaylar en fazla OYP ile öğrenci alan liselerden, en fazla 10 tercih yapabilecekler. Tercihlerde il ve lise türü kısıtlaması olmayacak. Yerleştirme sonuçları 24 Ağustos 2012'de açıklanacak. 1 - 8 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek tercih işlemlerinden sonra, 24 Ağustos 2012 tarihinde asil yerleştirme sonuçları www.meb.gov.tr internet adresinde açıklanacak. Yerleştirme işlemi tamamlandığında bazı öğrenciler sadece asıl olarak, bazı öğrenciler hem asıl hem yedek olarak ve bazı öğrenciler ise sadece yedek olarak tercihlerine yerleştirilmiş olabilirler. Bazı öğrenciler ise hiçbir tercihinde asıl ya da yedek olamayabilir. Yedek yerleştirme, asıl kazanılmış okulun üstündeki veya herhangi bir tercihine yerleşememiş adayın tüm tercihleri dikkate alınarak, en fazla 3 tercihe aday olunacak şekilde gerçekleştirilecektir.

ÖZEL OKULLAR

8. sınıf SBS puanı ile öğrenci alan özel okullar ise 6 Ağustos 2012 tarihinde 1. ön kayıt dönemi başvuru puanlarını açıkladıktan sonra, 13 - 14 - 15 Ağustos tarihlerinde ilk ön kayıt başvuruları alınacak, 16 - 17 Ağustos tarihlerinde ise ön kayıt başvurusu yapmış adaylar kesin kayıtlarını gerçekleştirecek. Birer hafta arayla 3 adet ön kayıt / kayıt dönemi yaşanacak ve bitiminde boş kalan kontenjanlar için eylül ayında serbest kayıt dönemine geçilecek. Özel okulların 6 Ağustos tarihinde ilan edecekleri ön kayıt başvuru puanları açıklanana kadar, SBS puanlarıyla hangi okullara yerleşeceğini merak eden adaylara, en azından, geçen yıla ait taban puanlarda çok büyük bir değişim yaşanmayacağını söylemek mümkün.

ARTIK BİLGİSAYARLAR ZİHNİMİZİ OKUYABİLECEK

İnsan beyninden manyetik rezonans görüntüleme ile kaydedilen sinyalleri kullanarak, düşündüğümüz nesneleri tahmin eden özgün bir bilgisayar programı geliştirildi. Proje yürütücüsü ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatoş T. Yarman Vural, Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İlke Öztekin'le birlikte geliştirdikleri "Beyin Verileri Kullanarak Zihinden Geçenleri Kestiren Bilgisayar Programı" projesini anlattı. Vural, çalışmaya ilişkin şu bilgileri verdi: "İnsan beyninden manyetik rezonans görüntüleme ile kaydedilen sinyalleri kullanarak, düşündüğümüz nesneleri tahmin eden özgün bir bilgisayar programı geliştirdik. Geliştirilen yöntemde, önce kişinin beyin sinyalleri kaydedilerek bir bilgisayara yükleniyor. Bilgisayar kişinin beyninin yaklaşık bir düşünce modelini çıkararak öğreniyor. Daha sonra bu kişiden gelen yeni sinyaller ölçüldüğünde bilgisayar kişinin ne düşündüğünü kestirmeye çalışıyor". Projenin finansmanını ise ABD'nin Google şirketi sağlıyor. Google, ileride düşünce ile yönetilen arama motorları geliştirebilmek ve arama motorlarını kişinin o anki duygu ve düşüncelerine göre yönlendirebilmek amacıyla projeyi destekliyor.

> SBS tercihinizi dikkatli yapın

Sabah Gazetesi Yazarı Yaşar Özay’ın bugünkü yazısı

SBS tercihinizi dikkatli yapınSBS sınav sonuçları yayımlandı ve tercih dönemine girildi. Uzmanlar adayların 10 tercih yapacaklarını ve puanların geçen yıla göre 3-15 puan aralığında artacağını açıkladı.

Tercih ve yerleştirme işlemlerinin detaylarını açıklayan 2012 Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlandı. Kılavuza göre adaylar, 1 ile 8 Ağustos tarihleri arasında, OYP ile öğrenci alan liselerden en fazla 10 tercih yapabilecek. Tercihlerde il ve lise türü kısıtlaması olmayacak. Adaylar tercihlerini bireysel olarak, elektronik ortamda veya yapamıyorlarsa kılavuzun EK-1'indeki veli tarafından imzalanmış Yerleştirme İşlemi Tercih Ön Çalışma Formu'nu doldurup, okul müdürlüğü aracılığıyla gerçekleştirebilecekler. Diğer detaylar için kılavuzun incelenmesinde fayda var. 

2012 Kontenjan tabloları yayımlandı!

Pazartesi günü ise güncel kontenjan tabloları ve liselerin 2011 taban puanları ve yüzdelik dilimler açıklandı. Gerçi bu tablolarda geçen yıl yedek yerleştirmeler sonucunda oluşan taban puanlar ve yüzdelik dilimleri yer almıyor. Adayların bu durumun farkında olması, tercihlerini yaparken kontenjan tablosun yer alan puanların daha da düşebileceğini hesap etmesi gerekiyor. Buna karşın bu yıl Türkiye'nin tüm illerindeki liselerin puanlarında 3 - 15 puan arasında artış gerçekleşecek. Adayların bu durumu da göz önünde bulundurarak tercihlerini tamamlamaları hayati önem taşıyor. 

Tercihlerde püf noktaları!

Sevinç Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Umut Şahin, SBS tercih kılavuzunu değerlendirerek adaylara şu uyarıları yaptı Kontenjan tablolarında belirtilen taban puanlara karşılık gelen yüzdelik dilimleri yanıltıcı. Geçen yıl yüzdelik dilim hesaplanmış yaklaşık 1 milyon 8 bin öğrenci varken, bu yıl bu rakam yaklaşık 1 milyon 42 bin. Geçen yıl yüzde 10'luk dilime karşılık genel başarı sırası 100 bin 800 iken bu yıl 104 bin 200. Kazanabileceği MEB tarafından yayınlanan kontenjan tablolarındaki yüzdelik dilimleri anlamlı hale getirmek için adayların, bu yılki başarı sıralarını geçen yılın yüzdelik dilimi hesaplanmış 1 milyon 8 bin öğrenci sayısına bölerek, yüzdelik dilimlerini dönüştürmeleri, asıl yerleştirme döneminde veya genel bir tavsiye verecek olursak, en üst tercihini sahip olduğu puanın 40 puan üzerinden başlatıp, son tercihini / tercihlerini, sahip olduğu puanın 30 puan altında tutmalarında fayda var.

Lise tercihi yaparken nelere dikkat etmeli?

Yaklaşık 70 puanlık (adayın tercihine göre bu aralık genişleyebilir; fakat son tercihler için belirttiğimiz uyarıyı kesinlikle göz önünde tutmak gerekiyor) aralık içinden seçilecek tüm liseler hakkında, YGS-LYS başarıları, ulaşım olanakları, bina, çevre, dil eğitimi ve çeşitli sertifika programları açısından önceden araştırma yapmak gerekiyor. Bulunduğumuz tarih itibarıyla bu araştırma için yeterli süre de mevcut. Ortaöğretime Yerleştirme Puanı'nın herhangi bir Fen, Anadolu, Öğretmen, Sosyal Bilimler lisesine yeterli olmadığını düşünen öğrencilerin, meslek lisesi programlarını da hesap etmesinde fayda var. Meslek liseleri yeni OÖP uygulaması ile farklı alanlardaki YGS - LYS tercihlerinde artık geniş bir yelpazeye sahip ve liseyi bitirmiş adaylar, mezun oldukları alanlarda, genç yaşta kalifiye işgücü tanımlamasına sahip. Buna karşın 9. sınıftan sonra mesleki derslere yoğunlaşıldığı için, YGS - LYS sorularının tamamını çözebilecek bir eğitim programından uzaktalar. Bu engeli ekstra hazırlık yaparak aşabileceğine inanan ve OYP'sinin diğer liseler için yeterli olmadığını düşünen adaylara, meslek liselerini öneriyoruz.

Asıl ve yedek yerleştirme sürecinde dikkat edilecek noktalar!

1 - 8 Ağustos tarihleri arasında adaylar en fazla OYP ile öğrenci alan liselerden, en fazla 10 tercih yapabilecekler. Tercihlerde il ve lise türü kısıtlaması olmayacak. Yerleştirme sonuçları 24 Ağustos 2012'de açıklanacak. 1 - 8 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek tercih işlemlerinden sonra, 24 Ağustos 2012 tarihinde asil yerleştirme sonuçları www.meb.gov.tr internet adresinde açıklanacak. Yerleştirme işlemi tamamlandığında bazı öğrenciler sadece asıl olarak, bazı öğrenciler hem asıl hem yedek olarak ve bazı öğrenciler ise sadece yedek olarak tercihlerine yerleştirilmiş olabilirler. Bazı öğrenciler ise hiçbir tercihinde asıl ya da yedek olamayabilir. Yedek yerleştirme, asıl kazanılmış okulun üstündeki veya herhangi bir tercihine yerleşememiş adayın tüm tercihleri dikkate alınarak, en fazla 3 tercihe aday olunacak şekilde gerçekleştirilecektir.

ÖZEL OKULLAR

8. sınıf SBS puanı ile öğrenci alan özel okullar ise 6 Ağustos 2012 tarihinde 1. ön kayıt dönemi başvuru puanlarını açıkladıktan sonra, 13 - 14 - 15 Ağustos tarihlerinde ilk ön kayıt başvuruları alınacak, 16 - 17 Ağustos tarihlerinde ise ön kayıt başvurusu yapmış adaylar kesin kayıtlarını gerçekleştirecek. Birer hafta arayla 3 adet ön kayıt / kayıt dönemi yaşanacak ve bitiminde boş kalan kontenjanlar için eylül ayında serbest kayıt dönemine geçilecek. Özel okulların 6 Ağustos tarihinde ilan edecekleri ön kayıt başvuru puanları açıklanana kadar, SBS puanlarıyla hangi okullara yerleşeceğini merak eden adaylara, en azından, geçen yıla ait taban puanlarda çok büyük bir değişim yaşanmayacağını söylemek mümkün.

ARTIK BİLGİSAYARLAR ZİHNİMİZİ OKUYABİLECEK

İnsan beyninden manyetik rezonans görüntüleme ile kaydedilen sinyalleri kullanarak, düşündüğümüz nesneleri tahmin eden özgün bir bilgisayar programı geliştirildi. Proje yürütücüsü ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatoş T. Yarman Vural, Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. İlke Öztekin'le birlikte geliştirdikleri "Beyin Verileri Kullanarak Zihinden Geçenleri Kestiren Bilgisayar Programı" projesini anlattı. Vural, çalışmaya ilişkin şu bilgileri verdi: "İnsan beyninden manyetik rezonans görüntüleme ile kaydedilen sinyalleri kullanarak, düşündüğümüz nesneleri tahmin eden özgün bir bilgisayar programı geliştirdik. Geliştirilen yöntemde, önce kişinin beyin sinyalleri kaydedilerek bir bilgisayara yükleniyor. Bilgisayar kişinin beyninin yaklaşık bir düşünce modelini çıkararak öğreniyor. Daha sonra bu kişiden gelen yeni sinyaller ölçüldüğünde bilgisayar kişinin ne düşündüğünü kestirmeye çalışıyor". Projenin finansmanını ise ABD'nin Google şirketi sağlıyor. Google, ileride düşünce ile yönetilen arama motorları geliştirebilmek ve arama motorlarını kişinin o anki duygu ve düşüncelerine göre yönlendirebilmek amacıyla projeyi destekliyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Temmuz 2012 09:14

Gösterim: 2662

YÖK’ün talimatıyla ÖSYM, adayları yükseköğretime yerleştirirken okulların değil, bireysel başarının öne çıkarıldığı “Orta Öğretim Başarı Puanı”na göre hesaplama yaptı. Danıştay ise eski sistemin uygulanmasını istedi.

Üniversiteye girişte AOBP esas alınacak!Danıştay, üniversiteye yerleştirmelerde eskisi gibi, okul başarı ortalamasına dayalı olarak belirlenen AOBP’nin (Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı) uygulanacağını bildirdi.ÖSYM, 2012-ÖSYS kılavuzunu, sadece farklı katsayı uygulamasını kaldıran YÖK kararını esas alarak yılın başında yayınlamıştı. Bu kılavuzda, yerleştirme puanlarının hesaplanmasında AOBP’nin esas alacağı yazıyordu.

Ancak nisan ayında yasalaşan ve ‘4+4+4’ olarak kamuoyunda bilinen düzenlemenin içinde yer alan bir değişiklikle AOBP uygulamasına son verilmiş, OBP’nin hesaplamalarda esas alınacağı hükme bağlanmıştı. Bu düzenleme Danıştay’a dava konusu yapıldı. Danıştay açılan dava kapsamında konuyu incelerken, Meclis’in tatili girmesine yakın yasalayan bir düzenlemeyle AOBP uygulamasına dönüş sağlanmıştı. Hesaplamalarda OBP uygulanmayacağı ifade edilmişti. Konu incelemesinde olan Danıştay, son yasal düzenlemeyi dikkate alarak dün açıkladığı kararında OBP’nin uygulamasına son verildiğini, hesaplamada AOBP’ye dönüş olduğuna karar verdi.

Bu düzenleme OBP’yi dikkate alarak yerleştirme puanlarını kısa bir süre sonra açıklaması beklenen ÖSYM’yi zor durumda bıraktı. ÖSYM tüm hesaplamaları çöpe atarak AOBP üzerinden yeni bir hesaplama yapacak dolayısıyla açıklama gecikmiş olacak.

(vatan)

> Üniversiteye girişte AOBP esas alınacak!

YÖK’ün talimatıyla ÖSYM, adayları yükseköğretime yerleştirirken okulların değil, bireysel başarının öne çıkarıldığı “Orta Öğretim Başarı Puanı”na göre hesaplama yaptı. Danıştay ise eski sistemin uygulanmasını istedi.

Üniversiteye girişte AOBP esas alınacak!Danıştay, üniversiteye yerleştirmelerde eskisi gibi, okul başarı ortalamasına dayalı olarak belirlenen AOBP’nin (Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı) uygulanacağını bildirdi.ÖSYM, 2012-ÖSYS kılavuzunu, sadece farklı katsayı uygulamasını kaldıran YÖK kararını esas alarak yılın başında yayınlamıştı. Bu kılavuzda, yerleştirme puanlarının hesaplanmasında AOBP’nin esas alacağı yazıyordu.

Ancak nisan ayında yasalaşan ve ‘4+4+4’ olarak kamuoyunda bilinen düzenlemenin içinde yer alan bir değişiklikle AOBP uygulamasına son verilmiş, OBP’nin hesaplamalarda esas alınacağı hükme bağlanmıştı. Bu düzenleme Danıştay’a dava konusu yapıldı. Danıştay açılan dava kapsamında konuyu incelerken, Meclis’in tatili girmesine yakın yasalayan bir düzenlemeyle AOBP uygulamasına dönüş sağlanmıştı. Hesaplamalarda OBP uygulanmayacağı ifade edilmişti. Konu incelemesinde olan Danıştay, son yasal düzenlemeyi dikkate alarak dün açıkladığı kararında OBP’nin uygulamasına son verildiğini, hesaplamada AOBP’ye dönüş olduğuna karar verdi.

Bu düzenleme OBP’yi dikkate alarak yerleştirme puanlarını kısa bir süre sonra açıklaması beklenen ÖSYM’yi zor durumda bıraktı. ÖSYM tüm hesaplamaları çöpe atarak AOBP üzerinden yeni bir hesaplama yapacak dolayısıyla açıklama gecikmiş olacak.

(vatan)

Son Güncelleme: Cuma, 20 Temmuz 2012 11:38

Gösterim: 1907

SBS yerleştirme paunlarında yeni bir iddia ortaya atıldı. Zaman Gazetesi'nin haberine göre sınıf puanı 500 olan 18 öğrencinin birinci olması gerekirken ikinci olarak gösterilmesi eleştirildi.

SBS puan hesaplamalarında adaletsizlik mi yapıldı?İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin 9 Haziran 2012 tarihinde girdikleri ve sonucunu merakla bekledikleri Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklandı. Bununla birlikte öğrencilerin tercih ve yerleştirme işlemlerinde kullanacakları ve 6. sınıfın sınıf puanının (SP6) yüzde 25'i, 7. sınıfın sınıf puanının (SP7) yüzde 35'i ve 8. sınıfın sınıf puanının (SP8) yüzde 40'ı toplanarak elde edilen Ortaöğretime Yerleştirme Puanı (OYP) da açıklanmış oldu. Ancak sonuçların açıklanması beraberinde bazı tartışmaları da getirdi.

Bu yıl son olarak 9 Haziran'da sınava giren 8. sınıf öğrencileri 6. ve 7. sınıfta da sınava girdiler. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan sayısal verilere göre sınava bu yıl 1 milyon 75 bin 533 aday girdi ve bu adaylardan 21 tanesi 3 yıl boyunca tüm soruları doğru cevapladı. 3 yıl boyunca sınıf puanı 500 olan öğrenci sayısı ise 18'dir. Peki, bu ne anlama geliyor? Sınava giren öğrencilerden 18 tanesi hem okullarında üstün başarı göstererek 3 yıl boyunca okul birincisi olmayı başarmış, hem de SBS'de 3 yıl boyunca tüm soruları doğru cevaplayarak ulaşılması zor bir başarıya imza atmış durumdalar. Böyle bir başarıyı 3 yıl boyunca elde edebilmenin hiç de kolay olmadığı ise herkes tarafından kabul edilmesi gereken bir gerçektir.

Sınav sonuçları açıklandığında ise öğrenci ve velilerin beklentisinin aksine 18 öğrenci birinci değil ikinci olarak açıklandı. MEB tarafından SBS başvuru kılavuzunda da belirtildiği üzere uluslararası yarışma ve sınavlarda ülkemizi temsil hakkı kazanmış olduğunu belgeleyen öğrencilere katıldıkları yıl için sınıf puanlarına ek olarak derecesine göre ek puan verilmektedir. Dolayısıyla SBS'de üç yıl boyunca tüm soruları doğru cevaplayamayan bir öğrenci (birinci olan öğrenci 507.424 puan almıştır. Yarışmalarda ikinci olan öğrencilere yüzde 3 oranında ek puan verildiği düşünülürse, eğer 500 tam puan almış olsaydı 15 ek puan alması gerekirdi) ulusal bir sınavda tüm soruları 3 yıl boyunca doğru cevaplayan ayrıca okullarında birinci olarak üstün başarı gösteren öğrencilerin önüne geçerek birinci ilan edilmiştir.

Uluslararası yarışma ve sınavlarda ülkemizi temsil hakkı kazanmış olduğunu belgeleyen öğrencilere katıldıkları yıl için sınıf puanlarına puan eklenmesi bu öğrencilerin başarılarını ödüllendirme, onları motive etme, öğrencileri farklı alanlarda da başarılı olmaya teşvik etme açısından önemlidir. Ancak bir alandaki başarıyı ödüllendirirken başka bir alandaki ulaşılması gerçekten çok kolay olmayan bir başarıyı görmezden gelmek ve bu başarıyı elde edenlerin motivasyonunu kırmak, onları hayal kırıklığına uğratmak bu öğrencilerin yaş grupları da göz önüne alındığında ne kadar doğrudur? Sınavın gerçek birincilerinin hayal kırıklığına uğratıldığı bu gün birçok medya organında gündeme gelen bir konudur.

Seviye Belirleme Sınavları öğrencilerin o eğitim-öğretim yılına ait kazanımlarla ilgili akademik başarısını ölçmekte ve öğrencinin sınav puanına okul derslerinden elde ettiği puan eklenmektedir. Ancak sıralamayı akademik başarı değil başka bir yarışmadan elde edilen puan belirlemiştir. Ayrıca hatırlanacağı gibi çok yakın bir dönemde öğrencilerin sınavda elde ettikleri başarının başka faktörlerden etkilenmemesi için üniversite sınavına girişte katsayı uygulaması kaldırılmış ve öğrenciler arasında eşitlik sağlanmıştır. Buna karşın SBS'de öğrenciler arasında eşitliği bozan bir uygulamaya imza atılmıştır.

Ek puanlı ve ek puansız bir şekilde öğrenci sıralamaları açıklanarak bu sorun kolaylıkla çözülebilecek ve 18 öğrencinin yaşadığı hayal kırıklığı kolaylıkla giderilebilecekken bu konu çok daha farklı bir boyut almıştır. Öğrencilerin emekleri ve çalışmaları takdir edilmeli ve hakları verilmelidir.

(zaman)

> SBS puan hesaplamalarında adaletsizlik mi yapıldı?

SBS yerleştirme paunlarında yeni bir iddia ortaya atıldı. Zaman Gazetesi'nin haberine göre sınıf puanı 500 olan 18 öğrencinin birinci olması gerekirken ikinci olarak gösterilmesi eleştirildi.

SBS puan hesaplamalarında adaletsizlik mi yapıldı?İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin 9 Haziran 2012 tarihinde girdikleri ve sonucunu merakla bekledikleri Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklandı. Bununla birlikte öğrencilerin tercih ve yerleştirme işlemlerinde kullanacakları ve 6. sınıfın sınıf puanının (SP6) yüzde 25'i, 7. sınıfın sınıf puanının (SP7) yüzde 35'i ve 8. sınıfın sınıf puanının (SP8) yüzde 40'ı toplanarak elde edilen Ortaöğretime Yerleştirme Puanı (OYP) da açıklanmış oldu. Ancak sonuçların açıklanması beraberinde bazı tartışmaları da getirdi.

Bu yıl son olarak 9 Haziran'da sınava giren 8. sınıf öğrencileri 6. ve 7. sınıfta da sınava girdiler. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan sayısal verilere göre sınava bu yıl 1 milyon 75 bin 533 aday girdi ve bu adaylardan 21 tanesi 3 yıl boyunca tüm soruları doğru cevapladı. 3 yıl boyunca sınıf puanı 500 olan öğrenci sayısı ise 18'dir. Peki, bu ne anlama geliyor? Sınava giren öğrencilerden 18 tanesi hem okullarında üstün başarı göstererek 3 yıl boyunca okul birincisi olmayı başarmış, hem de SBS'de 3 yıl boyunca tüm soruları doğru cevaplayarak ulaşılması zor bir başarıya imza atmış durumdalar. Böyle bir başarıyı 3 yıl boyunca elde edebilmenin hiç de kolay olmadığı ise herkes tarafından kabul edilmesi gereken bir gerçektir.

Sınav sonuçları açıklandığında ise öğrenci ve velilerin beklentisinin aksine 18 öğrenci birinci değil ikinci olarak açıklandı. MEB tarafından SBS başvuru kılavuzunda da belirtildiği üzere uluslararası yarışma ve sınavlarda ülkemizi temsil hakkı kazanmış olduğunu belgeleyen öğrencilere katıldıkları yıl için sınıf puanlarına ek olarak derecesine göre ek puan verilmektedir. Dolayısıyla SBS'de üç yıl boyunca tüm soruları doğru cevaplayamayan bir öğrenci (birinci olan öğrenci 507.424 puan almıştır. Yarışmalarda ikinci olan öğrencilere yüzde 3 oranında ek puan verildiği düşünülürse, eğer 500 tam puan almış olsaydı 15 ek puan alması gerekirdi) ulusal bir sınavda tüm soruları 3 yıl boyunca doğru cevaplayan ayrıca okullarında birinci olarak üstün başarı gösteren öğrencilerin önüne geçerek birinci ilan edilmiştir.

Uluslararası yarışma ve sınavlarda ülkemizi temsil hakkı kazanmış olduğunu belgeleyen öğrencilere katıldıkları yıl için sınıf puanlarına puan eklenmesi bu öğrencilerin başarılarını ödüllendirme, onları motive etme, öğrencileri farklı alanlarda da başarılı olmaya teşvik etme açısından önemlidir. Ancak bir alandaki başarıyı ödüllendirirken başka bir alandaki ulaşılması gerçekten çok kolay olmayan bir başarıyı görmezden gelmek ve bu başarıyı elde edenlerin motivasyonunu kırmak, onları hayal kırıklığına uğratmak bu öğrencilerin yaş grupları da göz önüne alındığında ne kadar doğrudur? Sınavın gerçek birincilerinin hayal kırıklığına uğratıldığı bu gün birçok medya organında gündeme gelen bir konudur.

Seviye Belirleme Sınavları öğrencilerin o eğitim-öğretim yılına ait kazanımlarla ilgili akademik başarısını ölçmekte ve öğrencinin sınav puanına okul derslerinden elde ettiği puan eklenmektedir. Ancak sıralamayı akademik başarı değil başka bir yarışmadan elde edilen puan belirlemiştir. Ayrıca hatırlanacağı gibi çok yakın bir dönemde öğrencilerin sınavda elde ettikleri başarının başka faktörlerden etkilenmemesi için üniversite sınavına girişte katsayı uygulaması kaldırılmış ve öğrenciler arasında eşitlik sağlanmıştır. Buna karşın SBS'de öğrenciler arasında eşitliği bozan bir uygulamaya imza atılmıştır.

Ek puanlı ve ek puansız bir şekilde öğrenci sıralamaları açıklanarak bu sorun kolaylıkla çözülebilecek ve 18 öğrencinin yaşadığı hayal kırıklığı kolaylıkla giderilebilecekken bu konu çok daha farklı bir boyut almıştır. Öğrencilerin emekleri ve çalışmaları takdir edilmeli ve hakları verilmelidir.

(zaman)

Son Güncelleme: Salı, 17 Temmuz 2012 14:06

Gösterim: 1589

Diğer Makaleler...

  1. 2012 YLSY tercihleri başladı
  2. DGS kitapçıklarında 4 soruda hata
  3. LYS Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?
  4. 2012 KPSS soru cevapları internette! TIKLAYIN