Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul Okan Üniversitesi farklı kadrolarda 150 öğretim üyesini görevlendirecek.
İstanbul Okan Üniversitesi Rektörlüğü bünyesine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun ilgili maddeleri gereğince profesör, doçent, doktor öğretim üyesi kadrolarına personel alacak.
10 fakülte, 2 meslek yüksekokulu, konservatuvar, lisansüstü eğitim enstitüsünde 250’yi aşkın program yürüten İstanbul Okan Üniversitesi’nde 23 bin öğrenci eğitim görüyor.
4 Şubat 2021 tarihine kadar başvuru yapılabilecek ilanla ilgili detaylı bilgi https://www.ilan.gov.tr/ilan/730401 adresinde yer alıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Okan Üniversitesi farklı kadrolarda 150 öğretim üyesini görevlendirecek.
İstanbul Okan Üniversitesi Rektörlüğü bünyesine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun ilgili maddeleri gereğince profesör, doçent, doktor öğretim üyesi kadrolarına personel alacak.
10 fakülte, 2 meslek yüksekokulu, konservatuvar, lisansüstü eğitim enstitüsünde 250’yi aşkın program yürüten İstanbul Okan Üniversitesi’nde 23 bin öğrenci eğitim görüyor.
4 Şubat 2021 tarihine kadar başvuru yapılabilecek ilanla ilgili detaylı bilgi https://www.ilan.gov.tr/ilan/730401 adresinde yer alıyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Ocak 2021 12:56
Gösterim: 3662
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Katar Üniversitesi (KÜ) bilim ve eğitim alanlarında işbirliğini artırmak için her iki kurumdan uzmanlar ve akademisyenler tarafından ortaklaşa yürütülecek bir mutabakat anlaşması imzaladı. Video konferans yoluyla imzalanan anlaşma iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi kapsamında yükseköğretim alanında atılan adımların bir parçası olacak.
Mutabakat anlaşması, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve Katar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hassan Al-Derham tarafından Türkiye’nin Katar Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ile Katar Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Eğitim’den sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mariam Al-Maadeed’in ve her iki üniversiteden ilgililerin katılımıyla imzalandı sildentadal.com.
Mutabakat anlaşmasının iki kurum arasında özellikle bilimsel araştırma konusundaki işbirliğine ve işbirliği yöntemlerine yaptığı vurgu, yerel ve uluslararası paydaşlarla ilişki kurarak mükemmeliyete ulaşmak ve bilgiyi, bilimi ve inovasyonu geliştirmek için çaba gösteren her iki üniversitenin stratejik eğitim planı kapsamındaki akademik yolunda yansımasını barındırıyor.
Veri tabanları dahil akademik ve bilimsel bilgi alışverişi yapılacak
Mutabakat anlaşması Katar Üniversitesi İleri Malzeme Merkezi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Trabzon’un grubu arasında deniz suyunun arıtılması ve su arıtma alanındaki araştırma işbirliğinin bir sonucudur. İTÜ’den iki ekip bu konuda bilimsel makale yayımlayıp ortak araştırma projelerini TÜBİTAK’a ve Katar Vakfı’na başarıyla sunmuş ve KÜ’nün Uluslararası Araştırma İşbirlikleri Destekleme (IRCC) programına fon desteği için başvurdu.
İTÜ ile KÜ’nün mutabakat anlaşması imzalaması iki kurum arasındaki araştırma işbirliğini daha da artıracak ve deniz suyunun arıtılması ve su arıtma gibi Katar için olduğu kadar Türkiye için de stratejik öneme sahip bir konuda iki ülke halkının yararına bilimsel ve teknolojik alanda üstünlük elde etmek için kapasite geliştirme olanakları sağlayacak.
Yapılan işbirliği ve mutabakat anlaşması aynı zamanda bilgi birikiminin, eğitim ile akademik ve bilimsel çalışma deneyimlerinin paylaşılması; bültenler, dergiler, çalışmalar, istatistikler ve diğer veriler de dahil olmak üzere bilgi alışverişi; çalışmalar yapmak; konferanslar, toplantılar ve eğitimler düzenlemek ve öğretim üyeleri ve/veya araştırmacıların değişimi için bir çerçeve oluşturacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Katar Üniversitesi (KÜ) bilim ve eğitim alanlarında işbirliğini artırmak için her iki kurumdan uzmanlar ve akademisyenler tarafından ortaklaşa yürütülecek bir mutabakat anlaşması imzaladı. Video konferans yoluyla imzalanan anlaşma iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi kapsamında yükseköğretim alanında atılan adımların bir parçası olacak.
Mutabakat anlaşması, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve Katar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hassan Al-Derham tarafından Türkiye’nin Katar Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ile Katar Üniversitesi Araştırma ve Lisansüstü Eğitim’den sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mariam Al-Maadeed’in ve her iki üniversiteden ilgililerin katılımıyla imzalandı sildentadal.com.
Mutabakat anlaşmasının iki kurum arasında özellikle bilimsel araştırma konusundaki işbirliğine ve işbirliği yöntemlerine yaptığı vurgu, yerel ve uluslararası paydaşlarla ilişki kurarak mükemmeliyete ulaşmak ve bilgiyi, bilimi ve inovasyonu geliştirmek için çaba gösteren her iki üniversitenin stratejik eğitim planı kapsamındaki akademik yolunda yansımasını barındırıyor.
Veri tabanları dahil akademik ve bilimsel bilgi alışverişi yapılacak
Mutabakat anlaşması Katar Üniversitesi İleri Malzeme Merkezi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Trabzon’un grubu arasında deniz suyunun arıtılması ve su arıtma alanındaki araştırma işbirliğinin bir sonucudur. İTÜ’den iki ekip bu konuda bilimsel makale yayımlayıp ortak araştırma projelerini TÜBİTAK’a ve Katar Vakfı’na başarıyla sunmuş ve KÜ’nün Uluslararası Araştırma İşbirlikleri Destekleme (IRCC) programına fon desteği için başvurdu.
İTÜ ile KÜ’nün mutabakat anlaşması imzalaması iki kurum arasındaki araştırma işbirliğini daha da artıracak ve deniz suyunun arıtılması ve su arıtma gibi Katar için olduğu kadar Türkiye için de stratejik öneme sahip bir konuda iki ülke halkının yararına bilimsel ve teknolojik alanda üstünlük elde etmek için kapasite geliştirme olanakları sağlayacak.
Yapılan işbirliği ve mutabakat anlaşması aynı zamanda bilgi birikiminin, eğitim ile akademik ve bilimsel çalışma deneyimlerinin paylaşılması; bültenler, dergiler, çalışmalar, istatistikler ve diğer veriler de dahil olmak üzere bilgi alışverişi; çalışmalar yapmak; konferanslar, toplantılar ve eğitimler düzenlemek ve öğretim üyeleri ve/veya araştırmacıların değişimi için bir çerçeve oluşturacak.
Son Güncelleme: Salı, 19 Ocak 2021 12:42
Gösterim: 5244
Yükseköğretim Kurul (YÖK) Başkanlığı, Sağlık Bakanlığından, üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastanelerinde görevli akademik personel, sağlık çalışanları ve yükseköğretim kurumlarında görevli akademik ve idari personelin öncelikli olarak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılama programına dâhil edilmesini istedi.
YÖK, Sağlık Bakanlığına Kovid-19 aşılama programına ilişkin önerilerini içeren bir yazı gönderdi. Yazıda, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında yapılacak aşılama çalışmalarında çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon kapma, ölüm oranı, olumsuz toplumsal etki riski gibi unsurlarının göz önüne alınarak genel önceliklerin belirleneceği, bu önceliklere göre aşılama çalışmalarının ilk aşamasında sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinlerin aşılanacağının açıklandığı hatırlatıldı.
Üniversitelerdeki akademisyenler ve idari personelin öncelikli aşılamaya dâhil edilmesi önemli
YÖK, Sağlık Bakanlığına Kovid-19 aşılama programına ilişkin önerilerini içeren yazıda şunlar kaydedildi:
"Bu bağlamda sağlık çalışanları kapsamında, üniversitelerimizin sağlık uygulama ve araştırma merkezleri (üniversite hastaneleri) ile üniversiteler ve Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri arasında tesis edilen birlikte kullanım mevzuatı çerçevesinde görev yapan akademik personel ve sağlık çalışanlarının da öncelikli aşılama kapsamında değerlendirmesinin çok önemli olduğu açıktır.
Ayrıca yükseköğretim kurumlarımızda yüz yüze verilen örgün eğitim ve öğretim faaliyetlerinin en kısa zamanda başlatılabilmesi ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesini temin için "yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personelin" de kademelendirme yapılarak öncelikli aşılama programına dâhil edilmesi önem taşımaktadır.
YÖK: “Kademelendirme çalışmalarında her türlü iş birliğine hazırız"
YÖK'ün yazısında bu konudaki önerilerinin Bakanlık tarafından kabul görülmesi halinde kademelendirme çalışmaları için her türlü iş birliğine açık oldukları da ifade edildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Yükseköğretim Kurul (YÖK) Başkanlığı, Sağlık Bakanlığından, üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastanelerinde görevli akademik personel, sağlık çalışanları ve yükseköğretim kurumlarında görevli akademik ve idari personelin öncelikli olarak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılama programına dâhil edilmesini istedi.
YÖK, Sağlık Bakanlığına Kovid-19 aşılama programına ilişkin önerilerini içeren bir yazı gönderdi. Yazıda, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında yapılacak aşılama çalışmalarında çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon kapma, ölüm oranı, olumsuz toplumsal etki riski gibi unsurlarının göz önüne alınarak genel önceliklerin belirleneceği, bu önceliklere göre aşılama çalışmalarının ilk aşamasında sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinlerin aşılanacağının açıklandığı hatırlatıldı.
Üniversitelerdeki akademisyenler ve idari personelin öncelikli aşılamaya dâhil edilmesi önemli
YÖK, Sağlık Bakanlığına Kovid-19 aşılama programına ilişkin önerilerini içeren yazıda şunlar kaydedildi:
"Bu bağlamda sağlık çalışanları kapsamında, üniversitelerimizin sağlık uygulama ve araştırma merkezleri (üniversite hastaneleri) ile üniversiteler ve Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri arasında tesis edilen birlikte kullanım mevzuatı çerçevesinde görev yapan akademik personel ve sağlık çalışanlarının da öncelikli aşılama kapsamında değerlendirmesinin çok önemli olduğu açıktır.
Ayrıca yükseköğretim kurumlarımızda yüz yüze verilen örgün eğitim ve öğretim faaliyetlerinin en kısa zamanda başlatılabilmesi ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesini temin için "yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personelin" de kademelendirme yapılarak öncelikli aşılama programına dâhil edilmesi önem taşımaktadır.
YÖK: “Kademelendirme çalışmalarında her türlü iş birliğine hazırız"
YÖK'ün yazısında bu konudaki önerilerinin Bakanlık tarafından kabul görülmesi halinde kademelendirme çalışmaları için her türlü iş birliğine açık oldukları da ifade edildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 17 Aralık 2020 15:44
Gösterim: 1004
İstanbul Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Bahar Yarıyılı başvuruları başladı. 20 anabilim dalı ve 4 ana sanat dalında 67 tezli-tezsiz yüksek lisans ve 11 doktora programı bulunan Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’ne online başvurular 5 Şubat 2021 tarihine kadar devam edecek.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ), COVID 19 pandemisini bireysel ve kariyer gelişimi için fırsata dönüştürmeyi hedefleyen adaylar için lisansüstü eğitimde geniş bir program ağı sunuyor. Başvuruların enstitu.iku.edu.tr adresinden online yapılabildiği lisansüstü eğitim programları, alternatif burs olanaklarıyla da dikkati çekiyor.
Lisans derecesini yeni almış kişiler, bir süre önce mezun olmuş ve şu anda çalışan ancak eğitimlerine devam etmek ve mesleki gelişimlerini ilerletmek isteyenler ile uzun yıllardan beri lisansüstü eğitim almak isteyenler için alternatif programlar sunan İKÜ, bu alanda burs olanaklarıyla da öne çıkıyor.
İstanbul Barosu üyelerine Özel Hukuk/Kamu Hukuku lisansüstü programlarında %25 indirim sunan üniversitenin, İstanbul ilinde görev yapan 657 sayılı devlet memuru kadrolarına tabi ve özel okullardaki kadrolu öğretmenler için yüzde 50 indirim olanağı bulunuyor.
ALES ve lisans diploma notuna göre yüksek lisans ve doktorada yüzde 100’e varan başarı bursları bulunan Kültür Üniversitesi’nin lisansüstü eğitimde burs kriterleri şöyle: ALES puanı 85 ve üstü olup lisans diploma notu 3,50 ve üstü öğrenciler yüzde 100; ALES puanı 80 ve üstü olup lisans diploma notu 3,25 ve üstü adaylar yüzde 75; ALES puanı 75 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü olan adaylar ise yüzde 50 bursla yüksek lisans eğitimi alabiliyorlar.
İKÜ’de burslu doktora yapmak içinse adayların yüzde 100 burs için ALES puanı 85 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü, yüksek lisans diploma notu 3,50 ve üstü; %75 burs için ALES puanı 80 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü, yüksek lisans diploma notu 3,25 ve üstü kriterlerini aynı anda karşılaması gerekiyor. Doktorada yüzde 50 burs için belirlenen kriterler ise şöyle: ALES puanı 75 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü, yüksek lisans diploma notu 3,00 ve üstü olmalı.
İKÜ’de pandemi döneminde lisansüstü eğitim hizmetini kurumsal uzaktan öğretim çözümü CATS üzerinden sunduklarını belirten İKÜ Lisansüstü Eğitim Müdürü Prof. Dr. Tunç Mısırlıoğlu, dijital ortamda yüksek lisans ve doktora eğitim süreçlerini şöyle özetledi: “Geçtiğimiz dokuz aylık süreçte öğrencilerimizin araştırma yapmayı, araştırma bulgularını ve fikirlerini nasıl organize edeceklerini öğrendikleri ve belirli konularla ilgili görüşlerini formüle edebildikleri, daha akademik cümleler kurdukları ve bunları yazılı hale getirebildikleri görüldü. Elbette bu süreç yavaş ve zor olabilir; ancak bir tür bedensel ve zihinsel egzersiz olarak öğrencilerin alışkanlıklarını değiştirebilir. Sonunda zihinsel gelişim, yaratıcılık, eleştirel-analitik düşünme, yenilikçilik, iletişim, duygusal zekâ ve problem çözme yetenekleri gibi becerileri gelişebilecektir. Bu beceriler, işverenlerin 21. yüzyılda mezunlardan giderek daha fazla talep ettiği bir unsurlardır.”
Adaylar, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü bünyesindeki yüksek lisans ve doktora programlarına ilişkin ayrıntılı bilgi ve başvuruyu enstitu.iku.edu.tr adresinden 5 Şubat 2021 tarihine kadar gerçekleştirebilirler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Bahar Yarıyılı başvuruları başladı. 20 anabilim dalı ve 4 ana sanat dalında 67 tezli-tezsiz yüksek lisans ve 11 doktora programı bulunan Kültür Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’ne online başvurular 5 Şubat 2021 tarihine kadar devam edecek.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ), COVID 19 pandemisini bireysel ve kariyer gelişimi için fırsata dönüştürmeyi hedefleyen adaylar için lisansüstü eğitimde geniş bir program ağı sunuyor. Başvuruların enstitu.iku.edu.tr adresinden online yapılabildiği lisansüstü eğitim programları, alternatif burs olanaklarıyla da dikkati çekiyor.
Lisans derecesini yeni almış kişiler, bir süre önce mezun olmuş ve şu anda çalışan ancak eğitimlerine devam etmek ve mesleki gelişimlerini ilerletmek isteyenler ile uzun yıllardan beri lisansüstü eğitim almak isteyenler için alternatif programlar sunan İKÜ, bu alanda burs olanaklarıyla da öne çıkıyor.
İstanbul Barosu üyelerine Özel Hukuk/Kamu Hukuku lisansüstü programlarında %25 indirim sunan üniversitenin, İstanbul ilinde görev yapan 657 sayılı devlet memuru kadrolarına tabi ve özel okullardaki kadrolu öğretmenler için yüzde 50 indirim olanağı bulunuyor.
ALES ve lisans diploma notuna göre yüksek lisans ve doktorada yüzde 100’e varan başarı bursları bulunan Kültür Üniversitesi’nin lisansüstü eğitimde burs kriterleri şöyle: ALES puanı 85 ve üstü olup lisans diploma notu 3,50 ve üstü öğrenciler yüzde 100; ALES puanı 80 ve üstü olup lisans diploma notu 3,25 ve üstü adaylar yüzde 75; ALES puanı 75 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü olan adaylar ise yüzde 50 bursla yüksek lisans eğitimi alabiliyorlar.
İKÜ’de burslu doktora yapmak içinse adayların yüzde 100 burs için ALES puanı 85 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü, yüksek lisans diploma notu 3,50 ve üstü; %75 burs için ALES puanı 80 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü, yüksek lisans diploma notu 3,25 ve üstü kriterlerini aynı anda karşılaması gerekiyor. Doktorada yüzde 50 burs için belirlenen kriterler ise şöyle: ALES puanı 75 ve üstü, lisans diploma notu 3,00 ve üstü, yüksek lisans diploma notu 3,00 ve üstü olmalı.
İKÜ’de pandemi döneminde lisansüstü eğitim hizmetini kurumsal uzaktan öğretim çözümü CATS üzerinden sunduklarını belirten İKÜ Lisansüstü Eğitim Müdürü Prof. Dr. Tunç Mısırlıoğlu, dijital ortamda yüksek lisans ve doktora eğitim süreçlerini şöyle özetledi: “Geçtiğimiz dokuz aylık süreçte öğrencilerimizin araştırma yapmayı, araştırma bulgularını ve fikirlerini nasıl organize edeceklerini öğrendikleri ve belirli konularla ilgili görüşlerini formüle edebildikleri, daha akademik cümleler kurdukları ve bunları yazılı hale getirebildikleri görüldü. Elbette bu süreç yavaş ve zor olabilir; ancak bir tür bedensel ve zihinsel egzersiz olarak öğrencilerin alışkanlıklarını değiştirebilir. Sonunda zihinsel gelişim, yaratıcılık, eleştirel-analitik düşünme, yenilikçilik, iletişim, duygusal zekâ ve problem çözme yetenekleri gibi becerileri gelişebilecektir. Bu beceriler, işverenlerin 21. yüzyılda mezunlardan giderek daha fazla talep ettiği bir unsurlardır.”
Adaylar, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü bünyesindeki yüksek lisans ve doktora programlarına ilişkin ayrıntılı bilgi ve başvuruyu enstitu.iku.edu.tr adresinden 5 Şubat 2021 tarihine kadar gerçekleştirebilirler.
Son Güncelleme: Cuma, 15 Ocak 2021 12:13
Gösterim: 2746
Boğaziçi Üniversitesi, Prof. Dr. Nesrin Özören tarafından geliştirilen ve halihazırda Koronavirüs aşısı için kullanılması yönünde çalışmaları sürdürülen “mikro-kürecik” teknolojisiyle ilgili patentlerini Vaccizone firmasına lisansladı. Teknoloji, aşıların 30 gün boyunca oda sıcaklığında bozulmadan, dirençli bir şekilde etkinliklerini korumalarını sağlıyor ve soğuk zincir ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Buna göre Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören tarafından 2020’de kurulan start-up firma, biyoteknoloji çalışmalarını geliştirerek, ürünleştirme süreçlerini yürütecek.
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören ve ekibinin yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığı Koronavirüs aşısı çalışmaları kapsamında -dünyada bir ilk olarak- Prof. Özören tarafından geliştirilen "mikro-kürecik" teknolojisi kullanılıyor. Teknoloji, aşıların 30 gün boyunca oda sıcaklığında bozulmadan, dirençli bir şekilde etkinliklerini korumalarını sağlıyor ve soğuk zincir ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi A.Ş.'nin koordinasyonunda yürütülen lisanslama süreci Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğünde gerçekleştirilen imza töreni ile resmi olarak tamamlandı.
Lisans sayesinde Prof. Özören tarafından 2020'de kurulan Vaccizone firması bünyesinde yürütülecek çalışmalarla, 19 ülkede patentlenen mikro-kürecik teknolojisinden faydalanılarak dünya çapında ticarileştirme çalışmaları yürütülecek. Firmaya ayrıca yatırımcı Dr. Alper Türken ve Tuğrul Başar tarafından finansal kaynak sağlanması konusunda da anlaşıldı. Bu sayede teknolojinin ticarileşmesi yolundaki çalışmaların daha da hız kazanması amaçlanıyor.
"TÜRKİYE İÇİN MODEL OLACAK"
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda yapılan imza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan, sözleşmenin Türkiye için güzel bir model olacağını ümit ettiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Özkan, "Bu proje her şeyden önce insanlık adına faydalı. Bununla birlikte Prof. Dr. Nesrin Özören gibi hocalarımızın olması ve bu noktalara gelmesi de bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Bunun Türkiye için çok güzel bir model olmasını ümit ediyoruz, çünkü üniversitemizdeki potansiyellerin çok daha büyük olduğuna inanıyoruz. Bunu ışık tutucu, yol açıcı bir adım olarak görüyoruz. Hayırlı olmasını temenni ediyorum," diye konuştu.
"MİLLİ AŞI İÇİN ÖNEMLİ ADIM"
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi ve Vaccizone Firması kurucusu Prof. Dr. Nesrin Özören ise mikro-kürecik patentlerinin firmaya lisanslanmasının çok önemli bir adım olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kanser araştırmaları ve Koronavirüs aşısının geliştirilmesinde kullandığımız mikro-kürecik teknolojisi ABD, Avrupa ve Japonya olmak üzere dünya çapında patentlendi. Boğaziçi Üniversitesi'ne ait olan patent hakları, bu sözleşme sayesinde firmam Vaccizone'ye lisanslanmış oldu. Bu, 2020'de kurulan şirketim ve benim için hayallerimizin gerçekleşmesi anlamına geliyor. Bundan sonra patentli mikro-kürecik teknolojisi sayesinde başta Koronavirüs olmak üzere, grip ve kanser tedavileri için geliştireceğimiz yeni yöntemlerden elde edilecek gelirler firmamızın daha da gelişmesine olanak tanıyabilecek. Ayrıca
Boğaziçi Üniversitesi de bu gelirden pay alacak."
Vaccizone Yatırımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Alper Türken ise milli aşı teknolojilerinin geliştirilmesinde firmanın çok önemli bir rol üstleneceğini belirterek, "Geçtiğimiz 30 yılda bilgi teknolojileri alanında yaşanan devrimin bir benzeri önümüzdeki 30 yılda biyoteknoloji alanında yaşanacak. Bu devrimin hayatlarımız üzerinde kapsamlı ve dönüştürücü bir etkisi olacak. Türkiye'nin bu alanda özgün teknoloji ve ürünler geliştirme kapasitesini bir an önce kazanması yaşamsal bir öncelik olmalı. Biyoteknoloji alanında ABD, AB, Çin ve Japonya tarafından onaylanmış ilk milli dörtlü patentin lisans hakkına sahip olan Vaccizone'un bu süreçte merkezi bir rol oynayacağına inanıyorum. Bu anlamlı girişimin bir parçası olmaktan mutluyum," dedi.
''TÜRKİYE İÇİN BİYOTEKNOLOJİDE GLOBAL OYUNCU OLMA ŞANSI''
Vaccizone Yatırımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Başar da biyoteknoloji alanındaki iş birliğinin çığır açma potansiyeli olduğunun altını çizdi. Başar, “Vaccizone'u Türkiye'nin biyoteknoloji alanında global seviyede bir oyuncu olması için ülke olarak elimizdeki en büyük şans olarak değerlendiriyorum. Moleküler biyoloji alanında dünyanın sayılı bilim insanlarından Prof. Nesrin Özören'in liderliğinde, Türkiye'nin bilim yuvası Boğaziçi Üniversitesi'nin desteğiyle bir araya gelmiş olan ve ülkemizin en parlak zihinlerinden oluşan ekibimiz ve biyoteknoloji alanında çığır açma potansiyeli olan, triadik patent
dahilinde korunan teknolojimizle bunu başarabileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Boğaziçi Üniversitesi, Prof. Dr. Nesrin Özören tarafından geliştirilen ve halihazırda Koronavirüs aşısı için kullanılması yönünde çalışmaları sürdürülen “mikro-kürecik” teknolojisiyle ilgili patentlerini Vaccizone firmasına lisansladı. Teknoloji, aşıların 30 gün boyunca oda sıcaklığında bozulmadan, dirençli bir şekilde etkinliklerini korumalarını sağlıyor ve soğuk zincir ihtiyacını ortadan kaldırıyor.
Buna göre Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören tarafından 2020’de kurulan start-up firma, biyoteknoloji çalışmalarını geliştirerek, ürünleştirme süreçlerini yürütecek.
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören ve ekibinin yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığı Koronavirüs aşısı çalışmaları kapsamında -dünyada bir ilk olarak- Prof. Özören tarafından geliştirilen "mikro-kürecik" teknolojisi kullanılıyor. Teknoloji, aşıların 30 gün boyunca oda sıcaklığında bozulmadan, dirençli bir şekilde etkinliklerini korumalarını sağlıyor ve soğuk zincir ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi A.Ş.'nin koordinasyonunda yürütülen lisanslama süreci Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğünde gerçekleştirilen imza töreni ile resmi olarak tamamlandı.
Lisans sayesinde Prof. Özören tarafından 2020'de kurulan Vaccizone firması bünyesinde yürütülecek çalışmalarla, 19 ülkede patentlenen mikro-kürecik teknolojisinden faydalanılarak dünya çapında ticarileştirme çalışmaları yürütülecek. Firmaya ayrıca yatırımcı Dr. Alper Türken ve Tuğrul Başar tarafından finansal kaynak sağlanması konusunda da anlaşıldı. Bu sayede teknolojinin ticarileşmesi yolundaki çalışmaların daha da hız kazanması amaçlanıyor.
"TÜRKİYE İÇİN MODEL OLACAK"
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu'nda yapılan imza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan, sözleşmenin Türkiye için güzel bir model olacağını ümit ettiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Özkan, "Bu proje her şeyden önce insanlık adına faydalı. Bununla birlikte Prof. Dr. Nesrin Özören gibi hocalarımızın olması ve bu noktalara gelmesi de bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Bunun Türkiye için çok güzel bir model olmasını ümit ediyoruz, çünkü üniversitemizdeki potansiyellerin çok daha büyük olduğuna inanıyoruz. Bunu ışık tutucu, yol açıcı bir adım olarak görüyoruz. Hayırlı olmasını temenni ediyorum," diye konuştu.
"MİLLİ AŞI İÇİN ÖNEMLİ ADIM"
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi ve Vaccizone Firması kurucusu Prof. Dr. Nesrin Özören ise mikro-kürecik patentlerinin firmaya lisanslanmasının çok önemli bir adım olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kanser araştırmaları ve Koronavirüs aşısının geliştirilmesinde kullandığımız mikro-kürecik teknolojisi ABD, Avrupa ve Japonya olmak üzere dünya çapında patentlendi. Boğaziçi Üniversitesi'ne ait olan patent hakları, bu sözleşme sayesinde firmam Vaccizone'ye lisanslanmış oldu. Bu, 2020'de kurulan şirketim ve benim için hayallerimizin gerçekleşmesi anlamına geliyor. Bundan sonra patentli mikro-kürecik teknolojisi sayesinde başta Koronavirüs olmak üzere, grip ve kanser tedavileri için geliştireceğimiz yeni yöntemlerden elde edilecek gelirler firmamızın daha da gelişmesine olanak tanıyabilecek. Ayrıca
Boğaziçi Üniversitesi de bu gelirden pay alacak."
Vaccizone Yatırımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Alper Türken ise milli aşı teknolojilerinin geliştirilmesinde firmanın çok önemli bir rol üstleneceğini belirterek, "Geçtiğimiz 30 yılda bilgi teknolojileri alanında yaşanan devrimin bir benzeri önümüzdeki 30 yılda biyoteknoloji alanında yaşanacak. Bu devrimin hayatlarımız üzerinde kapsamlı ve dönüştürücü bir etkisi olacak. Türkiye'nin bu alanda özgün teknoloji ve ürünler geliştirme kapasitesini bir an önce kazanması yaşamsal bir öncelik olmalı. Biyoteknoloji alanında ABD, AB, Çin ve Japonya tarafından onaylanmış ilk milli dörtlü patentin lisans hakkına sahip olan Vaccizone'un bu süreçte merkezi bir rol oynayacağına inanıyorum. Bu anlamlı girişimin bir parçası olmaktan mutluyum," dedi.
''TÜRKİYE İÇİN BİYOTEKNOLOJİDE GLOBAL OYUNCU OLMA ŞANSI''
Vaccizone Yatırımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Başar da biyoteknoloji alanındaki iş birliğinin çığır açma potansiyeli olduğunun altını çizdi. Başar, “Vaccizone'u Türkiye'nin biyoteknoloji alanında global seviyede bir oyuncu olması için ülke olarak elimizdeki en büyük şans olarak değerlendiriyorum. Moleküler biyoloji alanında dünyanın sayılı bilim insanlarından Prof. Nesrin Özören'in liderliğinde, Türkiye'nin bilim yuvası Boğaziçi Üniversitesi'nin desteğiyle bir araya gelmiş olan ve ülkemizin en parlak zihinlerinden oluşan ekibimiz ve biyoteknoloji alanında çığır açma potansiyeli olan, triadik patent
dahilinde korunan teknolojimizle bunu başarabileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Son Güncelleme: Perşembe, 17 Aralık 2020 11:37
Gösterim: 895

