Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Bugün 5 saat süren Bakanlar Kurulu’nda dershanelerle ilgili bir karar alındı mı? İşte Arınç’tan son dakika açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yaptı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Arınç, bugün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında dershanelerle ilgili son durumu soran gazetecilere, "Dershaneler konusu bu toplantıda görüşülmedi. Ancak Milli Eğitim Bakanımızla görüştüm, bu konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi." açıklamasında bulundu.

> Dershanelerle ilgili son durum İşte Bakanlar Kurulu sonrası ilk açıklama

Bugün 5 saat süren Bakanlar Kurulu’nda dershanelerle ilgili bir karar alındı mı? İşte Arınç’tan son dakika açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklama yaptı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Arınç, bugün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında dershanelerle ilgili son durumu soran gazetecilere, "Dershaneler konusu bu toplantıda görüşülmedi. Ancak Milli Eğitim Bakanımızla görüştüm, bu konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi." açıklamasında bulundu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Ocak 2014 19:37

Gösterim: 2106

2014 Yarıyıl Tatili Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Tercih İşlemleri başladı. Bugün başlayan tercih işlemleri 17 Ocak’a kadar Milli Eğitim Bakanlığı'nın https://mebbis.meb.gov.tr internet adresi üzerinden yapılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin özür durumuna bağlı il içi ve iller arası yer değiştirme tercihlerini almaya başladı. Tercih işlemleri 17 Ocak’a kadar devam edecek.  Özür durumuna bağlı yer değiştirme sonuçları 20-21 Ocak 2014 tarihinde açıklanacak.

Tercih işlemleri için Tıklayın




> MEB özür durumuna bağlı yer değiştirme tercihleri başladı

2014 Yarıyıl Tatili Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Tercih İşlemleri başladı. Bugün başlayan tercih işlemleri 17 Ocak’a kadar Milli Eğitim Bakanlığı'nın https://mebbis.meb.gov.tr internet adresi üzerinden yapılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin özür durumuna bağlı il içi ve iller arası yer değiştirme tercihlerini almaya başladı. Tercih işlemleri 17 Ocak’a kadar devam edecek.  Özür durumuna bağlı yer değiştirme sonuçları 20-21 Ocak 2014 tarihinde açıklanacak.

Tercih işlemleri için Tıklayın




Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Ocak 2014 19:09

Gösterim: 1185

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın “çalışmalarda sona gelindi” dediği dershanelerin dönüşümü için hazırlanan taslakta son aşamaya gelindi.

Dershanelere 'Carter School' modeli önerildi... ÖZBİR tarafından önerilen ve MEB tarafından da sıcak bakılan yeni modele göre, başarı seviyesi düşük okullar dershanelere devredilecek. Devlet, okulda her öğrenci için harcadığı kadar parayı okulu işletecek kişilere ödeyecek. Başarı seviyesi artırılacak.

Önümüzdeki günlerde Meclis'e sunulacak olan taslak, dershane envanterinin çıkarılması ve paydaşlarla görüşülmesinin ardından yeniden şekillenirken dershanelerin sadece özel okula değil farklı eğitim kurumlarına dönüştürülebilmesi için de birçok seçenek oluşturuldu.

ÖZDER'in önerisine MEB sıcak

Star'ın haberine göre; MEB'in paydaşlarla yaptığı son görüşmede ise yeni bir alternatif daha gündeme geldi. ÖZDER'in öneri olarak sunduğu model, dünyada Carter Scool olarak biliniyor. Önereyi Bakanlığın da sıcak baktığı öğrenildi. "Carter Scool" modeli Milli Eğtiim Bakanlığı tarafından kabul görürse Türkiye'de yepyeni bir dönem açılacak. Amerika'da bulunan Carter Scool modeli öğrencilere ücretsiz olarak özel okullara gitme imkânı sunuyor. Bakanlığa önerilen modelin ayrıntıları şöyle:

Kalitesi düşük olan okullar

-MEB mevcut okulları imkan ve eğitim kalitesi açısından sınıflandıracak ve eğitim kalitesinde geri kalan bölgelerdeki okulları dershane sahiplerine dershaneleri kapatma karşılığında devredecek.

-Dershaneler bu okulların yönetimini ve eğitimini üstlenecekler. Öğretmenleri ve idarecileri dershaneler kendileri atayacaklar.

-Bu okullar halka ücretsiz olacak. Öğrencilerin parasını devlet karşılayacak. (Öğrencilere yıllık olarak harcadığı miktarı özel okullara verecek.)

-Bu okulların işleyiş ve denetimleri düzenlenecek ilgili mevzuatlarla yapılacak.

-Milli Eğitim bu okullardan kendi personelini çekip diğer okullara ya da yeni açılacak okullara kaydıracak.

Düşük gelirliye 'özel' imkan

Sunulan önerinin kabul edilmesi ve taslağa konulması durumunda ise maddi imkâna sahip olmadığı için özel okula gidemeyen öğrencilere özel okul yolu açılmış olacak. Aynı zamanda öğrencilere sunulan imkânlarda artış gerçekleşerek maddi imkânlar yüzünden oluşan eğitim farklılığı sona erecek. Dershane temsilcileri bu durumu hem devletin elindeki okulların kaletisinin artırılması hem de dershane sahiplerinin altından kalkamayacağı yeni okul inşaatı zorunluluğunun da çözümü şeklinde savunuyorlar. Öneri hayata geçerse, dershane sahipleri devralacakları devlet okullarını elden geçirdikten sonra, kendi müdürleri öğretmenleri ve eğitim kadrosuyla işletecekler.

> Dershane yerine 'carter school' modeli

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın “çalışmalarda sona gelindi” dediği dershanelerin dönüşümü için hazırlanan taslakta son aşamaya gelindi.

Dershanelere 'Carter School' modeli önerildi... ÖZBİR tarafından önerilen ve MEB tarafından da sıcak bakılan yeni modele göre, başarı seviyesi düşük okullar dershanelere devredilecek. Devlet, okulda her öğrenci için harcadığı kadar parayı okulu işletecek kişilere ödeyecek. Başarı seviyesi artırılacak.

Önümüzdeki günlerde Meclis'e sunulacak olan taslak, dershane envanterinin çıkarılması ve paydaşlarla görüşülmesinin ardından yeniden şekillenirken dershanelerin sadece özel okula değil farklı eğitim kurumlarına dönüştürülebilmesi için de birçok seçenek oluşturuldu.

ÖZDER'in önerisine MEB sıcak

Star'ın haberine göre; MEB'in paydaşlarla yaptığı son görüşmede ise yeni bir alternatif daha gündeme geldi. ÖZDER'in öneri olarak sunduğu model, dünyada Carter Scool olarak biliniyor. Önereyi Bakanlığın da sıcak baktığı öğrenildi. "Carter Scool" modeli Milli Eğtiim Bakanlığı tarafından kabul görürse Türkiye'de yepyeni bir dönem açılacak. Amerika'da bulunan Carter Scool modeli öğrencilere ücretsiz olarak özel okullara gitme imkânı sunuyor. Bakanlığa önerilen modelin ayrıntıları şöyle:

Kalitesi düşük olan okullar

-MEB mevcut okulları imkan ve eğitim kalitesi açısından sınıflandıracak ve eğitim kalitesinde geri kalan bölgelerdeki okulları dershane sahiplerine dershaneleri kapatma karşılığında devredecek.

-Dershaneler bu okulların yönetimini ve eğitimini üstlenecekler. Öğretmenleri ve idarecileri dershaneler kendileri atayacaklar.

-Bu okullar halka ücretsiz olacak. Öğrencilerin parasını devlet karşılayacak. (Öğrencilere yıllık olarak harcadığı miktarı özel okullara verecek.)

-Bu okulların işleyiş ve denetimleri düzenlenecek ilgili mevzuatlarla yapılacak.

-Milli Eğitim bu okullardan kendi personelini çekip diğer okullara ya da yeni açılacak okullara kaydıracak.

Düşük gelirliye 'özel' imkan

Sunulan önerinin kabul edilmesi ve taslağa konulması durumunda ise maddi imkâna sahip olmadığı için özel okula gidemeyen öğrencilere özel okul yolu açılmış olacak. Aynı zamanda öğrencilere sunulan imkânlarda artış gerçekleşerek maddi imkânlar yüzünden oluşan eğitim farklılığı sona erecek. Dershane temsilcileri bu durumu hem devletin elindeki okulların kaletisinin artırılması hem de dershane sahiplerinin altından kalkamayacağı yeni okul inşaatı zorunluluğunun da çözümü şeklinde savunuyorlar. Öneri hayata geçerse, dershane sahipleri devralacakları devlet okullarını elden geçirdikten sonra, kendi müdürleri öğretmenleri ve eğitim kadrosuyla işletecekler.

Son Güncelleme: Pazar, 12 Ocak 2014 13:05

Gösterim: 1418

Dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren yasa taslağında sona gelindi. Taslak, Başbakan’ın onayından sonra Meclis’e gelecek.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren yasa taslağı hazırlıklarında sona gelindi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, taslağın son halini Başbakan Tayyip Erdoğan'a özel brifing ile sunacak. Erdoğan'n onay vermesi ya da isteyeceği değişiklikler yapıldıktan sonra tasarının bu hafta TBMM'ye gönderilmesi bekleniyor.

Son şekli verdiler

MEB'in hazırladığı son taslakta Açık Liseler 4 yıl olurken, dönüşümde anaokulu ve yurtlar da kapsam içine alındı. Bakan Avcı'nın geçen hafta yaptığı, "Gelecek hafta biter" açıklamasının ardından MEB yetkilileri, dershane dönüşüm taslağına son şeklini verdi.

Başbakan'ın onayını bekliyor

Geçen ay, Bakan Nabi Avcı'nın 2 kez Bakanlar Kurulu gündemine getirdiği dershane düzenlemesinin son hali bu kez Başbakan Erdoğan'a özel brifingte sunulacak. Başbakan Erdoğan'ın programına göre bir iki gün içinde sunumun yapılması bekleniyor. Erdoğan onaylarsa hemen, değişiklik istemesi durumunda da gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra tasarı bu hafta içerisinde TBMM'ye gönderilecek.

Dershane temsilcileri ve sivil toplum örgütleri ile görüşülerek son hali verilen dershane düzenlemesinde, 2 yıl olarak düşünülen Açık Lise süresi 4 yıla çıkarıldı. Dershane sahipleri açık lisenin süresiz olmasını talep etti. Ancak Bakanlık bu formülün geçiş döneminde kullanılacağını aktardı, uzun vadeli eğitim politikalarında açık liseye yer olmadığını bildirdi.

Çok kapsamlı formül

Dershanelerin özel okula dönüşümünde sadece lise alternatifi yer almayacak. Dershanelerin dönüşümü 'ihtiyaca' göre sağlanacak. Bunun için de stratejik teşvik verilecek. Her il ve ilçede MEB'in en çok ihtiyaç duyduğu eğitim kurumuna dönüşün dershane daha çok teşvikten yararlanacak. İlkokul, ortaokul ve lisenin yanı sıra anaokullarını içeren okulöncesi eğitim kurumları ve üniversiteler için yurt da kapsam içerisine alındı.

Son tarih altı ay uzatılabilir

MEB'in dershane yöneticileri ile yaptığı son toplantıda dershanelerin dönüşümü için verilen 1 Eylül 2015 tarihi de masaya yatırıldı. Dershane yöneticilerinin talepleri doğrultusunda, özel okula dönüşüm için verilen 1 Eylül 2015 son tarihinin 6 ay uzatılarak 2016 yılı Şubat sonuna ertelenmesine Bakan Nabi Avcı'nın sıcak baktığı öğrenildi.

Kaynak Sabah

> Başbakan onaylarsa dershaneler tamam

Dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren yasa taslağında sona gelindi. Taslak, Başbakan’ın onayından sonra Meclis’e gelecek.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren yasa taslağı hazırlıklarında sona gelindi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, taslağın son halini Başbakan Tayyip Erdoğan'a özel brifing ile sunacak. Erdoğan'n onay vermesi ya da isteyeceği değişiklikler yapıldıktan sonra tasarının bu hafta TBMM'ye gönderilmesi bekleniyor.

Son şekli verdiler

MEB'in hazırladığı son taslakta Açık Liseler 4 yıl olurken, dönüşümde anaokulu ve yurtlar da kapsam içine alındı. Bakan Avcı'nın geçen hafta yaptığı, "Gelecek hafta biter" açıklamasının ardından MEB yetkilileri, dershane dönüşüm taslağına son şeklini verdi.

Başbakan'ın onayını bekliyor

Geçen ay, Bakan Nabi Avcı'nın 2 kez Bakanlar Kurulu gündemine getirdiği dershane düzenlemesinin son hali bu kez Başbakan Erdoğan'a özel brifingte sunulacak. Başbakan Erdoğan'ın programına göre bir iki gün içinde sunumun yapılması bekleniyor. Erdoğan onaylarsa hemen, değişiklik istemesi durumunda da gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra tasarı bu hafta içerisinde TBMM'ye gönderilecek.

Dershane temsilcileri ve sivil toplum örgütleri ile görüşülerek son hali verilen dershane düzenlemesinde, 2 yıl olarak düşünülen Açık Lise süresi 4 yıla çıkarıldı. Dershane sahipleri açık lisenin süresiz olmasını talep etti. Ancak Bakanlık bu formülün geçiş döneminde kullanılacağını aktardı, uzun vadeli eğitim politikalarında açık liseye yer olmadığını bildirdi.

Çok kapsamlı formül

Dershanelerin özel okula dönüşümünde sadece lise alternatifi yer almayacak. Dershanelerin dönüşümü 'ihtiyaca' göre sağlanacak. Bunun için de stratejik teşvik verilecek. Her il ve ilçede MEB'in en çok ihtiyaç duyduğu eğitim kurumuna dönüşün dershane daha çok teşvikten yararlanacak. İlkokul, ortaokul ve lisenin yanı sıra anaokullarını içeren okulöncesi eğitim kurumları ve üniversiteler için yurt da kapsam içerisine alındı.

Son tarih altı ay uzatılabilir

MEB'in dershane yöneticileri ile yaptığı son toplantıda dershanelerin dönüşümü için verilen 1 Eylül 2015 tarihi de masaya yatırıldı. Dershane yöneticilerinin talepleri doğrultusunda, özel okula dönüşüm için verilen 1 Eylül 2015 son tarihinin 6 ay uzatılarak 2016 yılı Şubat sonuna ertelenmesine Bakan Nabi Avcı'nın sıcak baktığı öğrenildi.

Kaynak Sabah

Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Ocak 2014 08:58

Gösterim: 1956

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Bakanlık olarak bu yıl Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak 1 milyar 576 milyon liradır. İstiyoruz ki bu kaynak yıl içinde etkin bir şekilde harcansın, biz de gidelim ‘Bu para yetmedi, bizim sanayimiz Ar-Ge’ye çok önem veriyor' diyelim. Ama geçen yıl bu kaynağımızı harcayamadık. Üniversitelerimizin bu konuya daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor.” dedi.

İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde "2023'e 10 Kala Ar- Ge ve Yenilikte İstanbul" hedefi ile düzenlenen "Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı"nda konuşan Bakan Işık, bilime ve bilim insanına en fazla değeri veren şehir olan İstanbul’da bu toplantının yapılmasını çok anlamlı bulduğunu belirterek, İstanbul’un İslam medeniyetine en fazla ruhunu ve rengini veren şehir olduğunu söyledi.

Işık, Türkiye’nin bir dönem çok kalın gümrük duvarları arkasında kaldığı, üniversitelerin sadece ”bilim bilim içindir”, kamunun da “para isteme benden buz gibi soğurum senden” mantığıyla hareket ettiği bir dönemden geçtiğini ifade ederek, bu dönemin Gümrük Birliği Anlaşması’nın ardından yavaş yavaş sona erdiğini kaydetti.

Bu anlaşmanın ardından Türkiye’nin uluslararası rekabete açıldığını, şirket ve işletmelerin uluslararası rekabete kendini adapte etmeye çalıştığını ancak onlar bunu yaparken üniversite ve kamudan gereken desteği göremediğini dile getirdi.

Işık, 2011 krizinin Türkiye’yi kendine getirdiğini vurgulayarak, krizin ardından siyasi istikrar tesis edilince Türkiye’nin hızla istenilen noktaya geldiğini ifade etti.

Gelinen noktanın asla küçümsenmeyeceğine dikkati çeken Işık, şunları söyledi:

“Hükümet olduğumuz sürecin birinci devresinde çok iyi oynadık. Milli gelirimiz 800 milyar dolarlar seviyesine geldi, ihracatımız 152 milyar dolarlara geldi. Ar-Ge’ye ayrılan pay arttı. İstihdam ve üretim arttı. Ülke büyürken sanayimiz de ölçek büyüttü. Anlayacağınız birinci devrede başarılıyız ama bizim ikinci dönem için çok önemli hedeflerimiz var. Hedefi olmayan bir ülke dümeni kırık gemiye benzer. AK Parti 2002‘de iktidar olduğunda koyduğu hedefler var. Bu hedeflerin sıkı takipçisiyiz. 2023 için temel hedefimiz 500 milyar dolarlık ihracat. Bunları gerçekleştirmek için GSMH’nın yüzde 3‘ü oranında Ar- Ge bütçesi hedefliyoruz. Ar-Ge yatırım yapmazsanız bu hedeflere ulaşmanız zor.”

"Üniversitenin birikimini  sanayi ile buluşturmalıyız" 

Işık, Türkiye’nin tüm birikimlerini biraya getirmek zorunda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Bu birikimlerden en önemlisi üniversiteler. Bilgi birikimimiz çok iyi. Üreten sanayicilerimiz ve KOBİ’lerimiz var. Bunların ikisinin biraya gelmesi gerekir. Bunları bir araya getirme görevini de üstlenen kamudur. Bugün artık yeni bir sıçrama yapmak zorundayız. Orta gelir tuzağından bir sıçrama yaparak çıkarız. Bunun da yolu daha nitelikli ve teknolojiye dayalı ürün üretmek ve satmak. Ürün ve süreç geliştirmeyi başarmalıyız.

Bu işleri sadece sanayicimize bırakırsak haksızlık yapmış oluruz. Yapmamız gereken şey, üniversitenin birikimini sanayi ile buluşturmak. Bunu yaparken de kamu olarak bu işbirliğine sonuna kadar destek vermeliyiz. Bununla ilgili çok değerli çalışmalar yürüyor. Bu birliktelik bir nikaha dönüşsün. Hem de bu nikah Katolik nikahı olsun. Yani üniversite, sanayi ve kamu Katolik nikahı ile birbirine bağlansın. Birbirinden hiç ayrılmamak üzere çalışsın. İnsanımızın vatanı için fedakarlık duygusunu güçlü bir organizasyonla bir araya getirirsek, gelecekle ilgili hiçbir endişemiz olmaz.”

Işık, şuan Türkiye’nin yağ, un ve şekeri olduğunu helva da yaptığını ancak yiyenin damağında kalacak ve tekrar yemek isteyeceği bir helva yapımının amaçlandığını söyledi.

Üniversitelere seslenen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sanayi ile çok daha sıkı bir işbirliği yapın, biz sizi sonuna kadar destekleyeceğiz. Sanayicimiz 10 milyar doların üzerinde TÜBİTAK’a bir proje getirdiğinde eğer bir üniversite partner değilse reddediyoruz. Çünkü bu işin sürdürülebilir olması için mutlaka bilim ayağı sağlam olmalı. Eğer bir projeye yüzde 30 oranında destek veriyorsak ve projede üniversite ayağı varsa o destek oranını yüzde 40’a çıkarıyoruz. Akademik Ar-Ge’ye çok ciddi destek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bakanlık olarak bu yıl Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak 1 milyar 576 milyon liradır. İstiyoruz ki bu kaynak yıl içinde etkin bir şekilde harcansın, biz de gidelim ‘Bu para yetmedi, bizim sanayimiz Ar-Ge’ye çok önem veriyor' diyelim. Ama geçen yıl bu kaynağımızı harcayamadık. Üniversitelerimizin bu konuya daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor.”  

Işık, bugüne kadar yapılan çalışmaların göğüslerini kabarttığını belirterek, yerli üretimin artmasında en büyük gücün de KOBİ’ler olduğunu dile getirdi.

Yerli üretimi destekleyen, cari açığı azaltacak tedbirleri peş peşe hizmete sokacaklarına işaret eden Işık, "Enerji harici cari açığımız yok. Enerji noktasında yerli üretimi artırmak demek, cari açığı azaltmak ve dövizin çıkmasını engellemek demek. Şuan TBMM’deki Torba Yasa'da Bakanlığımızın 3 maddesi var. Bunlar, Kurumlar Vergisi, İş Bitirme Belgesi ve ithal ürün ile yerli ürün arasındaki fiyat farkı konularıdır. Bunlar küçük ama önemli adımlar. Bu ülkenin tüm kaynaklarını en etkin ve en verimli şekilde kullanarak üretime dönüştürmek zorundayız. Sürdürülebilir bir kalkınma için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Üniversite, sanayi ve kamunun işbirliği ülkenin geleceği için çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.

"Döviz kurundaki oynaklık normal"

Bakan Işık, toplantı sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Döviz kurundaki dalgalanmaya ilişkin öngörülerinin ve Merkez Bankasından beklentilerinin sorulması üzerine Işık, böyle dönemlerde oynaklık olmasının normal olduğunu vurguladı.

Bu oynaklıkla ilgili Merkez Bankasının gereken dönemlerde gerekli önlemleri alacağını hatırlatan Işık, "Biz serbest kur sistemi uyguluyoruz. Piyasanın talepleri ve arzı doğrultusunda bu oynaklıklar olur ve bunlar mutlaka belli bir süre içinde bir stabilite yakalar. Endişeli olmaya, çok kötümser olmaya gerek yok. Bugünler geçecek ve bir stabilite oluşacaktır" dedi.

Dün açıklanan sanayi üretimi endeksinin beklentinin üzerinde çıkması konusundaki soruya ise Işık, "Sanayi üretimi artıyor, azalmıyor. Aralık ayı ile ilgili öncü göstergeler de iyi gözüküyor. 'Sanayi üretimi azalıyor' demek haksızlık olur. Enerji maliyetleri, girdi maliyetleri hükümetin kurulduğu günden bu yana gündeminde olan ve sürekli iyileştirmeler yapılan alanlar. Biz de yoğunluğumuzu bunlara daha fazla vereceğiz" yanıtını verdi.

> Bakan Fikri Işık'tan üniversitelere çağrı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Bakanlık olarak bu yıl Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak 1 milyar 576 milyon liradır. İstiyoruz ki bu kaynak yıl içinde etkin bir şekilde harcansın, biz de gidelim ‘Bu para yetmedi, bizim sanayimiz Ar-Ge’ye çok önem veriyor' diyelim. Ama geçen yıl bu kaynağımızı harcayamadık. Üniversitelerimizin bu konuya daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor.” dedi.

İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde "2023'e 10 Kala Ar- Ge ve Yenilikte İstanbul" hedefi ile düzenlenen "Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı"nda konuşan Bakan Işık, bilime ve bilim insanına en fazla değeri veren şehir olan İstanbul’da bu toplantının yapılmasını çok anlamlı bulduğunu belirterek, İstanbul’un İslam medeniyetine en fazla ruhunu ve rengini veren şehir olduğunu söyledi.

Işık, Türkiye’nin bir dönem çok kalın gümrük duvarları arkasında kaldığı, üniversitelerin sadece ”bilim bilim içindir”, kamunun da “para isteme benden buz gibi soğurum senden” mantığıyla hareket ettiği bir dönemden geçtiğini ifade ederek, bu dönemin Gümrük Birliği Anlaşması’nın ardından yavaş yavaş sona erdiğini kaydetti.

Bu anlaşmanın ardından Türkiye’nin uluslararası rekabete açıldığını, şirket ve işletmelerin uluslararası rekabete kendini adapte etmeye çalıştığını ancak onlar bunu yaparken üniversite ve kamudan gereken desteği göremediğini dile getirdi.

Işık, 2011 krizinin Türkiye’yi kendine getirdiğini vurgulayarak, krizin ardından siyasi istikrar tesis edilince Türkiye’nin hızla istenilen noktaya geldiğini ifade etti.

Gelinen noktanın asla küçümsenmeyeceğine dikkati çeken Işık, şunları söyledi:

“Hükümet olduğumuz sürecin birinci devresinde çok iyi oynadık. Milli gelirimiz 800 milyar dolarlar seviyesine geldi, ihracatımız 152 milyar dolarlara geldi. Ar-Ge’ye ayrılan pay arttı. İstihdam ve üretim arttı. Ülke büyürken sanayimiz de ölçek büyüttü. Anlayacağınız birinci devrede başarılıyız ama bizim ikinci dönem için çok önemli hedeflerimiz var. Hedefi olmayan bir ülke dümeni kırık gemiye benzer. AK Parti 2002‘de iktidar olduğunda koyduğu hedefler var. Bu hedeflerin sıkı takipçisiyiz. 2023 için temel hedefimiz 500 milyar dolarlık ihracat. Bunları gerçekleştirmek için GSMH’nın yüzde 3‘ü oranında Ar- Ge bütçesi hedefliyoruz. Ar-Ge yatırım yapmazsanız bu hedeflere ulaşmanız zor.”

"Üniversitenin birikimini  sanayi ile buluşturmalıyız" 

Işık, Türkiye’nin tüm birikimlerini biraya getirmek zorunda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Bu birikimlerden en önemlisi üniversiteler. Bilgi birikimimiz çok iyi. Üreten sanayicilerimiz ve KOBİ’lerimiz var. Bunların ikisinin biraya gelmesi gerekir. Bunları bir araya getirme görevini de üstlenen kamudur. Bugün artık yeni bir sıçrama yapmak zorundayız. Orta gelir tuzağından bir sıçrama yaparak çıkarız. Bunun da yolu daha nitelikli ve teknolojiye dayalı ürün üretmek ve satmak. Ürün ve süreç geliştirmeyi başarmalıyız.

Bu işleri sadece sanayicimize bırakırsak haksızlık yapmış oluruz. Yapmamız gereken şey, üniversitenin birikimini sanayi ile buluşturmak. Bunu yaparken de kamu olarak bu işbirliğine sonuna kadar destek vermeliyiz. Bununla ilgili çok değerli çalışmalar yürüyor. Bu birliktelik bir nikaha dönüşsün. Hem de bu nikah Katolik nikahı olsun. Yani üniversite, sanayi ve kamu Katolik nikahı ile birbirine bağlansın. Birbirinden hiç ayrılmamak üzere çalışsın. İnsanımızın vatanı için fedakarlık duygusunu güçlü bir organizasyonla bir araya getirirsek, gelecekle ilgili hiçbir endişemiz olmaz.”

Işık, şuan Türkiye’nin yağ, un ve şekeri olduğunu helva da yaptığını ancak yiyenin damağında kalacak ve tekrar yemek isteyeceği bir helva yapımının amaçlandığını söyledi.

Üniversitelere seslenen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sanayi ile çok daha sıkı bir işbirliği yapın, biz sizi sonuna kadar destekleyeceğiz. Sanayicimiz 10 milyar doların üzerinde TÜBİTAK’a bir proje getirdiğinde eğer bir üniversite partner değilse reddediyoruz. Çünkü bu işin sürdürülebilir olması için mutlaka bilim ayağı sağlam olmalı. Eğer bir projeye yüzde 30 oranında destek veriyorsak ve projede üniversite ayağı varsa o destek oranını yüzde 40’a çıkarıyoruz. Akademik Ar-Ge’ye çok ciddi destek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bakanlık olarak bu yıl Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak 1 milyar 576 milyon liradır. İstiyoruz ki bu kaynak yıl içinde etkin bir şekilde harcansın, biz de gidelim ‘Bu para yetmedi, bizim sanayimiz Ar-Ge’ye çok önem veriyor' diyelim. Ama geçen yıl bu kaynağımızı harcayamadık. Üniversitelerimizin bu konuya daha fazla hassasiyet göstermesi gerekiyor.”  

Işık, bugüne kadar yapılan çalışmaların göğüslerini kabarttığını belirterek, yerli üretimin artmasında en büyük gücün de KOBİ’ler olduğunu dile getirdi.

Yerli üretimi destekleyen, cari açığı azaltacak tedbirleri peş peşe hizmete sokacaklarına işaret eden Işık, "Enerji harici cari açığımız yok. Enerji noktasında yerli üretimi artırmak demek, cari açığı azaltmak ve dövizin çıkmasını engellemek demek. Şuan TBMM’deki Torba Yasa'da Bakanlığımızın 3 maddesi var. Bunlar, Kurumlar Vergisi, İş Bitirme Belgesi ve ithal ürün ile yerli ürün arasındaki fiyat farkı konularıdır. Bunlar küçük ama önemli adımlar. Bu ülkenin tüm kaynaklarını en etkin ve en verimli şekilde kullanarak üretime dönüştürmek zorundayız. Sürdürülebilir bir kalkınma için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Üniversite, sanayi ve kamunun işbirliği ülkenin geleceği için çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.

"Döviz kurundaki oynaklık normal"

Bakan Işık, toplantı sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Döviz kurundaki dalgalanmaya ilişkin öngörülerinin ve Merkez Bankasından beklentilerinin sorulması üzerine Işık, böyle dönemlerde oynaklık olmasının normal olduğunu vurguladı.

Bu oynaklıkla ilgili Merkez Bankasının gereken dönemlerde gerekli önlemleri alacağını hatırlatan Işık, "Biz serbest kur sistemi uyguluyoruz. Piyasanın talepleri ve arzı doğrultusunda bu oynaklıklar olur ve bunlar mutlaka belli bir süre içinde bir stabilite yakalar. Endişeli olmaya, çok kötümser olmaya gerek yok. Bugünler geçecek ve bir stabilite oluşacaktır" dedi.

Dün açıklanan sanayi üretimi endeksinin beklentinin üzerinde çıkması konusundaki soruya ise Işık, "Sanayi üretimi artıyor, azalmıyor. Aralık ayı ile ilgili öncü göstergeler de iyi gözüküyor. 'Sanayi üretimi azalıyor' demek haksızlık olur. Enerji maliyetleri, girdi maliyetleri hükümetin kurulduğu günden bu yana gündeminde olan ve sürekli iyileştirmeler yapılan alanlar. Biz de yoğunluğumuzu bunlara daha fazla vereceğiz" yanıtını verdi.

Son Güncelleme: Cuma, 10 Ocak 2014 17:03

Gösterim: 1865


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.