banner

‘Okul öncesinde 21. yüzyıl becerilerini temel alan eklektik bir program uyguluyoruz’




Saliha YÜCEL - Anaokulu Koordinatörü / Dilek CAMBAZOĞLU - CEO – Girne Koleji
 

saliha_yucel_dilek_cambazoglu“Milli Eğitim programındaki kazanım ve hedeflerin yanı sıra 21. Yüzyıl yetkinliklerini ve bu yüzyılın becerilerini temel alarak eklektik bir okul öncesi programı uyguluyoruz. Her ay üzerinde durduğumuz farklı bir tema ile öğrencilerimizin merakını merkeze koyuyoruz ve onların sorular sorarak, araştırmalar yaparak, gözlemleyerek, öğrendiklerini değerlendirerek sonuca ulaşmalarını hedefliyoruz.” 


Okul öncesi kademesinde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorsunuz? Bu modeli nasıl belirlediniz?

Okul öncesi dönem çocukların temel alışkanlıkları kazandığı ve dünyayı keşfetmeye çalıştıkları sihirli zamanlardır. Öğrenmenin en yoğun olduğu, ileriki yaşamlarında ihtiyaç duyacakları becerileri kazanmaya başladıkları için kritik bir öneme sahiptir. Bu yüzden okul öncesi programımızda öğrencilerimizin yaşamlarında ihtiyaç duyacakları sosyal, duyuşsal ve devinimsel becerilere yer veriyoruz.

Milli Eğitim programındaki kazanım ve hedeflerin yanı sıra21. Yüzyıl yetkinliklerini ve bu yüzyılın becerilerini temel alarak eklektik bir okul öncesi programı uyguluyoruz. Her ay üzerinde durduğumuz farklı bir tema ile öğrencilerimizin merakını merkeze koyuyoruz ve onların sorular sorarak, araştırmalar yaparak, gözlemleyerek, öğrendiklerini değerlendirerek sonuca ulaşmalarını hedefliyoruz. Böylece öğrencilerimiz sınıfın birer öznesi olarak kendi öğrenme sorumluklarını alıyorlar.

Diğer taraftan uyguladığımız yaşam becerileri, erken okur yazarlık çalışmaları, anadil etkinlikleriyle öğrencilerimizin ilkokula başlarken bağımsız davranabilmelerini, kendilerine güven duymalarını, doğru ve farklı yollarla iletişim kurabilmelerini, sorumluluk almalarını, kendi haklarını korumalarını ve başkalarının haklarına saygı göstermelerini sağlıyoruz.


YARIM GÜN İNGİLİZCE PROGRAMI UYGULANIYOR
Okul öncesinde yabancı dil eğitiminin oldukça önemli olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede kurumunuzdaki yabancı dil uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yabancı dil eğitimi okul öncesi programımızda önemli bir yer tutuyor. Çünkü Girne Koleji’nde öğrencilerimizin yaratıcı bakış açısına sahip, evrensel değerleri bilen birer dünya vatandaşı olmalarını hedefliyoruz. Bununla birlikte yabancı dil eğitimi dil öğrenme yeteneğinin en yüksek olduğu dönemde yani okul öncesinde başlarsa dil öğreniminin yanında çocuğun kültürel farkındalığını geliştirir, beyin gelişimini destekler ve ileriki yaşlarda dil öğrenme kapasitesini artırır.

Okul öncesinde uyguladığımız yarım gün İngilizce programı (Half Day English Programme) ile öğrencilerimizin yabancı dili oyunlarla eğlenceli bir şekilde edinmelerini hedefliyoruz. Sözel iletişimde farklı dillerin de olduğunu fark eden, hedef dili oyunlarına ve konuşmalarına dahil eden öğrencilerimiz bu dili sünger gibi çekerler ve hızlı bir öğrenme serüveni yaşayarak ikinci yabancı dili de öğrenmeye istekli bir hale gelirler. İngilizcenin ardından ikinci yabancı dilinde öğrenildiği durumunda yaratıcılığın, eleştirel düşünme becerilerinin ve zihnin esnekliğinin önemli ölçüde arttığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Ayrıca çocuklar yabancı dil öğrenmeye ne kadar erken başlarsa hedef dildeki telaffuzları da o kadar çok benimseyebileceğini ve yeni sesler çıkarabileceğini unutmamalıyız.

Girne Koleji’nin yabancı dil programının bir diğer yapı taşını ise ‘Oracy’ yaklaşımı oluşturur. Okullarımızda çift dilde konuşmanın yanı sıra aktif dinleme, çift dilde iletişim kurma becerisi, öğrenme sürecinin temel bir parçası olarak görülür. Yabancı dil ve okul öncesi öğretmenlerimizin sınıflarda aktif rol alarak birlikte uyguladıkları oracy etkinlikleri bir davranış bilinci olarak programda yer alır.

 

Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Türkiye’de okul öncesi öğretmenlerinin aldığı eğitimler kurumların bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?

Okul öncesi öğretmenleri sorumlu olduğu yaş grubunun özelliklerine hakim, alan bilgisi geniş, dikkat ve gözlem yanı güçlü, yaratıcı, üretken, duyarlı, organize etme becerisi yüksek, hoşgörülü, dış görünüşü ve tavırları ile örnek olacak nitelikte olmalıdır. Okul öncesi öğretmenleri sorumlu oldukları yaş gruplarının çok küçük olmaları sebebiyle sürekli sınıfta ya da sınıfa yakın alanlarda bulunmak, düzenli aralıklarla ve ihtiyaç dahilinde velilerle iletişim halinde olmak, hafta içi yapılacak etkinlikleri organize etmek ve çalışmaları tamamlamak durumundadır.

Girne Koleji’nde görev yapan okul öncesi öğretmenlerimiz de bu etkenler doğrultusunda uyumlu, ekip çalışma becerisi yüksek, öğrenmeye ve gelişmeye açık, hızlı organize olan kişilerden oluşmaktadır.

Türkiye’deki yükseköğretim kurumları öğretmenleri lisans sürecinde gerekli donanımlara sahip bir şekilde mezun etmektedir. Biz Girne Koleji olarak kendimizde özgü bir eğitim programı uyguladığımız için birlikte yol aldığımız öğretmenlerimizin hem kurum kültürümüzle ilgili hem de son yıllarda gelişen eğitim programlarını üniversitemiz aracılığıyla ve sıklıkla düzenlediğimiz eğitim içerikleri ile sağlıyoruz. Her yıl tekrarlanan eğitimlerimiz olmakla beraber sene içinde değişebilen ve ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlediğimiz eğitimlerimiz de öğretmen akademilerimizde yer almaktadır.

 

Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?

Çocuğun yaşamının ilk yıllarında en etkili kişiler, ailesidir. Okul öncesi eğitim kurumuna başlamadan önce ve başladıktan sonra aileye düşen görev ve sorumlulukları aşağıdaki başlıklar ile açıklayabiliriz.
* Sorumluluk Kazandırma:Çocuklara sosyal olarak kabul edilebilir davranışları öğretmek, olumlu model olmak ve doğrudan yönlendirmeler yaparak onların kültürel ve sosyal normlara göre davranmayı öğrenmelerine yardımcı olmak ailelere düşen görevler arasındadır.
* Uygun Ev Ortamı: Erken çocukluk döneminde ev ortamında, sevgi ve güven içerisinde sunulan zihinsel uyarıcılar çocuğun çok yönlü gelişimine temel oluşturur. Ev ortamının çocukların gelişim düzeylerine ve amaçlarına göre sağlıklı, güvenli ve ilgi çekici bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Kaza olasılıklarını giderici önlemlerin alındığı, çocukların gereksinimlerinin karşılanmasını engelleyecek kısıtlama ve aksaklıkların olmadığı, çocukların özgürce oynayıp çalıştıkları ortamlar çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişiminin en üst düzeyde desteklenebilmesi için şarttır.
* Model Olma: Okul öncesi eğitim döneminde çocuklar taklit etme eğilimindedir. Bu taklit etme eğilimine, en sık gördüğü ailesini taklit ederek başlar. Onlarla girdiği etkileşim sonunda kazandığı davranış kalıplarını pekiştirerek kalıcılaştırması, etkileşim alanlarını genişletmesi için anaokulları kaçınılmaz birer paylaşım alanıdır. Çocuk aile içinde temel kazanımları öğrenirken bunları pekiştirme fırsatını da okul öncesi eğitim kurumlarında bulmaktadır.
* Okul ve Öğretmen ile İş Birliği Yapma: Çocuğun ilk yaşamında öğrendiği deneyimleri yansıttığı ve yaşıtlarıyla ilk sosyal etkileşime girdiği yerler anaokullarıdır. Okulda düzenlenen etkinliklere katılmak, çocuğun öğretmeniyle düzenli iletişim kurmak ailenin de okul düzenine alışmasını kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte çocuk ailesi tarafından okula hazırlanmalı, okula karşı olumlu tutum geliştirmesi konusunda desteklenmelidir. 


OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU OLMALI
Sizce ülkemizde okul öncesi eğitiminde karşılaşılan temel sorunlar nelerdir? Bunlarla ilgili çözüm önerileriniz neler?
Okul öncesi eğitime verilen önemin, ülkemizde giderek yaygınlaşması ile birlikte henüz zorunlu hale getirilmemiştir. Bireyin yaşamında oldukça önemli bir yer tutan okul öncesi eğitimin önemi tüm dünyada kabul edilmiş bir gerçektir. Yapılan araştırmalar okul öncesi eğitim alan çocukların almayanlara kıyasla, bilişsel gelişiminin daha ileride olduğunu, ilkokula hazır bulunuşluklarının yüksek olduğunu, daha kolay uyum sağladıklarını ve okul başarılarının daha yüksek olduğunu, sosyal ve duygusal, sözel, zihinsel ve fiziksel gelişim açısından daha yetkin olduklarını, başkalarının duygularını tanıyarak empati kurmayı öğrendiklerini, sorunlarla başa çıkma konusunda daha başarılı olduklarını ve daha üretken, daha yaratıcı olduklarını göstermiştir. Bu sebeple okul öncesi okul öncesi eğitim ciddiye alınmalıdır ve kesinlikle zorunlu hale getirilmelidir.

Ülkenin farklı yerlerinde ve farklı koşullardaki çocukların ihtiyaçlarına yönelik nitelikli okul öncesi eğitim kurumlarının sayılarının artırılması, var olan kurumlardaki fiziksel ve materyal eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir.

Türkiye’de 3-5 yaş aralığındaki çocukların okul öncesi eğitime erişimini artırmak için anne-babaları teşvik edecek programlar oluşturulmalı, okul öncesi eğitim veren kurumlar yaygınlaştırılmalı, okul öncesi öğretmenlerinin mesleki gelişimine önem verilmelidir.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.