Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Memur maaşlarındaki artışı belirleyecek ilk toplu sözleşme maratonu başlıyor.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili memur sendikaları konfederasyonları, ilk kez yapılacak toplu sözleşme için çalışmaya başladı.
Toplu sözleşme masasında, kamu işveren heyetine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, kamu görevlileri sendikaları heyetine ise Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu başkanlık yapacak.
Kamu görevlileri sendikaları heyetinde Memur-Sen'den 9, Türkiye Kamu-Sen'den 4 ve KESK'ten 2 üye yer alacak. Toplu sözleşme 1 Ocak'tan itibaren geçerli olacak ve memurlara geriye dönük maaş farkı ödenecek.
Toplu sözleşme hükümleri ise, 2013 yılı sonuna kadar yani 2 yıl için geçerli olacak.

> Hükümetin memurla maaş pazarlığı başlıyor!

Memur maaşlarındaki artışı belirleyecek ilk toplu sözleşme maratonu başlıyor.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili memur sendikaları konfederasyonları, ilk kez yapılacak toplu sözleşme için çalışmaya başladı.
Toplu sözleşme masasında, kamu işveren heyetine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, kamu görevlileri sendikaları heyetine ise Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu başkanlık yapacak.
Kamu görevlileri sendikaları heyetinde Memur-Sen'den 9, Türkiye Kamu-Sen'den 4 ve KESK'ten 2 üye yer alacak. Toplu sözleşme 1 Ocak'tan itibaren geçerli olacak ve memurlara geriye dönük maaş farkı ödenecek.
Toplu sözleşme hükümleri ise, 2013 yılı sonuna kadar yani 2 yıl için geçerli olacak.

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Nisan 2012 12:18

Gösterim: 1818

Kur’an dersinde abdest alınmayacak ama türban takılabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in Hayatı seçmeli derslerinin ortaokul ve liselerde nasıl okutulacağını ana hatlarıyla açıkladı
 Milli Eğitim Bakanlığı, Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in Hayatı seçmeli derslerinin ortaokul ve liselerde nasıl okutulacağını ana hatlarıyla açıkladı.

Milli Eğitim Bakanlığı, önümüzdeki eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanması planlanan 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim yasasına ilişkin çalışmalara başladı. Yasada yer alan ve tartışma yaratan, ortaokul ve liselerde Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in Hayatı’nın seçmeli ders olarak nasıl okutulacağı başta olmak üzere, bu konudaki merak edilen soruların yanıtlarını Bakanlık yetkilileri açıkladı.

Kamuoyunda özellikle bu seçmeli derslere ilişkin asılsız iddia ve endişeler olduğunu savunan yetkililer, “15 milyon öğrenci içinde bu dersleri seçmeli olarak alacak öğrenci sayısı abartıldığı kadar çok olmayacak” dediler.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre yeni sistem özetle şöyle işleyecek:

 Bu iki ders kaçıncı sınıftan itibaren verilecek?

Mevcut sistemde ilköğretim 4’üncü sınıftan lise 4’üncü sınıfa kadar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olarak verilmeye devam edecek. Kuran-ı Kerim ve Peygamberin Hayatı, yeni sistemde ikinci kademe olan 5’inci sınıftan başlayarak, lise sona kadar seçmeli ders olarak alınabilecek.

Kuran taşınmayacak

Öğrenciler bu dersleri nasıl seçecek?

Öğrencilerin mevcut sistemde de olduğu gibi Fen, Sosyal, Türkçe, Matematik, Din, Dil ağırlıklı hazırlanan seçmeli ders havuzundan istedikleri dersi almak için dilekçe yazmaları yeterli olacak.

 Kuran dersinde kız öğrenciler için başörtüsü zorunluluğu olacak mı?

Mevcut sistemde İmam Hatip Liseleri’nde eğitim gören kız öğrenciler Kuran derslerinde başörtüsü kullanıyor. Yeni sistemde, seçmeli olarak Kuran dersi alan kız öğrenciler başörtüsü takabilecekler. Zorunlu olmayacak, tercihe bırakılacak.

 Kuran dersi öncesi abdest alınacak mı? Abdesthaneler açılacak mı?

Hayır. Öğrencilerin bu derste abdest alma zorunluluğu yok. Kuran dersi de diğer dersler gibi bir ders olacak. Normal sınıflarda bu ders verilecek.

Öğrenciler okula Kuran-ı Kerim getirecek mi?

Hayır. Milli Eğitim Bakanlığı, dili sadeleştirilmiş, Türkçe mealinin yer aldığı, alfabelerin öğretildiği, surelerin yer aldığı Kuran Dersi Kitabı hazırlayacak. Diğer ders kitaplarında olduğu gibi Kuran dersinin kitabı da Bakanlık tarafından bu dersi seçen öğrencilere ücretsiz dağıtılacak.

Meleler ders vermeyecek

Seçmeli bu iki dersi kim verecek?

Bu dersleri mevcut Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri verecek. Şu an yaklaşık 13 bin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni var. Kuran-ı Kerim bilen bu öğretmenler seçmeli dersleri verecekler. Mele ya da imamların bu derslere gireceği iddiaları kesinlikle doğru değil.

 Diğer inançlarla ilgili de dersler olacak mı?

Evet. Öğrencilere, inançları ve peygamberlerinin anlatıldığı dersler verilmesi planlanıyor. Örneğin Hıristiyanlık için Hz. İsa ve Hıristiyanlığın anlatıldığı bir program hazırlanacak. Alevi öğrenciler için de saz dersi, semah ve cem törenlerinin uygulanmasına ilişkin seçmeli ders programı yapılacak.

Farklı din derslerini kim verecek?

Milli Eğitim Bakanlığı, seçilen dersle ilgili formasyon sahibi uzmanları belirleyecek. Bakanlığın belirlediği kişiler o inancın dersini verebilecek.

Bu derslere sınıf açılabilmesi için en az kaç öğrenci olması gerekiyor?

Mevcut sistemde de en az 10 öğrenci bir dersi seçmeli olarak almak isterse sınıf açılabiliyor. Yeni sistemde eğer bir okulda o seçmeli ders için sınıf açacak kadar öğrenci yoksa, ortak bir okul belirlenip çevre okullardan sınıf mevcudunu oluşturacak kadar öğrenci biraraya getirilip, o seçmeli ders için ayrı bir sınıf açılması planlanıyor.

Gelecek eğitim-öğretim yılına yetişecek mi?

Program ve müfredat oluşturulmasına ilişkin çalışmalar başladı. 2012- 2013 eğitim öğretim yılında yeni sisteme geçilip geçilmeyeceğine Bakanlar Kurulu karar verecek. (Hürriyet)

> MEB Kuran-ı Kerim dersini ana hatlarıyla açıkladı

Kur’an dersinde abdest alınmayacak ama türban takılabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in Hayatı seçmeli derslerinin ortaokul ve liselerde nasıl okutulacağını ana hatlarıyla açıkladı
 Milli Eğitim Bakanlığı, Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in Hayatı seçmeli derslerinin ortaokul ve liselerde nasıl okutulacağını ana hatlarıyla açıkladı.

Milli Eğitim Bakanlığı, önümüzdeki eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanması planlanan 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim yasasına ilişkin çalışmalara başladı. Yasada yer alan ve tartışma yaratan, ortaokul ve liselerde Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in Hayatı’nın seçmeli ders olarak nasıl okutulacağı başta olmak üzere, bu konudaki merak edilen soruların yanıtlarını Bakanlık yetkilileri açıkladı.

Kamuoyunda özellikle bu seçmeli derslere ilişkin asılsız iddia ve endişeler olduğunu savunan yetkililer, “15 milyon öğrenci içinde bu dersleri seçmeli olarak alacak öğrenci sayısı abartıldığı kadar çok olmayacak” dediler.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre yeni sistem özetle şöyle işleyecek:

 Bu iki ders kaçıncı sınıftan itibaren verilecek?

Mevcut sistemde ilköğretim 4’üncü sınıftan lise 4’üncü sınıfa kadar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olarak verilmeye devam edecek. Kuran-ı Kerim ve Peygamberin Hayatı, yeni sistemde ikinci kademe olan 5’inci sınıftan başlayarak, lise sona kadar seçmeli ders olarak alınabilecek.

Kuran taşınmayacak

Öğrenciler bu dersleri nasıl seçecek?

Öğrencilerin mevcut sistemde de olduğu gibi Fen, Sosyal, Türkçe, Matematik, Din, Dil ağırlıklı hazırlanan seçmeli ders havuzundan istedikleri dersi almak için dilekçe yazmaları yeterli olacak.

 Kuran dersinde kız öğrenciler için başörtüsü zorunluluğu olacak mı?

Mevcut sistemde İmam Hatip Liseleri’nde eğitim gören kız öğrenciler Kuran derslerinde başörtüsü kullanıyor. Yeni sistemde, seçmeli olarak Kuran dersi alan kız öğrenciler başörtüsü takabilecekler. Zorunlu olmayacak, tercihe bırakılacak.

 Kuran dersi öncesi abdest alınacak mı? Abdesthaneler açılacak mı?

Hayır. Öğrencilerin bu derste abdest alma zorunluluğu yok. Kuran dersi de diğer dersler gibi bir ders olacak. Normal sınıflarda bu ders verilecek.

Öğrenciler okula Kuran-ı Kerim getirecek mi?

Hayır. Milli Eğitim Bakanlığı, dili sadeleştirilmiş, Türkçe mealinin yer aldığı, alfabelerin öğretildiği, surelerin yer aldığı Kuran Dersi Kitabı hazırlayacak. Diğer ders kitaplarında olduğu gibi Kuran dersinin kitabı da Bakanlık tarafından bu dersi seçen öğrencilere ücretsiz dağıtılacak.

Meleler ders vermeyecek

Seçmeli bu iki dersi kim verecek?

Bu dersleri mevcut Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri verecek. Şu an yaklaşık 13 bin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni var. Kuran-ı Kerim bilen bu öğretmenler seçmeli dersleri verecekler. Mele ya da imamların bu derslere gireceği iddiaları kesinlikle doğru değil.

 Diğer inançlarla ilgili de dersler olacak mı?

Evet. Öğrencilere, inançları ve peygamberlerinin anlatıldığı dersler verilmesi planlanıyor. Örneğin Hıristiyanlık için Hz. İsa ve Hıristiyanlığın anlatıldığı bir program hazırlanacak. Alevi öğrenciler için de saz dersi, semah ve cem törenlerinin uygulanmasına ilişkin seçmeli ders programı yapılacak.

Farklı din derslerini kim verecek?

Milli Eğitim Bakanlığı, seçilen dersle ilgili formasyon sahibi uzmanları belirleyecek. Bakanlığın belirlediği kişiler o inancın dersini verebilecek.

Bu derslere sınıf açılabilmesi için en az kaç öğrenci olması gerekiyor?

Mevcut sistemde de en az 10 öğrenci bir dersi seçmeli olarak almak isterse sınıf açılabiliyor. Yeni sistemde eğer bir okulda o seçmeli ders için sınıf açacak kadar öğrenci yoksa, ortak bir okul belirlenip çevre okullardan sınıf mevcudunu oluşturacak kadar öğrenci biraraya getirilip, o seçmeli ders için ayrı bir sınıf açılması planlanıyor.

Gelecek eğitim-öğretim yılına yetişecek mi?

Program ve müfredat oluşturulmasına ilişkin çalışmalar başladı. 2012- 2013 eğitim öğretim yılında yeni sisteme geçilip geçilmeyeceğine Bakanlar Kurulu karar verecek. (Hürriyet)

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Nisan 2012 11:12

Gösterim: 2419

Manisa’da din bilgisi öğretmeninin daveti üzerine, Caferi ve Alevilik inancını anlatan Caferi imam Bayram Dalga, kendisini eleştirenlere yanıt verdi.

Manisa'da din bilgisi öğretmeninin daveti üzerine ilköğretim 7'nci sınıflara Caferi ve Alevilik inancını anlatan Caferi imam Bayram Dalga, cübbe ve sarık eleştirilerine cevap verdi, "Beni kimse siyasete çekmesin. İşim gereği camide aba, dışarıda sivil giyiniyorum. Dersi 30 dakika sivil kıyafetimle anlattım, öğretmen kıyafeti de tanıtmamı isteyince cübbe ve sarığı giydim" dedi.

BİR İLKE İMZA ATTI

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde eğitim veren Gazi İlköğretim Okulu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş'ın daveti üzerine 7'nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlatan Caferi imam Bayram Dalga, tepkileri insafsızlık olarak yorumladı. 4 yıl önce Iğdır'dan Manisa'nın Turgutlu ilçesine yerleşen, Atatürk Mahallesi'ndeki Hz. Hüseyin Camii'nin Caferi imamı Bayram Dalga, önceki gün ilköğretimde bir ilke imza attı.

'HATIRA FOTOĞRAFI ÇEKTİRDİK'

Davet üzerine Gazi İlköğretim Okulu'ndaki 7'nci sınıf öğrencilerine Caferi ve Alevi inancını anlatan imam Bayram Dalga, ders esnasında cübbe ve sarık giymesi ile ilgili gelen tepkiler için, "Kimse beni laik düzene karşı tehdit olarak görmüyor. İşim gereği bu kıyafetleri giymek zorundayım. Bana insafsızlık yapıldı" şeklinde cevap verdi.

Müthiş buluş, ingilizce konuşmayan kalmayacak. Nasıl mı? TIKLAYIN!

3 çocuk sahibi Bayram Dalga, şunları söyledi, "4 yıl önce Turgutlu'ya yerleştim, Iğdırlı'yım. Turgutlu'daki Hüseyin Camii'nde Caferi imam olarak görev yapıyorum. Okula gidip ders vermek fikri kesinlikle bana ait değil, okulun din bilgisi ve ahlak kültürü öğretmeni tarafından davet edildim. 35 dakikalık ders boyunca Caferi mezhebinin ne olduğunu anlattım. Derse sivil kıyafetle girdim ancak öğretmen, camide vaaz verdiğim sırada giydiğim "ala aba" dediğimiz cübbe ve sarıktan oluşun kıyafeti de öğrencilere göstermemi istedi. Dersin sonuna kadar normal kıyafetimleydim, dersin sonuna doğru kıyafetimizin üzerine cübbe ve sarığı geçirdim. O halimle de hatıra fotoğrafı çektirdik öğrencilerle. Bu kıyafet Caferi imamların camilerde vaaz verirken, namaz kıldırırken üzerlerine giydikleri sarık ve cübbe. Devlet dairesinde memur nasıl giyinmesi gerekiyorsa, benim işim de camide ve bu kıyafeti giymek zorundayım. Normal hayatım da herkes gibi ben de sivil giyiniyorum".

'KİMSENİN MALZEMESİ OLMAM'

"Ben de bu ülkenin vatandaşıyım, bu vatanın bir tuğlasıyım. 4 yıl önce Manisa'ya geldim, halkla, cemaatle kaynaştık. Kimse beni laik düzene karşı bir tehdit olarak görmüyor. Çıkan haberlerde bana insafsızlık yapılmış. Özellikle bu hareketimiz 4+4+4 eğitim sistemiyle ilişkilendirilmiş. Ben, cemaatimiz partiler üstüyüz. Ben bu kıyafetlerle aşureyi, Kerbela'yı da anlattım. Halk beni zaten bu kıyafetle tanıdı, bildi. Çocuklar da keza öyle. Bu kadar yankı yapacağını bilsem ilgili yerlerden müsaade alırdım. Çocuklar derste, ezanın neden uzun okunduğunu, Caferilerin namaz kılarken neden ellerini bağlamadığını sordular. Hepsini bilgilendirdim, mezhep ayrılıklarından bahsetmedim. Bu ayrılıkların tarihte kaldığını söyledim. Irak'tan, Suriye'den örnekler verdim. Ne benim ne öğretmenin art niyeti yok. Kaldı ki bu öğrenciler cemevlerine de götürülmüşler. Amaç farklılıklarla bir arada olmak. Biz bütün mezheplere saygılıyız, farklı bir inanç da anlatılabilirdi o sınıfta. Ben siyasi arenaya kesinlikle girmem, kimsenin siyasi malzemesi olmam, kimse de beni oraya çekmesin. Öğrencilere sarık ve cübbenin ancak imamların giyebileceğini söyledim, onları bu kıyafete özendirecek hiçbir şey yapmadım. Hayatları boyunca eğitimlerine önem vermelerini belirterek "oku, oku, oku" emrini hatırlattım" (Vatan)

> Din dersine giren imam eleştirilere yanıt verdi

Manisa’da din bilgisi öğretmeninin daveti üzerine, Caferi ve Alevilik inancını anlatan Caferi imam Bayram Dalga, kendisini eleştirenlere yanıt verdi.

Manisa'da din bilgisi öğretmeninin daveti üzerine ilköğretim 7'nci sınıflara Caferi ve Alevilik inancını anlatan Caferi imam Bayram Dalga, cübbe ve sarık eleştirilerine cevap verdi, "Beni kimse siyasete çekmesin. İşim gereği camide aba, dışarıda sivil giyiniyorum. Dersi 30 dakika sivil kıyafetimle anlattım, öğretmen kıyafeti de tanıtmamı isteyince cübbe ve sarığı giydim" dedi.

BİR İLKE İMZA ATTI

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde eğitim veren Gazi İlköğretim Okulu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş'ın daveti üzerine 7'nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlatan Caferi imam Bayram Dalga, tepkileri insafsızlık olarak yorumladı. 4 yıl önce Iğdır'dan Manisa'nın Turgutlu ilçesine yerleşen, Atatürk Mahallesi'ndeki Hz. Hüseyin Camii'nin Caferi imamı Bayram Dalga, önceki gün ilköğretimde bir ilke imza attı.

'HATIRA FOTOĞRAFI ÇEKTİRDİK'

Davet üzerine Gazi İlköğretim Okulu'ndaki 7'nci sınıf öğrencilerine Caferi ve Alevi inancını anlatan imam Bayram Dalga, ders esnasında cübbe ve sarık giymesi ile ilgili gelen tepkiler için, "Kimse beni laik düzene karşı tehdit olarak görmüyor. İşim gereği bu kıyafetleri giymek zorundayım. Bana insafsızlık yapıldı" şeklinde cevap verdi.

Müthiş buluş, ingilizce konuşmayan kalmayacak. Nasıl mı? TIKLAYIN!

3 çocuk sahibi Bayram Dalga, şunları söyledi, "4 yıl önce Turgutlu'ya yerleştim, Iğdırlı'yım. Turgutlu'daki Hüseyin Camii'nde Caferi imam olarak görev yapıyorum. Okula gidip ders vermek fikri kesinlikle bana ait değil, okulun din bilgisi ve ahlak kültürü öğretmeni tarafından davet edildim. 35 dakikalık ders boyunca Caferi mezhebinin ne olduğunu anlattım. Derse sivil kıyafetle girdim ancak öğretmen, camide vaaz verdiğim sırada giydiğim "ala aba" dediğimiz cübbe ve sarıktan oluşun kıyafeti de öğrencilere göstermemi istedi. Dersin sonuna kadar normal kıyafetimleydim, dersin sonuna doğru kıyafetimizin üzerine cübbe ve sarığı geçirdim. O halimle de hatıra fotoğrafı çektirdik öğrencilerle. Bu kıyafet Caferi imamların camilerde vaaz verirken, namaz kıldırırken üzerlerine giydikleri sarık ve cübbe. Devlet dairesinde memur nasıl giyinmesi gerekiyorsa, benim işim de camide ve bu kıyafeti giymek zorundayım. Normal hayatım da herkes gibi ben de sivil giyiniyorum".

'KİMSENİN MALZEMESİ OLMAM'

"Ben de bu ülkenin vatandaşıyım, bu vatanın bir tuğlasıyım. 4 yıl önce Manisa'ya geldim, halkla, cemaatle kaynaştık. Kimse beni laik düzene karşı bir tehdit olarak görmüyor. Çıkan haberlerde bana insafsızlık yapılmış. Özellikle bu hareketimiz 4+4+4 eğitim sistemiyle ilişkilendirilmiş. Ben, cemaatimiz partiler üstüyüz. Ben bu kıyafetlerle aşureyi, Kerbela'yı da anlattım. Halk beni zaten bu kıyafetle tanıdı, bildi. Çocuklar da keza öyle. Bu kadar yankı yapacağını bilsem ilgili yerlerden müsaade alırdım. Çocuklar derste, ezanın neden uzun okunduğunu, Caferilerin namaz kılarken neden ellerini bağlamadığını sordular. Hepsini bilgilendirdim, mezhep ayrılıklarından bahsetmedim. Bu ayrılıkların tarihte kaldığını söyledim. Irak'tan, Suriye'den örnekler verdim. Ne benim ne öğretmenin art niyeti yok. Kaldı ki bu öğrenciler cemevlerine de götürülmüşler. Amaç farklılıklarla bir arada olmak. Biz bütün mezheplere saygılıyız, farklı bir inanç da anlatılabilirdi o sınıfta. Ben siyasi arenaya kesinlikle girmem, kimsenin siyasi malzemesi olmam, kimse de beni oraya çekmesin. Öğrencilere sarık ve cübbenin ancak imamların giyebileceğini söyledim, onları bu kıyafete özendirecek hiçbir şey yapmadım. Hayatları boyunca eğitimlerine önem vermelerini belirterek "oku, oku, oku" emrini hatırlattım" (Vatan)

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Nisan 2012 10:44

Gösterim: 2556

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in 'sınav sayısının artmasının sınav stresini azaltacağı' yönündeki söylemine öğrenciler karşı çıktı. Sınav sayısının stresi de doğru orantılı olarak artıracağını düşünen öğrenciler, ilk sınavın kötü geçmesinin diğer sınavları olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Bakan Dinçer, öğrencilerin üzerindeki sınav stresini azaltmak için sınav sayısını 4'e çıkarabileceklerini söylemişti. Orta öğretim öğrencilerinin çoğu ise Bakan Dinçer'in aksine sınav sayısının artmasının sınav stresini daha da artıracağını düşünüyor. Bir kısım öğrenci Dinçer'in söyleminin kısmen yararlı olacağını ifade etti. Sınavda daha az konudan soru çıkacak olmasının olumlu olacağını belirten öğrenciler, "Derslerin konuları da bölünmüş olacak ve daha az konudan sınava girmiş olacağız." dedi.

Buna karşın, öğrencilerin çoğu ise sınav sayısının 4'e çıkması halinde streslerinin de artacağını belirtti. Öğrenciler, "İlk sınav kötü geçerse diğerlerini de olumsuz etkiler." şeklinde şeklinde düşüncelerini açıkladı. Öğrencilerin tamamı ise sınavların kaldırılmasının daha olumlu olacağı düşüncesinde birleşti.

> Öğrenciler: Sınav sayısı stresle doğru orantılı artar

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in 'sınav sayısının artmasının sınav stresini azaltacağı' yönündeki söylemine öğrenciler karşı çıktı. Sınav sayısının stresi de doğru orantılı olarak artıracağını düşünen öğrenciler, ilk sınavın kötü geçmesinin diğer sınavları olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Bakan Dinçer, öğrencilerin üzerindeki sınav stresini azaltmak için sınav sayısını 4'e çıkarabileceklerini söylemişti. Orta öğretim öğrencilerinin çoğu ise Bakan Dinçer'in aksine sınav sayısının artmasının sınav stresini daha da artıracağını düşünüyor. Bir kısım öğrenci Dinçer'in söyleminin kısmen yararlı olacağını ifade etti. Sınavda daha az konudan soru çıkacak olmasının olumlu olacağını belirten öğrenciler, "Derslerin konuları da bölünmüş olacak ve daha az konudan sınava girmiş olacağız." dedi.

Buna karşın, öğrencilerin çoğu ise sınav sayısının 4'e çıkması halinde streslerinin de artacağını belirtti. Öğrenciler, "İlk sınav kötü geçerse diğerlerini de olumsuz etkiler." şeklinde şeklinde düşüncelerini açıkladı. Öğrencilerin tamamı ise sınavların kaldırılmasının daha olumlu olacağı düşüncesinde birleşti.

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Nisan 2012 10:49

Gösterim: 4943

Amerika'da faaliyet gösteren bir eğitim kurumu tüm öğrencilerine Facebook kullanmayı yasakladı. Peki böylesi bir kararın ardındaki gerekçe ne?

Son dönemde internet denildiğinde birçok kişinin aklına gelen ilk isim olan Facebook hızlı yükselişini aynı şekilde devam ettiriyor. 900 milyona yaklaşan üyesiyle devasal bir ağı barındıran servis sanal sosyalliğin merkezindeki isim.

Neredeyse girmediği ülke bulunmayan Facebook'un adı bu sefer ilginç bir olayla anılıyor. Daha önce çalışanlarının sosyal ağ şifresini isteyen işyerinden sonra şimdi de bir okul öğrencilerine Facebook'u yasakladı.

Sadece Yahudi kız öğrencilerin gittiği The Beis Rivkah kolejinde Facebook profilini kapatmayan öğrenciye $100 ceza veriliyor. Aksi durum devam ederse olay okuldan atılmaya kadar gidebiliyor.

New York'taki kurum yetkilileri, sitenin dini inançlarla ters düştüğünü ve bunu önlemek amacıyla engelleme kararının alındığını bildirdi.

(milliyet)

> Bu okulda Facebook kullanmak yasak!

Amerika'da faaliyet gösteren bir eğitim kurumu tüm öğrencilerine Facebook kullanmayı yasakladı. Peki böylesi bir kararın ardındaki gerekçe ne?

Son dönemde internet denildiğinde birçok kişinin aklına gelen ilk isim olan Facebook hızlı yükselişini aynı şekilde devam ettiriyor. 900 milyona yaklaşan üyesiyle devasal bir ağı barındıran servis sanal sosyalliğin merkezindeki isim.

Neredeyse girmediği ülke bulunmayan Facebook'un adı bu sefer ilginç bir olayla anılıyor. Daha önce çalışanlarının sosyal ağ şifresini isteyen işyerinden sonra şimdi de bir okul öğrencilerine Facebook'u yasakladı.

Sadece Yahudi kız öğrencilerin gittiği The Beis Rivkah kolejinde Facebook profilini kapatmayan öğrenciye $100 ceza veriliyor. Aksi durum devam ederse olay okuldan atılmaya kadar gidebiliyor.

New York'taki kurum yetkilileri, sitenin dini inançlarla ters düştüğünü ve bunu önlemek amacıyla engelleme kararının alındığını bildirdi.

(milliyet)

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Nisan 2012 10:32

Gösterim: 2009


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.