Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Millî Eğitim Bakanlığınca, 24 Kasım Öğretmenler Günü Genelgesi yayımlandı. Buna göre öğretmenlerin ilmiyle, irfanıyla ve vicdanıyla bireylerin olduğu kadar toplumların geleceğini de şekillendiren yegâne rehberler olduğu bilinciyle 24 Kasım Öğretmenler Günü haftası, çeşitli etkinliklerle kutlanacak.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in imzasıyla 81 il valiliğine gönderilen genelgede "24 Kasım Öğretmenler Günü; evlatlarımızın geleceğine ışık tutan, millî bekamızın ve güçlü geleceğimizin yılmaz neferleri olan öğretmenlerimize gönülden teşekkürlerimizi iletmeye bir vesiledir." denilerek bu çerçevede öğretmenlerin ve vatandaşların kutlama programları ile etkinliklere en üst seviyede katılımlarının sağlanmasına özen gösterilmesi istendi.
Nihai amacı yetkin ve erdemli bireyler yetiştirmek olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile Türkiye Yüzyılı'nda belirlenen hedeflere ulaşılmasında en temel yapı taşlarından birinin öğretmenler olduğu vurgulanan genelgeyle, yurt içinde ve dış temsilciliklerde yapılacak 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama etkinlikleriyle öğretmenler arasındaki mesleki dayanışmayı, sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirmek, öğretmenlik mesleğinin toplumdaki değerini yüceltmek, saygınlığını artırmak hedefleniyor.
Bu kapsamda il/ilçe millî eğitim müdürlükleri, okul/kurum müdürlükleri ve dış temsilciliklerde kutlama kurulları oluşturulacak.
Kutlama programlarının hazırlanması ve uygulanmasında öğretmen, öğrenci, okul/kurum yöneticileri, okul-aile birlikleri ile velilerin, halkın, kamu ve özel kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, basın-yayın kuruluşlarının etkin katılımı sağlanacak.
Hazırlanacak programlarda, imkânlar dâhilinde öğrenci, veli ve öğretmenlere yönelik eğitici ve bilgilendirici etkinliklerin hazırlanmasına özen gösterilecek. Düzenlenecek programlara mülki erkân, şehit öğretmenlerin yakınları, emekli öğretmenler, mezun öğrenciler ile vatandaşlar davet edilecek.
Başta şehit öğretmenler olmak üzere ebediyete irtihal etmiş öğretmenler kabirleri başında anılacak, şehit öğretmenlerin aileleri ve huzurevlerinde kalan emekli öğretmenler ziyaret edilecek ve emekli öğretmenlerin emekli oldukları okullardaki programlara öncelikle davet edilmeleri sağlanacak.
24 Kasım tarihi itibarıyla adaylık sürecini tamamlamış öğretmenlerin yemin etmeleri sağlanacak, Bakanlık kadrolarından yıl içinde emekli olan öğretmenlerden kutlama programlarına katılanlara Hizmet Şeref Belgesi takdim edilecek.
İl/ilçe millî eğitim müdürlükleri, okul/kurum müdürlükleri ve dış temsilcilikler, dijital ortamlarda öğretmenlerin mesleki dayanışmalarını güçlendirecek bilgi paylaşımlarına, bilimsel, kültürel, sanatsal faaliyetlere ve örnek uygulamalara yer verecek; öğretmen, öğrenci ve veliler arasında öğretmenlik mesleği ile ilgili belirlenecek konularda anı, resim, şiir, kompozisyon, kısa film, fotoğraf ve benzeri yarışmalar düzenleyecek. Dereceye girenlere 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri sırasında ödül takdimi yapılacak ve dereceye giren eserlerin sergilenmesi sağlanacak.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama kurullarınca gençlik ve spor il müdürlükleri, belediye başkanlıkları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak öğretmenlerden oluşan takımlarla spor müsabakaları düzenlenecek.
Mesleki başarılarıyla öne çıkan öğretmenlerin başarı öykülerini meslektaşlarıyla ve üniversitelerde öğrenim gören öğretmen adaylarıyla paylaşabilecekleri konferans, panel, söyleşi ve benzeri etkinlikler düzenlenecek, söz konusu başarı öykülerini anlatan kısa film ve görseller hazırlanarak kamuoyuna sunulacak.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama kurullarınca üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kapsayan hafta ve yıl içinde öğretmenlik mesleğinde misyon, saygınlık, rehberlik, adanmışlık, öğretmen ve gelecek gibi temaları ele alan panel, sempozyum, açık oturum, konferans ve benzeri faaliyetler düzenlenecek.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kapsayan hafta ve yıl içinde kamu/özel kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak öğretmen ve öğrencilere yönelik indirim kampanyaları düzenlenmesi sağlanacak.
İl ve ilçelerde kamu kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak 100. Yıl Eğitim Ormanı'nda ağaç dikimi etkinliği gerçekleştirilecek. 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğrenciler, veliler ve okul-aile birliklerince öğretmenlere verilecek hediyeler konusunda eğitim öğretim hizmeti verenler için mesleki etik ilkelere uyulacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Millî Eğitim Bakanlığınca, 24 Kasım Öğretmenler Günü Genelgesi yayımlandı. Buna göre öğretmenlerin ilmiyle, irfanıyla ve vicdanıyla bireylerin olduğu kadar toplumların geleceğini de şekillendiren yegâne rehberler olduğu bilinciyle 24 Kasım Öğretmenler Günü haftası, çeşitli etkinliklerle kutlanacak.
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in imzasıyla 81 il valiliğine gönderilen genelgede "24 Kasım Öğretmenler Günü; evlatlarımızın geleceğine ışık tutan, millî bekamızın ve güçlü geleceğimizin yılmaz neferleri olan öğretmenlerimize gönülden teşekkürlerimizi iletmeye bir vesiledir." denilerek bu çerçevede öğretmenlerin ve vatandaşların kutlama programları ile etkinliklere en üst seviyede katılımlarının sağlanmasına özen gösterilmesi istendi.
Nihai amacı yetkin ve erdemli bireyler yetiştirmek olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile Türkiye Yüzyılı'nda belirlenen hedeflere ulaşılmasında en temel yapı taşlarından birinin öğretmenler olduğu vurgulanan genelgeyle, yurt içinde ve dış temsilciliklerde yapılacak 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama etkinlikleriyle öğretmenler arasındaki mesleki dayanışmayı, sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirmek, öğretmenlik mesleğinin toplumdaki değerini yüceltmek, saygınlığını artırmak hedefleniyor.
Bu kapsamda il/ilçe millî eğitim müdürlükleri, okul/kurum müdürlükleri ve dış temsilciliklerde kutlama kurulları oluşturulacak.
Kutlama programlarının hazırlanması ve uygulanmasında öğretmen, öğrenci, okul/kurum yöneticileri, okul-aile birlikleri ile velilerin, halkın, kamu ve özel kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, basın-yayın kuruluşlarının etkin katılımı sağlanacak.
Hazırlanacak programlarda, imkânlar dâhilinde öğrenci, veli ve öğretmenlere yönelik eğitici ve bilgilendirici etkinliklerin hazırlanmasına özen gösterilecek. Düzenlenecek programlara mülki erkân, şehit öğretmenlerin yakınları, emekli öğretmenler, mezun öğrenciler ile vatandaşlar davet edilecek.
Başta şehit öğretmenler olmak üzere ebediyete irtihal etmiş öğretmenler kabirleri başında anılacak, şehit öğretmenlerin aileleri ve huzurevlerinde kalan emekli öğretmenler ziyaret edilecek ve emekli öğretmenlerin emekli oldukları okullardaki programlara öncelikle davet edilmeleri sağlanacak.
24 Kasım tarihi itibarıyla adaylık sürecini tamamlamış öğretmenlerin yemin etmeleri sağlanacak, Bakanlık kadrolarından yıl içinde emekli olan öğretmenlerden kutlama programlarına katılanlara Hizmet Şeref Belgesi takdim edilecek.
İl/ilçe millî eğitim müdürlükleri, okul/kurum müdürlükleri ve dış temsilcilikler, dijital ortamlarda öğretmenlerin mesleki dayanışmalarını güçlendirecek bilgi paylaşımlarına, bilimsel, kültürel, sanatsal faaliyetlere ve örnek uygulamalara yer verecek; öğretmen, öğrenci ve veliler arasında öğretmenlik mesleği ile ilgili belirlenecek konularda anı, resim, şiir, kompozisyon, kısa film, fotoğraf ve benzeri yarışmalar düzenleyecek. Dereceye girenlere 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri sırasında ödül takdimi yapılacak ve dereceye giren eserlerin sergilenmesi sağlanacak.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama kurullarınca gençlik ve spor il müdürlükleri, belediye başkanlıkları ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak öğretmenlerden oluşan takımlarla spor müsabakaları düzenlenecek.
Mesleki başarılarıyla öne çıkan öğretmenlerin başarı öykülerini meslektaşlarıyla ve üniversitelerde öğrenim gören öğretmen adaylarıyla paylaşabilecekleri konferans, panel, söyleşi ve benzeri etkinlikler düzenlenecek, söz konusu başarı öykülerini anlatan kısa film ve görseller hazırlanarak kamuoyuna sunulacak.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama kurullarınca üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kapsayan hafta ve yıl içinde öğretmenlik mesleğinde misyon, saygınlık, rehberlik, adanmışlık, öğretmen ve gelecek gibi temaları ele alan panel, sempozyum, açık oturum, konferans ve benzeri faaliyetler düzenlenecek.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kapsayan hafta ve yıl içinde kamu/özel kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak öğretmen ve öğrencilere yönelik indirim kampanyaları düzenlenmesi sağlanacak.
İl ve ilçelerde kamu kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak 100. Yıl Eğitim Ormanı'nda ağaç dikimi etkinliği gerçekleştirilecek. 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğrenciler, veliler ve okul-aile birliklerince öğretmenlere verilecek hediyeler konusunda eğitim öğretim hizmeti verenler için mesleki etik ilkelere uyulacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Ağustos 2024 16:26
Gösterim: 1032
Türkiye’de Almanca eğitimi adına önemli projelere imza atan, yenilikçi ve vizyoner kurumlardan biri olarak öne çıkan DAS Akademie bir sosyal sorumluluk projesi olan DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi’ni hayata geçirdi. DAS Akademie’nin kurucularından Nilgün Akdoğan, projenin öyküsünü artı eğitim’e anlattı.
Temelleri 1998 yılında atılan DAS Akademie, “yabancı dil olarak Almanca” programları odağında ve bugün geniş bir spektrumda, bütünleşik Almanca eğitim çözümleri sunan; Berlin, İzmir ve İstanbul’da şubeleri bulunan bir eğitim kurumudur. Kurum kurucularından Nilgün Akdoğan Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi’nin başlangıç öyküsünü şu şekilde aktarıyor: “2019 yılında lansmanını yaptığımız Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi (DAÖKM) özellikle, Almancayı Türkiye’de öğrenmiş, Almanca telaffuzu konusunda zorluklar yaşayan Almanca öğretmenlerinin başarılı bir kariyer planlaması yapabilmeleri adına geliştirilmiş bir proje. Bu proje ile öğretmenlerimiz, DAS Akademie tarafından sunulan birçok özgün eğitim ve gelişim programıyla birlikte, Almanca telaffuz ve bilgilerini geliştirip, aynı zamanda kendileri için başarılı bir kariyer planı çizebiliyor.
Biz ne yapmayı amaçlıyoruz, onu anlatmak istiyorum. Sürekli olarak “Almanca Öğretmenleri için ne yapabiliriz?” sorusunun cevabının peşindeyiz. DAS Akademie olarak önceliklerimizden birisi de bu aslında. Birlikte çalıştığımız yüzlerce okulun eğitim yöneticileri ile gerçekleştirdiğimiz karşılıklı görüşmelerimizde, arzu edilen yetkinliğe sahip Almanca Öğretmeni bulma konusunda sıkıntı yaşandığını sıklıkla duyuyoruz.
Bunun sebebi şu; zamanında gurbetçi olarak Almanya’ya giden insanların çocukları Türkiye’ye döndükten sonra Almanca öğretmenliğini meslek olarak seçmişti. Bu yüzden geçmişte “native” Almanca öğretmeni bulmak çok kolaydı. Birinci yabancı dili Almanca olan birçok okul, kurs merkezleri bu konuda reklam yaptı. Bizim öğretmenlerimizin de birçoğu Almanya dönüşlü. Ama günümüzde Almanya‘dan Türkiye’ye göç eden kişi sayısının çok ciddi oranda azaldığını görüyoruz ve karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor; artık “native” dediğimiz, Almancayı ana dili olarak konuşan öğretmenleri bulmak gerçekten zorlaştı ve zamanla daha da zorlaşacağı görülüyor.”
KATILIMCILARA KAPSAMLI EĞİTİM VE DANIŞMANLIK
Almancayı Türkiye’de öğrenmiş, üniversitede Almanca Öğretmenliği, Alman Dili ve Edebiyatı veya benzeri bir bölümü bitirmiş ama akıcı konuşamayan, yahut hala ciddi hatalar yapan birçok öğretmen adayı var. Zamanında, bir DAS Akademie projesi olan ve sektörümüzde çokça bilinen Minticity’nin ortaya çıkış şekli gibi, üzerinde yıllarca düşünüp, neler yapılabilir sorusuyla birlikte birçok arkadaşımla da bu projemi paylaştım. Olumlu dönüşler almam sayesinde de DAÖKM’nin kuruluşunu yaptık.
Bugün gelmiş olduğumuz noktada, özellikle son 2 yıldır, Almanca eğitimi veren okullardan gelen çözüm ortaklığı taleplerinde ve DAÖKM kurumsal partner sayısında görülen artış, bu merkezi açmamızın ne kadar doğru bir hamle olduğunu bizlere bir kez daha gösteriyor. DAÖKM, gönüllülük esasıyla katkı sağladığı ve her geçen gün genişleyen yetkin öğretmen kaynağı sayesinde, bugün Almanca camiasının öğretmen ihtiyaçlarını karşılamak üzere akla gelen ilk isimlerden birisi konumunda.Almancayı Türkiye’de öğrenmiş Almanca öğretmenleri için hayata geçirilen DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi, 2019 yılından bu yana katılımcılarına eğitim ve danışmanlık hizmeti sunuyor. Almanca öğretmenleri programı başarıyla tamamlayarak, hem kendilerine bir kariyer hedefi çiziyor hem de Türkiye’deki Almanca eğitiminin daha iyi noktalara gelmesine katkıda bulunuyor. Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi’nde sürecin nasıl işlediğini ise DAS Akademie Eğitim Direktörü Pelin Doğanay’dan dinliyoruz: “Almanca Öğretmenliği, Alman Dili ve Edebiyatı ya da Mütercim Tercümanlık bölümlerinden birinden mezun ve formasyon eğitimi olan katılımcılar programa başvurabiliyorlar. Başvurular internet sitemiz üzerinden veya ofisimiz ziyaret edilerek de şahsen yapılabilmekte. Başvuruların ardından katılımcımız ilk olarak, kendilerine özel olarak dizayn edilmiş bir seviye tespit sınavına katılıyor. Sınav sonucunda tespit edilen seviyede, kurumumuzda, belirli şartlar dahilinde ücretsiz veya indirimli ücretlerle Almanca eğitimine başlıyor. Bu noktada kendilerinden tek beklentimiz eğitimlerini aksatmadan, özverili ve disiplinli bir şekilde sürdürmeleri oluyor.
Katılımcımızın Almanca bilgisi B2.1 seviyesine geldiği zaman tamamen ücretsiz olan bire bir çalışmalarımız da başlıyor. Bu çalışmalar ile kendisine hem -Almanca eğitiminde uzun yıllara dayanan tecrübemizin bir eseri olan- DAS Eğitim Metodu’nu öğretiyor hem de kendilerinde tespit edilen eksiklere yönelik modül çalışmaları yapıyoruz. Modül çalışmaları içerisinde ileri seviye konuşma, okuma, dinleme ve yazma eğitimleri yer alıyor. Bu çalışmalar katılımcının özellikle telaffuz yeteneğini geliştirmesi için büyük önem arz ediyor.
Başka bir deyişle adaylarımız, haftada 6 saatlik Genel Almanca eğitiminin yanı sıra, 2 saat Modül, 2 saat de DAS Eğitim Metodu olmak üzere, haftada en az 10 saat gibi bir süre Almanca eğitimi alıyor ve Almancayı günlük yaşamında kullanma şansına sahip oluyor.
Tüm eğitimlerini tamamladıktan sonra aldığı DAS Akademie Sertifikası ve DAS Akademie tarafından düzenlenen Telc sınavına girmek suretiyle alacağı Telc Sertifikası sayesinde başarısını uluslararası anlamda belgelendirebiliyor.
DAÖKM’nin, Almancayı Türkiye’de öğrenmiş Almanca öğretmenleri için çok büyük bir fırsat olduğunu, hem kişisel gelişimleri hem de kariyer planları anlamında kendilerine çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum. Kariyer Merkezi’ne başlamadan önceki ve eğitimlerini tamamladıktan sonraki bilgi seviyeleri ve kelime dağarcıkları karşılaştırıldığında aradaki farkı görmek, bir öğretmen adayının gelişimini izlemek bizim için çok kıymetli.
DAÖKM ALMANCA’YI TÜRKİYE’DE ÖĞRENMİŞ ÖĞRETMENLER İÇİN EŞSİZ BİR FIRSAT!
DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi, kariyerine yeni başlayacak olan Almanca öğretmenleri için büyük farklar yaratıyor. DAS Akademie tarafından sunulan bu eğitimler, hem gençlerin mesleki anlamda gelişimine fayda sağlıyor hem de Türkiye’de Almanca eğitimi alanında daha nitelikli öğretmenlerin ön saflarda olmasının önünü açıyor. DAÖKM’yi başarıyla tamamlamış ve Telc sertifikasını kazanmış katılımcılardan biri olan Serkan Biçer, Kariyer Merkezi’nin kendisine katkılarını bizimle paylaşıyor: “DAÖKM’ye yaklaşık 1 yıl boyunca katılım sağladım. Bu süreçte özellikle Türkiye’de yetişmiş bir eğitmen olarak konuşma pratiğimi çok iyi düzeye taşıma fırsatım oldu. Üniversitede yeterince konuşma pratiği yaparak kendimi bu alanda geliştirmem için fırsatım olmamıştı.
Kariyer Merkezi’ne dahil olduktan sonra kelime dağarcığımda oldukça genişledi. Bunun en büyük sebebi DAS Akademie’nin uyguladığı eğitim metodu ile işlenen interaktif dersler. Dersler esnasında sadece Almanca kullanmak durumunda kaldığım için üniversitede elde edemediğim fırsatı bularak telaffuz pratiğimi geliştirebildim.
Ayrıca aldığım diğer eğitimler (DAS Eğitim Metodu, modül çalışmaları) doğrultusunda da Almanca öğretimine dair oldukça faydalı bilgiler edindim, ki bunlar da benim eğitimci tarafımı geliştirmeme vesile oldu.
DAÖKM Almancayı Türkiye’de öğrenmiş ve kendini geliştirmek isteyen öğretmenler için eşsiz bir fırsat. Bu programa katıldıklarında, oldukça profesyonel bir ekip ile çalışacaklarından emin olabilirler. DAÖKM’yi, kendini geliştirmek, bu mesleği daha mutlu ve daha iyi koşullarda yapmak isteyen tüm Almanca öğretmenlerine tavsiye ediyorum.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Türkiye’de Almanca eğitimi adına önemli projelere imza atan, yenilikçi ve vizyoner kurumlardan biri olarak öne çıkan DAS Akademie bir sosyal sorumluluk projesi olan DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi’ni hayata geçirdi. DAS Akademie’nin kurucularından Nilgün Akdoğan, projenin öyküsünü artı eğitim’e anlattı.
Temelleri 1998 yılında atılan DAS Akademie, “yabancı dil olarak Almanca” programları odağında ve bugün geniş bir spektrumda, bütünleşik Almanca eğitim çözümleri sunan; Berlin, İzmir ve İstanbul’da şubeleri bulunan bir eğitim kurumudur. Kurum kurucularından Nilgün Akdoğan Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi’nin başlangıç öyküsünü şu şekilde aktarıyor: “2019 yılında lansmanını yaptığımız Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi (DAÖKM) özellikle, Almancayı Türkiye’de öğrenmiş, Almanca telaffuzu konusunda zorluklar yaşayan Almanca öğretmenlerinin başarılı bir kariyer planlaması yapabilmeleri adına geliştirilmiş bir proje. Bu proje ile öğretmenlerimiz, DAS Akademie tarafından sunulan birçok özgün eğitim ve gelişim programıyla birlikte, Almanca telaffuz ve bilgilerini geliştirip, aynı zamanda kendileri için başarılı bir kariyer planı çizebiliyor.
Biz ne yapmayı amaçlıyoruz, onu anlatmak istiyorum. Sürekli olarak “Almanca Öğretmenleri için ne yapabiliriz?” sorusunun cevabının peşindeyiz. DAS Akademie olarak önceliklerimizden birisi de bu aslında. Birlikte çalıştığımız yüzlerce okulun eğitim yöneticileri ile gerçekleştirdiğimiz karşılıklı görüşmelerimizde, arzu edilen yetkinliğe sahip Almanca Öğretmeni bulma konusunda sıkıntı yaşandığını sıklıkla duyuyoruz.
Bunun sebebi şu; zamanında gurbetçi olarak Almanya’ya giden insanların çocukları Türkiye’ye döndükten sonra Almanca öğretmenliğini meslek olarak seçmişti. Bu yüzden geçmişte “native” Almanca öğretmeni bulmak çok kolaydı. Birinci yabancı dili Almanca olan birçok okul, kurs merkezleri bu konuda reklam yaptı. Bizim öğretmenlerimizin de birçoğu Almanya dönüşlü. Ama günümüzde Almanya‘dan Türkiye’ye göç eden kişi sayısının çok ciddi oranda azaldığını görüyoruz ve karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor; artık “native” dediğimiz, Almancayı ana dili olarak konuşan öğretmenleri bulmak gerçekten zorlaştı ve zamanla daha da zorlaşacağı görülüyor.”
KATILIMCILARA KAPSAMLI EĞİTİM VE DANIŞMANLIK
Almancayı Türkiye’de öğrenmiş, üniversitede Almanca Öğretmenliği, Alman Dili ve Edebiyatı veya benzeri bir bölümü bitirmiş ama akıcı konuşamayan, yahut hala ciddi hatalar yapan birçok öğretmen adayı var. Zamanında, bir DAS Akademie projesi olan ve sektörümüzde çokça bilinen Minticity’nin ortaya çıkış şekli gibi, üzerinde yıllarca düşünüp, neler yapılabilir sorusuyla birlikte birçok arkadaşımla da bu projemi paylaştım. Olumlu dönüşler almam sayesinde de DAÖKM’nin kuruluşunu yaptık.
Bugün gelmiş olduğumuz noktada, özellikle son 2 yıldır, Almanca eğitimi veren okullardan gelen çözüm ortaklığı taleplerinde ve DAÖKM kurumsal partner sayısında görülen artış, bu merkezi açmamızın ne kadar doğru bir hamle olduğunu bizlere bir kez daha gösteriyor. DAÖKM, gönüllülük esasıyla katkı sağladığı ve her geçen gün genişleyen yetkin öğretmen kaynağı sayesinde, bugün Almanca camiasının öğretmen ihtiyaçlarını karşılamak üzere akla gelen ilk isimlerden birisi konumunda.Almancayı Türkiye’de öğrenmiş Almanca öğretmenleri için hayata geçirilen DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi, 2019 yılından bu yana katılımcılarına eğitim ve danışmanlık hizmeti sunuyor. Almanca öğretmenleri programı başarıyla tamamlayarak, hem kendilerine bir kariyer hedefi çiziyor hem de Türkiye’deki Almanca eğitiminin daha iyi noktalara gelmesine katkıda bulunuyor. Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi’nde sürecin nasıl işlediğini ise DAS Akademie Eğitim Direktörü Pelin Doğanay’dan dinliyoruz: “Almanca Öğretmenliği, Alman Dili ve Edebiyatı ya da Mütercim Tercümanlık bölümlerinden birinden mezun ve formasyon eğitimi olan katılımcılar programa başvurabiliyorlar. Başvurular internet sitemiz üzerinden veya ofisimiz ziyaret edilerek de şahsen yapılabilmekte. Başvuruların ardından katılımcımız ilk olarak, kendilerine özel olarak dizayn edilmiş bir seviye tespit sınavına katılıyor. Sınav sonucunda tespit edilen seviyede, kurumumuzda, belirli şartlar dahilinde ücretsiz veya indirimli ücretlerle Almanca eğitimine başlıyor. Bu noktada kendilerinden tek beklentimiz eğitimlerini aksatmadan, özverili ve disiplinli bir şekilde sürdürmeleri oluyor.
Katılımcımızın Almanca bilgisi B2.1 seviyesine geldiği zaman tamamen ücretsiz olan bire bir çalışmalarımız da başlıyor. Bu çalışmalar ile kendisine hem -Almanca eğitiminde uzun yıllara dayanan tecrübemizin bir eseri olan- DAS Eğitim Metodu’nu öğretiyor hem de kendilerinde tespit edilen eksiklere yönelik modül çalışmaları yapıyoruz. Modül çalışmaları içerisinde ileri seviye konuşma, okuma, dinleme ve yazma eğitimleri yer alıyor. Bu çalışmalar katılımcının özellikle telaffuz yeteneğini geliştirmesi için büyük önem arz ediyor.
Başka bir deyişle adaylarımız, haftada 6 saatlik Genel Almanca eğitiminin yanı sıra, 2 saat Modül, 2 saat de DAS Eğitim Metodu olmak üzere, haftada en az 10 saat gibi bir süre Almanca eğitimi alıyor ve Almancayı günlük yaşamında kullanma şansına sahip oluyor.
Tüm eğitimlerini tamamladıktan sonra aldığı DAS Akademie Sertifikası ve DAS Akademie tarafından düzenlenen Telc sınavına girmek suretiyle alacağı Telc Sertifikası sayesinde başarısını uluslararası anlamda belgelendirebiliyor.
DAÖKM’nin, Almancayı Türkiye’de öğrenmiş Almanca öğretmenleri için çok büyük bir fırsat olduğunu, hem kişisel gelişimleri hem de kariyer planları anlamında kendilerine çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum. Kariyer Merkezi’ne başlamadan önceki ve eğitimlerini tamamladıktan sonraki bilgi seviyeleri ve kelime dağarcıkları karşılaştırıldığında aradaki farkı görmek, bir öğretmen adayının gelişimini izlemek bizim için çok kıymetli.
DAÖKM ALMANCA’YI TÜRKİYE’DE ÖĞRENMİŞ ÖĞRETMENLER İÇİN EŞSİZ BİR FIRSAT!
DAS Akademie Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi, kariyerine yeni başlayacak olan Almanca öğretmenleri için büyük farklar yaratıyor. DAS Akademie tarafından sunulan bu eğitimler, hem gençlerin mesleki anlamda gelişimine fayda sağlıyor hem de Türkiye’de Almanca eğitimi alanında daha nitelikli öğretmenlerin ön saflarda olmasının önünü açıyor. DAÖKM’yi başarıyla tamamlamış ve Telc sertifikasını kazanmış katılımcılardan biri olan Serkan Biçer, Kariyer Merkezi’nin kendisine katkılarını bizimle paylaşıyor: “DAÖKM’ye yaklaşık 1 yıl boyunca katılım sağladım. Bu süreçte özellikle Türkiye’de yetişmiş bir eğitmen olarak konuşma pratiğimi çok iyi düzeye taşıma fırsatım oldu. Üniversitede yeterince konuşma pratiği yaparak kendimi bu alanda geliştirmem için fırsatım olmamıştı.
Kariyer Merkezi’ne dahil olduktan sonra kelime dağarcığımda oldukça genişledi. Bunun en büyük sebebi DAS Akademie’nin uyguladığı eğitim metodu ile işlenen interaktif dersler. Dersler esnasında sadece Almanca kullanmak durumunda kaldığım için üniversitede elde edemediğim fırsatı bularak telaffuz pratiğimi geliştirebildim.
Ayrıca aldığım diğer eğitimler (DAS Eğitim Metodu, modül çalışmaları) doğrultusunda da Almanca öğretimine dair oldukça faydalı bilgiler edindim, ki bunlar da benim eğitimci tarafımı geliştirmeme vesile oldu.
DAÖKM Almancayı Türkiye’de öğrenmiş ve kendini geliştirmek isteyen öğretmenler için eşsiz bir fırsat. Bu programa katıldıklarında, oldukça profesyonel bir ekip ile çalışacaklarından emin olabilirler. DAÖKM’yi, kendini geliştirmek, bu mesleği daha mutlu ve daha iyi koşullarda yapmak isteyen tüm Almanca öğretmenlerine tavsiye ediyorum.”
Son Güncelleme: Pazartesi, 03 Temmuz 2023 13:09
Gösterim: 1909
İELEV Okulları beş yıl önce kurduğu İELEV Akademi ile öğretmenlerinin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyon çalışmalarıyla katkıda bulunuyor. İELEV Okulları yönetici ve öğretmenleri günümüzde öğretmenlik mesleğinin değişen yönlerini ve gerçekleştirdikleri çalışmaları artı eğitim’de değerlendirdiler.
Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?
Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü: Yeni nesil eğitim-öğretim anlayışına sahip okulların, tüm paydaşlarını öğrenen olarak kabul ettiklerini ve buna göre öğrenme deneyimleri sunduklarını görüyoruz. Öğrenen okul olma yolunda olan bu kurumlar, öğretmenleri için, yeni nesli daha yakından tanımalarını sağlayacak, yenilikçi öğrenme ve öğretme yaklaşımlarını, yöntemlerini ve teknolojilerini kullanmalarını deneyimleyecek ve güncel konularla ilgili entelektüel bilgi birikimine ulaşmalarına fırsat yaratacak “akademi” yapılarını inşa ediyorlar. İşte bu öğretmen akademileri, yaşam boyu öğrenen ve öğreten öğretmenleri yetiştirmek üzere hayata geçiriliyor.
Yaklaşık beş yıldır aktif olan İELEV Akademi ile kurumumuzda görev alan öğretmenlerimizin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyonçalışmalarıyla katkıda bulunduğumuz gibi, öğretmenlerimizin kendi aralarındaki mesleki diyalogları öğrencilerimizin öğrenmeleri odağında sürdürmelerini sağlayan platformlar da kurguluyoruz. İELEV Akademi’de amacımız, öğretmenlerimizin, öğrenme ve öğretme süreçlerini tasarlamak adına donanımlarını artırmak, iş birliği içinde profesyonel bir ortamda çalışmalarını sağlamak, öğrenme ve öğretme ile ilgili tartışmalar ve paylaşımlar yaparak öğrencilerimizin öğrenmesine katkıda bulunacak entelektüel bir birikim oluşturmak ve iyi örneklerin gelişmesini, yaygınlaşmasını destekleyen profesyonel öğrenme toplulukları oluşturmak.
Okullardaki yeni nesil akademi yapılarının, öğretmenlerin yılın belli bir zamanında katıldıkları eğitimlerin ötesine geçip farklı bir hizmet sunması gerekiyor. Bireysel öğrenmeyi ve araştırmayı desteklemek, bir problem ya da ihtiyaç dahilinde kurulan öğretmen komitelerini teşvik etmek, sınıf gözlemlerini gelişim fırsatlarına dönüştürmek, öğretimsel koç ya da mentorluk sistemini yürütmek, öğretim tasarımı sürecini desteklemek, farklı alanlarda yenilikçi yaklaşımları ve uygulamaları bilimsel yöntemlerle destekleyerek deneyimletmek ve böylece sürekli gelişen ve değişen çağa uyum sağlayan bir okul ekosistemini oluşturmak akademilerin uygulamaları olmalı.
ÖĞRETMENLİĞİN 3 YETERLİK ALANI
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Sevil Ertan Üstün - İELEV Özel İlkokulu/Ortaokulu Müdürü:Türk Dil Kurumu, öğretmen kelimesini “Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca, muallim, muallime.” olarak tanımlıyor. Öğretmenin toplumdaki rolü, bilgiyi aktarmak ve onu ölçmekten daha öte bir noktada yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2017 yılında yayımlanan, Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri; “Mesleki Bilgi”, “Mesleki Beceri” ve “Tutum ve Değerler” olmak üzere 3 yeterlik alanı ve bu alanların altında yer alan alt yeterlikler ile bunlarla ilgili göstergelerden oluşuyor. Bu yeterlik alanları, her öğretmenin kendi kariyeri boyunca takip etmesi ve kendi adına geliştirmesi gereken alanları tespit edip bu anlamda çalışmalarına yön vermesi gereken birer rehber olmalıdır. Elbette bu bağlamda okullara da önemli roller düşmektedir. Öğretmenlerinin ihtiyaçlarını fark edip, bu doğrultuda gelişimlerine destek sağlayacak hizmet içi eğitim ortamları kurgulamak da okul yöneticilerinin temel görevlerinden olmalıdır.
Dünya günbegün değişiyor. İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında; öğretmenlerin sürekli öğrenen, gelişime açık, kendisini yenileyen, güncelleyen bireyler olması gerekliliği ortadadır. Dünyanın değişim hızına ayak uydurabilme gücü, öğretmenlik mesleği için son derece elzem. Öğretmenler ancak bu sayede; değişime, yeniliğe, çağa ayak uydurabilen, fark yaratan, değişim içerisinde var olabilen ve hatta değişimler yaratabilecek bireyler, iyi insanlar yetiştirme görevlerini yerine getirmiş olabilirler. Tüm öğretmenlerin kişisel gelişim hedeflerini belirleyerek, periyodik olarak gözden geçirip güncellemeleri gerekiyor.
Günümüzde öğretmenlerin, şartlar nasıl olursa olsun öğrencileri için verimli öğrenme ortamları kurgulayabilme, öğrencilerinde öğrenme arzusu yaratabilme, her öğrencisini kendi öğrenme süreçleri içinde destekleyebilme yeterliklerine sahip olması gerekir. Okullarda iyi öğrenciler yetiştirebilmek için iyi öğretmenlere ihtiyaç vardır.
DEĞERLİ HİSSEDEN ÇALIŞANLAR DEĞER KATAR
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Çiğdem Yıldız - İELEV Özel 125. Yıl Anaokulu Müdürü: Yapılan araştırmalar, kurumlarında değerli hisseden çalışanların kuruma değer kattıklarını ayrıca adil, dürüst ve açık iletişimin olduğu yerde çalışanların kurumlarına güven duydukları ve performanslarının da bu doğrultuda arttığını göstermektedir. Öğretmenlik mesleği diğer mesleklerden farklı olarak yüksek bir özveriyle, şefkatle ve kapsayıcılıkla icra edilir.Bu nedenledir ki bu denli iç motivasyonu yüksek bir meslekte; kurumlar ancak, güvenilir, adil, çalışanını gözeten ve onun gelişimini sürekli kıldığını hissettiren bir çalışma atmosferi sağlıyor ise çalışanına değer veren bir kurum kültürüne sahiptir diyebiliriz.
Bir okul yöneticisi, okulundaki öğrencilerin her birinin etkin öğrenimini temin eden şeyin ve okul başarısının, güçlü bir eğitim kadrosuna ve destek birimlere sahip olmaktan geçtiğini iyi bilir.Okullarda başarıyı sürekli kılmanın yolu, okul çalışanlarının her yönden gelişimini sağlamak, iyilik halini korumak, çalışanı değerli hissettirmek ve bunu kurumun kültürü içerisinde yaşayan bir değer olarak canlı tutmaktır. Birçok sektörden farklı olarak eğitim kurumları, öğretmenin rolünden kaynaklı, toplumsal çıktıları en üst düzeyde ehemmiyete sahip kurumlardır. Bu sebepledir ki ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiş, "En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır." demiştir.
ÖĞRETMENİN TASARLAYAN YÖNÜ ÖNE ÇIKIYOR
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor? Öğretmenler kendilerini bu dönüşümün neresinde görüyorlar?
Göknur Aşçı - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Teknolojik dönüşümün en büyük yansımalarından biri eğitim ve öğretim süreçlerine olmuş; “teknoloji” ile adlandırılan çoğu ürün öğrenme problemlerine çare olarak gösterilmiştir. Ancak burada önemli olan husus,öğrenme problemlerini çözebilmek ve öğretimi daha etkili, verimli hale getirebilmek için doğru teknolojiyi tespit edebilmek ve tasarlayabilmektir. Bunugerçekleştirebilme gücünde olan en önemli rol; öğretmendir.
Öğretmenin “anlatan” rolü azalırken “tasarlayan” rolünün teknolojik dönüşümle birlikte daha çok ortaya çıktığı bir gerçek. Öğretimi tasarlamak ciddi bir hazırlık, araştırma ve geliştirme aşamalarından oluşuyor. Neyin nasıl öğretileceği, ne zaman ve nerede teknoloji kullanılacağı, hangi teknolojinin öğrenme problemini en iyi şekilde çözebileceğinin tespiti gibi birçok aşama, öğretmen cephesinde ciddi bir zaman ve emeğe karşılık geliyor.
Günümüzde gelişen teknoloji ve durumları takip eden, sürece bizzat dahil olan ve deneyen, denemekten çekinmeyen öğretmenler kendilerini yepyeni bir dünyanın merkezinde buluyorlar. Bu hızlı, esnek ve cesur dünyada “tasarımcı” kimliğiyle öğretmen, öğrenmenin bir varış noktasından ziyade bir yolculuk olduğunu daha çok özümsüyor.
MÜFREDATI TEORİK DEĞİL PEDAGOJİK BİR YAKLAŞIMLA ELE ALMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pelin Germiyen - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Almanca Zümre Başkanı: Bilginin bu kadar hızlı ve kolay ulaşılabilen bir kaynak olmasının getirdiği avantajların yanı sıra, eğitimci olarak sorumluluklarımızın arttığının farkına varmamız gerekiyor. Bu doğrultuda sıklıkla duyduğumuz “lider öğretmen” veya “öğretimsel koç” rolümüzün aslında tam olarak ne anlama geldiği ve nasıl uygulanacağı üzerinde çalışılması gerektiği düşüncesindeyim.
Yeni nesil öğrencilerimizin biz eğitimcilerden beklentisi, artık bilginin kendisi değilse peki nedir? Gözlemlerime ve deneyimlerime göre, o bilgiyi öğrencilerimizin neden öğrenmeleri gerektiğinin iknasıdır. Bu ikna sürecinin en yakın dostu, öğrencilerin güvenini kazanmaktır. Öğrencilere sunulan içeriğin ve temaların, geleceklerine ne gibi bir faydası olacağını onlara anlatmak, yeni nesil pedagojisinde ön sırada yer almaktadır. Sadece bu ikna anı gerçekleştikten sonra verimli ve etkili bir öğrenme ortamının oluşması sağlanabilir.
Bu süreç, herhangi bir ders planı hazırlamaktan çok daha öte bir öğretim tasarımı süreci gerektirmektedir. Var olan müfredata olan bakış açımızı genişletmeli, UbD gibi, müfredata öğrenme odaklı bakış açısı kazandıran öğretim tasarımı modelleri ile çalışılmalıdır. O nedenledir ki yeni nesil pedagojisine adaptasyon için, biz eğitimcilerin müfredatı teorik değil pedagojik bir yaklaşımla ele almamız gerekmektedir.
YENİ KUŞAK ÖĞRETMENİN ROLÜNÜ DEĞİŞTİRDİ
Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Seda Adanur - İELEV Özel İlkokulu / Ortaokulu Matematik Bölüm Başkanı: Öncelikle tüm süreç boyunca yoğun olarak z kuşağı ve çok yakında sürece dahil olacak alfa kuşağı ile çalıştığımızı asla unutmamamız gerekiyor. Kabul edelim ki yepyeni bir kuşak geldi ve öğretmenin rolünü değiştirdi. Çalıştığımız kitleyi tanımak, profillerine uyum sağlamak da artık sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Öğrencilerle okul yönetiminden çok öğretmenler zaman geçiriyor dolayısıyla doğru bilgi aktarımı konusunda iyi bir rehber olmak lazım. Okul yönetiminin öğrenciye hazırladığı/sunduğu okul ikliminin baş aktörü öğretmenlerdir. Bundan dolayı öğrencilerle sınıfta, teneffüste ve diğer etkinliklerde bir lider olarak öğretmenin iletişimi oldukça fazladır. Bu durumda öğrencinin duygu ve düşünce dünyasına hakim olan öğretmenin, okul iklimini oluşturmada görev ve sorumlulukları da önemli ve değerlidir. Bu bakış açısıyla öğrencinin gelişiminin daha sağlıklı olacağı aşikârdır. Öğretmenin, görevini tam yapıyor olması da bunu gerektirir. Zira öğrencinin beklentisinin yanında, eğitim öğretim müfredatındaki planlamanın doğru biçimde tamamlanması öğretmenin görev ve sorumluluklarının gereğidir.
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Seda Sarı - İELEV Eğitim Kurumları İnsan Kaynakları Müdürü: İnsan Kaynakları Müdürlüğü olarak önceliğimiz; belirlenen ihtiyaçlarımız doğrultusunda gerek mesleki anlamda donanımlı, gerekse kurum değerlerini ve kültürünü sürdürecek öğretmenlerin kurumumuza kazandırılmasıdır.
İELEV Eğitim Kurumları bünyesinde istihdam edilecek aday öğretmenlerimizin seçiminde mezun olduğu üniversite ve yüksek lisans/doktora bilgisi, toplam çalışma deneyimi, mesleki alan bilgisi ve tecrübesi, sahip olduğu sertifikalar, katıldığı eğitimler ve gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmaları, katkıda bulunduğu projeler, yayınlar, sunumlar, ulusal ya da uluslararası projeler ve yenilikçi uygulamalar, yabancı dil düzeyi, iletişim becerileri, İELEV değerlerine ve kurum kültürüne uyum sağlama potansiyeli, okul kültürüne pozitif katkı sağlama yeteneği, güncel eğitim yaklaşımlarına, eğitim teknolojilerine ve yöntemlerine hakimiyeti, takım çalışmasına yatkınlığı, alanındaki ve eğitimdeki yenilikleri takip etme isteği, öğrenme ve öğretmeye olan tutku ve becerilerinin yanı sıraörnek ders anlatımı ve içerik planlamadeğerlendirmesi, daha önce çalıştığı kurumdan alınacak referans süreci gibi temel unsurlar belirleyici olmaktadır.
Öğretmenlik mesleğinin gelişimi için neler önerirsiniz?
İrem Aydın - İELEV Özel İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Anne babamdan devraldığım öğretmenlik mesleğimin 24 Kasım 2022 itibariyle 10.yılını kutlayacağım. Ben, mesleğimizi geliştirmek ve başöğretmenimizin izinden gitmek için, çocuğu odak noktasına aldığımız bir sistemin içerisinde olmayı tercih ederim. Gelişen dünyada ortaya çıkan birbirinden güzel uygulamaların takipçisi olmanın bizlere çok yararlı olacağını düşünmekteyim. Yabancı kaynaklarda araştırma yaptığımda karşıma çıkan güzel örnekler beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bizler de bu örnekleri kendi eğitim – öğretim ortamımıza katmanın bir yolunu bulmalıyız. Hem öğretmeni hem öğrenciyi heyecanlandıran, sınıf içi ve sınıf dışında uygulanabilirliği olan güzel örnekler, veliler tarafından da heyecanla karşılanacak, öğrencinin okul hayatını daha anlamlı hale getirecektir. Gelişen dünyada, “eğitim” adı altında kocaman bir dünya olduğunu ve o dünyanın içerisinde bu mesleği severek yapan milyonlar olduğunu biliyorum. Bunun bir parçası olduğum için çok gururluyum.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
İELEV Okulları beş yıl önce kurduğu İELEV Akademi ile öğretmenlerinin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyon çalışmalarıyla katkıda bulunuyor. İELEV Okulları yönetici ve öğretmenleri günümüzde öğretmenlik mesleğinin değişen yönlerini ve gerçekleştirdikleri çalışmaları artı eğitim’de değerlendirdiler.
Kurumlar akademileriyle öğretmen eğitimlerini nasıl destekliyor?
Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü: Yeni nesil eğitim-öğretim anlayışına sahip okulların, tüm paydaşlarını öğrenen olarak kabul ettiklerini ve buna göre öğrenme deneyimleri sunduklarını görüyoruz. Öğrenen okul olma yolunda olan bu kurumlar, öğretmenleri için, yeni nesli daha yakından tanımalarını sağlayacak, yenilikçi öğrenme ve öğretme yaklaşımlarını, yöntemlerini ve teknolojilerini kullanmalarını deneyimleyecek ve güncel konularla ilgili entelektüel bilgi birikimine ulaşmalarına fırsat yaratacak “akademi” yapılarını inşa ediyorlar. İşte bu öğretmen akademileri, yaşam boyu öğrenen ve öğreten öğretmenleri yetiştirmek üzere hayata geçiriliyor.
Yaklaşık beş yıldır aktif olan İELEV Akademi ile kurumumuzda görev alan öğretmenlerimizin profesyonel gelişimine hizmet içi eğitimlerle ve süpervizyonçalışmalarıyla katkıda bulunduğumuz gibi, öğretmenlerimizin kendi aralarındaki mesleki diyalogları öğrencilerimizin öğrenmeleri odağında sürdürmelerini sağlayan platformlar da kurguluyoruz. İELEV Akademi’de amacımız, öğretmenlerimizin, öğrenme ve öğretme süreçlerini tasarlamak adına donanımlarını artırmak, iş birliği içinde profesyonel bir ortamda çalışmalarını sağlamak, öğrenme ve öğretme ile ilgili tartışmalar ve paylaşımlar yaparak öğrencilerimizin öğrenmesine katkıda bulunacak entelektüel bir birikim oluşturmak ve iyi örneklerin gelişmesini, yaygınlaşmasını destekleyen profesyonel öğrenme toplulukları oluşturmak.
Okullardaki yeni nesil akademi yapılarının, öğretmenlerin yılın belli bir zamanında katıldıkları eğitimlerin ötesine geçip farklı bir hizmet sunması gerekiyor. Bireysel öğrenmeyi ve araştırmayı desteklemek, bir problem ya da ihtiyaç dahilinde kurulan öğretmen komitelerini teşvik etmek, sınıf gözlemlerini gelişim fırsatlarına dönüştürmek, öğretimsel koç ya da mentorluk sistemini yürütmek, öğretim tasarımı sürecini desteklemek, farklı alanlarda yenilikçi yaklaşımları ve uygulamaları bilimsel yöntemlerle destekleyerek deneyimletmek ve böylece sürekli gelişen ve değişen çağa uyum sağlayan bir okul ekosistemini oluşturmak akademilerin uygulamaları olmalı.
ÖĞRETMENLİĞİN 3 YETERLİK ALANI
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar neler?
Sevil Ertan Üstün - İELEV Özel İlkokulu/Ortaokulu Müdürü:Türk Dil Kurumu, öğretmen kelimesini “Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, hoca, muallim, muallime.” olarak tanımlıyor. Öğretmenin toplumdaki rolü, bilgiyi aktarmak ve onu ölçmekten daha öte bir noktada yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2017 yılında yayımlanan, Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri; “Mesleki Bilgi”, “Mesleki Beceri” ve “Tutum ve Değerler” olmak üzere 3 yeterlik alanı ve bu alanların altında yer alan alt yeterlikler ile bunlarla ilgili göstergelerden oluşuyor. Bu yeterlik alanları, her öğretmenin kendi kariyeri boyunca takip etmesi ve kendi adına geliştirmesi gereken alanları tespit edip bu anlamda çalışmalarına yön vermesi gereken birer rehber olmalıdır. Elbette bu bağlamda okullara da önemli roller düşmektedir. Öğretmenlerinin ihtiyaçlarını fark edip, bu doğrultuda gelişimlerine destek sağlayacak hizmet içi eğitim ortamları kurgulamak da okul yöneticilerinin temel görevlerinden olmalıdır.
Dünya günbegün değişiyor. İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında; öğretmenlerin sürekli öğrenen, gelişime açık, kendisini yenileyen, güncelleyen bireyler olması gerekliliği ortadadır. Dünyanın değişim hızına ayak uydurabilme gücü, öğretmenlik mesleği için son derece elzem. Öğretmenler ancak bu sayede; değişime, yeniliğe, çağa ayak uydurabilen, fark yaratan, değişim içerisinde var olabilen ve hatta değişimler yaratabilecek bireyler, iyi insanlar yetiştirme görevlerini yerine getirmiş olabilirler. Tüm öğretmenlerin kişisel gelişim hedeflerini belirleyerek, periyodik olarak gözden geçirip güncellemeleri gerekiyor.
Günümüzde öğretmenlerin, şartlar nasıl olursa olsun öğrencileri için verimli öğrenme ortamları kurgulayabilme, öğrencilerinde öğrenme arzusu yaratabilme, her öğrencisini kendi öğrenme süreçleri içinde destekleyebilme yeterliklerine sahip olması gerekir. Okullarda iyi öğrenciler yetiştirebilmek için iyi öğretmenlere ihtiyaç vardır.
DEĞERLİ HİSSEDEN ÇALIŞANLAR DEĞER KATAR
Bir eğitim kurumunun öğretmenlere verdiği değeri neler belirliyor?
Çiğdem Yıldız - İELEV Özel 125. Yıl Anaokulu Müdürü: Yapılan araştırmalar, kurumlarında değerli hisseden çalışanların kuruma değer kattıklarını ayrıca adil, dürüst ve açık iletişimin olduğu yerde çalışanların kurumlarına güven duydukları ve performanslarının da bu doğrultuda arttığını göstermektedir. Öğretmenlik mesleği diğer mesleklerden farklı olarak yüksek bir özveriyle, şefkatle ve kapsayıcılıkla icra edilir.Bu nedenledir ki bu denli iç motivasyonu yüksek bir meslekte; kurumlar ancak, güvenilir, adil, çalışanını gözeten ve onun gelişimini sürekli kıldığını hissettiren bir çalışma atmosferi sağlıyor ise çalışanına değer veren bir kurum kültürüne sahiptir diyebiliriz.
Bir okul yöneticisi, okulundaki öğrencilerin her birinin etkin öğrenimini temin eden şeyin ve okul başarısının, güçlü bir eğitim kadrosuna ve destek birimlere sahip olmaktan geçtiğini iyi bilir.Okullarda başarıyı sürekli kılmanın yolu, okul çalışanlarının her yönden gelişimini sağlamak, iyilik halini korumak, çalışanı değerli hissettirmek ve bunu kurumun kültürü içerisinde yaşayan bir değer olarak canlı tutmaktır. Birçok sektörden farklı olarak eğitim kurumları, öğretmenin rolünden kaynaklı, toplumsal çıktıları en üst düzeyde ehemmiyete sahip kurumlardır. Bu sebepledir ki ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirmiş, "En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır." demiştir.
ÖĞRETMENİN TASARLAYAN YÖNÜ ÖNE ÇIKIYOR
Teknolojik dönüşümün ortaya çıkardığı yeni dönemde öğretmenlerin görev ve sorumlulukları nasıl dönüşüyor? Öğretmenler kendilerini bu dönüşümün neresinde görüyorlar?
Göknur Aşçı - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Teknolojik dönüşümün en büyük yansımalarından biri eğitim ve öğretim süreçlerine olmuş; “teknoloji” ile adlandırılan çoğu ürün öğrenme problemlerine çare olarak gösterilmiştir. Ancak burada önemli olan husus,öğrenme problemlerini çözebilmek ve öğretimi daha etkili, verimli hale getirebilmek için doğru teknolojiyi tespit edebilmek ve tasarlayabilmektir. Bunugerçekleştirebilme gücünde olan en önemli rol; öğretmendir.
Öğretmenin “anlatan” rolü azalırken “tasarlayan” rolünün teknolojik dönüşümle birlikte daha çok ortaya çıktığı bir gerçek. Öğretimi tasarlamak ciddi bir hazırlık, araştırma ve geliştirme aşamalarından oluşuyor. Neyin nasıl öğretileceği, ne zaman ve nerede teknoloji kullanılacağı, hangi teknolojinin öğrenme problemini en iyi şekilde çözebileceğinin tespiti gibi birçok aşama, öğretmen cephesinde ciddi bir zaman ve emeğe karşılık geliyor.
Günümüzde gelişen teknoloji ve durumları takip eden, sürece bizzat dahil olan ve deneyen, denemekten çekinmeyen öğretmenler kendilerini yepyeni bir dünyanın merkezinde buluyorlar. Bu hızlı, esnek ve cesur dünyada “tasarımcı” kimliğiyle öğretmen, öğrenmenin bir varış noktasından ziyade bir yolculuk olduğunu daha çok özümsüyor.
MÜFREDATI TEORİK DEĞİL PEDAGOJİK BİR YAKLAŞIMLA ELE ALMALIYIZ
Günümüzde değişen öğrenci profili çerçevesinde yeni dönemin pedagojisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pelin Germiyen - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Almanca Zümre Başkanı: Bilginin bu kadar hızlı ve kolay ulaşılabilen bir kaynak olmasının getirdiği avantajların yanı sıra, eğitimci olarak sorumluluklarımızın arttığının farkına varmamız gerekiyor. Bu doğrultuda sıklıkla duyduğumuz “lider öğretmen” veya “öğretimsel koç” rolümüzün aslında tam olarak ne anlama geldiği ve nasıl uygulanacağı üzerinde çalışılması gerektiği düşüncesindeyim.
Yeni nesil öğrencilerimizin biz eğitimcilerden beklentisi, artık bilginin kendisi değilse peki nedir? Gözlemlerime ve deneyimlerime göre, o bilgiyi öğrencilerimizin neden öğrenmeleri gerektiğinin iknasıdır. Bu ikna sürecinin en yakın dostu, öğrencilerin güvenini kazanmaktır. Öğrencilere sunulan içeriğin ve temaların, geleceklerine ne gibi bir faydası olacağını onlara anlatmak, yeni nesil pedagojisinde ön sırada yer almaktadır. Sadece bu ikna anı gerçekleştikten sonra verimli ve etkili bir öğrenme ortamının oluşması sağlanabilir.
Bu süreç, herhangi bir ders planı hazırlamaktan çok daha öte bir öğretim tasarımı süreci gerektirmektedir. Var olan müfredata olan bakış açımızı genişletmeli, UbD gibi, müfredata öğrenme odaklı bakış açısı kazandıran öğretim tasarımı modelleri ile çalışılmalıdır. O nedenledir ki yeni nesil pedagojisine adaptasyon için, biz eğitimcilerin müfredatı teorik değil pedagojik bir yaklaşımla ele almamız gerekmektedir.
YENİ KUŞAK ÖĞRETMENİN ROLÜNÜ DEĞİŞTİRDİ
Eğitim ve okul yönetiminde öğretmenlerin karar alma süreçlerinde görev ve sorumlulukları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Seda Adanur - İELEV Özel İlkokulu / Ortaokulu Matematik Bölüm Başkanı: Öncelikle tüm süreç boyunca yoğun olarak z kuşağı ve çok yakında sürece dahil olacak alfa kuşağı ile çalıştığımızı asla unutmamamız gerekiyor. Kabul edelim ki yepyeni bir kuşak geldi ve öğretmenin rolünü değiştirdi. Çalıştığımız kitleyi tanımak, profillerine uyum sağlamak da artık sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Öğrencilerle okul yönetiminden çok öğretmenler zaman geçiriyor dolayısıyla doğru bilgi aktarımı konusunda iyi bir rehber olmak lazım. Okul yönetiminin öğrenciye hazırladığı/sunduğu okul ikliminin baş aktörü öğretmenlerdir. Bundan dolayı öğrencilerle sınıfta, teneffüste ve diğer etkinliklerde bir lider olarak öğretmenin iletişimi oldukça fazladır. Bu durumda öğrencinin duygu ve düşünce dünyasına hakim olan öğretmenin, okul iklimini oluşturmada görev ve sorumlulukları da önemli ve değerlidir. Bu bakış açısıyla öğrencinin gelişiminin daha sağlıklı olacağı aşikârdır. Öğretmenin, görevini tam yapıyor olması da bunu gerektirir. Zira öğrencinin beklentisinin yanında, eğitim öğretim müfredatındaki planlamanın doğru biçimde tamamlanması öğretmenin görev ve sorumluluklarının gereğidir.
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Seda Sarı - İELEV Eğitim Kurumları İnsan Kaynakları Müdürü: İnsan Kaynakları Müdürlüğü olarak önceliğimiz; belirlenen ihtiyaçlarımız doğrultusunda gerek mesleki anlamda donanımlı, gerekse kurum değerlerini ve kültürünü sürdürecek öğretmenlerin kurumumuza kazandırılmasıdır.
İELEV Eğitim Kurumları bünyesinde istihdam edilecek aday öğretmenlerimizin seçiminde mezun olduğu üniversite ve yüksek lisans/doktora bilgisi, toplam çalışma deneyimi, mesleki alan bilgisi ve tecrübesi, sahip olduğu sertifikalar, katıldığı eğitimler ve gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışmaları, katkıda bulunduğu projeler, yayınlar, sunumlar, ulusal ya da uluslararası projeler ve yenilikçi uygulamalar, yabancı dil düzeyi, iletişim becerileri, İELEV değerlerine ve kurum kültürüne uyum sağlama potansiyeli, okul kültürüne pozitif katkı sağlama yeteneği, güncel eğitim yaklaşımlarına, eğitim teknolojilerine ve yöntemlerine hakimiyeti, takım çalışmasına yatkınlığı, alanındaki ve eğitimdeki yenilikleri takip etme isteği, öğrenme ve öğretmeye olan tutku ve becerilerinin yanı sıraörnek ders anlatımı ve içerik planlamadeğerlendirmesi, daha önce çalıştığı kurumdan alınacak referans süreci gibi temel unsurlar belirleyici olmaktadır.
Öğretmenlik mesleğinin gelişimi için neler önerirsiniz?
İrem Aydın - İELEV Özel İlkokulu Sınıf Öğretmeni: Anne babamdan devraldığım öğretmenlik mesleğimin 24 Kasım 2022 itibariyle 10.yılını kutlayacağım. Ben, mesleğimizi geliştirmek ve başöğretmenimizin izinden gitmek için, çocuğu odak noktasına aldığımız bir sistemin içerisinde olmayı tercih ederim. Gelişen dünyada ortaya çıkan birbirinden güzel uygulamaların takipçisi olmanın bizlere çok yararlı olacağını düşünmekteyim. Yabancı kaynaklarda araştırma yaptığımda karşıma çıkan güzel örnekler beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bizler de bu örnekleri kendi eğitim – öğretim ortamımıza katmanın bir yolunu bulmalıyız. Hem öğretmeni hem öğrenciyi heyecanlandıran, sınıf içi ve sınıf dışında uygulanabilirliği olan güzel örnekler, veliler tarafından da heyecanla karşılanacak, öğrencinin okul hayatını daha anlamlı hale getirecektir. Gelişen dünyada, “eğitim” adı altında kocaman bir dünya olduğunu ve o dünyanın içerisinde bu mesleği severek yapan milyonlar olduğunu biliyorum. Bunun bir parçası olduğum için çok gururluyum.
Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Kasım 2022 14:24
Gösterim: 2725
Sevinç Eğitim Kurumları; Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile öğretmenlerinin yönetim becerilerini artırmak, gerek kariyer gerek kişisel hayatlarındaki varlıklarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kılmak amacıyla ‘Sevinç Öğretmen Akademisi’ni hayata geçirdi. Sevinç Eğitim Kurumları ve BÜYEM işbirliği ile oluşturulan ‘Sevinç Öğretmen Akademisi’nin lansmanı Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen imza töreni ile gerçekleşti.
Ülkemizde ve dünyada eğitim sistemine farkındalık ve katkı sağlayacak, yeni nesillerin gelişimine değer katacak öğretmen adaylarının yetiştirilmesini amaçlayan ‘Sevinç Öğretmen Akademisi’nin eğitimleri Ocak ayında başladı. LansmanaSevinç Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Boy, Sevinç Eğitim Kurumları Danışmanları Dr. Adem İriç ve Dr. Fatih Anıl, Sevinç Eğitim Kurumları Koordinatörleri Murat Gürsoy, Merve Boy ve Arzu Karaal; BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut, BÜYEM Koordinatörleri Duygu Sökmen, Alişan Kuloğlu ve BÜYEM Eğitim Sorumlusu Güneş Özgün katıldı.
Eğitim camiasına ve öğrencilere büyük yarar sunacakbu iş birliğinden büyük mutluluk duyduğunu dile getiren BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut: "SevinçEğitim Kurumları ile koordineli bir şekilde ilerleyerek tüm detayları en ince ayrıntısına kadar tasarladığımız Sevinç Öğretmen Akademisi, eğitmenlerimizin verimini artıracak, gelişimlerine ve mesleklerine en üst düzeyde katkı sağlayacak şekilde oluşturuldu. Sevinç Eğitim Kurumları öğretmenlerine özel olarak uygulanan programda dersler, öğretmenlerin ilgi ve yetenek alanları doğrultusunda hazırlandı. Sınıf, Zümre ve Bölüm Yönetimi, İletişim Becerileri, Farklı Yetenek ve Benzerliklere Sahip Öğrenciler için Özel Öğretim Yetenekleri ve Öğretimde Farklılaştırma, Nitelikli Proje Sunumu gibi önemli konuların alanında uzman eğitimciler tarafından ele alındığı bu akademinin katılımcılara yüksek fayda sağlayacağına inanıyoruz. Sevinç Öğretmen Akademisi’nin, eğitimde farkındalık ve yüksek kalite anlayışı ile bu önemli işbirliğine imza atan Sevinç Eğitim Kurumları’na çok teşekkür ediyoruz." dedi.
Sevinç Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Boy: "37 yıllık eğitim sektörü deneyimlerimizden yola çıkarak yenilikleri yakından takip ediyoruz. Kendimizi çağın gerektirdiği şekilde sürekli güncelliyor, tüm bu yenilikleri kurum kültürümüze ve eğitim kalitemize en yakışır şekilde kendimize entegre ediyoruz. Bu anlayışımız doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Sevinç Öğretmen Akademisi’nin iki temel fonksiyonu var; ilki mevcut eğitmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimini sağlamak, ikincisi ise ülkemize ve dünyaya daha fazla katkı sunacak, yeni nesillerin bilinçli gelişimini sağlayacak öğretmen adaylarını yetiştirmek. Bu doğrultuda BÜYEM ile yaptığımız iş birliğinin; eğitmenlerimize, öğrencilerimize ve eğitim camiasına değer katacağına, yarınları daha verimli inşaa edeceğine inanıyoruz." dedi.
Sevinç Eğitim Kurumları eğitimcilerine özel hazırlanan Sevinç Öğretmen Akademisi toplam 72 saat sürecek program sonunda katılımcılara uzmanlık sertifikası verilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Sevinç Eğitim Kurumları; Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile öğretmenlerinin yönetim becerilerini artırmak, gerek kariyer gerek kişisel hayatlarındaki varlıklarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kılmak amacıyla ‘Sevinç Öğretmen Akademisi’ni hayata geçirdi. Sevinç Eğitim Kurumları ve BÜYEM işbirliği ile oluşturulan ‘Sevinç Öğretmen Akademisi’nin lansmanı Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen imza töreni ile gerçekleşti.
Ülkemizde ve dünyada eğitim sistemine farkındalık ve katkı sağlayacak, yeni nesillerin gelişimine değer katacak öğretmen adaylarının yetiştirilmesini amaçlayan ‘Sevinç Öğretmen Akademisi’nin eğitimleri Ocak ayında başladı. LansmanaSevinç Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Boy, Sevinç Eğitim Kurumları Danışmanları Dr. Adem İriç ve Dr. Fatih Anıl, Sevinç Eğitim Kurumları Koordinatörleri Murat Gürsoy, Merve Boy ve Arzu Karaal; BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut, BÜYEM Koordinatörleri Duygu Sökmen, Alişan Kuloğlu ve BÜYEM Eğitim Sorumlusu Güneş Özgün katıldı.
Eğitim camiasına ve öğrencilere büyük yarar sunacakbu iş birliğinden büyük mutluluk duyduğunu dile getiren BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut: "SevinçEğitim Kurumları ile koordineli bir şekilde ilerleyerek tüm detayları en ince ayrıntısına kadar tasarladığımız Sevinç Öğretmen Akademisi, eğitmenlerimizin verimini artıracak, gelişimlerine ve mesleklerine en üst düzeyde katkı sağlayacak şekilde oluşturuldu. Sevinç Eğitim Kurumları öğretmenlerine özel olarak uygulanan programda dersler, öğretmenlerin ilgi ve yetenek alanları doğrultusunda hazırlandı. Sınıf, Zümre ve Bölüm Yönetimi, İletişim Becerileri, Farklı Yetenek ve Benzerliklere Sahip Öğrenciler için Özel Öğretim Yetenekleri ve Öğretimde Farklılaştırma, Nitelikli Proje Sunumu gibi önemli konuların alanında uzman eğitimciler tarafından ele alındığı bu akademinin katılımcılara yüksek fayda sağlayacağına inanıyoruz. Sevinç Öğretmen Akademisi’nin, eğitimde farkındalık ve yüksek kalite anlayışı ile bu önemli işbirliğine imza atan Sevinç Eğitim Kurumları’na çok teşekkür ediyoruz." dedi.
Sevinç Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Boy: "37 yıllık eğitim sektörü deneyimlerimizden yola çıkarak yenilikleri yakından takip ediyoruz. Kendimizi çağın gerektirdiği şekilde sürekli güncelliyor, tüm bu yenilikleri kurum kültürümüze ve eğitim kalitemize en yakışır şekilde kendimize entegre ediyoruz. Bu anlayışımız doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Sevinç Öğretmen Akademisi’nin iki temel fonksiyonu var; ilki mevcut eğitmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimini sağlamak, ikincisi ise ülkemize ve dünyaya daha fazla katkı sunacak, yeni nesillerin bilinçli gelişimini sağlayacak öğretmen adaylarını yetiştirmek. Bu doğrultuda BÜYEM ile yaptığımız iş birliğinin; eğitmenlerimize, öğrencilerimize ve eğitim camiasına değer katacağına, yarınları daha verimli inşaa edeceğine inanıyoruz." dedi.
Sevinç Eğitim Kurumları eğitimcilerine özel hazırlanan Sevinç Öğretmen Akademisi toplam 72 saat sürecek program sonunda katılımcılara uzmanlık sertifikası verilecek.
Son Güncelleme: Salı, 31 Ocak 2023 14:17
Gösterim: 2317
Emine Börühan - BİL Eğitim Kurumları Anaokulu-İlkokul Eğitim Koordinatörü
“Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmet içi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir.”
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar nelerdir?
Toplumun en önemli sistemlerinden biri olan “eğitim”in temel amacı nitelikli insan gücü yetiştirebilmektir. Bu amacı gerçekleştirebilmenin en önemli adımlarından biri de merkezinde yer alan “öğretmenlere” günümüz penceresinden bakabilmektir. Yaşadığımız yeni dünya ve getirdiği farklı bakış açıları, eğitim sisteminin öznelerinden biri olan öğretmenlerden yeni becerilerle donanmış olmasını istemektedir.
Öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırıp yaratıcılığını keşfetmelerini sağlaması için öğretmenin öncelikle iyi bir öğrenen olmasını gerekmektedir. Sürekli öğrenen öğretmenin, öğretme pratiklerini güçlendirmesi, yenilikleri yakından takip etmesi ve öğrendiklerini öğrencileri ile etkili bir biçimde paylaşması beklenmektedir. Öğretmenin tasarım becerisine sahip olması, dijital çağa uygun öğrenme ortamları ve değerlendirme etkinlikleri tasarlayabilmesi için önemlidir. Öğretmenin teknolojinin öğrenmede etkin kullanımı konusunda rol model olması, öğrencilerine liderlik etmesi günümüzde çok değerlidir. Öğretmenlerin, öğrencilerin ihtiyaçlarına göre bir öğretim ortamı sunmaları, hangi konunun nasıl daha iyi anlatılması gerektiğini bilmeleri, öğrencilerin öğrenmelerini yönetmeleri, danışmanlık yapmaları ve akran öğrenmesine fırsat vermeleri gerekmektedir.
ÖĞRETMEN SEÇİM KRİTERLERİ
Eğitim kurumları öğretmen seçimlerinde hangi kriterlere dikkat etmeliler?
Eğitim kurumlarının öğretmenlerden beklentileri değişkenlik gösterse de öncelikli olarak öğretmenlerden; içinde yaşadığı toplum, çevre ve dünyayı tanımasını, insan psikolojisi konusunda uzman olmasını, toplumun isteklerini bilmesini, yeniliklere, değişmeye, teknolojik ilerlemelere, farklı kültürlere duyarlı olmasını istenmektedir. Öğretmen seçim kriterlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Öğretmen;
* Sabırlı davranır, olaylar karşısında dayanıklıdır ve duygularını kontrol altında tutar.
* Farklı inanç, görüşlere saygılı ve uzlaştırıcıdır.
* Kılık kıyafetine, temizlik ve düzene özen gösterir.
* Kendini geliştirmeye ve eleştirmeye açıktır.
* Kişisel sorunlarıyla sınıfı ve okulu meşgul etmez.
* Öğrencileri güdüleyici özelliklere sahiptir.
* Başarıya odaklanmıştır, öğrenciden yüksek başarı beklentisi için destekleyicidir.
* Düşünce ve davranışlarıyla öğrenciler için modeldir.
* Öğrencilere karşı güler yüzlü, hoşgörülü ve sevecendir.
* Öğrencilere karşı güvenilir, dürüst, objektif, sırdaş ve dosttur.
* Sınıfta yapıcı ve eğitsel bir disiplin oluşturur.
* Liderlik özelliklerine sahiptir.
* Öğrencileri, velileri, çevresini olumlu etkilemede başarılıdır.
* Cesaretlendirici ve destekleyicidir.
* Sevecen, anlayışlı ve esprilidir.
* Sorunlardan yakınmak yerine çözüm bulmak için çaba harcar.
Eğitim kurumlarının öğretmenlere verdiği değeri belirleyen unsurlar nelerdir?
Bir eğitim kurumunun öğretim sisteminin öznesi olan “öğretmen”e karşı sergilediği davranışlar öğretmene verdiği değer ile eş değerdir. Bu davranışları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.
* Okul yöneticilerinin öğretmenlere karşı adil davranması,
* Öğretmenlerin gelişimlerinin izlenmesi ve başarılarının görülüp takdir edilmesi,
* Yapıcı eleştirilerde bulunularak öğretmenlerin gelişimine katkı sağlanması,
* Öğretmenlerin okul dışında birbirleri ile etkileşime geçebilecekleri sosyal etkinlikler düzenlenerek ve etkileşim paylaşımına fırsat oluşturulması,
* Eğitimin akışını bozan durumlarda onlarla iletişime geçip problemin çözülmesinde destek sağlanması,
* Öğretmenleri okul yönetimine dâhil edip okulun geleceği hakkında konuşulup kendilerini değerli hissettirmelerini sağlanması,
* Öğretmenlerin her türlü fikirlerine saygı duyup duyarlı olunması,
* Öğretmenlerin başarısını ekip ruhu ile kutlanması,
* Teşekkür etmeyi unutmayarak verilen değeri somut olarak gösterilmesi.
Geleneksel eğitim ve çağdaş eğitimde ortak noktalar, farklılaşan unsurlar nelerdir? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynamaktadır?
Geleneksel disiplin anlayışı, demokratik yaşamın gerekleri ile bağdaşmayan bir yapıdadır. Geleneksel eğitimde, öğretmen sınıf ortamında katı kurallar koyarak düzeni sağlamaya çalışırken, bir yandan da sorunlu davranışlar gösteren öğrencilerle uğraşmak durumundadır. Öğretmenin bu durumdaki tutumu suçlama, azarlama ya da cezalandırma şeklindedir. Bu durum eğitimde, öğrencinin yabancılaşmasına neden olmaktadır. Öğrenci okuldan yabancılaştıkça sorun haline gelecektir. Tümüyle öğretmenlerin katı tutumlarıyla disipline edilmeye çalışılan öğrenci, okulun hiçbir sorununu paylaşmak istemeyecek ve yabancılaşacaktır. Bu şekilde yetişen bir bireyden hoşgörü, kendi ile barışıklık, yaratıcılık, işlevsellik gibi özellikleri taşıması beklenmemelidir.
Çağdaş eğitim yaklaşımında ise, öğrenci, eğitim ve öğretimin merkezindedir. Bu yaklaşımda öğrencinin bedensel, duyuşsal, bilişsel gelişim özellikleri göz önüne alınmaktadır. Öğrenci etken, öğretmen ise edilgen konumdadır. Öğretmen konu, yöntem, araç-gereç gibi öğrenme ve öğretme sürecinin öğelerini öğrenciyi dikkate alarak seçmektedir. Eğitim öğretim sürecinde yaşanan bu değişme ve gelişmelere eş zamanlı olarak okulda egemen olan disiplin anlayışında da değişme ve gelişmeler görülmeye başlanmıştır.
Geleneksel eğitim anlayışında disiplinden anlaşılan; ceza, ilgiden anlaşılan şımartmayken; çağdaş eğitim anlayışında disiplin; sorumluluk kazandırma, ilgi ise takdir etme, destek verme, rehber olma anlamındadır. Çağdaş eğitim anlayışında disiplin ile ilgi arasında bir uçurum değil, bir bütünlük vardır. Öğrenci, belli davranışlarına hâkim olmayı, ceza ile değil sevgi, ilgi ve hoşgörü ile disiplinli bir şekilde öğrenir. Ceza, bir davranışı öğretmeye ya da olumsuz bir davranışı terke değil, sadece bir süreliğine bastırmaya yarar.
Öğrenciler ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zamanında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Çağdaş disiplin anlayışı olarak da adlandırılan bu yeni disiplin anlayışının asıl amacı, küçük yaşlardan başlayarak öğrencilerde öz denetim mekanizmasını geliştirmektir. Bu şekilde öğrenciler, demokratik yaşama bilincini, yaratıcılığı, sorumluluğu, faydacılığı, hoşgörüyü, bireysel özellik olarak kazanacak ve hayat boyu bu özelliklere uygun davranımlar geliştirecektir. Böylelikle öğrenciler; sorumluluklarının bilincinde, kendi kararlarını kendi alabilen birey olarak yetişecektir. Ailede başlayan ve okulda devam eden bu şekildeki bir eğitim, toplumun gelişmesi ve yenilenmesi için bir çıkıştır. Çağdaş toplumlar, çağdaş eğitim anlayışları ile demokratik, laik ve özerk bir yapıya kavuşacak, ilerleme ve gelişme bir hayal olmak yerine gelecek olacaktır.
DEĞİŞİME AYAK UYDURABİLEN ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VAR
BİL Eğitim Kurumları olarak öğretmenlerinizin meslekî gelişimlerini nasıl destekliyorsunuz?
Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmetiçi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir. Eğitimlerimiz, öğretmenlerimizin ihtiyaç ve isteklerine göre planlanmaktadır. Aynı zamanda BİL Akademi kapsamında sertifikalı eğitimlerde düzenlenmektedir.
Günümüzde eğitim sistemlerinde, öğrenen merkezli eğitim, öğrenmede bireysel farklılıklar ve kültürel çeşitlilik, disiplinler arası beceriler, teknoloji destekli zengin öğrenme ortamları, değerlendirme okuryazarlığı, kişisel gelişim ve işbirlikli mesleki gelişim kültürü gibi öğretmeni ilgilendiren birçok öğe ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin de dünyada eğitim alanında gerçekleşen değişime ayak uydurabilen öğretmenlere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı da öğretmene ilk sağlayan içinde bulunduğu kurumdur. Kurumlar, “Her eğitim sistemi öğretmenlerin omuzlarında yükselir ve öğretmenin niteliğini aşamaz." felsefesinden yola çıkarak oluşturulmuş ve çağın ihtiyaçlarına yönelik eğitimlerle öğretmenlerin kişisel ve meslekî gelişimlerini destekleyerek ve eğitimin niteliğini arttırmak amacıyla yola koyulmalıdır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Öğretmenler Odası
Emine Börühan - BİL Eğitim Kurumları Anaokulu-İlkokul Eğitim Koordinatörü
“Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmet içi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir.”
Günümüzde öğretmenlik mesleğini niteleyen unsurlar nelerdir?
Toplumun en önemli sistemlerinden biri olan “eğitim”in temel amacı nitelikli insan gücü yetiştirebilmektir. Bu amacı gerçekleştirebilmenin en önemli adımlarından biri de merkezinde yer alan “öğretmenlere” günümüz penceresinden bakabilmektir. Yaşadığımız yeni dünya ve getirdiği farklı bakış açıları, eğitim sisteminin öznelerinden biri olan öğretmenlerden yeni becerilerle donanmış olmasını istemektedir.
Öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırıp yaratıcılığını keşfetmelerini sağlaması için öğretmenin öncelikle iyi bir öğrenen olmasını gerekmektedir. Sürekli öğrenen öğretmenin, öğretme pratiklerini güçlendirmesi, yenilikleri yakından takip etmesi ve öğrendiklerini öğrencileri ile etkili bir biçimde paylaşması beklenmektedir. Öğretmenin tasarım becerisine sahip olması, dijital çağa uygun öğrenme ortamları ve değerlendirme etkinlikleri tasarlayabilmesi için önemlidir. Öğretmenin teknolojinin öğrenmede etkin kullanımı konusunda rol model olması, öğrencilerine liderlik etmesi günümüzde çok değerlidir. Öğretmenlerin, öğrencilerin ihtiyaçlarına göre bir öğretim ortamı sunmaları, hangi konunun nasıl daha iyi anlatılması gerektiğini bilmeleri, öğrencilerin öğrenmelerini yönetmeleri, danışmanlık yapmaları ve akran öğrenmesine fırsat vermeleri gerekmektedir.
ÖĞRETMEN SEÇİM KRİTERLERİ
Eğitim kurumları öğretmen seçimlerinde hangi kriterlere dikkat etmeliler?
Eğitim kurumlarının öğretmenlerden beklentileri değişkenlik gösterse de öncelikli olarak öğretmenlerden; içinde yaşadığı toplum, çevre ve dünyayı tanımasını, insan psikolojisi konusunda uzman olmasını, toplumun isteklerini bilmesini, yeniliklere, değişmeye, teknolojik ilerlemelere, farklı kültürlere duyarlı olmasını istenmektedir. Öğretmen seçim kriterlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Öğretmen;
* Sabırlı davranır, olaylar karşısında dayanıklıdır ve duygularını kontrol altında tutar.
* Farklı inanç, görüşlere saygılı ve uzlaştırıcıdır.
* Kılık kıyafetine, temizlik ve düzene özen gösterir.
* Kendini geliştirmeye ve eleştirmeye açıktır.
* Kişisel sorunlarıyla sınıfı ve okulu meşgul etmez.
* Öğrencileri güdüleyici özelliklere sahiptir.
* Başarıya odaklanmıştır, öğrenciden yüksek başarı beklentisi için destekleyicidir.
* Düşünce ve davranışlarıyla öğrenciler için modeldir.
* Öğrencilere karşı güler yüzlü, hoşgörülü ve sevecendir.
* Öğrencilere karşı güvenilir, dürüst, objektif, sırdaş ve dosttur.
* Sınıfta yapıcı ve eğitsel bir disiplin oluşturur.
* Liderlik özelliklerine sahiptir.
* Öğrencileri, velileri, çevresini olumlu etkilemede başarılıdır.
* Cesaretlendirici ve destekleyicidir.
* Sevecen, anlayışlı ve esprilidir.
* Sorunlardan yakınmak yerine çözüm bulmak için çaba harcar.
Eğitim kurumlarının öğretmenlere verdiği değeri belirleyen unsurlar nelerdir?
Bir eğitim kurumunun öğretim sisteminin öznesi olan “öğretmen”e karşı sergilediği davranışlar öğretmene verdiği değer ile eş değerdir. Bu davranışları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.
* Okul yöneticilerinin öğretmenlere karşı adil davranması,
* Öğretmenlerin gelişimlerinin izlenmesi ve başarılarının görülüp takdir edilmesi,
* Yapıcı eleştirilerde bulunularak öğretmenlerin gelişimine katkı sağlanması,
* Öğretmenlerin okul dışında birbirleri ile etkileşime geçebilecekleri sosyal etkinlikler düzenlenerek ve etkileşim paylaşımına fırsat oluşturulması,
* Eğitimin akışını bozan durumlarda onlarla iletişime geçip problemin çözülmesinde destek sağlanması,
* Öğretmenleri okul yönetimine dâhil edip okulun geleceği hakkında konuşulup kendilerini değerli hissettirmelerini sağlanması,
* Öğretmenlerin her türlü fikirlerine saygı duyup duyarlı olunması,
* Öğretmenlerin başarısını ekip ruhu ile kutlanması,
* Teşekkür etmeyi unutmayarak verilen değeri somut olarak gösterilmesi.
Geleneksel eğitim ve çağdaş eğitimde ortak noktalar, farklılaşan unsurlar nelerdir? Bu çerçevede öğretmenler nasıl bir rol oynamaktadır?
Geleneksel disiplin anlayışı, demokratik yaşamın gerekleri ile bağdaşmayan bir yapıdadır. Geleneksel eğitimde, öğretmen sınıf ortamında katı kurallar koyarak düzeni sağlamaya çalışırken, bir yandan da sorunlu davranışlar gösteren öğrencilerle uğraşmak durumundadır. Öğretmenin bu durumdaki tutumu suçlama, azarlama ya da cezalandırma şeklindedir. Bu durum eğitimde, öğrencinin yabancılaşmasına neden olmaktadır. Öğrenci okuldan yabancılaştıkça sorun haline gelecektir. Tümüyle öğretmenlerin katı tutumlarıyla disipline edilmeye çalışılan öğrenci, okulun hiçbir sorununu paylaşmak istemeyecek ve yabancılaşacaktır. Bu şekilde yetişen bir bireyden hoşgörü, kendi ile barışıklık, yaratıcılık, işlevsellik gibi özellikleri taşıması beklenmemelidir.
Çağdaş eğitim yaklaşımında ise, öğrenci, eğitim ve öğretimin merkezindedir. Bu yaklaşımda öğrencinin bedensel, duyuşsal, bilişsel gelişim özellikleri göz önüne alınmaktadır. Öğrenci etken, öğretmen ise edilgen konumdadır. Öğretmen konu, yöntem, araç-gereç gibi öğrenme ve öğretme sürecinin öğelerini öğrenciyi dikkate alarak seçmektedir. Eğitim öğretim sürecinde yaşanan bu değişme ve gelişmelere eş zamanlı olarak okulda egemen olan disiplin anlayışında da değişme ve gelişmeler görülmeye başlanmıştır.
Geleneksel eğitim anlayışında disiplinden anlaşılan; ceza, ilgiden anlaşılan şımartmayken; çağdaş eğitim anlayışında disiplin; sorumluluk kazandırma, ilgi ise takdir etme, destek verme, rehber olma anlamındadır. Çağdaş eğitim anlayışında disiplin ile ilgi arasında bir uçurum değil, bir bütünlük vardır. Öğrenci, belli davranışlarına hâkim olmayı, ceza ile değil sevgi, ilgi ve hoşgörü ile disiplinli bir şekilde öğrenir. Ceza, bir davranışı öğretmeye ya da olumsuz bir davranışı terke değil, sadece bir süreliğine bastırmaya yarar.
Öğrenciler ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zamanında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Çağdaş disiplin anlayışı olarak da adlandırılan bu yeni disiplin anlayışının asıl amacı, küçük yaşlardan başlayarak öğrencilerde öz denetim mekanizmasını geliştirmektir. Bu şekilde öğrenciler, demokratik yaşama bilincini, yaratıcılığı, sorumluluğu, faydacılığı, hoşgörüyü, bireysel özellik olarak kazanacak ve hayat boyu bu özelliklere uygun davranımlar geliştirecektir. Böylelikle öğrenciler; sorumluluklarının bilincinde, kendi kararlarını kendi alabilen birey olarak yetişecektir. Ailede başlayan ve okulda devam eden bu şekildeki bir eğitim, toplumun gelişmesi ve yenilenmesi için bir çıkıştır. Çağdaş toplumlar, çağdaş eğitim anlayışları ile demokratik, laik ve özerk bir yapıya kavuşacak, ilerleme ve gelişme bir hayal olmak yerine gelecek olacaktır.
DEĞİŞİME AYAK UYDURABİLEN ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VAR
BİL Eğitim Kurumları olarak öğretmenlerinizin meslekî gelişimlerini nasıl destekliyorsunuz?
Dünyada eğitim alanında gerçekleşen reformlar, öğretmenlerin sürekli değişen sosyal ve ekonomik hayatın gerisinde kalmamaları için kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret etmektedir. BİL Eğitim Kurumları olarak yıl boyunca İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği ile hizmetiçi eğitimlerimiz online ve yüz yüze devam etmektedir. Eğitimlerimiz, öğretmenlerimizin ihtiyaç ve isteklerine göre planlanmaktadır. Aynı zamanda BİL Akademi kapsamında sertifikalı eğitimlerde düzenlenmektedir.
Günümüzde eğitim sistemlerinde, öğrenen merkezli eğitim, öğrenmede bireysel farklılıklar ve kültürel çeşitlilik, disiplinler arası beceriler, teknoloji destekli zengin öğrenme ortamları, değerlendirme okuryazarlığı, kişisel gelişim ve işbirlikli mesleki gelişim kültürü gibi öğretmeni ilgilendiren birçok öğe ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin de dünyada eğitim alanında gerçekleşen değişime ayak uydurabilen öğretmenlere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı da öğretmene ilk sağlayan içinde bulunduğu kurumdur. Kurumlar, “Her eğitim sistemi öğretmenlerin omuzlarında yükselir ve öğretmenin niteliğini aşamaz." felsefesinden yola çıkarak oluşturulmuş ve çağın ihtiyaçlarına yönelik eğitimlerle öğretmenlerin kişisel ve meslekî gelişimlerini destekleyerek ve eğitimin niteliğini arttırmak amacıyla yola koyulmalıdır.
Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Kasım 2022 11:35
Gösterim: 2333