Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
SBS ve YGS öncesi artan devamsızlık MEB'i harekete geçirdi
Milli Eğitim Bakanlığı, binlerce öğrencinin gireceği SBS ve YGS sınavları öncesi okullarda artan devamsızlık nedeniyle harekete geçti. Rapor alarak okula gitmeyenleri bakanlık evlerinde kontrol edecek.
Milli Eğitim Bakanlığı bu durumu engellemek için öğrencileri evlerine gidip kontrol edecek.
Bugün Gazetesi’nden Lütfü Doğan’ın haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yaklaşan SBSveYGSsınavları öncesi rapor alan öğrencileri yakın takibe aldı. İl milli eğitim müdürlüklerini uyaran Bakanlık öğrencilerin evlerinde ziyaret edilmesini istedi. Ayrıca buna göre gerekli görülen öğrencilerin aldığı rapor hakem heyeti yardımıyla incelemeye alınacak. SBS ve YGS’nin yaklaşması üzerine rapor alan öğrenci sayısında artış tespit edildi.
MEB konuyla ilgili il milli eğitimmüdürlüklerini uyardı. Buna göre sağlık raporu alan öğrenci, evinde ziyaret edilecek ve velisiyle görüşülecek. Hasta olmadığı halde rapor alarak dershanelere giden öğrencilerin, hastalık raporları hakem hastaneye gönderilerek incelettirilecek.
Okullarda sınav nedeniyle devamsız öğrencileri takip etmek için okul müdürü başkanlığında bir komisyon oluşturulacak. Komisyonda birmüdür yardımcısı, rehber öğretmen, bir sınıf vebir branş öğretmeni yer alacak. Komisyon sağlık raporu alan öğrencilere ev ziyaretleri düzenleyecek. Ekonomik durumuzayıf olan ve ailevi sorunları bulunan öğrencilere öncelik verilecek.
Dershaneler de takip edilecek
Dershaneler yakından izlenerek, öğrencinin okulda dersi varken etüt, deneme sınavı, test çözümü, rehberlik gibi adlar altında okula devamsızlık yaparak dershaneye gitmesini gerektirecek faaliyetlere izin verilmeyecek. Dershaneye gitmek amacıyla sağlık raporu alan öğrencinin velisi ile görüşülerek öğrencinin okula devamı sağlanacak.
Evlere de gidilecek
Hazırlanan projede yer verilen detaylar şunlar: "Okullarda eğitim gören öğrencilerden başarı ve davranışlarına, velilerin okula ilgilerine göre bütün öğrenciler bir plan dahilinde ziyaret edilecek. Ailenin çalışma koşullarına göre belirlenen tarihte evlerine gidilerek öğrenci ve ailenin durumu ile ilgili bilgiler edinilecek. Ziyarete giden görevlilerce değerlendirme formu doldurulacak. Formlar incelenip değerlendirilerek gerekli önlemler alınacak. Bu formlar sonucunda raporlar hazırlanıp İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü proje sorumlularına teslim edilecek."
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
SBS ve YGS öncesi artan devamsızlık MEB'i harekete geçirdi
Milli Eğitim Bakanlığı, binlerce öğrencinin gireceği SBS ve YGS sınavları öncesi okullarda artan devamsızlık nedeniyle harekete geçti. Rapor alarak okula gitmeyenleri bakanlık evlerinde kontrol edecek.
Milli Eğitim Bakanlığı bu durumu engellemek için öğrencileri evlerine gidip kontrol edecek.
Bugün Gazetesi’nden Lütfü Doğan’ın haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yaklaşan SBSveYGSsınavları öncesi rapor alan öğrencileri yakın takibe aldı. İl milli eğitim müdürlüklerini uyaran Bakanlık öğrencilerin evlerinde ziyaret edilmesini istedi. Ayrıca buna göre gerekli görülen öğrencilerin aldığı rapor hakem heyeti yardımıyla incelemeye alınacak. SBS ve YGS’nin yaklaşması üzerine rapor alan öğrenci sayısında artış tespit edildi.
MEB konuyla ilgili il milli eğitimmüdürlüklerini uyardı. Buna göre sağlık raporu alan öğrenci, evinde ziyaret edilecek ve velisiyle görüşülecek. Hasta olmadığı halde rapor alarak dershanelere giden öğrencilerin, hastalık raporları hakem hastaneye gönderilerek incelettirilecek.
Okullarda sınav nedeniyle devamsız öğrencileri takip etmek için okul müdürü başkanlığında bir komisyon oluşturulacak. Komisyonda birmüdür yardımcısı, rehber öğretmen, bir sınıf vebir branş öğretmeni yer alacak. Komisyon sağlık raporu alan öğrencilere ev ziyaretleri düzenleyecek. Ekonomik durumuzayıf olan ve ailevi sorunları bulunan öğrencilere öncelik verilecek.
Dershaneler de takip edilecek
Dershaneler yakından izlenerek, öğrencinin okulda dersi varken etüt, deneme sınavı, test çözümü, rehberlik gibi adlar altında okula devamsızlık yaparak dershaneye gitmesini gerektirecek faaliyetlere izin verilmeyecek. Dershaneye gitmek amacıyla sağlık raporu alan öğrencinin velisi ile görüşülerek öğrencinin okula devamı sağlanacak.
Evlere de gidilecek
Hazırlanan projede yer verilen detaylar şunlar: "Okullarda eğitim gören öğrencilerden başarı ve davranışlarına, velilerin okula ilgilerine göre bütün öğrenciler bir plan dahilinde ziyaret edilecek. Ailenin çalışma koşullarına göre belirlenen tarihte evlerine gidilerek öğrenci ve ailenin durumu ile ilgili bilgiler edinilecek. Ziyarete giden görevlilerce değerlendirme formu doldurulacak. Formlar incelenip değerlendirilerek gerekli önlemler alınacak. Bu formlar sonucunda raporlar hazırlanıp İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü proje sorumlularına teslim edilecek."
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Mart 2013 08:56
Gösterim: 2374
Turgay Polat, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, üniversiteye giriş sisteminde üniversiteye yerleştirme görevini ÖSYM’nin yapmaması gerektiğini, ÖSYM’nin asıl işlevininin merkezi sınav yapmak olduğunu belirtti. Polat, YÖK tasarısında üniversiteye girişteki yeni sistemle ilgili de bilgi verdi.
Turgay Polat'ın Akşam Gazetesi'ndeki yazısı;
Başbakanlığın yeni YÖK tasarısına üniversitelerin öğrenci alımı ile ilgili yeni bir ek yapmak için çalışmalara başladığı Ankara'da konuşulmaya başlandı.
Buna göre üniversitelerin öğrenci alım kriterleri yeniden düzenlenecek ve üniversiteler öğrencilerini ABD'deki sisteme benzer bir sistemle alacak.
Kısaca hedeflenen sistemi size anlatayım: Şu anda ülkemizde öğrenciler ÖSYM'nin yaptığı merkezi sınavlara giriyor sonra yine ÖSYM aracılığıyla tercih yapıp bir yere yerleşiyorlar. Peki bu sistem başarılı mı? Bu sistemin başarılı tarafı sınavların tek merkezden ve sorunsuz çözülmesi sistemin yanlışı ise merkezi yerleştirme, yani ÖSYM öğrencileri ölçmeli ama yerleştirme işlemi bir kariyer planlama işi olduğu için ÖSYM'nin yerleştirme yapması oldukça sağlıksız bir iş bunu kabul etmeliyiz.
Yıllarca söyledim ÖSYM bu yerleştirme işleminden dolayı sıkıntılar yaşadı oysa bu ÖSYM'nin asli işi değildir. ABD'de de sınav yapan bir sürü kurum var, bunların işi sınav yapıp öğrenciye bir skor vermek. Öğrenciler bu skorları istediği gibi kullanabiliyor. Zira üniversiteler de bu skorları baz alarak öğrenci kabul ediyor.
Şimdi yeni YÖK yasa tasarısına eklenmek istenen değişikliğe göre, üniversiteler öğrencilere hem sınav yapacak hem de öğrencileri yerleştirecek. Yani üniversiteler kendilerine başvuru yapan öğrencileri sınava alabilecek sınavdan sonra da onları kendi kriterlerine göre yerleştirebilecek.
Öğrenciler bölümlere değil fakültelere (yani ana alanlara ) başvuracak. Bu durumda ekonomi, iletişim, mühendislik, sağlık, hukuk, turizm gibi alanlara başvuran öğrenci buradan bir yıl temel eğitim aldıktan sonra ikinci yılın başında bölümünü seçebilecek. Öğrencilerin fakülteye kabulünde sadece sınav sonucu değil lise öğretmenlerinin görüşü, başarı durumu, yetenekleri de dikkate alınacak.
Şimdi eminim yukarıdaki öneriyi okuyunca birçoğunuz çok güzel demişsinizdir. Ana hatları ile katıldığım veya katılmadığım bir sürü bölümü var. Öncelikle üniversitelerin sınav yapması doğru değil çünkü bu iş onların uzmanlık alanına girmiyor. Sınav merkezi olmalı, tabi içeriği ve şekli değişebilir. Örneğin açık uçlu sorular sorulabilir. Yine fakülte bazlı kabule gelince zaten şu anda da üniversitelerde bu şekilde bölüm değişikliği ve ortak programlar uygulanıyor. Zaten bu öneri bence de uygun bir öneri, çünkü liselerde çocuklar eksik yönlendirilerek geldikleri için doğru seçimleri yapamıyorlar.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Turgay Polat, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, üniversiteye giriş sisteminde üniversiteye yerleştirme görevini ÖSYM’nin yapmaması gerektiğini, ÖSYM’nin asıl işlevininin merkezi sınav yapmak olduğunu belirtti. Polat, YÖK tasarısında üniversiteye girişteki yeni sistemle ilgili de bilgi verdi.
Turgay Polat'ın Akşam Gazetesi'ndeki yazısı;
Başbakanlığın yeni YÖK tasarısına üniversitelerin öğrenci alımı ile ilgili yeni bir ek yapmak için çalışmalara başladığı Ankara'da konuşulmaya başlandı.
Buna göre üniversitelerin öğrenci alım kriterleri yeniden düzenlenecek ve üniversiteler öğrencilerini ABD'deki sisteme benzer bir sistemle alacak.
Kısaca hedeflenen sistemi size anlatayım: Şu anda ülkemizde öğrenciler ÖSYM'nin yaptığı merkezi sınavlara giriyor sonra yine ÖSYM aracılığıyla tercih yapıp bir yere yerleşiyorlar. Peki bu sistem başarılı mı? Bu sistemin başarılı tarafı sınavların tek merkezden ve sorunsuz çözülmesi sistemin yanlışı ise merkezi yerleştirme, yani ÖSYM öğrencileri ölçmeli ama yerleştirme işlemi bir kariyer planlama işi olduğu için ÖSYM'nin yerleştirme yapması oldukça sağlıksız bir iş bunu kabul etmeliyiz.
Yıllarca söyledim ÖSYM bu yerleştirme işleminden dolayı sıkıntılar yaşadı oysa bu ÖSYM'nin asli işi değildir. ABD'de de sınav yapan bir sürü kurum var, bunların işi sınav yapıp öğrenciye bir skor vermek. Öğrenciler bu skorları istediği gibi kullanabiliyor. Zira üniversiteler de bu skorları baz alarak öğrenci kabul ediyor.
Şimdi yeni YÖK yasa tasarısına eklenmek istenen değişikliğe göre, üniversiteler öğrencilere hem sınav yapacak hem de öğrencileri yerleştirecek. Yani üniversiteler kendilerine başvuru yapan öğrencileri sınava alabilecek sınavdan sonra da onları kendi kriterlerine göre yerleştirebilecek.
Öğrenciler bölümlere değil fakültelere (yani ana alanlara ) başvuracak. Bu durumda ekonomi, iletişim, mühendislik, sağlık, hukuk, turizm gibi alanlara başvuran öğrenci buradan bir yıl temel eğitim aldıktan sonra ikinci yılın başında bölümünü seçebilecek. Öğrencilerin fakülteye kabulünde sadece sınav sonucu değil lise öğretmenlerinin görüşü, başarı durumu, yetenekleri de dikkate alınacak.
Şimdi eminim yukarıdaki öneriyi okuyunca birçoğunuz çok güzel demişsinizdir. Ana hatları ile katıldığım veya katılmadığım bir sürü bölümü var. Öncelikle üniversitelerin sınav yapması doğru değil çünkü bu iş onların uzmanlık alanına girmiyor. Sınav merkezi olmalı, tabi içeriği ve şekli değişebilir. Örneğin açık uçlu sorular sorulabilir. Yine fakülte bazlı kabule gelince zaten şu anda da üniversitelerde bu şekilde bölüm değişikliği ve ortak programlar uygulanıyor. Zaten bu öneri bence de uygun bir öneri, çünkü liselerde çocuklar eksik yönlendirilerek geldikleri için doğru seçimleri yapamıyorlar.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Son Güncelleme: Salı, 05 Mart 2013 11:25
Gösterim: 2266
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği, okulların öğretmen ihtiyacını karşılamak için Öğretmen Portalı açtı. Portal iş arayan öğretmenlerle, özel okulları buluşturacak.
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan imzasıyla üye okullara gönderilen yazıya göre, portalda derneğe başvuran ve iş arayan çeşitli branşlarda öğretmenlerin CV’leri yer alıyor. Türkiye Özel Oukllar Birliği Derneği’ne üye okullar, kendi oluşturacakları şifre ile Öğretmen Portalı’na girebilecek. İhtiyaç duydukları alanlara göre, öğretmen CV’lerine bu havuzdan ulaşabilecekler.
İş başvurusu yapacak öğretmenlerin www.toob.org.tr adresinden öğretmen portalına giriş yaptıktan sonra üye olmaları gerekiyor.
(hürriyeteğitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği, okulların öğretmen ihtiyacını karşılamak için Öğretmen Portalı açtı. Portal iş arayan öğretmenlerle, özel okulları buluşturacak.
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan imzasıyla üye okullara gönderilen yazıya göre, portalda derneğe başvuran ve iş arayan çeşitli branşlarda öğretmenlerin CV’leri yer alıyor. Türkiye Özel Oukllar Birliği Derneği’ne üye okullar, kendi oluşturacakları şifre ile Öğretmen Portalı’na girebilecek. İhtiyaç duydukları alanlara göre, öğretmen CV’lerine bu havuzdan ulaşabilecekler.
İş başvurusu yapacak öğretmenlerin www.toob.org.tr adresinden öğretmen portalına giriş yaptıktan sonra üye olmaları gerekiyor.
(hürriyeteğitim)
Son Güncelleme: Cuma, 01 Mart 2013 12:36
Gösterim: 5131
Öğrenciler, üniversitelere doğrudan başvurmalı ve yerleştirmeler, üniversiteler tarafından yapılmalı
Eğitim Reformu Girişimi (ERG), eğitim sisteminde yaşanan dönüşüme yönelik öneri raporu hazırladı. Raporda, öğrencilerin üniversitelere doğrudan başvurmaları ve yerleştirmelerin üniversiteler tarafından yapılması gerektiği belirtilirken, meslek liselerine ve genel liselere geçişte, öğrencilerin belirli bir alandaki liseler arasından tercihte bulunması sınavlara gerek duyulmadan sağlanmalı görüşü vurgulandı.
ERG’nin ‘Ortaöğretimin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışması
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın geçtiğimiz günlerde ulusal basına yansıyan açıklamaları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretimin pek çok farklı boyutuyla dönüştürülmesine ilişkin çalışmalarının hız kazandığına işaret etti. Türkiye’de istihdam ve toplumsal yaşama aktif katılım için ortaöğretim düzeyinde elde edilecek bilgi, beceri ve yetkinliklere gereksinim artmaktadır ve bu sebeple ortaöğretim kritik öneme sahiptir. Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) ortaöğretimdeki bu dönüşüme ilişkin yürüttüğü çalışmaları temel alarak oluşturduğu önerileri yeni bir bilgi notunda bir araya getirdi.
Ortaöğretime geçiş
İlköğretimden ortaöğretime geçişte “sınavsız”, ailelerin, çocukların ve okulların tercihlerini dikkate alan bir sistem mümkündür. Meslek liselerine ve genel liselere geçişte, öğrencilerin belirli bir alandaki liseler arasından tercihte bulunması ve öğrencilerle okulların bu tercihlere göre eşleştirilmeleri sınavlara gerek duyulmadan yaşama geçirilebilir. Aile ve çocuğun tercihinin bu süreçte rol oynaması, hem sistemin demokratikleşmesini hem de hesapverebilirlik yükünün aileler ve Bakanlık arasında paylaşılmasını sağlar.
Ortaöğretim
Yeni ortaöğretim sisteminde öğrencilerin büyük çoğunluğunun genel liselerde eğitim görmesi hedeflenmelidir. Bu okulların hedefi, öğrencilerin kendilerini, ülkelerini ve dünyayı daha yakından tanıyabilmek üzere keşifler ve deneyler yapmalarına olanak sağlamak olmalıdır. Öğrencilerin aldıkları dersler ve izledikleri programların farklılaşmasına olanak tanınmalıdır. Öğrenciler, lise diplomasının yükümlülüklerini, meslek liselerinde ve mesleki ve teknik eğitim merkezlerinde alacakları mesleki eğitimle ve beceri eğitimiyle tamamlama şansına sahip olmalıdırlar. Tüm liselerde okul yöneticiliği ve rehberlik hizmetlerinin güçlenmesine özel önem verilmelidir. Okulların program ve ders çeşitliliği sağlayabilecek biçimde yönetişim ve finansman olanaklarıyla desteklenmesi gerekmektedir.
Meslek liseleri arasından özel sektör kuruluşları ile işbirlikleri gerçekleştiren, öğrencilerine mesleki ve hayatboyu öğrenme becerileri kazandıran liseler korunmalıdır. Diğer meslek liseleri genel liselere dönüştürülmelidir. Genel liselerde okuyan öğrencilerin meslek liselerinde ya da mesleki ve teknik eğitim merkezlerinde ders ya da program görmesinin önü açılmalı, kurumlar arasında eşgüdüm sağlanmalıdır.
Sınavla öğrenci kabul eden fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve tarihsel açıdan özellikli liseler, sayıları azaltılarak korunmalıdır. Bu okullar hem eğitim yönetişimi hem eğitim uygulamalarında ilerici ve yenilikçi uygulamaların geliştirildiği laboratuvarlar olarak değerlendirilmelidir.
Yükseköğretime geçiş
Zamana yayılan çok sayıda değerlendirme ve öğrenci ilgi ve yönelimleri dikkate alınarak doğru üniversite tercihleri yapılabilir. Öğrencilerin okul ortamında girecekleri ve müfredattaki hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendiren “yeterlik (olgunluk) sınavları” sonuçları, öğrencilerin 11 ve 12. sınıflarda istedikleri zaman girebilecekleri, sözel ve sayısal düşünme becerilerini değerlendiren üniversiteye giriş sınavı sonuçları, okulun psikolojik danışma ve rehberlik grubu yardımı ile öğrenci ilgi ve yönelimleri dikkate alınarak hazırlanan “öğrenci gelişim ve yönelim raporları” ile öğrenciler üniversitelere doğrudan başvurmalı ve yerleştirme üniversiteler tarafından yapılmalıdır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Öğrenciler, üniversitelere doğrudan başvurmalı ve yerleştirmeler, üniversiteler tarafından yapılmalı
Eğitim Reformu Girişimi (ERG), eğitim sisteminde yaşanan dönüşüme yönelik öneri raporu hazırladı. Raporda, öğrencilerin üniversitelere doğrudan başvurmaları ve yerleştirmelerin üniversiteler tarafından yapılması gerektiği belirtilirken, meslek liselerine ve genel liselere geçişte, öğrencilerin belirli bir alandaki liseler arasından tercihte bulunması sınavlara gerek duyulmadan sağlanmalı görüşü vurgulandı.
ERG’nin ‘Ortaöğretimin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışması
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın geçtiğimiz günlerde ulusal basına yansıyan açıklamaları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretimin pek çok farklı boyutuyla dönüştürülmesine ilişkin çalışmalarının hız kazandığına işaret etti. Türkiye’de istihdam ve toplumsal yaşama aktif katılım için ortaöğretim düzeyinde elde edilecek bilgi, beceri ve yetkinliklere gereksinim artmaktadır ve bu sebeple ortaöğretim kritik öneme sahiptir. Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) ortaöğretimdeki bu dönüşüme ilişkin yürüttüğü çalışmaları temel alarak oluşturduğu önerileri yeni bir bilgi notunda bir araya getirdi.
Ortaöğretime geçiş
İlköğretimden ortaöğretime geçişte “sınavsız”, ailelerin, çocukların ve okulların tercihlerini dikkate alan bir sistem mümkündür. Meslek liselerine ve genel liselere geçişte, öğrencilerin belirli bir alandaki liseler arasından tercihte bulunması ve öğrencilerle okulların bu tercihlere göre eşleştirilmeleri sınavlara gerek duyulmadan yaşama geçirilebilir. Aile ve çocuğun tercihinin bu süreçte rol oynaması, hem sistemin demokratikleşmesini hem de hesapverebilirlik yükünün aileler ve Bakanlık arasında paylaşılmasını sağlar.
Ortaöğretim
Yeni ortaöğretim sisteminde öğrencilerin büyük çoğunluğunun genel liselerde eğitim görmesi hedeflenmelidir. Bu okulların hedefi, öğrencilerin kendilerini, ülkelerini ve dünyayı daha yakından tanıyabilmek üzere keşifler ve deneyler yapmalarına olanak sağlamak olmalıdır. Öğrencilerin aldıkları dersler ve izledikleri programların farklılaşmasına olanak tanınmalıdır. Öğrenciler, lise diplomasının yükümlülüklerini, meslek liselerinde ve mesleki ve teknik eğitim merkezlerinde alacakları mesleki eğitimle ve beceri eğitimiyle tamamlama şansına sahip olmalıdırlar. Tüm liselerde okul yöneticiliği ve rehberlik hizmetlerinin güçlenmesine özel önem verilmelidir. Okulların program ve ders çeşitliliği sağlayabilecek biçimde yönetişim ve finansman olanaklarıyla desteklenmesi gerekmektedir.
Meslek liseleri arasından özel sektör kuruluşları ile işbirlikleri gerçekleştiren, öğrencilerine mesleki ve hayatboyu öğrenme becerileri kazandıran liseler korunmalıdır. Diğer meslek liseleri genel liselere dönüştürülmelidir. Genel liselerde okuyan öğrencilerin meslek liselerinde ya da mesleki ve teknik eğitim merkezlerinde ders ya da program görmesinin önü açılmalı, kurumlar arasında eşgüdüm sağlanmalıdır.
Sınavla öğrenci kabul eden fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve tarihsel açıdan özellikli liseler, sayıları azaltılarak korunmalıdır. Bu okullar hem eğitim yönetişimi hem eğitim uygulamalarında ilerici ve yenilikçi uygulamaların geliştirildiği laboratuvarlar olarak değerlendirilmelidir.
Yükseköğretime geçiş
Zamana yayılan çok sayıda değerlendirme ve öğrenci ilgi ve yönelimleri dikkate alınarak doğru üniversite tercihleri yapılabilir. Öğrencilerin okul ortamında girecekleri ve müfredattaki hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendiren “yeterlik (olgunluk) sınavları” sonuçları, öğrencilerin 11 ve 12. sınıflarda istedikleri zaman girebilecekleri, sözel ve sayısal düşünme becerilerini değerlendiren üniversiteye giriş sınavı sonuçları, okulun psikolojik danışma ve rehberlik grubu yardımı ile öğrenci ilgi ve yönelimleri dikkate alınarak hazırlanan “öğrenci gelişim ve yönelim raporları” ile öğrenciler üniversitelere doğrudan başvurmalı ve yerleştirme üniversiteler tarafından yapılmalıdır.
Son Güncelleme: Pazartesi, 04 Mart 2013 10:33
Gösterim: 1722
Turgay Polat, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın geçtiğimiz gün canlı yayında yaptığı sınavlarla ilgili açıklamalarını eleştirerek, yapılan açıklamaların mantık hatalarıyla dolu olduğunu ve çelişkili ifadeler olduğunu belirtti.
İşte Turgay Polat’ın yazısı;
Milli Eğitim Bakanı iki gün önce televizyonda açıkladı; "2013 Eylül itibarıyla tüm klasik liseler Anadolu lisesi olacak, fen liseleri devam edecek, özel okullar isterlerse sınav yaparak öğrenci alabilirler, biz de SBS'yi kaldırıyoruz."
Bakan sonra da dedi ki "SBS kalkınca Anadolu, Anadolu öğretmen liselerine ön kayıtla öğrenci alacağız. Eğer bir okula beklenenden fazla ön kayıt varsa o okul sınav yapabilir." Şimdi bu açıklamalar ne demek?
Temelde oldukça çelişkili ve mantık hataları ile dolu bir açıklama. Kusura bakmasınlar ama biraz da zorlama bir açıklama olmuş gibi. Bildiğiniz gibi bakanlık bir yılı aşkın süredir SBS'yi kaldırmak için bir sürü formül üretiyor. Bu formüller için bir sürü toplantılar yapıyor. Bundan bir ay önce bütün liseleri mahalle lisesi yapmayı düşünmüşler ancak tepkiler üzerine biraz geri çekilmişlerdi. Şimdi de yeni bakan bu çalışmanın biraz yumuşak halini sunmuş oldu. Aslında durum gayet basit bir SBS kaldırma derdi bize nelere mal oluyor. Öncelikle önerim bakanlığın bu sevdadan vazgeçmesi yönünde olacak. Bu dediklerini uygulamaya kalkarlarsa lise sistemi çöker.
***
Bakanın açıklamalarından sonra Ankara'da biraz havayı yokladım. Durum şu; fen liseleri kalıyor ve fen liselerine girişte fen ağırlıklı sınav yapılıyor. Özel okullar devam ediyor bundan 5-6 yıl önce olduğu gibi isterlerse kendi sınavlarını yaparak öğrenci alabilecekler yani özel okul sınavı geri geliyor. Askeri liseler kendi sınavlarını yapmaya devam edecek. Anadolu ve Anadolu öğretmen liselerinin sistemi değişiyor. Bütün klasik liseler Anadolu Lisesi oluyor. Her yıl mayıs sonu haziran başı bu okullar ön kayıtla öğrenci kaydediyor. Ön kayıtta bir okula çok fazla kayıt gelmişse o okul sınav yapma hakkı kazanıyor. Ama sınavı okul değil il milli eğitim müdürlüğü yapıyor. Böylece başvurunun fazla olduğu okullara yerel sınavla öğrenci kabul ediliyor. Sistem bu, böylece merkezi sınav kalkıyor, bakanlığın hesabına göre büyük iller dışında okullarda yığılma olmayacağı için sınav sadece İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde yapılacak. Böylece bir milyonu aşkın öğrenci değil az sayıda öğrenci farklı zamanlarda sınava girmiş olacak.
***
Bence bakanlık bir sınavı beş sınava çıkarmaktan başka bir şey yapmıyor. Fen lisesi sınavı bir, özel okul sınavı iki, Anadolu lisesi sınavı üç, askeri lise sınavı dört, yatılılık ve bursluluk sınavı beş, üstelik bir öğrenci bunların hepsine girebilir. Bu durumda tek sınava giren öğrenciler beş sınava girmiş olacaklar. Üstüne üstlük il bazlı sınavların nasıl olacağı da belli değil. Bu durumda okullar hepten çökecek. Bir de bakanlıkta konuşulan okul başarısının oranını yükseltmek ki bu tam bir facia olur. Çünkü daha önce denediğimiz hatta mevcut sistemdeki okul başarısı etkisi nelere yol açtı hepimizin malumu.
Peki, ne olacak? Benim tanıdığım Nabi Bey bu sistemin yanlışını görüp bundan vazgeçecektir. Çünkü her ne yapmak istiyorsak bu sistemle yapmamız mümkün değil. Ama ben size bir daha bu işin doğrusunu yazayım da belki bu sefer bu sorundan temelli kurtulursunuz.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Turgay Polat, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın geçtiğimiz gün canlı yayında yaptığı sınavlarla ilgili açıklamalarını eleştirerek, yapılan açıklamaların mantık hatalarıyla dolu olduğunu ve çelişkili ifadeler olduğunu belirtti.
İşte Turgay Polat’ın yazısı;
Milli Eğitim Bakanı iki gün önce televizyonda açıkladı; "2013 Eylül itibarıyla tüm klasik liseler Anadolu lisesi olacak, fen liseleri devam edecek, özel okullar isterlerse sınav yaparak öğrenci alabilirler, biz de SBS'yi kaldırıyoruz."
Bakan sonra da dedi ki "SBS kalkınca Anadolu, Anadolu öğretmen liselerine ön kayıtla öğrenci alacağız. Eğer bir okula beklenenden fazla ön kayıt varsa o okul sınav yapabilir." Şimdi bu açıklamalar ne demek?
Temelde oldukça çelişkili ve mantık hataları ile dolu bir açıklama. Kusura bakmasınlar ama biraz da zorlama bir açıklama olmuş gibi. Bildiğiniz gibi bakanlık bir yılı aşkın süredir SBS'yi kaldırmak için bir sürü formül üretiyor. Bu formüller için bir sürü toplantılar yapıyor. Bundan bir ay önce bütün liseleri mahalle lisesi yapmayı düşünmüşler ancak tepkiler üzerine biraz geri çekilmişlerdi. Şimdi de yeni bakan bu çalışmanın biraz yumuşak halini sunmuş oldu. Aslında durum gayet basit bir SBS kaldırma derdi bize nelere mal oluyor. Öncelikle önerim bakanlığın bu sevdadan vazgeçmesi yönünde olacak. Bu dediklerini uygulamaya kalkarlarsa lise sistemi çöker.
***
Bakanın açıklamalarından sonra Ankara'da biraz havayı yokladım. Durum şu; fen liseleri kalıyor ve fen liselerine girişte fen ağırlıklı sınav yapılıyor. Özel okullar devam ediyor bundan 5-6 yıl önce olduğu gibi isterlerse kendi sınavlarını yaparak öğrenci alabilecekler yani özel okul sınavı geri geliyor. Askeri liseler kendi sınavlarını yapmaya devam edecek. Anadolu ve Anadolu öğretmen liselerinin sistemi değişiyor. Bütün klasik liseler Anadolu Lisesi oluyor. Her yıl mayıs sonu haziran başı bu okullar ön kayıtla öğrenci kaydediyor. Ön kayıtta bir okula çok fazla kayıt gelmişse o okul sınav yapma hakkı kazanıyor. Ama sınavı okul değil il milli eğitim müdürlüğü yapıyor. Böylece başvurunun fazla olduğu okullara yerel sınavla öğrenci kabul ediliyor. Sistem bu, böylece merkezi sınav kalkıyor, bakanlığın hesabına göre büyük iller dışında okullarda yığılma olmayacağı için sınav sadece İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde yapılacak. Böylece bir milyonu aşkın öğrenci değil az sayıda öğrenci farklı zamanlarda sınava girmiş olacak.
***
Bence bakanlık bir sınavı beş sınava çıkarmaktan başka bir şey yapmıyor. Fen lisesi sınavı bir, özel okul sınavı iki, Anadolu lisesi sınavı üç, askeri lise sınavı dört, yatılılık ve bursluluk sınavı beş, üstelik bir öğrenci bunların hepsine girebilir. Bu durumda tek sınava giren öğrenciler beş sınava girmiş olacaklar. Üstüne üstlük il bazlı sınavların nasıl olacağı da belli değil. Bu durumda okullar hepten çökecek. Bir de bakanlıkta konuşulan okul başarısının oranını yükseltmek ki bu tam bir facia olur. Çünkü daha önce denediğimiz hatta mevcut sistemdeki okul başarısı etkisi nelere yol açtı hepimizin malumu.
Peki, ne olacak? Benim tanıdığım Nabi Bey bu sistemin yanlışını görüp bundan vazgeçecektir. Çünkü her ne yapmak istiyorsak bu sistemle yapmamız mümkün değil. Ama ben size bir daha bu işin doğrusunu yazayım da belki bu sefer bu sorundan temelli kurtulursunuz.
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Son Güncelleme: Cuma, 01 Mart 2013 13:07
Gösterim: 1905