Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Alpaslan Dartan / Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İstanbul Şube Başkanı

a_dartanSon iki yıldır TEOG sınavları ve yerleştirme sistemi üzerinde epeyce konuşur olduk. Sınavlarla ilgili konuşmak biz eğitimcilerin yapısında var sanırım, hele hele verilere dayalı bilgiler elimizde ise bizler için bu daha da caziptir. Çünkü söz konusu istatistiki bilgiler ise her yöne çekebilir ve konuşacak bir şeyiniz olur mutlaka.

TEOG sınavları, pek çok açıdan öğrencinin bu güne kadar alışkın olduğu diğer seçme ve eleme sınavlarından farklı olunca beklenmedik bir biçimde ezberleri bozdu ve kamuoyunda stresi azaltan ve sınavı olağan hale dönüştüren yapısıyla benimsendi. TEOG bu özellikleri ile son yıllarda velilerden ve öğrencilerden en az eleştiri alan sınav sistemine dönüştü.

ELEŞTİRİLER DEVAM EDİYOR
Tek başına TEOG için söylenmese de Ortaöğretime Geçiş Sınavları ile ilgili önemli sayılabilecek eleştiriler eskiden olduğu gibi devam ediyor elbette. Sınavlarda hatalı soru sormamayı başaramıyor oluşumuz, sınav sonuçlarının tek başına yerleştirmede belirleyici kriter olması, puan hesaplamaları, özellikle 6-7 ve 8. sınıf notlarının oldukça yüksek bir oranda sınav sonuçlarına etki etmesi, sınavlar arasında verilen 30 dk. dinlenme süresinin moral bozucu etkisi, tüm Türkiye’de müfredatın aynı zamanda ve aynı nitelikte verildiğinin varsayılması (terör ve olumsuz hava koşullarının göz ardı edilmesi) gibi gerekçeler bu eleştirilerden bazıları.

Milli Eğitim Bakanlığı geçen yıl aldığı bir kararla TEOG sonuçları sonrası aynı zaman diliminde gerçekleşen Özel eğitim kurumları ile Devlet okullarına öğrenci yerleştirme takvimini birbirinden ayırdı. Bununla da kalmadı önce özel okul tercihi yapabilirsiniz dedi, sonra özel okulu tercih etmeyenler devlet okullarını tercih edebilir dedi.

Geçen yıl ilk kez tercih döneminde uygulanan bu sistem kesinlikle özel okulu tercih edebilecek ekonomik düzeyi uygun velileri ve burs alarak lise öğrenimini sürdürebilecek başarılı öğrenciler ile ailelerini zorunlu bir karara itiverdi. Özel Okul mu? Devlet Okulu mu?

ÖZEL OKULLARA YÖNELİŞ
Velilerin okul seçimlerini etkileyen en önemli unsurların okulların akademik başarı, yabancı dil öğretimi ile sosyal ve kültürel çeşitliliklerin belirlediği söylenebilir. Bu çerçevede gerek TEOG sonrası kayıt takviminin zorlaması gerekse de tüm dünyadaki, hızlı teknolojik değişimler ile sosyo-ekonomik koşulların vatandaşların alım gücünü (ödeme gücünü) artırması, devletin özel okulu teşvik için ailelere sağladığı devlet desteği ile birleşince ailelerin okul seçimlerini özel okullardan yana kullanmalarının önü daha çok açıldı. Özel okulların çok dilli bir dünya vatandaşı yetiştirmesi, sosyal etkinliklerin içeriğinin zengin ve çeşitli olması, yurtiçi ve yurt dışı projelerle öğrenci değişim programları yürütmeleri de bunu yönelişi destekledi.

BURSLU OKUMA ŞANSI
Akademik başarısı iyi olan öğrencilerin velileri için ayrı özel okulu tercih etme nedenleri arasında eğitim kurumlarının verdikleri burs olanakları da önemli bir yer tutmaktadır. Bir pazarlama tekniği olarak son 3-5 yılda gelişen ve geliştirilen taktikler özel okulların veliler için iyi bir alternatif olabileceğini ortaya koymuştur. Akademik başarısı iyi olan öğrenciler ve aileler özel okulların sunduğu burs olanaklarından etkileniyorlar.

Belirli puan dilimlerine belirli oranlarda burs fırsatı, erken kayıt döneminde yapılan ciddi indirimler, 3 bin ile 4 bin TL arasında değişen devlet desteği ve %1 lik dilime girenlere ya da 490-500 puan aralığındaki puanlara verilen %100 burslar.

Tüm bu fırsatlar yakın dönemde 8 bin liradan 60 bin liraya ulaşan okul ücretleri arasında velilerin özel okullara yönelişine katkı sağladı. Devlet desteği ve dershanelerin kapanmasıyla okula dönüşen kurumların sayısının artması, oluşan rekabet ortamı ve son birkaç yılda tüm liselerin tabela Anadolu Lisesine dönüşmeleri bizleri bugüne getirdi.
TERCİHLER, DEVLET ANADOLU LİSELERİ
2016 liselere ait, kontenjanlar ve 2015 taban puanı, başarı sırası, özel koşulları vs bilgileri içeren bilgileri Tercihler ve Kontenjanlar Kılavuzu-2016 açıklandığında görebileceksiniz. Özel okulu tercih etmeyen adayların tercihlerini yaparken;
• Her aday kendi puanları ve yüzdelik dilimi ile verilerin 2015’e ait olduğu ve 2016’da değişebileceği göz ardı etmeyerek, hangi okula yerleşebileceği öngörüsünde bulunabilir.
• Eldeki veriler hem taban puan açısından hem de başarı sıraları açısından 2015’i yansıtıyor. 2016’da değişecektir.
• 2016’da 15-20 puan -/+ olabileceği ya da sıraların -/+ % 3 değişebileceği göz önünde tutularak tercihte bulunulmalıdır.
• Tercihler istek sırasına göre yapılmalı. Tercih edilebilecek okul sayısı 25’tir.
• Adaylar tercihlerini, 15-25 Temmuz 2016 tarihleri arasında, internet ortamında girebilecek ve yerleştirme sonuçları 8 Ağustos 2016’da açıklanacak.
• Boş kalan kontenjanlar için 9-15 / 19-23 / 26-31 Ağustos ve 5-8 Eylül 2016 tarihleri arasında, nakil başvuruları yapılabileceğini unutmamalılar.
TERCİHLER, ÖZEL OKULLAR
Özel Okullar da kendi açıkladıkları kayıt takvimine uygun olarak 30 Haziran 14 Temmuz 2016 tarihlerinde öğrenci alımlarını gerçekleştirecekler. Kayıtlar için süre az, Üstelik her okul farklı bir hesaplama sistemi ve puan kullanıyor. Robert gibi bazı okullar 1000 tavan puan üzerinden, Fransızlar ve Alman liseleri 900, Amerikan kolejleri 400 üzerinden açıklıyor. Avusturya ile İtalyan liseleri ise YEP’e göre yani 500 puan üzerinden taban puan belirlediler.

Üstelik bu yıl bayram tatili yüzünden okullar bir hafta öğrenci kaydı yapmayacak ve her yıl 3 kez yapılan önkayıt-kesin kayıt süreci iki kez gerçekleştirilecek. Serbest kayıt döneminde sabah önkayıt, öğleden sonra kesin kayıt yapılacak. Tüm bu süreci veliler gözlerini okulların internet sitelerinden ayırmadan takip edecek, boş kontenjanları görmeye çalışacaklar.

2016 TEOG II’DE 987 SÜPER ÖĞRENCİ
Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, 27-28 Nisan´da gerçekleştirilen 8. sınıflar 2. dönem merkezi ortak sınavlara ilişkin sayısal verilere bakıldığında sınavlara 1 milyon 168 bin 48 öğrenci katıldı.

En Çok Doğru Yapılan Test Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, En Az Doğru Yapılan Test ise Matematik Testi Oldu. TEOG’da birinci dönem 1525, ikinci dönem 987 öğrenci tüm soruları doğru cevapladı. Bu sayı 2015 TEOG sınavlarında ilk dönem 4 bin 742, ikinci dönem ise 1193 olmuştu. Başarılı 987 öğrencinin yüzde 49´unun erkek, yüzde 51´ini ise kız öğrenciler oluşturdu.
İYİ OKUL İYİ ÖĞRETMENLERLE VAR OLUR

Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin yanında okul gibi okul ve öğretim kadrosunun yeterliliği ön plana çıkıyor. Bütün teknolojilerin aklı onu üreten/kullanan insanın aklıyla sınırlıdır. Öğretmenlerin yeterliliğini iyi araştıran bir eğitim kurumu öğretmeninin hem mesleki hem de kişisel eğitimine destek verir, doğru kadro oluşturduğunda da bunun istikrarına önem verir. Özel okullarda öğretmen niteliğinin oldukça yüksek olması etkileyici bir neden olarak öne çıkıyor.
Yabancı dil eğitimi, uluslararası eğitim programları, eğitim teknolojilerinin kullanımı, sosyal etkinlikler, TEOG ve YGS/LYS başarıları, burs olanakları, çocuğun ruh sağlığını korumak ve veli okul işbirliği okul seçiminin de olmazsa olmaz kriterlerindendir.

Okullar açılana kadar sürecek olan uzun ama meşakkatli yolda tüm anne babalara sabır bu yolda gelecekleri için emek harcayan çocuklarımıza da başarılar diliyorum.

> Özel okul mu, devlet okulu mu?

Alpaslan Dartan / Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği İstanbul Şube Başkanı

a_dartanSon iki yıldır TEOG sınavları ve yerleştirme sistemi üzerinde epeyce konuşur olduk. Sınavlarla ilgili konuşmak biz eğitimcilerin yapısında var sanırım, hele hele verilere dayalı bilgiler elimizde ise bizler için bu daha da caziptir. Çünkü söz konusu istatistiki bilgiler ise her yöne çekebilir ve konuşacak bir şeyiniz olur mutlaka.

TEOG sınavları, pek çok açıdan öğrencinin bu güne kadar alışkın olduğu diğer seçme ve eleme sınavlarından farklı olunca beklenmedik bir biçimde ezberleri bozdu ve kamuoyunda stresi azaltan ve sınavı olağan hale dönüştüren yapısıyla benimsendi. TEOG bu özellikleri ile son yıllarda velilerden ve öğrencilerden en az eleştiri alan sınav sistemine dönüştü.

ELEŞTİRİLER DEVAM EDİYOR
Tek başına TEOG için söylenmese de Ortaöğretime Geçiş Sınavları ile ilgili önemli sayılabilecek eleştiriler eskiden olduğu gibi devam ediyor elbette. Sınavlarda hatalı soru sormamayı başaramıyor oluşumuz, sınav sonuçlarının tek başına yerleştirmede belirleyici kriter olması, puan hesaplamaları, özellikle 6-7 ve 8. sınıf notlarının oldukça yüksek bir oranda sınav sonuçlarına etki etmesi, sınavlar arasında verilen 30 dk. dinlenme süresinin moral bozucu etkisi, tüm Türkiye’de müfredatın aynı zamanda ve aynı nitelikte verildiğinin varsayılması (terör ve olumsuz hava koşullarının göz ardı edilmesi) gibi gerekçeler bu eleştirilerden bazıları.

Milli Eğitim Bakanlığı geçen yıl aldığı bir kararla TEOG sonuçları sonrası aynı zaman diliminde gerçekleşen Özel eğitim kurumları ile Devlet okullarına öğrenci yerleştirme takvimini birbirinden ayırdı. Bununla da kalmadı önce özel okul tercihi yapabilirsiniz dedi, sonra özel okulu tercih etmeyenler devlet okullarını tercih edebilir dedi.

Geçen yıl ilk kez tercih döneminde uygulanan bu sistem kesinlikle özel okulu tercih edebilecek ekonomik düzeyi uygun velileri ve burs alarak lise öğrenimini sürdürebilecek başarılı öğrenciler ile ailelerini zorunlu bir karara itiverdi. Özel Okul mu? Devlet Okulu mu?

ÖZEL OKULLARA YÖNELİŞ
Velilerin okul seçimlerini etkileyen en önemli unsurların okulların akademik başarı, yabancı dil öğretimi ile sosyal ve kültürel çeşitliliklerin belirlediği söylenebilir. Bu çerçevede gerek TEOG sonrası kayıt takviminin zorlaması gerekse de tüm dünyadaki, hızlı teknolojik değişimler ile sosyo-ekonomik koşulların vatandaşların alım gücünü (ödeme gücünü) artırması, devletin özel okulu teşvik için ailelere sağladığı devlet desteği ile birleşince ailelerin okul seçimlerini özel okullardan yana kullanmalarının önü daha çok açıldı. Özel okulların çok dilli bir dünya vatandaşı yetiştirmesi, sosyal etkinliklerin içeriğinin zengin ve çeşitli olması, yurtiçi ve yurt dışı projelerle öğrenci değişim programları yürütmeleri de bunu yönelişi destekledi.

BURSLU OKUMA ŞANSI
Akademik başarısı iyi olan öğrencilerin velileri için ayrı özel okulu tercih etme nedenleri arasında eğitim kurumlarının verdikleri burs olanakları da önemli bir yer tutmaktadır. Bir pazarlama tekniği olarak son 3-5 yılda gelişen ve geliştirilen taktikler özel okulların veliler için iyi bir alternatif olabileceğini ortaya koymuştur. Akademik başarısı iyi olan öğrenciler ve aileler özel okulların sunduğu burs olanaklarından etkileniyorlar.

Belirli puan dilimlerine belirli oranlarda burs fırsatı, erken kayıt döneminde yapılan ciddi indirimler, 3 bin ile 4 bin TL arasında değişen devlet desteği ve %1 lik dilime girenlere ya da 490-500 puan aralığındaki puanlara verilen %100 burslar.

Tüm bu fırsatlar yakın dönemde 8 bin liradan 60 bin liraya ulaşan okul ücretleri arasında velilerin özel okullara yönelişine katkı sağladı. Devlet desteği ve dershanelerin kapanmasıyla okula dönüşen kurumların sayısının artması, oluşan rekabet ortamı ve son birkaç yılda tüm liselerin tabela Anadolu Lisesine dönüşmeleri bizleri bugüne getirdi.
TERCİHLER, DEVLET ANADOLU LİSELERİ
2016 liselere ait, kontenjanlar ve 2015 taban puanı, başarı sırası, özel koşulları vs bilgileri içeren bilgileri Tercihler ve Kontenjanlar Kılavuzu-2016 açıklandığında görebileceksiniz. Özel okulu tercih etmeyen adayların tercihlerini yaparken;
• Her aday kendi puanları ve yüzdelik dilimi ile verilerin 2015’e ait olduğu ve 2016’da değişebileceği göz ardı etmeyerek, hangi okula yerleşebileceği öngörüsünde bulunabilir.
• Eldeki veriler hem taban puan açısından hem de başarı sıraları açısından 2015’i yansıtıyor. 2016’da değişecektir.
• 2016’da 15-20 puan -/+ olabileceği ya da sıraların -/+ % 3 değişebileceği göz önünde tutularak tercihte bulunulmalıdır.
• Tercihler istek sırasına göre yapılmalı. Tercih edilebilecek okul sayısı 25’tir.
• Adaylar tercihlerini, 15-25 Temmuz 2016 tarihleri arasında, internet ortamında girebilecek ve yerleştirme sonuçları 8 Ağustos 2016’da açıklanacak.
• Boş kalan kontenjanlar için 9-15 / 19-23 / 26-31 Ağustos ve 5-8 Eylül 2016 tarihleri arasında, nakil başvuruları yapılabileceğini unutmamalılar.
TERCİHLER, ÖZEL OKULLAR
Özel Okullar da kendi açıkladıkları kayıt takvimine uygun olarak 30 Haziran 14 Temmuz 2016 tarihlerinde öğrenci alımlarını gerçekleştirecekler. Kayıtlar için süre az, Üstelik her okul farklı bir hesaplama sistemi ve puan kullanıyor. Robert gibi bazı okullar 1000 tavan puan üzerinden, Fransızlar ve Alman liseleri 900, Amerikan kolejleri 400 üzerinden açıklıyor. Avusturya ile İtalyan liseleri ise YEP’e göre yani 500 puan üzerinden taban puan belirlediler.

Üstelik bu yıl bayram tatili yüzünden okullar bir hafta öğrenci kaydı yapmayacak ve her yıl 3 kez yapılan önkayıt-kesin kayıt süreci iki kez gerçekleştirilecek. Serbest kayıt döneminde sabah önkayıt, öğleden sonra kesin kayıt yapılacak. Tüm bu süreci veliler gözlerini okulların internet sitelerinden ayırmadan takip edecek, boş kontenjanları görmeye çalışacaklar.

2016 TEOG II’DE 987 SÜPER ÖĞRENCİ
Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, 27-28 Nisan´da gerçekleştirilen 8. sınıflar 2. dönem merkezi ortak sınavlara ilişkin sayısal verilere bakıldığında sınavlara 1 milyon 168 bin 48 öğrenci katıldı.

En Çok Doğru Yapılan Test Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, En Az Doğru Yapılan Test ise Matematik Testi Oldu. TEOG’da birinci dönem 1525, ikinci dönem 987 öğrenci tüm soruları doğru cevapladı. Bu sayı 2015 TEOG sınavlarında ilk dönem 4 bin 742, ikinci dönem ise 1193 olmuştu. Başarılı 987 öğrencinin yüzde 49´unun erkek, yüzde 51´ini ise kız öğrenciler oluşturdu.
İYİ OKUL İYİ ÖĞRETMENLERLE VAR OLUR

Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin yanında okul gibi okul ve öğretim kadrosunun yeterliliği ön plana çıkıyor. Bütün teknolojilerin aklı onu üreten/kullanan insanın aklıyla sınırlıdır. Öğretmenlerin yeterliliğini iyi araştıran bir eğitim kurumu öğretmeninin hem mesleki hem de kişisel eğitimine destek verir, doğru kadro oluşturduğunda da bunun istikrarına önem verir. Özel okullarda öğretmen niteliğinin oldukça yüksek olması etkileyici bir neden olarak öne çıkıyor.
Yabancı dil eğitimi, uluslararası eğitim programları, eğitim teknolojilerinin kullanımı, sosyal etkinlikler, TEOG ve YGS/LYS başarıları, burs olanakları, çocuğun ruh sağlığını korumak ve veli okul işbirliği okul seçiminin de olmazsa olmaz kriterlerindendir.

Okullar açılana kadar sürecek olan uzun ama meşakkatli yolda tüm anne babalara sabır bu yolda gelecekleri için emek harcayan çocuklarımıza da başarılar diliyorum.

Son Güncelleme: Perşembe, 14 Temmuz 2016 13:39

Gösterim: 5001

Milli Eğitim Bakanlığının Eğitim ve Öğretim Desteği Projesi için ayrılan 250 Bin Kontenjandan 190.320 öğrenci velisi yararlandı. Yaklaşık 60 bin kişilik (59.680) kontenjan kullanılamadı.

Milli Eğitim Bakanlığı bu öğretim yılı başında 250.000 başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencinin özel okullarda okuyabilmesi için bir yılda ortalama 3 Bin TL den toplam 750 Milyon TL kaynak aktarmayı planlamış ve bunu tüm kamuoyuyla paylaşmıştı.

Ancak ilginin beklenen düzeyde olmaması nedeniyle başvuru süresi uzatılmış sonunda 250 bin kontenjan için başvuruda bulunan 190 bin civarındaki başvuruların tümünün kabul edildiği duyurulmuştu. Okulların açılmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı web sayfası üzerinden yayınladığı iki liste ile de başvuruda bulunan adayların tercihleri doğrultusunda hangi okula yerleştiklerini açıkladı.

Özel Okul bulunan ve talepte bulunulan tüm illerdeki yerleştirmeler incelendiğinde Türkiye genelinde ve İstanbul özelinde öğrenci sayıları ve sınıf seviyeleri bazında ilginç bazı detaylar ortaya çıkıyor. Genel tabloya bakıldığında öngörülen destek miktarıyla gerçekleşen destek miktarı arasında 60. bin öğrencilik ve yılda yaklaşık 180 Milyonluk bir kaynağın kullanılmayacağını görüyoruz. Okul öncesinde verilmesi planlanan 50 bin öğrenci desteğinin ancak 32 bini kullandırılabildi. 50 bin olarak planlanan ilkokul desteği de tüm başvuruların kabul edilmesi nedeniyle 53.636 olarak gerçekleşti.

Eğitim ve Öğretim Desteği Verilecek Okul Türleri,

Destek Tutarları ve Destek Verilmesi Öngörülen ve Gerçekleşen Öğrenci Sayıları

Sıra No

Kurum Türü Adı

Destek Tutarları

Destek Verilecek Öğrenci Sayıları
-Öngörülen-

Destek Almaya Hak Kazanan
Öğrenci Sayıları

1. Yerlerştirme Sayıları

2. Yerlerştirme Sayıları

Toplam

1

Okul Öncesi

2.500,00

50000

16.142

15.997

32.139

2

İlkokul

3.000,00

50000

34.071

19.565

53.636

3

Ortaokul

3.500,00

75000

36.480

25.137

61.617

4

Ortaöğretim

3.500,00

75000

22.738

20.190

42.928

5

Temel Lise

3.000,00

Toplam

250.000

109.431

80.889

190.320

FARK/EKSİK

59.680

Bu rakamlar elbette başvuruları kabul edilmiş velilerin çocuklarını özel okulda okutmaya başladıkları varsayımına dayanmaktadır. Kendilerine eğitim desteği çıkmasına rağmen bu destekten yararlanmayanlara ait herhangi bir istatistik bilgi mevcut değildir.

TÜRKİYE GENELİ

Destek Verileceği Açıklanan Öğrenci Sayıları-Sınıf Seviyelerine Göre

1. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

2. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

Toplam

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Anaokulu

16.142

 

Anaokulu

15.997

 

32139

1

16.220

 

1

7.601

 

23822

2

5.995

 

2

5.891

 

11888

3

6.987

 

3

4.126

 

11116

4

4.869

 

4

1.947

 

6820

5

15.796

 

5

7.323

 

23124

6

7.503

 

6

6.768

 

14277

7

7.069

 

7

6.239

 

13315

8

6.112

 

8

4.807

 

10927

9

15.607

 

9

12.120

 

27736

10

2.043

 

10

2.710

 

4763

11

2.553

 

11

3.106

 

5670

12

2.535

 

12

2.254

 

4801

Toplam

109.431

 

Toplam

80.889

 

190.320

Yine sınıf seviyeleri düzeyinde Türkiye genelinde okula başlamanın ilk basamaklarında eğitim desteği verilme oranının ara sınıflara göre oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda Anaokulu’nda 32.139, İlkokul 1. Sınıf düzeyinde 23.822, Ortaokul 5. Sınıf düzeyinde 23.124 ve Lise düzeyinde 9. Sınıf seviyesinde 27.736 öğrenciye bu olanağın tanındığını görüyoruz. Özellikle eğitim yaşamı boyunca bu desteğin verilecek olması hem velilerin gelecekle ilgili plan yapmalarını kolaylaştırmakta hem de çocuklar için bir motivasyon kaynağı olmaktadır. Örneğin, 32.139 anaokulu çocuğu özel okulda okumaya devam ederlerse 12 yıl boyunca bu destekten yararlanacak demektir. Bu da özel okulculuğu desteklemek adına ekonomik boyutlu çok önemli bir adımdır.

Türkiye Geneli

Eğitim Desteği Sağlanan İlk 10 Okul İsmi ve Öğrenci Sayıları

ADANA

ÇUKUROVA

ÖZEL ADANA GÜNDOĞDU ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

625

İSTANBUL

KARTAL

ÖZEL AHMET ŞİMŞEK ANADOLU LİSESİ(Özel Anadolu Lisesi)

246

ANKARA

YENİMAHALLE

ÖZEL ANKARA PINAR İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

119

İSTANBUL

GAZİOSMANPAŞA

ÖZEL ŞAFAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ(Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)

114

KAYSERİ

MELİKGAZİ

ÖZEL MERVE ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

110

KAYSERİ

MELİKGAZİ

ÖZEL TEKDEN İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

108

ANKARA

YENİMAHALLE

ÖZEL ANKARA PINAR ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

108

KAYSERİ

MELİKGAZİ

ÖZEL SAFA MUSTAFA KIZIKLI İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

104

İSTANBUL

SARIYER

ÖZEL DARUŞŞAFAKA ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

99

ADANA

ÇUKUROVA

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL BAŞKENT İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

88

Tüm Türkiye geneline bakıldığında 5, 6, 7 ve 8. sınıf seviyelerine göre ortaokul düzeyinde velilerin 461 öğrenci ile en fazla eğitim desteği için başvurduğu okul Özel Adana Gündoğdu Ortaokulu (Özel Türk Ortaokulu) oldu. Onu ikinci sırada Özel Ahmet Şimşek Anadolu Lisesi (Özel Anadolu Lisesi) 246 öğrenci ile izledi.

Eğitim desteğinin ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir dışında Anadolunun farklı yerleşim bölgelerinde daha fazla talep gördüğünü görüyoruz. Bu da aslında daha çok bu bölgelerde eğitim desteğinin işe yaradığını v e talep gördüğünü göstermektedir. Bu bölgelerde eğitim-öğretim ücretleri büyük şehirlere göre oldukça makul ölçülerde tutulabilmektedir. Bu gerçekten hareketle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler için eğitim destek oranının ortalama okul ücretleri üzerinden planlanması ve artırılması düşünülmelidir.

İstanbul İli

1. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

2. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

Toplam

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Anaokulu

3.988

 

Anaokulu

1.166

 

5.154

1

3.008

 

1

6.147

 

9.155

2

920

 

2

2.300

 

3.220

3

1.010

 

3

1.851

 

2.861

4

787

 

4

1.454

 

2.241

5

2.794

 

5

1.188

 

3.982

6

945

 

6

932

 

1.877

7

879

 

7

810

 

1.689

8

799

 

8

601

 

1.400

9

2.922

 

9

755

 

3.677

10

381

 

10

2.071

 

2.452

11

333

 

11

1.456

 

1.789

12

379

 

12

880

 

1.259

Toplam

19.145

 

Toplam

21.611

 

40.756

İstanbul'da 78.349 öğrencinin başvurmaları ve belirlenen koşullara uymaları halinde bu destekten yararlanacağı öngörülüyordu. Türkiyenin en fazla eğitim sıkıntısı çeken bölgesi olarak bilinen İstanbul’da eğitim desteğine başvuran sayısı 40.756 oldu.

Genel olarak İstanbul’da da diğer illerde olduğu gibi okula başlama dönemlerinde başvurular daha fazla oldu. En çok başvuru Anaokulu ve İlkokul 1. Sınıf düzeyinde görünüyor. Ortalama Özel Okul ücretleri düşünüldüğünde eğitim ve öğretim desteğinin en cılız kaldığı bölge İstanbul olduğu bir gerçek. Özellikle 25-30. bin lira civarında olan özel okul ücretleri için verilen ortalama 3 bin TL lik katkı payı oldukça yetersiz kalıyor. Bölgesel farklılıkların olduğu gerçeği bu desteğin miktarını artırmada gözetilmesi gereken bir durumdur.

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı, sık sık Türkiye’de özel okulda okuma oranının yetersizliğini bildiklerini bu oranı daha yukarılara çekebilmek ve özel okulculuğu teşvik etmek isteklerini dile getirmektedir. Eğitim desteğini de bu çerçevede değerlendirmektedir.

Bu çerçevede özel okulların desteklenmesi ve başarılı öğrencilerin teşvik edilmesi oldukça önemli ve anlamlı bir çalışma. Bunun objektif kriterlerle yapılması ve şeffaf olunması halinde de özel öğretim kurumlarının kontenjanlarının doldurulmasına büyük katkısı olacaktır. Nitekim bu uygulamayla yaklaşık 190 bin öğrenci ve ailesi bu destekten yararlanma hakkına sahip olmuştur. Bunun yanında Gümüşhane ilimiz hariç hemen hemen tüm Türkiye’ye yayılmış pek çok okul bu sayede öğrenci kontenjanları açısından önceki yıllara göre daha fazla doluluk oranı sağlamıştır.

Süreçte gelinen nokta gösteriyor ki iyi niyetle başlatılan bu proje, uygulamaya konmadan önce ülke koşullarının daha iyi analiz edilerek hayata geçirilebilseydi bugün eleştirilen birtakım eksikliklerin önüne geçilebilirdi.

Örneğin özel okulda okuyan çocukların faydalanmadığı bir sistem adil olamadı. Bakanlığın bunun için çocuklarını özel okulda okutanların mali gelirlerini incelemeleri yeterli olabilirdi. Orta ve ortanın üstü gelir düzeyine sahip anne babalar çocuklarına daha iyi bir gelecek kurabilmek için bütçelerinden pek çok kısıntıya giderek çocuklarını özel okulda okutmaktadırlar. Bu kesim de gelecek yıllarda bu olanaktan yararlanmayı hak ediyor.

Sistemik ve planlı bir yaklaşımla düşünüldüğünde bu uygulamanın bugünden daha verimli olabilmesi mümkün. Uygulama için bu yıl yaşanan sıkıntıların nedenleri bakanlıkça mutlaka araştırılıyordur. Neden yeterli başvurunun olmadığından tutun da başvurup hak kazandığı halde özel okula kayıt yaptırmayanların oranı ve bunun gerekçeleri, hangi bölgelerde başvuruların yoğun talep olduğunun bilinmesi kadar hangi bölgelerde başvuruların yetersiz kaldığı önemli verilerdir. Bu kapsamda bu projenin sosyolojik ve ekonomik analizinin yapılması bundan sonra atılacak adımları kolaylaştıracaktır. Örneğin;

•             Ortalama 20-25 bin lira ücretlerle kayıt yapan özel okullara gidebilmek için verilecek 2.500-3.500 lira arasındaki destek yeterli değildir. Daha az kişiye daha fazla destek verilmesi daha gerçekçi olabilir.

•             Çocuklarını özel okulda okutmak isteyen anne-babaların eğitim giderleri sadece okul ücretinden ibaret değildir. Yemek, yol, kitap, defter ve özellikle yabancı dil dersi araç ve gereçleri en az verilen eğitim desteği kadar bir maliyet tutmaktadır. Bu durum da gözardı edilmemelidir.

•             Bölgesel farklılıklar gözetilerek ücret farklılığı için değerlendirme yapılabilir.

•             Eğitim ve Öğretim Desteği, eğitim sistemindeki tüm öğrencilere açık olarak tasarlanmamış. Özel okullarda okuyan ve gerçekten bu desteğe ihtiyacı olanların dışarıda tutulması adil olmamıştır. Bu yukarıda belirtilen analizler yapıldığında daha gerçekçi bir temele oturtulabilir.

•             Hem veliler hem de okullar için yeterli başvuru zamanı bırakılmalı.

Geçerli ve gerçekçi nedenlerle oluşturulmuş bu projenin eksiklerinden arındırılarak ve hatta daha da artırılarak devam ettirilmesi çok önemlidir.

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

> MEB Eğitim ve Öğretim Desteği Projesi analizi

Milli Eğitim Bakanlığının Eğitim ve Öğretim Desteği Projesi için ayrılan 250 Bin Kontenjandan 190.320 öğrenci velisi yararlandı. Yaklaşık 60 bin kişilik (59.680) kontenjan kullanılamadı.

Milli Eğitim Bakanlığı bu öğretim yılı başında 250.000 başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencinin özel okullarda okuyabilmesi için bir yılda ortalama 3 Bin TL den toplam 750 Milyon TL kaynak aktarmayı planlamış ve bunu tüm kamuoyuyla paylaşmıştı.

Ancak ilginin beklenen düzeyde olmaması nedeniyle başvuru süresi uzatılmış sonunda 250 bin kontenjan için başvuruda bulunan 190 bin civarındaki başvuruların tümünün kabul edildiği duyurulmuştu. Okulların açılmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı web sayfası üzerinden yayınladığı iki liste ile de başvuruda bulunan adayların tercihleri doğrultusunda hangi okula yerleştiklerini açıkladı.

Özel Okul bulunan ve talepte bulunulan tüm illerdeki yerleştirmeler incelendiğinde Türkiye genelinde ve İstanbul özelinde öğrenci sayıları ve sınıf seviyeleri bazında ilginç bazı detaylar ortaya çıkıyor. Genel tabloya bakıldığında öngörülen destek miktarıyla gerçekleşen destek miktarı arasında 60. bin öğrencilik ve yılda yaklaşık 180 Milyonluk bir kaynağın kullanılmayacağını görüyoruz. Okul öncesinde verilmesi planlanan 50 bin öğrenci desteğinin ancak 32 bini kullandırılabildi. 50 bin olarak planlanan ilkokul desteği de tüm başvuruların kabul edilmesi nedeniyle 53.636 olarak gerçekleşti.

Eğitim ve Öğretim Desteği Verilecek Okul Türleri,

Destek Tutarları ve Destek Verilmesi Öngörülen ve Gerçekleşen Öğrenci Sayıları

Sıra No

Kurum Türü Adı

Destek Tutarları

Destek Verilecek Öğrenci Sayıları
-Öngörülen-

Destek Almaya Hak Kazanan
Öğrenci Sayıları

1. Yerlerştirme Sayıları

2. Yerlerştirme Sayıları

Toplam

1

Okul Öncesi

2.500,00

50000

16.142

15.997

32.139

2

İlkokul

3.000,00

50000

34.071

19.565

53.636

3

Ortaokul

3.500,00

75000

36.480

25.137

61.617

4

Ortaöğretim

3.500,00

75000

22.738

20.190

42.928

5

Temel Lise

3.000,00

Toplam

250.000

109.431

80.889

190.320

FARK/EKSİK

59.680

Bu rakamlar elbette başvuruları kabul edilmiş velilerin çocuklarını özel okulda okutmaya başladıkları varsayımına dayanmaktadır. Kendilerine eğitim desteği çıkmasına rağmen bu destekten yararlanmayanlara ait herhangi bir istatistik bilgi mevcut değildir.

TÜRKİYE GENELİ

Destek Verileceği Açıklanan Öğrenci Sayıları-Sınıf Seviyelerine Göre

1. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

2. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

Toplam

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Anaokulu

16.142

 

Anaokulu

15.997

 

32139

1

16.220

 

1

7.601

 

23822

2

5.995

 

2

5.891

 

11888

3

6.987

 

3

4.126

 

11116

4

4.869

 

4

1.947

 

6820

5

15.796

 

5

7.323

 

23124

6

7.503

 

6

6.768

 

14277

7

7.069

 

7

6.239

 

13315

8

6.112

 

8

4.807

 

10927

9

15.607

 

9

12.120

 

27736

10

2.043

 

10

2.710

 

4763

11

2.553

 

11

3.106

 

5670

12

2.535

 

12

2.254

 

4801

Toplam

109.431

 

Toplam

80.889

 

190.320

Yine sınıf seviyeleri düzeyinde Türkiye genelinde okula başlamanın ilk basamaklarında eğitim desteği verilme oranının ara sınıflara göre oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda Anaokulu’nda 32.139, İlkokul 1. Sınıf düzeyinde 23.822, Ortaokul 5. Sınıf düzeyinde 23.124 ve Lise düzeyinde 9. Sınıf seviyesinde 27.736 öğrenciye bu olanağın tanındığını görüyoruz. Özellikle eğitim yaşamı boyunca bu desteğin verilecek olması hem velilerin gelecekle ilgili plan yapmalarını kolaylaştırmakta hem de çocuklar için bir motivasyon kaynağı olmaktadır. Örneğin, 32.139 anaokulu çocuğu özel okulda okumaya devam ederlerse 12 yıl boyunca bu destekten yararlanacak demektir. Bu da özel okulculuğu desteklemek adına ekonomik boyutlu çok önemli bir adımdır.

Türkiye Geneli

Eğitim Desteği Sağlanan İlk 10 Okul İsmi ve Öğrenci Sayıları

ADANA

ÇUKUROVA

ÖZEL ADANA GÜNDOĞDU ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

625

İSTANBUL

KARTAL

ÖZEL AHMET ŞİMŞEK ANADOLU LİSESİ(Özel Anadolu Lisesi)

246

ANKARA

YENİMAHALLE

ÖZEL ANKARA PINAR İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

119

İSTANBUL

GAZİOSMANPAŞA

ÖZEL ŞAFAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ(Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)

114

KAYSERİ

MELİKGAZİ

ÖZEL MERVE ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

110

KAYSERİ

MELİKGAZİ

ÖZEL TEKDEN İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

108

ANKARA

YENİMAHALLE

ÖZEL ANKARA PINAR ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

108

KAYSERİ

MELİKGAZİ

ÖZEL SAFA MUSTAFA KIZIKLI İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

104

İSTANBUL

SARIYER

ÖZEL DARUŞŞAFAKA ORTAOKULU(Özel Türk Ortaokulu)

99

ADANA

ÇUKUROVA

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL BAŞKENT İLKOKULU(Özel Türk İlkokulu)

88

Tüm Türkiye geneline bakıldığında 5, 6, 7 ve 8. sınıf seviyelerine göre ortaokul düzeyinde velilerin 461 öğrenci ile en fazla eğitim desteği için başvurduğu okul Özel Adana Gündoğdu Ortaokulu (Özel Türk Ortaokulu) oldu. Onu ikinci sırada Özel Ahmet Şimşek Anadolu Lisesi (Özel Anadolu Lisesi) 246 öğrenci ile izledi.

Eğitim desteğinin ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir dışında Anadolunun farklı yerleşim bölgelerinde daha fazla talep gördüğünü görüyoruz. Bu da aslında daha çok bu bölgelerde eğitim desteğinin işe yaradığını v e talep gördüğünü göstermektedir. Bu bölgelerde eğitim-öğretim ücretleri büyük şehirlere göre oldukça makul ölçülerde tutulabilmektedir. Bu gerçekten hareketle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler için eğitim destek oranının ortalama okul ücretleri üzerinden planlanması ve artırılması düşünülmelidir.

İstanbul İli

1. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

2. Yerlerştirmede
Gerçekleşen

 

Toplam

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Sınıf Seviyesi

Destek Verilen Öğrenci Sayıları

 

Anaokulu

3.988

 

Anaokulu

1.166

 

5.154

1

3.008

 

1

6.147

 

9.155

2

920

 

2

2.300

 

3.220

3

1.010

 

3

1.851

 

2.861

4

787

 

4

1.454

 

2.241

5

2.794

 

5

1.188

 

3.982

6

945

 

6

932

 

1.877

7

879

 

7

810

 

1.689

8

799

 

8

601

 

1.400

9

2.922

 

9

755

 

3.677

10

381

 

10

2.071

 

2.452

11

333

 

11

1.456

 

1.789

12

379

 

12

880

 

1.259

Toplam

19.145

 

Toplam

21.611

 

40.756

İstanbul'da 78.349 öğrencinin başvurmaları ve belirlenen koşullara uymaları halinde bu destekten yararlanacağı öngörülüyordu. Türkiyenin en fazla eğitim sıkıntısı çeken bölgesi olarak bilinen İstanbul’da eğitim desteğine başvuran sayısı 40.756 oldu.

Genel olarak İstanbul’da da diğer illerde olduğu gibi okula başlama dönemlerinde başvurular daha fazla oldu. En çok başvuru Anaokulu ve İlkokul 1. Sınıf düzeyinde görünüyor. Ortalama Özel Okul ücretleri düşünüldüğünde eğitim ve öğretim desteğinin en cılız kaldığı bölge İstanbul olduğu bir gerçek. Özellikle 25-30. bin lira civarında olan özel okul ücretleri için verilen ortalama 3 bin TL lik katkı payı oldukça yetersiz kalıyor. Bölgesel farklılıkların olduğu gerçeği bu desteğin miktarını artırmada gözetilmesi gereken bir durumdur.

Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı, sık sık Türkiye’de özel okulda okuma oranının yetersizliğini bildiklerini bu oranı daha yukarılara çekebilmek ve özel okulculuğu teşvik etmek isteklerini dile getirmektedir. Eğitim desteğini de bu çerçevede değerlendirmektedir.

Bu çerçevede özel okulların desteklenmesi ve başarılı öğrencilerin teşvik edilmesi oldukça önemli ve anlamlı bir çalışma. Bunun objektif kriterlerle yapılması ve şeffaf olunması halinde de özel öğretim kurumlarının kontenjanlarının doldurulmasına büyük katkısı olacaktır. Nitekim bu uygulamayla yaklaşık 190 bin öğrenci ve ailesi bu destekten yararlanma hakkına sahip olmuştur. Bunun yanında Gümüşhane ilimiz hariç hemen hemen tüm Türkiye’ye yayılmış pek çok okul bu sayede öğrenci kontenjanları açısından önceki yıllara göre daha fazla doluluk oranı sağlamıştır.

Süreçte gelinen nokta gösteriyor ki iyi niyetle başlatılan bu proje, uygulamaya konmadan önce ülke koşullarının daha iyi analiz edilerek hayata geçirilebilseydi bugün eleştirilen birtakım eksikliklerin önüne geçilebilirdi.

Örneğin özel okulda okuyan çocukların faydalanmadığı bir sistem adil olamadı. Bakanlığın bunun için çocuklarını özel okulda okutanların mali gelirlerini incelemeleri yeterli olabilirdi. Orta ve ortanın üstü gelir düzeyine sahip anne babalar çocuklarına daha iyi bir gelecek kurabilmek için bütçelerinden pek çok kısıntıya giderek çocuklarını özel okulda okutmaktadırlar. Bu kesim de gelecek yıllarda bu olanaktan yararlanmayı hak ediyor.

Sistemik ve planlı bir yaklaşımla düşünüldüğünde bu uygulamanın bugünden daha verimli olabilmesi mümkün. Uygulama için bu yıl yaşanan sıkıntıların nedenleri bakanlıkça mutlaka araştırılıyordur. Neden yeterli başvurunun olmadığından tutun da başvurup hak kazandığı halde özel okula kayıt yaptırmayanların oranı ve bunun gerekçeleri, hangi bölgelerde başvuruların yoğun talep olduğunun bilinmesi kadar hangi bölgelerde başvuruların yetersiz kaldığı önemli verilerdir. Bu kapsamda bu projenin sosyolojik ve ekonomik analizinin yapılması bundan sonra atılacak adımları kolaylaştıracaktır. Örneğin;

•             Ortalama 20-25 bin lira ücretlerle kayıt yapan özel okullara gidebilmek için verilecek 2.500-3.500 lira arasındaki destek yeterli değildir. Daha az kişiye daha fazla destek verilmesi daha gerçekçi olabilir.

•             Çocuklarını özel okulda okutmak isteyen anne-babaların eğitim giderleri sadece okul ücretinden ibaret değildir. Yemek, yol, kitap, defter ve özellikle yabancı dil dersi araç ve gereçleri en az verilen eğitim desteği kadar bir maliyet tutmaktadır. Bu durum da gözardı edilmemelidir.

•             Bölgesel farklılıklar gözetilerek ücret farklılığı için değerlendirme yapılabilir.

•             Eğitim ve Öğretim Desteği, eğitim sistemindeki tüm öğrencilere açık olarak tasarlanmamış. Özel okullarda okuyan ve gerçekten bu desteğe ihtiyacı olanların dışarıda tutulması adil olmamıştır. Bu yukarıda belirtilen analizler yapıldığında daha gerçekçi bir temele oturtulabilir.

•             Hem veliler hem de okullar için yeterli başvuru zamanı bırakılmalı.

Geçerli ve gerçekçi nedenlerle oluşturulmuş bu projenin eksiklerinden arındırılarak ve hatta daha da artırılarak devam ettirilmesi çok önemlidir.

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

Son Güncelleme: Pazartesi, 03 Kasım 2014 11:51

Gösterim: 4182

Tercih Süreci Adayların Kararsızlıkları Nedeniyle Sıkıntılı Geçiyor

2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sınavlarının ikinci aşaması olan 2014 Lisans Yerleştirme Sınavı (2014-LYS) 81 il merkezinde (91 sınav merkezinde) 14-15 ve 21-22 Haziran 2014 tarihlerinde beş oturum halinde gerçekleştirildi. ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre iki haftada gerçekleştirilen 5 farklı sınavda toplam 340.562 personel görev yapmış, 5.521.318 adet soru kitapçığı kullanılmış ve sınavın güvenliği ile ilgili herhangi bir sorun yaşanmamıştır.

ÖSYM, sınavların bittiği gün YGS’de olduğu gibi 2014-LYS’lerde de test sorularının tamamından rastgele seçtiği % 20 oranındaki soruyu cevap anahtarıyla beraber web sayfasında “Temel Soru Kitapçıkları” adı altında adaylarla ve basınla paylaştı. Böylece 1.423.124 adayın üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile başlayan sınav maratonu 946 bin 244 adayın YGS’den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girmesiyle tamamlanmış oldu.

Sınav maratonunun bitmesiyle adayların ve ailelerin ayrı bir heyecan yaşamaya başladıkları söylenebilir. Şimdi sıra liseyi bitirene kadar hayalini kurdukları mesleklerle nasıl bir araya geleceklerinin hesabını yapmaya geldi. Bu heyecan, sınav sonuçlarının açıklanmasıyla ve onu takip eden tercih döneminde tavan yapacaktır.

Hangi bölümü tercih etsem ya da seçeceğim bölümü hangi üniversitede okusam kararını vermek gerçekten sınava hazırlanmak kadar zor. Burada biliyoruz ki aileler, yakın çevredeki güven duyulan insanlar, tanıdık yüzler, öğretmenler, arkadaşlar ve rehber öğretmenler adayların ilk başvurduğu, danıştıkları kaynak kişiler oluyorlar. Ancak her danışılan kişi farklı bir şey söylediğinde de işin içinden çıkılamaz oluyor.

Gerçekte tercih aşamasının iki boyutu var. Birincisi teknik boyut, sınav sonuçları ile tercih edeceğiniz bölüm ve üniversitelerin asgari (puansal ya da başarı sıralarının) koşullarının uyuşması. En basit olanı da bu, seçimlerinizi bu çerçevede yapabilirseniz, okumak istediğiniz ya da okuyabileceğiniz bölümlere yerleşebilir açıkta kalma durumu yaşamazsınız.

Tercihin ikinci boyutu ise psikolojik olan kısmıdır. Burada da ilgi, istek ve motivasyonunuzun yüksek olduğu bölümler arasında kararsız kalma durumu vardır. İleride pişmanlık duymayacağınız, severek ve ilgi duyarak okuyacağınız birden çok meslek dalı arasında sıkışıp kalabilirsiniz. Burada da ilginiz vardır ama becerileriniz yetmeyebilir, ilginiz yoktur ama becerileriniz o meslek için yetiyor da artıyor olabilir.

Tüm bu veriler sizin için üç bileşeni bir araya getirmeyi zorunlu kılar. Meslekleri tanımayı, kendinizi iyi tanımayı ve kendinize uygun (ilgi, yetenek, motivasyon, beceri, v.b) bir seçim yapmayı. Bu üç bileşenin asgari koşulu da sınav sonucunda elde ettiğiniz neticenin bunu yapmaya olanak sağlıyor olmasıdır.

Bugüne kadar iyi bir kariyer sahibi olmanın yolunun iyi bir üniversite ve iyi bir bölümde okumaktan geçtiği düşünüldü hep. Oysa okul ve iş yaşamı arasındaki bağ çoğu zaman hiç örtüşmedi. Geleceğin iş dünyası artık çalışanlarında, evrensel bakış açısına sahip, parçaların önemini bilen ama sistemin bütününe odaklanabilen, anında ve hızlı davranabilme becerisine erişmiş, nerede ve hangi koşulda olursa olsun kendini doğru ifade edebilme becerisini aramaya başladı.

İş dünyasındaki rekabet ve yaşanan bu hızlı değişim özellikle kariyer hedefleri konusunda kafası netleşmemiş gençlere iki önemli mesaj vermektedir. Kendinizi geliştirin, dönüştürün ve iyi ifade edin. Aileler bilmeliler ki çocukluktan ergenliğe gelişim süreçleri içerisinde gence her bir dokunuş onun ileride seçeceği mesleğin belirleyicisi olabilir. Bu nedenle aileler, çocuklarının özelliklerini bilerek ilgi ve yetenekleri doğrultusunda onları yönlendirebilir ve yüreklendirebilirler.

Gençler ise bugünden yarına her yönüyle hızlı değişen toplumun ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayı, merak duymayı kendilerine görev edinmeliler. Bunun için de;

•          Meslek odaklı değil iş odaklı olmalılar. Hayat herkese eşit fırsatlar verir. Bazıları kendilerine verilen fırsatları iyi değerlendirir bazıları ise değerlendiremez. Başarılı olmak için hayatın kendilerine sunduğu fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliler.

•          Okunulan üniversite ve alınan diploma mutlaka önemlidir, ancak onların kariyeriniz için sadece birer araç olduğu unutulmamalıdır.

•          Bir meslek edinip master, doktora dereceleri aldığı halde ben bunu istemiyordum ben başka bir alanda mutlu alacağım diyen ve bu isteğini yerine getiren insanların sayısı az değildir.

•          Gelecek gençlerin yüzyılı, geleceğe alışa gelmiş her şeyin değiştiği bir yüzyıl olarak bakmalı ve tek bir alanda değil çok farklı alanlarda kendilerini geliştirmeliler.

Günümüz toplumunda, son yıllarda doktorluktan müzisyenliğe, öğretmenlikten bankacılığa, bankacılıktan şarapçılığa uzanan farklı başarı ve kariyer öyküleri hiç olmadığı kadar arttığını görüyoruz. Üniversitede verilen eğitimlerin yansıması olarak tıp, hukuk, mühendislik, gibi bir uzmanlığa endeksli meslekler dışında pek çok meslekte artık alınan eğitimin pek fazla bir önemi kalmadı. Birçok kişinin mezun olduktan sonra eğitim aldıkları bölümlerden ilgi ve yetenekleri doğrultusunda farklı alanlarda iş yaşamına atıldıklarını görmeye başladık.

Geleceğin toplumunda ise tüm öngörüler bilgi teknolojilerinin önemine ve değerine ilişkin. Matematik ve Fen Bilimleri dışında önde olacak olan meslek alanı yok gibi. Gelecekte enerji, su, gıda mühendislikleri, savunma sanayii, uzay bilimleri, makine imalat, otomobil, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sağlık sektörü ön plana çıkıyor. Bunun yanında en az bir yabancı dili bilmek, disiplinler arası düşünebilme, yaratıcılık, bilgi okuryazarlığı, insan ilişkileri, psikoloji ve toplum bilim önem kazanacaktır.

Sonuçların Açıklanması ve Tercihlerin Hazırlanması

Geçen yıl rekor sayılabilecek kısa bir sürede sınav sonuçlarını açıklayan ve tercih takvimini hazırlayan ÖSYM, bu yıl da bu süreci hızlandırdı ve 2014- ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunu, http://www.osym.gov.tr internet adresinden, adaylara ve diğer ilgililere ön bilgi vermek amacıyla yayımladı.

•           Üniversite tercihleri 7-17 Temmuz 2014 tarihlerinde 10 gün içerisinde yapılacak. 2014-2015 öğretim yılında, ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

•          Sınav sonuç belgeleri adaylara posta ile gönderilmeyeceğinden YGS sonuçlarını öğrendikleri gibi yine internetten kendilerine özel şifrelerle ÖSYM’nin sınav sonuçlarını açıkladığı sayfadan öğrenebileceklerdir. Sınav sonuç belgelerinde Y-YGS ve Y-LYS puanları ile başarı sıralarını göreceklerdir. Adaylar unutmasınlar ki Y puanları OBP’leri de içerdiğinden yerleştirmeye esas olan puanlardır ve başarı sıralamaları da buna dayanarak belirlenmiştir.

•          Adaylar, 2014 üniversiteleri ve programlarına ait, kontenjanlar ile bölümlerin 2013 taban puanları, başarı sıraları ve özel koşullarını içeren bilgileri ancak 2014 Kontenjanlar Kılavuzu yayımlandığında görebileceklerdir. Bu kılavuz yardımıyla, öğrenim görmek istediği bölümlere 2013’de en son giren adayın Y-puanını ve Y-başarı sıralarını da bulabileceklerdir.

•          Adaylar toplamda 194 yükseköğretim kurumunda yer alan yaklaşık 10 bin bölümdeki 1 milyonu aşkın kontenjan arasından en fazla 30 tercih seçim yapacaklardır. Bazen üniversiteler belirli alanlarda uzmanlaşabiliyorlar. Akademik olarak bu birkaç alanda gerçekten iyi niteliklere sahip olmaları yanında diğer bölümlere aynı oranda destek veremeyebiliyorlar. Bu nedenle adaylar tercihlerini yapmadan önce okumak istedikleri bölümleri ve üniversiteleri iyi araştırmalılar.

•          Gitmeyi düşünmediğiniz bölümleri tercih listenize almamalısınız. Kayıt yaptırmasanız bile yerleştirildiğiniz bölümlerden dolayı ertesi yıl ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınız düşecektir.

•          Tercih edeceğiniz bölümün hangi puan türüne dahil olduğuna dikkat edin ve o türdeki puanınızı göz önüne alarak tercihinizi yapın.

•          İstemediğiniz yüksek puanlı bir yeri, sırf puanınız yettiği için yazmamalısınız. Yerleştirildiğinizde mutsuz olursunuz.

•          Seçtiğiniz üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasına, burs durumuna ve bulunduğu şehre ve varsa diğer özel koşullarına bir kez daha dikkatle bakın.

Tercih Yaparken- Sihirli Soru

•          Öncelikle adaylar, başarı sırası ve puanları ile öğrenim görmek istediği üniversiteleri-bölümleri bir arada değerlendirerek bir taslak tercih listesi oluşturmalılar. Sihirli soru sınav olmasaydı ve sizi koşulsuz olarak istediğiniz bölüme yerleştireceğiz deselerdi ilk sıraya hangi bölümü yazardınız? O bölüm bir nedenle olamadığında ikinci olarak hangi bölümü isterdiniz? Sorularını sormaktır.

•          Bölümler, en çok girilmek istenenden, en az istenene doğru sıralamalı ve başarı sırası, minimum puan açısından, istek sırasını oynatmayacak biçimde gözden geçirilmelidir.

•          Ölü tercih yoktur. Hiçbir aday okumak istemediği bir yükseköğretim programını tercihleri arasında yer vermiyorsa ölü tercihten de söz edilemez.

•          Daha çok istenen bir yükseköğretim programını, yüzdelik dilim, minimum puan ya da başka bir nedenden ötürü daha az istediği bir programın altına yazmamak gerekir.

•          Tercih sürecinde, 2013 taban puanların 2014’te 15-20 puan -/+ olabileceği ya da başarı sıralarının -/+ % 3 değişebileceği göz önünde tutulmalıdır.

•          Kendi 2014 puan ve sırasına göre, 15-20 puan alt ve üst, başarı sırasının yarısı kadar alt ve üst aralıklarda olabilecek bölümleri belirlemek açıkta kalma riskini neredeyse sıfırlar. Örneğin 50 bininci sırada yer almış bir adayın tercih aralığını 25 bin ile 75 bin aralığında yapıyor olması yerleşme şansını çok artırır.

•          Bir aday, kaçıncı sıraya yazmış olursa olsun, tercih ettiği bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte Y-YGS/LYS puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirileceklerdir. Bu nedenle yerleştirilmede tercih sırasının adayın isteğini ÖSYM’ye bildirmiş olmasının ötesinde bir önemi ve yerleşme önceliği avantajı yoktur.

•          Tercihler Yerleştirme YGS/LYS Puanlarına (Y-YGS/LYS) göre yapılacaktır. YGS’de 140 ve üstü alan adaylar ön lisans ve AÖF programlarını ve özel yetenek sınavı ile alan lisans programlarını tercih edebilirler. LYS’lerde 180 ve üstü puan alan adaylar ise YGS ve LYS puanları ile alan lisans programlarını tercih edebilecekler.

•          Eğer iki aday, eşit Y-YGS/LYS puanına sahip olursa; başarı sırası aynı olmayacaktır. O puan türünde ham YGS/LYS puanı yüksek olanın başarı sırası daha yüksek olur, o da eşitse, o puan türünün ana alan testleri neti daha yüksek olanın başarı sırası yüksek olur.

Yerleşmek Zor Değil

2013 ÖSYM verilerine bakıldığında ortalama bir diploma notu, toplamda 20 Matematik ve Geometri ve 30-35 Edebiyat net ile 10 civarında Coğrafya neti iyi bir üniversitenin Hukuk Fakültesinde okumaya yetiyor. Bu tespit tıp eğitiminden, sosyal bilimler alanındaki tüm bölümler için geçerli. Umutlu ve hazırlığını iyi yapmış her aday için üniversitelerde yer var.

İstanbul/Sabancı

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
Yönetim Bilimleri

18

8

22

10

64

319

 

 

 

 

 

 

 

İstanbul/İKÜ

 

 

 

 

 

 

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
İşletme Tam Burslu

17

8

28

14

64

319

 

 

 

 

 

 

 

Ankara/ODTÜ

 

 

 

 

 

 

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Uluslararası İlişkiler

25

12

46

13

88

439

 

 

 

 

 

 

 

İstanbul/Özyeğin

 

 

 

 

 

 

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Hukuk

17

3

33

13

62

309

 

Sınava Girenlerin Yarısı Lise Son Sınıf Öğrencisi 

Üniversiteye giriş için başvuran adayların yarıya yakını ortaöğretim kurumlarında son sınıf düzeyinde eğitim görenlerden oluşuyor. Bu da yeni, taze ve tekrar edilmiş bilgilerin sınandığı bu sınavlarda bir avantaja dönüşebilir.

YGS-LYS Giren Sayıları

 

 

 

 

 

Adayların Özellikleri

2014

2013

SAYI

%

SAYI

%

YGS'ye Giriş İçin Başvuran

2.007.688

 

1.852.817

 

Lise Son

850.840

40,79

800.810

41,69

m Mezun

1.235.247

59,21

1.122.223

58,31

Mezun Yerleşememiş

578.741

27,74

561.460

29,17

Üniversite Öğrencisi

437.933

20,99

380.000

19,74

Üniversite Mezun

121.676

5,83

100.763

5,24

Üniversite Terk

96.897

4,64

80.000

4,16

Kontenjanlar Adaylar İçin Yeterli Yarısı 

ÖSYM'nin açıkladığı kontenjanlar dengeli bir dağılım gösterdiğinde sınava girecek adaylar için makul sayılabilecek yeterlilikte. Adayların kendileri için asgari yeterlilikleri bulunan üniversiteleri okumak için seçmeleri durumunda bu kontenjanlar yeterli olacaktır. Ancak son yıllarda boş kontenjanların çokluğundan da söz etmeden olmayacak. Her koşulda unutmamalı ki kendi gerçeğinden hareket eden adaylar durumlarına uygun yerleşebilecekleri bir bölüm seçme şansına sahipler.

Üniversitelerin Kontenjanları – 2013

Program Türü

Devlet/104

Vakıf/
73 + 8 MYO

KKTC/9

YurtDışı

Toplam/104

Lisans

408.853

67.675

14.244

1.932

492.704

Ön Lisans

342.119

45.495

2.464

50

390.128

Ö. Yetenek

18.577

5.024

1.687

112

25.400

Toplam

769.549

118.194

18.395

2.094

908.232

 

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

 

 

> Tercih sürecinde doğru karar vermek

Tercih Süreci Adayların Kararsızlıkları Nedeniyle Sıkıntılı Geçiyor

2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sınavlarının ikinci aşaması olan 2014 Lisans Yerleştirme Sınavı (2014-LYS) 81 il merkezinde (91 sınav merkezinde) 14-15 ve 21-22 Haziran 2014 tarihlerinde beş oturum halinde gerçekleştirildi. ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre iki haftada gerçekleştirilen 5 farklı sınavda toplam 340.562 personel görev yapmış, 5.521.318 adet soru kitapçığı kullanılmış ve sınavın güvenliği ile ilgili herhangi bir sorun yaşanmamıştır.

ÖSYM, sınavların bittiği gün YGS’de olduğu gibi 2014-LYS’lerde de test sorularının tamamından rastgele seçtiği % 20 oranındaki soruyu cevap anahtarıyla beraber web sayfasında “Temel Soru Kitapçıkları” adı altında adaylarla ve basınla paylaştı. Böylece 1.423.124 adayın üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile başlayan sınav maratonu 946 bin 244 adayın YGS’den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girmesiyle tamamlanmış oldu.

Sınav maratonunun bitmesiyle adayların ve ailelerin ayrı bir heyecan yaşamaya başladıkları söylenebilir. Şimdi sıra liseyi bitirene kadar hayalini kurdukları mesleklerle nasıl bir araya geleceklerinin hesabını yapmaya geldi. Bu heyecan, sınav sonuçlarının açıklanmasıyla ve onu takip eden tercih döneminde tavan yapacaktır.

Hangi bölümü tercih etsem ya da seçeceğim bölümü hangi üniversitede okusam kararını vermek gerçekten sınava hazırlanmak kadar zor. Burada biliyoruz ki aileler, yakın çevredeki güven duyulan insanlar, tanıdık yüzler, öğretmenler, arkadaşlar ve rehber öğretmenler adayların ilk başvurduğu, danıştıkları kaynak kişiler oluyorlar. Ancak her danışılan kişi farklı bir şey söylediğinde de işin içinden çıkılamaz oluyor.

Gerçekte tercih aşamasının iki boyutu var. Birincisi teknik boyut, sınav sonuçları ile tercih edeceğiniz bölüm ve üniversitelerin asgari (puansal ya da başarı sıralarının) koşullarının uyuşması. En basit olanı da bu, seçimlerinizi bu çerçevede yapabilirseniz, okumak istediğiniz ya da okuyabileceğiniz bölümlere yerleşebilir açıkta kalma durumu yaşamazsınız.

Tercihin ikinci boyutu ise psikolojik olan kısmıdır. Burada da ilgi, istek ve motivasyonunuzun yüksek olduğu bölümler arasında kararsız kalma durumu vardır. İleride pişmanlık duymayacağınız, severek ve ilgi duyarak okuyacağınız birden çok meslek dalı arasında sıkışıp kalabilirsiniz. Burada da ilginiz vardır ama becerileriniz yetmeyebilir, ilginiz yoktur ama becerileriniz o meslek için yetiyor da artıyor olabilir.

Tüm bu veriler sizin için üç bileşeni bir araya getirmeyi zorunlu kılar. Meslekleri tanımayı, kendinizi iyi tanımayı ve kendinize uygun (ilgi, yetenek, motivasyon, beceri, v.b) bir seçim yapmayı. Bu üç bileşenin asgari koşulu da sınav sonucunda elde ettiğiniz neticenin bunu yapmaya olanak sağlıyor olmasıdır.

Bugüne kadar iyi bir kariyer sahibi olmanın yolunun iyi bir üniversite ve iyi bir bölümde okumaktan geçtiği düşünüldü hep. Oysa okul ve iş yaşamı arasındaki bağ çoğu zaman hiç örtüşmedi. Geleceğin iş dünyası artık çalışanlarında, evrensel bakış açısına sahip, parçaların önemini bilen ama sistemin bütününe odaklanabilen, anında ve hızlı davranabilme becerisine erişmiş, nerede ve hangi koşulda olursa olsun kendini doğru ifade edebilme becerisini aramaya başladı.

İş dünyasındaki rekabet ve yaşanan bu hızlı değişim özellikle kariyer hedefleri konusunda kafası netleşmemiş gençlere iki önemli mesaj vermektedir. Kendinizi geliştirin, dönüştürün ve iyi ifade edin. Aileler bilmeliler ki çocukluktan ergenliğe gelişim süreçleri içerisinde gence her bir dokunuş onun ileride seçeceği mesleğin belirleyicisi olabilir. Bu nedenle aileler, çocuklarının özelliklerini bilerek ilgi ve yetenekleri doğrultusunda onları yönlendirebilir ve yüreklendirebilirler.

Gençler ise bugünden yarına her yönüyle hızlı değişen toplumun ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayı, merak duymayı kendilerine görev edinmeliler. Bunun için de;

•          Meslek odaklı değil iş odaklı olmalılar. Hayat herkese eşit fırsatlar verir. Bazıları kendilerine verilen fırsatları iyi değerlendirir bazıları ise değerlendiremez. Başarılı olmak için hayatın kendilerine sunduğu fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliler.

•          Okunulan üniversite ve alınan diploma mutlaka önemlidir, ancak onların kariyeriniz için sadece birer araç olduğu unutulmamalıdır.

•          Bir meslek edinip master, doktora dereceleri aldığı halde ben bunu istemiyordum ben başka bir alanda mutlu alacağım diyen ve bu isteğini yerine getiren insanların sayısı az değildir.

•          Gelecek gençlerin yüzyılı, geleceğe alışa gelmiş her şeyin değiştiği bir yüzyıl olarak bakmalı ve tek bir alanda değil çok farklı alanlarda kendilerini geliştirmeliler.

Günümüz toplumunda, son yıllarda doktorluktan müzisyenliğe, öğretmenlikten bankacılığa, bankacılıktan şarapçılığa uzanan farklı başarı ve kariyer öyküleri hiç olmadığı kadar arttığını görüyoruz. Üniversitede verilen eğitimlerin yansıması olarak tıp, hukuk, mühendislik, gibi bir uzmanlığa endeksli meslekler dışında pek çok meslekte artık alınan eğitimin pek fazla bir önemi kalmadı. Birçok kişinin mezun olduktan sonra eğitim aldıkları bölümlerden ilgi ve yetenekleri doğrultusunda farklı alanlarda iş yaşamına atıldıklarını görmeye başladık.

Geleceğin toplumunda ise tüm öngörüler bilgi teknolojilerinin önemine ve değerine ilişkin. Matematik ve Fen Bilimleri dışında önde olacak olan meslek alanı yok gibi. Gelecekte enerji, su, gıda mühendislikleri, savunma sanayii, uzay bilimleri, makine imalat, otomobil, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sağlık sektörü ön plana çıkıyor. Bunun yanında en az bir yabancı dili bilmek, disiplinler arası düşünebilme, yaratıcılık, bilgi okuryazarlığı, insan ilişkileri, psikoloji ve toplum bilim önem kazanacaktır.

Sonuçların Açıklanması ve Tercihlerin Hazırlanması

Geçen yıl rekor sayılabilecek kısa bir sürede sınav sonuçlarını açıklayan ve tercih takvimini hazırlayan ÖSYM, bu yıl da bu süreci hızlandırdı ve 2014- ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunu, http://www.osym.gov.tr internet adresinden, adaylara ve diğer ilgililere ön bilgi vermek amacıyla yayımladı.

•           Üniversite tercihleri 7-17 Temmuz 2014 tarihlerinde 10 gün içerisinde yapılacak. 2014-2015 öğretim yılında, ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

•          Sınav sonuç belgeleri adaylara posta ile gönderilmeyeceğinden YGS sonuçlarını öğrendikleri gibi yine internetten kendilerine özel şifrelerle ÖSYM’nin sınav sonuçlarını açıkladığı sayfadan öğrenebileceklerdir. Sınav sonuç belgelerinde Y-YGS ve Y-LYS puanları ile başarı sıralarını göreceklerdir. Adaylar unutmasınlar ki Y puanları OBP’leri de içerdiğinden yerleştirmeye esas olan puanlardır ve başarı sıralamaları da buna dayanarak belirlenmiştir.

•          Adaylar, 2014 üniversiteleri ve programlarına ait, kontenjanlar ile bölümlerin 2013 taban puanları, başarı sıraları ve özel koşullarını içeren bilgileri ancak 2014 Kontenjanlar Kılavuzu yayımlandığında görebileceklerdir. Bu kılavuz yardımıyla, öğrenim görmek istediği bölümlere 2013’de en son giren adayın Y-puanını ve Y-başarı sıralarını da bulabileceklerdir.

•          Adaylar toplamda 194 yükseköğretim kurumunda yer alan yaklaşık 10 bin bölümdeki 1 milyonu aşkın kontenjan arasından en fazla 30 tercih seçim yapacaklardır. Bazen üniversiteler belirli alanlarda uzmanlaşabiliyorlar. Akademik olarak bu birkaç alanda gerçekten iyi niteliklere sahip olmaları yanında diğer bölümlere aynı oranda destek veremeyebiliyorlar. Bu nedenle adaylar tercihlerini yapmadan önce okumak istedikleri bölümleri ve üniversiteleri iyi araştırmalılar.

•          Gitmeyi düşünmediğiniz bölümleri tercih listenize almamalısınız. Kayıt yaptırmasanız bile yerleştirildiğiniz bölümlerden dolayı ertesi yıl ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınız düşecektir.

•          Tercih edeceğiniz bölümün hangi puan türüne dahil olduğuna dikkat edin ve o türdeki puanınızı göz önüne alarak tercihinizi yapın.

•          İstemediğiniz yüksek puanlı bir yeri, sırf puanınız yettiği için yazmamalısınız. Yerleştirildiğinizde mutsuz olursunuz.

•          Seçtiğiniz üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasına, burs durumuna ve bulunduğu şehre ve varsa diğer özel koşullarına bir kez daha dikkatle bakın.

Tercih Yaparken- Sihirli Soru

•          Öncelikle adaylar, başarı sırası ve puanları ile öğrenim görmek istediği üniversiteleri-bölümleri bir arada değerlendirerek bir taslak tercih listesi oluşturmalılar. Sihirli soru sınav olmasaydı ve sizi koşulsuz olarak istediğiniz bölüme yerleştireceğiz deselerdi ilk sıraya hangi bölümü yazardınız? O bölüm bir nedenle olamadığında ikinci olarak hangi bölümü isterdiniz? Sorularını sormaktır.

•          Bölümler, en çok girilmek istenenden, en az istenene doğru sıralamalı ve başarı sırası, minimum puan açısından, istek sırasını oynatmayacak biçimde gözden geçirilmelidir.

•          Ölü tercih yoktur. Hiçbir aday okumak istemediği bir yükseköğretim programını tercihleri arasında yer vermiyorsa ölü tercihten de söz edilemez.

•          Daha çok istenen bir yükseköğretim programını, yüzdelik dilim, minimum puan ya da başka bir nedenden ötürü daha az istediği bir programın altına yazmamak gerekir.

•          Tercih sürecinde, 2013 taban puanların 2014’te 15-20 puan -/+ olabileceği ya da başarı sıralarının -/+ % 3 değişebileceği göz önünde tutulmalıdır.

•          Kendi 2014 puan ve sırasına göre, 15-20 puan alt ve üst, başarı sırasının yarısı kadar alt ve üst aralıklarda olabilecek bölümleri belirlemek açıkta kalma riskini neredeyse sıfırlar. Örneğin 50 bininci sırada yer almış bir adayın tercih aralığını 25 bin ile 75 bin aralığında yapıyor olması yerleşme şansını çok artırır.

•          Bir aday, kaçıncı sıraya yazmış olursa olsun, tercih ettiği bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte Y-YGS/LYS puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirileceklerdir. Bu nedenle yerleştirilmede tercih sırasının adayın isteğini ÖSYM’ye bildirmiş olmasının ötesinde bir önemi ve yerleşme önceliği avantajı yoktur.

•          Tercihler Yerleştirme YGS/LYS Puanlarına (Y-YGS/LYS) göre yapılacaktır. YGS’de 140 ve üstü alan adaylar ön lisans ve AÖF programlarını ve özel yetenek sınavı ile alan lisans programlarını tercih edebilirler. LYS’lerde 180 ve üstü puan alan adaylar ise YGS ve LYS puanları ile alan lisans programlarını tercih edebilecekler.

•          Eğer iki aday, eşit Y-YGS/LYS puanına sahip olursa; başarı sırası aynı olmayacaktır. O puan türünde ham YGS/LYS puanı yüksek olanın başarı sırası daha yüksek olur, o da eşitse, o puan türünün ana alan testleri neti daha yüksek olanın başarı sırası yüksek olur.

Yerleşmek Zor Değil

2013 ÖSYM verilerine bakıldığında ortalama bir diploma notu, toplamda 20 Matematik ve Geometri ve 30-35 Edebiyat net ile 10 civarında Coğrafya neti iyi bir üniversitenin Hukuk Fakültesinde okumaya yetiyor. Bu tespit tıp eğitiminden, sosyal bilimler alanındaki tüm bölümler için geçerli. Umutlu ve hazırlığını iyi yapmış her aday için üniversitelerde yer var.

İstanbul/Sabancı

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
Yönetim Bilimleri

18

8

22

10

64

319

 

 

 

 

 

 

 

İstanbul/İKÜ

 

 

 

 

 

 

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
İşletme Tam Burslu

17

8

28

14

64

319

 

 

 

 

 

 

 

Ankara/ODTÜ

 

 

 

 

 

 

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Uluslararası İlişkiler

25

12

46

13

88

439

 

 

 

 

 

 

 

İstanbul/Özyeğin

 

 

 

 

 

 

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Hukuk

17

3

33

13

62

309

 

Sınava Girenlerin Yarısı Lise Son Sınıf Öğrencisi 

Üniversiteye giriş için başvuran adayların yarıya yakını ortaöğretim kurumlarında son sınıf düzeyinde eğitim görenlerden oluşuyor. Bu da yeni, taze ve tekrar edilmiş bilgilerin sınandığı bu sınavlarda bir avantaja dönüşebilir.

YGS-LYS Giren Sayıları

 

 

 

 

 

Adayların Özellikleri

2014

2013

SAYI

%

SAYI

%

YGS'ye Giriş İçin Başvuran

2.007.688

 

1.852.817

 

Lise Son

850.840

40,79

800.810

41,69

m Mezun

1.235.247

59,21

1.122.223

58,31

Mezun Yerleşememiş

578.741

27,74

561.460

29,17

Üniversite Öğrencisi

437.933

20,99

380.000

19,74

Üniversite Mezun

121.676

5,83

100.763

5,24

Üniversite Terk

96.897

4,64

80.000

4,16

Kontenjanlar Adaylar İçin Yeterli Yarısı 

ÖSYM'nin açıkladığı kontenjanlar dengeli bir dağılım gösterdiğinde sınava girecek adaylar için makul sayılabilecek yeterlilikte. Adayların kendileri için asgari yeterlilikleri bulunan üniversiteleri okumak için seçmeleri durumunda bu kontenjanlar yeterli olacaktır. Ancak son yıllarda boş kontenjanların çokluğundan da söz etmeden olmayacak. Her koşulda unutmamalı ki kendi gerçeğinden hareket eden adaylar durumlarına uygun yerleşebilecekleri bir bölüm seçme şansına sahipler.

Üniversitelerin Kontenjanları – 2013

Program Türü

Devlet/104

Vakıf/
73 + 8 MYO

KKTC/9

YurtDışı

Toplam/104

Lisans

408.853

67.675

14.244

1.932

492.704

Ön Lisans

342.119

45.495

2.464

50

390.128

Ö. Yetenek

18.577

5.024

1.687

112

25.400

Toplam

769.549

118.194

18.395

2.094

908.232

 

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

 

 

Son Güncelleme: Cuma, 11 Temmuz 2014 11:31

Gösterim: 3216

YGS/LYS ve TEOG Sınavları Perspektifinde “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” Kavramı

Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir.

Yaşam boyu süren öğrenmelerin ve eğitimlerin resmi boyutu da eğitim kurumlarında yani okullarda gerçekleşir. Okul yaşamı aynı zamanda çocuğun ve gencin edindiği deneyimlerin geliştirilmesine fırsat tanıyan bir alan olarak tanımlanabilir. Okul, her ne kadar akademik öğrenmelerin asıl hedef olarak konduğu bir yaşamsal alan olsa da onu var eden öğretmen, öğrenci ve veliler olmadan düşünülemez.

Okulu, okul yapan, bir yandan kapsayan ve çevreleyen kendi fiziksel alanı iken (okul binası, bahçesi, sınıfları vs), bu fiziksel alanın canlı, işler ve işlevsel kılan ise öğrencinin ve öğretmenin varlığıdır. Öğretmenlerle öğrenciler arasındaki bu ilişki kuşaklar arası bir alışverişi simgeler, okulları da dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyan bu alışverişe tanıklık eden öğrencileri ve öğretmenleridir.

Devlet ya da özel hangi okul olursa olsun çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması mümkün değildir. Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentileri büyütür ve çoğaltır. Bu nedenle de her ailenin “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” kavramı birbirinden farklılık gösterir.

Başarı Kavramı = Sınavlar

Okullarda öğrenci başarısını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan yöntemlerin belki de en etkili olanı ve en çok kullanılanı sınavlardır. Sınav kavramı, ders programlarında öğrencilere kazandırılması planlanan davranışların ne ölçüde kazanıldığını saptamaya yarayan işlemler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Sınavların öğrencilerin dersten geçer not alıp alamayacağı, bir üst sınıfa gidip gidemeyeceği, diploma alıp alamayacağı, sınavla öğrenci alan üst eğitim kurumlarına girmeye hak kazanıp kazanamayacağı gibi durumları belirleyici özellikleri yanında, başarı konusunda öğretmenlere ve okullara da önemli bir geri bildirim sağlama özelliği taşımaktadır.

Milli Eğitim Bakanımızın kendi ağzından da dile getirdiği gibi ülkemizde öğrencilerimizin girdikleri ulusal ve uluslararası sınavlarda elde ettikleri başarı ya da başarısızlıklar eğitim sistemini sorgulamak (değerlendirmek) için iyi fırsat olarak görülmektedir. Özellikle TEOG ile başlatılan yeni sınav sistemi bu amaçla da kullanılacağı açıklanan önemli bir adım oldu.

Sınavlar elbette bir başarı/performans göstergesidir ancak başarı kavramının da tek bileşeni olmadığı çoğu zaman unutulmaktadır. Yapılan araştırmaların pek çoğunda okul başarısı ile sınav başarısı arasında pozitif yönde yakın bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Okul başarısının, tek başına sınav başarısının belirleyicisi olmadığına ilişkin araştırma bulguları da oldukça fazladır.

Başarı Kavramı - Eğitimin Yönü Değişiyor

Uluslararası sınavlarda başarı kavramının belirleyicisi ve ölçülmeye çalışılan nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar öğrendikleri değil, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma becerisine sahip olup olmadıklarıdır.

Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul – başarılı okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin girdiğini biliyoruz. Özellikle öğretmen faktörünün bu değişkenler içerisinde önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.

PISA sonuçlarıyla ilk sıralarda yer alan ülkelerin başında yer alan Finlandiya’nın bu başarının nedenleri araştırdığında;

•             Öğretmen yetiştirme programı,

•             Geleneksel okul yaşamı,

•             Kültürel olarak öğretmenlik mesleğine bakış ve

•             Hizmet içi öğretmen eğitimi gibi faktörlerin belirleyici olduğu görülmüş.

Bu çerçevede bizlerde eğitim sistemimizin ve eğitim kalitesinin sorgulanmasını sadece sınav sonuçlarına bakarak yapmaktan vazgeçmeli ve değerlendirmelerimizi sağlıklı verilerin analizi çerçevesinde gerçekleştirebilmeliyiz.

Milli Eğitim Bakanlığın ulusal sınavlarda sayısal verileri açıklamama kararı bu yıla özgü bir karar. Ancak bakanlık önceki yıllarda ulusal sınavlarda (TEOG, YGS-LYS v.b ) öğrencilerin ve okulların başarılarını tüm kamuoyu ile paylaşırdı.

Sayısal verilere bakıldığında Türkiye’de eski adıyla SBS yeni adıyla TEOG sınavlarında ilk 50 ya da ilk100 okul arasında devlet okulundan öğrenci bulmak zordu, belki bir iki öğrenci ancak burada yer alabiliyordu.  Ortaöğretimden üniversiteye geçiş sınavlarında ise (YGS/LYS) bu durumun tersi yaşanıyor, daha çok devlet okullarından mezun olan adayların başarı sıralamalarında üst basamaklarda yer aldığını görebiliyoruz.

Gerek Ortaokul gerekse de Lise düzeyinde öğrenci başarısı yüksek olan okulların ortak kriterlerine bakıldığında öncelikle öğretmen yeterliliği ve eğitim kurumunun geçmişten getirdiği sistemli çalışma koşullarının ön plana çıktığını görebiliyoruz.

Özel ya da devlet okulu fark etmez tümü  “Başarılı Okul” kavramını öğretmen, öğrenci ve veli üçgeninde kurulan işbirliği neticesinde hayata dönüştürebiliyorlar. Okulların bu başarılarının içerisinde ağırlıklı nedenler arasında aşağıda yer alan özelliklerin ön planda olduğunu söylemek yanlış olmaz;

•             Öğretmen kalitesi,

•             Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri,

•             Az sayıda öğrencili okullar olmaları –sınıf mevcutları,

•             Program içerikleri zenginleştirilmiş müfredat uygulamaları,

•             Veli, öğretmen ilişkileri,

•             Sosyal olanaklar,

•             Yurt dışı işbirlikleri, öğrenci değişim programları

•             Üst öğrenime hazırlık, mesleki rehberlik

•             Uygun rehberlik hizmetleri,

•             Ölçme ve değerlendirme birimlerinin veri analizleri,

•             Özel öğrencilerle çalışma/(üstünler ve öğrenme sorunu yaşayanlar)

•             Yabancı Dil Eğitimi

•             Veli okul işbirliği

Ortaokul seviyesinde özel okulların, lise seviyesinde de devlete ait okulların başarı grafiğinin yüksekliği önemli bir veridir. Türkiye'de özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından önemli bir çalışma olduğu söylenebilir. TEOG sonuçlarıyla ilgili verilerin kullanımı ile bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve belirli kriterlerin getirilmesi anlamlı olacaktır.

Dershanelerin kapatılması, özel okulların verdikleri eğitimin yanında hafta içi akşam ve hafta sonu takviye kursları açarak sınav başarısına yönelik tedbirler almaları yine de rekabetin ağırlıkla sınav başarısına endeksli olacağını göstermektedir. Özel liselerin öğrenci sayılarında azalmalar nedeniyle devlet liseleriyle rekabet edebilmeleri için daha fazla yaratıcı ve öğrenci ihtiyaçlarına dönük uygulamaları geliştirmeleri gerekmektedir.

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

> ‘Başarı’ kavramı ile ‘Başarılı Okul’ kavramı

YGS/LYS ve TEOG Sınavları Perspektifinde “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” Kavramı

Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir.

Yaşam boyu süren öğrenmelerin ve eğitimlerin resmi boyutu da eğitim kurumlarında yani okullarda gerçekleşir. Okul yaşamı aynı zamanda çocuğun ve gencin edindiği deneyimlerin geliştirilmesine fırsat tanıyan bir alan olarak tanımlanabilir. Okul, her ne kadar akademik öğrenmelerin asıl hedef olarak konduğu bir yaşamsal alan olsa da onu var eden öğretmen, öğrenci ve veliler olmadan düşünülemez.

Okulu, okul yapan, bir yandan kapsayan ve çevreleyen kendi fiziksel alanı iken (okul binası, bahçesi, sınıfları vs), bu fiziksel alanın canlı, işler ve işlevsel kılan ise öğrencinin ve öğretmenin varlığıdır. Öğretmenlerle öğrenciler arasındaki bu ilişki kuşaklar arası bir alışverişi simgeler, okulları da dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyan bu alışverişe tanıklık eden öğrencileri ve öğretmenleridir.

Devlet ya da özel hangi okul olursa olsun çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması mümkün değildir. Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentileri büyütür ve çoğaltır. Bu nedenle de her ailenin “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” kavramı birbirinden farklılık gösterir.

Başarı Kavramı = Sınavlar

Okullarda öğrenci başarısını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan yöntemlerin belki de en etkili olanı ve en çok kullanılanı sınavlardır. Sınav kavramı, ders programlarında öğrencilere kazandırılması planlanan davranışların ne ölçüde kazanıldığını saptamaya yarayan işlemler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Sınavların öğrencilerin dersten geçer not alıp alamayacağı, bir üst sınıfa gidip gidemeyeceği, diploma alıp alamayacağı, sınavla öğrenci alan üst eğitim kurumlarına girmeye hak kazanıp kazanamayacağı gibi durumları belirleyici özellikleri yanında, başarı konusunda öğretmenlere ve okullara da önemli bir geri bildirim sağlama özelliği taşımaktadır.

Milli Eğitim Bakanımızın kendi ağzından da dile getirdiği gibi ülkemizde öğrencilerimizin girdikleri ulusal ve uluslararası sınavlarda elde ettikleri başarı ya da başarısızlıklar eğitim sistemini sorgulamak (değerlendirmek) için iyi fırsat olarak görülmektedir. Özellikle TEOG ile başlatılan yeni sınav sistemi bu amaçla da kullanılacağı açıklanan önemli bir adım oldu.

Sınavlar elbette bir başarı/performans göstergesidir ancak başarı kavramının da tek bileşeni olmadığı çoğu zaman unutulmaktadır. Yapılan araştırmaların pek çoğunda okul başarısı ile sınav başarısı arasında pozitif yönde yakın bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Okul başarısının, tek başına sınav başarısının belirleyicisi olmadığına ilişkin araştırma bulguları da oldukça fazladır.

Başarı Kavramı - Eğitimin Yönü Değişiyor

Uluslararası sınavlarda başarı kavramının belirleyicisi ve ölçülmeye çalışılan nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar öğrendikleri değil, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma becerisine sahip olup olmadıklarıdır.

Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul – başarılı okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin girdiğini biliyoruz. Özellikle öğretmen faktörünün bu değişkenler içerisinde önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.

PISA sonuçlarıyla ilk sıralarda yer alan ülkelerin başında yer alan Finlandiya’nın bu başarının nedenleri araştırdığında;

•             Öğretmen yetiştirme programı,

•             Geleneksel okul yaşamı,

•             Kültürel olarak öğretmenlik mesleğine bakış ve

•             Hizmet içi öğretmen eğitimi gibi faktörlerin belirleyici olduğu görülmüş.

Bu çerçevede bizlerde eğitim sistemimizin ve eğitim kalitesinin sorgulanmasını sadece sınav sonuçlarına bakarak yapmaktan vazgeçmeli ve değerlendirmelerimizi sağlıklı verilerin analizi çerçevesinde gerçekleştirebilmeliyiz.

Milli Eğitim Bakanlığın ulusal sınavlarda sayısal verileri açıklamama kararı bu yıla özgü bir karar. Ancak bakanlık önceki yıllarda ulusal sınavlarda (TEOG, YGS-LYS v.b ) öğrencilerin ve okulların başarılarını tüm kamuoyu ile paylaşırdı.

Sayısal verilere bakıldığında Türkiye’de eski adıyla SBS yeni adıyla TEOG sınavlarında ilk 50 ya da ilk100 okul arasında devlet okulundan öğrenci bulmak zordu, belki bir iki öğrenci ancak burada yer alabiliyordu.  Ortaöğretimden üniversiteye geçiş sınavlarında ise (YGS/LYS) bu durumun tersi yaşanıyor, daha çok devlet okullarından mezun olan adayların başarı sıralamalarında üst basamaklarda yer aldığını görebiliyoruz.

Gerek Ortaokul gerekse de Lise düzeyinde öğrenci başarısı yüksek olan okulların ortak kriterlerine bakıldığında öncelikle öğretmen yeterliliği ve eğitim kurumunun geçmişten getirdiği sistemli çalışma koşullarının ön plana çıktığını görebiliyoruz.

Özel ya da devlet okulu fark etmez tümü  “Başarılı Okul” kavramını öğretmen, öğrenci ve veli üçgeninde kurulan işbirliği neticesinde hayata dönüştürebiliyorlar. Okulların bu başarılarının içerisinde ağırlıklı nedenler arasında aşağıda yer alan özelliklerin ön planda olduğunu söylemek yanlış olmaz;

•             Öğretmen kalitesi,

•             Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri,

•             Az sayıda öğrencili okullar olmaları –sınıf mevcutları,

•             Program içerikleri zenginleştirilmiş müfredat uygulamaları,

•             Veli, öğretmen ilişkileri,

•             Sosyal olanaklar,

•             Yurt dışı işbirlikleri, öğrenci değişim programları

•             Üst öğrenime hazırlık, mesleki rehberlik

•             Uygun rehberlik hizmetleri,

•             Ölçme ve değerlendirme birimlerinin veri analizleri,

•             Özel öğrencilerle çalışma/(üstünler ve öğrenme sorunu yaşayanlar)

•             Yabancı Dil Eğitimi

•             Veli okul işbirliği

Ortaokul seviyesinde özel okulların, lise seviyesinde de devlete ait okulların başarı grafiğinin yüksekliği önemli bir veridir. Türkiye'de özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından önemli bir çalışma olduğu söylenebilir. TEOG sonuçlarıyla ilgili verilerin kullanımı ile bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve belirli kriterlerin getirilmesi anlamlı olacaktır.

Dershanelerin kapatılması, özel okulların verdikleri eğitimin yanında hafta içi akşam ve hafta sonu takviye kursları açarak sınav başarısına yönelik tedbirler almaları yine de rekabetin ağırlıkla sınav başarısına endeksli olacağını göstermektedir. Özel liselerin öğrenci sayılarında azalmalar nedeniyle devlet liseleriyle rekabet edebilmeleri için daha fazla yaratıcı ve öğrenci ihtiyaçlarına dönük uygulamaları geliştirmeleri gerekmektedir.

Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve

Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı

Son Güncelleme: Çarşamba, 13 Ağustos 2014 09:49

Gösterim: 3526

LYS başvuruları 30 Nisan'da sona eriyor. 2013 verileriyle LYS'de testlerin yaklaşık puan değerleri ve kaç netle nereye yerleşebilirsiniz? Alparslan Dartan Eğitimtercihi okurları için yazdı...

Üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı YGS-2014 sonuçlarına göre 1.423.124 aday YGS den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavı LYS-2014’e girmeye hak kazandı. Bu adaylar için sınav başvuruları Pazartesi günü başlamış oldu.

LYS başvuruları ÖSYM'nin yayınladığı kılavuza göre 21 Nisan 30 Nisan tarihleri arasında 10 günlük sürede yapılacak.  Adaylar LYS başvurularını İnternet aracılığıyla bireysel olarak aday işlemleri sisteminden ya da herhangi bir Başvuru Merkezi aracılığıyla yapılabilecekler. Başvurusunu Başvuru Merkezi aracılığıyla yapan adaylar ek olarak 3,00 TL Başvuru Hizmeti Ücreti ödeyecekler.

LYS sınavı 5 oturumda yapılacak ve adaylar tercihlerine göre istediği sınavlara girebilecekler.

LYS başvuruları ile sınav ücreti bilgileri ÖSYS Kılavuzunda yer alıyor. Adaylar; tüm PTT işyerlerinden, Akbank, T. Halk Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomisi Bankası ve DenizBank’ın tüm şubeleri ile İnternet bankacılığı aracılığıyla sınav ücretini yatırabileceklerdir. Adaylar isterlerse, sınav ücretini ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilirler.

Adaylar LYS başvurularını yaparken 3 şeye dikkat etsinler;

•             Adaylar hangi LYS’lere girmek istediklerine karar vermeliler, son Yatay Geçiş Yönetmeliği ile ilgili ve yapabileceklerine inandıkları her teste girebilirler.

•             Adaylar girmek istedikleri LYS’ler için sınav ücretini yatırmalılar. Sınav ücreti adayın girmek istediği her bir LYS için 25.00 TL'dir. Sınav ücretini yatırmak başvuru için yeterli değildir, başvurunun tamamlanmasını sağlamaz.

•             İnternet veya bir Başvuru Merkezi aracılığı ile başvurularını tamamlamak. Sınav ücreti yatırıldıktan sonra başvuru işlemi için bir başvuru merkezinden ya da bireysel olarak İnternet aracılığıyla işlemleri tamamlanmalıdır.

LYS ham puanları hesaplamalarında adayların YGS netleri, % 35-45 arasında LYS netleri de % 55-65 etki ettiği unutulmamalı. YGS netleri elbette LYS puanları ve sıralamaları için fikir verebilir. Ancak henüz sistemde oluşmamış OBP ve LYS netleri var. Bu Yerleştirme puanlarında % 70-75 oranında etki demektir.  Hem olumlu hem olumsuz LYS puan ve sıraları adayların OBP ve LYS performansına bağlı olarak çok değişebilir. Tercihler de bu ölçülerle yapılacağı için tercih yorumları için biraz erkendir.

LYS’ler haziran ayında

14-15 ve 21-22 Haziranda başlayacak olan LYS sınavları 5 farklı test türünde gerçekleştirilecek.  LYS’lerin hangi testlerden oluştuğu, sınav tarihleri, soru sayılarına her test için verilen sürelere bakıldığında farklılıklar görülüyor.

Sınav Türleri ve İçerdiği Testler

Sınav Tarihi

Soru
Sayısı

Süre/Dk

LYS 1

Matematik

15.Haz.14

50

75

Geometri

30

60

LYS 2

Fizik

21.Haz.14

30

45

Kimya

30

45

Biyoloji

30

45

LYS 3

Edebiyat

22.06.2014

56

85

Coğrafya 1

24

35

LYS 4

Tarih

14.Haz.14

44

65

Coğrafya 2

14

20

Felsefe Grubu
    (Psikoloji
    Sosyoloji
    Mantık
    Din)

32
    8
    8
    8
    8

50

LYS 5

Yabancı Dil

15.Haz.14

 

120

 

LYS’ lerde adaylar girilmek istenen bölümlere göre testlerin ağırlık puanları değiştiğini unutmamalıdırlar. Örneğin Doktor olmak isteyen bir adayın Fizik, Kimya ve Biyoloji netlerinin puansal değeri aynı testleri alan ama Mühendislik okumak isteyen öğrencilerin netlerine göre oldukça farklıdır.

Öğrenciler bu nedenle yönelmek istedikleri bölümlere iyi karar vermeli çözecekleri soruların ağırlığını da buna göre hesaplamalılar. Örnekte de görüldüğü gibi aynı testleri alan ama farklı meslek türlerine girmeyi hedefleyen öğrencilerin sınavlarda yapmaları gereken netleri ve hazırlıklarını gözden geçirmeleri gerekir.

Testlerin Yaklaşık Puan Değerleri ve Meslekler

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 1

LYS 2

Matematik

Geometri

Fizik

Kimya

Biyoloji

Doktor, Diş Hekimi Moleküler Biy. Veterinerlik Eczacılık
LYS-MF-3

1,15

0,8

1,7

1,78

1,9

Mühendis, Mimar, Endüstri M. Bilgisayar M. İnşaat M. Makina
LYS-MF-4

1,9

1,66

1,7

1,11

0,62

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 1

LYS 3

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

Bankacı, Dış Ticaret, Ekonomist, Lojistik Yönetici Adayı
LYS-TM-1

1,99

1,42

1,5

1,38

Avukat,  Diplomat, Yargıç, Savcı, Uluslararası İlişkiler Uzmanı
LYS-TM-2 puanı için,

1,74

1,11

1,9

1,52

Psikolojik Danışman, Psikolog, Sosyolog
LYS-TM-3

1,4

0,99

2,1

1,92

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 3

LYS 4

Edebiyat

Coğrafya 1

Tarih

Coğrafya 2

Felsefe Grubu 

Gazeteci, Medya Uzmanı, Halkla İlişkiler Uzmanı, Sinemacı
LYS-TS-1

1,15

1,4

1,6

1,91

2,5

Türk Dili ve Edebiyatı
LYS-TS-2

1,96

0,9

1,6

1,37

1,7

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 5

Yabancı Dil

İngiliz Dili ve Edebiyatı Uzmanı, Mütercim-Tercümanlık
LYS-DİL-1

2,99

Adayların Puanlarının Hesaplanabilmesi İçin

Adayların LYS’de puanlarının hesaplanabilmesi için, testlerden herhangi 2 testten en az 0,5’er ham net puan almaları gerekiyor. LYS’de 180 alabilmek için ise ÖSYM en az %20 başarı koşulu istiyor. Bir adayın 180 ham puan alabilmesi için önce puanın hesaplanabilmesi, yani 2 ayrı testten herhangi 2’sinden en az 0,5’er ham net puan alması ve her testten en az %20 net çıkarması gerekiyor. Adaylar tek bir LYS’ye katılarak puanı hesaplanabilir, ancak 180 baremini geçmesine yeterli olmaz.

Kaç Net Yaparsam Nereye Girerim

İstanbul/Sabancı

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
Yönetim Bilimleri

18

8

22

10

64

319

İstanbul/İKÜ

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
İşletme Tam Burslu

17

8

28

14

64

319

Ankara/ODTÜ

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Uluslararası İlişkiler

25

12

46

13

88

439

İstanbul/Özyeğin

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Hukuk

17

3

33

13

62

309

Bölümünden Memnun Olmayan Yaklaşık 500 Bin Öğrencinin Tekrar Sınava Girmesini Önlemek İçin Yönetmelik Değiştirildi 

Yükseköğretim Kurulu her yıl bölümünden memnun olmayan ve ikinci kez sınava giren yaklaşık 500 bin öğrenciyi sınavlara sokmadan bölüm değiştirmelerine fırsat yaratmak için Yatay Geçiş Yönetmeliğini değiştirdi. Bu değişiklikle beraber adaylara tüm LYS’lere girmeleri yönünde de bir tavsiyede bulundu.

Yükseköğretim Kurulunca son dönemde yeniden düzenlenen Yatay Geçiş Yönetmeliği ile öğrencilerin yerleştikleri belli bir puan türündeki bölümden farklı bir puan türündeki bölüme yatay geçiş yapmak istemeleri halinde, öğrencinin sınava girdiği yıldaki ÖSYM merkezi yerleştirme puanları dikkate alınacak. Örneğin, İşletme (puan türü TM1) programında kayıtlı bir öğrencinin İnşaat Mühendisliği programına yatay geçiş yapmak istemesi durumunda, merkezi yerleştirme puanları arasında MF4 puanının bulunması gerekiyor. Bu öğrencinin MF4 puanı, geçmek istediği İnşaat Mühendisliği programının sınava girdiği yılki taban puanına eşit veya yüksek olması durumunda, öğrenci belirlenen uygulama esasları çerçevesinde yatay geçiş yapabilecek.

Adaylar Dikkat

•             Adayların bir an önce LYS’lere odaklanıp, sıkı bir kampa girmeleri gerekiyor. Daha henüz oluşmamış % 58-63’lük bir puan dilimi var. OBP’yi de katarsak bu oran % 75’lere kadar çıkıyor.

•             İki aşamalı bir sıralama sınavında sıralamaya büyük oranda etki eden ve sizleri asıl hedefinize götürecek olan asıl sınava daha henüz girmemiş bulunuyorsunuz. Önceki yıllarda ÖSYM’nin açıkladığı verilere ve yerleştirme analizlerine bakıldığında LYS’de gösterilecek iyi performansın adayların yerleşmelerinde ciddi oranda etki ettiğini görüyoruz. Bu nedenle LYS de elde edeceğiniz puanlar sizi hayalini kurduğunuz üniversite ya da bölüme taşıyacak kadar önemlidir.

•             Y-YGS puanı ile alan ön lisans ve lisans programlarında, Y-YGS puanları için YGS Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimler netleri ile OBP kullanılacaktır. Her Y-YGS puan türü için YGS test netlerinin katkısı farklı olacaktır. OBP ise,  0,12 ve ek mesleki alanlar için 0,18 ile çarpılarak ham YGS puanlarına katılacaktır. Bu programlar için LYS’lere girmeye gerek yoktur.

•             Açık Öğretim Fakültesi AÖF kontenjansız ön lisans ve lisans programları için de LYS’lere girmeye gerek yoktur. YGS puan türlerinden herhangi birinden 140 ve üstü alan adaylar tercih edip yerleşebilecektir. AÖF diğer bölümler için ilgili puan türü koşulları geçerli olacaktır.

•             Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumu (MTOK) kontenjanlarında mühendislik bölümleri için YGS yerine LYS puanları kullanılacaktır. Dolayısıyla da LYS’lere girme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu sadece mühendislik için geçerlidir. Diğer YGS ile alan lisans programları için geçerli değildir. MTOK mühendislik dışındaki YGS ile alan lisans programları için LYS’lere girme zorunluluğu yoktur.

•             Başarı sıralarında tüm adaylar var. Adaylar, kendi tercih alanlarında kaç kişi arasında kaçıncı olduklarını ancak net olarak 1 Temmuz 2014’ten sonra görebileceksiniz.

•             Öncelikle başarıya ulaşabilmek için tutum ve davranış değişikliği, yöntemsel farklılıklar, neyi farklı yaparsam sonuç değişir düşüncesi ve inancına sahip olmalısınız. Her gün baş ağrısı çeken birinin bu ağrıdan kurtulmak için işe yaramadığı halde hep aynı ilacı tekrar tekrar alması sorunu nasıl çözmüyorsa bunun gibi sizi hedefinize ve amacınıza götürmeyen işe yaramayan alışkanlıklarınızı bırakmanız gerekiyor. Bu nedenle iyi yaptığınız şeylerin üzerine koymalı, işe yaramayanları da değiştirmelisiniz.

•             Ders çalışmak gibi ilgi çekmeyen, zor ve sıkıntılı işler de hep ertelenir, ertelemek için de bahaneler üretilir. Erteleme alışkanlığınız varsa da terk etmelisiniz. 

•             Geçmişe odaklanmadan ve gözünüz korkmadan kendi öğrenme biçiminize uygun bir ders çalışma planı hazırlamalısınız. Düzenli ve aralıklı konu tekrarları yapmak, çalışılacak konular uzun ise onu parçalara bölerek çalışmak, konunun akılda kalıcılığını artırır ve öğrenmenizi kolaylaştırır.

•             Bilimsel araştırmalar düzenli uykunun ve doğru beslenmenin öğrenmeyi ve öğrenilenleri kalıcı hale getirdiğini söylüyor, beslenmenize dikkat etmeli ve düzenli uykunuzu almalısınız.  

•             LYS’ye hazırlanan gençler ve onlara bu konuda destek olmaya çalışan başta aileler, eğitim kurumları ve öğretmenlerin bilmesi gereken en önemli şey sınav sonuçlarının hayat başarısına eşit olmadığı gerçeğidir. Hayat başarısına etki eden pek çok değişken olmasına rağmen insan hayatına sınavlar kadar etki eden az şey olduğunun da farkındalığı ile gençlere/adaylara koşulsuz hep destek tam destek olalım.

Uzm. Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları&Türk PDR Derneği İst.Şb.Bşk.


> LYS’de kaç netle nereye yerleşebilirsiniz? LYS 2014 kılavuzu

LYS başvuruları 30 Nisan'da sona eriyor. 2013 verileriyle LYS'de testlerin yaklaşık puan değerleri ve kaç netle nereye yerleşebilirsiniz? Alparslan Dartan Eğitimtercihi okurları için yazdı...

Üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı YGS-2014 sonuçlarına göre 1.423.124 aday YGS den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavı LYS-2014’e girmeye hak kazandı. Bu adaylar için sınav başvuruları Pazartesi günü başlamış oldu.

LYS başvuruları ÖSYM'nin yayınladığı kılavuza göre 21 Nisan 30 Nisan tarihleri arasında 10 günlük sürede yapılacak.  Adaylar LYS başvurularını İnternet aracılığıyla bireysel olarak aday işlemleri sisteminden ya da herhangi bir Başvuru Merkezi aracılığıyla yapılabilecekler. Başvurusunu Başvuru Merkezi aracılığıyla yapan adaylar ek olarak 3,00 TL Başvuru Hizmeti Ücreti ödeyecekler.

LYS sınavı 5 oturumda yapılacak ve adaylar tercihlerine göre istediği sınavlara girebilecekler.

LYS başvuruları ile sınav ücreti bilgileri ÖSYS Kılavuzunda yer alıyor. Adaylar; tüm PTT işyerlerinden, Akbank, T. Halk Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomisi Bankası ve DenizBank’ın tüm şubeleri ile İnternet bankacılığı aracılığıyla sınav ücretini yatırabileceklerdir. Adaylar isterlerse, sınav ücretini ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilirler.

Adaylar LYS başvurularını yaparken 3 şeye dikkat etsinler;

•             Adaylar hangi LYS’lere girmek istediklerine karar vermeliler, son Yatay Geçiş Yönetmeliği ile ilgili ve yapabileceklerine inandıkları her teste girebilirler.

•             Adaylar girmek istedikleri LYS’ler için sınav ücretini yatırmalılar. Sınav ücreti adayın girmek istediği her bir LYS için 25.00 TL'dir. Sınav ücretini yatırmak başvuru için yeterli değildir, başvurunun tamamlanmasını sağlamaz.

•             İnternet veya bir Başvuru Merkezi aracılığı ile başvurularını tamamlamak. Sınav ücreti yatırıldıktan sonra başvuru işlemi için bir başvuru merkezinden ya da bireysel olarak İnternet aracılığıyla işlemleri tamamlanmalıdır.

LYS ham puanları hesaplamalarında adayların YGS netleri, % 35-45 arasında LYS netleri de % 55-65 etki ettiği unutulmamalı. YGS netleri elbette LYS puanları ve sıralamaları için fikir verebilir. Ancak henüz sistemde oluşmamış OBP ve LYS netleri var. Bu Yerleştirme puanlarında % 70-75 oranında etki demektir.  Hem olumlu hem olumsuz LYS puan ve sıraları adayların OBP ve LYS performansına bağlı olarak çok değişebilir. Tercihler de bu ölçülerle yapılacağı için tercih yorumları için biraz erkendir.

LYS’ler haziran ayında

14-15 ve 21-22 Haziranda başlayacak olan LYS sınavları 5 farklı test türünde gerçekleştirilecek.  LYS’lerin hangi testlerden oluştuğu, sınav tarihleri, soru sayılarına her test için verilen sürelere bakıldığında farklılıklar görülüyor.

Sınav Türleri ve İçerdiği Testler

Sınav Tarihi

Soru
Sayısı

Süre/Dk

LYS 1

Matematik

15.Haz.14

50

75

Geometri

30

60

LYS 2

Fizik

21.Haz.14

30

45

Kimya

30

45

Biyoloji

30

45

LYS 3

Edebiyat

22.06.2014

56

85

Coğrafya 1

24

35

LYS 4

Tarih

14.Haz.14

44

65

Coğrafya 2

14

20

Felsefe Grubu
    (Psikoloji
    Sosyoloji
    Mantık
    Din)

32
    8
    8
    8
    8

50

LYS 5

Yabancı Dil

15.Haz.14

 

120

 

LYS’ lerde adaylar girilmek istenen bölümlere göre testlerin ağırlık puanları değiştiğini unutmamalıdırlar. Örneğin Doktor olmak isteyen bir adayın Fizik, Kimya ve Biyoloji netlerinin puansal değeri aynı testleri alan ama Mühendislik okumak isteyen öğrencilerin netlerine göre oldukça farklıdır.

Öğrenciler bu nedenle yönelmek istedikleri bölümlere iyi karar vermeli çözecekleri soruların ağırlığını da buna göre hesaplamalılar. Örnekte de görüldüğü gibi aynı testleri alan ama farklı meslek türlerine girmeyi hedefleyen öğrencilerin sınavlarda yapmaları gereken netleri ve hazırlıklarını gözden geçirmeleri gerekir.

Testlerin Yaklaşık Puan Değerleri ve Meslekler

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 1

LYS 2

Matematik

Geometri

Fizik

Kimya

Biyoloji

Doktor, Diş Hekimi Moleküler Biy. Veterinerlik Eczacılık
LYS-MF-3

1,15

0,8

1,7

1,78

1,9

Mühendis, Mimar, Endüstri M. Bilgisayar M. İnşaat M. Makina
LYS-MF-4

1,9

1,66

1,7

1,11

0,62

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 1

LYS 3

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

Bankacı, Dış Ticaret, Ekonomist, Lojistik Yönetici Adayı
LYS-TM-1

1,99

1,42

1,5

1,38

Avukat,  Diplomat, Yargıç, Savcı, Uluslararası İlişkiler Uzmanı
LYS-TM-2 puanı için,

1,74

1,11

1,9

1,52

Psikolojik Danışman, Psikolog, Sosyolog
LYS-TM-3

1,4

0,99

2,1

1,92

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 3

LYS 4

Edebiyat

Coğrafya 1

Tarih

Coğrafya 2

Felsefe Grubu 

Gazeteci, Medya Uzmanı, Halkla İlişkiler Uzmanı, Sinemacı
LYS-TS-1

1,15

1,4

1,6

1,91

2,5

Türk Dili ve Edebiyatı
LYS-TS-2

1,96

0,9

1,6

1,37

1,7

Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri

LYS 5

Yabancı Dil

İngiliz Dili ve Edebiyatı Uzmanı, Mütercim-Tercümanlık
LYS-DİL-1

2,99

Adayların Puanlarının Hesaplanabilmesi İçin

Adayların LYS’de puanlarının hesaplanabilmesi için, testlerden herhangi 2 testten en az 0,5’er ham net puan almaları gerekiyor. LYS’de 180 alabilmek için ise ÖSYM en az %20 başarı koşulu istiyor. Bir adayın 180 ham puan alabilmesi için önce puanın hesaplanabilmesi, yani 2 ayrı testten herhangi 2’sinden en az 0,5’er ham net puan alması ve her testten en az %20 net çıkarması gerekiyor. Adaylar tek bir LYS’ye katılarak puanı hesaplanabilir, ancak 180 baremini geçmesine yeterli olmaz.

Kaç Net Yaparsam Nereye Girerim

İstanbul/Sabancı

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
Yönetim Bilimleri

18

8

22

10

64

319

İstanbul/İKÜ

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-1
İşletme Tam Burslu

17

8

28

14

64

319

Ankara/ODTÜ

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Uluslararası İlişkiler

25

12

46

13

88

439

İstanbul/Özyeğin

2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler

Puan Türü

LYS 1

LYS 3

Diploma
Notu

OBP

Matematik

Geometri

Edebiyat

Coğrafya 1

LYS-TM-2 puanı
Hukuk

17

3

33

13

62

309

Bölümünden Memnun Olmayan Yaklaşık 500 Bin Öğrencinin Tekrar Sınava Girmesini Önlemek İçin Yönetmelik Değiştirildi 

Yükseköğretim Kurulu her yıl bölümünden memnun olmayan ve ikinci kez sınava giren yaklaşık 500 bin öğrenciyi sınavlara sokmadan bölüm değiştirmelerine fırsat yaratmak için Yatay Geçiş Yönetmeliğini değiştirdi. Bu değişiklikle beraber adaylara tüm LYS’lere girmeleri yönünde de bir tavsiyede bulundu.

Yükseköğretim Kurulunca son dönemde yeniden düzenlenen Yatay Geçiş Yönetmeliği ile öğrencilerin yerleştikleri belli bir puan türündeki bölümden farklı bir puan türündeki bölüme yatay geçiş yapmak istemeleri halinde, öğrencinin sınava girdiği yıldaki ÖSYM merkezi yerleştirme puanları dikkate alınacak. Örneğin, İşletme (puan türü TM1) programında kayıtlı bir öğrencinin İnşaat Mühendisliği programına yatay geçiş yapmak istemesi durumunda, merkezi yerleştirme puanları arasında MF4 puanının bulunması gerekiyor. Bu öğrencinin MF4 puanı, geçmek istediği İnşaat Mühendisliği programının sınava girdiği yılki taban puanına eşit veya yüksek olması durumunda, öğrenci belirlenen uygulama esasları çerçevesinde yatay geçiş yapabilecek.

Adaylar Dikkat

•             Adayların bir an önce LYS’lere odaklanıp, sıkı bir kampa girmeleri gerekiyor. Daha henüz oluşmamış % 58-63’lük bir puan dilimi var. OBP’yi de katarsak bu oran % 75’lere kadar çıkıyor.

•             İki aşamalı bir sıralama sınavında sıralamaya büyük oranda etki eden ve sizleri asıl hedefinize götürecek olan asıl sınava daha henüz girmemiş bulunuyorsunuz. Önceki yıllarda ÖSYM’nin açıkladığı verilere ve yerleştirme analizlerine bakıldığında LYS’de gösterilecek iyi performansın adayların yerleşmelerinde ciddi oranda etki ettiğini görüyoruz. Bu nedenle LYS de elde edeceğiniz puanlar sizi hayalini kurduğunuz üniversite ya da bölüme taşıyacak kadar önemlidir.

•             Y-YGS puanı ile alan ön lisans ve lisans programlarında, Y-YGS puanları için YGS Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimler netleri ile OBP kullanılacaktır. Her Y-YGS puan türü için YGS test netlerinin katkısı farklı olacaktır. OBP ise,  0,12 ve ek mesleki alanlar için 0,18 ile çarpılarak ham YGS puanlarına katılacaktır. Bu programlar için LYS’lere girmeye gerek yoktur.

•             Açık Öğretim Fakültesi AÖF kontenjansız ön lisans ve lisans programları için de LYS’lere girmeye gerek yoktur. YGS puan türlerinden herhangi birinden 140 ve üstü alan adaylar tercih edip yerleşebilecektir. AÖF diğer bölümler için ilgili puan türü koşulları geçerli olacaktır.

•             Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumu (MTOK) kontenjanlarında mühendislik bölümleri için YGS yerine LYS puanları kullanılacaktır. Dolayısıyla da LYS’lere girme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu sadece mühendislik için geçerlidir. Diğer YGS ile alan lisans programları için geçerli değildir. MTOK mühendislik dışındaki YGS ile alan lisans programları için LYS’lere girme zorunluluğu yoktur.

•             Başarı sıralarında tüm adaylar var. Adaylar, kendi tercih alanlarında kaç kişi arasında kaçıncı olduklarını ancak net olarak 1 Temmuz 2014’ten sonra görebileceksiniz.

•             Öncelikle başarıya ulaşabilmek için tutum ve davranış değişikliği, yöntemsel farklılıklar, neyi farklı yaparsam sonuç değişir düşüncesi ve inancına sahip olmalısınız. Her gün baş ağrısı çeken birinin bu ağrıdan kurtulmak için işe yaramadığı halde hep aynı ilacı tekrar tekrar alması sorunu nasıl çözmüyorsa bunun gibi sizi hedefinize ve amacınıza götürmeyen işe yaramayan alışkanlıklarınızı bırakmanız gerekiyor. Bu nedenle iyi yaptığınız şeylerin üzerine koymalı, işe yaramayanları da değiştirmelisiniz.

•             Ders çalışmak gibi ilgi çekmeyen, zor ve sıkıntılı işler de hep ertelenir, ertelemek için de bahaneler üretilir. Erteleme alışkanlığınız varsa da terk etmelisiniz. 

•             Geçmişe odaklanmadan ve gözünüz korkmadan kendi öğrenme biçiminize uygun bir ders çalışma planı hazırlamalısınız. Düzenli ve aralıklı konu tekrarları yapmak, çalışılacak konular uzun ise onu parçalara bölerek çalışmak, konunun akılda kalıcılığını artırır ve öğrenmenizi kolaylaştırır.

•             Bilimsel araştırmalar düzenli uykunun ve doğru beslenmenin öğrenmeyi ve öğrenilenleri kalıcı hale getirdiğini söylüyor, beslenmenize dikkat etmeli ve düzenli uykunuzu almalısınız.  

•             LYS’ye hazırlanan gençler ve onlara bu konuda destek olmaya çalışan başta aileler, eğitim kurumları ve öğretmenlerin bilmesi gereken en önemli şey sınav sonuçlarının hayat başarısına eşit olmadığı gerçeğidir. Hayat başarısına etki eden pek çok değişken olmasına rağmen insan hayatına sınavlar kadar etki eden az şey olduğunun da farkındalığı ile gençlere/adaylara koşulsuz hep destek tam destek olalım.

Uzm. Alpaslan Dartan

Terakki Vakfı Okulları&Türk PDR Derneği İst.Şb.Bşk.


Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 16:09

Gösterim: 97982


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.