Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
'Kayıtta bağış alana ceza verilecek' uyarısı yapan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettişlerinin kayıt parasıyla ilgili yürüttüğü soruşturma sürüyor.
Türkiye genelinde 3 bin 191 okulda çalışmalar tamamlandı, 2 bin 264’ünde ise sürüyor. Soruşturma kapsamında, 3 bin 619 yöneticiye ihtar, maaş kesimi, uyarma, kınama şeklinde cezai müeyyide uygulandı.
Okul kayıtları sırasında alınmak istenen bağış konusunda hassasiyet gösteren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçen sene yayımladığı genelgeyle kayıt zamanında bağış alınmasını yasaklamıştı. Bu sene için illere ayrıca bir genelge göndermeyeceğini belirten Dinçer, ancak kayıt zamanı bağış alan hem okul aile birliği yöneticilerine hem de okul yöneticilerine hesap sorulacağına işaret etmişti. MEB’in “Öğrenci Kayıt ve Kabullerinde ve Diploma Karşılığı Bağış Alınmaması” konulu genelgesinde, öğrenci kayıt döneminde herhangi bir isim altında gerek öğrenci gerekse velilerden bağış alınmayacağı ve buna riayet etmeyen okul yönetimleri hakkında inceleme, gerekirse soruşturma yapılacağı belirtiliyor.
17 ilde soruşturma için bulguya rastlanmadı
Bakanlık 2011-2012 eğitim öğretim yılında bu genelge hükümleri doğrultusunda hareket etmeyen idareciler hakkında inceleme ve soruşturma yaptı. Buna göre, soruşturma çalışmaları Türkiye genelinde 3 bin 191 okulda tamamlandı, 2 bin 2264 okulda ise devam ediyor. İl bazında bakıldığında ise 44 ilde soruşturmalar tamamlanırken, 20 ilde ise incelemeler sürüyor. İnceleme çalışmaları tamamlanan 17 ilde ise soruşturmaya geçmek için herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Bu iller Aksaray, Amasya, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Edirne, Elazığ, Eskişehir, Gümüşhane, Isparta, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Nevşehir, Sinop ve Van olarak tespit edildi.
Soruşturma kapsamında müdür ve müdür yardımcısı kadrolarında bulunan 3 bin 48 idareciye ihtar, 61’ine tevbih, 3’üne maaş kesimi, 53’üne kusurlu sayılma, 233’üne uyarma, 204’üne kınama, 17’sine aylıktan kesme olmak üzere toplam 3 bin 619 cezai müeyyideye uygulandı.
Milli Eğitim Bakanlığı genelge kapsamında ulaştırılan her türlü şikayeti değerlendiriyor ve illerde bulunan Rehberlik ve Denetim Başkanlıkları ile gerekli işlemleri yapıyor.
Öte yandan dün açıklanan ilkokullara yerleştirme sonuçlarına göre ise veliler, ek herhangi bir evrak temin etmeden, kayıt, katkı parası adı altında zorunlu bir bağış yapmadan okulların açıldığı 17 Eylül 2012 Pazartesi günü çocuğunu okula götürmesi yeterli olacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
'Kayıtta bağış alana ceza verilecek' uyarısı yapan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettişlerinin kayıt parasıyla ilgili yürüttüğü soruşturma sürüyor.
Türkiye genelinde 3 bin 191 okulda çalışmalar tamamlandı, 2 bin 264’ünde ise sürüyor. Soruşturma kapsamında, 3 bin 619 yöneticiye ihtar, maaş kesimi, uyarma, kınama şeklinde cezai müeyyide uygulandı.
Okul kayıtları sırasında alınmak istenen bağış konusunda hassasiyet gösteren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçen sene yayımladığı genelgeyle kayıt zamanında bağış alınmasını yasaklamıştı. Bu sene için illere ayrıca bir genelge göndermeyeceğini belirten Dinçer, ancak kayıt zamanı bağış alan hem okul aile birliği yöneticilerine hem de okul yöneticilerine hesap sorulacağına işaret etmişti. MEB’in “Öğrenci Kayıt ve Kabullerinde ve Diploma Karşılığı Bağış Alınmaması” konulu genelgesinde, öğrenci kayıt döneminde herhangi bir isim altında gerek öğrenci gerekse velilerden bağış alınmayacağı ve buna riayet etmeyen okul yönetimleri hakkında inceleme, gerekirse soruşturma yapılacağı belirtiliyor.
17 ilde soruşturma için bulguya rastlanmadı
Bakanlık 2011-2012 eğitim öğretim yılında bu genelge hükümleri doğrultusunda hareket etmeyen idareciler hakkında inceleme ve soruşturma yaptı. Buna göre, soruşturma çalışmaları Türkiye genelinde 3 bin 191 okulda tamamlandı, 2 bin 2264 okulda ise devam ediyor. İl bazında bakıldığında ise 44 ilde soruşturmalar tamamlanırken, 20 ilde ise incelemeler sürüyor. İnceleme çalışmaları tamamlanan 17 ilde ise soruşturmaya geçmek için herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Bu iller Aksaray, Amasya, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Edirne, Elazığ, Eskişehir, Gümüşhane, Isparta, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kilis, Nevşehir, Sinop ve Van olarak tespit edildi.
Soruşturma kapsamında müdür ve müdür yardımcısı kadrolarında bulunan 3 bin 48 idareciye ihtar, 61’ine tevbih, 3’üne maaş kesimi, 53’üne kusurlu sayılma, 233’üne uyarma, 204’üne kınama, 17’sine aylıktan kesme olmak üzere toplam 3 bin 619 cezai müeyyideye uygulandı.
Milli Eğitim Bakanlığı genelge kapsamında ulaştırılan her türlü şikayeti değerlendiriyor ve illerde bulunan Rehberlik ve Denetim Başkanlıkları ile gerekli işlemleri yapıyor.
Öte yandan dün açıklanan ilkokullara yerleştirme sonuçlarına göre ise veliler, ek herhangi bir evrak temin etmeden, kayıt, katkı parası adı altında zorunlu bir bağış yapmadan okulların açıldığı 17 Eylül 2012 Pazartesi günü çocuğunu okula götürmesi yeterli olacak.
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Temmuz 2012 11:30
Gösterim: 1695
Birinci sınıfların yerleşimlerini okul yönetimleri değerlendirecek
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilkokul birinci sınıflara kayıtlara ilişkin, okulun fiziki şartlarına göre aynı yaş grubundaki öğrencilerin aynı sınıflara yerleştirilmelerine okul yönetimleri değerlendirilecek.
MEB, ilkokula kayıtlara ilişkin velilere yardımcı olmak amacıyla sıkça sorulan sorular bölümü oluşturdu. Veliler bu bölüme "www.meb.gov.tr" internet adresindeki Veli Bilgilendirme Sistemi’nden ulaşabilecek. Bu bölümde yer alan bilgilere göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılı için 2006 doğumlular ile 2007 Ocak-Mart doğumlu çocukların tamamı ve 2007 Nisan-Eylül doğumlulardan velisinin isteği olan çocuklardan TC kimlik numarası ve adresi tanımlı tüm çocukların 1. sınıfa kayıtları merkezi sistemle yapıldı. Resmi tüm ilkokul ve ortaokullara kayıt ve nakiller, öğrencilerin ulusal adres veri tabanındaki bilgileri ve ilçe öğrenci yerleştirme komisyonu kararı doğrultusunda yerleşim yeri adresi esaslı yapılacak. 2007 Nisan-Eylül doğumlu çocukların kesin kayıtları ise ikametlerine uygun ilkokullara geçici olarak yapıldı. Çocuğunu 1. sınıfa göndermek isteyen velilerin okula yazılı istekte bulunmaları yeterli olacak.
Kaydı gözükmeyenler ilçe milli eğitim müdürlüklerine
Kaydı hiçbir okulda gözükmeyen çocukların velileri öncelikle ilçe nüfus müdürlüğüne giderek adres kontrolü yaptıracak, ardından ilçe milli eğitim müdürlüğüne giderek yetkilileri bilgilendirecek. İlgililer ise ilçe adres havuzundaki adresleri ilgili okullarla ilişkilendirecek. Sınıf mevcutları 30’un altında olan sınıflardaki kontenjanların mevzuat doğrultusunda doldurulmasına ilişkin açıklama Eylül ayı başı itibariyle yapılacak. Okullar 17 Eylül Pazartesi günü; 1. sınıfların uyum programı ise 10 Eylül 2012’de başlayacağı için öğrencilerin şubeleri ve öğretmenleri, ilgili okul yönetimi tarafından okullar açılmadan önce belirlenecek. Okulun fiziki şartlarına göre aynı yaş grubundaki öğrencilerin aynı sınıflara yerleştirilmeleri okul yönetimleri tarafından değerlendirilebilecek. Öğrencinin 2011-2012 eğitim öğretim yılında öğrenim görmüş olduğu okul; ortaokul olarak dönüştürülmüş ise; öğrenci aynı okulunda öğrenimine devam edebilecek, ilkokul olarak dönüştürülmüş ise; ilçe milli eğitim müdürlüklerince planlanan ortaokula e-okul sisteminden ilçeler tarafından toplu olarak aktarılacak.
(hürriyeteğitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Birinci sınıfların yerleşimlerini okul yönetimleri değerlendirecek
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilkokul birinci sınıflara kayıtlara ilişkin, okulun fiziki şartlarına göre aynı yaş grubundaki öğrencilerin aynı sınıflara yerleştirilmelerine okul yönetimleri değerlendirilecek.
MEB, ilkokula kayıtlara ilişkin velilere yardımcı olmak amacıyla sıkça sorulan sorular bölümü oluşturdu. Veliler bu bölüme "www.meb.gov.tr" internet adresindeki Veli Bilgilendirme Sistemi’nden ulaşabilecek. Bu bölümde yer alan bilgilere göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılı için 2006 doğumlular ile 2007 Ocak-Mart doğumlu çocukların tamamı ve 2007 Nisan-Eylül doğumlulardan velisinin isteği olan çocuklardan TC kimlik numarası ve adresi tanımlı tüm çocukların 1. sınıfa kayıtları merkezi sistemle yapıldı. Resmi tüm ilkokul ve ortaokullara kayıt ve nakiller, öğrencilerin ulusal adres veri tabanındaki bilgileri ve ilçe öğrenci yerleştirme komisyonu kararı doğrultusunda yerleşim yeri adresi esaslı yapılacak. 2007 Nisan-Eylül doğumlu çocukların kesin kayıtları ise ikametlerine uygun ilkokullara geçici olarak yapıldı. Çocuğunu 1. sınıfa göndermek isteyen velilerin okula yazılı istekte bulunmaları yeterli olacak.
Kaydı gözükmeyenler ilçe milli eğitim müdürlüklerine
Kaydı hiçbir okulda gözükmeyen çocukların velileri öncelikle ilçe nüfus müdürlüğüne giderek adres kontrolü yaptıracak, ardından ilçe milli eğitim müdürlüğüne giderek yetkilileri bilgilendirecek. İlgililer ise ilçe adres havuzundaki adresleri ilgili okullarla ilişkilendirecek. Sınıf mevcutları 30’un altında olan sınıflardaki kontenjanların mevzuat doğrultusunda doldurulmasına ilişkin açıklama Eylül ayı başı itibariyle yapılacak. Okullar 17 Eylül Pazartesi günü; 1. sınıfların uyum programı ise 10 Eylül 2012’de başlayacağı için öğrencilerin şubeleri ve öğretmenleri, ilgili okul yönetimi tarafından okullar açılmadan önce belirlenecek. Okulun fiziki şartlarına göre aynı yaş grubundaki öğrencilerin aynı sınıflara yerleştirilmeleri okul yönetimleri tarafından değerlendirilebilecek. Öğrencinin 2011-2012 eğitim öğretim yılında öğrenim görmüş olduğu okul; ortaokul olarak dönüştürülmüş ise; öğrenci aynı okulunda öğrenimine devam edebilecek, ilkokul olarak dönüştürülmüş ise; ilçe milli eğitim müdürlüklerince planlanan ortaokula e-okul sisteminden ilçeler tarafından toplu olarak aktarılacak.
(hürriyeteğitim)
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Temmuz 2012 10:31
Gösterim: 2042
Sabah Gazetesi Yazarı Haşmet Babaoğlu’nun bugünkü yazısı
Gençlerin yine neşesi kaçtı. Tedirgin günlerdeler.
Kararsız ve endişeliler.
Nasıl olmasınlar ki!
Üniversite, bölüm seçme günleri geldi çattı yine.
"Bu seçim hayatının seçimidir" deniyor onlara!
Oysa bugüne kadar bir sınavdan ötekine koşmuşlar.
Her şey "doğru şık"kı bulmak üzerinden yürümüş.
Ama hayat öyle mi ya!
Ezberlediği ne varsa unutturuyor insana! Ve "doğru", ne cevap anahtarında bir "şık", ne de öyle şık bir şey!
Aslında bir bakışın bile canlarını yaktığı ergen hüzünlerinden, en iyi arkadaşlık ilişkilerini bile bir günde yerle bir eden gizli haset ve hınç tecrübelerinden biliyorlar bu gerçeği.
O yüzden de korkuyorlar.
"Doğru üniversite tercihi" diye bir şey var mı, emin olamıyorlar.
***
Şimdi birçok ailede sabah akşam iki soruya cevap aranıyor...
Hangi bölümü seçmek doğru olur?
Hangi üniversite en uygunudur?
Anne babalar bu iki sorunun cevabını bulmak için kıvranıyor, çocuklara da çoğu zaman onlara uymak kalıyor.
Onlara "sen ne istiyorsun, neler hayal ediyorsun?" diye soran yok! Olmayacak!
Arkeolog hayali kurmak isteyenler yine işletmeci olacak; matematikçi olmak isteyenlere yine "sen hele şu mühendisliği oku da!" denecek!
Bazı okumuş anne babalar bile işletme mezunu çocuklarının hemen bir şirkete CEO olacağına inanacak.
Bu yalan çark böyle dönüp gidecek.
***
Öte yandan, sistemin acımasız ikiyüzlülüğü de dayanılır gibi değil hani!
Bir yandan "seçtiğiniz bölüm hayatınızı belirler" diyor gençlere; öte yandan da alttan alta "iyi, kaliteli, marka olmuş bir üniversiteye gitmedikçe hangi bölümü seçtiğinizin bir önemi yok" mesajı veriyor.
Bir de uzmanların parlak lafları, iddialı tezleri var ki, ayrı âlem!
"Genetik okuyun" diyorlar mesela...
Peki kontenjan ne kadar? Bir avuç!
E şaka mı yapıyorsunuz! Biz yüz binlerce gençten söz ediyoruz, onların geleceğinden...
***
İşin gerçeği şu ki...
En umut vaat eden bölüm, en iyi üniversite, en doğru tercih nedir biliyor musunuz?
Öğrencinin kendisidir!
Hele dijital bilgi çağında...
Hele küresel ekonomi ortamında...
Öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık; iyi hocalarının değerini bilen, seçtiği bölümü seven ve bilgi ufkunu geniş tutan öğrencilerin kendilerine "mutlu" olacakları bir gelecek kuracaklarından eminim.
Evet! Fark ettiniz, değil mi? "Başarılı" demedim. Onun ölçütleri farklı çünkü; o durumda gitmeniz gereken üniversitenin isimlerini buraya listeleyebilirim.
Ama ben olsam "mutlu" ve "iyi" bir geleceği tercih ederdim.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sabah Gazetesi Yazarı Haşmet Babaoğlu’nun bugünkü yazısı
Gençlerin yine neşesi kaçtı. Tedirgin günlerdeler.
Kararsız ve endişeliler.
Nasıl olmasınlar ki!
Üniversite, bölüm seçme günleri geldi çattı yine.
"Bu seçim hayatının seçimidir" deniyor onlara!
Oysa bugüne kadar bir sınavdan ötekine koşmuşlar.
Her şey "doğru şık"kı bulmak üzerinden yürümüş.
Ama hayat öyle mi ya!
Ezberlediği ne varsa unutturuyor insana! Ve "doğru", ne cevap anahtarında bir "şık", ne de öyle şık bir şey!
Aslında bir bakışın bile canlarını yaktığı ergen hüzünlerinden, en iyi arkadaşlık ilişkilerini bile bir günde yerle bir eden gizli haset ve hınç tecrübelerinden biliyorlar bu gerçeği.
O yüzden de korkuyorlar.
"Doğru üniversite tercihi" diye bir şey var mı, emin olamıyorlar.
***
Şimdi birçok ailede sabah akşam iki soruya cevap aranıyor...
Hangi bölümü seçmek doğru olur?
Hangi üniversite en uygunudur?
Anne babalar bu iki sorunun cevabını bulmak için kıvranıyor, çocuklara da çoğu zaman onlara uymak kalıyor.
Onlara "sen ne istiyorsun, neler hayal ediyorsun?" diye soran yok! Olmayacak!
Arkeolog hayali kurmak isteyenler yine işletmeci olacak; matematikçi olmak isteyenlere yine "sen hele şu mühendisliği oku da!" denecek!
Bazı okumuş anne babalar bile işletme mezunu çocuklarının hemen bir şirkete CEO olacağına inanacak.
Bu yalan çark böyle dönüp gidecek.
***
Öte yandan, sistemin acımasız ikiyüzlülüğü de dayanılır gibi değil hani!
Bir yandan "seçtiğiniz bölüm hayatınızı belirler" diyor gençlere; öte yandan da alttan alta "iyi, kaliteli, marka olmuş bir üniversiteye gitmedikçe hangi bölümü seçtiğinizin bir önemi yok" mesajı veriyor.
Bir de uzmanların parlak lafları, iddialı tezleri var ki, ayrı âlem!
"Genetik okuyun" diyorlar mesela...
Peki kontenjan ne kadar? Bir avuç!
E şaka mı yapıyorsunuz! Biz yüz binlerce gençten söz ediyoruz, onların geleceğinden...
***
İşin gerçeği şu ki...
En umut vaat eden bölüm, en iyi üniversite, en doğru tercih nedir biliyor musunuz?
Öğrencinin kendisidir!
Hele dijital bilgi çağında...
Hele küresel ekonomi ortamında...
Öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık; iyi hocalarının değerini bilen, seçtiği bölümü seven ve bilgi ufkunu geniş tutan öğrencilerin kendilerine "mutlu" olacakları bir gelecek kuracaklarından eminim.
Evet! Fark ettiniz, değil mi? "Başarılı" demedim. Onun ölçütleri farklı çünkü; o durumda gitmeniz gereken üniversitenin isimlerini buraya listeleyebilirim.
Ama ben olsam "mutlu" ve "iyi" bir geleceği tercih ederdim.
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Temmuz 2012 09:13
Gösterim: 3713
İstanbul'un Silivri İlçesi'nde lise öğrencisi 4 kız , Ç.G adlı bir başka kız öğrenciye mezarlıkta korkunç dakikalar yaşatmıştı. Bugün bu görüntüler ortaya çıktı.
Sahneler henüz 16 yaşındaki kız öğrenci tarafın kameraya kaydedildi.Camla koluna kesikler attılar. Elbiselerini çıkardılar. Başından aşağıya su döktüler. Tartakladılar. Bunların hepsini kameraya kaydettiler. Sonra darp izleri kalmasın diye makyaj yapıp bıraktılar.İstanbul'un Silivri İlçesi'nde lise öğrencisi 4 kız , Ç.G adlı bir başka kız öğrenciyi "erkek arkadaşımla neden çıktın" bahanesiyle akıl almaz bir şekilde cezalandırdı. Ç.G. ye mezarlıkta tuzak kuruldu. "Ölen yakınıma dua edeceğiz" bahanesiyle mezarlığa çağrıldı. Ardından duyanı hayrete düşüren işkenceye uğradı. Bu sahneler henüz 16 yaşındaki kız öğrenci tarafından da kameraya kaydedildi. 4 liseli kız öğrenci şimdi çeşitli suçlardan 8 buçuk'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
İşte o görüntüler
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul'un Silivri İlçesi'nde lise öğrencisi 4 kız , Ç.G adlı bir başka kız öğrenciye mezarlıkta korkunç dakikalar yaşatmıştı. Bugün bu görüntüler ortaya çıktı.
Sahneler henüz 16 yaşındaki kız öğrenci tarafın kameraya kaydedildi.Camla koluna kesikler attılar. Elbiselerini çıkardılar. Başından aşağıya su döktüler. Tartakladılar. Bunların hepsini kameraya kaydettiler. Sonra darp izleri kalmasın diye makyaj yapıp bıraktılar.İstanbul'un Silivri İlçesi'nde lise öğrencisi 4 kız , Ç.G adlı bir başka kız öğrenciyi "erkek arkadaşımla neden çıktın" bahanesiyle akıl almaz bir şekilde cezalandırdı. Ç.G. ye mezarlıkta tuzak kuruldu. "Ölen yakınıma dua edeceğiz" bahanesiyle mezarlığa çağrıldı. Ardından duyanı hayrete düşüren işkenceye uğradı. Bu sahneler henüz 16 yaşındaki kız öğrenci tarafından da kameraya kaydedildi. 4 liseli kız öğrenci şimdi çeşitli suçlardan 8 buçuk'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
İşte o görüntüler
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Temmuz 2012 09:32
Gösterim: 3237
Sabah Gazetesi Yaşar Özay’ın bugünkü yazısı
Prof. Dr. Sarıcaoğlu, tercih puanının düşürülmemesi halinde, üniversitelerde 200 bin kontenjanın boş kalacağını söyledi
Vakıf Üniversiteleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rıfat Sarıcaoğlu, "Puan hesaplaması yüzünden üniversitelerde 'Kontenjan var, tercih yapan aday yok' durumu ortaya çıktı. Tercih puanı düşürülmese üniversitelerde 200 bin kontenjan boş kalır" dedi. Vakıf Üniversiteleri Birliği Yüksek Öğretim Kurulu, YÖK'ün Lisans Yerleştirme Sınavı barajını 180'den 165'e düşüreceği yönündeki haberleri yalanlaması üzerine yaptığı açıklamada, "Bu durum eğitime indirilmiş en büyük darbedir. Öğretim üyeleri boş sınıflara ders anlatır" açıklamasını yaptı. Lisans Yerleştirme Sınavı puan hesaplamalarında 2011 yılında AOBP katsayısı alan içi tercihlerde 0.15, alan dışı tercihlerde 0.12 olarak hesaplanırken, bu yıl tüm tercihlerde 0.12 ile hesaplandı. Bu da, birçok öğrencinin puanının 180 olan barajın altında kalmasına neden oldu. YÖK'ün barajın 165'e indirilmesi için çalışmalara başladığı haberi, eğitim çevrelerini heyecanlandırdı. Fakat haber yalanlandı. Vakıf Üniversiteleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Sarıcaoğlu ise böyle bir kararın hayata geçmemesi durumunda birçok adayın açıkta kalacağını belirtti. Kararın 400 bin öğrenciyi ilgilendirdiğinini açıklayan Sarıcaoğlu, "Bu sene YÖK, hem vakıf hem de devlet üniversitelerinin kontenjanlarını radikal bir biçimde artırmasına izin verdi. Geçtiğimiz yıl 776 bin 714 olan toplam kontenjan sayısı yüzde 20 artışla 937 bin 676'e çıktı. Vakıf üniversitelerinde artış yüzde 13 olurken, devlet üniversitelerinde bu oran yüzde 22'ye ulaştı. Kontenjanlarda böyle bir artış varken puan hesaplamalarında, barajın altında kalan öğrenci sayısını doğal olarak artıracak bir yöntem uygulanması ülkemiz ve eğitim açısından büyük bir ikilemi oluşturuyor. Bu nedenle YÖK'ün barajı 165'e düşürme yönündeki çalışması şart" dedi. Sarıcaoğlu, YÖK'ün "Böyle bir düzenleme yok" açıklamasının hem vakıf, hem de devlet üniversitelerinde on binlerce boş kontenjan ortaya çıkmasına, geri dönülemeyecek zararların oluşmasına, yüz binlerce adayın da tercih bile yapamadan bir sene kaybetmesine seyirci kalmak anlamına geldiğini belirtti. Kurul başkanı, yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde hiçbir üniversitenin kontenjanını dolduramayacağını, öğretim üyelerinin boş sınıflara ders anlatacağını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sabah Gazetesi Yaşar Özay’ın bugünkü yazısı
Prof. Dr. Sarıcaoğlu, tercih puanının düşürülmemesi halinde, üniversitelerde 200 bin kontenjanın boş kalacağını söyledi
Vakıf Üniversiteleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rıfat Sarıcaoğlu, "Puan hesaplaması yüzünden üniversitelerde 'Kontenjan var, tercih yapan aday yok' durumu ortaya çıktı. Tercih puanı düşürülmese üniversitelerde 200 bin kontenjan boş kalır" dedi. Vakıf Üniversiteleri Birliği Yüksek Öğretim Kurulu, YÖK'ün Lisans Yerleştirme Sınavı barajını 180'den 165'e düşüreceği yönündeki haberleri yalanlaması üzerine yaptığı açıklamada, "Bu durum eğitime indirilmiş en büyük darbedir. Öğretim üyeleri boş sınıflara ders anlatır" açıklamasını yaptı. Lisans Yerleştirme Sınavı puan hesaplamalarında 2011 yılında AOBP katsayısı alan içi tercihlerde 0.15, alan dışı tercihlerde 0.12 olarak hesaplanırken, bu yıl tüm tercihlerde 0.12 ile hesaplandı. Bu da, birçok öğrencinin puanının 180 olan barajın altında kalmasına neden oldu. YÖK'ün barajın 165'e indirilmesi için çalışmalara başladığı haberi, eğitim çevrelerini heyecanlandırdı. Fakat haber yalanlandı. Vakıf Üniversiteleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Sarıcaoğlu ise böyle bir kararın hayata geçmemesi durumunda birçok adayın açıkta kalacağını belirtti. Kararın 400 bin öğrenciyi ilgilendirdiğinini açıklayan Sarıcaoğlu, "Bu sene YÖK, hem vakıf hem de devlet üniversitelerinin kontenjanlarını radikal bir biçimde artırmasına izin verdi. Geçtiğimiz yıl 776 bin 714 olan toplam kontenjan sayısı yüzde 20 artışla 937 bin 676'e çıktı. Vakıf üniversitelerinde artış yüzde 13 olurken, devlet üniversitelerinde bu oran yüzde 22'ye ulaştı. Kontenjanlarda böyle bir artış varken puan hesaplamalarında, barajın altında kalan öğrenci sayısını doğal olarak artıracak bir yöntem uygulanması ülkemiz ve eğitim açısından büyük bir ikilemi oluşturuyor. Bu nedenle YÖK'ün barajı 165'e düşürme yönündeki çalışması şart" dedi. Sarıcaoğlu, YÖK'ün "Böyle bir düzenleme yok" açıklamasının hem vakıf, hem de devlet üniversitelerinde on binlerce boş kontenjan ortaya çıkmasına, geri dönülemeyecek zararların oluşmasına, yüz binlerce adayın da tercih bile yapamadan bir sene kaybetmesine seyirci kalmak anlamına geldiğini belirtti. Kurul başkanı, yeni bir düzenleme yapılmadığı takdirde hiçbir üniversitenin kontenjanını dolduramayacağını, öğretim üyelerinin boş sınıflara ders anlatacağını söyledi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Temmuz 2012 09:06
Gösterim: 2168


