Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ''Matematik mezunu bir kişinin odyolog olarak atandığı" yönündeki haberler üzerine, adayın yerleştirildiğini ancak atanmasının mümkün olmadığını bildirdi.

ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı yayın kuruluşlarında, ''Matematik mezunu odyolog olarak atandı'' başlığı altında haberlerin yer aldığı hatırlatılarak, haberde adı geçen adayın, Dicle Üniversitesi, Matematik Bölümü mezunu olduğu ve adayın 2012/2 KPSS tercih işlemlerinde odyolog (işitme bozukluğu uzmanı) kadrosunu tercih ettiği belirtildi.

ÖSYM'nin tercih alımlarında alan kontrolü yaptığını ancak odyolog kadrosu ve buna benzer bazı kadrolar için özel durum söz konusu olduğu ifade edilen açıklamada, bu özel duruma ilişkin açıklamanın KPSS 2012/2 Tercih Kılavuzu'nun kapağında verildiği belirtildi.

Açıklamada, kapakta kırmızı renkle 'Adayların dikkatine' başlığı altında verilen uyarıda şunların yer aldığı kaydedildi:

''2001, 3001 ve 4001 Nitelik Kodlarından tercih yapacak adayların, özellikle aşçı, kaloriferci, muhasebeci ve odyolog kadro veya pozisyonları için aranılan özel şartları ve/veya bakınız şartlarını taşımaları gerekmektedir. Yerleştirmeniz yapılsa dahi söz konusu kadro veya pozisyonlar için aranılan özel şartları ve/veya bakınız şartlarını taşımadığınız takdirde atamanızın yapılmayacağını ve puan olarak sizden sonra gelen ve diğer atama şartlarını taşıyan adayları mağdur edeceğinizi unutmayınız. Adayların tercih işlemini tamamlamadan önce, tercih etmek istediği tüm kadro ve pozisyonların koşullarını dikkatle incelemeleri, koşullarını taşımadıkları kadro ve pozisyonlardan tercih yapmamaları son derece önemlidir' uyarısı yapılmaktadır.''

Ayrıca odyolog kadrosu için özel şartların, kılavuzun 11. sayfasında ''2. Başvurma Özel Koşulları başlığı altında'' 2.11. Odyolog ''1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun ek 13. maddesine göre odyolog kadrolarını tercih edecek adayların odyoloji alanında lisans eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun veya diğer lisans eğitimleri üzerine odyoloji yüksek lisansı veya doktorası yapmış olmaları gerekmektedir'' şeklinde belirtildiği kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

''Yine anılan kılavuzda 'Bu yerleştirme sonucu herhangi bir kadro veya pozisyona yerleştirilen adaylar, atamaları yapılsın ya da yapılmasın, daha sonra ÖSYM tarafından yapılacak personel yerleştirmesi için yerleştirildikleri 2012-KPSS puanı ile tercih yapamazlar' ifadesi de adaylara tercih işlemlerinden önce duyurulmuştur.

Bu açıklamalar ışığında, adayın puan sıralamasına göre yerleştiği bu kadroya atanması mümkün olmamıştır. Haberin ÖSYM tarafından yapılan bir hataymış gibi sunulması, Kurumumuzdan konu ile ilgili bilgi alınmadan ve sadece adayın beyanı üzerine yapılmış olması basın etiği ile bağdaşmamaktadır.''

> ÖSYM, o hatayı kabul etmedi

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ''Matematik mezunu bir kişinin odyolog olarak atandığı" yönündeki haberler üzerine, adayın yerleştirildiğini ancak atanmasının mümkün olmadığını bildirdi.

ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı yayın kuruluşlarında, ''Matematik mezunu odyolog olarak atandı'' başlığı altında haberlerin yer aldığı hatırlatılarak, haberde adı geçen adayın, Dicle Üniversitesi, Matematik Bölümü mezunu olduğu ve adayın 2012/2 KPSS tercih işlemlerinde odyolog (işitme bozukluğu uzmanı) kadrosunu tercih ettiği belirtildi.

ÖSYM'nin tercih alımlarında alan kontrolü yaptığını ancak odyolog kadrosu ve buna benzer bazı kadrolar için özel durum söz konusu olduğu ifade edilen açıklamada, bu özel duruma ilişkin açıklamanın KPSS 2012/2 Tercih Kılavuzu'nun kapağında verildiği belirtildi.

Açıklamada, kapakta kırmızı renkle 'Adayların dikkatine' başlığı altında verilen uyarıda şunların yer aldığı kaydedildi:

''2001, 3001 ve 4001 Nitelik Kodlarından tercih yapacak adayların, özellikle aşçı, kaloriferci, muhasebeci ve odyolog kadro veya pozisyonları için aranılan özel şartları ve/veya bakınız şartlarını taşımaları gerekmektedir. Yerleştirmeniz yapılsa dahi söz konusu kadro veya pozisyonlar için aranılan özel şartları ve/veya bakınız şartlarını taşımadığınız takdirde atamanızın yapılmayacağını ve puan olarak sizden sonra gelen ve diğer atama şartlarını taşıyan adayları mağdur edeceğinizi unutmayınız. Adayların tercih işlemini tamamlamadan önce, tercih etmek istediği tüm kadro ve pozisyonların koşullarını dikkatle incelemeleri, koşullarını taşımadıkları kadro ve pozisyonlardan tercih yapmamaları son derece önemlidir' uyarısı yapılmaktadır.''

Ayrıca odyolog kadrosu için özel şartların, kılavuzun 11. sayfasında ''2. Başvurma Özel Koşulları başlığı altında'' 2.11. Odyolog ''1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun ek 13. maddesine göre odyolog kadrolarını tercih edecek adayların odyoloji alanında lisans eğitimi veren fakülte veya yüksekokullardan mezun veya diğer lisans eğitimleri üzerine odyoloji yüksek lisansı veya doktorası yapmış olmaları gerekmektedir'' şeklinde belirtildiği kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

''Yine anılan kılavuzda 'Bu yerleştirme sonucu herhangi bir kadro veya pozisyona yerleştirilen adaylar, atamaları yapılsın ya da yapılmasın, daha sonra ÖSYM tarafından yapılacak personel yerleştirmesi için yerleştirildikleri 2012-KPSS puanı ile tercih yapamazlar' ifadesi de adaylara tercih işlemlerinden önce duyurulmuştur.

Bu açıklamalar ışığında, adayın puan sıralamasına göre yerleştiği bu kadroya atanması mümkün olmamıştır. Haberin ÖSYM tarafından yapılan bir hataymış gibi sunulması, Kurumumuzdan konu ile ilgili bilgi alınmadan ve sadece adayın beyanı üzerine yapılmış olması basın etiği ile bağdaşmamaktadır.''

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Aralık 2012 13:38

Gösterim: 1375

Diyarbakırlı 26 yaşındaki Mahmut Yaşar, Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Matemetik Bölümü'nü bitirdikten sonra bu yıl girdiği Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) aldığı 84.178 puanla 30 tercih yaptı. Ancak Yaşar, Şanlıurfa'da hastaneye odyolog olarak atandığı öğrenince şaşırdı.

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü mezunu Mahmut Yaşar, 7 Temmuz'da girdiği KPSS'de aldığı 84.178 puan ile ÖSYM'nin internet sayfasından 30 tercih yaptı. Yapılan tercihler sonunda ÖSYM, Matemetik Bölümü mezunu Mahmut Yaşar'ı Şanlıurfa'ya hastaneye odyolog (işitme, konuşma, lisan ve ses bozukluğu olan bireyleri tanılayan, değerlendiren, program hazırlayan, uygulayan ve gelişimlerini takip eden uzman) olarak atadı. Odyolog'un ne olduğunu bile bilmeyen Yaşar, kayıt yaptırmak üzere başvurduğu Şanlıurfa'daki kurum kendisinden odyolog diploması isteyince yanlışlık ortaya çıktı.

Odyologun ne olduğunu bilmediğini ancak bir işe girecek olmanın verdiği heyecanla kayıt yaptırmak üzere Şanlıurfa'daki kurum yetkilileri ile irtibata geçtiğini belirten Yaşar, "KPSS'de 84.178 puan aldım. Daha sonra ÖSYM'nin belirlediği internet sayfası üzerinden, Kasım 2012 atamasında aldığım bu puna göre 30 tercih yaptım sildentadal.com. Tercih açıklamaları sonunda Şanlıurfa'ya odyolog olarak atandım. Tercih yaptığım zaman Matematik Bölümü mezunu olduğumu işaretlememe rağmen, sistem beni Odyolog olarak atadı. Odyologun ne olduğunu açıkçası bilmiyordum. Kayıt yaptırmak için ilgili makamla irtibata geçtiğim sırada, benden odyolog diploması istediler. Ben de bu diplomanın olmadığını söyleyince beni işe alamayacaklarını belirterek, ÖSYM ile irtibata geçmemi istediler. ÖSYM yetkilileriyle yaptığım görüşmede, önce benim hatalı olduğumu söylediler. Oysa matematik bölümü mezunu seçeneğini işaretlememe rağmen sistem, beni odyolog olarak atadı. ÖSYM yetkilileri, bir dahaki atamalarda 2014'e kadar bu puanı kulanamayacağımı söyledi. Bu durumda mağdur edildim. Bu mağduriyetimin giderilmesini bekliyorum. Şayet mağduriyetim giderilmezse hukuki yollardan haklarımı arayacağım" dedi.

> Bir ÖSYM klasiği daha!

Diyarbakırlı 26 yaşındaki Mahmut Yaşar, Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Matemetik Bölümü'nü bitirdikten sonra bu yıl girdiği Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) aldığı 84.178 puanla 30 tercih yaptı. Ancak Yaşar, Şanlıurfa'da hastaneye odyolog olarak atandığı öğrenince şaşırdı.

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü mezunu Mahmut Yaşar, 7 Temmuz'da girdiği KPSS'de aldığı 84.178 puan ile ÖSYM'nin internet sayfasından 30 tercih yaptı. Yapılan tercihler sonunda ÖSYM, Matemetik Bölümü mezunu Mahmut Yaşar'ı Şanlıurfa'ya hastaneye odyolog (işitme, konuşma, lisan ve ses bozukluğu olan bireyleri tanılayan, değerlendiren, program hazırlayan, uygulayan ve gelişimlerini takip eden uzman) olarak atadı. Odyolog'un ne olduğunu bile bilmeyen Yaşar, kayıt yaptırmak üzere başvurduğu Şanlıurfa'daki kurum kendisinden odyolog diploması isteyince yanlışlık ortaya çıktı.

Odyologun ne olduğunu bilmediğini ancak bir işe girecek olmanın verdiği heyecanla kayıt yaptırmak üzere Şanlıurfa'daki kurum yetkilileri ile irtibata geçtiğini belirten Yaşar, "KPSS'de 84.178 puan aldım. Daha sonra ÖSYM'nin belirlediği internet sayfası üzerinden, Kasım 2012 atamasında aldığım bu puna göre 30 tercih yaptım sildentadal.com. Tercih açıklamaları sonunda Şanlıurfa'ya odyolog olarak atandım. Tercih yaptığım zaman Matematik Bölümü mezunu olduğumu işaretlememe rağmen, sistem beni Odyolog olarak atadı. Odyologun ne olduğunu açıkçası bilmiyordum. Kayıt yaptırmak için ilgili makamla irtibata geçtiğim sırada, benden odyolog diploması istediler. Ben de bu diplomanın olmadığını söyleyince beni işe alamayacaklarını belirterek, ÖSYM ile irtibata geçmemi istediler. ÖSYM yetkilileriyle yaptığım görüşmede, önce benim hatalı olduğumu söylediler. Oysa matematik bölümü mezunu seçeneğini işaretlememe rağmen sistem, beni odyolog olarak atadı. ÖSYM yetkilileri, bir dahaki atamalarda 2014'e kadar bu puanı kulanamayacağımı söyledi. Bu durumda mağdur edildim. Bu mağduriyetimin giderilmesini bekliyorum. Şayet mağduriyetim giderilmezse hukuki yollardan haklarımı arayacağım" dedi.

Son Güncelleme: Pazar, 23 Aralık 2012 18:23

Gösterim: 2006

Cuma saatine ders ve sınav konulmamasını isteyerek özgürce cuma namazını kılmak isteyen üniversite öğrencileri ''Cuma saatime dokunma'' adıyla bir kampanya başlattı.

Üniversite öğrencileri "Cuma saatime dokunma" sloganıyla bir kampanya başlattı. Öğrenciler cuma saatine ders ve sınav konulmamasını isteyerek özgürce cuma namazını kılmak istediklerini belirtti. 21 Aralık'ta başlatılan imza kampanyası ile öğrencilerin Cuma namazı saatleri konusundaki mağduriyetin giderilmesi için yetkililere uyarıda bulunuluyor. Öğrencilerin kampanya kapsamında hazırladıkları metin şöyle;

İstanbul'daki Üniversiteler başta olmak üzere Türkiye'de birçok üniversitede ders programı ve sınav takvimi hazırlanırken Cuma namazı saatlerini dikkate almayan bir tutum sergileniyor. Bu durum dersleri ile inancı ve ibadetleri arasında tercih yapmaya mecbur bırakılan birçok öğrencinin mağdur olmasına sebep oluyor.

Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi Üniversiteler Komisyonu’nun başlattığı kampanyaya sosyal medyadan da destek geldi.

Ayrıca öğrenciler www.cumasaatimedokunma.com adlı sitede kampanyalarını yürütürken Twitter'da da #CumaSaatimeDokunma hashtagı ile seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

İşte Twitter'da #CumaSaatimeDokunma hashtagı altında paylaşılan bazı mesajlar;

Selim Demirkan;

Cuma Namazı saatine ders ve sınav koyan üniversite yönetimleri göreve çağıran Anadolu Gençlik Derneği tebrikler... #CumaSaatimeDokunma

Betül Darboğaz:

#CumaSaatimeDokunma hadi gençler birazda hayırlı işlere vesile olalım

Ceyhun Atay:

"Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah'ı anmaya koşun..." (Cuma/9) #CumaSaatimeDokunma

Üsame Ceran:

Cuma vaktine sınav istemiyoruz! Bu ülkede Din, vicdan özgürlüğü anayasada yalnız teorikte var olan bir maddeden ibaret #Cumasaatimedokunma !

Mehmet Akif Akkaya:

Tamam hadi cuma gününün tatil olmasını da istemiyoruz. Ama #CumaSaatimeDokunma

(kaynak haber7)

> Öğrencilerden 'Cuma saatime dokunma' kampanyası

Cuma saatine ders ve sınav konulmamasını isteyerek özgürce cuma namazını kılmak isteyen üniversite öğrencileri ''Cuma saatime dokunma'' adıyla bir kampanya başlattı.

Üniversite öğrencileri "Cuma saatime dokunma" sloganıyla bir kampanya başlattı. Öğrenciler cuma saatine ders ve sınav konulmamasını isteyerek özgürce cuma namazını kılmak istediklerini belirtti. 21 Aralık'ta başlatılan imza kampanyası ile öğrencilerin Cuma namazı saatleri konusundaki mağduriyetin giderilmesi için yetkililere uyarıda bulunuluyor. Öğrencilerin kampanya kapsamında hazırladıkları metin şöyle;

İstanbul'daki Üniversiteler başta olmak üzere Türkiye'de birçok üniversitede ders programı ve sınav takvimi hazırlanırken Cuma namazı saatlerini dikkate almayan bir tutum sergileniyor. Bu durum dersleri ile inancı ve ibadetleri arasında tercih yapmaya mecbur bırakılan birçok öğrencinin mağdur olmasına sebep oluyor.

Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi Üniversiteler Komisyonu’nun başlattığı kampanyaya sosyal medyadan da destek geldi.

Ayrıca öğrenciler www.cumasaatimedokunma.com adlı sitede kampanyalarını yürütürken Twitter'da da #CumaSaatimeDokunma hashtagı ile seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

İşte Twitter'da #CumaSaatimeDokunma hashtagı altında paylaşılan bazı mesajlar;

Selim Demirkan;

Cuma Namazı saatine ders ve sınav koyan üniversite yönetimleri göreve çağıran Anadolu Gençlik Derneği tebrikler... #CumaSaatimeDokunma

Betül Darboğaz:

#CumaSaatimeDokunma hadi gençler birazda hayırlı işlere vesile olalım

Ceyhun Atay:

"Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah'ı anmaya koşun..." (Cuma/9) #CumaSaatimeDokunma

Üsame Ceran:

Cuma vaktine sınav istemiyoruz! Bu ülkede Din, vicdan özgürlüğü anayasada yalnız teorikte var olan bir maddeden ibaret #Cumasaatimedokunma !

Mehmet Akif Akkaya:

Tamam hadi cuma gününün tatil olmasını da istemiyoruz. Ama #CumaSaatimeDokunma

(kaynak haber7)

Son Güncelleme: Pazar, 23 Aralık 2012 17:59

Gösterim: 1579

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ODTÜ’de çıkan olaylarla ilgi Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’lü öğrencilere yönelik eleştirilerini değerlendirdiği konuşmasında, ''Her ODTÜ öğrencisi bir Yörük Ali Efe'dir. Geleceğimiz olan üniversite öğrencilerine sahip çıkacağız. ODTÜ, dünyanın sayılı üniversitelerinden birisidir, bilim insanları orada yetişir.” açıklamasını yaptı

yorukali''ODTÜ dünyanın sayılı üniversitelerinden birisidir. Uzaya oradan aygıt göndereceksiniz, oraya sırtınızı döneceksiniz, olmaz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Buca ilçesinde belediye tarafından yaptırılan ''Yörük Ali Efe Rekreasyon Alanı'' açılış töreninde, Türkiye Yörük Ali Efe ile bağımsızlık savaşını başlatmışsa onların arkasından gitmenin herkesin boynunun borcu olduğunu söyledi.

Her yurtseverin biraz Yörük Ali olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Her ODTÜ öğrencisi bir Yörük Ali Efe'dir. Geleceğimiz olan üniversite öğrencilerine sahip çıkacağız. ODTÜ, dünyanın sayılı üniversitelerinden birisidir, bilim insanları orada yetişir. Uzaya oradan aygıt göndereceksiniz, oraya sırtınızı döneceksiniz, olmaz. Çağdaşlık üniversite özgürlüğüyle olur, üniversite gençliğinin korunmasıyla olur'' dedi.

> Her ODTÜ’lü bir Yörük Ali Efe’dir

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ODTÜ’de çıkan olaylarla ilgi Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’lü öğrencilere yönelik eleştirilerini değerlendirdiği konuşmasında, ''Her ODTÜ öğrencisi bir Yörük Ali Efe'dir. Geleceğimiz olan üniversite öğrencilerine sahip çıkacağız. ODTÜ, dünyanın sayılı üniversitelerinden birisidir, bilim insanları orada yetişir.” açıklamasını yaptı

yorukali''ODTÜ dünyanın sayılı üniversitelerinden birisidir. Uzaya oradan aygıt göndereceksiniz, oraya sırtınızı döneceksiniz, olmaz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Buca ilçesinde belediye tarafından yaptırılan ''Yörük Ali Efe Rekreasyon Alanı'' açılış töreninde, Türkiye Yörük Ali Efe ile bağımsızlık savaşını başlatmışsa onların arkasından gitmenin herkesin boynunun borcu olduğunu söyledi.

Her yurtseverin biraz Yörük Ali olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Her ODTÜ öğrencisi bir Yörük Ali Efe'dir. Geleceğimiz olan üniversite öğrencilerine sahip çıkacağız. ODTÜ, dünyanın sayılı üniversitelerinden birisidir, bilim insanları orada yetişir. Uzaya oradan aygıt göndereceksiniz, oraya sırtınızı döneceksiniz, olmaz. Çağdaşlık üniversite özgürlüğüyle olur, üniversite gençliğinin korunmasıyla olur'' dedi.

Son Güncelleme: Pazar, 23 Aralık 2012 18:12

Gösterim: 1493

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, katıldığı ‘İstanbul Toplantıları’ konulu programda öğretmen atamalarına değinerek, 120 bin öğretmen daha alındığında öğretmene ihtiyaç kalmayacağını bunun da birkaç yıl içerisinde tamamlanacağını belirtti

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Suriçi Grubu Derneği tarafından Barcelo Eresin Topkapı Otel'de düzenlenen ''İstanbul Toplantıları'' konulu programa katıldı. Bakan Dinçer, programda yaptığı konuşmada eğitime yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Sistemde uygulanan strateji doğruysa uygulamalar ve programların önem kazandığını belirten Bakan Dinçer, “Türkiye'de eğitim stratejisi neredeyse 40-50 yıldır hiç değişmedi. Şu anda eğitim stratejisini değiştirdik. Gelişmiş ülkelerde ortalama eğitim yılı 12 iken, Türkiye'de 6,12’dir. 2009'da orta öğretim seviyesinde okullaşma oranının dünya ortalaması yüzde 88 iken, Türkiye'de 2011'de yüzde 68’dir. Sadece okullaşma oranları kıyaslandığında bile küresel dünya ile Türkiye arasındaki mesafe görülüyor. Eğer rekabette avantaj sağlamak istiyorsak zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmamız gerekiyordu'' dedi.

1980'lerden sonra eğitim sisteminde bütün dünyanın arz odaklı yapılanmadan talep odaklı yapılanmaya geçtiğini belirten Dinçer, “Artık talep odaklı bir eğitim var. Eğitilmiş insana piyasa ihtiyaç duyuyor. O zaman o talebe göre eğitim verilmelidir. Eğitimi kim istiyor çocuklar, o halde onların üzerinden onların talepleri göz önüne alınarak eğitim verilmelidir” diye konuştu.

Eğitimde dünya ile Türkiye arasındaki mesafeyi kapatacak değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Dinçer, “Şimdiye kadar biz devlet olarak çok otoriter bir tarzla eğitim sisteminin nasıl olması gerektiğini belirliyor ve onu da halk için uygun ve yararlı görüyorduk ve bunu herkese sunuyorduk. Herkes bizim belirlediğimiz tek tip bir eğitim almak zorundaydı. Şimdi biz eğitim sistemini demokratikleştirmeye ve esnekleştirmeye çalışıyoruz. Bunu 4+4+4 sistemi, ‘Okullar Hayat Olsun Projesi', kılık kıyafet yönetmeliği ve bazı derslerin kaldırılması gibi düzenlemelerle yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Dinçer, eğitimde zihniyet değişimi yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, eğitimin 12 yıla çıkarılması ve 4+4+4 ile kademeli hale getirilmesinin eğitim sisteminin esnekleştirilmesi ve demokratikleştirilmesi, 'Okullar Hayat Olsun Projesi'nin okulların fiziki mekanlarının kullanımının demokratikleştirilmesi anlamına geldiğini söyledi. Bakan Dinçer, şu anda 730 bin civarında öğretmen istihdam edildiğine işaret ederek, ''Eğer ilkokul, ortaokul ve lisede okullaşma oranları yüzde 100'e çıkarsa, bizim 120 bin öğretmene ihtiyacımız olacak. Çünkü bu sene aldığımız öğretmenlerle norm kadro doluluk oranı yüzde 85'e çıktı. Daha önceki yıllarda bu oran yüzde 65, yüzde 60 civarındaydı. Son 2 yılda aldığımız öğretmenlerle bu oran yüzde 85'e çıktı. Hatta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bu oran yüzde 90'ın üzerinde” dedi.

120 bin öğretmen daha alındığında öğretmene ihtiyaç kalmayacak

120 bin öğretmen daha alındığında öğretmene ihtiyaç kalmayacağını kaydeden Dinçer, bunun da birkaç yıl içerisinde tamamlanacağını bildirerek, daha sonra emekli olan öğretmen ne kadarsa o kadar öğretmen alınarak eksikliğin tamamlanacağını söyledi. Bakan Dinçer, “Tablet ve tahtaların Türkiye'de üretimiyle ilgili bütün hazırlık çalışmaları yapıldı. Zaten tahtaları Türkiye'de üretmeye başladık. Tabletleri de Türkiye'de üretecek şekilde yakında ihalesini yapıyoruz. Bu yıl Türkiye'de ne kadar lise varsa tamamına akıllı tahta döşedik. Tam 85 binden fazla akıllı tahta döşendi. Önümüzdeki yıl ne kadar geri kalan lise varsa, meslek lisesi, imam hatip lisesi ve benzeri varsa tamamına döşeyeceğiz. Muhtemelen yeni yılın ilk 3 ayında 11 milyon tablet için de ihale yapacağız” diye konuştu

> Dinçer’den öğretmen açığı açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, katıldığı ‘İstanbul Toplantıları’ konulu programda öğretmen atamalarına değinerek, 120 bin öğretmen daha alındığında öğretmene ihtiyaç kalmayacağını bunun da birkaç yıl içerisinde tamamlanacağını belirtti

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Suriçi Grubu Derneği tarafından Barcelo Eresin Topkapı Otel'de düzenlenen ''İstanbul Toplantıları'' konulu programa katıldı. Bakan Dinçer, programda yaptığı konuşmada eğitime yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Sistemde uygulanan strateji doğruysa uygulamalar ve programların önem kazandığını belirten Bakan Dinçer, “Türkiye'de eğitim stratejisi neredeyse 40-50 yıldır hiç değişmedi. Şu anda eğitim stratejisini değiştirdik. Gelişmiş ülkelerde ortalama eğitim yılı 12 iken, Türkiye'de 6,12’dir. 2009'da orta öğretim seviyesinde okullaşma oranının dünya ortalaması yüzde 88 iken, Türkiye'de 2011'de yüzde 68’dir. Sadece okullaşma oranları kıyaslandığında bile küresel dünya ile Türkiye arasındaki mesafe görülüyor. Eğer rekabette avantaj sağlamak istiyorsak zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartmamız gerekiyordu'' dedi.

1980'lerden sonra eğitim sisteminde bütün dünyanın arz odaklı yapılanmadan talep odaklı yapılanmaya geçtiğini belirten Dinçer, “Artık talep odaklı bir eğitim var. Eğitilmiş insana piyasa ihtiyaç duyuyor. O zaman o talebe göre eğitim verilmelidir. Eğitimi kim istiyor çocuklar, o halde onların üzerinden onların talepleri göz önüne alınarak eğitim verilmelidir” diye konuştu.

Eğitimde dünya ile Türkiye arasındaki mesafeyi kapatacak değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Dinçer, “Şimdiye kadar biz devlet olarak çok otoriter bir tarzla eğitim sisteminin nasıl olması gerektiğini belirliyor ve onu da halk için uygun ve yararlı görüyorduk ve bunu herkese sunuyorduk. Herkes bizim belirlediğimiz tek tip bir eğitim almak zorundaydı. Şimdi biz eğitim sistemini demokratikleştirmeye ve esnekleştirmeye çalışıyoruz. Bunu 4+4+4 sistemi, ‘Okullar Hayat Olsun Projesi', kılık kıyafet yönetmeliği ve bazı derslerin kaldırılması gibi düzenlemelerle yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Dinçer, eğitimde zihniyet değişimi yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, eğitimin 12 yıla çıkarılması ve 4+4+4 ile kademeli hale getirilmesinin eğitim sisteminin esnekleştirilmesi ve demokratikleştirilmesi, 'Okullar Hayat Olsun Projesi'nin okulların fiziki mekanlarının kullanımının demokratikleştirilmesi anlamına geldiğini söyledi. Bakan Dinçer, şu anda 730 bin civarında öğretmen istihdam edildiğine işaret ederek, ''Eğer ilkokul, ortaokul ve lisede okullaşma oranları yüzde 100'e çıkarsa, bizim 120 bin öğretmene ihtiyacımız olacak. Çünkü bu sene aldığımız öğretmenlerle norm kadro doluluk oranı yüzde 85'e çıktı. Daha önceki yıllarda bu oran yüzde 65, yüzde 60 civarındaydı. Son 2 yılda aldığımız öğretmenlerle bu oran yüzde 85'e çıktı. Hatta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bu oran yüzde 90'ın üzerinde” dedi.

120 bin öğretmen daha alındığında öğretmene ihtiyaç kalmayacak

120 bin öğretmen daha alındığında öğretmene ihtiyaç kalmayacağını kaydeden Dinçer, bunun da birkaç yıl içerisinde tamamlanacağını bildirerek, daha sonra emekli olan öğretmen ne kadarsa o kadar öğretmen alınarak eksikliğin tamamlanacağını söyledi. Bakan Dinçer, “Tablet ve tahtaların Türkiye'de üretimiyle ilgili bütün hazırlık çalışmaları yapıldı. Zaten tahtaları Türkiye'de üretmeye başladık. Tabletleri de Türkiye'de üretecek şekilde yakında ihalesini yapıyoruz. Bu yıl Türkiye'de ne kadar lise varsa tamamına akıllı tahta döşedik. Tam 85 binden fazla akıllı tahta döşendi. Önümüzdeki yıl ne kadar geri kalan lise varsa, meslek lisesi, imam hatip lisesi ve benzeri varsa tamamına döşeyeceğiz. Muhtemelen yeni yılın ilk 3 ayında 11 milyon tablet için de ihale yapacağız” diye konuştu

Son Güncelleme: Pazar, 23 Aralık 2012 17:32

Gösterim: 1247


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.