Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Güvenli internet kullanımı için ne yapmalıyım? İnternette zararlı yazılımlardan nasıl korunmalıyım? diye merak ediyorsanız… İşte size güvenli internet için 10 altın öneri. İnternet kullanırken dikkat edilmesi gerekenler;

İş, iletişim, eğlence, alışveriş, bankacılık işlemleri ve bilgiye ulaşmak için en sık tercih edilen platformlardan biri haline gelen ancak kötü amaçlı kullanımlara ve özelikle dolandırıcılık faaliyetlerine açık olan interneti, alınacak 10 basit önlemle güvenli kullanmanın mümkün olduğu bildirildi.

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Bilgisayar Mühendisiliği Bölüm Başkanı ve Bilgisayar Yazılımı Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hidayet Takcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların hayatında birçok alanda önemli rol almasıyla doğru orantılı olarak internette paylaşılan veri miktarının arttığını söyledi.

İnternetin, yaygınlaşmasıyla büyük ve karmaşık bir sistem halini aldığını dile getiren Takcı, sistem üzerindeki boşlukların kötü amaçlar için kullanılmasının internet kullanıcılarını tehdit edebildiğini belirtti.

"İnternet zararlıdır" diye onu kullanmaktan imtina etmenin "suda boğulanlar var diye su içmemeye" benzediğini dile getiren Takcı, "Bu nedenle interneti kullanmamak gibi bir çaremiz olmadığına göre onunla yaşamayı, onu zararsız kullanmayı bileceğiz. Nasıl mı? Tabi ki tedbir alarak" dedi.

"Risk planı, şifre politikası, şifreleme, sosyal mühendislik, güncelleme, lisanslı yazılım kullanımı, güvenlik duvarı, e-posta güvenliği, bilinçli internet bankacılığı ve her dosyayı kullanmayarak güvenli internet mümkün" diyen Takcı, güvenli internet için 10 öneriyi şöyle sıraladı:

Risk planı yapın

Değerli varlıklarınızın neler olduğunu belirleyin. Hangi varlığınızın daha değerli olduğuna karar vererek güvenlikte önceliği ona verin. Örneğin, sizin için internet bankacılığı önemli ise *ssl ve set güvenli *https protokolünü takip edin. 

Şifre politikanız olsun

Bir bilgisayar ilk alındığında genellikle oturum açma işlemi bile şifresiz gerçekleşir, ilk olarak bir şifre oluşturun. Oturum şifresi veya diğer uygulamalara girişte kullanacağınız şifre çok kısa, çok basit olmamalıdır. 'Brute force' atakları göstermiştir ki insanların birçoğu şifre verme konusunda başarısız tercihler yapmaktadır. Sizin için önemli olan sır dolu yazışmalarınızı ise şifrelemeyi öğrenin. 

Dosya/mektup şifrelemeyi öğrenin

Başkalarının eline geçmesinden korktuğunuz dosyalarınız ve çok gizli yazışmalarınız varsa mutlaka şifrelemeyi öğrenin ve şifrelemeyi kullanın. Bankaların güvenli alışverişte yıllardır yapmakta olduğunu siz de kişisel kullanımlarda tercih edin.

Sosyal mühendislik hakkında bilgi edinin

Kolay tahmin edilecek şifreler vermekten, şifreleri birilerinin önünde yazmaktan, görülebilir yerlere şifreleri not etmekten, bilgisayar ortamında şifreleri şifresiz saklamaktan sakının.

Bilgisayarınızı güncel tutun

Sıklıkla aksattığımız durumlardan biri bilgisayarımızı güncel tutmaktır. Bundan kasıt işletim sistemi üreticilerinin yama olarak isimlendirilen güncellemelerini yüklemektir. Yama, işletim sisteminde görülen bir güvenlik açığının kapatılması olup bilgisayarınızı dış dünyaya karşı daha güvenli hale getirecektir.

"Olta"ya dikkat

Güncel ve mümkünse lisanslı antivirüs yazılımları kullanın

Antivirüs yazılımları güvenliği en çok tehdit eden virüslere karşı bilgisayarımızı koruyan yazılımlardır. İmza veri tabanı adı verilen bir liste tutarlar ve bildikleri virüslere karşı bilgisayarınızı korurlar. O nedenle en iyi koruma için en güncel olanı tercih edin. Ayrıca, son zamanlarda virüs haricinde trojan (truva atı), worm (kurtçuk) gibi çeşitli başka zararlı saldırılar da yer almakta olup onları engelleyen antivirüs yazılımları daha faydalı olacaktır. 

Güvenlik duvarı kullanın

Bir bilgisayar sistemine veya dahili ağa erişimleri kontrol eden, saldırıları engelleyen yazılıma güvenlik duvarı adı verilir. Güvenlik duvarı sayesinde port bazında kısıtlamalar yapabilir ve böylece güvenliği kontrol altına alabilirsiniz.

Elektronik posta güvenliğine dikkat edin

'Phishing' (olta) adı verilen yöntem, kullanıcıları sıklıkla yanıltır. Özellikle bankalardan geliyormuş hissi verilen bu mailler sayesinde bilgi güncellemesi yapmanız istenir. Bilgi güncellemesi yaptığınız ve doğal olarak bilgilerinizi verdiğiniz yer ise genellikle saldırganın kullandığı sunucudur. O nedenle linkte verilen adres ile link üzerine geldiğinizde gözüken adresin birbiri ile aynı olup olmamasına dikkat ediniz. 

İnternet bankacılığı

İnternet bankacılığına dikkat 

İnternet bankacılığında adres satırının https:// ile başladığından emin olunmalıdır. Şifre/parola girişi için bir sanal klavye kullanım imkanı varsa mutlaka tercih edilmelidir. Birçok bankanın SMS mesajları ile şifre gönderimini dikkate alarak mutlaka GSM numarası güncel tutulmalıdır. Bankaların güvenliğe dair uyarıları mutlaka dikkatle okunmalı ve uygulanmalıdır. En geç üç ayda bir banka zorlamasa bile şifre güncellenmelidir. Doğum tarihi, şehir plaka numarası gibi tahmin edilebilir şifreler verilmemelidir. Şifre sistemi destekliyorsa şifrelerde büyük harf, küçük harf, rakam, sembol karışımı kullanılmalıdır. Eğer ticari işletme değilseniz EFT, havale işlemi gibi hesaptan para çıkışına imkan verecek hesap işlemleri için mutlaka sınırlamalar getirilmelidir. Örneğin, EFT için günlük 1000 lira gibi kişiselleştirmeler yapılmalıdır. İnternet bankacılığından çıkışta [x] ile sayfayı kapatmak yerine 'güvenli çıkış’ı tercih edin. 

Her dosyayı kullanmayın

Saldırı yöntemlerinden birisi de bir virüsün bir başka dosya gibi size sunulmasıdır. Örneğin, fotoğraf zannettiğiniz veya bir uygulamanın setup dosyası zannettiğiniz bir dosya virüs olabilir. O nedenle hangi ortamdan gelirse gelsin bir dosya sizin elinize geçtiğinde kullanmadan önce mutlaka bir virüs taramasından geçirin."

Takcı, güvenliğin her geçen gün daha karmaşık bir hal aldığına dikkati çekerek, bu 10 kural sayesinde güvenli internet kullanımının mümkün olacağını ve pek çok saldırıdan kurtulma imkanının doğacağını sözlerine ekledi.

*SSC ne demek?

Netscape tarafından 1994 yılında geliştirilen Secure Socket Layer (Güvenli Giriş Katmanı) protokolü, internet üzerinden şifrelenmiş güvenli veri iletişimi sağlar.

Web tarayıcı ile web server arasındaki güvenliği HTTP (HTTPS) altında sağlamayı amaçlıyordu. Günümüzde SSL 3.0 tüm web tarayıcılar tarafından destekleniyor, örn. IE (Internet Explorer), Mozilla Firefox, Opera, Safari gibi.

Özellikle e-posta gönderiminde, FTP transferinde veya alışveriş sitelerinde güvenlik amacıyla kullanılıyor.

Web tarayıcınızın herhangi bir yerinde gördüğünüz altın renkli asma kilit resmi SSL güvencesinde olduğunuzun işaretidir. Bu kilit resmine çift tıklayıp SSL sertifikasının kimden alındığı, geçerlilik süresi gibi bilgileri görebilirsiniz. SSL kullanıcı adı, parola, kredi kartı bilgileri gibi bilgilerin, gerekliyse tüm oturum bilgilerinin şifrelenerek iletilmesini sağlar.

Şifreleme esası Açık anahtarlı şifrelemeye dayanır.

*HTTPS ne demek?

HTTPS (İngilizce Secure Hypertext Transfer Protocol, Türkçe güvenli hiper metin aktarım iletişim kuralı) hiper metin aktarım iletişim kuralının (HTTP) güvenli ağ protokolü ile birleştirilmiş olanıdır. Klasik HTTP protokolüne SSL protokolünün eklenmesi ile elde edilir.

İnternette sunucular ve son kullanıcılar arasında bilgilerin "başkaları tarafından" okunamayacak şekilde nasıl aktarılacağına dair kurallar ve yöntemleri düzenleyen bir sistemdir. Özellikle internet üzerinden yürütülen bankacılık işlemleri için banka siteleriyle bağlantı kurulduğunda ya da kredi kartıyla ödeme yapılan sistemlerde kredi kartı bilgileriniz doğrulanırken, tarayıcınızdaki adres çubuğunun başında "http" yerine "https" yazdığını görürsünüz. Başında "https" yazılan adreslerle bağlantı kurduğunuzda, bilgiler sadece karşı taraf ve sizin tarafınızdan okunabilecek şekilde şifrelenir. http ile yapılan bilgi alışverişinde ise bir şifreleme yoktur, başka kişiler de sizin aldığınız ve verdiğiniz bilgilere ulaşabilir. https, bilgi güvenliği gereken zamanlarda uygulanan bir güvenli iletişim protokolüdür.

> Güvenli internet kullanımı için ne yapmalı?

Güvenli internet kullanımı için ne yapmalıyım? İnternette zararlı yazılımlardan nasıl korunmalıyım? diye merak ediyorsanız… İşte size güvenli internet için 10 altın öneri. İnternet kullanırken dikkat edilmesi gerekenler;

İş, iletişim, eğlence, alışveriş, bankacılık işlemleri ve bilgiye ulaşmak için en sık tercih edilen platformlardan biri haline gelen ancak kötü amaçlı kullanımlara ve özelikle dolandırıcılık faaliyetlerine açık olan interneti, alınacak 10 basit önlemle güvenli kullanmanın mümkün olduğu bildirildi.

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Bilgisayar Mühendisiliği Bölüm Başkanı ve Bilgisayar Yazılımı Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hidayet Takcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların hayatında birçok alanda önemli rol almasıyla doğru orantılı olarak internette paylaşılan veri miktarının arttığını söyledi.

İnternetin, yaygınlaşmasıyla büyük ve karmaşık bir sistem halini aldığını dile getiren Takcı, sistem üzerindeki boşlukların kötü amaçlar için kullanılmasının internet kullanıcılarını tehdit edebildiğini belirtti.

"İnternet zararlıdır" diye onu kullanmaktan imtina etmenin "suda boğulanlar var diye su içmemeye" benzediğini dile getiren Takcı, "Bu nedenle interneti kullanmamak gibi bir çaremiz olmadığına göre onunla yaşamayı, onu zararsız kullanmayı bileceğiz. Nasıl mı? Tabi ki tedbir alarak" dedi.

"Risk planı, şifre politikası, şifreleme, sosyal mühendislik, güncelleme, lisanslı yazılım kullanımı, güvenlik duvarı, e-posta güvenliği, bilinçli internet bankacılığı ve her dosyayı kullanmayarak güvenli internet mümkün" diyen Takcı, güvenli internet için 10 öneriyi şöyle sıraladı:

Risk planı yapın

Değerli varlıklarınızın neler olduğunu belirleyin. Hangi varlığınızın daha değerli olduğuna karar vererek güvenlikte önceliği ona verin. Örneğin, sizin için internet bankacılığı önemli ise *ssl ve set güvenli *https protokolünü takip edin. 

Şifre politikanız olsun

Bir bilgisayar ilk alındığında genellikle oturum açma işlemi bile şifresiz gerçekleşir, ilk olarak bir şifre oluşturun. Oturum şifresi veya diğer uygulamalara girişte kullanacağınız şifre çok kısa, çok basit olmamalıdır. 'Brute force' atakları göstermiştir ki insanların birçoğu şifre verme konusunda başarısız tercihler yapmaktadır. Sizin için önemli olan sır dolu yazışmalarınızı ise şifrelemeyi öğrenin. 

Dosya/mektup şifrelemeyi öğrenin

Başkalarının eline geçmesinden korktuğunuz dosyalarınız ve çok gizli yazışmalarınız varsa mutlaka şifrelemeyi öğrenin ve şifrelemeyi kullanın. Bankaların güvenli alışverişte yıllardır yapmakta olduğunu siz de kişisel kullanımlarda tercih edin.

Sosyal mühendislik hakkında bilgi edinin

Kolay tahmin edilecek şifreler vermekten, şifreleri birilerinin önünde yazmaktan, görülebilir yerlere şifreleri not etmekten, bilgisayar ortamında şifreleri şifresiz saklamaktan sakının.

Bilgisayarınızı güncel tutun

Sıklıkla aksattığımız durumlardan biri bilgisayarımızı güncel tutmaktır. Bundan kasıt işletim sistemi üreticilerinin yama olarak isimlendirilen güncellemelerini yüklemektir. Yama, işletim sisteminde görülen bir güvenlik açığının kapatılması olup bilgisayarınızı dış dünyaya karşı daha güvenli hale getirecektir.

"Olta"ya dikkat

Güncel ve mümkünse lisanslı antivirüs yazılımları kullanın

Antivirüs yazılımları güvenliği en çok tehdit eden virüslere karşı bilgisayarımızı koruyan yazılımlardır. İmza veri tabanı adı verilen bir liste tutarlar ve bildikleri virüslere karşı bilgisayarınızı korurlar. O nedenle en iyi koruma için en güncel olanı tercih edin. Ayrıca, son zamanlarda virüs haricinde trojan (truva atı), worm (kurtçuk) gibi çeşitli başka zararlı saldırılar da yer almakta olup onları engelleyen antivirüs yazılımları daha faydalı olacaktır. 

Güvenlik duvarı kullanın

Bir bilgisayar sistemine veya dahili ağa erişimleri kontrol eden, saldırıları engelleyen yazılıma güvenlik duvarı adı verilir. Güvenlik duvarı sayesinde port bazında kısıtlamalar yapabilir ve böylece güvenliği kontrol altına alabilirsiniz.

Elektronik posta güvenliğine dikkat edin

'Phishing' (olta) adı verilen yöntem, kullanıcıları sıklıkla yanıltır. Özellikle bankalardan geliyormuş hissi verilen bu mailler sayesinde bilgi güncellemesi yapmanız istenir. Bilgi güncellemesi yaptığınız ve doğal olarak bilgilerinizi verdiğiniz yer ise genellikle saldırganın kullandığı sunucudur. O nedenle linkte verilen adres ile link üzerine geldiğinizde gözüken adresin birbiri ile aynı olup olmamasına dikkat ediniz. 

İnternet bankacılığı

İnternet bankacılığına dikkat 

İnternet bankacılığında adres satırının https:// ile başladığından emin olunmalıdır. Şifre/parola girişi için bir sanal klavye kullanım imkanı varsa mutlaka tercih edilmelidir. Birçok bankanın SMS mesajları ile şifre gönderimini dikkate alarak mutlaka GSM numarası güncel tutulmalıdır. Bankaların güvenliğe dair uyarıları mutlaka dikkatle okunmalı ve uygulanmalıdır. En geç üç ayda bir banka zorlamasa bile şifre güncellenmelidir. Doğum tarihi, şehir plaka numarası gibi tahmin edilebilir şifreler verilmemelidir. Şifre sistemi destekliyorsa şifrelerde büyük harf, küçük harf, rakam, sembol karışımı kullanılmalıdır. Eğer ticari işletme değilseniz EFT, havale işlemi gibi hesaptan para çıkışına imkan verecek hesap işlemleri için mutlaka sınırlamalar getirilmelidir. Örneğin, EFT için günlük 1000 lira gibi kişiselleştirmeler yapılmalıdır. İnternet bankacılığından çıkışta [x] ile sayfayı kapatmak yerine 'güvenli çıkış’ı tercih edin. 

Her dosyayı kullanmayın

Saldırı yöntemlerinden birisi de bir virüsün bir başka dosya gibi size sunulmasıdır. Örneğin, fotoğraf zannettiğiniz veya bir uygulamanın setup dosyası zannettiğiniz bir dosya virüs olabilir. O nedenle hangi ortamdan gelirse gelsin bir dosya sizin elinize geçtiğinde kullanmadan önce mutlaka bir virüs taramasından geçirin."

Takcı, güvenliğin her geçen gün daha karmaşık bir hal aldığına dikkati çekerek, bu 10 kural sayesinde güvenli internet kullanımının mümkün olacağını ve pek çok saldırıdan kurtulma imkanının doğacağını sözlerine ekledi.

*SSC ne demek?

Netscape tarafından 1994 yılında geliştirilen Secure Socket Layer (Güvenli Giriş Katmanı) protokolü, internet üzerinden şifrelenmiş güvenli veri iletişimi sağlar.

Web tarayıcı ile web server arasındaki güvenliği HTTP (HTTPS) altında sağlamayı amaçlıyordu. Günümüzde SSL 3.0 tüm web tarayıcılar tarafından destekleniyor, örn. IE (Internet Explorer), Mozilla Firefox, Opera, Safari gibi.

Özellikle e-posta gönderiminde, FTP transferinde veya alışveriş sitelerinde güvenlik amacıyla kullanılıyor.

Web tarayıcınızın herhangi bir yerinde gördüğünüz altın renkli asma kilit resmi SSL güvencesinde olduğunuzun işaretidir. Bu kilit resmine çift tıklayıp SSL sertifikasının kimden alındığı, geçerlilik süresi gibi bilgileri görebilirsiniz. SSL kullanıcı adı, parola, kredi kartı bilgileri gibi bilgilerin, gerekliyse tüm oturum bilgilerinin şifrelenerek iletilmesini sağlar.

Şifreleme esası Açık anahtarlı şifrelemeye dayanır.

*HTTPS ne demek?

HTTPS (İngilizce Secure Hypertext Transfer Protocol, Türkçe güvenli hiper metin aktarım iletişim kuralı) hiper metin aktarım iletişim kuralının (HTTP) güvenli ağ protokolü ile birleştirilmiş olanıdır. Klasik HTTP protokolüne SSL protokolünün eklenmesi ile elde edilir.

İnternette sunucular ve son kullanıcılar arasında bilgilerin "başkaları tarafından" okunamayacak şekilde nasıl aktarılacağına dair kurallar ve yöntemleri düzenleyen bir sistemdir. Özellikle internet üzerinden yürütülen bankacılık işlemleri için banka siteleriyle bağlantı kurulduğunda ya da kredi kartıyla ödeme yapılan sistemlerde kredi kartı bilgileriniz doğrulanırken, tarayıcınızdaki adres çubuğunun başında "http" yerine "https" yazdığını görürsünüz. Başında "https" yazılan adreslerle bağlantı kurduğunuzda, bilgiler sadece karşı taraf ve sizin tarafınızdan okunabilecek şekilde şifrelenir. http ile yapılan bilgi alışverişinde ise bir şifreleme yoktur, başka kişiler de sizin aldığınız ve verdiğiniz bilgilere ulaşabilir. https, bilgi güvenliği gereken zamanlarda uygulanan bir güvenli iletişim protokolüdür.

Son Güncelleme: Cumartesi, 16 Ağustos 2014 23:27

Gösterim: 11746

Eğitimde Fırsatları Artırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi'nde görev yapacak teknik personel, Sakarya Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde (SAÜSEM) gerçekleştirilecek sınavla yetki belgesi alacak.

SAÜSEM Müdürü Doç. Dr. Hayrettin Zengin, AA muhabirine, personel belgelendirme konusunda ülke genelinde iyi konumda olduklarını söyledi.

Mesleki Yeterlilik Kurumunca akredite edilen merkezin ülke genelindeki personel yetkilendirme işlemlerinin yarıya yakınını gerçekleştirdiğine dikkati çeken Zengin, 15 meslekte belgelendirme yaptıklarını dile getirdi.

Zengin, FATİH Projesi'nde görev alacak bilgi işlem destek elemanlarının belgelendirmesini de yapacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Meslek Yeterlilik Kurumu, projede çalışacak elemanların belgeli olmalarını istiyor, bu belgelendirme sürecini biz yürütüyoruz. Proje için alınacak personel sayısını Milli Eğitim ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı belirleyecek. İhaleyi kazanan Vestel firması, belgelendirme sonucu seçilecek kişileri istihdam edecek. Sınava girmek için hiçbir ön koşul bulunmuyor. Sadece bilgisayar ve teknoloji bilgisi ön planda tutulacak."

Zengin, SAÜSEM'in internet sitesinde detaylı bilginin yer aldığına işaret ederek, "Sınav, biri teorik, diğeri uygulamalı olmak üzere 2 aşamadan oluşuyor. Teorik aşamada 5, uygulamalı aşamada 7 bölüm var. Teorik aşama tek oturumda tamamlanacak ve sınav 400 lira gibi ücrete tabi ancak ikinci sınav ücretsiz yapılacak. Uygulamalı aşama ise 15-20 dakikalık prosesi kapsayan bir sınav olacak. Başvurular 20 Temmuz'da tamamlanıyor. Sınav, 16 Ağustos'ta yapılacak" şeklinde konuştu.

> Fatih Projesi’nde görev alacak personele sınav yapılacak

Eğitimde Fırsatları Artırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi'nde görev yapacak teknik personel, Sakarya Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde (SAÜSEM) gerçekleştirilecek sınavla yetki belgesi alacak.

SAÜSEM Müdürü Doç. Dr. Hayrettin Zengin, AA muhabirine, personel belgelendirme konusunda ülke genelinde iyi konumda olduklarını söyledi.

Mesleki Yeterlilik Kurumunca akredite edilen merkezin ülke genelindeki personel yetkilendirme işlemlerinin yarıya yakınını gerçekleştirdiğine dikkati çeken Zengin, 15 meslekte belgelendirme yaptıklarını dile getirdi.

Zengin, FATİH Projesi'nde görev alacak bilgi işlem destek elemanlarının belgelendirmesini de yapacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Meslek Yeterlilik Kurumu, projede çalışacak elemanların belgeli olmalarını istiyor, bu belgelendirme sürecini biz yürütüyoruz. Proje için alınacak personel sayısını Milli Eğitim ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı belirleyecek. İhaleyi kazanan Vestel firması, belgelendirme sonucu seçilecek kişileri istihdam edecek. Sınava girmek için hiçbir ön koşul bulunmuyor. Sadece bilgisayar ve teknoloji bilgisi ön planda tutulacak."

Zengin, SAÜSEM'in internet sitesinde detaylı bilginin yer aldığına işaret ederek, "Sınav, biri teorik, diğeri uygulamalı olmak üzere 2 aşamadan oluşuyor. Teorik aşamada 5, uygulamalı aşamada 7 bölüm var. Teorik aşama tek oturumda tamamlanacak ve sınav 400 lira gibi ücrete tabi ancak ikinci sınav ücretsiz yapılacak. Uygulamalı aşama ise 15-20 dakikalık prosesi kapsayan bir sınav olacak. Başvurular 20 Temmuz'da tamamlanıyor. Sınav, 16 Ağustos'ta yapılacak" şeklinde konuştu.

Son Güncelleme: Perşembe, 03 Temmuz 2014 12:28

Gösterim: 1270

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ailelere verilen eğitim programlarına ''internet'' konusunu da ekleyerek, vatandaşlara ''Dijital aile nasıl olunur?''u anlatacak.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, eğitim, hukuk, iktisat, medya ve sağlık alanlarındaki hizmetlerden daha etkili biçimde yararlanmaları için ailelere yönelik başlattığı eğitim çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda ''Aile ve İnternet'' başlığı altında da eğitimler verilecek.

Konuya ilişkin hazırlanan ''Aile ve İnternet'' kitabında, ''Bir aile nasıl dijital olur?'', ''Çocuk ve Gençte Dijital Vatandaşlık Algısı Nasıl Oluşturulur?'', ''Aile ve Sosyal Ağlar'', ''Aile ve Dijital Oyunlar'', ''Aile ve Cep Telefonları'', ''Ailenin Genç ve Çocukla İletişimi'' gibi başlıklar yer alıyor.

Teknoloji kullanımına ilişkin davranış normları olarak tanımlanan dijital vatandaşlık kavramı, teknolojiyi kullanırken etik ve uygun davranışlarda bulunma ve bu konuda bilgilenmeyi içeriyor.

Çocuklara yönelik verilecek dijital vatandaşlık eğitiminin ilk safhasını ailelerin oluşturduğunun vurgulandığı kitapta, bu eğitimle bireylerin teknolojinin kötüye kullanımının yasal açıdan sadece kendilerini değil, aynı zamanda yakınındakileri de etkilediğinin farkında olmalarını sağlayacağı belirtildi.

Kitapta, ailelere yönelik e-devlet uygulamaları, internet üzerinden alışveriş, internet bankacılığı gibi konularda da çeşitli bilgiler aktarılıyor.

Dijital bir ailede bulunması gereken özellikler

Özellikle, çocuk ve gence teknoloji kullanımında rehberlik edecek ailelerin birden fazla yetkinliğe sahip olması gerektiğinin vurgulandığı kitapta, bunun en temel nedeninin teknoloji kullanımının dinamik bir yapıya sahip olması, her geçen gün değişmesi ve farklı ihtiyaçları doğurmasından kaynaklandığı belirtildi.

Kitaba göre, dijital bir ailede bulunması gereken özellikler ise ''Dijital etik, dijital iletişim, dijital okuryazarlık, dijital erişim, dijital ticaret/alışveriş, dijital sorumluluk ve haklar, dijital sağlık, dijital kanun ve dijital güvenlik'' olarak sıralandı.

Ailenin dijital etik çerçevesinde, olumsuz davranışların farkında olması ve ebeveyn olarak çocuklarını koruması gerektiğine dikkat çekilerek, gençlerin dijital iletişim yollarını kullanmaya cesaretlendirilmesi ancak bu ortama uygun olmayan davranışların ise düzeltilmesi gerektiği ifade edildi.

Ailelerin yeni teknolojiler ortaya çıktıkça hızlı bir şekilde uygun kullanımını öğrenmesi gerektiği de belirtilerek, dijital erişim konusunda şunlar kaydedildi:

''Giderek düşen maliyetlere ve yaygınlaşan teknolojiye rağmen herkes eşit olanaklara sahip değildir. Bu noktada dijital aile olarak üzerimize düşen görev, çocuklarımızın mümkün olduğunca yenilikçi teknolojilere erişimini sağlamak, etkin ve sık olarak kullandırmayı özendirmek ve bunu yaparken de bilinçli hareket etmektir. Kütüphaneler, okul laboratuvarları gibi kamusal alanlar bu eksikliğin giderilmesi için kullanılabilmektedir. Fakat her birey bu imkandan faydalanamamaktadır. Bundan dolayı dijital aile olarak, teknolojiye nasıl erişim sağlanabileceğini öğrenmeli, bu konuda çocuklara rehberlik etmeliyiz.''

"Bilgisayar ortak kullanım alanında bulunmalı''

Kitapta, ailelerin internet üzerinden yapacakları alışverişin kolaylıkları, riskleri hakkında da bilgiler aktarılıyor.

Ailelerin çocuklarının bilgisayar başında ne kadar süre kaldığı ve neler ile ilgilendiğinden haberdar olması ve onların yanında olması gerektiğinin vurgulandığı kitapta, ''Mümkün ise bilgisayarların çocuk odalarında değil, oturma odası gibi ortak kullanım alanlarında bulunması gerekmektedir'' denildi.

İnternet kullanımında aile olarak bilinmesi gereken ilk şeyin, teknoloji kullanımının kanundan bağımsız olmadığı, internet ortamında yapılan her işin arkada iz bıraktığı ve bir yerlerde kayıt altında tutulduğu kaydedildi.

İnternette gezinirken görünen ''tebrikler çekilişten telefon/fotoğraf makinesi kazandınız'' tarzındaki sözlere güvenilerek kişisel bilgilerin verilmemesi gerektiğine dikkat çekilerek, ''Polis tarafından gönderildiği iddia edilen ve yaptıkları operasyon gereğince belirli bir hesaba para yatırmanızı ya da bir numaraya kontör göndermenizi isteyen e-posta ve mesajlara inanılmaması gerekmektedir'' ifadesine yer verildi.

Kitapta, ayrıca ''Çocuklarımıza ve gençlerimize en iyi şekilde rehberlik ve yönlendirme yapmak için dijital aile olarak bazı sorumluluklarımız vardır. Bu görev ve sorumlulukların başında, aile olarak dijital okuryazar olmamız, dijital alışverişten haberdar olmamız, dijital iletişim yollarınız bilmemiz ve bundan da önemlisi çocuklarımıza dijital etiği öğretmemiz gelmektedir'' bilgisi de yer aldı.

Çocuklara teknolojiyle tanışmadan önce neler yaptırılmalı?

Ailelerin internet kullanımını yasaklamak yerine, çocuğa mutlaka rehberlik ve teknik destek sağlaması gerektiği belirtilerek, ailelerin internetin faydalarını anlatması, ancak risklerinden de haberdar etmesi gerektiğinde dikkat çekildi.

İnternet kullanımının mutlaka çocuğun yaşına göre olması gerektiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

''Bu noktada, okulda öğretmen, evde de ebeveyn yönlendirici ve gerekli tedbirleri almış olmalıdır. Çocuğun internet kullanımı takip edilmelidir. Göz ardı etme, umursamama ileride vahim sonuçlar doğurur. İlk dönemlerde internet kullanımı evde ortak yaşam alanında gerçekleştirilmeli, çocuklar internetle uzun süre tek başlarına bırakılmamalıdır.''

''Çocuklar interneti, ailesinden çok bilmemeli''

Teknolojiyle tanışmadan önce çocuklara yaptırılması gereken faaliyetler arasında şunlara yer verildi:

''Harita ya da pusulayla yön bulmak, ip atlamak, tepeye tırmanmak, güneşin doğuşunu ve batışını incelemek, çamurda oynamak, adaya gitmek, ağaca tırmanmak, balık tutmak, rüzgarda yürümek, sahilde midye kabuğu toplamak, birini kuma gömmek, dalından koparıp elma yemek, vahşi hayvanları görmek, böcekleri incelemek, şelale görmek, ağaç dikmek, kamp yapmak, kartopu oynamak, bir kuşu elle beslemek, kumdan kale yapmak, büyük bir kanyonda gezmek, uçurtma uçurmak, gölde yüzmek ve yağmurda yürümek.''

Kişilerin gerçek hayatta yapmadığı şeyleri sosyal paylaşım sitelerinde kesinlikle yapmaması gerektiği uyarısının da yapıldığı kitapta, ailelerin dijital oyunlardaki şiddet unsurlarını bilmesi, bu bilgiye göre çocuklara rehberlik yapması gerektiği de belirtildi.

Ailelere cep telefonu kullanımında da çocuklara rehberlik etmelerinin önerildiği kitapta, ''Aileler cep telefonları ile ilgili gelişmeleri, ilk keşfedenler arasında yer almalıdır'' ifadesine yer verildi.

Çocuk ve gençlerin, internet kullanımını ailesinden çok bilmemesi gerektiği belirtilerek, günümüz anne-babalarının en önemli görevlerinden birisinin, çocuğa rehberlik yapacak kadar internet bilgisine sahip olması olduğu kaydedildi.

> Bakanlık, ‘dijital aile nasıl olunur’u anlatacak

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ailelere verilen eğitim programlarına ''internet'' konusunu da ekleyerek, vatandaşlara ''Dijital aile nasıl olunur?''u anlatacak.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, eğitim, hukuk, iktisat, medya ve sağlık alanlarındaki hizmetlerden daha etkili biçimde yararlanmaları için ailelere yönelik başlattığı eğitim çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda ''Aile ve İnternet'' başlığı altında da eğitimler verilecek.

Konuya ilişkin hazırlanan ''Aile ve İnternet'' kitabında, ''Bir aile nasıl dijital olur?'', ''Çocuk ve Gençte Dijital Vatandaşlık Algısı Nasıl Oluşturulur?'', ''Aile ve Sosyal Ağlar'', ''Aile ve Dijital Oyunlar'', ''Aile ve Cep Telefonları'', ''Ailenin Genç ve Çocukla İletişimi'' gibi başlıklar yer alıyor.

Teknoloji kullanımına ilişkin davranış normları olarak tanımlanan dijital vatandaşlık kavramı, teknolojiyi kullanırken etik ve uygun davranışlarda bulunma ve bu konuda bilgilenmeyi içeriyor.

Çocuklara yönelik verilecek dijital vatandaşlık eğitiminin ilk safhasını ailelerin oluşturduğunun vurgulandığı kitapta, bu eğitimle bireylerin teknolojinin kötüye kullanımının yasal açıdan sadece kendilerini değil, aynı zamanda yakınındakileri de etkilediğinin farkında olmalarını sağlayacağı belirtildi.

Kitapta, ailelere yönelik e-devlet uygulamaları, internet üzerinden alışveriş, internet bankacılığı gibi konularda da çeşitli bilgiler aktarılıyor.

Dijital bir ailede bulunması gereken özellikler

Özellikle, çocuk ve gence teknoloji kullanımında rehberlik edecek ailelerin birden fazla yetkinliğe sahip olması gerektiğinin vurgulandığı kitapta, bunun en temel nedeninin teknoloji kullanımının dinamik bir yapıya sahip olması, her geçen gün değişmesi ve farklı ihtiyaçları doğurmasından kaynaklandığı belirtildi.

Kitaba göre, dijital bir ailede bulunması gereken özellikler ise ''Dijital etik, dijital iletişim, dijital okuryazarlık, dijital erişim, dijital ticaret/alışveriş, dijital sorumluluk ve haklar, dijital sağlık, dijital kanun ve dijital güvenlik'' olarak sıralandı.

Ailenin dijital etik çerçevesinde, olumsuz davranışların farkında olması ve ebeveyn olarak çocuklarını koruması gerektiğine dikkat çekilerek, gençlerin dijital iletişim yollarını kullanmaya cesaretlendirilmesi ancak bu ortama uygun olmayan davranışların ise düzeltilmesi gerektiği ifade edildi.

Ailelerin yeni teknolojiler ortaya çıktıkça hızlı bir şekilde uygun kullanımını öğrenmesi gerektiği de belirtilerek, dijital erişim konusunda şunlar kaydedildi:

''Giderek düşen maliyetlere ve yaygınlaşan teknolojiye rağmen herkes eşit olanaklara sahip değildir. Bu noktada dijital aile olarak üzerimize düşen görev, çocuklarımızın mümkün olduğunca yenilikçi teknolojilere erişimini sağlamak, etkin ve sık olarak kullandırmayı özendirmek ve bunu yaparken de bilinçli hareket etmektir. Kütüphaneler, okul laboratuvarları gibi kamusal alanlar bu eksikliğin giderilmesi için kullanılabilmektedir. Fakat her birey bu imkandan faydalanamamaktadır. Bundan dolayı dijital aile olarak, teknolojiye nasıl erişim sağlanabileceğini öğrenmeli, bu konuda çocuklara rehberlik etmeliyiz.''

"Bilgisayar ortak kullanım alanında bulunmalı''

Kitapta, ailelerin internet üzerinden yapacakları alışverişin kolaylıkları, riskleri hakkında da bilgiler aktarılıyor.

Ailelerin çocuklarının bilgisayar başında ne kadar süre kaldığı ve neler ile ilgilendiğinden haberdar olması ve onların yanında olması gerektiğinin vurgulandığı kitapta, ''Mümkün ise bilgisayarların çocuk odalarında değil, oturma odası gibi ortak kullanım alanlarında bulunması gerekmektedir'' denildi.

İnternet kullanımında aile olarak bilinmesi gereken ilk şeyin, teknoloji kullanımının kanundan bağımsız olmadığı, internet ortamında yapılan her işin arkada iz bıraktığı ve bir yerlerde kayıt altında tutulduğu kaydedildi.

İnternette gezinirken görünen ''tebrikler çekilişten telefon/fotoğraf makinesi kazandınız'' tarzındaki sözlere güvenilerek kişisel bilgilerin verilmemesi gerektiğine dikkat çekilerek, ''Polis tarafından gönderildiği iddia edilen ve yaptıkları operasyon gereğince belirli bir hesaba para yatırmanızı ya da bir numaraya kontör göndermenizi isteyen e-posta ve mesajlara inanılmaması gerekmektedir'' ifadesine yer verildi.

Kitapta, ayrıca ''Çocuklarımıza ve gençlerimize en iyi şekilde rehberlik ve yönlendirme yapmak için dijital aile olarak bazı sorumluluklarımız vardır. Bu görev ve sorumlulukların başında, aile olarak dijital okuryazar olmamız, dijital alışverişten haberdar olmamız, dijital iletişim yollarınız bilmemiz ve bundan da önemlisi çocuklarımıza dijital etiği öğretmemiz gelmektedir'' bilgisi de yer aldı.

Çocuklara teknolojiyle tanışmadan önce neler yaptırılmalı?

Ailelerin internet kullanımını yasaklamak yerine, çocuğa mutlaka rehberlik ve teknik destek sağlaması gerektiği belirtilerek, ailelerin internetin faydalarını anlatması, ancak risklerinden de haberdar etmesi gerektiğinde dikkat çekildi.

İnternet kullanımının mutlaka çocuğun yaşına göre olması gerektiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

''Bu noktada, okulda öğretmen, evde de ebeveyn yönlendirici ve gerekli tedbirleri almış olmalıdır. Çocuğun internet kullanımı takip edilmelidir. Göz ardı etme, umursamama ileride vahim sonuçlar doğurur. İlk dönemlerde internet kullanımı evde ortak yaşam alanında gerçekleştirilmeli, çocuklar internetle uzun süre tek başlarına bırakılmamalıdır.''

''Çocuklar interneti, ailesinden çok bilmemeli''

Teknolojiyle tanışmadan önce çocuklara yaptırılması gereken faaliyetler arasında şunlara yer verildi:

''Harita ya da pusulayla yön bulmak, ip atlamak, tepeye tırmanmak, güneşin doğuşunu ve batışını incelemek, çamurda oynamak, adaya gitmek, ağaca tırmanmak, balık tutmak, rüzgarda yürümek, sahilde midye kabuğu toplamak, birini kuma gömmek, dalından koparıp elma yemek, vahşi hayvanları görmek, böcekleri incelemek, şelale görmek, ağaç dikmek, kamp yapmak, kartopu oynamak, bir kuşu elle beslemek, kumdan kale yapmak, büyük bir kanyonda gezmek, uçurtma uçurmak, gölde yüzmek ve yağmurda yürümek.''

Kişilerin gerçek hayatta yapmadığı şeyleri sosyal paylaşım sitelerinde kesinlikle yapmaması gerektiği uyarısının da yapıldığı kitapta, ailelerin dijital oyunlardaki şiddet unsurlarını bilmesi, bu bilgiye göre çocuklara rehberlik yapması gerektiği de belirtildi.

Ailelere cep telefonu kullanımında da çocuklara rehberlik etmelerinin önerildiği kitapta, ''Aileler cep telefonları ile ilgili gelişmeleri, ilk keşfedenler arasında yer almalıdır'' ifadesine yer verildi.

Çocuk ve gençlerin, internet kullanımını ailesinden çok bilmemesi gerektiği belirtilerek, günümüz anne-babalarının en önemli görevlerinden birisinin, çocuğa rehberlik yapacak kadar internet bilgisine sahip olması olduğu kaydedildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 26 Haziran 2014 11:30

Gösterim: 2918

Üniversiteliler, sınavlarda cep telefonu yardımıyla kopya çekenleri engellemek için sinyal karıştırıcı tasarladı.

Yaşar Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencileri İzmir’in önde gelen sanayi kuruluşlarının da desteğini alarak, sınavlarda cep telefonu yardımıyla kopya çekenleri engellemek için sinyal karıştırıcı (jammer), bitkinin ihtiyacına göre sulama yapabilen sulama otomasyonu gibi projeleri piyasa değerlerinin oldukça altında tasarladı. Anıl Erge, Kıvanç Kandemir, İbrahim Cem Özgül ve Danışmanları Yrd. Doç. Dr. Mustafa Seçmen (KARSİS Savunma işbirliği ile Çok Bantlı bir Sinyal Karıştırıcı Sistemi) tasarları. Öğrenci ve danışmanları sistemi şöyle anlattı;

"10 metreye kadarki kısa mesafeler için bir sinyal karıştırıcı (jammer) tasarladık. Amacımız, özellikle sınavlarda cep telefonu yardımıyla kopya çekenleri engelleyebilmekti. Araştırmalarımızda piyasadaki sinyal kesici cihazların haberleşme uygulamalarına ait sabit frekans bantları için üretilmiş olup yeni bir uygulamanın eklenmesinin veya mevcut bandın cihaz üzerinden değiştirilmesinin oldukça zor olduğunu gösterdi. Bu doğrultuda çoklu bant sinyallerini kesebilen yani piyasadaki tüm büyük operatörlerin bant sinyallerini kesebilen bir sinyal karıştırıcıyı tasarladık. Bunu da piyasadaki sinyal karıştırıcıların yarı fiyatına, 120 dolar gibi bir fiyata yaptık."

İhtiyaca göre sulama

Mirsat Yılmaz ve Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Emrah Bıyık da Dırman Elektronik işbirliğiyle Otomatik Sera Sulama Sistemi geliştirdi. Öğrenciler sistem konusunda, "Seralarda yaygın olarak kullanılan standart sulama yöntemlerinde topraktan herhangi bir nem ölçümü alınmadan bitkilere belirli zaman aralıkları ile sulama yapılır. Ancak toprağın yapısını ve ekilen ürünün ihtiyaçlarını tam olarak hesaba katmadan yapılan bu tür sulama yöntemi uygulayıcıya göre değişik sonuçlar verdiği gibi seradaki verimi de düşürebilmekte. Bu projede, topraktaki nem seviyesini ölçerek bitkinin ihtiyacına göre sulama yapan bir sera otomasyon sistemi tasarladık. Geliştirdiğimiz bu otomasyon sistemi ile seradaki toprağın nem durumu internet üzerinden izlenebilmekte ve gerektiğinde sisteme uzaktan müdahale edilebiliyor" bilgisini verdi.

Varmadan işlem tamam

Tahsin Değirmenci ve Danışmanı Prof. Dr. Mustafa Gündüzalp de Park Net Proje Ltd. işbirliğiyle Ev Otomasyon Sistemi geliştirdi. Bu sisteme göre havalandırma ve aydınlatmanın açılıp kapanmasından evin ısısının ayarlanmasına kadar internet üzerinden evdeki herhangi bir alanı kontrol edilebiliyor. Projenin maliyetinin 150 lirayı geçmiyor.

> Sınav güvenliği için kopyakeser geliştirdiler

Üniversiteliler, sınavlarda cep telefonu yardımıyla kopya çekenleri engellemek için sinyal karıştırıcı tasarladı.

Yaşar Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencileri İzmir’in önde gelen sanayi kuruluşlarının da desteğini alarak, sınavlarda cep telefonu yardımıyla kopya çekenleri engellemek için sinyal karıştırıcı (jammer), bitkinin ihtiyacına göre sulama yapabilen sulama otomasyonu gibi projeleri piyasa değerlerinin oldukça altında tasarladı. Anıl Erge, Kıvanç Kandemir, İbrahim Cem Özgül ve Danışmanları Yrd. Doç. Dr. Mustafa Seçmen (KARSİS Savunma işbirliği ile Çok Bantlı bir Sinyal Karıştırıcı Sistemi) tasarları. Öğrenci ve danışmanları sistemi şöyle anlattı;

"10 metreye kadarki kısa mesafeler için bir sinyal karıştırıcı (jammer) tasarladık. Amacımız, özellikle sınavlarda cep telefonu yardımıyla kopya çekenleri engelleyebilmekti. Araştırmalarımızda piyasadaki sinyal kesici cihazların haberleşme uygulamalarına ait sabit frekans bantları için üretilmiş olup yeni bir uygulamanın eklenmesinin veya mevcut bandın cihaz üzerinden değiştirilmesinin oldukça zor olduğunu gösterdi. Bu doğrultuda çoklu bant sinyallerini kesebilen yani piyasadaki tüm büyük operatörlerin bant sinyallerini kesebilen bir sinyal karıştırıcıyı tasarladık. Bunu da piyasadaki sinyal karıştırıcıların yarı fiyatına, 120 dolar gibi bir fiyata yaptık."

İhtiyaca göre sulama

Mirsat Yılmaz ve Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Emrah Bıyık da Dırman Elektronik işbirliğiyle Otomatik Sera Sulama Sistemi geliştirdi. Öğrenciler sistem konusunda, "Seralarda yaygın olarak kullanılan standart sulama yöntemlerinde topraktan herhangi bir nem ölçümü alınmadan bitkilere belirli zaman aralıkları ile sulama yapılır. Ancak toprağın yapısını ve ekilen ürünün ihtiyaçlarını tam olarak hesaba katmadan yapılan bu tür sulama yöntemi uygulayıcıya göre değişik sonuçlar verdiği gibi seradaki verimi de düşürebilmekte. Bu projede, topraktaki nem seviyesini ölçerek bitkinin ihtiyacına göre sulama yapan bir sera otomasyon sistemi tasarladık. Geliştirdiğimiz bu otomasyon sistemi ile seradaki toprağın nem durumu internet üzerinden izlenebilmekte ve gerektiğinde sisteme uzaktan müdahale edilebiliyor" bilgisini verdi.

Varmadan işlem tamam

Tahsin Değirmenci ve Danışmanı Prof. Dr. Mustafa Gündüzalp de Park Net Proje Ltd. işbirliğiyle Ev Otomasyon Sistemi geliştirdi. Bu sisteme göre havalandırma ve aydınlatmanın açılıp kapanmasından evin ısısının ayarlanmasına kadar internet üzerinden evdeki herhangi bir alanı kontrol edilebiliyor. Projenin maliyetinin 150 lirayı geçmiyor.

Son Güncelleme: Salı, 01 Temmuz 2014 14:27

Gösterim: 1815

Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitimde Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesi kapsamında bugüne kadar yaklaşık 732 bin tablet bilgisayar dağıttı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitimde Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesi kapsamında bugüne kadar yaklaşık 732 bin tablet bilgisayar dağıttı.

MEB'den alınan bilgiye göre, bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitim sürecinin temel araçlarından biri olması, öğrencilerin ve öğretmenlerin bu teknolojileri etkin kullanması amacıyla sürdürülen FATİH projesi kapsamında Kasım 2013'ten bugüne gerçekleştirilen faaliyetlerle birçok aşama kaydedildi.

FATİH projesi, fırsat eşitliği ve etkin öğrenmenin sağlanmasını amaçlıyor. Proje çerçevesinde, tüm dersliklere etkileşimli tahta ve internet altyapısı kurulumu, her okula çok amaçlı doküman kamera ve fotokopi makinesi dağıtımı, her öğretmene ve 5. sınıftan 12. sınıfa kadar eğitim kademesinde yer alan tüm öğrencilere tablet bilgisayar seti dağıtımı ve e-içeriklerin üretilmesi hedefleniyor.

MEB ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında 22 Kasım 2010'da yapılan protokolle başlatılan proje kapsamında 2013 yılı sonuna kadar, meslek liseleri hariç tüm lise türlerinin 3 bin 657 okulda 84 bin 921 sınıfın tamamına akıllı tahta yerleştirildi. Bu okullara çok fonksiyonlu yazıcı ve doküman kamera kurulumu da yapıldı. Yine aynı liselerde yerel alan ağı kurulumları tamamlandı, öğrenci ve öğretmenlere 62 bin 800 tablet dağıtıldı.

Yerel alan ağı kurulumları yapılan okulların haricindeki okulların altyapı kurulumları Lot-3 için 2. Faz Yerel Alan Ağı ihalesi tamamlandı ve 675 bin tablet bilgisayar, 550 bin kılıf ve 125 bin klavye alım ihalesi tamamlandı. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan Etkileşimli Tahta ve Çok Fonksiyonlu Yazıcı ihaleleri de tamamlandı ve sözleşme imzalandı.

Bakanlık bu yıl da FATİH projesi kapsamındaki çalışmalarına ara vermedi. Bakanlık, bu yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla gerçekleştirdiği törenle, 675 bin tablet bilgisayarın ilk dağıtımını 17 Şubat 2014’te yaptı. Bu kapsamda, 669 bin 86 tabletin dağıtımı yapıldı.

MEB’den alınan son verilere göre, FATİH projesi çerçevesinde ülke genelinde öğrencilere 601 bin 131, öğretmenlere 130 bin 755 olmak üzere 731 bin 886 tablet dağıtıldı.

101 bin 644 etkileşimli tahtanın kurulumu yapılacak

Bakanlık bu yıl 347 bin 367 etkileşimli tahtanın 101 bin 644’ünün kurulumu ile 41 bin 996 çok fonksiyonlu yazıcının 16 bin 612'sinin dağıtımını 2014 yılı sonuna kadar yapmayı planlıyor.

Ayrıca 2014 yılında FATİH projesi kapsamında, tablet bilgisayar seti alım ihalesi değerlendirme (10.600.000 tablet bilgisayar seti için), 2.Faz yerel alan ağı kurulumu ihalesi, (Lot-1/2),  2. Faz Lot-3 yerel alan ağı kurulumu, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı tarafından yürütülen 347 bin 367 etkileşimli tahta ve 13 bin 645 A3 ve 28 bin 351 A4 Çok Fonksiyonlu Yazıcının üretim ve dağıtımı çalışmalarına, 3 bin 657 okula Yönetim ve Destek Sistemi kurulması ve bu okulların internet erişimi çalışmalarına devam edecek.

Eğitimde FATİH projesi ile Türkiye'nin bilgi işlem teknolojileri alanında bir üretim üssü haline gelmesi, yerlilik oranı yüksek bilgi işlem teknolojisi araçları üretilmesi ve tüm dünyaya ihraç edilmesi, başta eğitim sektörü olmak üzere tüm sektörlerde yazılım geliştirilmesinin mümkün hale gelmesi hedefleniyor.

> FATİH Projesi’nde bugüne kadar 732 bin tablet dağıtıldı

Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitimde Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesi kapsamında bugüne kadar yaklaşık 732 bin tablet bilgisayar dağıttı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitimde Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesi kapsamında bugüne kadar yaklaşık 732 bin tablet bilgisayar dağıttı.

MEB'den alınan bilgiye göre, bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitim sürecinin temel araçlarından biri olması, öğrencilerin ve öğretmenlerin bu teknolojileri etkin kullanması amacıyla sürdürülen FATİH projesi kapsamında Kasım 2013'ten bugüne gerçekleştirilen faaliyetlerle birçok aşama kaydedildi.

FATİH projesi, fırsat eşitliği ve etkin öğrenmenin sağlanmasını amaçlıyor. Proje çerçevesinde, tüm dersliklere etkileşimli tahta ve internet altyapısı kurulumu, her okula çok amaçlı doküman kamera ve fotokopi makinesi dağıtımı, her öğretmene ve 5. sınıftan 12. sınıfa kadar eğitim kademesinde yer alan tüm öğrencilere tablet bilgisayar seti dağıtımı ve e-içeriklerin üretilmesi hedefleniyor.

MEB ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı arasında 22 Kasım 2010'da yapılan protokolle başlatılan proje kapsamında 2013 yılı sonuna kadar, meslek liseleri hariç tüm lise türlerinin 3 bin 657 okulda 84 bin 921 sınıfın tamamına akıllı tahta yerleştirildi. Bu okullara çok fonksiyonlu yazıcı ve doküman kamera kurulumu da yapıldı. Yine aynı liselerde yerel alan ağı kurulumları tamamlandı, öğrenci ve öğretmenlere 62 bin 800 tablet dağıtıldı.

Yerel alan ağı kurulumları yapılan okulların haricindeki okulların altyapı kurulumları Lot-3 için 2. Faz Yerel Alan Ağı ihalesi tamamlandı ve 675 bin tablet bilgisayar, 550 bin kılıf ve 125 bin klavye alım ihalesi tamamlandı. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan Etkileşimli Tahta ve Çok Fonksiyonlu Yazıcı ihaleleri de tamamlandı ve sözleşme imzalandı.

Bakanlık bu yıl da FATİH projesi kapsamındaki çalışmalarına ara vermedi. Bakanlık, bu yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla gerçekleştirdiği törenle, 675 bin tablet bilgisayarın ilk dağıtımını 17 Şubat 2014’te yaptı. Bu kapsamda, 669 bin 86 tabletin dağıtımı yapıldı.

MEB’den alınan son verilere göre, FATİH projesi çerçevesinde ülke genelinde öğrencilere 601 bin 131, öğretmenlere 130 bin 755 olmak üzere 731 bin 886 tablet dağıtıldı.

101 bin 644 etkileşimli tahtanın kurulumu yapılacak

Bakanlık bu yıl 347 bin 367 etkileşimli tahtanın 101 bin 644’ünün kurulumu ile 41 bin 996 çok fonksiyonlu yazıcının 16 bin 612'sinin dağıtımını 2014 yılı sonuna kadar yapmayı planlıyor.

Ayrıca 2014 yılında FATİH projesi kapsamında, tablet bilgisayar seti alım ihalesi değerlendirme (10.600.000 tablet bilgisayar seti için), 2.Faz yerel alan ağı kurulumu ihalesi, (Lot-1/2),  2. Faz Lot-3 yerel alan ağı kurulumu, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı tarafından yürütülen 347 bin 367 etkileşimli tahta ve 13 bin 645 A3 ve 28 bin 351 A4 Çok Fonksiyonlu Yazıcının üretim ve dağıtımı çalışmalarına, 3 bin 657 okula Yönetim ve Destek Sistemi kurulması ve bu okulların internet erişimi çalışmalarına devam edecek.

Eğitimde FATİH projesi ile Türkiye'nin bilgi işlem teknolojileri alanında bir üretim üssü haline gelmesi, yerlilik oranı yüksek bilgi işlem teknolojisi araçları üretilmesi ve tüm dünyaya ihraç edilmesi, başta eğitim sektörü olmak üzere tüm sektörlerde yazılım geliştirilmesinin mümkün hale gelmesi hedefleniyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Haziran 2014 08:01

Gösterim: 2193


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.