Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Atanamayan öğretmenler diploma yaktı

Denizli'de bir grup atanamayan öğretmen, eylem yapıp diplomalarının fotokopilerini yaktı. Öğretmen adayları, Şubat ayında Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 bin atama yapmasını istedi.

Candoğan Parkı önünde toplanan atanamayan 20'ye yakın öğretmen, yaptıkları eylemde atanamamalarını protesto etti. Grup adına açıklama yapan öğretmen adayı Fikriye Gümüş, Şubat ayında 30 bin atama istediklerini belirtip, "Burada ataması yapılmayan öğretmenler, Şubatçılar grubu olarak tepkimizi göstermek için toplandık. Zor koşullar altında okuyup öğretmen olduk. Mesleğimizi yaparken de birçok zor koşulla karşılaşacağımızın bilincindeyiz. Biz öğretmen olmayı seçtik. Biliyoruz ki öğretmenlik fedakarlık ister. Biz bu fedakarlığı göstermeye de hazırız. Biz ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmeniz. Hepimiz gece gündüz çalışarak bin bir zorluklarla eğitimimizi tamamlayarak öğretmen olduk" dedi. Açıklamanın ardından öğretmen adayları diploma fotokopilerini yaktı. Eylem daha sonra sona erdi.

(star)

> Madem atanamıyoruz biz de bu diplomaları yakarız!

Atanamayan öğretmenler diploma yaktı

Denizli'de bir grup atanamayan öğretmen, eylem yapıp diplomalarının fotokopilerini yaktı. Öğretmen adayları, Şubat ayında Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 bin atama yapmasını istedi.

Candoğan Parkı önünde toplanan atanamayan 20'ye yakın öğretmen, yaptıkları eylemde atanamamalarını protesto etti. Grup adına açıklama yapan öğretmen adayı Fikriye Gümüş, Şubat ayında 30 bin atama istediklerini belirtip, "Burada ataması yapılmayan öğretmenler, Şubatçılar grubu olarak tepkimizi göstermek için toplandık. Zor koşullar altında okuyup öğretmen olduk. Mesleğimizi yaparken de birçok zor koşulla karşılaşacağımızın bilincindeyiz. Biz öğretmen olmayı seçtik. Biliyoruz ki öğretmenlik fedakarlık ister. Biz bu fedakarlığı göstermeye de hazırız. Biz ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmeniz. Hepimiz gece gündüz çalışarak bin bir zorluklarla eğitimimizi tamamlayarak öğretmen olduk" dedi. Açıklamanın ardından öğretmen adayları diploma fotokopilerini yaktı. Eylem daha sonra sona erdi.

(star)

Son Güncelleme: Salı, 23 Ekim 2012 11:45

Gösterim: 1702

YÖK'ün Bulgar üniversitelerinin denkliğini kaldırma kararı çok tartışılmıştı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer rüşvetle diploma alındığı ve sahtecilik yapıldığı için YÖK'ün bu kararı aldığını söyledi

Bulgaristan Üniversiteleri gerek ülkenin yakın oluşu gerekse sınav gerektirmeden okunma imkanları ile bir çok Türk öğrenci için umut olmuştu. Aralarında Halis Toprak'ın eski eşi Nazlıcan Tağızade'nin de bulunduğu binlerce öğrenci Sofya ve Varna üniversiteleri başta olmak üzere birçok Bulgar okuluna kayıt yaptırdı. Ama geçtiğimiz aylarda YÖK, Bulgar üniversitelerinin denkliğini kaldırdı. CHP milletvekili Faik Tunay bir süre önce bir önergeyle bu konuyu gündeme taşıdı. Bu önergeye YÖK'ün kararının bir örneğini de ekleyerek cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bulgaristan'daki üniversite öğrencilerinin yaptığı 'Sahteciliğe' dikkat çekti. Bu sahtecilğin ise bazı öğrencilerin sahte damga kullanarak transkript düzenlemeleri, bazı öğrencilerin rüşvet verip sınıf geçmeleri olduğu ortaya çıktı. YÖK'ün bu nedenle Bulgar üniversitelerinin denkliğinin iptal ettiği ve Türkiye'de ya da KKTC'deki üniversitelere yatay geçişi de durdurduğu belirtildi.

 

SGK’dan öğrencilere 'prim borcu' açıklaması


HER GELENİ ALDILAR

YÖK yürütme kurulu üyesi Durmuş Günay ise "Bulgar makamlarına, kriterlerimize uymalarını defalarca söyledik ama ısrarla uymadılar. Biz diyoruz ki, 140 öğrenci alın ve aldığınız öğrenciler belirli niteliklerde olsunlar. Her başvuranı almayın. Ama her okula 400-500 öğrenci almışlar. Bunun önüne geçemiyoruz ve bunun için denklik kaldırıldı" açıklamasını yaptı. YÖK bu sorun için kendi internet sitesinde bir forum açarken, öğrenciler de farklı platformlarda problemlerini gile getirdi ve YÖK'ü suçladı. Ama forumlarda bazı öğrenciler "Alın işte yaptığınızı gördünüz mü? Parayla diploma alma hevesiyle bizim de geleceğimizi yaktınız" diyerek rüşvet iddialarını güçlendirdi.

(takvim)

> Rüşvetle üniversite diploması

YÖK'ün Bulgar üniversitelerinin denkliğini kaldırma kararı çok tartışılmıştı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer rüşvetle diploma alındığı ve sahtecilik yapıldığı için YÖK'ün bu kararı aldığını söyledi

Bulgaristan Üniversiteleri gerek ülkenin yakın oluşu gerekse sınav gerektirmeden okunma imkanları ile bir çok Türk öğrenci için umut olmuştu. Aralarında Halis Toprak'ın eski eşi Nazlıcan Tağızade'nin de bulunduğu binlerce öğrenci Sofya ve Varna üniversiteleri başta olmak üzere birçok Bulgar okuluna kayıt yaptırdı. Ama geçtiğimiz aylarda YÖK, Bulgar üniversitelerinin denkliğini kaldırdı. CHP milletvekili Faik Tunay bir süre önce bir önergeyle bu konuyu gündeme taşıdı. Bu önergeye YÖK'ün kararının bir örneğini de ekleyerek cevaplayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bulgaristan'daki üniversite öğrencilerinin yaptığı 'Sahteciliğe' dikkat çekti. Bu sahtecilğin ise bazı öğrencilerin sahte damga kullanarak transkript düzenlemeleri, bazı öğrencilerin rüşvet verip sınıf geçmeleri olduğu ortaya çıktı. YÖK'ün bu nedenle Bulgar üniversitelerinin denkliğinin iptal ettiği ve Türkiye'de ya da KKTC'deki üniversitelere yatay geçişi de durdurduğu belirtildi.

 

SGK’dan öğrencilere 'prim borcu' açıklaması


HER GELENİ ALDILAR

YÖK yürütme kurulu üyesi Durmuş Günay ise "Bulgar makamlarına, kriterlerimize uymalarını defalarca söyledik ama ısrarla uymadılar. Biz diyoruz ki, 140 öğrenci alın ve aldığınız öğrenciler belirli niteliklerde olsunlar. Her başvuranı almayın. Ama her okula 400-500 öğrenci almışlar. Bunun önüne geçemiyoruz ve bunun için denklik kaldırıldı" açıklamasını yaptı. YÖK bu sorun için kendi internet sitesinde bir forum açarken, öğrenciler de farklı platformlarda problemlerini gile getirdi ve YÖK'ü suçladı. Ama forumlarda bazı öğrenciler "Alın işte yaptığınızı gördünüz mü? Parayla diploma alma hevesiyle bizim de geleceğimizi yaktınız" diyerek rüşvet iddialarını güçlendirdi.

(takvim)

Son Güncelleme: Salı, 23 Ekim 2012 10:26

Gösterim: 3755

Başbakan Erdoğan’ın sözüne rağmen Van depreminde ölen öğretmenin ailesine maaş bağlanmadı

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Van’ın Erciş ilçesindeki depremde, düğünlerine 12 gün kala hayatını kaybeden öğretmen çiftten Güldane Köse Erdal’ın babası Bünyamin Köse, Başbakan’ın sözüne rağmen bugüne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’nun maaş bağlamadığını söyledi. 59 yaşındaki anne Fahriye Köse, “Kızımın adını yaşatmak için ne olur bir okula adı verilsin.” diyerek gözyaşı döktü.

23 Ekim 2011’de meydana gelen depremde 75. Yıl Kız Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan Ümit Erdal (30) ve Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmenliği yapan Güldane Köse Erdal (28), depremden önceki yaz aylarında nikâh kıydırdı. Erciş’e tayin olduktan sonra düğün hazırlıklarına başlayan çift, düğün günü olarak 3 Kasım Perşembe gününü belirledi, davetiye bastırdı. Ancak öğretmen çift, Erciş’teki 7,2’lik depremde evlerinin çökmesi sonucu enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Depremin ayırdığı çiftlerden Ümit Erdal’ın cenazesi Aydın’da defnedilirken, eşi Güldane Köse Erdal’ın cenazesi Adana’da toprağa verildi.

Kızlarının ölümünün ardından anne Fahriye ile baba Bünyamin Köse’nin evlat acısı hiç dinmedi. Baba Bünyamin Köse, maaş bağlama konusunda resmi bir bildirim yapılmadığını belirterek, “Öğrendiğimize göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bizim maaş talebimizi reddetmiş. Gerekçesi de kaymakamlıktan aldığımız ‘Muhtaç değildir’ belgesine istinaden. Muhtaçlık sınırlarının kriterleri nedir bilmiyorum ama Başbakan’ımız depremden sonra verdiği beyanatta, bütün öğretmen ailelerine maaş bağlanacağını söylemişti. Bu konuda biz bir yıldır mağduruz.” şeklinde konuştu. Gözyaşlarına boğulan anne Fahriye Köse ise, “Bir yıl oldu, kuzumu kaybettim, acısını hiç unutamıyoruz. Ben sadece yavrumu yaşatmak için bir okula adının verilmesini istiyorum.” diyor. Kızının 6 yıl hep Doğu’da görev yaptığını hatırlatan Fahriye Köse, çok başarılı bir öğretmen olduğunu, gelinliğini hâlâ dolapta sakladığını sözlerine ekledi.

(zaman)

> Depremde ölen öğretmenin ailesine maaş bağlanmadı

Başbakan Erdoğan’ın sözüne rağmen Van depreminde ölen öğretmenin ailesine maaş bağlanmadı

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Van’ın Erciş ilçesindeki depremde, düğünlerine 12 gün kala hayatını kaybeden öğretmen çiftten Güldane Köse Erdal’ın babası Bünyamin Köse, Başbakan’ın sözüne rağmen bugüne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’nun maaş bağlamadığını söyledi. 59 yaşındaki anne Fahriye Köse, “Kızımın adını yaşatmak için ne olur bir okula adı verilsin.” diyerek gözyaşı döktü.

23 Ekim 2011’de meydana gelen depremde 75. Yıl Kız Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan Ümit Erdal (30) ve Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmenliği yapan Güldane Köse Erdal (28), depremden önceki yaz aylarında nikâh kıydırdı. Erciş’e tayin olduktan sonra düğün hazırlıklarına başlayan çift, düğün günü olarak 3 Kasım Perşembe gününü belirledi, davetiye bastırdı. Ancak öğretmen çift, Erciş’teki 7,2’lik depremde evlerinin çökmesi sonucu enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Depremin ayırdığı çiftlerden Ümit Erdal’ın cenazesi Aydın’da defnedilirken, eşi Güldane Köse Erdal’ın cenazesi Adana’da toprağa verildi.

Kızlarının ölümünün ardından anne Fahriye ile baba Bünyamin Köse’nin evlat acısı hiç dinmedi. Baba Bünyamin Köse, maaş bağlama konusunda resmi bir bildirim yapılmadığını belirterek, “Öğrendiğimize göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bizim maaş talebimizi reddetmiş. Gerekçesi de kaymakamlıktan aldığımız ‘Muhtaç değildir’ belgesine istinaden. Muhtaçlık sınırlarının kriterleri nedir bilmiyorum ama Başbakan’ımız depremden sonra verdiği beyanatta, bütün öğretmen ailelerine maaş bağlanacağını söylemişti. Bu konuda biz bir yıldır mağduruz.” şeklinde konuştu. Gözyaşlarına boğulan anne Fahriye Köse ise, “Bir yıl oldu, kuzumu kaybettim, acısını hiç unutamıyoruz. Ben sadece yavrumu yaşatmak için bir okula adının verilmesini istiyorum.” diyor. Kızının 6 yıl hep Doğu’da görev yaptığını hatırlatan Fahriye Köse, çok başarılı bir öğretmen olduğunu, gelinliğini hâlâ dolapta sakladığını sözlerine ekledi.

(zaman)

Son Güncelleme: Salı, 23 Ekim 2012 09:06

Gösterim: 3277

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ücretli öğretmenlikle öğretmenleri mağdur ettiğini ve Bakanlık tarafından bu uygulamaya bir an önce son verilmesini istiyor

Bizler yıllarca bin bir emekle okuyan, üniversite eğitimi sonrasında açıkta bırakılan görmezlikten gelinen genç öğretmenleriz. KPSS gibi zorla dayatılan hiçbir bilgimizi becerimizi ölçmeyen bir sınavdan yeterli puan alamadı diye yetersiz görülen fakat ücretli öğretmenlik yapınca kısacası Milli Eğitim Bakanlığının mali yükünü azaltınca öğretmenlik yapmak için yeterli görülen, ölüm gösterilip sıtmaya razı edilen, emeğinin karşılığını alamayan ataması yapılmayan öğretmenleriz. Her ne kadar bu duruma karşı olsak da çeşitli sebeplerle bu uygulamaların içinde yer almaktayız ve izlenen plansız programsız eğitim politikaları sebebiyle her geçen gün sayımız artmakta, kutsal bir meslek olan ÖĞRETMENLİK gün geçtikçe itibar kaybetmektedir. Öğretmenlik mesleğine yapılan en büyük aşağılama ise ücretli öğretmenlik uygulamasıdır.

Peki nedir ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASI?Kimdir ÜCRETLİ ÖĞRETMEN?

Ücretli öğretmen Milli Eğitim Bakanlığının okullara kadrolu öğretmen atamak yerine daha az maaşla çalıştırdığı, kadrolu meslektaşlarıyla aynı işi yaptığı halde aynı haklara sahip olamayan girdiği ders başına ücret alan 4 yıl öğretmenlik eğitimi almış kişilerin yaptığı gibi öğretmenlik mesleğiyle alakası olmayan 2 yıllık ve 4 yıllık üniversite mezunu herkesin yapabileceği okula devam zorunluluğu olmayan yani istediği zaman çalışmayı bırakabilen veya bırakmaya mecbur bırakılan öğretmendir. Bu uygulama sebebiyle hem buna mecbur bırakılan haklarını alamayan öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojileri bozulmaktadır. Hangi anne baba çocuğu yılda 3-4 öğretmen değiştirsin ister ya da hangi çocuk 1. sınıftan 3. sınıfa gelene kadar 7- 8 öğretmen değiştirmek ister ki. Öğrenciler öğretmenleriyle tanışıyor zamanla ona alışıyor onu bir anne bir baba gibi görüp bağlanıyorlar derken öğretmen görevinden ücretli öğretmen olduğu için alınıyor veya kendi isteğiyle çeşitli sebeplerden bırakmak mecburiyetinde kalıyor öğrencilerini. Öğretmeninden ayrılan öğrenci belli bir süre kendine gelemiyor ders notlarında, okul hevesinde bir düzensizlik meydana geliyor. Bir de bu durum sanki öğrencinin suçuymuş gibi onların notlarına, psikolojilerine yansıyor. Olan yine biz öğretmenlere bizlerin ve sizlerin evlatlarına geleceğimize oluyor. Bizler artık diktiğimiz fidanlar yeşermeden kurusun istemiyoruz. Gölgesinde dinlenebileceğimiz ağaçlar yetiştirmek istiyoruz ve bunun için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Siz de diktiğimiz fidanların kurumasını istemiyorsanız, çocuklarınızın yılda 2, 3 öğretmen değiştirmesini, psikolojilerinin bozulmasını istemiyorsanız LÜTFEN en yakın il ilçe milli eğitim müdürlüklerine giderek veya Milli Eğitim Bakanlığı şikayet hattı ALO 147’ yi arayarak ücretli öğretmen istemediğinizi kadrolu öğretmen istediğinizi söyleyerek bizlere geleceğimize sahip çıkın. HAYDİ TÜRKİYE ÖĞRETMENİNE ÖĞRENCİNE GELECEĞİNE SAHİP ÇIK.

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu(AYÖP)

> AYÖP'ten ücretli öğretmenlik tepkisi

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ücretli öğretmenlikle öğretmenleri mağdur ettiğini ve Bakanlık tarafından bu uygulamaya bir an önce son verilmesini istiyor

Bizler yıllarca bin bir emekle okuyan, üniversite eğitimi sonrasında açıkta bırakılan görmezlikten gelinen genç öğretmenleriz. KPSS gibi zorla dayatılan hiçbir bilgimizi becerimizi ölçmeyen bir sınavdan yeterli puan alamadı diye yetersiz görülen fakat ücretli öğretmenlik yapınca kısacası Milli Eğitim Bakanlığının mali yükünü azaltınca öğretmenlik yapmak için yeterli görülen, ölüm gösterilip sıtmaya razı edilen, emeğinin karşılığını alamayan ataması yapılmayan öğretmenleriz. Her ne kadar bu duruma karşı olsak da çeşitli sebeplerle bu uygulamaların içinde yer almaktayız ve izlenen plansız programsız eğitim politikaları sebebiyle her geçen gün sayımız artmakta, kutsal bir meslek olan ÖĞRETMENLİK gün geçtikçe itibar kaybetmektedir. Öğretmenlik mesleğine yapılan en büyük aşağılama ise ücretli öğretmenlik uygulamasıdır.

Peki nedir ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASI?Kimdir ÜCRETLİ ÖĞRETMEN?

Ücretli öğretmen Milli Eğitim Bakanlığının okullara kadrolu öğretmen atamak yerine daha az maaşla çalıştırdığı, kadrolu meslektaşlarıyla aynı işi yaptığı halde aynı haklara sahip olamayan girdiği ders başına ücret alan 4 yıl öğretmenlik eğitimi almış kişilerin yaptığı gibi öğretmenlik mesleğiyle alakası olmayan 2 yıllık ve 4 yıllık üniversite mezunu herkesin yapabileceği okula devam zorunluluğu olmayan yani istediği zaman çalışmayı bırakabilen veya bırakmaya mecbur bırakılan öğretmendir. Bu uygulama sebebiyle hem buna mecbur bırakılan haklarını alamayan öğretmenlerin hem de öğrencilerin psikolojileri bozulmaktadır. Hangi anne baba çocuğu yılda 3-4 öğretmen değiştirsin ister ya da hangi çocuk 1. sınıftan 3. sınıfa gelene kadar 7- 8 öğretmen değiştirmek ister ki. Öğrenciler öğretmenleriyle tanışıyor zamanla ona alışıyor onu bir anne bir baba gibi görüp bağlanıyorlar derken öğretmen görevinden ücretli öğretmen olduğu için alınıyor veya kendi isteğiyle çeşitli sebeplerden bırakmak mecburiyetinde kalıyor öğrencilerini. Öğretmeninden ayrılan öğrenci belli bir süre kendine gelemiyor ders notlarında, okul hevesinde bir düzensizlik meydana geliyor. Bir de bu durum sanki öğrencinin suçuymuş gibi onların notlarına, psikolojilerine yansıyor. Olan yine biz öğretmenlere bizlerin ve sizlerin evlatlarına geleceğimize oluyor. Bizler artık diktiğimiz fidanlar yeşermeden kurusun istemiyoruz. Gölgesinde dinlenebileceğimiz ağaçlar yetiştirmek istiyoruz ve bunun için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Siz de diktiğimiz fidanların kurumasını istemiyorsanız, çocuklarınızın yılda 2, 3 öğretmen değiştirmesini, psikolojilerinin bozulmasını istemiyorsanız LÜTFEN en yakın il ilçe milli eğitim müdürlüklerine giderek veya Milli Eğitim Bakanlığı şikayet hattı ALO 147’ yi arayarak ücretli öğretmen istemediğinizi kadrolu öğretmen istediğinizi söyleyerek bizlere geleceğimize sahip çıkın. HAYDİ TÜRKİYE ÖĞRETMENİNE ÖĞRENCİNE GELECEĞİNE SAHİP ÇIK.

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu(AYÖP)

Son Güncelleme: Salı, 23 Ekim 2012 09:35

Gösterim: 2450

Çocuklara haklarını öğretmek amacıyla 2010 yılında kurulan ve 20 bin çocuğa eğitim veren Çocuk Hakları Masası, okula dönüştürüldü.

Türkiye'de ilk ve tek olarak İzmit Belediyesi bünyesinde faaliyete başlayan Çocuk Hakları Masası, kuruluşundan itibaren 20 bin çocuğa ulaşarak ‘Çocuk hakları' konusunda eğitim verdi.Kocaeli Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmit Belediyesi'nce okula dönüştürülen Çocuk Hakları Masası, daha fazla çocuğa ulaşarak kendinden daha emin, haklarını bilen ve koruyabilen bireyler yetiştirmeye çalışıyor. Bu kapsamda hergünİzmit'teki ilköğretim okullarından taşımalı sistemle getirilen bir grup öğrenci, verilecek eğitimle haklarını öğrenecek.

Çocuk hakları eğitimi konusunda bugüne kadar verilen eğitimlerde sadece çocuklar değil aileleri de bilinçlendi. Anne babalarına çeşitli yerlerde eğitim seminerleri verildi. Babalar kahvehane ve toplantı yerlerinde, 5 bin kadın da İSMEK kurslarında eğitim gördü. Ayrıca Çocuk Hakların Sözleşmesinin maddeleri, çocukların anlayabileceği bir dille yazılarak broşür olarak basıldı. Daha sonra ise genişletilerek kitapçık haline getirildi.

Verilen eğitimle belli bir farkındalığa ulaşan çocuklar, artık herhangi bir konuda nereye başvuracaklarını, haklarını nasıl arayacaklarını, anne ve babalarından neyi talep edip neyi etmeyeceklerini biliyorlar.

Öte yandan380 çocuğa barınma, sosyal güvenlik ve çeşitli konularda danışmanlık hizmeti verildi. 800 çocuğa eğitim yardımı yapılmasında yardımcı olundu. 67 ilköğretim okulunun tamamında da madde bağımlılığı, istismar ve şiddetle ilgili eğitimler verildi.

(haber7)

> Bu okul Türkiye'de ilk ve tek

Çocuklara haklarını öğretmek amacıyla 2010 yılında kurulan ve 20 bin çocuğa eğitim veren Çocuk Hakları Masası, okula dönüştürüldü.

Türkiye'de ilk ve tek olarak İzmit Belediyesi bünyesinde faaliyete başlayan Çocuk Hakları Masası, kuruluşundan itibaren 20 bin çocuğa ulaşarak ‘Çocuk hakları' konusunda eğitim verdi.Kocaeli Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmit Belediyesi'nce okula dönüştürülen Çocuk Hakları Masası, daha fazla çocuğa ulaşarak kendinden daha emin, haklarını bilen ve koruyabilen bireyler yetiştirmeye çalışıyor. Bu kapsamda hergünİzmit'teki ilköğretim okullarından taşımalı sistemle getirilen bir grup öğrenci, verilecek eğitimle haklarını öğrenecek.

Çocuk hakları eğitimi konusunda bugüne kadar verilen eğitimlerde sadece çocuklar değil aileleri de bilinçlendi. Anne babalarına çeşitli yerlerde eğitim seminerleri verildi. Babalar kahvehane ve toplantı yerlerinde, 5 bin kadın da İSMEK kurslarında eğitim gördü. Ayrıca Çocuk Hakların Sözleşmesinin maddeleri, çocukların anlayabileceği bir dille yazılarak broşür olarak basıldı. Daha sonra ise genişletilerek kitapçık haline getirildi.

Verilen eğitimle belli bir farkındalığa ulaşan çocuklar, artık herhangi bir konuda nereye başvuracaklarını, haklarını nasıl arayacaklarını, anne ve babalarından neyi talep edip neyi etmeyeceklerini biliyorlar.

Öte yandan380 çocuğa barınma, sosyal güvenlik ve çeşitli konularda danışmanlık hizmeti verildi. 800 çocuğa eğitim yardımı yapılmasında yardımcı olundu. 67 ilköğretim okulunun tamamında da madde bağımlılığı, istismar ve şiddetle ilgili eğitimler verildi.

(haber7)

Son Güncelleme: Pazartesi, 22 Ekim 2012 17:41

Gösterim: 1406


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.