Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
SGK, "Avuç İçi Damar Okuma" olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama işlemi sistemine geçiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu "Avuç İçi Damar Okuma" olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama işlemi sistemine geçiş için Sağlık Uygulama Tebliği'nde değişiklik yaptı.
Sağlık Aktüel adlı internet sitesinde yer alan habere göre, SGK tarafından 22 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile hastaların sağlık hizmet sunucularına müracaatında "Avuç İçi Damar Okuma" olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama işlemi sistemine geçiliyor.
Kimlik doğrulamada kullanılacak olan biyometrik sistem ve uygulamaya geçilecek sağlık hizmeti sunucuları, uygulama tarihi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenecek.
BİYOMETRİK KİMLİK DOĞRULAMA YAPMAYANLARA YAPTIRIM
Yapılan düzenleme ile biyometrik kayıt işlemi veya biyometrik kimlik doğrulama işlemini usulüne uygun yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından ödenen tutar geri alınır hükmü getirildi.
İLK BİYOMETRİK TANIMLAMA HASTANE TARAFINDAN YAPILACAK
Hastaların hastanelere müracaatı sırasında ilk biyometrik verinin Kurum veri tabanına kayıt işlemi hastaneler tarafından yapılacak. Hastaneler, ilk biyometrik verinin Kurum veri tabanına kayıt işleminde hastalardan beyan ve taahhüt belgesi almak zorunda olacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
SGK, "Avuç İçi Damar Okuma" olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama işlemi sistemine geçiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu "Avuç İçi Damar Okuma" olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama işlemi sistemine geçiş için Sağlık Uygulama Tebliği'nde değişiklik yaptı.
Sağlık Aktüel adlı internet sitesinde yer alan habere göre, SGK tarafından 22 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile hastaların sağlık hizmet sunucularına müracaatında "Avuç İçi Damar Okuma" olarak bilinen biyometrik kimlik doğrulama işlemi sistemine geçiliyor.
Kimlik doğrulamada kullanılacak olan biyometrik sistem ve uygulamaya geçilecek sağlık hizmeti sunucuları, uygulama tarihi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenecek.
BİYOMETRİK KİMLİK DOĞRULAMA YAPMAYANLARA YAPTIRIM
Yapılan düzenleme ile biyometrik kayıt işlemi veya biyometrik kimlik doğrulama işlemini usulüne uygun yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından ödenen tutar geri alınır hükmü getirildi.
İLK BİYOMETRİK TANIMLAMA HASTANE TARAFINDAN YAPILACAK
Hastaların hastanelere müracaatı sırasında ilk biyometrik verinin Kurum veri tabanına kayıt işlemi hastaneler tarafından yapılacak. Hastaneler, ilk biyometrik verinin Kurum veri tabanına kayıt işleminde hastalardan beyan ve taahhüt belgesi almak zorunda olacak.
Son Güncelleme: Cuma, 22 Haziran 2012 13:41
Gösterim: 5683
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 4 kişi polis marifetiyle ifadeye çağrıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin talimatı üzerine polis, İstanbul'da ikamet eden 2 kişiye, savcının çağrısını iletti.
Polis kaynakları, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ile diğer kişinin ise adreslerinde bulunamadığını bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 4 kişi polis marifetiyle ifadeye çağrıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin talimatı üzerine polis, İstanbul'da ikamet eden 2 kişiye, savcının çağrısını iletti.
Polis kaynakları, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ile diğer kişinin ise adreslerinde bulunamadığını bildirdi.
Son Güncelleme: Cuma, 22 Haziran 2012 13:28
Gösterim: 3640
Türkiye ile AB arasında dün başlayan vize muafiyet süreci tamamlandığında Ankara, başta Rusya ve Suriye olmak üzere bazı Arap ve Asya ülkeleriyle başlattığı vizesiz seyahat uygulamasını bitirmek zorunda kalacak.
Ancak AB vize muafiyeti getirene kadar Türkiye'nin vizesiz seyahat anlaşması yaptığı ülkelerle bu uygulaması devam edecek. AB, Türkiye vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırdığında Türkiye de vize rejiminde AB normlarını devreye sokacak. Buna göre AB'nin vize uyguladığı ülkelerden Türkiye de vize isteyecek. AB'nin en doğusundaki sınıra sahip olacak Türkiye kaçak girişleri önlemek için sınırlarında kontrolü sıklaştıracak. Bu kapsamda entegre sınır koruma uygulaması devreye girecek
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye ile AB arasında dün başlayan vize muafiyet süreci tamamlandığında Ankara, başta Rusya ve Suriye olmak üzere bazı Arap ve Asya ülkeleriyle başlattığı vizesiz seyahat uygulamasını bitirmek zorunda kalacak.
Ancak AB vize muafiyeti getirene kadar Türkiye'nin vizesiz seyahat anlaşması yaptığı ülkelerle bu uygulaması devam edecek. AB, Türkiye vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırdığında Türkiye de vize rejiminde AB normlarını devreye sokacak. Buna göre AB'nin vize uyguladığı ülkelerden Türkiye de vize isteyecek. AB'nin en doğusundaki sınıra sahip olacak Türkiye kaçak girişleri önlemek için sınırlarında kontrolü sıklaştıracak. Bu kapsamda entegre sınır koruma uygulaması devreye girecek
(sabah)
Son Güncelleme: Cuma, 22 Haziran 2012 10:20
Gösterim: 6643
Polis Akademisi'nde profesör ve doçentlerden 'başarısız' notu alan 200 öğrencinin, notlar bilgisayara girildikten sonra yapılan 'yönerge değişikliği' ile başarılı sayıldığı iddia edildi.
Aralarında dün mezun olan çok sayıda polis adayının da olduğu öğrencinin sınıf geçmesi için öğretim üyelerinin notları bilgisayara girdikten sonra değişiklik yapılması, akademide büyük tepki yarattı.
Vatan gazetesinin haberine göre, aralarında dün mezun olan öğrencilerin de olduğu yaklaşık 150-200 öğrenci, girdikleri sınavlarda başarısız olmalarına ve hocalarının sınav notunu bilgisayar sistemine ilk girdiklerinde ekranda "başarısız" kaydı olmasına rağmen, notlar bilgisayara girildikten sonra yapılan "bağıl değerlendirme yönergesi değişikliği" ile başarılı sayıldı. Sınıfta kalması gerekirken, başarılı sayılarak sınıf geçen öğrenciler arasında, 100 üzerinden notu 18-20 olan öğrenciler bile yer aldı.
Bu durum ortaya çıkınca, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Mesut Bedri Eryılmaz, Akademi Başkanlığı'na bir e-posta mesajı yazarak, tepkisini dile getirdi. Prof. Eryılmaz şöyle dedi:
"İkinci dönem öğrencilerimin tamamının idari bir işlemle sınıfını geçtiğini öğrendim. Sizleri tebrik ederim. Asker ve emniyet müdürü başkanlarımızın başkanlığı döneminde başarılamayan bir işi başardınız ve bizleri öğrencinin gözünde değersizleştirdiniz. Yeni neslin sizin eseriniz olacağınızı konusunda hiç şüpheniz olmasın. Her şeyi vatan için yaptığınızdan kuşkumuz yok. Yeni icraatlarınızı bekliyoruz."
Akademinin Güvenlik Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Mehmet Arıcan ise Akademi Başkanlığı'ndan, sınavlar tamamlandıktan sonra yapılan değerlendirme sistemi değişikliğine ilişkin bilgi veren e-postaya çok ağır bir karşılık verdi. Doç. Arıcan, Akademi Başkanlığı'nın yanı sıra çok sayıda öğretim üyesine de gönderdiği 15 Haziran tarihli e-posta mesajında şunları yazdı:
"Bağıl Değerlendirme Yönergesi ile ilgili yazınızı bugün aldım. El İnsaf. 31 Mayıs'ta yürürlüğe giren yönerge bugün mü tebliğ edilir? Bu nasıl bir dalga geçme, hayret ediyorum. Bu vesileyle, bu yönergeyi çıkartanları, vesile olanları, kıyısından köşesinden bu fikre destek verenleri, alet olanları ... şiddetle kınıyor, bu Akademi'ye yaptıkları kötülükten dolayı teessüflerimi bildiriyorum.
Bu konudaki fikirlerimi TCK md 125/3.a nedeniyle (kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret) ve Özcan Hocam müsade etmediği için grupta paylaşamıyorum. Kimse bu konuyu sineye çektiğimi zannetmesin. Görüşlerimi, bu işin ana sorumlusu olarak gördüğüm Sayın Başkan Vekiline ve Sayın Dekana kişisel mesaj olarak ilettim."
25 yıllık Akademi meslek hayatında böyle "rezalet" görmediğini ifade eden Doç. Mehmet Arıcan, "Kural, maç devam ederken değil, maç bittikten sonra değiştirildi. 18 ortalama ile öğrenci geçti. 19 ve 20 ortalama ile geçen de dolu. İnanmayan baksın" diyerek, 3 öğrencinin sınav notlarını içeren bir tabloyu e-postasına ekledi. Doç. Arıcan, "Tabloya göre B.İ. adli öğrenci vizede 21, bütünlemede 16 aldı ve kalmıştı. Ama sizin geceyarısı müdahalenizle bu öğrenci geçti" dedi.
Olur da bu kadar olmaz. Yapılır da bu kadar yapılmaz. Öğrenciyi dersten geçirip şirin görünmenin başka yolları da vardı. Dediniz de ben geçirmedim mi? Hocaların sizin gözünüzde hiç mi değeri yok? Hocanın meslek onuru saygınlığı yok mu? 3 öğrenciye kıyak çekeceğim diye bu okulun eğitim sistemine dinamit koyma hakkını size kim veriyor? Hadi hepsini bir tarafa bıraktım; aramızdaki 30 yıllık 20 yıllık hukukumuzun da mı bir hatırı yok? Söyleyecek çok söz var ama daha fazla kişileri rencide etmeye gerek yok sanırım. Yaptığınız yanlıştı. Herkes yanlış yapabilir. Benim de yanlış ve hatalarım var kabul ediyorum. (Temel hatalarımdan bir tanesi bu geçme kalma olayını fazla abartmak, bir de yönetime güvenmek oldu) Ama yanlışları ve hataları düzeltmenin yolu bu değildi.
Yazık oldu... Sadece benim emeklerime değil, okulda belli bir displin sağlamaya çalışan genç komiserlere de yazık oldu. En kötüsü de ikiyüzlü davranıldı. Hem ben, hem de okulda görev yapan diğer insanlar kandırıldı. Yüzüme gülüyordunuz, meğer arkamdan iş çeviriyormuşunuz. En çok da bu koydu.
Evet, haftaya mezuniyet töreninde öğrenciler sizi kuvvetlice alkışlayabilir; bu alkışların sahte ve geçiçi alkışlar olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın. Artık olan oldu. Yeni eğitim ve öğretim döneminde sizin istediğiniz hoca profiline sadık kalmaya çalışacağım, efendim. Bundan bir kuşkunuz olmasın. Ben de baba hoca olmayı çok iyi bilirim. Görürsünüz..."
(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Polis Akademisi'nde profesör ve doçentlerden 'başarısız' notu alan 200 öğrencinin, notlar bilgisayara girildikten sonra yapılan 'yönerge değişikliği' ile başarılı sayıldığı iddia edildi.
Aralarında dün mezun olan çok sayıda polis adayının da olduğu öğrencinin sınıf geçmesi için öğretim üyelerinin notları bilgisayara girdikten sonra değişiklik yapılması, akademide büyük tepki yarattı.
Vatan gazetesinin haberine göre, aralarında dün mezun olan öğrencilerin de olduğu yaklaşık 150-200 öğrenci, girdikleri sınavlarda başarısız olmalarına ve hocalarının sınav notunu bilgisayar sistemine ilk girdiklerinde ekranda "başarısız" kaydı olmasına rağmen, notlar bilgisayara girildikten sonra yapılan "bağıl değerlendirme yönergesi değişikliği" ile başarılı sayıldı. Sınıfta kalması gerekirken, başarılı sayılarak sınıf geçen öğrenciler arasında, 100 üzerinden notu 18-20 olan öğrenciler bile yer aldı.
Bu durum ortaya çıkınca, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Mesut Bedri Eryılmaz, Akademi Başkanlığı'na bir e-posta mesajı yazarak, tepkisini dile getirdi. Prof. Eryılmaz şöyle dedi:
"İkinci dönem öğrencilerimin tamamının idari bir işlemle sınıfını geçtiğini öğrendim. Sizleri tebrik ederim. Asker ve emniyet müdürü başkanlarımızın başkanlığı döneminde başarılamayan bir işi başardınız ve bizleri öğrencinin gözünde değersizleştirdiniz. Yeni neslin sizin eseriniz olacağınızı konusunda hiç şüpheniz olmasın. Her şeyi vatan için yaptığınızdan kuşkumuz yok. Yeni icraatlarınızı bekliyoruz."
Akademinin Güvenlik Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Mehmet Arıcan ise Akademi Başkanlığı'ndan, sınavlar tamamlandıktan sonra yapılan değerlendirme sistemi değişikliğine ilişkin bilgi veren e-postaya çok ağır bir karşılık verdi. Doç. Arıcan, Akademi Başkanlığı'nın yanı sıra çok sayıda öğretim üyesine de gönderdiği 15 Haziran tarihli e-posta mesajında şunları yazdı:
"Bağıl Değerlendirme Yönergesi ile ilgili yazınızı bugün aldım. El İnsaf. 31 Mayıs'ta yürürlüğe giren yönerge bugün mü tebliğ edilir? Bu nasıl bir dalga geçme, hayret ediyorum. Bu vesileyle, bu yönergeyi çıkartanları, vesile olanları, kıyısından köşesinden bu fikre destek verenleri, alet olanları ... şiddetle kınıyor, bu Akademi'ye yaptıkları kötülükten dolayı teessüflerimi bildiriyorum.
Bu konudaki fikirlerimi TCK md 125/3.a nedeniyle (kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret) ve Özcan Hocam müsade etmediği için grupta paylaşamıyorum. Kimse bu konuyu sineye çektiğimi zannetmesin. Görüşlerimi, bu işin ana sorumlusu olarak gördüğüm Sayın Başkan Vekiline ve Sayın Dekana kişisel mesaj olarak ilettim."
25 yıllık Akademi meslek hayatında böyle "rezalet" görmediğini ifade eden Doç. Mehmet Arıcan, "Kural, maç devam ederken değil, maç bittikten sonra değiştirildi. 18 ortalama ile öğrenci geçti. 19 ve 20 ortalama ile geçen de dolu. İnanmayan baksın" diyerek, 3 öğrencinin sınav notlarını içeren bir tabloyu e-postasına ekledi. Doç. Arıcan, "Tabloya göre B.İ. adli öğrenci vizede 21, bütünlemede 16 aldı ve kalmıştı. Ama sizin geceyarısı müdahalenizle bu öğrenci geçti" dedi.
Olur da bu kadar olmaz. Yapılır da bu kadar yapılmaz. Öğrenciyi dersten geçirip şirin görünmenin başka yolları da vardı. Dediniz de ben geçirmedim mi? Hocaların sizin gözünüzde hiç mi değeri yok? Hocanın meslek onuru saygınlığı yok mu? 3 öğrenciye kıyak çekeceğim diye bu okulun eğitim sistemine dinamit koyma hakkını size kim veriyor? Hadi hepsini bir tarafa bıraktım; aramızdaki 30 yıllık 20 yıllık hukukumuzun da mı bir hatırı yok? Söyleyecek çok söz var ama daha fazla kişileri rencide etmeye gerek yok sanırım. Yaptığınız yanlıştı. Herkes yanlış yapabilir. Benim de yanlış ve hatalarım var kabul ediyorum. (Temel hatalarımdan bir tanesi bu geçme kalma olayını fazla abartmak, bir de yönetime güvenmek oldu) Ama yanlışları ve hataları düzeltmenin yolu bu değildi.
Yazık oldu... Sadece benim emeklerime değil, okulda belli bir displin sağlamaya çalışan genç komiserlere de yazık oldu. En kötüsü de ikiyüzlü davranıldı. Hem ben, hem de okulda görev yapan diğer insanlar kandırıldı. Yüzüme gülüyordunuz, meğer arkamdan iş çeviriyormuşunuz. En çok da bu koydu.
Evet, haftaya mezuniyet töreninde öğrenciler sizi kuvvetlice alkışlayabilir; bu alkışların sahte ve geçiçi alkışlar olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın. Artık olan oldu. Yeni eğitim ve öğretim döneminde sizin istediğiniz hoca profiline sadık kalmaya çalışacağım, efendim. Bundan bir kuşkunuz olmasın. Ben de baba hoca olmayı çok iyi bilirim. Görürsünüz..."
(sabah)
Son Güncelleme: Cuma, 22 Haziran 2012 10:32
Gösterim: 3590
Okulda sevilen bir müzik öğretmeni olan şarkıcı Zeynep Bektaş’ın yüzüne kezzap atıp kaçanların eşkâli belirlendi. Polis 14 ve 17 yaşlarında iki çocuğun peşinde.
Pendik’te dizi film ve kliplerde rol alan 6 yıllık müzik öğretmeni Zeynep Bektaş’ın (33) yüzüne kimyasal madde atarak 2’nci dereceden yanık oluşmasına neden olan kimliği belirsiz 2 saldırganın eşkalleri belirlendi. Bektaş polise verdiği ilk ifadesinde saldırganları tanımadığını söyledi. Okuldaki öğrencileri ile bir problemi olmadığını belirten Bektaş, “Öğrencilerim beni çok sever. Bana bunu kim yapmış olabilir bilmiyorum” dedi.
Herkes çok severdi
Adına vermek istemeyen bir okul yöneticisi saldırıyı bir öğrenci veya velinin yapmış olabileceği ihtimalini düşünmediklerini belirterek şunları söyledi: “Ders notlarını, karneleri teker teker kontrol ettik. Hiçbir öğrencinin karnesine zayıf not gelmemiş. Hepsi neredeyse yüksek puanlarla derslerini vermişler. Zeynep burada 6 yıldır görev yapıyordu. Çok sevilen bir öğretmenimizdi.” Alarma geçen polis, Bektaş çıkmadan bir süre önce okul önüne gelen saldırganların eşkallerini şöyle belirledi: Biri 14 yaşlarında zayıf, esmer tenli ve lacivert tişörtlü, öteki de 17 yaşlarında, şişman ve kahverengi gömlekli.
Yüzünde iz kalabilir
Bektaş’ın tedavi gördüğü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Recep Demirhan, Bektaş’ın sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi. Bektaş’ın yüzünde yanık olduğunu, gözlerinde bir sorun bulunmadığını belirten Demirhan, “Sol yanağında, sol kulağının arka kısmında 2’nci derecede yanık var. Yüzünde kalıcı bir iz olup olmadığı ve estetik müdahale daha sonra netlik kazanacak” dedi.
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okulda sevilen bir müzik öğretmeni olan şarkıcı Zeynep Bektaş’ın yüzüne kezzap atıp kaçanların eşkâli belirlendi. Polis 14 ve 17 yaşlarında iki çocuğun peşinde.
Pendik’te dizi film ve kliplerde rol alan 6 yıllık müzik öğretmeni Zeynep Bektaş’ın (33) yüzüne kimyasal madde atarak 2’nci dereceden yanık oluşmasına neden olan kimliği belirsiz 2 saldırganın eşkalleri belirlendi. Bektaş polise verdiği ilk ifadesinde saldırganları tanımadığını söyledi. Okuldaki öğrencileri ile bir problemi olmadığını belirten Bektaş, “Öğrencilerim beni çok sever. Bana bunu kim yapmış olabilir bilmiyorum” dedi.
Herkes çok severdi
Adına vermek istemeyen bir okul yöneticisi saldırıyı bir öğrenci veya velinin yapmış olabileceği ihtimalini düşünmediklerini belirterek şunları söyledi: “Ders notlarını, karneleri teker teker kontrol ettik. Hiçbir öğrencinin karnesine zayıf not gelmemiş. Hepsi neredeyse yüksek puanlarla derslerini vermişler. Zeynep burada 6 yıldır görev yapıyordu. Çok sevilen bir öğretmenimizdi.” Alarma geçen polis, Bektaş çıkmadan bir süre önce okul önüne gelen saldırganların eşkallerini şöyle belirledi: Biri 14 yaşlarında zayıf, esmer tenli ve lacivert tişörtlü, öteki de 17 yaşlarında, şişman ve kahverengi gömlekli.
Yüzünde iz kalabilir
Bektaş’ın tedavi gördüğü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Recep Demirhan, Bektaş’ın sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi. Bektaş’ın yüzünde yanık olduğunu, gözlerinde bir sorun bulunmadığını belirten Demirhan, “Sol yanağında, sol kulağının arka kısmında 2’nci derecede yanık var. Yüzünde kalıcı bir iz olup olmadığı ve estetik müdahale daha sonra netlik kazanacak” dedi.
(hürriyet)
Son Güncelleme: Cuma, 22 Haziran 2012 10:11
Gösterim: 4916

