Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
YÖK tarafından hazırlanan Yükseköğretim Program Atlası YGS-LYS Net Sihirbazı modülünde adayların, hedefledikleri bölüme girebilmek için hangi testte kaç net yapmaları gerektiğine ilişkin bilgiler bulunuyor.
Yükseköğretim Kurulunca hazırlanan Yükseköğretim Program Atlası YGS-LYS Net Sihirbazı modülünde adayların, hedefledikleri bölüme girebilmek için hangi testte kaç net yapmaları gerektiğine ilişkin bilgiler bulunuyor.
YÖK’teki Yükseköğretim Program Atlası tanıtım toplantısında yapılan sunuma göre, sistem için 19 bin 990 lisans ve ön lisans programı incelendi, 2 bin 269 fakülte, yüksek okul ile meslek yüksek okulu analiz edilerek sisteme toplam 971 bin 211 yerleşen aday verisi işlendi.
Sistem, her sene üniversite sınavına giren 2 milyonu aşkın adayın, YGS ve LYS’ye hazırlık aşamasından başlayarak, üniversite ve meslek tercihlerini yaparken daha “bilinçli kararlar verebilmesini desteklemek amacıyla” geliştirildi. Yeni uygulamayla adayların, özellikle dershanelerin olmadığı ve nitelikli rehberlik gereksiniminin arttığı bu dönemde, başka kaynağa ihtiyaç duymadan, en doğru ve güvenilir bilgilere erişimlerinin sağlanması hedefleniyor.
"Hangi bölüm için kaç net gerekli" sorusunun cevabı modülde
YGS-LYS Net Sihirbazı modülünde ise adayların en çok merak ettikleri konulardan "hedefledikleri bölüme girebilmek için hangi testte kaç net yapmaları gerektiği"ne ilişkin bilgiler bulunuyor. 2015 ÖSYS'de merkezi yerleştirmeyle öğrenci alan lisans-ön lisans programlarına yerleşenlerin YGS veya LYS testlerinde yaptıkları net ortalamaları da modülde yer alıyor.
Adaylar, "Net Sihirbazı"nda, yerleşmek istedikleri programlara ortalamada kaç net ile girileceğini görerek, hedeflerini gözden geçirebilecek ve LYS’ye kadar ders programlarını belirleyebilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK tarafından hazırlanan Yükseköğretim Program Atlası YGS-LYS Net Sihirbazı modülünde adayların, hedefledikleri bölüme girebilmek için hangi testte kaç net yapmaları gerektiğine ilişkin bilgiler bulunuyor.
Yükseköğretim Kurulunca hazırlanan Yükseköğretim Program Atlası YGS-LYS Net Sihirbazı modülünde adayların, hedefledikleri bölüme girebilmek için hangi testte kaç net yapmaları gerektiğine ilişkin bilgiler bulunuyor.
YÖK’teki Yükseköğretim Program Atlası tanıtım toplantısında yapılan sunuma göre, sistem için 19 bin 990 lisans ve ön lisans programı incelendi, 2 bin 269 fakülte, yüksek okul ile meslek yüksek okulu analiz edilerek sisteme toplam 971 bin 211 yerleşen aday verisi işlendi.
Sistem, her sene üniversite sınavına giren 2 milyonu aşkın adayın, YGS ve LYS’ye hazırlık aşamasından başlayarak, üniversite ve meslek tercihlerini yaparken daha “bilinçli kararlar verebilmesini desteklemek amacıyla” geliştirildi. Yeni uygulamayla adayların, özellikle dershanelerin olmadığı ve nitelikli rehberlik gereksiniminin arttığı bu dönemde, başka kaynağa ihtiyaç duymadan, en doğru ve güvenilir bilgilere erişimlerinin sağlanması hedefleniyor.
"Hangi bölüm için kaç net gerekli" sorusunun cevabı modülde
YGS-LYS Net Sihirbazı modülünde ise adayların en çok merak ettikleri konulardan "hedefledikleri bölüme girebilmek için hangi testte kaç net yapmaları gerektiği"ne ilişkin bilgiler bulunuyor. 2015 ÖSYS'de merkezi yerleştirmeyle öğrenci alan lisans-ön lisans programlarına yerleşenlerin YGS veya LYS testlerinde yaptıkları net ortalamaları da modülde yer alıyor.
Adaylar, "Net Sihirbazı"nda, yerleşmek istedikleri programlara ortalamada kaç net ile girileceğini görerek, hedeflerini gözden geçirebilecek ve LYS’ye kadar ders programlarını belirleyebilecek.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Mart 2016 15:40
Gösterim: 1986
YÖK Başkanı Saraç, "Yükseköğretim Program Atlası ile üniversite tercihlerinin yönlendirilmesi hususunda öğrencilerimiz, sanal ortamda, cep telefonuyla bile erişebilecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sanal bir rehbere kavuşmuş olacak" dedi.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, "Yükseköğretim Program Atlası ile üniversite tercihlerinin yönlendirilmesi hususunda öğrencilerimiz, sanal ortamda, cep telefonuyla bile erişebilecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sanal bir rehbere kavuşmuş olacak" dedi. Saraç, "Yükseköğretim Program Atlası" uygulama ve uygulamada yer alan "YÖK Lisans/ YÖK Önlisans Atlası" ve "YGS-LYS Net Sihirbazı" tanıtım toplantısında, bu yıl ÖSYS'ye başvuran 2 milyon 255 bin 386 kişiden, 2 milyon 178 bin 563'ünün pazar günü YGS'ye gireceğini anımsattı. Adaylara başarı dileyen Saraç, adayların sınav sonrası tercih aşamasında karşılaştıkları problemlerinin çözümü için Yükseköğretim Program Atlası hazırladıklarını belirtti. Saraç, şunları kaydetti: "Yükseköğretim Program Atlası ile öğrencilerimizin üniversite tercihlerinin yönlendirilmesi hususunda öğrencilerimiz, sanal ortamda, cep telefonuyla bile erişebilecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sanal bir rehbere kavuşmuş olacaktır. Bu noktada, önemle vurgulamak istiyorum, YÖK Program Atlası bir 'tercih robotu' değildir. Ondan daha da ileri noktada, sadece YÖK tarafından derlenebilecek veya paylaşılabilecek işlenmiş verilerin yer aldığı seçkin ve güvenilir bir referans kaynaktır. YÖK, yıllar yılı, gençlerin gözünde soğuk, uzak, sevimsiz bir kurum hüviyetinde idi. Geçmişin kötü algısını artık sırtımızda taşımak istemiyoruz. Yeni ve yenilikçi YÖK olarak gençlerimizin gözünde onları kucaklayan, fayda sağlayan, yol gösteren bir yere gelmeyi hedefliyoruz." Programın hazırlanmasında gençlerin beklenti ve tercihlerinin dikkate alındığını aktaran Saraç, uygulamanın tamamen mobil uyumlu olarak geliştirildiğini söyledi.
"Yanlış kapıları çalmasınlar"
YGS sonrası adayların hedeflerine ne kadar yakın veya uzak olduklarını merak edeceklerini anlatan Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Yanlış kapıları çalmasınlar ve yanlış arayışlara girmesinler istiyoruz. YÖK Program Atlası'nda, hedefledikleri programlara geçen sene yerleşenlerin YGS sonrasındaki ortalama başarılarını görebilirler. Böylece kendilerine gerçekçi hedefler belirleyebilirler. LYS aşamasından sonrasındaki tercihlerinde bu atlas yine kendilerine yol gösterecektir."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK Başkanı Saraç, "Yükseköğretim Program Atlası ile üniversite tercihlerinin yönlendirilmesi hususunda öğrencilerimiz, sanal ortamda, cep telefonuyla bile erişebilecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sanal bir rehbere kavuşmuş olacak" dedi.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, "Yükseköğretim Program Atlası ile üniversite tercihlerinin yönlendirilmesi hususunda öğrencilerimiz, sanal ortamda, cep telefonuyla bile erişebilecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sanal bir rehbere kavuşmuş olacak" dedi. Saraç, "Yükseköğretim Program Atlası" uygulama ve uygulamada yer alan "YÖK Lisans/ YÖK Önlisans Atlası" ve "YGS-LYS Net Sihirbazı" tanıtım toplantısında, bu yıl ÖSYS'ye başvuran 2 milyon 255 bin 386 kişiden, 2 milyon 178 bin 563'ünün pazar günü YGS'ye gireceğini anımsattı. Adaylara başarı dileyen Saraç, adayların sınav sonrası tercih aşamasında karşılaştıkları problemlerinin çözümü için Yükseköğretim Program Atlası hazırladıklarını belirtti. Saraç, şunları kaydetti: "Yükseköğretim Program Atlası ile öğrencilerimizin üniversite tercihlerinin yönlendirilmesi hususunda öğrencilerimiz, sanal ortamda, cep telefonuyla bile erişebilecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sanal bir rehbere kavuşmuş olacaktır. Bu noktada, önemle vurgulamak istiyorum, YÖK Program Atlası bir 'tercih robotu' değildir. Ondan daha da ileri noktada, sadece YÖK tarafından derlenebilecek veya paylaşılabilecek işlenmiş verilerin yer aldığı seçkin ve güvenilir bir referans kaynaktır. YÖK, yıllar yılı, gençlerin gözünde soğuk, uzak, sevimsiz bir kurum hüviyetinde idi. Geçmişin kötü algısını artık sırtımızda taşımak istemiyoruz. Yeni ve yenilikçi YÖK olarak gençlerimizin gözünde onları kucaklayan, fayda sağlayan, yol gösteren bir yere gelmeyi hedefliyoruz." Programın hazırlanmasında gençlerin beklenti ve tercihlerinin dikkate alındığını aktaran Saraç, uygulamanın tamamen mobil uyumlu olarak geliştirildiğini söyledi.
"Yanlış kapıları çalmasınlar"
YGS sonrası adayların hedeflerine ne kadar yakın veya uzak olduklarını merak edeceklerini anlatan Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Yanlış kapıları çalmasınlar ve yanlış arayışlara girmesinler istiyoruz. YÖK Program Atlası'nda, hedefledikleri programlara geçen sene yerleşenlerin YGS sonrasındaki ortalama başarılarını görebilirler. Böylece kendilerine gerçekçi hedefler belirleyebilirler. LYS aşamasından sonrasındaki tercihlerinde bu atlas yine kendilerine yol gösterecektir."
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Mart 2016 15:34
Gösterim: 1763
Türk bilim insanının, üst çene genişletmesinde kullanılan aparatların çürük başlangıcına etkisini araştırdığı çalışma, 100 yılı aşkın süredir yayımlanan bilim dergisi AJO-DO'ya kapak oldu.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Yağcı ve ekibince yapılan çalışma, 100 yılı aşkın süredir yayımlanan "American Journal of Orthodontics and Dentofacial Orthopedic (AJODO)" dergisinin mart sayısına kapak oldu. Yağcı, yaptığı açıklamada, "üst çene genişletmesinde kullanılan aparatların çürük başlangıcı sayılan beyaz nokta oluşumuna etkisi" konulu çalışmaya, 2011'de ERÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Biriminin (BAP) desteğiyle başladıklarını söyledi.
AJODO dergisinde yayımlanan çalışmanın, bu projedeki basamaklardan biri olduğunu belirten Yağcı, "2011'den beri emek verdiğimiz bir çalışma. Bunun bir basamağı da çok sevindirici şekilde, 100 yılı aşkın süredir yayımlanan bilim dünyasının saygın dergilerinden AJODO'nun mart sayısında yer aldı. Dergide yayımlanmakla da kalmadı, kapak konusu oldu, mart sayısının videosu olarak internet sitesinde yer aldı. Bu bizim için onur verici, güzel bir gelişme" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Türk bilim insanının, üst çene genişletmesinde kullanılan aparatların çürük başlangıcına etkisini araştırdığı çalışma, 100 yılı aşkın süredir yayımlanan bilim dergisi AJO-DO'ya kapak oldu.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Yağcı ve ekibince yapılan çalışma, 100 yılı aşkın süredir yayımlanan "American Journal of Orthodontics and Dentofacial Orthopedic (AJODO)" dergisinin mart sayısına kapak oldu. Yağcı, yaptığı açıklamada, "üst çene genişletmesinde kullanılan aparatların çürük başlangıcı sayılan beyaz nokta oluşumuna etkisi" konulu çalışmaya, 2011'de ERÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Biriminin (BAP) desteğiyle başladıklarını söyledi.
AJODO dergisinde yayımlanan çalışmanın, bu projedeki basamaklardan biri olduğunu belirten Yağcı, "2011'den beri emek verdiğimiz bir çalışma. Bunun bir basamağı da çok sevindirici şekilde, 100 yılı aşkın süredir yayımlanan bilim dünyasının saygın dergilerinden AJODO'nun mart sayısında yer aldı. Dergide yayımlanmakla da kalmadı, kapak konusu oldu, mart sayısının videosu olarak internet sitesinde yer aldı. Bu bizim için onur verici, güzel bir gelişme" dedi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 09 Mart 2016 13:39
Gösterim: 1084
Akademisyenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aileleri 3 çocuk yapmaya teşvik etmesinin hayati önemde olduğunu, Türkiye'deki nüfus artış hızının düşmesinin ileride problemlere yol açacağını dile getirdi.
Nüfus konusunda çalışma yürüten akademisyenler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aileleri 3 çocuk yapmaya teşvik etmesinin hayati önemde olduğunu belirterek, Türkiye'deki nüfus artış hızının düşmesinin ileride problemlere neden olacağını dile getirdi.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmet Koç, uzun yıllardır Türkiye'nindemografik yapısına ilişkin araştırmalar yaptıklarını söyledi. En son 2013'te yaptıkları araştırmaya göre, Türkiye'de doğurganlık oranının hızlı şekilde düştüğünü aktaran Prof. Dr. Koç, "Türkiye'de 1960'ta kadın başına 5 çocuk düşerken şimdi bu sayı 2. Yani, Türkiye'de nüfus kendini ancak yenileyebiliyor. Nüfus bir şekilde artıyor ancak bu, eskiden var olan yüksek doğurganlık ve bu süreçte doğanların hayatta olmasından kaynaklanıyor" diye konuştu.
Hesaplamalara göre, 2045'te Türkiye nüfusunun 95 milyon civarında stabil kalacağını dile getiren Koç, bunun birtakım olumsuz sonuçlarının olacağını kaydederek, "1960'ta ortalama yaş 22-23 iken bugün bu oran 29-30 civarına çıktı. Bunun temel nedeni doğurganlıktaki düşmedir. Yine 1960'ta ülkemizdeki 65 yaş üzeri nüfus yüzde 3 iken bugün bu oran yüzde 8'e çıkmış durumda" ifadesini kullandı. Türkiye'de yaşlı kişilerin sayısının hızlı arttığını vurgulayan Koç, "Müdahale için çok doğru zaman. Bunu acilen yapmamız gerekiyor" dedi.
"3 çocuğu savunmakla kalmadım, 3 çocuk yaptım"
Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da "Ben de bunu başından beri savunuyorum. Çok eleştiri almama rağmen bunun öneminin farkında olan biri olarak, Cumhurbaşkanımızın bu tavsiyesini çok hayati buluyorum. Ayrıca bunu savunmakla kalmadım ve 3 çocuk yaptım. Üçüncü çocuğum da yeni oldu. 40 yaşında baba oldum" dedi.
"Nüfusun yenilenmesi için doğurganlık hızı en az 2,1 olmalı"
Gebze Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Anıl Mercan ise Türkiye'nin nüfus artışının gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek, gelişmekte olan ülkelere göre ise düşük olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailelere "en az 3 çocuk tavsiyesini" son derece yerinde olduğunu kaydeden Doç. Dr. Mercan, "Bir ülkenin, nüfusunu yenileyebilmesi için toplam doğurganlık hızının en az 2,1 olması gerekmektedir. Yani doğurgan kadınların ortalamada 3 çocuk sahibi olması istenen bir değerdir. TÜİK verilerine göre Türkiye’de toplam doğurganlık hızı 2014 yılında 2,17 çocuk olmuştur. Yani Türkiye, nüfus yenileme hızını sınırda geçmiştir. Bu yüzden, Cumhurbaşkanımızın endişeleri, bilimsel açıdan yerinde endişelerdir" dedi. İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan da doğurganlığı artırmaya dönük politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Akademisyenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aileleri 3 çocuk yapmaya teşvik etmesinin hayati önemde olduğunu, Türkiye'deki nüfus artış hızının düşmesinin ileride problemlere yol açacağını dile getirdi.
Nüfus konusunda çalışma yürüten akademisyenler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aileleri 3 çocuk yapmaya teşvik etmesinin hayati önemde olduğunu belirterek, Türkiye'deki nüfus artış hızının düşmesinin ileride problemlere neden olacağını dile getirdi.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmet Koç, uzun yıllardır Türkiye'nindemografik yapısına ilişkin araştırmalar yaptıklarını söyledi. En son 2013'te yaptıkları araştırmaya göre, Türkiye'de doğurganlık oranının hızlı şekilde düştüğünü aktaran Prof. Dr. Koç, "Türkiye'de 1960'ta kadın başına 5 çocuk düşerken şimdi bu sayı 2. Yani, Türkiye'de nüfus kendini ancak yenileyebiliyor. Nüfus bir şekilde artıyor ancak bu, eskiden var olan yüksek doğurganlık ve bu süreçte doğanların hayatta olmasından kaynaklanıyor" diye konuştu.
Hesaplamalara göre, 2045'te Türkiye nüfusunun 95 milyon civarında stabil kalacağını dile getiren Koç, bunun birtakım olumsuz sonuçlarının olacağını kaydederek, "1960'ta ortalama yaş 22-23 iken bugün bu oran 29-30 civarına çıktı. Bunun temel nedeni doğurganlıktaki düşmedir. Yine 1960'ta ülkemizdeki 65 yaş üzeri nüfus yüzde 3 iken bugün bu oran yüzde 8'e çıkmış durumda" ifadesini kullandı. Türkiye'de yaşlı kişilerin sayısının hızlı arttığını vurgulayan Koç, "Müdahale için çok doğru zaman. Bunu acilen yapmamız gerekiyor" dedi.
"3 çocuğu savunmakla kalmadım, 3 çocuk yaptım"
Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da "Ben de bunu başından beri savunuyorum. Çok eleştiri almama rağmen bunun öneminin farkında olan biri olarak, Cumhurbaşkanımızın bu tavsiyesini çok hayati buluyorum. Ayrıca bunu savunmakla kalmadım ve 3 çocuk yaptım. Üçüncü çocuğum da yeni oldu. 40 yaşında baba oldum" dedi.
"Nüfusun yenilenmesi için doğurganlık hızı en az 2,1 olmalı"
Gebze Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Anıl Mercan ise Türkiye'nin nüfus artışının gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek, gelişmekte olan ülkelere göre ise düşük olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailelere "en az 3 çocuk tavsiyesini" son derece yerinde olduğunu kaydeden Doç. Dr. Mercan, "Bir ülkenin, nüfusunu yenileyebilmesi için toplam doğurganlık hızının en az 2,1 olması gerekmektedir. Yani doğurgan kadınların ortalamada 3 çocuk sahibi olması istenen bir değerdir. TÜİK verilerine göre Türkiye’de toplam doğurganlık hızı 2014 yılında 2,17 çocuk olmuştur. Yani Türkiye, nüfus yenileme hızını sınırda geçmiştir. Bu yüzden, Cumhurbaşkanımızın endişeleri, bilimsel açıdan yerinde endişelerdir" dedi. İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan da doğurganlığı artırmaya dönük politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Mart 2016 14:09
Gösterim: 1401
Ankara Üniversitesinde 2010-2012 yılları arasında yapılan bilimsel araştırmaları inceleyen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Hukuk Müşavirliği, yapılan işlemlerin kanunsuz olduğunun tespit edilmesi üzerine bir süre önce, üniversitenin projeleriyle ilgili soruşturma başlattı.
Eylemi gerçekleştirenlerin üniversiteyle ilişiklerinin kesildiğinin belirlenmesi üzerine hukuk müşavirliği konuyla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Yapılan soruşturmada eski Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı N.H. ile 14'ü üniversite görevlisi toplam 34 kişinin, üniversite bütçesinden bilimsel araştırma projelerine sağlanan fonları usulüne uygun kullanmadığı tespit edildi.
Zanlıların bilimsel araştırma projelerini, süreleri dolmasına rağmen tamamlanmadığı halde bölüm başkanlarının yerine imza atmak suretiyle tamamlanmış gibi gösterdikleri, bu yolla anlaşmalı firmalara üniversite bütçesinden yaklaşık 3,5 milyon lira ödenmesini sağladıkları ve bu paradan da pay aldıkları belirlendi.
Projeleri, ilgili bölüm başkanlarının bilgisi olmadan yerlerine imza atmak suretiyle onay verilmiş gibi gösterdikleri belirlenen zanlılarla söz konusu firma yetkilileri de gözaltına alındı.
Operasyon kapsamında İstanbul ve İzmir'den de gözaltıların olduğu, örgüt yöneticisi olduğu ileri sürülen eski rektör yardımcısının ise Amerika'da olduğu için gözaltına alınamadığı belirtildi.
Konuyla ilgili eski bir kadın öğretim görevlisinin de hamile olduğu için Ankara'ya getirilmeden gözaltına alındığı, Adana emniyetinde işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
Zanlıların, sağlık kontrolünün ardından ifadelerinin alınmaya başlanacağı belirtildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Ankara Üniversitesinde 2010-2012 yılları arasında yapılan bilimsel araştırmaları inceleyen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Hukuk Müşavirliği, yapılan işlemlerin kanunsuz olduğunun tespit edilmesi üzerine bir süre önce, üniversitenin projeleriyle ilgili soruşturma başlattı.
Eylemi gerçekleştirenlerin üniversiteyle ilişiklerinin kesildiğinin belirlenmesi üzerine hukuk müşavirliği konuyla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Yapılan soruşturmada eski Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı N.H. ile 14'ü üniversite görevlisi toplam 34 kişinin, üniversite bütçesinden bilimsel araştırma projelerine sağlanan fonları usulüne uygun kullanmadığı tespit edildi.
Zanlıların bilimsel araştırma projelerini, süreleri dolmasına rağmen tamamlanmadığı halde bölüm başkanlarının yerine imza atmak suretiyle tamamlanmış gibi gösterdikleri, bu yolla anlaşmalı firmalara üniversite bütçesinden yaklaşık 3,5 milyon lira ödenmesini sağladıkları ve bu paradan da pay aldıkları belirlendi.
Projeleri, ilgili bölüm başkanlarının bilgisi olmadan yerlerine imza atmak suretiyle onay verilmiş gibi gösterdikleri belirlenen zanlılarla söz konusu firma yetkilileri de gözaltına alındı.
Operasyon kapsamında İstanbul ve İzmir'den de gözaltıların olduğu, örgüt yöneticisi olduğu ileri sürülen eski rektör yardımcısının ise Amerika'da olduğu için gözaltına alınamadığı belirtildi.
Konuyla ilgili eski bir kadın öğretim görevlisinin de hamile olduğu için Ankara'ya getirilmeden gözaltına alındığı, Adana emniyetinde işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
Zanlıların, sağlık kontrolünün ardından ifadelerinin alınmaya başlanacağı belirtildi.
Son Güncelleme: Salı, 08 Mart 2016 18:45
Gösterim: 1222

