Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, hükümetin hangi yıl ne kadar öğretmen açığı olduğunu belirleyerek, bu açık üzerinden üniversitelere yerleştirilecek öğrenci kontenjanının belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Meclis’te atanamayan felsefe öğretmenleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında atanamayan öğretmenlerin sorunlarına dikkat çeken Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, tüm bölümlerde atamaya esas olacak şekilde makul bir atama taban puan sınırı geliştirip, sınavsız bir şekilde atamaların gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunan Baydar, “Hangi yıl ne kadar hangi alanda öğretmen açığımızın olacağı hazırlansın, bu açığın üzerinden kaç öğretmen adayının üniversitelere yerleşmesi gerektiği ortaya çıkartılsın, ileriki yıllarda üniversiteye alınacak öğrenci kontenjanı buna göre belirlensin. Uzun vadede bunu yapacak olan hükümet, kısa vadede öğretmen açıklarının hepsini kapatacak şekilde bekleyen tüm öğretmen adaylarının atamalarını gerçekleştirsin” dedi.

2012 yılında felsefe bölümünden mezun olduktan sonra girdiği KPSS sınavından 84 puan almasına rağmen atanamadığını belirten Ezgi Akkır, kürsüde konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı. Ezgi Akkır, “Ben KPSS’den 84 puan aldım, okul ikincisi olarak mezun oldum ve şuan burada duruyorum. Sen 60 puan alan kişiyi öğretmen yapıyorsun, ben bu kadar başarılıyım beni almıyorsun. O zaman sizin Milli Eğitim’deki adaletiniz nasıl. Ben gece gündüz çalıştım. Gidiyorsun dershaneye öğretmen olmak için başvuruyorsun, 200-300 lira para veriyorlar” diye konuştu.

> Öğretmen atama sistemine CHP’den çözüm önerisi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, hükümetin hangi yıl ne kadar öğretmen açığı olduğunu belirleyerek, bu açık üzerinden üniversitelere yerleştirilecek öğrenci kontenjanının belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Meclis’te atanamayan felsefe öğretmenleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında atanamayan öğretmenlerin sorunlarına dikkat çeken Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, tüm bölümlerde atamaya esas olacak şekilde makul bir atama taban puan sınırı geliştirip, sınavsız bir şekilde atamaların gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunan Baydar, “Hangi yıl ne kadar hangi alanda öğretmen açığımızın olacağı hazırlansın, bu açığın üzerinden kaç öğretmen adayının üniversitelere yerleşmesi gerektiği ortaya çıkartılsın, ileriki yıllarda üniversiteye alınacak öğrenci kontenjanı buna göre belirlensin. Uzun vadede bunu yapacak olan hükümet, kısa vadede öğretmen açıklarının hepsini kapatacak şekilde bekleyen tüm öğretmen adaylarının atamalarını gerçekleştirsin” dedi.

2012 yılında felsefe bölümünden mezun olduktan sonra girdiği KPSS sınavından 84 puan almasına rağmen atanamadığını belirten Ezgi Akkır, kürsüde konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı. Ezgi Akkır, “Ben KPSS’den 84 puan aldım, okul ikincisi olarak mezun oldum ve şuan burada duruyorum. Sen 60 puan alan kişiyi öğretmen yapıyorsun, ben bu kadar başarılıyım beni almıyorsun. O zaman sizin Milli Eğitim’deki adaletiniz nasıl. Ben gece gündüz çalıştım. Gidiyorsun dershaneye öğretmen olmak için başvuruyorsun, 200-300 lira para veriyorlar” diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Kasım 2014 15:26

Gösterim: 1665

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 150 bin civarında Suriyeli öğrencinin şu anda Türkiye'de eğitim gördüğünü belirterek, "Türkiye kendi şartlarında yapılabileceklerin en iyisini yapmaktadır. Tüm dünyayı Suriyeli çocukların eğitimi konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum" dedi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, "Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim UNESCO Dünya Konferansı"na katılmak üzere Japonya'nın Nagoya kentinde bulunan Bakan Avcı, burada yaptığı konuşmada, sürdürülebilir kalkınmanın ancak savaşsız bir dünyada daha anlamlı olabileceğini belirtti.

Dünyanın, Suriye'de yaşananlara sessiz kalmasının milyonlarca çocuğun eğitimini olumsuz etkilediğine dikkati çeken Avcı, bu durumun sürdürülebilir kalkınma kavramıyla açıklanamayacağını vurguladı. 

Avcı, Suriye'yi terk etmek zorunda kalan 1,5 milyondan fazla kişinin Türkiye'de barındırıldığını, Suriyeliler için şu ana kadar kullanılan kaynağın 4,5 milyar doları aştığını bildirdi.

150 bin Suriyeli öğrenci Türkiye'de eğitim görüyor

Suriye krizinin giderek bölgesel ve küresel sorun haline geldiğine, buna insani ve siyasi açıdan ilgisiz kalınmasının artık mümkün olmadığına dikkati çeken Avcı, şunları kaydetti:

"Halihazırda 150 bin civarında Suriyeli öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. 70 bin öğrenci, 11 ilde kurulmuş kamplarda, kurduğumuz okullarda eğitimini sürdürüyorlar. 71 bin 500 öğrenci ise değişik vilayetlerimizde, belediyeler, valiliklerimiz, sivil toplum kuruluşlarınca organize edilen okullarda eğitimlerini görüyorlar. Bunun dışında 200 bine yakın henüz eğitime alınamamış, eğitime erişememiş Suriyeli çocuk bulunmaktadır. Yapılanlar yeterli değil ama Türkiye kendi şartlarında yapılabileceklerin en iyisini yapmaktadır. Tüm dünyayı Suriyeli çocukların eğitimi konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum."

> Bakan Avcı'dan Suriyeli çocukların eğitimi için çağrı

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 150 bin civarında Suriyeli öğrencinin şu anda Türkiye'de eğitim gördüğünü belirterek, "Türkiye kendi şartlarında yapılabileceklerin en iyisini yapmaktadır. Tüm dünyayı Suriyeli çocukların eğitimi konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum" dedi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, "Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim UNESCO Dünya Konferansı"na katılmak üzere Japonya'nın Nagoya kentinde bulunan Bakan Avcı, burada yaptığı konuşmada, sürdürülebilir kalkınmanın ancak savaşsız bir dünyada daha anlamlı olabileceğini belirtti.

Dünyanın, Suriye'de yaşananlara sessiz kalmasının milyonlarca çocuğun eğitimini olumsuz etkilediğine dikkati çeken Avcı, bu durumun sürdürülebilir kalkınma kavramıyla açıklanamayacağını vurguladı. 

Avcı, Suriye'yi terk etmek zorunda kalan 1,5 milyondan fazla kişinin Türkiye'de barındırıldığını, Suriyeliler için şu ana kadar kullanılan kaynağın 4,5 milyar doları aştığını bildirdi.

150 bin Suriyeli öğrenci Türkiye'de eğitim görüyor

Suriye krizinin giderek bölgesel ve küresel sorun haline geldiğine, buna insani ve siyasi açıdan ilgisiz kalınmasının artık mümkün olmadığına dikkati çeken Avcı, şunları kaydetti:

"Halihazırda 150 bin civarında Suriyeli öğrenci şu anda Türkiye'de eğitim görüyor. 70 bin öğrenci, 11 ilde kurulmuş kamplarda, kurduğumuz okullarda eğitimini sürdürüyorlar. 71 bin 500 öğrenci ise değişik vilayetlerimizde, belediyeler, valiliklerimiz, sivil toplum kuruluşlarınca organize edilen okullarda eğitimlerini görüyorlar. Bunun dışında 200 bine yakın henüz eğitime alınamamış, eğitime erişememiş Suriyeli çocuk bulunmaktadır. Yapılanlar yeterli değil ama Türkiye kendi şartlarında yapılabileceklerin en iyisini yapmaktadır. Tüm dünyayı Suriyeli çocukların eğitimi konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum."

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Kasım 2014 10:59

Gösterim: 1235

MEB, bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),  bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi

Öğrenciler, notlarının sınıf ortalamasının üstünde ya da altında olduğunu, e-okul veli bilgilendirme sisteminin "not" bölümünden görebilecek.

AA muhabirinin MEB yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Bakanlık öğretmen ve öğrencilerin her türü okul bilgilerini öğrendiği e-okul.meb.gov.tr web sitesi ara yüzünü yenileme çalışmalarını tamamladı.

Bakanlığın e-okul sisteminde öğrencilerin derslerdeki yazılı notlarını öğrenebildikleri sisteme yeni bir bilgi daha eklendi. Buna göre, ders notu, devamsızlık ve nakil durumları gibi işlemleri takip edebilirken, yeni eklenen bir özellikle bir dersten alınan notun, sınıf ortalaması ile mukayesesi de mümkün hale geldi.

e-okul tüm tarayıcılarda görüntülenebilecek

Diğer yandan daha önce internet explorer dışındaki tarayıcılarda görüntü bozukluğu ve işlem hataları veren e-okul sitesi, bu hatalardan arındırıldı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın talimatıyla yaklaşık 3 ay önce başlatılan çalışmalar neticesinde e-okul sistemi bütün tarayıcılarda kullanılabilir hale geldi.

Bakanlığın web sitelerinin ziyaretçi sayısı ise 150 milyonu geçti.

> Öğrenci notları sınıf ortalamasıyla karşılaştırılacak

MEB, bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),  bu yıl ilk kez tüm öğrenciler için bir dersten aldıkları notu, sınıf ortalaması ile karşılaştırabilecekleri istatistiki bilgileri e-okul sistemine ekledi

Öğrenciler, notlarının sınıf ortalamasının üstünde ya da altında olduğunu, e-okul veli bilgilendirme sisteminin "not" bölümünden görebilecek.

AA muhabirinin MEB yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Bakanlık öğretmen ve öğrencilerin her türü okul bilgilerini öğrendiği e-okul.meb.gov.tr web sitesi ara yüzünü yenileme çalışmalarını tamamladı.

Bakanlığın e-okul sisteminde öğrencilerin derslerdeki yazılı notlarını öğrenebildikleri sisteme yeni bir bilgi daha eklendi. Buna göre, ders notu, devamsızlık ve nakil durumları gibi işlemleri takip edebilirken, yeni eklenen bir özellikle bir dersten alınan notun, sınıf ortalaması ile mukayesesi de mümkün hale geldi.

e-okul tüm tarayıcılarda görüntülenebilecek

Diğer yandan daha önce internet explorer dışındaki tarayıcılarda görüntü bozukluğu ve işlem hataları veren e-okul sitesi, bu hatalardan arındırıldı. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın talimatıyla yaklaşık 3 ay önce başlatılan çalışmalar neticesinde e-okul sistemi bütün tarayıcılarda kullanılabilir hale geldi.

Bakanlığın web sitelerinin ziyaretçi sayısı ise 150 milyonu geçti.

Son Güncelleme: Pazar, 09 Kasım 2014 12:29

Gösterim: 1569

6. sınıflarda okutulan 'Fen ve Teknoloji' dersi kitabında geçen yıl 'Canlılar, üreme ve büyüme' ünitesi içinde yer alan 'İnsanlarda üreme, büyüme ve gelişme' başlığı ve başlığın içinde anlatılan konu kaldırıldı.

6. sınıf öğrencilerine geçen yıl okutulan Fen ve Teknoloji dersi kitabında insanların üremesi bilimsel olarak ve çocukların kavrayacağı şekilde anlatılıyordu. Bu yıl hazırlanarak öğrencilere dağıtılan ders kitabında ise “Bitki ve hayvanlar nasıl ürer, büyür ve gelişir” başlığı altında bitkilerin ve hayvanların üremesi anlatılıyor. İnsanlarla ilgili ‘üreme’ ve ‘döllenme’ konuları da detayları olmadan anlatılıyor. Kitapta üreme sadece kucağında bir bebek olan anne fotoğrafı ile temsil ediliyor.

Birgün gazetesinden Gülsen Candemir'in haberine göre, başlığın ve konunun kitapta anlatılmaması tepkiye yol açtı. Yeni kitapta insanların nasıl çoğaldığına sadece birkaç cümlede değinildiğini gören öğretmenler, bunun çocukların gelişimini ve doğru bilgiye erişimini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.

Fen öğretmenleri değişikliğin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Çocuk, üreme sistemindeki organları ve işlevlerini öğrenmediği zaman, bu bilgileri kulaktan dolma bilgilerle öğrenmeye çalışır. Bilimsel bilgiyi bu çocuklara öğretmezsek, tabular, günahlar, ayıplar ortaya çıkar. Altıncı sınıflar hata yapmaya müsait bir yaş olduğu için de kendini koruyamaz. Üreme sistemini anlatırken biz çocuklara, aynı zamanda ergenlik sürecini de anlatırız.

Ruhsal ve bedensel yaşadığı değişimleri öğrenmesi, bu değişimleri yaşadığında normal karşılamasını ve kendini bilerek kabullenmesini sağlar.

Üreme sistemi organlarını sakınıp, resimlerle gösterilmediği zaman merak duygusu ile tacizci bir bakış oluşturabilir. Ayrıca bu konular 8. sınıfta anlatılacak olan genetik konusu için temel bilgisi olduğu için eksik bilgi verilmiş olacaktır.”

"Bilim ayıp, günah oldu"

Eğitim Sen 1 No’lu eski Şube Başkanı Psikolojik Danışman Abdullah Tunalı, kitapta yapılan değişikliğin nedenini, bilimsel bilginin ayıp sayılması olarak gösterdi. Tunalı,”Bilimsel bilgi ayıp, günah ve tabu kavramları ile gölgelenerek, üzeri örtülmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.

> O konu ders kitaplarından kaldırıldı

6. sınıflarda okutulan 'Fen ve Teknoloji' dersi kitabında geçen yıl 'Canlılar, üreme ve büyüme' ünitesi içinde yer alan 'İnsanlarda üreme, büyüme ve gelişme' başlığı ve başlığın içinde anlatılan konu kaldırıldı.

6. sınıf öğrencilerine geçen yıl okutulan Fen ve Teknoloji dersi kitabında insanların üremesi bilimsel olarak ve çocukların kavrayacağı şekilde anlatılıyordu. Bu yıl hazırlanarak öğrencilere dağıtılan ders kitabında ise “Bitki ve hayvanlar nasıl ürer, büyür ve gelişir” başlığı altında bitkilerin ve hayvanların üremesi anlatılıyor. İnsanlarla ilgili ‘üreme’ ve ‘döllenme’ konuları da detayları olmadan anlatılıyor. Kitapta üreme sadece kucağında bir bebek olan anne fotoğrafı ile temsil ediliyor.

Birgün gazetesinden Gülsen Candemir'in haberine göre, başlığın ve konunun kitapta anlatılmaması tepkiye yol açtı. Yeni kitapta insanların nasıl çoğaldığına sadece birkaç cümlede değinildiğini gören öğretmenler, bunun çocukların gelişimini ve doğru bilgiye erişimini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.

Fen öğretmenleri değişikliğin çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Çocuk, üreme sistemindeki organları ve işlevlerini öğrenmediği zaman, bu bilgileri kulaktan dolma bilgilerle öğrenmeye çalışır. Bilimsel bilgiyi bu çocuklara öğretmezsek, tabular, günahlar, ayıplar ortaya çıkar. Altıncı sınıflar hata yapmaya müsait bir yaş olduğu için de kendini koruyamaz. Üreme sistemini anlatırken biz çocuklara, aynı zamanda ergenlik sürecini de anlatırız.

Ruhsal ve bedensel yaşadığı değişimleri öğrenmesi, bu değişimleri yaşadığında normal karşılamasını ve kendini bilerek kabullenmesini sağlar.

Üreme sistemi organlarını sakınıp, resimlerle gösterilmediği zaman merak duygusu ile tacizci bir bakış oluşturabilir. Ayrıca bu konular 8. sınıfta anlatılacak olan genetik konusu için temel bilgisi olduğu için eksik bilgi verilmiş olacaktır.”

"Bilim ayıp, günah oldu"

Eğitim Sen 1 No’lu eski Şube Başkanı Psikolojik Danışman Abdullah Tunalı, kitapta yapılan değişikliğin nedenini, bilimsel bilginin ayıp sayılması olarak gösterdi. Tunalı,”Bilimsel bilgi ayıp, günah ve tabu kavramları ile gölgelenerek, üzeri örtülmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Kasım 2014 10:27

Gösterim: 1478

Davutoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Dersleri ile ilgili “Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım.” açıklamasında bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi'nde düzenlenen "4. Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü" etkinliğinin açılış törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, "Din Kültürü ve Ahlak Dersleri" ile ilgili önemli açıklamada bulundu.

Davutoğlu, şu açıklamaları yaptı:

"Tanıtmak lazım ki başkaları Alevilik Bektaşilik geleneği üzerinden bir takım yanlış kanaatlere, Ali'siz, Hüseyin'siz, Ehli Beyt'siz, Hoca Ahmet Yesevi'siz bazı çizgilere kaymasınlar. Hacı Bektaş-ı Veli'yi herkese okutmak lazım, Alevi Sünni ayrımı yapmadan ki Hacı Bektaş-ı Veli ne Alevi'dir ne Sünni'dir, Hacı Bektaş-ı Veli her şeyden önce bir Ehl-i Beyt yolcusudur ve bir insandır. Gerçek anlamda insanı kamil yolunda bir insandır. O mertebede bir insandır. Hepimizin söyleyeceği değerler var. İşte burada Din Kültürü ve Ahlak derslerine kısaca girmek istiyorum. Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım. Aşağılanıyorsa, kötüleniyorsa, ötekileniyorsa; 'şu mezhepten olan dinin dışındadır, dine mensuplar şöyledir' işte o anda nefret kültürü doğar. Ama ben isterim ki her Sünni Hacı Bektaş-ı Veli'yi okusun, her Alevi'de Emir Sultan'ı Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi okusun. Bunda bir yanlışlık olduğu kanaatini taşımam. Bunu da açık yüreklilikle tartışalım, ama tabuları yıkalım zihnimizde. 'Bir şey dini bir öz barındırıyorsa, bu çağdaşlığa ve Aleviliğe aykırıdır' dediğiniz anda o anda dergahtan koparsınız, ikrardan koparsınız."

> Başbakan’dan din kültürü dersi açıklaması

Davutoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Dersleri ile ilgili “Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım.” açıklamasında bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi'nde düzenlenen "4. Uluslararası Hacıbektaş Aşure Günü" etkinliğinin açılış törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, "Din Kültürü ve Ahlak Dersleri" ile ilgili önemli açıklamada bulundu.

Davutoğlu, şu açıklamaları yaptı:

"Tanıtmak lazım ki başkaları Alevilik Bektaşilik geleneği üzerinden bir takım yanlış kanaatlere, Ali'siz, Hüseyin'siz, Ehli Beyt'siz, Hoca Ahmet Yesevi'siz bazı çizgilere kaymasınlar. Hacı Bektaş-ı Veli'yi herkese okutmak lazım, Alevi Sünni ayrımı yapmadan ki Hacı Bektaş-ı Veli ne Alevi'dir ne Sünni'dir, Hacı Bektaş-ı Veli her şeyden önce bir Ehl-i Beyt yolcusudur ve bir insandır. Gerçek anlamda insanı kamil yolunda bir insandır. O mertebede bir insandır. Hepimizin söyleyeceği değerler var. İşte burada Din Kültürü ve Ahlak derslerine kısaca girmek istiyorum. Eğer herhangi bir mezhep, din bu derslerde tahkir ediliyorsa, gerçekten bu dersleri kaldıralım. Aşağılanıyorsa, kötüleniyorsa, ötekileniyorsa; 'şu mezhepten olan dinin dışındadır, dine mensuplar şöyledir' işte o anda nefret kültürü doğar. Ama ben isterim ki her Sünni Hacı Bektaş-ı Veli'yi okusun, her Alevi'de Emir Sultan'ı Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi okusun. Bunda bir yanlışlık olduğu kanaatini taşımam. Bunu da açık yüreklilikle tartışalım, ama tabuları yıkalım zihnimizde. 'Bir şey dini bir öz barındırıyorsa, bu çağdaşlığa ve Aleviliğe aykırıdır' dediğiniz anda o anda dergahtan koparsınız, ikrardan koparsınız."

Son Güncelleme: Cumartesi, 08 Kasım 2014 17:05

Gösterim: 1091


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.