Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
6 kampüste 6 bin kadrosuyla 30 bini aşkın öğrenciye hizmet veren Mektebim Okulları ulusal ve uluslararası alanda büyümeye devam ediyor. Eğitim modelini de Endüstri 4.0 ile entegre ettiklerini belirten Mektebim Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko ile Mektebim’in yeni yatırımlarını konuştuk.
Mektebim Okulları olarak yeni eğitim-öğretim dönemine hangi yatırımlarla gireceksiniz?
Mektebim’in İstanbul Silivri, Büyükçekmece, Beykent, Beylikdüzü, Bahçeşehir, Avcılar, Atakent, Bahçelievler, Bakırköy, Fatih, Kartal, Kurtköy, Ümraniye ve Ataşehir’de, Ankara Oran, Etimesgut, Batıkent, İncek, Eryaman, Yaşamkent, Mamak ve Keçiören’de, İzmir Çiğli, Bornova, Güzelbahçe ve Buca’da, Tekirdağ Merkez ve Çorlu’da, Balıkesir Edremit’te, Adana Çukurova ve 100. Yıl’da, Samsun, Trabzon, Yalova, Bursa, Antalya, Diyarbakır, Şırnak, Afyon Merkez ve Sandıklı, Konya, Manisa Merkez ve Turgutlu, Ordu, Kırklareli Lüleburgaz’da, Çanakkale’de, Ağrı, Mersin ve Kayseri’de kampüsleri bulunmaktadır. Türkiye genelinde 65 kampüsümüz, 204 okulumuz, 6 bine yakın personelimiz ve 30 binin üzerinde öğrencimiz bulunuyor. İstanbul’da açmayı planladığımız Mektebim Üniversitesi’nin çalışmaları da hızla devam ediyor. Yurtdışı projelerimize Londra’dan start vereceğiz. 2017 yılı itibariyle uluslararası platformda eğitim için küresel bir model olmak amacıyla yola çıkarak “Mektebim Internationals Schools” (MIS)’u kurduk. Mektebim’in uluslararası markası olan MIS, Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek değerlerini ve dinamiklerini dünyaya doğru anlatarak, ulusal değerleri evrensel düzeyde tanınır ve benimsenir hale getirmek için çalışmalarını sürdürecek. Okul öncesinden liseye kadar her kademenin yer aldığı ve ülkelerin eğitim sistemlerine pozitif yönde katkı sağlayacak kampüsler açmayı planlıyoruz. Ayrıca Türkiye’de eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren öğrencilerin yabancı dil gelişimlerine katkı sağlayacak dil okulları ile de hizmet vereceğiz. İlk yurtdışı projemiz olan ve İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleşecek kampüs yatırımımız için imzaları attık.
Eğitim sektöründe özellikle kampüs ortamlarının daha modern ve teknolojiye uygun olmasına önem gösteriliyor. Çocukların sınav başarısı kadar yaşam başarısı da elde edebilmeleri için sosyo-kültürel alanların arttığını, fiziksel gelişim için sportif faaliyetlere daha fazla önem verildiğini görüyoruz. Yeni eğitim modellerinin oluşturulması, dünyadaki gelişmeye ve değişime ayak uyduracak teknolojik sistemlerin eğitim sitemlerine dâhil edilmesi, inovasyon ve girişimcilik gibi konulara önem verilmesi son zamanlarda gördüğümüz olgular. Uluslararası işbirliklerinin artırılması ve öğrencilerin bir değil iki yabancı dili öğrenmesi gerekiyor. Biz Mektebim olarak çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyor. Geleceğin insanını yetiştirebilme için eğitim modellerimizi ve sistemlerimizi bu yönde kurguluyoruz.
ENDÜSTRİ 4.0’I EĞİTİME ENTEGRE ETTİK
Eğitim modelinde yenilikler var mı?
Geçtiğimiz yıl Endüstri 4.0’ın teknolojik unsurlarını 21. yüzyıl becerileriyle entegre ederek müfredatımıza dahil ettik, eğitimde teknoloji kullanımı, yabancı dil eğitimi ve tabi ki ülkemizin gerçeği olan sınavlara hazırlık çalışmaları ile fark yaratıyoruz. Okul öncesinden liseye kadar uyguladığımız “Yenilikçi Eğitim Programları”nı eğitim içeriklerimize dahil ederek; okul öncesinde Kritik Düşünme Becerileri, M+ Station ve İnovasyon derslerini, ilkokulda Finansal Okuryazarlık, Küresel Farkındalık ve Kodlama derslerini, ortaokulda STEM, 3D ve Kodlama uygulamalarını, lisede ise tüm gruplarda Kodlama ve M-LEAD derslerini girişimcilik, inovasyon üzerine yoğunlaşarak uyguluyoruz.
STEM ve Endüstri 4.0 süreçlerini Bütünsel Eğitim Modeli ile kesintisiz olarak tamamlayan öğrenciler, ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılara imza atıyor. Eğitim modelleri, teknoloji uygulamaları, yabancı dil eğitimi ve sosyo-kültürel faaliyetleriyle fark yaratan Mektebim, dünyanın her yerinde kendini cesurca ifade edebilen, takdir gören, liderlik yönü güçlü, yabancı dil ve teknoloji uygulamaları konusunda donanımlı bireyler yetiştiriyor. Mektebim kampüslerinde çocukların bedensel, ruhsal ve psikolojik gelişimini destekleyen kapalı yüzme havuzları, spor salonları, dans ve bale salonları, buz pisti, cep sineması, konferans salonu, müzik ve güzel sanatlar atölyesi, 3D laboratuvarları ve branş laboratuvarları yer alıyor.
Öğrencileri yeni dönemde sanatta, sporda ve kültürde neler bekliyor?
Yeni dönemde, 21.yüzyılın ilk 18 yılını geride bırakmış olacağız. 2000 yılı öncesinde dünyada sanat, spor ve kültür alanındaki çalışmalara baktığımızda artık günümüzde bu çalışmaların teknoloji ile entegre olduğunu görmekteyiz. Özellikle kodlama ile desteklenen çalışmalar, yeni dönemde daha fazla önemsenecek ve yaygınlaşacak. Mektebim olarak tüm alanlardaki çalışmalarımızı Eğitimde Endüstri 4.0 Yaklaşımı ile modelliyoruz. Sadece bilgi odaklı bir eğitim yerine teorik bilgileri destekleyen beceri odaklı eğitimimiz ile ulusal ve uluslararası alanda başarılar elde eden çalışmalarımız devam edecek.
HEDEFİMİZ ÜRETKEN BİR NESİL
2018-2019 eğitim – öğretim yılında ulusal ve uluslararası alanda hangi okul hangi projeleri ön plana çıkacak?
Son yıllarda ulusal ve uluslararası alanda öncelikli olarak bilişim alanı ile ortak çalışmalar yürüten disiplinlerarası projeler öne çıkmaktadır. Bu durum yeni eğitim-öğretim yılında da devam edecektir. Artık sadece matematik alanında yürütülen bir çalışmadan ziyade matematik ve bilişim, matematik ve fizik gibi en az iki alanda yürütülen her iki alana katkıda bulunan nitelikli çalışmalar öne çıkacak. Ulusal ve uluslararası alanda 2018-2019 eğitim-öğretim yılında tüm Mektebim kampüslerinde başladığımız çalışmalarda hedefimiz, tüm branşlarda geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi üretken bir neslin yetişmesine katkıda bulunmaktır.
LİSE ÖĞRENCİLERİNE GÖLGE STAJ İMKANI
Yeni proje ve yatırımlarla öğrencilerinin gelişimine nasıl bir katkı sağlamayı düşünüyorsunuz?
Öğrencilerimizin okulu bir yaşam merkezi olarak görmeleri için gerekli fiziki ve akademik içeriğimizi oluşturduk. Okul öncesinde uygulanan programda öğrencinin gelişim raporlarını profesyonel bir şekilde gözlemleyerek gerekli ek çalışmaları öğrenci bazında planlıyoruz. İlkokulda yenilikçi derslerimiz ve keşif odaklı içeriklerimizi geleceğin dünyasında kullanabilecekleri hale getiriyoruz. Endüstri 4.0’a uygun bir şekilde tüm seviyelerde iyi bir altyapı ile hem kodlama derslerini özel müfredatla veriyor hem de E-Stem dersleriyle hayattaki uygulama alanlarının bir örneğini yapmalarını sağlıyoruz. Lise de öğrencinin gelişim aşaması da büyük ölçüde tamamlandığı için ülke genelindeki büyük firmalarla protokoller yaptık. Lise öğrencilerimiz seçtikleri büyük firmalarda gölge staj imkânı sayesinde hem iş hayatını deneyimliyor hem de gözlemleri doğrultusunda iş hayatında kullanılabilecek yeni projeler üretiyor. İş ortamındaki iletişim mekanizması, iş akışı birçok alanda gözlemler yaparak hayata tam olarak hazır hale gelmeleri için destek oluyoruz.
Sınav hazırlıkları bu yıl nasıl yürütülecek? Hangi programlar uygulanacak?
Geçtiğimiz yıl uygulanan liseye giriş sınavı ve üniversiteye giriş sınavı incelendiğinde öğrencilerin sadece soru eksiklerinin tamamlamalarının yeterli olmadığı görülmüştür. Sınav hazırlıklarında müfredat konularının tam olarak kavranması, bilgi-kavrama-uygulama-analiz-sentez-değerlendirme düzeyinde de yorum gücü ve düşünme becerilerinin de geliştirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan sınav hazırlıkları liseye giriş sınavında sadece 8.sınıf yerine daha alt sınıflarda, üniversiteye giriş sınavında sadece 12.sınıf yerine daha alt sınıflarda etkili bir sınav hazırlık programı ile desteklenmelidir.
Veli, öğrenci ve öğretmenlerin yeni eğitim – öğretim yılına nasıl başlamaları gerekiyor? Neler tavsiye edersiniz?
Yeni eğitim-öğretim yılına veli, öğrenci ve öğretmenlerin öncelikli olarak iletişim halinde başlamaları gerekmektedir. Okullarda yapılacak ilk veli toplantılarına ve ilk zümre toplantılarına katılım çok önemlidir. Velilerin okulun açıldığı ilk gün hatta okul açılmadan önce okul yöneticileri ve öğretmenleri ile işbirliği halinde öğrencilerini gözlemlemesi gerekir. Öğretmenlerin yaz tatili sonrasında öğrencilerin okula adaptasyonunu daha kısa sürede sağlamak için öğrenci motivasyonlarını ve ders ilgilerini arttıracak oryantasyon çalışmaları yürütmelidir. Yeni eğitim-öğretim yılında veli, öğrenci ve öğretmenlere başarılı ve mutlu günler dilerim.
EĞİTİMDE KALİTE ÇITASINI YÜKSELTMEK İÇİN HANGİ ADIMLAR ATILMALI?
Eğitimde kalite, öncelikli olarak iyi bir yönetim ve iyi bir denetim ile mümkündür. Eğitimde kalite çıtasını yükseltmek için yürütülen çalışmalarda en önemli dikkat edilmesi gereken kavramlardan biri de sürdürülebilirliktir. Günümüzde başarılı eğitim çalışmalarının devamlılığının sağlanması için elde edilen başarıların sürdürülebilirliklerinin ele alınarak değerlendirilmesi gerekir. Eğitimdeki çalışmaları birer proje olarak ele alınıp planlama, uygulama basamaklarının detaylandırılması ve hedeflerinin, yol haritalarının belirlenmesi kaliteyi arttıracaktır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
6 kampüste 6 bin kadrosuyla 30 bini aşkın öğrenciye hizmet veren Mektebim Okulları ulusal ve uluslararası alanda büyümeye devam ediyor. Eğitim modelini de Endüstri 4.0 ile entegre ettiklerini belirten Mektebim Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko ile Mektebim’in yeni yatırımlarını konuştuk.
Mektebim Okulları olarak yeni eğitim-öğretim dönemine hangi yatırımlarla gireceksiniz?
Mektebim’in İstanbul Silivri, Büyükçekmece, Beykent, Beylikdüzü, Bahçeşehir, Avcılar, Atakent, Bahçelievler, Bakırköy, Fatih, Kartal, Kurtköy, Ümraniye ve Ataşehir’de, Ankara Oran, Etimesgut, Batıkent, İncek, Eryaman, Yaşamkent, Mamak ve Keçiören’de, İzmir Çiğli, Bornova, Güzelbahçe ve Buca’da, Tekirdağ Merkez ve Çorlu’da, Balıkesir Edremit’te, Adana Çukurova ve 100. Yıl’da, Samsun, Trabzon, Yalova, Bursa, Antalya, Diyarbakır, Şırnak, Afyon Merkez ve Sandıklı, Konya, Manisa Merkez ve Turgutlu, Ordu, Kırklareli Lüleburgaz’da, Çanakkale’de, Ağrı, Mersin ve Kayseri’de kampüsleri bulunmaktadır. Türkiye genelinde 65 kampüsümüz, 204 okulumuz, 6 bine yakın personelimiz ve 30 binin üzerinde öğrencimiz bulunuyor. İstanbul’da açmayı planladığımız Mektebim Üniversitesi’nin çalışmaları da hızla devam ediyor. Yurtdışı projelerimize Londra’dan start vereceğiz. 2017 yılı itibariyle uluslararası platformda eğitim için küresel bir model olmak amacıyla yola çıkarak “Mektebim Internationals Schools” (MIS)’u kurduk. Mektebim’in uluslararası markası olan MIS, Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek değerlerini ve dinamiklerini dünyaya doğru anlatarak, ulusal değerleri evrensel düzeyde tanınır ve benimsenir hale getirmek için çalışmalarını sürdürecek. Okul öncesinden liseye kadar her kademenin yer aldığı ve ülkelerin eğitim sistemlerine pozitif yönde katkı sağlayacak kampüsler açmayı planlıyoruz. Ayrıca Türkiye’de eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren öğrencilerin yabancı dil gelişimlerine katkı sağlayacak dil okulları ile de hizmet vereceğiz. İlk yurtdışı projemiz olan ve İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleşecek kampüs yatırımımız için imzaları attık.
Eğitim sektöründe özellikle kampüs ortamlarının daha modern ve teknolojiye uygun olmasına önem gösteriliyor. Çocukların sınav başarısı kadar yaşam başarısı da elde edebilmeleri için sosyo-kültürel alanların arttığını, fiziksel gelişim için sportif faaliyetlere daha fazla önem verildiğini görüyoruz. Yeni eğitim modellerinin oluşturulması, dünyadaki gelişmeye ve değişime ayak uyduracak teknolojik sistemlerin eğitim sitemlerine dâhil edilmesi, inovasyon ve girişimcilik gibi konulara önem verilmesi son zamanlarda gördüğümüz olgular. Uluslararası işbirliklerinin artırılması ve öğrencilerin bir değil iki yabancı dili öğrenmesi gerekiyor. Biz Mektebim olarak çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyor. Geleceğin insanını yetiştirebilme için eğitim modellerimizi ve sistemlerimizi bu yönde kurguluyoruz.
ENDÜSTRİ 4.0’I EĞİTİME ENTEGRE ETTİK
Eğitim modelinde yenilikler var mı?
Geçtiğimiz yıl Endüstri 4.0’ın teknolojik unsurlarını 21. yüzyıl becerileriyle entegre ederek müfredatımıza dahil ettik, eğitimde teknoloji kullanımı, yabancı dil eğitimi ve tabi ki ülkemizin gerçeği olan sınavlara hazırlık çalışmaları ile fark yaratıyoruz. Okul öncesinden liseye kadar uyguladığımız “Yenilikçi Eğitim Programları”nı eğitim içeriklerimize dahil ederek; okul öncesinde Kritik Düşünme Becerileri, M+ Station ve İnovasyon derslerini, ilkokulda Finansal Okuryazarlık, Küresel Farkındalık ve Kodlama derslerini, ortaokulda STEM, 3D ve Kodlama uygulamalarını, lisede ise tüm gruplarda Kodlama ve M-LEAD derslerini girişimcilik, inovasyon üzerine yoğunlaşarak uyguluyoruz.
STEM ve Endüstri 4.0 süreçlerini Bütünsel Eğitim Modeli ile kesintisiz olarak tamamlayan öğrenciler, ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılara imza atıyor. Eğitim modelleri, teknoloji uygulamaları, yabancı dil eğitimi ve sosyo-kültürel faaliyetleriyle fark yaratan Mektebim, dünyanın her yerinde kendini cesurca ifade edebilen, takdir gören, liderlik yönü güçlü, yabancı dil ve teknoloji uygulamaları konusunda donanımlı bireyler yetiştiriyor. Mektebim kampüslerinde çocukların bedensel, ruhsal ve psikolojik gelişimini destekleyen kapalı yüzme havuzları, spor salonları, dans ve bale salonları, buz pisti, cep sineması, konferans salonu, müzik ve güzel sanatlar atölyesi, 3D laboratuvarları ve branş laboratuvarları yer alıyor.
Öğrencileri yeni dönemde sanatta, sporda ve kültürde neler bekliyor?
Yeni dönemde, 21.yüzyılın ilk 18 yılını geride bırakmış olacağız. 2000 yılı öncesinde dünyada sanat, spor ve kültür alanındaki çalışmalara baktığımızda artık günümüzde bu çalışmaların teknoloji ile entegre olduğunu görmekteyiz. Özellikle kodlama ile desteklenen çalışmalar, yeni dönemde daha fazla önemsenecek ve yaygınlaşacak. Mektebim olarak tüm alanlardaki çalışmalarımızı Eğitimde Endüstri 4.0 Yaklaşımı ile modelliyoruz. Sadece bilgi odaklı bir eğitim yerine teorik bilgileri destekleyen beceri odaklı eğitimimiz ile ulusal ve uluslararası alanda başarılar elde eden çalışmalarımız devam edecek.
HEDEFİMİZ ÜRETKEN BİR NESİL
2018-2019 eğitim – öğretim yılında ulusal ve uluslararası alanda hangi okul hangi projeleri ön plana çıkacak?
Son yıllarda ulusal ve uluslararası alanda öncelikli olarak bilişim alanı ile ortak çalışmalar yürüten disiplinlerarası projeler öne çıkmaktadır. Bu durum yeni eğitim-öğretim yılında da devam edecektir. Artık sadece matematik alanında yürütülen bir çalışmadan ziyade matematik ve bilişim, matematik ve fizik gibi en az iki alanda yürütülen her iki alana katkıda bulunan nitelikli çalışmalar öne çıkacak. Ulusal ve uluslararası alanda 2018-2019 eğitim-öğretim yılında tüm Mektebim kampüslerinde başladığımız çalışmalarda hedefimiz, tüm branşlarda geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi üretken bir neslin yetişmesine katkıda bulunmaktır.
LİSE ÖĞRENCİLERİNE GÖLGE STAJ İMKANI
Yeni proje ve yatırımlarla öğrencilerinin gelişimine nasıl bir katkı sağlamayı düşünüyorsunuz?
Öğrencilerimizin okulu bir yaşam merkezi olarak görmeleri için gerekli fiziki ve akademik içeriğimizi oluşturduk. Okul öncesinde uygulanan programda öğrencinin gelişim raporlarını profesyonel bir şekilde gözlemleyerek gerekli ek çalışmaları öğrenci bazında planlıyoruz. İlkokulda yenilikçi derslerimiz ve keşif odaklı içeriklerimizi geleceğin dünyasında kullanabilecekleri hale getiriyoruz. Endüstri 4.0’a uygun bir şekilde tüm seviyelerde iyi bir altyapı ile hem kodlama derslerini özel müfredatla veriyor hem de E-Stem dersleriyle hayattaki uygulama alanlarının bir örneğini yapmalarını sağlıyoruz. Lise de öğrencinin gelişim aşaması da büyük ölçüde tamamlandığı için ülke genelindeki büyük firmalarla protokoller yaptık. Lise öğrencilerimiz seçtikleri büyük firmalarda gölge staj imkânı sayesinde hem iş hayatını deneyimliyor hem de gözlemleri doğrultusunda iş hayatında kullanılabilecek yeni projeler üretiyor. İş ortamındaki iletişim mekanizması, iş akışı birçok alanda gözlemler yaparak hayata tam olarak hazır hale gelmeleri için destek oluyoruz.
Sınav hazırlıkları bu yıl nasıl yürütülecek? Hangi programlar uygulanacak?
Geçtiğimiz yıl uygulanan liseye giriş sınavı ve üniversiteye giriş sınavı incelendiğinde öğrencilerin sadece soru eksiklerinin tamamlamalarının yeterli olmadığı görülmüştür. Sınav hazırlıklarında müfredat konularının tam olarak kavranması, bilgi-kavrama-uygulama-analiz-sentez-değerlendirme düzeyinde de yorum gücü ve düşünme becerilerinin de geliştirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan sınav hazırlıkları liseye giriş sınavında sadece 8.sınıf yerine daha alt sınıflarda, üniversiteye giriş sınavında sadece 12.sınıf yerine daha alt sınıflarda etkili bir sınav hazırlık programı ile desteklenmelidir.
Veli, öğrenci ve öğretmenlerin yeni eğitim – öğretim yılına nasıl başlamaları gerekiyor? Neler tavsiye edersiniz?
Yeni eğitim-öğretim yılına veli, öğrenci ve öğretmenlerin öncelikli olarak iletişim halinde başlamaları gerekmektedir. Okullarda yapılacak ilk veli toplantılarına ve ilk zümre toplantılarına katılım çok önemlidir. Velilerin okulun açıldığı ilk gün hatta okul açılmadan önce okul yöneticileri ve öğretmenleri ile işbirliği halinde öğrencilerini gözlemlemesi gerekir. Öğretmenlerin yaz tatili sonrasında öğrencilerin okula adaptasyonunu daha kısa sürede sağlamak için öğrenci motivasyonlarını ve ders ilgilerini arttıracak oryantasyon çalışmaları yürütmelidir. Yeni eğitim-öğretim yılında veli, öğrenci ve öğretmenlere başarılı ve mutlu günler dilerim.
EĞİTİMDE KALİTE ÇITASINI YÜKSELTMEK İÇİN HANGİ ADIMLAR ATILMALI?
Eğitimde kalite, öncelikli olarak iyi bir yönetim ve iyi bir denetim ile mümkündür. Eğitimde kalite çıtasını yükseltmek için yürütülen çalışmalarda en önemli dikkat edilmesi gereken kavramlardan biri de sürdürülebilirliktir. Günümüzde başarılı eğitim çalışmalarının devamlılığının sağlanması için elde edilen başarıların sürdürülebilirliklerinin ele alınarak değerlendirilmesi gerekir. Eğitimdeki çalışmaları birer proje olarak ele alınıp planlama, uygulama basamaklarının detaylandırılması ve hedeflerinin, yol haritalarının belirlenmesi kaliteyi arttıracaktır.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Eylül 2018 11:04
Gösterim: 1133
132 yıllık köklü geçmişi ve “önce iyi insan” yetiştirme misyonuyla çağdaş bir eğitim sunan FMV Işık Okulları, başarılarına bir yenisini daha ekledi.
FMV Işık Okulları, Nişantaşı Işık Ortaokulu İspanyolca dersi öğrencileri tarafından 2017-2018 Eğitim- Öğretim Yılı’nda eTwinning Kulübü bünyesinde yürütülen "DetecTwinning: Dedektiflik Bürosu" isimli projesiyle, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi'ne bağlı Erasmus+ tarafından Ulusal Kalite Etiketi'yle ödüllendirildi. FMV Işık Okulları’nın bu başarısı, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından 2015 yılından bu yana eTwinning kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar ve kazanılan ödüller nedeniyle bir de plaketle taçlandırıldı.
İspanya'dan üç, Fransadan bir ve ülkemizden Nişantaşı Işık Ortaokulu'nun yer aldığı "DetecTwinning: Dedektiflik Bürosu" projesi, 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı boyunca 13 öğrencinin katılımıyla yürütüldü.
İspanyolca gerçekleştirilen proje boyunca öğrenciler, partner okullardan akranlarıyla çeşitli online aktiviteler gerçekleştirerek kendilerini ve ülkelerini tanıtmanın ardından, bir dedektiflik bürosunda çalışabilmek için çeşitli aşamalardan geçerek misyonları olan 36 incili kolyenin kayıp incilerini toplamak için 36 Avrupa ülkesini sanal olarak gezdiler, bu ülkeler hakkında bilgi ve ipuçları topladılar. Proje kapsamında Avrupa'daki ülkelerle ilgili pek çok bilgi edinen öğrenciler, 2018 yılı eTwinning gündeminde yer alan "Kültürel Miras" alanında çalışmalar yaptılar. Resim, dans, tarihi yapılar, coğrafya, çeviri ve yaşam kalitesi gibi konularda araştırmalar yapan FMV Işık Okulları öğrencileri, edindikleri bilgiler sayesinde her bir ülkedeki 36 kilitli banka kasasını açarak kayıp incileri toplayıp kolyeyi tamamladılar.
Öğrenciler, 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı’nda "Dijital Vatandaş 5.0" isimli eTwinning projesine devam edecek. FMV Işık Okulları, proje kapsamında kurucu okul olarak kabul edildi ve İspanya'dan iki, Fransa'dan bir, İtalya'dan bir ve Türkiye'den başka bir okulla "Dijital Vatandaş 5.0" projesi için ortaklaşa çalışmalara başladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
132 yıllık köklü geçmişi ve “önce iyi insan” yetiştirme misyonuyla çağdaş bir eğitim sunan FMV Işık Okulları, başarılarına bir yenisini daha ekledi.
FMV Işık Okulları, Nişantaşı Işık Ortaokulu İspanyolca dersi öğrencileri tarafından 2017-2018 Eğitim- Öğretim Yılı’nda eTwinning Kulübü bünyesinde yürütülen "DetecTwinning: Dedektiflik Bürosu" isimli projesiyle, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi'ne bağlı Erasmus+ tarafından Ulusal Kalite Etiketi'yle ödüllendirildi. FMV Işık Okulları’nın bu başarısı, Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından 2015 yılından bu yana eTwinning kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar ve kazanılan ödüller nedeniyle bir de plaketle taçlandırıldı.
İspanya'dan üç, Fransadan bir ve ülkemizden Nişantaşı Işık Ortaokulu'nun yer aldığı "DetecTwinning: Dedektiflik Bürosu" projesi, 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı boyunca 13 öğrencinin katılımıyla yürütüldü.
İspanyolca gerçekleştirilen proje boyunca öğrenciler, partner okullardan akranlarıyla çeşitli online aktiviteler gerçekleştirerek kendilerini ve ülkelerini tanıtmanın ardından, bir dedektiflik bürosunda çalışabilmek için çeşitli aşamalardan geçerek misyonları olan 36 incili kolyenin kayıp incilerini toplamak için 36 Avrupa ülkesini sanal olarak gezdiler, bu ülkeler hakkında bilgi ve ipuçları topladılar. Proje kapsamında Avrupa'daki ülkelerle ilgili pek çok bilgi edinen öğrenciler, 2018 yılı eTwinning gündeminde yer alan "Kültürel Miras" alanında çalışmalar yaptılar. Resim, dans, tarihi yapılar, coğrafya, çeviri ve yaşam kalitesi gibi konularda araştırmalar yapan FMV Işık Okulları öğrencileri, edindikleri bilgiler sayesinde her bir ülkedeki 36 kilitli banka kasasını açarak kayıp incileri toplayıp kolyeyi tamamladılar.
Öğrenciler, 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı’nda "Dijital Vatandaş 5.0" isimli eTwinning projesine devam edecek. FMV Işık Okulları, proje kapsamında kurucu okul olarak kabul edildi ve İspanya'dan iki, Fransa'dan bir, İtalya'dan bir ve Türkiye'den başka bir okulla "Dijital Vatandaş 5.0" projesi için ortaklaşa çalışmalara başladı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Eylül 2018 15:39
Gösterim: 958
Mektebim Ölçme-Değerlendirme Koordinatörü Rüçhan Boztaş ve Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölüm Başkanı Şebnem Barokas Mektebim Okulları’nda uygulanan LGS hazırlık süreçlerini artı eğitim’e anlattı.
LGS’de başarıyı nasıl elde ediyorsunuz?
Başarıyı sonuç odaklı değil süreç odaklı ele alıyoruz. Bu sebeple öğrencilerimizin ortaokul boyunca akademik gelişimlerini yakından takip ederek, bireysel gelişim hedeflerini tespit edip onlara uygun çalışma planlarını oluşturarak öğrencilerimizi ortaokul yaşantısı boyunca bireysel destekliyoruz. Bunun yanında eğer sınav odaklı olarak bakarsak da LGS’de, bilgi – birikim – yorum becerilerinin beraber kullanıldığı, iyi bir sınav stratejisi ile başarı elde etmelerini sağlıyoruz. Sınav sırasında neler yapılacağı, hangi dersten başlanacağı, soru okuma hızı, yapılamayan bir soru ile karşılaşıldığında nasıl hareket edileceği, zaman azaldığında nasıl davranılacağı, sorular tamamlandığında geri dönüp hangi derse bakılacağı gibi sorular sınav sistemi içerisinde kritik öneme sahip olan alanlar. Bizler de bu öngörüyle tecrübeli öğretmen kadromuzla LGS ve YKS ulusal sınavları ile örtüşen Mektebim Türkiye Geneli Özel Deneme sınavlarını uygulayarak öğrencilerin kendilerini hazırlamalarına ve öğretmenlerimiz ve Rehberlik & Ölçme Değerlendirme Merkezi özel çalışmalarımız ile öğrencilerimizin süreçlerini en iyi şekilde tamamlamalarına destek oluyoruz.
Hayat başarısının yanında sınav başarısına da önem veren sınavlara hazırlanan öğrencileri için hangi programları uyguluyorsunuz?
Öğrencilerin geleceğini etkileyecek olan sınavlarda başarı için nasıl bir yol izleneceği yıllar yılı süren bire bir takip yöntemiyle gerçekleştirmekteyiz. Öğrenci kurumumuza kayıt olduğu andan itibaren keşfedilmesi gereken yönleri, öğrenme metodu, güçlü ve desteklenmesi gereken yönleri – dersleri – kazanımları, tek tek takip edilmekte, haftalık – aylık – yıllık gelişimleri – rapor çalışmaları ile ilgili okul – veli – öğrenci işbirliği sayesinde hedeflenen, istenilen başarı elde edilmektedir.
- Okul öncesi oyunlu öğrenme “Dünya Benim Oyun Alanım”,
- İlkokul buluş yoluyla öğrenme “Dünya Benim Keşif Alanım”,
- Ortaokul Proje Tabanlı Öğrenme “Dünya Benim Proje Alanım”,
- Lise yaşam becerileri edinme “Dünya Benim Yaşam Alanım”
gibi öğrencilerin yaş gelişim ihtiyaçları göz önünde bulundurularak oluşturulmuş olan eğitim yaklaşımlarımız ile öğrencilerimizi sadece ulusal ve uluslararası dünya vatandaşlığına hazırlamanın yanı sıra aslında ilk adım olarak kendi hedefledikleri yaşam başarılarını elde etmelerini sağlamaya çalışıyoruz.
Dersler ve sınavlar arasında dengeyi kurmak için öğrencileri nasıl yönlendiriyor ve neler tavsiye diyorsunuz?
Yaşamda şans ve rastlantı faktörleri her zaman vardır. Fakat bir şeyi başarabilmek için kendini tanıma, çaba, özveri, problem çözme ve yaratıcılık mutlaka gereklidir. Öğrenciler bu becerileri, okul sistemimizin getirdiği programlı ve ciddi çalışmalarının yanında, öğretmenlerimizin doğru yönlendirmeleri ve Rehberlik Servisimizin yürüttüğü öğrenciye özgü özel çalışmalar doğrultusunda kazanma şansı elde ediyorlar. Ders öğrenimin gerçekleştiği, sınav ise pratikle öğrenimin derinleştiği yer diyebiliriz. Bu bakış açısı ile derslerimizin içeriğini yeni bilgilerin sorgulanması, sentezlenmesi, öğrenilmesi, farklı deneyimlerle derinlemesine öğrenmenin yaşantılanması için bir alan olarak ele alırken; sınavları ise öğrencinin kendisini bireysel olarak değerlendirme şansı olduğu araç olarak görmelerini sağlıyoruz. Bu bakış açısı ile sınav sonrası sınav değerlendirmelerine, yapılan hataların neden yapıldığına dair öğrenciye özel analiz çıkartılmasına, öğrencinin eksik alanını fark ederek ona yönelik hedef belirleyebiliyor olmasına özen gösteriyoruz.
Hangi yayın ve materyallerden yararlanılıyorsunuz? Kendi yayınlarınız var mı?
Mektebim’in seçkin öğretmenlerinin yılların tecrübesi ile hazırladığı kurumumuza özgü yayınları ve çalışma materyalleri ile öğrencilerimizi geleceğe hazırlıyoruz. Öğrencilerimizin yaratıcılıklarını ön plana çıkaracağı, sorgulayıp risk analizi yaparak strateji geliştirip probleme en kaliteli çözümü getirebileceği, yenilikçi, analitik düşünme becerisine sahip lider ve değişen – gelişen dünyada ön planda olacak bireyleri yetiştiriyoruz.
OKUL – VELİ – ÖĞRENCİ İŞBİRLİĞİ
Zirveyi yakalayan öğrenciler başarıyı getiren süreci nasıl yaşadılar? Şampiyon öğrenciler zirveyi yakalarken sizden kurum olarak nasıl destek aldılar?
Mektebim okul – veli – öğrenci işbirliğine çok önem vermektedir. Bu ilişki doğru kurgulandığında öğrenci hedefine kolaylıkla ulaşmaktadır. Çalışma ortamı, amaçlar ve öncelikler, zaman yönetimi ve programı, çalışma ve tekrar programı, etkin dinleme – etkin okuma, hafıza güçlendirme yöntemleri, sınava girmeden bir ay – bir hafta – sınav günü – sınav anı çalışmaları sayesinde öğrenciler zirveyi yakalamaktadır. Şampiyon öğrenciler zirveyi yakalarken Mektebim de geleceğin seçkin öğrencilerinin okulu olmanın gururunu yaşamaktadır.
SONUÇ DEĞİL SÜREÇ ODAKLI YAKLAŞILMALI
LGS hazırlıkları için rehber öğretmenleriniz neler tavsiye ediyor?
Öncelikle sonuç değil süreç odaklı bakış açısını öğrencilere kazandırmaya çalışıyoruz. Eğitim-öğretim bir bütündür, başarı da anaokulundan başlayarak hayata atıldığımız noktaya kadar gelen sürecin bir bütünüdür. Kıstaslar, sistemler, başarı hikâyelerinin içeriği kişiye göre değişir, gelişir ve başkalaşır. Bu bakış açısından yola çıkarak sabit doğrularla değil öncelikli olarak öğrenci ihtiyacını tespit edebilen ve sonrasında da donanımlı eğitim kadrosu ile her alanda öğrencisini destekleyebilen bir sistem en işlevsel olanıdır. Burada Mektebim olarak bu bakış açısını velilerimize de aşılamak önceliğimizdir. Elde edilen sonuçları öğrenci özelinde ele almak, başarıları takdir ederken neden başarılı olduğumuzu keşfederek onu arttırmak, başarısızlıklarımızı da analiz ederek neyi daha iyi yapabileceğimize bakıyor olmak, böylece sonunda başkalarının değil de kendi hikâyemizin kahramanları olarak hayatta başarılara imza atıyor olmak adına çok önemli. Öğrencilerimizin de velilerimizin bu hazırlık sürecinde zorlandıkları her noktada öğretmenlerinden, rehberlik bölümünden destek almaları sürecin sağlıklı devam etmesini sağlayacak en önemli unsurlardan birisidir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Mektebim Ölçme-Değerlendirme Koordinatörü Rüçhan Boztaş ve Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölüm Başkanı Şebnem Barokas Mektebim Okulları’nda uygulanan LGS hazırlık süreçlerini artı eğitim’e anlattı.
LGS’de başarıyı nasıl elde ediyorsunuz?
Başarıyı sonuç odaklı değil süreç odaklı ele alıyoruz. Bu sebeple öğrencilerimizin ortaokul boyunca akademik gelişimlerini yakından takip ederek, bireysel gelişim hedeflerini tespit edip onlara uygun çalışma planlarını oluşturarak öğrencilerimizi ortaokul yaşantısı boyunca bireysel destekliyoruz. Bunun yanında eğer sınav odaklı olarak bakarsak da LGS’de, bilgi – birikim – yorum becerilerinin beraber kullanıldığı, iyi bir sınav stratejisi ile başarı elde etmelerini sağlıyoruz. Sınav sırasında neler yapılacağı, hangi dersten başlanacağı, soru okuma hızı, yapılamayan bir soru ile karşılaşıldığında nasıl hareket edileceği, zaman azaldığında nasıl davranılacağı, sorular tamamlandığında geri dönüp hangi derse bakılacağı gibi sorular sınav sistemi içerisinde kritik öneme sahip olan alanlar. Bizler de bu öngörüyle tecrübeli öğretmen kadromuzla LGS ve YKS ulusal sınavları ile örtüşen Mektebim Türkiye Geneli Özel Deneme sınavlarını uygulayarak öğrencilerin kendilerini hazırlamalarına ve öğretmenlerimiz ve Rehberlik & Ölçme Değerlendirme Merkezi özel çalışmalarımız ile öğrencilerimizin süreçlerini en iyi şekilde tamamlamalarına destek oluyoruz.
Hayat başarısının yanında sınav başarısına da önem veren sınavlara hazırlanan öğrencileri için hangi programları uyguluyorsunuz?
Öğrencilerin geleceğini etkileyecek olan sınavlarda başarı için nasıl bir yol izleneceği yıllar yılı süren bire bir takip yöntemiyle gerçekleştirmekteyiz. Öğrenci kurumumuza kayıt olduğu andan itibaren keşfedilmesi gereken yönleri, öğrenme metodu, güçlü ve desteklenmesi gereken yönleri – dersleri – kazanımları, tek tek takip edilmekte, haftalık – aylık – yıllık gelişimleri – rapor çalışmaları ile ilgili okul – veli – öğrenci işbirliği sayesinde hedeflenen, istenilen başarı elde edilmektedir.
- Okul öncesi oyunlu öğrenme “Dünya Benim Oyun Alanım”,
- İlkokul buluş yoluyla öğrenme “Dünya Benim Keşif Alanım”,
- Ortaokul Proje Tabanlı Öğrenme “Dünya Benim Proje Alanım”,
- Lise yaşam becerileri edinme “Dünya Benim Yaşam Alanım”
gibi öğrencilerin yaş gelişim ihtiyaçları göz önünde bulundurularak oluşturulmuş olan eğitim yaklaşımlarımız ile öğrencilerimizi sadece ulusal ve uluslararası dünya vatandaşlığına hazırlamanın yanı sıra aslında ilk adım olarak kendi hedefledikleri yaşam başarılarını elde etmelerini sağlamaya çalışıyoruz.
Dersler ve sınavlar arasında dengeyi kurmak için öğrencileri nasıl yönlendiriyor ve neler tavsiye diyorsunuz?
Yaşamda şans ve rastlantı faktörleri her zaman vardır. Fakat bir şeyi başarabilmek için kendini tanıma, çaba, özveri, problem çözme ve yaratıcılık mutlaka gereklidir. Öğrenciler bu becerileri, okul sistemimizin getirdiği programlı ve ciddi çalışmalarının yanında, öğretmenlerimizin doğru yönlendirmeleri ve Rehberlik Servisimizin yürüttüğü öğrenciye özgü özel çalışmalar doğrultusunda kazanma şansı elde ediyorlar. Ders öğrenimin gerçekleştiği, sınav ise pratikle öğrenimin derinleştiği yer diyebiliriz. Bu bakış açısı ile derslerimizin içeriğini yeni bilgilerin sorgulanması, sentezlenmesi, öğrenilmesi, farklı deneyimlerle derinlemesine öğrenmenin yaşantılanması için bir alan olarak ele alırken; sınavları ise öğrencinin kendisini bireysel olarak değerlendirme şansı olduğu araç olarak görmelerini sağlıyoruz. Bu bakış açısı ile sınav sonrası sınav değerlendirmelerine, yapılan hataların neden yapıldığına dair öğrenciye özel analiz çıkartılmasına, öğrencinin eksik alanını fark ederek ona yönelik hedef belirleyebiliyor olmasına özen gösteriyoruz.
Hangi yayın ve materyallerden yararlanılıyorsunuz? Kendi yayınlarınız var mı?
Mektebim’in seçkin öğretmenlerinin yılların tecrübesi ile hazırladığı kurumumuza özgü yayınları ve çalışma materyalleri ile öğrencilerimizi geleceğe hazırlıyoruz. Öğrencilerimizin yaratıcılıklarını ön plana çıkaracağı, sorgulayıp risk analizi yaparak strateji geliştirip probleme en kaliteli çözümü getirebileceği, yenilikçi, analitik düşünme becerisine sahip lider ve değişen – gelişen dünyada ön planda olacak bireyleri yetiştiriyoruz.
OKUL – VELİ – ÖĞRENCİ İŞBİRLİĞİ
Zirveyi yakalayan öğrenciler başarıyı getiren süreci nasıl yaşadılar? Şampiyon öğrenciler zirveyi yakalarken sizden kurum olarak nasıl destek aldılar?
Mektebim okul – veli – öğrenci işbirliğine çok önem vermektedir. Bu ilişki doğru kurgulandığında öğrenci hedefine kolaylıkla ulaşmaktadır. Çalışma ortamı, amaçlar ve öncelikler, zaman yönetimi ve programı, çalışma ve tekrar programı, etkin dinleme – etkin okuma, hafıza güçlendirme yöntemleri, sınava girmeden bir ay – bir hafta – sınav günü – sınav anı çalışmaları sayesinde öğrenciler zirveyi yakalamaktadır. Şampiyon öğrenciler zirveyi yakalarken Mektebim de geleceğin seçkin öğrencilerinin okulu olmanın gururunu yaşamaktadır.
SONUÇ DEĞİL SÜREÇ ODAKLI YAKLAŞILMALI
LGS hazırlıkları için rehber öğretmenleriniz neler tavsiye ediyor?
Öncelikle sonuç değil süreç odaklı bakış açısını öğrencilere kazandırmaya çalışıyoruz. Eğitim-öğretim bir bütündür, başarı da anaokulundan başlayarak hayata atıldığımız noktaya kadar gelen sürecin bir bütünüdür. Kıstaslar, sistemler, başarı hikâyelerinin içeriği kişiye göre değişir, gelişir ve başkalaşır. Bu bakış açısından yola çıkarak sabit doğrularla değil öncelikli olarak öğrenci ihtiyacını tespit edebilen ve sonrasında da donanımlı eğitim kadrosu ile her alanda öğrencisini destekleyebilen bir sistem en işlevsel olanıdır. Burada Mektebim olarak bu bakış açısını velilerimize de aşılamak önceliğimizdir. Elde edilen sonuçları öğrenci özelinde ele almak, başarıları takdir ederken neden başarılı olduğumuzu keşfederek onu arttırmak, başarısızlıklarımızı da analiz ederek neyi daha iyi yapabileceğimize bakıyor olmak, böylece sonunda başkalarının değil de kendi hikâyemizin kahramanları olarak hayatta başarılara imza atıyor olmak adına çok önemli. Öğrencilerimizin de velilerimizin bu hazırlık sürecinde zorlandıkları her noktada öğretmenlerinden, rehberlik bölümünden destek almaları sürecin sağlıklı devam etmesini sağlayacak en önemli unsurlardan birisidir.
Son Güncelleme: Çarşamba, 29 Ağustos 2018 14:22
Gösterim: 1673
Vatan Okullarında hayatla okulun uzak olmadığı modellerin uygulandığını belirten Vatan Okulları Genel Müdür Yardımcısı ve Eğitim Uzmanı Ayhan Korkmaz ile LGS sınavını, sınavlarda başarılı olmak için yapılması gerekenleri konuştuk.
LGS ile ilgili değerlendirmenizi öğrenebilir miyiz?
Liselere geçiş sistemi bu sene ilk defa farklı bir modelle uygulandı. Bu modeli, sonuçları itibariyle değerlendirmek gerekir ancak sonuçları da doğru ölçmek lazım. Öncelikle ölçme sistemi ve sonuçlar arasında bir uyumsuzluğun olduğunu söyleyebiliriz. Sınavın ve seçmenin sonuçlarının doğru ölçmeyle yapılması veya ölçme sonucundaki yerleştirmenin doğru yapılmaması sınavın bizzat kendisini eleştirmemizi gerektirmez. Eğitim kurumları üzerinden LGS’ye bakacak olursak bu sene, sınav sistemi daha çok matematik üzerine ve yine farklı bir deyişle, matematik ve edebiyatın birleştiği hibrit bir sınav oldu. Bu ilk defa, yükseköğretim kurumları giriş sınavları ile lise giriş sınavlarının benzeştiği bir sistemdi.
LGS’de zirveyi yakalayan kurumlar başarıyı nasıl elde ediyorlar?
Yeni model itibariyle zirveyi yakalamış ve önümüzdeki senelerde ivmeyi yükseltecek kurumlar, okullarda yazma atölyeleri düzenleyen, zeka oyunları üzerinden etkinlikler koyan kurumlar olacak.
LGS’de Matematik ve Türkçenin iç içe geçmişliliği, çocukların zihinlerini zorlayacak soruların temele oturtulması, okumaya dayalı yazma atölyelerini, çocukların kitaplar üzerindeki fikirlerini, yaşam üzerindeki yazmalarını öne çıkardı. Matematikte ise anlık muhakeme yeteneklerinin ve günlük olaylar üzerinden muhakeme yeteneklerini öne çıkartan kurumlar öncü oldu ve öğrencilerinin başarılarını katlamaya da devam edeceklerdir.
MATEMATİKTE PUZZLE VE SUDOKU NASIL KULLANILIR?
Hayat başarısının yanında sınav başarısına da önem veren kurumlar, sınavlara hazırlanan öğrencileri için hangi programları uyguluyorlar?
Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri olan lise sınavları ve derecelendirme, sınava alternatif bir yön çizme gayreti getirmiş, bunu görüyoruz. Şu anda gelen, LGS’deki merkezi sistem ve sınavların soru özellikleri, akademik özellikli sorulardan ziyade özellikle ALES tarzı sorulara yakın, yaş gruplarına göre çocukların tamamen bir yıllık çalışmalarının konularının dahil olduğu ancak bu konularda pratik zekalarını işletmek, düşüncelerini hızlandırmak ve hızlı okuduklarını hızlı anlayıp şekillendirmek üzerine bir çalışma var. Başarıyı yakalayan kurumlar da metotlarını bunun üzerine kuruyorlar.
Örneğin; Bizler kurumlarımızda artık uzun okumalı metinlerle beraber, şekilsel, sayısal problemler ve hayatın içinden gelen, hayatla okulun uzak olmadığı modeller uyguluyoruz. Çocuklarımız okullarda üretim atölyelerine katıldığında bu sınavlardaki başarılarının da öne çıktığını göreceğiz. Okulların hayata uzak olmasından kaynaklı eksiklikler, bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı’nın da uyguladığı “Okullar Hayat Olsun” projesi gibi yeniliklerle aynı zamanda LGS başarısını da getirecek.
Bu bağlamda çocuklara hikaye kitapları yazdırılması, aylık faaliyetlerinin kitaplaştırılması, yıllık programların makaleleştirilmesi, erken akademik takvimlerin oluşturulması başarıyı getirecektir. Bunların komplike bir şekilde öğrencilere sevdirilmesi görevi de yine kurumlara düşmektedir.
Çocuklarımız bunu yaptıklarında sınavlarda başarılı olacaklar. Evet, çocukların sosyal etkinlikleri önemli ancak derslerin içeriğini, sosyal etkinliklerle paket halinde sunabilen okullar çok daha başarılı olacak. Çocuklar da bu eğitim ve hayatı bir araya getirme modeline önem verecek. Örnek olarak, bizim matematikte muhakemeye dayalı soruların öğrencilere- STEM ile bir araya getirilerek puzzle gibi sudoku gibi etkinliklerle sunulması, Türkçede betimlemeleri arttırarak, bunun üzerinden hikayeler yazdırılması, Fen Bilgisinde laboratuvar kullanımı ve ölçümlemeler, Sosyal Bilimlerde 3 boyutlu haritalar üzerinden, hareketli nesneler üzerinden bilimin temelini görmesini sağlamak başarıyı getirmiştir.
Keza yabancı dilde de aynı sistemi kurmak gerekiyor. Konuşma atölyelerini kurmadığınız sürece, yeni kelimeler öğrencilerin zihinlerine girmeyecektir- ki son sınavda tamamen kelime üzerine dayalı bir İngilizce ölçme sistemi olduğunu gördük.
Hangi yayın ve materyallerden yararlanıyorsunuz?
Bu sene yayıncılar hazırlık sisteminde çok hazırlıksız yakalandı. İçeriklerin uyumsuzluğu, çocukları da etkilemiş oldu. Burada elbette sistemin geç açıklanmasının payı da var. Ancak bu sistem üzerine yeni yayınlar tamamen sisteme yönelik olacaktır. Hatta yeni yayınlar, 3 boyutlu, algoritmalar üzerine kurulu yayınlar ile desteklenecek. Belki de yeni yayınlar çocukları farklı alanlara yöneltecek, internet üzerinden başvurabilecekleri farklı platformlardan değerlendirilecek, farklı yarışmaları da çocuklara getirmek zorunda kalacaktır. Böyle olursa okullar kendi modellerini ve yayınlarını üretecek. Kendi yayınlarını çıkaran kurumların daha erken yol alacağı ve eğitim modelleriyle uyumlu gideceklerini biliyoruz. Her okulun ayrı felsefesi olmasına rağmen, felsefenin temelinde merkezi ölçme varsa nüans farkı olsa dahi, merkezi yerleştirmeye yakın yayınlar çıkarmak önem kazanacaktır.
Zirveyi yakalayan öğrenciler başarıyı getiren süreci nasıl yaşadılar?
Bu sene zirveyi yakalayan öğrencilerin çoğunun, odasına yalnızca ders çalışmaya giden çocuklar olmadığını, sosyal zekası gelişmiş , etkinliklerde görev alan faal bireyler olduğunu görmüş olduk. Her dinlediğimiz hikayede bir Robotik Takımı, bir STEM başarısı, ekip ve takım olmanın getirdiği, muhakkak birkaç yerde bir hikayesi, sözü yayınlanmış öğrencilerin başarısını görüyoruz. Öyleyse, bizler de öğrencileri bilgisini paylaşmaya teşvik ederek, zirveye taşıyabiliriz.
LGS hazırlıkları için öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Sevgili öğrenciler, yukarıda bahsetmiş olduğumuz destek programları, sosyal zekanın önemi, tam da rehber öğretmenlerin vurgulamak istediği şeyler aslında. Sizler daha uzun, daha şekilli metinleri daha üretken nesneler üzerinden çalışmayı öğrenmelisiniz. Önümüzdeki senelerde farklı mesleklerde olacağınızı düşünürsek yapmanız gereken üretmek, üretmek ve üretmek. Üretimi sayısal ve sözel tabanlı yapabilirsiniz, yeter ki yapın. Teknoparkları, akıllı odaları keşfedin, atölye çalışmalarını takip edin. Gerek sanat gerek mekanik alanda atölyelere –elbette yaş gruplarınıza göre- katılım sağlarsanız başarılı olacaksınız. Hepinize şimdiden başarılar diliyorum.
“Sınavlar ve dersler arası dengeyi kurmak için, öğrencileri yasaklarla değil, öğrenmekten haz alabileceği şekilde teknolojiyle beslemek, kopyala yapıştır yerine kendi ürettikleri ve sergileyebilecekleri proje ödevler olursa hayatı, okul ve sınav beraber yürüyecektir. Sınavını sergileyebilme imkanı bulan öğrenci, ölçülmekten korkmayı da bırakacaktır.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Vatan Okullarında hayatla okulun uzak olmadığı modellerin uygulandığını belirten Vatan Okulları Genel Müdür Yardımcısı ve Eğitim Uzmanı Ayhan Korkmaz ile LGS sınavını, sınavlarda başarılı olmak için yapılması gerekenleri konuştuk.
LGS ile ilgili değerlendirmenizi öğrenebilir miyiz?
Liselere geçiş sistemi bu sene ilk defa farklı bir modelle uygulandı. Bu modeli, sonuçları itibariyle değerlendirmek gerekir ancak sonuçları da doğru ölçmek lazım. Öncelikle ölçme sistemi ve sonuçlar arasında bir uyumsuzluğun olduğunu söyleyebiliriz. Sınavın ve seçmenin sonuçlarının doğru ölçmeyle yapılması veya ölçme sonucundaki yerleştirmenin doğru yapılmaması sınavın bizzat kendisini eleştirmemizi gerektirmez. Eğitim kurumları üzerinden LGS’ye bakacak olursak bu sene, sınav sistemi daha çok matematik üzerine ve yine farklı bir deyişle, matematik ve edebiyatın birleştiği hibrit bir sınav oldu. Bu ilk defa, yükseköğretim kurumları giriş sınavları ile lise giriş sınavlarının benzeştiği bir sistemdi.
LGS’de zirveyi yakalayan kurumlar başarıyı nasıl elde ediyorlar?
Yeni model itibariyle zirveyi yakalamış ve önümüzdeki senelerde ivmeyi yükseltecek kurumlar, okullarda yazma atölyeleri düzenleyen, zeka oyunları üzerinden etkinlikler koyan kurumlar olacak.
LGS’de Matematik ve Türkçenin iç içe geçmişliliği, çocukların zihinlerini zorlayacak soruların temele oturtulması, okumaya dayalı yazma atölyelerini, çocukların kitaplar üzerindeki fikirlerini, yaşam üzerindeki yazmalarını öne çıkardı. Matematikte ise anlık muhakeme yeteneklerinin ve günlük olaylar üzerinden muhakeme yeteneklerini öne çıkartan kurumlar öncü oldu ve öğrencilerinin başarılarını katlamaya da devam edeceklerdir.
MATEMATİKTE PUZZLE VE SUDOKU NASIL KULLANILIR?
Hayat başarısının yanında sınav başarısına da önem veren kurumlar, sınavlara hazırlanan öğrencileri için hangi programları uyguluyorlar?
Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri olan lise sınavları ve derecelendirme, sınava alternatif bir yön çizme gayreti getirmiş, bunu görüyoruz. Şu anda gelen, LGS’deki merkezi sistem ve sınavların soru özellikleri, akademik özellikli sorulardan ziyade özellikle ALES tarzı sorulara yakın, yaş gruplarına göre çocukların tamamen bir yıllık çalışmalarının konularının dahil olduğu ancak bu konularda pratik zekalarını işletmek, düşüncelerini hızlandırmak ve hızlı okuduklarını hızlı anlayıp şekillendirmek üzerine bir çalışma var. Başarıyı yakalayan kurumlar da metotlarını bunun üzerine kuruyorlar.
Örneğin; Bizler kurumlarımızda artık uzun okumalı metinlerle beraber, şekilsel, sayısal problemler ve hayatın içinden gelen, hayatla okulun uzak olmadığı modeller uyguluyoruz. Çocuklarımız okullarda üretim atölyelerine katıldığında bu sınavlardaki başarılarının da öne çıktığını göreceğiz. Okulların hayata uzak olmasından kaynaklı eksiklikler, bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı’nın da uyguladığı “Okullar Hayat Olsun” projesi gibi yeniliklerle aynı zamanda LGS başarısını da getirecek.
Bu bağlamda çocuklara hikaye kitapları yazdırılması, aylık faaliyetlerinin kitaplaştırılması, yıllık programların makaleleştirilmesi, erken akademik takvimlerin oluşturulması başarıyı getirecektir. Bunların komplike bir şekilde öğrencilere sevdirilmesi görevi de yine kurumlara düşmektedir.
Çocuklarımız bunu yaptıklarında sınavlarda başarılı olacaklar. Evet, çocukların sosyal etkinlikleri önemli ancak derslerin içeriğini, sosyal etkinliklerle paket halinde sunabilen okullar çok daha başarılı olacak. Çocuklar da bu eğitim ve hayatı bir araya getirme modeline önem verecek. Örnek olarak, bizim matematikte muhakemeye dayalı soruların öğrencilere- STEM ile bir araya getirilerek puzzle gibi sudoku gibi etkinliklerle sunulması, Türkçede betimlemeleri arttırarak, bunun üzerinden hikayeler yazdırılması, Fen Bilgisinde laboratuvar kullanımı ve ölçümlemeler, Sosyal Bilimlerde 3 boyutlu haritalar üzerinden, hareketli nesneler üzerinden bilimin temelini görmesini sağlamak başarıyı getirmiştir.
Keza yabancı dilde de aynı sistemi kurmak gerekiyor. Konuşma atölyelerini kurmadığınız sürece, yeni kelimeler öğrencilerin zihinlerine girmeyecektir- ki son sınavda tamamen kelime üzerine dayalı bir İngilizce ölçme sistemi olduğunu gördük.
Hangi yayın ve materyallerden yararlanıyorsunuz?
Bu sene yayıncılar hazırlık sisteminde çok hazırlıksız yakalandı. İçeriklerin uyumsuzluğu, çocukları da etkilemiş oldu. Burada elbette sistemin geç açıklanmasının payı da var. Ancak bu sistem üzerine yeni yayınlar tamamen sisteme yönelik olacaktır. Hatta yeni yayınlar, 3 boyutlu, algoritmalar üzerine kurulu yayınlar ile desteklenecek. Belki de yeni yayınlar çocukları farklı alanlara yöneltecek, internet üzerinden başvurabilecekleri farklı platformlardan değerlendirilecek, farklı yarışmaları da çocuklara getirmek zorunda kalacaktır. Böyle olursa okullar kendi modellerini ve yayınlarını üretecek. Kendi yayınlarını çıkaran kurumların daha erken yol alacağı ve eğitim modelleriyle uyumlu gideceklerini biliyoruz. Her okulun ayrı felsefesi olmasına rağmen, felsefenin temelinde merkezi ölçme varsa nüans farkı olsa dahi, merkezi yerleştirmeye yakın yayınlar çıkarmak önem kazanacaktır.
Zirveyi yakalayan öğrenciler başarıyı getiren süreci nasıl yaşadılar?
Bu sene zirveyi yakalayan öğrencilerin çoğunun, odasına yalnızca ders çalışmaya giden çocuklar olmadığını, sosyal zekası gelişmiş , etkinliklerde görev alan faal bireyler olduğunu görmüş olduk. Her dinlediğimiz hikayede bir Robotik Takımı, bir STEM başarısı, ekip ve takım olmanın getirdiği, muhakkak birkaç yerde bir hikayesi, sözü yayınlanmış öğrencilerin başarısını görüyoruz. Öyleyse, bizler de öğrencileri bilgisini paylaşmaya teşvik ederek, zirveye taşıyabiliriz.
LGS hazırlıkları için öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Sevgili öğrenciler, yukarıda bahsetmiş olduğumuz destek programları, sosyal zekanın önemi, tam da rehber öğretmenlerin vurgulamak istediği şeyler aslında. Sizler daha uzun, daha şekilli metinleri daha üretken nesneler üzerinden çalışmayı öğrenmelisiniz. Önümüzdeki senelerde farklı mesleklerde olacağınızı düşünürsek yapmanız gereken üretmek, üretmek ve üretmek. Üretimi sayısal ve sözel tabanlı yapabilirsiniz, yeter ki yapın. Teknoparkları, akıllı odaları keşfedin, atölye çalışmalarını takip edin. Gerek sanat gerek mekanik alanda atölyelere –elbette yaş gruplarınıza göre- katılım sağlarsanız başarılı olacaksınız. Hepinize şimdiden başarılar diliyorum.
“Sınavlar ve dersler arası dengeyi kurmak için, öğrencileri yasaklarla değil, öğrenmekten haz alabileceği şekilde teknolojiyle beslemek, kopyala yapıştır yerine kendi ürettikleri ve sergileyebilecekleri proje ödevler olursa hayatı, okul ve sınav beraber yürüyecektir. Sınavını sergileyebilme imkanı bulan öğrenci, ölçülmekten korkmayı da bırakacaktır.”
Son Güncelleme: Perşembe, 30 Ağustos 2018 13:02
Gösterim: 1506
Eğitime ve okula değer katan, öğrenciyi motive eden en önemli unsurların başında eğitim kadrosunun geldiğini belirten Enstitü Koleji Orta Okul ve Lise Okul Müdürü Mutlu Koçağra, “Uzun yıllardır eğitimci kimliği ile alanlarında yetkin öğretmen ve yönetici kadromuz ile öğrencilerimiz, hem dünyadaki güncel gelişmeleri takip edip uygulayabilecek hem de sadece Türkiye’de değil farklı coğrafyalarda da edinimlerini hayata geçirebileceklerdir.” diye konuştu.
Eğitim kurumları gelecek döneme hangi yatırımlarla girecekler? Yeni okul planlarında ve büyüme ajandalarında neler var?
Türkiye’de büyüyen ve gelişen genç nüfus, eğitim bilincinin ve buna bağlı olarak beklentinin yükselmesi, zorunlu eğitim süresi, okullaşma oranlarında görülen artışa paralel olarak özel eğitim sektörünün büyümesine neden olmuştur. Eğitime yapılan yatırım; bireysel ve toplumsal getirileri dışında üretim faktörü olarak eğitim; ülke ekonomisine, ulusal ekonominin büyümesine doğrudan katkı sağlar. Eğitime yapılan yatırım aslında ülke ekonomisine yapılmış yatırımdır. Enstitü Koleji, İstanbul Ataşehir’de 17000 m2 kapalı alanıyla, bu bölgedeki en büyük fiziki imkanlara sahip okullar arasında ve ulaşım açısından da oldukça güvenilir ve kolay bir bölgededir. Gelecek dönemde kendi ağını genişleterek İstanbul’un diğer ilçelerinde de eğitim alanında hizmet vermeye devam edecektir.
EĞİTİMİN KALİTESİNİ ARTIRACAK YATIRIMLAR YAPIYORUZ
Enstitü Koleji eğitim kalitesini artırmak için hangi alanlara nasıl yatırımlar gerçekleştiriyorlar?
Eğitimin öncelikle insana yapılan yatırım olduğunu bu yüzden öğrencilerimizin yüksek akademik donanıma sahip, ilgi, merak ve ihtiyaçlarını anlayabilecekleri ortamları yaratarak, yüksek motivasyonlu eğitim ortamlarında; sorumluluğu kendilerinin alabileceği, çözüm üretme becerileri geliştirebilecekleri, bilimin gücüne güvenen, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, kendini geliştirme ve yaratıcılık becerisi gelişmiş, eleştirel düşünebilen, insani ve etik değerlere sahip, deneyerek, yaşayarak ve en önemlisi mutlu bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bu noktadan yola çıkarak eğitim kalitesini artırmak için yaptığımız yatırımlar arasında: 20 adet Eğitsel beceri atölyelerimizi, sanat ve sporla ilgili sınıf dışı etkinlik alanlarımızı ve çağımızın gereği olan yabancı dil, teknoloji ve bilişim teknolojileri laboratuvarlarımızı sayabiliriz.
Kültürel mirasımıza sahip çıkmak adına yaptığımız en önemli yatırımların başında ise: Enstitü Koleji'nde, Sanatçı Sayın Sunay Akın küratörlüğünde, Sahne Tasarım Sanatçısı Sayın Ayhan Doğan tarafından tasarlanan, Ressam Sayın Can Ersal tarafından resimlendirilecek olan Okul Müzesi’dir. 1920’lerden günümüze kadar eğitimin ve öğretim metodunun gelişiminin sergileneceği Okul Müzesi'nde yüzlerce değerli obje ve belge yer alacaktır.
Öğretmenler, altyapı ve teknoloji yatırımlarında öncelikleriniz neler?
Eğitime ve okula değer katan, öğrenciyi motive eden en önemli unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Uzun yıllardır eğitimci kimliği ile alanlarında yetkin öğretmen ve yönetici kadromuz ile öğrencilerimiz, hem dünyadaki güncel gelişmeleri takip edip uygulayabilecek hem de sadece Türkiye’de değil farklı coğrafyalarda da edinimlerini hayata geçirebileceklerdir. Öğretmen, sadece bilgiyi aktaran değil öğrencinin yetenekleri, ilgisi ve ihtiyaçları doğrultusunda bilgiyi kullandırma becerisi kazandırandır. Tam da bu noktada kaynağı Köy Enstitüleri olan ve bizim de ilham aldığımız; yaparak, yaşayarak öğrenme modeli ile bilgiyi kullanma becerilerinin kazandırılacağına inanıyoruz.
Teknoloji, çağımızın kaçınılmaz ve yadsınamaz gerçekliğidir. 20-30 yıl önce teknolojinin bu kadar gelişeceğini tahmin edemezdik. Şimdi de gelecekte ki benzer gelişmeleri tahmin edemeyiz. Ancak kesin olan tek şey var ki; o da çocukları hayata hazırlamak gerektiğidir. Bu hazırlık döneminde edindiklerinin kalıcı olması da yaşayarak öğrenmeden geçiyor. Birey, hayata hazırlandığı ölçüde mutludur. Mutlu, sorgulayan, amaçları ve hedefleri olan çağdaş, insani ve etik değerleri olan bireyler yetiştirmek için çağın gereklerini de göz ardı etmeden akademik ve teknolojik donanımlarımızı tamamladık. Teknoloji ile üretim derslerinde öğrencilerimiz ilgi duydukları alanlarda öğreteceğimiz yenilikçi teknolojiler ile projeler üretip kullanılır hale getirecek ve günlük yaşamda karşılaştıkları kendi teknoloji sorunlarını çözebilecekler.
SUNAY AKIN: MÜZELER BİLGİ MABEDİDİR
Eğitimde müzeciliğin önemi yadsınamaz. Çünkü müzeler bilgi mabedidir. Geleceğe güvenle bakan, gelişmiş ülkelerin müzelerinde sergilenen eserlerin önünde öğrencileriyle ders yapan öğretmenler görürüz. Ülkemizde özel okulların müzeciliğimizin gelişimine katkıda bulunmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Türkiye’de ilk kez bir okul ve bir müze aynı çatı altında buluşuyor. Enstitü Koleji’nin bünyesinde, eğitim tarihimizi anlatan bir müze kurmak için çalışıyorum. Kurulacak “Okul Müzesi’nde”, alfabelerden dünya kürelerine, abaküslerden mevsim panolarına kadar nice eser, ziyaretçileri öğrencilik yıllarına döndürürken eğitim hayatımızdan da bir kesit sunacak. Okul Müzesinin bir kısmı, içeriği son derece özgün bir müze kütüphane olarak tasarlanıyor. Okul Müzesi hafta içinde olduğu gibi hafta sonu da ziyaretçilere açık olacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Eğitime ve okula değer katan, öğrenciyi motive eden en önemli unsurların başında eğitim kadrosunun geldiğini belirten Enstitü Koleji Orta Okul ve Lise Okul Müdürü Mutlu Koçağra, “Uzun yıllardır eğitimci kimliği ile alanlarında yetkin öğretmen ve yönetici kadromuz ile öğrencilerimiz, hem dünyadaki güncel gelişmeleri takip edip uygulayabilecek hem de sadece Türkiye’de değil farklı coğrafyalarda da edinimlerini hayata geçirebileceklerdir.” diye konuştu.
Eğitim kurumları gelecek döneme hangi yatırımlarla girecekler? Yeni okul planlarında ve büyüme ajandalarında neler var?
Türkiye’de büyüyen ve gelişen genç nüfus, eğitim bilincinin ve buna bağlı olarak beklentinin yükselmesi, zorunlu eğitim süresi, okullaşma oranlarında görülen artışa paralel olarak özel eğitim sektörünün büyümesine neden olmuştur. Eğitime yapılan yatırım; bireysel ve toplumsal getirileri dışında üretim faktörü olarak eğitim; ülke ekonomisine, ulusal ekonominin büyümesine doğrudan katkı sağlar. Eğitime yapılan yatırım aslında ülke ekonomisine yapılmış yatırımdır. Enstitü Koleji, İstanbul Ataşehir’de 17000 m2 kapalı alanıyla, bu bölgedeki en büyük fiziki imkanlara sahip okullar arasında ve ulaşım açısından da oldukça güvenilir ve kolay bir bölgededir. Gelecek dönemde kendi ağını genişleterek İstanbul’un diğer ilçelerinde de eğitim alanında hizmet vermeye devam edecektir.
EĞİTİMİN KALİTESİNİ ARTIRACAK YATIRIMLAR YAPIYORUZ
Enstitü Koleji eğitim kalitesini artırmak için hangi alanlara nasıl yatırımlar gerçekleştiriyorlar?
Eğitimin öncelikle insana yapılan yatırım olduğunu bu yüzden öğrencilerimizin yüksek akademik donanıma sahip, ilgi, merak ve ihtiyaçlarını anlayabilecekleri ortamları yaratarak, yüksek motivasyonlu eğitim ortamlarında; sorumluluğu kendilerinin alabileceği, çözüm üretme becerileri geliştirebilecekleri, bilimin gücüne güvenen, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, kendini geliştirme ve yaratıcılık becerisi gelişmiş, eleştirel düşünebilen, insani ve etik değerlere sahip, deneyerek, yaşayarak ve en önemlisi mutlu bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bu noktadan yola çıkarak eğitim kalitesini artırmak için yaptığımız yatırımlar arasında: 20 adet Eğitsel beceri atölyelerimizi, sanat ve sporla ilgili sınıf dışı etkinlik alanlarımızı ve çağımızın gereği olan yabancı dil, teknoloji ve bilişim teknolojileri laboratuvarlarımızı sayabiliriz.
Kültürel mirasımıza sahip çıkmak adına yaptığımız en önemli yatırımların başında ise: Enstitü Koleji'nde, Sanatçı Sayın Sunay Akın küratörlüğünde, Sahne Tasarım Sanatçısı Sayın Ayhan Doğan tarafından tasarlanan, Ressam Sayın Can Ersal tarafından resimlendirilecek olan Okul Müzesi’dir. 1920’lerden günümüze kadar eğitimin ve öğretim metodunun gelişiminin sergileneceği Okul Müzesi'nde yüzlerce değerli obje ve belge yer alacaktır.
Öğretmenler, altyapı ve teknoloji yatırımlarında öncelikleriniz neler?
Eğitime ve okula değer katan, öğrenciyi motive eden en önemli unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Uzun yıllardır eğitimci kimliği ile alanlarında yetkin öğretmen ve yönetici kadromuz ile öğrencilerimiz, hem dünyadaki güncel gelişmeleri takip edip uygulayabilecek hem de sadece Türkiye’de değil farklı coğrafyalarda da edinimlerini hayata geçirebileceklerdir. Öğretmen, sadece bilgiyi aktaran değil öğrencinin yetenekleri, ilgisi ve ihtiyaçları doğrultusunda bilgiyi kullandırma becerisi kazandırandır. Tam da bu noktada kaynağı Köy Enstitüleri olan ve bizim de ilham aldığımız; yaparak, yaşayarak öğrenme modeli ile bilgiyi kullanma becerilerinin kazandırılacağına inanıyoruz.
Teknoloji, çağımızın kaçınılmaz ve yadsınamaz gerçekliğidir. 20-30 yıl önce teknolojinin bu kadar gelişeceğini tahmin edemezdik. Şimdi de gelecekte ki benzer gelişmeleri tahmin edemeyiz. Ancak kesin olan tek şey var ki; o da çocukları hayata hazırlamak gerektiğidir. Bu hazırlık döneminde edindiklerinin kalıcı olması da yaşayarak öğrenmeden geçiyor. Birey, hayata hazırlandığı ölçüde mutludur. Mutlu, sorgulayan, amaçları ve hedefleri olan çağdaş, insani ve etik değerleri olan bireyler yetiştirmek için çağın gereklerini de göz ardı etmeden akademik ve teknolojik donanımlarımızı tamamladık. Teknoloji ile üretim derslerinde öğrencilerimiz ilgi duydukları alanlarda öğreteceğimiz yenilikçi teknolojiler ile projeler üretip kullanılır hale getirecek ve günlük yaşamda karşılaştıkları kendi teknoloji sorunlarını çözebilecekler.
SUNAY AKIN: MÜZELER BİLGİ MABEDİDİR
Eğitimde müzeciliğin önemi yadsınamaz. Çünkü müzeler bilgi mabedidir. Geleceğe güvenle bakan, gelişmiş ülkelerin müzelerinde sergilenen eserlerin önünde öğrencileriyle ders yapan öğretmenler görürüz. Ülkemizde özel okulların müzeciliğimizin gelişimine katkıda bulunmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Türkiye’de ilk kez bir okul ve bir müze aynı çatı altında buluşuyor. Enstitü Koleji’nin bünyesinde, eğitim tarihimizi anlatan bir müze kurmak için çalışıyorum. Kurulacak “Okul Müzesi’nde”, alfabelerden dünya kürelerine, abaküslerden mevsim panolarına kadar nice eser, ziyaretçileri öğrencilik yıllarına döndürürken eğitim hayatımızdan da bir kesit sunacak. Okul Müzesinin bir kısmı, içeriği son derece özgün bir müze kütüphane olarak tasarlanıyor. Okul Müzesi hafta içinde olduğu gibi hafta sonu da ziyaretçilere açık olacak.
Son Güncelleme: Salı, 28 Ağustos 2018 15:51
Gösterim: 2753