Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP milletvekilleri dövizli eylem yaptı.
Genel Kurul'da, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran teklifin 24. maddesinin görüşülmesine başlanmadan önce ayağa kalkan CHP milletvekilleri ellerinde, ''Yiyin efendiler yiyin'', ''Laiklik demokrasinin teminatıdır'', ''Burada yetim hakkı yiyorlar'' yazılı dövizleri açarak, basın mensuplarına gösterdi.
Bazı milletvekillerinin de AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın yer aldığı fotoğrafı ellerinde tuttuğu görüldü.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, bunun üzerine birleşime ara verdi. Verilen aranın ardından, önerge üzerine konuşacak CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ile Grup Başkanvekilleri Muharrem İnce ve Emin Ülker Tarhan dışındaki CHP milletvekilleri Genel Kurul'a girmedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP milletvekilleri dövizli eylem yaptı.
Genel Kurul'da, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran teklifin 24. maddesinin görüşülmesine başlanmadan önce ayağa kalkan CHP milletvekilleri ellerinde, ''Yiyin efendiler yiyin'', ''Laiklik demokrasinin teminatıdır'', ''Burada yetim hakkı yiyorlar'' yazılı dövizleri açarak, basın mensuplarına gösterdi.
Bazı milletvekillerinin de AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın yer aldığı fotoğrafı ellerinde tuttuğu görüldü.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, bunun üzerine birleşime ara verdi. Verilen aranın ardından, önerge üzerine konuşacak CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ile Grup Başkanvekilleri Muharrem İnce ve Emin Ülker Tarhan dışındaki CHP milletvekilleri Genel Kurul'a girmedi.
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 16:30
Gösterim: 1602
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ile İŞKUR arasında Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü'nün imzalanması için düzenlenen törende yaptığı konuşmada memurların maaş zamlarını mayıs ayı içerisinde alacaklarını söyledi.
Çelik, şunları kaydetti: ''Şu anda Meclis'te görüşülen yasanın hemen akabinde bu yasayı ele alıyoruz. Bize ifade edildiğine göre, bugün mevcut 4+4+4 yasasının 5 maddesi kalmış, bugün biteceği, Cumartesi günü gensoruların görüşüleceği... Büyük ihtimalle de Pazar günü bu yasanın ele alınacağı şeklinde bir program yapılmış. Umarım aksama olmaz ve Pazar günü görüşerek, bu önemli düzenlemenin yasasının Meclis'ten geçmesini sağlarız. Hemen akabinde de Cumhurbaşkanımızın onayından sonra da süreci hızlı bir şekilde başlatıp ifade ettiğimiz gibi Mayıs ayına, Ocak'tan bugüne zamları içeren bu toplu sözleşme görüşmelerini neticelendirmiş oluruz. Bildiğiniz gibi yasada bir aylık bir süre var. Yani Nisan ayında bunu gerçekleştirince Mayıs ayında da bu bir aylık süre tamamlanmış oluyor ve böylece memurlarımızın zamları bu süreç içerisinde tamamlanmış olacak.''
''Sözleşmeli belediye çalışanlarına'' ilişkin bir soruya da Çelik, ''Sözleşmelilerle ilgili değerlendirmemizi yaptık. Bu konu, gündemimizdeki konulardan bir tanesi. Sayın Başbakanımızın talimatıyla yapılan çalışma kendilerine arz edilecek. Bir bütünlük içinde spesifik olarak bu yerel yönetimlerdeki sözleşmelilerle ilgili değerlendirme yapılacak. Bu konuda bizim yaptığımız çalışmaya sayın Başbakanımızın vereceği talimat doğrultusunda da bu konu ele alınacak veya farklı bir talimat olur ise o çerçevede değerlendirme yapmış olacağız'' diye yanıt verdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ile İŞKUR arasında Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü'nün imzalanması için düzenlenen törende yaptığı konuşmada memurların maaş zamlarını mayıs ayı içerisinde alacaklarını söyledi.
Çelik, şunları kaydetti: ''Şu anda Meclis'te görüşülen yasanın hemen akabinde bu yasayı ele alıyoruz. Bize ifade edildiğine göre, bugün mevcut 4+4+4 yasasının 5 maddesi kalmış, bugün biteceği, Cumartesi günü gensoruların görüşüleceği... Büyük ihtimalle de Pazar günü bu yasanın ele alınacağı şeklinde bir program yapılmış. Umarım aksama olmaz ve Pazar günü görüşerek, bu önemli düzenlemenin yasasının Meclis'ten geçmesini sağlarız. Hemen akabinde de Cumhurbaşkanımızın onayından sonra da süreci hızlı bir şekilde başlatıp ifade ettiğimiz gibi Mayıs ayına, Ocak'tan bugüne zamları içeren bu toplu sözleşme görüşmelerini neticelendirmiş oluruz. Bildiğiniz gibi yasada bir aylık bir süre var. Yani Nisan ayında bunu gerçekleştirince Mayıs ayında da bu bir aylık süre tamamlanmış oluyor ve böylece memurlarımızın zamları bu süreç içerisinde tamamlanmış olacak.''
''Sözleşmeli belediye çalışanlarına'' ilişkin bir soruya da Çelik, ''Sözleşmelilerle ilgili değerlendirmemizi yaptık. Bu konu, gündemimizdeki konulardan bir tanesi. Sayın Başbakanımızın talimatıyla yapılan çalışma kendilerine arz edilecek. Bir bütünlük içinde spesifik olarak bu yerel yönetimlerdeki sözleşmelilerle ilgili değerlendirme yapılacak. Bu konuda bizim yaptığımız çalışmaya sayın Başbakanımızın vereceği talimat doğrultusunda da bu konu ele alınacak veya farklı bir talimat olur ise o çerçevede değerlendirme yapmış olacağız'' diye yanıt verdi.
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 15:55
Gösterim: 2893
TÜBİTAK Araştırma ve Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Başkanvekili Doç. Dr. M. Necati Demir, TÜBİTAK’ın 2011 yılında 18 bin 841 bilim insanına 61 milyon 550 bin TL destek verdiğini belirtti.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ulusal ve Uluslararası Akademik Araştırma Programları ve Bilim İnsanları Desteklerine Dair Bilgilendirme ve Eğitim Toplantısı, Adnan Menderes Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapıldı.
ADÜ Atatürk Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen TÜBİTAK Ulusal ve Uluslararası
TÜBİTAK Araştırma ve Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Başkan Vekili Doç. Dr. M. Necati Demir, sunumunda destek programlarıyla ilgili temel bilgileri aktararak, proje hazırlarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. TÜBİTAK’tan daha fazla faydalanabilmek için oluşan koşulların neler olduğuna değinen Demir, nerelerde hata yapıldığını ve eksiklerin neler olduğunu anlatarak ARDEB programlarından bahsetti.
Demir, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleri kapsamında 2010 yılında desteklenen toplam kişi sayısının 2003 yılının 12 katına çıkarak 18 bine 841’e ulaştığına açıkladı. 2010 yılında bilim insanlarına verilen destek tutarının ise 61 milyon 550 bin TL olarak gerçekleştiğini vurgulayan Demir, şöyle devam etti: “Bilim İnsanı Destek Programlarının sayısı 2005 yılında 21 iken, 2011 yılı itibarıyla 28’e ulaşmıştır. Uluslararası destek programları kapsamında ise; Türk araştırmacıların yabancı meslektaşları ile ortak bilimsel projeler yürütebilmelerini sağlamak için 23 ülkeden 27 kuruluş ile ikili anlaşmalar imzalanmış, Kasım 2011 itibariyle 374 proje yürütülmektedir”
Ege Bölgesi’nde 14 üniversitenin TÜBİTAK’tan destek aldığını belirten Demir; bu üniversiteler arasında ADÜ’nün 4.sırada yer aldığını bildirdi. 2011 yılında gerçekleşen 75 proje başvurusundan 11 tanesinin desteklendiğini söyleyen Demir, Tarım Orman ve Veterinerlik Grubu’nun (TOVAG) pastada en çok paya sahip olduğunun altını çizdi. Proje destek bütçesinin 2003-2011 yılları arasında 28 kat arttığını sözlerine ekleyen Demir, bilim merkezlerinin 2023 yılına kadar tüm illerde kurulacağını dile getirdi. Demir, projelerde altın kuralın başvuru ve evrak teslim tarihlerinin en sona bırakılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TÜBİTAK Araştırma ve Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Başkanvekili Doç. Dr. M. Necati Demir, TÜBİTAK’ın 2011 yılında 18 bin 841 bilim insanına 61 milyon 550 bin TL destek verdiğini belirtti.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ulusal ve Uluslararası Akademik Araştırma Programları ve Bilim İnsanları Desteklerine Dair Bilgilendirme ve Eğitim Toplantısı, Adnan Menderes Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapıldı.
ADÜ Atatürk Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen TÜBİTAK Ulusal ve Uluslararası
TÜBİTAK Araştırma ve Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Başkan Vekili Doç. Dr. M. Necati Demir, sunumunda destek programlarıyla ilgili temel bilgileri aktararak, proje hazırlarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. TÜBİTAK’tan daha fazla faydalanabilmek için oluşan koşulların neler olduğuna değinen Demir, nerelerde hata yapıldığını ve eksiklerin neler olduğunu anlatarak ARDEB programlarından bahsetti.
Demir, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleri kapsamında 2010 yılında desteklenen toplam kişi sayısının 2003 yılının 12 katına çıkarak 18 bine 841’e ulaştığına açıkladı. 2010 yılında bilim insanlarına verilen destek tutarının ise 61 milyon 550 bin TL olarak gerçekleştiğini vurgulayan Demir, şöyle devam etti: “Bilim İnsanı Destek Programlarının sayısı 2005 yılında 21 iken, 2011 yılı itibarıyla 28’e ulaşmıştır. Uluslararası destek programları kapsamında ise; Türk araştırmacıların yabancı meslektaşları ile ortak bilimsel projeler yürütebilmelerini sağlamak için 23 ülkeden 27 kuruluş ile ikili anlaşmalar imzalanmış, Kasım 2011 itibariyle 374 proje yürütülmektedir”
Ege Bölgesi’nde 14 üniversitenin TÜBİTAK’tan destek aldığını belirten Demir; bu üniversiteler arasında ADÜ’nün 4.sırada yer aldığını bildirdi. 2011 yılında gerçekleşen 75 proje başvurusundan 11 tanesinin desteklendiğini söyleyen Demir, Tarım Orman ve Veterinerlik Grubu’nun (TOVAG) pastada en çok paya sahip olduğunun altını çizdi. Proje destek bütçesinin 2003-2011 yılları arasında 28 kat arttığını sözlerine ekleyen Demir, bilim merkezlerinin 2023 yılına kadar tüm illerde kurulacağını dile getirdi. Demir, projelerde altın kuralın başvuru ve evrak teslim tarihlerinin en sona bırakılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 14:50
Gösterim: 2146
AK Parti İl Kongresi'ne katılmak üzere Kırşehir'e gelen Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili, ''Milletimiz bundan büyük bir memnuniyet duydu” dedi.
Arınç, Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'yi ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “bunun dışındaki seçmeli dersler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tespit edilecektir, Talim Terbiye Kurullarının ve diğerlerinin iştiraki ile. Bütün bu dersler seçmeli olacaktır, isteğe bağlı olacaktır. Kimse mecbur edilmeden, baskı altında kalmadan bu dersler isteyenlere verilecektir'' dedi.
‘Teşvik Yasası’ geliyor
Arınç, bir gazetecinin ''Teşvik Yasası'' ile ilgili sorusuna, ''Çalışmalar devam ediyor. Başbakanımız son noktayı koyacak. Pazartesi günü Bakanlar Kurulumuz olursa, onu takip eden günlerde, yeni Teşvik Yasası ile ilgili gelişmeler kamuoyuna da açıklanacak. Kırşehir hak ettiği yeri alıyor, bundan sonra da daha da çok alacak. Olumsuz cümle kurmak yok. Kırşehir bu kadar hizmeti nereden yapıyor. Hiç merak etmeyin. Kırşehir tarihinde görmediği yatırımlarla tanışıyor. Bundan sonra da tanışacak inşallah. Bunun esasları ve usulleri 15 gün içerisinde açıklanır'' yanıtını verdi.
''Çok orijinal dersler de bulacaksınız''
Başbakan Yardımcısı Arınç, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili soru üzerine de, şöyle konuştu: ''Milletimiz bundan büyük bir memnuniyet duydu. Bize gelen haberler böyle. Kanun henüz çıkmadı, sadece 9. madde önerge ile yeniden tanzim edilmiş oldu. İlk 4 yıllık süre ilkokuldur, ortası 4 yıllık ortaokuldur, sonu da lisedir. Bütün okullarda seçmeli dersler okutulacaktır. Seçmeli dersler taleplere göre, yine Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre, Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararlara uygun olarak konulacaktır.
Ancak Milliyetçi Hareket Partisi'nin de verdiği reddedilen bir önerge, bunu daha mükemmel hale getiren AK Parti'nin verdiği bir önerge ile Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatı İslam tarihine yönelik bazı bilgiler içeren seçmeli derslerin konulması, ayrıca isim olarak girdi. Bunun dışındaki seçmeli dersler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tespit edilecektir. Talim Terbiye Kurullarının ve diğerlerinin iştiraki ile bütün bu dersler seçmeli olacaktır. İsteğe bağlı olacaktır. Kimse mecbur edilmeden, baskı altında kalmadan bu dersler isteyenlere verilecektir. Çok orijinal dersler de bulacaksınız. Bu bir zenginliktir. Eğitimin daha güçlü olması için konulmuş tedbirlerdir. Dün de kabul edilen önerge ile bu zenginliğe bir destek olunduğu kanaatindeyim. Ana muhalefet partisinin şiddetle buna karşı çıktığını ve bunun adeta bir tehlike olduğunu söylediklerini sözlerime eklemeliyim. Milletimiz büyük bir çoğunlukla bu tür derslerin öğrencilere faydalı olacağını, seçimlik hale getirilmesini istiyordu. Umarım istediğine kavuşmuş oldu. Kanun bu şekliyle çıkarsa artık bütünü itibariyle Türkiye'de eğitim sistemi yeniden dizayn edilmiş olacak. Umarım ki eğitimimize olumlu katkılar sağlayacak.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
AK Parti İl Kongresi'ne katılmak üzere Kırşehir'e gelen Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili, ''Milletimiz bundan büyük bir memnuniyet duydu” dedi.
Arınç, Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'yi ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “bunun dışındaki seçmeli dersler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tespit edilecektir, Talim Terbiye Kurullarının ve diğerlerinin iştiraki ile. Bütün bu dersler seçmeli olacaktır, isteğe bağlı olacaktır. Kimse mecbur edilmeden, baskı altında kalmadan bu dersler isteyenlere verilecektir'' dedi.
‘Teşvik Yasası’ geliyor
Arınç, bir gazetecinin ''Teşvik Yasası'' ile ilgili sorusuna, ''Çalışmalar devam ediyor. Başbakanımız son noktayı koyacak. Pazartesi günü Bakanlar Kurulumuz olursa, onu takip eden günlerde, yeni Teşvik Yasası ile ilgili gelişmeler kamuoyuna da açıklanacak. Kırşehir hak ettiği yeri alıyor, bundan sonra da daha da çok alacak. Olumsuz cümle kurmak yok. Kırşehir bu kadar hizmeti nereden yapıyor. Hiç merak etmeyin. Kırşehir tarihinde görmediği yatırımlarla tanışıyor. Bundan sonra da tanışacak inşallah. Bunun esasları ve usulleri 15 gün içerisinde açıklanır'' yanıtını verdi.
''Çok orijinal dersler de bulacaksınız''
Başbakan Yardımcısı Arınç, Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili soru üzerine de, şöyle konuştu: ''Milletimiz bundan büyük bir memnuniyet duydu. Bize gelen haberler böyle. Kanun henüz çıkmadı, sadece 9. madde önerge ile yeniden tanzim edilmiş oldu. İlk 4 yıllık süre ilkokuldur, ortası 4 yıllık ortaokuldur, sonu da lisedir. Bütün okullarda seçmeli dersler okutulacaktır. Seçmeli dersler taleplere göre, yine Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre, Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararlara uygun olarak konulacaktır.
Ancak Milliyetçi Hareket Partisi'nin de verdiği reddedilen bir önerge, bunu daha mükemmel hale getiren AK Parti'nin verdiği bir önerge ile Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in hayatı İslam tarihine yönelik bazı bilgiler içeren seçmeli derslerin konulması, ayrıca isim olarak girdi. Bunun dışındaki seçmeli dersler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tespit edilecektir. Talim Terbiye Kurullarının ve diğerlerinin iştiraki ile bütün bu dersler seçmeli olacaktır. İsteğe bağlı olacaktır. Kimse mecbur edilmeden, baskı altında kalmadan bu dersler isteyenlere verilecektir. Çok orijinal dersler de bulacaksınız. Bu bir zenginliktir. Eğitimin daha güçlü olması için konulmuş tedbirlerdir. Dün de kabul edilen önerge ile bu zenginliğe bir destek olunduğu kanaatindeyim. Ana muhalefet partisinin şiddetle buna karşı çıktığını ve bunun adeta bir tehlike olduğunu söylediklerini sözlerime eklemeliyim. Milletimiz büyük bir çoğunlukla bu tür derslerin öğrencilere faydalı olacağını, seçimlik hale getirilmesini istiyordu. Umarım istediğine kavuşmuş oldu. Kanun bu şekliyle çıkarsa artık bütünü itibariyle Türkiye'de eğitim sistemi yeniden dizayn edilmiş olacak. Umarım ki eğitimimize olumlu katkılar sağlayacak.''
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 15:34
Gösterim: 2275
HSYK genelgesi, "kimsesizler mezarlığı"na gömülecek olan cenazelerin bilimsel araştırmalarda kullanılmasının yolunu açtı.
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) ''Ölü Muayene ve Otopsi İşlemleri''ne ilişkin genelgesi, adli tahkikata konu edilmiş olup kimliği belirsiz ya da kimsenin sahip çıkmadığı veya yakınlarının almaması nedeniyle kimsesizler mezarlığına gömülecek olan cenazelerin tıp eğitiminde ve bilimsel araştırmalarda kullanılmasının yolunu açtı.
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplayan Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç.Dr. Haluk İnce, otopsisi yapılan tüm cenazelerin DNA'larının ve fotoğraflarının kurum tarafından saklandığını ve ''kimsesizler mezarlığı''na defnedilen kişilerin yakınlarının ortaya çıkması halinde DNA testlerinin ardından cenazelerin ailelerine teslim edildiğini belirterek, ''Mezarlara defin işlemi sırasında numara veriliyor. Bu numaralar zaman içinde kayboluyor ya da farklı yıllara ait aynı numaralar var. Buna benzer nedenlerle 'kimsesizler mezarlığı'na gömülen insanlarımızın yakınları ortaya çıktığında cenazelerin bulunmasında sıkıntılar yaşanıyor. Hatta bazen cenaze bulunamıyor. Zaten yakınları olmayan cenazeler kaybolup gidiyor. Cenazelerin tıp eğitimi için üniversitelere verilmesi ya da bilimsel çalışmalarda kullanılmasıyla, kaybolma ihtimali olan insanlarımızın, daha uzun süre için, daha kolay bulunabilmesini amaçladık. Bu bir 'kazan-kazan' durumudur'' diye konuştu.
İnce, üniversitelerin kadavra ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yoğun bir taleplerinin olduğunu dile getirerek, ''Genelge sonrasında çalışmalarımız sürüyor. Bunu bir standarda bağlayarak, isteyen üniversitelere sırayla kadavra vermeye başlayacağız'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
HSYK genelgesi, "kimsesizler mezarlığı"na gömülecek olan cenazelerin bilimsel araştırmalarda kullanılmasının yolunu açtı.
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) ''Ölü Muayene ve Otopsi İşlemleri''ne ilişkin genelgesi, adli tahkikata konu edilmiş olup kimliği belirsiz ya da kimsenin sahip çıkmadığı veya yakınlarının almaması nedeniyle kimsesizler mezarlığına gömülecek olan cenazelerin tıp eğitiminde ve bilimsel araştırmalarda kullanılmasının yolunu açtı.
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplayan Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç.Dr. Haluk İnce, otopsisi yapılan tüm cenazelerin DNA'larının ve fotoğraflarının kurum tarafından saklandığını ve ''kimsesizler mezarlığı''na defnedilen kişilerin yakınlarının ortaya çıkması halinde DNA testlerinin ardından cenazelerin ailelerine teslim edildiğini belirterek, ''Mezarlara defin işlemi sırasında numara veriliyor. Bu numaralar zaman içinde kayboluyor ya da farklı yıllara ait aynı numaralar var. Buna benzer nedenlerle 'kimsesizler mezarlığı'na gömülen insanlarımızın yakınları ortaya çıktığında cenazelerin bulunmasında sıkıntılar yaşanıyor. Hatta bazen cenaze bulunamıyor. Zaten yakınları olmayan cenazeler kaybolup gidiyor. Cenazelerin tıp eğitimi için üniversitelere verilmesi ya da bilimsel çalışmalarda kullanılmasıyla, kaybolma ihtimali olan insanlarımızın, daha uzun süre için, daha kolay bulunabilmesini amaçladık. Bu bir 'kazan-kazan' durumudur'' diye konuştu.
İnce, üniversitelerin kadavra ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yoğun bir taleplerinin olduğunu dile getirerek, ''Genelge sonrasında çalışmalarımız sürüyor. Bunu bir standarda bağlayarak, isteyen üniversitelere sırayla kadavra vermeye başlayacağız'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 14:30
Gösterim: 4288

