Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

21 Temmuz'da teknik öğretmenler için yapılacak müdendislik tamamlama sınavının Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile aynı gün ve saate denk gelmesi adayları mağdur etti. Adaylar sınav tarihlerinden birinin değiştirilmesini istiyor.

72 bin öğretmene mühendislik yolunu açan yasa taslağı hazırlayarak ÖSYM'ye gönderdi. ÖSYM de bu öğretmenler için ‘Mühendislik Tamamlama Sınavı' yapacağını duyurdu ve 21 Temmuz'u belirledi. Ancak aynı gün ve saatte yapılacak Dikey Geçiş Sınavı dikkate alınmadı. İki sınava da girmek isteyen ve birini tercih etmek zorunda kalan adaylar düzenleme yapılmasını istiyor.

Mezun olduktan sonra yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle tekrar üniversite sınavına girip ön lisans (2 yıllık) programlarını kazanan ve DGS ile mühendisliğe geçmeyi hedefleyen adaylar bu iki sınavdan ancak birini seçmek durumunda kaldı. Sorunu ÖSYM'ye ileten adaylara, “Mühendislik Tamamlama adaylarının DGS'ye girme hakkı yoktur. DGS'ye ön lisans mezunları girebilir. Lisans mezunları girememektedir. Bunun yanı sıra mühendislik tamamlama adayları lisans mezunudur.” cevabı verildi. Adaylar ise iki sınava da giriş haklarının olduğunu ve bununla ilgili düzenleme yapılması gerektiğini söylüyor.

Teknik Eğitim Fakültesi mezunu olan Ümit Yurdal, aynı zamanda meslek yüksekokulunu bitirdiğini söylüyor. Yıllarca mühendis olabilmek için uğraştığını belirten Yurdal, yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle anlattı: “Çok çabaladım ancak katsayı nedeniyle mühendis olamadım. Katsayı sorununu aşabilmek için DGS'ye girmeye karar verdim. Sınavla mühendis olabilmek adına iki yıllık okulu da bitirdim. Meslek yüksekokulu mezunlarına tanınan dikey geçiş hakkından yararlanmak için bu yıl DGS'ye girmeyi planladım. Yıl boyunca sürekli ders çalıştım ve sınava hazırlandım. Ancak girmek istediğim iki sınavın da aynı saatte olduğunu öğrendim. Ben de mecburen DGS'ye girmeyi tercih ettim. Çünkü Mühendislik Tamamlama Sınavı bu yıl ilk kez uygulanıyor. İçeriğinin ne olacağı belirsiz.”

Adayların birçoğu sorunun çözümü için YÖK ve ÖSYM'yi aramalarına rağmen kurumlardan bir düzenleme sinyali gelmedi. Adaylar iki sınavdan birinin öğleden sonraya alınıp başvurularının yenilenmesi gerektiğini önererek ÖSYM'nin bugüne kadar aynı saate iki farklı sınav koymadığını hatırlatıyor. Mühendislik tamamlama yolunu seçen adaylar, 1 yıl üniversite eğitimi alıp mühendis olabiliyor. DGS yolunu seçenler ise en az iki yıl üniversite okumak durumunda.

> İki sınav çakıştı, mühendis adayı öğretmenler mağdur

21 Temmuz'da teknik öğretmenler için yapılacak müdendislik tamamlama sınavının Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile aynı gün ve saate denk gelmesi adayları mağdur etti. Adaylar sınav tarihlerinden birinin değiştirilmesini istiyor.

72 bin öğretmene mühendislik yolunu açan yasa taslağı hazırlayarak ÖSYM'ye gönderdi. ÖSYM de bu öğretmenler için ‘Mühendislik Tamamlama Sınavı' yapacağını duyurdu ve 21 Temmuz'u belirledi. Ancak aynı gün ve saatte yapılacak Dikey Geçiş Sınavı dikkate alınmadı. İki sınava da girmek isteyen ve birini tercih etmek zorunda kalan adaylar düzenleme yapılmasını istiyor.

Mezun olduktan sonra yaşadıkları sıkıntılar sebebiyle tekrar üniversite sınavına girip ön lisans (2 yıllık) programlarını kazanan ve DGS ile mühendisliğe geçmeyi hedefleyen adaylar bu iki sınavdan ancak birini seçmek durumunda kaldı. Sorunu ÖSYM'ye ileten adaylara, “Mühendislik Tamamlama adaylarının DGS'ye girme hakkı yoktur. DGS'ye ön lisans mezunları girebilir. Lisans mezunları girememektedir. Bunun yanı sıra mühendislik tamamlama adayları lisans mezunudur.” cevabı verildi. Adaylar ise iki sınava da giriş haklarının olduğunu ve bununla ilgili düzenleme yapılması gerektiğini söylüyor.

Teknik Eğitim Fakültesi mezunu olan Ümit Yurdal, aynı zamanda meslek yüksekokulunu bitirdiğini söylüyor. Yıllarca mühendis olabilmek için uğraştığını belirten Yurdal, yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle anlattı: “Çok çabaladım ancak katsayı nedeniyle mühendis olamadım. Katsayı sorununu aşabilmek için DGS'ye girmeye karar verdim. Sınavla mühendis olabilmek adına iki yıllık okulu da bitirdim. Meslek yüksekokulu mezunlarına tanınan dikey geçiş hakkından yararlanmak için bu yıl DGS'ye girmeyi planladım. Yıl boyunca sürekli ders çalıştım ve sınava hazırlandım. Ancak girmek istediğim iki sınavın da aynı saatte olduğunu öğrendim. Ben de mecburen DGS'ye girmeyi tercih ettim. Çünkü Mühendislik Tamamlama Sınavı bu yıl ilk kez uygulanıyor. İçeriğinin ne olacağı belirsiz.”

Adayların birçoğu sorunun çözümü için YÖK ve ÖSYM'yi aramalarına rağmen kurumlardan bir düzenleme sinyali gelmedi. Adaylar iki sınavdan birinin öğleden sonraya alınıp başvurularının yenilenmesi gerektiğini önererek ÖSYM'nin bugüne kadar aynı saate iki farklı sınav koymadığını hatırlatıyor. Mühendislik tamamlama yolunu seçen adaylar, 1 yıl üniversite eğitimi alıp mühendis olabiliyor. DGS yolunu seçenler ise en az iki yıl üniversite okumak durumunda.

Son Güncelleme: Cuma, 21 Haziran 2013 09:28

Gösterim: 1636

Hükümetin 10. Kalkınma Planı kapsamında eğitim alanında yapacağı düzenlemeler ve önlemler açıklandı. İşte ana başlıklar;

-Öğretmenler ve öğrencilerin yanı sıra eğitim sisteminin geneline yönelik çeşitli hedefler içeriyor

-Buna göre deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışması özendirilecek

-Ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş sistemi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan süreç odaklı bir değerlendirme yapısına kavuşturulacak

-Öğrenci pansiyonları artırılacak

-YÖK, standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak

-Okul türleri azaltılacak, programlar arası esnek geçişler sağlanacak

-Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek, yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecek

Hükümetin hazırladığı 10. Kalkınma Planı'na göre, okul türleri azaltılacak, programlar arası esnek geçişler sağlanacak.  

2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı'nda eğitimin her kademesine ilişkin pek çok hedef ve amaç yer alıyor.

Eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması ve hizmet sunumunun iyileştirilmesi için ücretsiz ders kitabı temini, şartlı eğitim yardımları, taşımalı eğitim gibi uygulamaların hayata geçirildiği belirtilen planda, öğretmenlerin istihdamında ve hizmet içi eğitimlerinde artış sağlandığı, eğitime ayrılan kamu kaynağının artırıldığı, FATİH Projesi'nin başlatıldığı, 12 yıllık kademeli zorunlu eğitim sisteminin tesis edildiğini ve müfredatın bu doğrultuda yenilendiği anımsatıldı.

Eğitimde beşeri ve fiziki altyapının iyileştirildiği, başta kız çocuklarının okullaşması olmak üzere eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarında artış sağlandığı ifade edildi.

2012-2013 eğitim öğretim yılında okullaşma oranlarının okul öncesi eğitimde yüzde 44, ilköğretimde yüzde 107,6 ve ortaöğretimde yüzde 96,8 olarak gerçekleştiği bildirilen planda, eğitimin çıktılarını ve dolayısıyla sistemin performansını değerlendiren uluslararası araştırmalarda elde edilen ortalama puanlarda kısmi iyileşmenin sağlandığı belirtildi.

Yükseköğretime yoğun talebin karşılanması amacıyla 9. Kalkınma Planı dönemi başında 93 olan üniversite sayısının 2013 Mayıs ayı itibarıyla 170’e ulaştığı, yükseköğretimin ülke geneline yaygınlaştırıldığı ve kontenjanların önemli ölçüde artırıldığı ifade edildi.

Yükseköğretim sisteminin merkeziyetçi yapısı, hizmet sunumunda çeşitliliğin yeterince sağlanamamasıyla eğitim ve araştırma kalitesine ilişkin sorunların yükseköğretim sisteminin rekabet edebilirliğini, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilme kapasitesini ve üretkenliğini olumsuz yönde etkilemeye devam ettiği kaydedildi.

Eğitime erişim başta olmak üzere sağlanan iyileşmelere rağmen eğitim kalitesinin yükseltilmesi, bölgeler ve okul türleri arasındaki başarı düzeyi farklılıklarının azaltılması ihtiyacının önemini koruduğu vurgulandı. 

Okul terkinin azaltılması planlanıyor

Planda önümüzdeki 5 yıla ilişkin eğitimle ilgili politikalara da yer verildi. Buna  göre, okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleriyle becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre olmuş bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüşüm programı uygulanacak.

Öğrencilerin sosyal, zihinsel, duygusal ve fiziksel gelişimine katkı sağlayan okul öncesi eğitim, imkanları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaştırılacak.

İlk ve ortaöğretimde başta engelliler ve kız çocukları olmak üzere tüm çocukların okula erişimi sağlanacak, sınıf tekrarı ve okul terki azaltılacak. Özel eğitime gereksinim duyan engellilerin ve özel yetenekli bireylerin, bütünleştirme eğitimi doğrultusunda, uygun ortamlarda eğitimlerinin sağlanması amacıyla beşeri ve fiziki altyapı güçlendirilecek.

Yabancı dil eğitimine erken yaşlarda başlanacak, bireylerin en az bir yabancı dili iyi derecede öğrenmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak. 

Ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş sistemi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan etkin rehberlik ve yönlendirme hizmetleri desteğiyle süreç odaklı bir değerlendirme yapısına kavuşturulacak.

Eğitim programlarına ulusal mesleki standart

Öğretmenlik mesleği daha cazip hale getirilecek; öğretmen yetiştiren fakültelerle okullar arasındaki etkileşim güçlendirilecek; öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan, kişisel ve mesleki gelişimi sürekli teşvik eden, kariyer gelişimi ve performansa dayanan bir yapıda düzenlenecek. Deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışması özendirilecek. 

Okul idarelerinin bütçeleme süreçlerinde yetki ve sorumlulukları artırılacak. Kalabalık ve birleştirilmiş sınıfla ikili eğitim uygulamaları azaltılacak, öğrenci pansiyonları yaygınlaştırılacak. Eğitimde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecek.

Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı geliştirilecek, öğrenci ve öğretmenlerin bu teknolojileri kullanma yetkinlikleri artırılacak. FATİH Projesi tamamlanacak ve teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılacak.

Mesleki ve teknik eğitimde okul-işletme ilişkisinin orta ve uzun vadeli sektör projeksiyonlarını dikkate alacak biçimde güçlendirilmesi yoluyla artırılacak. Ulusal Yeterlilik Çerçevesi oluşturularak eğitim ve öğretim programları ulusal meslek standartlarına göre güncellenecek, önceki öğrenmelerin tanınmasını içeren, öğrenci hareketliliğini destekleyen ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilecek.

Yükseköğretim kurumları çeşitlenecek

Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürülecek. 

Yükseköğretim Kurulu, standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Yükseköğretimde kalite güvencesi sistemi oluşturulacak.

Yükseköğretim kurumlarının sanayiyle işbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmesi teşvik edilecek ve girişimci faaliyetlerle gelir kaynakları çeşitlendirilecek. Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecek.

> Okul türleri azaltılacak, üniversiteler çeşitlendirilecek

Hükümetin 10. Kalkınma Planı kapsamında eğitim alanında yapacağı düzenlemeler ve önlemler açıklandı. İşte ana başlıklar;

-Öğretmenler ve öğrencilerin yanı sıra eğitim sisteminin geneline yönelik çeşitli hedefler içeriyor

-Buna göre deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışması özendirilecek

-Ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş sistemi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan süreç odaklı bir değerlendirme yapısına kavuşturulacak

-Öğrenci pansiyonları artırılacak

-YÖK, standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak

-Okul türleri azaltılacak, programlar arası esnek geçişler sağlanacak

-Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek, yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecek

Hükümetin hazırladığı 10. Kalkınma Planı'na göre, okul türleri azaltılacak, programlar arası esnek geçişler sağlanacak.  

2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı'nda eğitimin her kademesine ilişkin pek çok hedef ve amaç yer alıyor.

Eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması ve hizmet sunumunun iyileştirilmesi için ücretsiz ders kitabı temini, şartlı eğitim yardımları, taşımalı eğitim gibi uygulamaların hayata geçirildiği belirtilen planda, öğretmenlerin istihdamında ve hizmet içi eğitimlerinde artış sağlandığı, eğitime ayrılan kamu kaynağının artırıldığı, FATİH Projesi'nin başlatıldığı, 12 yıllık kademeli zorunlu eğitim sisteminin tesis edildiğini ve müfredatın bu doğrultuda yenilendiği anımsatıldı.

Eğitimde beşeri ve fiziki altyapının iyileştirildiği, başta kız çocuklarının okullaşması olmak üzere eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarında artış sağlandığı ifade edildi.

2012-2013 eğitim öğretim yılında okullaşma oranlarının okul öncesi eğitimde yüzde 44, ilköğretimde yüzde 107,6 ve ortaöğretimde yüzde 96,8 olarak gerçekleştiği bildirilen planda, eğitimin çıktılarını ve dolayısıyla sistemin performansını değerlendiren uluslararası araştırmalarda elde edilen ortalama puanlarda kısmi iyileşmenin sağlandığı belirtildi.

Yükseköğretime yoğun talebin karşılanması amacıyla 9. Kalkınma Planı dönemi başında 93 olan üniversite sayısının 2013 Mayıs ayı itibarıyla 170’e ulaştığı, yükseköğretimin ülke geneline yaygınlaştırıldığı ve kontenjanların önemli ölçüde artırıldığı ifade edildi.

Yükseköğretim sisteminin merkeziyetçi yapısı, hizmet sunumunda çeşitliliğin yeterince sağlanamamasıyla eğitim ve araştırma kalitesine ilişkin sorunların yükseköğretim sisteminin rekabet edebilirliğini, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilme kapasitesini ve üretkenliğini olumsuz yönde etkilemeye devam ettiği kaydedildi.

Eğitime erişim başta olmak üzere sağlanan iyileşmelere rağmen eğitim kalitesinin yükseltilmesi, bölgeler ve okul türleri arasındaki başarı düzeyi farklılıklarının azaltılması ihtiyacının önemini koruduğu vurgulandı. 

Okul terkinin azaltılması planlanıyor

Planda önümüzdeki 5 yıla ilişkin eğitimle ilgili politikalara da yer verildi. Buna  göre, okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleriyle becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre olmuş bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüşüm programı uygulanacak.

Öğrencilerin sosyal, zihinsel, duygusal ve fiziksel gelişimine katkı sağlayan okul öncesi eğitim, imkanları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaştırılacak.

İlk ve ortaöğretimde başta engelliler ve kız çocukları olmak üzere tüm çocukların okula erişimi sağlanacak, sınıf tekrarı ve okul terki azaltılacak. Özel eğitime gereksinim duyan engellilerin ve özel yetenekli bireylerin, bütünleştirme eğitimi doğrultusunda, uygun ortamlarda eğitimlerinin sağlanması amacıyla beşeri ve fiziki altyapı güçlendirilecek.

Yabancı dil eğitimine erken yaşlarda başlanacak, bireylerin en az bir yabancı dili iyi derecede öğrenmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak. 

Ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş sistemi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan etkin rehberlik ve yönlendirme hizmetleri desteğiyle süreç odaklı bir değerlendirme yapısına kavuşturulacak.

Eğitim programlarına ulusal mesleki standart

Öğretmenlik mesleği daha cazip hale getirilecek; öğretmen yetiştiren fakültelerle okullar arasındaki etkileşim güçlendirilecek; öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan, kişisel ve mesleki gelişimi sürekli teşvik eden, kariyer gelişimi ve performansa dayanan bir yapıda düzenlenecek. Deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışması özendirilecek. 

Okul idarelerinin bütçeleme süreçlerinde yetki ve sorumlulukları artırılacak. Kalabalık ve birleştirilmiş sınıfla ikili eğitim uygulamaları azaltılacak, öğrenci pansiyonları yaygınlaştırılacak. Eğitimde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecek.

Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı geliştirilecek, öğrenci ve öğretmenlerin bu teknolojileri kullanma yetkinlikleri artırılacak. FATİH Projesi tamamlanacak ve teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılacak.

Mesleki ve teknik eğitimde okul-işletme ilişkisinin orta ve uzun vadeli sektör projeksiyonlarını dikkate alacak biçimde güçlendirilmesi yoluyla artırılacak. Ulusal Yeterlilik Çerçevesi oluşturularak eğitim ve öğretim programları ulusal meslek standartlarına göre güncellenecek, önceki öğrenmelerin tanınmasını içeren, öğrenci hareketliliğini destekleyen ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilecek.

Yükseköğretim kurumları çeşitlenecek

Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürülecek. 

Yükseköğretim Kurulu, standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Yükseköğretimde kalite güvencesi sistemi oluşturulacak.

Yükseköğretim kurumlarının sanayiyle işbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmesi teşvik edilecek ve girişimci faaliyetlerle gelir kaynakları çeşitlendirilecek. Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecek.

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Haziran 2013 13:32

Gösterim: 1376

Özgür Bolat, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde ÖRAV’a sahip çıktı ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya çağrıda bulundu.

Özgür Bolat, Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde Öğretmen Akademisi Vakfı’na (ÖRAV) destek çıktı. Gezi Parkı eylemleri sırasında Garanti Bankası Genel Müdürü Ergün Özen’in “Ben de çapulcuyum” demesinden sonra bazı basın kuruluşlarında çıkan haberler sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın hiçbir gerekçe göstermeden Garanti Bankası sponsorluğunda eğitim alanında hizmet veren ÖRAV’la çalışmalarını durdurması eğitim camiasından büyük tepki toplamıştı. Eğitimciler sosyal medya üzerinden de ÖRAV’a destek olmuş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunmuştu. Özgür Bolat ÖRAV’la ilgili Bakan Avcı’ya çağrıda bulundu. İşte o yazı;

Özgür Bolat'ın yazısı için Tıklayın

> Öğretmenin sınırı bu mu olmalı?

Özgür Bolat, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde ÖRAV’a sahip çıktı ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya çağrıda bulundu.

Özgür Bolat, Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinde Öğretmen Akademisi Vakfı’na (ÖRAV) destek çıktı. Gezi Parkı eylemleri sırasında Garanti Bankası Genel Müdürü Ergün Özen’in “Ben de çapulcuyum” demesinden sonra bazı basın kuruluşlarında çıkan haberler sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın hiçbir gerekçe göstermeden Garanti Bankası sponsorluğunda eğitim alanında hizmet veren ÖRAV’la çalışmalarını durdurması eğitim camiasından büyük tepki toplamıştı. Eğitimciler sosyal medya üzerinden de ÖRAV’a destek olmuş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunmuştu. Özgür Bolat ÖRAV’la ilgili Bakan Avcı’ya çağrıda bulundu. İşte o yazı;

Özgür Bolat'ın yazısı için Tıklayın

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Haziran 2013 08:48

Gösterim: 2281

Gelecek eğitim öğretim yılından itibaren ortaokullarda, seçmeli dersler arasında hukuk ve adalet dersi de olacak. Öğrencilerin adalet ve hukuk bilincinin geliştirilmesi amaçlanan ders kapsamında, sınıflarda temsili mahkemeler oluşturulacak, adliyeler ziyaret edilecek

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaokul ve imam hatip ortaokullarında gelecek yıl okutulmaya başlanacak hukuk ve adalet dersinin öğretim programını yayımladı.

2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren, 6 ve 7. sınıflarda seçmeli dersler arasında yer alacak hukuk ve adalet dersiyle, öğrencilerin adalet ve hukuk bilincinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında "Hukuk Bilinci Geliştirme Komisyonu" oluşturuldu. Komisyon tarafından geliştirilen "Hukuk ve Adalet Dersi" öğretim programı, MEB'in internet sitesinde yayımlandı.

Programa göre, hukuk ve adalet dersiyle, öğrencilerin, "Evrenin ruhu olan adalet duygusu" ve hukuk bilincinin erken yaşlarda geliştirilmesi amaçlanıyor.

Dersle çocuklara başkalarının hakkına saygı duyması, bunu ilişkilerine yansıtması, vatandaş olarak hak ve sorumluluk bilincine sahip olması, güncel hayatta karşılaşabileceği sorunlara yönelik temel hukuki bilgi ve becerileri edinmesi hedefleniyor.

"Hukuk ve Adalet Dersi" öğretim programı, öğrencilerin günlük yaşamda karşılaşabileceği hukuk ve adalet kavramlarıyla ilişkili sorunların çözümünde özellikle barışçıl yöntemlere ilişkin gerekli bilişsel ve duyuşsal kazanımları vurgulamayı temel alıyor. Bu noktada öğrencilerin kendi yaşantıları yoluyla örnek olaylara dayalı çözümlemeler yapmaları, hukuk ve adaletle ilgili yaşantı ve gözlemlerinden hareketle bu derste öğrendikleri yeni kavramları içselleştirmeleri ve temel beceriler kazanmaları bekleniyor.

Yargı kurumları ziyaret edilecek

Programdaki kazanımların gerçekleştirilme sürecinde; yargı sistemindeki kurumlara ziyaret düzenlenmesi, sınıflarda temsili mahkemelerin oluşturulması gibi etkinliklerle örnek olay yönteminden de yararlanarak dersin işlenmesi, adaletin sağlanması ve hukukun uygulanması konularında sınıf ortamına yargı sisteminde görevli hukuk uygulayıcılarının davet edilerek birincil kaynaklardan yararlanılması öneriliyor.

Yargılama sisteminin işleyişi ve bu sistemde çalışan kişilerin rolleriyle ilgili adliye ziyareti şeklinde bir etkinlik düzenlenmesi durumunda adliye yetkililerince öğrenciler için pedagojik açıdan herhangi bir probleme neden olmayacak bir ziyaret ortamının temin edilmesi halinde adliye ziyaretleri gerçekleştirilecek.

Ders işlenirken öğrencilere hukuk kurallarına uyulmadığı takdirde bir yaptırımla karşılaşılabileceği ve uygulanacak yaptırımın da olağan hayatını ve geleceğini etkileyebileceğinin hatırlatılması isteniyor.

Öğretmenlerden “özenli” olmaları istendi

Ders işlenirken öğrencilerin beceri ve tutumlarının geliştirilmesi amacıyla çatışma çözme, yorumlama, neden-sonuç ilişkisi kurma, empati kurma, makul çözümleri kabul etme ve karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik etkinlikler düzenlenecek.

Derslerde, öğretmenlerin örnekler üzerinde titizlikle durularak hukuk sisteminin karmaşıklığı, süreçlerden bunalma, korku gibi etkenlerin öğrencilerde hak aramaktan çekinme duygusu yaratmaması konusuna dikkat etmesi isteniyor.

Öğrenme öğretme sürecinin daha etkin ve verimli olabilmesi için derste; hukuk terimleri sözlüğü, kanunlar, ilgili resmi internet siteleri gibi yardımcı kaynaklar ile hâkim, savcı, avukat gibi kişilerden yararlanılabilinecek.

> Hukuk ve adalet eğitimi ortaokuldan başlayacak

Gelecek eğitim öğretim yılından itibaren ortaokullarda, seçmeli dersler arasında hukuk ve adalet dersi de olacak. Öğrencilerin adalet ve hukuk bilincinin geliştirilmesi amaçlanan ders kapsamında, sınıflarda temsili mahkemeler oluşturulacak, adliyeler ziyaret edilecek

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaokul ve imam hatip ortaokullarında gelecek yıl okutulmaya başlanacak hukuk ve adalet dersinin öğretim programını yayımladı.

2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren, 6 ve 7. sınıflarda seçmeli dersler arasında yer alacak hukuk ve adalet dersiyle, öğrencilerin adalet ve hukuk bilincinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında "Hukuk Bilinci Geliştirme Komisyonu" oluşturuldu. Komisyon tarafından geliştirilen "Hukuk ve Adalet Dersi" öğretim programı, MEB'in internet sitesinde yayımlandı.

Programa göre, hukuk ve adalet dersiyle, öğrencilerin, "Evrenin ruhu olan adalet duygusu" ve hukuk bilincinin erken yaşlarda geliştirilmesi amaçlanıyor.

Dersle çocuklara başkalarının hakkına saygı duyması, bunu ilişkilerine yansıtması, vatandaş olarak hak ve sorumluluk bilincine sahip olması, güncel hayatta karşılaşabileceği sorunlara yönelik temel hukuki bilgi ve becerileri edinmesi hedefleniyor.

"Hukuk ve Adalet Dersi" öğretim programı, öğrencilerin günlük yaşamda karşılaşabileceği hukuk ve adalet kavramlarıyla ilişkili sorunların çözümünde özellikle barışçıl yöntemlere ilişkin gerekli bilişsel ve duyuşsal kazanımları vurgulamayı temel alıyor. Bu noktada öğrencilerin kendi yaşantıları yoluyla örnek olaylara dayalı çözümlemeler yapmaları, hukuk ve adaletle ilgili yaşantı ve gözlemlerinden hareketle bu derste öğrendikleri yeni kavramları içselleştirmeleri ve temel beceriler kazanmaları bekleniyor.

Yargı kurumları ziyaret edilecek

Programdaki kazanımların gerçekleştirilme sürecinde; yargı sistemindeki kurumlara ziyaret düzenlenmesi, sınıflarda temsili mahkemelerin oluşturulması gibi etkinliklerle örnek olay yönteminden de yararlanarak dersin işlenmesi, adaletin sağlanması ve hukukun uygulanması konularında sınıf ortamına yargı sisteminde görevli hukuk uygulayıcılarının davet edilerek birincil kaynaklardan yararlanılması öneriliyor.

Yargılama sisteminin işleyişi ve bu sistemde çalışan kişilerin rolleriyle ilgili adliye ziyareti şeklinde bir etkinlik düzenlenmesi durumunda adliye yetkililerince öğrenciler için pedagojik açıdan herhangi bir probleme neden olmayacak bir ziyaret ortamının temin edilmesi halinde adliye ziyaretleri gerçekleştirilecek.

Ders işlenirken öğrencilere hukuk kurallarına uyulmadığı takdirde bir yaptırımla karşılaşılabileceği ve uygulanacak yaptırımın da olağan hayatını ve geleceğini etkileyebileceğinin hatırlatılması isteniyor.

Öğretmenlerden “özenli” olmaları istendi

Ders işlenirken öğrencilerin beceri ve tutumlarının geliştirilmesi amacıyla çatışma çözme, yorumlama, neden-sonuç ilişkisi kurma, empati kurma, makul çözümleri kabul etme ve karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik etkinlikler düzenlenecek.

Derslerde, öğretmenlerin örnekler üzerinde titizlikle durularak hukuk sisteminin karmaşıklığı, süreçlerden bunalma, korku gibi etkenlerin öğrencilerde hak aramaktan çekinme duygusu yaratmaması konusuna dikkat etmesi isteniyor.

Öğrenme öğretme sürecinin daha etkin ve verimli olabilmesi için derste; hukuk terimleri sözlüğü, kanunlar, ilgili resmi internet siteleri gibi yardımcı kaynaklar ile hâkim, savcı, avukat gibi kişilerden yararlanılabilinecek.

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Haziran 2013 11:46

Gösterim: 1331

Açıköğretim Fakültesi öğrencilerine müjde! Tek dersten başarısız olan Açıköğretim Fakültesi öğrencileri, 28 Temmuz'da sınava alınacak.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, bu eğitim-öğretim yılında tek dersten başarısız olan Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinin, 28 Temmuz 2013'de tek ders sınavına alınacağını duyurdu.

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, Çetinsaya, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da konuya ilişkin duyuruda bulundu. 

Çetinsaya, "Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi mezun durumdaki öğrenciler için tek ders sınavı 28 Temmuz'da, 11 merkezde yapılacak" ifadesini kullandı.  

Sınav Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Samsun, Van'da  ve yurt dışı programlarına kayıtlı öğrenciler için Almanya-Köln ile Azerbaycan-Bakü’de yapılacak. Yaklaşık 50 bin öğrencinin girmesi beklenen sınav, toplamda 550 ders için gerçekleştirilecek. Sınava mezun olabilmesi için tek dersi kalan öğrenciler girebilecek.

> Açıköğretim'de tek ders sınavı

Açıköğretim Fakültesi öğrencilerine müjde! Tek dersten başarısız olan Açıköğretim Fakültesi öğrencileri, 28 Temmuz'da sınava alınacak.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, bu eğitim-öğretim yılında tek dersten başarısız olan Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinin, 28 Temmuz 2013'de tek ders sınavına alınacağını duyurdu.

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, Çetinsaya, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da konuya ilişkin duyuruda bulundu. 

Çetinsaya, "Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi mezun durumdaki öğrenciler için tek ders sınavı 28 Temmuz'da, 11 merkezde yapılacak" ifadesini kullandı.  

Sınav Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Samsun, Van'da  ve yurt dışı programlarına kayıtlı öğrenciler için Almanya-Köln ile Azerbaycan-Bakü’de yapılacak. Yaklaşık 50 bin öğrencinin girmesi beklenen sınav, toplamda 550 ders için gerçekleştirilecek. Sınava mezun olabilmesi için tek dersi kalan öğrenciler girebilecek.

Son Güncelleme: Çarşamba, 19 Haziran 2013 12:27

Gösterim: 1895


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.