Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Dr. Hüseyin Serin - Eğitimci
Ekonomide, sosyal alanda kültürel yaşamda, siyasal ve toplumsal düzende ve teknolojik yapıda sürekli olarak yeni gelişmeler ortaya çıkmaktadır.
Yeni dijital teknolojiler ve medyanın neden olduğu bilişsel değişim, gençlerin, ihtiyaçlarının ve tercihlerinin de değişmesine sebep olmuştur.
Bilgi ve iletişim teknolojileri, özellikle internet, her geçen gün artan bilgiye ulaşma, bilgiyi saklama ve paylaşma gereksinimine yanıt vermesi özelliği ile yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Yeni bilgiler edinme, arkadaş ve aile bireyleriyle iletişim kurma, yeni arkadaşlar edinme ve sürdürme, sosyal ilişkileri ve normları oluşturma bu teknolojik araçlarla oluşturulmaya başlanmıştır. Gelişen elektronik iletişim ağları, insan yaşamını kolaylaştırmasının yanı sıra yeni problemleri de beraberinde getirmektedir. Kuşkusuz bu teknolojik gelişmelerin eğitim ve öğretime sağladığı yararlar tartışılmaz düzeydedir. Yapılan pek çok araştırma, bilgisayar kullanımının öğrenme üzerindeki olumlu etkisini göstermektedir. Bununla birlikte ortaya çıkan etik sorunlar ise madalyonun diğer yüzünü oluşturmaktadır. Eğitim psikolojisinin gündeminden hiç düşmeyen en popüler konuların başında zorbalık (bullying) gelmektedir. Teknoloji alanındaki gelişmeler ve teknolojinin gençler tarafın¬dan daha yaygın kullanılmaya başlanması, okullarda öğrencilerin göstermiş olduğu zorbalık davranışlarının teknolojiyi kullanarak gerçekleştirmelerine olanak sağlamıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kötü amaçlı kullanımının getirdiği başlıca sorunlardan birisinin de siber zorbalık olduğu bilinmektedir. Siber zorbalık bilgisayar, cep te¬lefonu ve diğer elektronik araçların ısrarlı ve tekrar edici bir şe¬kilde başkalarına zarar vermek amacıyla kullanılması olarak tanımlanmaktadır.
Dünyada yaşanan siber zorbalık olaylarına ilişkin birçok haber yapılmakta, siber zorbalığın yaygınlığını ele alan çalışmaların ve siber zorbalık sonucu yaşanan mağduriyetlerin sayısı her geçen yıl artmaktadır. Siber zorbalığın ne olduğunu bilmemize rağmen öğrencilerimizin bu zorbalık türünden nasıl etkilendikleri ile okul yöneticileri ve öğretmelerin siber zorbalık davranışlarına yönelik farkındalık düzeyleri hakkındaki bilgiler yetersizdir.
Okul Yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler siber zorbalık davranışlarının üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda yeterli bilgiye sahip değillerdir. Siber zorbalık konusunda ebeveynler ve okul personelinin bilinçlilik düzeylerinin yükseltilerek, daha duyarlı bir duruma gelebilmeleri amacıyla siber zorbalık davranışlarında bulunan ve siber mağduriyet yaşayan öğrencilerin bu davranışları göstermelerine ve maruz kalmalarına neden olan etmenlerin açıklığa kavuşturulması amacıyla yapılan Ergenlerde Siber Zorbalık / Siber Mağduriyet Yaşantıları ve Bu Davranışlara İlişkin Öğretmen ve Eğitim Yöneticilerinin Görüşleri adlı araştırmanın ilköğretim okullarında siber zorbalıkla mücadeleye katkı sağlaması ve yol göstermesi açısından önemli verileri ortaya koyduğu görülmektedir. İlköğretim okullarında eğitim-öğretim gören 4291 öğrenci, görevli 916 öğretmen ve 727 yöneticiye uygulanan ölçek ve anketler sonucu ortaya çıkan bulgulara bakıldığında,
Öğrencilerin % 66,9’unun kendilerine ait bir bilgisayarının olduğu, % 56,9’unun ise kendilerine ait bir cep telefonuna sahip oldukları belirlenmiştir.
Öğrencilerin % 83,2’si interneti aktif bir şekilde kullandıkları ve çoğunlukla da (%75.7) internete evden bağlandıkları görülmüştür.
Öğrencilerin % 26.52’sinin siber zorbalığa bir şekilde karıştığı görülmüştür. Öğrencilerin % 9.42’sinin siber zorbalık yaptıkları, % 11.79’unun siber mağdur oldukları ve % 5.31’inin ise hem siber zorba hem de siber mağdur oldukları bulunmuştur.
Öğrencilerin interneti kullanma sıklıklarına bakıldığında, %10’nun günde beş saat ve daha fazla bir süre internette zaman geçirdikleri görülmektedir.
Öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına bakıldığında sadece %35,3’ünün araştırma ve ödev amaçlı interneti kullandıkları görülmüştür.
Araştırma sonuçlarına göre kız öğrenciler erkekler öğrencilerden hem daha az siber zorbalık davranışlarında bulunmakta hem de daha az siber mağdur olmaktadırlar.
Öğrencilerin internet ve cep telefonu üzerinden kendilerine kötü bir davranışta bulunulduğunda bunu yakınlarındaki insanlara söyleme davranışları incelendiğinde, %53.3’ünün öğretmenine, %46.6’sının müdür ya da müdür yardımcısına, %56.1’inin arkadaşlarına ve %76.3’ünün de anne ya da babasına söyledikleri görülmüştür.
İnternete internet kafeden giren öğrencilerin, internete ev, okul ve arkadaşının evinden giren öğrencilerden daha fazla siber zorbalık davranışları gösterdikleri görülmüştür.
İnternete günde beş saat ve daha fazla bağlı kalan öğrencilerin internete bundan daha az süre ile bağlanan öğrencilerinden daha fazla siber zorbalık davranışlarında bulundukları ve daha fazla siber mağdur oldukları bulunmuştur.
Siber zorbalığa uğradığında müdür ya da müdür yardımcısıyla, öğretmeniyle konuşan öğrencilerin daha az siber zorbalık davranışlarında bulundukları görülmüştür.
Annesi master / doktora düzeyinde eğitimli olan çocuklar annesi ilköğretim mezunu olan çocuklardan, babası sadece okur-yazar olan çocuklar, babası ilköğretim mezunu olan çocuklardan daha fazla siber zorbalık davranışları göstermektedir.
Öğrenciler siber zorbalık davranışlarında bulunduklarında veya siber mağdur olduklarında öncelikle anne yada babalarıyla konuşmaktadırlar. Anne-babalarıyla konuşan öğrenciler hem daha az siber zorbalık davranışlarında bulunmakta hem de daha az siber mağdur olmaktadırlar.
Düşük sosyoekonomik çevredeki okulda okuyan öğrencilerin orta ve üst sosyoekonomik çevredeki okullarda okuyan öğrencilerden daha fazla siber mağduriyet yaşadıkları görülmektedir.
Okul yöneticilerinin % 6.3’ünün, öğretmenlerin ise %7.6’sının siber zorbalığa uğradığı bulunmuştur.
Okul yöneticilerinin % 53.2’si, öğretmenlerin % 47.6’sının daha önceden “siber zorbalık” şeklinde bir kavramı duydukları görülmüştür.
Okul yöneticilerinin % 53.2’si öğretmenlerin % 50.5’i okullarındaki öğrencilerin siber zorbalık yaptıklarına şahit olduklarını belirtmişleridr.
Siber zorbalığa karşı herhangi bir önleyici çalışmada bulunan okul yöneticilerinin en fazla yaptıkları önleyici çalışmaların, öğrencileri (% 19.39) ve velileri (% 18.02); öğretmenlerin yaptıkları önleyici çalışmaların ise yine aynı şekilde öğrencileri (% 21.83) ve velileri (% 4.91) bilgilendirmek şeklinde olduğu görülmüştür.
Siber zorbalığa maruz kalan ergenler birçok yönden olumsuz etkilenebilmektedir. Siber zorbalık davranışlarına maruz kalan ergenlerde sosyal ilişkide bozulma,okuldan kaçma, üzüntü, öfke, endişe, akademik başarısızlık, okul devamsızlığı, okula silah getirme, yalnızlık, depresyon ve intihar etme gibi ciddi sorunlar görülmektedir.
Siber zorbalık, çok yönlü bir problemdir ve bu, problemin disiplinler arası bir anlayışla ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. İnternetin, çocukları tehdit eden zararlı içeriklerine karşı son dönemlerde ülkemizde de yavaş yavaş farkındalığın oluştuğunu görmekteyiz. Bu anlamda bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile internet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde, 'Bilişim ve İnternet Komisyonu' nun kurulmuş olması, Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği Taslağına Öğrencilerin Bilişim Teknolojilerini kullanımı konularında yeni düzenlemelere yer verilmiş olması sevindiricidir. Mevcut ilk ve ortaöğretim rehberlik programları ile İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde hiçbir şekilde yer almayan siber zorbalığı önleyici uygulama ve çalışmaların ivedi bir şekilde hazırlanıp program ve yönetmeliğe eklenmesi gerekmektedir. Okul Yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler siber zorbalık davranışlarının üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda yeterli bilgiye sahip değillerdir. Türkiye’de siber zorbalık davranışlarını önleme ve siber mağdur öğrencilerin yaşadıkları problemlerin giderilmesine yönelik henüz müdahale programlarının geliştirilmediği görülmektedir. Bu tür müdahale programlarının geliştirilmesi siber zorbalık davranışlarının önlenmesine ve siber zorbalık mağdurlarının yaşamış oldukları problemlerin azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından Siber zorbalık davranışları, bu davranışların sebep ve sonuçları, siber mağdurların yaşadığı sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileriyle ilgili okul yöneticileri, psikolojik danışman ve rehberlik uzmanları, öğretmen, öğrenci ve velilere yönelik konuyla ilgili bilgilendirici çalışmaların yapılması yararlı olacaktır.
KAYNAKÇA
Agatston, P. W., Kowalski, R., & Limber, S. (2007). Student’s perspective on cyber bullying. Journal of Adolescent Health, 41(6), 59–60.
Arıcak, O. T. (2011). Siber Zorbalık: Gençlerimizi bekleyen yeni tehlike. Kariyer Penceresi, 6, 10–11.
Çankaya, S. & Karamete, A. (2008). Eğitsel Bilgisayar Oyunlarının Öğrencilerin Matematik Dersine ve Eğitsel Bilgisayar Oyunlarına Yönelik Tutumlarına Etkisi.Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, Aralık 2008, ss. 115-127.
Dilmaç, B. (2009). Psychological needs as a predictor of cyber bullying: A preliminary report on college students. Educational Sciences: Theory and Practice, 9 (3), 1307–1325.
Erdoğan, İ. (2012). Eğitimde Değişim Yönetimi. Pegem Akademi, 3. Baskı. İstanbul.
Erdur-Baker, Ö. & Kavşut, F. (2007). Cyber bullying: a new face of peer bullying. Eurasian Journal of Educational Research, 27, 31–42.
Hinduja, S., & Patchin, J.W. (2009). Bullying beyond the schoolyard: Preventing and responding to cyberbullying. California: Carwin Pres.
Peker, A., Eroğlu, Y., & Çitemel, N. (2012). Boyun eğici davranışlar ile siber zorbalık ve siber mağduriyet arasındaki ilişkide cinsiyetin aracılığının incelenmesi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi. (9) 1, 205–221.
Raskauskas, J., & Stoltz, A.D. (2007). Involvement in traditional and electronic bullying among adolescents. Developmental Psychology, 43,564–575.
Serin, H. (2012). Ergenlerde Siber Zorbalık / Siber Mağduriyet Yaşantıları ve Bu Davranışlara İlişkin Öğretmen ve Eğitim Yöneticilerinin Görüşleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Willard, N. ( 2007). Cyberbullying And Cyberthreats:Responding To The Challenge Of Online Social Agression, Threats, And Distress, Champaign Research Press, Illinois.
Yaman, E., Eroğlu, Y. & Peker, A. ( 2011). Başaçıkma stratejileriyle okul zorbalığı ve siber zorbalık. Kaknüs Psikoloji. İstanbul.
Ybarra, M. L., Diener-West, M. & Leaf, P. J. (2007). Examining the overlap in Internet harassment and school bullying: Implications for school intervention. Journal of Adolescent Health, 41, 42–50.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Dr. Hüseyin Serin - Eğitimci
Ekonomide, sosyal alanda kültürel yaşamda, siyasal ve toplumsal düzende ve teknolojik yapıda sürekli olarak yeni gelişmeler ortaya çıkmaktadır.
Yeni dijital teknolojiler ve medyanın neden olduğu bilişsel değişim, gençlerin, ihtiyaçlarının ve tercihlerinin de değişmesine sebep olmuştur.
Bilgi ve iletişim teknolojileri, özellikle internet, her geçen gün artan bilgiye ulaşma, bilgiyi saklama ve paylaşma gereksinimine yanıt vermesi özelliği ile yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Yeni bilgiler edinme, arkadaş ve aile bireyleriyle iletişim kurma, yeni arkadaşlar edinme ve sürdürme, sosyal ilişkileri ve normları oluşturma bu teknolojik araçlarla oluşturulmaya başlanmıştır. Gelişen elektronik iletişim ağları, insan yaşamını kolaylaştırmasının yanı sıra yeni problemleri de beraberinde getirmektedir. Kuşkusuz bu teknolojik gelişmelerin eğitim ve öğretime sağladığı yararlar tartışılmaz düzeydedir. Yapılan pek çok araştırma, bilgisayar kullanımının öğrenme üzerindeki olumlu etkisini göstermektedir. Bununla birlikte ortaya çıkan etik sorunlar ise madalyonun diğer yüzünü oluşturmaktadır. Eğitim psikolojisinin gündeminden hiç düşmeyen en popüler konuların başında zorbalık (bullying) gelmektedir. Teknoloji alanındaki gelişmeler ve teknolojinin gençler tarafın¬dan daha yaygın kullanılmaya başlanması, okullarda öğrencilerin göstermiş olduğu zorbalık davranışlarının teknolojiyi kullanarak gerçekleştirmelerine olanak sağlamıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kötü amaçlı kullanımının getirdiği başlıca sorunlardan birisinin de siber zorbalık olduğu bilinmektedir. Siber zorbalık bilgisayar, cep te¬lefonu ve diğer elektronik araçların ısrarlı ve tekrar edici bir şe¬kilde başkalarına zarar vermek amacıyla kullanılması olarak tanımlanmaktadır.
Dünyada yaşanan siber zorbalık olaylarına ilişkin birçok haber yapılmakta, siber zorbalığın yaygınlığını ele alan çalışmaların ve siber zorbalık sonucu yaşanan mağduriyetlerin sayısı her geçen yıl artmaktadır. Siber zorbalığın ne olduğunu bilmemize rağmen öğrencilerimizin bu zorbalık türünden nasıl etkilendikleri ile okul yöneticileri ve öğretmelerin siber zorbalık davranışlarına yönelik farkındalık düzeyleri hakkındaki bilgiler yetersizdir.
Okul Yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler siber zorbalık davranışlarının üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda yeterli bilgiye sahip değillerdir. Siber zorbalık konusunda ebeveynler ve okul personelinin bilinçlilik düzeylerinin yükseltilerek, daha duyarlı bir duruma gelebilmeleri amacıyla siber zorbalık davranışlarında bulunan ve siber mağduriyet yaşayan öğrencilerin bu davranışları göstermelerine ve maruz kalmalarına neden olan etmenlerin açıklığa kavuşturulması amacıyla yapılan Ergenlerde Siber Zorbalık / Siber Mağduriyet Yaşantıları ve Bu Davranışlara İlişkin Öğretmen ve Eğitim Yöneticilerinin Görüşleri adlı araştırmanın ilköğretim okullarında siber zorbalıkla mücadeleye katkı sağlaması ve yol göstermesi açısından önemli verileri ortaya koyduğu görülmektedir. İlköğretim okullarında eğitim-öğretim gören 4291 öğrenci, görevli 916 öğretmen ve 727 yöneticiye uygulanan ölçek ve anketler sonucu ortaya çıkan bulgulara bakıldığında,
Öğrencilerin % 66,9’unun kendilerine ait bir bilgisayarının olduğu, % 56,9’unun ise kendilerine ait bir cep telefonuna sahip oldukları belirlenmiştir.
Öğrencilerin % 83,2’si interneti aktif bir şekilde kullandıkları ve çoğunlukla da (%75.7) internete evden bağlandıkları görülmüştür.
Öğrencilerin % 26.52’sinin siber zorbalığa bir şekilde karıştığı görülmüştür. Öğrencilerin % 9.42’sinin siber zorbalık yaptıkları, % 11.79’unun siber mağdur oldukları ve % 5.31’inin ise hem siber zorba hem de siber mağdur oldukları bulunmuştur.
Öğrencilerin interneti kullanma sıklıklarına bakıldığında, %10’nun günde beş saat ve daha fazla bir süre internette zaman geçirdikleri görülmektedir.
Öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına bakıldığında sadece %35,3’ünün araştırma ve ödev amaçlı interneti kullandıkları görülmüştür.
Araştırma sonuçlarına göre kız öğrenciler erkekler öğrencilerden hem daha az siber zorbalık davranışlarında bulunmakta hem de daha az siber mağdur olmaktadırlar.
Öğrencilerin internet ve cep telefonu üzerinden kendilerine kötü bir davranışta bulunulduğunda bunu yakınlarındaki insanlara söyleme davranışları incelendiğinde, %53.3’ünün öğretmenine, %46.6’sının müdür ya da müdür yardımcısına, %56.1’inin arkadaşlarına ve %76.3’ünün de anne ya da babasına söyledikleri görülmüştür.
İnternete internet kafeden giren öğrencilerin, internete ev, okul ve arkadaşının evinden giren öğrencilerden daha fazla siber zorbalık davranışları gösterdikleri görülmüştür.
İnternete günde beş saat ve daha fazla bağlı kalan öğrencilerin internete bundan daha az süre ile bağlanan öğrencilerinden daha fazla siber zorbalık davranışlarında bulundukları ve daha fazla siber mağdur oldukları bulunmuştur.
Siber zorbalığa uğradığında müdür ya da müdür yardımcısıyla, öğretmeniyle konuşan öğrencilerin daha az siber zorbalık davranışlarında bulundukları görülmüştür.
Annesi master / doktora düzeyinde eğitimli olan çocuklar annesi ilköğretim mezunu olan çocuklardan, babası sadece okur-yazar olan çocuklar, babası ilköğretim mezunu olan çocuklardan daha fazla siber zorbalık davranışları göstermektedir.
Öğrenciler siber zorbalık davranışlarında bulunduklarında veya siber mağdur olduklarında öncelikle anne yada babalarıyla konuşmaktadırlar. Anne-babalarıyla konuşan öğrenciler hem daha az siber zorbalık davranışlarında bulunmakta hem de daha az siber mağdur olmaktadırlar.
Düşük sosyoekonomik çevredeki okulda okuyan öğrencilerin orta ve üst sosyoekonomik çevredeki okullarda okuyan öğrencilerden daha fazla siber mağduriyet yaşadıkları görülmektedir.
Okul yöneticilerinin % 6.3’ünün, öğretmenlerin ise %7.6’sının siber zorbalığa uğradığı bulunmuştur.
Okul yöneticilerinin % 53.2’si, öğretmenlerin % 47.6’sının daha önceden “siber zorbalık” şeklinde bir kavramı duydukları görülmüştür.
Okul yöneticilerinin % 53.2’si öğretmenlerin % 50.5’i okullarındaki öğrencilerin siber zorbalık yaptıklarına şahit olduklarını belirtmişleridr.
Siber zorbalığa karşı herhangi bir önleyici çalışmada bulunan okul yöneticilerinin en fazla yaptıkları önleyici çalışmaların, öğrencileri (% 19.39) ve velileri (% 18.02); öğretmenlerin yaptıkları önleyici çalışmaların ise yine aynı şekilde öğrencileri (% 21.83) ve velileri (% 4.91) bilgilendirmek şeklinde olduğu görülmüştür.
Siber zorbalığa maruz kalan ergenler birçok yönden olumsuz etkilenebilmektedir. Siber zorbalık davranışlarına maruz kalan ergenlerde sosyal ilişkide bozulma,okuldan kaçma, üzüntü, öfke, endişe, akademik başarısızlık, okul devamsızlığı, okula silah getirme, yalnızlık, depresyon ve intihar etme gibi ciddi sorunlar görülmektedir.
Siber zorbalık, çok yönlü bir problemdir ve bu, problemin disiplinler arası bir anlayışla ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. İnternetin, çocukları tehdit eden zararlı içeriklerine karşı son dönemlerde ülkemizde de yavaş yavaş farkındalığın oluştuğunu görmekteyiz. Bu anlamda bilgi toplumu olma yolunda bilişim sektöründeki gelişmeler ile internet kullanımının başta çocuklar, gençler ve aile yapısı üzerinde olmak üzere sosyal etkilerinin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde, 'Bilişim ve İnternet Komisyonu' nun kurulmuş olması, Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği Taslağına Öğrencilerin Bilişim Teknolojilerini kullanımı konularında yeni düzenlemelere yer verilmiş olması sevindiricidir. Mevcut ilk ve ortaöğretim rehberlik programları ile İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde hiçbir şekilde yer almayan siber zorbalığı önleyici uygulama ve çalışmaların ivedi bir şekilde hazırlanıp program ve yönetmeliğe eklenmesi gerekmektedir. Okul Yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler siber zorbalık davranışlarının üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda yeterli bilgiye sahip değillerdir. Türkiye’de siber zorbalık davranışlarını önleme ve siber mağdur öğrencilerin yaşadıkları problemlerin giderilmesine yönelik henüz müdahale programlarının geliştirilmediği görülmektedir. Bu tür müdahale programlarının geliştirilmesi siber zorbalık davranışlarının önlenmesine ve siber zorbalık mağdurlarının yaşamış oldukları problemlerin azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından Siber zorbalık davranışları, bu davranışların sebep ve sonuçları, siber mağdurların yaşadığı sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileriyle ilgili okul yöneticileri, psikolojik danışman ve rehberlik uzmanları, öğretmen, öğrenci ve velilere yönelik konuyla ilgili bilgilendirici çalışmaların yapılması yararlı olacaktır.
KAYNAKÇA
Agatston, P. W., Kowalski, R., & Limber, S. (2007). Student’s perspective on cyber bullying. Journal of Adolescent Health, 41(6), 59–60.
Arıcak, O. T. (2011). Siber Zorbalık: Gençlerimizi bekleyen yeni tehlike. Kariyer Penceresi, 6, 10–11.
Çankaya, S. & Karamete, A. (2008). Eğitsel Bilgisayar Oyunlarının Öğrencilerin Matematik Dersine ve Eğitsel Bilgisayar Oyunlarına Yönelik Tutumlarına Etkisi.Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, Aralık 2008, ss. 115-127.
Dilmaç, B. (2009). Psychological needs as a predictor of cyber bullying: A preliminary report on college students. Educational Sciences: Theory and Practice, 9 (3), 1307–1325.
Erdoğan, İ. (2012). Eğitimde Değişim Yönetimi. Pegem Akademi, 3. Baskı. İstanbul.
Erdur-Baker, Ö. & Kavşut, F. (2007). Cyber bullying: a new face of peer bullying. Eurasian Journal of Educational Research, 27, 31–42.
Hinduja, S., & Patchin, J.W. (2009). Bullying beyond the schoolyard: Preventing and responding to cyberbullying. California: Carwin Pres.
Peker, A., Eroğlu, Y., & Çitemel, N. (2012). Boyun eğici davranışlar ile siber zorbalık ve siber mağduriyet arasındaki ilişkide cinsiyetin aracılığının incelenmesi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi. (9) 1, 205–221.
Raskauskas, J., & Stoltz, A.D. (2007). Involvement in traditional and electronic bullying among adolescents. Developmental Psychology, 43,564–575.
Serin, H. (2012). Ergenlerde Siber Zorbalık / Siber Mağduriyet Yaşantıları ve Bu Davranışlara İlişkin Öğretmen ve Eğitim Yöneticilerinin Görüşleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
Willard, N. ( 2007). Cyberbullying And Cyberthreats:Responding To The Challenge Of Online Social Agression, Threats, And Distress, Champaign Research Press, Illinois.
Yaman, E., Eroğlu, Y. & Peker, A. ( 2011). Başaçıkma stratejileriyle okul zorbalığı ve siber zorbalık. Kaknüs Psikoloji. İstanbul.
Ybarra, M. L., Diener-West, M. & Leaf, P. J. (2007). Examining the overlap in Internet harassment and school bullying: Implications for school intervention. Journal of Adolescent Health, 41, 42–50.
Son Güncelleme: Perşembe, 28 Haziran 2012 14:58
Gösterim: 4077
Tübitak, Redhack ‘e karşı uzman yetiştirecek
TÜBİTAK, adını Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı'nın sitelerini çökerterek duyuran RedHack'e karşı, siber güvenlik alanında uzman bir ekip yetiştirmek için kolları sıvadı.
RedHack’in gerçekleştirdiği eylemlerle açığa çıkan güvenlik zafiyetini gidermeyi amaçlayan TÜBİTAK , 2 - 8 Temmuz tarihleri arasında Gebze’de ‘Siber Güvenlik Kampı’ kuracak. Bir hafta sürecek kampta 50 katılımcıya, bilişim sistemleri güvenliği konusunda teknik eğitimler verilecek. RedHack, “İsterlerse kampa biz de katılabiliriz. Teknik olarak onlardan çok ilerideyiz, nazikçe gelip ‘Yapmayın’ demeleri daha faydalı olur” diyor. RedHack’in Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nın sitelerini çökertmesinin ardından 27 Nisan’da tüm kamu kurumlarına mail atarak bir dizi önlemler almalarını isteyen TÜBİTAK , siber güvenlik alanında bir adım daha atıyor.
50 uzman yetiştirilecek
Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 2012 yılı Yatırım Programı kapsamında, TÜBİTAK ile Bilgi Güvenliği Akademisi, 2-8 Temmuz tarihleri arasında Gebze’de bulunan Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü’nde Siber Güvenlik Kampı kuracak. TÜBİTAK , başvuru yapan lisans ve lisans üstü öğrencileri arasında gerçekleştirdiği test ve anketlerle kampa götüreceği 50 katılımcıyı belirledi. Kamp esnasında katılımcılara, bir sistemi ele geçirme, saldırıya uğrayan sistemi savunma, sistemin kim, ne zaman ve hangi yöntemlerle ele geçirildiğini öğrenme gibi uygulamalar anlatılacak. Eğitimler, yarışma şeklinde gerçekleştirilecek tatbikatlarla pratiğe dökülecek. TÜBİTAK , kamp boyunca verdiği eğitimlerle teknik bilgi seviyelerini arttırdığı katılımcılardan, siber güvenlik alanında çalışmalarını isteyecek. Bir hafta sürecek kampla birlikte Türkiye ’de siber güvenlik uzmanlığı alanındaki eksikliğin giderilmesi amaçlanıyor.
Nazikçe ‘Yapmayın’ desinler
TÜBİTAK ’ın 27 Nisan’da tüm kamu kurumlarına dikkatli olmaları yönünde attığı mail için, “Fişi çekip beklesinler” yanıtını veren RedHack, Siber Güvenlik Kampı’nda yetişecek uzmanların kendilerini engelleyemeyeceğini düşünüyor. Kendilerini yakalamak için altı aydır pek çok kurumun peşlerinde olduğunu söyleyen RedHack, “Kullandığımız teknolojiler, onlarınkinden iyi olduğu için bizi yakalayamıyorlar. Eğitilecek uzmanlar da bizi engelleyemez, çünkü onlara eğitim verenlerden çok ilerideyiz. İsterlerse kampa biz de katılabiliriz. Böylelikle gücümüzü görmüş olurlar. Nazikçe ‘Yapmayın kardeşim’ demeleri daha etkili bir yöntem olur” diyor.
Radikal , RedHack grubunun Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün şifrerisini kırmasını 6 Mart’ta manşetten duyurmuştu. Birçok kamu kurumunu hack’leyen RedHack (Kızıl Hackerlar) grubuna karşı TÜBİTAK ’tan yeni bir ‘siber atak’ geldi. Temmuz ayında 50 kişi hacker’lara karşı kampa alınıp, teknik eğitimden geçirilecek.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Tübitak, Redhack ‘e karşı uzman yetiştirecek
TÜBİTAK, adını Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı'nın sitelerini çökerterek duyuran RedHack'e karşı, siber güvenlik alanında uzman bir ekip yetiştirmek için kolları sıvadı.
RedHack’in gerçekleştirdiği eylemlerle açığa çıkan güvenlik zafiyetini gidermeyi amaçlayan TÜBİTAK , 2 - 8 Temmuz tarihleri arasında Gebze’de ‘Siber Güvenlik Kampı’ kuracak. Bir hafta sürecek kampta 50 katılımcıya, bilişim sistemleri güvenliği konusunda teknik eğitimler verilecek. RedHack, “İsterlerse kampa biz de katılabiliriz. Teknik olarak onlardan çok ilerideyiz, nazikçe gelip ‘Yapmayın’ demeleri daha faydalı olur” diyor. RedHack’in Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nın sitelerini çökertmesinin ardından 27 Nisan’da tüm kamu kurumlarına mail atarak bir dizi önlemler almalarını isteyen TÜBİTAK , siber güvenlik alanında bir adım daha atıyor.
50 uzman yetiştirilecek
Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 2012 yılı Yatırım Programı kapsamında, TÜBİTAK ile Bilgi Güvenliği Akademisi, 2-8 Temmuz tarihleri arasında Gebze’de bulunan Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü’nde Siber Güvenlik Kampı kuracak. TÜBİTAK , başvuru yapan lisans ve lisans üstü öğrencileri arasında gerçekleştirdiği test ve anketlerle kampa götüreceği 50 katılımcıyı belirledi. Kamp esnasında katılımcılara, bir sistemi ele geçirme, saldırıya uğrayan sistemi savunma, sistemin kim, ne zaman ve hangi yöntemlerle ele geçirildiğini öğrenme gibi uygulamalar anlatılacak. Eğitimler, yarışma şeklinde gerçekleştirilecek tatbikatlarla pratiğe dökülecek. TÜBİTAK , kamp boyunca verdiği eğitimlerle teknik bilgi seviyelerini arttırdığı katılımcılardan, siber güvenlik alanında çalışmalarını isteyecek. Bir hafta sürecek kampla birlikte Türkiye ’de siber güvenlik uzmanlığı alanındaki eksikliğin giderilmesi amaçlanıyor.
Nazikçe ‘Yapmayın’ desinler
TÜBİTAK ’ın 27 Nisan’da tüm kamu kurumlarına dikkatli olmaları yönünde attığı mail için, “Fişi çekip beklesinler” yanıtını veren RedHack, Siber Güvenlik Kampı’nda yetişecek uzmanların kendilerini engelleyemeyeceğini düşünüyor. Kendilerini yakalamak için altı aydır pek çok kurumun peşlerinde olduğunu söyleyen RedHack, “Kullandığımız teknolojiler, onlarınkinden iyi olduğu için bizi yakalayamıyorlar. Eğitilecek uzmanlar da bizi engelleyemez, çünkü onlara eğitim verenlerden çok ilerideyiz. İsterlerse kampa biz de katılabiliriz. Böylelikle gücümüzü görmüş olurlar. Nazikçe ‘Yapmayın kardeşim’ demeleri daha etkili bir yöntem olur” diyor.
Radikal , RedHack grubunun Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün şifrerisini kırmasını 6 Mart’ta manşetten duyurmuştu. Birçok kamu kurumunu hack’leyen RedHack (Kızıl Hackerlar) grubuna karşı TÜBİTAK ’tan yeni bir ‘siber atak’ geldi. Temmuz ayında 50 kişi hacker’lara karşı kampa alınıp, teknik eğitimden geçirilecek.
(radikal)
Son Güncelleme: Pazar, 24 Haziran 2012 11:59
Gösterim: 4627
Yurtdışından getirilen telefonlara 100 TL harç uygulaması yasalaştı bugünden itibaren uygulama resemen başladı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan (BTK) yapılan yazılı açıklamada, ''Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'' ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ''Harçlar Kanunu Genel Tebliği'' ile yurtdışından yolcu beraberinde getirilen elektronik kimlik bilgisini (IMEI) haiz cihazların kayıt altına alınması işleminden önce, vergi dairelerine 100 lira harç bedeli yatırılmasının hükme bağlandığı hatırlatıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
''Bu kapsamda abone kayıt merkezleri tarafından gerçekleştirilecek kayıt işlemleri esnasında, diğer gerekli belgeler ile birlikte 100 liralık harcın yatırıldığına dair, üzerinde pasaport sahibinin TC kimlik numarası veya pasaport seri numarası ile isim, soy isim ve kayıt yapılacak olan cihazın IMEI numarası yazılmış olan, vergi dairelerinden alınmış belgenin (makbuzun) aslının da 15 Haziran 2012 tarihinden itibaren başvuru sahibi tarafından abone kayıt merkezine ibraz edilmesi gerekmektedir.
15 Haziran 2012 tarihinde, Maliye Bakanlığı tarafından harç işleminin yatırılmasına ilişkin Tebliğ yayımlanıncaya kadar Kurumumuzca durdurulmuş olan elektronik kimlik bilgisine (IMEI) haiz cihazların kayıt işlemine, yarın itibariyle abone kayıt merkezleri tarafından yeniden başlanacaktır.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Yurtdışından getirilen telefonlara 100 TL harç uygulaması yasalaştı bugünden itibaren uygulama resemen başladı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan (BTK) yapılan yazılı açıklamada, ''Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'' ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ''Harçlar Kanunu Genel Tebliği'' ile yurtdışından yolcu beraberinde getirilen elektronik kimlik bilgisini (IMEI) haiz cihazların kayıt altına alınması işleminden önce, vergi dairelerine 100 lira harç bedeli yatırılmasının hükme bağlandığı hatırlatıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
''Bu kapsamda abone kayıt merkezleri tarafından gerçekleştirilecek kayıt işlemleri esnasında, diğer gerekli belgeler ile birlikte 100 liralık harcın yatırıldığına dair, üzerinde pasaport sahibinin TC kimlik numarası veya pasaport seri numarası ile isim, soy isim ve kayıt yapılacak olan cihazın IMEI numarası yazılmış olan, vergi dairelerinden alınmış belgenin (makbuzun) aslının da 15 Haziran 2012 tarihinden itibaren başvuru sahibi tarafından abone kayıt merkezine ibraz edilmesi gerekmektedir.
15 Haziran 2012 tarihinde, Maliye Bakanlığı tarafından harç işleminin yatırılmasına ilişkin Tebliğ yayımlanıncaya kadar Kurumumuzca durdurulmuş olan elektronik kimlik bilgisine (IMEI) haiz cihazların kayıt işlemine, yarın itibariyle abone kayıt merkezleri tarafından yeniden başlanacaktır.''
Son Güncelleme: Salı, 19 Haziran 2012 09:03
Gösterim: 3625
TÜBİTAK’ın geliştirdiği milli işletim sistemi Pardus, 620 bin akıllı tahtaya yüklenerek eğitime büyük katkı sağlayacak.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Merkezi (TÜBİTAK) Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) Müdür Vekili Dr. Ahmet Kaplan, sahaya nakledilen 85 bin akıllı tahtada şu anda TÜBİTAK tarafından geliştirilen milli işletim sistemi Pardus'un bulunduğunu belirterek, ''Geçen ay yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda Bakanlarımızın yaptıkları çalışmalar ve belirdikleri karara göre, bundan sonraki kullanılacak 620 bin akıllı tahtada Pardus'un kullanılması kararına varıldı'' dedi.
Kaplan, şunları kaydetti:
''Fatih projesinde akıllı tahta ve tabletlerde işletim sistemleri yer almakta... İlk 85 bin akıllı tahta ihalesini Vestel kazanmış durumdaydı. Bu ihale şartnamesinde, tahtada hem Windows'un hemde Pardus'un kurulu ve çalışır durumda olması yazılıydı. Pardus, yapılan 70 temel testten başarıyla geçmiş durumdadır. Şu anda sahaya nakledilen 85 bin akılı tahtada, Pardus var. Geçen ay yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda bakanlarımızın yaptıkları çalışmalar ve belirdikleri karara göre, bundan sonraki kullanılacak 620 bin akıllı tahtada Pardus'un kullanılması kararına varıldı.''
Kaplan, sadece kurumsal ve bireysel sürümler değil, ilerleyen zamanlarda sunucu ve mobil sürümleri çıkarmayı planladıklarını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
TÜBİTAK’ın geliştirdiği milli işletim sistemi Pardus, 620 bin akıllı tahtaya yüklenerek eğitime büyük katkı sağlayacak.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Merkezi (TÜBİTAK) Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) Müdür Vekili Dr. Ahmet Kaplan, sahaya nakledilen 85 bin akıllı tahtada şu anda TÜBİTAK tarafından geliştirilen milli işletim sistemi Pardus'un bulunduğunu belirterek, ''Geçen ay yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda Bakanlarımızın yaptıkları çalışmalar ve belirdikleri karara göre, bundan sonraki kullanılacak 620 bin akıllı tahtada Pardus'un kullanılması kararına varıldı'' dedi.
Kaplan, şunları kaydetti:
''Fatih projesinde akıllı tahta ve tabletlerde işletim sistemleri yer almakta... İlk 85 bin akıllı tahta ihalesini Vestel kazanmış durumdaydı. Bu ihale şartnamesinde, tahtada hem Windows'un hemde Pardus'un kurulu ve çalışır durumda olması yazılıydı. Pardus, yapılan 70 temel testten başarıyla geçmiş durumdadır. Şu anda sahaya nakledilen 85 bin akılı tahtada, Pardus var. Geçen ay yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda bakanlarımızın yaptıkları çalışmalar ve belirdikleri karara göre, bundan sonraki kullanılacak 620 bin akıllı tahtada Pardus'un kullanılması kararına varıldı.''
Kaplan, sadece kurumsal ve bireysel sürümler değil, ilerleyen zamanlarda sunucu ve mobil sürümleri çıkarmayı planladıklarını söyledi.
Son Güncelleme: Salı, 19 Haziran 2012 14:37
Gösterim: 3996
TÜBİTAK, Fatih Projesi için Ar-Ge projesi hazırlayanlara 2,5 milyon liraya kadar destek vereceğini açıkladı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte çağrıya çıkarak, Fatih Projesi için bilişim alanında Ar-Ge projesi hazırlayan araştırmacılara 2,5 milyon liraya kadar destek verecek.
''BT01 FATİH Projesi Bilgi İletişim ve Teknolojileri Çağrı Programı'' ile FATİH Projesi kapsamında Bilgi Erişim ve Yönetim Sistemleri konusunda Ar-Ge projesi hazırlayan araştırmacıların küçük, orta ve büyük ölçekli projeleri desteklenecek.
Araştırmacılar, farklı üniversitelerle, özel sektörle bir araya gelerek ya da bireysel başvuru yapabilecek.
Çağrı kapsamında önerilecek projeler:
* Eğitsel Ağlar ve Etkileşim: Öğretmen-öğrenci-veli etkileşimleri, içerik paylaşımı, eğitsel ağlar, sosyal eğitim platformları, eğitimde sosyal medya kullanımı, uzman/eğitmen bulma, otomatik diyalog model ve sistemleri.
* Arama Teknolojileri: Dikey arama teknolojileri, soru cevaplama sistemleri, bilgi süzme ve analizi, öneri sistemleri, konu tanıma ve izleme, çoklu ortam ve mekânsal veri erişim sistemleri.
* Veri Erişim ve Analitiği: Veri madenciliği ve veri ambarı teknolojileri, kullanım analitiği, kişisel veri ve performans yönetimi, portföy geliştirme, metin sınıflandırma, özetleme, el yazısı tanıma, intihal tespit ve takip araçları, sayısal Haklar Yönetimi (DRM), anlamsal web ve ontolojiler.
* Sistem Desteği
* Bulut depolama ve erişim, veri merkezleri ve dosya paylaşımı, önbellekleme, içerik dağıtım ağları, IPv6 teknolojileri.
* e-öğrenme Teknoloji ve Uygulamaları
* Oyun tabanlı öğrenme, mobil öğrenme uygulamaları, sanal gerçeklik öğrenme ortamları, bireysel ders ve rehberlik destek sistemleri, özel eğitim uygulamaları, e-kitap/içerik teknolojileri.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
TÜBİTAK, Fatih Projesi için Ar-Ge projesi hazırlayanlara 2,5 milyon liraya kadar destek vereceğini açıkladı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte çağrıya çıkarak, Fatih Projesi için bilişim alanında Ar-Ge projesi hazırlayan araştırmacılara 2,5 milyon liraya kadar destek verecek.
''BT01 FATİH Projesi Bilgi İletişim ve Teknolojileri Çağrı Programı'' ile FATİH Projesi kapsamında Bilgi Erişim ve Yönetim Sistemleri konusunda Ar-Ge projesi hazırlayan araştırmacıların küçük, orta ve büyük ölçekli projeleri desteklenecek.
Araştırmacılar, farklı üniversitelerle, özel sektörle bir araya gelerek ya da bireysel başvuru yapabilecek.
Çağrı kapsamında önerilecek projeler:
* Eğitsel Ağlar ve Etkileşim: Öğretmen-öğrenci-veli etkileşimleri, içerik paylaşımı, eğitsel ağlar, sosyal eğitim platformları, eğitimde sosyal medya kullanımı, uzman/eğitmen bulma, otomatik diyalog model ve sistemleri.
* Arama Teknolojileri: Dikey arama teknolojileri, soru cevaplama sistemleri, bilgi süzme ve analizi, öneri sistemleri, konu tanıma ve izleme, çoklu ortam ve mekânsal veri erişim sistemleri.
* Veri Erişim ve Analitiği: Veri madenciliği ve veri ambarı teknolojileri, kullanım analitiği, kişisel veri ve performans yönetimi, portföy geliştirme, metin sınıflandırma, özetleme, el yazısı tanıma, intihal tespit ve takip araçları, sayısal Haklar Yönetimi (DRM), anlamsal web ve ontolojiler.
* Sistem Desteği
* Bulut depolama ve erişim, veri merkezleri ve dosya paylaşımı, önbellekleme, içerik dağıtım ağları, IPv6 teknolojileri.
* e-öğrenme Teknoloji ve Uygulamaları
* Oyun tabanlı öğrenme, mobil öğrenme uygulamaları, sanal gerçeklik öğrenme ortamları, bireysel ders ve rehberlik destek sistemleri, özel eğitim uygulamaları, e-kitap/içerik teknolojileri.
Son Güncelleme: Salı, 19 Haziran 2012 17:00
Gösterim: 4162