Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Lisans Yerleştirme Sınavı'nda (LYS) MF-1 ve MF-4 puan türlerinde Türkiye birincisi olan Abdullah Coşkun, tek tercihi olan Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü kazandı.
Coşkun, yaptığı açıklamada, tercih ettiği üniversiteyi kazanacağını bildiğini, sonucun kendisi için çok sürpriz olmadığını söyledi.
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) ardından LYS'de de birinci olmasının kendisini ayrıca mutlu ettiğini dile getiren Coşkun, ''Böylelikle YGS'deki başarımın bir tesadüf olmadığını insanlara göstermiş oldum'' dedi.
'Benim için en doğru tercih olduğuna karar verdik'
Meslek seçiminin sınavlara hazırlanmaktan daha zor olduğunu vurgulayan Coşkun, şunları kaydetti:
''Bu nedenle tercih döneminde en doğru kararı vermeyi ön plana aldık https://edmedicom.com. Benim tercihim tıptan yanaydı. Ancak ailem, okulum ve dersanemle yaptığım görüşmeler sonucu kazandığım bölümün en doğru karar olduğuna karar verdik. Herkes için en hayırlısı olur inşallah. Vatana, millete büyük yararlarımız olur inşallah''
Boğaziçi Üniversitesi'nin tek tercihi olduğunu belirten Coşkun, ''Gençler çoğunlukla ailesi tarafından tıp baskısı altına alınıyor. Doktorluk birçok aile tarafından güvenceli bir meslek görünüyor. Ancak tıp büyük fedakarlıklar isteyen bir bölüm. Ben buna hazır olmadığımı düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Lisans Yerleştirme Sınavı'nda (LYS) MF-1 ve MF-4 puan türlerinde Türkiye birincisi olan Abdullah Coşkun, tek tercihi olan Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü kazandı.
Coşkun, yaptığı açıklamada, tercih ettiği üniversiteyi kazanacağını bildiğini, sonucun kendisi için çok sürpriz olmadığını söyledi.
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) ardından LYS'de de birinci olmasının kendisini ayrıca mutlu ettiğini dile getiren Coşkun, ''Böylelikle YGS'deki başarımın bir tesadüf olmadığını insanlara göstermiş oldum'' dedi.
'Benim için en doğru tercih olduğuna karar verdik'
Meslek seçiminin sınavlara hazırlanmaktan daha zor olduğunu vurgulayan Coşkun, şunları kaydetti:
''Bu nedenle tercih döneminde en doğru kararı vermeyi ön plana aldık https://edmedicom.com. Benim tercihim tıptan yanaydı. Ancak ailem, okulum ve dersanemle yaptığım görüşmeler sonucu kazandığım bölümün en doğru karar olduğuna karar verdik. Herkes için en hayırlısı olur inşallah. Vatana, millete büyük yararlarımız olur inşallah''
Boğaziçi Üniversitesi'nin tek tercihi olduğunu belirten Coşkun, ''Gençler çoğunlukla ailesi tarafından tıp baskısı altına alınıyor. Doktorluk birçok aile tarafından güvenceli bir meslek görünüyor. Ancak tıp büyük fedakarlıklar isteyen bir bölüm. Ben buna hazır olmadığımı düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Ağustos 2012 13:46
Gösterim: 3664
Çin'de Jiao Tong Üniversitesi, İspanya'daki Scimago Araştırma Kurumu, dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında Türk üniversitelerini de gösterdi.
Türk üniversiteleri, Çin'de Jiao Tong Üniversitesi, İspanya'daki Scimago Araştırma Kurumu'nca yapılan ''dünyanın en iyi üniversiteleri'' raporlarında ilk 500 arasında yer aldı.
ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde oluşturulan University Ranking by Academic Performance (URAP) laboratuvarları, Çin ve İspanya'da açıklanan dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasına ilişkin bir rapor yayımladı.
URAP Başkanı Prof. Dr. Ural Akbulut, dünya üniversitelerini sıralayan 8 kurumun kullandığı kriterler ve sıralamaların açıklandığı tarihlerin birbirinden farklı olduğunu, son raporların ise Çin'de Jiao Tong Üniversitesi (ARWU) ile İspanya'daki Scimago Araştırma Kurumu (SCIMAGO) tarafından açıkladığını bildirdi.
Sıralama tablosundaki 3 bin 290 kurum arasında 57 Türk üniversitesinin yer aldığı bilgisini veren Akbulut,Scimago listesinde üniversite olmayan kurumlar listeden çıkarıldıktan sonra 57 Türk üniversitesinin dünyanın diğer üniversiteleri arasındaki durumunun netleştiğini dile getirdi. Akbulut, söz konusu listede İstanbul, Hacettepe, Ankara, Gazi ve ODTÜ'nün ilk 500'e girdiğini söyledi.
Türk üniversitelerinin 16'sının 501-1000 arasında, 25'inin 1001-1500 arasında ve 10'unun da 1500-2000 arasında yer aldığını kaydeden Akbulut, ''Scimago sıralamasını hazırlayan yetkililer, sıralama listesini üretilen toplam bilimsel yayın sayısına göre ilan etti. Ayrıca her kurumun güçlü ve zayıf yönlerini görebilmesi için 6 indikatöre göre daha kurumları dünyadaki yerlerini ilan ettiler'' bilgilerini aktardı.
Akbulut, sıralama tablosundaki 6 farklı indikatörden en az birinde ilk 500'e giren 12 Türk üniversitesi olan İstanbul, Hacettepe, Ankara, Gazi, ODTÜ, Ege, Bilkent, Sabancı, Koç, Gebze YTE, Kafkas ve TOBB ETU olduğunu dile getirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çin'de Jiao Tong Üniversitesi, İspanya'daki Scimago Araştırma Kurumu, dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında Türk üniversitelerini de gösterdi.
Türk üniversiteleri, Çin'de Jiao Tong Üniversitesi, İspanya'daki Scimago Araştırma Kurumu'nca yapılan ''dünyanın en iyi üniversiteleri'' raporlarında ilk 500 arasında yer aldı.
ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde oluşturulan University Ranking by Academic Performance (URAP) laboratuvarları, Çin ve İspanya'da açıklanan dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasına ilişkin bir rapor yayımladı.
URAP Başkanı Prof. Dr. Ural Akbulut, dünya üniversitelerini sıralayan 8 kurumun kullandığı kriterler ve sıralamaların açıklandığı tarihlerin birbirinden farklı olduğunu, son raporların ise Çin'de Jiao Tong Üniversitesi (ARWU) ile İspanya'daki Scimago Araştırma Kurumu (SCIMAGO) tarafından açıkladığını bildirdi.
Sıralama tablosundaki 3 bin 290 kurum arasında 57 Türk üniversitesinin yer aldığı bilgisini veren Akbulut,Scimago listesinde üniversite olmayan kurumlar listeden çıkarıldıktan sonra 57 Türk üniversitesinin dünyanın diğer üniversiteleri arasındaki durumunun netleştiğini dile getirdi. Akbulut, söz konusu listede İstanbul, Hacettepe, Ankara, Gazi ve ODTÜ'nün ilk 500'e girdiğini söyledi.
Türk üniversitelerinin 16'sının 501-1000 arasında, 25'inin 1001-1500 arasında ve 10'unun da 1500-2000 arasında yer aldığını kaydeden Akbulut, ''Scimago sıralamasını hazırlayan yetkililer, sıralama listesini üretilen toplam bilimsel yayın sayısına göre ilan etti. Ayrıca her kurumun güçlü ve zayıf yönlerini görebilmesi için 6 indikatöre göre daha kurumları dünyadaki yerlerini ilan ettiler'' bilgilerini aktardı.
Akbulut, sıralama tablosundaki 6 farklı indikatörden en az birinde ilk 500'e giren 12 Türk üniversitesi olan İstanbul, Hacettepe, Ankara, Gazi, ODTÜ, Ege, Bilkent, Sabancı, Koç, Gebze YTE, Kafkas ve TOBB ETU olduğunu dile getirdi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Ağustos 2012 13:35
Gösterim: 1726
Bu yıl ilk defa bir yükseköğretim alanına girenler için yurt, burs ve kredi başvuru tarihleri belli oldu.
YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak imzasıyla yapılan yazılı açıklamaya göre, 2012-2013 öğretim yılında Lisans Yerleştirme Sınavı sonucunda yurt içinde ilk defa herhangi bir yüksek öğretim programına girmeye hak kazanan hazırlık ve birinci sınıf öğrencilerinden yurtlarda barınmak, burs, öğrenim ve katkı kredisi almak isteyenler 26 Ağustos 2012 akşamına kadar kurumun ''www.kyk.gov.tr'' adresinden başvuru yapabilecek.
Aynı dönemde ilk defa master, şubatta girenler dahil doktora, özel yetenek ve dikey geçiş yapan öğrencilerin barınma, burs ve kredi başvuruları 17 Eylül ile 7 Ekim arasında alınacak.
İlk defa yurt dışında bir yüksek öğretim kurumuna girmeye hak kazananlar öğrenim kredisi ve burs için 26 Ağustos akşamına kadar, ilk defa master, doktora ve DGS ile yükseköğretim programlarına girenler de burs ve öğrenim kredisi için 17 Eylül-7 Ekim arasında kurumun internet sitesinden başvuru yapacak. Master, doktora ve DGS ile yükseköğretim programına girenlerden sadece KKTC Lefke Üniversitesi öğrencileri yurt başvurusunda bulunabilecek.
Yurtlarda asil listeden barınmaya hak kazanan öğrencilerin kayıtları 3 Eylül-14 Eylül arasında yapılacak. Yurtlar 10 Eylül 2012 tarihinde hizmete açılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bu yıl ilk defa bir yükseköğretim alanına girenler için yurt, burs ve kredi başvuru tarihleri belli oldu.
YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak imzasıyla yapılan yazılı açıklamaya göre, 2012-2013 öğretim yılında Lisans Yerleştirme Sınavı sonucunda yurt içinde ilk defa herhangi bir yüksek öğretim programına girmeye hak kazanan hazırlık ve birinci sınıf öğrencilerinden yurtlarda barınmak, burs, öğrenim ve katkı kredisi almak isteyenler 26 Ağustos 2012 akşamına kadar kurumun ''www.kyk.gov.tr'' adresinden başvuru yapabilecek.
Aynı dönemde ilk defa master, şubatta girenler dahil doktora, özel yetenek ve dikey geçiş yapan öğrencilerin barınma, burs ve kredi başvuruları 17 Eylül ile 7 Ekim arasında alınacak.
İlk defa yurt dışında bir yüksek öğretim kurumuna girmeye hak kazananlar öğrenim kredisi ve burs için 26 Ağustos akşamına kadar, ilk defa master, doktora ve DGS ile yükseköğretim programlarına girenler de burs ve öğrenim kredisi için 17 Eylül-7 Ekim arasında kurumun internet sitesinden başvuru yapacak. Master, doktora ve DGS ile yükseköğretim programına girenlerden sadece KKTC Lefke Üniversitesi öğrencileri yurt başvurusunda bulunabilecek.
Yurtlarda asil listeden barınmaya hak kazanan öğrencilerin kayıtları 3 Eylül-14 Eylül arasında yapılacak. Yurtlar 10 Eylül 2012 tarihinde hizmete açılacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Ağustos 2012 13:22
Gösterim: 1788
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Üniversitede ilan asmanın cezası hafifletilirken, şarkı söylemek ve çalgı çalmak da cezalandırılmayacak.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'nın hazırladığı, ''Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'' Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yükseköğretim kurumları öğrencilerine verilecek disiplin cezaları ile soruşturma usul ve esaslarını düzenleyen yönetmelik, yükseköğretim kurumlarındaki tüm öğrencileri kapsıyor.
İlan asana kınama yerine uyarı cezası verilecek
Yönetmeliğe göre, yükseköğretim kurumu yetkililerince sorulan hususları haklı bir sebep olmadan zamanında cevaplandırmayan, yükseköğretim kurumu yetkililerince tespit edilen yerler dışında ilan asan, yükseköğretim kurumunun izniyle asılmış duyuruları, program ve benzerlerini koparan, yırtan, değiştiren, karalayan veya kirletenlere ''uyarma'', yükseköğretim kurumu yetkililerince istenilen bilgileri eksik veya yanlış bildiren, ders, seminer, uygulama, laboratuvar, atölye çalışması, bilimsel toplantı ve konferans gibi çalışmaların düzenini bozanlara, yükseköğretim kurumu içinde izinsiz afiş ve pankart asanlara, yükseköğretim kurumunca asılmış duyuruları, program ve benzerlerini koparan, yırtan, değiştiren, karalayan veya kirletenler ile sınavlarda kopyaya teşebbüs edenlere de ''kınama'' cezası verilecek.
Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle, 13 Ocak 1985 tarihli Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı. Daha önce soruşturmasına başlanmış ancak tamamlanmamış olan disiplin soruşturmaları da bu yönetmelik hükümlerine göre yürütülecek.
Şarkı söylemek
Bu arada, şarkı söylemek ve çalgı çalmak gibi uyarı cezası gerektiren fiiller de yeni yönetmelikle yürürlükten kaldırıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Üniversitede ilan asmanın cezası hafifletilirken, şarkı söylemek ve çalgı çalmak da cezalandırılmayacak.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'nın hazırladığı, ''Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'' Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yükseköğretim kurumları öğrencilerine verilecek disiplin cezaları ile soruşturma usul ve esaslarını düzenleyen yönetmelik, yükseköğretim kurumlarındaki tüm öğrencileri kapsıyor.
İlan asana kınama yerine uyarı cezası verilecek
Yönetmeliğe göre, yükseköğretim kurumu yetkililerince sorulan hususları haklı bir sebep olmadan zamanında cevaplandırmayan, yükseköğretim kurumu yetkililerince tespit edilen yerler dışında ilan asan, yükseköğretim kurumunun izniyle asılmış duyuruları, program ve benzerlerini koparan, yırtan, değiştiren, karalayan veya kirletenlere ''uyarma'', yükseköğretim kurumu yetkililerince istenilen bilgileri eksik veya yanlış bildiren, ders, seminer, uygulama, laboratuvar, atölye çalışması, bilimsel toplantı ve konferans gibi çalışmaların düzenini bozanlara, yükseköğretim kurumu içinde izinsiz afiş ve pankart asanlara, yükseköğretim kurumunca asılmış duyuruları, program ve benzerlerini koparan, yırtan, değiştiren, karalayan veya kirletenler ile sınavlarda kopyaya teşebbüs edenlere de ''kınama'' cezası verilecek.
Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle, 13 Ocak 1985 tarihli Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı. Daha önce soruşturmasına başlanmış ancak tamamlanmamış olan disiplin soruşturmaları da bu yönetmelik hükümlerine göre yürütülecek.
Şarkı söylemek
Bu arada, şarkı söylemek ve çalgı çalmak gibi uyarı cezası gerektiren fiiller de yeni yönetmelikle yürürlükten kaldırıldı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Ağustos 2012 13:27
Gösterim: 1630
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2012 yılı İl İçi Yer Değişikliği, İller Arası Yer Değişikliği ve Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği Kılavuzlarında yer alan öğretmenleri mağdur eden keyfi uygulamaların iptali için dava açıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı 2012 Öğretmenlerin İl İçi Yer Değiştirme Kılavuzunun “A. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 7’nci maddesinin; “B. Başvurular” başlıklı bölümünün 2’nci maddesinde yer alan “15 Eylül” ibaresinin; “B. Başvurular” başlıklı 4’üncü maddesinde yer alan “hariç olmak üzere” ibaresinin; “B. Başvurular” başlıklı bölümünün 8’nci maddesinin; “B. Başvurular” başlıklı 17’nci maddesinde yer alan “hariç” ibaresinin; “C. Tercihler” başlıklı bölümünün 1’inci maddesinde yer alan “en fazla 5 (beş)” ibaresinin ve “C. Tercihler” başlıklı bölümünün 2’nci maddesinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptalini talep ettik.
Aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığı 2012 Öğretmenlerin İller Arası Yer Değiştirme Kılavuzunun “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.3. maddesinde yer alan “15 Eylül tarihi itibariyle” ibaresinin; “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.4. maddesinde yer alan “bulunduğu ilde çalışmaları gereken üç yıllık sürenin hesabında 15 Eylül tarihi” ibaresinin; “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.12. maddesinin (c) bendinde yer alan “adaylığı kaldırılmış olanlar” ibaresinin; “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.13. maddesinin; “2. Başvurular” başlıklı bölümünün 2.1. maddesinde yer alan “15 Eylül tarihi itibarıyla” ibaresinin ve “3. Tercihler” başlıklı bölümünün 3.2. maddesinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptalini talep ettik.
Yine 2012 yılı Öğretmenlerin Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzunun “1. Genel Açıklamalar”” başlıklı madde 1.1.’de öğretmenlerin eş, sağlık, genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı özür durumları dışında “öğrenim durumu özrüne yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve öğretmenlerin eş, sağlık, genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değiştirmelerinde “il emri” uygulamasına yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptaline karar verilmesini talep ettik.
Gerek 652 sayılı KHK’nin 37’nci maddesinde gerekse Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde il içi ve iller arası yer değiştirme talebinde bulunabilmek için adaylarda aranan, bulundukları eğitim kurumlarında çalışmış olmak zorunda oldukları asgari 3 (üç) yıllık sürenin hesabında hangi tarihin baz alınacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Davalı bakanlık daha önceki tarihlerde öğretmen atamalarını Temmuz ve Ağustos ayları itibariyle gerçekleştirip tebligat ve göreve başlama gibi işlemler 1 Eylül tarihinden evvel kesinleştiğinden daha önceki kılavuzlarda yer alan 3 yıllık sürenin tespitinde 30 Ağustos tarihinin baz alınması hükmünün fiili bir gerekçesi mevcut idi. Ancak dava konusu edilen kılavuzlarda yer alan 15 Eylül ibaresinin hiçbir hukuki veya fiili gerekçesi mevcut değildir.
Yine il içi ve iller arası yer değiştirme kılavuzlarında 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyor iken hiçbir ön şart aranmaksızın 632 sayılı KHK hükümleri gereği kadroya geçirilenlerle yine sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyor iken KPSS puan sonucuna göre ilk atama suretiyle öğretmenlik kadrolarına atananlar arasında ayrım yapılıyor olması eşitlik ve hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Bu türden bir ayrımın dayanağı ne 652 sayılı KHK’nin 37’nci maddesinde ne de yönetmelikte mevcut değildir.
İl içi yer değiştirme başvurusunda bulunanların iller arası yer değiştirme isteminde bulunamayacakları hükmü de 652 sayılı KHK ve Yönetmelik hükümlerine aykırıdır.
İl içi ve iller arası yer değişikliği Kılavuzlarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinden İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü mezunu olanların, ilkokullar ile ortaokulları tercih edebilecekleri öngörülmüştür. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğinin içeriği ve pedagojik fonksiyonları gereği diğer pek çok alanda olduğu gibi ilköğretim ve ortaöğretim şeklinde ayrıma tabi tutulmasının fiili ve pedagojik gerekçelerinin mevcut olmadığı, nitekim Talim ve Terbiye Kurulu'nun 07.07.2009 tarih ve 80 sayılı kararın 9’uncu maddesinde “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi” alanı, ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alan olarak düzenlendiği dikkate alındığında kılavuzlarda yer alan düzenlemenin, sadece ilkokul ve ortaokulları kapsaması ortaöğretim kurumlarını kapsamamış olmasının, hukuka ve esasların 9’uncu maddesine aykırı olduğu aşikârdır.
Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzunda özür durumu, sağlık özrü, eş durumu, genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı olarak özür durumu ile sınırlı tutulmuş; öğrenim durumu özrü, özür durumuna bağlı yer değişikliğinin kapsamı dışında tutulmuştur. Oysaki 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararnamede ve Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde yer alan ‘özür grubu’ ifadesi; sağlık, eş ve öğrenim durumu özürlerini kapsamaktadır. Öğretmenlerin daha iyi yetişmeleri, bilgi ve birikimlerini artırmaları ve mesleki kariyerleri açısından yüksek lisansın ne denli önem arz ettiği ortadadır. Böyle bir durumda 652 sayılı KHK ve yönetmelikte ‘öğrenim durumu özrü’ne yer verilmesine rağmen kılavuzda bu yönde bir hükme yer verilmemesi hak ihlali teşkil etmektedir.
Daha önceki yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nca öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliğinde herhangi bir eğitim kurumuna atanamayan öğretmenler, özürlerinin bulunduğu illerde mevcut bir eğitim kurumuna atanmak üzere il emrine verilmekte idiler. Bu yıla kadar uygulanan bu düzenlemeye kılavuzda yer verilmemiş; bu nedenle özür durumuna bağlı yer değişikliğinde özrünün bulunduğu ilde açık gösterilen eğitim kurumlarına atanamayan öğretmenlerin il emri uygulaması olmadığı için yer değişiklikleri gerçekleşememektedir. İl emri uygulamasının kaldırılması nedeniyle oluşacak mağduriyet nedeniyle kılavuzdaki bu eksik düzenleme de dava konusu edilmiştir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2012 yılı İl İçi Yer Değişikliği, İller Arası Yer Değişikliği ve Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği Kılavuzlarında yer alan öğretmenleri mağdur eden keyfi uygulamaların iptali için dava açıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı 2012 Öğretmenlerin İl İçi Yer Değiştirme Kılavuzunun “A. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 7’nci maddesinin; “B. Başvurular” başlıklı bölümünün 2’nci maddesinde yer alan “15 Eylül” ibaresinin; “B. Başvurular” başlıklı 4’üncü maddesinde yer alan “hariç olmak üzere” ibaresinin; “B. Başvurular” başlıklı bölümünün 8’nci maddesinin; “B. Başvurular” başlıklı 17’nci maddesinde yer alan “hariç” ibaresinin; “C. Tercihler” başlıklı bölümünün 1’inci maddesinde yer alan “en fazla 5 (beş)” ibaresinin ve “C. Tercihler” başlıklı bölümünün 2’nci maddesinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptalini talep ettik.
Aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığı 2012 Öğretmenlerin İller Arası Yer Değiştirme Kılavuzunun “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.3. maddesinde yer alan “15 Eylül tarihi itibariyle” ibaresinin; “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.4. maddesinde yer alan “bulunduğu ilde çalışmaları gereken üç yıllık sürenin hesabında 15 Eylül tarihi” ibaresinin; “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.12. maddesinin (c) bendinde yer alan “adaylığı kaldırılmış olanlar” ibaresinin; “1. Genel Açıklamalar” başlıklı bölümünün 1.13. maddesinin; “2. Başvurular” başlıklı bölümünün 2.1. maddesinde yer alan “15 Eylül tarihi itibarıyla” ibaresinin ve “3. Tercihler” başlıklı bölümünün 3.2. maddesinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptalini talep ettik.
Yine 2012 yılı Öğretmenlerin Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzunun “1. Genel Açıklamalar”” başlıklı madde 1.1.’de öğretmenlerin eş, sağlık, genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı özür durumları dışında “öğrenim durumu özrüne yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve öğretmenlerin eş, sağlık, genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı yer değiştirmelerinde “il emri” uygulamasına yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptaline karar verilmesini talep ettik.
Gerek 652 sayılı KHK’nin 37’nci maddesinde gerekse Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde il içi ve iller arası yer değiştirme talebinde bulunabilmek için adaylarda aranan, bulundukları eğitim kurumlarında çalışmış olmak zorunda oldukları asgari 3 (üç) yıllık sürenin hesabında hangi tarihin baz alınacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Davalı bakanlık daha önceki tarihlerde öğretmen atamalarını Temmuz ve Ağustos ayları itibariyle gerçekleştirip tebligat ve göreve başlama gibi işlemler 1 Eylül tarihinden evvel kesinleştiğinden daha önceki kılavuzlarda yer alan 3 yıllık sürenin tespitinde 30 Ağustos tarihinin baz alınması hükmünün fiili bir gerekçesi mevcut idi. Ancak dava konusu edilen kılavuzlarda yer alan 15 Eylül ibaresinin hiçbir hukuki veya fiili gerekçesi mevcut değildir.
Yine il içi ve iller arası yer değiştirme kılavuzlarında 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyor iken hiçbir ön şart aranmaksızın 632 sayılı KHK hükümleri gereği kadroya geçirilenlerle yine sözleşmeli öğretmen olarak görev yapıyor iken KPSS puan sonucuna göre ilk atama suretiyle öğretmenlik kadrolarına atananlar arasında ayrım yapılıyor olması eşitlik ve hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Bu türden bir ayrımın dayanağı ne 652 sayılı KHK’nin 37’nci maddesinde ne de yönetmelikte mevcut değildir.
İl içi yer değiştirme başvurusunda bulunanların iller arası yer değiştirme isteminde bulunamayacakları hükmü de 652 sayılı KHK ve Yönetmelik hükümlerine aykırıdır.
İl içi ve iller arası yer değişikliği Kılavuzlarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinden İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Bölümü mezunu olanların, ilkokullar ile ortaokulları tercih edebilecekleri öngörülmüştür. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğinin içeriği ve pedagojik fonksiyonları gereği diğer pek çok alanda olduğu gibi ilköğretim ve ortaöğretim şeklinde ayrıma tabi tutulmasının fiili ve pedagojik gerekçelerinin mevcut olmadığı, nitekim Talim ve Terbiye Kurulu'nun 07.07.2009 tarih ve 80 sayılı kararın 9’uncu maddesinde “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi” alanı, ilköğretim ve ortaöğretimde ortak alan olarak düzenlendiği dikkate alındığında kılavuzlarda yer alan düzenlemenin, sadece ilkokul ve ortaokulları kapsaması ortaöğretim kurumlarını kapsamamış olmasının, hukuka ve esasların 9’uncu maddesine aykırı olduğu aşikârdır.
Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzunda özür durumu, sağlık özrü, eş durumu, genel ve özel hayatı etkileyen nedenlere bağlı olarak özür durumu ile sınırlı tutulmuş; öğrenim durumu özrü, özür durumuna bağlı yer değişikliğinin kapsamı dışında tutulmuştur. Oysaki 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararnamede ve Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde yer alan ‘özür grubu’ ifadesi; sağlık, eş ve öğrenim durumu özürlerini kapsamaktadır. Öğretmenlerin daha iyi yetişmeleri, bilgi ve birikimlerini artırmaları ve mesleki kariyerleri açısından yüksek lisansın ne denli önem arz ettiği ortadadır. Böyle bir durumda 652 sayılı KHK ve yönetmelikte ‘öğrenim durumu özrü’ne yer verilmesine rağmen kılavuzda bu yönde bir hükme yer verilmemesi hak ihlali teşkil etmektedir.
Daha önceki yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nca öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliğinde herhangi bir eğitim kurumuna atanamayan öğretmenler, özürlerinin bulunduğu illerde mevcut bir eğitim kurumuna atanmak üzere il emrine verilmekte idiler. Bu yıla kadar uygulanan bu düzenlemeye kılavuzda yer verilmemiş; bu nedenle özür durumuna bağlı yer değişikliğinde özrünün bulunduğu ilde açık gösterilen eğitim kurumlarına atanamayan öğretmenlerin il emri uygulaması olmadığı için yer değişiklikleri gerçekleşememektedir. İl emri uygulamasının kaldırılması nedeniyle oluşacak mağduriyet nedeniyle kılavuzdaki bu eksik düzenleme de dava konusu edilmiştir.
Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Ağustos 2012 12:15
Gösterim: 1913

