Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

New York Halk Kütüphanesi'nden 1958 yılında ödünç alınan kitabın 100 dolarlık çekle birlikte kütüphaneye iade edildiği bildirildi.

New York Daily News gazetesinin haberine göre, New York Halk Ktüphanesi'nin Fort Washington şubesine iade edilen "Fire of Francis Xavier" isimli kitabın üzerinde 10 Nisan 1958'de ödünç alındığını belirten damga bulunuyor.

Kütüphane görevlisi Jennifer Zarr, bir rahibin biyografisini anlatan kitabın kahverengi bir zarfın içinde 100 dolarlık çekle kütüphaneye bırakıldığını belirtti.

Kütüphane arşivinde eski döneme ait bilgilerin yer almadığını kaydeden Zarr, kitabı kimin ödünç aldığını bilemediklerini, çekin üzerindeki ismi ise açıklayamayacağını söyledi.

> Ödünç kitap 55 yıl sonra kütüphaneye döndü

New York Halk Kütüphanesi'nden 1958 yılında ödünç alınan kitabın 100 dolarlık çekle birlikte kütüphaneye iade edildiği bildirildi.

New York Daily News gazetesinin haberine göre, New York Halk Ktüphanesi'nin Fort Washington şubesine iade edilen "Fire of Francis Xavier" isimli kitabın üzerinde 10 Nisan 1958'de ödünç alındığını belirten damga bulunuyor.

Kütüphane görevlisi Jennifer Zarr, bir rahibin biyografisini anlatan kitabın kahverengi bir zarfın içinde 100 dolarlık çekle kütüphaneye bırakıldığını belirtti.

Kütüphane arşivinde eski döneme ait bilgilerin yer almadığını kaydeden Zarr, kitabı kimin ödünç aldığını bilemediklerini, çekin üzerindeki ismi ise açıklayamayacağını söyledi.

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Şubat 2013 08:49

Gösterim: 1322

Avrupa'da yaşayan Türk ailelerinin çocukları, herhangi bir yargı kararı olmaksızın alınıp, Hristiyan ailelere veriliyor.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'nın değişik ülkelerinden Türk çocukların ailelerinden koparılıp Hristiyan ailelere verildiğine ilişkin dilekçeler aldıklarını anlattı.

''Bu olay tam bir asimilasyon'' diyen Üstün, ''Bu olayın hiçbir insani yönü yok. Çünkü uluslararası hukuk açısından da sakat bir süreç. Velayet hakkı kutsaldır ve ailelerin en temel hakkıdır. Maalesef Avrupa'daki gençlik daireleri, hiçbir yargı kararı olmadan basit bahanelerle Türk çocukları ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere veriyor'' ifadelerini kullandı.

Üstün, Türk çocukların ailelerinden koparıldıktan sonra anne ve babasıyla görüşmesinin dahi yasaklandığını söyledi.

''Bu, tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor''

Şu anda 5 binden fazla çocuğun bu şekilde Hristiyan ailelere verildiğine dikkati çeken Üstün, şöyle devam etti:

''Türk çocuklarını ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere vermek, tamamen bir asimilasyondur. Geçen gün bir örneğini de gördük, Sakarya'ya gelen kız çocuğu Türkçe konuşmayı unutmuş. İnsanın temel kişiliğini ortaya koyan unsurlardan biri dili, diğeri de dinidir. Dilini kaybetmiş, dini konusunda sorgulama yapamıyoruz. Tehlike bu kadar büyük yani. Dolayısıyla bu acı bir durum. Daha önce Dersim'de 3 bin civarında çocuk ailelerinden koparılıp subaylara verilmişti ve bu bir dram olarak anlatılmıştı. Şimdi gözümüzün önünde 5 binden fazla Türk kökenli ailenin çocukları alınıp, başka ailelere veriliyor. Çocukla aile arasındaki tüm diyalog koparılmış durumda ve görüşmesi yasak. Bu da tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor.''

''Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı''

Üstün, çocukların ailelerden alınması için herhangi bir yargı kararının alınmadığını ve bu nedenle hukuka aykırı bir sürecin olduğunu vurguladı.

Uygulamanın insan haklarına da aykırı olduğunu savunan Üstün, ''Bu uygulama tamamen bir asimilasyon. Bunun başka bir tarifi olamaz. Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı. Buna benzer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Hristiyan aileden alınıp Yehova Şahidi bir aileye verilen bir çocuğa ilişkin kararı var ve bu kararda uygulama yanlış olarak değerlendiriliyor. Bu tamamen insan haklarına aykırı. İslam kültürüyle büyüyen bir çocuğu adli karar olmadan alıp Hristiyan aileye vermek asimilasyondur'' diye konuştu.

''Bu konuyla ilgili çok sayıda dilekçe aldık''

Komisyon olarak konuya ilişkin bir çalışma yapacaklarına dikkati çeken Üstün, şunları söyledi:

''Bu konuyla alakalı çok sayıda dilekçe aldık. Vatandaşlarımız bize başvuruyor. Biz de komisyon olarak bununla alakalı bir çalışma yapacağız. Ahlaki açıdan son derece sakat bir süreç. Tabi her insanımız çocuğuna iyi davranmıyor olabilir, bu durumda da Türk aileden alınan çocuk başka bir Müslüman aileye verilebilirdi. En azından yakın kültür içinde yetişmesi sağlanırdı. Avrupa'da çok başarılı insanlarımız da var. Bu ailelere verilebilir çocuklar.''

> 5 bin Türk çocuk, Hristiyan ailelere verildi

Avrupa'da yaşayan Türk ailelerinin çocukları, herhangi bir yargı kararı olmaksızın alınıp, Hristiyan ailelere veriliyor.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa'nın değişik ülkelerinden Türk çocukların ailelerinden koparılıp Hristiyan ailelere verildiğine ilişkin dilekçeler aldıklarını anlattı.

''Bu olay tam bir asimilasyon'' diyen Üstün, ''Bu olayın hiçbir insani yönü yok. Çünkü uluslararası hukuk açısından da sakat bir süreç. Velayet hakkı kutsaldır ve ailelerin en temel hakkıdır. Maalesef Avrupa'daki gençlik daireleri, hiçbir yargı kararı olmadan basit bahanelerle Türk çocukları ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere veriyor'' ifadelerini kullandı.

Üstün, Türk çocukların ailelerinden koparıldıktan sonra anne ve babasıyla görüşmesinin dahi yasaklandığını söyledi.

''Bu, tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor''

Şu anda 5 binden fazla çocuğun bu şekilde Hristiyan ailelere verildiğine dikkati çeken Üstün, şöyle devam etti:

''Türk çocuklarını ailelerinden koparıp Hristiyan ailelere vermek, tamamen bir asimilasyondur. Geçen gün bir örneğini de gördük, Sakarya'ya gelen kız çocuğu Türkçe konuşmayı unutmuş. İnsanın temel kişiliğini ortaya koyan unsurlardan biri dili, diğeri de dinidir. Dilini kaybetmiş, dini konusunda sorgulama yapamıyoruz. Tehlike bu kadar büyük yani. Dolayısıyla bu acı bir durum. Daha önce Dersim'de 3 bin civarında çocuk ailelerinden koparılıp subaylara verilmişti ve bu bir dram olarak anlatılmıştı. Şimdi gözümüzün önünde 5 binden fazla Türk kökenli ailenin çocukları alınıp, başka ailelere veriliyor. Çocukla aile arasındaki tüm diyalog koparılmış durumda ve görüşmesi yasak. Bu da tam bir dram ve bunun üzerine gitmek gerekiyor.''

''Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı''

Üstün, çocukların ailelerden alınması için herhangi bir yargı kararının alınmadığını ve bu nedenle hukuka aykırı bir sürecin olduğunu vurguladı.

Uygulamanın insan haklarına da aykırı olduğunu savunan Üstün, ''Bu uygulama tamamen bir asimilasyon. Bunun başka bir tarifi olamaz. Tam bir asimile süreci ve hukuka aykırı. Buna benzer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Hristiyan aileden alınıp Yehova Şahidi bir aileye verilen bir çocuğa ilişkin kararı var ve bu kararda uygulama yanlış olarak değerlendiriliyor. Bu tamamen insan haklarına aykırı. İslam kültürüyle büyüyen bir çocuğu adli karar olmadan alıp Hristiyan aileye vermek asimilasyondur'' diye konuştu.

''Bu konuyla ilgili çok sayıda dilekçe aldık''

Komisyon olarak konuya ilişkin bir çalışma yapacaklarına dikkati çeken Üstün, şunları söyledi:

''Bu konuyla alakalı çok sayıda dilekçe aldık. Vatandaşlarımız bize başvuruyor. Biz de komisyon olarak bununla alakalı bir çalışma yapacağız. Ahlaki açıdan son derece sakat bir süreç. Tabi her insanımız çocuğuna iyi davranmıyor olabilir, bu durumda da Türk aileden alınan çocuk başka bir Müslüman aileye verilebilirdi. En azından yakın kültür içinde yetişmesi sağlanırdı. Avrupa'da çok başarılı insanlarımız da var. Bu ailelere verilebilir çocuklar.''

Son Güncelleme: Salı, 05 Şubat 2013 12:18

Gösterim: 2028

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik, Twitter adresinden yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı için açılan sahte hesaptan atılan tweetlere yanıt verdi.

7 binden fazla takipçisi bulunan ve profilinde ''Fake Milli Eğitim Bakanı, bu hesap gayri resmi'' yazan yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı adına açılan sahte Twitter hesabından bugün ''Hüseyin geçen hafta Şubat Ataması için geleyim, konuşalım dedi. Ne Hüseyin'den ne de bizim otlu peynirden bir haber var'' şeklinde bir tweet atıldı.

Sahte Nabi Avcı'nın bu tweetine Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik, Twitter adresinden yanıt verdi. Çelik, Twitter hesabında şu açıklamayı yaptı:

''Sayın Nabi Avcı adına açılmış sahte bir Tweeter hesabı var, oradan benim de adım geçen abuk sabuk tweetler atılıyor. Lütfen ciddiye alınmasın.''




Kabine değişikliğinde gündeme gelmişti

Mini kabine değişikliğiyle Nabi Avcı Milli Eğitim Bakanı olduğunda @MEBNabiAvci kullanıcı isimli sahte hesap, Avcı'nın daha önce çekilmiş bir fotoğrafı eşliğinde yazdığı, “Sabah tarhana alıyordum pazardan akşamına bakan oldum. Türkiye'miz fırsatlar ülkesi,umutsuz olmayın” gibi esprili tweet’leriyle günün konusu olmuştu.

(kaynak hürriyet)

> Ak Parti’den sahte Milli Eğitim Bakanı açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik, Twitter adresinden yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı için açılan sahte hesaptan atılan tweetlere yanıt verdi.

7 binden fazla takipçisi bulunan ve profilinde ''Fake Milli Eğitim Bakanı, bu hesap gayri resmi'' yazan yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı adına açılan sahte Twitter hesabından bugün ''Hüseyin geçen hafta Şubat Ataması için geleyim, konuşalım dedi. Ne Hüseyin'den ne de bizim otlu peynirden bir haber var'' şeklinde bir tweet atıldı.

Sahte Nabi Avcı'nın bu tweetine Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik, Twitter adresinden yanıt verdi. Çelik, Twitter hesabında şu açıklamayı yaptı:

''Sayın Nabi Avcı adına açılmış sahte bir Tweeter hesabı var, oradan benim de adım geçen abuk sabuk tweetler atılıyor. Lütfen ciddiye alınmasın.''




Kabine değişikliğinde gündeme gelmişti

Mini kabine değişikliğiyle Nabi Avcı Milli Eğitim Bakanı olduğunda @MEBNabiAvci kullanıcı isimli sahte hesap, Avcı'nın daha önce çekilmiş bir fotoğrafı eşliğinde yazdığı, “Sabah tarhana alıyordum pazardan akşamına bakan oldum. Türkiye'miz fırsatlar ülkesi,umutsuz olmayın” gibi esprili tweet’leriyle günün konusu olmuştu.

(kaynak hürriyet)

Son Güncelleme: Salı, 05 Şubat 2013 11:41

Gösterim: 4133

Gelir İdaresi Başkanlığı'na 670 gelir uzman yardımcısı, Spor Genel Müdürlüğü'ne de 500 sözleşmeli antrenör alınacak.

Edinilen bilgiye göre, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in onayı ile mükellef hizmetlerinin geliştirilmesi ve memnuniyetinin artırılması ve kayıtdışı ekonomi ile etkin mücadele etmek üzere, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıkları bünyesinde 300'er, Afyonkarahisar Defterdarlığı'nda da 70 olmak üzere sınavla toplam 670 gelir uzman yardımcısı alınacak.

Sınava başvurmak isteyen adaylardan 9-10 Temmuz 2011 veya 7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavlarından birinden KPSSP 49 türünden 70 ve üzeri puan almış olmaları şartı aranacak.

İl bazında yapılan sıralamada ilan edilen kadronun 10 katına kadar aday yazılı sınavına alınacak. Yazılı sınav 30 Mart 2013 tarihinde Ankara'da yapılacak, sözlü sınav ise daha sonra duyurulacak.

Spor Genel Müdürlüğü'ne 500 antrenör kadrosu

Bu arada, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in onayı ile Spor Genel Müdürlüğü'ne bu yıl için 500 sözleşmeli antrenör vizesi yapıldı.

Müdürlüğe, 2011 yılında 200, 2010 yılında 200, 2009 yılında 50, 2008 yılında 75 ve 2007 yılında 50 sözleşmeli antrenör vizesi yapılmıştı.

Spor Genel Müdürlüğü'nde sözleşmeli ve kadrolu olarak 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 1.165 antrenör görev yapıyor.

> Kamuya 1170 kişi alınacak

Gelir İdaresi Başkanlığı'na 670 gelir uzman yardımcısı, Spor Genel Müdürlüğü'ne de 500 sözleşmeli antrenör alınacak.

Edinilen bilgiye göre, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in onayı ile mükellef hizmetlerinin geliştirilmesi ve memnuniyetinin artırılması ve kayıtdışı ekonomi ile etkin mücadele etmek üzere, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıkları bünyesinde 300'er, Afyonkarahisar Defterdarlığı'nda da 70 olmak üzere sınavla toplam 670 gelir uzman yardımcısı alınacak.

Sınava başvurmak isteyen adaylardan 9-10 Temmuz 2011 veya 7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavlarından birinden KPSSP 49 türünden 70 ve üzeri puan almış olmaları şartı aranacak.

İl bazında yapılan sıralamada ilan edilen kadronun 10 katına kadar aday yazılı sınavına alınacak. Yazılı sınav 30 Mart 2013 tarihinde Ankara'da yapılacak, sözlü sınav ise daha sonra duyurulacak.

Spor Genel Müdürlüğü'ne 500 antrenör kadrosu

Bu arada, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in onayı ile Spor Genel Müdürlüğü'ne bu yıl için 500 sözleşmeli antrenör vizesi yapıldı.

Müdürlüğe, 2011 yılında 200, 2010 yılında 200, 2009 yılında 50, 2008 yılında 75 ve 2007 yılında 50 sözleşmeli antrenör vizesi yapılmıştı.

Spor Genel Müdürlüğü'nde sözleşmeli ve kadrolu olarak 2012 yılı Ekim ayı itibarıyla 1.165 antrenör görev yapıyor.

Son Güncelleme: Salı, 05 Şubat 2013 12:02

Gösterim: 1243

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, ''Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, okul kantinlerinde çalışan personel kısa ve temiz tırnaklı olacak, oje, cila ve makyaj malzemesi kullanmayacak

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, ''Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı örgün, yaygın ve özel eğitim kurumları bünyesinde faaliyet gösteren yemekhane, kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmelerinin özel hijyen şartlarına, satışa ve tüketime sunulan gıdaların güvenilirliğine ve kontrolüne ilişkin usul ve esasları kapsıyor.

Buna göre, gıda işletmelerinde çalışan personel temizlik ve hijyen kurallarına uyacak. Gıda hazırlık ve üretim alanında çalışan personel, özel kıyafet giyecek, iş elbiselerinin cepleri olmayacak.

Gıda hazırlık ve üretim alanı içinde saç, sakal ve bıyığın kapatılması amacıyla kep, bone, şapka, maske kullanılacak. Çalışan personel hazırlık ve üretim alanı içinde takı takamayacak.

Hazırlık ve üretim alanında çalışan personelin tırnakları kısa ve temiz olacak, personel, oje, cila ve makyaj malzemesi kullanamayacak.

Personel, uzun kollu iş elbisesi giyecek ya da tek kullanımlık kolluk takacak. Hazırlık alanı içinde sakız çiğnenmeyecek, herhangi bir şey yenmeyecek ve sigara içilmeyecek.

Ellerinde açık yara, çıban, deri hastalığı olan kişiler gıdaya temas ettirilmeyecek, koruyucu bant ve eldiven ile çalışacak. Çalışanların el kesiklerinde mavi renkli yara bandı kullanılacak.

Gıdalarla taşınması ihtimali olan bir hastalığı veya bulaşıcı yara, deri enfeksiyonları ve ishal gibi hastalığı olan kişilerin gıda işletmesinde çalışmasına izin verilmeyecek.

Personele düzenli eğitim

Depolama, üretim ve hazırlık alanlarına yetkili personel dışında girebilecek tüm kişilerin hijyen kurallarına uyması sağlanacak.

Personel işe alınmadan önce, bulaşıcı enfeksiyon içermediğini kanıtlayan gerekli sağlık muayenesi yaptırılacak, sonuçlar uygunsa işe alınacak. Bu kontroller periyodik olarak, çalıştığı sürece devam ettirilecek.

Gıda üretim ve hazırlık alanlarına girişte el dezenfektanları bulundurulacak. Bu alanlara girmeden ve gıda ile temas etmeden önce personel, iyi hijyen uygulamaları çerçevesinde ellerini usulüne uygun bir biçimde yıkayacak ve dezenfekte edecek.

İşletmede çalışan personele gıda güvenilirliğinin sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmaların engellenmesi amacıyla düzenli olarak eğitim verilecek. Eğitimin sağlanmasından gıda işletmecisi sorumlu olacak.

Yönetmelikte, personel tuvaletleri, soyunma ve sosyal alanlara, havalandırmaya, aydınlatmaya, atık suya, eğitime, depolamaya, zararlı kemirgenlerle mücadeleye, gıdanın dondurulmasına ve pişirilmesine ilişkin de düzenlemeler bulunuyor.

> Okul kantinleri için yeni hijyen kuralları belirlendi

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, ''Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, okul kantinlerinde çalışan personel kısa ve temiz tırnaklı olacak, oje, cila ve makyaj malzemesi kullanmayacak

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, ''Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği'' Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı örgün, yaygın ve özel eğitim kurumları bünyesinde faaliyet gösteren yemekhane, kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmelerinin özel hijyen şartlarına, satışa ve tüketime sunulan gıdaların güvenilirliğine ve kontrolüne ilişkin usul ve esasları kapsıyor.

Buna göre, gıda işletmelerinde çalışan personel temizlik ve hijyen kurallarına uyacak. Gıda hazırlık ve üretim alanında çalışan personel, özel kıyafet giyecek, iş elbiselerinin cepleri olmayacak.

Gıda hazırlık ve üretim alanı içinde saç, sakal ve bıyığın kapatılması amacıyla kep, bone, şapka, maske kullanılacak. Çalışan personel hazırlık ve üretim alanı içinde takı takamayacak.

Hazırlık ve üretim alanında çalışan personelin tırnakları kısa ve temiz olacak, personel, oje, cila ve makyaj malzemesi kullanamayacak.

Personel, uzun kollu iş elbisesi giyecek ya da tek kullanımlık kolluk takacak. Hazırlık alanı içinde sakız çiğnenmeyecek, herhangi bir şey yenmeyecek ve sigara içilmeyecek.

Ellerinde açık yara, çıban, deri hastalığı olan kişiler gıdaya temas ettirilmeyecek, koruyucu bant ve eldiven ile çalışacak. Çalışanların el kesiklerinde mavi renkli yara bandı kullanılacak.

Gıdalarla taşınması ihtimali olan bir hastalığı veya bulaşıcı yara, deri enfeksiyonları ve ishal gibi hastalığı olan kişilerin gıda işletmesinde çalışmasına izin verilmeyecek.

Personele düzenli eğitim

Depolama, üretim ve hazırlık alanlarına yetkili personel dışında girebilecek tüm kişilerin hijyen kurallarına uyması sağlanacak.

Personel işe alınmadan önce, bulaşıcı enfeksiyon içermediğini kanıtlayan gerekli sağlık muayenesi yaptırılacak, sonuçlar uygunsa işe alınacak. Bu kontroller periyodik olarak, çalıştığı sürece devam ettirilecek.

Gıda üretim ve hazırlık alanlarına girişte el dezenfektanları bulundurulacak. Bu alanlara girmeden ve gıda ile temas etmeden önce personel, iyi hijyen uygulamaları çerçevesinde ellerini usulüne uygun bir biçimde yıkayacak ve dezenfekte edecek.

İşletmede çalışan personele gıda güvenilirliğinin sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmaların engellenmesi amacıyla düzenli olarak eğitim verilecek. Eğitimin sağlanmasından gıda işletmecisi sorumlu olacak.

Yönetmelikte, personel tuvaletleri, soyunma ve sosyal alanlara, havalandırmaya, aydınlatmaya, atık suya, eğitime, depolamaya, zararlı kemirgenlerle mücadeleye, gıdanın dondurulmasına ve pişirilmesine ilişkin de düzenlemeler bulunuyor.

Son Güncelleme: Salı, 05 Şubat 2013 09:10

Gösterim: 2398


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.