Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Selçuk Pehlivanoğlu - Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı
Geride bıraktığımız eğitim öğretim yılı hem ülkemizin yaşadığı olağanüstü koşullar sebebiyle oluşan olumsuzlukların bertaraf edilmeye çalışıldığı hem de eğitim sistemimizle ilgili temel problemleri odağa alan önemli kararların konuşulduğu bir eğitim öğretim yılı oldu.
Türk Eğitim Derneği olarak bir sivil toplum kuruluşu olmanın gerekliliğiyle eğitim sistemimize ilişkin sorunları ve çözüm önerilerimizi düzenli aralıklarla yaptığımız çalışmalarla paylaşıyoruz. Ülkemizdeki her çocuk nitelikli eğitime erişim sağlayana kadar dikkat çekmekten vazgeçmeyeceğimiz en önemli sorunumuzun eğitimde fırsat eşitliği ve adaletin sağlanması olduğunu düşünüyoruz. Geleceğe umutla bakabilmenin yolunun tüm çocuklarımıza adil ve nitelikli eğitim sağlamaktan geçtiği düşüncesinden hareketle Türk Eğitim Derneği çatısı altında yer alan tüm birimlerimizle herkes için adil ve nitelikli eğitime erişim olanağı sağlayacak bir eğitim sistemi için var gücümüzle çalışıyor, bu yolda atılan tüm adımlara katkı sağlamayı önemli görüyoruz.
OKUL ÖNCESİNİN KRİTİK ÖNEMİ
Tam da bu noktada; bireyin hayatı boyunca süren etkilere sahip okul öncesi eğitimin, adil ve nitelikli bir eğitim sistemi için öncelenmesi gereken alanların başında geldiğini düşünüyoruz. Erken çocukluk döneminde sağlanan nitelikli eğitim, fırsat eşitliği sağlamada ve nesilden nesile aktarılması muhtemel dezavantajları gidermede önemli bir yol olarak görülmektedir. Çocukluğun en kritik dönemine yapılan yatırımlar çocuğa ve dolayısıyla topluma kazandırdıkları açısından çarpan etkisi yaratmaktadır. Her çocuğun yaşama güçlü bir başlangıç yapabilmesi ve evrensel nitelikte bir eğitim alabilmesi, çocukların önemli bir kısmının gelişim dönemlerinin daha ilk basamağından geride bırakılmasını önlemekte; dolayısıyla toplumun bütünündeki eşitsizliklerin giderilmesinde kritik bir müdahale alanı olarak işlev görmektedir. Ancak, bazı ülkelerde 3 yaş için bile okul öncesine evrensel erişim sağlanmışken ülkemizde 5 yaşındaki çocukların sadece %59’u okul öncesi eğitime katılım sağlayabilmektedir. Türkiye’nin erken çocukluk eğitimine erişim konusunda dezavantajlı ve avantajlı kesim arasındaki makasın en çok açıldığı ülkelerden biri olması ise ülkemizde okul öncesine erişim ve katılımın önünde pek çok engel bulunduğuna işaret etmektedir. 2017-2019 Orta Vadeli Program’da okul öncesi eğitimin kademeli olarak zorunlu hale getirilmesine yönelik yer alan hedef bu engellerin kaldırılması için bir başlangıç noktası olarak düşünülebilir.
İKİLİ ÖĞRETİMİN KALDIRILMASI ÖNEMLİ BİR FIRSAT OLUR
Orta Vadeli Program’da yer verilen bir diğer hedef olan ikili öğretimin tamamen kaldırılmasına yönelik hedef ise, hem fırsat eşitliği hem de beşeri sermayenin niteliğinin artırılması için önemli bir fırsattır. Çocuklarımıza okullarda her açıdan doğalarına uygun koşulların sağlanması eğitim öğretim faaliyetlerine şüphesiz olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Bu kapsamda altyapı problemlerinin sağlam gerekçeler üzerine tanımlanması ve planlamalarda dikkate alınması gerekliliğini korumaktadır. Öte yandan, son yıllarda okullarımızın fiziki olanaklarının güçlendirilmesi için çok fazla çalışma gerçekleştirilmiş olmasına rağmen temel altyapı problemlerinin giderilemediği okul sayımız ve bu problemlerden olumsuz etkilenen öğrenci sayımız yadsınamayacak kadar çoktur. Her okulda öğrencilerin kendini güvende hissedeceği ortamların yaratılmasına yönelik çalışmalar hız kesmeden devam etmelidir.
YABANCI DİL KONUSUNDA ATILAN ADIMLAR
Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim sisteminin niteliğini artırmaya yönelik adım attığı alanlardan bir diğeri yabancı dil öğretimidir. Sayın Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 5.sınıflara yabancı dil ağırlıklı eğitim verilmesine ilişkin uygulamayla ilgili yaptığı açıklamalarda TED okullarındaki yabancı dil öğretim programlarını örnek olarak göstermiştir. Okullarımızın yabancı dil öğretimi hedefleri arasında yer alan İngilizce yazılmış bir metni okumaktan zevk alan, tartışabilen, yorum yapabilen; günlük yaşamda yurt içi ve yurt dışında yabancı dilde iletişim kurabilen; akademik düzeyde İngilizce kullanmayı bilen bireyler yetiştirme hedefinin ülkemiz genelinde kapsayıcı olması için atılan adımlar, küresel yetkinliklerin her geçen gün daha çok odağa alındığı uluslararası eğitim politikaları dikkate alındığında ayrı bir önem kazanmaktadır.
Yeni eğitim-öğretim yılında temel sorunlarımızı çözme konusunda kararlı ve uygulanabilir adımların atılmasını umut ediyor, gençlerimizin geleceğe güvenle bakmalarını sağlamanın en önemli görevimiz olduğunun unutulmamasını diliyorum.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Selçuk Pehlivanoğlu - Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı
Geride bıraktığımız eğitim öğretim yılı hem ülkemizin yaşadığı olağanüstü koşullar sebebiyle oluşan olumsuzlukların bertaraf edilmeye çalışıldığı hem de eğitim sistemimizle ilgili temel problemleri odağa alan önemli kararların konuşulduğu bir eğitim öğretim yılı oldu.
Türk Eğitim Derneği olarak bir sivil toplum kuruluşu olmanın gerekliliğiyle eğitim sistemimize ilişkin sorunları ve çözüm önerilerimizi düzenli aralıklarla yaptığımız çalışmalarla paylaşıyoruz. Ülkemizdeki her çocuk nitelikli eğitime erişim sağlayana kadar dikkat çekmekten vazgeçmeyeceğimiz en önemli sorunumuzun eğitimde fırsat eşitliği ve adaletin sağlanması olduğunu düşünüyoruz. Geleceğe umutla bakabilmenin yolunun tüm çocuklarımıza adil ve nitelikli eğitim sağlamaktan geçtiği düşüncesinden hareketle Türk Eğitim Derneği çatısı altında yer alan tüm birimlerimizle herkes için adil ve nitelikli eğitime erişim olanağı sağlayacak bir eğitim sistemi için var gücümüzle çalışıyor, bu yolda atılan tüm adımlara katkı sağlamayı önemli görüyoruz.
OKUL ÖNCESİNİN KRİTİK ÖNEMİ
Tam da bu noktada; bireyin hayatı boyunca süren etkilere sahip okul öncesi eğitimin, adil ve nitelikli bir eğitim sistemi için öncelenmesi gereken alanların başında geldiğini düşünüyoruz. Erken çocukluk döneminde sağlanan nitelikli eğitim, fırsat eşitliği sağlamada ve nesilden nesile aktarılması muhtemel dezavantajları gidermede önemli bir yol olarak görülmektedir. Çocukluğun en kritik dönemine yapılan yatırımlar çocuğa ve dolayısıyla topluma kazandırdıkları açısından çarpan etkisi yaratmaktadır. Her çocuğun yaşama güçlü bir başlangıç yapabilmesi ve evrensel nitelikte bir eğitim alabilmesi, çocukların önemli bir kısmının gelişim dönemlerinin daha ilk basamağından geride bırakılmasını önlemekte; dolayısıyla toplumun bütünündeki eşitsizliklerin giderilmesinde kritik bir müdahale alanı olarak işlev görmektedir. Ancak, bazı ülkelerde 3 yaş için bile okul öncesine evrensel erişim sağlanmışken ülkemizde 5 yaşındaki çocukların sadece %59’u okul öncesi eğitime katılım sağlayabilmektedir. Türkiye’nin erken çocukluk eğitimine erişim konusunda dezavantajlı ve avantajlı kesim arasındaki makasın en çok açıldığı ülkelerden biri olması ise ülkemizde okul öncesine erişim ve katılımın önünde pek çok engel bulunduğuna işaret etmektedir. 2017-2019 Orta Vadeli Program’da okul öncesi eğitimin kademeli olarak zorunlu hale getirilmesine yönelik yer alan hedef bu engellerin kaldırılması için bir başlangıç noktası olarak düşünülebilir.
İKİLİ ÖĞRETİMİN KALDIRILMASI ÖNEMLİ BİR FIRSAT OLUR
Orta Vadeli Program’da yer verilen bir diğer hedef olan ikili öğretimin tamamen kaldırılmasına yönelik hedef ise, hem fırsat eşitliği hem de beşeri sermayenin niteliğinin artırılması için önemli bir fırsattır. Çocuklarımıza okullarda her açıdan doğalarına uygun koşulların sağlanması eğitim öğretim faaliyetlerine şüphesiz olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Bu kapsamda altyapı problemlerinin sağlam gerekçeler üzerine tanımlanması ve planlamalarda dikkate alınması gerekliliğini korumaktadır. Öte yandan, son yıllarda okullarımızın fiziki olanaklarının güçlendirilmesi için çok fazla çalışma gerçekleştirilmiş olmasına rağmen temel altyapı problemlerinin giderilemediği okul sayımız ve bu problemlerden olumsuz etkilenen öğrenci sayımız yadsınamayacak kadar çoktur. Her okulda öğrencilerin kendini güvende hissedeceği ortamların yaratılmasına yönelik çalışmalar hız kesmeden devam etmelidir.
YABANCI DİL KONUSUNDA ATILAN ADIMLAR
Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim sisteminin niteliğini artırmaya yönelik adım attığı alanlardan bir diğeri yabancı dil öğretimidir. Sayın Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 5.sınıflara yabancı dil ağırlıklı eğitim verilmesine ilişkin uygulamayla ilgili yaptığı açıklamalarda TED okullarındaki yabancı dil öğretim programlarını örnek olarak göstermiştir. Okullarımızın yabancı dil öğretimi hedefleri arasında yer alan İngilizce yazılmış bir metni okumaktan zevk alan, tartışabilen, yorum yapabilen; günlük yaşamda yurt içi ve yurt dışında yabancı dilde iletişim kurabilen; akademik düzeyde İngilizce kullanmayı bilen bireyler yetiştirme hedefinin ülkemiz genelinde kapsayıcı olması için atılan adımlar, küresel yetkinliklerin her geçen gün daha çok odağa alındığı uluslararası eğitim politikaları dikkate alındığında ayrı bir önem kazanmaktadır.
Yeni eğitim-öğretim yılında temel sorunlarımızı çözme konusunda kararlı ve uygulanabilir adımların atılmasını umut ediyor, gençlerimizin geleceğe güvenle bakmalarını sağlamanın en önemli görevimiz olduğunun unutulmamasını diliyorum.
Son Güncelleme: Perşembe, 14 Eylül 2017 13:59
Gösterim: 2563
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir bugün görevinden istifa ettiğini açıkladı. ÖSYM'nin puan hesaplamasına ilişkin yaptığı hata sonrası bugün açıklama yapan Ömer Demir, "İlgili personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri sonucu ortaya çıkan yerleştirme hatası nedeniyle ÖSYM'nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek maksadıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama bugün itibarıyla sunmuş bulunmaktayım" diye konuştu.
ÖSYM Başkanı Ömer Demir istifa sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri sonucu ortaya çıkan yerleştirme hatası nedeniyle ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek maksadıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama bugün itibarıyla sunmuş bulunmaktayım. Yapan 3 arkadaş akşam saatlerinde bana gelip böyle bir hata yaptık ne yapacağız dediler? Yapılacak olan hatayı düzeltip kamuoyunun bilgilendirilmesidir dedik ve bahsettiğim süreç böyle çalıştı.
O arkadaşlarla ilgili ben kasıtsız bir kusur olduğunu gördüm ve onlara verilebilecek bir yaptırımın benim istifam bağlamında bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için kişiler için nesnel hak mahrumiyetinden bahsedemeyiz ama idari kusur olduğunu kabul ediyoruz. Yanlışlık sonucu kişi bir hak kazanabiliyor olamaz.
Kurum hata yaptıysa hatasının nedir karşılığı yapılabilir. Kusurumuz var kurum olarak böyle yapmamalıydık. ÖSYM’nin sistematik çalışması ve yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algı yok bende. Ama 2010 meselesi memleketimizin başına kabus gibi çökmüştür. Binlerce kamu görevlisi kamudan ihraç edilmiştir. Bütün bu kurumlara verilen zarar gibi buraya da zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun kendi doğal çalışma düzeni içerisinde kusur üretme meselesine ilişkin sabıkası söz konusu değil. Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Hepimizin haklarını elde etmesinde rol alan bir kurumdur. Buna sahip çıkmak buradan ayrılmayı gerektiriyorsa ayrılmalıyız. Burada bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için ben görevden ayrılma talebimi ilettim. Puan hesaplamasında iki ayrı ekip hesaplayıp yapıyor. Farklı bir sonuç olursa nereden kaynaklandığı yapılıyor. Ama yerleştirmelerde şimdiye kadar buna benzer bir riskle karşılaşılmadığı için ikili yerleştirme yapılmadı. Bundan sonra yapılabilir belki, çokta isabetli olur" diye konuştu.
Demir, sorular üzerine "Şaibeli diye bir şey söz konusu olamaz. Bu kural ilk kez bu yıl gelmiş. Üst üste gelince böyle bir hata ortaya çıkmış oldu. Şaibeli bir durum söz konusu olamaz. Bütün adaylar cevap kağıtlarına ulaşabiliyorlar" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir bugün görevinden istifa ettiğini açıkladı. ÖSYM'nin puan hesaplamasına ilişkin yaptığı hata sonrası bugün açıklama yapan Ömer Demir, "İlgili personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri sonucu ortaya çıkan yerleştirme hatası nedeniyle ÖSYM'nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek maksadıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama bugün itibarıyla sunmuş bulunmaktayım" diye konuştu.
ÖSYM Başkanı Ömer Demir istifa sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Personelin kasıt taşımayan dikkatsizlikleri sonucu ortaya çıkan yerleştirme hatası nedeniyle ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek maksadıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama bugün itibarıyla sunmuş bulunmaktayım. Yapan 3 arkadaş akşam saatlerinde bana gelip böyle bir hata yaptık ne yapacağız dediler? Yapılacak olan hatayı düzeltip kamuoyunun bilgilendirilmesidir dedik ve bahsettiğim süreç böyle çalıştı.
O arkadaşlarla ilgili ben kasıtsız bir kusur olduğunu gördüm ve onlara verilebilecek bir yaptırımın benim istifam bağlamında bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için kişiler için nesnel hak mahrumiyetinden bahsedemeyiz ama idari kusur olduğunu kabul ediyoruz. Yanlışlık sonucu kişi bir hak kazanabiliyor olamaz.
Kurum hata yaptıysa hatasının nedir karşılığı yapılabilir. Kusurumuz var kurum olarak böyle yapmamalıydık. ÖSYM’nin sistematik çalışması ve yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algı yok bende. Ama 2010 meselesi memleketimizin başına kabus gibi çökmüştür. Binlerce kamu görevlisi kamudan ihraç edilmiştir. Bütün bu kurumlara verilen zarar gibi buraya da zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun kendi doğal çalışma düzeni içerisinde kusur üretme meselesine ilişkin sabıkası söz konusu değil. Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Hepimizin haklarını elde etmesinde rol alan bir kurumdur. Buna sahip çıkmak buradan ayrılmayı gerektiriyorsa ayrılmalıyız. Burada bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için ben görevden ayrılma talebimi ilettim. Puan hesaplamasında iki ayrı ekip hesaplayıp yapıyor. Farklı bir sonuç olursa nereden kaynaklandığı yapılıyor. Ama yerleştirmelerde şimdiye kadar buna benzer bir riskle karşılaşılmadığı için ikili yerleştirme yapılmadı. Bundan sonra yapılabilir belki, çokta isabetli olur" diye konuştu.
Demir, sorular üzerine "Şaibeli diye bir şey söz konusu olamaz. Bu kural ilk kez bu yıl gelmiş. Üst üste gelince böyle bir hata ortaya çıkmış oldu. Şaibeli bir durum söz konusu olamaz. Bütün adaylar cevap kağıtlarına ulaşabiliyorlar" dedi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Ağustos 2017 19:28
Gösterim: 2779
ÖSYM, 2017-ÖSYS yerleştirme sonuçlarının 8 Ağustos'ta "https:/sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden açıklanacağını bildirdi.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 2017-ÖSYS yerleştirme sonuçlarının, 8 Ağustos'ta "https:/sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden açıklanacağını bildirdi.
ÖSYM'nin sosyal medya hesabı Twitter adresinden yapılan paylaşıma göre, üniversite yerleştirme sonuçları 8 Ağustos'ta açıklanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM, 2017-ÖSYS yerleştirme sonuçlarının 8 Ağustos'ta "https:/sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden açıklanacağını bildirdi.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 2017-ÖSYS yerleştirme sonuçlarının, 8 Ağustos'ta "https:/sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden açıklanacağını bildirdi.
ÖSYM'nin sosyal medya hesabı Twitter adresinden yapılan paylaşıma göre, üniversite yerleştirme sonuçları 8 Ağustos'ta açıklanacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 05 Ağustos 2017 13:21
Gösterim: 2767
Milli Eğitim Bakanlığı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sistemi kapsamında liselere yerleştirme sonuçlarını açıkladı.
Yerleştirme sonuçlarına ulaşmak için teılayınız: teog2017.meb.gov.tr
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sistemi kapsamında liselere yerleştirme sonuçlarını açıkladı.
Yerleştirme sonuçlarına ulaşmak için teılayınız: teog2017.meb.gov.tr
Son Güncelleme: Pazartesi, 07 Ağustos 2017 19:15
Gösterim: 3182
Özel okullarda okuyan öğrenciler ile OSB'deki özel mesleki ve teknik eğitim okullarında okuyan öğrencilerin, eğitim desteği için yapacakları başvuruların haftaya başlayacağı bildirildi.
Bu yıl eğitim ve öğretim desteği kapsamında okul öncesi eğitim kurumlarında okuyan öğrencilere 3 bin 60 lira, ilkokul ve temel liselerde öğrenim gören öğrencilere 3 bin 680 lira, ortaokul ve diğer liselerde öğrenim gören öğrencilere ise 4 bin 280 lira destek ödemesi yapılacağını söyleyen MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, "2017-2018 öğretim yılında okul öncesinde 6 bin, ilkokul, ortaokul ve liselerde 15 biner, temel liselerde ise 24 bin olmak üzere toplam 75 bin öğrenci ilk defa bu destekten yararlanma imkanı bulacak." dedi. Şamlıoğlu, belirlenen 75 bin rakamı ile birlikte bu yıl yaklaşık 315 bin öğrencinin eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmasını beklediklerini dile getirdi.
Tebliğe göre, OSB içinde açılan özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde geçen yıl 15 alana destek verildiğine işaret eden Şamlıoğlu, bu yıl ise 20 alanda destek verileceğini, OSB dışında açılan liselerde mevcut 26 alana 9 alanın daha eklendiği bilgisini verdi. Şamlıoğlu, "Eğitim ve öğretim desteğine başvurmak isteyen veliler için önümüzdeki hafta Bakanlığın internet sitesinde önceki yıllarda olduğu gibi Başvuru ve Yerleştirme e-Kılavuzu yayımlanacak. OSB içinde veya dışında açılan özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde ise öğretim yılının başlamasından en geç 30 gün içerisinde okula kaydının veya naklinin yapılmış olması, destekten yararlanmak için yeterli kabul ediliyor. Bu okullar için ayrıca bir yerleştirme işlemi yapılmayacak." diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Özel okullarda okuyan öğrenciler ile OSB'deki özel mesleki ve teknik eğitim okullarında okuyan öğrencilerin, eğitim desteği için yapacakları başvuruların haftaya başlayacağı bildirildi.
Bu yıl eğitim ve öğretim desteği kapsamında okul öncesi eğitim kurumlarında okuyan öğrencilere 3 bin 60 lira, ilkokul ve temel liselerde öğrenim gören öğrencilere 3 bin 680 lira, ortaokul ve diğer liselerde öğrenim gören öğrencilere ise 4 bin 280 lira destek ödemesi yapılacağını söyleyen MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, "2017-2018 öğretim yılında okul öncesinde 6 bin, ilkokul, ortaokul ve liselerde 15 biner, temel liselerde ise 24 bin olmak üzere toplam 75 bin öğrenci ilk defa bu destekten yararlanma imkanı bulacak." dedi. Şamlıoğlu, belirlenen 75 bin rakamı ile birlikte bu yıl yaklaşık 315 bin öğrencinin eğitim ve öğretim desteğinden yararlanmasını beklediklerini dile getirdi.
Tebliğe göre, OSB içinde açılan özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde geçen yıl 15 alana destek verildiğine işaret eden Şamlıoğlu, bu yıl ise 20 alanda destek verileceğini, OSB dışında açılan liselerde mevcut 26 alana 9 alanın daha eklendiği bilgisini verdi. Şamlıoğlu, "Eğitim ve öğretim desteğine başvurmak isteyen veliler için önümüzdeki hafta Bakanlığın internet sitesinde önceki yıllarda olduğu gibi Başvuru ve Yerleştirme e-Kılavuzu yayımlanacak. OSB içinde veya dışında açılan özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde ise öğretim yılının başlamasından en geç 30 gün içerisinde okula kaydının veya naklinin yapılmış olması, destekten yararlanmak için yeterli kabul ediliyor. Bu okullar için ayrıca bir yerleştirme işlemi yapılmayacak." diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 05 Ağustos 2017 13:18
Gösterim: 2646

