Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
CERN ALICE Deney Grubu Üyesi Uysal, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı CERN'deki deneyde, delta parçacığının kütle değerinin literatürde bilinen değerinden daha düşük olduğunu tespit etti.
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezindeki (CERN) Büyük İyon Çarpıştırıcısı Deneyi (ALICE) Grubu Üyesi Doç. Dr. Ayben Karasu Uysal, literatürdeki değerinden daha düşük kütleye sahip delta parçacığı keşfetti.
KTO Karatay Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ayben Karasu Uysal, Büyük İyon Çarpıştırıcısı'nda (LHC) protonların ve kurşun çekirdeklerinin ışık hızına çok yakın hızla çarpıştırıldığını söyledi. LHC üzerindeki dedektör sistemlerinde çarpışma sonucu oluşan parçacıkların izlenip kaydedildiğini aktaran Uysal, bu çalışmalarda evrenin başlangıcındaki ortamı araştırdıklarını vurguladı. Uysal, yaşanılan ortamda proton ve nötronların görüldüğünü belirterek, "Evrenin başlangıcına gittiğinizde hiç bilmediğiniz parçacıklar var. Hiç görmediğimiz ama standart modelin tahmin ettiği parçacıklar var. Eğer onları dedektörlerde görebilirsek o maddenin halini bulmuşuz demektir" dedi.
"Her yeni bilimsel çalışma bizi bir bilinmeyene götürdü"
Artı ve eksi yüklerin yan yana getirildiğinde birbirlerini yok ettiğini anlatan Uysal, şöyle devam etti: "Çalışma da bu konunun ölçümleriyle alakalıydı. 'Madde ve anti madde arasında fark var mıdır, asimetri var mıdır?' bunu araştırıyorduk. Bizim çalışmamızla fizikte yeni soru alanları ortaya çıktı. Evrenin başlangıcında madde ve anti maddenin aynı miktarda ölçüldüğünü anladık. Her yeni bilimsel çalışma bizi bir bilinmeyene götürdü. Cevabı bulunan bir sürü şey de var. Yeni bir şey keşfediyoruz, o bizi yeni bir bilinmeyene yönlendiriyor. ALICE deneyinde bizi çok şaşırtan anti alfa çekirdeğini gördük."
Uysal, anti alfa çekirdeğinin iki proton ve iki nötrondan oluştuğunu ifade ederek, "İçinde 4 parçacığı barındıran ağır bir çekirdek. ALICE grubu olarak tespit edildi. Benim özel olarak incelediğim parçacık ise delta parçacığıydı. Ömrü en kısa parçacıklardan bir tanesi, yaşam süresi 10 üzeri eksi 24 saniyedir. Bu bize şöyle bir öz güveni verdi, bizim kameramız böyle bir zamanı kaydedebiliyor. Bu parçacığı direkt ekranda göremiyoruz. Bunun için bilimsel teknikler geliştiriyoruz. Bilimsel teknikler sonucu bulgular bu parçacığa ait" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
CERN ALICE Deney Grubu Üyesi Uysal, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı CERN'deki deneyde, delta parçacığının kütle değerinin literatürde bilinen değerinden daha düşük olduğunu tespit etti.
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezindeki (CERN) Büyük İyon Çarpıştırıcısı Deneyi (ALICE) Grubu Üyesi Doç. Dr. Ayben Karasu Uysal, literatürdeki değerinden daha düşük kütleye sahip delta parçacığı keşfetti.
KTO Karatay Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ayben Karasu Uysal, Büyük İyon Çarpıştırıcısı'nda (LHC) protonların ve kurşun çekirdeklerinin ışık hızına çok yakın hızla çarpıştırıldığını söyledi. LHC üzerindeki dedektör sistemlerinde çarpışma sonucu oluşan parçacıkların izlenip kaydedildiğini aktaran Uysal, bu çalışmalarda evrenin başlangıcındaki ortamı araştırdıklarını vurguladı. Uysal, yaşanılan ortamda proton ve nötronların görüldüğünü belirterek, "Evrenin başlangıcına gittiğinizde hiç bilmediğiniz parçacıklar var. Hiç görmediğimiz ama standart modelin tahmin ettiği parçacıklar var. Eğer onları dedektörlerde görebilirsek o maddenin halini bulmuşuz demektir" dedi.
"Her yeni bilimsel çalışma bizi bir bilinmeyene götürdü"
Artı ve eksi yüklerin yan yana getirildiğinde birbirlerini yok ettiğini anlatan Uysal, şöyle devam etti: "Çalışma da bu konunun ölçümleriyle alakalıydı. 'Madde ve anti madde arasında fark var mıdır, asimetri var mıdır?' bunu araştırıyorduk. Bizim çalışmamızla fizikte yeni soru alanları ortaya çıktı. Evrenin başlangıcında madde ve anti maddenin aynı miktarda ölçüldüğünü anladık. Her yeni bilimsel çalışma bizi bir bilinmeyene götürdü. Cevabı bulunan bir sürü şey de var. Yeni bir şey keşfediyoruz, o bizi yeni bir bilinmeyene yönlendiriyor. ALICE deneyinde bizi çok şaşırtan anti alfa çekirdeğini gördük."
Uysal, anti alfa çekirdeğinin iki proton ve iki nötrondan oluştuğunu ifade ederek, "İçinde 4 parçacığı barındıran ağır bir çekirdek. ALICE grubu olarak tespit edildi. Benim özel olarak incelediğim parçacık ise delta parçacığıydı. Ömrü en kısa parçacıklardan bir tanesi, yaşam süresi 10 üzeri eksi 24 saniyedir. Bu bize şöyle bir öz güveni verdi, bizim kameramız böyle bir zamanı kaydedebiliyor. Bu parçacığı direkt ekranda göremiyoruz. Bunun için bilimsel teknikler geliştiriyoruz. Bilimsel teknikler sonucu bulgular bu parçacığa ait" diye konuştu.
Son Güncelleme: Salı, 26 Ocak 2016 13:45
Gösterim: 1076
Sabancı ve Koç üniversiteleri, İngiltere'de yayımlanan "Times Higher Education" dergisinin "Dünyanın En İyi Küçük Üniversiteleri" listesinde ilk 10'da yer aldı.
Derginin bu yıl ilk defa yayınladığı listeye göre, ABD'deki "California Institute of Technology" üniversitesi ilk sırada yer buldu. Fransa'daki "École Normale Supérieure" ikinci sıraya yerleşirken, üçüncü ise yine Fransa'daki "École Polytechnique" oldu. "Öğrenci sayısı 5 binden az olan" ve "4'den fazla disiplinde eğitim, araştırmanın yapıldığı" kurumların değerlendirilmesiyle hazırlanan listede, Koç Üniversitesi8'inci, Sabancı Üniversitesi de 10'uncu sırada yer aldı.
Times Higher Education Dergisi Editörü Phil Baty, Türk üniversitelerinin listedeki yerlerine ilişkin yaptığı açıklamada, "İş üniversitelere gelince, büyüklük önemli. Bazı öğrenciler için büyük en iyisi, ancak bazıları için doğru seçenek, ufak üniversiteler. Küçük üniversiteler öğretim üyelerinin daha fazla desteği ve ilgisiyle, potansiyel olarak öğrencilere daha samimi bir çevre sağlayabilir. Türk enstitüleri, 'Dünyanın En İyi Sınırlı Kontenjanlı Üniversiteleri 2016' sıralamasında çok iyi temsil edildi" ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Sabancı ve Koç üniversiteleri, İngiltere'de yayımlanan "Times Higher Education" dergisinin "Dünyanın En İyi Küçük Üniversiteleri" listesinde ilk 10'da yer aldı.
Derginin bu yıl ilk defa yayınladığı listeye göre, ABD'deki "California Institute of Technology" üniversitesi ilk sırada yer buldu. Fransa'daki "École Normale Supérieure" ikinci sıraya yerleşirken, üçüncü ise yine Fransa'daki "École Polytechnique" oldu. "Öğrenci sayısı 5 binden az olan" ve "4'den fazla disiplinde eğitim, araştırmanın yapıldığı" kurumların değerlendirilmesiyle hazırlanan listede, Koç Üniversitesi8'inci, Sabancı Üniversitesi de 10'uncu sırada yer aldı.
Times Higher Education Dergisi Editörü Phil Baty, Türk üniversitelerinin listedeki yerlerine ilişkin yaptığı açıklamada, "İş üniversitelere gelince, büyüklük önemli. Bazı öğrenciler için büyük en iyisi, ancak bazıları için doğru seçenek, ufak üniversiteler. Küçük üniversiteler öğretim üyelerinin daha fazla desteği ve ilgisiyle, potansiyel olarak öğrencilere daha samimi bir çevre sağlayabilir. Türk enstitüleri, 'Dünyanın En İyi Sınırlı Kontenjanlı Üniversiteleri 2016' sıralamasında çok iyi temsil edildi" ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Ocak 2016 18:20
Gösterim: 1112
Askeri ve sivil amaçlı nükleer radyasyon dedektör ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak teknolojilerin geliştirilmeye başlandığı NÜRDAM'da "Milli Nükleer Radyasyon Dedektörü" imal edildi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) bünyesinde oluşturulan NükleerRadyasyon Dedektörleri ve Uygulama Merkezinde (NÜRDAM) tamamen yerli imkanlarla "Milli Nükleer Radyasyon Dedektörü"nün prototipi üretildi.
AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, NÜRDAM ekibinin 15 yıldır büyük bir gayretle çalıştığını ve bugünlere gelindiğini belirterek, "Artık milli bir prototip ürün elimizde. Bu ürün savunma, sağlık, kurumsal, özel sektörde ve benzeri alanlarda kullanılacak bir ürün. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Bu, büyük bir emek ve gayretin sonucu. Üniversitelerin temelde yerine getirmeleri gereken fonksiyon da bu. Bilim ve teknoloji üretmek ve bunu devletin ve milletin kullanımına sunmak" dedi.
NÜRDAM Müdürü Prof. Dr. Ercan Yılmaz da projede hedefin bir ürüne ulaşmak olduğunu dile getirerek, "Bugün itibarıyla bu hedefe ulaşmanın sevincini yaşamaktayız. Burada görmüş olduğunuz ilk milli radyasyon dedektörü tamamıyla laboratuvarımızda üretilmiştir. Bu sensörler, tıpta, medikal alanda, kanser tedavisinde belirli dozların hastaya verilmesinde, radyasyon dozimetresi olarak kişilerin güvenliği için nükleer santrallerin radyasyon sızıntısını önlemede ilk uyarı sistemi olarak, Milli Savunma Bakanlığının ihtiyaçları doğrultusunda kıta güvenliği, sınır güvenliğinde ve nükleer kaçakçılığın önlenmesinde kullanıma sunulacak" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Askeri ve sivil amaçlı nükleer radyasyon dedektör ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak teknolojilerin geliştirilmeye başlandığı NÜRDAM'da "Milli Nükleer Radyasyon Dedektörü" imal edildi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) bünyesinde oluşturulan NükleerRadyasyon Dedektörleri ve Uygulama Merkezinde (NÜRDAM) tamamen yerli imkanlarla "Milli Nükleer Radyasyon Dedektörü"nün prototipi üretildi.
AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, NÜRDAM ekibinin 15 yıldır büyük bir gayretle çalıştığını ve bugünlere gelindiğini belirterek, "Artık milli bir prototip ürün elimizde. Bu ürün savunma, sağlık, kurumsal, özel sektörde ve benzeri alanlarda kullanılacak bir ürün. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Bu, büyük bir emek ve gayretin sonucu. Üniversitelerin temelde yerine getirmeleri gereken fonksiyon da bu. Bilim ve teknoloji üretmek ve bunu devletin ve milletin kullanımına sunmak" dedi.
NÜRDAM Müdürü Prof. Dr. Ercan Yılmaz da projede hedefin bir ürüne ulaşmak olduğunu dile getirerek, "Bugün itibarıyla bu hedefe ulaşmanın sevincini yaşamaktayız. Burada görmüş olduğunuz ilk milli radyasyon dedektörü tamamıyla laboratuvarımızda üretilmiştir. Bu sensörler, tıpta, medikal alanda, kanser tedavisinde belirli dozların hastaya verilmesinde, radyasyon dozimetresi olarak kişilerin güvenliği için nükleer santrallerin radyasyon sızıntısını önlemede ilk uyarı sistemi olarak, Milli Savunma Bakanlığının ihtiyaçları doğrultusunda kıta güvenliği, sınır güvenliğinde ve nükleer kaçakçılığın önlenmesinde kullanıma sunulacak" diye konuştu.
Son Güncelleme: Pazar, 24 Ocak 2016 14:06
Gösterim: 926
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesince başlatılan proje kapsamında lazer teknolojisi kullanılarak Kibyra Antik Kenti'nden çıkartılan eserlerin dijital modelleri oluşturuluyor.
MAKÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Serkan Öktem, müdür yardımcısı öğretim görevlisi Sualp Deniz ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) destekli "Burdur İli Arkeolojik ve Kültürel Miraslarının Lazer Teknolojisi ile 3 Boyutlu Modellemesi ve Sanal 3D Müze Oluşturulması Projesi"ni başlattıklarını söyledi.
Proje kapsamında Gölhisar ilçesinde bulunan ve "gladyatörler kenti" olarak bilinen Kibyra Antik Kenti'nden çıkarılıp Burdur Arkeoloji Müzesi'ne getirilen eserleri lazer teknolojisiyle taradıklarını anlatan Öktem, bu çalışmaları insanların internet ortamında ziyaret edebilecekleri, inceleyebilecekleri dijital bir model haline dönüştürmeye başladıklarını kaydetti.
"Sanal müze oluşturulacak"
Yaklaşık 2 ay sonra tamamlanacak çalışma sonunda internet ortamında "sanal müze" oluşturmayı hedeflediklerini belirten Öktem, şöyle konuştu: "Ortaya çıkarılan eserler, müzenin sahip olduğu fiziki imkanlar çerçevesinde sergileniyor. Ama müzenin fiziki alanları çok yeterli olmadığı için depolarda bulunan binlerce eser maalesef sergilenemiyor. Biz bu eserleri lazer tarama teknolojisiyle tarayıp bilgisayar ortamında bire bir modelliyoruz. Daha sonra internet ortamına aktarıyoruz ki insanlar depolardaki bu eserlerden haberdar olsunlar. Arkeoloji meraklıları, tarih sevdalıları, bu eserleri binlerce yıllık bu hazineleri görebilsinler."
"Lazer teknolojisini arkeolojik amaçlı kullanıyoruz"
Lazer teknolojisini uygulamak için yurt dışından getirttikleri cihazların endüstriyel, otomotiv, makine sektörü, inşaat sektörü ve restorasyon hizmetlerinde de kullanıldığını anlatan Öktem, şunları kaydetti: "Biz bu cihazları öncelikli olarak projemizin hedefleri çerçevesinde arkeolojik amaçlı kullanıyoruz. Belki ilerleyen aşamalarda bu arkeolojik eserlerin belli ölçeklerdeki modellerini de 3D printer ile alma imkanı doğacak. Teknoloji ilerliyor ve arkeoloji de bundan geri kalmamalı diye düşünüyoruz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesince başlatılan proje kapsamında lazer teknolojisi kullanılarak Kibyra Antik Kenti'nden çıkartılan eserlerin dijital modelleri oluşturuluyor.
MAKÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Serkan Öktem, müdür yardımcısı öğretim görevlisi Sualp Deniz ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) destekli "Burdur İli Arkeolojik ve Kültürel Miraslarının Lazer Teknolojisi ile 3 Boyutlu Modellemesi ve Sanal 3D Müze Oluşturulması Projesi"ni başlattıklarını söyledi.
Proje kapsamında Gölhisar ilçesinde bulunan ve "gladyatörler kenti" olarak bilinen Kibyra Antik Kenti'nden çıkarılıp Burdur Arkeoloji Müzesi'ne getirilen eserleri lazer teknolojisiyle taradıklarını anlatan Öktem, bu çalışmaları insanların internet ortamında ziyaret edebilecekleri, inceleyebilecekleri dijital bir model haline dönüştürmeye başladıklarını kaydetti.
"Sanal müze oluşturulacak"
Yaklaşık 2 ay sonra tamamlanacak çalışma sonunda internet ortamında "sanal müze" oluşturmayı hedeflediklerini belirten Öktem, şöyle konuştu: "Ortaya çıkarılan eserler, müzenin sahip olduğu fiziki imkanlar çerçevesinde sergileniyor. Ama müzenin fiziki alanları çok yeterli olmadığı için depolarda bulunan binlerce eser maalesef sergilenemiyor. Biz bu eserleri lazer tarama teknolojisiyle tarayıp bilgisayar ortamında bire bir modelliyoruz. Daha sonra internet ortamına aktarıyoruz ki insanlar depolardaki bu eserlerden haberdar olsunlar. Arkeoloji meraklıları, tarih sevdalıları, bu eserleri binlerce yıllık bu hazineleri görebilsinler."
"Lazer teknolojisini arkeolojik amaçlı kullanıyoruz"
Lazer teknolojisini uygulamak için yurt dışından getirttikleri cihazların endüstriyel, otomotiv, makine sektörü, inşaat sektörü ve restorasyon hizmetlerinde de kullanıldığını anlatan Öktem, şunları kaydetti: "Biz bu cihazları öncelikli olarak projemizin hedefleri çerçevesinde arkeolojik amaçlı kullanıyoruz. Belki ilerleyen aşamalarda bu arkeolojik eserlerin belli ölçeklerdeki modellerini de 3D printer ile alma imkanı doğacak. Teknoloji ilerliyor ve arkeoloji de bundan geri kalmamalı diye düşünüyoruz."
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Ocak 2016 14:34
Gösterim: 906
Çağ Üniversitesi’nin, sunduğu yedi dilde eğitim olanakları ile Amerika, Avrupa ve Asya’dan 50’nin üzerinde üniversiteyle yaptığı işbirliği anlaşmalarıyla dünya üniversitesi olmayı başardığını belirten Rektör Prof. Dr. Çetin Bedestenci, “Profesyonel iş yaşamında yükselmede ve iş bulmada önemli olan İngilizce’nin yanında ikinci bir dilin de öğretiliyor olması, mezunlarımızın kariyer basamaklarını hızla çıkmalarında önemli bir rol oynuyor.” diye konuşuyor.
1997 yılında, Ankara ve İstanbul illerinden sonra ülkemizde kurulan ilk Vakıf Üniversitesi olarak Türk Yükseköğretim Sistemi içerisindeki yerini alan Çağ Üniversitesi hakkında bilgi alabilir miyiz? Üniversitenizin öne çıkan özellikleri nelerdir?
Çağ Üniversitesi; Anaokulu, İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi’nden oluşan koleji ile entegre bir eğitim kurumu olan ve 30 yıla yaklaşan eğitim-öğretim deneyimine sahip Bayboğan Eğitim Vakfı tarafından, Kurucu Başkan Yaşar Bayboğan’ın girişimleriyle 1997 yılında, Ankara ve İstanbul illerinden sonra ülkemizde kurulan ilk Vakıf Üniversitesi. Adana-Mersin illerinin ortasında yer alan ve 500.000m2 alan üzerine kurulu Yaşar Bayboğan Kampüsü’nün çağdaş mimarisi, modern peyzajı, temiz-bakımlı çevresi, düzenli trafiği ve güvenli ortamı, Üniversitemizin fark yarattığı özellikleri arasında yer almaktadır. Açık-kapalı spor tesisleri, kütüphane, bilgi ve teknoloji merkezi, laboratuvarlar, tiyatro ve sinema salonları, şenlik alanı, ormanlık alan, kantinler, kafeteryalar ve sağlık merkezinin yanı sıra, planetaryumu, kültür-sanat merkezi ile de, bir üniversite kampüsünde bulunması gereken tüm olanaklara sahip.
Çağ Üniversitesi sunduğu yedi dilde eğitim olanakları ile Amerika, Avrupa ve Asya’dan 50’nin üzerinde üniversiteyle yaptığı işbirliği anlaşmalarıyla; dünya üniversitesi olmayı başarmış ve bu bağlamda, öğrencilerine çağın tüm gerekliliklerini sunarak, mezuniyet sonrası iş bulmada onlara gerekli olacak tüm donanımları sağlamıştır. Bunlar, Üniversitemizin öne çıkan özellikleri arasındadır.
Akdeniz’in Harvard’ı olmayı hedefliyorsunuz. Bu hedef doğrultusunda attığınız adımlardan ve uluslararası alandaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Profesyonel iş yaşamında yükselmede ve iş bulmada önemli olan İngilizce’nin yanında ikinci bir dilin de öğretiliyor olması, mezunlarımızın kariyer basamaklarını hızla çıkmalarında önemli bir rol oynuyor.
Bölgede “Diploması Avrupa’dan Onaylı” ve “Mükemmeliyet Ödüllü” ilk üniversite olma özelliğine sahip olan Çağ Üniversitesi’nin; üç kıtadan üniversitelerle, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve ortak araştırma çalışmaları gibi konularda işbirliği anlaşmaları bulunmakta. Bu çerçevede, Erasmus Öğrenci Değişim Programları kapsamında onbeş ülkeden otuzbeş, Çin ve Amerika’dan da üçer üniversitede öğrencilerimiz okuma şansı elde ediyorlar. Alanlarında uzman uluslararası akademik kadrosu ve dünya standartlarında kampüsüyle Üniversitemiz, uluslararası alandaki çalışmalarına devam ediyor.
Öğrencilerinize sunduğunuz staj ve iş imkanları hakkında da bilgi alabilir miyiz? Üniversite sanayi işbirliğine yönelik hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
Çağ Üniversitesi, bilgi birikimini üretime dönüştürmenin en önemli araçlarından biri olarak gördüğü Üniversite-Sanayi işbirliği yoluyla, bölgede yer alan yerel, ulusal ve global şirketlerle sürekli iletişim içerisinde. Bu sayede, öğrencilerimizin, staj ya da part-time iş olanaklarıyla başlayan kariyer yolculukları, mezun olduktan sonra iş fırsatlarını onlarla buluşturarak devam ediyor. Öğrencilerimizin mezuniyet sonrası işe yerleşme oranı yüzde yüze yakındır.
Üniversitenizin yabancı dil, sosyal, kültürel, sportif ve burs olanakları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Öğrenim dili İngilizce olan Üniversitemizde, İspanyolca, Almanca, Fransızca, Çince, Rusça gibi yedi farklı dünya dilleri de ikinci dil olarak verilmekte. 50’nin üzerindeki öğrenci kulübümüz, yılda 500’e yakın sosyal, kültürel ve sportif etkinliği, kendilerine sunulan uluslararası standartlardaki tesislerimizde hayata geçiyorlar. Kampüs yaşamını canlı tutan öğrenci kulüplerinin etkinlikleri, konserler, festivaller, sergiler, film gösterimleri, seminerler, spor turnuvaları, geleneksel Bahar Şenliği, söyleşiler ve diğer faaliyetler, öğrencilere zengin bir kültür, sanat ve eğlence atmosferi yaratıyor.
Çağ Üniversitesi’nde öğrenciler, YGS ve LYS’de aldıkları puanlara göre %25, %50,%75 ve %100 oranlarında burslarla okuma şansı elde etmekteler. Ayrıca burslar, karşılıksız ve öğrenim süresi boyunca kesintisizdir. Yüksek Lisans eğitimine Üniversitemizde devam etmek isteyen Çağlılar ise, ALES puanlarına bakılmaksızın, %50 Çağ Bursu ile eğitim görebilmekteler.
Hedefleriniz nelerdir? Yakın zamanda yeni bölüm ve fakülte açma gibi bir planınız var mı?
Üniversitemizde açılan ve açılacak olan bölümler, öncelikli olarak bölgenin ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmektedir. Bu bağlamda, mevcut bölümlerimize ek olarak bu yıl, Çocuk Gelişimi Bölümü’ne öğrenci alacağız. Hedefimiz ise, uluslararası çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmektir.
Çağ Üniversitesi bünyesinde;
• Hukuk Fakültesi
• İngilizce Öğretmenliği, Psikoloji, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinden oluşan Fen-Edebiyat Fakültesi
• Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Uluslararası Finans ve Bankacılık, Uluslararası Ticaret ve Lojistik ile Turizm İşletmeciliği Bölümlerinden oluşan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
• Adalet, Bankacılık ve Sigortacılık, Sağlık Kurumları İşletmeciliği, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Uygulamalı İngilizce Çevirmenlik, Dış Ticaret ve Çocuk Gelişimi Programlarından oluşan Meslek Yüksekokulu
• İşletme Yönetimi, Psikoloji, Türk Dili ve Edebiyatı, Kamu Hukuku, Özel Hukuk ve İngiliz Dili Eğitimi Yüksek Lisans Programları ile İşletme ve İngiliz Dili Eğitimi Doktora Programlarından oluşan Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Hazırlık Okulu
olmak üzere 3 fakülte, 1 meslek yüksekokulu ve 1 Sosyal Bilimler ve Hazırlık Okulu’nda 5 bin öğrenciye eğitim veriliyor.
KÜNYE
Kuruluş Tarihi: 1997
Kurucusu: Yaşar BAYBOĞAN
Araştırma Merkezi Sayısı: 4
Araştırma Merkezleri:
1-Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi
2-Uzay Gözlem Uygulama ve Araştırma Merkezi
3- Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezi
4-Sosyal Sorumluluk Araştırmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi
Fakülteler: Hukuk Fakültesi /İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/ Fen-Edebiyat Fakültesi
Meslek Yüksekokulları: Meslek Yüksekokulu
Enstitüler: Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yeni Açılacak Bölümler: Çocuk Gelişimi
Toplam Öğrenci Sayısı: 5000
Akademik Personel Sayısı:250
Öğrenim Ücretleri:
- Lisans- 20.980 (KDV dahil)
- Önlisans- 10.490 (KDV dahil)
İletişim Bilgileri:
web :www.cag.edu.tr
tel:444 1 CAG
e-mail:
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
faks: 324 651 48 11
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Çağ Üniversitesi’nin, sunduğu yedi dilde eğitim olanakları ile Amerika, Avrupa ve Asya’dan 50’nin üzerinde üniversiteyle yaptığı işbirliği anlaşmalarıyla dünya üniversitesi olmayı başardığını belirten Rektör Prof. Dr. Çetin Bedestenci, “Profesyonel iş yaşamında yükselmede ve iş bulmada önemli olan İngilizce’nin yanında ikinci bir dilin de öğretiliyor olması, mezunlarımızın kariyer basamaklarını hızla çıkmalarında önemli bir rol oynuyor.” diye konuşuyor.
1997 yılında, Ankara ve İstanbul illerinden sonra ülkemizde kurulan ilk Vakıf Üniversitesi olarak Türk Yükseköğretim Sistemi içerisindeki yerini alan Çağ Üniversitesi hakkında bilgi alabilir miyiz? Üniversitenizin öne çıkan özellikleri nelerdir?
Çağ Üniversitesi; Anaokulu, İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi’nden oluşan koleji ile entegre bir eğitim kurumu olan ve 30 yıla yaklaşan eğitim-öğretim deneyimine sahip Bayboğan Eğitim Vakfı tarafından, Kurucu Başkan Yaşar Bayboğan’ın girişimleriyle 1997 yılında, Ankara ve İstanbul illerinden sonra ülkemizde kurulan ilk Vakıf Üniversitesi. Adana-Mersin illerinin ortasında yer alan ve 500.000m2 alan üzerine kurulu Yaşar Bayboğan Kampüsü’nün çağdaş mimarisi, modern peyzajı, temiz-bakımlı çevresi, düzenli trafiği ve güvenli ortamı, Üniversitemizin fark yarattığı özellikleri arasında yer almaktadır. Açık-kapalı spor tesisleri, kütüphane, bilgi ve teknoloji merkezi, laboratuvarlar, tiyatro ve sinema salonları, şenlik alanı, ormanlık alan, kantinler, kafeteryalar ve sağlık merkezinin yanı sıra, planetaryumu, kültür-sanat merkezi ile de, bir üniversite kampüsünde bulunması gereken tüm olanaklara sahip.
Çağ Üniversitesi sunduğu yedi dilde eğitim olanakları ile Amerika, Avrupa ve Asya’dan 50’nin üzerinde üniversiteyle yaptığı işbirliği anlaşmalarıyla; dünya üniversitesi olmayı başarmış ve bu bağlamda, öğrencilerine çağın tüm gerekliliklerini sunarak, mezuniyet sonrası iş bulmada onlara gerekli olacak tüm donanımları sağlamıştır. Bunlar, Üniversitemizin öne çıkan özellikleri arasındadır.
Akdeniz’in Harvard’ı olmayı hedefliyorsunuz. Bu hedef doğrultusunda attığınız adımlardan ve uluslararası alandaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Profesyonel iş yaşamında yükselmede ve iş bulmada önemli olan İngilizce’nin yanında ikinci bir dilin de öğretiliyor olması, mezunlarımızın kariyer basamaklarını hızla çıkmalarında önemli bir rol oynuyor.
Bölgede “Diploması Avrupa’dan Onaylı” ve “Mükemmeliyet Ödüllü” ilk üniversite olma özelliğine sahip olan Çağ Üniversitesi’nin; üç kıtadan üniversitelerle, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve ortak araştırma çalışmaları gibi konularda işbirliği anlaşmaları bulunmakta. Bu çerçevede, Erasmus Öğrenci Değişim Programları kapsamında onbeş ülkeden otuzbeş, Çin ve Amerika’dan da üçer üniversitede öğrencilerimiz okuma şansı elde ediyorlar. Alanlarında uzman uluslararası akademik kadrosu ve dünya standartlarında kampüsüyle Üniversitemiz, uluslararası alandaki çalışmalarına devam ediyor.
Öğrencilerinize sunduğunuz staj ve iş imkanları hakkında da bilgi alabilir miyiz? Üniversite sanayi işbirliğine yönelik hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
Çağ Üniversitesi, bilgi birikimini üretime dönüştürmenin en önemli araçlarından biri olarak gördüğü Üniversite-Sanayi işbirliği yoluyla, bölgede yer alan yerel, ulusal ve global şirketlerle sürekli iletişim içerisinde. Bu sayede, öğrencilerimizin, staj ya da part-time iş olanaklarıyla başlayan kariyer yolculukları, mezun olduktan sonra iş fırsatlarını onlarla buluşturarak devam ediyor. Öğrencilerimizin mezuniyet sonrası işe yerleşme oranı yüzde yüze yakındır.
Üniversitenizin yabancı dil, sosyal, kültürel, sportif ve burs olanakları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Öğrenim dili İngilizce olan Üniversitemizde, İspanyolca, Almanca, Fransızca, Çince, Rusça gibi yedi farklı dünya dilleri de ikinci dil olarak verilmekte. 50’nin üzerindeki öğrenci kulübümüz, yılda 500’e yakın sosyal, kültürel ve sportif etkinliği, kendilerine sunulan uluslararası standartlardaki tesislerimizde hayata geçiyorlar. Kampüs yaşamını canlı tutan öğrenci kulüplerinin etkinlikleri, konserler, festivaller, sergiler, film gösterimleri, seminerler, spor turnuvaları, geleneksel Bahar Şenliği, söyleşiler ve diğer faaliyetler, öğrencilere zengin bir kültür, sanat ve eğlence atmosferi yaratıyor.
Çağ Üniversitesi’nde öğrenciler, YGS ve LYS’de aldıkları puanlara göre %25, %50,%75 ve %100 oranlarında burslarla okuma şansı elde etmekteler. Ayrıca burslar, karşılıksız ve öğrenim süresi boyunca kesintisizdir. Yüksek Lisans eğitimine Üniversitemizde devam etmek isteyen Çağlılar ise, ALES puanlarına bakılmaksızın, %50 Çağ Bursu ile eğitim görebilmekteler.
Hedefleriniz nelerdir? Yakın zamanda yeni bölüm ve fakülte açma gibi bir planınız var mı?
Üniversitemizde açılan ve açılacak olan bölümler, öncelikli olarak bölgenin ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmektedir. Bu bağlamda, mevcut bölümlerimize ek olarak bu yıl, Çocuk Gelişimi Bölümü’ne öğrenci alacağız. Hedefimiz ise, uluslararası çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmektir.
Çağ Üniversitesi bünyesinde;
• Hukuk Fakültesi
• İngilizce Öğretmenliği, Psikoloji, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinden oluşan Fen-Edebiyat Fakültesi
• Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Uluslararası Finans ve Bankacılık, Uluslararası Ticaret ve Lojistik ile Turizm İşletmeciliği Bölümlerinden oluşan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
• Adalet, Bankacılık ve Sigortacılık, Sağlık Kurumları İşletmeciliği, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Uygulamalı İngilizce Çevirmenlik, Dış Ticaret ve Çocuk Gelişimi Programlarından oluşan Meslek Yüksekokulu
• İşletme Yönetimi, Psikoloji, Türk Dili ve Edebiyatı, Kamu Hukuku, Özel Hukuk ve İngiliz Dili Eğitimi Yüksek Lisans Programları ile İşletme ve İngiliz Dili Eğitimi Doktora Programlarından oluşan Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Hazırlık Okulu
olmak üzere 3 fakülte, 1 meslek yüksekokulu ve 1 Sosyal Bilimler ve Hazırlık Okulu’nda 5 bin öğrenciye eğitim veriliyor.
KÜNYE
Kuruluş Tarihi: 1997
Kurucusu: Yaşar BAYBOĞAN
Araştırma Merkezi Sayısı: 4
Araştırma Merkezleri:
1-Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi
2-Uzay Gözlem Uygulama ve Araştırma Merkezi
3- Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezi
4-Sosyal Sorumluluk Araştırmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi
Fakülteler: Hukuk Fakültesi /İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/ Fen-Edebiyat Fakültesi
Meslek Yüksekokulları: Meslek Yüksekokulu
Enstitüler: Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yeni Açılacak Bölümler: Çocuk Gelişimi
Toplam Öğrenci Sayısı: 5000
Akademik Personel Sayısı:250
Öğrenim Ücretleri:
- Lisans- 20.980 (KDV dahil)
- Önlisans- 10.490 (KDV dahil)
İletişim Bilgileri:
web :www.cag.edu.tr
tel:444 1 CAG
e-mail:
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
faks: 324 651 48 11
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Ocak 2016 17:01
Gösterim: 3792