Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

7 kampus ile eğitim sektöründe yer alan Girne Koleji, bu yıl Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Amerikan Anaokulu markalarını da hayata geçirerek Yatırım ortaklığı modeliyle Türkiye’de büyümesini sürdürüyor.  Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedeflediklerini belirten Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, “Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde markalarımızı büyütmek istiyoruz.” diye konuştu.

dilek_cambazoglu_ekim_2021Yaklaşık 2 yıldır eğitim sektöründe pandemi nedeniyle bir daralma yaşanıyor. Bu daralmanın yakın zamanda tersine döneceğini düşünüyor musunuz? Buradan çıkış için MEB ve özel kurumların yapması gerekenler neler? MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi nasıl mümkün olabilir?
Eğitimde tüm dünyada eşi görülmemiş bir aksaklığa neden olan COVID-19 salgını, okullarda eğitim-öğretimi kesintiye uğrattı. Bazı ülkelerde tamamen kapanma olurken bazılarında kısmi kapanışlar oldu. Bazı ülkeler de ara vermek zorunda kaldı. Bu süreç dünyada farklı kademelerde öğrenim gören 1,5 milyardan fazla öğrenciyi etkiledi. MEB verilerine göre 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 938 özel okul kapandı, 882 özel okul devir işlemi yaptı ve yaklaşık 50 bin öğrenci devlet okullarına geçti. Pandemi döneminde ekonomide yaşanan daralma, özel okullardaki arz ve talep oranlarını da geriletmiştir. Eğitim sektöründeki daralmanın sürece bağlı olarak tersine döneceğine inancımız tam. Pandemi sonrası ekonomideki daralma gerileyecek ve bu da okullaşma oranlarını arttıracaktır.

MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi elbette mümkün. Bu oran önemli, ama bunun sürdürebilir ve sağlam olması gerekir. MEB’in yatırımcılara uygulayacağı teşvikler özel okullaşma oranını arttıracağı gibi MEB’ in de yükünü hafifletecektir.

TEKNOLOJİ DESTEKLİ AMA İNSAN ODAKLI EĞİTİM
Son 2 yıldır sektörde yaşanan bu olumsuz tablonun kurumunuza etkileri neler oldu? Süreci nasıl yönettiniz?
Pandemi süreci aslında bizim ülkemiz de dahil tüm ülkeler için çok ani gelişen bir süreç oldu. Bu sürecin eğitime de çok ciddi etkileri oldu. Uzaktan eğitime geçme noktasında hiçbir ülke elbette ki bu sürece hazırlıklı değildi. Öncelikle şunu belirtmek isterim Türkiye’nin sağlıkta olduğu gibi eğitimde de başarılı bir süreç geçirdiğini düşünüyorum.
Pandemi ile eğitim sektörü hızlı bir biçimlenme sürecine maruz kaldı. Pandemi zorunlu olarak eğitimin tüm alanlarını dijital teknolojiye bıraktı. Değişen ve dönüşen dünyada yeniliklere ayak uydurmamız sürdürülebilir bir eğitim için oldukça önemli. Bu dönüşümde, bireyleri hayata hazırlayan ve topluma uyum sağlamaları için öncülük eden eğitim kurumlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Dünyada küreselleşme, teknoloji, hibrit öğrenme, bireysel öğrenme alanlarında yaşanan gelişim ve dönüşümler hem toplumları hem de eğitimi ve okulları etkiliyor. Bu yüzden, hepimizin sorguladığı “Gelecekte okullar nasıl olacak?”  soruları eğitim camiasında gündemden düşmeyecek çok önemli bir araştırma ve tartışma konusu.
Biz Girne Koleji olarak bu süreçte teknolojinin bize birçok fırsat sunduğu yeni dünya düzeninde öğrencilerimizin, her bilgiyi tam öğrendiği ve özgürce benimsediği, fırsat eşitliği sağlayan bir modelle, 21. yy’ın hayatımıza kattığı değerler çerçevesinde, teknoloji destekli ama insan odaklı yeni nesil bir öğrenme anlayışını benimseyerek eğitim öğretim faaliyetlerinin planlanmasını önemsedik.

YATIRIM ORTAKLARIMIZLA BÜYÜYORUZ
Eğitim sektöründe büyüme modeli olarak franchise sistemi öne çıkıyor. Markanızın bu konuda politikası hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise sisteminizde nasıl bir büyüklüğe ulaştınız? Hedefleriniz ne olacak?
Biz Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak kurduğumuz sisteme franchise yerine ‘Yatırım Ortaklığı Sistemi’ demeyi tercih ediyoruz. Çünkü yerelde markamızı temsil eden Kurucu Temsilcilerimiz bizim aynı zamanda aynı amaca hizmet eden Yatırım Ortaklarımızdır.
Kolej ve Dil Kursu yapılanmamızın Girne Amerikan Üniversitesi ile ortak vizyonu tamamen nitelik ve iletişim odaklı. Bu nedenle de eğitimin global sorumluluğuna dair tüm unsurların kalitesini ve uygulama örneklerini büyük bir özenle deneyimli bir ekiple hayata geçiriyoruz. Böyle bir yatırımın olması da eğitim yatırımı yapmak isteyenler için büyük bir fırsat oluşturdu.
Girne Kolejlerinde ilk yılımızda 7 Kampüs ile başlangıç yaparak ikinci yılımızda öğrenci sayımızı yüzde yüz oranında arttırdık. Hedefimiz her zaman bu isme ve yatırıma yakışan örnek çalışmalarla öğrencilerimize öğrenme keyfini deneyimletmek, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturmak ve anne babaların güveniyle büyümek.
Bu yıl diğer projelerimiz olan Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Koleji Anaokulunu hayata geçirerek eğitim öğretim faaliyetlerine başladık. Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedefliyoruz. Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde büyütmek istiyoruz.
Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası Kampüsleri (ABD, İngiltere, Hong Kong, Sri Lanka, Moldova, KKTC ve Türkiye), tüm Girne Amerikan Üniversitesi öğrencilerine yedi farklı ülkede eğitim vermektedir. Girne Amerikan Üniversitesi gibi dünyanın farklı ülkelerinde kampüsleri olan bir üniversitenin büyüme modelini örnek alarak, tüm projelerimizde aynı konseptte sürdürülebilir bir eğitim politikasıyla ilerleyeceğiz. Hedefimiz yüksek öğrenimde uluslararası bir marka olan Girne Amerikan Üniversitesi’nin global standartlarıyla eğitim veren kurumları hayata geçirmektir. Üniversitenin yüksek öğrenim olanakları, eğitim fakültesi, sürekli eğitim merkezi, uluslararası kampüslerinden ve daha bir çok olanağından faydalanarak Türkiye’de özel okulculukta, farklı bir anlayışla ilerlemek istiyoruz. Girne Kolejinin eğitim yönü hep dünya olacak. Üniversite - okul iş birliğiyle eğitim adına atılan her adım, geleceğin dünyasında anlam bulacak. Dünyanın kapıları daima öğrencilerimize açılacak!

Franchise sisteminiz içinde yer alan ve alacak yatırımcılardan beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Girne Koleji olarak eğitim faaliyetlerini yürütecek okullarda temel kriterimiz donanımlı kampüs ortamı ve fiziksel standartlar. Bu nedenle de eğitim binaları, yatırımcı profili ve okulun konumu bizim için ayrıştırıcı bir büyüme hızı stratejisi.
Yatırım Ortağımız olacak Kurucu Temsilcisinin eğitime bakış açısı, sürdürülebilir bir yapılanma için oldukça önemli. Bizler Yeni Dünya İnsanının Başarı Yolculuğuna odaklandık. Öğrencilerimiz Güçlü bir Dünya Kimliğine sahip olsun istiyoruz. Bu bakış açısı ile Yatırım Ortaklarımızı yeniliklere açık, dünya vizyonuna sahip, inovatif, gelişim ve başarı odaklı kişiler olarak belirliyoruz.  Çünkü eğitim sektörü sadece ticari kaygı ile yürütülebilecek bir sektör değil ayını zamanda geleceğin yönünü belirleyen bir sektör.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Girne Amerikan Üniversitesi’nin global vizyonunu kendimize yol haritası olarak belirledik. Bizler ile bu vizyonu paylaşacak Kurucu Temsilcileri ile marka yolculuğumuzu başlatıyoruz. Tüm bu kriterleri sağlayan Yatırım Ortaklarımızdan bir diğer beklentimiz kampüs yönetiminden insan kaynakları yönetimine, satış-pazarlama ve marka-iletişim yönetiminden eğitim yönetimine kadar tüm süreçlerde eş zamanlılık ve standardizasyon hedefiyle birlikte çalışmak.

Franchise sisteminin eğitimde markalaşmayla ilgili olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Eğitim sektöründe son yıllarda franchise işletme sistemi gittikçe tercih edilebilir bir yöntem oldu. Bu sistemin eğitim sektörüne kazandırdığı olumlu ve olumsuz yönlerinden bahsetmek gerekirse;
Franchise sisteminde her kampüs genel merkeze bağlıdır ancak yerel yöneticiler ile kampüs içerisinden yönetilir. Yerinde yönetim o bölgedeki konjektörleri iyi anlamayı sağlayarak, ana çerçeveyi değiştirmeden bölgesel küçük nüanslar yapabilmeyi sağlar.
Franchise sistemi eğitim sektöründe zincir marka olmak için en uygun yöntemlerden biridir. Eğitim sektöründe birçok yerde aynı markayı görmek veliler için bir güven ve kurum aidiyeti duygusu yaratmaktadır. Tabi burada en önemli husus verilen eğitim hizmetinin tüm okullarda aynı kalitede ve eksiksiz olarak uygulanıyor olmasıdır. Bizler Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak eğitim sistemimizin 4 temel öğesi olan ‘Dünya Kimliği, Etkili İletişim. Bütünsel Tasarım ve Yaratıcı Bakış Açısı’nı tüm kampüslerimizde eksiksiz uyguluyoruz.
Franchise kurumlarının işletimsel hataları nedeniyle marka ile aynı kalitede eğitim verememeleri, velinin gözünde markayı zayıflatabilir. Girne Koleji olarak merkezden denetim ve disiplin ilkeleri ile başarılı bir ‘’Yatırım Ortaklığı Sistemi’’ kurguladık. Eğitim sistemimiz Genel Merkezimizdeki Akademik Kurulumuz tarafından hazırlanmakta, tüm kampüslerimizde eksiksiz olarak uygulanmaktadır. Bu konu sistemimiz içerisinde en hassas olduğumuz konudur.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Yatırım Ortaklığı Anlaşması yaparken ve süreç içerisinde ortaklarımız ile birlikte yol alırken en ince ayrıntıya kadar planlıyoruz. İş ortaklarımızı yaptığımız detaylı araştırmalar ve fizibilite çalışmalarının sonucuna göre belirliyor, yola çıktığımız Yatırım Ortaklarımız ile uzun soluklu bir planlama yapıyoruz.

ÖZEL OKULCULUKTA KISA VE ORTA VADEDE 4 SENARYO
Özel okulculukta kısa ve orta vadede hangi gelişmelerin yaşanmasını bekliyorsunuz?
Covid-19 salgını eğitimde dönüşüm sürecini hızlandırmıştır. Özel okulculukta örgün eğitime katılımın yanı sıra yaygın eğitime katılımın oranları hızla artmaktadır. Eğitim sisteminde kısa vadede insan nüfusunun eğitimde daha fazla süre geçireceği; okullaşmamış nüfusun azalacağı ve temel eğitim ve lise eğitimi alan nüfusun önemli düzeyde artacağı tahmin edilmektedir.Okullarda herkes için standardize edilmiş, ezber yöntemlerinin yaygın olduğu, bilgi hatırlamaya odaklı bir eğitim modeli sürdürülmekteydi. Bu anlayış birçok sistemde hala önemli ölçüde sürdürülse de, bireysel öğrenme ihtiyaçlarının daha fazla önem kazandığı, öğrenmenin çevreyle ve sosyo-duygusal süreçlerle yakın ilişkisinin görüldüğü anlayışa doğru bir değişimden bahsetmek mümkün.
Günümüzde toplumlarda eğitim bilinci yükselmiştir. Artan bu bilinç kısa ve orta vadede özel okulculukta yeni bir şeyler söylemeyi zorunlu kılacaktır. Girne Koleji olarak biz ‘Dünya Vatandaşı’ yetiştirmek ideali ile yola çıktığımız için yeni bir eğitim yolculuğu başlattık. Bu yolculukta; yabancı dil eğitimini branş dersi olmaktan çıkartıp tüm eğitim sistemimize entegre ettik.Öğrencilerimizin 21. yüzyıl becerilerine sahip olması, sanat dalları ve spor branşlarında uzmanlaşması ve yaşamsal becerileri edinmesi bizler için öncelikli konular haline gelmiştir.
Tüm bu konuştuklarımızın ışığında yapılan araştırmalar sonucu özel okulculukta kısa ve orta vadede 4 senaryo dikkat çekmektedir.

•Artan okullaşma: Eğitim öğretim sürelerinin artırılması

•Dış kaynaklarla desteklenen eğitim: Öğrenme pazarları olan talebin artması

•Öğrenme merkezleri olarak okullar: Okullardaki eğitimin yeniden ele alınması ve dönüştürülmesi

•Okul temelli öğrenmenin sonu: Birey temelli öğrenme

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ GENEL MÜDÜRLÜK – KAMPÜS İŞ BİRLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Franchise modelinizin temel unsurları nelerdir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise yatırımcılarınıza sunduğunuz avantajlar nelerdir?
Eğitimin global sorumluluğuna dair bütün dinamiklerin kalitesini ve uygulama örneklerini Girne markasının ismine ve yatırımına yakışan çalışmaları hayata geçirerek, öğrencilerimizin öğrenme keyfini global kültürle buluşturuyor, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturuyor, anne babaların güveniyle geleceğe değer katıyor ve eğitim yatırımcılarının ihtiyaç duyduğu strateji, planlama ve yönetimle dünya kimliğinde iş birliğine imza atıyoruz.

Biz Yatırım Ortaklarımıza ‘’Dünya Kimliğinde Eğitim Yönetimi’’ için ‘’Dünya Kimliğinde İşbirliği’’ olanakları sunuyoruz.Başarıyı profesyonel ve bilinçli bir planlama süreci olarak nitelendirerek;

•Akademik içeriğin ve ölçme-değerlendirme takviminin eş zamanlı yönetiminden, hibrit okul sistemini mümkün kılan eğitim-öğretim kaynaklarına,

•Girne Amerikan Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen öğrenci-öğretmen-veli seminerlerinden, kampüs bazlı okul gelişim planlarına,

•Kurumsal iletişim stratejilerinin ulusal ve yerel uygulamalarla güçlendirilmesinden, marka kimliğinin fark yaratan tasarım ve söylemlerle bilinir kılınmasına,

•‘’Yeni Dünya İnsanının’’ başarı portföyünün AR-GE odağıyla geliştirilmesinden, okul-yaşam-kariyer temelli ihtiyaç haritalarına cevap veren çok yönlü iletişim mekanizmalarına yönelik çalışmalar yürüterek, Türkiye’nin en güçlü genel müdürlük – kampüs iş birliğini gerçekleştirdik.

 

Girne Amerikan Üniversitesi’nin Global Vizyonu ile büyümeye devam ediyoruz

7 kampus ile eğitim sektöründe yer alan Girne Koleji, bu yıl Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Amerikan Anaokulu markalarını da hayata geçirerek Yatırım ortaklığı modeliyle Türkiye’de büyümesini sürdürüyor.  Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedeflediklerini belirten Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, “Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde markalarımızı büyütmek istiyoruz.” diye konuştu.

 

Yaklaşık 2 yıldır eğitim sektöründe pandemi nedeniyle bir daralma yaşanıyor. Bu daralmanın yakın zamanda tersine döneceğini düşünüyor musunuz? Buradan çıkış için MEB ve özel kurumların yapması gerekenler neler? MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi nasıl mümkün olabilir?

Eğitimde tüm dünyada eşi görülmemiş bir aksaklığa neden olan COVID-19 salgını, okullarda eğitim-öğretimi kesintiye uğrattı. Bazı ülkelerde tamamen kapanma olurken bazılarında kısmi kapanışlar oldu. Bazı ülkeler de ara vermek zorunda kaldı. Bu süreç dünyada farklı kademelerde öğrenim gören 1,5 milyardan fazla öğrenciyi etkiledi. MEB verilerine göre 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 938 özel okul kapandı, 882 özel okul devir işlemi yaptı ve yaklaşık 50 bin öğrenci devlet okullarına geçti. Pandemi döneminde ekonomide yaşanan daralma, özel okullardaki arz ve talep oranlarını da geriletmiştir. Eğitim sektöründeki daralmanın sürece bağlı olarak tersine döneceğine inancımız tam. Pandemi sonrası ekonomideki daralma gerileyecek ve bu da okullaşma oranlarını arttıracaktır.
MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi elbette mümkün. Bu oran önemli, ama bunun sürdürebilir ve sağlam olması gerekir. MEB’in yatırımcılara uygulayacağı teşvikler özel okullaşma oranını arttıracağı gibi MEB’ in de yükünü hafifletecektir.

TEKNOLOJİ DESTEKLİ AMA İNSAN ODAKLI EĞİTİM

Son 2 yıldır sektörde yaşanan bu olumsuz tablonun kurumunuza etkileri neler oldu? Süreci nasıl yönettiniz?
Pandemi süreci aslında bizim ülkemiz de dahil tüm ülkeler için çok ani gelişen bir süreç oldu. Bu sürecin eğitime de çok ciddi etkileri oldu. Uzaktan eğitime geçme noktasında hiçbir ülke elbette ki bu sürece hazırlıklı değildi. Öncelikle şunu belirtmek isterim Türkiye’nin sağlıkta olduğu gibi eğitimde de başarılı bir süreç geçirdiğini düşünüyorum.
Pandemi ile eğitim sektörü hızlı bir biçimlenme sürecine maruz kaldı.
Pandemi zorunlu olarak eğitimin tüm alanlarını dijital teknolojiye bıraktı. Değişen ve dönüşen dünyada yeniliklere ayak uydurmamız sürdürülebilir bir eğitim için oldukça önemli. Bu dönüşümde, bireyleri hayata hazırlayan ve topluma uyum sağlamaları için öncülük eden eğitim kurumlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Dünyada küreselleşme, teknoloji, hibrit öğrenme, bireysel öğrenme alanlarında yaşanan gelişim ve dönüşümler hem toplumları hem de eğitimi ve okulları etkiliyor. Bu yüzden, hepimizin sorguladığı “Gelecekte okullar nasıl olacak?”  soruları eğitim camiasında gündemden düşmeyecek çok önemli bir araştırma ve tartışma konusu.
Biz Girne Koleji olarak bu süreçte teknolojinin bize birçok fırsat sunduğu yeni dünya düzeninde öğrencilerimizin, her bilgiyi tam öğrendiği ve özgürce benimsediği, fırsat eşitliği sağlayan bir modelle, 21. yy’ın hayatımıza kattığı değerler çerçevesinde, teknoloji destekli ama insan odaklı yeni nesil bir öğrenme anlayışını benimseyerek eğitim öğretim faaliyetlerinin planlanmasını önemsedik.

YATIRIM ORTAKLARIMIZLA BÜYÜYORUZ

Eğitim sektöründe büyüme modeli olarak franchise sistemi öne çıkıyor. Markanızın bu konuda politikası hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise sisteminizde nasıl bir büyüklüğe ulaştınız? Hedefleriniz ne olacak?
Biz Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak kurduğumuz sisteme franchise yerine ‘Yatırım Ortaklığı Sistemi’ demeyi tercih ediyoruz. Çünkü yerelde markamızı temsil eden Kurucu Temsilcilerimiz bizim aynı zamanda aynı amaca hizmet eden Yatırım Ortaklarımızdır.
Kolej ve Dil Kursu yapılanmamızın Girne Amerikan Üniversitesi ile ortak vizyonu tamamen nitelik ve iletişim odaklı. Bu nedenle de eğitimin global sorumluluğuna dair tüm unsurların kalitesini ve uygulama örneklerini büyük bir özenle deneyimli bir ekiple hayata geçiriyoruz. Böyle bir yatırımın olması da eğitim yatırımı yapmak isteyenler için büyük bir fırsat oluşturdu.
Girne Kolejlerinde ilk yılımızda 7 Kampüs ile başlangıç yaparak ikinci yılımızda öğrenci sayımızı yüzde yüz oranında arttırdık. Hedefimiz her zaman bu isme ve yatırıma yakışan örnek çalışmalarla öğrencilerimize öğrenme keyfini deneyimletmek, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturmak ve anne babaların güveniyle büyümek.
Bu yıl diğer projelerimiz olan Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Koleji Anaokulunu hayata geçirerek eğitim öğretim faaliyetlerine başladık. Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedefliyoruz. Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde büyütmek istiyoruz.
Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası Kampüsleri (ABD, İngiltere, Hong Kong, Sri Lanka, Moldova, KKTC ve Türkiye), tüm Girne Amerikan Üniversitesi öğrencilerine yedi farklı ülkede eğitim vermektedir. Girne Amerikan Üniversitesi gibi dünyanın farklı ülkelerinde kampüsleri olan bir üniversitenin büyüme modelini örnek alarak, tüm projelerimizde aynı konseptte sürdürülebilir bir eğitim politikasıyla ilerleyeceğiz. Hedefimiz yüksek öğrenimde uluslararası bir marka olan Girne Amerikan Üniversitesi’nin global standartlarıyla eğitim veren kurumları hayata geçirmektir. Üniversitenin yüksek öğrenim olanakları, eğitim fakültesi, sürekli eğitim merkezi, uluslararası kampüslerinden ve daha bir çok olanağından faydalanarak Türkiye’de özel okulculukta, farklı bir anlayışla ilerlemek istiyoruz. Girne Kolejinin eğitim yönü hep dünya olacak. Üniversite - okul iş birliğiyle eğitim adına atılan her adım, geleceğin dünyasında anlam bulacak. Dünyanın kapıları daima öğrencilerimize açılacak!

Franchise sisteminiz içinde yer alan ve alacak yatırımcılardan beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Girne Koleji olarak eğitim faaliyetlerini yürütecek okullarda temel kriterimiz donanımlı kampüs ortamı ve fiziksel standartlar. Bu nedenle de eğitim binaları, yatırımcı profili ve okulun konumu bizim için ayrıştırıcı bir büyüme hızı stratejisi.
Yatırım Ortağımız olacak Kurucu Temsilcisinin eğitime bakış açısı, sürdürülebilir bir yapılanma için oldukça önemli. Bizler Yeni Dünya İnsanının Başarı Yolculuğuna odaklandık. Öğrencilerimiz Güçlü bir Dünya Kimliğine sahip olsun istiyoruz. Bu bakış açısı ile Yatırım Ortaklarımızı yeniliklere açık, dünya vizyonuna sahip, inovatif, gelişim ve başarı odaklı kişiler olarak belirliyoruz.  Çünkü eğitim sektörü sadece ticari kaygı ile yürütülebilecek bir sektör değil ayını zamanda geleceğin yönünü belirleyen bir sektör.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Girne Amerikan Üniversitesi’nin global vizyonunu kendimize yol haritası olarak belirledik. Bizler ile bu vizyonu paylaşacak Kurucu Temsilcileri ile marka yolculuğumuzu başlatıyoruz. Tüm bu kriterleri sağlayan Yatırım Ortaklarımızdan bir diğer beklentimiz kampüs yönetiminden insan kaynakları yönetimine, satış-pazarlama ve marka-iletişim yönetiminden eğitim yönetimine kadar tüm süreçlerde eş zamanlılık ve standardizasyon hedefiyle birlikte çalışmak.

Franchise sisteminin eğitimde markalaşmayla ilgili olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Eğitim sektöründe son yıllarda franchise işletme sistemi gittikçe tercih edilebilir bir yöntem oldu. Bu sistemin eğitim sektörüne kazandırdığı olumlu ve olumsuz yönlerinden bahsetmek gerekirse;
Franchise sisteminde her kampüs genel merkeze bağlıdır ancak yerel yöneticiler ile kampüs içerisinden yönetilir. Yerinde yönetim o bölgedeki konjektörleri iyi anlamayı sağlayarak, ana çerçeveyi değiştirmeden bölgesel küçük nüanslar yapabilmeyi sağlar.
Franchise sistemi eğitim sektöründe zincir marka olmak için en uygun yöntemlerden biridir. Eğitim sektöründe birçok yerde aynı markayı görmek veliler için bir güven ve kurum aidiyeti duygusu yaratmaktadır. Tabi burada en önemli husus verilen eğitim hizmetinin tüm okullarda aynı kalitede ve eksiksiz olarak uygulanıyor olmasıdır. Bizler Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak eğitim sistemimizin 4 temel öğesi olan ‘Dünya Kimliği, Etkili İletişim. Bütünsel Tasarım ve Yaratıcı Bakış Açısı’nı tüm kampüslerimizde eksiksiz uyguluyoruz.
Franchise kurumlarının işletimsel hataları nedeniyle marka ile aynı kalitede eğitim verememeleri, velinin gözünde markayı zayıflatabilir. Girne Koleji olarak merkezden denetim ve disiplin ilkeleri ile başarılı bir ‘’Yatırım Ortaklığı Sistemi’’ kurguladık. Eğitim sistemimiz Genel Merkezimizdeki Akademik Kurulumuz tarafından hazırlanmakta, tüm kampüslerimizde eksiksiz olarak uygulanmaktadır. Bu konu sistemimiz içerisinde en hassas olduğumuz konudur.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Yatırım Ortaklığı Anlaşması yaparken ve süreç içerisinde ortaklarımız ile birlikte yol alırken en ince ayrıntıya kadar planlıyoruz. İş ortaklarımızı yaptığımız detaylı araştırmalar ve fizibilite çalışmalarının sonucuna göre belirliyor, yola çıktığımız Yatırım Ortaklarımız ile uzun soluklu bir planlama yapıyoruz.

 

ÖZEL OKULCULUKTA KISA VE ORTA VADEDE 4 SENARYO

Özel okulculukta kısa ve orta vadede hangi gelişmelerin yaşanmasını bekliyorsunuz?
Covid-19 salgını eğitimde dönüşüm sürecini hızlandırmıştır. Özel okulculukta örgün eğitime katılımın yanı sıra yaygın eğitime katılımın oranları hızla artmaktadır. Eğitim sisteminde kısa vadede insan nüfusunun eğitimde daha fazla süre geçireceği; okullaşmamış nüfusun azalacağı ve temel eğitim ve lise eğitimi alan nüfusun önemli düzeyde artacağı tahmin edilmektedir.Okullarda herkes için standardize edilmiş, ezber yöntemlerinin yaygın olduğu, bilgi hatırlamaya odaklı bir eğitim modeli sürdürülmekteydi. Bu anlayış birçok sistemde hala önemli ölçüde sürdürülse de, bireysel öğrenme ihtiyaçlarının daha fazla önem kazandığı, öğrenmenin çevreyle ve sosyo-duygusal süreçlerle yakın ilişkisinin görüldüğü anlayışa doğru bir değişimden bahsetmek mümkün.
Günümüzde toplumlarda eğitim bilinci yükselmiştir. Artan bu bilinç kısa ve orta vadede özel okulculukta yeni bir şeyler söylemeyi zorunlu kılacaktır. Girne Koleji olarak biz ‘Dünya Vatandaşı’ yetiştirmek ideali ile yola çıktığımız için yeni bir eğitim yolculuğu başlattık. Bu yolculukta; yabancı dil eğitimini branş dersi olmaktan çıkartıp tüm eğitim sistemimize entegre ettik.Öğrencilerimizin 21. yüzyıl becerilerine sahip olması, sanat dalları ve spor branşlarında uzmanlaşması ve yaşamsal becerileri edinmesi bizler için öncelikli konular haline gelmiştir.
Tüm bu konuştuklarımızın ışığında yapılan araştırmalar sonucu özel okulculukta kısa ve orta vadede 4 senaryo dikkat çekmektedir.

  • Artan okullaşma: Eğitim öğretim sürelerinin artırılması
  • Dış kaynaklarla desteklenen eğitim: Öğrenme pazarları olan talebin artması
  • Öğrenme merkezleri olarak okullar: Okullardaki eğitimin yeniden ele alınması ve dönüştürülmesi
  • Okul temelli öğrenmenin sonu: Birey temelli öğrenme

 

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ GENEL MÜDÜRLÜK – KAMPÜS İŞ BİRLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK

Franchise modelinizin temel unsurları nelerdir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise yatırımcılarınıza sunduğunuz avantajlar nelerdir?
Eğitimin global sorumluluğuna dair bütün dinamiklerin kalitesini ve uygulama örneklerini Girne markasının ismine ve yatırımına yakışan çalışmaları hayata geçirerek, öğrencilerimizin öğrenme keyfini global kültürle buluşturuyor, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturuyor, anne babaların güveniyle geleceğe değer katıyor ve eğitim yatırımcılarının ihtiyaç duyduğu strateji, planlama ve yönetimle dünya kimliğinde iş birliğine imza atıyoruz.
Biz Yatırım Ortaklarımıza ‘’Dünya Kimliğinde Eğitim Yönetimi’’ için ‘’Dünya Kimliğinde İşbirliği’’ olanakları sunuyoruz.Başarıyı profesyonel ve bilinçli bir planlama süreci olarak nitelendirerek;

·         Akademik içeriğin ve ölçme-değerlendirme takviminin eş zamanlı yönetiminden, hibrit okul sistemini mümkün kılan eğitim-öğretim kaynaklarına,

·         Girne Amerikan Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen öğrenci-öğretmen-veli seminerlerinden, kampüs bazlı okul gelişim planlarına,

·         Kurumsal iletişim stratejilerinin ulusal ve yerel uygulamalarla güçlendirilmesinden, marka kimliğinin fark yaratan tasarım ve söylemlerle bilinir kılınmasına,

·         ‘’Yeni Dünya İnsanının’’ başarı portföyünün AR-GE odağıyla geliştirilmesinden, okul-yaşam-kariyer temelli ihtiyaç haritalarına cevap veren çok yönlü iletişim mekanizmalarına yönelik çalışmalar yürüterek, Türkiye’nin en güçlü genel müdürlük – kampüs iş birliğini gerçekleştirdik.

 

> Girne Amerikan Üniversitesi’nin Global Vizyonu ile büyümeye devam ediyoruz

7 kampus ile eğitim sektöründe yer alan Girne Koleji, bu yıl Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Amerikan Anaokulu markalarını da hayata geçirerek Yatırım ortaklığı modeliyle Türkiye’de büyümesini sürdürüyor.  Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedeflediklerini belirten Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, “Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde markalarımızı büyütmek istiyoruz.” diye konuştu.

dilek_cambazoglu_ekim_2021Yaklaşık 2 yıldır eğitim sektöründe pandemi nedeniyle bir daralma yaşanıyor. Bu daralmanın yakın zamanda tersine döneceğini düşünüyor musunuz? Buradan çıkış için MEB ve özel kurumların yapması gerekenler neler? MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi nasıl mümkün olabilir?
Eğitimde tüm dünyada eşi görülmemiş bir aksaklığa neden olan COVID-19 salgını, okullarda eğitim-öğretimi kesintiye uğrattı. Bazı ülkelerde tamamen kapanma olurken bazılarında kısmi kapanışlar oldu. Bazı ülkeler de ara vermek zorunda kaldı. Bu süreç dünyada farklı kademelerde öğrenim gören 1,5 milyardan fazla öğrenciyi etkiledi. MEB verilerine göre 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 938 özel okul kapandı, 882 özel okul devir işlemi yaptı ve yaklaşık 50 bin öğrenci devlet okullarına geçti. Pandemi döneminde ekonomide yaşanan daralma, özel okullardaki arz ve talep oranlarını da geriletmiştir. Eğitim sektöründeki daralmanın sürece bağlı olarak tersine döneceğine inancımız tam. Pandemi sonrası ekonomideki daralma gerileyecek ve bu da okullaşma oranlarını arttıracaktır.

MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi elbette mümkün. Bu oran önemli, ama bunun sürdürebilir ve sağlam olması gerekir. MEB’in yatırımcılara uygulayacağı teşvikler özel okullaşma oranını arttıracağı gibi MEB’ in de yükünü hafifletecektir.

TEKNOLOJİ DESTEKLİ AMA İNSAN ODAKLI EĞİTİM
Son 2 yıldır sektörde yaşanan bu olumsuz tablonun kurumunuza etkileri neler oldu? Süreci nasıl yönettiniz?
Pandemi süreci aslında bizim ülkemiz de dahil tüm ülkeler için çok ani gelişen bir süreç oldu. Bu sürecin eğitime de çok ciddi etkileri oldu. Uzaktan eğitime geçme noktasında hiçbir ülke elbette ki bu sürece hazırlıklı değildi. Öncelikle şunu belirtmek isterim Türkiye’nin sağlıkta olduğu gibi eğitimde de başarılı bir süreç geçirdiğini düşünüyorum.
Pandemi ile eğitim sektörü hızlı bir biçimlenme sürecine maruz kaldı. Pandemi zorunlu olarak eğitimin tüm alanlarını dijital teknolojiye bıraktı. Değişen ve dönüşen dünyada yeniliklere ayak uydurmamız sürdürülebilir bir eğitim için oldukça önemli. Bu dönüşümde, bireyleri hayata hazırlayan ve topluma uyum sağlamaları için öncülük eden eğitim kurumlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Dünyada küreselleşme, teknoloji, hibrit öğrenme, bireysel öğrenme alanlarında yaşanan gelişim ve dönüşümler hem toplumları hem de eğitimi ve okulları etkiliyor. Bu yüzden, hepimizin sorguladığı “Gelecekte okullar nasıl olacak?”  soruları eğitim camiasında gündemden düşmeyecek çok önemli bir araştırma ve tartışma konusu.
Biz Girne Koleji olarak bu süreçte teknolojinin bize birçok fırsat sunduğu yeni dünya düzeninde öğrencilerimizin, her bilgiyi tam öğrendiği ve özgürce benimsediği, fırsat eşitliği sağlayan bir modelle, 21. yy’ın hayatımıza kattığı değerler çerçevesinde, teknoloji destekli ama insan odaklı yeni nesil bir öğrenme anlayışını benimseyerek eğitim öğretim faaliyetlerinin planlanmasını önemsedik.

YATIRIM ORTAKLARIMIZLA BÜYÜYORUZ
Eğitim sektöründe büyüme modeli olarak franchise sistemi öne çıkıyor. Markanızın bu konuda politikası hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise sisteminizde nasıl bir büyüklüğe ulaştınız? Hedefleriniz ne olacak?
Biz Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak kurduğumuz sisteme franchise yerine ‘Yatırım Ortaklığı Sistemi’ demeyi tercih ediyoruz. Çünkü yerelde markamızı temsil eden Kurucu Temsilcilerimiz bizim aynı zamanda aynı amaca hizmet eden Yatırım Ortaklarımızdır.
Kolej ve Dil Kursu yapılanmamızın Girne Amerikan Üniversitesi ile ortak vizyonu tamamen nitelik ve iletişim odaklı. Bu nedenle de eğitimin global sorumluluğuna dair tüm unsurların kalitesini ve uygulama örneklerini büyük bir özenle deneyimli bir ekiple hayata geçiriyoruz. Böyle bir yatırımın olması da eğitim yatırımı yapmak isteyenler için büyük bir fırsat oluşturdu.
Girne Kolejlerinde ilk yılımızda 7 Kampüs ile başlangıç yaparak ikinci yılımızda öğrenci sayımızı yüzde yüz oranında arttırdık. Hedefimiz her zaman bu isme ve yatırıma yakışan örnek çalışmalarla öğrencilerimize öğrenme keyfini deneyimletmek, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturmak ve anne babaların güveniyle büyümek.
Bu yıl diğer projelerimiz olan Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Koleji Anaokulunu hayata geçirerek eğitim öğretim faaliyetlerine başladık. Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedefliyoruz. Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde büyütmek istiyoruz.
Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası Kampüsleri (ABD, İngiltere, Hong Kong, Sri Lanka, Moldova, KKTC ve Türkiye), tüm Girne Amerikan Üniversitesi öğrencilerine yedi farklı ülkede eğitim vermektedir. Girne Amerikan Üniversitesi gibi dünyanın farklı ülkelerinde kampüsleri olan bir üniversitenin büyüme modelini örnek alarak, tüm projelerimizde aynı konseptte sürdürülebilir bir eğitim politikasıyla ilerleyeceğiz. Hedefimiz yüksek öğrenimde uluslararası bir marka olan Girne Amerikan Üniversitesi’nin global standartlarıyla eğitim veren kurumları hayata geçirmektir. Üniversitenin yüksek öğrenim olanakları, eğitim fakültesi, sürekli eğitim merkezi, uluslararası kampüslerinden ve daha bir çok olanağından faydalanarak Türkiye’de özel okulculukta, farklı bir anlayışla ilerlemek istiyoruz. Girne Kolejinin eğitim yönü hep dünya olacak. Üniversite - okul iş birliğiyle eğitim adına atılan her adım, geleceğin dünyasında anlam bulacak. Dünyanın kapıları daima öğrencilerimize açılacak!

Franchise sisteminiz içinde yer alan ve alacak yatırımcılardan beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Girne Koleji olarak eğitim faaliyetlerini yürütecek okullarda temel kriterimiz donanımlı kampüs ortamı ve fiziksel standartlar. Bu nedenle de eğitim binaları, yatırımcı profili ve okulun konumu bizim için ayrıştırıcı bir büyüme hızı stratejisi.
Yatırım Ortağımız olacak Kurucu Temsilcisinin eğitime bakış açısı, sürdürülebilir bir yapılanma için oldukça önemli. Bizler Yeni Dünya İnsanının Başarı Yolculuğuna odaklandık. Öğrencilerimiz Güçlü bir Dünya Kimliğine sahip olsun istiyoruz. Bu bakış açısı ile Yatırım Ortaklarımızı yeniliklere açık, dünya vizyonuna sahip, inovatif, gelişim ve başarı odaklı kişiler olarak belirliyoruz.  Çünkü eğitim sektörü sadece ticari kaygı ile yürütülebilecek bir sektör değil ayını zamanda geleceğin yönünü belirleyen bir sektör.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Girne Amerikan Üniversitesi’nin global vizyonunu kendimize yol haritası olarak belirledik. Bizler ile bu vizyonu paylaşacak Kurucu Temsilcileri ile marka yolculuğumuzu başlatıyoruz. Tüm bu kriterleri sağlayan Yatırım Ortaklarımızdan bir diğer beklentimiz kampüs yönetiminden insan kaynakları yönetimine, satış-pazarlama ve marka-iletişim yönetiminden eğitim yönetimine kadar tüm süreçlerde eş zamanlılık ve standardizasyon hedefiyle birlikte çalışmak.

Franchise sisteminin eğitimde markalaşmayla ilgili olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Eğitim sektöründe son yıllarda franchise işletme sistemi gittikçe tercih edilebilir bir yöntem oldu. Bu sistemin eğitim sektörüne kazandırdığı olumlu ve olumsuz yönlerinden bahsetmek gerekirse;
Franchise sisteminde her kampüs genel merkeze bağlıdır ancak yerel yöneticiler ile kampüs içerisinden yönetilir. Yerinde yönetim o bölgedeki konjektörleri iyi anlamayı sağlayarak, ana çerçeveyi değiştirmeden bölgesel küçük nüanslar yapabilmeyi sağlar.
Franchise sistemi eğitim sektöründe zincir marka olmak için en uygun yöntemlerden biridir. Eğitim sektöründe birçok yerde aynı markayı görmek veliler için bir güven ve kurum aidiyeti duygusu yaratmaktadır. Tabi burada en önemli husus verilen eğitim hizmetinin tüm okullarda aynı kalitede ve eksiksiz olarak uygulanıyor olmasıdır. Bizler Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak eğitim sistemimizin 4 temel öğesi olan ‘Dünya Kimliği, Etkili İletişim. Bütünsel Tasarım ve Yaratıcı Bakış Açısı’nı tüm kampüslerimizde eksiksiz uyguluyoruz.
Franchise kurumlarının işletimsel hataları nedeniyle marka ile aynı kalitede eğitim verememeleri, velinin gözünde markayı zayıflatabilir. Girne Koleji olarak merkezden denetim ve disiplin ilkeleri ile başarılı bir ‘’Yatırım Ortaklığı Sistemi’’ kurguladık. Eğitim sistemimiz Genel Merkezimizdeki Akademik Kurulumuz tarafından hazırlanmakta, tüm kampüslerimizde eksiksiz olarak uygulanmaktadır. Bu konu sistemimiz içerisinde en hassas olduğumuz konudur.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Yatırım Ortaklığı Anlaşması yaparken ve süreç içerisinde ortaklarımız ile birlikte yol alırken en ince ayrıntıya kadar planlıyoruz. İş ortaklarımızı yaptığımız detaylı araştırmalar ve fizibilite çalışmalarının sonucuna göre belirliyor, yola çıktığımız Yatırım Ortaklarımız ile uzun soluklu bir planlama yapıyoruz.

ÖZEL OKULCULUKTA KISA VE ORTA VADEDE 4 SENARYO
Özel okulculukta kısa ve orta vadede hangi gelişmelerin yaşanmasını bekliyorsunuz?
Covid-19 salgını eğitimde dönüşüm sürecini hızlandırmıştır. Özel okulculukta örgün eğitime katılımın yanı sıra yaygın eğitime katılımın oranları hızla artmaktadır. Eğitim sisteminde kısa vadede insan nüfusunun eğitimde daha fazla süre geçireceği; okullaşmamış nüfusun azalacağı ve temel eğitim ve lise eğitimi alan nüfusun önemli düzeyde artacağı tahmin edilmektedir.Okullarda herkes için standardize edilmiş, ezber yöntemlerinin yaygın olduğu, bilgi hatırlamaya odaklı bir eğitim modeli sürdürülmekteydi. Bu anlayış birçok sistemde hala önemli ölçüde sürdürülse de, bireysel öğrenme ihtiyaçlarının daha fazla önem kazandığı, öğrenmenin çevreyle ve sosyo-duygusal süreçlerle yakın ilişkisinin görüldüğü anlayışa doğru bir değişimden bahsetmek mümkün.
Günümüzde toplumlarda eğitim bilinci yükselmiştir. Artan bu bilinç kısa ve orta vadede özel okulculukta yeni bir şeyler söylemeyi zorunlu kılacaktır. Girne Koleji olarak biz ‘Dünya Vatandaşı’ yetiştirmek ideali ile yola çıktığımız için yeni bir eğitim yolculuğu başlattık. Bu yolculukta; yabancı dil eğitimini branş dersi olmaktan çıkartıp tüm eğitim sistemimize entegre ettik.Öğrencilerimizin 21. yüzyıl becerilerine sahip olması, sanat dalları ve spor branşlarında uzmanlaşması ve yaşamsal becerileri edinmesi bizler için öncelikli konular haline gelmiştir.
Tüm bu konuştuklarımızın ışığında yapılan araştırmalar sonucu özel okulculukta kısa ve orta vadede 4 senaryo dikkat çekmektedir.

•Artan okullaşma: Eğitim öğretim sürelerinin artırılması

•Dış kaynaklarla desteklenen eğitim: Öğrenme pazarları olan talebin artması

•Öğrenme merkezleri olarak okullar: Okullardaki eğitimin yeniden ele alınması ve dönüştürülmesi

•Okul temelli öğrenmenin sonu: Birey temelli öğrenme

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ GENEL MÜDÜRLÜK – KAMPÜS İŞ BİRLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Franchise modelinizin temel unsurları nelerdir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise yatırımcılarınıza sunduğunuz avantajlar nelerdir?
Eğitimin global sorumluluğuna dair bütün dinamiklerin kalitesini ve uygulama örneklerini Girne markasının ismine ve yatırımına yakışan çalışmaları hayata geçirerek, öğrencilerimizin öğrenme keyfini global kültürle buluşturuyor, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturuyor, anne babaların güveniyle geleceğe değer katıyor ve eğitim yatırımcılarının ihtiyaç duyduğu strateji, planlama ve yönetimle dünya kimliğinde iş birliğine imza atıyoruz.

Biz Yatırım Ortaklarımıza ‘’Dünya Kimliğinde Eğitim Yönetimi’’ için ‘’Dünya Kimliğinde İşbirliği’’ olanakları sunuyoruz.Başarıyı profesyonel ve bilinçli bir planlama süreci olarak nitelendirerek;

•Akademik içeriğin ve ölçme-değerlendirme takviminin eş zamanlı yönetiminden, hibrit okul sistemini mümkün kılan eğitim-öğretim kaynaklarına,

•Girne Amerikan Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen öğrenci-öğretmen-veli seminerlerinden, kampüs bazlı okul gelişim planlarına,

•Kurumsal iletişim stratejilerinin ulusal ve yerel uygulamalarla güçlendirilmesinden, marka kimliğinin fark yaratan tasarım ve söylemlerle bilinir kılınmasına,

•‘’Yeni Dünya İnsanının’’ başarı portföyünün AR-GE odağıyla geliştirilmesinden, okul-yaşam-kariyer temelli ihtiyaç haritalarına cevap veren çok yönlü iletişim mekanizmalarına yönelik çalışmalar yürüterek, Türkiye’nin en güçlü genel müdürlük – kampüs iş birliğini gerçekleştirdik.

 

Girne Amerikan Üniversitesi’nin Global Vizyonu ile büyümeye devam ediyoruz

7 kampus ile eğitim sektöründe yer alan Girne Koleji, bu yıl Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Amerikan Anaokulu markalarını da hayata geçirerek Yatırım ortaklığı modeliyle Türkiye’de büyümesini sürdürüyor.  Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedeflediklerini belirten Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, “Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde markalarımızı büyütmek istiyoruz.” diye konuştu.

 

Yaklaşık 2 yıldır eğitim sektöründe pandemi nedeniyle bir daralma yaşanıyor. Bu daralmanın yakın zamanda tersine döneceğini düşünüyor musunuz? Buradan çıkış için MEB ve özel kurumların yapması gerekenler neler? MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi nasıl mümkün olabilir?

Eğitimde tüm dünyada eşi görülmemiş bir aksaklığa neden olan COVID-19 salgını, okullarda eğitim-öğretimi kesintiye uğrattı. Bazı ülkelerde tamamen kapanma olurken bazılarında kısmi kapanışlar oldu. Bazı ülkeler de ara vermek zorunda kaldı. Bu süreç dünyada farklı kademelerde öğrenim gören 1,5 milyardan fazla öğrenciyi etkiledi. MEB verilerine göre 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 938 özel okul kapandı, 882 özel okul devir işlemi yaptı ve yaklaşık 50 bin öğrenci devlet okullarına geçti. Pandemi döneminde ekonomide yaşanan daralma, özel okullardaki arz ve talep oranlarını da geriletmiştir. Eğitim sektöründeki daralmanın sürece bağlı olarak tersine döneceğine inancımız tam. Pandemi sonrası ekonomideki daralma gerileyecek ve bu da okullaşma oranlarını arttıracaktır.
MEB’in özel okullaşmada hedef olarak belirlediği yüzde 15 oranına ulaşılabilmesi elbette mümkün. Bu oran önemli, ama bunun sürdürebilir ve sağlam olması gerekir. MEB’in yatırımcılara uygulayacağı teşvikler özel okullaşma oranını arttıracağı gibi MEB’ in de yükünü hafifletecektir.

TEKNOLOJİ DESTEKLİ AMA İNSAN ODAKLI EĞİTİM

Son 2 yıldır sektörde yaşanan bu olumsuz tablonun kurumunuza etkileri neler oldu? Süreci nasıl yönettiniz?
Pandemi süreci aslında bizim ülkemiz de dahil tüm ülkeler için çok ani gelişen bir süreç oldu. Bu sürecin eğitime de çok ciddi etkileri oldu. Uzaktan eğitime geçme noktasında hiçbir ülke elbette ki bu sürece hazırlıklı değildi. Öncelikle şunu belirtmek isterim Türkiye’nin sağlıkta olduğu gibi eğitimde de başarılı bir süreç geçirdiğini düşünüyorum.
Pandemi ile eğitim sektörü hızlı bir biçimlenme sürecine maruz kaldı.
Pandemi zorunlu olarak eğitimin tüm alanlarını dijital teknolojiye bıraktı. Değişen ve dönüşen dünyada yeniliklere ayak uydurmamız sürdürülebilir bir eğitim için oldukça önemli. Bu dönüşümde, bireyleri hayata hazırlayan ve topluma uyum sağlamaları için öncülük eden eğitim kurumlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Dünyada küreselleşme, teknoloji, hibrit öğrenme, bireysel öğrenme alanlarında yaşanan gelişim ve dönüşümler hem toplumları hem de eğitimi ve okulları etkiliyor. Bu yüzden, hepimizin sorguladığı “Gelecekte okullar nasıl olacak?”  soruları eğitim camiasında gündemden düşmeyecek çok önemli bir araştırma ve tartışma konusu.
Biz Girne Koleji olarak bu süreçte teknolojinin bize birçok fırsat sunduğu yeni dünya düzeninde öğrencilerimizin, her bilgiyi tam öğrendiği ve özgürce benimsediği, fırsat eşitliği sağlayan bir modelle, 21. yy’ın hayatımıza kattığı değerler çerçevesinde, teknoloji destekli ama insan odaklı yeni nesil bir öğrenme anlayışını benimseyerek eğitim öğretim faaliyetlerinin planlanmasını önemsedik.

YATIRIM ORTAKLARIMIZLA BÜYÜYORUZ

Eğitim sektöründe büyüme modeli olarak franchise sistemi öne çıkıyor. Markanızın bu konuda politikası hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise sisteminizde nasıl bir büyüklüğe ulaştınız? Hedefleriniz ne olacak?
Biz Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak kurduğumuz sisteme franchise yerine ‘Yatırım Ortaklığı Sistemi’ demeyi tercih ediyoruz. Çünkü yerelde markamızı temsil eden Kurucu Temsilcilerimiz bizim aynı zamanda aynı amaca hizmet eden Yatırım Ortaklarımızdır.
Kolej ve Dil Kursu yapılanmamızın Girne Amerikan Üniversitesi ile ortak vizyonu tamamen nitelik ve iletişim odaklı. Bu nedenle de eğitimin global sorumluluğuna dair tüm unsurların kalitesini ve uygulama örneklerini büyük bir özenle deneyimli bir ekiple hayata geçiriyoruz. Böyle bir yatırımın olması da eğitim yatırımı yapmak isteyenler için büyük bir fırsat oluşturdu.
Girne Kolejlerinde ilk yılımızda 7 Kampüs ile başlangıç yaparak ikinci yılımızda öğrenci sayımızı yüzde yüz oranında arttırdık. Hedefimiz her zaman bu isme ve yatırıma yakışan örnek çalışmalarla öğrencilerimize öğrenme keyfini deneyimletmek, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturmak ve anne babaların güveniyle büyümek.
Bu yıl diğer projelerimiz olan Girne Amerikan Dil Kursu ve Girne Koleji Anaokulunu hayata geçirerek eğitim öğretim faaliyetlerine başladık. Yakında tüm Türkiye’de bu alanlarda da eğitim sektöründe zincir ve kurumsal bir marka olmayı hedefliyoruz. Kısa vadede Türkiye’de, orta vadede Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinde, uzun vadede tüm dünya ülkelerinde büyütmek istiyoruz.
Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası Kampüsleri (ABD, İngiltere, Hong Kong, Sri Lanka, Moldova, KKTC ve Türkiye), tüm Girne Amerikan Üniversitesi öğrencilerine yedi farklı ülkede eğitim vermektedir. Girne Amerikan Üniversitesi gibi dünyanın farklı ülkelerinde kampüsleri olan bir üniversitenin büyüme modelini örnek alarak, tüm projelerimizde aynı konseptte sürdürülebilir bir eğitim politikasıyla ilerleyeceğiz. Hedefimiz yüksek öğrenimde uluslararası bir marka olan Girne Amerikan Üniversitesi’nin global standartlarıyla eğitim veren kurumları hayata geçirmektir. Üniversitenin yüksek öğrenim olanakları, eğitim fakültesi, sürekli eğitim merkezi, uluslararası kampüslerinden ve daha bir çok olanağından faydalanarak Türkiye’de özel okulculukta, farklı bir anlayışla ilerlemek istiyoruz. Girne Kolejinin eğitim yönü hep dünya olacak. Üniversite - okul iş birliğiyle eğitim adına atılan her adım, geleceğin dünyasında anlam bulacak. Dünyanın kapıları daima öğrencilerimize açılacak!

Franchise sisteminiz içinde yer alan ve alacak yatırımcılardan beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Girne Koleji olarak eğitim faaliyetlerini yürütecek okullarda temel kriterimiz donanımlı kampüs ortamı ve fiziksel standartlar. Bu nedenle de eğitim binaları, yatırımcı profili ve okulun konumu bizim için ayrıştırıcı bir büyüme hızı stratejisi.
Yatırım Ortağımız olacak Kurucu Temsilcisinin eğitime bakış açısı, sürdürülebilir bir yapılanma için oldukça önemli. Bizler Yeni Dünya İnsanının Başarı Yolculuğuna odaklandık. Öğrencilerimiz Güçlü bir Dünya Kimliğine sahip olsun istiyoruz. Bu bakış açısı ile Yatırım Ortaklarımızı yeniliklere açık, dünya vizyonuna sahip, inovatif, gelişim ve başarı odaklı kişiler olarak belirliyoruz.  Çünkü eğitim sektörü sadece ticari kaygı ile yürütülebilecek bir sektör değil ayını zamanda geleceğin yönünü belirleyen bir sektör.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Girne Amerikan Üniversitesi’nin global vizyonunu kendimize yol haritası olarak belirledik. Bizler ile bu vizyonu paylaşacak Kurucu Temsilcileri ile marka yolculuğumuzu başlatıyoruz. Tüm bu kriterleri sağlayan Yatırım Ortaklarımızdan bir diğer beklentimiz kampüs yönetiminden insan kaynakları yönetimine, satış-pazarlama ve marka-iletişim yönetiminden eğitim yönetimine kadar tüm süreçlerde eş zamanlılık ve standardizasyon hedefiyle birlikte çalışmak.

Franchise sisteminin eğitimde markalaşmayla ilgili olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Eğitim sektöründe son yıllarda franchise işletme sistemi gittikçe tercih edilebilir bir yöntem oldu. Bu sistemin eğitim sektörüne kazandırdığı olumlu ve olumsuz yönlerinden bahsetmek gerekirse;
Franchise sisteminde her kampüs genel merkeze bağlıdır ancak yerel yöneticiler ile kampüs içerisinden yönetilir. Yerinde yönetim o bölgedeki konjektörleri iyi anlamayı sağlayarak, ana çerçeveyi değiştirmeden bölgesel küçük nüanslar yapabilmeyi sağlar.
Franchise sistemi eğitim sektöründe zincir marka olmak için en uygun yöntemlerden biridir. Eğitim sektöründe birçok yerde aynı markayı görmek veliler için bir güven ve kurum aidiyeti duygusu yaratmaktadır. Tabi burada en önemli husus verilen eğitim hizmetinin tüm okullarda aynı kalitede ve eksiksiz olarak uygulanıyor olmasıdır. Bizler Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak eğitim sistemimizin 4 temel öğesi olan ‘Dünya Kimliği, Etkili İletişim. Bütünsel Tasarım ve Yaratıcı Bakış Açısı’nı tüm kampüslerimizde eksiksiz uyguluyoruz.
Franchise kurumlarının işletimsel hataları nedeniyle marka ile aynı kalitede eğitim verememeleri, velinin gözünde markayı zayıflatabilir. Girne Koleji olarak merkezden denetim ve disiplin ilkeleri ile başarılı bir ‘’Yatırım Ortaklığı Sistemi’’ kurguladık. Eğitim sistemimiz Genel Merkezimizdeki Akademik Kurulumuz tarafından hazırlanmakta, tüm kampüslerimizde eksiksiz olarak uygulanmaktadır. Bu konu sistemimiz içerisinde en hassas olduğumuz konudur.
Girne Koleji ve Girne Amerikan Dil Kursu olarak Yatırım Ortaklığı Anlaşması yaparken ve süreç içerisinde ortaklarımız ile birlikte yol alırken en ince ayrıntıya kadar planlıyoruz. İş ortaklarımızı yaptığımız detaylı araştırmalar ve fizibilite çalışmalarının sonucuna göre belirliyor, yola çıktığımız Yatırım Ortaklarımız ile uzun soluklu bir planlama yapıyoruz.

 

ÖZEL OKULCULUKTA KISA VE ORTA VADEDE 4 SENARYO

Özel okulculukta kısa ve orta vadede hangi gelişmelerin yaşanmasını bekliyorsunuz?
Covid-19 salgını eğitimde dönüşüm sürecini hızlandırmıştır. Özel okulculukta örgün eğitime katılımın yanı sıra yaygın eğitime katılımın oranları hızla artmaktadır. Eğitim sisteminde kısa vadede insan nüfusunun eğitimde daha fazla süre geçireceği; okullaşmamış nüfusun azalacağı ve temel eğitim ve lise eğitimi alan nüfusun önemli düzeyde artacağı tahmin edilmektedir.Okullarda herkes için standardize edilmiş, ezber yöntemlerinin yaygın olduğu, bilgi hatırlamaya odaklı bir eğitim modeli sürdürülmekteydi. Bu anlayış birçok sistemde hala önemli ölçüde sürdürülse de, bireysel öğrenme ihtiyaçlarının daha fazla önem kazandığı, öğrenmenin çevreyle ve sosyo-duygusal süreçlerle yakın ilişkisinin görüldüğü anlayışa doğru bir değişimden bahsetmek mümkün.
Günümüzde toplumlarda eğitim bilinci yükselmiştir. Artan bu bilinç kısa ve orta vadede özel okulculukta yeni bir şeyler söylemeyi zorunlu kılacaktır. Girne Koleji olarak biz ‘Dünya Vatandaşı’ yetiştirmek ideali ile yola çıktığımız için yeni bir eğitim yolculuğu başlattık. Bu yolculukta; yabancı dil eğitimini branş dersi olmaktan çıkartıp tüm eğitim sistemimize entegre ettik.Öğrencilerimizin 21. yüzyıl becerilerine sahip olması, sanat dalları ve spor branşlarında uzmanlaşması ve yaşamsal becerileri edinmesi bizler için öncelikli konular haline gelmiştir.
Tüm bu konuştuklarımızın ışığında yapılan araştırmalar sonucu özel okulculukta kısa ve orta vadede 4 senaryo dikkat çekmektedir.

  • Artan okullaşma: Eğitim öğretim sürelerinin artırılması
  • Dış kaynaklarla desteklenen eğitim: Öğrenme pazarları olan talebin artması
  • Öğrenme merkezleri olarak okullar: Okullardaki eğitimin yeniden ele alınması ve dönüştürülmesi
  • Okul temelli öğrenmenin sonu: Birey temelli öğrenme

 

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ GENEL MÜDÜRLÜK – KAMPÜS İŞ BİRLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK

Franchise modelinizin temel unsurları nelerdir? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Franchise yatırımcılarınıza sunduğunuz avantajlar nelerdir?
Eğitimin global sorumluluğuna dair bütün dinamiklerin kalitesini ve uygulama örneklerini Girne markasının ismine ve yatırımına yakışan çalışmaları hayata geçirerek, öğrencilerimizin öğrenme keyfini global kültürle buluşturuyor, öğretmenlerimizin gelişimine odak oluşturuyor, anne babaların güveniyle geleceğe değer katıyor ve eğitim yatırımcılarının ihtiyaç duyduğu strateji, planlama ve yönetimle dünya kimliğinde iş birliğine imza atıyoruz.
Biz Yatırım Ortaklarımıza ‘’Dünya Kimliğinde Eğitim Yönetimi’’ için ‘’Dünya Kimliğinde İşbirliği’’ olanakları sunuyoruz.Başarıyı profesyonel ve bilinçli bir planlama süreci olarak nitelendirerek;

·         Akademik içeriğin ve ölçme-değerlendirme takviminin eş zamanlı yönetiminden, hibrit okul sistemini mümkün kılan eğitim-öğretim kaynaklarına,

·         Girne Amerikan Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen öğrenci-öğretmen-veli seminerlerinden, kampüs bazlı okul gelişim planlarına,

·         Kurumsal iletişim stratejilerinin ulusal ve yerel uygulamalarla güçlendirilmesinden, marka kimliğinin fark yaratan tasarım ve söylemlerle bilinir kılınmasına,

·         ‘’Yeni Dünya İnsanının’’ başarı portföyünün AR-GE odağıyla geliştirilmesinden, okul-yaşam-kariyer temelli ihtiyaç haritalarına cevap veren çok yönlü iletişim mekanizmalarına yönelik çalışmalar yürüterek, Türkiye’nin en güçlü genel müdürlük – kampüs iş birliğini gerçekleştirdik.

 

Son Güncelleme: Salı, 26 Ekim 2021 10:29

Gösterim: 872

“Kavram Yatırım Ortaklığı modelimiz ile Kavramın hep bir adım önde olmasını sağlayacak, eğitimin her alanına ve ulus coğrafyasının her bölgesine yayılan kalitemizle ulusal eğitim başarısının öncüsü olmayı sürdüreceğiz.” diye konuşan Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü Adem Durmuş, Kavram’ın eğitim politikası, kurumsal kimliği ve franchise sistemi hakkında bilgi verdi.

ademdurmusBİLİMDE ÇAĞDAŞ FİKİRDE ÖZGÜR NESİLLER
Kavram Eğitim Kurumları kurumsal kimliği ve eğitim politikası, bilimde çağdaş, fikirde özgür nesiller yetiştirme ilkesine dayanır.
Kavram, 1974 - 1975 eğitim-öğretim yılında kurucumuz ve onursal başkanımız Sayın Bahattin Durmuş’un vizyonuyla, bilimde çağdaş, fikirde özgür nesiller yetiştirme ilkesini benimseyerek kurulmuştur. Kavram, eğitim denince akla gelen nadide kurumlardan biridir. Kavram, her zaman kendisini yenileyen çağın eğitim argümanlarına uyum sağlayan ülkemizin güzide eğitim kurumlarındandır. Çağın dinamiklerine uygun yenilenme sürecini süreklilik haline getiren Kavram, öğrencilerin ihtiyaçlarını ve velilerin beklentilerini dikkate alarak eğitim sistemini, kurumsal kimliğini, dijital alt yapısını, yönetim kadrosunu, büyüme hedeflerini yapılandırmayı devam ettirir, çünkü Kavram oluşturduğu dinamik yapı ile değişime ve gelişime açıktır.
Aynı başarı bambaşka bir Kavram mottosu ile son dönemin öne çıkan eğitim algısı olmayı başaran Kavram Eğitim Kurumları, yapısında barındırdığı ilkeleri ve değerleri hedefleri doğrultusunda takip edebilmektedir. Her öğrencinin biricik olduğu inancı ve bilinci ile eğitim politikasını şekillendirmiş bir markadır. Bugün 55 kurs ve 21 okul ile eğitim hayatına öğrencilere dokunarak devam etmekteyiz. Kavram Eğitim Kurumları 27 yeni kurumu ve yeni markası Testfen ile 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde de büyümeye devam ediyor.

EN İYİ OKUL ÖĞRENCİSİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN OKULDUR
Tam 45 yıldır “En iyi okul öğrencisini başarıya götüren okuldur” bakış açısının öncüsü olduk. Bizim için başarı, herkesin ortak değerlerde buluşması ile mümkündür. İşte bu yüzden Kavram’da eğitim, değerler birlikteliği ile başlar.
Her başarıda güven vardır. Eve giderken de, matematik sorusu çözerken de yeni yollar keşfetmeyi sağlayan güveni, içinde bulabilen öğrenciler var. Çünkü Kavram öğrencisi olmak demek, görüşlerini özgürce ifade edebilmek, hata yapmaktan korkmamak, sorumluluk almayı bilmek demektir. Sağladığımız bu güven ortamında, öğretmen ve öğrencilerimiz eğitim öğretim süreçlerine tutku ile devam ederler. Eğitim tutku ile mümkündür. Eğitim hayatlarında öğrencilerimiz, hangi alana ilgi duyduklarını keşfederler. Profesyonel yönlendirme ve eğitimde bireysel farkındalıklar ile öğrencilerimiz yabancı dil, sanat, spor, teknoloji gibi hayatın birçok alanında kendilerini geliştirme imkânı bulurlar. Eğitim tutkusunu hissettikleri alanda geleceklerinin mimarı olurlar.

KAVRAM’DA EĞİTİMİN KAPSAMA ALANI
Kavram’da eğitimin kapsama alanı, çocukların dünyası ve onların hayal güçleri ile şekillenir.
Bireylerin öğrenme hikâyelerinde hayatına etki eden canlı ve cansız tüm varlıklara yer açan okullarımızda, öğrencilerimizi hayata ve eğitime bir bütün olarak bakan yepyeni bir kapsama alanı ile tanıştırıyoruz. “Okul içinde Okul”konsepti ile “Akademik Okul”, “Yaşayan Okul” ve “Dijital Okul” kapsamında eğitim veriyoruz.
Kavram’da eğitim konseptinin kapsama alanında ‘akademik okul’ ve ‘yaşayan okul’ süreçlerinin yanı sıra ‘dijital okul’ ile 21.yüzyıl dünya standartlarında eğitim süreçlerine öğrencilerimizle dâhil oluyoruz. Teknoloji ile akademik süreçleri entegre ederek günlük eğitim hayatımızın bir parçası haline getirdik. Böylece eğitimde çoklu deneyimi taze ve geçerli kıldık. Öğrencilerimiz dijital okul sistemi ile sınırsız eğitim hakkına sahip oldular. Eğitimde özgür irade diyebileceğimiz bir eğitim alanı yaratmış olduk. Öğrenci çalışma merkezi ile alan derslerimizi güçlendirmiş ve öğrencilerimize özgürlük alanı sunmuş olduk. Çağdaş eğitim, özgür nesiller ilkemizi bu çalışmalarımız ile hayata geçirdiğimizi söyleyebiliriz.

ULUSAL EĞİTİM BAŞARISININ ÖNCÜSÜ
Kavram Yatırım Ortaklığı modelimiz ile Kavramın hep bir adım önde olmasını sağlayacak, eğitimin her alanına ve ulus coğrafyasının her bölgesine yayılan kalitemizle ulusal eğitim başarısının öncüsü olmayı sürdüreceğiz.
Kariyerim boyunca eğitim alanında birçok farklı görevlerde bulundum. Yani eğitim dünyasının tabiri ile tebeşir tozu yutmuş, sahanın her alanında bulunmuş, alın teri dökmüş bir emektarım.1997 yılında PDR öğretmeni olarak başlayan kariyer yolculuğum Genel Müdür olarak devam ediyor. Sosyal sorumluluk kapsamında 2010 yılında, Eğitimde Değişim Hareketi Platformu'nun kuruculuğunu ve onursal başkanlığını 7 yıl boyunca yaptım. Yeni Nesil Eğitim Konferansları organize ederek binlerce öğretmenin kendisini yenilemesine ve geliştirmesine katkıda bulundum. Birçok eğitim yazılımına, yayın evine ve eğitim kurumuna danışmanlık yaparak pek çok projeye de başkanlık ettim. Birçok eğitim kurumunun ve markasının kuruluşunda, eğitim modelinin geliştirilmesinde ve yeniden yapılandırılmasında görev aldım. Çalıştığım eğitim kurumlarının vizyonuna uygun eğitim modelleri geliştirerek dijital ve teknolojik alt yapının kurulmasına öncülük edip vizyoner eğitim içeriklerinin hazırlanmasına öncülük ettim. Yıllarını eğitimle bütünleştirmiş, başarıyı her zaman daha iyi bir eğitime odaklamış ve Türkiye’de çağın eğitim yönetimi ve yatırımı adına büyük projelere imza atmak için “Kavram Yatırım Ortaklığı Reformu”nu kariyer hayatım boyunca edindiğim tecrübelerimle oluşturdum.

> Kavram’da eğitim değerler birlikteliği ile başlar

“Kavram Yatırım Ortaklığı modelimiz ile Kavramın hep bir adım önde olmasını sağlayacak, eğitimin her alanına ve ulus coğrafyasının her bölgesine yayılan kalitemizle ulusal eğitim başarısının öncüsü olmayı sürdüreceğiz.” diye konuşan Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü Adem Durmuş, Kavram’ın eğitim politikası, kurumsal kimliği ve franchise sistemi hakkında bilgi verdi.

ademdurmusBİLİMDE ÇAĞDAŞ FİKİRDE ÖZGÜR NESİLLER
Kavram Eğitim Kurumları kurumsal kimliği ve eğitim politikası, bilimde çağdaş, fikirde özgür nesiller yetiştirme ilkesine dayanır.
Kavram, 1974 - 1975 eğitim-öğretim yılında kurucumuz ve onursal başkanımız Sayın Bahattin Durmuş’un vizyonuyla, bilimde çağdaş, fikirde özgür nesiller yetiştirme ilkesini benimseyerek kurulmuştur. Kavram, eğitim denince akla gelen nadide kurumlardan biridir. Kavram, her zaman kendisini yenileyen çağın eğitim argümanlarına uyum sağlayan ülkemizin güzide eğitim kurumlarındandır. Çağın dinamiklerine uygun yenilenme sürecini süreklilik haline getiren Kavram, öğrencilerin ihtiyaçlarını ve velilerin beklentilerini dikkate alarak eğitim sistemini, kurumsal kimliğini, dijital alt yapısını, yönetim kadrosunu, büyüme hedeflerini yapılandırmayı devam ettirir, çünkü Kavram oluşturduğu dinamik yapı ile değişime ve gelişime açıktır.
Aynı başarı bambaşka bir Kavram mottosu ile son dönemin öne çıkan eğitim algısı olmayı başaran Kavram Eğitim Kurumları, yapısında barındırdığı ilkeleri ve değerleri hedefleri doğrultusunda takip edebilmektedir. Her öğrencinin biricik olduğu inancı ve bilinci ile eğitim politikasını şekillendirmiş bir markadır. Bugün 55 kurs ve 21 okul ile eğitim hayatına öğrencilere dokunarak devam etmekteyiz. Kavram Eğitim Kurumları 27 yeni kurumu ve yeni markası Testfen ile 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde de büyümeye devam ediyor.

EN İYİ OKUL ÖĞRENCİSİNİ BAŞARIYA GÖTÜREN OKULDUR
Tam 45 yıldır “En iyi okul öğrencisini başarıya götüren okuldur” bakış açısının öncüsü olduk. Bizim için başarı, herkesin ortak değerlerde buluşması ile mümkündür. İşte bu yüzden Kavram’da eğitim, değerler birlikteliği ile başlar.
Her başarıda güven vardır. Eve giderken de, matematik sorusu çözerken de yeni yollar keşfetmeyi sağlayan güveni, içinde bulabilen öğrenciler var. Çünkü Kavram öğrencisi olmak demek, görüşlerini özgürce ifade edebilmek, hata yapmaktan korkmamak, sorumluluk almayı bilmek demektir. Sağladığımız bu güven ortamında, öğretmen ve öğrencilerimiz eğitim öğretim süreçlerine tutku ile devam ederler. Eğitim tutku ile mümkündür. Eğitim hayatlarında öğrencilerimiz, hangi alana ilgi duyduklarını keşfederler. Profesyonel yönlendirme ve eğitimde bireysel farkındalıklar ile öğrencilerimiz yabancı dil, sanat, spor, teknoloji gibi hayatın birçok alanında kendilerini geliştirme imkânı bulurlar. Eğitim tutkusunu hissettikleri alanda geleceklerinin mimarı olurlar.

KAVRAM’DA EĞİTİMİN KAPSAMA ALANI
Kavram’da eğitimin kapsama alanı, çocukların dünyası ve onların hayal güçleri ile şekillenir.
Bireylerin öğrenme hikâyelerinde hayatına etki eden canlı ve cansız tüm varlıklara yer açan okullarımızda, öğrencilerimizi hayata ve eğitime bir bütün olarak bakan yepyeni bir kapsama alanı ile tanıştırıyoruz. “Okul içinde Okul”konsepti ile “Akademik Okul”, “Yaşayan Okul” ve “Dijital Okul” kapsamında eğitim veriyoruz.
Kavram’da eğitim konseptinin kapsama alanında ‘akademik okul’ ve ‘yaşayan okul’ süreçlerinin yanı sıra ‘dijital okul’ ile 21.yüzyıl dünya standartlarında eğitim süreçlerine öğrencilerimizle dâhil oluyoruz. Teknoloji ile akademik süreçleri entegre ederek günlük eğitim hayatımızın bir parçası haline getirdik. Böylece eğitimde çoklu deneyimi taze ve geçerli kıldık. Öğrencilerimiz dijital okul sistemi ile sınırsız eğitim hakkına sahip oldular. Eğitimde özgür irade diyebileceğimiz bir eğitim alanı yaratmış olduk. Öğrenci çalışma merkezi ile alan derslerimizi güçlendirmiş ve öğrencilerimize özgürlük alanı sunmuş olduk. Çağdaş eğitim, özgür nesiller ilkemizi bu çalışmalarımız ile hayata geçirdiğimizi söyleyebiliriz.

ULUSAL EĞİTİM BAŞARISININ ÖNCÜSÜ
Kavram Yatırım Ortaklığı modelimiz ile Kavramın hep bir adım önde olmasını sağlayacak, eğitimin her alanına ve ulus coğrafyasının her bölgesine yayılan kalitemizle ulusal eğitim başarısının öncüsü olmayı sürdüreceğiz.
Kariyerim boyunca eğitim alanında birçok farklı görevlerde bulundum. Yani eğitim dünyasının tabiri ile tebeşir tozu yutmuş, sahanın her alanında bulunmuş, alın teri dökmüş bir emektarım.1997 yılında PDR öğretmeni olarak başlayan kariyer yolculuğum Genel Müdür olarak devam ediyor. Sosyal sorumluluk kapsamında 2010 yılında, Eğitimde Değişim Hareketi Platformu'nun kuruculuğunu ve onursal başkanlığını 7 yıl boyunca yaptım. Yeni Nesil Eğitim Konferansları organize ederek binlerce öğretmenin kendisini yenilemesine ve geliştirmesine katkıda bulundum. Birçok eğitim yazılımına, yayın evine ve eğitim kurumuna danışmanlık yaparak pek çok projeye de başkanlık ettim. Birçok eğitim kurumunun ve markasının kuruluşunda, eğitim modelinin geliştirilmesinde ve yeniden yapılandırılmasında görev aldım. Çalıştığım eğitim kurumlarının vizyonuna uygun eğitim modelleri geliştirerek dijital ve teknolojik alt yapının kurulmasına öncülük edip vizyoner eğitim içeriklerinin hazırlanmasına öncülük ettim. Yıllarını eğitimle bütünleştirmiş, başarıyı her zaman daha iyi bir eğitime odaklamış ve Türkiye’de çağın eğitim yönetimi ve yatırımı adına büyük projelere imza atmak için “Kavram Yatırım Ortaklığı Reformu”nu kariyer hayatım boyunca edindiğim tecrübelerimle oluşturdum.

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Ekim 2021 12:12

Gösterim: 867

İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, Kültür Koleji’nin zorluklara uyum sağlayan ve mükemmellik için çabalayan dünyadaki 100 okuldan biri seçildiğini söyledi.

biriz_kutoglu_77* Pandemi döneminde, öğrenciler hareket ve oyundan uzak kaldılar. Bu da beraberinde önemli bir ihtiyacı getirdi. Yeni ders yılında, açık hava etkinlikleri ayrı bir öneme sahip olacak okulumuzda…
* Eğitim programı ve öğrenme ortamlarını sürekli güncelleyerek matematik, bilim, teknoloji ve mühendisliği küçük yaşlardan başlayarak birbirine entegre bir şekilde öğrenebilecekleri ortamlar hazırlıyoruz.
* Biz eğitimcilerin, gelişmeleri evrensel boyutta değerlendirmesi, bireyleri geleceğin dünyasına hazırlamak açısından çok önemli. Unutmayalım ki; önümüzdeki 20 yıl, milenyumun geride bıraktığımız ilk 20 yılından çok farklı olacak.

Eğitimde yeni dönem başladı. Yaklaşık 2 yıldır devam eden pandemi sürecinin eğitimde yarattığı olumlu ve olumsuz yönleri değerlendirebilir misiniz? Yeni döneme nasıl başlayacaksınız?

Uzaktan eğitimin yol açtığı öğrenme kayıpları, okul başarısında gelecek yıllarda oldukça belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkacak. Bu noktada, öğrenme kayıplarına yönelik önlem olarak okullarımızda “Müfredat Revizyonu”nu başlattık.

“Müfredat Revizyonu” ile ulaşmak istediğimiz nokta; yeni ders yılının yüz yüze eğitimle başlamasıyla birlikte öncelikle öğrencilerde oluşan öğrenme kayıplarını gidermek…

Neredeyse 1,5 yıldır uzaktan eğitim alan öğrenciler, eskiden olduğu gibi aynı müfredatla adeta kaldığı yerden devam edercesine okula gelmemeli… Öğrencilerin, gerek sosyal-duygusal yönden gerekse akademik yönden güncellenmiş, revize edilmiş bir müfredata ihtiyacı var. Yaptığımız gözlemler ve tespitler bize öğrencilerin en çok yazma becerilerinin gerilediğini gösterdi. Gerek anadil gerekse yabancı dilin en önemli öğrenme alanlarından biri “yazma”. Bu alanda oluşan gerilemeye karşı anadil ve yabancı dil müfredatımızda “yazma” ile ilgili olan etkinlikleri ve süreyi artırdık. Önümüzdeki yılın tamamında öğrencilerimiz, geri kaldıkları bu alana yönelik daha fazla etkinlik yapacaklar… Hareket, insanın hayati bir ihtiyacıdır. Çocuk, hareket etme yoluyla dünya ile etkileşime girer. Dünyayı tüm duyuları ile algılamaya, keşfetmeye, test etmeye, kavramaya ve anlamaya çalışır. Deneyim kazanıp, kendine güven duygusunu geliştirmesine imkan sağlar. Bu kapsamda beden eğitimi çocuğun duygusal, zihinsel, sosyal ve fiziksel gelişimini destekler. Oyun ise çocuğun, psikomotor, sosyal ve duygusal gelişimini etkilediği gibi aynı zamanda zihinsel gelişimini de etkilemektedir. Çünkü oyun, çocuğa çevresini araştırma, objeleri tanıma ve problem çözme imkânı sağlamaktadır. Çocuk bu yolla büyüklük, şekil, renk, boyut, ağırlık, hacim, ölçme, sayma, zaman, mekân, uzaklık, uzay gibi pek çok kavramı ve eşleştirme, sınıflandırma, sıralama, analiz, sentez ve problem çözme gibi birçok zihinsel işlemleri de öğrenebilir.

Pandemi döneminde, öğrenciler hareket ve oyundan uzak kaldılar. Bu da beraberinde önemli bir ihtiyacı getirdi. Yeni ders yılında, açık hava etkinlikleri ayrı bir öneme sahip olacak okulumuzda… Açık sınıf uygulamalarımızla, bahçe etkinliklerimizle, hareketi ve oyunu eskiye göre daha fazla içeren bir öğrenme süreci oluşturuyoruz.

KÜLTÜR’DE İNOVASYON ÖN PLANDA

Kültür Koleji eğitimde inovasyonu temel alan bir anlayışa sahip. Eğitimde inovasyondan ne anlamalıyız? Bu çerçevede kurumdaki inovatif uygulamalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni dönemde geleceğin insan ihtiyacı nasıl şekillenecek? Bu anlamda siz gençleri geleceğe nasıl hazırlıyorsunuz?

İnovasyon kavramı son yıllarda ülkelerin temel politikalarında ve stratejilerinde yer alan önemli bir kavram. Yeniliğin uygulanmaya konma süreci anlamına geliyor. Kavram olarak hem bir süreci hem de bir sonucu anlatıyor. Bazı yenilik ve yenilenmelerin kültüre dahil edilmesi ve bazılarının da ayıklanması kaçınılmazdır. Bu ayıklanma sürecine bağlı olarak seçilen yenilikler üretilecek ve hatta gelecek zamanlara örnek olacak bir yapıya dönüşecek. Biz, Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinde bu döngüyü oluşturabilecek, süreç içine dahil olabilecek bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. İnovasyon merkezlerimiz, Future Kültür dersleri, Evreka Ön Kuluçka Merkezi tamamen bu amaca yönelik olarak kurulmuş yapılardır. İçinde bulunduğumuz çağ, bilim ve teknoloji ile şekilleniyor. Bu durum öğrencilere analitik düşünme, sorgulama, tasarlama, üretme ve girişimcilik becerilerini geliştirme zorunluluğunu getiriyor. Yeni ve çağdaş teknolojileri eğitim öğretimde kullanmaya ve kullandırmaya önem veren ve bunları etkin bir öğrenme aracı olarak gören okullarımız, bu süreçte öğrencilerine yaratıcı ve yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda, eğitim programı ve öğrenme ortamlarını sürekli güncelleyerek matematik, bilim, teknoloji ve mühendisliği küçük yaşlardan başlayarak birbirine entegre bir şekilde öğrenebilecekleri ortamlar hazırlıyoruz.


EN ÖNEMLİ PARAMETRE TEKNOLOJİ OLACAK
Pandemi sonrası yeni bir dönemden bahsediliyor. Yeni dönemin parametreleri neler olacak?

Pek çok ülke, pandeminin öğrenme üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirmek için birçok farklı yaklaşım geliştirdi ve geliştirmeye devam ediyor. Çünkü çocuklar, bu dönemde, sadece eğitimden değil, aynı zamanda sosyalleşme, spor ve kültürel faaliyetler gibi kişilik gelişimini etkileyen birçok boyuttan mahrum kaldılar. Kapanma süreci uzadıkça özellikle çocukların zihinsel sağlıklarını korumak için ailelere ve öğretmenlere yönelik desteğin artırılması gerekiyordu. Pandemi ardından, düzenlenen müfredat, okul içi çalışmalar esasında bu amaca hizmet edecek. Elbette yeni dönemin en önemli parametresi teknoloji olacak. 2 yıla yakın bir süredir online ve onunla birlikte bir grup öğrenci için devam eden hibrit eğitim, eğitimde teknoloji kullanımını daha da görünür bir hale getirdi.

ÖNÜMÜZDAKİ 20 YIL ÇOK FARKLI OLACAK

Uzaktan, hibrit ya da yüz yüze eğitim, her koşulda eğitimin temel unsuru öğretmen olacak. Öğretmenleri nasıl bir değişim bekliyor? Kültür’de bu değişim nasıl yönetiliyor?

Tüm dünyada etkisini gösteren ve pandemi haline gelen COVID-19 nedeniyle zorunlu bir dijital dönüşüm ile karşı karşıya kaldık. Eğitim dünyası, bu dijital dönüşümün orta yerinde diyebiliriz. Biz öğretmenler de pandemi sebebiyle yaşamımızda köklü değişiklikler yaşayarak benzersiz bir deneyimden geçtik, hala da geçiyoruz. Sadece yükseköğretimden aşina olduğumuz uzaktan eğitim kavramına, ilköğretim ve ortaöğretimi de dahil ederek zorlu bir süreçten geçtik. Eğitim-öğretimi kaldığı yerden devam ettirebilmek adına öğretmenler ve yöneticiler üstün çaba gösterdiler. Normal bir uzaktan öğretim süreci olmayan bu süreçte, sürekli geri bildirim alınan ve doğru planlama yapmak kilit nokta oldu. Pandemi ile başlayan bu süreçte ve yeni dönemde, hızlı ve yenilikçi adımlar atarak öğrenme sürecini devam ettirmek adına aktif olunması gerektiğini gördük. Öncelikli olarak işbirlikçi çalışmanın önemini bir kez daha anladık. Dijital dünyadaki hızlı değişimlerin eğitimin yönünü nasıl etkilediğini fark ettik. Anaokulundan üniversiteye tüm kademelerde etkili bir uzaktan öğretim süreci yönetebilmek için öğretmenlerin dijital becerilere sahip olması gerektiğinin önemini de bir kere daha görmüş olduk. Biz eğitimcilerin, gelişmeleri evrensel boyutta değerlendirmesi, bireyleri geleceğin dünyasına hazırlamak açısından çok önemli. Unutmayalım ki; önümüzdeki 20 yıl, milenyumun geride bıraktığımız ilk 20 yılından çok farklı olacak.

PANDEMİDE KÖKLÜ BİR KURUM OLMANIN KONFORUNU YAŞADIK
Uzun bir geçmişi ve buna bağlı gelenekleri olan köklü bir kurumu yönetiyorsunuz. Eğitim yöneticiliği de kabuk değiştiriyor. Bu değişim sizde ne tür farklılıklar ortaya çıkarıyor. Kendinizi bir yönetici olarak yeni döneme nasıl hazırlıyorsunuz? Pandemi sürecinden bir yönetici olarak hangi dersleri çıkardınız?

Pandemi, hayatımızı aniden değiştiren bir gerçek olarak karşımıza çıktı. Alışkanlıklarımız değişti, hayatımızı sürdürebilmek için öğrenmeye çalışmak tek çaremiz oldu. Buradan çıkartılacak sonuç bence şu: Çevik olmak, değişime çok hızlı ayak uydurmak, problem çözme ve yaratıcılık becerisini geliştirmek, dayanıklı olabilmek, alıştıklarınızdan vazgeçip yeniliklere adapte olabilmek… Bu saydıklarımın kilit noktasında olduğuna inanıyorum. Evet uzun bir geçmişi olan köklü bir kurumun yönetimindeyim. Pandemi döneminde köklülüğün sağladığı hantallık değil konfor oldu. Çünkü, geleceğe yatırım yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan bir kurum Kültür Koleji… Uzun yıllar boyunca teknolojiye yapılan yatırım, öğretmen eğitiminde teknolojik okur-yazarlığın oluşturulmuş olması, teknolojik donanımın güçlülüğü pandemide öğrencilerimiz için büyük şans, bizler için de büyük bir konfora dönüştü. Bununla birlikte elbette güçlü bir iletişim ve işbirliği… Kenetlenebilmek ve buna liderlik edebilmek…Ekip arkadaşlarım ve ben yılmadan çalıştık. İnandık ve başardık. Uzaktan eğitimde %95’in üzerinde öğrenci memnuniyetine ulaştık. Benim kendi adıma çıkarttığım ders okumak, araştırmak, geleceğe yatırım yapmak… Son 1,5 yıldır dünyada eğitimle ilgili olup bitenler, hangi ülke ne yapmış, orada nasıl çözümler getirilmiş? Bunlarla ilgili özel bir komisyon kurduk. Bilgi paylaşımını çok hızlandırdık.

GELECEĞİN EĞİTİMİ HANGİ AYAKLAR ÜZERİNDE DURACAK?

Biz eğitimciler, nitelikli ve geleceğin sorunlarını gören, onlara çözüm üretebilen bireyler yetiştirmek zorundayız. Değişimi görebilmek ve yönetebilmek için eğitim anlayışını biçimlendirmemiz gerekiyor. Öğrenme ortamlarını yeniliklerle entegre hale getirmeli ve öğrenme deneyimini geliştirmeliyiz. Az önce de bahsettiğim gibi, dijital bir dönüşüm içindeyiz. Uzaktan ve hibrit eğitim sürecinde farklı deneyimler edindik. Teknolojiyi artık çok daha fazla günlük hayatımıza dahil ettik. Tüm bu süreçler farkı şekillerde de olsa da kendini yenileyecek. Yapmamız gerekense, her koşula adapte olabilen bir yapıya sahip olmak, hazırlıklı olmak. Sürekli yenilenmek gerekiyor. Bence, geleceğin eğitiminde, öğrenmenin zamanında ve mekanında farklılaşmalar olacak. Yani öğrenciler kendi öğrenim düzenlerine göre zaman ve mekan seçimi yapabilecekler. Bununla beraber, öğrenciler kendilerini ve öğrenme yöntemlerini tanıyacak ve buna göre kendileri için düzenlenmiş öğrenme yöntemine bağlı olarak yetiştirilecek.

 

> Kültür Koleji Dünyanın En İyi 100 Okulu listesinde

İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, Kültür Koleji’nin zorluklara uyum sağlayan ve mükemmellik için çabalayan dünyadaki 100 okuldan biri seçildiğini söyledi.

biriz_kutoglu_77* Pandemi döneminde, öğrenciler hareket ve oyundan uzak kaldılar. Bu da beraberinde önemli bir ihtiyacı getirdi. Yeni ders yılında, açık hava etkinlikleri ayrı bir öneme sahip olacak okulumuzda…
* Eğitim programı ve öğrenme ortamlarını sürekli güncelleyerek matematik, bilim, teknoloji ve mühendisliği küçük yaşlardan başlayarak birbirine entegre bir şekilde öğrenebilecekleri ortamlar hazırlıyoruz.
* Biz eğitimcilerin, gelişmeleri evrensel boyutta değerlendirmesi, bireyleri geleceğin dünyasına hazırlamak açısından çok önemli. Unutmayalım ki; önümüzdeki 20 yıl, milenyumun geride bıraktığımız ilk 20 yılından çok farklı olacak.

Eğitimde yeni dönem başladı. Yaklaşık 2 yıldır devam eden pandemi sürecinin eğitimde yarattığı olumlu ve olumsuz yönleri değerlendirebilir misiniz? Yeni döneme nasıl başlayacaksınız?

Uzaktan eğitimin yol açtığı öğrenme kayıpları, okul başarısında gelecek yıllarda oldukça belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkacak. Bu noktada, öğrenme kayıplarına yönelik önlem olarak okullarımızda “Müfredat Revizyonu”nu başlattık.

“Müfredat Revizyonu” ile ulaşmak istediğimiz nokta; yeni ders yılının yüz yüze eğitimle başlamasıyla birlikte öncelikle öğrencilerde oluşan öğrenme kayıplarını gidermek…

Neredeyse 1,5 yıldır uzaktan eğitim alan öğrenciler, eskiden olduğu gibi aynı müfredatla adeta kaldığı yerden devam edercesine okula gelmemeli… Öğrencilerin, gerek sosyal-duygusal yönden gerekse akademik yönden güncellenmiş, revize edilmiş bir müfredata ihtiyacı var. Yaptığımız gözlemler ve tespitler bize öğrencilerin en çok yazma becerilerinin gerilediğini gösterdi. Gerek anadil gerekse yabancı dilin en önemli öğrenme alanlarından biri “yazma”. Bu alanda oluşan gerilemeye karşı anadil ve yabancı dil müfredatımızda “yazma” ile ilgili olan etkinlikleri ve süreyi artırdık. Önümüzdeki yılın tamamında öğrencilerimiz, geri kaldıkları bu alana yönelik daha fazla etkinlik yapacaklar… Hareket, insanın hayati bir ihtiyacıdır. Çocuk, hareket etme yoluyla dünya ile etkileşime girer. Dünyayı tüm duyuları ile algılamaya, keşfetmeye, test etmeye, kavramaya ve anlamaya çalışır. Deneyim kazanıp, kendine güven duygusunu geliştirmesine imkan sağlar. Bu kapsamda beden eğitimi çocuğun duygusal, zihinsel, sosyal ve fiziksel gelişimini destekler. Oyun ise çocuğun, psikomotor, sosyal ve duygusal gelişimini etkilediği gibi aynı zamanda zihinsel gelişimini de etkilemektedir. Çünkü oyun, çocuğa çevresini araştırma, objeleri tanıma ve problem çözme imkânı sağlamaktadır. Çocuk bu yolla büyüklük, şekil, renk, boyut, ağırlık, hacim, ölçme, sayma, zaman, mekân, uzaklık, uzay gibi pek çok kavramı ve eşleştirme, sınıflandırma, sıralama, analiz, sentez ve problem çözme gibi birçok zihinsel işlemleri de öğrenebilir.

Pandemi döneminde, öğrenciler hareket ve oyundan uzak kaldılar. Bu da beraberinde önemli bir ihtiyacı getirdi. Yeni ders yılında, açık hava etkinlikleri ayrı bir öneme sahip olacak okulumuzda… Açık sınıf uygulamalarımızla, bahçe etkinliklerimizle, hareketi ve oyunu eskiye göre daha fazla içeren bir öğrenme süreci oluşturuyoruz.

KÜLTÜR’DE İNOVASYON ÖN PLANDA

Kültür Koleji eğitimde inovasyonu temel alan bir anlayışa sahip. Eğitimde inovasyondan ne anlamalıyız? Bu çerçevede kurumdaki inovatif uygulamalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni dönemde geleceğin insan ihtiyacı nasıl şekillenecek? Bu anlamda siz gençleri geleceğe nasıl hazırlıyorsunuz?

İnovasyon kavramı son yıllarda ülkelerin temel politikalarında ve stratejilerinde yer alan önemli bir kavram. Yeniliğin uygulanmaya konma süreci anlamına geliyor. Kavram olarak hem bir süreci hem de bir sonucu anlatıyor. Bazı yenilik ve yenilenmelerin kültüre dahil edilmesi ve bazılarının da ayıklanması kaçınılmazdır. Bu ayıklanma sürecine bağlı olarak seçilen yenilikler üretilecek ve hatta gelecek zamanlara örnek olacak bir yapıya dönüşecek. Biz, Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinde bu döngüyü oluşturabilecek, süreç içine dahil olabilecek bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz. İnovasyon merkezlerimiz, Future Kültür dersleri, Evreka Ön Kuluçka Merkezi tamamen bu amaca yönelik olarak kurulmuş yapılardır. İçinde bulunduğumuz çağ, bilim ve teknoloji ile şekilleniyor. Bu durum öğrencilere analitik düşünme, sorgulama, tasarlama, üretme ve girişimcilik becerilerini geliştirme zorunluluğunu getiriyor. Yeni ve çağdaş teknolojileri eğitim öğretimde kullanmaya ve kullandırmaya önem veren ve bunları etkin bir öğrenme aracı olarak gören okullarımız, bu süreçte öğrencilerine yaratıcı ve yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda, eğitim programı ve öğrenme ortamlarını sürekli güncelleyerek matematik, bilim, teknoloji ve mühendisliği küçük yaşlardan başlayarak birbirine entegre bir şekilde öğrenebilecekleri ortamlar hazırlıyoruz.


EN ÖNEMLİ PARAMETRE TEKNOLOJİ OLACAK
Pandemi sonrası yeni bir dönemden bahsediliyor. Yeni dönemin parametreleri neler olacak?

Pek çok ülke, pandeminin öğrenme üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirmek için birçok farklı yaklaşım geliştirdi ve geliştirmeye devam ediyor. Çünkü çocuklar, bu dönemde, sadece eğitimden değil, aynı zamanda sosyalleşme, spor ve kültürel faaliyetler gibi kişilik gelişimini etkileyen birçok boyuttan mahrum kaldılar. Kapanma süreci uzadıkça özellikle çocukların zihinsel sağlıklarını korumak için ailelere ve öğretmenlere yönelik desteğin artırılması gerekiyordu. Pandemi ardından, düzenlenen müfredat, okul içi çalışmalar esasında bu amaca hizmet edecek. Elbette yeni dönemin en önemli parametresi teknoloji olacak. 2 yıla yakın bir süredir online ve onunla birlikte bir grup öğrenci için devam eden hibrit eğitim, eğitimde teknoloji kullanımını daha da görünür bir hale getirdi.

ÖNÜMÜZDAKİ 20 YIL ÇOK FARKLI OLACAK

Uzaktan, hibrit ya da yüz yüze eğitim, her koşulda eğitimin temel unsuru öğretmen olacak. Öğretmenleri nasıl bir değişim bekliyor? Kültür’de bu değişim nasıl yönetiliyor?

Tüm dünyada etkisini gösteren ve pandemi haline gelen COVID-19 nedeniyle zorunlu bir dijital dönüşüm ile karşı karşıya kaldık. Eğitim dünyası, bu dijital dönüşümün orta yerinde diyebiliriz. Biz öğretmenler de pandemi sebebiyle yaşamımızda köklü değişiklikler yaşayarak benzersiz bir deneyimden geçtik, hala da geçiyoruz. Sadece yükseköğretimden aşina olduğumuz uzaktan eğitim kavramına, ilköğretim ve ortaöğretimi de dahil ederek zorlu bir süreçten geçtik. Eğitim-öğretimi kaldığı yerden devam ettirebilmek adına öğretmenler ve yöneticiler üstün çaba gösterdiler. Normal bir uzaktan öğretim süreci olmayan bu süreçte, sürekli geri bildirim alınan ve doğru planlama yapmak kilit nokta oldu. Pandemi ile başlayan bu süreçte ve yeni dönemde, hızlı ve yenilikçi adımlar atarak öğrenme sürecini devam ettirmek adına aktif olunması gerektiğini gördük. Öncelikli olarak işbirlikçi çalışmanın önemini bir kez daha anladık. Dijital dünyadaki hızlı değişimlerin eğitimin yönünü nasıl etkilediğini fark ettik. Anaokulundan üniversiteye tüm kademelerde etkili bir uzaktan öğretim süreci yönetebilmek için öğretmenlerin dijital becerilere sahip olması gerektiğinin önemini de bir kere daha görmüş olduk. Biz eğitimcilerin, gelişmeleri evrensel boyutta değerlendirmesi, bireyleri geleceğin dünyasına hazırlamak açısından çok önemli. Unutmayalım ki; önümüzdeki 20 yıl, milenyumun geride bıraktığımız ilk 20 yılından çok farklı olacak.

PANDEMİDE KÖKLÜ BİR KURUM OLMANIN KONFORUNU YAŞADIK
Uzun bir geçmişi ve buna bağlı gelenekleri olan köklü bir kurumu yönetiyorsunuz. Eğitim yöneticiliği de kabuk değiştiriyor. Bu değişim sizde ne tür farklılıklar ortaya çıkarıyor. Kendinizi bir yönetici olarak yeni döneme nasıl hazırlıyorsunuz? Pandemi sürecinden bir yönetici olarak hangi dersleri çıkardınız?

Pandemi, hayatımızı aniden değiştiren bir gerçek olarak karşımıza çıktı. Alışkanlıklarımız değişti, hayatımızı sürdürebilmek için öğrenmeye çalışmak tek çaremiz oldu. Buradan çıkartılacak sonuç bence şu: Çevik olmak, değişime çok hızlı ayak uydurmak, problem çözme ve yaratıcılık becerisini geliştirmek, dayanıklı olabilmek, alıştıklarınızdan vazgeçip yeniliklere adapte olabilmek… Bu saydıklarımın kilit noktasında olduğuna inanıyorum. Evet uzun bir geçmişi olan köklü bir kurumun yönetimindeyim. Pandemi döneminde köklülüğün sağladığı hantallık değil konfor oldu. Çünkü, geleceğe yatırım yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan bir kurum Kültür Koleji… Uzun yıllar boyunca teknolojiye yapılan yatırım, öğretmen eğitiminde teknolojik okur-yazarlığın oluşturulmuş olması, teknolojik donanımın güçlülüğü pandemide öğrencilerimiz için büyük şans, bizler için de büyük bir konfora dönüştü. Bununla birlikte elbette güçlü bir iletişim ve işbirliği… Kenetlenebilmek ve buna liderlik edebilmek…Ekip arkadaşlarım ve ben yılmadan çalıştık. İnandık ve başardık. Uzaktan eğitimde %95’in üzerinde öğrenci memnuniyetine ulaştık. Benim kendi adıma çıkarttığım ders okumak, araştırmak, geleceğe yatırım yapmak… Son 1,5 yıldır dünyada eğitimle ilgili olup bitenler, hangi ülke ne yapmış, orada nasıl çözümler getirilmiş? Bunlarla ilgili özel bir komisyon kurduk. Bilgi paylaşımını çok hızlandırdık.

GELECEĞİN EĞİTİMİ HANGİ AYAKLAR ÜZERİNDE DURACAK?

Biz eğitimciler, nitelikli ve geleceğin sorunlarını gören, onlara çözüm üretebilen bireyler yetiştirmek zorundayız. Değişimi görebilmek ve yönetebilmek için eğitim anlayışını biçimlendirmemiz gerekiyor. Öğrenme ortamlarını yeniliklerle entegre hale getirmeli ve öğrenme deneyimini geliştirmeliyiz. Az önce de bahsettiğim gibi, dijital bir dönüşüm içindeyiz. Uzaktan ve hibrit eğitim sürecinde farklı deneyimler edindik. Teknolojiyi artık çok daha fazla günlük hayatımıza dahil ettik. Tüm bu süreçler farkı şekillerde de olsa da kendini yenileyecek. Yapmamız gerekense, her koşula adapte olabilen bir yapıya sahip olmak, hazırlıklı olmak. Sürekli yenilenmek gerekiyor. Bence, geleceğin eğitiminde, öğrenmenin zamanında ve mekanında farklılaşmalar olacak. Yani öğrenciler kendi öğrenim düzenlerine göre zaman ve mekan seçimi yapabilecekler. Bununla beraber, öğrenciler kendilerini ve öğrenme yöntemlerini tanıyacak ve buna göre kendileri için düzenlenmiş öğrenme yöntemine bağlı olarak yetiştirilecek.

 

Son Güncelleme: Cuma, 24 Eylül 2021 11:36

Gösterim: 871

BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformuyla teknoloji destekli yüz yüze, çevrimiçi eğitimi, ölçme değerlendirme ve iyileştirme aşamalarını tek bir yapının altında takip edebildiklerini belirten BİL Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Elif Pehlevan, yeni dönemde okullarında gerçekleştirilecek çalışmaları aktarırken, pandemi sonrası eğitimde e-pedagoji kavramının öne çıkacağını söyledi.

 

elif_pehlevan_eylul_2021Yeni dönemin pedagojisi nasıl şekillenecek?                           

COVID-19 pandemisi, diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da birtakım değişikliklere neden olmuştur. Salgın öncesinde ve sonrasında öğrenme ortamlarında dijitalleşmeye yönelik pek çok gelişme yaşanmıştır. Bu gelişmeler ile eğitim öğretim sürecinde yaşanan zorunlu değişimler öğrenci, öğretmen ve bütün eğitim paydaşlarını etkilemiştir. Bu değişimler, eğitimdeki pandemi risklerine karşı yapılabilecekler konusunda oldukça önem arz etmektedir. Çok yakın gelecekte sürekli öğrenme bağlamında uzaktan eğitimin, pandemi gibi zorunlu durumlar dışında da yüz yüze öğrenme gibi asıl eğitim platformu olacağı öngörülebilir. Hiperkişiselliğe ve öğrenme kayıplarının telafisine önem verilmesi gereken bu dönemde derslerin yanı sıra veli toplantılarının, hizmet içi eğitimlerin online yapılmaya devam edilmesi ile birlikte, hem zamandan hem de mekândan tasarruf ederek teknolojiyi olduğundan daha fazla faydaya çevirmek yeni normalin pedagojisine de yön verecektir.
Eğitimde pedagojiyi kısaca kimin, kime, neyi, nasıl ve ne zaman öğretmek gerektiğine dair strateji ve kurallar bütünü olarak tanımlayabiliriz. Hangi tür olursa olsun eğitimin çerçevesini pedagojik yaklaşım belirler. Her düzeyde uzaktan eğitim, sadece eğitimde mesafeyi ortadan kaldıran veya kullanılan eğitsel araçları farklılaştıran bir ayrıntı değil, pedagojinin tüm boyutlarını farklılaştıran, içinde geliştiği diğer unsurlar da dikkate alındığında eğitimde şimdiye kadar hiç karşılaşılmamış tamamen yeni bir duruma işaret eder. Uzaktan eğitim süreci, geleneksel eğitim içerikleri ve ölçme değerlendirme yöntemlerini değil eğitim felsefesi, psikolojisi ve sosyolojisini de içerecek biçimde köklü bir değişim ihtiyacının çok yakında olduğunu göstermiştir.
Pandemiden sonra e-pedagojinin kavramsallaştırılması beklenmektedir. Yeni 
nesilteknoloji odaklı ve uzaktan destekli öğrenme ihtiyacı kaçınılmaz gerçeğimizdir. Bu yüzden geleneksel pedagojinin üstünlüklerini yeni döneme taşıyarak geliştirilen e-pedagojiyi mevcut öğretim sistemine entegrasyonunu sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. E-pedagoji sisteminde öğrenciler, geliştirmesi gereken kazanımları, hibrit eğitime göre destekleyici etkinliklerle, girişimlerle taçlandırma fırsatı bulacaktır.

HİPERKİŞİSEL ÖĞRENME ARTIŞA GEÇTİ
Teknoloji ve eğitim uyumu için neler öngörülüyor?
Eğitimde kaliteyi arttırmak, zamanı etkili kullanabilmek ve en önemlisi 21. yy becerileri ile donatılmış bireyler yetiştirmek için teknolojiyi eğitimde olabildiğince kullanmak zorunluluk haline gelmiştir. Teknoloji; öğrenme-öğretmede kolaylık, öğrenmede kalıcılık, görsel-işitsel destek, çağın gerekliliği, zamandan tasarruf ve dersi cazip hale getirmek için kullanılan en önemli araçtır. Pandemi döneminde yapay zekâ platformları ile öğrencilerin hiperkişisel öğrenme ivmeleri artışa geçmiştir. Bundan sonra artık hiçbir şey aynı devam etmeyecek, hepimiz hibrit eğitimin gerekliliklerini yerine getireceğiz. BİL Eğitim Kurumları olarak BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformuyla teknoloji destekli yüz yüze, çevrimiçi eğitimi, ölçme değerlendirme ve iyileştirme aşamalarını tek bir yapının altında takip edebileceğiz. Çağın öğretim donanımına dair tüm fırsatları, öğrencilerin disiplinli ve motivasyonlarını kaybetmeden çalışmaları adına seferber ediyoruz. Başarıya götüren en önemli katkının iyileştirici geri bildirim sağlamak olduğunun bilincindeyiz ve yapay zekâ temelli kaynaklara yatırımlar yapıyoruz.

bil_koleji_e_pedagojiAİLE İLE BİRLİKTE ÖĞRETMENİN DE ROLÜ DEĞİŞİYOR

Okul iklimi yeni döneme göre nasıl uyarlandı?

Eğitim ekosistemini kurgularken sadece okulda eğitim öğretim çalışmalarına odaklanmak yerine, faaliyetleri tüm yaşam alanlarına entegre olacak şekilde planlamak çok önemlidir. Kişiselleştirilmiş eğitim için doğru sistemi, zamandan ve mekândan bağımsız bir eğitim anlayışı ile oluşturabiliriz. Okulda gerçekleşen öğrenmenin okul dışında da kendi hızında ve bireysel olarak devam etmesini sağlıyoruz.

Bilgiyi en doğru ve en güncel hâliyle öğrencilerimize aktarmak için her ortamı, öğrenme merkezi olarak yapılandırıyoruz. Bunun için aile iş birliğine ihtiyacımız var. Aile ile birlikte öğretmenin de rolü değişiyor. Okulların sadece öğrenci değil tüm paydaşları ile yaşam boyu öğrenme merkezi olmasını sağlıyoruz.


Öğrenme kayıplarının telafisi için nasıl bir program uygulanacak?
BİL Eğitim Kurumlarında öğrencilerimizin öğrenme kayıplarına yönelik eğitim öğretim yılı başlangıcı öncesinde Akademik Destek ve Hızlandırma Programı uygulandı. Ara sınıf (5,6,7. ve 9,10,11.) öğrencilerimize bir önceki sınıf düzeyinde tekrar çalışmaları yapıldı. 8 ve 12. sınıf öğrencilerimize yönelik tekrar çalışmaları ile ulusal sınavlara hazırlıklar başladı. Öğrencilerimizin eğitim öğretim faaliyetlerini 7/24 kuşatacak sistemlerle destekleyecek olan “Hibrit Öğrenme” sağlayacak BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile öğrencilerimizin kazanım eksikliklerine yönelik senkron ve asenkron dersler ile üst düzey telafi çalışmaları yapılmaktadır. Okullarımızda öğrencilerimizin akademik performanslarına yönelik yapılacak çalışmalar ile birlikte etkili ders çalışma metotları, kalıcı öğrenme yöntemlerine yer veren Hiperkişiselleştirilmiş programlar uygulanmaktadır. BİL Eğitim Kurumlarında öğrencilerimizin ayrıntılı konu, kazanım ve envanter analiz ve raporlarıyla en küçük öğrenme parçası ile ilgili performans gelişimi takip edilir. BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile öğretim programlarında hedeflenen davranışlara hangi düzeyde ulaşıldığını, süreç içerisindeki uygulamaların hedeflenen bilgi, beceri ve tutumların gelişmesinde ne ölçüde etkili olduğunu tespit ederek gerekli iyileştirme çalışmaları planlanmaktadır. Öğrencilerimizin öğrenme kayıplarına yönelik etkili ve nitelikli eğitimler ile telafi programlarımız devam edecektir.
 

YENİ DÖNEMİN İNOVATİF YAKLAŞIMLARI NELER OLACAK?
Yeni dönemde “İnovasyon” ve “Hiperkişiselleştirilmiş Eğitim” öne çıkacak. Eğitimde yenilikçi, hızlı, zaman ve mekândan bağımsız sistemleri olan eğitim kurumları daha başarılı olacak. Öğrencilerin gelişimleri için yapılan tüm etkinlik ve projelerin bu anlayışla planlanacağı yeni bir döneme geçiyoruz. Yeni döneme uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimin harmanlandığı senkron ve asenkron derslerle öğrencilerimizin eğitim öğretim faaliyetlerini 7/24 kuşatacak sistemlerle destekleyecek olan “BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu” ile hazırız.

Çünkü biliyoruz ki, bugünü her zaman geçmişte bırakacak ve yeni şeyleri öğrenerek geleceğe daha güvenli adımlarla ilerleyeceğiz. Liderlik, girişimcilik, doğru öğrenme teknikleri ve gelişen teknolojiye adaptasyon için kendi alanında uzman kişilerden aldığımız yüz yüze/online eğitimler, seminerler, webinarlar, etkinlikler ve programlarla öğrenme heyecanını sürdürüyoruz.

> Pandemi sonrası eğitimde e-pedagoji kavramı öne çıkacak

BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformuyla teknoloji destekli yüz yüze, çevrimiçi eğitimi, ölçme değerlendirme ve iyileştirme aşamalarını tek bir yapının altında takip edebildiklerini belirten BİL Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Elif Pehlevan, yeni dönemde okullarında gerçekleştirilecek çalışmaları aktarırken, pandemi sonrası eğitimde e-pedagoji kavramının öne çıkacağını söyledi.

 

elif_pehlevan_eylul_2021Yeni dönemin pedagojisi nasıl şekillenecek?                           

COVID-19 pandemisi, diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da birtakım değişikliklere neden olmuştur. Salgın öncesinde ve sonrasında öğrenme ortamlarında dijitalleşmeye yönelik pek çok gelişme yaşanmıştır. Bu gelişmeler ile eğitim öğretim sürecinde yaşanan zorunlu değişimler öğrenci, öğretmen ve bütün eğitim paydaşlarını etkilemiştir. Bu değişimler, eğitimdeki pandemi risklerine karşı yapılabilecekler konusunda oldukça önem arz etmektedir. Çok yakın gelecekte sürekli öğrenme bağlamında uzaktan eğitimin, pandemi gibi zorunlu durumlar dışında da yüz yüze öğrenme gibi asıl eğitim platformu olacağı öngörülebilir. Hiperkişiselliğe ve öğrenme kayıplarının telafisine önem verilmesi gereken bu dönemde derslerin yanı sıra veli toplantılarının, hizmet içi eğitimlerin online yapılmaya devam edilmesi ile birlikte, hem zamandan hem de mekândan tasarruf ederek teknolojiyi olduğundan daha fazla faydaya çevirmek yeni normalin pedagojisine de yön verecektir.
Eğitimde pedagojiyi kısaca kimin, kime, neyi, nasıl ve ne zaman öğretmek gerektiğine dair strateji ve kurallar bütünü olarak tanımlayabiliriz. Hangi tür olursa olsun eğitimin çerçevesini pedagojik yaklaşım belirler. Her düzeyde uzaktan eğitim, sadece eğitimde mesafeyi ortadan kaldıran veya kullanılan eğitsel araçları farklılaştıran bir ayrıntı değil, pedagojinin tüm boyutlarını farklılaştıran, içinde geliştiği diğer unsurlar da dikkate alındığında eğitimde şimdiye kadar hiç karşılaşılmamış tamamen yeni bir duruma işaret eder. Uzaktan eğitim süreci, geleneksel eğitim içerikleri ve ölçme değerlendirme yöntemlerini değil eğitim felsefesi, psikolojisi ve sosyolojisini de içerecek biçimde köklü bir değişim ihtiyacının çok yakında olduğunu göstermiştir.
Pandemiden sonra e-pedagojinin kavramsallaştırılması beklenmektedir. Yeni 
nesilteknoloji odaklı ve uzaktan destekli öğrenme ihtiyacı kaçınılmaz gerçeğimizdir. Bu yüzden geleneksel pedagojinin üstünlüklerini yeni döneme taşıyarak geliştirilen e-pedagojiyi mevcut öğretim sistemine entegrasyonunu sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. E-pedagoji sisteminde öğrenciler, geliştirmesi gereken kazanımları, hibrit eğitime göre destekleyici etkinliklerle, girişimlerle taçlandırma fırsatı bulacaktır.

HİPERKİŞİSEL ÖĞRENME ARTIŞA GEÇTİ
Teknoloji ve eğitim uyumu için neler öngörülüyor?
Eğitimde kaliteyi arttırmak, zamanı etkili kullanabilmek ve en önemlisi 21. yy becerileri ile donatılmış bireyler yetiştirmek için teknolojiyi eğitimde olabildiğince kullanmak zorunluluk haline gelmiştir. Teknoloji; öğrenme-öğretmede kolaylık, öğrenmede kalıcılık, görsel-işitsel destek, çağın gerekliliği, zamandan tasarruf ve dersi cazip hale getirmek için kullanılan en önemli araçtır. Pandemi döneminde yapay zekâ platformları ile öğrencilerin hiperkişisel öğrenme ivmeleri artışa geçmiştir. Bundan sonra artık hiçbir şey aynı devam etmeyecek, hepimiz hibrit eğitimin gerekliliklerini yerine getireceğiz. BİL Eğitim Kurumları olarak BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformuyla teknoloji destekli yüz yüze, çevrimiçi eğitimi, ölçme değerlendirme ve iyileştirme aşamalarını tek bir yapının altında takip edebileceğiz. Çağın öğretim donanımına dair tüm fırsatları, öğrencilerin disiplinli ve motivasyonlarını kaybetmeden çalışmaları adına seferber ediyoruz. Başarıya götüren en önemli katkının iyileştirici geri bildirim sağlamak olduğunun bilincindeyiz ve yapay zekâ temelli kaynaklara yatırımlar yapıyoruz.

bil_koleji_e_pedagojiAİLE İLE BİRLİKTE ÖĞRETMENİN DE ROLÜ DEĞİŞİYOR

Okul iklimi yeni döneme göre nasıl uyarlandı?

Eğitim ekosistemini kurgularken sadece okulda eğitim öğretim çalışmalarına odaklanmak yerine, faaliyetleri tüm yaşam alanlarına entegre olacak şekilde planlamak çok önemlidir. Kişiselleştirilmiş eğitim için doğru sistemi, zamandan ve mekândan bağımsız bir eğitim anlayışı ile oluşturabiliriz. Okulda gerçekleşen öğrenmenin okul dışında da kendi hızında ve bireysel olarak devam etmesini sağlıyoruz.

Bilgiyi en doğru ve en güncel hâliyle öğrencilerimize aktarmak için her ortamı, öğrenme merkezi olarak yapılandırıyoruz. Bunun için aile iş birliğine ihtiyacımız var. Aile ile birlikte öğretmenin de rolü değişiyor. Okulların sadece öğrenci değil tüm paydaşları ile yaşam boyu öğrenme merkezi olmasını sağlıyoruz.


Öğrenme kayıplarının telafisi için nasıl bir program uygulanacak?
BİL Eğitim Kurumlarında öğrencilerimizin öğrenme kayıplarına yönelik eğitim öğretim yılı başlangıcı öncesinde Akademik Destek ve Hızlandırma Programı uygulandı. Ara sınıf (5,6,7. ve 9,10,11.) öğrencilerimize bir önceki sınıf düzeyinde tekrar çalışmaları yapıldı. 8 ve 12. sınıf öğrencilerimize yönelik tekrar çalışmaları ile ulusal sınavlara hazırlıklar başladı. Öğrencilerimizin eğitim öğretim faaliyetlerini 7/24 kuşatacak sistemlerle destekleyecek olan “Hibrit Öğrenme” sağlayacak BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile öğrencilerimizin kazanım eksikliklerine yönelik senkron ve asenkron dersler ile üst düzey telafi çalışmaları yapılmaktadır. Okullarımızda öğrencilerimizin akademik performanslarına yönelik yapılacak çalışmalar ile birlikte etkili ders çalışma metotları, kalıcı öğrenme yöntemlerine yer veren Hiperkişiselleştirilmiş programlar uygulanmaktadır. BİL Eğitim Kurumlarında öğrencilerimizin ayrıntılı konu, kazanım ve envanter analiz ve raporlarıyla en küçük öğrenme parçası ile ilgili performans gelişimi takip edilir. BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile öğretim programlarında hedeflenen davranışlara hangi düzeyde ulaşıldığını, süreç içerisindeki uygulamaların hedeflenen bilgi, beceri ve tutumların gelişmesinde ne ölçüde etkili olduğunu tespit ederek gerekli iyileştirme çalışmaları planlanmaktadır. Öğrencilerimizin öğrenme kayıplarına yönelik etkili ve nitelikli eğitimler ile telafi programlarımız devam edecektir.
 

YENİ DÖNEMİN İNOVATİF YAKLAŞIMLARI NELER OLACAK?
Yeni dönemde “İnovasyon” ve “Hiperkişiselleştirilmiş Eğitim” öne çıkacak. Eğitimde yenilikçi, hızlı, zaman ve mekândan bağımsız sistemleri olan eğitim kurumları daha başarılı olacak. Öğrencilerin gelişimleri için yapılan tüm etkinlik ve projelerin bu anlayışla planlanacağı yeni bir döneme geçiyoruz. Yeni döneme uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimin harmanlandığı senkron ve asenkron derslerle öğrencilerimizin eğitim öğretim faaliyetlerini 7/24 kuşatacak sistemlerle destekleyecek olan “BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu” ile hazırız.

Çünkü biliyoruz ki, bugünü her zaman geçmişte bırakacak ve yeni şeyleri öğrenerek geleceğe daha güvenli adımlarla ilerleyeceğiz. Liderlik, girişimcilik, doğru öğrenme teknikleri ve gelişen teknolojiye adaptasyon için kendi alanında uzman kişilerden aldığımız yüz yüze/online eğitimler, seminerler, webinarlar, etkinlikler ve programlarla öğrenme heyecanını sürdürüyoruz.

Son Güncelleme: Pazartesi, 27 Eylül 2021 13:59

Gösterim: 880

Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, önümüzdeki dönemde eğitimin nihai hedeflerini, öğrencilerin psikososyal ihtiyaçlarını akademik başarıyla denk tutarak belirlediklerini söyledi. Cambazoğlu, yüz yüze eğitim için yaptıkları hazırlıkları artı eğitim’e anlattı.

dilek_cambazoglu_29Kesintisiz yüz yüze eğitim için hangi tedbirler alınmalı?
Okullar yalnızca akademik bilginin aktarıldığı ortamlar değil. Yaşanan süreç eğitimcileri, öğrencileri, velileri eğitimin ve okulun işlevleri ile ilgili tekrar düşünmeye sevk etti. Eğitim yaşamından fiziksel olarak uzaklaşılmasıyla okul içi sosyal öğrenme ile sınıf içi iletişime dayalı akran etkileşimi kayboldu, küçük yaş gruplarında somut öğrenme deneyimleri eksik kaldı. ‘Okulların açılmaması daha fazla kaldırılabilir mi?’ bu soruyu sormalıyız. Öncelik açılması olmalı ve tüm tedbirler buna göre alınmalı.
Öğrencilerin, öğretmenlerin ve diğer personelin sağlığının her anlamda korunabileceğinden emin olunması gerekiyor. Okul ile temas eden herkesin fiziksel sağlığının güvence altına alınmasının yanı sıra pandemi döneminin ve okula dönüşün getirdiği psikososyal zorluklara karşı hem öğretmenler hem de öğrenciler desteklenmeye devam edilmeli. Öğretmenlerin sınırlı bir bölümü aşılanmaya başladı, çocukların ise aşılanmalarının önünde uzun bir süreç var. Bu süreçler MEB ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile hızlı bir şekilde planlanarak koordine edilmeli.
Yüz yüze eğitimin özellikle de çocukların sosyalleşmesi ve okula aidiyet gibi konulardaki önemini düşününce önümüzdeki dönemde eğitimin nihai hedeflerini, öğrencilerin psikososyal ihtiyaçlarını akademik başarıyla denk tutarak belirlemek gerekecek. Eğitim ortamları oturma düzenleri, teneffüsler, servisler ve beden eğitimi gibi virüs bulaşma riski yüksek dersler başta olmak üzere her açıdan yeniden düzenlendi. Bu ortamlarda fiziksel koruma için konulmuş olan sosyal mesafe, maske, ateş ölçümü ve hijyen kurallarının uygulanmasında disiplini elden bırakmamak, okullarda kuralların uygulanmasını sağlayacak sayıda görevli bulundurmak gerekecek.

OKULA UYUM İÇİN 7 GÖREV
MEB ve okullar kriz yönetimine hazır mı?
Pandemi, beklenmedik ve hızlı bir şekilde hayatımızın içine girdi. 2 seneye yaklaşan bu süreçte epey bir tecrübe kazandık. Pandemi süreci özellikle belirsiz karşımıza çıkabilecek afetler ile ilgili de bir eylem planı oluşturmak gerektiğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Salgın sonrasında okul ortamının güvenli hale getirilmesi ve okula uyumun kolaylaştırılması sürecinde okul yönetimi, öğretmenler, okul çalışanları, aileler ve öğrencilere düşen görev ve sorumlulukları maddeler halinde özetlemek isterim:
 Salgını dikkate alarak okul psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale eylem planı ile acil durum eylem planını güncellenmeli
 Her sınıf için iletişim ağı oluşturulmalı
 Öğrenci, öğretmen ve okul çalışanlarına ait acil durumlarda iletişime geçilecek kişilerin listesi oluşturulmalı ve/veya güncellenmeli
 Okul dışındaki paydaşlarla (Aileler, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı vb.) bilgi paylaşım sistemi geliştirilmeli
 Koruma ve önleme konusunda tüm paydaşları bilgilendirilmeli
 Okulların açılmama ihtimaline karşılık online eğitim süreçleri önceden tasarlanmalı
 Her sınıf seviyesindeki kritik kazanımlara yönelik ölçme değerlendirme çalışmaları planlanmalı
Pandemi nedeniyle oluşacak olumsuzluklar için hangi senaryolar hayata geçirilecek?
Uluslararası dokümanlar incelendiğinde, salgının dünya geneline yayıldığı ilk şok sürecinde, bu krizin eğitim sistemleri ve öğrenciler üzerindeki etkilerini anlamlandırma ve yaşanan ve yaşanabilecek etkiler karşısında çözümler üretmeye yönelik bir odak bulunuyordu. Zamanla salgın hayatımızın bir gerçeği haline geldi ve birçok kurum ve sistemde önemli değişikliklere gidildi. Çalışmaların odağı da önümüzdeki süreçte eğitim sistemlerini nelerin beklediği, salgın sonrası eğitimin nasıl yapılandırılabileceği, salgından hangi derslerin çıkarılabileceği, daha güçlü ve esnek bir yapının nasıl oluşturulabileceği gibi konularda yoğunlaştı.
Milli Eğitim Bakanlığımız yeni eğitim öğretim yılına ilişkin farklı senaryolar üzerine çalıştığını biliyoruz. Biz de kurum olarak her türlü gelişmeyi yakın takip ederek tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Bu senaryolar ile ilgili başlıklara kısaca değinmek isterim:
TERS YÜZ SINIF MODELİ
İlk senaryo Ters Yüz Sınıf Modeli.Bu modelde, eğitimin bir kısmı yüz yüze bir kısmı uzaktan yapılacak.Bazı derslerin tamamı uzaktan verilebileceği gibi, bazı derslerde teorik eğitim okulda pratik eğitim evlerde yapılacak.Öğrenciler okullarında derslerini dinledikten sonra verilen proje ve ödevlerle konuyu evlerinde pekiştirecek. Öğretmenler sürecin her aşamasında öğrencileriyle iletişimde olacak.

SEYRELTME SINIF
Bir diğer senaryo ise öğrencilerin kendi okullarında ikili eğitime geçmesi. Bu plana ilişkin fizibilite çalışmaları başlatıldı. Sınıflar için "seyreltme çalışması" yapılıyor.Senaryo uygulanırsa 20 öğrencilik bir sınıf yarı yarıya seyretilecek.10 öğrenciye sabah, 10 öğrenciye ise öğlen yüz yüze eğitim verilecek.
Okulların hiç açılmaması veya açıldıktan sonra tekrar ara verilmesi ihtimaline karşı da tam zamanlı uzaktan eğitim planı çalışılıyor.

UZAKTAN EĞİTİM
Söz konusu içerikler, yüz yüze eğitime geçilse dahi kurumların online eğitim platformları üzerinden öğrencilere sunulmaya devam edilecek.
Farklı senaryolara göre, kantin, yemekhane ve ulaşım hizmetlerinin nasıl düzenleneceği üzerinde de çalışılıyor.

MEB ve eğitim dünyası kesintisiz yüz yüze eğitim için hangi ortak adımları atmalı?
Kesintisiz yüz yüze eğitim için MEB ve eğitim dünyasının ortak adımlar atması önemlidir. Yapılacak takvim planlamalarında ve takvimlendirmelerde bölgesel farklılıklar da dikkate alınarak süreç yönetilebilir düşüncesindeyim. Atılacak adımlarla ilgili TEDMEM (Türk Eğitim Derneği Düşünce Kuruluşu) tarafından hazırlanan ve önemli gördüğüm Türkiye’nin Telafi Eğitimi Yol Haritası çalışmasında yer alan başlıklardan kısaca bahsetmek isterim:
 Hiçbir öğrenci olması gereken düzeyin gerisinde bırakılmamalıdır.
 Öğretmenler her koşulda desteklenmelidir.
 Öğrencilerin öğrenmeye etkin bir şekilde katılabilmeleri için sosyal ve duygusal iyi olma halleri önceliklendirilmelidir.
 Her bir öğrencinin öğrenme kayıpları ve eksikliklerini tespit etmeye kaynaklık edecek geçerli, güvenilir ve aynı zamanda süreç odaklı bir ölçme değerlendirme yaklaşımı benimsenmelidir.
 Karar alma süreçlerinde telafi programının genel çerçevesi ve temel prensipleri merkezi düzeyde belirlenmeli; uygulamada okulların ihtiyaçları esas alınmalıdır.
 Öğrenme kayıpları ve eksikliklerinin belirlenmesi kadar öğrencilerin sosyal ve duygusal gereksinimleri de belirlenmeli ve izlenmelidir.
 Yeni öğretim programı çalışmaları kapsamında mevcut öğretim programları çerçeve program anlayışıyla yeniden uyarlanmalı, salgında önemi anlaşılan yaşam becerilerine de yer verilmelidir.
 Uzaktan öğrenme sürecinde çoğunlukla kapsam dışı bırakılan uygulamalı dersler, öğrencinin bütüncül gelişimini de destekleyecek biçimde yeni bir anlayışla düzenlenmelidir.
Öğrenciler okullara hangi şartlar altında adım atacaklar?
Pandemi sonrası öğrencilerimizin rahatlıkça adapte olabilmeleri için Okula Uyum programımızı oluşturduk. Okula Uyum Programımız çerçevesinde öncelikle öğrencilerimizin COVİD-19 süreci ile ilgili bilgilendirmelerini sağladık. Bu süreçte rehberlik servisimiz salgın sürecinde ortaya çıkan stres, kaygı ,depresyon gibi psikolojik tepkilere karşılık çalışmalar yürüttü ve yürütmeye devam edecek.
Salgın sonrasında okul ortamının güvenli hale getirilmesi ve okula uyumun kolaylaştırılması sürecinde okul yönetimi, öğretmenler, okul çalışanları, aileler ve öğrencilere düşen görev ve sorumluluklar ile ilgili tüm paydaşları bilgilendirdik.
Salgını da dikkate alarak okul psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale eylem planı ile acil durum eylem planımızı güncelledik.
Sınıf mevcutları ve zaman çizelgeleri pandemi koşullarına göre düzenlenerek eğitim öğretim takvimleri paylaşıldı.
Yeni dönemin eğitim modelinde hangi teknolojilerden nasıl yararlanılacak?
Girne Kolejleriolarak güçlü bir akademik programı her platformda sunabilmek en büyük hedefimiz ve önceliğimizdir. Öğrenmenin merkezinde öğrenci vardır. Öğrenci öğrenme sürecinde aktiftir. Araştırarak, keşfederek, yaparak yaşayarak, tartışarak öğrenir. Bir konuyu anlamak bilmekten veya yapmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Bir konuyu anlamak, o konuya ilişkin bilgi ve becerileri daha gelişmiş, esnek biçimlerde ve ortamlarda kullanmaktır.
Okullarımızın teknoloji altyapısı “okulda ve okul dışında gerçekleşen öğrenme aktivitelerini destekleyecek”, “doğru kaynaklara uygun araçlar ile hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlayacak” ve “öğrenmenin zamandan ve mekandan bağımsız bir şekilde devam etmesine olanak verecek” şekilde yapılandırılmıştır.
Eğitim öğretim faaliyetlerinin planlaması noktasında öğretmen, öğrenci ve yöneticilerimizin teknolojik yeterliliklerini arttırmak için Girne Amerikan Üniversitesi BÖTE bölümü öğretim üyelerinden ve Bilişim Öğretmenlerimizden eğitimler alarak süreci yönettik ve yönetmeye devam ediyoruz. Özellikle web 2.0 araçlarının derslere entegrasyonu konusunda önemli çalışmalar yaptık. Pandemi döneminin en önemli kazançlarından biri öğrencilerin kendi başlarına zamanı yönetmelerini ve öğrenmelerini sağlayacak çalışmalara olanak tanımasıydı. Yürüttüğümüz planlamalarda bu başlıkları önceliklendirerek önemli bir yol kat ettik.

YENİ DÖNEM İÇİN YOL HARİTASI HAZIR
Yeni eğitim – öğretim dönemi başlarken akademik ve sosyal hazırlıklarınızı tamamladınız mı?
Yeni eğitim-öğretim dönemi için “Covid-19 Salgını Sonrası Eğitim ve Öğretimde Alınacak Tedbirler ve Uygulamalar Rehberi” çalışmamızı tamamladık. Bu çalışmada hem akademik hem de sosyal anlamda yapılan tüm hazırlıklara yer verildi.
Her alan için özenle çalışıp ayrı ayrı önlem maddeleri oluşturduk. Servis araçlarımız, okul girişleri, sınıfların içleri, diğer derslik alanlarımız, yemekhane, kantin, tuvalet ve duş alanları, bahçemiz ve açık alanlar, ortak kullanım alanları, laboratuvarlar, kütüphane, spor salonu, öğretmenler odası gibi okuldaki her fiziki ortamımıza özel tedbirlerimizi hazırladık ve uygulayacağız. Okulumuza gelecek personelimiz, ziyaretçilerimiz, velilerimiz bu kurallar dahilinde gelebilecek.
Maske, ateş ölçer, dezenfektan ve sosyal mesafe gibi artık yeni düzenimizin en başında yer alan maddeleri her alanda, kesintisiz uygulayacağız. Öğrenci servislerimizin mevcudunu sosyal mesafe kurallarını dikkate alarak yeniden düzenleyeceğiz. Hem servis hem okul araçlarımızın hijyeni çok sık aralıklarla yapılacak. Okulun merdivenleri sadece çıkış ve sadece iniş merdivenleri olarak ayrılacak ve temas azaltılacak. Lobi alanlarındaki veli oturma alanları kaldırılacak. Kargolarımız dahi dezenfekte edilip personelimize teslim edilecek.
Sosyal mesafe kuralına göre oturma düzeni oluşturuyoruz. Ders esnasında sınıf kapıları açık olacak, öğrenciler ve öğretmenler maskeli olacak, öğretmenimiz siperlik de takacak. Ders öncesi, ders esnası ve ders sonrası olmak üzere her koşul göz önünde bulundurularak tedbirler alınacak ve takibi yapılacak. Havalandırma hem okulda hem servislerde klima ile değil doğal yollarla sağlanacak. Pencereler açık kalacak, sınıflar hem gece hem gündüz düzenli olarak havalandırılacak. Teneffüsler her sınıf kademesi ayrı kullanacak şekilde kurgulanacak.
Yemekhanede de tüm hijyen kuralları gözetilerek ve yemeğe çıkış saatleri planlanarak hizmet verilecek. Menüler salgın döneminde bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde düzenlenecek.
Yapılan bu fiziki hazırlıkların yanı sıra öğrencilerin bir önceki yıldan getirdikleri akademik eksikliklerinin tespiti ve bunların kapatılması noktasında da telafi programlarımızı tamamladık.
Rehberlik servisimiz tüm çalışan, öğrenci ve öğretmenlerimizin psikolojik sağlamlıklarını ve kendini iyi hissetme durumlarını artırmak üzerine yapacağı çalışmaları planladı ve uygulamaya başladık. Bahsettiğimiz bu planlamalarımız çerçevesinde yeni eğitim-öğretim yılına hazırız.

> Girne Koleji yüz yüze eğitime nasıl hazırlandı?

Girne Koleji CEO’su Dilek Cambazoğlu, önümüzdeki dönemde eğitimin nihai hedeflerini, öğrencilerin psikososyal ihtiyaçlarını akademik başarıyla denk tutarak belirlediklerini söyledi. Cambazoğlu, yüz yüze eğitim için yaptıkları hazırlıkları artı eğitim’e anlattı.

dilek_cambazoglu_29Kesintisiz yüz yüze eğitim için hangi tedbirler alınmalı?
Okullar yalnızca akademik bilginin aktarıldığı ortamlar değil. Yaşanan süreç eğitimcileri, öğrencileri, velileri eğitimin ve okulun işlevleri ile ilgili tekrar düşünmeye sevk etti. Eğitim yaşamından fiziksel olarak uzaklaşılmasıyla okul içi sosyal öğrenme ile sınıf içi iletişime dayalı akran etkileşimi kayboldu, küçük yaş gruplarında somut öğrenme deneyimleri eksik kaldı. ‘Okulların açılmaması daha fazla kaldırılabilir mi?’ bu soruyu sormalıyız. Öncelik açılması olmalı ve tüm tedbirler buna göre alınmalı.
Öğrencilerin, öğretmenlerin ve diğer personelin sağlığının her anlamda korunabileceğinden emin olunması gerekiyor. Okul ile temas eden herkesin fiziksel sağlığının güvence altına alınmasının yanı sıra pandemi döneminin ve okula dönüşün getirdiği psikososyal zorluklara karşı hem öğretmenler hem de öğrenciler desteklenmeye devam edilmeli. Öğretmenlerin sınırlı bir bölümü aşılanmaya başladı, çocukların ise aşılanmalarının önünde uzun bir süreç var. Bu süreçler MEB ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile hızlı bir şekilde planlanarak koordine edilmeli.
Yüz yüze eğitimin özellikle de çocukların sosyalleşmesi ve okula aidiyet gibi konulardaki önemini düşününce önümüzdeki dönemde eğitimin nihai hedeflerini, öğrencilerin psikososyal ihtiyaçlarını akademik başarıyla denk tutarak belirlemek gerekecek. Eğitim ortamları oturma düzenleri, teneffüsler, servisler ve beden eğitimi gibi virüs bulaşma riski yüksek dersler başta olmak üzere her açıdan yeniden düzenlendi. Bu ortamlarda fiziksel koruma için konulmuş olan sosyal mesafe, maske, ateş ölçümü ve hijyen kurallarının uygulanmasında disiplini elden bırakmamak, okullarda kuralların uygulanmasını sağlayacak sayıda görevli bulundurmak gerekecek.

OKULA UYUM İÇİN 7 GÖREV
MEB ve okullar kriz yönetimine hazır mı?
Pandemi, beklenmedik ve hızlı bir şekilde hayatımızın içine girdi. 2 seneye yaklaşan bu süreçte epey bir tecrübe kazandık. Pandemi süreci özellikle belirsiz karşımıza çıkabilecek afetler ile ilgili de bir eylem planı oluşturmak gerektiğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Salgın sonrasında okul ortamının güvenli hale getirilmesi ve okula uyumun kolaylaştırılması sürecinde okul yönetimi, öğretmenler, okul çalışanları, aileler ve öğrencilere düşen görev ve sorumlulukları maddeler halinde özetlemek isterim:
 Salgını dikkate alarak okul psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale eylem planı ile acil durum eylem planını güncellenmeli
 Her sınıf için iletişim ağı oluşturulmalı
 Öğrenci, öğretmen ve okul çalışanlarına ait acil durumlarda iletişime geçilecek kişilerin listesi oluşturulmalı ve/veya güncellenmeli
 Okul dışındaki paydaşlarla (Aileler, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı vb.) bilgi paylaşım sistemi geliştirilmeli
 Koruma ve önleme konusunda tüm paydaşları bilgilendirilmeli
 Okulların açılmama ihtimaline karşılık online eğitim süreçleri önceden tasarlanmalı
 Her sınıf seviyesindeki kritik kazanımlara yönelik ölçme değerlendirme çalışmaları planlanmalı
Pandemi nedeniyle oluşacak olumsuzluklar için hangi senaryolar hayata geçirilecek?
Uluslararası dokümanlar incelendiğinde, salgının dünya geneline yayıldığı ilk şok sürecinde, bu krizin eğitim sistemleri ve öğrenciler üzerindeki etkilerini anlamlandırma ve yaşanan ve yaşanabilecek etkiler karşısında çözümler üretmeye yönelik bir odak bulunuyordu. Zamanla salgın hayatımızın bir gerçeği haline geldi ve birçok kurum ve sistemde önemli değişikliklere gidildi. Çalışmaların odağı da önümüzdeki süreçte eğitim sistemlerini nelerin beklediği, salgın sonrası eğitimin nasıl yapılandırılabileceği, salgından hangi derslerin çıkarılabileceği, daha güçlü ve esnek bir yapının nasıl oluşturulabileceği gibi konularda yoğunlaştı.
Milli Eğitim Bakanlığımız yeni eğitim öğretim yılına ilişkin farklı senaryolar üzerine çalıştığını biliyoruz. Biz de kurum olarak her türlü gelişmeyi yakın takip ederek tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Bu senaryolar ile ilgili başlıklara kısaca değinmek isterim:
TERS YÜZ SINIF MODELİ
İlk senaryo Ters Yüz Sınıf Modeli.Bu modelde, eğitimin bir kısmı yüz yüze bir kısmı uzaktan yapılacak.Bazı derslerin tamamı uzaktan verilebileceği gibi, bazı derslerde teorik eğitim okulda pratik eğitim evlerde yapılacak.Öğrenciler okullarında derslerini dinledikten sonra verilen proje ve ödevlerle konuyu evlerinde pekiştirecek. Öğretmenler sürecin her aşamasında öğrencileriyle iletişimde olacak.

SEYRELTME SINIF
Bir diğer senaryo ise öğrencilerin kendi okullarında ikili eğitime geçmesi. Bu plana ilişkin fizibilite çalışmaları başlatıldı. Sınıflar için "seyreltme çalışması" yapılıyor.Senaryo uygulanırsa 20 öğrencilik bir sınıf yarı yarıya seyretilecek.10 öğrenciye sabah, 10 öğrenciye ise öğlen yüz yüze eğitim verilecek.
Okulların hiç açılmaması veya açıldıktan sonra tekrar ara verilmesi ihtimaline karşı da tam zamanlı uzaktan eğitim planı çalışılıyor.

UZAKTAN EĞİTİM
Söz konusu içerikler, yüz yüze eğitime geçilse dahi kurumların online eğitim platformları üzerinden öğrencilere sunulmaya devam edilecek.
Farklı senaryolara göre, kantin, yemekhane ve ulaşım hizmetlerinin nasıl düzenleneceği üzerinde de çalışılıyor.

MEB ve eğitim dünyası kesintisiz yüz yüze eğitim için hangi ortak adımları atmalı?
Kesintisiz yüz yüze eğitim için MEB ve eğitim dünyasının ortak adımlar atması önemlidir. Yapılacak takvim planlamalarında ve takvimlendirmelerde bölgesel farklılıklar da dikkate alınarak süreç yönetilebilir düşüncesindeyim. Atılacak adımlarla ilgili TEDMEM (Türk Eğitim Derneği Düşünce Kuruluşu) tarafından hazırlanan ve önemli gördüğüm Türkiye’nin Telafi Eğitimi Yol Haritası çalışmasında yer alan başlıklardan kısaca bahsetmek isterim:
 Hiçbir öğrenci olması gereken düzeyin gerisinde bırakılmamalıdır.
 Öğretmenler her koşulda desteklenmelidir.
 Öğrencilerin öğrenmeye etkin bir şekilde katılabilmeleri için sosyal ve duygusal iyi olma halleri önceliklendirilmelidir.
 Her bir öğrencinin öğrenme kayıpları ve eksikliklerini tespit etmeye kaynaklık edecek geçerli, güvenilir ve aynı zamanda süreç odaklı bir ölçme değerlendirme yaklaşımı benimsenmelidir.
 Karar alma süreçlerinde telafi programının genel çerçevesi ve temel prensipleri merkezi düzeyde belirlenmeli; uygulamada okulların ihtiyaçları esas alınmalıdır.
 Öğrenme kayıpları ve eksikliklerinin belirlenmesi kadar öğrencilerin sosyal ve duygusal gereksinimleri de belirlenmeli ve izlenmelidir.
 Yeni öğretim programı çalışmaları kapsamında mevcut öğretim programları çerçeve program anlayışıyla yeniden uyarlanmalı, salgında önemi anlaşılan yaşam becerilerine de yer verilmelidir.
 Uzaktan öğrenme sürecinde çoğunlukla kapsam dışı bırakılan uygulamalı dersler, öğrencinin bütüncül gelişimini de destekleyecek biçimde yeni bir anlayışla düzenlenmelidir.
Öğrenciler okullara hangi şartlar altında adım atacaklar?
Pandemi sonrası öğrencilerimizin rahatlıkça adapte olabilmeleri için Okula Uyum programımızı oluşturduk. Okula Uyum Programımız çerçevesinde öncelikle öğrencilerimizin COVİD-19 süreci ile ilgili bilgilendirmelerini sağladık. Bu süreçte rehberlik servisimiz salgın sürecinde ortaya çıkan stres, kaygı ,depresyon gibi psikolojik tepkilere karşılık çalışmalar yürüttü ve yürütmeye devam edecek.
Salgın sonrasında okul ortamının güvenli hale getirilmesi ve okula uyumun kolaylaştırılması sürecinde okul yönetimi, öğretmenler, okul çalışanları, aileler ve öğrencilere düşen görev ve sorumluluklar ile ilgili tüm paydaşları bilgilendirdik.
Salgını da dikkate alarak okul psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale eylem planı ile acil durum eylem planımızı güncelledik.
Sınıf mevcutları ve zaman çizelgeleri pandemi koşullarına göre düzenlenerek eğitim öğretim takvimleri paylaşıldı.
Yeni dönemin eğitim modelinde hangi teknolojilerden nasıl yararlanılacak?
Girne Kolejleriolarak güçlü bir akademik programı her platformda sunabilmek en büyük hedefimiz ve önceliğimizdir. Öğrenmenin merkezinde öğrenci vardır. Öğrenci öğrenme sürecinde aktiftir. Araştırarak, keşfederek, yaparak yaşayarak, tartışarak öğrenir. Bir konuyu anlamak bilmekten veya yapmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Bir konuyu anlamak, o konuya ilişkin bilgi ve becerileri daha gelişmiş, esnek biçimlerde ve ortamlarda kullanmaktır.
Okullarımızın teknoloji altyapısı “okulda ve okul dışında gerçekleşen öğrenme aktivitelerini destekleyecek”, “doğru kaynaklara uygun araçlar ile hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlayacak” ve “öğrenmenin zamandan ve mekandan bağımsız bir şekilde devam etmesine olanak verecek” şekilde yapılandırılmıştır.
Eğitim öğretim faaliyetlerinin planlaması noktasında öğretmen, öğrenci ve yöneticilerimizin teknolojik yeterliliklerini arttırmak için Girne Amerikan Üniversitesi BÖTE bölümü öğretim üyelerinden ve Bilişim Öğretmenlerimizden eğitimler alarak süreci yönettik ve yönetmeye devam ediyoruz. Özellikle web 2.0 araçlarının derslere entegrasyonu konusunda önemli çalışmalar yaptık. Pandemi döneminin en önemli kazançlarından biri öğrencilerin kendi başlarına zamanı yönetmelerini ve öğrenmelerini sağlayacak çalışmalara olanak tanımasıydı. Yürüttüğümüz planlamalarda bu başlıkları önceliklendirerek önemli bir yol kat ettik.

YENİ DÖNEM İÇİN YOL HARİTASI HAZIR
Yeni eğitim – öğretim dönemi başlarken akademik ve sosyal hazırlıklarınızı tamamladınız mı?
Yeni eğitim-öğretim dönemi için “Covid-19 Salgını Sonrası Eğitim ve Öğretimde Alınacak Tedbirler ve Uygulamalar Rehberi” çalışmamızı tamamladık. Bu çalışmada hem akademik hem de sosyal anlamda yapılan tüm hazırlıklara yer verildi.
Her alan için özenle çalışıp ayrı ayrı önlem maddeleri oluşturduk. Servis araçlarımız, okul girişleri, sınıfların içleri, diğer derslik alanlarımız, yemekhane, kantin, tuvalet ve duş alanları, bahçemiz ve açık alanlar, ortak kullanım alanları, laboratuvarlar, kütüphane, spor salonu, öğretmenler odası gibi okuldaki her fiziki ortamımıza özel tedbirlerimizi hazırladık ve uygulayacağız. Okulumuza gelecek personelimiz, ziyaretçilerimiz, velilerimiz bu kurallar dahilinde gelebilecek.
Maske, ateş ölçer, dezenfektan ve sosyal mesafe gibi artık yeni düzenimizin en başında yer alan maddeleri her alanda, kesintisiz uygulayacağız. Öğrenci servislerimizin mevcudunu sosyal mesafe kurallarını dikkate alarak yeniden düzenleyeceğiz. Hem servis hem okul araçlarımızın hijyeni çok sık aralıklarla yapılacak. Okulun merdivenleri sadece çıkış ve sadece iniş merdivenleri olarak ayrılacak ve temas azaltılacak. Lobi alanlarındaki veli oturma alanları kaldırılacak. Kargolarımız dahi dezenfekte edilip personelimize teslim edilecek.
Sosyal mesafe kuralına göre oturma düzeni oluşturuyoruz. Ders esnasında sınıf kapıları açık olacak, öğrenciler ve öğretmenler maskeli olacak, öğretmenimiz siperlik de takacak. Ders öncesi, ders esnası ve ders sonrası olmak üzere her koşul göz önünde bulundurularak tedbirler alınacak ve takibi yapılacak. Havalandırma hem okulda hem servislerde klima ile değil doğal yollarla sağlanacak. Pencereler açık kalacak, sınıflar hem gece hem gündüz düzenli olarak havalandırılacak. Teneffüsler her sınıf kademesi ayrı kullanacak şekilde kurgulanacak.
Yemekhanede de tüm hijyen kuralları gözetilerek ve yemeğe çıkış saatleri planlanarak hizmet verilecek. Menüler salgın döneminde bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde düzenlenecek.
Yapılan bu fiziki hazırlıkların yanı sıra öğrencilerin bir önceki yıldan getirdikleri akademik eksikliklerinin tespiti ve bunların kapatılması noktasında da telafi programlarımızı tamamladık.
Rehberlik servisimiz tüm çalışan, öğrenci ve öğretmenlerimizin psikolojik sağlamlıklarını ve kendini iyi hissetme durumlarını artırmak üzerine yapacağı çalışmaları planladı ve uygulamaya başladık. Bahsettiğimiz bu planlamalarımız çerçevesinde yeni eğitim-öğretim yılına hazırız.

Son Güncelleme: Pazar, 29 Ağustos 2021 11:19

Gösterim: 1006


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.