Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Dilek Cambazoğlu – Girne Koleji CEO’su: "Girne Koleji olarak bizler, Türkiye’de özel okulculuk sektöründe artık yeni bir şeyler söylemek gerektiğine inanıyoruz. Bu inanış sadece eğitim için değil veli iletişim süreçleri için de bizim yol haritamızın temelini oluşturmakta. Tüm veli iletişim süreçlerimizde kurum misyon ve vizyonumuzu, marka gücümüzü detaylı bir şekilde aktarıyoruz.”
Girne Koleji açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
Girne Koleji ailesine dahil olan 8 yeni kampüs ile birlikte dikey ve yatay yönde büyümeye devam ettiğimiz bir yıl oldu. Eğitim öğretime başladığımız ilk günden itibaren öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerini arttırmak için Girne Amerikan Üniversitesi akademisyenlerinin desteği ile kurum içi eğitim programları düzenledik ve bu sayede öğretmenlerimize yeni nesil öğrenme teknikleri ile ilgili yetkinlikler sağladık. Okullarımızın teknik alt yapısı hibrit eğitime uygun tasarlandığı için öğrencilerimizin hem okulda hem evde öğrenme süreçlerinin devam edebilmesini sağlayarak başarılarını arttırmaya yönelik programlar uyguladık. Özellikle rehberlik birimimizin birebir olarak yürüttüğü programlar sayesinde öğrenci, öğretmen, veli ve çalışanlarımızı psikolojik olarak destekledik.
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
50 yıla yakın tecrübesi olan Girne Amerikan Üniversitesinin global kimliğini kendimize yol haritası olarak belirlediğimizi belirtmek isterim. Aynı global hikayeyi kolej yapılanmamızda oluşturmak ve yeni dünya insanı yetiştirmek adına hedef ve planlarımızı belirliyoruz. Mottomuzda da belirttiğimiz gibi ‘Yeni Dünya İnsanının Başarı Yolculuğu’na odaklandık. Tüm eğitim programlarımızı bu doğrultuda oluşturduk. Öğrencilerimize okuma, yazma, konuşma, dinleme, problem çözme, eleştirel ve yaratıcı düşünme, karar verme, araştırma yapma ve teknolojiyi etkin kullanma gibi çağın birçok becerisini kazandırmak için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. 21 yüzyılın disiplinler arası temaları olan; küresel bilinç, finans, ekonomi, işletmecilik, girişimcilik, yurttaşlık, sağlık ve çevre okuryazarlığını temel derslerimizin içine yerleştirerek ilerliyoruz.
2023 yılı kayıt takviminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kayıt dönemi planlamamızı Türkiye’deki mevcut eğitim sektörünün tüm konjonktürlerini inceleyerek yaptık. Girne Koleji Ailesi’ne yeni katılan kampüslerimiz, kampüslerimizin kontenjan durumları, Girne Koleji Bursluluk Sınavı gibi unsurlar ile kayıt sürecimizi kategorilendirdik. Veli profilimizi belirlerken marka gücümüzü, sektörde olmak istediğimiz konumu, eğitim sistemimizi göz önüne alarak belirledik. Girne Koleji 2023-2024 kayıt dönemi Ocak ayı itibariyle başladı. Mart ayı sonuna kadar erken kayıt dönemi sürecimiz devam edecek. Hem kayıt yenileme hem de yeni kayıt sürecinde velilerimize erken kayıt avantajları sunduğumuzu belirtmek isterim.
EĞİTİMCİYE YATIRIM YAPILMALI
Türkiye’de oluşan şartları dikkate alarak, özel okul sektörünü önümüzdeki günlerde nelerin beklediği konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Eğitimdeki mevcut eğilimlerden hareketle oluşturulan kurgular eğitim sistemlerinin önündeki farklı seçenekleri yansıtıyor. Pandemi döneminde hız kazanan dijitalleşme ve hibrit eğitim bundan sonra da eğitimin olmazsa olmazıdır. Okulları öncelikli bekleyen gündem hızlı değişime ayak uydurmak olacaktır. Dijitalleşme, çağı yakalayacak yeni eğitim içerikleri, ekolojik değişimler, bilgiye çabucak ulaşan çocukların ihtiyacına cevap verebilecek eğitimciler okulların ilk gündem maddeleri olacaktır.
Eğitimin dijitalleşmesi eğitim alanlarının sınırsızlaşmasını sağladı. Çocuklar istedikleri anda istedikleri bilgiye rahatlıkla ulaşabiliyorlar. İnsanların bu kadar çabuk bilgiye ulaşabilmesi okulların sağlıklı bir şekilde eğitime katılabilmesi için neler yapmalı konusunu gündeme getiriyor. Okulları daha farklı başlıklar üreterek varlığını fiziksel ortamdan öteye götürmek zorunda bırakıyor. Okulların özellikle de özel okulların varlıklarını koruması için bireysel eğitim içeriklerine (her çocuğun öğrenme biçimine) göre müfredat geliştirmesi ve çocukların sağlıklı bireylerle sosyal ilişkiler geçirebileceği ortamlar yaratması gerekli. Artık okulların yeni müfredatlar oluşturması ve klasik öğrenme araçlarını kullanmak yerine yeni öğrenme trendlerine ayak uyduracak, eğitim teknolojilerini takip eden öğretmenlerle yoluna devam etmesi gerekmektedir. Bütün bu süreçler eğitimciye yatırım yapılmasını zorunlu hale getirmektedir.
Kurumda hayata geçirilen projelerin okul iklimine etkileri ve kazanımları neler?
Son yıllarda eğitimde kullanılacak etkili öğretim yöntemleri geliştirmek için yapılan araştırmalar sonucunda eğitim programlarının tersine öğrenmenin çok boyutlu olarak gerçekleştirilmesini sağlayan proje tabanlı eğitim yaklaşımı uygulamalarının önemli olduğu görülmüştür. Bu yüzden hazırlanan programlarının öğrencileri aktif kılan, onlara düşünme, sorgulama, organize etme, sonuç çıkarma, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, iletişim kurma gibi becerileri geliştirme imkânı sunan özelliklerde olması gerekmektedir. Bununla birlikte psikomotor ve duyuşsal becerilerinin de 21. yüzyıl becerileri olarak öğrencilere kazandırılması hedeflenmektedir ve bunun gerçekleştirilebileceği en önemli yöntem ve tekniklerden bir tanesi ‘projeye dayalı’ öğrenmedir. Proje, “Çocuğun zihin gücünü, yaşamını geliştiren yaşadığı çevreyi anlamasını sağlamayı amaçlayan, informal ve çocuğun sahip olduğu becerileri çeşitli durumlarda kullanmasına teşvik eden bir yaklaşım olarak tanımlamaktadır. Proje yaparken, öğrenciler kendi yaratıcılıklarını kullandığı, problemleri kendileri çözdükleri ve bu çözüm için gerekli bilgi ve becerileri kendileri öğrendikleri için projeye dayalı öğrenmenin etkili bir yöntem olduğu söylenebilir.
Bilimsel çalışmalardan sosyal sorumluluğa ulusal ve uluslararası düzeyde hayata geçirdiğiniz projeler ile öğrencilerinize hangi alanlarda katkılar sağlıyorsunuz?
Girne Koleji olarak öğrencilerimizin sosyal duygusal alanını temsil eden, empati, paylaşma, özgüven vb. duyguları arttıran akran ilişkilerini güçlendiren, etkili iletişim becerileri, beden dili, yaratıcılık yetilerini geliştiren, takım çalışmasına yönlendirerek sorumluluk bilinci oluşturacak, yaş gelişimlerine uygun sosyal sorumluluk projeleri üzerine yoğunlaşıyoruz. Kendi eğitim programlarımız içerisinde oluşturduğumuz projelere yabancı dilleri de entegre ederek öğrencilerimizi hem Türkçe hem de yabancı dil ile yazılmış makaleler okumaya teşvik edip dil gelişimlerine katkıda bulunuyoruz.
İlkokuldan liseye öğrencilerimizde matematik ve fen okuryazarlığını desteklemek adına müfredatımızda yer alan Math+ ve Science+ derslerimizde GEMS temelli bir eğitim modeli kullanıyoruz. Bu fark dersleri ile öğrencilerimizi ulusal ve uluslararası matematik, fen yarışmalarına dahil ediyor ve projelerini destekliyoruz.
Sanat ve spor alanlarında öğrencilerimizi sadece bu alanların derslerinin içinde değil her branşta yaptığımız çoklu etkinlik ve projelerde gözlemliyor, öğrencilerimizi yetenek alanlarına özgü bireyselleştirilmiş programlarımızla destekliyoruz. Üniversitemizin de katkılarıyla yurt dışında anlaşmalı olduğumuz okullarda bilim, sanat ve spor dallarında öğrencilerimize büyük burs imkanları sağlıyor, mezun olana kadar içinde yer aldıkları her çalışmayı takip ediyoruz.
Hem ulusal hem uluslararası projelerdeki yüksek katılımımız sayesinde farklı kültürlerden insanlar ile tanışarak onların dünya vizyonuna sahip olmalarını sağlıyoruz. Bu projelere Yabancı dil alanında MUN (Model United Nations) Konferansı, E-Twinning projelerini, Sağlıklı Gelişim ve Rehberlik Bölümümüzün öncülüğünde gerçekleşen “Davranış Liderleri, Dilek Ağacı, Sokak Hayvanlarını Koruma” projelerini, yaşamsal becerilerini artırmak amaçlı “Sıfır Atık, Yaratıcı Kalemler, Yaşayan Diploma” projelerimiz örnek verilebilir.
GÜÇLÜ BİR GENEL MÜDÜRLÜK – KAMPÜS İŞ BİRLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Büyüme modeli olarak yatırım ortaklığını hayata geçiriyorsunuz. Modeliniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Yatırım ortaklarınıza nasıl avantajlar sağlıyorsunuz?
Girne Koleji vizyonunu ve misyonunu yerelde temsil eden Kurucu Temsilcilerimiz aynı zamanda bizimle aynı amaca hizmet eden Yatırım Ortaklarımızdır. Biz Yatırım Ortaklarımıza “Dünya Kimliğinde Eğitim Yönetimi” için “Dünya Kimliğinde İş birliği” olanakları sunuyoruz. Başarıyı profesyonel ve bilinçli bir planlama süreci olarak nitelendirerek; akademik içeriğin ve ölçme-değerlendirme takviminin eş zamanlı yönetiminden, hibrit okul sistemini mümkün kılan eğitim-öğretim kaynaklarına, Girne Amerikan Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen öğrenci-öğretmen-veli seminerlerinden, kampüs bazlı okul gelişim planlarına, kurumsal iletişim stratejilerinin ulusal ve yerel uygulamalarla güçlendirilmesinden, marka kimliğinin fark yaratan tasarım ve söylemlerle bilinir kılınmasına, “Yeni Dünya İnsanının” başarı portföyünün AR-GE odağıyla geliştirilmesinden, okul-yaşam-kariyer temelli ihtiyaç haritalarına cevap veren çok yönlü iletişim mekanizmalarına yönelik çalışmalar yürüterek, Türkiye’nin en güçlü genel müdürlük – kampüs iş birliğini gerçekleştiriyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Dilek Cambazoğlu – Girne Koleji CEO’su: "Girne Koleji olarak bizler, Türkiye’de özel okulculuk sektöründe artık yeni bir şeyler söylemek gerektiğine inanıyoruz. Bu inanış sadece eğitim için değil veli iletişim süreçleri için de bizim yol haritamızın temelini oluşturmakta. Tüm veli iletişim süreçlerimizde kurum misyon ve vizyonumuzu, marka gücümüzü detaylı bir şekilde aktarıyoruz.”
Girne Koleji açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
Girne Koleji ailesine dahil olan 8 yeni kampüs ile birlikte dikey ve yatay yönde büyümeye devam ettiğimiz bir yıl oldu. Eğitim öğretime başladığımız ilk günden itibaren öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerini arttırmak için Girne Amerikan Üniversitesi akademisyenlerinin desteği ile kurum içi eğitim programları düzenledik ve bu sayede öğretmenlerimize yeni nesil öğrenme teknikleri ile ilgili yetkinlikler sağladık. Okullarımızın teknik alt yapısı hibrit eğitime uygun tasarlandığı için öğrencilerimizin hem okulda hem evde öğrenme süreçlerinin devam edebilmesini sağlayarak başarılarını arttırmaya yönelik programlar uyguladık. Özellikle rehberlik birimimizin birebir olarak yürüttüğü programlar sayesinde öğrenci, öğretmen, veli ve çalışanlarımızı psikolojik olarak destekledik.
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
50 yıla yakın tecrübesi olan Girne Amerikan Üniversitesinin global kimliğini kendimize yol haritası olarak belirlediğimizi belirtmek isterim. Aynı global hikayeyi kolej yapılanmamızda oluşturmak ve yeni dünya insanı yetiştirmek adına hedef ve planlarımızı belirliyoruz. Mottomuzda da belirttiğimiz gibi ‘Yeni Dünya İnsanının Başarı Yolculuğu’na odaklandık. Tüm eğitim programlarımızı bu doğrultuda oluşturduk. Öğrencilerimize okuma, yazma, konuşma, dinleme, problem çözme, eleştirel ve yaratıcı düşünme, karar verme, araştırma yapma ve teknolojiyi etkin kullanma gibi çağın birçok becerisini kazandırmak için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. 21 yüzyılın disiplinler arası temaları olan; küresel bilinç, finans, ekonomi, işletmecilik, girişimcilik, yurttaşlık, sağlık ve çevre okuryazarlığını temel derslerimizin içine yerleştirerek ilerliyoruz.
2023 yılı kayıt takviminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kayıt dönemi planlamamızı Türkiye’deki mevcut eğitim sektörünün tüm konjonktürlerini inceleyerek yaptık. Girne Koleji Ailesi’ne yeni katılan kampüslerimiz, kampüslerimizin kontenjan durumları, Girne Koleji Bursluluk Sınavı gibi unsurlar ile kayıt sürecimizi kategorilendirdik. Veli profilimizi belirlerken marka gücümüzü, sektörde olmak istediğimiz konumu, eğitim sistemimizi göz önüne alarak belirledik. Girne Koleji 2023-2024 kayıt dönemi Ocak ayı itibariyle başladı. Mart ayı sonuna kadar erken kayıt dönemi sürecimiz devam edecek. Hem kayıt yenileme hem de yeni kayıt sürecinde velilerimize erken kayıt avantajları sunduğumuzu belirtmek isterim.
EĞİTİMCİYE YATIRIM YAPILMALI
Türkiye’de oluşan şartları dikkate alarak, özel okul sektörünü önümüzdeki günlerde nelerin beklediği konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Eğitimdeki mevcut eğilimlerden hareketle oluşturulan kurgular eğitim sistemlerinin önündeki farklı seçenekleri yansıtıyor. Pandemi döneminde hız kazanan dijitalleşme ve hibrit eğitim bundan sonra da eğitimin olmazsa olmazıdır. Okulları öncelikli bekleyen gündem hızlı değişime ayak uydurmak olacaktır. Dijitalleşme, çağı yakalayacak yeni eğitim içerikleri, ekolojik değişimler, bilgiye çabucak ulaşan çocukların ihtiyacına cevap verebilecek eğitimciler okulların ilk gündem maddeleri olacaktır.
Eğitimin dijitalleşmesi eğitim alanlarının sınırsızlaşmasını sağladı. Çocuklar istedikleri anda istedikleri bilgiye rahatlıkla ulaşabiliyorlar. İnsanların bu kadar çabuk bilgiye ulaşabilmesi okulların sağlıklı bir şekilde eğitime katılabilmesi için neler yapmalı konusunu gündeme getiriyor. Okulları daha farklı başlıklar üreterek varlığını fiziksel ortamdan öteye götürmek zorunda bırakıyor. Okulların özellikle de özel okulların varlıklarını koruması için bireysel eğitim içeriklerine (her çocuğun öğrenme biçimine) göre müfredat geliştirmesi ve çocukların sağlıklı bireylerle sosyal ilişkiler geçirebileceği ortamlar yaratması gerekli. Artık okulların yeni müfredatlar oluşturması ve klasik öğrenme araçlarını kullanmak yerine yeni öğrenme trendlerine ayak uyduracak, eğitim teknolojilerini takip eden öğretmenlerle yoluna devam etmesi gerekmektedir. Bütün bu süreçler eğitimciye yatırım yapılmasını zorunlu hale getirmektedir.
Kurumda hayata geçirilen projelerin okul iklimine etkileri ve kazanımları neler?
Son yıllarda eğitimde kullanılacak etkili öğretim yöntemleri geliştirmek için yapılan araştırmalar sonucunda eğitim programlarının tersine öğrenmenin çok boyutlu olarak gerçekleştirilmesini sağlayan proje tabanlı eğitim yaklaşımı uygulamalarının önemli olduğu görülmüştür. Bu yüzden hazırlanan programlarının öğrencileri aktif kılan, onlara düşünme, sorgulama, organize etme, sonuç çıkarma, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, iletişim kurma gibi becerileri geliştirme imkânı sunan özelliklerde olması gerekmektedir. Bununla birlikte psikomotor ve duyuşsal becerilerinin de 21. yüzyıl becerileri olarak öğrencilere kazandırılması hedeflenmektedir ve bunun gerçekleştirilebileceği en önemli yöntem ve tekniklerden bir tanesi ‘projeye dayalı’ öğrenmedir. Proje, “Çocuğun zihin gücünü, yaşamını geliştiren yaşadığı çevreyi anlamasını sağlamayı amaçlayan, informal ve çocuğun sahip olduğu becerileri çeşitli durumlarda kullanmasına teşvik eden bir yaklaşım olarak tanımlamaktadır. Proje yaparken, öğrenciler kendi yaratıcılıklarını kullandığı, problemleri kendileri çözdükleri ve bu çözüm için gerekli bilgi ve becerileri kendileri öğrendikleri için projeye dayalı öğrenmenin etkili bir yöntem olduğu söylenebilir.
Bilimsel çalışmalardan sosyal sorumluluğa ulusal ve uluslararası düzeyde hayata geçirdiğiniz projeler ile öğrencilerinize hangi alanlarda katkılar sağlıyorsunuz?
Girne Koleji olarak öğrencilerimizin sosyal duygusal alanını temsil eden, empati, paylaşma, özgüven vb. duyguları arttıran akran ilişkilerini güçlendiren, etkili iletişim becerileri, beden dili, yaratıcılık yetilerini geliştiren, takım çalışmasına yönlendirerek sorumluluk bilinci oluşturacak, yaş gelişimlerine uygun sosyal sorumluluk projeleri üzerine yoğunlaşıyoruz. Kendi eğitim programlarımız içerisinde oluşturduğumuz projelere yabancı dilleri de entegre ederek öğrencilerimizi hem Türkçe hem de yabancı dil ile yazılmış makaleler okumaya teşvik edip dil gelişimlerine katkıda bulunuyoruz.
İlkokuldan liseye öğrencilerimizde matematik ve fen okuryazarlığını desteklemek adına müfredatımızda yer alan Math+ ve Science+ derslerimizde GEMS temelli bir eğitim modeli kullanıyoruz. Bu fark dersleri ile öğrencilerimizi ulusal ve uluslararası matematik, fen yarışmalarına dahil ediyor ve projelerini destekliyoruz.
Sanat ve spor alanlarında öğrencilerimizi sadece bu alanların derslerinin içinde değil her branşta yaptığımız çoklu etkinlik ve projelerde gözlemliyor, öğrencilerimizi yetenek alanlarına özgü bireyselleştirilmiş programlarımızla destekliyoruz. Üniversitemizin de katkılarıyla yurt dışında anlaşmalı olduğumuz okullarda bilim, sanat ve spor dallarında öğrencilerimize büyük burs imkanları sağlıyor, mezun olana kadar içinde yer aldıkları her çalışmayı takip ediyoruz.
Hem ulusal hem uluslararası projelerdeki yüksek katılımımız sayesinde farklı kültürlerden insanlar ile tanışarak onların dünya vizyonuna sahip olmalarını sağlıyoruz. Bu projelere Yabancı dil alanında MUN (Model United Nations) Konferansı, E-Twinning projelerini, Sağlıklı Gelişim ve Rehberlik Bölümümüzün öncülüğünde gerçekleşen “Davranış Liderleri, Dilek Ağacı, Sokak Hayvanlarını Koruma” projelerini, yaşamsal becerilerini artırmak amaçlı “Sıfır Atık, Yaratıcı Kalemler, Yaşayan Diploma” projelerimiz örnek verilebilir.
GÜÇLÜ BİR GENEL MÜDÜRLÜK – KAMPÜS İŞ BİRLİĞİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Büyüme modeli olarak yatırım ortaklığını hayata geçiriyorsunuz. Modeliniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Yatırım ortaklarınıza nasıl avantajlar sağlıyorsunuz?
Girne Koleji vizyonunu ve misyonunu yerelde temsil eden Kurucu Temsilcilerimiz aynı zamanda bizimle aynı amaca hizmet eden Yatırım Ortaklarımızdır. Biz Yatırım Ortaklarımıza “Dünya Kimliğinde Eğitim Yönetimi” için “Dünya Kimliğinde İş birliği” olanakları sunuyoruz. Başarıyı profesyonel ve bilinçli bir planlama süreci olarak nitelendirerek; akademik içeriğin ve ölçme-değerlendirme takviminin eş zamanlı yönetiminden, hibrit okul sistemini mümkün kılan eğitim-öğretim kaynaklarına, Girne Amerikan Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen öğrenci-öğretmen-veli seminerlerinden, kampüs bazlı okul gelişim planlarına, kurumsal iletişim stratejilerinin ulusal ve yerel uygulamalarla güçlendirilmesinden, marka kimliğinin fark yaratan tasarım ve söylemlerle bilinir kılınmasına, “Yeni Dünya İnsanının” başarı portföyünün AR-GE odağıyla geliştirilmesinden, okul-yaşam-kariyer temelli ihtiyaç haritalarına cevap veren çok yönlü iletişim mekanizmalarına yönelik çalışmalar yürüterek, Türkiye’nin en güçlü genel müdürlük – kampüs iş birliğini gerçekleştiriyoruz.
Son Güncelleme: Salı, 24 Ocak 2023 16:33
Gösterim: 671
112 yıllık bir eğitim geleneğini temel alarak kurulan YTÜ Okulları’nda özgün bir eğitim modelinin hayata geçirildiğini belirten Genel Koordinatör ve Okul Müdürü Özlem Ülker Günal, “Bu modelde öğrencilerin bilgi, beceri ve değerler içinde gelişen akademik müfredatı yeterliklerle ve estetik özelliklerle zenginleştiriliyor.” diye konuştu. YTÜ Okullarının kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi veren Günal, kurumda hayata geçirilen uygulamaları ve gelecek hedeflerini anlattı.
YTÜ Okulları olarak 2022-2023 eğitim – öğretim yılına nasıl bir başlangıç yaptınız? Açılıştan günümüze bu kısa süreci değerlendirebilir misiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 111. yılı, hikayesi uzun zaman önceye dayanan YTÜ Okullarının kuruluşuna ilham oldu. Rektörümüz Prof. Dr. Tamer Yılmaz’ın proaktif liderliği ve enerjisi uzun zamandır beklenen bu projenin hayat bulmasını sağladı. 2022 Ocak ayında danışman ve yönetim kurullarının artık açılışa odaklanarak çalışmaya başladığı süreç, şubat ayında kurumsal kimlik ve eğitim felsefesinin detaylandırılması ile devam etti. Hemen akabinde kadronun oluşturulmaya başlandığı Mart ayı ile birlikte açılışın duyurusu yaptık. Güçlü bir kadro, daha en başından itibaren hedeflerimiz arasındaydı. Üniversitenin köklü akademik geleneğini geleceğe taşıyacak bir kadro! YTÜ Yıldız Teknopark ekosisteminde büyüyen bir okul olarak girişimci, proje tabanlı ve teknoloji üretimine odaklanmış disiplinlerin iş birliğini sağlayacak bir öğrenen topluluğu oluşturulmasını amaçladık.
Okul binamız Davutpaşa Kışlası’nın fırını olan ve varlığı tarihe şahitlik etmiş bir yapı. Bahar aylarında başlayan restorasyonla çocukların kendini güvende hissedebileceği bir mimari pedagoji oluşturmaya çalıştık. Yaz boyu devam eden inşa süreçleriyle ağustos ayında akademik yılın açılışını önce öğretmenlerimizle ardından da öğrencilerimizle buluşarak gerçekleştirdik.
Genel Koordinatör ve Okul Müdürü olarak ilk günden itibaren öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin iyi hallerine ve okul kültüründe güvenli bir iletişime odaklandım. Bu sebeple çocukların koşarak geldiği, hızlıca kendilerini ifade etmeye başlayabildikleri ve mutlu oldukları bir okul olarak hedeflediğimiz akademik planlamanın ve gelişimin gerçekleştiğini görüyoruz. Aileler de sık sık güvenlerini dile getiriyor. 112 yıldır ders veren bir kurumun parçası olarak deneyimli bir okuldayız, çocuklarımızdaki gelişim bizi şaşırtıyor şeklinde düşüncelerini dile getiriyorlar.
Bir yaşam alanı olarak öğrencilere özne olma fırsatı vermeye devam edeceğiz.
YTÜ Okullarının hikayesi çok uzun zaman öncesine dayanan hayallerle geçtiğimiz yılbaşında başladı.
2023 yılı hedefleriniz ve kurumun gelecek planlarından bahsedebilir misiniz?
Bu eğitim ve öğretim yılına anasınıfları ve 1. sınıflarla başladık. Sağlam bir okul kültürü için kendi öğrencilerimizi yetiştirerek devam etmek ve geleceğin mimarlarını mezun etmek istiyoruz. Bu sebeple bu yıl da kontenjanlarımız anasınıfı ve ilkokul sınıflarımızda olacak. İki yıl içinde ortaokul sonrasında da bir Anadolu yakasında bir de Avrupa yakasında olacak İstanbul kampüslerimizle devam edeceğiz. Eğitim ekosistemine katkıda bulunan, üreten, çoğaltan, yenilikçi yöntemlerle dinamik bir yapı olarak projelerimize devam edeceğimiz bir yıl olacak.
YTÜ Okulları akademik olarak nasıl yapılandırıldı? Uyguladığınız programlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
YTÜ Okulları özgün bir eğitim yaklaşımı ortaya koyuyor. Bu modelde öğrencilerin bilgi, beceri ve değerler içinde gelişen akademik müfredatı yeterliklerle ve estetik özelliklerle zenginleştiriliyor. Yaşam boyu öğrenmeyi ve esenliği merkeze alan kendine ve dünyaya fayda sağlayacak bir farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Bunun yanında akademik yapı bir teknik üniversite ve teknopark içinde olmanın gerçek deneyim ortamlarında projelendiriliyor. Öğrenciler anasınıfından itibaren deneyim odaklı gerçek akış içinde gelişiyorlar. IBPYP (Uluslararası Bakalorya İlk Yıllar Programı) ile çerçevelenen planlamalar sorgulama temelli, derin ve öğrenmeyi öğrenmeye yönelik hazırlanıyor.
YTÜ Eğitim Fakültesi’nden akademisyenlerimizle Bilişim Teknolojileri Dersi için özel bir müfredat çalışması da yürütüyoruz.
OKUL ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ SİNERJİ YARATIYOR
Üniversitede bir özel okul olmanın avantajları ve kuruma etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi hem bir Ar-Ge üniversitesi olma özelliği ile hem de güçlü bir eğitim fakültesine sahip olmasıyla YTÜ Okullarının doğası gereği yaklaşımının bilimsel olarak güçlenmesini sağlıyor. Üniversitenin 112 yıllık deneyimi, akademisyenlerimizin özeni ve yürütmeye başladığımız ortak projelerle öğrencilerimize değer katıyor. YTÜ Yıldız Teknopark şirketleri ve teknoloji alt yapısı okulun hem bilim merkezlerini oluşturması ve yürütülmesinde hem de vizyon olarak gelecek odaklı bir yaklaşım sunuyor.
Öğrenciler bazı derslerini ve özel atölyeleri akademisyenlerden alma fırsatı yakalıyor. Üniversitede gerçekleşen etkinliklere katılma fırsatı buluyor ve sosyal imkanlarından da faydalanabiliyor. Elbette çok güçlü bir Eğitim Fakültesi’nin varlığı da okulumuzun tüm süreçleri için büyük bir şans. Akademisyenlerimizden ayrı lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden eğitimcilerle iş birliği oluşturabilmek öğrencilerimiz için her şeyi daha anlamlı hale getiriyor.
Geleceğin mezunları hangi niteliklere sahip olmalı? Bu yönde okul müfredatınızda hangi uygulamaları hayata geçiriyorsunuz?
YTÜ Okulları olarak eğitimin yıldız elementleri diye adlandırdığımız modelimizde geleceğin mezunlarının hangi niteliklere sahip olmaları gerektiği üzerinde durduk. Öncelikle bilgi, beceri ve değerlerle oluşturulan müfredat akademik temeli oluşturuyor. Yetiştirmeye yetiştirdiğimiz öğrencilerimizin güçlü akademik donanımla ilerlemesi, 21. yüzyıl becerileri ile donanmış olması bununla birlikte geleceğin eğitimine dair akademik raporlarda görebileceğiniz yeterliklerle
GÜÇLÜ ÖĞRETMEN KADROSU
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Günümüzde öğretmenlerin beceri ve yetkinlikleri neler olmalıdır? Bu kapsamda kurumda yapılan çalışmaları aktarabilir misiniz?
Çok güçlü bir kadro ile başlangıç yaptık. Öğretmenlerimiz alanlarında kendilerini geliştirmiş, meraklı, yaşam boyu öğrenenler olarak bize dinamik bir yapı kazandırıyor. Bunun yanında her biri ayrı ayrı çok deneyimliler. Hem insana ve çocuklarımıza karşı özenli ve duyarlı hem de üretken, proaktif ve inovatif bir yaklaşıma sahipler. Daha ilk günden itibaren sanki yıllardır birlikte çalışıyormuşçasına birbirine destek olan, birlikte hareket edebilen ve iş birliği ile daha da motive olan bu kültür bize öğrenci, veli ve öğrenenler topluluğunun diğer tüm üyeleriyle hızlı bir gelişme sağladı. YTÜ Okullarının hedefleri arasında öğretmenlerimizin esenliği çok önemli bir yer tutuyor. Bu yıl da mesleğini gönülden icra eden yeni öğretmenlerimizle tanışmak için şimdiden heyecanlıyız. Okulumuza başvuru yapmak için web sayfamızdaki kariyer bölümünü ziyaret edebilirler.
Yabancı dil eğitim modeliniz ve uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı(CEFR) ve bakalorya dil dersleri yaklaşımıyla sınıf öğretmenleri ve İngilizce öğretmenleri ortak öğretim modelini(coteaching) uyguluyoruz. Öğrencilerimiz dil hakkında öğrenme, dil üzerinden öğrenme ve dil aracılığıyla öğrenme gibi başlıklarla hem dilin kendisiyle ilgili öğrenme fırsatı bulurken hem de dili günlük rutin içinde de aktif kullanarak doğal ortamında öğrenmektedir. Çift öğretmen sistemi ile uygulamalara dönüşen kazanımlar ile öğrencilerin 21. yüzyıl dil becerilerini de eş zamanlı olarak geliştirmelerini hedefliyoruz.
DİJİTAL YATIRIMLARIMIZA AĞIRLIK VERİYORUZ
YTÜ Okulları olarak eğitim süreçlerinizde oluşturduğunuz dijital iklim ve uygulamalarınız nelerdir?
Buna biraz daha geniş bir çerçeve olan teknoloji yaklaşımımızla cevap verebiliriz. Teknoloji ve dijitalleşmeyi kesintisiz bir öğrenme bütünleşmesi sağlamak amacıyla kullanıyoruz.Teknolojiyi, sorgulamaları ve yeni oluşmuş anlayışları yenilikçi yöntemlerle paylaşmak, fiziki sınırların ötesine taşımak için fırsat olarak görüyoruz. Öğrencilerimizin sorumlu, küresel ve etik dijital yurttaşlar olmaları için onları destekliyoruz. YTÜ Okulları olarak teknoloji çağının getirilerini mevcut düzenimize en iyi ve en doğru şekilde entegre etmeye gayret ediyor, bu doğrultuda dijital yatırımlarımıza ağırlık veriyoruz. Teknolojinin sağladığı her türlü olanaktan maksimum düzeyde faydalanıyoruz. Okulumuzda Bilişim Teknolojileri Laboratuvarımızın yanında bir de Bilim Merkezimiz bulunmakta. Bu süreçte Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ve YTÜ Yıldız Teknopark’ın içinde olmanın avantajlarını saymakla bitiremeyiz. Bir gün “enerji” konusuyla ilgili bir dersi Elektrik-Elektronik Fakültesi hocalarından bir profesör verebiliyor, bir etkinlikte Teknopark teknoloji şirketlerinden uzmanlar öğrencilerimizle birlikte olabiliyorlar.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
112 yıllık bir eğitim geleneğini temel alarak kurulan YTÜ Okulları’nda özgün bir eğitim modelinin hayata geçirildiğini belirten Genel Koordinatör ve Okul Müdürü Özlem Ülker Günal, “Bu modelde öğrencilerin bilgi, beceri ve değerler içinde gelişen akademik müfredatı yeterliklerle ve estetik özelliklerle zenginleştiriliyor.” diye konuştu. YTÜ Okullarının kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi veren Günal, kurumda hayata geçirilen uygulamaları ve gelecek hedeflerini anlattı.
YTÜ Okulları olarak 2022-2023 eğitim – öğretim yılına nasıl bir başlangıç yaptınız? Açılıştan günümüze bu kısa süreci değerlendirebilir misiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 111. yılı, hikayesi uzun zaman önceye dayanan YTÜ Okullarının kuruluşuna ilham oldu. Rektörümüz Prof. Dr. Tamer Yılmaz’ın proaktif liderliği ve enerjisi uzun zamandır beklenen bu projenin hayat bulmasını sağladı. 2022 Ocak ayında danışman ve yönetim kurullarının artık açılışa odaklanarak çalışmaya başladığı süreç, şubat ayında kurumsal kimlik ve eğitim felsefesinin detaylandırılması ile devam etti. Hemen akabinde kadronun oluşturulmaya başlandığı Mart ayı ile birlikte açılışın duyurusu yaptık. Güçlü bir kadro, daha en başından itibaren hedeflerimiz arasındaydı. Üniversitenin köklü akademik geleneğini geleceğe taşıyacak bir kadro! YTÜ Yıldız Teknopark ekosisteminde büyüyen bir okul olarak girişimci, proje tabanlı ve teknoloji üretimine odaklanmış disiplinlerin iş birliğini sağlayacak bir öğrenen topluluğu oluşturulmasını amaçladık.
Okul binamız Davutpaşa Kışlası’nın fırını olan ve varlığı tarihe şahitlik etmiş bir yapı. Bahar aylarında başlayan restorasyonla çocukların kendini güvende hissedebileceği bir mimari pedagoji oluşturmaya çalıştık. Yaz boyu devam eden inşa süreçleriyle ağustos ayında akademik yılın açılışını önce öğretmenlerimizle ardından da öğrencilerimizle buluşarak gerçekleştirdik.
Genel Koordinatör ve Okul Müdürü olarak ilk günden itibaren öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin iyi hallerine ve okul kültüründe güvenli bir iletişime odaklandım. Bu sebeple çocukların koşarak geldiği, hızlıca kendilerini ifade etmeye başlayabildikleri ve mutlu oldukları bir okul olarak hedeflediğimiz akademik planlamanın ve gelişimin gerçekleştiğini görüyoruz. Aileler de sık sık güvenlerini dile getiriyor. 112 yıldır ders veren bir kurumun parçası olarak deneyimli bir okuldayız, çocuklarımızdaki gelişim bizi şaşırtıyor şeklinde düşüncelerini dile getiriyorlar.
Bir yaşam alanı olarak öğrencilere özne olma fırsatı vermeye devam edeceğiz.
YTÜ Okullarının hikayesi çok uzun zaman öncesine dayanan hayallerle geçtiğimiz yılbaşında başladı.
2023 yılı hedefleriniz ve kurumun gelecek planlarından bahsedebilir misiniz?
Bu eğitim ve öğretim yılına anasınıfları ve 1. sınıflarla başladık. Sağlam bir okul kültürü için kendi öğrencilerimizi yetiştirerek devam etmek ve geleceğin mimarlarını mezun etmek istiyoruz. Bu sebeple bu yıl da kontenjanlarımız anasınıfı ve ilkokul sınıflarımızda olacak. İki yıl içinde ortaokul sonrasında da bir Anadolu yakasında bir de Avrupa yakasında olacak İstanbul kampüslerimizle devam edeceğiz. Eğitim ekosistemine katkıda bulunan, üreten, çoğaltan, yenilikçi yöntemlerle dinamik bir yapı olarak projelerimize devam edeceğimiz bir yıl olacak.
YTÜ Okulları akademik olarak nasıl yapılandırıldı? Uyguladığınız programlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
YTÜ Okulları özgün bir eğitim yaklaşımı ortaya koyuyor. Bu modelde öğrencilerin bilgi, beceri ve değerler içinde gelişen akademik müfredatı yeterliklerle ve estetik özelliklerle zenginleştiriliyor. Yaşam boyu öğrenmeyi ve esenliği merkeze alan kendine ve dünyaya fayda sağlayacak bir farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Bunun yanında akademik yapı bir teknik üniversite ve teknopark içinde olmanın gerçek deneyim ortamlarında projelendiriliyor. Öğrenciler anasınıfından itibaren deneyim odaklı gerçek akış içinde gelişiyorlar. IBPYP (Uluslararası Bakalorya İlk Yıllar Programı) ile çerçevelenen planlamalar sorgulama temelli, derin ve öğrenmeyi öğrenmeye yönelik hazırlanıyor.
YTÜ Eğitim Fakültesi’nden akademisyenlerimizle Bilişim Teknolojileri Dersi için özel bir müfredat çalışması da yürütüyoruz.
OKUL ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ SİNERJİ YARATIYOR
Üniversitede bir özel okul olmanın avantajları ve kuruma etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yıldız Teknik Üniversitesi hem bir Ar-Ge üniversitesi olma özelliği ile hem de güçlü bir eğitim fakültesine sahip olmasıyla YTÜ Okullarının doğası gereği yaklaşımının bilimsel olarak güçlenmesini sağlıyor. Üniversitenin 112 yıllık deneyimi, akademisyenlerimizin özeni ve yürütmeye başladığımız ortak projelerle öğrencilerimize değer katıyor. YTÜ Yıldız Teknopark şirketleri ve teknoloji alt yapısı okulun hem bilim merkezlerini oluşturması ve yürütülmesinde hem de vizyon olarak gelecek odaklı bir yaklaşım sunuyor.
Öğrenciler bazı derslerini ve özel atölyeleri akademisyenlerden alma fırsatı yakalıyor. Üniversitede gerçekleşen etkinliklere katılma fırsatı buluyor ve sosyal imkanlarından da faydalanabiliyor. Elbette çok güçlü bir Eğitim Fakültesi’nin varlığı da okulumuzun tüm süreçleri için büyük bir şans. Akademisyenlerimizden ayrı lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden eğitimcilerle iş birliği oluşturabilmek öğrencilerimiz için her şeyi daha anlamlı hale getiriyor.
Geleceğin mezunları hangi niteliklere sahip olmalı? Bu yönde okul müfredatınızda hangi uygulamaları hayata geçiriyorsunuz?
YTÜ Okulları olarak eğitimin yıldız elementleri diye adlandırdığımız modelimizde geleceğin mezunlarının hangi niteliklere sahip olmaları gerektiği üzerinde durduk. Öncelikle bilgi, beceri ve değerlerle oluşturulan müfredat akademik temeli oluşturuyor. Yetiştirmeye yetiştirdiğimiz öğrencilerimizin güçlü akademik donanımla ilerlemesi, 21. yüzyıl becerileri ile donanmış olması bununla birlikte geleceğin eğitimine dair akademik raporlarda görebileceğiniz yeterliklerle
GÜÇLÜ ÖĞRETMEN KADROSU
Kurum olarak öğretmen seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Günümüzde öğretmenlerin beceri ve yetkinlikleri neler olmalıdır? Bu kapsamda kurumda yapılan çalışmaları aktarabilir misiniz?
Çok güçlü bir kadro ile başlangıç yaptık. Öğretmenlerimiz alanlarında kendilerini geliştirmiş, meraklı, yaşam boyu öğrenenler olarak bize dinamik bir yapı kazandırıyor. Bunun yanında her biri ayrı ayrı çok deneyimliler. Hem insana ve çocuklarımıza karşı özenli ve duyarlı hem de üretken, proaktif ve inovatif bir yaklaşıma sahipler. Daha ilk günden itibaren sanki yıllardır birlikte çalışıyormuşçasına birbirine destek olan, birlikte hareket edebilen ve iş birliği ile daha da motive olan bu kültür bize öğrenci, veli ve öğrenenler topluluğunun diğer tüm üyeleriyle hızlı bir gelişme sağladı. YTÜ Okullarının hedefleri arasında öğretmenlerimizin esenliği çok önemli bir yer tutuyor. Bu yıl da mesleğini gönülden icra eden yeni öğretmenlerimizle tanışmak için şimdiden heyecanlıyız. Okulumuza başvuru yapmak için web sayfamızdaki kariyer bölümünü ziyaret edebilirler.
Yabancı dil eğitim modeliniz ve uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı(CEFR) ve bakalorya dil dersleri yaklaşımıyla sınıf öğretmenleri ve İngilizce öğretmenleri ortak öğretim modelini(coteaching) uyguluyoruz. Öğrencilerimiz dil hakkında öğrenme, dil üzerinden öğrenme ve dil aracılığıyla öğrenme gibi başlıklarla hem dilin kendisiyle ilgili öğrenme fırsatı bulurken hem de dili günlük rutin içinde de aktif kullanarak doğal ortamında öğrenmektedir. Çift öğretmen sistemi ile uygulamalara dönüşen kazanımlar ile öğrencilerin 21. yüzyıl dil becerilerini de eş zamanlı olarak geliştirmelerini hedefliyoruz.
DİJİTAL YATIRIMLARIMIZA AĞIRLIK VERİYORUZ
YTÜ Okulları olarak eğitim süreçlerinizde oluşturduğunuz dijital iklim ve uygulamalarınız nelerdir?
Buna biraz daha geniş bir çerçeve olan teknoloji yaklaşımımızla cevap verebiliriz. Teknoloji ve dijitalleşmeyi kesintisiz bir öğrenme bütünleşmesi sağlamak amacıyla kullanıyoruz.Teknolojiyi, sorgulamaları ve yeni oluşmuş anlayışları yenilikçi yöntemlerle paylaşmak, fiziki sınırların ötesine taşımak için fırsat olarak görüyoruz. Öğrencilerimizin sorumlu, küresel ve etik dijital yurttaşlar olmaları için onları destekliyoruz. YTÜ Okulları olarak teknoloji çağının getirilerini mevcut düzenimize en iyi ve en doğru şekilde entegre etmeye gayret ediyor, bu doğrultuda dijital yatırımlarımıza ağırlık veriyoruz. Teknolojinin sağladığı her türlü olanaktan maksimum düzeyde faydalanıyoruz. Okulumuzda Bilişim Teknolojileri Laboratuvarımızın yanında bir de Bilim Merkezimiz bulunmakta. Bu süreçte Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ve YTÜ Yıldız Teknopark’ın içinde olmanın avantajlarını saymakla bitiremeyiz. Bir gün “enerji” konusuyla ilgili bir dersi Elektrik-Elektronik Fakültesi hocalarından bir profesör verebiliyor, bir etkinlikte Teknopark teknoloji şirketlerinden uzmanlar öğrencilerimizle birlikte olabiliyorlar.
Son Güncelleme: Salı, 24 Ocak 2023 12:41
Gösterim: 1071
Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı olarak tanımlanan “Understanding by Design” (UbD) modelini hayata geçirdiklerini belirten FMV Işık Okulları Eğitim Kurumları Direktörü ve Kurucu Temsilcisi Müge Yalım Alpan, modelin en temelden en karmaşığa, okul gelişimi ve reformu amaçlı kullanıldığını söyledi. Alpan, UbD modelinin okula, öğrencilere ve öğretmenlere etkilerini artı eğitim’e değerlendirdi.
FMV Işık Okulları adına geçtiğimiz birkaç yılı nasıl değerlendirirsiniz?
Kurulduğumuz günden beri tarihsel dönemeçlerin her aşamasını büyük bir güçle aşan Vakfımız, 2020 yılının Mart ayında başlayan küresel salgın dönemini de öğretmenlerimizin, mezunlarımızın, öğrenci ve velilerimizin destekleri, özverili çalışmaları ve her zaman öncelik verdiğimiz teknolojik altyapımız ile sarsılmadan geçirdik. Yaşanan her anın bizlere katkısı olduğu gibi, bu dönemin getirdiği değişim ve dönüşüm de baş döndürücü bir hızla gerçekleşti. Geçtiğimiz zorlu günlerde insanlık olarak yeni bir yaşam biçimine birdenbire adım attık ve hayatımızı, değerlerimizi sorguladık. 137 yıllık geçmişimizde güçlükler karşısında dirençli olmayı başaran biz Işıklılar, değişim ve dönüşümlerle karşılaştığımızda esnek olma becerilerimizi daha da geliştirdik, kenetlendik.
Hayata geçen projelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Yeni çağın öğrenenleri için etkin öğrenme yaklaşımları konusunda araştırmaya ve çalışmaya devam ediyoruz. “Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı” olarak tanımlayabileceğimiz “Understanding by Design” (UbD) modelini okullarımızda kullanmaya başladık. Öğretmenlerimiz, etkin öğrenme yaklaşımları çerçevesinde her derste öğrenmenin gerçekleştiğinden emin olmak için çok katmanlı ders planları hazırlıyorlar, Işıklı lider öğretmen topluluğu olan Dijital Liderler Akademisi öğretmenlerimiz de eğitim sürecimize ciddi katkılar vermeyi sürdürüyorlar. Öğrencilerimizin bireysel olarak takip edilmesi, gelişim alanlarının belirlenmesi ve desteklenmesi için “Öğrenci Koçluğu Sistemi" ve "Anaokulundan Liseye Öğrenci İzleme Sistemi" olan ALİS’i okul yönetim sistemi üzerinden aktif bir şeklide kullanıyoruz. Bu kayıtlarla onlara eğitim- öğretim yolculuklarında eşlik ediyor, her düzeyde gelişim raporları ile geri bildirimler veriyoruz.
Öğrencilerimiz için dijital yurttaşlık bilgisi, sınırları belirsiz dünyanın küresel bir gereksinimi hâline geldi. Biz bu konuda bilişim teknolojileri eğitimimizi güncel tutuyor, öğretmenlerimizi yeni nesil teknoloji eğitimleri ile destekliyoruz. Işık’ta Dijital dönüşüm projesi kapsamında bir yandan bu çalışmaları yürütürken bir yandan alandaki uluslar arası akreditasyon süreçlerini de tamamlıyoruz.
Lisede okuyan öğrencilerimizin yüksek öğretim kurumlarına hazırlık çalışmaları yanında üniversitede onlar için gerekli olacak bilimsel araştırma teknikleri, ana dil ve yabancı dilde akademik yazma becerilerini geliştiriyoruz. Bu çalışmaları Boğaziçi Üniversitesi, Işık Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ile yürüttüğümüz bilimsel projelerle destekliyoruz. Öğrencilerimiz üniversitelerin laboratuvarlarında akademisyenlerle yaptıkları projeler ile önemli deneyimler kazanıyorlar.
UbD’NİN MERKEZİNDE DERİN ve KALICI ANLAMA VAR
UbD yani “Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı”nı biraz açar mısınız?
Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, uzaktan eğitim döneminde öğrencilerin öğrenme alışkanlıklarında yaşadıkları yeni deneyimler derin ve kalıcı anlamanın önemini artırdı. Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı modelinin merkezinde derin ve kalıcı anlama var. Aynı zamanda planlama ve tasarım yapılırken büyük resme bakmayı zorunlu kılıyor. Öğrenme süreci boyunca tüm adımlaröğrencilerin dersi bitirdikten sonra kazanması gereken kazanım ve becerilere odaklı olarak planlanıyor.
Bu modelin eğitimlerini aldığımız ve danışmanlığımızı yapan akademisyen, UbD modeli ile ilgili farklı ülkelerde, okul ve sınıf seviyelerinde ve çeşitli branşlardaki öğretmenlerle birçok bilimsel çalışma yapıldığını ve yayımlandığını, bu araştırmalarda; UbD’nin öğrencilerin farklı alanlardaki çıktılarında olumlu sonuçlar vermesinin, özellikle fen, matematik ve sosyal bilgiler derslerinde UbD planları kullanıldığında öğrencilerin akademik başarısının arttığının, ders işlenirken öğrencilerin derse etkin katılımı ve derste eğlenmelerinin öğrenmeyi kolaylaştırdığının öne çıktığını belirtiyor.
Yine araştırma sonuçlarında Öğretmenlerde öncelikle mesleki ve pedagojik anlamda bilgi ve becerilerinin arttığı, yenilikçi uygulamaları sınıfında kullanmada daha öz güvenli oldukları, UbD planlarının sınıfın atmosferini değiştirdiğini gördükleri ve öğrenme şekilleri değişen öğrencilerine ayak uydurabildiklerine inanmaya başladıkları gibi sonuçlar görülüyor. Öğretmenler UbD’li derslerde sınıf yönetimini daha rahat yapabiliyor ve ders içinde öğrencilerle olan iletişimin daha olumlu olduğunu da ifade ediyorlar.
ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ GELİŞİMİNE KATKI SAĞLIYOR
FMV Işık Okullarına katkısından biraz bahseder misiniz?
2021-2022 Eğitim-Öğretim yılından başlayarak UbD çalışmaları sırasında yapılan sistematik gözlemler ve toplanan veriler, Işık Okullarında da yukarıda belirtilen olumlu öğrenci ve öğretmen sonuçlarının olduğunu gösteriyor.
Işık Okullarındaki öğretmenler, katıldıkları eğitimlerden memnun ayrılıyorlar ve hemen hepsi UbD eğitimlerini Işık Okullarındaki diğer meslektaşlarına öneriyorlar. Öğretmenler UbD’yi başarıyla sınıflarında uygulayabileceklerini ve bu konuda heyecanlı olduklarını belirtiyorlar. Sınıflarında UbD’nin işlerinde onlara yardım ettiğini de ifade ediyorlar.
Okullarımızda görev alan UbD koordinatörleriyle yapılan görüşmelerde ve gelen raporlarda benzer olumlu sonuçlar göze çarpıyor. Özellikle bazı derslerde öğrencilerin derslere ilgisinin arttığı, daha fazla katılımın gerçekleştiği, sorgulamaya yönelik hazırlanan UbD planlarının öğrencilerde benzer değişikliklere yol açtığı, öğrencilerin teorik bilgiden becerilere odaklı uygulamalara geçiş yaptığı, öğrencilerin sorduğu sorularda farklılıklar görülürken merak eden öğrencilerin sayısında artış olduğu belirtiliyor. Öğrencilerin sadece bilişsel ve akademik başarısının değil, onların tutumlarında ve duygusal tavırlarında da görülen değişim, UbD uygulamalarının katkısı olarak yorumlanıyor.
Öğretmenler UbD planları için bir araya gelerek mesleki gelişim sağlıyorlar. Öğretmenlerin bir amaç için birlikte hareket etmesi de onlar arasında organik olarak bir öğrenme topluluğu oluşturuyor. Öğretmenleri birlikte hareket etmek memnun ederken konfor alanı dışına çıkıp yeni uygulama yapmak isteyen öğretmenlerin sayısı artıyor. Bu topluluk oluşumunun kurumun iklimine olumlu katkıları oluyor.
UBD, OKUL GELİŞİMİ VE REFORMU AMAÇLI KULLANILIYOR
UbD ile ilgili bundan sonraki planlarınız nedir?
316 öğretmenimiz temel UbD eğitimlerini başarıyla tamamladı. Bu eğitimler sonunda sınıf içinde uygulanmaya hazır 250’ye yakın UbD planı uzmanlar eşliğinde geliştirildi. Öğretmenlerin belirlediği zamanlarda bu planlar sınıf içinde hayata geçiyor ve öğrencilere ulaşıyor. Buna ek olarak bölüm başkanları ileri düzey eğitimler alarak zümrelerinde üretilen planlara geri bildirim verebilecek duruma geldiler. Böylece okul içinde UbD’yi iyi bilen ve süreci iyileştiren ekipler kuruldu.
UbD, çevrim içi olarak da okul gündeminde tutuluyor. Discord yazışma grubuna katılan 50’ye yakın öğretmen, zaman ve mekândan bağımsız şekilde UbD konuşuyor ve bilgi alışverişi yapıyor. Yeni bir çaba olarak da Işık Okulları bünyesinde bilimsel araştırmalarla ilgilenen öğretmen grupları oluşturuluyor. Bu gruplar uzman araştırmacıların desteğiyle okul içinde UbD konulu bilimsel araştırmalar yapacaklar. Bu araştırmalar konferans bildirileri/sunumları ve bilimsel makalelere dönüşecekler. Ayrıca öğretmenlerden bazıları konferanslarda UbD’yle ilgili sunumlar yapıyor ve bu da yayılım etkisi oluşturuyor. Sonuç olarak; en temelden en karmaşığa, Işık Okullarında UbD, okul gelişimi ve reformu amaçlı kullanılıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı olarak tanımlanan “Understanding by Design” (UbD) modelini hayata geçirdiklerini belirten FMV Işık Okulları Eğitim Kurumları Direktörü ve Kurucu Temsilcisi Müge Yalım Alpan, modelin en temelden en karmaşığa, okul gelişimi ve reformu amaçlı kullanıldığını söyledi. Alpan, UbD modelinin okula, öğrencilere ve öğretmenlere etkilerini artı eğitim’e değerlendirdi.
FMV Işık Okulları adına geçtiğimiz birkaç yılı nasıl değerlendirirsiniz?
Kurulduğumuz günden beri tarihsel dönemeçlerin her aşamasını büyük bir güçle aşan Vakfımız, 2020 yılının Mart ayında başlayan küresel salgın dönemini de öğretmenlerimizin, mezunlarımızın, öğrenci ve velilerimizin destekleri, özverili çalışmaları ve her zaman öncelik verdiğimiz teknolojik altyapımız ile sarsılmadan geçirdik. Yaşanan her anın bizlere katkısı olduğu gibi, bu dönemin getirdiği değişim ve dönüşüm de baş döndürücü bir hızla gerçekleşti. Geçtiğimiz zorlu günlerde insanlık olarak yeni bir yaşam biçimine birdenbire adım attık ve hayatımızı, değerlerimizi sorguladık. 137 yıllık geçmişimizde güçlükler karşısında dirençli olmayı başaran biz Işıklılar, değişim ve dönüşümlerle karşılaştığımızda esnek olma becerilerimizi daha da geliştirdik, kenetlendik.
Hayata geçen projelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Yeni çağın öğrenenleri için etkin öğrenme yaklaşımları konusunda araştırmaya ve çalışmaya devam ediyoruz. “Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı” olarak tanımlayabileceğimiz “Understanding by Design” (UbD) modelini okullarımızda kullanmaya başladık. Öğretmenlerimiz, etkin öğrenme yaklaşımları çerçevesinde her derste öğrenmenin gerçekleştiğinden emin olmak için çok katmanlı ders planları hazırlıyorlar, Işıklı lider öğretmen topluluğu olan Dijital Liderler Akademisi öğretmenlerimiz de eğitim sürecimize ciddi katkılar vermeyi sürdürüyorlar. Öğrencilerimizin bireysel olarak takip edilmesi, gelişim alanlarının belirlenmesi ve desteklenmesi için “Öğrenci Koçluğu Sistemi" ve "Anaokulundan Liseye Öğrenci İzleme Sistemi" olan ALİS’i okul yönetim sistemi üzerinden aktif bir şeklide kullanıyoruz. Bu kayıtlarla onlara eğitim- öğretim yolculuklarında eşlik ediyor, her düzeyde gelişim raporları ile geri bildirimler veriyoruz.
Öğrencilerimiz için dijital yurttaşlık bilgisi, sınırları belirsiz dünyanın küresel bir gereksinimi hâline geldi. Biz bu konuda bilişim teknolojileri eğitimimizi güncel tutuyor, öğretmenlerimizi yeni nesil teknoloji eğitimleri ile destekliyoruz. Işık’ta Dijital dönüşüm projesi kapsamında bir yandan bu çalışmaları yürütürken bir yandan alandaki uluslar arası akreditasyon süreçlerini de tamamlıyoruz.
Lisede okuyan öğrencilerimizin yüksek öğretim kurumlarına hazırlık çalışmaları yanında üniversitede onlar için gerekli olacak bilimsel araştırma teknikleri, ana dil ve yabancı dilde akademik yazma becerilerini geliştiriyoruz. Bu çalışmaları Boğaziçi Üniversitesi, Işık Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ile yürüttüğümüz bilimsel projelerle destekliyoruz. Öğrencilerimiz üniversitelerin laboratuvarlarında akademisyenlerle yaptıkları projeler ile önemli deneyimler kazanıyorlar.
UbD’NİN MERKEZİNDE DERİN ve KALICI ANLAMA VAR
UbD yani “Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı”nı biraz açar mısınız?
Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, uzaktan eğitim döneminde öğrencilerin öğrenme alışkanlıklarında yaşadıkları yeni deneyimler derin ve kalıcı anlamanın önemini artırdı. Anlamaya Odaklı Öğretim Tasarımı modelinin merkezinde derin ve kalıcı anlama var. Aynı zamanda planlama ve tasarım yapılırken büyük resme bakmayı zorunlu kılıyor. Öğrenme süreci boyunca tüm adımlaröğrencilerin dersi bitirdikten sonra kazanması gereken kazanım ve becerilere odaklı olarak planlanıyor.
Bu modelin eğitimlerini aldığımız ve danışmanlığımızı yapan akademisyen, UbD modeli ile ilgili farklı ülkelerde, okul ve sınıf seviyelerinde ve çeşitli branşlardaki öğretmenlerle birçok bilimsel çalışma yapıldığını ve yayımlandığını, bu araştırmalarda; UbD’nin öğrencilerin farklı alanlardaki çıktılarında olumlu sonuçlar vermesinin, özellikle fen, matematik ve sosyal bilgiler derslerinde UbD planları kullanıldığında öğrencilerin akademik başarısının arttığının, ders işlenirken öğrencilerin derse etkin katılımı ve derste eğlenmelerinin öğrenmeyi kolaylaştırdığının öne çıktığını belirtiyor.
Yine araştırma sonuçlarında Öğretmenlerde öncelikle mesleki ve pedagojik anlamda bilgi ve becerilerinin arttığı, yenilikçi uygulamaları sınıfında kullanmada daha öz güvenli oldukları, UbD planlarının sınıfın atmosferini değiştirdiğini gördükleri ve öğrenme şekilleri değişen öğrencilerine ayak uydurabildiklerine inanmaya başladıkları gibi sonuçlar görülüyor. Öğretmenler UbD’li derslerde sınıf yönetimini daha rahat yapabiliyor ve ders içinde öğrencilerle olan iletişimin daha olumlu olduğunu da ifade ediyorlar.
ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ GELİŞİMİNE KATKI SAĞLIYOR
FMV Işık Okullarına katkısından biraz bahseder misiniz?
2021-2022 Eğitim-Öğretim yılından başlayarak UbD çalışmaları sırasında yapılan sistematik gözlemler ve toplanan veriler, Işık Okullarında da yukarıda belirtilen olumlu öğrenci ve öğretmen sonuçlarının olduğunu gösteriyor.
Işık Okullarındaki öğretmenler, katıldıkları eğitimlerden memnun ayrılıyorlar ve hemen hepsi UbD eğitimlerini Işık Okullarındaki diğer meslektaşlarına öneriyorlar. Öğretmenler UbD’yi başarıyla sınıflarında uygulayabileceklerini ve bu konuda heyecanlı olduklarını belirtiyorlar. Sınıflarında UbD’nin işlerinde onlara yardım ettiğini de ifade ediyorlar.
Okullarımızda görev alan UbD koordinatörleriyle yapılan görüşmelerde ve gelen raporlarda benzer olumlu sonuçlar göze çarpıyor. Özellikle bazı derslerde öğrencilerin derslere ilgisinin arttığı, daha fazla katılımın gerçekleştiği, sorgulamaya yönelik hazırlanan UbD planlarının öğrencilerde benzer değişikliklere yol açtığı, öğrencilerin teorik bilgiden becerilere odaklı uygulamalara geçiş yaptığı, öğrencilerin sorduğu sorularda farklılıklar görülürken merak eden öğrencilerin sayısında artış olduğu belirtiliyor. Öğrencilerin sadece bilişsel ve akademik başarısının değil, onların tutumlarında ve duygusal tavırlarında da görülen değişim, UbD uygulamalarının katkısı olarak yorumlanıyor.
Öğretmenler UbD planları için bir araya gelerek mesleki gelişim sağlıyorlar. Öğretmenlerin bir amaç için birlikte hareket etmesi de onlar arasında organik olarak bir öğrenme topluluğu oluşturuyor. Öğretmenleri birlikte hareket etmek memnun ederken konfor alanı dışına çıkıp yeni uygulama yapmak isteyen öğretmenlerin sayısı artıyor. Bu topluluk oluşumunun kurumun iklimine olumlu katkıları oluyor.
UBD, OKUL GELİŞİMİ VE REFORMU AMAÇLI KULLANILIYOR
UbD ile ilgili bundan sonraki planlarınız nedir?
316 öğretmenimiz temel UbD eğitimlerini başarıyla tamamladı. Bu eğitimler sonunda sınıf içinde uygulanmaya hazır 250’ye yakın UbD planı uzmanlar eşliğinde geliştirildi. Öğretmenlerin belirlediği zamanlarda bu planlar sınıf içinde hayata geçiyor ve öğrencilere ulaşıyor. Buna ek olarak bölüm başkanları ileri düzey eğitimler alarak zümrelerinde üretilen planlara geri bildirim verebilecek duruma geldiler. Böylece okul içinde UbD’yi iyi bilen ve süreci iyileştiren ekipler kuruldu.
UbD, çevrim içi olarak da okul gündeminde tutuluyor. Discord yazışma grubuna katılan 50’ye yakın öğretmen, zaman ve mekândan bağımsız şekilde UbD konuşuyor ve bilgi alışverişi yapıyor. Yeni bir çaba olarak da Işık Okulları bünyesinde bilimsel araştırmalarla ilgilenen öğretmen grupları oluşturuluyor. Bu gruplar uzman araştırmacıların desteğiyle okul içinde UbD konulu bilimsel araştırmalar yapacaklar. Bu araştırmalar konferans bildirileri/sunumları ve bilimsel makalelere dönüşecekler. Ayrıca öğretmenlerden bazıları konferanslarda UbD’yle ilgili sunumlar yapıyor ve bu da yayılım etkisi oluşturuyor. Sonuç olarak; en temelden en karmaşığa, Işık Okullarında UbD, okul gelişimi ve reformu amaçlı kullanılıyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Ocak 2023 13:11
Gösterim: 723
Sevinç Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Ali Düz ve Danışman Dr. Adem İriç, artı eğitim dergisinin sorularını yanıtladı.
“Doğru franchise uygulamaları, özellikle eğitim gibi önemli bir sektörde markalaşmak ve uzun yıllar marka değerini koruyan bir kurum olarak bizim için büyük önem taşıyor. Yatırımcılarımızın bizimle aynı frekansta olması, aynı değerleri taşıması, amaçlarımızın ve hedeflerimizin aynı doğrultuda olması, ortak misyon ve vizyona sahip olmamız bizler için çok kıymetli. Bunun yanında sıkı bir denetim sistemi, kalite ve standardizasyonun sağlanmasının da önemli etkenlerin başında geldiğine inanıyoruz.”
TÜRKİYE VE DÜNYAYA AÇILACAĞIZ
Sevinç Eğitim Kurumları olarak hedefleriniz nelerdir?
37 yıllık eğitim, öğretim ve yayın tecrübesine sahip Sevinç Eğitim Kurumları, artık mayalanma sürecini tamamlamış ve kendini ülkemizde en köklü sorunlardan biri olan Eğitim Öğretim faaliyetlerine merhem olmaya adamıştır. Temel amacımız ülkemizin ihtiyaç duyduğu çağdaş, kendini her alanda geliştirmiş, en az iki dil konuşabilen, global düşünüp hayatın her alanını bu şekilde kurgulayıp yaşamlarına entegre edebilen, katma değer üreten, yetenekleri gelişmiş ve idealleri yüksek bireyler yetiştirmektir. Bu uğurda attığımız adımların güzel neticelerini mevcut öğrencilerimizden, mezunlarımızdan ve hatta onların çocukları ve torunlarından görebilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Eğitim sisteminin en büyük sorunu olarak görülen sınav sistemi, tüm ideallerin önüne geçmiş olsa bile kurumumuz ideallerinden taviz vermeden öğrencilerini en etkin şekilde sınavlara da hazırlamaktadır. Yıllardır süregelen başarılarımız ve başarı yüzdelerimiz ile bunu görebilmekteyiz.
Sevinç Eğitim Kurumları olarak geçmiş deneyimlerimizle başarılı bilgi birikimimizi 2023 yılı itibarı ile tüm Türkiye’ye ve dünyaya açmaya karar verdik. Yıllara meydan okuyan eğitim tecrübemizi ülkemizde faaliyet gösteren mevcut eğitim kurumlarına ve yeni yatırım düşüncesi olan kurumlara da taşımayı arzu ediyoruz. Yarım asra yaklaşan bu tecrübemizi, başarılarla dolu stratejilerimizi en hızlı ve etkili şekilde tüm Türkiye’ye yaymak üzere; Anaokul, Kolej ve Kurs Merkezleri alanlarında franchising alt yapımızın hazır olduğunu ve bu alanlarda hizmet etmek üzere girişimcileri beklediğimizin müjdesini sizlerin aracılığıyla vermek isteriz. İstanbul’un ‘Sevinç’i artık Türkiye’nin ve hatta dünyanın ‘Sevinç’i olsun istiyoruz. Bu sebeple rakiplerinden fazlasıyla ayrışan yöntem ve hizmet avantajlarını öğrenmek ve bizlerle bu heyecanı paylaşmak isteyen girişimcilere söyleyecek çok sözümüz, anlatacak çok sırrımız var. Ayrıca okul öncesi dönemde kendi metot ve yöntemlerini uygulayarak en iyi öğrenme metodunu ve okula hazırlık sürecini kapsamlı bir şekilde sağlayan programımızı “Sevinç Çocuk” adı ile ülkemize yaymayı; bu alanda eğitim ve marka birliği sağlamayı da hedefliyoruz.
Size göre franchise uygulamalarının eğitimde markalaşmaya etkileri nelerdir? Sevinç Eğitim Kurumları’nın bu alandaki politikası hakkında bilgi verebilir misiniz?
Biz Sevinç Eğitim Kurumları olarak sahip olduğumuz değerlerimizin tamamını markamızın yapı taşları olarak görüyoruz. Markamız ile markamızın sahip olduğu değerleri taşıyan doğru yatırımcıların bir araya gelmesine büyük önem veriyor, bu doğrultuda adımlarımızı en sağlam şekilde atmaya özen gösteriyoruz. Bu anlamda doğru franchise uygulamaları, özellikle eğitim gibi önemli bir sektörde markalaşmak ve uzun yıllar marka değerini koruyan bir kurum olarak bizim için büyük önem taşıyor. Yatırımcılarımızın bizimle aynı frekansta olması, aynı değerleri taşıması, amaçlarımızın ve hedeflerimizin aynı doğrultuda olması, ortak misyon ve vizyona sahip olmamız bizler için çok kıymetli. Bunun yanında sıkı bir denetim sistemi, kalite ve standardizasyonun sağlanmasının da önemli etkenlerin başında geldiğine inanıyoruz. Bu etkenlerden biri bile sağlanmadığı takdirde markanın olumlu etkisi kaybolabilir ve marka kamuoyu nezdinde itibar ve güven kaybedebilir.
Sevinç Eğitim Kurumları olarak denetim sistemimiz vasıtasıyla tüm franchise kurumlarımızın ve bu kurumlarımızdaki her türlü çalışmanın amaç, yasa, yönetmelik ve kurum standartlarına uygunluğunu araştırıyor, gerekli önlem ve tedbirleri tüm detaylarıyla önceden planlıyoruz. Standardizasyon çalışmalarımız kapsamında her bir franchise kurumumuzda hedeflediğimiz başarı ve standardın ne derece gerçekleştiğini saptıyor, elde ettiğimiz verilere ve gözleme dayalı değerlendirmeler yapıyor, saptanan eksikliklerin hızlı ve etkili bir şekilde giderilmesi ve geliştirilmesine yönelik gerekli süreçlerin yatırımcılarımız tarafından yürütülmesine tüm gücümüzle destek oluyoruz.
YENİLİKLERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ
Çağımızın en temel sorunlarından biri de hiç şüphesiz nitelikli istihdam. Sevinç Eğitim Kurumları olarak hayata geçirdiğiniz“Sevinç Öğretmen Akademisi” hakkında bizlere bilgi verebilir misiniz?
Sevinç Eğitim Kurumları olarak hem kurumlarımızın hem de çalışanlarımızın gerek kişisel gerek kariyer gelişimlerini son derece önemsiyoruz. Yıllara meydan okuyan eğitim sektörü deneyimlerimizdenyola çıkarakyenilikleri yakından takip ediyor, kendimizi çağıngerektirdiği şekilde sürekli güncelliyoruz. Tüm bu yenilikleri kurum kültürümüze ve eğitim kalitemize en yakışır şekilde kendimizeentegre ediyoruz. Bu anlayışımız doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Sevinç Öğretmen Akademisi’nin iki temel fonksiyonu var; ilki mevcut eğitmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimini sağlamak, ikincisi ise ülkemize ve dünyaya daha fazla katkı sunacak, bilinçli yeni nesillerin gelişimini sağlayacak öğretmen adaylarını yetiştirmek.
Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile koordineli bir şekilde ilerleyerek tüm detayları en ince ayrıntısına kadar tasarladığımız programımızeğitmenlerimizinverimini artıracak, kendilerine ve mesleklerine en üst düzeyde katkı sağlayacak bir eğitim yolculuğu. Sevinç Eğitim Kurumları eğitimcilerine özel uygulanan 72 saatlik bu program, öğretmenlerimizin ilgi ve yetenek alanları doğrultusunda gerçekleştiriliyor. Zümre ve Bölüm Yönetimi, Farklı Yetenek ve Benzerliklere Sahip Öğrenciler için Özel Öğretim Yetenekleri veÖğretimde Farklılaştırma, Nitelikli Proje Sunumu gibi önemli konular en güncel ve kapsamlı şekilde alanında uzmanlar eğitimciler tarafından ele alınıyor.
Sevinç Öğretmen Akademisi ayrıca üniversite 3. Sınıf, 4. Sınıf öğrencileri ile eğitim fakültelerinden yeni mezun olmuş öğretmen adayları için de sunmuş olduğu hizmet içi eğitimler ve workshoplar ile öğrencilerinin nitelikli birer öğretmen olarak yetişmelerini sağlıyor. Akademi öğrencileri kendi branşlarında sorular yazıyor ve yanıtlıyor, konu anlatım föyleri hazırlıyor, danışman öğretmenleri gözetiminde birbirlerine önceden hazırlandıkları konuları anlatıyorlar. Tüm bu çalışmalar kendilerini çok yönlü geliştirmelerine, farklı bakış açıları kazanmalarına da olanak sağlıyor. Gelişime her daim devam eden, bu konuda dur durak bilmeyen bir kurum olarak2023 yılından itibaren Akademi öğrencilerimiz için haftanın belirli günlerinde kurslarımızda stajyer olarak uygulama eğitimi almalarını da sağlayacağız. Öğretmen adaylarımız, danışman öğretmenlerinin yanında etüt ve derslere girerek aktif bir şekilde branşlarının tüm müfredatını takip edebilecek, bol miktarda soru kalıbının çözümünü deneyimleyerek öğretmenliğe daha da hazır gelebilecekler. Kurum olarak büyük kıymet verdiğimiz değerli öğretmenlerimizinher türlü görüş ve talepleri de bizler için büyük önem taşıyor. Kendini tekrar etmeyen bir eğitim kurumu olarak kendimizi daima geliştiriyor ve tüm çalışmalarımıza var gücümüzledevam ediyoruz.
37 YILLIK KÖKLÜ GEÇMİŞE SAHİP BİR EĞİTİM OCAĞIYIZ
Sevinç Eğitim Kurumları’nı rakiplerinden farklı kılan özellikler nelerdir?
Her şeyden önce 37 yıllık köklü bir geçmişe sahip olmamız Sevinç Eğitim Kurumları’nın bir eğitim ocağı olduğunun göstergesidir. Bu özellik hiç şüphesiz ülkemizde çok az kuruma nasip olmuştur. Kurumumuz eğitimin okul, kurs, yayın, teknoloji ve tedarik alanlarının hepsinde eğitim kalitesinden ödün vermeden faaliyet gösteren eğitim kurumlardan biri olmaktan büyük onur duyuyoruz. Çağdaş insan yetiştirme hedeflerinden asla taviz vermeyen, Atatürkçü ve çağdaş nesiller yetiştirmeyi misyon edinen kurumumuz, öğrencilerimizi dil becerileri yüksek, aklı ve bilimi kendisine rehber edinen, sanat ve sporu yaşamın parçası haline getiren bilinçli bireyler yetiştiren nadir kurumlardan biriyiz.
Sevinç Yayınları adı ile kendi yayınlarımızı üretebilme kapasitemizle, kendi bünyesinde bunu uygulayabil en az sayıdaki öncü kurumdan biriyiz. Ayrıca genç ve dinamik organizasyon yapısına sahip, yurt dışına açılma ve yakın gelecekte üniversite kurma gibi yüksek hedefleri bulunan, hazır olan altyapımızı tüm kurumlarımıza en sağlıklı biçimde aktararak ve entegre ederek kendi kültürünü oluşturabilen ender markalardan biriyiz. Gelecek yıllarda da bu bakış açımız ve vizyonumuz ile daha birçok başarıya imza atmaya devam edeceğiz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Sevinç Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Ali Düz ve Danışman Dr. Adem İriç, artı eğitim dergisinin sorularını yanıtladı.
“Doğru franchise uygulamaları, özellikle eğitim gibi önemli bir sektörde markalaşmak ve uzun yıllar marka değerini koruyan bir kurum olarak bizim için büyük önem taşıyor. Yatırımcılarımızın bizimle aynı frekansta olması, aynı değerleri taşıması, amaçlarımızın ve hedeflerimizin aynı doğrultuda olması, ortak misyon ve vizyona sahip olmamız bizler için çok kıymetli. Bunun yanında sıkı bir denetim sistemi, kalite ve standardizasyonun sağlanmasının da önemli etkenlerin başında geldiğine inanıyoruz.”
TÜRKİYE VE DÜNYAYA AÇILACAĞIZ
Sevinç Eğitim Kurumları olarak hedefleriniz nelerdir?
37 yıllık eğitim, öğretim ve yayın tecrübesine sahip Sevinç Eğitim Kurumları, artık mayalanma sürecini tamamlamış ve kendini ülkemizde en köklü sorunlardan biri olan Eğitim Öğretim faaliyetlerine merhem olmaya adamıştır. Temel amacımız ülkemizin ihtiyaç duyduğu çağdaş, kendini her alanda geliştirmiş, en az iki dil konuşabilen, global düşünüp hayatın her alanını bu şekilde kurgulayıp yaşamlarına entegre edebilen, katma değer üreten, yetenekleri gelişmiş ve idealleri yüksek bireyler yetiştirmektir. Bu uğurda attığımız adımların güzel neticelerini mevcut öğrencilerimizden, mezunlarımızdan ve hatta onların çocukları ve torunlarından görebilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Eğitim sisteminin en büyük sorunu olarak görülen sınav sistemi, tüm ideallerin önüne geçmiş olsa bile kurumumuz ideallerinden taviz vermeden öğrencilerini en etkin şekilde sınavlara da hazırlamaktadır. Yıllardır süregelen başarılarımız ve başarı yüzdelerimiz ile bunu görebilmekteyiz.
Sevinç Eğitim Kurumları olarak geçmiş deneyimlerimizle başarılı bilgi birikimimizi 2023 yılı itibarı ile tüm Türkiye’ye ve dünyaya açmaya karar verdik. Yıllara meydan okuyan eğitim tecrübemizi ülkemizde faaliyet gösteren mevcut eğitim kurumlarına ve yeni yatırım düşüncesi olan kurumlara da taşımayı arzu ediyoruz. Yarım asra yaklaşan bu tecrübemizi, başarılarla dolu stratejilerimizi en hızlı ve etkili şekilde tüm Türkiye’ye yaymak üzere; Anaokul, Kolej ve Kurs Merkezleri alanlarında franchising alt yapımızın hazır olduğunu ve bu alanlarda hizmet etmek üzere girişimcileri beklediğimizin müjdesini sizlerin aracılığıyla vermek isteriz. İstanbul’un ‘Sevinç’i artık Türkiye’nin ve hatta dünyanın ‘Sevinç’i olsun istiyoruz. Bu sebeple rakiplerinden fazlasıyla ayrışan yöntem ve hizmet avantajlarını öğrenmek ve bizlerle bu heyecanı paylaşmak isteyen girişimcilere söyleyecek çok sözümüz, anlatacak çok sırrımız var. Ayrıca okul öncesi dönemde kendi metot ve yöntemlerini uygulayarak en iyi öğrenme metodunu ve okula hazırlık sürecini kapsamlı bir şekilde sağlayan programımızı “Sevinç Çocuk” adı ile ülkemize yaymayı; bu alanda eğitim ve marka birliği sağlamayı da hedefliyoruz.
Size göre franchise uygulamalarının eğitimde markalaşmaya etkileri nelerdir? Sevinç Eğitim Kurumları’nın bu alandaki politikası hakkında bilgi verebilir misiniz?
Biz Sevinç Eğitim Kurumları olarak sahip olduğumuz değerlerimizin tamamını markamızın yapı taşları olarak görüyoruz. Markamız ile markamızın sahip olduğu değerleri taşıyan doğru yatırımcıların bir araya gelmesine büyük önem veriyor, bu doğrultuda adımlarımızı en sağlam şekilde atmaya özen gösteriyoruz. Bu anlamda doğru franchise uygulamaları, özellikle eğitim gibi önemli bir sektörde markalaşmak ve uzun yıllar marka değerini koruyan bir kurum olarak bizim için büyük önem taşıyor. Yatırımcılarımızın bizimle aynı frekansta olması, aynı değerleri taşıması, amaçlarımızın ve hedeflerimizin aynı doğrultuda olması, ortak misyon ve vizyona sahip olmamız bizler için çok kıymetli. Bunun yanında sıkı bir denetim sistemi, kalite ve standardizasyonun sağlanmasının da önemli etkenlerin başında geldiğine inanıyoruz. Bu etkenlerden biri bile sağlanmadığı takdirde markanın olumlu etkisi kaybolabilir ve marka kamuoyu nezdinde itibar ve güven kaybedebilir.
Sevinç Eğitim Kurumları olarak denetim sistemimiz vasıtasıyla tüm franchise kurumlarımızın ve bu kurumlarımızdaki her türlü çalışmanın amaç, yasa, yönetmelik ve kurum standartlarına uygunluğunu araştırıyor, gerekli önlem ve tedbirleri tüm detaylarıyla önceden planlıyoruz. Standardizasyon çalışmalarımız kapsamında her bir franchise kurumumuzda hedeflediğimiz başarı ve standardın ne derece gerçekleştiğini saptıyor, elde ettiğimiz verilere ve gözleme dayalı değerlendirmeler yapıyor, saptanan eksikliklerin hızlı ve etkili bir şekilde giderilmesi ve geliştirilmesine yönelik gerekli süreçlerin yatırımcılarımız tarafından yürütülmesine tüm gücümüzle destek oluyoruz.
YENİLİKLERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ
Çağımızın en temel sorunlarından biri de hiç şüphesiz nitelikli istihdam. Sevinç Eğitim Kurumları olarak hayata geçirdiğiniz“Sevinç Öğretmen Akademisi” hakkında bizlere bilgi verebilir misiniz?
Sevinç Eğitim Kurumları olarak hem kurumlarımızın hem de çalışanlarımızın gerek kişisel gerek kariyer gelişimlerini son derece önemsiyoruz. Yıllara meydan okuyan eğitim sektörü deneyimlerimizdenyola çıkarakyenilikleri yakından takip ediyor, kendimizi çağıngerektirdiği şekilde sürekli güncelliyoruz. Tüm bu yenilikleri kurum kültürümüze ve eğitim kalitemize en yakışır şekilde kendimizeentegre ediyoruz. Bu anlayışımız doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Sevinç Öğretmen Akademisi’nin iki temel fonksiyonu var; ilki mevcut eğitmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimini sağlamak, ikincisi ise ülkemize ve dünyaya daha fazla katkı sunacak, bilinçli yeni nesillerin gelişimini sağlayacak öğretmen adaylarını yetiştirmek.
Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile koordineli bir şekilde ilerleyerek tüm detayları en ince ayrıntısına kadar tasarladığımız programımızeğitmenlerimizinverimini artıracak, kendilerine ve mesleklerine en üst düzeyde katkı sağlayacak bir eğitim yolculuğu. Sevinç Eğitim Kurumları eğitimcilerine özel uygulanan 72 saatlik bu program, öğretmenlerimizin ilgi ve yetenek alanları doğrultusunda gerçekleştiriliyor. Zümre ve Bölüm Yönetimi, Farklı Yetenek ve Benzerliklere Sahip Öğrenciler için Özel Öğretim Yetenekleri veÖğretimde Farklılaştırma, Nitelikli Proje Sunumu gibi önemli konular en güncel ve kapsamlı şekilde alanında uzmanlar eğitimciler tarafından ele alınıyor.
Sevinç Öğretmen Akademisi ayrıca üniversite 3. Sınıf, 4. Sınıf öğrencileri ile eğitim fakültelerinden yeni mezun olmuş öğretmen adayları için de sunmuş olduğu hizmet içi eğitimler ve workshoplar ile öğrencilerinin nitelikli birer öğretmen olarak yetişmelerini sağlıyor. Akademi öğrencileri kendi branşlarında sorular yazıyor ve yanıtlıyor, konu anlatım föyleri hazırlıyor, danışman öğretmenleri gözetiminde birbirlerine önceden hazırlandıkları konuları anlatıyorlar. Tüm bu çalışmalar kendilerini çok yönlü geliştirmelerine, farklı bakış açıları kazanmalarına da olanak sağlıyor. Gelişime her daim devam eden, bu konuda dur durak bilmeyen bir kurum olarak2023 yılından itibaren Akademi öğrencilerimiz için haftanın belirli günlerinde kurslarımızda stajyer olarak uygulama eğitimi almalarını da sağlayacağız. Öğretmen adaylarımız, danışman öğretmenlerinin yanında etüt ve derslere girerek aktif bir şekilde branşlarının tüm müfredatını takip edebilecek, bol miktarda soru kalıbının çözümünü deneyimleyerek öğretmenliğe daha da hazır gelebilecekler. Kurum olarak büyük kıymet verdiğimiz değerli öğretmenlerimizinher türlü görüş ve talepleri de bizler için büyük önem taşıyor. Kendini tekrar etmeyen bir eğitim kurumu olarak kendimizi daima geliştiriyor ve tüm çalışmalarımıza var gücümüzledevam ediyoruz.
37 YILLIK KÖKLÜ GEÇMİŞE SAHİP BİR EĞİTİM OCAĞIYIZ
Sevinç Eğitim Kurumları’nı rakiplerinden farklı kılan özellikler nelerdir?
Her şeyden önce 37 yıllık köklü bir geçmişe sahip olmamız Sevinç Eğitim Kurumları’nın bir eğitim ocağı olduğunun göstergesidir. Bu özellik hiç şüphesiz ülkemizde çok az kuruma nasip olmuştur. Kurumumuz eğitimin okul, kurs, yayın, teknoloji ve tedarik alanlarının hepsinde eğitim kalitesinden ödün vermeden faaliyet gösteren eğitim kurumlardan biri olmaktan büyük onur duyuyoruz. Çağdaş insan yetiştirme hedeflerinden asla taviz vermeyen, Atatürkçü ve çağdaş nesiller yetiştirmeyi misyon edinen kurumumuz, öğrencilerimizi dil becerileri yüksek, aklı ve bilimi kendisine rehber edinen, sanat ve sporu yaşamın parçası haline getiren bilinçli bireyler yetiştiren nadir kurumlardan biriyiz.
Sevinç Yayınları adı ile kendi yayınlarımızı üretebilme kapasitemizle, kendi bünyesinde bunu uygulayabil en az sayıdaki öncü kurumdan biriyiz. Ayrıca genç ve dinamik organizasyon yapısına sahip, yurt dışına açılma ve yakın gelecekte üniversite kurma gibi yüksek hedefleri bulunan, hazır olan altyapımızı tüm kurumlarımıza en sağlıklı biçimde aktararak ve entegre ederek kendi kültürünü oluşturabilen ender markalardan biriyiz. Gelecek yıllarda da bu bakış açımız ve vizyonumuz ile daha birçok başarıya imza atmaya devam edeceğiz.
Son Güncelleme: Salı, 24 Ocak 2023 12:18
Gösterim: 910
Osman Özşen - BİL Eğitim Kurumları IT ve Eğitim Teknolojileri Koordinatörü
“Öğrenmenin hibrit olması, yaşadığımız yüzyılda artık bir gereklilik ve eğitim kurumlarında bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu da dijital eğitim platformlarıdır. Kurumlarımızda, Türkiye’nin ilk ve tek hibrit öğrenme platformu olan BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile yüz yüze eğitimin yanında çevrim içi ortamda öğrencilerimize eğitim öğretim yılı boyunca devam eden canlı derslerle nitelikli eğitim vermeye devam ediyoruz.”
BİL Eğitim Kurumlarıolarak eğitim süreçlerinizde oluşturduğunuz dijital iklim hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sürdürülebilir eğitimin en önemli gerekliliklerinden biri eğitim kurumlarında dijital iklimin oluşturulmasıdır. BİL Eğitim Kurumlarında başarıyla yürütülen akademik, sosyal ve kültürel uygulamaları olumlu destekleyecek şekilde teknolojinin aktif kullanımı ve çevrimiçi öğrenme programları etkili ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Kurumlarımızda 17.si gerçekleştirilecek Dijital Dünyanın Keşifleri projesi ile geleceğin trend teknolojilerini öğretiyoruz. Dijitalleşen Projeler ile önemli gün ve haftaları dijital ortamlarda projelendiriyoruz. BİL Dijital Akademi ile öğretmenlerimizin sınıf içi dijital araçları etkin kullanımlarının geliştirilmesine yönelik meslekî gelişimlerini sağlıyoruz. Dijital Makale projesi ile öğretmenlerimize uzman oldukları alanlarda yazdıkları köşe yazıları ve makalelerini paylaşmaları için fırsat sunuyoruz. Mühendislik ve Teknoloji Kampları kapsamında İstanbul Aydın Üniversitesi akademisyenleri tarafından verilen sertifikalı teknoloji programları düzenliyoruz. Hayata geçirdiğimiz projeler ile öğrencilerimiz için dijital eğitim ortamları oluşturarak öğrenme süreçlerini hızlandırıyoruz.
BİL LEARN HİBRİT EĞİTİM PLATFORMU
Öğrenme ortamlarınızı nasıl dijitalleştiriyorsunuz? Bu kapsamda hangi programlardan, nasıl faydalanıyorsunuz?
Öğrenme sadece eğitim kurumlarında gerçekleşen bir eylem değildir. Öğrenme zamandan ve mekândan bağımsız bir kavramdır. Elbette doğru koşulları bir araya getirerek öğrenmeyi daha kolay ve hızlı hale getirebiliriz ama bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Her durumda teknolojiyi kullanarak öğrenme ortamını kendi öğrenme koşullarımıza göre oluşturabiliriz. Bunun en kolay yolu hem yüz yüze eğitim hem de online eğitimin sağlandığı hibrit eğitim modelidir.
Öğrenmenin hibrit olması, yaşadığımız yüzyılda artık bir gereklilik ve eğitim kurumlarında bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu da dijital eğitim platformlarıdır. Kurumlarımızda, Türkiye’nin ilk ve tek hibrit öğrenme platformu olan BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile yüz yüze eğitimin yanında çevrim içi ortamda öğrencilerimize eğitim öğretim yılı boyunca devam eden canlı derslerle nitelikli eğitim vermeye devam ediyoruz.
Günümüzde öğrenciler arasında bilgiye erişim için en çok tercih edilen yöntem video içeriklerinin izlenmesidir. Bu yüzden öğrencilerimizin ders saatleri dışında erişebilecekleri çevrim içi ve çevrim dışı ders videoları oluşturuyoruz. Bunun yanında dijital kaynak ve kütüphanelerin kullanılması bilgiye hızlı ulaşımı sağlayan faktörlerin başındadır. Bunu göz önünde bulundurarak dijital kaynakları BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile entegre ederek kullanıyoruz.
Tüm öğretim programlarımızı teknolojinin günümüzde sosyal ve günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğunu göz önünde bulundurarak planlıyoruz. Velilerimiz öğrencilerinin öğrenme durumunu BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu mobil uygulaması ile takip edebilmektedir. Böylelikle, veliler dijital öğrenme süreçlerine dahil edilmektedir. Rehberlik takibi ve deneme sınavları ölçme-değerlendirme sonuçlarına göre oluşan raporlara göre hiper kişiselleştirilmiş Akademik İlerleme Takip Sistemi ile öğrencimizin eksiklikleri belirlenmekte ve bu eksikliklerin giderilmesi için yol haritaları oluşturulmaktadır. Öğrencilerimizin akademik performanslarının artırılmasını sağlayan algoritmalar ile dijital öğrenmelerinin ayrıntıları planlamakta ve desteklenmektedir.
DİJİTAL OYUNLAR KÜLTÜRE DÖNÜŞTÜ
Eğitim süreçlerinde oyun önemli bir işlev görmektedir. Dijital oyunlar bu sürece nasıl katkı sağlıyor, hangi fırsatları sunuyor?
Dijital oyunlar artık sadece eğlence amaçlı değil, bilgi ve iletişim araçları üzerinden oynanan bir kültür haline geldi. Erken çocukluk döneminden başlayarak bireylere öğrenme fırsatı sunan dijital oyunlar ile; sosyalleşme, farklı düşünme, iletişim kurma ve hayatı deneyimleme fırsatı veriyoruz. Özellikle dijital oyunlarla büyüyen bireylerin yetişkin olduklarında dijital oyun sektörüne bağlı meslekleri tercih etmeleri global dünyada daha fazla iş bulmalarına imkân sağlamaktadır. İstanbul Aydın Üniversitesi ile güçlü iş birliğimiz kapsamında Çizgi Film ve Animasyon Bölümü ile Dijital Oyun ve Simülasyon eğitimleri düzenlenmektedir. Böylelikle, mobil oyunların kolay ulaşılabilirliği sayesinde öğrencilerimizin alışık oldukları bu alandaki ilgileri, sektörün genişleyerek girişimcilik kısmında yeni fikirlere olanak sağlanmaktadır. Aynı zamanda dijital oyunların e-spor olarak kabul edildiği, fiziksel beceri ve yeterlilik gerektiren sporların elektronik ortamlarda gerçekleştirilen aktivitelere dönüştürüldüğü turnuvalar ile öğrencilerin profesyonel kariyer hedefleri desteklenmektedir.
TEKNOLOJİ ALIŞKANLIĞI EVDE BAŞLIYOR
Öğrenciler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğrencilerinizin bu yeterliliklere sahip olması için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
Teknolojinin hızla ilerlediği bir zamanda doğru teknoloji kullanımının sağlanması ve bilinçlendirmenin yapılması çok önemlidir. Özellikle öğrencilerin akademik gelişim süreçlerinde teknolojiyi bir araç olarak görecekleri bilinci; Dijital Vatandaşlık, Teknoloji Okur Yazarlığı, Doğru Sosyal Medya Kullanımı, Teknoloji Bağımlılığı ile Mücadele başlıkları ile sağlıyoruz. Bu konuda aile-okul iş birliği büyük önem kazanmaktadır. Öğrencinin okulda teknoloji kullanımı ile evde kullanımının aynı amaca hizmet etmesi, aile bireylerinin teknolojiyi nasıl kullandıklarının öğrenci üzerindeki etkisi göz önüne alınırsa bu alışkanlığın doğru sağlanması evde başlamaktadır. Bunun için de velilerin doğru bilinçlendirilmesi kurumlarımızda verilen seminerlerle desteklenmektedir.
ÖĞRETMENLER WEB 2.0 ARAÇLARINI AKTİF KULLANMALARI GEREKİYOR
Öğretmenler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğretmenler dijital yeteneklerini nasıl geliştirmeli? Bu konuda öğretmenlerinize yönelik yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dijital yeteneklerin geliştirilmesi teknolojiyi tanımak ve doğru kullanmak ile başlamaktadır. Bunun için gelişen teknolojinin takip edilmesi ve araştırma yapılması çok önemlidir. Öğrencilerin dijital dünyanın tüm imkânlarını kullanabilme yetilerini göz önünde bulundurduğumuzda öğretmenlerimize teknoloji kullanımında büyük sorumluluk düştüğü görülmektedir. Öğretmenlerimizin; öğrencilerimizin sorularına cevap verebilmeleri için öğrencilerimizin her zaman birkaç adım önünde ilerlemeleri gerekmektedir.
Web 2.0 ve web 3.0 destekli eğitim ortamlarının oluşturulmasında dijital konu haritası araçlarının yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanması, bu konuda her branşa göre hazırlanan araçların eğitim ihtiyacının gerekliliğini sağlamıştır. Bu nedenle öğretmenlerin sadece sınıf içi değil çevrim içi ders ortamlarında ya da uzaktan eğitim süreçlerinde web 2.0 araçlarını aktif olarak kullanılmaları önemlidir.
Öğretmenlerimiz kurumlarımızda verilen BİL Akademi Meslekî Gelişim Eğitimleri kapsamında dijital öğrenme ortamlarının oluşturulmasına yönelik eğitimlere katılarak eğitim öğretim çalışmalarında hangi araçların ve yenilikçi teknolojilerin kullanıldığını öğrenmektedir. BİL Eğitim Kurumları, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği kapsamında, kurum öğretmenlerimiz ile birlikte farklı kurum öğretmenlerinin de katılımına açık konferans, zirve ve seminerler düzenlenmektedir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Osman Özşen - BİL Eğitim Kurumları IT ve Eğitim Teknolojileri Koordinatörü
“Öğrenmenin hibrit olması, yaşadığımız yüzyılda artık bir gereklilik ve eğitim kurumlarında bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu da dijital eğitim platformlarıdır. Kurumlarımızda, Türkiye’nin ilk ve tek hibrit öğrenme platformu olan BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile yüz yüze eğitimin yanında çevrim içi ortamda öğrencilerimize eğitim öğretim yılı boyunca devam eden canlı derslerle nitelikli eğitim vermeye devam ediyoruz.”
BİL Eğitim Kurumlarıolarak eğitim süreçlerinizde oluşturduğunuz dijital iklim hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sürdürülebilir eğitimin en önemli gerekliliklerinden biri eğitim kurumlarında dijital iklimin oluşturulmasıdır. BİL Eğitim Kurumlarında başarıyla yürütülen akademik, sosyal ve kültürel uygulamaları olumlu destekleyecek şekilde teknolojinin aktif kullanımı ve çevrimiçi öğrenme programları etkili ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Kurumlarımızda 17.si gerçekleştirilecek Dijital Dünyanın Keşifleri projesi ile geleceğin trend teknolojilerini öğretiyoruz. Dijitalleşen Projeler ile önemli gün ve haftaları dijital ortamlarda projelendiriyoruz. BİL Dijital Akademi ile öğretmenlerimizin sınıf içi dijital araçları etkin kullanımlarının geliştirilmesine yönelik meslekî gelişimlerini sağlıyoruz. Dijital Makale projesi ile öğretmenlerimize uzman oldukları alanlarda yazdıkları köşe yazıları ve makalelerini paylaşmaları için fırsat sunuyoruz. Mühendislik ve Teknoloji Kampları kapsamında İstanbul Aydın Üniversitesi akademisyenleri tarafından verilen sertifikalı teknoloji programları düzenliyoruz. Hayata geçirdiğimiz projeler ile öğrencilerimiz için dijital eğitim ortamları oluşturarak öğrenme süreçlerini hızlandırıyoruz.
BİL LEARN HİBRİT EĞİTİM PLATFORMU
Öğrenme ortamlarınızı nasıl dijitalleştiriyorsunuz? Bu kapsamda hangi programlardan, nasıl faydalanıyorsunuz?
Öğrenme sadece eğitim kurumlarında gerçekleşen bir eylem değildir. Öğrenme zamandan ve mekândan bağımsız bir kavramdır. Elbette doğru koşulları bir araya getirerek öğrenmeyi daha kolay ve hızlı hale getirebiliriz ama bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Her durumda teknolojiyi kullanarak öğrenme ortamını kendi öğrenme koşullarımıza göre oluşturabiliriz. Bunun en kolay yolu hem yüz yüze eğitim hem de online eğitimin sağlandığı hibrit eğitim modelidir.
Öğrenmenin hibrit olması, yaşadığımız yüzyılda artık bir gereklilik ve eğitim kurumlarında bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu da dijital eğitim platformlarıdır. Kurumlarımızda, Türkiye’nin ilk ve tek hibrit öğrenme platformu olan BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile yüz yüze eğitimin yanında çevrim içi ortamda öğrencilerimize eğitim öğretim yılı boyunca devam eden canlı derslerle nitelikli eğitim vermeye devam ediyoruz.
Günümüzde öğrenciler arasında bilgiye erişim için en çok tercih edilen yöntem video içeriklerinin izlenmesidir. Bu yüzden öğrencilerimizin ders saatleri dışında erişebilecekleri çevrim içi ve çevrim dışı ders videoları oluşturuyoruz. Bunun yanında dijital kaynak ve kütüphanelerin kullanılması bilgiye hızlı ulaşımı sağlayan faktörlerin başındadır. Bunu göz önünde bulundurarak dijital kaynakları BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu ile entegre ederek kullanıyoruz.
Tüm öğretim programlarımızı teknolojinin günümüzde sosyal ve günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğunu göz önünde bulundurarak planlıyoruz. Velilerimiz öğrencilerinin öğrenme durumunu BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu mobil uygulaması ile takip edebilmektedir. Böylelikle, veliler dijital öğrenme süreçlerine dahil edilmektedir. Rehberlik takibi ve deneme sınavları ölçme-değerlendirme sonuçlarına göre oluşan raporlara göre hiper kişiselleştirilmiş Akademik İlerleme Takip Sistemi ile öğrencimizin eksiklikleri belirlenmekte ve bu eksikliklerin giderilmesi için yol haritaları oluşturulmaktadır. Öğrencilerimizin akademik performanslarının artırılmasını sağlayan algoritmalar ile dijital öğrenmelerinin ayrıntıları planlamakta ve desteklenmektedir.
DİJİTAL OYUNLAR KÜLTÜRE DÖNÜŞTÜ
Eğitim süreçlerinde oyun önemli bir işlev görmektedir. Dijital oyunlar bu sürece nasıl katkı sağlıyor, hangi fırsatları sunuyor?
Dijital oyunlar artık sadece eğlence amaçlı değil, bilgi ve iletişim araçları üzerinden oynanan bir kültür haline geldi. Erken çocukluk döneminden başlayarak bireylere öğrenme fırsatı sunan dijital oyunlar ile; sosyalleşme, farklı düşünme, iletişim kurma ve hayatı deneyimleme fırsatı veriyoruz. Özellikle dijital oyunlarla büyüyen bireylerin yetişkin olduklarında dijital oyun sektörüne bağlı meslekleri tercih etmeleri global dünyada daha fazla iş bulmalarına imkân sağlamaktadır. İstanbul Aydın Üniversitesi ile güçlü iş birliğimiz kapsamında Çizgi Film ve Animasyon Bölümü ile Dijital Oyun ve Simülasyon eğitimleri düzenlenmektedir. Böylelikle, mobil oyunların kolay ulaşılabilirliği sayesinde öğrencilerimizin alışık oldukları bu alandaki ilgileri, sektörün genişleyerek girişimcilik kısmında yeni fikirlere olanak sağlanmaktadır. Aynı zamanda dijital oyunların e-spor olarak kabul edildiği, fiziksel beceri ve yeterlilik gerektiren sporların elektronik ortamlarda gerçekleştirilen aktivitelere dönüştürüldüğü turnuvalar ile öğrencilerin profesyonel kariyer hedefleri desteklenmektedir.
TEKNOLOJİ ALIŞKANLIĞI EVDE BAŞLIYOR
Öğrenciler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğrencilerinizin bu yeterliliklere sahip olması için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
Teknolojinin hızla ilerlediği bir zamanda doğru teknoloji kullanımının sağlanması ve bilinçlendirmenin yapılması çok önemlidir. Özellikle öğrencilerin akademik gelişim süreçlerinde teknolojiyi bir araç olarak görecekleri bilinci; Dijital Vatandaşlık, Teknoloji Okur Yazarlığı, Doğru Sosyal Medya Kullanımı, Teknoloji Bağımlılığı ile Mücadele başlıkları ile sağlıyoruz. Bu konuda aile-okul iş birliği büyük önem kazanmaktadır. Öğrencinin okulda teknoloji kullanımı ile evde kullanımının aynı amaca hizmet etmesi, aile bireylerinin teknolojiyi nasıl kullandıklarının öğrenci üzerindeki etkisi göz önüne alınırsa bu alışkanlığın doğru sağlanması evde başlamaktadır. Bunun için de velilerin doğru bilinçlendirilmesi kurumlarımızda verilen seminerlerle desteklenmektedir.
ÖĞRETMENLER WEB 2.0 ARAÇLARINI AKTİF KULLANMALARI GEREKİYOR
Öğretmenler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğretmenler dijital yeteneklerini nasıl geliştirmeli? Bu konuda öğretmenlerinize yönelik yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dijital yeteneklerin geliştirilmesi teknolojiyi tanımak ve doğru kullanmak ile başlamaktadır. Bunun için gelişen teknolojinin takip edilmesi ve araştırma yapılması çok önemlidir. Öğrencilerin dijital dünyanın tüm imkânlarını kullanabilme yetilerini göz önünde bulundurduğumuzda öğretmenlerimize teknoloji kullanımında büyük sorumluluk düştüğü görülmektedir. Öğretmenlerimizin; öğrencilerimizin sorularına cevap verebilmeleri için öğrencilerimizin her zaman birkaç adım önünde ilerlemeleri gerekmektedir.
Web 2.0 ve web 3.0 destekli eğitim ortamlarının oluşturulmasında dijital konu haritası araçlarının yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanması, bu konuda her branşa göre hazırlanan araçların eğitim ihtiyacının gerekliliğini sağlamıştır. Bu nedenle öğretmenlerin sadece sınıf içi değil çevrim içi ders ortamlarında ya da uzaktan eğitim süreçlerinde web 2.0 araçlarını aktif olarak kullanılmaları önemlidir.
Öğretmenlerimiz kurumlarımızda verilen BİL Akademi Meslekî Gelişim Eğitimleri kapsamında dijital öğrenme ortamlarının oluşturulmasına yönelik eğitimlere katılarak eğitim öğretim çalışmalarında hangi araçların ve yenilikçi teknolojilerin kullanıldığını öğrenmektedir. BİL Eğitim Kurumları, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Kıbrıs İlim Üniversitesi güçlü iş birliği kapsamında, kurum öğretmenlerimiz ile birlikte farklı kurum öğretmenlerinin de katılımına açık konferans, zirve ve seminerler düzenlenmektedir.
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Aralık 2022 12:49
Gösterim: 661

