Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, adı kalkışma ihanetine karışan 171 yıllık Kuleli Askeri Lisesi, yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında kapatıldı. Hanife Sevinç / İstanbul /AA
Resmi Gazete'de yayımlanan 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) kapatılan askeri liseler arasında, 1845'te kurulan Kuleli Askeri Lisesi de yer alıyor.
Her yıl 350-400 öğrencinin kaydolduğu liseden eski genelkurmay başkanları emekli orgeneraller İlker Başbuğ ve Işık Koşaner'in de aralarında bulunduğu komuta kademesinde yer alan çok sayıda asker mezun oldu.
Kararnameyle 171 yıllık eğitim hayatına son verilen Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrenimine devam eden öğrenciler, ortaöğretim yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun okullara kaydedilecek.
Tarihi binanın geçmişi
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiğinde koruluk, manastır ve kule bulunan şimdiki alanda, Yavuz Sultan Selim devrinde manastır yeniçerilere kışla olarak verildi. Alan, zamanla güzel ve süslü bir bahçe haline gelişinden dolayı Kuleli Bahçesi diye tanındı.
Kanuni Sultan Süleyman bahçede yüksek bir kulesi bulunan dokuz katlı ve her katı fıskiyeli havuzlarla süslenen büyük bir kasır yaptırdı. Kule bahçesi ve etrafı has olarak 3. Ahmet'e verilirken, Bizans devrinden kalan kule ise yıktırıldı. 2. Mahmut döneminde, süvari birlikleri için inşa edilen kışla Kuleli Askeri Lisesi'nin ilk yapısı oldu.
Abdülmecit devrinde, 1843'te kışlanın yarı kagir olarak yenisi inşa edildi. İki tarafına da kuleler yapıldığından kışlaya bu tarihten itibaren Kuleli Kışla denilmeye başlandı.
Kırım Savaşı'na katılmak üzere İstanbul'a gelen Fransız ve İngiliz askerlerinin bir kısmı, Fransa'nın İstanbul Maslahatgüzarı M.Cheferre'nin isteklerine uyularak 1854'te bu kışlaya yerleştirildi. Burası müttefik askerlerin kışla ve hastanesi haline getirildi. Harpte yaralanan ve tedavileri sırasında ölen müttefik askerleri kışlanın kuzeyindeki mezarlığa gömüldü.
Kışla, 1856'da İngilizler tarafından boşaltılırken, çıkarılan kasıtlı bir yangınla tamamen harap oldu. Sultan Abdülaziz devrinde, 1871'de ana duvarları kagir, iç bölmeleri, tavan ve tabanları ahşap olarak iki kat halinde inşa edilerek, kışlanın bugünkü hali ortaya çıktı.
Lise ilk Maçka Kışlası'nda kuruldu
Kuleli Askeri Lisesi ise "Mekteb-i Fünun-i İdadiye" adıyla 21 Eylül 1845'te bugün İstanbul Teknik Üniversitesi olarak kullanılan Maçka Kışlası'nda kuruldu. Kışlanın tamiri nedeniyle ilk eğitim öğretim yılını, Mızıka-i Hümayun ve Baltacılar dairesi olarak kullanılan Çinili Köşk'te tamamlayan lise, tamiratının bitmesi üzerine Maçka Kışlası'na taşındı.
Lise, Sultan Abdülmecit'in de bulunduğu bir törenle 10 Ekim 1846'da ikinci öğretim yılına başladı. 1868'de mevcut askeri liselerin birleştirilmesi kararı alınınca, Kuleli de dahil olmak üzere, dört askeri lise "Umum Mekteb-i İdadi Şahane" adı altında birleştirilerek, Galatasaray Kışlası'na nakledildi.
Daha sonra 1872'de okulların ayrı ayrı öğretime devam etmeleri kararlaştırılınca Mekteb-i Fünun-i İdadiye ve Deniz İdadisi, Kuleli Kışlası'na taşındı. Bu tarihten sonra okul, "Kuleli İdadisi" adıyla anılmaya başladı. Ve bununla bina, kışlalıktan ayrılıp okul haline geldi.
Osmanlı-Rus Savaşı (1877-1878) dolayısıyla binanın hastaneye çevrilmesi kararlaştırılınca okul, Pangaltı'daki Harp Okulu binasına taşındı. Savaşın sona ermesiyle lise 1879'da Askeri Tıbbiye İdadisi ile yeniden Çengelköy'deki binasına nakledildi. Mevcudun artması üzerine okul haricindeki sırt üzerindeki okul hastanesi tahliye edilip burası tıbbiyeye tahsis edildi.
Hastane ise Beylerbeyi'ne taşınırken, Askeri Tıbbiye İdadisi, 1910'da Haydarpaşa'ya nakledildi.
Ermeni Yetimler Okulu oldu
Lise binası, 1912-1913 Balkan Harbi sırasında tekrar hastane yapıldı. Öğrencilerin bir kısmı Kandilli Kız Lisesi'nin bulunduğu Adile Sultan Sarayı'na bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı'nın yanındaki binalara gönderildi. 1913 yılı sonunda, okul tekrar eski binasına taşındı.
Bir süre sonra Kuleli İdadisi, önce Kağıthane'de, Sünnet Köprüsü yanındaki çadırlardan ibaret bir ordugaha, bir ay sonra da Maçka'daki karakol binasına nakledildi. Lise 26 Aralık 1920'de, İngilizlerin buraya da el atması üzerine, Beylerbeyi Sarayı yanındaki eski Jandarma Okulu'na taşındı.
Mondros Antlaşması gereğince 16 Mart 1920’de İstanbul'u işgal eden itilaf devletleri adına İngilizlere depo ve transit ambarı olarak kullanılmak üzere teslim edilen okul, İngilizlerin izniyle "Ermeni Eytam Okulu" (Ermeni Yetimler Okulu) olarak Ermenilere verildi. 1923'e kadar İstanbul'dan gelip geçen Ermeni göçmenlerinin de barındığı bir mekan oldu.
Öğrencileri milli mücadeleye katıldı
Kuleli Askeri Lisesi'nden 1919–1920 yılları arasında firar eden 230 öğrenci milli mücadele saflarına katıldı. Ankara'daki eğitimlerini tamamladıktan sonra asteğmen olarak cepheye gönderilen öğrencilerden 88'i şehit oldu.
Lozan Barış görüşmeleri ile beraber İngilizler, Kuleli Kışlası'nı boşaltarak Türk makamlarına teslim etti. Böylece okul, üç yıllık aradan sonra, 6 Ekim 1923'te yuvasına taşındı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla 1924'te okul sivil liseye dönüştürülerek adı da "Kuleli Lisesi" yapıldı. Aynı ders yılı sonunda bu uygulamaya son verildi ve okul tekrar askeri liseye çevrildi. 1925 yılında okul "Kuleli Askeri Lisesi" olarak bugünkü adını aldı.
2. Dünya Savaşı'nda, Almanlar'ın Balkan devletlerinin Türkiye sınırlarına kadar gelmeleri üzerine tedbir olarak okul Mayıs 1941'de Konya'ya nakledildi. Kuleli Kışlası 1000 yataklı askeri hastane haline getirilip Boğaz Nakliyat Komutanlığı da buraya taşındı. Lise, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, 18 Ağustos 1947'de İstanbul'a taşınarak tekrar ve son olarak tarihi yuvasına kavuştu.
Darbe girişimine destek ve sivil katliamı
Çeşitli tamiratlardan geçerek eklemeler yapılan okulda, 1975-76 öğretim yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı liselerin fen kolu programı uygulandı. Bu tarihte kolej sistemine geçildi, daha önce üç yıl olan öğretim süresi hazırlık sınıfının açılmasıyla dört yıla çıkarıldı. 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı'nca lise öğretiminin dört yıla çıkarılmasına paralel olarak hazırlık sınıfı kaldırılarak 9'uncu sınıftan başlayarak yeni programa geçildi.
FETÖ üyelerinin 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından, örgüt üyelerinin kamu kurumlarından temizlenmesi çerçevesinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) FETÖ üyelerinin en çok girdiği yerlerden askeri liselerin kapatılması kararıyla İstanbul'un simge binalarından birinde eğitim veren okul da kapatıldı.
Kuleli Askeri Lisesi'ndeki bazı askerler, subay statüsündeki yöneticileriyle birlikte 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılmış, bunlardan bir kısmının Çengelköy'de sivillerin katledilmesi olayına karıştıkları tespit edilmişti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, adı kalkışma ihanetine karışan 171 yıllık Kuleli Askeri Lisesi, yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında kapatıldı. Hanife Sevinç / İstanbul /AA
Resmi Gazete'de yayımlanan 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) kapatılan askeri liseler arasında, 1845'te kurulan Kuleli Askeri Lisesi de yer alıyor.
Her yıl 350-400 öğrencinin kaydolduğu liseden eski genelkurmay başkanları emekli orgeneraller İlker Başbuğ ve Işık Koşaner'in de aralarında bulunduğu komuta kademesinde yer alan çok sayıda asker mezun oldu.
Kararnameyle 171 yıllık eğitim hayatına son verilen Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrenimine devam eden öğrenciler, ortaöğretim yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun okullara kaydedilecek.
Tarihi binanın geçmişi
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiğinde koruluk, manastır ve kule bulunan şimdiki alanda, Yavuz Sultan Selim devrinde manastır yeniçerilere kışla olarak verildi. Alan, zamanla güzel ve süslü bir bahçe haline gelişinden dolayı Kuleli Bahçesi diye tanındı.
Kanuni Sultan Süleyman bahçede yüksek bir kulesi bulunan dokuz katlı ve her katı fıskiyeli havuzlarla süslenen büyük bir kasır yaptırdı. Kule bahçesi ve etrafı has olarak 3. Ahmet'e verilirken, Bizans devrinden kalan kule ise yıktırıldı. 2. Mahmut döneminde, süvari birlikleri için inşa edilen kışla Kuleli Askeri Lisesi'nin ilk yapısı oldu.
Abdülmecit devrinde, 1843'te kışlanın yarı kagir olarak yenisi inşa edildi. İki tarafına da kuleler yapıldığından kışlaya bu tarihten itibaren Kuleli Kışla denilmeye başlandı.
Kırım Savaşı'na katılmak üzere İstanbul'a gelen Fransız ve İngiliz askerlerinin bir kısmı, Fransa'nın İstanbul Maslahatgüzarı M.Cheferre'nin isteklerine uyularak 1854'te bu kışlaya yerleştirildi. Burası müttefik askerlerin kışla ve hastanesi haline getirildi. Harpte yaralanan ve tedavileri sırasında ölen müttefik askerleri kışlanın kuzeyindeki mezarlığa gömüldü.
Kışla, 1856'da İngilizler tarafından boşaltılırken, çıkarılan kasıtlı bir yangınla tamamen harap oldu. Sultan Abdülaziz devrinde, 1871'de ana duvarları kagir, iç bölmeleri, tavan ve tabanları ahşap olarak iki kat halinde inşa edilerek, kışlanın bugünkü hali ortaya çıktı.
Lise ilk Maçka Kışlası'nda kuruldu
Kuleli Askeri Lisesi ise "Mekteb-i Fünun-i İdadiye" adıyla 21 Eylül 1845'te bugün İstanbul Teknik Üniversitesi olarak kullanılan Maçka Kışlası'nda kuruldu. Kışlanın tamiri nedeniyle ilk eğitim öğretim yılını, Mızıka-i Hümayun ve Baltacılar dairesi olarak kullanılan Çinili Köşk'te tamamlayan lise, tamiratının bitmesi üzerine Maçka Kışlası'na taşındı.
Lise, Sultan Abdülmecit'in de bulunduğu bir törenle 10 Ekim 1846'da ikinci öğretim yılına başladı. 1868'de mevcut askeri liselerin birleştirilmesi kararı alınınca, Kuleli de dahil olmak üzere, dört askeri lise "Umum Mekteb-i İdadi Şahane" adı altında birleştirilerek, Galatasaray Kışlası'na nakledildi.
Daha sonra 1872'de okulların ayrı ayrı öğretime devam etmeleri kararlaştırılınca Mekteb-i Fünun-i İdadiye ve Deniz İdadisi, Kuleli Kışlası'na taşındı. Bu tarihten sonra okul, "Kuleli İdadisi" adıyla anılmaya başladı. Ve bununla bina, kışlalıktan ayrılıp okul haline geldi.
Osmanlı-Rus Savaşı (1877-1878) dolayısıyla binanın hastaneye çevrilmesi kararlaştırılınca okul, Pangaltı'daki Harp Okulu binasına taşındı. Savaşın sona ermesiyle lise 1879'da Askeri Tıbbiye İdadisi ile yeniden Çengelköy'deki binasına nakledildi. Mevcudun artması üzerine okul haricindeki sırt üzerindeki okul hastanesi tahliye edilip burası tıbbiyeye tahsis edildi.
Hastane ise Beylerbeyi'ne taşınırken, Askeri Tıbbiye İdadisi, 1910'da Haydarpaşa'ya nakledildi.
Ermeni Yetimler Okulu oldu
Lise binası, 1912-1913 Balkan Harbi sırasında tekrar hastane yapıldı. Öğrencilerin bir kısmı Kandilli Kız Lisesi'nin bulunduğu Adile Sultan Sarayı'na bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı'nın yanındaki binalara gönderildi. 1913 yılı sonunda, okul tekrar eski binasına taşındı.
Bir süre sonra Kuleli İdadisi, önce Kağıthane'de, Sünnet Köprüsü yanındaki çadırlardan ibaret bir ordugaha, bir ay sonra da Maçka'daki karakol binasına nakledildi. Lise 26 Aralık 1920'de, İngilizlerin buraya da el atması üzerine, Beylerbeyi Sarayı yanındaki eski Jandarma Okulu'na taşındı.
Mondros Antlaşması gereğince 16 Mart 1920’de İstanbul'u işgal eden itilaf devletleri adına İngilizlere depo ve transit ambarı olarak kullanılmak üzere teslim edilen okul, İngilizlerin izniyle "Ermeni Eytam Okulu" (Ermeni Yetimler Okulu) olarak Ermenilere verildi. 1923'e kadar İstanbul'dan gelip geçen Ermeni göçmenlerinin de barındığı bir mekan oldu.
Öğrencileri milli mücadeleye katıldı
Kuleli Askeri Lisesi'nden 1919–1920 yılları arasında firar eden 230 öğrenci milli mücadele saflarına katıldı. Ankara'daki eğitimlerini tamamladıktan sonra asteğmen olarak cepheye gönderilen öğrencilerden 88'i şehit oldu.
Lozan Barış görüşmeleri ile beraber İngilizler, Kuleli Kışlası'nı boşaltarak Türk makamlarına teslim etti. Böylece okul, üç yıllık aradan sonra, 6 Ekim 1923'te yuvasına taşındı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla 1924'te okul sivil liseye dönüştürülerek adı da "Kuleli Lisesi" yapıldı. Aynı ders yılı sonunda bu uygulamaya son verildi ve okul tekrar askeri liseye çevrildi. 1925 yılında okul "Kuleli Askeri Lisesi" olarak bugünkü adını aldı.
2. Dünya Savaşı'nda, Almanlar'ın Balkan devletlerinin Türkiye sınırlarına kadar gelmeleri üzerine tedbir olarak okul Mayıs 1941'de Konya'ya nakledildi. Kuleli Kışlası 1000 yataklı askeri hastane haline getirilip Boğaz Nakliyat Komutanlığı da buraya taşındı. Lise, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, 18 Ağustos 1947'de İstanbul'a taşınarak tekrar ve son olarak tarihi yuvasına kavuştu.
Darbe girişimine destek ve sivil katliamı
Çeşitli tamiratlardan geçerek eklemeler yapılan okulda, 1975-76 öğretim yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı liselerin fen kolu programı uygulandı. Bu tarihte kolej sistemine geçildi, daha önce üç yıl olan öğretim süresi hazırlık sınıfının açılmasıyla dört yıla çıkarıldı. 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı'nca lise öğretiminin dört yıla çıkarılmasına paralel olarak hazırlık sınıfı kaldırılarak 9'uncu sınıftan başlayarak yeni programa geçildi.
FETÖ üyelerinin 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından, örgüt üyelerinin kamu kurumlarından temizlenmesi çerçevesinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) FETÖ üyelerinin en çok girdiği yerlerden askeri liselerin kapatılması kararıyla İstanbul'un simge binalarından birinde eğitim veren okul da kapatıldı.
Kuleli Askeri Lisesi'ndeki bazı askerler, subay statüsündeki yöneticileriyle birlikte 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılmış, bunlardan bir kısmının Çengelköy'de sivillerin katledilmesi olayına karıştıkları tespit edilmişti.
Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ağustos 2016 17:11
Gösterim: 1414
YTB Başkanı Bülbül, "FETÖ ile bağlantısı tespit edilen Türkiye Burslusu uluslararası öğrencilerin burslarının anında kesilecek" dedi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Kudret Bülbül, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantısı tespit edilen Türkiye Burslusu uluslararası öğrencilerin burslarının anında kesileceğini ve emniyet güçleriyle işbirliği yapılarak ülkelerine geri gönderileceğini söyledi.
FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'de eğitim almakta olan uluslararası öğrencilerin süreç hakkında doğru bilgilendirilmelerinin önemine dikkati çeken Bülbül, "Bu terör örgütünü tanımalarının kendileri ve ülkeleri için önemli olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda STK’larla işbirliği halinde öğrencilerimize bilgilendirme toplantıları düzenledik ve devam ediyoruz. Öğrencilerimizin vatandaşı oldukları ülkelerin resmi makamlarını da FETÖ’nün faaliyetleriyle ilgili detaylı olarak bilgilendiriyoruz." şeklinde konuştu.
Bülbül, FETÖ'nün özellikle eğitim alanındaki faaliyetleri nedeniyle Türkiye'deki uluslararası öğrencileri de istismar etmeye çalıştığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Öğrencilerimizin bu örgütün eylemlerinden mağdur olmamaları için bu tür istismarlara karşı dikkatli olmaları önem taşımaktadır. Bu yüzden öğrencilerimizin kendilerine bu yapıdan gelebilecek her türlü tacize karşı emniyet birimlerimize veya başkanlığımıza bilgi vermelerini istedik."
FETÖ bağlantılı öğrencilerin bursları kesilecek
Her yıl 5 bin öğrencinin yararlanabildiği burslar için, dünyanın 95 değişik noktasında değerlendirme aşamasına gelen öğrencilerle yüz yüze mülakatlar yaptıklarını anımsatan Bülbül, mülakatlardaki en önemli kriterlerden birinin de başvuru sahiplerinin FETÖ bünyesindeki herhangi bir okulla bağlantısının bulunmaması olduğunu söyledi. Bülbül, YTB Türkiye Burslarına hak kazanarak Türkiye'ye gelen öğrencilerin FETÖ mensuplarınca istismar edilmeye çalışıldıklarının bilindiğini dile getirerek, 15 Temmuz sonrası birçok öğrencinin terör örgütünün evlerini terk etmeye başladığı bilgisini paylaştı. "Bundan sonraki süreçte bu terör örgütüyle ilişkili olduğu veya birlikte hareket ettiği tespit edilen burslu öğrenciler hakkında gerekli işlemleri ivedilikle yapmaktayız." diyen Bülbül, FETÖ ile bağlantısı tespit edilen öğrencilerin burslarının anında kesileceğini ve emniyet güçleriyle işbirliği yapılarak ülkelerine geri gönderileceklerini ifade etti.
YTB Türkiye Bursları
Her yıl 5 bin öğrencinin yararlanabildiği burslar için 2016 yılında Suriyeli ögrenciler hariç YTB'ye 95 bin başvuru yapıldı. Suriyeli öğrencilerin de başvurmalarının ardından bu sayının 100 bini geçmesi bekleniyor. YTB, eğitim hayatını Türkiye'de devam ettirmek isteyen lisans öğrencilerine 650, yüksek lisans öğrencilerine 850, doktora öğrencilerine bin 200, araştırma burslularına da 3 bin TL katkıda bulunuyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YTB Başkanı Bülbül, "FETÖ ile bağlantısı tespit edilen Türkiye Burslusu uluslararası öğrencilerin burslarının anında kesilecek" dedi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Kudret Bülbül, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantısı tespit edilen Türkiye Burslusu uluslararası öğrencilerin burslarının anında kesileceğini ve emniyet güçleriyle işbirliği yapılarak ülkelerine geri gönderileceğini söyledi.
FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'de eğitim almakta olan uluslararası öğrencilerin süreç hakkında doğru bilgilendirilmelerinin önemine dikkati çeken Bülbül, "Bu terör örgütünü tanımalarının kendileri ve ülkeleri için önemli olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda STK’larla işbirliği halinde öğrencilerimize bilgilendirme toplantıları düzenledik ve devam ediyoruz. Öğrencilerimizin vatandaşı oldukları ülkelerin resmi makamlarını da FETÖ’nün faaliyetleriyle ilgili detaylı olarak bilgilendiriyoruz." şeklinde konuştu.
Bülbül, FETÖ'nün özellikle eğitim alanındaki faaliyetleri nedeniyle Türkiye'deki uluslararası öğrencileri de istismar etmeye çalıştığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Öğrencilerimizin bu örgütün eylemlerinden mağdur olmamaları için bu tür istismarlara karşı dikkatli olmaları önem taşımaktadır. Bu yüzden öğrencilerimizin kendilerine bu yapıdan gelebilecek her türlü tacize karşı emniyet birimlerimize veya başkanlığımıza bilgi vermelerini istedik."
FETÖ bağlantılı öğrencilerin bursları kesilecek
Her yıl 5 bin öğrencinin yararlanabildiği burslar için, dünyanın 95 değişik noktasında değerlendirme aşamasına gelen öğrencilerle yüz yüze mülakatlar yaptıklarını anımsatan Bülbül, mülakatlardaki en önemli kriterlerden birinin de başvuru sahiplerinin FETÖ bünyesindeki herhangi bir okulla bağlantısının bulunmaması olduğunu söyledi. Bülbül, YTB Türkiye Burslarına hak kazanarak Türkiye'ye gelen öğrencilerin FETÖ mensuplarınca istismar edilmeye çalışıldıklarının bilindiğini dile getirerek, 15 Temmuz sonrası birçok öğrencinin terör örgütünün evlerini terk etmeye başladığı bilgisini paylaştı. "Bundan sonraki süreçte bu terör örgütüyle ilişkili olduğu veya birlikte hareket ettiği tespit edilen burslu öğrenciler hakkında gerekli işlemleri ivedilikle yapmaktayız." diyen Bülbül, FETÖ ile bağlantısı tespit edilen öğrencilerin burslarının anında kesileceğini ve emniyet güçleriyle işbirliği yapılarak ülkelerine geri gönderileceklerini ifade etti.
YTB Türkiye Bursları
Her yıl 5 bin öğrencinin yararlanabildiği burslar için 2016 yılında Suriyeli ögrenciler hariç YTB'ye 95 bin başvuru yapıldı. Suriyeli öğrencilerin de başvurmalarının ardından bu sayının 100 bini geçmesi bekleniyor. YTB, eğitim hayatını Türkiye'de devam ettirmek isteyen lisans öğrencilerine 650, yüksek lisans öğrencilerine 850, doktora öğrencilerine bin 200, araştırma burslularına da 3 bin TL katkıda bulunuyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ağustos 2016 12:57
Gösterim: 1146
FETÖ, devlete sızmak amacıyla Osmanlı döneminde yönetici yetiştirmek üzere kurulan "Enderun Mektebi" yöntemini kullandı. ANKARA - Cüneyt Ateş / AA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından FETÖ'nün, askeri bürokrasiye insan kaynağı sunan, başta askeri liseler olmak üzere pek çok eğitim kurumuna kendi yöntemlerini kullanarak, özellikle zeki çocukları seçerek yerleştirmesi, akıllara Osmanlı Devleti'ndeki Enderun Mektebi'ni getirdi.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kamuoyunda en çok, örgüt üyelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) en üst kademelerine kadar kadar nasıl yükselebildiği ve hangi aşamalardan geçerek bu görevlere geldiği merak edildi.
I. Murad zamanında 1363 yılında kurulup 1908 yılına, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren saray okulu olan Enderun Mektebi'ne alınan çocuklara, hem din hem de bilim dersleri veriliyor, bu okullardan mezun olanlar imparatorluğun çeşitli kademelerinde görev alıyorlardı. Bu okulların özelliği, dışarıya kapalı olmasıydı ve çocuklar Osmanlı Devleti'ne kayıtsız şartsız hizmet için eğitiliyordu.
Bu öğrenciler, ortak kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlıyor, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştiriliyordu. Bu okuldan mezun öğrenciler sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada da görev alıyorlardı.
Enderun Mektebi, FETÖ'nün yayın organı Sızıntı dergisinin, 1990 yılının eylül ayında yayımlanan 140. sayısında da ayrıntılı şekilde anlatılmıştı.
Enderun Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin korunması için gerekli mülki ve idari kadroların eğitimine yönelmişken, benzer yöntemi uygulayan FETÖ ise bünyesine küçük yaşta dahil ettiği çocukları, devletine ve halkına silah doğrultan teröristlere dönüştürdü.
FETÖ tarafından eğitilen çocuklar, beyinleri yıkanarak adeta "mankurtlar" haline getirildi.
Işık evleri
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kendisine hizmet edecek "altın nesli" yetiştirmek için 1970'li yıllardan itibaren ışık evlerine büyük önem gösterilmesini istedi.
Üniversiteyi kazanan ancak barınacak yurt bulamayan başarılı öğrenciler, bu evlere davet edildi. Gizliliğin esas olduğu bu evlerden, erkeklerin kaldığına "Fatih" ve "Cenk", kızların kaldığı evlere de "Manolya" ve "Kardelen" gibi çeşitli kod adları verildi.
Ev yöneticilerinin de takma isimler kullandığı bu evlerde çocuklara ders çalıştırılırken, arka planda Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in sohbetleri dinletildi. Çocukların beyinlerinin yıkanabilmesi için öğrencilerin ailelerinin yanına gitmelerine izin verilmedi.
Bir dönem ışık evlerine giden bazı öğrenciler, sosyal medyada, "Birçok öğrencinin devlet yurtlarında yer bulamaması nedeniyle kalmaya mecbur bırakılan cemaat evleri... Bu kadar hızlı bir şekilde yayılmalarının ve cemaatin büyümesinde devletin isteyerek ya da istemeyerek katkısı ne yazık ki göz ardı edilemez" şeklinde görüş beyan ediyor.
Işık evlerine giden çocuklar, örgüt tarafından askeri harp okulları, GATA, TSK, polis kolejleri, Adalet Akademisi, yargı kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, TİB, ÖSYM ve TÜBİTAK gibi stratejik kurumlara girmeleri yönünde teşvik edildi.
17-25 Aralık darbe girişimi
FETÖ üyeleri, kendi yetiştirdiği kadroları devlette makam sahibi yapabilmek için bir şekilde adamlarını yerleştirdiği sınav komisyonları sayesinde soruları sızdırdı ve hedef belirlediği devlet kurumlarına on binlerce elemanını yerleştirdi.
Örgütün ele başı Fetullah Gülen'in, konuşmalarında "yeşil" diyerek söz ettiği TSK ile "mavi" diye kodladığı polis teşkilatındaki cemaat mensupları, sınavlarda soruları sızdırarak çok sayıda örgüt üyesinin bu kurumlara girmesini sağladı.
Polis teşkilatının FETÖ'den arındırılması
Örgütün 17-25 Aralık 2013'teki darbe girişiminin ardından özellikle emniyette FETÖ ile bağlantılı yüzlerce polis ihraç edildi.
Daha önce Osmanlı'dan miras Enderun Mektebi formatında eğitim veren ve FETÖ gibi grupların hakimiyetindeki Polis Koleji kapatıldı ve 14 yaşındaki çocukların teşkilata girmesinin önü kesildi. Polis Akademisi ise yeniden ele alındı ve Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitim Merkezine dönüştürüldü.
Şok mangaları
FETÖ'nün devlet kademelerindeki üyeleri dolayısıyla amacı sadece devletine ve milletine hizmet etmek olan binlerce polis ve teğmen adayı, hem lise hem de üniversite yıllarındaki fiziksel ve psikolojik işkenceye dayanamayarak okullarını ciddi tazminatlar ödeyerek bırakmak zorunda kaldı.
Özellikle askeri kamplarda FETÖ'nün orduya soktuğu subay ve astsubay adayları rahat eğitim dönemi geçirirken, Gülen'in "altın nesli"nden olmayan ya da olmayı reddeden öğrencilere ise ağır işkenceler uygulandı. Söz konusu vatansever gençler, erimiş asfaltta çıplak sürünme, çöp kutusunda 4 saat bekleme, kamptaki ağaç ve yapraklarını sayma, günde en fazla 2 saat uyuma gibi sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda hırsızlık gibi ağır suçlar gerekçe gösterilerek disiplin puanları düşürüldü.
Bataklık kurutuluyor
FETÖ'nün kamudan tasfiyesine yönelik adımlar atılırken, 15 Temmuz'daki darbe girişimi kısa sürede halkın büyük desteğiyle bastırıldı. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından emniyet teşkilatı içinde başlatılan temizlik, bu kez TSK'ya yöneldi. Binlerce asker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alındı.
Aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu, TSK'dan tasfiye edilen asker sayısı 3 bini geçti.
Vatansever çocukların askeri okullardan uzaklaşmasına sebep olan ve FETÖ'cü darbe girişimine katıldıkları belirtilen üst düzey komutanlar tutuklandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Emir Subayı Levent Türkkan ile Cumhurbaşkanlığı Kara Yaveri Mete Semercioğlu'nun soruşturma kapsamında tutuklanması ve ifadelerinde FETÖ ile bağlantılarını itiraf etmesi, Gülen cemaatinin devletin en üst kademelerine kadar sızdığının en somut göstergesi oldu.
Sadece TSK değil, yargı içinde de yuvalanan FETÖ mensupları da soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde açıkça örgüt bağlantılarına, örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı ve çocukluktan başlayarak uygulanan beyin yıkama yöntemlerini ayrıntılarıyla anlattı.
Devletin tüm birimleri, 30 yılı aşkın süreden beri devlet içine sızan askeri ve sivil bürokrasinin en tepe noktalarına, yasa dışı yollardan kendi elemanlarını yerleştiren FETÖ'ye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
FETÖ, devlete sızmak amacıyla Osmanlı döneminde yönetici yetiştirmek üzere kurulan "Enderun Mektebi" yöntemini kullandı. ANKARA - Cüneyt Ateş / AA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından FETÖ'nün, askeri bürokrasiye insan kaynağı sunan, başta askeri liseler olmak üzere pek çok eğitim kurumuna kendi yöntemlerini kullanarak, özellikle zeki çocukları seçerek yerleştirmesi, akıllara Osmanlı Devleti'ndeki Enderun Mektebi'ni getirdi.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kamuoyunda en çok, örgüt üyelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) en üst kademelerine kadar kadar nasıl yükselebildiği ve hangi aşamalardan geçerek bu görevlere geldiği merak edildi.
I. Murad zamanında 1363 yılında kurulup 1908 yılına, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren saray okulu olan Enderun Mektebi'ne alınan çocuklara, hem din hem de bilim dersleri veriliyor, bu okullardan mezun olanlar imparatorluğun çeşitli kademelerinde görev alıyorlardı. Bu okulların özelliği, dışarıya kapalı olmasıydı ve çocuklar Osmanlı Devleti'ne kayıtsız şartsız hizmet için eğitiliyordu.
Bu öğrenciler, ortak kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlıyor, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştiriliyordu. Bu okuldan mezun öğrenciler sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada da görev alıyorlardı.
Enderun Mektebi, FETÖ'nün yayın organı Sızıntı dergisinin, 1990 yılının eylül ayında yayımlanan 140. sayısında da ayrıntılı şekilde anlatılmıştı.
Enderun Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin korunması için gerekli mülki ve idari kadroların eğitimine yönelmişken, benzer yöntemi uygulayan FETÖ ise bünyesine küçük yaşta dahil ettiği çocukları, devletine ve halkına silah doğrultan teröristlere dönüştürdü.
FETÖ tarafından eğitilen çocuklar, beyinleri yıkanarak adeta "mankurtlar" haline getirildi.
Işık evleri
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kendisine hizmet edecek "altın nesli" yetiştirmek için 1970'li yıllardan itibaren ışık evlerine büyük önem gösterilmesini istedi.
Üniversiteyi kazanan ancak barınacak yurt bulamayan başarılı öğrenciler, bu evlere davet edildi. Gizliliğin esas olduğu bu evlerden, erkeklerin kaldığına "Fatih" ve "Cenk", kızların kaldığı evlere de "Manolya" ve "Kardelen" gibi çeşitli kod adları verildi.
Ev yöneticilerinin de takma isimler kullandığı bu evlerde çocuklara ders çalıştırılırken, arka planda Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in sohbetleri dinletildi. Çocukların beyinlerinin yıkanabilmesi için öğrencilerin ailelerinin yanına gitmelerine izin verilmedi.
Bir dönem ışık evlerine giden bazı öğrenciler, sosyal medyada, "Birçok öğrencinin devlet yurtlarında yer bulamaması nedeniyle kalmaya mecbur bırakılan cemaat evleri... Bu kadar hızlı bir şekilde yayılmalarının ve cemaatin büyümesinde devletin isteyerek ya da istemeyerek katkısı ne yazık ki göz ardı edilemez" şeklinde görüş beyan ediyor.
Işık evlerine giden çocuklar, örgüt tarafından askeri harp okulları, GATA, TSK, polis kolejleri, Adalet Akademisi, yargı kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, TİB, ÖSYM ve TÜBİTAK gibi stratejik kurumlara girmeleri yönünde teşvik edildi.
17-25 Aralık darbe girişimi
FETÖ üyeleri, kendi yetiştirdiği kadroları devlette makam sahibi yapabilmek için bir şekilde adamlarını yerleştirdiği sınav komisyonları sayesinde soruları sızdırdı ve hedef belirlediği devlet kurumlarına on binlerce elemanını yerleştirdi.
Örgütün ele başı Fetullah Gülen'in, konuşmalarında "yeşil" diyerek söz ettiği TSK ile "mavi" diye kodladığı polis teşkilatındaki cemaat mensupları, sınavlarda soruları sızdırarak çok sayıda örgüt üyesinin bu kurumlara girmesini sağladı.
Polis teşkilatının FETÖ'den arındırılması
Örgütün 17-25 Aralık 2013'teki darbe girişiminin ardından özellikle emniyette FETÖ ile bağlantılı yüzlerce polis ihraç edildi.
Daha önce Osmanlı'dan miras Enderun Mektebi formatında eğitim veren ve FETÖ gibi grupların hakimiyetindeki Polis Koleji kapatıldı ve 14 yaşındaki çocukların teşkilata girmesinin önü kesildi. Polis Akademisi ise yeniden ele alındı ve Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitim Merkezine dönüştürüldü.
Şok mangaları
FETÖ'nün devlet kademelerindeki üyeleri dolayısıyla amacı sadece devletine ve milletine hizmet etmek olan binlerce polis ve teğmen adayı, hem lise hem de üniversite yıllarındaki fiziksel ve psikolojik işkenceye dayanamayarak okullarını ciddi tazminatlar ödeyerek bırakmak zorunda kaldı.
Özellikle askeri kamplarda FETÖ'nün orduya soktuğu subay ve astsubay adayları rahat eğitim dönemi geçirirken, Gülen'in "altın nesli"nden olmayan ya da olmayı reddeden öğrencilere ise ağır işkenceler uygulandı. Söz konusu vatansever gençler, erimiş asfaltta çıplak sürünme, çöp kutusunda 4 saat bekleme, kamptaki ağaç ve yapraklarını sayma, günde en fazla 2 saat uyuma gibi sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda hırsızlık gibi ağır suçlar gerekçe gösterilerek disiplin puanları düşürüldü.
Bataklık kurutuluyor
FETÖ'nün kamudan tasfiyesine yönelik adımlar atılırken, 15 Temmuz'daki darbe girişimi kısa sürede halkın büyük desteğiyle bastırıldı. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından emniyet teşkilatı içinde başlatılan temizlik, bu kez TSK'ya yöneldi. Binlerce asker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alındı.
Aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu, TSK'dan tasfiye edilen asker sayısı 3 bini geçti.
Vatansever çocukların askeri okullardan uzaklaşmasına sebep olan ve FETÖ'cü darbe girişimine katıldıkları belirtilen üst düzey komutanlar tutuklandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Emir Subayı Levent Türkkan ile Cumhurbaşkanlığı Kara Yaveri Mete Semercioğlu'nun soruşturma kapsamında tutuklanması ve ifadelerinde FETÖ ile bağlantılarını itiraf etmesi, Gülen cemaatinin devletin en üst kademelerine kadar sızdığının en somut göstergesi oldu.
Sadece TSK değil, yargı içinde de yuvalanan FETÖ mensupları da soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde açıkça örgüt bağlantılarına, örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı ve çocukluktan başlayarak uygulanan beyin yıkama yöntemlerini ayrıntılarıyla anlattı.
Devletin tüm birimleri, 30 yılı aşkın süreden beri devlet içine sızan askeri ve sivil bürokrasinin en tepe noktalarına, yasa dışı yollardan kendi elemanlarını yerleştiren FETÖ'ye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ağustos 2016 17:22
Gösterim: 1242
ÖSYM tarafından, ÖSYS tercih işlemlerinin bugün saat 23.59'a kadar uzatıldığı bildirildi.
ÖSYM'nin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, ÖSYS tercih işlemlerinin yarın sona ereceği duyuruldu. Buna göre, adayların 29 Temmuz'da başlayan ÖSYS tercih işlemleri, bugün saat 23.59'da sona erecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM tarafından, ÖSYS tercih işlemlerinin bugün saat 23.59'a kadar uzatıldığı bildirildi.
ÖSYM'nin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, ÖSYS tercih işlemlerinin yarın sona ereceği duyuruldu. Buna göre, adayların 29 Temmuz'da başlayan ÖSYS tercih işlemleri, bugün saat 23.59'da sona erecek.
Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ağustos 2016 10:52
Gösterim: 2124
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız." dedi.
Belediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde takım halinde şampiyon olan Büyükşehir Belediyesi ASAT Güreş Takımı'nın sporcuları, verdiği destekten dolayı Türel'e teşekkür ziyaretinde bulundu.
Ziyarette yaptığı konuşmada, güreş takımının yakaladığı başarıyla iftihar ettiğini belirten Türel, "Hepinizi şampiyon güreşçiler olarak görüyorum. Benim hayalim bütün boylarda bizim sporcularımız yarışsın, birinci de ikinci de bizden olsun. Amacımız kendi sporcularımızı yetiştirmek. 10 sene önce bu işe ciddi bir yatırım yapmaya karar verdiğimde 70 kişilik bir güreşçi ordumuz vardı. Hayalimiz, şu anda takımımızda büyük umut vaat eden Batu, Hakkı ve Nail gibi sporcularımızı yetiştirip yukarılara çıkarmaktı. Kırkpınar’da beş arkadaşımız birincilik kazandı. Ancak her boydan birincilik almalıyız. Hedefimiz hep birincilik olmalı, ikincilik bizlere yakışmaz." ifadelerini kullandı.
Antalyaspor Koleji kurulacak
Güreş altyapısına önem verdiklerini vurgulayan Türel, Serik'te bir kamp merkezinin tamamlandığını, Orman Bölge Müdürlüğündeki spor salonu projesinin yakında ihaleye çıkarılacağını aktardı. Türel, projede güreş, basketbol, voleybol ve hentbol için ayrı salon planlandığını belirtti. "Türkiye'nin ilk spor kolejini Antalya'ya kazandıracağız." diyen Türel, kolejin, spor akademileri ve liseleri ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Dünyada sadece Ajax, Barcelona ve Partizan kulüplerinin sporcularını kolejle yetiştirdiğini anlatan Türel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız. Öncelikle 5 yaşındaki çocuğu eğitmeye başlayıp kan ve kemik testi yapıyorlar ve vücut yapısı inceleniyor. Çocuklar sonra yetenek testine tabi tutuluyor ve 5 yaşında koleje giriyor, gıdasından eğitimine kadar en kaliteli eğitimi alıyor. Dünyaca ünlü futbolcu Messi 13 yaşında Barcelona'nın yetenek sınavına girip spor kolejine gidiyor. Orada da yetişip dünya yıldızı Messi oluyor. Sporcular hem ilmi hem de sportif eğitim ve ahlakı ile yetişiyor."
Türel, spor kolejinin güreş, futbol, yüzme, basketbol, atletizm ve cimnastik gibi branşlarda eğitim vereceğini, isminin de "Antalyaspor Koleji" olacağını kaydetti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız." dedi.
Belediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde takım halinde şampiyon olan Büyükşehir Belediyesi ASAT Güreş Takımı'nın sporcuları, verdiği destekten dolayı Türel'e teşekkür ziyaretinde bulundu.
Ziyarette yaptığı konuşmada, güreş takımının yakaladığı başarıyla iftihar ettiğini belirten Türel, "Hepinizi şampiyon güreşçiler olarak görüyorum. Benim hayalim bütün boylarda bizim sporcularımız yarışsın, birinci de ikinci de bizden olsun. Amacımız kendi sporcularımızı yetiştirmek. 10 sene önce bu işe ciddi bir yatırım yapmaya karar verdiğimde 70 kişilik bir güreşçi ordumuz vardı. Hayalimiz, şu anda takımımızda büyük umut vaat eden Batu, Hakkı ve Nail gibi sporcularımızı yetiştirip yukarılara çıkarmaktı. Kırkpınar’da beş arkadaşımız birincilik kazandı. Ancak her boydan birincilik almalıyız. Hedefimiz hep birincilik olmalı, ikincilik bizlere yakışmaz." ifadelerini kullandı.
Antalyaspor Koleji kurulacak
Güreş altyapısına önem verdiklerini vurgulayan Türel, Serik'te bir kamp merkezinin tamamlandığını, Orman Bölge Müdürlüğündeki spor salonu projesinin yakında ihaleye çıkarılacağını aktardı. Türel, projede güreş, basketbol, voleybol ve hentbol için ayrı salon planlandığını belirtti. "Türkiye'nin ilk spor kolejini Antalya'ya kazandıracağız." diyen Türel, kolejin, spor akademileri ve liseleri ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Dünyada sadece Ajax, Barcelona ve Partizan kulüplerinin sporcularını kolejle yetiştirdiğini anlatan Türel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız. Öncelikle 5 yaşındaki çocuğu eğitmeye başlayıp kan ve kemik testi yapıyorlar ve vücut yapısı inceleniyor. Çocuklar sonra yetenek testine tabi tutuluyor ve 5 yaşında koleje giriyor, gıdasından eğitimine kadar en kaliteli eğitimi alıyor. Dünyaca ünlü futbolcu Messi 13 yaşında Barcelona'nın yetenek sınavına girip spor kolejine gidiyor. Orada da yetişip dünya yıldızı Messi oluyor. Sporcular hem ilmi hem de sportif eğitim ve ahlakı ile yetişiyor."
Türel, spor kolejinin güreş, futbol, yüzme, basketbol, atletizm ve cimnastik gibi branşlarda eğitim vereceğini, isminin de "Antalyaspor Koleji" olacağını kaydetti.
Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ağustos 2016 17:17
Gösterim: 1176