Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, Marmara Üniversitesi, Kült Derneği ve Ümraniye Belediyesi'nin ortak düzenledikleri 'Teknoloji Bağımlılığı Kongresi' bugün İstanbul'da başlıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, Marmara Üniversitesi, Kült Derneği ve Ümraniye Belediyesi ortak organizasyonuyla düzenlenen kongrenin amacı, ülkemizde ve dünyada hızlı bir şekilde yayılan, çağımızın hastalığı olarak bilinen, "teknoloji bağımlılığı" ile ilgili farkındalığı arttırmak, çözümler oluşturmak, önleyici tedbirleri tartışmaktır.
Kongre ile özellikle gelişme dönemindeki çocuk ve ergenlerin fiziksel, psikolojik, zihinsel ve sosyal gelişimlerine onulmaz yaralar açabilen teknoloji bağımlılığına ilişkin önleyici tedbirleri tartışmak ve ülkemizin yanı sıra dünyadaki bilgi ve tecrübeden faydalanarak ülkemiz ve dünya için kalıcı eserler ortaya koyacak uluslararası bir konferans organize etmek hedeflenmektedir.
Dünyada ve Türkiye'deki bu konuda söz sahibi isimler kongreye katılmaktadır;
Prof. Dr. Susan Greenfield, Dr. Aric Sigman, Doç. Dr. Marilyn A.Campbell, Prof. Dr. Chien Chou, Dr. Axel Würz, Dr. Kelly McKinney, Prof. Dr. Daijin Kim, Prof. Dr. Mark Griffiths, Doç. Dr. Hanna Nita Scherler, Dr. David Greenfield, Prof. Dr. İlhan Yargıç, Prof. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Mücahit Öztürk, Uzm. Mehmet Dinç, Serdar Kuzuloğlu, İsmail Hakkı Polat, Prof.Dr.Kürşat Çağıltay, Dr.Leyla Şimşek-Rathke, Dr. Pınar Tosun, Dr. Hasan Selçuk Selek, Prof. Dr. Falih Köksal, Prof. Dr. Cengiz Tuğlu, Dr. Olga Güriz, Dr. Ömer Şenormancı, Doç. Dr. Tolga Arıcak, Prof. Dr. Tekin Memiş, Prof. Dr. Şeref Aktaş, Emniyet Amiri Ahmet Genç, Prof. Dr. Hayrettin Kara, Doç. Dr. Tevfika Tunaboylu İkiz, Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Yrd. Doç. Dr. Itır Tarı Cömert, Dr. Gürkan Odabaşoğlu, Prof. Dr. Mutlu Binark, Prof. Dr. Kültegin Ögel, Prof. Dr. Hasan Akbulut, Doç. Dr. Emel Baştürk Akca , Yrd.Doç. Dr. Vedat Çakır, Doç. Dr. Kemal Kuşçu
Bağımlılıklar insanın kendi eliyle kendini mahkum etmesidir. Bu anlamda belki diğer çok sayıda hastalık ve problemden daha tehlikeli bir nitelik arz etmektedir. Kimyasal bağımlılıklar kadar eylemsel bağımlılıklar ve özellikle de yaygınlığı göz önünde bulundurularak teknoloji bağımlılığı da kişiye her anlamda oldukça zarar veren ve acil olarak gündeme getirilip üzerinde çalışılması, önü alınamaz hale gelmeden önü alınması gereken bir nitelik göstermektedir.
1. Ulusal Teknoloji Bağımlılığı Kongresi toplumsal ve insani sorumluluk anlamında çok önemli bir görevi yerine getirmiş ve kongre sırasında ve sonrasında yapılacak çalışmalar ve ortaya çıkarılacak eserle çok sayıda insanın kaderini değiştirmiş olacaktır.
Bu amaçla alt başlık olarak ilk etapda şu fasılların açılması öngörülmüştür.
• İnternet Bağımlılığı
• Online Kumar Bağımlılığı
• Online Seks Bağımlılığı
• Online Oyun Bağımlılığı
• Online Alışveriş Bağımlılığı
• Online Sohbet Bağımlılığı
• Cep Telefonu Bağımlılığı
• Televizyon Bağımlılığı
• Bilgisayar Oyunları Bağımlılığı
Kongre sonunda;
• Konuyla ilgili ailelerin, eğitimcilerin, medyanın ve yetkililerin farkındalıklarının ve bilgilerinin artması
• Alanda önemli bir eksiklik olarak duran eğitim materyallerinin oluşması
• Konuyla ilgili uluslararası tecrübenin ülkemiz şartlarına adapte edilerek ülkemize taşınması
• Konuyla ilgili okullarda çalışan psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerin eğitilmiş olması
• Konunun ulusal düzeye taşınarak gerekli yasal ve toplumsal düzenlemelerin yapılmasının önünün açılması amaçlanmaktadır.
Yer: Cevahir Kongre Merkezi Tarih: 6-7-8 Nisan 2011 Saat: 10.00
Üst Kategori: ROOT Kategori: ETKİNLİKLER
Milli Eğitim Bakanlığı, Marmara Üniversitesi, Kült Derneği ve Ümraniye Belediyesi'nin ortak düzenledikleri 'Teknoloji Bağımlılığı Kongresi' bugün İstanbul'da başlıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, Marmara Üniversitesi, Kült Derneği ve Ümraniye Belediyesi ortak organizasyonuyla düzenlenen kongrenin amacı, ülkemizde ve dünyada hızlı bir şekilde yayılan, çağımızın hastalığı olarak bilinen, "teknoloji bağımlılığı" ile ilgili farkındalığı arttırmak, çözümler oluşturmak, önleyici tedbirleri tartışmaktır.
Kongre ile özellikle gelişme dönemindeki çocuk ve ergenlerin fiziksel, psikolojik, zihinsel ve sosyal gelişimlerine onulmaz yaralar açabilen teknoloji bağımlılığına ilişkin önleyici tedbirleri tartışmak ve ülkemizin yanı sıra dünyadaki bilgi ve tecrübeden faydalanarak ülkemiz ve dünya için kalıcı eserler ortaya koyacak uluslararası bir konferans organize etmek hedeflenmektedir.
Dünyada ve Türkiye'deki bu konuda söz sahibi isimler kongreye katılmaktadır;
Prof. Dr. Susan Greenfield, Dr. Aric Sigman, Doç. Dr. Marilyn A.Campbell, Prof. Dr. Chien Chou, Dr. Axel Würz, Dr. Kelly McKinney, Prof. Dr. Daijin Kim, Prof. Dr. Mark Griffiths, Doç. Dr. Hanna Nita Scherler, Dr. David Greenfield, Prof. Dr. İlhan Yargıç, Prof. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Mücahit Öztürk, Uzm. Mehmet Dinç, Serdar Kuzuloğlu, İsmail Hakkı Polat, Prof.Dr.Kürşat Çağıltay, Dr.Leyla Şimşek-Rathke, Dr. Pınar Tosun, Dr. Hasan Selçuk Selek, Prof. Dr. Falih Köksal, Prof. Dr. Cengiz Tuğlu, Dr. Olga Güriz, Dr. Ömer Şenormancı, Doç. Dr. Tolga Arıcak, Prof. Dr. Tekin Memiş, Prof. Dr. Şeref Aktaş, Emniyet Amiri Ahmet Genç, Prof. Dr. Hayrettin Kara, Doç. Dr. Tevfika Tunaboylu İkiz, Prof. Dr. Hüsamettin Arslan, Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Yrd. Doç. Dr. Itır Tarı Cömert, Dr. Gürkan Odabaşoğlu, Prof. Dr. Mutlu Binark, Prof. Dr. Kültegin Ögel, Prof. Dr. Hasan Akbulut, Doç. Dr. Emel Baştürk Akca , Yrd.Doç. Dr. Vedat Çakır, Doç. Dr. Kemal Kuşçu
Bağımlılıklar insanın kendi eliyle kendini mahkum etmesidir. Bu anlamda belki diğer çok sayıda hastalık ve problemden daha tehlikeli bir nitelik arz etmektedir. Kimyasal bağımlılıklar kadar eylemsel bağımlılıklar ve özellikle de yaygınlığı göz önünde bulundurularak teknoloji bağımlılığı da kişiye her anlamda oldukça zarar veren ve acil olarak gündeme getirilip üzerinde çalışılması, önü alınamaz hale gelmeden önü alınması gereken bir nitelik göstermektedir.
1. Ulusal Teknoloji Bağımlılığı Kongresi toplumsal ve insani sorumluluk anlamında çok önemli bir görevi yerine getirmiş ve kongre sırasında ve sonrasında yapılacak çalışmalar ve ortaya çıkarılacak eserle çok sayıda insanın kaderini değiştirmiş olacaktır.
Bu amaçla alt başlık olarak ilk etapda şu fasılların açılması öngörülmüştür.
• İnternet Bağımlılığı
• Online Kumar Bağımlılığı
• Online Seks Bağımlılığı
• Online Oyun Bağımlılığı
• Online Alışveriş Bağımlılığı
• Online Sohbet Bağımlılığı
• Cep Telefonu Bağımlılığı
• Televizyon Bağımlılığı
• Bilgisayar Oyunları Bağımlılığı
Kongre sonunda;
• Konuyla ilgili ailelerin, eğitimcilerin, medyanın ve yetkililerin farkındalıklarının ve bilgilerinin artması
• Alanda önemli bir eksiklik olarak duran eğitim materyallerinin oluşması
• Konuyla ilgili uluslararası tecrübenin ülkemiz şartlarına adapte edilerek ülkemize taşınması
• Konuyla ilgili okullarda çalışan psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerin eğitilmiş olması
• Konunun ulusal düzeye taşınarak gerekli yasal ve toplumsal düzenlemelerin yapılmasının önünün açılması amaçlanmaktadır.
Yer: Cevahir Kongre Merkezi Tarih: 6-7-8 Nisan 2011 Saat: 10.00
Son Güncelleme: Cuma, 06 Nisan 2012 11:59
Gösterim: 1794
TEVİTÖL Güher - Süher Pekinel Müzik Bölümü öğrencileri 2012 yılını görkemli bir konserle kutlayacak
Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) Güher - Süher Pekinel Müzik Bölümü öğrencileri 2012 yılını yine görkemli ve anlamlı bir konserle kutlayacaklar.
Geleceğin liderlerini yetiştiren TEVİTÖL’ün, Güher & Süher Pekinel tarafından 2006 yılında kurulan Müzik Bölümü öğrencilerinin sahne alacakları “Ruhumuza Açılan Pencere” Konseri, 22 Mart Perşembe günü Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Konser Salonu’nda yapılacak.
Konserin tüm geliri TEVİTÖL Güher - Süher Pekinel Müzik Bölümü öğrencilerinin eğitimleri için oluşturulan fona aktarılacaktır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: ETKİNLİKLER
TEVİTÖL Güher - Süher Pekinel Müzik Bölümü öğrencileri 2012 yılını görkemli bir konserle kutlayacak
Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) Güher - Süher Pekinel Müzik Bölümü öğrencileri 2012 yılını yine görkemli ve anlamlı bir konserle kutlayacaklar.
Geleceğin liderlerini yetiştiren TEVİTÖL’ün, Güher & Süher Pekinel tarafından 2006 yılında kurulan Müzik Bölümü öğrencilerinin sahne alacakları “Ruhumuza Açılan Pencere” Konseri, 22 Mart Perşembe günü Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Konser Salonu’nda yapılacak.
Konserin tüm geliri TEVİTÖL Güher - Süher Pekinel Müzik Bölümü öğrencilerinin eğitimleri için oluşturulan fona aktarılacaktır.
Son Güncelleme: Perşembe, 16 Şubat 2012 15:35
Gösterim: 2613
Türkiye'deki 40 cezaevinde faaliyet gösteren üretim merkezlerinde çalışan hükümlü ve tutukların yaptığı sucuktan havluya 152 ürün, Ankara'daki satış mağazasında müşterilerin beğenisine sunuldu.
Adalet Bakanlığı İş Yurtları Kurumu Daire Başkanlığınca Ankara Sıhhiye'de, cezaevlerinde üretilen ürünlerin halka satışının yapıldığı mağaza açıldı. Mağazada, 40 cezaevinde açılan atölye ve tesislerde meslek öğrenmek amacıyla üretime katılan hükümlü ve tutukluların yaptığı sucuk, kavurma, peynir, ayran, yoğurt, havlu, ayakkabı, kadın çantası, deri mont, zeytin yağı, gümüş takı ürünleri ile kuruyemiş çeşitlerinden oluşan 152 ürün halkın beğenisine sunuluyor.
"Mağaza akına uğruyor"
Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Ayhan Çapacı, mağaza hakkında bilgi verdi. Ocak ayında hizmet vermeye başlayan mağazanın, cezaevlerinde hükümlü ve tutukluların alın teri ve el emeğiyle ortaya koyduğu ürünlerin halkla buluştuğuna işaret eden Çapacı, "Büyük bir ilgiyle karşılaşan mağazamız halkın akınına uğruyor. Bu kadar ilgiyi biz de beklemiyorduk. 27 Ocak tarihinde hizmete giren mağazamızda bugüne kadar 3 bin 753 kişi, sunulan ürünlerden satın aldı. Bugüne kadar yaklaşık olarak 112 bin 956 lira gelir elde edildi" dedi.
Marka isimleri cezaevlerinden
Her cezaevinde üretilen ürünün bir markası olduğuna işaret eden Çapacı, "Ürünler, marka isimlerini üretildikleri cezaevlerinin isimlerinden almaktadır. Ayaş Cezaevinde üretilen ayakkabılar Ayce, Sinop Cezaevinde yapılan gömlek, kravatlar Since, Foça Cezaevinde üretilen zeytin yağı da Foce marklarıyla piyasaya sunuluyor" diye konuştu. Hükümlü ve tutukluların üretim merkezlerinde çalışmaları nedeniyle sigortalarının ödenip maaş aldıklarına da değinen Çapacı, böylece mahkumların hem rehabilite edilmelerinin sağlandığı hem de topluma kazandırıldıklarına dikkati çekti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Grupsuzlar
Türkiye'deki 40 cezaevinde faaliyet gösteren üretim merkezlerinde çalışan hükümlü ve tutukların yaptığı sucuktan havluya 152 ürün, Ankara'daki satış mağazasında müşterilerin beğenisine sunuldu.
Adalet Bakanlığı İş Yurtları Kurumu Daire Başkanlığınca Ankara Sıhhiye'de, cezaevlerinde üretilen ürünlerin halka satışının yapıldığı mağaza açıldı. Mağazada, 40 cezaevinde açılan atölye ve tesislerde meslek öğrenmek amacıyla üretime katılan hükümlü ve tutukluların yaptığı sucuk, kavurma, peynir, ayran, yoğurt, havlu, ayakkabı, kadın çantası, deri mont, zeytin yağı, gümüş takı ürünleri ile kuruyemiş çeşitlerinden oluşan 152 ürün halkın beğenisine sunuluyor.
"Mağaza akına uğruyor"
Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Ayhan Çapacı, mağaza hakkında bilgi verdi. Ocak ayında hizmet vermeye başlayan mağazanın, cezaevlerinde hükümlü ve tutukluların alın teri ve el emeğiyle ortaya koyduğu ürünlerin halkla buluştuğuna işaret eden Çapacı, "Büyük bir ilgiyle karşılaşan mağazamız halkın akınına uğruyor. Bu kadar ilgiyi biz de beklemiyorduk. 27 Ocak tarihinde hizmete giren mağazamızda bugüne kadar 3 bin 753 kişi, sunulan ürünlerden satın aldı. Bugüne kadar yaklaşık olarak 112 bin 956 lira gelir elde edildi" dedi.
Marka isimleri cezaevlerinden
Her cezaevinde üretilen ürünün bir markası olduğuna işaret eden Çapacı, "Ürünler, marka isimlerini üretildikleri cezaevlerinin isimlerinden almaktadır. Ayaş Cezaevinde üretilen ayakkabılar Ayce, Sinop Cezaevinde yapılan gömlek, kravatlar Since, Foça Cezaevinde üretilen zeytin yağı da Foce marklarıyla piyasaya sunuluyor" diye konuştu. Hükümlü ve tutukluların üretim merkezlerinde çalışmaları nedeniyle sigortalarının ödenip maaş aldıklarına da değinen Çapacı, böylece mahkumların hem rehabilite edilmelerinin sağlandığı hem de topluma kazandırıldıklarına dikkati çekti.
Son Güncelleme: Pazar, 07 Şubat 2016 14:01
Gösterim: 645
İngilizce Dil Eğitim Televizyon Programı “Word on the Street” TRT Okul'da yayında
British Council ve BBC'nin ortak bir çalısması olan İngilizce Dil Eğitim programı Word on the Street, her Pazar saat 23.00'te TRT Okul'da yayında.
Bu yeni program, İngilizce dilinin günlük kullanımı için geliştirilmiş senaryolar üzerinden, eğlenceli bir sunuşla izleyiciye günlük dilde İngilizce'yi nasıl kullanabilecekleri konusunda önemli ipuçları veriyor. Dizi olarak çekilen Word on the Street, İngiltere'nin bir çok farklı şehrinde geçen kurgular üzerinden, izleyiciye hem dilin özelliklerini öğretiyor, hem de İngiltere'nin görülmeye değer mekânlarında keyifli vakit geçirme imkanı veriyor. Word on the Street'in canlı dünyasında, evinizin konforunda İngiltere'yi gezin ve İngilizce’nizi geliştirin.
Üst Kategori: ROOT Kategori: ETKİNLİKLER
İngilizce Dil Eğitim Televizyon Programı “Word on the Street” TRT Okul'da yayında
British Council ve BBC'nin ortak bir çalısması olan İngilizce Dil Eğitim programı Word on the Street, her Pazar saat 23.00'te TRT Okul'da yayında.
Bu yeni program, İngilizce dilinin günlük kullanımı için geliştirilmiş senaryolar üzerinden, eğlenceli bir sunuşla izleyiciye günlük dilde İngilizce'yi nasıl kullanabilecekleri konusunda önemli ipuçları veriyor. Dizi olarak çekilen Word on the Street, İngiltere'nin bir çok farklı şehrinde geçen kurgular üzerinden, izleyiciye hem dilin özelliklerini öğretiyor, hem de İngiltere'nin görülmeye değer mekânlarında keyifli vakit geçirme imkanı veriyor. Word on the Street'in canlı dünyasında, evinizin konforunda İngiltere'yi gezin ve İngilizce’nizi geliştirin.
Son Güncelleme: Pazar, 29 Ocak 2012 02:13
Gösterim: 1737
Okulların yarın yaz tatiline girmesiyle vatandaşların şehir dışına çıkması ve okul servislerinin trafikten çekilmesi, İstanbul'un trafiğini de rahatlatacak.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mühendislik Fakültesi Ulaştırma Mühendisliği Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'da trafiğin 2014-2015 eğitim-öğretim döneminin yarın sona ermesiyle rahatlayacağını söyledi.
Trafiğin azalmasına hem şehir dışına çıkacak vatandaşların hem de trafikten çekilecek servis araçlarının katkı sağlayacağını belirten Ilıcalı, İstanbul'daki 50 bin servis aracının 17 bininin okul servisi olarak çalıştığını kaydetti.
Prof. Dr. Ilıcalı, "Servis araçlarının gün içerisinde gidiş gelişleri oluyor. Ayrıca park ihtiyaçlarını genelde yol kenarlarına yaparak, bir şeridi kapatıyorlar. Bu nedenle bu araçlar hem dururken hem hareketliyken şehir trafiğini ciddi manada etkiliyor. Bu araçların, eğitim döneminin sona ermesiyle trafikten çekilmesi, belli bir süre de olsa şehir trafiğini olumlu etkileyecek" diye konuştu.
- "Bu yıl daha az rahatlama olacak"
İstanbul'da kayıtlı 1,5-2 milyon aracın en az yarısının seyir halinde olduğunu vurgulayan Ilıcalı, şu bilgileri verdi:
"Yazın araç sayısında yüzde 25 azalma gerçekleşir. Zaten şu anda bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Kontrol Merkezi kameralarına bakıldığında, trafikte bir seyrelmenin olduğu görülebiliyor. Bu seyrelme, okulların tatil edilmesinin ardından, bir hafta boyunca artarak devam edecek. Ama bir sorun var. İstanbullular bu keyfi, bu yıl tam olarak yaşayamayacak. Çünkü ramazan tam yaz ortasına denk geliyor. İstanbul inanç turizmi açısından önemli bir şehir olduğu için ramazanda çok sayıda insan geliyor. Bunların büyük bölümü kendi araçlarıyla geliyor. Bu nedenle her yıl yaz aylarında trafikte yaşanan rahatlamada, bu yıl bir azalma görülebilir."
- "Kalıcı çözümler gerekir"
Toplu taşıma araçlarının seferlerinde bir değişiklik beklemediğini kaydeden Ilıcalı, çünkü bu seferlerin zaten ulaşım taleplerine göre ayarlandığını söyledi.
İstanbul'da insanların trafikte yaşadıkları mevsimlik rahatlamanın kalıcı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Ilıcalı, şöyle devam etti:
"Bu nedenle geleceğe dair trafik yatırımlarının aksatılmaması gerekir. Şu anda seçimden yeni çıkan ülkede vatandaşlar bir koalisyona 'evet' dedi. İstanbul'un 2019 sonrası 430, 2023 sonrasında ise 776 kilometre raylı sisteme ihtiyacı var. Bu nedenle koalisyonu kim kurarsa kursun, bunu öncelik olarak görmeli. İstanbul'un gelecekte trafiğin durma noktasına gelmemesi için bu tür yatırımlar şart. Türkiye'nin ve İstanbul'un uluslararası unvanını koruması buna bağlı. Bu ana reçete sağlanmadıkça, yaz aylarında bu kadar araç azalmış ya da artmış bunlarla olmaz. Bu nedenle siyasal destek çok önemli, hükümette kim olursa olsun bunu göz önünde bulundurması lazım."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Grupsuzlar
Okulların yarın yaz tatiline girmesiyle vatandaşların şehir dışına çıkması ve okul servislerinin trafikten çekilmesi, İstanbul'un trafiğini de rahatlatacak.
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mühendislik Fakültesi Ulaştırma Mühendisliği Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'da trafiğin 2014-2015 eğitim-öğretim döneminin yarın sona ermesiyle rahatlayacağını söyledi.
Trafiğin azalmasına hem şehir dışına çıkacak vatandaşların hem de trafikten çekilecek servis araçlarının katkı sağlayacağını belirten Ilıcalı, İstanbul'daki 50 bin servis aracının 17 bininin okul servisi olarak çalıştığını kaydetti.
Prof. Dr. Ilıcalı, "Servis araçlarının gün içerisinde gidiş gelişleri oluyor. Ayrıca park ihtiyaçlarını genelde yol kenarlarına yaparak, bir şeridi kapatıyorlar. Bu nedenle bu araçlar hem dururken hem hareketliyken şehir trafiğini ciddi manada etkiliyor. Bu araçların, eğitim döneminin sona ermesiyle trafikten çekilmesi, belli bir süre de olsa şehir trafiğini olumlu etkileyecek" diye konuştu.
- "Bu yıl daha az rahatlama olacak"
İstanbul'da kayıtlı 1,5-2 milyon aracın en az yarısının seyir halinde olduğunu vurgulayan Ilıcalı, şu bilgileri verdi:
"Yazın araç sayısında yüzde 25 azalma gerçekleşir. Zaten şu anda bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Kontrol Merkezi kameralarına bakıldığında, trafikte bir seyrelmenin olduğu görülebiliyor. Bu seyrelme, okulların tatil edilmesinin ardından, bir hafta boyunca artarak devam edecek. Ama bir sorun var. İstanbullular bu keyfi, bu yıl tam olarak yaşayamayacak. Çünkü ramazan tam yaz ortasına denk geliyor. İstanbul inanç turizmi açısından önemli bir şehir olduğu için ramazanda çok sayıda insan geliyor. Bunların büyük bölümü kendi araçlarıyla geliyor. Bu nedenle her yıl yaz aylarında trafikte yaşanan rahatlamada, bu yıl bir azalma görülebilir."
- "Kalıcı çözümler gerekir"
Toplu taşıma araçlarının seferlerinde bir değişiklik beklemediğini kaydeden Ilıcalı, çünkü bu seferlerin zaten ulaşım taleplerine göre ayarlandığını söyledi.
İstanbul'da insanların trafikte yaşadıkları mevsimlik rahatlamanın kalıcı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Ilıcalı, şöyle devam etti:
"Bu nedenle geleceğe dair trafik yatırımlarının aksatılmaması gerekir. Şu anda seçimden yeni çıkan ülkede vatandaşlar bir koalisyona 'evet' dedi. İstanbul'un 2019 sonrası 430, 2023 sonrasında ise 776 kilometre raylı sisteme ihtiyacı var. Bu nedenle koalisyonu kim kurarsa kursun, bunu öncelik olarak görmeli. İstanbul'un gelecekte trafiğin durma noktasına gelmemesi için bu tür yatırımlar şart. Türkiye'nin ve İstanbul'un uluslararası unvanını koruması buna bağlı. Bu ana reçete sağlanmadıkça, yaz aylarında bu kadar araç azalmış ya da artmış bunlarla olmaz. Bu nedenle siyasal destek çok önemli, hükümette kim olursa olsun bunu göz önünde bulundurması lazım."
Son Güncelleme: Perşembe, 11 Haziran 2015 16:53
Gösterim: 650