Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Avrupa’da yaz tatili çoğu ülkede Temmuz ayında başlıyor ve Ağustos ayı sonunda bitiyor. En erken tatil Finlandiya, İtalya ve İsveç’te (Haziran’da) başlıyor. Ancak tatil erken bitiyor. Almanya’da ise durum farklı. Şehirler farklı zamanlarda tatile giriyor. Avrupa’daki ülkelerde olduğu gibi Almanya’da da tatil 2 ayı geçmiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: DÜNYADAN EĞİTİM
Avrupa’da yaz tatili çoğu ülkede Temmuz ayında başlıyor ve Ağustos ayı sonunda bitiyor. En erken tatil Finlandiya, İtalya ve İsveç’te (Haziran’da) başlıyor. Ancak tatil erken bitiyor. Almanya’da ise durum farklı. Şehirler farklı zamanlarda tatile giriyor. Avrupa’daki ülkelerde olduğu gibi Almanya’da da tatil 2 ayı geçmiyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 20 Ağustos 2015 11:28
Gösterim: 11828
İngiliz Kültür Heyeti (British Council) tarafından yapılan bir araştırmada Türkçe, geleceğin 10 dili arasında dokuzuncu sırada yer aldı.
İngiliz Kültür Heyeti (British Council) tarafından yapılan bir araştırmada Türkçe, geleceğin 10 dili arasında dokuzuncu sırada yer aldı. Listede birinci sırada İspanyolca, ikinci sırada Arapça var.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre; geleceğin çalışanları için en önemli dillerin sıralandığı liste, İngiltere’nin ihracat bağlantıları, hükümetin ticaret, diplomasi ve güvenlik öncelikleri ve en popüler turist merkezleri gibi kriterler göz önüne alınarak oluşturuldu.
Geleceğin 10 dili
1- İspanyolca
2- Arapça
3- Fransızca
4- Çince (Mandarin)
5- Almanca
6- Portekizce
7- İtalyanca
8- Rusça
9- Türkçe
10- Japonca
İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesi, bu listeye göre okullarda yabancı dil eğitimine ağırlık verildiğini belirtti.
Örneğin, dünyada 300 milyon kişinin konuştuğu Arapça için, farklı kentlerdeki okullarda bin-beş yüz çocuğa Arapça dersleri verilmeye başlandı.
İngiltere’de uzun bir süre Fransızca birinci, Almanca da ikinci yabancı dil oldu. Ancak İspanyolca, 2006’da diğer dilleri geride bıraktı.
Şimdi ülkedeki 70 üniversitede İspanyolca bölümleri bulunuyor. Almanca bölümü olan üniversite sayısı ise 60.
Arapça da 2002-2012 yılları arasında yükselişe geçti.
Kaynak: BBC Türkçe
Üst Kategori: ROOT Kategori: DÜNYADAN EĞİTİM
İngiliz Kültür Heyeti (British Council) tarafından yapılan bir araştırmada Türkçe, geleceğin 10 dili arasında dokuzuncu sırada yer aldı.
İngiliz Kültür Heyeti (British Council) tarafından yapılan bir araştırmada Türkçe, geleceğin 10 dili arasında dokuzuncu sırada yer aldı. Listede birinci sırada İspanyolca, ikinci sırada Arapça var.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre; geleceğin çalışanları için en önemli dillerin sıralandığı liste, İngiltere’nin ihracat bağlantıları, hükümetin ticaret, diplomasi ve güvenlik öncelikleri ve en popüler turist merkezleri gibi kriterler göz önüne alınarak oluşturuldu.
Geleceğin 10 dili
1- İspanyolca
2- Arapça
3- Fransızca
4- Çince (Mandarin)
5- Almanca
6- Portekizce
7- İtalyanca
8- Rusça
9- Türkçe
10- Japonca
İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesi, bu listeye göre okullarda yabancı dil eğitimine ağırlık verildiğini belirtti.
Örneğin, dünyada 300 milyon kişinin konuştuğu Arapça için, farklı kentlerdeki okullarda bin-beş yüz çocuğa Arapça dersleri verilmeye başlandı.
İngiltere’de uzun bir süre Fransızca birinci, Almanca da ikinci yabancı dil oldu. Ancak İspanyolca, 2006’da diğer dilleri geride bıraktı.
Şimdi ülkedeki 70 üniversitede İspanyolca bölümleri bulunuyor. Almanca bölümü olan üniversite sayısı ise 60.
Arapça da 2002-2012 yılları arasında yükselişe geçti.
Kaynak: BBC Türkçe
Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Temmuz 2015 17:48
Gösterim: 2063
Avrupa Birliği'nde (AB) 2013 yılında yükseköğrenimini tamamlayan gençlerin oranı yüzde 37'ye yükselirken, eğitimini yarıda bırakanların oranı yüzde 12'ye geriledi.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, geçen yıl 28 üyeli Avrupa Birliği'nde (AB) 30-34 yaş grubunda yükseköğrenimini tamamlayanların oranı yüzde 37'ye çıktı. 2002 yılında bu rakamın yüzde 24 olduğu, AB'nin söz konusu yaş grubunda yükseköğrenim mezunu oranını 2020'de yüzde 40'a çıkarmayı hedeflediği belirtildi.
AB üyesi bütün ülkelerde 30-34 yaş grubunda yükseköğrenimini tamamlayanların oranı 2002 yılına göre artış gösterdi. Söz konusu oran, birliğe üye 10 ülkede 2 kattan daha fazla arttı.
Geçen yıl, 30-34 yaş grubunda yükseköğrenim düzeyi en yüksek ülke yüzde 52,6 ile İrlanda oldu. Bu ülkeyi yüzde 52,5 ile Lüksemburg ve yüzde 51,3 ile Litvanya takip etti. Aynı yaş grubunda, yükseköğrenim düzeyi en düşük ülke ise yüzde 22,4 ile İtalya oldu. İtalyanları yüzde 22,8 ile Romanya ve yüzde 25,9 ile Hırvatistan izledi.
Öte yandan 2002 yılında 18-24 yaş grubunda yüzde 17 olan eğitimini yarıda bırakanların oranı 2013'te yüzde 12'ye geriledi. Geçen yıl, 18-24 yaş grubunda eğitim ve öğretimi yarıda bırakanların oranı 2005 yılına kıyasla Polonya ve Slovakya haricindeki bütün AB ülkelerinde düştü.
Söz konusu oran Portekiz'de yüzde 19,2'den yüzde 38,8'e, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde de yüzde 18,2'den yüzde 9,1'e geriledi.
2013 yılında, AB'de eğitim ve öğretime erken ara verenlerin oranının en düşük olduğu ülke yüzde 3,7 ile Hırvatistan oldu. Hırvatistan'ı yüzde 3,9 ile Slovenya ve yüzde 5,4 ile Çek Cumhuriyeti takip etti. Eğitim ve öğretime erken ara verenlerin oranının en yüksek olduğu ise yüzde 23,5 ile İspanya oldu. Bu ülkeyi yüzde 20,9 ile Malta ve yüzde 19,2 ile de Portekiz izledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: DÜNYADAN EĞİTİM
Avrupa Birliği'nde (AB) 2013 yılında yükseköğrenimini tamamlayan gençlerin oranı yüzde 37'ye yükselirken, eğitimini yarıda bırakanların oranı yüzde 12'ye geriledi.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, geçen yıl 28 üyeli Avrupa Birliği'nde (AB) 30-34 yaş grubunda yükseköğrenimini tamamlayanların oranı yüzde 37'ye çıktı. 2002 yılında bu rakamın yüzde 24 olduğu, AB'nin söz konusu yaş grubunda yükseköğrenim mezunu oranını 2020'de yüzde 40'a çıkarmayı hedeflediği belirtildi.
AB üyesi bütün ülkelerde 30-34 yaş grubunda yükseköğrenimini tamamlayanların oranı 2002 yılına göre artış gösterdi. Söz konusu oran, birliğe üye 10 ülkede 2 kattan daha fazla arttı.
Geçen yıl, 30-34 yaş grubunda yükseköğrenim düzeyi en yüksek ülke yüzde 52,6 ile İrlanda oldu. Bu ülkeyi yüzde 52,5 ile Lüksemburg ve yüzde 51,3 ile Litvanya takip etti. Aynı yaş grubunda, yükseköğrenim düzeyi en düşük ülke ise yüzde 22,4 ile İtalya oldu. İtalyanları yüzde 22,8 ile Romanya ve yüzde 25,9 ile Hırvatistan izledi.
Öte yandan 2002 yılında 18-24 yaş grubunda yüzde 17 olan eğitimini yarıda bırakanların oranı 2013'te yüzde 12'ye geriledi. Geçen yıl, 18-24 yaş grubunda eğitim ve öğretimi yarıda bırakanların oranı 2005 yılına kıyasla Polonya ve Slovakya haricindeki bütün AB ülkelerinde düştü.
Söz konusu oran Portekiz'de yüzde 19,2'den yüzde 38,8'e, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde de yüzde 18,2'den yüzde 9,1'e geriledi.
2013 yılında, AB'de eğitim ve öğretime erken ara verenlerin oranının en düşük olduğu ülke yüzde 3,7 ile Hırvatistan oldu. Hırvatistan'ı yüzde 3,9 ile Slovenya ve yüzde 5,4 ile Çek Cumhuriyeti takip etti. Eğitim ve öğretime erken ara verenlerin oranının en yüksek olduğu ise yüzde 23,5 ile İspanya oldu. Bu ülkeyi yüzde 20,9 ile Malta ve yüzde 19,2 ile de Portekiz izledi.
Son Güncelleme: Cuma, 11 Nisan 2014 16:19
Gösterim: 2602
Fransa’da devlet kiralık ev arayan öğrencilere kefil olacak.
Yükseköğrenimden sorumlu bakan Genevieve Fioraso, maddi durumu iyi olmayan üniversite öğrencilerinin kiralamak istediği evler için talep edilen kefalet ücretini devletin ödeyeceğini söyledi.
Fransız bakan, talep etmeleri halinde bütün öğrencilerin bu haktan yararlanacağı bildirdi. Fiaraso, hükümetin bu uygulama ile ilgili ilk etapta 8 yükseköğrenim kurumunda deneme amaçlı bir çalışma başlattığını duyurdu.
Fiaraso, devletin taşra üniversitelerinde okuyanlar için kira kefaleti olarak 500 avro, Paris bölgesinde okuyanlar için 600 avro, Paris’in içindeki üniversitelerde okuyanlar için 700 avro ödeyeceğini bildirdi.
Ulusal İstatistik Kurumu’nun araştırmasına göre, ülkedeki öğrencilerin yıllık bütçesinin yüzde 55’i kira masraflarına gidiyor. Kiralık konut, özellikle başkentte okuyan üniversite öğrencilerinin en büyük sorunlarından biri olarak görülüyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: DÜNYADAN EĞİTİM
Fransa’da devlet kiralık ev arayan öğrencilere kefil olacak.
Yükseköğrenimden sorumlu bakan Genevieve Fioraso, maddi durumu iyi olmayan üniversite öğrencilerinin kiralamak istediği evler için talep edilen kefalet ücretini devletin ödeyeceğini söyledi.
Fransız bakan, talep etmeleri halinde bütün öğrencilerin bu haktan yararlanacağı bildirdi. Fiaraso, hükümetin bu uygulama ile ilgili ilk etapta 8 yükseköğrenim kurumunda deneme amaçlı bir çalışma başlattığını duyurdu.
Fiaraso, devletin taşra üniversitelerinde okuyanlar için kira kefaleti olarak 500 avro, Paris bölgesinde okuyanlar için 600 avro, Paris’in içindeki üniversitelerde okuyanlar için 700 avro ödeyeceğini bildirdi.
Ulusal İstatistik Kurumu’nun araştırmasına göre, ülkedeki öğrencilerin yıllık bütçesinin yüzde 55’i kira masraflarına gidiyor. Kiralık konut, özellikle başkentte okuyan üniversite öğrencilerinin en büyük sorunlarından biri olarak görülüyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 08 Eylül 2014 15:33
Gösterim: 2347
Toplumun yaklaşık % 70 inin mesleki eğitimden geçtiği Almanya’da, ilkokul 4 sene sürüyor. 4. sınıfta yapılan seçmelerle çocukların kaderi belirleniyor. İşte Almanya’da mesleki eğitim…
Toplumun yaklaşık % 70 inin mesleki eğitimden geçtiği Almanya’da, ilkokul 4 sene sürüyor. 4. sınıfta yapılan seçmelerle çocukların kaderi belirleniyor. Öğrenciler, notlarına ve ögretmen- veli konsültasyonuna göre Gymnasium, Realschule veya Hauptschule’ye dağılıyor. Realschulelerden mezunlar ara eleman ve ofis elemanı olarak sahada yetiştiriliyor. Hauptschulelerden genellikle sahada el becerisine yönelik meslek mensupları mezun oluyor.
Mesleki eğitim Alman eğitim politikasının en önemli bölümünü teşkil ediyor. Çünkü toplumun yaklaşık % 70 i mesleki eğitimden geçiyor. Ayrıca Alman Mesleki Eğitim Sistemi, büyük ölçüde eğitim ve iş dünyası işbirliğine dayanıyor. Bu nedenle genellikle “Dual Sistem” (ikili sistem) olarak anılıyor. Sistemin temelleri esasen Ortaçağ’daki lonca sistemine dayanıyor. Türkiye’deki eski ahilik sistemi de buna bir örnek… Bu noktada usta çırak ilişkisi ve sahada eğitim modeli ön plana çıkıyor.
Dual Sistem, ortaöğretim mezunlarına yönelik ve Meslek Okullarında (Berufschule) sürdürülüyor. Sistemde, eğitimin pratik ayağı (3-4 gün) firmalarda, teorik ayağı ise (1-2 gün) meslek okullarında sürdürülüyor. Dual eğitimin süresi 2 – 3,5 yıl arasında değişiyor. Öğrenciler bu sisteme genel olarak 15 yaşında dâhil olup, 18 yaşında mezun oluyor. Bu yaş grubundaki tüm öğrencilerin yarısından fazlası dual sistemde eğitim görüyor.
İlkokul Almanya’da 4 sene sürüyor. 4. sınıfta yapılan seçmelerle çocukların kaderi belirleniyor. Öğrenciler, notlarına ve ögretmen- veli konsültasyonuna göre Gymnasium, Realschule veya Hauptschule’ye dağılıyor.
Gymnasium
En başarılı öğrenciler (durumu 'pekiyi' olanlar), Gymnasium denen okullara devam ederler. Gymnasium sonunda Abitur denen sınavları başaran öğrenciler üniversiteye gidebilmektedir. İlkokul sonrasında Gymnasium'a giden öğrenciler, genellikle Abitur'u da yapıp üniversiteye girebilmektedirler.
Realschule
Durumu 'iyi' olan öğrenciler, Realschule denen okullara devam ederler. Realschule, Gymnasium'un bir altı ama Hauptschule'nin bir üstünde yer alır. Realschule'yi bitiren öğrenciler, hemen hemen bütün meslek alanlarında 3 yıllık meslek eğitimlerinden istediklerini seçebilirler. Realschule okuyan öğrenciler daha çok meslek yapmaya yönelmektedirler. Bununla birlikte, pek çok Realschule mezunu da ek sınavları da yaparak üniversiteye gidebilme haklarını kullanmaktadırlar. Realschule bitirdikten sonra 3 sene meslek yapmayı tercih eden öğrenciler için de her zaman üniversiteye gidebilme imkanı mevcuttur. Fakat Realschule öğrencilerinin üniversite okumaktan çok meslek yapmaya yönelecekleri varsayılmaktadır. Buna dayalı olarak Realschule'ye giden öğrencilerin üniversiteye gidiş yolları Gymnasium'dakiler kadar açık ve net değildir.
Hauptschule
Hauptschule, Almanya’da, temel 4 yıllık ilkokul eğitiminde sonra gidilebilecek okul çeşitlerinden biri olup, 3 okullu sistemin en düşük okuludur. İlkokul'a gitmiş her öğrenci Hauptschule'ye gidebilmektedir, buna karşı öğrenciler daha iyi notlarla öğrenci alan ve daha iyi okullar olan Realschule ve Gymnasium'ye gitmek istemektedirler. Öğrenciler beş-altı yıllarını Hauptschule'de geçirmektedirler, bu da beşinci ve dokuzuncu (ya da onuncu) sınıfları kapsamaktadır. Okulu 15-16 yaşlarında bitirebilirler.
Hauptschule'nin amacı genç öğrenciler yaşama ve pratik iş yaşamına hazırlamaktır. Buna karşı daha akademik konulara yoğunlaşan Gymnasium öğrencilerinin amacı eğitimleri sonunda üniversiteye gitmektir. Sonuç olarak Hauptschule daha çok temel matematik, fizik, kimya, biyoloji, coğrafya, tarih gibi derslerin en temel düzeyini öğrencilere aktarmaya çalışır. Hauptschule'nin ilk yılından itibaren bütün öğrenciler İngilizce öğrenir. Okul bittikten sonra diplomalarını alan öğrenciler iş eğitimi alabilirler, halk hizmetlerinin temel seviyesinde ya da sekreterlik gibi işlerde çalışabilirler. Ayrıca tam zamanlı meslek eğitimi veren Berufsfachschule'ye katılabilirler. Başvurdukları işler akademik yetenek gerektirmeyen pratik yeteneği gerektiren işlerdir. Ayrıca daha sonraki eğitimleri için Realschule ya da Gymnasiuma katılırlar. Bunun için şart; iyi bir not ortalamasıdır.
Gesamtschule
Bazı eyaletlerde, Gymnasium, Realschule, Hauptschle üçlü ayrımı yapılmayıp, çocuklar Gesamtschule denen tek bir okula gönderilmektedirler. Ancak nota dayalı seviye farkları bu okullarda da vardır. Farklı olan şey, farklı seviyede öğrencilerin ayrı ayrı okullara gönderilmesi yerine, hepsinin tek bir okulda toplanıp fakat ayrı ayrı sınıflara gönderilmesidir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: DÜNYADAN EĞİTİM
Toplumun yaklaşık % 70 inin mesleki eğitimden geçtiği Almanya’da, ilkokul 4 sene sürüyor. 4. sınıfta yapılan seçmelerle çocukların kaderi belirleniyor. İşte Almanya’da mesleki eğitim…
Toplumun yaklaşık % 70 inin mesleki eğitimden geçtiği Almanya’da, ilkokul 4 sene sürüyor. 4. sınıfta yapılan seçmelerle çocukların kaderi belirleniyor. Öğrenciler, notlarına ve ögretmen- veli konsültasyonuna göre Gymnasium, Realschule veya Hauptschule’ye dağılıyor. Realschulelerden mezunlar ara eleman ve ofis elemanı olarak sahada yetiştiriliyor. Hauptschulelerden genellikle sahada el becerisine yönelik meslek mensupları mezun oluyor.
Mesleki eğitim Alman eğitim politikasının en önemli bölümünü teşkil ediyor. Çünkü toplumun yaklaşık % 70 i mesleki eğitimden geçiyor. Ayrıca Alman Mesleki Eğitim Sistemi, büyük ölçüde eğitim ve iş dünyası işbirliğine dayanıyor. Bu nedenle genellikle “Dual Sistem” (ikili sistem) olarak anılıyor. Sistemin temelleri esasen Ortaçağ’daki lonca sistemine dayanıyor. Türkiye’deki eski ahilik sistemi de buna bir örnek… Bu noktada usta çırak ilişkisi ve sahada eğitim modeli ön plana çıkıyor.
Dual Sistem, ortaöğretim mezunlarına yönelik ve Meslek Okullarında (Berufschule) sürdürülüyor. Sistemde, eğitimin pratik ayağı (3-4 gün) firmalarda, teorik ayağı ise (1-2 gün) meslek okullarında sürdürülüyor. Dual eğitimin süresi 2 – 3,5 yıl arasında değişiyor. Öğrenciler bu sisteme genel olarak 15 yaşında dâhil olup, 18 yaşında mezun oluyor. Bu yaş grubundaki tüm öğrencilerin yarısından fazlası dual sistemde eğitim görüyor.
İlkokul Almanya’da 4 sene sürüyor. 4. sınıfta yapılan seçmelerle çocukların kaderi belirleniyor. Öğrenciler, notlarına ve ögretmen- veli konsültasyonuna göre Gymnasium, Realschule veya Hauptschule’ye dağılıyor.
Gymnasium
En başarılı öğrenciler (durumu 'pekiyi' olanlar), Gymnasium denen okullara devam ederler. Gymnasium sonunda Abitur denen sınavları başaran öğrenciler üniversiteye gidebilmektedir. İlkokul sonrasında Gymnasium'a giden öğrenciler, genellikle Abitur'u da yapıp üniversiteye girebilmektedirler.
Realschule
Durumu 'iyi' olan öğrenciler, Realschule denen okullara devam ederler. Realschule, Gymnasium'un bir altı ama Hauptschule'nin bir üstünde yer alır. Realschule'yi bitiren öğrenciler, hemen hemen bütün meslek alanlarında 3 yıllık meslek eğitimlerinden istediklerini seçebilirler. Realschule okuyan öğrenciler daha çok meslek yapmaya yönelmektedirler. Bununla birlikte, pek çok Realschule mezunu da ek sınavları da yaparak üniversiteye gidebilme haklarını kullanmaktadırlar. Realschule bitirdikten sonra 3 sene meslek yapmayı tercih eden öğrenciler için de her zaman üniversiteye gidebilme imkanı mevcuttur. Fakat Realschule öğrencilerinin üniversite okumaktan çok meslek yapmaya yönelecekleri varsayılmaktadır. Buna dayalı olarak Realschule'ye giden öğrencilerin üniversiteye gidiş yolları Gymnasium'dakiler kadar açık ve net değildir.
Hauptschule
Hauptschule, Almanya’da, temel 4 yıllık ilkokul eğitiminde sonra gidilebilecek okul çeşitlerinden biri olup, 3 okullu sistemin en düşük okuludur. İlkokul'a gitmiş her öğrenci Hauptschule'ye gidebilmektedir, buna karşı öğrenciler daha iyi notlarla öğrenci alan ve daha iyi okullar olan Realschule ve Gymnasium'ye gitmek istemektedirler. Öğrenciler beş-altı yıllarını Hauptschule'de geçirmektedirler, bu da beşinci ve dokuzuncu (ya da onuncu) sınıfları kapsamaktadır. Okulu 15-16 yaşlarında bitirebilirler.
Hauptschule'nin amacı genç öğrenciler yaşama ve pratik iş yaşamına hazırlamaktır. Buna karşı daha akademik konulara yoğunlaşan Gymnasium öğrencilerinin amacı eğitimleri sonunda üniversiteye gitmektir. Sonuç olarak Hauptschule daha çok temel matematik, fizik, kimya, biyoloji, coğrafya, tarih gibi derslerin en temel düzeyini öğrencilere aktarmaya çalışır. Hauptschule'nin ilk yılından itibaren bütün öğrenciler İngilizce öğrenir. Okul bittikten sonra diplomalarını alan öğrenciler iş eğitimi alabilirler, halk hizmetlerinin temel seviyesinde ya da sekreterlik gibi işlerde çalışabilirler. Ayrıca tam zamanlı meslek eğitimi veren Berufsfachschule'ye katılabilirler. Başvurdukları işler akademik yetenek gerektirmeyen pratik yeteneği gerektiren işlerdir. Ayrıca daha sonraki eğitimleri için Realschule ya da Gymnasiuma katılırlar. Bunun için şart; iyi bir not ortalamasıdır.
Gesamtschule
Bazı eyaletlerde, Gymnasium, Realschule, Hauptschle üçlü ayrımı yapılmayıp, çocuklar Gesamtschule denen tek bir okula gönderilmektedirler. Ancak nota dayalı seviye farkları bu okullarda da vardır. Farklı olan şey, farklı seviyede öğrencilerin ayrı ayrı okullara gönderilmesi yerine, hepsinin tek bir okulda toplanıp fakat ayrı ayrı sınıflara gönderilmesidir.
Son Güncelleme: Perşembe, 06 Mart 2014 09:53
Gösterim: 4013