Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Günümüzde hemen hemen cep telefonu kullanmayan kimse kalmamıştır. Gelişen teknolojiyle birlikte iletişim alışkanlıklarımız da değişiyor ve teknolojiye bağımlılık da giderek artıyor. İngilizce "no mobile phobia"dan türetilen "nomofobi" ya da cep telefonundan mahrum kalma korkusu, özellikle sosyal ağlara sürekli bağlı kalmak isteyen gençleri etkiliyor.
2008'de "nomofobi" teriminin ilk olarak çıktığı İngiltere'de Şubat ayında bin kadar cep telefonu kullanıcısının katılımıyla yapılan araştırmada, soruları yanıtlayanların yüzde 66'sı cep telefonlarını kaybetme fikrinin kendilerini "çok bunalttığını" belirtti.
Bu oranın 18-24 yaşlarındaki gençlerde yüzde 76'ya çıktığını gösteren ve cep telefonları için güvenlik önlemleri geliştiren SecurEnvoy adlı şirket tarafından yapılan araştırmaya katılanların yüzde 40'ı ayrıca iki cep telefonuna sahip olduğunu kaydetti.
Yeni teknolojiler konusunda uzman FaDa ajansından Damien Douani araştırma sonuçlarıyla ilgili yorumunda, "Akıllı telefonların ortaya çıkışıyla iş iyice büyüdü ve sınırsız bir hal aldı. Artık herkesin hizmetlere erişimi var. Neredeyim- Yakında lokanta var mı- Hafta sonu için tren bileti alacağım, gecemi planlayacağım, vesaire" diye konuştu.
Birkaç yıl önce SMS'nin bir tür nomofobi olarak görüldüğünü ve durmadan kısa mesaj yazanları tanımlamak için "başparmak nesli" bile dendiğini söyleyen Douani, ancak mobil internetle akıllı telefonun 10 bin SMS gücünde olduğunu ifade etti.
Damien Douani, "Google refleksi mobile de geçti, bilgiye ihtiyacım var ve her şeye yanıt buluyorum, bu büyük bir kolaylık" dedi.
Fransa'da geçen ay yapılan benzer bir araştırmada da Fransızların yüzde 22'si cep telefonları olmaksızın bir gün bile geçirmelerinin "olanaksız" olduğunu açıklarken, bu oranın 15-19 yaşlarında yüzde 34'e çıkması dikkati çekti.
Mingle şirketi tarafından 1500 cep telefonu kullanıcısının katılımıyla yapılan araştırmada, soruları yanıtlayanların yüzde 29'u telefonlarında 24 saatten fazla vazgeçebileceklerini, "ama bunun çok zor" olacağını söylerken, yüzde 49'u bunun bir sorun yaratmayacağını ifade etti.
Son 10 yıldır yapılan "Dünya cep telefonsuz günü"nün organizatörü Phil Marso, "Akıllı telefonlarına bağımlı insanları anlayabiliriz, çünkü her şeyleri, tüm yaşamları onun içinde. Şans eseri cep telefonlarını kaybeder ya da bozulursa, kendilerini dünyadan tamamen kopuk hissederler. İnsanlık dışı bir alet. Bir gün sokakta, aradığı sokağı bana sormak yerine akıllı telefonunun ekranındaki haritayı gösterene bile rastladım" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Günümüzde hemen hemen cep telefonu kullanmayan kimse kalmamıştır. Gelişen teknolojiyle birlikte iletişim alışkanlıklarımız da değişiyor ve teknolojiye bağımlılık da giderek artıyor. İngilizce "no mobile phobia"dan türetilen "nomofobi" ya da cep telefonundan mahrum kalma korkusu, özellikle sosyal ağlara sürekli bağlı kalmak isteyen gençleri etkiliyor.
2008'de "nomofobi" teriminin ilk olarak çıktığı İngiltere'de Şubat ayında bin kadar cep telefonu kullanıcısının katılımıyla yapılan araştırmada, soruları yanıtlayanların yüzde 66'sı cep telefonlarını kaybetme fikrinin kendilerini "çok bunalttığını" belirtti.
Bu oranın 18-24 yaşlarındaki gençlerde yüzde 76'ya çıktığını gösteren ve cep telefonları için güvenlik önlemleri geliştiren SecurEnvoy adlı şirket tarafından yapılan araştırmaya katılanların yüzde 40'ı ayrıca iki cep telefonuna sahip olduğunu kaydetti.
Yeni teknolojiler konusunda uzman FaDa ajansından Damien Douani araştırma sonuçlarıyla ilgili yorumunda, "Akıllı telefonların ortaya çıkışıyla iş iyice büyüdü ve sınırsız bir hal aldı. Artık herkesin hizmetlere erişimi var. Neredeyim- Yakında lokanta var mı- Hafta sonu için tren bileti alacağım, gecemi planlayacağım, vesaire" diye konuştu.
Birkaç yıl önce SMS'nin bir tür nomofobi olarak görüldüğünü ve durmadan kısa mesaj yazanları tanımlamak için "başparmak nesli" bile dendiğini söyleyen Douani, ancak mobil internetle akıllı telefonun 10 bin SMS gücünde olduğunu ifade etti.
Damien Douani, "Google refleksi mobile de geçti, bilgiye ihtiyacım var ve her şeye yanıt buluyorum, bu büyük bir kolaylık" dedi.
Fransa'da geçen ay yapılan benzer bir araştırmada da Fransızların yüzde 22'si cep telefonları olmaksızın bir gün bile geçirmelerinin "olanaksız" olduğunu açıklarken, bu oranın 15-19 yaşlarında yüzde 34'e çıkması dikkati çekti.
Mingle şirketi tarafından 1500 cep telefonu kullanıcısının katılımıyla yapılan araştırmada, soruları yanıtlayanların yüzde 29'u telefonlarında 24 saatten fazla vazgeçebileceklerini, "ama bunun çok zor" olacağını söylerken, yüzde 49'u bunun bir sorun yaratmayacağını ifade etti.
Son 10 yıldır yapılan "Dünya cep telefonsuz günü"nün organizatörü Phil Marso, "Akıllı telefonlarına bağımlı insanları anlayabiliriz, çünkü her şeyleri, tüm yaşamları onun içinde. Şans eseri cep telefonlarını kaybeder ya da bozulursa, kendilerini dünyadan tamamen kopuk hissederler. İnsanlık dışı bir alet. Bir gün sokakta, aradığı sokağı bana sormak yerine akıllı telefonunun ekranındaki haritayı gösterene bile rastladım" diye konuştu.
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Nisan 2012 10:43
Gösterim: 1284
İki dil konuşan çocukların aynı anda birden fazla işi yapmakta, tek dil konuşan çocuklara göre daha başarılı oldukları belirlendi.
Kanada'nın Toronto kentindeki York Üniversitesi'nden psikologlar Raluca Barac ve Ellen Bialystok'un araştırmasına 6 yaşında sadece İngilizce ve İngilizce-Çince ya da Fransızca-İspanyolca konuşan 104 çocuk katıldı.
Psikologlar, çocuklara bilgisayarda hayvan resimleri ve renkler gösterdi ve bunları gördüklerinde bir düğmeye basmalarını istedi. Çocukların tamamı tek tuşa basmaları söz konusu olduğunda aynı hızla cevap verdi.
Hayvan ya da renk gördüklerinde iki ayrı tuşa basmaları istendiğinde ise iki dil konuşanların daha hızlı olduğu görüldü.
Ancak bilimadamları, kelime ve dilbilgisi testlerinden tek dil konuşan çocukların daha yüksek ''puan aldıklarını'' belirledi. Bunun, iki dil konuşan çocukların her iki dilin kelime ve dilbilgisini öğrenmek için de zaman harcamalarından kaynaklandığı belirtildi.
Araştırma, ''Child Development'' (Çocuk Gelişimi) adlı dergide yayımlandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
İki dil konuşan çocukların aynı anda birden fazla işi yapmakta, tek dil konuşan çocuklara göre daha başarılı oldukları belirlendi.
Kanada'nın Toronto kentindeki York Üniversitesi'nden psikologlar Raluca Barac ve Ellen Bialystok'un araştırmasına 6 yaşında sadece İngilizce ve İngilizce-Çince ya da Fransızca-İspanyolca konuşan 104 çocuk katıldı.
Psikologlar, çocuklara bilgisayarda hayvan resimleri ve renkler gösterdi ve bunları gördüklerinde bir düğmeye basmalarını istedi. Çocukların tamamı tek tuşa basmaları söz konusu olduğunda aynı hızla cevap verdi.
Hayvan ya da renk gördüklerinde iki ayrı tuşa basmaları istendiğinde ise iki dil konuşanların daha hızlı olduğu görüldü.
Ancak bilimadamları, kelime ve dilbilgisi testlerinden tek dil konuşan çocukların daha yüksek ''puan aldıklarını'' belirledi. Bunun, iki dil konuşan çocukların her iki dilin kelime ve dilbilgisini öğrenmek için de zaman harcamalarından kaynaklandığı belirtildi.
Araştırma, ''Child Development'' (Çocuk Gelişimi) adlı dergide yayımlandı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 09:06
Gösterim: 1550
Çocuk fitness merkezinde özel tasarlanmış ekipmanlarla 6 haftalık bebeklere bile fitness yapma imkanı sunuluyor.
Sağlıklı yaşam için çocuklara fiziksel aktiviteyi bir hayat tarzı olarak benimsetmek amacıyla ABD'de kurulan ve İstanbul'da da şubeleri bulunan çocuk fitness merkezinde, özel tasarlanmış ekipmanlarla 6 haftalık bebeklere bile fitness yapma imkanı sunuluyor.
My Gym Türkiye Temsilcisi Ece Kabaoğlu, 1982'de ABD'de kurulan My Gym Çocuk Fitness Merkezi'nin, Avrupa'da yaygın bir şekilde uygulanan sistem olduğunu, son 5 yıldır da Türkiye'de kullanıldığını belirtti. Kabaoğlu, ''Amerika'da geliştirilen ve ülkemize gelen bu sistemle, 6 haftalık bebekler ile 13 yaş grubu çocukları kapsayan, onların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini sağlamasına yardımcı olan olağanüstü bir eğitim programı ve tesis geliştirilmiştir. Çünkü fiziksel aktivitelerin erken yaşlarda alışkanlık haline getirilmesi, çocuğun yetişkinlik döneminde spor ve sağlıklı yaşamı, bir yaşam tarzı olarak benimsemesine önemli ölçüde yardımcı olur'' diye konuştu.
Kabaoğlu, bu alışkanlığın edinilebilmesi için öncelikle rekabetin olmadığı bir ortamda spor sevgisinin oyunla kazandırılması ve çocuk vücudunun buna hazırlanması gerektiğini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Çocuk fitness merkezinde özel tasarlanmış ekipmanlarla 6 haftalık bebeklere bile fitness yapma imkanı sunuluyor.
Sağlıklı yaşam için çocuklara fiziksel aktiviteyi bir hayat tarzı olarak benimsetmek amacıyla ABD'de kurulan ve İstanbul'da da şubeleri bulunan çocuk fitness merkezinde, özel tasarlanmış ekipmanlarla 6 haftalık bebeklere bile fitness yapma imkanı sunuluyor.
My Gym Türkiye Temsilcisi Ece Kabaoğlu, 1982'de ABD'de kurulan My Gym Çocuk Fitness Merkezi'nin, Avrupa'da yaygın bir şekilde uygulanan sistem olduğunu, son 5 yıldır da Türkiye'de kullanıldığını belirtti. Kabaoğlu, ''Amerika'da geliştirilen ve ülkemize gelen bu sistemle, 6 haftalık bebekler ile 13 yaş grubu çocukları kapsayan, onların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini sağlamasına yardımcı olan olağanüstü bir eğitim programı ve tesis geliştirilmiştir. Çünkü fiziksel aktivitelerin erken yaşlarda alışkanlık haline getirilmesi, çocuğun yetişkinlik döneminde spor ve sağlıklı yaşamı, bir yaşam tarzı olarak benimsemesine önemli ölçüde yardımcı olur'' diye konuştu.
Kabaoğlu, bu alışkanlığın edinilebilmesi için öncelikle rekabetin olmadığı bir ortamda spor sevgisinin oyunla kazandırılması ve çocuk vücudunun buna hazırlanması gerektiğini söyledi.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 13:35
Gösterim: 2089
Albert Einstein'ın evrenin genişlemeye devam ettiği yönündeki teorisinin doğruluğu kozmologlarca da doğrulandı.
Bilim sitelerinde yer alan habere göre, Einstein'ın evrenin genişlediğine dair teorisinin "yüksek bir doğruluk" oranıyla teyit edildiği yeni testin, bilimadamlarına evrenin gizemli genişlemesini anlamalarında yardımcı olması bekleniyor.
Manchester Üniversitesi'nde düzenlenen Ulusal Astronomi Kongresi'nde bir grup kozmolog tarafından açıklanan yeni çalışmanın, evrenin genişlemeye başlamasının ne zaman hızlandığını anlatan en doğru ölçüm olduğu belirtiliyor.
Bu araştırmada elde edilen sonuçların, bu süratlenmeye neyin ve nasıl neden olduğunu anlamaya, aynı zamanda, hakkında az şey bilinen ve bu hızlanmaya yol açan temel etken olan karanlık enerjiye ışık tutması bekleniyor.
İngiltere'nin Portsmouth Üniversitesi ve Almanya'nın Max Planck Üniversitesi'nden kozmologlar, evrenin şimdiki yaşının neredeyse yarısı olan 5 ve 6 milyar yıl öncesi arasındaki dönemi incelediler ve yüzde 1,7 gibi bir hata payıyla olağanüstü doğrulukta bir ölçüm yaptılar.
Bilimadamlarının bulguları, birbirlerinden büyük mesafelerle ayrılan galaksilerin birbirlerine doğru hareket etmeleri ve evrenin yapısının hangi hızla genişlemesi gerektiğini gösteren Einstein'ın genel izafiyet teorisinin doğruluğunu teyit etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Albert Einstein'ın evrenin genişlemeye devam ettiği yönündeki teorisinin doğruluğu kozmologlarca da doğrulandı.
Bilim sitelerinde yer alan habere göre, Einstein'ın evrenin genişlediğine dair teorisinin "yüksek bir doğruluk" oranıyla teyit edildiği yeni testin, bilimadamlarına evrenin gizemli genişlemesini anlamalarında yardımcı olması bekleniyor.
Manchester Üniversitesi'nde düzenlenen Ulusal Astronomi Kongresi'nde bir grup kozmolog tarafından açıklanan yeni çalışmanın, evrenin genişlemeye başlamasının ne zaman hızlandığını anlatan en doğru ölçüm olduğu belirtiliyor.
Bu araştırmada elde edilen sonuçların, bu süratlenmeye neyin ve nasıl neden olduğunu anlamaya, aynı zamanda, hakkında az şey bilinen ve bu hızlanmaya yol açan temel etken olan karanlık enerjiye ışık tutması bekleniyor.
İngiltere'nin Portsmouth Üniversitesi ve Almanya'nın Max Planck Üniversitesi'nden kozmologlar, evrenin şimdiki yaşının neredeyse yarısı olan 5 ve 6 milyar yıl öncesi arasındaki dönemi incelediler ve yüzde 1,7 gibi bir hata payıyla olağanüstü doğrulukta bir ölçüm yaptılar.
Bilimadamlarının bulguları, birbirlerinden büyük mesafelerle ayrılan galaksilerin birbirlerine doğru hareket etmeleri ve evrenin yapısının hangi hızla genişlemesi gerektiğini gösteren Einstein'ın genel izafiyet teorisinin doğruluğunu teyit etti.
Son Güncelleme: Cumartesi, 31 Mart 2012 10:49
Gösterim: 1454
Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu’na bilgi veren BTK Başkanı Tayfun Acarer, ilginç verileri ortaya koydu.TBMM’de kurulan Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) sunumlarıyla ilginç bilgilerle başlangıç yaptı.
Komisyonun ilk toplantısına BTK Başkanı Tayfun Acarer, BTK İnternet Dairesi Başkanı Osman Nihat Şen ve TİB Başkanı Fethi Şimşek katıldı. BTK yöneticilerinin verdiği bilgilere göre, internette bir dakikada 168 milyon e-posta gönderilip, 694 bin 445 arama yapılıyorken, 2 milyon kullanıcı da online porno izliyor.
BTK yöneticilerinin verdiği bilgilere göre, 1998-2011 arasında AB ülkelerinde internet kullanımındaki artış oranı yüzde 91.6 oldu.
Türkiye’deki artış oranı ise yüzde 14 bin 630’u bularak, rekor kırdı.
Avrupa’da 1998-2000 arasında yüzde 245’lik büyüme, 2002-2004 arasında yüzde 535’e çıkıyor, daha sonra yüzde 91’e iniyor.
Türkiye’de 1998-2000 arasında artış oranı yüzde 167, 2006’da yüzde 292, 2006-2008 arasında yüzde 5 bin 464, 2008-2010 arasında ise yüzde 7 bin 778 olarak gerçekleşti.
Bilişim geliri 2003’te 11.5 milyar dolar iken 2011’de 34 milyar dolara yükseldi.
2001’de işletmeci sayısı 126 iken, 2012’de 565 oldu.
Geniş bant abone sayısı 2003’te 200 bin seviyesinden 2011’de 16.1 milyona ulaştı. Bunların yarısını sabit, yarısını mobil aboneler oluşturdu.
Nüfusun yarısı Facebook’ta
Dünyada Facebook kullanıcı sayısı 748 milyon 293 bin 560’a ulaştı. En büyük Facebook kullanıcısı 154 milyon 4 bin ile ABD, onun ardından 39 milyon ile Endonezya, ardından da 33 milyon ile Hindistan geliyor. Türkiye 29 milyon 951 bin abonesiyle dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye, Avrupa’da en çok internet kullanan ülke olarak dikkat çekiyor. İnternet şikayetlerinde dünyada ilk sırada Türkiye yer alırken, Avrupa’da en fazla şikayet 50 bin ile İngiltere’de yapılıyor.
Bir dakikada neler oluyor?
İnternette bir dakikada 168 milyon e-posta gönderiliyor, 694 bin 445 arama yapılıyor.
2 milyon kullanıcı online porno izliyor.
Facebook’ta 695 bin durum güncelleniyor. Twitter’da 320 yeni hesap açılıyor, skype’da 6 bin 150 saat konuşuluyor, 11 milyon kişi Messenger’da chat yapıyor.
416 girişimde 12 web sitesi hackleniyor, 232 bilgisayara virüs giriyor.
Sscribd’de bin 600’den fazla doküman okunuyor, Pandora’da 23 bin saatlik müzik akışı oluyor, YouTube’da 600 video paylaşılıyor https://gutepotenz.de/.
70 alan adı alınıyor, 60 blog kuruluyor, bin 500 blog yazısı paylaşılıyor.
İnterneti oturma odasına taşıyın
BİLİŞİM ve İnternet Araştırma Komisyonu, ailelere internet konusunda şu önerilerde bulundu: “Kendinizi eğitin, interneti öğrenin. İnterneti oturma odanıza taşıyın. Bilgisayarı mutlaka ortak yaşam alanında bulundurun. İnterneti asla bir bebek bakıcısı ya da çocuk yetiştiricisi olarak düşünmeyin. İnternette karşılaştığı her şeye inanmaması konusunda çocuğunuzu uyarın. Çocuğunuzun sosyal ağ üyeliklerini izleyin. Arkadaşlıklarıyla ilgili bilgi sahibi olmaya çalışın. Çocuğunuzun sevdiği oyunlar ve siteler hakkında bilgi edinin. Oynadığı oyunlar hakkında konuşun. O oyunu onunla oynamaya çalışın. Oyunlardaki yaş sınırlamalarına dikkat edin. Oyunları asla eğitim aracı olarak görmeyin. Çocuğunuza tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi internet kullanımının da kuralları olduğunu ve belli sorumluluklar altında kalabileceğini anlatın. Özellikle telif hakları, fikri mülkiyet hakları, tehdit, hakaret ve müstehcenlik konularında bilgilendirin.”
Google’a davet gönderilecek
BİLİŞİM ve İnternet Araştırma Komisyonu, gelecek günlerde kamu ve özel sektörden temsilcileri dinleyecek. Google, Microsoft, Yandex gibi uluslararası firmaların yöneticilerine de davet gönderilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu’na bilgi veren BTK Başkanı Tayfun Acarer, ilginç verileri ortaya koydu.TBMM’de kurulan Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu (BTK) ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) sunumlarıyla ilginç bilgilerle başlangıç yaptı.
Komisyonun ilk toplantısına BTK Başkanı Tayfun Acarer, BTK İnternet Dairesi Başkanı Osman Nihat Şen ve TİB Başkanı Fethi Şimşek katıldı. BTK yöneticilerinin verdiği bilgilere göre, internette bir dakikada 168 milyon e-posta gönderilip, 694 bin 445 arama yapılıyorken, 2 milyon kullanıcı da online porno izliyor.
BTK yöneticilerinin verdiği bilgilere göre, 1998-2011 arasında AB ülkelerinde internet kullanımındaki artış oranı yüzde 91.6 oldu.
Türkiye’deki artış oranı ise yüzde 14 bin 630’u bularak, rekor kırdı.
Avrupa’da 1998-2000 arasında yüzde 245’lik büyüme, 2002-2004 arasında yüzde 535’e çıkıyor, daha sonra yüzde 91’e iniyor.
Türkiye’de 1998-2000 arasında artış oranı yüzde 167, 2006’da yüzde 292, 2006-2008 arasında yüzde 5 bin 464, 2008-2010 arasında ise yüzde 7 bin 778 olarak gerçekleşti.
Bilişim geliri 2003’te 11.5 milyar dolar iken 2011’de 34 milyar dolara yükseldi.
2001’de işletmeci sayısı 126 iken, 2012’de 565 oldu.
Geniş bant abone sayısı 2003’te 200 bin seviyesinden 2011’de 16.1 milyona ulaştı. Bunların yarısını sabit, yarısını mobil aboneler oluşturdu.
Nüfusun yarısı Facebook’ta
Dünyada Facebook kullanıcı sayısı 748 milyon 293 bin 560’a ulaştı. En büyük Facebook kullanıcısı 154 milyon 4 bin ile ABD, onun ardından 39 milyon ile Endonezya, ardından da 33 milyon ile Hindistan geliyor. Türkiye 29 milyon 951 bin abonesiyle dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye, Avrupa’da en çok internet kullanan ülke olarak dikkat çekiyor. İnternet şikayetlerinde dünyada ilk sırada Türkiye yer alırken, Avrupa’da en fazla şikayet 50 bin ile İngiltere’de yapılıyor.
Bir dakikada neler oluyor?
İnternette bir dakikada 168 milyon e-posta gönderiliyor, 694 bin 445 arama yapılıyor.
2 milyon kullanıcı online porno izliyor.
Facebook’ta 695 bin durum güncelleniyor. Twitter’da 320 yeni hesap açılıyor, skype’da 6 bin 150 saat konuşuluyor, 11 milyon kişi Messenger’da chat yapıyor.
416 girişimde 12 web sitesi hackleniyor, 232 bilgisayara virüs giriyor.
Sscribd’de bin 600’den fazla doküman okunuyor, Pandora’da 23 bin saatlik müzik akışı oluyor, YouTube’da 600 video paylaşılıyor https://gutepotenz.de/.
70 alan adı alınıyor, 60 blog kuruluyor, bin 500 blog yazısı paylaşılıyor.
İnterneti oturma odasına taşıyın
BİLİŞİM ve İnternet Araştırma Komisyonu, ailelere internet konusunda şu önerilerde bulundu: “Kendinizi eğitin, interneti öğrenin. İnterneti oturma odanıza taşıyın. Bilgisayarı mutlaka ortak yaşam alanında bulundurun. İnterneti asla bir bebek bakıcısı ya da çocuk yetiştiricisi olarak düşünmeyin. İnternette karşılaştığı her şeye inanmaması konusunda çocuğunuzu uyarın. Çocuğunuzun sosyal ağ üyeliklerini izleyin. Arkadaşlıklarıyla ilgili bilgi sahibi olmaya çalışın. Çocuğunuzun sevdiği oyunlar ve siteler hakkında bilgi edinin. Oynadığı oyunlar hakkında konuşun. O oyunu onunla oynamaya çalışın. Oyunlardaki yaş sınırlamalarına dikkat edin. Oyunları asla eğitim aracı olarak görmeyin. Çocuğunuza tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi internet kullanımının da kuralları olduğunu ve belli sorumluluklar altında kalabileceğini anlatın. Özellikle telif hakları, fikri mülkiyet hakları, tehdit, hakaret ve müstehcenlik konularında bilgilendirin.”
Google’a davet gönderilecek
BİLİŞİM ve İnternet Araştırma Komisyonu, gelecek günlerde kamu ve özel sektörden temsilcileri dinleyecek. Google, Microsoft, Yandex gibi uluslararası firmaların yöneticilerine de davet gönderilecek.
Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Mart 2012 13:55
Gösterim: 2381