Yeni Sistem Meşru mu? Özel Okullar Dikkat!
- Ayrıntılar
- Kategori: Gündem
- Salı, 10 Eylül 2013 08:47 tarihinde oluşturuldu
Geçen hafta, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretime geçişte yeni sistem çalışmaları ile ilgili basına yansıyan bilgilere göre sistemin bazı açıklarını gündeme getirmiş ve bu açıkların karar vericiler nezdinde de tartışılmış olduğunu ümit edelim demiştim. Niyetim bu haftaki yazıda “melez” de denilebilecek bir model önerisinde bulunmaktı. Ancak Milli Eğitim Bakanı Sayın Avcı, hafta ortasında bütün kurmaylarıyla beraber; VTR kullanımından aktüel video bölümlerine, profesyonel sunucu kullanımından program akışına kadar bildiğimiz televizyon programı tarzında bir sunumla yeni sistemi, ‘Yeni bir şey yok.” diyerek açıklayınca benim bu niyetim de niyet tarihimdeki yerini almış oldu.
Yeni sistemin içeriğine, yazının hacmini şişireceği için değinmeyeceğim. Zaten açıklamanın ardından birçok mecrada (öncelikle de www.egitimtercihi.com portalında) geniş ve aydınlatıcı bilgilendirmeler yapıldı.
Artık yeni şeyler söylemek lazım
Açıklama öncesinde eğitim ile öyle ya da böyle ilgili hemen herkes yeni süreç hakkında görüş beyan etmişti. Eleştirenler, model önerisinde bulunanlar, bakanlığın alacağı kararı destekleyenler vs. Artık alınmış bir karar var. Bu kararın doğru ya da yanlış olduğu düşünülebilir. Kararın doğru olduğunu düşünenler için zaten bir sorun yok. Yanlış olduğunu düşünenler için iki yol var: Ya her fırsatta bu sistemin yanlışlığı, haksızlığı, asla işlemeyeceği üzerine tartışmalar çıkarmak ya da sistemin işlerliği için yapıcı eleştirilerde bulunmak.
Demokrasilerde yönetici iradenin aldığı kararlar ve yürüttüğü icraatın yanlış olduğu düşünülebilir, ancak karşı duruş için öncelikle bu kararlar ve icraatın “meşru” olup olmadığına bakılmalıdır. Anayasal olarak ülkemizdeki eğitim politikalarını belirlemek ve uygulamak millet adına Milli Eğitim Bakanlığı’nın uhdesindedir. Dolayısıyla ortaöğretime geçiş sistemi ile ilgili açıklanan yeni modelin yanlış olduğunu elbette düşünebiliriz ama meşruiyeti konusunda bir tartışma yapamayız.
Demokratik bir hak olarak, alınan bu idari kararda yürütmenin durdurulması için yargı yoluna gidilebilir. Ancak bu süreçte oluşacak belirsizlik durumu, eğitim yönetimini değil, sevgili çocuklarımızı daha çok yoracaktır. Kafası karışık milyonlarca çocuğumuzun, sistemin netleşmesi ve ona göre çalışmaya başlayabilmeyi beklemekte olduğu şu günlerde, biz eğitimcilerin, açıklanan sistemdeki olası açıkların giderilmesi için katkı sağlaması çok daha öncelikli bir görev olsa gerek.
Özel okullar dikkat!
Açıklamada benim dikkatimi çeken bir hususu paylaşmak istiyorum.
Sayın Bakan, geçmiş uygulamalarda öğrencinin okul başarısı ile merkezi sınavlarda elde ettiği başarı arasında bir korelasyon olup olmadığına bakılmadığını ifade ederek, yeni dönemde rastgele örneklemlerle bu denetimin yapılacağını açıkladı.
Her yeni sistemin başlangıcında bu tarz açıklamaların zaten yapıldığı ama bir türlü bu denetimlerin gerçekleştirilemediği aklınıza gelebilir. Ki geçmiş deneyimlere baktığımızda haklı da olursunuz. Ancak bugün itibariyle denetim konusunda bakanlığın elinde çok güçlü bir arguman olduğunu dikkate almalıyız; e-okul. Bu sistem marifetiyle not denetimi yapmak artık son derece kolay.
Okul başarısından elde edilen not konusu, hatırlayacaksınız, son SBS’nin yapıldığı yaz başında ve Ağustos ortasında da okuduğu özel okulda notları kırık olan bir öğrencinin yaşadığı mağduriyet basına yansıdığında gündemimize güçlü bir vurgu ile girmişti. Eğitim kamuoyu, bazı özel okulların not konusunda “rutin dışı” işlemler yaptığı haberleriyle çalkalanmış, bakanlık, bu konuda şikâyet olması halinde inceleme başlatılacağını duyurmuştu. Bu bilgi ile Sayın Bakan’ın denetim yapılacağı açıklamalarını alt alta yazıp topladığımızda önemli bir sonuca ulaşıyoruz. Buna uyarı demek daha yerinde olur.
Notlar konusunda kimsenin devlet okullarına baktığı yok. Hatta ailelerde, devlet okullarında öğretmenlerin not konusunda çok katı davrandığı, bir öğretmenin verdiği düşük notun öğrencinin geleceği konusunda karartmalara neden olduğu algısı vardır. Özel okulların bazılarında ise hem öğrenci hem de okul başarısı için notlar üzerinde “rutin dışı” çalışmalar yapıldığı iddiası döner durur.
Şimdi, denetim yapılacağına ve bazı özel okullar için yukarıda ifade edilen “rutin dışı” işlem algısı bulunduğuna göre, bakanlık neden bu denetimler konusunda “rastgele örneklem” radarlarını öncelikle özel okullara çevirmesin. Yeni sisteme güven konusunu, tabir uygunsa birkaç “günah keçisi” üzerinden neden sağlamasın?
Özel okullardaki dostlarımız, dikkat.
A. Serdar ŞEKER
Eğitimci
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
-
3 ve 4. Sürdürülebilir Eğitim Sempozyumları kapılarını açmaya hazırlanıyor
-
‘Kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda başarı oranları artış gösteriyor’
-
‘Geleceğin eğitiminde kadınlar sistemin şekillendiricileri ve dönüştürücüleri olacak’
-
‘Bakanlığın destekleyici politikalarıyla eğitimde kadın yönetici sayısı artıyor’
-
Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı görevinden ayrıldı
-
Final 45. yılında eğitimin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor
-
DAS Akademie, insan kaynakları uygulamaları ile fark yaratıyor!
-
Özel okullarımızın sesi duyulmalı, haklı taleplerimiz değerlendirilmeli!
-
YETEV ve Boğaziçi Üniversitesi Montessori Eğitiminde öğretmenlere yeni kapılar açacak
-
Eğitimin farklı ‘SES’leri Antalya’da buluştu