Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

İzmir'deki Ege Üniversitesi'nin öğrencileri, yemekhanedeki yemek ve kantinlerdeki ürünlere yapılan zammı yürüyüşle protesto etti, zamların geri alınması için topladıkları imzaları Rektörlüğe iletti

Bugün, saat 12.00 sıralarında Bornova İlçesi’ndeki Ege Üniversitesi Kampüsü’nde bulunan 2 numaralı yemekhane önünde toplanan yaklaşık 50 öğrenci ’Müşteri değil, öğrenciyiz’ yazılı pankart açtı pharmaciepourhomme.fr. ’Müşteri değiliz, öğrenciyiz biz’, ’Bu zamlarla doyulmuyor’ sloganları atan öğrenciler, Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne yürüdü. Buradaki açıklamada, yemekhanedeki yemek ve kantinlerdeki ürünlere yüzde 15’e varan zamlar yapıldığı, parasız eğitimin mümkün olmadığı dile getirildi.

Öğrencilerden bir grup daha sonra, zamları geri çekilmesi için topladıkları imzaları Rektörlük yetkililerine iletti.(radikal)

> Üniversitede yemek zammı protestosu

İzmir'deki Ege Üniversitesi'nin öğrencileri, yemekhanedeki yemek ve kantinlerdeki ürünlere yapılan zammı yürüyüşle protesto etti, zamların geri alınması için topladıkları imzaları Rektörlüğe iletti

Bugün, saat 12.00 sıralarında Bornova İlçesi’ndeki Ege Üniversitesi Kampüsü’nde bulunan 2 numaralı yemekhane önünde toplanan yaklaşık 50 öğrenci ’Müşteri değil, öğrenciyiz’ yazılı pankart açtı pharmaciepourhomme.fr. ’Müşteri değiliz, öğrenciyiz biz’, ’Bu zamlarla doyulmuyor’ sloganları atan öğrenciler, Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne yürüdü. Buradaki açıklamada, yemekhanedeki yemek ve kantinlerdeki ürünlere yüzde 15’e varan zamlar yapıldığı, parasız eğitimin mümkün olmadığı dile getirildi.

Öğrencilerden bir grup daha sonra, zamları geri çekilmesi için topladıkları imzaları Rektörlük yetkililerine iletti.(radikal)

Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ekim 2012 15:49

Gösterim: 2091

Üniversitelerde içki yasağı başladı

YÖK tarafından yayınlanan genelge ile üniversite kampüsleri içinde bulunan sosyal tesislerde alkol kullanımı ve satışı yasaklandı. Yasak kararı 9 üniversitede uygulanmaya başlandı.

Hürriyeteğitim’in haberine göre, YÖK Başkanlığı’ndan Türkiye’deki tüm üniversite rektörlükleri, Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü ve Vakıf Meslek Yüksek Okulları Müdürlükleri’ne gönderilen genelgeye göre üniversite kampüsleri içinde bulunan sosyal tesislerde içki kullanımı ve satışı yasaklandı. YÖK’ün genelgesinin ardından, aralarında Diyarbakır Dicle, Kayseri Erciyes ve Denizli Pamukkale’nin de bulunduğu 9 üniversitenin sosyal tesislerinde içki satışı durduruldu.

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Yekta Saraç imzalı genelgede, yükseköğretim kurumlarına ait kampüs içi ve dışındaki mekanlarda alkollü içki tüketimi ve sigara yasağına ilişkin mevzuat hükümlerine aykırı uygulamalar yapıldığı yönünde haber ve bilgiler ulaştığı belirtildi.

Anayasa’nın ’Gençliğin korunması’ başlıklı 58’inci maddesine atıf yapılan genelgede, tütün mamülleri ve alkollü içkilerin satışına ve sunumuna ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelikte belirtilen alkollü içki satışı yapılması yasak yerler hakkında da bilgi verildi. Genelgede, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne göre yükseköğretim kurumunda alkollü içki içmenin disiplin suçu olarak kabul edildiği belirtildi. Genelgenin son paragrafında ise yükseköğretim kurumlarına ait kampüs içi ve dışındaki tüm mekanlarda belirtilen hükümlere göre işlem ve uygulama yapılması istendi. Prof. Dr. Yekta Saraç, konunun üzerinde hassasiyetle durulmasını ve gereken tedbirlerin alınmasını istedi.

Dicle Üniversitesi’nde 3 gündür uygulanıyor

Genelgenin yayınlanmasının ardından Diyarbakır’da bulunan Dicle Üniversitesi kampüsündeki sosyal tesislerde 3 gün önce içki satışı durduruldu. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü, sosyal tesislerin girişine bir yazı asarak içki satışının durdurulduğunu personeline bildirdi. Sosyal tesislerin girişine asılan uyarı yazısında, “Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 08.08.2012 tarih ve 5119-35028 sayılı yazıları ile (Kampüs içi ve dışı düzenlemeleri kapsamında kampüste bulunması nedeniyle) sosyal tesislerimizde alkollü içki satışı kaldırılmıştır” ifadeleri yer aldı.

Yazı YÖK’ten bir ay önce geldi

Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, sosyal tesislerinde daha önce içki satışı yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Yaklaşık 1 ay önce YÖK’ten bir yazı geldi. Yazıda, ’Kampüs içerisinde eğitim ve öğretim verilen yerlerde, öğrenci yurtlarında, spor çalışmalarının yapıldığı yerlerde kesinlikle içki satışı yapılamaz’ şeklindeydi. Buna binaen biz de bir kaç üniversiteye sorduk. Diğer üniversitelerde uygulamaları sorduk ve bu çerçevede olduğunu gördük. Yani içki yasağının uygulanması konusunda bir tutarlılık gördük. Biz de YÖK’ün gönderdiği genelge çerçevesinde bu hafta başından beri içki yasağı uygulamaya başladık. Bu tamamiyle YÖK’ten gelen yazı üzerine ve diğer üniversitelerdeki uygulamaları gördükten sonra uygulamaya konmuştur.”

Yasak vakıf ve özel üniversitelerde de uygulanacak

Prof. Dr. Eyigün, YÖK genelgesinden sonra yaklaşık bir aydır uygulamaya koymadıklarını belirterek şöyle devam etti: “Diğer üniversitelerin bunu nasıl yorumladığına baktık. Farklı yorumlar da vardı. ’Kampüs içindeki hangi yerler buna dahildir’ şeklinde tartışmalar vardı. Bugün tekrar birkaç üniversiteyi aradık. Onlardaki uygulamanın da böyle olduğunu görünce, uygulama bu hafta başında başlamış oldu. YÖK’ten gelen yazı bütün üniversiteleri kapsıyor. Kampüs içindeki sosyal tesisler, eğitim ve öğretim yapılan yerlerden uzaksa farklı olabilir. Ama bizim sosyal tesislerimiz eğitim ve öğretim merkezi aynı zamanda. Açık yüzme havuzumuz var. Spor çalışmaları eğitimi ve kurslarımız orada yapılıyor. Bu tüm üniversiteler için geçerlidir. Vakıf ve özel üniversitelerini de kapsıyor.”

Şikayetler üzerine böyle bir karar alınmıştır

Bu konuda bazı şikayetler olduğuyla ilgili duyumlar aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Eyigün, şöyle konuştu: “Eğitim ve öğretim yapılan yerlerde öğrenci spor dersinden çıkıp orada içki içebiliyor. Oradaki memur ’Ben sana içki vermem’ diyemez. Bu tarz şikayetler üzerine böyle bir karar alınmıştır sanırım. Bize ulaşan hiçbir tepki yok. Bizdeki uygulaması 3 gün oldu. Başka üniversitelerde daha önceden başlamıştı. Biz diğer üniversitelerdeki uygulamaları bekledik. Onlar uygulasın, biz daha sonra başlatalım istedik. Zaten bizim tesislerimizde çok fazla içki tüketilmiyor. Daha önce Diyarbakır’da çok farklı alanlar yoktu. Diyarbakır şu an çok gelişti, çok farklı sosyal tesisler var. Çok fazla kimse gelmiyordu ve ciddi bir talep yoktu. Bu anlamda bizde bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.”

(hürriyeteğitim)

> Artık üniversitelerde bunu yapmak yasak

Üniversitelerde içki yasağı başladı

YÖK tarafından yayınlanan genelge ile üniversite kampüsleri içinde bulunan sosyal tesislerde alkol kullanımı ve satışı yasaklandı. Yasak kararı 9 üniversitede uygulanmaya başlandı.

Hürriyeteğitim’in haberine göre, YÖK Başkanlığı’ndan Türkiye’deki tüm üniversite rektörlükleri, Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü ve Vakıf Meslek Yüksek Okulları Müdürlükleri’ne gönderilen genelgeye göre üniversite kampüsleri içinde bulunan sosyal tesislerde içki kullanımı ve satışı yasaklandı. YÖK’ün genelgesinin ardından, aralarında Diyarbakır Dicle, Kayseri Erciyes ve Denizli Pamukkale’nin de bulunduğu 9 üniversitenin sosyal tesislerinde içki satışı durduruldu.

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Yekta Saraç imzalı genelgede, yükseköğretim kurumlarına ait kampüs içi ve dışındaki mekanlarda alkollü içki tüketimi ve sigara yasağına ilişkin mevzuat hükümlerine aykırı uygulamalar yapıldığı yönünde haber ve bilgiler ulaştığı belirtildi.

Anayasa’nın ’Gençliğin korunması’ başlıklı 58’inci maddesine atıf yapılan genelgede, tütün mamülleri ve alkollü içkilerin satışına ve sunumuna ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelikte belirtilen alkollü içki satışı yapılması yasak yerler hakkında da bilgi verildi. Genelgede, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ne göre yükseköğretim kurumunda alkollü içki içmenin disiplin suçu olarak kabul edildiği belirtildi. Genelgenin son paragrafında ise yükseköğretim kurumlarına ait kampüs içi ve dışındaki tüm mekanlarda belirtilen hükümlere göre işlem ve uygulama yapılması istendi. Prof. Dr. Yekta Saraç, konunun üzerinde hassasiyetle durulmasını ve gereken tedbirlerin alınmasını istedi.

Dicle Üniversitesi’nde 3 gündür uygulanıyor

Genelgenin yayınlanmasının ardından Diyarbakır’da bulunan Dicle Üniversitesi kampüsündeki sosyal tesislerde 3 gün önce içki satışı durduruldu. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü, sosyal tesislerin girişine bir yazı asarak içki satışının durdurulduğunu personeline bildirdi. Sosyal tesislerin girişine asılan uyarı yazısında, “Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 08.08.2012 tarih ve 5119-35028 sayılı yazıları ile (Kampüs içi ve dışı düzenlemeleri kapsamında kampüste bulunması nedeniyle) sosyal tesislerimizde alkollü içki satışı kaldırılmıştır” ifadeleri yer aldı.

Yazı YÖK’ten bir ay önce geldi

Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, sosyal tesislerinde daha önce içki satışı yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Yaklaşık 1 ay önce YÖK’ten bir yazı geldi. Yazıda, ’Kampüs içerisinde eğitim ve öğretim verilen yerlerde, öğrenci yurtlarında, spor çalışmalarının yapıldığı yerlerde kesinlikle içki satışı yapılamaz’ şeklindeydi. Buna binaen biz de bir kaç üniversiteye sorduk. Diğer üniversitelerde uygulamaları sorduk ve bu çerçevede olduğunu gördük. Yani içki yasağının uygulanması konusunda bir tutarlılık gördük. Biz de YÖK’ün gönderdiği genelge çerçevesinde bu hafta başından beri içki yasağı uygulamaya başladık. Bu tamamiyle YÖK’ten gelen yazı üzerine ve diğer üniversitelerdeki uygulamaları gördükten sonra uygulamaya konmuştur.”

Yasak vakıf ve özel üniversitelerde de uygulanacak

Prof. Dr. Eyigün, YÖK genelgesinden sonra yaklaşık bir aydır uygulamaya koymadıklarını belirterek şöyle devam etti: “Diğer üniversitelerin bunu nasıl yorumladığına baktık. Farklı yorumlar da vardı. ’Kampüs içindeki hangi yerler buna dahildir’ şeklinde tartışmalar vardı. Bugün tekrar birkaç üniversiteyi aradık. Onlardaki uygulamanın da böyle olduğunu görünce, uygulama bu hafta başında başlamış oldu. YÖK’ten gelen yazı bütün üniversiteleri kapsıyor. Kampüs içindeki sosyal tesisler, eğitim ve öğretim yapılan yerlerden uzaksa farklı olabilir. Ama bizim sosyal tesislerimiz eğitim ve öğretim merkezi aynı zamanda. Açık yüzme havuzumuz var. Spor çalışmaları eğitimi ve kurslarımız orada yapılıyor. Bu tüm üniversiteler için geçerlidir. Vakıf ve özel üniversitelerini de kapsıyor.”

Şikayetler üzerine böyle bir karar alınmıştır

Bu konuda bazı şikayetler olduğuyla ilgili duyumlar aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Eyigün, şöyle konuştu: “Eğitim ve öğretim yapılan yerlerde öğrenci spor dersinden çıkıp orada içki içebiliyor. Oradaki memur ’Ben sana içki vermem’ diyemez. Bu tarz şikayetler üzerine böyle bir karar alınmıştır sanırım. Bize ulaşan hiçbir tepki yok. Bizdeki uygulaması 3 gün oldu. Başka üniversitelerde daha önceden başlamıştı. Biz diğer üniversitelerdeki uygulamaları bekledik. Onlar uygulasın, biz daha sonra başlatalım istedik. Zaten bizim tesislerimizde çok fazla içki tüketilmiyor. Daha önce Diyarbakır’da çok farklı alanlar yoktu. Diyarbakır şu an çok gelişti, çok farklı sosyal tesisler var. Çok fazla kimse gelmiyordu ve ciddi bir talep yoktu. Bu anlamda bizde bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.”

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ekim 2012 14:12

Gösterim: 1717

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa Teknik Üniversitesi'nin (BTÜ) 2012-2013 eğitim-öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, tek tipçi, kısıtlayıcı, her şeyi standart altına alan bir eğitimden yana olmadıklarını söyledi.

Özgür ve hür düşüncenin, iradenin mutlaka üniversitelerde hakim olması gerektiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:

''Ama üniversiteler ideolojilerin savaş alanları da değildir. Deli gömleği giydirilmiş ideolojilerin kavga alanı, silahlı, sopalı meydanları da değildir. Her türlü protesto gösterileri yapılır. Herkes her şeyi beğenmek zorunda değil. Ama bunları da insani bir şekilde yapmamız gerekir. Bazen susarak yaparsınız, bazen beğenmediğinizi ifade ederek yaparsınız, ama bunu sürdürmek, bunu taşkınlığa dönüştürmek, başkalarının özgürlüğünü kısıtlamak, orada toplantı yapılmasını engellemek, hele hele yabancı cisimler atarak, insanları darp etmek protesto özgürlüğü değil.''

Üniversite yönetimleri öğrencileri kucaklamalı

Üniversitelerde 3-4 kişilik kadrolu nümayişçiler olduğunu ifade eden Arınç, ''Bugün onları Bursa Uludağ'da görürsünüz, 3 gün sonra Bilecik Üniversitesi'ne giderler'' dedi.

Arınç, üniversitelerin, özgürlük alanları olduğunu belirterek, ''Okuyarak, tartışarak, konuşarak, birbirimize saygı göstererek, bize çok aykırı gelen fikirlere bile tahammül edeceğimiz yerlerdir. Üniversite yönetimlerinin, öğrenci kardeşlerimizi böylece kucaklaması gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.

1,3 katrilyondan vazgeçiyoruz

Arınç, harçların kaldırılması konusunun geçmişten beri düşünüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

''Bugün bu harçlar kaldırıldı, ikinci öğretim hariç. İkinci öğretimde katkı payı, 'harç' tabiri yok. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu'nun kararıyla kalkması gereken şey harçlardı. Onu birinci öğretimden ve açık öğretimden kaldırmış olduk. Birisinde 1 milyon 900 bin öğrenci var, birisinde 1 milyon 500 bin öğrenci var. Yanlış hatırlamıyorsam, 3,5 milyonun üzerinde öğrenci doğrudan harçların kaldırılmasından istifade etti. Bunun mali karşılığı ne biliyor musunuz? 1,3 katrilyon (1,3 milyar TL). Aslında bu parayı yatıranlar üniversiteye katkı sağlamış oluyordu. Bizim hazinemize para gelmiyordu. Bunu üniversite alıyor, yine öğrenciler için kullanıyordu. Şimdi biz, üniversite öğrencisi harç yatırmayınca, o para da üniversitelerin bütçesine geçmeyince, bu üniversitelere biz para vereceğiz. Yani 1,3 katrilyonluk kısmını tekrar hazineden bütçelerine koymak suretiyle karşılayacağız. Yunanistan'ın, Portekiz'in, İspanya'nın, İrlanda'nın, İzlanda'nın, borçlarını döndüremediği, maaşlarını ödeyemediği, kamuya her gün zamlarla kemerleri sıkıp isyanları çıkardığı bir yerde, biz elimizdeki 1,3 katrilyondan vazgeçiyoruz. 'Biz bunu tekrar bütçe imkanlarıyla karşılayacağız' diyoruz. 3,5 milyon öğrencinin istifade ettiği, 450 bin öğrencinin ikinci öğretimde bulunması nedeniyle şimdilik istifade edemediği bir konuyu Türkiye'de bir devrim olarak görmemiz mümkündür.''

İlgili haberler

Basından sonra öğrencilere de akreditasyon uygulandı

Başbakan’ı daha protesto etmeden gözaltına alındılar

> Üniversiteler ideolojilerin savaş alanları değildir

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa Teknik Üniversitesi'nin (BTÜ) 2012-2013 eğitim-öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, tek tipçi, kısıtlayıcı, her şeyi standart altına alan bir eğitimden yana olmadıklarını söyledi.

Özgür ve hür düşüncenin, iradenin mutlaka üniversitelerde hakim olması gerektiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:

''Ama üniversiteler ideolojilerin savaş alanları da değildir. Deli gömleği giydirilmiş ideolojilerin kavga alanı, silahlı, sopalı meydanları da değildir. Her türlü protesto gösterileri yapılır. Herkes her şeyi beğenmek zorunda değil. Ama bunları da insani bir şekilde yapmamız gerekir. Bazen susarak yaparsınız, bazen beğenmediğinizi ifade ederek yaparsınız, ama bunu sürdürmek, bunu taşkınlığa dönüştürmek, başkalarının özgürlüğünü kısıtlamak, orada toplantı yapılmasını engellemek, hele hele yabancı cisimler atarak, insanları darp etmek protesto özgürlüğü değil.''

Üniversite yönetimleri öğrencileri kucaklamalı

Üniversitelerde 3-4 kişilik kadrolu nümayişçiler olduğunu ifade eden Arınç, ''Bugün onları Bursa Uludağ'da görürsünüz, 3 gün sonra Bilecik Üniversitesi'ne giderler'' dedi.

Arınç, üniversitelerin, özgürlük alanları olduğunu belirterek, ''Okuyarak, tartışarak, konuşarak, birbirimize saygı göstererek, bize çok aykırı gelen fikirlere bile tahammül edeceğimiz yerlerdir. Üniversite yönetimlerinin, öğrenci kardeşlerimizi böylece kucaklaması gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.

1,3 katrilyondan vazgeçiyoruz

Arınç, harçların kaldırılması konusunun geçmişten beri düşünüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

''Bugün bu harçlar kaldırıldı, ikinci öğretim hariç. İkinci öğretimde katkı payı, 'harç' tabiri yok. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu'nun kararıyla kalkması gereken şey harçlardı. Onu birinci öğretimden ve açık öğretimden kaldırmış olduk. Birisinde 1 milyon 900 bin öğrenci var, birisinde 1 milyon 500 bin öğrenci var. Yanlış hatırlamıyorsam, 3,5 milyonun üzerinde öğrenci doğrudan harçların kaldırılmasından istifade etti. Bunun mali karşılığı ne biliyor musunuz? 1,3 katrilyon (1,3 milyar TL). Aslında bu parayı yatıranlar üniversiteye katkı sağlamış oluyordu. Bizim hazinemize para gelmiyordu. Bunu üniversite alıyor, yine öğrenciler için kullanıyordu. Şimdi biz, üniversite öğrencisi harç yatırmayınca, o para da üniversitelerin bütçesine geçmeyince, bu üniversitelere biz para vereceğiz. Yani 1,3 katrilyonluk kısmını tekrar hazineden bütçelerine koymak suretiyle karşılayacağız. Yunanistan'ın, Portekiz'in, İspanya'nın, İrlanda'nın, İzlanda'nın, borçlarını döndüremediği, maaşlarını ödeyemediği, kamuya her gün zamlarla kemerleri sıkıp isyanları çıkardığı bir yerde, biz elimizdeki 1,3 katrilyondan vazgeçiyoruz. 'Biz bunu tekrar bütçe imkanlarıyla karşılayacağız' diyoruz. 3,5 milyon öğrencinin istifade ettiği, 450 bin öğrencinin ikinci öğretimde bulunması nedeniyle şimdilik istifade edemediği bir konuyu Türkiye'de bir devrim olarak görmemiz mümkündür.''

İlgili haberler

Basından sonra öğrencilere de akreditasyon uygulandı

Başbakan’ı daha protesto etmeden gözaltına alındılar

Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ekim 2012 09:47

Gösterim: 1814

Trabzon’da 200 kiloluk okul kapısı 5 yaşındaki okula oyun oynamak için gelen Resul'ün üzerine düştü

TRABZON’da okulun 200 kiloluk demir kapısı, arkadaşlarıyla oynamak için okul bahçesine giren 5 yaşındaki Resul Demir’in üzerine devrildi. Kapının altında kalarak ezilen, başına aldığı darbeyle çenesi kırılan ve kulağı kopan küçük çocuk, yoğun bakım ünitesinde ölümle pençeleşiyor.

Olay, Bahçecik Mahallesi’nde dün akşam saatlerinde meydana geldi. Ağabeyi Hami Demir ile evden çıkan ve arkadaşlarıyla TOKİ’nin yaptırdığı ve bu yıl öğrenime açılan Bahçecik İmam Hatip Ortaokulu’nun bahçesinde oynayan Namık Kemal İlköğretim Okulu 1’inci sınıf öğrencisi Resul Demir, üzerine düşen yaklaşık 200 kiloluk çelik kapının altında kalarak ağır yaralandı. Kafasına aldığı darbeyle kanlar içinde kalan ve minik bedeniyle demir yığının altında kıvranan çocuk, olayın ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda kırıklar oluşan, kafasına aldığı darbe sonucu çenesi kırılan ve kulağı kopan Resul Demir, Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi altına alındı.

Küçük çocuğun yakınları, okulun daha önce yerinden çıkartılan çelik kapısının basit bir demir çubukla yerine tutturulduğunu, bu nedenle de çocukların oynaması sırasında Resul’ün üzerine devrildiğini belirterek suçlamada bulundu. Dede Osman Sarı, torununun hastanelik olmasında ihmalin söz konusu olduğunu belirterek, sorumluların hesap vermesini istedi. Sarı, "Okulun koskoca demir kapısı duvara gelişigüzel monte edilmiş bir demir parçası ile tutturulmuş. O demir parçası elle çıkartılıp takılabiliyor. Böyle bir demir parçası 200 kiloluk demir kapıyı nasıl ayakta tutsun? Çocuklarda güvenlik görevlisi olmadığı için engelle karşılaşmadan okula girdiler. İçeri girdikleri sırada da kapı üzerlerine düştü. Sorumlular bunun hesabını vermeli. Resul’ün vücudunda, çenesinin iki tarafında kırık var. Kafasında yarıklar oluşmuş, kulağı kopmuş. Arka arkaya ameliyat geçiriyor. Daha önce de benzer bir olay yaşanmış ama önlem alınmamış. Bu inşaatı yapan ve kontrol eden insanların sorumluluğu ortadadır. Sorumluların hesap vermesini bekliyorum. Bunun takipçisi olacağımızı herkes bilsin" dedi.

Bu arada, küçük çocuğun sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu ve olayla ilgili soruşturmanın da sürdürüldüğü öğrenildi.

(hürriyet)

> 200 kiloluk okul kapısı 5 yaşındaki çocuğun üstüne düştü

Trabzon’da 200 kiloluk okul kapısı 5 yaşındaki okula oyun oynamak için gelen Resul'ün üzerine düştü

TRABZON’da okulun 200 kiloluk demir kapısı, arkadaşlarıyla oynamak için okul bahçesine giren 5 yaşındaki Resul Demir’in üzerine devrildi. Kapının altında kalarak ezilen, başına aldığı darbeyle çenesi kırılan ve kulağı kopan küçük çocuk, yoğun bakım ünitesinde ölümle pençeleşiyor.

Olay, Bahçecik Mahallesi’nde dün akşam saatlerinde meydana geldi. Ağabeyi Hami Demir ile evden çıkan ve arkadaşlarıyla TOKİ’nin yaptırdığı ve bu yıl öğrenime açılan Bahçecik İmam Hatip Ortaokulu’nun bahçesinde oynayan Namık Kemal İlköğretim Okulu 1’inci sınıf öğrencisi Resul Demir, üzerine düşen yaklaşık 200 kiloluk çelik kapının altında kalarak ağır yaralandı. Kafasına aldığı darbeyle kanlar içinde kalan ve minik bedeniyle demir yığının altında kıvranan çocuk, olayın ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda kırıklar oluşan, kafasına aldığı darbe sonucu çenesi kırılan ve kulağı kopan Resul Demir, Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi altına alındı.

Küçük çocuğun yakınları, okulun daha önce yerinden çıkartılan çelik kapısının basit bir demir çubukla yerine tutturulduğunu, bu nedenle de çocukların oynaması sırasında Resul’ün üzerine devrildiğini belirterek suçlamada bulundu. Dede Osman Sarı, torununun hastanelik olmasında ihmalin söz konusu olduğunu belirterek, sorumluların hesap vermesini istedi. Sarı, "Okulun koskoca demir kapısı duvara gelişigüzel monte edilmiş bir demir parçası ile tutturulmuş. O demir parçası elle çıkartılıp takılabiliyor. Böyle bir demir parçası 200 kiloluk demir kapıyı nasıl ayakta tutsun? Çocuklarda güvenlik görevlisi olmadığı için engelle karşılaşmadan okula girdiler. İçeri girdikleri sırada da kapı üzerlerine düştü. Sorumlular bunun hesabını vermeli. Resul’ün vücudunda, çenesinin iki tarafında kırık var. Kafasında yarıklar oluşmuş, kulağı kopmuş. Arka arkaya ameliyat geçiriyor. Daha önce de benzer bir olay yaşanmış ama önlem alınmamış. Bu inşaatı yapan ve kontrol eden insanların sorumluluğu ortadadır. Sorumluların hesap vermesini bekliyorum. Bunun takipçisi olacağımızı herkes bilsin" dedi.

Bu arada, küçük çocuğun sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu ve olayla ilgili soruşturmanın da sürdürüldüğü öğrenildi.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ekim 2012 12:49

Gösterim: 2659

Mardin Artuklu Üniversitesi'nce hazırlanan seçmeli Kürtçe ders kitabı Talim Terbiye Kurulu'na sunuldu.

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, seçmeli Kürtçe ders kitabının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in seçmeli Kürtçe ders programını başlatacaklarına ilişkin açıklamasının ardından üniversite olarak yoğun emek sarf ettiklerini kaydederek, şöyle konuştu:

''Bu çalışmalar kapsamında iki lehçede hazırladığımız, hiçbir yeri kopya olmayan Kürtçe kitabını Talim Terbiye Kurulu'na takdim ettik. Öncelikle bizden 5, 6 ve 7'nci sınıflarda seçmeli Kürtçe dersinde okutulması için bir müfredat hazırlamamızı istediler. Eş zamanlı olarak bir Kürtçe dil öğretim kitabı hazırlamamızı talep ettiler. Bunu da memnuniyetle karşıladık. Kitabın dünya çapında en güzel kitap olduğunu iddia ediyorum. Kitabımız Milli Eğitim Bakanlığımızca büyük bir beğeni ile karşılandı.''

Rektör Omay, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) Mardin Artuklu Üniversitesi'ne (MAÜ) Kürtçe öğretmeni yetiştirmek için verdiği 500 kişilik kontenjanı 250'ye indirdiğini söyledi. Omay, yeterli bir ekibe sahip olmalarına rağmen bu izinlerin verilmemesinin uygun olmadığını savunarak, başta YÖK olmak üzere ilgili mercilerden destek talep etti.

Rektör Omay, gazetecilerin, ''10 günlük askıya alma sürecinden sonra ne yapacaksınız?'' sorusunu ''Bu sürede çözülemediği takdirde önümüzde iki alternatif çıkıyor. Ya tamamen süreçten çekilmek zorunda kalacağız. Ya da sadece formasyonu olan 250 civarında talebeye eğitim vermek zorunda kalacağız'' diye yanıtladı.

> Kürtçe ders kitabı Kurula sunuldu

Mardin Artuklu Üniversitesi'nce hazırlanan seçmeli Kürtçe ders kitabı Talim Terbiye Kurulu'na sunuldu.

Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, seçmeli Kürtçe ders kitabının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in seçmeli Kürtçe ders programını başlatacaklarına ilişkin açıklamasının ardından üniversite olarak yoğun emek sarf ettiklerini kaydederek, şöyle konuştu:

''Bu çalışmalar kapsamında iki lehçede hazırladığımız, hiçbir yeri kopya olmayan Kürtçe kitabını Talim Terbiye Kurulu'na takdim ettik. Öncelikle bizden 5, 6 ve 7'nci sınıflarda seçmeli Kürtçe dersinde okutulması için bir müfredat hazırlamamızı istediler. Eş zamanlı olarak bir Kürtçe dil öğretim kitabı hazırlamamızı talep ettiler. Bunu da memnuniyetle karşıladık. Kitabın dünya çapında en güzel kitap olduğunu iddia ediyorum. Kitabımız Milli Eğitim Bakanlığımızca büyük bir beğeni ile karşılandı.''

Rektör Omay, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) Mardin Artuklu Üniversitesi'ne (MAÜ) Kürtçe öğretmeni yetiştirmek için verdiği 500 kişilik kontenjanı 250'ye indirdiğini söyledi. Omay, yeterli bir ekibe sahip olmalarına rağmen bu izinlerin verilmemesinin uygun olmadığını savunarak, başta YÖK olmak üzere ilgili mercilerden destek talep etti.

Rektör Omay, gazetecilerin, ''10 günlük askıya alma sürecinden sonra ne yapacaksınız?'' sorusunu ''Bu sürede çözülemediği takdirde önümüzde iki alternatif çıkıyor. Ya tamamen süreçten çekilmek zorunda kalacağız. Ya da sadece formasyonu olan 250 civarında talebeye eğitim vermek zorunda kalacağız'' diye yanıtladı.

Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ekim 2012 08:55

Gösterim: 2143


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.