Eğitim Politikası Hükümetlerle Değişmemeli




Hami Koç / Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı

hami koçTürkiye’nin eğitim sisteminin AK Parti iktidarı öncesinden gelen sıkıntılarını çözmek ve çözüm yolları üretmek aslında çok zor bir süreç oldu. Çünkü bu sıkıntılar, bir iktidarın birkaç yıl içinde çözebileceği sorunlar değildi. AK Parti hükümetlerinin Milli Eğitim Bakanları, tüm iyi niyetleriyle bu sorunların üstüne gittiler ve en makul şekilde Türk eğitim sistemini yeniden tasarlamayı hedeflediler. Nitekim 13 yıl geçmiş olmasına rağmen günümüzde halen bazı alanlarda sıkıntılar devam etmektedir.

Buradan şunu anlıyoruz ki, eğitim sistemimizin ciddi şekilde revize edilmesi gerekiyor. Bu amaçla yapılan birçok Şura'da ve konferansta eğitimcilerin de fikirleri alınarak yeni düzenlemelere gidildi. Sorunlarımıza geniş katılımların yapıldığı toplantılarda çözümler arandı. Özellikle 1. Eğitim Kongresi buna çok iyi örnek teşkil ediyor. Şahsi kanaatim mevcut hükümet de dâhil olmak üzere AK Parti’nin tüm hükümetleri eğitimde sorunun nerede olduğunu biliyorlardı ve sorunları ortadan kaldırmak için var güçleriyle çalıştılar. İşin aslına bakarsanız, eğitim gibi son derece önemli konunun halen 91 yıl önce çıkartılan bir kanunla yürütülmesi ciddi bir problem olarak önümüzde durmaktadır. O zamanlar belki yeni kurulan rejimin tesisi için buna ihtiyaç vardı. Ancak tüm dünyada eğitimin bireyselleştiği 21. yüzyılda biz hâlâ tek tipte insan yetiştirmeye yönelik bu sistemle yola devam etmekte ısrar edersek, bu bizim düşünce zenginliğimizi mahveder, çocuklarımızın ilgi ve merak duygusunu canlı tutamayız, ülkenin beşeri insan kaynağını heba etmiş oluruz. Keza konuyla bağlantılı olması dolayısı ile bir şunu da ifade etmeliyim; bölgesel iklim şartları sebebi ile müfredat birliği, eğitim takvimi ciddi anlamda sıkıntı oluşturuyor. Haziran'da ülkenin bir kısmı yaz yaşarken, diğer bir kısmında kar yeni yeni kalkmış oluyor. Çukurova’da hasat mevsiminde insan gücüne duyulan ihtiyaçtan dolayı çocukların okula devam etmesi çok zordur. Bunları bir bütün halinde düşünmek zorundayız.

Yukarıda ifade ettiğim gibi yapısı bozuk olan bir sistemi düzeltmek vakit alıyor. Örneğin dershanelerin kapatılması kararının alınması çok radikal bir karar olmakla beraber doğru ve geç kalınmış bir hamleydi. AK Parti iktidarı bunu başarıyla hayata geçirmeye çok yaklaştı. Ama AYM’nin iptal kararı ile birçok soru işareti var. Bize kalırsa nihai çözüm; dershaneyi ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmak olmalı. O zaman bütün bu tartışma ortamı da bahanesi olmayacak şekilde kendiliğinden sona ermiş olacaktır.

Yine hayata geçirilen 4+4+4 olarak bilinen eğitim modeli de bize göre oldukça faydalı oldu. Halkımızın da bu konuda gayet olumlu düşündüğüne inanıyorum. Üniversiteye hazırlanan öğrencilerimizi yakından ilgilendiren ve yıllarca haksız rekabetin yaşandığı kat sayı eşitsizliği de AK Parti iktidarı ile ortadan kaldırıldı. Artık üniversiteye hazırlanan her genç biliyor ki kesinlikle adil olmayan bir puan hesaplama şekli yok. Üniversiteye girişte öğrencinin bilimsel çabalarını destekleyecek adımlar atılmalı. Mesela salt sıralamaya dayalı bir sistem yerine kademeli olarak öğrenci portfolyosunda değerlendirmeye alındığı bir sistem hem daha adil olacak hem de öğrencinin üretmesine sebep olacaktır. Sınav baskısı sebebi ile çocukları ne hayata hazırlayabiliyoruz ne de mesleğe.

Sadece eğitimin akademik yönü değil sosyal yönünde de değişiklikler gördük. Gençlerimizin dini inançlarını gerektiği gibi yaşayabilmeleri için başörtüsüne serbestlik getirildi. İnancı gereği ibadetini yapmak isteyenlere imkân sağlanması medeni bir ülke olmanın en temel gerçeği ve gereğidir. Avrupa ülkelerinde gezdiğimiz okullarda bu ibadethaneleri gördükçe ülkemiz adına çok üzülüyorduk. Hatta bazı okullarda mahalle camisi büyüklüğünde görkemli ibadethaneler var...

Tabii tüm bu güzel uygulamaların yanında muhakkak ki denenen ama uygun olmadığı anlaşıldığında vazgeçilen projeler de oldu. Kanaatimce bunları topyekûn denemektense pilot uygulamalar ile tecrübe etmek daha yerinde ve ekonomik olacaktır. Bunun için de özel okullara bu konuda serbestlik tanınarak yapılan uygulamaların sonucunu görmek daha makul ve mantıklı olur. Hiçbir özel okul sahibi kendi aleyhine olacak uygulama içine girmez. Böylece çeşitli modelleri de görmüş oluruz.

Takdir edersiniz ki bir ülkenin eğitim sistemi yeni baştan düzenleniyor. Bu düzenleme içinde mutlaka amaca ulaşmayan ya da istenilen verimin alınmadığı projelerde olacaktır. Önemli olan bunları erken tespit edip gerektiği şekilde yeniden düzenlemektir. Bu tür şeyler çok gelişmiş ülkelerde de olabiliyor.

Özel okul desteği sayesinde birçok aile için özel okullar da bir alternatif haline geldi

Biz tabi eğitim dünyamızın özel okullar tarafının temsilcileriyiz. Devletin kendi içindeki resmi okullar için yapmış olduğu yatırımları da yakından takip ediyoruz. Özellikle eğitim teknolojileri ve derslikler alanında çok önemli adımlar atıldığını ve yatırımlar yapıldığını söyleyebilirim. Okul öncesi kurumlardaki gelişmeler ise tahminlerin çok üzerinde oldu.

Özel okul tarafından bakıldığında geçen 13 yıl boyunca tüm hükümetlerin özel okulculuğa verdiği desteği memnuniyetle görüyoruz. Ülkemizdeki özel okullaşma maalesef istenilen seviyelerde değil. Yapılan tüm konuşmalarda ve toplantılarda bu seviyeyi daha yukarı çekebilmek için fikirler ortaya konuyor. Dershanelerin kapatılması ve kapatılan dershanelere özel okul olabilmeleri için hak tanınması da bu fikirlerden biriydi.

Özel okulların artması tabii ki bizler için sevindirici, ancak bu okullarımıza öğrenci de bulmamız gerekiyor. Geçtiğimiz yıl uygulamaya konulan özel okulda okumak isteyen çocuklar için devlet desteği verilmesi de bana göre devletin özel okulların özelinde yapmış olduğu çok önemli bir yardım. Bunu kesinlikle göz ardı edemeyiz. Bu destek sayesinde birçok aile için özel okullar da bir alternatif haline geldi. Söylediğim gibi aileler çocuklarının özel okulda okuması fikrine bu eğitim desteğinden sonra daha sıcak bakmaya başladılar. Bu konuda hükümet içindeki ilgili bakanlıkların çok yoğun çalışmalar olduğu şahsen biliyorum.

Bahsini ettiğimiz desteğin önümüzdeki yıllarda daha kapsamlı olarak geliştirileceğini inanıyorum. Bize düşen de bunu desteklemektir.

Eğitim politikası, siyaset üstü olmalı, hükümetler ile değişmemeli

Henüz yeni seçimden çıktık ve nasıl bir hükümetle nasıl bir milli eğitim bakanlığı ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Hal böyle olunca yeni hükümetin nasıl bir eğitim politikası izleyeceğini tahmin edemiyorsunuz. Hatta bir koalisyon hükümeti mi kurulur yoksa bir erken seçim kararı mı alınır bunun kararını da tüm Türkiye gibi merakla bekliyoruz.

Ama şurası bir gerçek ki; eğitim politikası, siyaset üstü olmalı, hükümetler ile değişmemeli. Şayet öyle olursa yapboz tahtası olması kaçınılmazdır. Doğrunun sana göre, bana göresi olmaz.

Biz tüm bu belirsizliklere rağmen şu anki mevcut olan ve bizim tespit ettiğimiz sorunları masamızda tutuyoruz. Kurullarımız çalışmaya devam ediyor. Sadece biz değil tüm diğer eğitim derneklerinin kendi içlerinde değerlendirmeler yaptığını düşünüyorum. Ne zamanki hükümet kurulur ve yeni eğitim bakanımız belli olur o zaman bir yol haritası belirlenir. Ama asıl olan artık milleti ile barışık, öğrencisine doğru tarihi-kendi tarihi öğreten, inançları konusunda incitmeyen, değerlerimize yabancı olmayan, biz olan eğitim felsefemizin yerleşmesi lazım. Eğer teveccüh gösterilip bizim de (ki bu işin mutfağındayız) fikirlerimiz ve düşüncelerimiz sorulursa eğitim sistemimizin daha iyi olabilmesi adına yaptığımız çalışmaları sunarız. Eğitim dünyasında yer alan tüm kurum ve bireylerinde yapması gereken budur kanaatindeyim.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.