Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Fatih Üniversitesi, aralarında Tıp Fakültesi’nin de olduğu Ankara’daki fakültelerini Turgut Özal Üniversitesi’ne transfer ediyor.

Fatih Üniversitesi’nin Ankara’da açtığı Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile Hemşirelik Yüksekokulu, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Ankara Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksekokulu ve Ankara Meslek Yüksekokulu, Turgut Özal Üniversitesi’ne transfer ediliyor.

Bakanlar Kurulu’nun, TBMM’ye gönderdiği bir tasarıyla, Fatih Üniversitesi’nin 1 fakültesi, 1 enstitüsü ve 5 yüksekokulu Turgut Özal Üniversitesi’ne “transfer” ediliyor. Transferin gerekçelerinde, Fatih Üniversitesi’nin İstanbul’da kurulmasına karşın, Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile Hemşirelik Yüksekokulu, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Ankara Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksekokulu ve Ankara Meslek Yüksekokulu’nun Ankara’da açıldığı yer aldı.

Tasarıyla, Ankara’daki bu yüksekokulların tamamı doğrudan Turgut Özal Üniversitesi’ne bağlanırken, Tıp Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Enstitüsünün ise hukuki statüleri Fatih Üniversitesi’nde kalmak kaydıyla öğrenci, öğretim üyesi ve malvarlıkları Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsüne devrediliyor. Tasarıya göre halen bu okullarda öğrenim gören öğrenciler ile 2012-2013 eğitim-öğretim yılında kayıt yaptıran öğrencilerin mezuniyet belgeleri ile diplomaları istekleri halinde yine Fatih Üniversitesi tarafından verilebilecek. Turgut Özal Üniversitesi’nin halen İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Tıp Fakülteleri ile Fen, Sosyal ve Sağlık Bilimleri enstitüleri bulunuyor.

(hürriyeteğitm)

> Fatih Üniversitesi fakültelerini transfer ediyor

Fatih Üniversitesi, aralarında Tıp Fakültesi’nin de olduğu Ankara’daki fakültelerini Turgut Özal Üniversitesi’ne transfer ediyor.

Fatih Üniversitesi’nin Ankara’da açtığı Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile Hemşirelik Yüksekokulu, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Ankara Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksekokulu ve Ankara Meslek Yüksekokulu, Turgut Özal Üniversitesi’ne transfer ediliyor.

Bakanlar Kurulu’nun, TBMM’ye gönderdiği bir tasarıyla, Fatih Üniversitesi’nin 1 fakültesi, 1 enstitüsü ve 5 yüksekokulu Turgut Özal Üniversitesi’ne “transfer” ediliyor. Transferin gerekçelerinde, Fatih Üniversitesi’nin İstanbul’da kurulmasına karşın, Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile Hemşirelik Yüksekokulu, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, Ankara Sağlık Yüksekokulu, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksekokulu ve Ankara Meslek Yüksekokulu’nun Ankara’da açıldığı yer aldı.

Tasarıyla, Ankara’daki bu yüksekokulların tamamı doğrudan Turgut Özal Üniversitesi’ne bağlanırken, Tıp Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Enstitüsünün ise hukuki statüleri Fatih Üniversitesi’nde kalmak kaydıyla öğrenci, öğretim üyesi ve malvarlıkları Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsüne devrediliyor. Tasarıya göre halen bu okullarda öğrenim gören öğrenciler ile 2012-2013 eğitim-öğretim yılında kayıt yaptıran öğrencilerin mezuniyet belgeleri ile diplomaları istekleri halinde yine Fatih Üniversitesi tarafından verilebilecek. Turgut Özal Üniversitesi’nin halen İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Tıp Fakülteleri ile Fen, Sosyal ve Sağlık Bilimleri enstitüleri bulunuyor.

(hürriyeteğitm)

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Aralık 2012 14:15

Gösterim: 2139

Türkiye’nin ilk Kürtçe Öğretmeni yetiştirecek bölümü için Hakkari Üniversitesi kolları sıvadı ve hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz YÖK’e başvuru yapılacağı belirtildi

Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ebubekir Ceylan, ‘Kürtçe Öğretmeni’ eğitimi için hazırlıkları tamamlayıp YÖK’e müracaatta bulunacaklarını söyledi.

Hürriyeteğitim’de çıkan habere göre, Hakkari Üniversitesi, Eğitim Fakültesi bünyesinde Kürtçe Öğretmenliği Bölümü açılması için çalışma başlattı. Rektör Prof. Dr. Ebubekir Ceylan, Kürtçe Öğretmeni yetiştirmek amacıyla açacakları bölüm için gerekli altyapı çalışmalarına başladıklarını belirterek, çalışmaların kısa süre sonra tamamlanacağını söyledi.

“Hazırlıkları kısa sürede tamamlayıp Kürtçe Öğretmeni eğitimi için YÖK’e müracaatta bulunacağız” diyen Ceylan, bölümün aynı zamanda İran, Irak ve Suriye’deki öğrencilere de hitap edeceğini söyledi.

Ceylan, bu konuda bölgedeki çeşitli üniversitelerle de iletişime geçtiklerini bildirerek, şöyle konuştu:

“Burası sadece Hakkari’nin üniversitesi değil, bölgesel bir üniversite olma yolunda ilerlemektedir. Yaptığımız çalışmalarla da bölge üniversitesi olmaya adım atmış durumdayız. Hem İran hem de Irak’taki bazı üniversiteler ile çeşitli görüşmeler yaptık. Öğrenci ve öğretim elemanı değişikliği konusunda da çalışmalarımız var. İlerleyen zamanlarda yine bu üniversitelerle bağlantı kurup gerekli protokolleri yapacağız. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor.”

(hürriyeteğitim)

> Hakkari Üniversitesi, 'Kürtçe Öğretmeni' yetiştirecek

Türkiye’nin ilk Kürtçe Öğretmeni yetiştirecek bölümü için Hakkari Üniversitesi kolları sıvadı ve hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz YÖK’e başvuru yapılacağı belirtildi

Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ebubekir Ceylan, ‘Kürtçe Öğretmeni’ eğitimi için hazırlıkları tamamlayıp YÖK’e müracaatta bulunacaklarını söyledi.

Hürriyeteğitim’de çıkan habere göre, Hakkari Üniversitesi, Eğitim Fakültesi bünyesinde Kürtçe Öğretmenliği Bölümü açılması için çalışma başlattı. Rektör Prof. Dr. Ebubekir Ceylan, Kürtçe Öğretmeni yetiştirmek amacıyla açacakları bölüm için gerekli altyapı çalışmalarına başladıklarını belirterek, çalışmaların kısa süre sonra tamamlanacağını söyledi.

“Hazırlıkları kısa sürede tamamlayıp Kürtçe Öğretmeni eğitimi için YÖK’e müracaatta bulunacağız” diyen Ceylan, bölümün aynı zamanda İran, Irak ve Suriye’deki öğrencilere de hitap edeceğini söyledi.

Ceylan, bu konuda bölgedeki çeşitli üniversitelerle de iletişime geçtiklerini bildirerek, şöyle konuştu:

“Burası sadece Hakkari’nin üniversitesi değil, bölgesel bir üniversite olma yolunda ilerlemektedir. Yaptığımız çalışmalarla da bölge üniversitesi olmaya adım atmış durumdayız. Hem İran hem de Irak’taki bazı üniversiteler ile çeşitli görüşmeler yaptık. Öğrenci ve öğretim elemanı değişikliği konusunda da çalışmalarımız var. İlerleyen zamanlarda yine bu üniversitelerle bağlantı kurup gerekli protokolleri yapacağız. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor.”

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Aralık 2012 12:16

Gösterim: 2319

İstanbul Üniversitesi’nde 20 Aralık’ta yapılacak rektörlük seçimi öncesi adaylar arasındaki yarış hızlandı. Rekabet, üniversite koridorlarından sanal âleme taştı.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) 20 Aralık’ta yeni rektörünü seçmeye hazırlanırken beş aday kıyasıya yarışıyor. Yunus Söylet, Harun Cansız, İbrahim Keleş, Faruk Erzengin ve Raşit Tükel’in rekabeti Twitter ’da da renkli atışmalarla sürüyor. İbrahim Keleş, Twitter mesajında Yunus Söylet’e taş atarak “Rektör iken tekrar seçimlere girsem yaptığını zannettiği projelerle değil, yapacakları ile umut vaat eden bir rektör olmayı arzu ederdim” diye yazarken, Yunus Söylet ise dört yıl önce rektör adayı olunca YÖK üyeliğinden istifa ettiğini hatırlatarak, aynı zamanda YÖK üyesi olan aday Harun Cansız’a gönderme yapıyor: “Yunus Söylet söz konusu olduğunda hem YÖK üyesi hem rektör adayı olunmazdı. Ahlak kuralları mı değişti? İbretle izliyorum!” Cansız da yönetimi “Ben bilirimci, statükocu anlayışı PR sosuyla süsleyip ‘yeni yönetim tekniği’ diye sundular” mesajıyla eleştiriyor.

559 yıllık tarihi olan İÜ, 12 bin çalışanı, 89 bin öğrencisiyle Türkiye ’nin en büyük ve köklü üniversitelerinden. 2011 yılında döner sermaye bütçe geliri 439 milyon 456 bin 87 TL, gideri 523 milyon TL, özel bütçesi ise 588 milyon 835 bin TL. 20 Aralık’ta üniversitedeki 2500’ün üzerindeki profesör, doçent, yardımcı doçent oy kullanacak. 32 yıldır tıp doktorlarının rektör olduğu üniversitede bu gelenek değişmeyecek. Rektörlüğe beş aday talip. Biri halen rektörlük koltuğunda oturan Prof. Dr. Yunus Söylet. Diğer adaylar ise İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Cerrahpaşa Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş, İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Erzengin ve Cerrahpaşa Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Cansız.

Adaylar bir yandan fakültelerde seçim turlarına çıkıyor, bir yandan da üniversite dışındaki mekânlarda yemekli toplantılar yapıyor. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere yemekli toplantıların etik olmadığını vurgulayarak gelemeyenlerin, oy vermeyeceği düşünülerek fişlenebileceğini söylüyor. Adaylar hem web sitelerinden hem de Twitter’dan projelerini, görüşlerini paylaşıyor. Ayrıca isim vermeden birbirlerini de eleştiriyorlar.

Prof. Dr. Yunus Söylet, dört yıllık döneminde 90 projeyi hayata geçirdiklerini belirtiyor: “Yeni dönemde de yine en önemli önceliğim akademik özgürlüklerin desteklenmesi olacak.”

“Öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve çalışanlarımız mutlu değil” diyen Prof. Dr. Harun Cansız, iki yıldır YÖK üyesi. YÖK üyesi olarak atandığında biri imam nikâhlı iki eşi olduğu haberleriyle gündeme gelmişti. Konu, yine gündemde. Ayrıca Cansız aday olduğunda öğretim üyelerine gelen “...geniş katılımlı ve uzun soluklu istişarelerin sonucunda dindar-muhafazakâr-milliyetçi çizgideki kitleyi temsilen aday olmuştur” maili gelmişti. Cansız, imam nikâhlı eşi konusunda “Bu, benim hayatımda bedelini ödediğim ve ailem nezdinde çözmüş olduğum bir durumdur” yanıtını veriyor.

Prof. Dr. İbrahim Keleş, seçim bildirgesinde kadın öğretim üyelerine emzirme odasından bebekler için kreşe kadar pek çok şey vaat ediyor.

Türk Tabipleri Birliği üyesi olan Prof. Dr. Raşit Tükel demokrat ve örgütlü kesimin desteklediği bir aday. Yüksek oy almazsa çekileceğini söyleyen Tükel, en yüksek oyu alanın rektörlüğe seçilmesine vurgu yapıyor. Tükel son dört yılda üniversitenin öğrenci sayısının yüzde 45 arttığını ama eğitim altyapısı ve insan gücünde bir gelişme olmadığını söylüyor.

Prof. Dr. Faruk Erzengin, kıdemli bir rektör adayı. Üçüncü ve son kez rektörlüğe aday olan Erzengin, en büyük sorunun üniversitede yaşanan beyin göçü olduğunun altını çiziyor.

(radikal)

> Rektör adaylarının sosyal medya savaşı!

İstanbul Üniversitesi’nde 20 Aralık’ta yapılacak rektörlük seçimi öncesi adaylar arasındaki yarış hızlandı. Rekabet, üniversite koridorlarından sanal âleme taştı.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) 20 Aralık’ta yeni rektörünü seçmeye hazırlanırken beş aday kıyasıya yarışıyor. Yunus Söylet, Harun Cansız, İbrahim Keleş, Faruk Erzengin ve Raşit Tükel’in rekabeti Twitter ’da da renkli atışmalarla sürüyor. İbrahim Keleş, Twitter mesajında Yunus Söylet’e taş atarak “Rektör iken tekrar seçimlere girsem yaptığını zannettiği projelerle değil, yapacakları ile umut vaat eden bir rektör olmayı arzu ederdim” diye yazarken, Yunus Söylet ise dört yıl önce rektör adayı olunca YÖK üyeliğinden istifa ettiğini hatırlatarak, aynı zamanda YÖK üyesi olan aday Harun Cansız’a gönderme yapıyor: “Yunus Söylet söz konusu olduğunda hem YÖK üyesi hem rektör adayı olunmazdı. Ahlak kuralları mı değişti? İbretle izliyorum!” Cansız da yönetimi “Ben bilirimci, statükocu anlayışı PR sosuyla süsleyip ‘yeni yönetim tekniği’ diye sundular” mesajıyla eleştiriyor.

559 yıllık tarihi olan İÜ, 12 bin çalışanı, 89 bin öğrencisiyle Türkiye ’nin en büyük ve köklü üniversitelerinden. 2011 yılında döner sermaye bütçe geliri 439 milyon 456 bin 87 TL, gideri 523 milyon TL, özel bütçesi ise 588 milyon 835 bin TL. 20 Aralık’ta üniversitedeki 2500’ün üzerindeki profesör, doçent, yardımcı doçent oy kullanacak. 32 yıldır tıp doktorlarının rektör olduğu üniversitede bu gelenek değişmeyecek. Rektörlüğe beş aday talip. Biri halen rektörlük koltuğunda oturan Prof. Dr. Yunus Söylet. Diğer adaylar ise İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Cerrahpaşa Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş, İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Erzengin ve Cerrahpaşa Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Cansız.

Adaylar bir yandan fakültelerde seçim turlarına çıkıyor, bir yandan da üniversite dışındaki mekânlarda yemekli toplantılar yapıyor. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere yemekli toplantıların etik olmadığını vurgulayarak gelemeyenlerin, oy vermeyeceği düşünülerek fişlenebileceğini söylüyor. Adaylar hem web sitelerinden hem de Twitter’dan projelerini, görüşlerini paylaşıyor. Ayrıca isim vermeden birbirlerini de eleştiriyorlar.

Prof. Dr. Yunus Söylet, dört yıllık döneminde 90 projeyi hayata geçirdiklerini belirtiyor: “Yeni dönemde de yine en önemli önceliğim akademik özgürlüklerin desteklenmesi olacak.”

“Öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve çalışanlarımız mutlu değil” diyen Prof. Dr. Harun Cansız, iki yıldır YÖK üyesi. YÖK üyesi olarak atandığında biri imam nikâhlı iki eşi olduğu haberleriyle gündeme gelmişti. Konu, yine gündemde. Ayrıca Cansız aday olduğunda öğretim üyelerine gelen “...geniş katılımlı ve uzun soluklu istişarelerin sonucunda dindar-muhafazakâr-milliyetçi çizgideki kitleyi temsilen aday olmuştur” maili gelmişti. Cansız, imam nikâhlı eşi konusunda “Bu, benim hayatımda bedelini ödediğim ve ailem nezdinde çözmüş olduğum bir durumdur” yanıtını veriyor.

Prof. Dr. İbrahim Keleş, seçim bildirgesinde kadın öğretim üyelerine emzirme odasından bebekler için kreşe kadar pek çok şey vaat ediyor.

Türk Tabipleri Birliği üyesi olan Prof. Dr. Raşit Tükel demokrat ve örgütlü kesimin desteklediği bir aday. Yüksek oy almazsa çekileceğini söyleyen Tükel, en yüksek oyu alanın rektörlüğe seçilmesine vurgu yapıyor. Tükel son dört yılda üniversitenin öğrenci sayısının yüzde 45 arttığını ama eğitim altyapısı ve insan gücünde bir gelişme olmadığını söylüyor.

Prof. Dr. Faruk Erzengin, kıdemli bir rektör adayı. Üçüncü ve son kez rektörlüğe aday olan Erzengin, en büyük sorunun üniversitede yaşanan beyin göçü olduğunun altını çiziyor.

(radikal)

Son Güncelleme: Cuma, 07 Aralık 2012 09:46

Gösterim: 2203

YÖK yasa taslağı ve YÖK’e karşı Ankara Üniversitesi ev sahipliğinde 12 Aralık’ta düzenlenecek olan forumda üniversiteler, “YÖK’e de taslağa da itirazımız var” diyecek.

YÖK’ün yeni yasa taslağına karşı üniversiteler birleşti. Aralarında, Ankara, Boğaziçi, Hacettepe, Mimar Sinan, ODTÜ, İstanbul, Van, Ordu üniversitelerinden rektör yardımcıları, dekanlar, öğretim üyeleri ve çok sayıda akademisyenin katılacağı 12 Aralık’ta düzenlenecek forumda “YÖK’e de taslağa da itirazımız var” denecek ve taslakla ilgili talepler paylaşılacak.

Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) Yasa Taslağı’na ve üniversitelerin itirazlarına rağmen taslakta değişiklik yapılmamasına eleştiriler sürerken, Ankara’da tartışma yaratacak bir forum düzenleniyor.  Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve İletişim Fakültesi’nin öncülüğünde 12 Aralık’ta düzenlenen “Yüksek Öğretim Reformu” başlıklı 3 oturumlu foruma, Ankara, Boğaziçi, Hacettepe, Mimar Sinan, ODTÜ, İstanbul, Van, Ordu üniversitelerinden rektör yardımcıları, dekanlar, öğretim üyeleri, araştırma görevlileri, yüksek lisans ve lisans öğrencileri ile üniversite idari personeli katılacak. 3 oturumda yapılacak forumda, üniversitelerin bütün bileşenlerine eşit söz hakkı tanınacak.

‘Yasalaşma apar topar yapılıyor’

Forumun çağrı metninde, “Yükseköğretim Kurulu’nun bu yılın Eylül ayında ‘Yeni Bir Yükseköğretim Yasasına Doğru’ başlıklı metinle duyurduğu ve Kasım ayında yayınladığı ‘Yasa Taslağı Önerisiyle’ apar topar yasalaşma sürecine sokmaya çalıştığı yükseköğretim reformunu tartışıyoruz. Üzerinde tüm toplumun mutabık olduğunu belirterek ‘YÖK’ü kaldırıyoruz’ söylemiyle sunduğu “reformun” faili YÖK. Yasa taslağını kendi hazırladığı biçimiyle onayımıza sunduğu bir halkla ilişkiler kampanyası eşliğinde süreci yürütüyor. YÖK’e de hazırladığı reforma da kurmaya çalıştığı demokrasi vitrinine de itirazımız var.

Yeni yükseköğretim yasası sürecinin tüm üniversite bileşenleriyle özgürce ve enine boyuna tartışılacağı etkinliğe akademik özgürlüğün güvence altına alındığı, bilimin evrensel değerlerinin hakim olduğu, YÖK’süz, TYÖK’süz, kamusal bir yükseköğretim sistemi isteyen herkes davetlidir” denildi. Forumun oturum başkanlarından Prof. Dr. Nur Betül Çelik, “Biz sadece neyi istemediğimizi değil neyi istediğimizi de konuşacağız. Üniversitelerin bütün bileşenleri konuşacak. Bu taslağı istememek, eski YÖK’ü istemek anlamına da gelmiyor. Eski YÖK’ü de yeni YÖK sistemini de istemiyoruz” diye konuştu.

Öğrenciler oy hakkı için başvurdu

Türkiye Öğrenci Konseyi de taslakla ilgili görüşlerini YÖK’e iletti. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, 153 üniversitenin öğrenci konseyini bünyesinde barındıran Türkiye Öğrenci Konseyi, tasarı taslağında öğrenci konseyi başkanlarına üniversite senatolarında sadece söz hakkı verildiğini belirterek, söz hakkının yanı sıra oy hakkının da verilmesini talep etti.

Üniversitelerin bütçesinin alt limit belirlenerek yüzde 1’lik payın, öğrenci konseylerine aktarılmasını öneren Türkiye Öğrenci Konseyi’nin talepleri arasında şunlar da yer aldı:

* Türkiye Öğrenci Konseyi’nin ve üniversitelerdeki öğrenci konseylerinin sekretarya faaliyetlerini yürütmek üzere idari personel temini.

* Üniversitelerdeki öğrenci konseylerinin doğrudan doğruya üniversite rektörlüklerine bağlanmasını, aynı zamanda çalışmalarında özerkliğin sağlanmasını ve üniversite denetçileri tarafından denetlenmesi.

* YÖK Tasarısı Taslağı’nda kurulması öngörülen üniversite konseylerine, ilgili üniversitenin öğrenci konseyi başkanının da dahil edilmesi.

(milliyet)

> Üniversiteler YÖK’e karşı birleşti!

YÖK yasa taslağı ve YÖK’e karşı Ankara Üniversitesi ev sahipliğinde 12 Aralık’ta düzenlenecek olan forumda üniversiteler, “YÖK’e de taslağa da itirazımız var” diyecek.

YÖK’ün yeni yasa taslağına karşı üniversiteler birleşti. Aralarında, Ankara, Boğaziçi, Hacettepe, Mimar Sinan, ODTÜ, İstanbul, Van, Ordu üniversitelerinden rektör yardımcıları, dekanlar, öğretim üyeleri ve çok sayıda akademisyenin katılacağı 12 Aralık’ta düzenlenecek forumda “YÖK’e de taslağa da itirazımız var” denecek ve taslakla ilgili talepler paylaşılacak.

Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) Yasa Taslağı’na ve üniversitelerin itirazlarına rağmen taslakta değişiklik yapılmamasına eleştiriler sürerken, Ankara’da tartışma yaratacak bir forum düzenleniyor.  Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve İletişim Fakültesi’nin öncülüğünde 12 Aralık’ta düzenlenen “Yüksek Öğretim Reformu” başlıklı 3 oturumlu foruma, Ankara, Boğaziçi, Hacettepe, Mimar Sinan, ODTÜ, İstanbul, Van, Ordu üniversitelerinden rektör yardımcıları, dekanlar, öğretim üyeleri, araştırma görevlileri, yüksek lisans ve lisans öğrencileri ile üniversite idari personeli katılacak. 3 oturumda yapılacak forumda, üniversitelerin bütün bileşenlerine eşit söz hakkı tanınacak.

‘Yasalaşma apar topar yapılıyor’

Forumun çağrı metninde, “Yükseköğretim Kurulu’nun bu yılın Eylül ayında ‘Yeni Bir Yükseköğretim Yasasına Doğru’ başlıklı metinle duyurduğu ve Kasım ayında yayınladığı ‘Yasa Taslağı Önerisiyle’ apar topar yasalaşma sürecine sokmaya çalıştığı yükseköğretim reformunu tartışıyoruz. Üzerinde tüm toplumun mutabık olduğunu belirterek ‘YÖK’ü kaldırıyoruz’ söylemiyle sunduğu “reformun” faili YÖK. Yasa taslağını kendi hazırladığı biçimiyle onayımıza sunduğu bir halkla ilişkiler kampanyası eşliğinde süreci yürütüyor. YÖK’e de hazırladığı reforma da kurmaya çalıştığı demokrasi vitrinine de itirazımız var.

Yeni yükseköğretim yasası sürecinin tüm üniversite bileşenleriyle özgürce ve enine boyuna tartışılacağı etkinliğe akademik özgürlüğün güvence altına alındığı, bilimin evrensel değerlerinin hakim olduğu, YÖK’süz, TYÖK’süz, kamusal bir yükseköğretim sistemi isteyen herkes davetlidir” denildi. Forumun oturum başkanlarından Prof. Dr. Nur Betül Çelik, “Biz sadece neyi istemediğimizi değil neyi istediğimizi de konuşacağız. Üniversitelerin bütün bileşenleri konuşacak. Bu taslağı istememek, eski YÖK’ü istemek anlamına da gelmiyor. Eski YÖK’ü de yeni YÖK sistemini de istemiyoruz” diye konuştu.

Öğrenciler oy hakkı için başvurdu

Türkiye Öğrenci Konseyi de taslakla ilgili görüşlerini YÖK’e iletti. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, 153 üniversitenin öğrenci konseyini bünyesinde barındıran Türkiye Öğrenci Konseyi, tasarı taslağında öğrenci konseyi başkanlarına üniversite senatolarında sadece söz hakkı verildiğini belirterek, söz hakkının yanı sıra oy hakkının da verilmesini talep etti.

Üniversitelerin bütçesinin alt limit belirlenerek yüzde 1’lik payın, öğrenci konseylerine aktarılmasını öneren Türkiye Öğrenci Konseyi’nin talepleri arasında şunlar da yer aldı:

* Türkiye Öğrenci Konseyi’nin ve üniversitelerdeki öğrenci konseylerinin sekretarya faaliyetlerini yürütmek üzere idari personel temini.

* Üniversitelerdeki öğrenci konseylerinin doğrudan doğruya üniversite rektörlüklerine bağlanmasını, aynı zamanda çalışmalarında özerkliğin sağlanmasını ve üniversite denetçileri tarafından denetlenmesi.

* YÖK Tasarısı Taslağı’nda kurulması öngörülen üniversite konseylerine, ilgili üniversitenin öğrenci konseyi başkanının da dahil edilmesi.

(milliyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Aralık 2012 12:07

Gösterim: 2444

Bakanlar Kurulu’nun 6 devlet üniversitesinde 6 yeni fakültenin kurulmasını öngören kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, Ardahan Üniversitesi'ne İlahiyat Fakültesi, Çukurova Üniversitesi'ne Ceyhan Veteriner Fakültesi, Dumlupınar Üniversitesi'ne Mimarlık Fakültesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'ne İlahiyat Fakültesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'ne İlahiyat Fakültesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması kararlaştırıldı.

> 6 devlet üniversitesine 6 yeni fakülte kuruldu

Bakanlar Kurulu’nun 6 devlet üniversitesinde 6 yeni fakültenin kurulmasını öngören kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, Ardahan Üniversitesi'ne İlahiyat Fakültesi, Çukurova Üniversitesi'ne Ceyhan Veteriner Fakültesi, Dumlupınar Üniversitesi'ne Mimarlık Fakültesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'ne İlahiyat Fakültesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'ne İlahiyat Fakültesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması kararlaştırıldı.

Son Güncelleme: Perşembe, 06 Aralık 2012 09:45

Gösterim: 2691


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.