Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Yunus Söylet YÖK üyeliği görevinden istifa etti.
18 Temmuz 2009 tarihinde YÖK Üyeliğine atanan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, 2012 Aralık ayı içinde yapılacak olan İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimleri dolayısıyla 14 Mayıs 2012 tarihinde YÖK Üyeliği görevinden istifa etti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerine YÖK Üyesi olarak girmenin etik olmayacağını ifade etti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, 16 Aralık 2008 yılında yapılan İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde adaylığını açıkladıktan sonra, 24 Ekim 2008 tarihinde YÖK Üyeliği görevinden ayrılmıştı.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET’in rektörlük görev süresi 19 Ocak 2013’e kadar devam ediyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Yunus Söylet YÖK üyeliği görevinden istifa etti.
18 Temmuz 2009 tarihinde YÖK Üyeliğine atanan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, 2012 Aralık ayı içinde yapılacak olan İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimleri dolayısıyla 14 Mayıs 2012 tarihinde YÖK Üyeliği görevinden istifa etti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerine YÖK Üyesi olarak girmenin etik olmayacağını ifade etti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, 16 Aralık 2008 yılında yapılan İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde adaylığını açıkladıktan sonra, 24 Ekim 2008 tarihinde YÖK Üyeliği görevinden ayrılmıştı.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET’in rektörlük görev süresi 19 Ocak 2013’e kadar devam ediyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 16 May 2012 13:53
Gösterim: 1393
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Eğitim Fakültesi öğrencileri, cadde ortasında okuma eylemi düzenleyerek, vatandaşlarda kitap okuma sevgisi oluşturmayı amaçladı.
Özel İdare İş Merkezi önünde toplanan öğrenci grubu, yanlarında getirdikleri kitapları okuyarak yoldan geçen vatandaşları okumaya teşvik etti. Vatandaşların dikkatini çekmeyi başaran öğrenciler, açtıkları dövizlerle de okumanın önemine vurgu yaptı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Züleyha Karaman, geçmişten bu yana okumayan bir toplum şikayeti yapılmasına rağmen, okuyan ve okumayan arasındaki çizginin belirginleştirilmesinden çekinilmediğini söyledi.
İnsanların her yerde ve her zaman okumaya yönelmesi gerektiğini işaret eden Karaman, “Okumak için yer ve zamana koşullanmak gerekmez. Evde, okulda, otobüste, sabah, akşam, öğle. Biz öğrenciler okuma kotamızı ders kitaplarıyla doldurduğumuzu düşünüyoruz. Hayatı elimize verilen kitapları ezberleyerek, sığ bir bakış açısıyla, at gözlükleri rotasında yetişiyoruz. Oysa kütüphaneler bin bir çeşit meyve ağacını içinde barındıran bahçelere benzer.” diye konuştu.
Dünya ülkelerinin okuma oranları hakkında da bilgiler veren Karaman, “Nüfusa göre okuma oranları Japonya’da yüzde 14, ABD’de yüzde 12, Almanya ve İngiltere’de yüzde 11, Türkiye’de ise yüzde 0,01’dir. 8 milyon Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 75 milyona yakın Türkiye’de bu rakam ortalama 2 bin-4 bin dolayında.
Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı ortalama 70 bin. Ülkemizde kitap, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor. Günde ortalama 5 saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece 6 saat ayrılıyor. Ülkemizde bulunan kütüphane sayısı bin 412, kahvehane sayısı ise 570 bin. Buna göre 49 bin 500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir" dedi.
Toplumun, zaman yokluğu, ekonomik sıkıntılar, internet, oyun ve televizyon bağımlılığı gibi nedenlerle okumadığını vurgulayan Karaman, sözlerini şöyle tamamladı:
“İnsanlar tarihleri boyunca sadece bilgiye ulaşmak için değil, kendilerinden başlayarak yaşadıkları evreni anlamak, düşüncelerini anlatmak, daha geniş kitlelere ulaşmak için kitapları kullandılar. ‘Okumak, kurtulma, özgür olma gücü kazandırır. Okumayanlar, dar çevrelerin kısır düşünceleri, gelenek ve göreneklerin yetersizlikleri içinde kapalıdır. Okumayı sevenler, evrensel düşüncelerin mutlu iklimine yükselirler.’ ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ diyen insan kelimelerle düşünür. Kelime haznesinin genişliğini belirleyen ise okuduklarıdır. Öyleyse ne kadar okuyorsak, o kadar varız.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Eğitim Fakültesi öğrencileri, cadde ortasında okuma eylemi düzenleyerek, vatandaşlarda kitap okuma sevgisi oluşturmayı amaçladı.
Özel İdare İş Merkezi önünde toplanan öğrenci grubu, yanlarında getirdikleri kitapları okuyarak yoldan geçen vatandaşları okumaya teşvik etti. Vatandaşların dikkatini çekmeyi başaran öğrenciler, açtıkları dövizlerle de okumanın önemine vurgu yaptı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Züleyha Karaman, geçmişten bu yana okumayan bir toplum şikayeti yapılmasına rağmen, okuyan ve okumayan arasındaki çizginin belirginleştirilmesinden çekinilmediğini söyledi.
İnsanların her yerde ve her zaman okumaya yönelmesi gerektiğini işaret eden Karaman, “Okumak için yer ve zamana koşullanmak gerekmez. Evde, okulda, otobüste, sabah, akşam, öğle. Biz öğrenciler okuma kotamızı ders kitaplarıyla doldurduğumuzu düşünüyoruz. Hayatı elimize verilen kitapları ezberleyerek, sığ bir bakış açısıyla, at gözlükleri rotasında yetişiyoruz. Oysa kütüphaneler bin bir çeşit meyve ağacını içinde barındıran bahçelere benzer.” diye konuştu.
Dünya ülkelerinin okuma oranları hakkında da bilgiler veren Karaman, “Nüfusa göre okuma oranları Japonya’da yüzde 14, ABD’de yüzde 12, Almanya ve İngiltere’de yüzde 11, Türkiye’de ise yüzde 0,01’dir. 8 milyon Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, 75 milyona yakın Türkiye’de bu rakam ortalama 2 bin-4 bin dolayında.
Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı ortalama 70 bin. Ülkemizde kitap, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235. sırada yer alıyor. Günde ortalama 5 saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece 6 saat ayrılıyor. Ülkemizde bulunan kütüphane sayısı bin 412, kahvehane sayısı ise 570 bin. Buna göre 49 bin 500 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir" dedi.
Toplumun, zaman yokluğu, ekonomik sıkıntılar, internet, oyun ve televizyon bağımlılığı gibi nedenlerle okumadığını vurgulayan Karaman, sözlerini şöyle tamamladı:
“İnsanlar tarihleri boyunca sadece bilgiye ulaşmak için değil, kendilerinden başlayarak yaşadıkları evreni anlamak, düşüncelerini anlatmak, daha geniş kitlelere ulaşmak için kitapları kullandılar. ‘Okumak, kurtulma, özgür olma gücü kazandırır. Okumayanlar, dar çevrelerin kısır düşünceleri, gelenek ve göreneklerin yetersizlikleri içinde kapalıdır. Okumayı sevenler, evrensel düşüncelerin mutlu iklimine yükselirler.’ ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ diyen insan kelimelerle düşünür. Kelime haznesinin genişliğini belirleyen ise okuduklarıdır. Öyleyse ne kadar okuyorsak, o kadar varız.”
Son Güncelleme: Çarşamba, 16 May 2012 09:26
Gösterim: 1739
TÜBİTAK, Bilgi Güvenliği Akademisi işbirliğiyle 2-8 Temmuz tarihlerinde, üniversite öğrencilerine yönelik ''Siber Güvenlik Yaz Kampı'' düzenliyor.
TÜBİTAK'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, siber güvenlik yaz kampı, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi'nde gerçekleştirilecek.
Üniversitelerin lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin başvuru yapabildiği kampla siber güvenlik konusunda Türkiye'nin yetişmiş insan ihtiyacının karşılanmasına destek verilmesi amaçlanıyor.
Kampa katılacak 50 öğrenci, başvuranlar arasından anket ve sınavlarla belirlenecek. Öğrencilerin tüm giderleri de TÜBİTAK tarafından karşılanacak.
TÜBİTAK ve Bilgi Güvenliği Akademisi tarafından kamp süresince öğrencilere sistem güvenliği konusunda teknik eğitimler verilecek. Siber dünyadaki tehditler, alınabilecek önlemler ve kariyer fırsatları da eğitim konuları arasında yer alacak.
Kampın uygulamalı eğitim bölümünde ise çeşitli yarışmalar düzenlenecek. Yaz kampına katılmak isteyen öğrencilerin www.siberkamp.org adresindeki başvuru formlarını doldurmaları gerekiyor.
Siber güvenlik yaz kampına son başvuru tarihi 6 Haziran olarak duyuruldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
TÜBİTAK, Bilgi Güvenliği Akademisi işbirliğiyle 2-8 Temmuz tarihlerinde, üniversite öğrencilerine yönelik ''Siber Güvenlik Yaz Kampı'' düzenliyor.
TÜBİTAK'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, siber güvenlik yaz kampı, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi'nde gerçekleştirilecek.
Üniversitelerin lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin başvuru yapabildiği kampla siber güvenlik konusunda Türkiye'nin yetişmiş insan ihtiyacının karşılanmasına destek verilmesi amaçlanıyor.
Kampa katılacak 50 öğrenci, başvuranlar arasından anket ve sınavlarla belirlenecek. Öğrencilerin tüm giderleri de TÜBİTAK tarafından karşılanacak.
TÜBİTAK ve Bilgi Güvenliği Akademisi tarafından kamp süresince öğrencilere sistem güvenliği konusunda teknik eğitimler verilecek. Siber dünyadaki tehditler, alınabilecek önlemler ve kariyer fırsatları da eğitim konuları arasında yer alacak.
Kampın uygulamalı eğitim bölümünde ise çeşitli yarışmalar düzenlenecek. Yaz kampına katılmak isteyen öğrencilerin www.siberkamp.org adresindeki başvuru formlarını doldurmaları gerekiyor.
Siber güvenlik yaz kampına son başvuru tarihi 6 Haziran olarak duyuruldu.
Son Güncelleme: Salı, 15 May 2012 15:22
Gösterim: 2138
İTÜ, insansız hava aracı üretti. Savunma sanayisiyle birlikte geliştirilen ARIKOPTER, 200 kilometrelik mesafede tarama yapabilecek ve havada sabit kalarak detaylı görüntü alabilecek.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve yerli firmalar ilk yerli üretim insansız hava aracını yaptı. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı ve ROTAM Proje Yürütücü Yardımcısı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan, Devlet Planlama Teşkilatı ile ortaklaşa 2002'den beri sürdürülen Tür- kiye'nin ilk sivil helikopteri 'ARIKOPTER' projesinden bu yana rotorlu sistemler konusunda çalıştıklarını kaydetti. İnsansız hava aracı projesine 4 yıl önce İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin'in yönlendirmesiyle başladıklarını aktaran Aslan, "Birinci prototipi 2 yıl test ettik. Daha iyisini yapmak üzere ilgili sanayi kuruluşları ile birlikte harekete geçtik. İkinci prototipi bazı malzemeleri genç temin edebilmemezden dolayı 9 ayda bitirebilirdik" dedi. Uzaktan kumanda ve oto-pilotla çalışabilecek , 2 saat havada kalabilecek helikopterin
'Türkiye motor üretecek'
Projeyi, test uçuşlarının ardından ilgililere teslim edeceklerini ifade eden Aslan, "Bir sonraki daha da iyi olacak. Dünyada, bu alanda üretim yapan çok sayıda ülke yok. Şu an motor yapamıyoruz ama Türkiye'de motor tasarım ve üretim projeleri de başladı. 5 yıla kadar Türkiye kendi turbo jet motorunu üretecek. İTÜ'de bu projenin partneri" diye konuştu. Rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin de 4 yıldır ürün odaklı Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini belirterek, "Yakında havalanacak olan insansız helikopterimiz bu projelerimizden bir tanesi" dedi.
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İTÜ, insansız hava aracı üretti. Savunma sanayisiyle birlikte geliştirilen ARIKOPTER, 200 kilometrelik mesafede tarama yapabilecek ve havada sabit kalarak detaylı görüntü alabilecek.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve yerli firmalar ilk yerli üretim insansız hava aracını yaptı. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı ve ROTAM Proje Yürütücü Yardımcısı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan, Devlet Planlama Teşkilatı ile ortaklaşa 2002'den beri sürdürülen Tür- kiye'nin ilk sivil helikopteri 'ARIKOPTER' projesinden bu yana rotorlu sistemler konusunda çalıştıklarını kaydetti. İnsansız hava aracı projesine 4 yıl önce İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin'in yönlendirmesiyle başladıklarını aktaran Aslan, "Birinci prototipi 2 yıl test ettik. Daha iyisini yapmak üzere ilgili sanayi kuruluşları ile birlikte harekete geçtik. İkinci prototipi bazı malzemeleri genç temin edebilmemezden dolayı 9 ayda bitirebilirdik" dedi. Uzaktan kumanda ve oto-pilotla çalışabilecek , 2 saat havada kalabilecek helikopterin
'Türkiye motor üretecek'
Projeyi, test uçuşlarının ardından ilgililere teslim edeceklerini ifade eden Aslan, "Bir sonraki daha da iyi olacak. Dünyada, bu alanda üretim yapan çok sayıda ülke yok. Şu an motor yapamıyoruz ama Türkiye'de motor tasarım ve üretim projeleri de başladı. 5 yıla kadar Türkiye kendi turbo jet motorunu üretecek. İTÜ'de bu projenin partneri" diye konuştu. Rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin de 4 yıldır ürün odaklı Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini belirterek, "Yakında havalanacak olan insansız helikopterimiz bu projelerimizden bir tanesi" dedi.
(sabah)
Son Güncelleme: Çarşamba, 16 May 2012 08:47
Gösterim: 2544
Giresun Üniversitesi’nin 2012-2013 eğitim öğretim yılında, Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni tercih edecek öğrencilerin Sivas'taki Cumhuriyet Üniversitesi yerleşkesi yerine Giresun Üniversitesi'nin Giresun'daki binalarında eğitim görmeleri talebi YÖK tarafından reddedildi.
Giresun Üniversitesi'nden yapılan yazılı açıklamada “Bilindiği gibi, Üniversitemiz Tıp Fakültesi öğrencileri, 2008-2009 öğretim yılından bu yana öğrenimlerini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde sürdürmektedirler. Üniversitemiz, 2012-2013 öğretim yılında Üniversitemiz Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptıran öğrencilerin öğrenimlerini Giresun’da sürdürmeleri için Yükseköğretim Kurulu nezdinde girişimlerde bulunmuştur.
Bu bağlamda, bir önceki dönemde 8 Mart 2012 tarihinde Yüksek Öğretim Kurulu’na gönderilen yazıda Üniversitemizin bu talebi iletilmiştir. Yükseköğretim Kurulu tarafından, üniversitemizin hazırlıklarını yerinde görmek üzere görevlendirilen ve bu amaçla 09 Mayıs 201 tarihinde Üniversitemizi ziyaret eden başka bir üniversitenin Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyete, yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgi verilmiş, bu çalışmalar sonucunda söz konusu heyetin olumlu izlenimler edindiği Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar’a ifade edilmiştir.
Tüm bu çalışmalardan sonra Yükseköğretim Genel Kurulu, kendi takdir hakkını kullanarak üniversitemiz Tıp Fakültesi’ne 2012-2013 öğretim yılında kayıt yaptıran öğrencilerin de öğrenimlerini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde sürdürmeleri yönünde karar vermiştir. Ancak bu karar sonrasında Tıp Fakültesi öğrencilerinin üniversitemiz bünyesinde öğrenim görmelerini sağlamak yönündeki faaliyetlerimiz devam etmektedir” denildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Giresun Üniversitesi’nin 2012-2013 eğitim öğretim yılında, Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni tercih edecek öğrencilerin Sivas'taki Cumhuriyet Üniversitesi yerleşkesi yerine Giresun Üniversitesi'nin Giresun'daki binalarında eğitim görmeleri talebi YÖK tarafından reddedildi.
Giresun Üniversitesi'nden yapılan yazılı açıklamada “Bilindiği gibi, Üniversitemiz Tıp Fakültesi öğrencileri, 2008-2009 öğretim yılından bu yana öğrenimlerini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde sürdürmektedirler. Üniversitemiz, 2012-2013 öğretim yılında Üniversitemiz Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptıran öğrencilerin öğrenimlerini Giresun’da sürdürmeleri için Yükseköğretim Kurulu nezdinde girişimlerde bulunmuştur.
Bu bağlamda, bir önceki dönemde 8 Mart 2012 tarihinde Yüksek Öğretim Kurulu’na gönderilen yazıda Üniversitemizin bu talebi iletilmiştir. Yükseköğretim Kurulu tarafından, üniversitemizin hazırlıklarını yerinde görmek üzere görevlendirilen ve bu amaçla 09 Mayıs 201 tarihinde Üniversitemizi ziyaret eden başka bir üniversitenin Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyete, yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgi verilmiş, bu çalışmalar sonucunda söz konusu heyetin olumlu izlenimler edindiği Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar’a ifade edilmiştir.
Tüm bu çalışmalardan sonra Yükseköğretim Genel Kurulu, kendi takdir hakkını kullanarak üniversitemiz Tıp Fakültesi’ne 2012-2013 öğretim yılında kayıt yaptıran öğrencilerin de öğrenimlerini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde sürdürmeleri yönünde karar vermiştir. Ancak bu karar sonrasında Tıp Fakültesi öğrencilerinin üniversitemiz bünyesinde öğrenim görmelerini sağlamak yönündeki faaliyetlerimiz devam etmektedir” denildi.
Son Güncelleme: Pazar, 13 May 2012 13:46
Gösterim: 1864