Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Koç Üniversitesi'nin bölgesel ortak olarak bu yıl ikincisini organize ettiği Küresel Sosyal Girişimcilik Yarışması'na (GSVC) başvurular başladı.
Yarışmacılar düzenlenecek bilgilendirme toplantılarıyla finansal sürdürülebilirliği olan ve sosyal değer yaratan iş planları oluşturma konusunda deneyim kazanacak. Küresel finali başarıyla geçen proje 50 bin dolarlık ödülü kazanacak.
Geçen yıl Türkiye'den 17 proje olmak üzere, 50 farklı ülkeden toplam 600 projenin yarıştığı GSVC, hem finansal açıdan sürdürülebilir hem de sosyal açıdan en yüksek potansiyele sahip katma değerli projeleri ödüllendiriyor. Küresel finalde başarılı olan proje 50 bin dolar desteğin sahibi olacak.
UC Berkeley Haas İşletme Okulu ve Columbia Üniversitesi'nin başlattığı ve projenin bölgesel ortağı Koç Üniversitesi işbirliği ile Türkiye'deki sosyal girişimcilerle buluşacak olan yarışma için, yarışmacı ekiplere tüm süreçlerde danışmanlık sağlanıyor, mentorlar atanıyor, bilgilendirme toplantılarıyla yarışmacılar destekleniyor.
Toplumda sosyal girişimcilik bilincini artırmayı ve geleceğin yaratıcı liderlerini yetiştirmeyi amaçlayan GSVC, yarışmaya dahil olan proje sahiplerine bugüne kadar 250 bin dolardan fazla destek sağladı.
Finansal sürdürülebilirlik ve sosyal etki bakımından değerlendirilecek projelerin küresel çapta yarışacağı GSVC öncesi katılımcılar, etkinliklerde verilecek bilgilerle ilk aşamaya hazırlanacak ve 11 Ocak 2013'e kadar yönetici özetlerini teslim edecekler.
Yarışma üç aşamada gerçekleşiyor
Yarışma, üç aşamada gerçekleşiyor. Öncelikle, yönetici özetleri girişimciler tarafından yarışma kuruluyla paylaşılıyor. Ardından bölge finalleri gerçekleştiriliyor ve bu elemeden geçen yarışmacılar, küresel finallerde ilk üçe girebilmek için mücadele veriyor.
Tüm aşamalarda sosyal girişimciler yarattıkları projelerin sosyal, finansal ve çevresel değerlerini yarışma kurulu ile paylaşıyor. Yarışmanın en önemli koşulu olarak ise her ekipte bir işletme okulunda lisansüstü düzeyinde (muhasebe, finans, işletme, vs. gibi alanlarda Yüksek Lisans veya Doktora) öğrenci ya da en fazla iki sene önce mezun olmuş bir üyenin olması gerekiyor.
GSVC 2013'e katılım için tüm Türkiye'den yaratıcı fikirlerini projelendirebilecek girişimcilerin 11 Ocak 2013 tarihine kadar yönetici özetleriyle yarışmaya başvurabilecekler. Geçen yıl GSVC, 50 farklı ülkeden 600'ü aşkın başvuru aldı. Finalistler arasında Husk Power, Revolution Foods, and d.light design yer aldı.
Geçen yıl Koç Üniversitesi ile dünyanın sayılı işletme okullarından California Berkeley Üniversitesi-Haas İşletme Okulu işbirliğiyle gerçekleştirilen yarışmaya Türkiye'den 17 proje katıldı. Yapılan başvurular arasında 10 tanesi jüri tarafından London Business School'da yapılan bölgesel finallere katılmak üzere değerlendirildi.
Değerlendirme sonunda, ''Balyolu'' ve ''Pak Enerji'' başlıklı iki proje, Londra İşletme Okulu'nda gerçekleştirilen bölgesel final turuna katılmaya hak kazandı. Her iki takım da global finallere gidemedi ancak Balyolu, Londra'da ''Audience Favorite'' (İzleyici Kitle Favorisi) seçildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Koç Üniversitesi'nin bölgesel ortak olarak bu yıl ikincisini organize ettiği Küresel Sosyal Girişimcilik Yarışması'na (GSVC) başvurular başladı.
Yarışmacılar düzenlenecek bilgilendirme toplantılarıyla finansal sürdürülebilirliği olan ve sosyal değer yaratan iş planları oluşturma konusunda deneyim kazanacak. Küresel finali başarıyla geçen proje 50 bin dolarlık ödülü kazanacak.
Geçen yıl Türkiye'den 17 proje olmak üzere, 50 farklı ülkeden toplam 600 projenin yarıştığı GSVC, hem finansal açıdan sürdürülebilir hem de sosyal açıdan en yüksek potansiyele sahip katma değerli projeleri ödüllendiriyor. Küresel finalde başarılı olan proje 50 bin dolar desteğin sahibi olacak.
UC Berkeley Haas İşletme Okulu ve Columbia Üniversitesi'nin başlattığı ve projenin bölgesel ortağı Koç Üniversitesi işbirliği ile Türkiye'deki sosyal girişimcilerle buluşacak olan yarışma için, yarışmacı ekiplere tüm süreçlerde danışmanlık sağlanıyor, mentorlar atanıyor, bilgilendirme toplantılarıyla yarışmacılar destekleniyor.
Toplumda sosyal girişimcilik bilincini artırmayı ve geleceğin yaratıcı liderlerini yetiştirmeyi amaçlayan GSVC, yarışmaya dahil olan proje sahiplerine bugüne kadar 250 bin dolardan fazla destek sağladı.
Finansal sürdürülebilirlik ve sosyal etki bakımından değerlendirilecek projelerin küresel çapta yarışacağı GSVC öncesi katılımcılar, etkinliklerde verilecek bilgilerle ilk aşamaya hazırlanacak ve 11 Ocak 2013'e kadar yönetici özetlerini teslim edecekler.
Yarışma üç aşamada gerçekleşiyor
Yarışma, üç aşamada gerçekleşiyor. Öncelikle, yönetici özetleri girişimciler tarafından yarışma kuruluyla paylaşılıyor. Ardından bölge finalleri gerçekleştiriliyor ve bu elemeden geçen yarışmacılar, küresel finallerde ilk üçe girebilmek için mücadele veriyor.
Tüm aşamalarda sosyal girişimciler yarattıkları projelerin sosyal, finansal ve çevresel değerlerini yarışma kurulu ile paylaşıyor. Yarışmanın en önemli koşulu olarak ise her ekipte bir işletme okulunda lisansüstü düzeyinde (muhasebe, finans, işletme, vs. gibi alanlarda Yüksek Lisans veya Doktora) öğrenci ya da en fazla iki sene önce mezun olmuş bir üyenin olması gerekiyor.
GSVC 2013'e katılım için tüm Türkiye'den yaratıcı fikirlerini projelendirebilecek girişimcilerin 11 Ocak 2013 tarihine kadar yönetici özetleriyle yarışmaya başvurabilecekler. Geçen yıl GSVC, 50 farklı ülkeden 600'ü aşkın başvuru aldı. Finalistler arasında Husk Power, Revolution Foods, and d.light design yer aldı.
Geçen yıl Koç Üniversitesi ile dünyanın sayılı işletme okullarından California Berkeley Üniversitesi-Haas İşletme Okulu işbirliğiyle gerçekleştirilen yarışmaya Türkiye'den 17 proje katıldı. Yapılan başvurular arasında 10 tanesi jüri tarafından London Business School'da yapılan bölgesel finallere katılmak üzere değerlendirildi.
Değerlendirme sonunda, ''Balyolu'' ve ''Pak Enerji'' başlıklı iki proje, Londra İşletme Okulu'nda gerçekleştirilen bölgesel final turuna katılmaya hak kazandı. Her iki takım da global finallere gidemedi ancak Balyolu, Londra'da ''Audience Favorite'' (İzleyici Kitle Favorisi) seçildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Kasım 2012 11:33
Gösterim: 2567
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı, 2013 yılında yapılacak sınavlarla ilgili olarak ihtiyaç duyulan halkla ilişkiler, ofis hizmetleri, çağrı merkezi ve sınav evrakı tarama/ayrıştırma hizmetlerinin temini için 5 Aralık'ta ihale gerçekleştirecek.
ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, 2013 yılında yapılacak sınavlarla ilgili olarak ihtiyaç duyulan halkla ilişkiler, ofis hizmetleri çağrı merkezi, sınav evrakı tarama ve ayrıştırma temin edilmesine yönelik hizmet alımı işi, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Sınav Hizmetlerine Yönelik Mal Ve Hizmet Alımları Yönetmeliği'nin 24. maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek.
İhale ÖSYM Başkanlığı Ön Büro Hizmet Binası Toplantı Salonu'nda, 5 Aralık Çarşamba günü gerçekleştirilecek.
İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler, ÖSYM'nin ''www.osym.gov.tr'' internet sitesinde yer alıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı, 2013 yılında yapılacak sınavlarla ilgili olarak ihtiyaç duyulan halkla ilişkiler, ofis hizmetleri, çağrı merkezi ve sınav evrakı tarama/ayrıştırma hizmetlerinin temini için 5 Aralık'ta ihale gerçekleştirecek.
ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, 2013 yılında yapılacak sınavlarla ilgili olarak ihtiyaç duyulan halkla ilişkiler, ofis hizmetleri çağrı merkezi, sınav evrakı tarama ve ayrıştırma temin edilmesine yönelik hizmet alımı işi, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Sınav Hizmetlerine Yönelik Mal Ve Hizmet Alımları Yönetmeliği'nin 24. maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek.
İhale ÖSYM Başkanlığı Ön Büro Hizmet Binası Toplantı Salonu'nda, 5 Aralık Çarşamba günü gerçekleştirilecek.
İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler, ÖSYM'nin ''www.osym.gov.tr'' internet sitesinde yer alıyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Kasım 2012 10:35
Gösterim: 1459
Ordu’nun Fatsa ilçesinde 45 kişinin kaldığı öğrenci yurdunda çıkan yangında, komşuların bağırma sesleri ile uyanan öğrenciler, canlarını yurttan kaçarak kurtardı. Yangında yurdun çatısı tamamen yandı.
Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Elekçi Irmağı kenarında bulunan Özel Halil Tatlıgül Öğrenci Yurdu’nda dün akşam saat 23.30 sıralarında yangın çıktı. Çıkan yangında uyumakta olan öğrenciler çevre binalardaki bağırma seslerinden uyanarak yurttan dışarıya çıktılar. Olay yerine gelen Fatsa Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri yangını kısa sürede binanın içerisine yayılmadan kontrol altına aldı.
Çıkan yangın sonrası olay yerine Kaymakam Bekir Atmaca, Belediye Başkan Yardımcıları Muharrem Aktepe, Belediye Başkan Yardımcısı Bülent Yücetepe, İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Arslan, İlçe Jandarma Bölük Komutanı Yzb.Fatih Çetil, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı da geldi. Kaymakam Bekir Atmaca yangın hakkında bilgi aldıktan sonra yangının da kontrol altına alınmasıyla olay yerinden ayrıldı. Öğrenci yurdunun çatısında alevleri söndürerek yangını kontrol altına alan itfaiye ekipleri tekrardan alev almasını önlemek için uzun süre soğutma çalışması yaptı.
Diğer yandan pijamalarıyla sokakta kalan 45 öğrenci ilçede bulunan diğer yurtlara yerleştirildi.
Bir öğrenci prizden ses geldiğini duyduklarını belirterek muhtemelen yangının elektrik kontağından çıktığını tahmin ettikleri söyledi. Öğrenci, komşuların bağırma sesleriyle uyanarak yurttan dışarıya çıktıklarını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ordu’nun Fatsa ilçesinde 45 kişinin kaldığı öğrenci yurdunda çıkan yangında, komşuların bağırma sesleri ile uyanan öğrenciler, canlarını yurttan kaçarak kurtardı. Yangında yurdun çatısı tamamen yandı.
Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Elekçi Irmağı kenarında bulunan Özel Halil Tatlıgül Öğrenci Yurdu’nda dün akşam saat 23.30 sıralarında yangın çıktı. Çıkan yangında uyumakta olan öğrenciler çevre binalardaki bağırma seslerinden uyanarak yurttan dışarıya çıktılar. Olay yerine gelen Fatsa Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri yangını kısa sürede binanın içerisine yayılmadan kontrol altına aldı.
Çıkan yangın sonrası olay yerine Kaymakam Bekir Atmaca, Belediye Başkan Yardımcıları Muharrem Aktepe, Belediye Başkan Yardımcısı Bülent Yücetepe, İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Arslan, İlçe Jandarma Bölük Komutanı Yzb.Fatih Çetil, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı da geldi. Kaymakam Bekir Atmaca yangın hakkında bilgi aldıktan sonra yangının da kontrol altına alınmasıyla olay yerinden ayrıldı. Öğrenci yurdunun çatısında alevleri söndürerek yangını kontrol altına alan itfaiye ekipleri tekrardan alev almasını önlemek için uzun süre soğutma çalışması yaptı.
Diğer yandan pijamalarıyla sokakta kalan 45 öğrenci ilçede bulunan diğer yurtlara yerleştirildi.
Bir öğrenci prizden ses geldiğini duyduklarını belirterek muhtemelen yangının elektrik kontağından çıktığını tahmin ettikleri söyledi. Öğrenci, komşuların bağırma sesleriyle uyanarak yurttan dışarıya çıktıklarını söyledi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Kasım 2012 09:46
Gösterim: 1413
Bursa’da 8 yaşındaki bir ilkokul öğrencisi kaybolunca polis ekiplerine zor anlar yaşattı. Resmi üniformalı güvenlik görevlilerini karşısında gören küçük öğrenci korkudan kimseyi yanına yaklaştırmadı.
Olay, merkez Yıldırım ilçesi Yeşilyayla Caddesi üzerinde meydana geldi. Belinde çantası olan küçük bir çocuğun cadde üzerinde kaybolduğunu gören vatandaşlar polis ekiplerine haber verdi. İhbarı alan polis ekipleri cadde üzerinde çocuğu aramaya başladı. Olay yerine gelen polis ekipleri beklemedikleri bir tepkiyle karşılaştı. Resmi üniformalı polis ekiplerini gören küçük çocuk korkudan kaçmaya başladı. Ağlamaya başlayan küçük çocuk yanına kimseyi yaklaştırmadı. Polis ekipleri bunun üzerine 155’e çocuğun kendilerini görünce korkmaya başladığını söyleyerek olay yerine sivil polis ekibi istedi. Çocuğun bir yere gitmemesi için ara sokakta bekleyen polis ekipleri, küçük öğrencinin bir yere kaybolmaması için vatandaşlardan yardım istedi.
KORKUDAN ADINI BİLE UNUTTU
Polis ekiplerini görünce korkuya kapılan küçük çocuğu almak için cadde üzerine sivil görevli polisler geldi. Güvenlik görevlileri küçük öğrenciye adını sordu ancak minik çocuk çok korktuğu için adını bile söyleyemedi. Sivil polislerin bile ikna etmekte zorlandığı küçük çocuk, resmi polis ekiplerinin gitmesini istedi. Bunun üzerine resmi üniformalı polisler küçük çocuğu sivil polislere teslim ettikten sonra çocuğun yanından ayrıldı. “Öğretmenimi özledim” diyerek sivil polislere seslenen minik öğrenci, resmi polislerin gittiğini görünce sevinçten “Gidiyor” diyerek bağırdı.
Sivil ekipler, kaybolan çocuğu zorda olsa ekip otosuna bindirmeyi başardı. Ekipler, minik öğrenciye çeker ikram ederken, kaybolan çocuk ailesinin bulunması için polis merkezine götürüldü.
Olaya tanıklık eden vatandaşlar da şaşkınlıklarını gizleyemedi. Vatandaşlar, “Kaybolan küçük çocuk polisleri görünce korktu. Bizde ne olduğunu anlayamadık” dediler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bursa’da 8 yaşındaki bir ilkokul öğrencisi kaybolunca polis ekiplerine zor anlar yaşattı. Resmi üniformalı güvenlik görevlilerini karşısında gören küçük öğrenci korkudan kimseyi yanına yaklaştırmadı.
Olay, merkez Yıldırım ilçesi Yeşilyayla Caddesi üzerinde meydana geldi. Belinde çantası olan küçük bir çocuğun cadde üzerinde kaybolduğunu gören vatandaşlar polis ekiplerine haber verdi. İhbarı alan polis ekipleri cadde üzerinde çocuğu aramaya başladı. Olay yerine gelen polis ekipleri beklemedikleri bir tepkiyle karşılaştı. Resmi üniformalı polis ekiplerini gören küçük çocuk korkudan kaçmaya başladı. Ağlamaya başlayan küçük çocuk yanına kimseyi yaklaştırmadı. Polis ekipleri bunun üzerine 155’e çocuğun kendilerini görünce korkmaya başladığını söyleyerek olay yerine sivil polis ekibi istedi. Çocuğun bir yere gitmemesi için ara sokakta bekleyen polis ekipleri, küçük öğrencinin bir yere kaybolmaması için vatandaşlardan yardım istedi.
KORKUDAN ADINI BİLE UNUTTU
Polis ekiplerini görünce korkuya kapılan küçük çocuğu almak için cadde üzerine sivil görevli polisler geldi. Güvenlik görevlileri küçük öğrenciye adını sordu ancak minik çocuk çok korktuğu için adını bile söyleyemedi. Sivil polislerin bile ikna etmekte zorlandığı küçük çocuk, resmi polis ekiplerinin gitmesini istedi. Bunun üzerine resmi üniformalı polisler küçük çocuğu sivil polislere teslim ettikten sonra çocuğun yanından ayrıldı. “Öğretmenimi özledim” diyerek sivil polislere seslenen minik öğrenci, resmi polislerin gittiğini görünce sevinçten “Gidiyor” diyerek bağırdı.
Sivil ekipler, kaybolan çocuğu zorda olsa ekip otosuna bindirmeyi başardı. Ekipler, minik öğrenciye çeker ikram ederken, kaybolan çocuk ailesinin bulunması için polis merkezine götürüldü.
Olaya tanıklık eden vatandaşlar da şaşkınlıklarını gizleyemedi. Vatandaşlar, “Kaybolan küçük çocuk polisleri görünce korktu. Bizde ne olduğunu anlayamadık” dediler.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Kasım 2012 09:53
Gösterim: 1501
Bakan Faruk Çelik’in kızının Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp bölümüne yatay geçişle usulsüz olarak kayıt yaptırdığı iddiaları daha önce gündeme gelmişti. Konuyla ilgili basın açıklaması yayımlayan Ankara Tabip Odası, Hacettepe Üniversitesi’nde kadrolaşmaya dikkat çekti ve bu duruma tepki gösterdi
Bakan Faruk Çelik'in kızının vakıf üniversitesinden "yatay geçişle" üniversite sınavında en yüksek puanla girilebilen Hacettepe İngilizce Tıp'a geçişini Odatv ve Sözcü Gazetesi'nden Emin Çölaşan gündeme getirmişti.
Odatv’de çıkan habere göre, Bakan Faruk Çelik’in kızının usulsüz bir şekilde puanı yüksek olan tıp bölümüne geçişiyle ilgili TBMM'ye soru önergesi verilmiş ve önergenin cevaplanmadığı belirtildi.
İşte Odatv’nin haberi
Özel üniversiteden en yüksek puanlı devlet üniversitesine torpilli geçiş
Konuyla ilgili basın açıklaması yayınlayan Ankara Tabip Odası, Hacettepe'deki kadrolaşmaya dikkat çekerek, "Hacettepe piyasa güçlerine, çıkar çevrelerine, cemaatlere teslim edilmeyecektir." denildi.
O SORU ÖNERGESİ NEDEN HALA CEVAPLANDIRILMADI
Bakan Çelik'in kızını Hacettepe Tıp Fakültesi'ne kaydırmasına dikkat çekilen açıklamada konuya ilişkin bilgi verilmemesi de eleştirildi ve şöyle denildi:
"Son dönemlerde basına yansıyan, mevcut hükümetin kabinesinden Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in kızının Hacettepe’ye yatay geçiş yapması, Hacettepe Tıp Fakültesi’nin ve bu ülkenin tıp ortamının vicdanında yara açmıştır. Konuyla ilgili olarak TBMM’de soru önergesi verilmiş ancak hala cevaplanamamıştır. Bu olayın yarattığı şaibeli durum yetmezmiş gibi, Rektör Murat Tuncer tarafından, öğretim üyeleri de dahil olmak üzere tüm Tıp Fakültesi çalışanlarına soruşturma açılmıştır. Hacettepe çalışanları işi gücü bırakıp Rektöre ifade vermekle uğraşmak zorunda kalmıştır. Konu, basına yansıyan belgelerin kimler tarafından verildiğidir. Rektör Tuncer, asılsız olduğunu söylediği iddialara ilişkin belgelerin kim ya da kimler tarafından basına verildiğini araştırmaktadır.
Hacettepe Tıp Fakültesi, MİT Müsteşarlığı’na bağlı bir kuruluş değildir. Bir öğrencinin, Bakan çocuğu da olsa, yatay geçiş talebinin kabul edilmediğine dair belgenin gizlilik derecesi ne olabilir? Bu belge niye bu kadar gizlidir? Bir belgeye asılsız demek ardından da niye basına sızdırıldı diye soruşturmak hangi mantığa sığar?
Rektör Murat Tuncer, yatay geçişlere karar veren komisyona, Bakan Çelik’in kızı olduğu söylenen öğrencinin yatay geçiş için uygun olmadığı kararı vermesi üzerine, “Ya bu işi çözün, ya da istifanızı verin” diye bir cümle kurmuş mudur?
REKTÖR MURAT TUNCER'E SORUŞTURMA AÇILMALI
Bakan Çelik’in kızı olduğu söylenen öğrencinin, yılda 40 bin TL harçla okuduğu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçişi ile ilgili açılması gereken bir soruşturma varsa, o da YÖK tarafından Rektör Murat Tuncer’e açılması gereken soruşturmadır. Rektör Tuncer, adı geçen belgeyi Hacettepe ve kamuoyu ile derhal paylaşmalı, bu süreci ayrıntıları ile açıklamalıdır.
200 bin öğrencinin önüne geçerek, Türkiye’nin en yüksek puanla öğrenci alan tıp fakültesine şüphelerle dolu yatay geçişe konu olan genç tıp öğrencisi kardeşimize de, kendisine ömrü boyunca yük olacak bu olayın dışına çıkmasını, adalet ve hak duygularını zedelememesini öneriyoruz.
HACETTEPE TIP FAKÜLTESİ'NDE YAŞANANLAR KABUL EDİLEMEZ
Hacettepe’den gaz bombalarını çıkarttığını söyleyerek işe başlayan ikinci sıradan atama Rektörümüz, polisi fakülteye sokarak, tıp öğrencilerinin yurtlarından gözaltına alınmasına vesile olduğunu kendisi itiraf etmektedir. Bugün kendi emekleri ile Hacettepe Tıp Fakültesi’ne giren öğrenciler demir parmaklıklar arkasındadır. Rektör Tuncer, daha iddianamesinin dahi hazır olmadığı sırada ve üzerinde gizlilik kararı olan davada, öğrencileri için, müstakbel meslektaşları için “onlar suçlu” diyebilmiştir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bakan Faruk Çelik’in kızının Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp bölümüne yatay geçişle usulsüz olarak kayıt yaptırdığı iddiaları daha önce gündeme gelmişti. Konuyla ilgili basın açıklaması yayımlayan Ankara Tabip Odası, Hacettepe Üniversitesi’nde kadrolaşmaya dikkat çekti ve bu duruma tepki gösterdi
Bakan Faruk Çelik'in kızının vakıf üniversitesinden "yatay geçişle" üniversite sınavında en yüksek puanla girilebilen Hacettepe İngilizce Tıp'a geçişini Odatv ve Sözcü Gazetesi'nden Emin Çölaşan gündeme getirmişti.
Odatv’de çıkan habere göre, Bakan Faruk Çelik’in kızının usulsüz bir şekilde puanı yüksek olan tıp bölümüne geçişiyle ilgili TBMM'ye soru önergesi verilmiş ve önergenin cevaplanmadığı belirtildi.
İşte Odatv’nin haberi
Özel üniversiteden en yüksek puanlı devlet üniversitesine torpilli geçiş
Konuyla ilgili basın açıklaması yayınlayan Ankara Tabip Odası, Hacettepe'deki kadrolaşmaya dikkat çekerek, "Hacettepe piyasa güçlerine, çıkar çevrelerine, cemaatlere teslim edilmeyecektir." denildi.
O SORU ÖNERGESİ NEDEN HALA CEVAPLANDIRILMADI
Bakan Çelik'in kızını Hacettepe Tıp Fakültesi'ne kaydırmasına dikkat çekilen açıklamada konuya ilişkin bilgi verilmemesi de eleştirildi ve şöyle denildi:
"Son dönemlerde basına yansıyan, mevcut hükümetin kabinesinden Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in kızının Hacettepe’ye yatay geçiş yapması, Hacettepe Tıp Fakültesi’nin ve bu ülkenin tıp ortamının vicdanında yara açmıştır. Konuyla ilgili olarak TBMM’de soru önergesi verilmiş ancak hala cevaplanamamıştır. Bu olayın yarattığı şaibeli durum yetmezmiş gibi, Rektör Murat Tuncer tarafından, öğretim üyeleri de dahil olmak üzere tüm Tıp Fakültesi çalışanlarına soruşturma açılmıştır. Hacettepe çalışanları işi gücü bırakıp Rektöre ifade vermekle uğraşmak zorunda kalmıştır. Konu, basına yansıyan belgelerin kimler tarafından verildiğidir. Rektör Tuncer, asılsız olduğunu söylediği iddialara ilişkin belgelerin kim ya da kimler tarafından basına verildiğini araştırmaktadır.
Hacettepe Tıp Fakültesi, MİT Müsteşarlığı’na bağlı bir kuruluş değildir. Bir öğrencinin, Bakan çocuğu da olsa, yatay geçiş talebinin kabul edilmediğine dair belgenin gizlilik derecesi ne olabilir? Bu belge niye bu kadar gizlidir? Bir belgeye asılsız demek ardından da niye basına sızdırıldı diye soruşturmak hangi mantığa sığar?
Rektör Murat Tuncer, yatay geçişlere karar veren komisyona, Bakan Çelik’in kızı olduğu söylenen öğrencinin yatay geçiş için uygun olmadığı kararı vermesi üzerine, “Ya bu işi çözün, ya da istifanızı verin” diye bir cümle kurmuş mudur?
REKTÖR MURAT TUNCER'E SORUŞTURMA AÇILMALI
Bakan Çelik’in kızı olduğu söylenen öğrencinin, yılda 40 bin TL harçla okuduğu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçişi ile ilgili açılması gereken bir soruşturma varsa, o da YÖK tarafından Rektör Murat Tuncer’e açılması gereken soruşturmadır. Rektör Tuncer, adı geçen belgeyi Hacettepe ve kamuoyu ile derhal paylaşmalı, bu süreci ayrıntıları ile açıklamalıdır.
200 bin öğrencinin önüne geçerek, Türkiye’nin en yüksek puanla öğrenci alan tıp fakültesine şüphelerle dolu yatay geçişe konu olan genç tıp öğrencisi kardeşimize de, kendisine ömrü boyunca yük olacak bu olayın dışına çıkmasını, adalet ve hak duygularını zedelememesini öneriyoruz.
HACETTEPE TIP FAKÜLTESİ'NDE YAŞANANLAR KABUL EDİLEMEZ
Hacettepe’den gaz bombalarını çıkarttığını söyleyerek işe başlayan ikinci sıradan atama Rektörümüz, polisi fakülteye sokarak, tıp öğrencilerinin yurtlarından gözaltına alınmasına vesile olduğunu kendisi itiraf etmektedir. Bugün kendi emekleri ile Hacettepe Tıp Fakültesi’ne giren öğrenciler demir parmaklıklar arkasındadır. Rektör Tuncer, daha iddianamesinin dahi hazır olmadığı sırada ve üzerinde gizlilik kararı olan davada, öğrencileri için, müstakbel meslektaşları için “onlar suçlu” diyebilmiştir.
Son Güncelleme: Salı, 20 Kasım 2012 16:51
Gösterim: 3231