Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen bugün ders başı yaptı.
Yaz tatilinin ardından açıköğretim öğrencileri dahil, yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen, yeni eğitim-öğretim yılına bugün başladı.
Yeni eğitim öğretim maratonu, 17 Haziran 2016'ya kadar sürecek.
2015-2016 eğitim-öğretim yılında açık öğretim öğrencileri dahil, örgün eğitimde resmi ve özel okullarda yaklaşık 18 milyon öğrenci ders başı yapacak. Resmi ve özel okullarda yaklaşık 600 bin derslikte, yöneticiler de dahil olmak üzere 900 bin 794 öğretmen eğitim verecek.
1 milyonu aşkın çocuk ilkokula başlayacak
Bu yıl yaklaşık 1 milyon 136 bin öğrencinin ilkokul birinci sınıfa, yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin de okul öncesi eğitim kurumlarında eğitime başlaması bekleniyor.
Okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının beşinci sınıflarındaki öğrencilerin eğitim ve öğretime uyum programları da okulların açıldığı ilk hafta içinde eğitim öğretim süreciyle birlikte gerçekleştirilecek.
MEB'in çalışma takvimine göre, birinci kanaat dönemi bugün başlayacak ve 22 Ocak 2016 Cuma günü sona erecek. Yarı yıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat 2016'da yapılacak. İkinci kanaat dönemi, 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlayacak ve 17 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek. 2016-2017 eğitim ve öğretim yılı ise 19 Eylül 2016 Pazartesi günü başlayacak.
Destekleme kursları
Bakanlık tarafından öğrenci ve mezunlar için ücretsiz açılacak destekleme ve yetiştirme kurslarına başvurular da 21 Eylül Pazartesi'den itibaren kabul edilmeye başladı. Başvurular, 2 Ekim'de sona erecek. Kurslar, 1.dönem, 2.dönem ve 3. dönem (yaz kursları) olmak üzere üç dönemde açılacak.
Kurslara, MEB'e bağlı resmi ve özel ortaokullar, imam-hatip ortaokulları, resmi ve özel ortaöğretim kurumları ve açıköğretim kurumlarına devam eden her sınıf seviyesindeki istekli öğrenciler ile mezun durumdaki kursiyerler başvurabilecek.
Kursa katılmak isteyen örgün eğitime devam eden öğrenciler, okul veya kurumlarından alacakları Eğitim Bilişim Ağı (EBA) şifresiyle, e-kurs modülü üzerinden veya bizzat kurs müdürlüğüne kurs açılan derslerle ilgili başvuru yapabilecek.
Açıköğretim öğrencileri, başvurularını örgün kurs merkezleri, kursiyerler ise halk eğitim merkezleri aracılığıyla yaygın eğitim kurs müdürlüklerine, bulundukları sınıf düzeyini gösterir belge veya diploma ile bizzat başvurarak yapacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen bugün ders başı yaptı.
Yaz tatilinin ardından açıköğretim öğrencileri dahil, yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmen, yeni eğitim-öğretim yılına bugün başladı.
Yeni eğitim öğretim maratonu, 17 Haziran 2016'ya kadar sürecek.
2015-2016 eğitim-öğretim yılında açık öğretim öğrencileri dahil, örgün eğitimde resmi ve özel okullarda yaklaşık 18 milyon öğrenci ders başı yapacak. Resmi ve özel okullarda yaklaşık 600 bin derslikte, yöneticiler de dahil olmak üzere 900 bin 794 öğretmen eğitim verecek.
1 milyonu aşkın çocuk ilkokula başlayacak
Bu yıl yaklaşık 1 milyon 136 bin öğrencinin ilkokul birinci sınıfa, yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin de okul öncesi eğitim kurumlarında eğitime başlaması bekleniyor.
Okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının beşinci sınıflarındaki öğrencilerin eğitim ve öğretime uyum programları da okulların açıldığı ilk hafta içinde eğitim öğretim süreciyle birlikte gerçekleştirilecek.
MEB'in çalışma takvimine göre, birinci kanaat dönemi bugün başlayacak ve 22 Ocak 2016 Cuma günü sona erecek. Yarı yıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat 2016'da yapılacak. İkinci kanaat dönemi, 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlayacak ve 17 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek. 2016-2017 eğitim ve öğretim yılı ise 19 Eylül 2016 Pazartesi günü başlayacak.
Destekleme kursları
Bakanlık tarafından öğrenci ve mezunlar için ücretsiz açılacak destekleme ve yetiştirme kurslarına başvurular da 21 Eylül Pazartesi'den itibaren kabul edilmeye başladı. Başvurular, 2 Ekim'de sona erecek. Kurslar, 1.dönem, 2.dönem ve 3. dönem (yaz kursları) olmak üzere üç dönemde açılacak.
Kurslara, MEB'e bağlı resmi ve özel ortaokullar, imam-hatip ortaokulları, resmi ve özel ortaöğretim kurumları ve açıköğretim kurumlarına devam eden her sınıf seviyesindeki istekli öğrenciler ile mezun durumdaki kursiyerler başvurabilecek.
Kursa katılmak isteyen örgün eğitime devam eden öğrenciler, okul veya kurumlarından alacakları Eğitim Bilişim Ağı (EBA) şifresiyle, e-kurs modülü üzerinden veya bizzat kurs müdürlüğüne kurs açılan derslerle ilgili başvuru yapabilecek.
Açıköğretim öğrencileri, başvurularını örgün kurs merkezleri, kursiyerler ise halk eğitim merkezleri aracılığıyla yaygın eğitim kurs müdürlüklerine, bulundukları sınıf düzeyini gösterir belge veya diploma ile bizzat başvurarak yapacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Eylül 2015 10:11
Gösterim: 1106
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, TÜBİTAK'ın çocuklara matematiği sevdirmek için güzel çalışmaları olduğunu belirterek, "Çocuklara matematiği sevdirmek için çalışmaları arttıracağız" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Yeni yöntemlerle küçük yaşta çocuklarımıza ufak ufak matematik ve matematikle ilgili konuları sevdirmeyi başarabilirsek daha sonra bütün ömür boyu çocuklarımız matematikle dost olarak yaşarlar. Bunu başarmak durumundayız. Bu noktada TÜBİTAK'ın çok güzel çalışmaları var. Bu çalışmaları arttıracağız" dedi.
Işık, TÜBİTAK'ın çocuklara yönelik eğlenerek öğrenme amaçlı hazırladığı pek çok materyal olduğunu, farklı bulmacaları çocuklara hediye ettiğini söyledi.
Eğitimi sıkıcı, insanların zorla uğraştığı bir alan değil de eğlenerek zaman geçirdikleri alan haline getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Işık, TÜBİTAK olarak bilime merakı arttırma yönünde gayret gösterdiklerini dile getirdi.
Işık, daha önce "Meraklı Minik", "Bilim Çocuk" ve "Bilim Teknik" dergilerini çıkardıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bunlar şu anda da devam ediyor. Bir de elektronik ortamda Bilim Genç dergisini çıkarıyoruz. Amacımız, yavrularımızı genç yaşta bilimle tanıştırmak, yavrularımızda bilime yönelik bir sevgi ve merak uyandırmak, bunu yaparken de gençlerimizin çocuklarımızın eğlenerek öğrenmesini sağlamak. Bunun gibi materyalleri gençlerimize özellikle hediye etmek istedik. Çocuklar, bu bulmacaları çözdükçe hem matematiğe olan o sıkıcı gözüken ama zevkli olan bu alana giriş yapmış olacak. Matematiği sevdiği zaman bilimi sevecek. Bilimin temeli matematik, bilimi sevdikten sonra da inşallah ülkesine ve milletine çok daha faydalı konuma gelme imkanı olacak."
Işık, 4 bin adet deney seti hazırladıklarını ve tüm illerdeki Bilim Sanat Merkezlerine gönderdiklerini kaydetti.
Deney setlerini yaygınlaştıracaklarını vurgulayan Işık, "Hedefimiz, bütün okulların Bilim Teknoloji Kulüplerine bu deney setlerini göndermek. Çocuklarımızın oynayarak, yaparak, yanılarak, yap boz şeklinde öğrenmelerini sağlamak. Bu bilime olan meraklarını ve sevgilerini arttırmak. Bunun üzerinde yoğunlukla duruyoruz. Artık çağımızın yöntemi bir sınıfa kapanıp öğretmenin anlatmasıyla öğrencinin dinlemesiyle öğrenmek değil, daha çok dokunarak, oynayarak, yaparak, bozarak kendi öğrencinin deneyimiyle öğrenmesini sağlamak. TÜBİTAK olarak da buna yönelik çalışmalarımızı çoğaltıyoruz" diye konuştu.
"Deney setlerinin yerli oyuncakçılarımız tarafından üretilmesini önemsiyoruz" diyen Işık, bu kabiliyetlerin sektörü geliştirmesini hedeflediklerini söyledi.
TÜBİTAK'ın çok güzel çalışmaları var
Bakan Işık, Konya'nın Akşehir ilçesinde su, balon ve mumla deney yaptığı sırada, anneannesinin müdahalesiyle girişimi yarım kalan küçük Bedirhan'a da deney seti gönderdiklerini ifade ederek, bunun deney seti üzerinde bir ilgi uyandırdığına işaret etti.
Bunun bilim sevgisine dönüşmesi için üzerilerine düşeni yaptıklarını dile getiren Işık, şunları kaydetti:
"Bizim matematik dersi pek çok yavrumuzun korktuğu bir ders. Ben matematikçiyim, matematiği de çok sevdim. Matematikten korkan bir toplumumuz var. Onun sebebi de bunu rutin öğretme tarzı. Hiçbir materyal olmadan sadece tahta da öğrencinin soyuttan somuta geçiş sürecini dikkate almayan yöntemle soyut şeyler öğrenciye kavratmaya çalışınca, öğrencilerin büyük kısmı matematikten korkar hale geldi. Yeni yöntemlerle küçük yaşta çocuklarımıza ufak ufak matematik ve matematikle ilgili konuları sevdirmeyi başarabilirsek daha sonra bütün ömür boyu çocuklarımız matematikle dost olarak yaşarlar. Bunu başarmak durumundayız. Bu noktada TÜBİTAK'ın çok güzel çalışmaları var. Bu çalışmaları arttıracağız."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, TÜBİTAK'ın çocuklara matematiği sevdirmek için güzel çalışmaları olduğunu belirterek, "Çocuklara matematiği sevdirmek için çalışmaları arttıracağız" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Yeni yöntemlerle küçük yaşta çocuklarımıza ufak ufak matematik ve matematikle ilgili konuları sevdirmeyi başarabilirsek daha sonra bütün ömür boyu çocuklarımız matematikle dost olarak yaşarlar. Bunu başarmak durumundayız. Bu noktada TÜBİTAK'ın çok güzel çalışmaları var. Bu çalışmaları arttıracağız" dedi.
Işık, TÜBİTAK'ın çocuklara yönelik eğlenerek öğrenme amaçlı hazırladığı pek çok materyal olduğunu, farklı bulmacaları çocuklara hediye ettiğini söyledi.
Eğitimi sıkıcı, insanların zorla uğraştığı bir alan değil de eğlenerek zaman geçirdikleri alan haline getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Işık, TÜBİTAK olarak bilime merakı arttırma yönünde gayret gösterdiklerini dile getirdi.
Işık, daha önce "Meraklı Minik", "Bilim Çocuk" ve "Bilim Teknik" dergilerini çıkardıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bunlar şu anda da devam ediyor. Bir de elektronik ortamda Bilim Genç dergisini çıkarıyoruz. Amacımız, yavrularımızı genç yaşta bilimle tanıştırmak, yavrularımızda bilime yönelik bir sevgi ve merak uyandırmak, bunu yaparken de gençlerimizin çocuklarımızın eğlenerek öğrenmesini sağlamak. Bunun gibi materyalleri gençlerimize özellikle hediye etmek istedik. Çocuklar, bu bulmacaları çözdükçe hem matematiğe olan o sıkıcı gözüken ama zevkli olan bu alana giriş yapmış olacak. Matematiği sevdiği zaman bilimi sevecek. Bilimin temeli matematik, bilimi sevdikten sonra da inşallah ülkesine ve milletine çok daha faydalı konuma gelme imkanı olacak."
Işık, 4 bin adet deney seti hazırladıklarını ve tüm illerdeki Bilim Sanat Merkezlerine gönderdiklerini kaydetti.
Deney setlerini yaygınlaştıracaklarını vurgulayan Işık, "Hedefimiz, bütün okulların Bilim Teknoloji Kulüplerine bu deney setlerini göndermek. Çocuklarımızın oynayarak, yaparak, yanılarak, yap boz şeklinde öğrenmelerini sağlamak. Bu bilime olan meraklarını ve sevgilerini arttırmak. Bunun üzerinde yoğunlukla duruyoruz. Artık çağımızın yöntemi bir sınıfa kapanıp öğretmenin anlatmasıyla öğrencinin dinlemesiyle öğrenmek değil, daha çok dokunarak, oynayarak, yaparak, bozarak kendi öğrencinin deneyimiyle öğrenmesini sağlamak. TÜBİTAK olarak da buna yönelik çalışmalarımızı çoğaltıyoruz" diye konuştu.
"Deney setlerinin yerli oyuncakçılarımız tarafından üretilmesini önemsiyoruz" diyen Işık, bu kabiliyetlerin sektörü geliştirmesini hedeflediklerini söyledi.
TÜBİTAK'ın çok güzel çalışmaları var
Bakan Işık, Konya'nın Akşehir ilçesinde su, balon ve mumla deney yaptığı sırada, anneannesinin müdahalesiyle girişimi yarım kalan küçük Bedirhan'a da deney seti gönderdiklerini ifade ederek, bunun deney seti üzerinde bir ilgi uyandırdığına işaret etti.
Bunun bilim sevgisine dönüşmesi için üzerilerine düşeni yaptıklarını dile getiren Işık, şunları kaydetti:
"Bizim matematik dersi pek çok yavrumuzun korktuğu bir ders. Ben matematikçiyim, matematiği de çok sevdim. Matematikten korkan bir toplumumuz var. Onun sebebi de bunu rutin öğretme tarzı. Hiçbir materyal olmadan sadece tahta da öğrencinin soyuttan somuta geçiş sürecini dikkate almayan yöntemle soyut şeyler öğrenciye kavratmaya çalışınca, öğrencilerin büyük kısmı matematikten korkar hale geldi. Yeni yöntemlerle küçük yaşta çocuklarımıza ufak ufak matematik ve matematikle ilgili konuları sevdirmeyi başarabilirsek daha sonra bütün ömür boyu çocuklarımız matematikle dost olarak yaşarlar. Bunu başarmak durumundayız. Bu noktada TÜBİTAK'ın çok güzel çalışmaları var. Bu çalışmaları arttıracağız."
Son Güncelleme: Pazar, 27 Eylül 2015 12:48
Gösterim: 1563
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 5 yıllık süreçte mesleki ve teknik eğitim alanındaki mezunlarının mesleki yeterliliklerine yönelik işveren memnuniyetini, öğrenci veya öğretmenlerin patent ve faydalı model başvurusunu, organize sanayi bölgelerindeki özel mesleki ve teknik okul sayısını, artıracak birçok uygulamayı hayata geçirecek.
MEB'in 2015-2019 stratejik planında yer alan bilgilere göre, hayat boyu öğrenme yaklaşımı çerçevesinde, iş gücü piyasasının talep ettiği becerilerle uyumlu bireyler yetiştirerek istihdam edilebilirliği artırılacak.
Bu strateji çerçevesinde, mesleki ve teknik ortaöğretim mezunlarının mesleki yeterliliklerine yönelik işveren memnuniyet oranı yüzde 70'e çıkarılacak. 2014'te 17 olan okul, öğrenci veya öğretmenlerin yaptığı patent veya faydalı model başvuru sayısı da 20'ye yükseltilecek.
Bakanlık, mesleki ve teknik eğitimin iş dünyasıyla ilişkilerini güçlendirmek amacıyla sosyal ortaklar ve sektörle yaptığı protokollere de devam edecek. Bireylerin istihdam edilebilirliklerini artırmaya yönelik sektör ve ilgili taraflarla işbirliğinde ve hayat boyu öğrenme kapsamında mesleki kursların çeşitliliği ve katılımcı sayısı çoğaltılacak.
Bu çerçevede, 2014'te 1 milyon 864 bin 308 olan sektörle iş birliği protokolleri kapsamında eğitim alan birey sayısının, 2019 sonuna kadar 2 milyona çıkarılması hedefleniyor. Organize sanayi bölgelerindeki özel mesleki ve teknik okul sayısı da 20'den 120'ye yükseltilecek.
KOBİ'lerle işbirliği imkanı yaratılacak
Bakanlık iş dünyasıyla yapılacak protokollerle, atölye ve laboratuvar öğretmenlerinin sektördeki gelişmeleri ve iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını takip etmeleri ve öğrencilere bu yönde rehberlik etmelerini de sağlayacak. Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarının KOBİ'ler ve büyük ölçekli firmalar ile endüstriyel Ar-Ge kapsamında iş birliği yapması için de imkan yaratılacak.
Mesleki ve teknik eğitimde girişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçilik kültürünün yerleşmesi için mevcut süreçler değerlendirilerek, düzenlemeler gerçekleştirilecek. Bireylerin ve sektörün ihtiyaç duyduğu kalitede, mesleki ve teknik eğitime ulaşmak için güncel, ölçülebilir ve sürdürülebilir kalite sistemi oluşturulacak. Mesleki ve teknik eğitime katılan bireylerin sektörün ve iş gücü piyasasının talebine cevap veren bir eğitim alması sağlanarak istihdam edilebilirliklerini artırmak amacıyla sektör temsilcilerinin de aktif yer alacağı yönetim modelleri geliştirilecek.
Mesleki ve teknik eğitim politikalarının belirlenmesine ilişkin süreçlerin, sektörün ve iş gücü piyasasının taleplerine uygun şekilde yönlendirilebilmesi için başta sektör temsilcileri olmak üzere ilgili paydaşların bu süreçlere etkin katılımı sağlanacak.
Çıraklık eğitimi güçlendirilecek
İş yeri beceri eğitimi ve staj uygulamalarının etkin bir şekilde izlenerek, değerlendirilmesini temin edecek bir yapı oluşturulacak ve çıraklık eğitiminin alt yapısı güçlendirilecek.
Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin engel durumlarına göre yapabilecekleri meslekler ve bu meslekler için yeterlilikler belirlenecek. Kişisel gelişim ve mesleki ve teknik eğitim kurs programlarının ve belgelerinin uluslararası geçerliğine ve akreditasyonuna yönelik çalışmalar yapılacak. Bireylerin mesleki ve teknik eğitim imkanları ve istihdam fırsatları hakkında bilgi edinmeleri amacıyla geliştirilen Hayat Boyu Öğrenme Portalı'na ilişkin farkındalık oluşturulacak.
Geçmişte alınan tüm eğitimlere ilişkin imkan sağlayacak şekilde ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilerek, bu eğitimlerin tanınması kapsamında belge alan birey sayısı 5 bine yükseltilecek.
Mesleki yabancı dil dersleri yaygınlaştırılacak
Bireylerin yabancı dil yeterliliğinin artırılması için de yeni adımlar atılacak. Bu kapsamda, mesleki yabancı dil derslerinin bütün alan ve dallara yaygınlaştırılması sağlanacak. Pazarlama ve perakende, büro yönetimi, muhasebe ve finansman ile bilişim teknolojileri alanlarında, mesleki yabancı dil ders materyali hazırlandı. Önümüzdeki süreçte bütün alanlarda mesleki yabancı dil dersinin yer alması planlanıyor.
Bakanlık ayrıca Kültürlerarası Değişim Programı (KÜDEP), Kardeş Okul Projesi, Erasmus+ gibi proje ve programlarla öğrenci hareketliliğini desteklemeye devam edecek. Bu kapsamda, 2014'te 7 bin 719 olan uluslararası hareketlilik programlarına veya projelerine katılan öğretmen sayısı 2019 sonuna kadar 15 bine, öğrenci sayısı ise 10 bin 413'ten 20 bine çıkarılacak.
AB Eğitim ve Gençlik Programları kapsamında yapılan kurumsal ve bireysel proje sayısı da 4 bin 508'den 10 bine yükseltilecek.
Lisede çift ana dal ve yan dal uygulamaları için esnek yapı oluşturulacak
Öğrenci hareketliliğini destekleyen ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilecek. Diploma ekleri oluşturulacak ve talep edenlerin belgesine elektronik ortamdan erişimine imkan sağlanacak.
Ortaöğretimde, genel ve mesleki lise öğrencilerinin eğitim ve öğretimlerine devam ederken, tercih edecekleri başka bir meslek alanına ilişkin becerileri kazanmalarını ve bu kazanımların belgelendirilmesini sağlayacak yan dal, çift ana dal gibi uygulamaları içeren esnek bir yapıya geçilecek.
Bakanlar Kurulu'na sunum için hazırlıklar sürüyor
Öte yandan, MEB yetkilileri Bakanlar Kurulu'na, mesleki ve teknik eğitime ilişkin sunum yapmak için de çalışmalarını sürdürüyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, ay başında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada, mesleki eğitimle ilgili olarak kapsamlı bir çalışmanın yapılacağını ve mesleki teknik eğitimin niteliğinin artırılması konusunda önümüzdeki günlerde hükümete bu çalışmanın takdim edileceğini bildirmişti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 5 yıllık süreçte mesleki ve teknik eğitim alanındaki mezunlarının mesleki yeterliliklerine yönelik işveren memnuniyetini, öğrenci veya öğretmenlerin patent ve faydalı model başvurusunu, organize sanayi bölgelerindeki özel mesleki ve teknik okul sayısını, artıracak birçok uygulamayı hayata geçirecek.
MEB'in 2015-2019 stratejik planında yer alan bilgilere göre, hayat boyu öğrenme yaklaşımı çerçevesinde, iş gücü piyasasının talep ettiği becerilerle uyumlu bireyler yetiştirerek istihdam edilebilirliği artırılacak.
Bu strateji çerçevesinde, mesleki ve teknik ortaöğretim mezunlarının mesleki yeterliliklerine yönelik işveren memnuniyet oranı yüzde 70'e çıkarılacak. 2014'te 17 olan okul, öğrenci veya öğretmenlerin yaptığı patent veya faydalı model başvuru sayısı da 20'ye yükseltilecek.
Bakanlık, mesleki ve teknik eğitimin iş dünyasıyla ilişkilerini güçlendirmek amacıyla sosyal ortaklar ve sektörle yaptığı protokollere de devam edecek. Bireylerin istihdam edilebilirliklerini artırmaya yönelik sektör ve ilgili taraflarla işbirliğinde ve hayat boyu öğrenme kapsamında mesleki kursların çeşitliliği ve katılımcı sayısı çoğaltılacak.
Bu çerçevede, 2014'te 1 milyon 864 bin 308 olan sektörle iş birliği protokolleri kapsamında eğitim alan birey sayısının, 2019 sonuna kadar 2 milyona çıkarılması hedefleniyor. Organize sanayi bölgelerindeki özel mesleki ve teknik okul sayısı da 20'den 120'ye yükseltilecek.
KOBİ'lerle işbirliği imkanı yaratılacak
Bakanlık iş dünyasıyla yapılacak protokollerle, atölye ve laboratuvar öğretmenlerinin sektördeki gelişmeleri ve iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını takip etmeleri ve öğrencilere bu yönde rehberlik etmelerini de sağlayacak. Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarının KOBİ'ler ve büyük ölçekli firmalar ile endüstriyel Ar-Ge kapsamında iş birliği yapması için de imkan yaratılacak.
Mesleki ve teknik eğitimde girişimcilik, yaratıcılık ve yenilikçilik kültürünün yerleşmesi için mevcut süreçler değerlendirilerek, düzenlemeler gerçekleştirilecek. Bireylerin ve sektörün ihtiyaç duyduğu kalitede, mesleki ve teknik eğitime ulaşmak için güncel, ölçülebilir ve sürdürülebilir kalite sistemi oluşturulacak. Mesleki ve teknik eğitime katılan bireylerin sektörün ve iş gücü piyasasının talebine cevap veren bir eğitim alması sağlanarak istihdam edilebilirliklerini artırmak amacıyla sektör temsilcilerinin de aktif yer alacağı yönetim modelleri geliştirilecek.
Mesleki ve teknik eğitim politikalarının belirlenmesine ilişkin süreçlerin, sektörün ve iş gücü piyasasının taleplerine uygun şekilde yönlendirilebilmesi için başta sektör temsilcileri olmak üzere ilgili paydaşların bu süreçlere etkin katılımı sağlanacak.
Çıraklık eğitimi güçlendirilecek
İş yeri beceri eğitimi ve staj uygulamalarının etkin bir şekilde izlenerek, değerlendirilmesini temin edecek bir yapı oluşturulacak ve çıraklık eğitiminin alt yapısı güçlendirilecek.
Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin engel durumlarına göre yapabilecekleri meslekler ve bu meslekler için yeterlilikler belirlenecek. Kişisel gelişim ve mesleki ve teknik eğitim kurs programlarının ve belgelerinin uluslararası geçerliğine ve akreditasyonuna yönelik çalışmalar yapılacak. Bireylerin mesleki ve teknik eğitim imkanları ve istihdam fırsatları hakkında bilgi edinmeleri amacıyla geliştirilen Hayat Boyu Öğrenme Portalı'na ilişkin farkındalık oluşturulacak.
Geçmişte alınan tüm eğitimlere ilişkin imkan sağlayacak şekilde ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilerek, bu eğitimlerin tanınması kapsamında belge alan birey sayısı 5 bine yükseltilecek.
Mesleki yabancı dil dersleri yaygınlaştırılacak
Bireylerin yabancı dil yeterliliğinin artırılması için de yeni adımlar atılacak. Bu kapsamda, mesleki yabancı dil derslerinin bütün alan ve dallara yaygınlaştırılması sağlanacak. Pazarlama ve perakende, büro yönetimi, muhasebe ve finansman ile bilişim teknolojileri alanlarında, mesleki yabancı dil ders materyali hazırlandı. Önümüzdeki süreçte bütün alanlarda mesleki yabancı dil dersinin yer alması planlanıyor.
Bakanlık ayrıca Kültürlerarası Değişim Programı (KÜDEP), Kardeş Okul Projesi, Erasmus+ gibi proje ve programlarla öğrenci hareketliliğini desteklemeye devam edecek. Bu kapsamda, 2014'te 7 bin 719 olan uluslararası hareketlilik programlarına veya projelerine katılan öğretmen sayısı 2019 sonuna kadar 15 bine, öğrenci sayısı ise 10 bin 413'ten 20 bine çıkarılacak.
AB Eğitim ve Gençlik Programları kapsamında yapılan kurumsal ve bireysel proje sayısı da 4 bin 508'den 10 bine yükseltilecek.
Lisede çift ana dal ve yan dal uygulamaları için esnek yapı oluşturulacak
Öğrenci hareketliliğini destekleyen ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilecek. Diploma ekleri oluşturulacak ve talep edenlerin belgesine elektronik ortamdan erişimine imkan sağlanacak.
Ortaöğretimde, genel ve mesleki lise öğrencilerinin eğitim ve öğretimlerine devam ederken, tercih edecekleri başka bir meslek alanına ilişkin becerileri kazanmalarını ve bu kazanımların belgelendirilmesini sağlayacak yan dal, çift ana dal gibi uygulamaları içeren esnek bir yapıya geçilecek.
Bakanlar Kurulu'na sunum için hazırlıklar sürüyor
Öte yandan, MEB yetkilileri Bakanlar Kurulu'na, mesleki ve teknik eğitime ilişkin sunum yapmak için de çalışmalarını sürdürüyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, ay başında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada, mesleki eğitimle ilgili olarak kapsamlı bir çalışmanın yapılacağını ve mesleki teknik eğitimin niteliğinin artırılması konusunda önümüzdeki günlerde hükümete bu çalışmanın takdim edileceğini bildirmişti.
Son Güncelleme: Pazar, 27 Eylül 2015 12:27
Gösterim: 1383
Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Bozkurt, okula yeni başlayan öğrenciler için uyum güçlüğünün normal olduğunu belirterek, bunu önlemek için velilerin ilk gün onlara eşlik etmesi gerektiğini bildirdi.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, okula yeni başlayan öğrenciler için uyum güçlüğünün normal olduğunu belirterek, bunu önlemek için velilerin çocuklarını ilk gün okulla göndermesi ve onlara eşlik etmesi gerektiğini bildirdi.
Bozkurt, ülke genelinde 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmenin yarın ders başı yapacağını ifade etti. Ankara'da ise 2015-2016 öğretim yılında 915 bin 750 öğrenciye, bin 707'si resmi 953'ü de özel olmak üzere 2 bin 660 okulda, 62 bin 245 öğretmenle eğitim verileceğini söyleyen Bozkurt, 62 bin 670 öğrencinin de Ankara'da bu yıl ilkokula başlayacağını kaydetti.
Okula başlamanın hem çocuklar hem de aileleri için geleceğe atılan önemli bir adım olduğunun altını çizen Bozkurt, çocuğun yaşamındaki bu büyük değişimin heyecanını ailelerin de paylaştığını dile getirdi.
Bozkurt, okula başlayacağı güne kadar zamanlarının büyük bölümünü evde anne baba ve kardeşleriyle birlikte geçiren çocukların okulla tamamen yabancı bir ortama girdiğine işaret etti.
Durumu kabullenmekte zorlanan çocukların okula uyumlarının güçleştiğini ve gelecekteki eğitim hayatlarının da bundan etkilendiğini belirten Bozkurt, "Aslında okula yeni başlayan çocukların belli bir süre uyum güçlüğü yaşaması normaldir. Önemli olan aile, okul ve öğretmenin bu süreçte işbirliği içerisinde olmalarıdır. Aileler, okula yeni başlayan ve bu tür güçlükleri yaşayan çocuğun sadece kendi çocukları olmadığını bilmeli ve ona göre davranmalıdırlar. Her çocuk benzer şeyler yaşamaktadır" diye konuştu.
Velilerin okul hazırlıklarını çocukla yapması ve onun kararlarını da dikkate almasının çocuğu okul hakkında heyecanlandıracağını ifade eden Bozkurt, bu sürecin de uyumu hızlandıracağını kaydetti.
Anne ve babaların, çocuklarının okula, öğretmenlere ve arkadaşlarına karşı duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine fırsat vermesi gerektiğini vurgulayan Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle okula yeni başlayan çocukların uyum güçlüğü yaşamaları normal. Veliler bunu önlemek için okulun ilk günü mutlaka çocuklarını okula göndermeli ve mümkünse ilk gün çocuklarına eşlik etmelidir. Ebeveynlerin kaygı ve stresten uzak, sakin olmaları çocuk üzerinde önemli bir etkiye sahip."
Okula yeni başlayacak çocuklar için en önemli sorunlardan bir tanesinin de ailelerinden ayrı vakit geçirecek olmaları. Bu durum da çocukların okuldan korkmalarına neden oluyor. Okul korkularının üstesinden gelinebilmesi için ailenin tutumu son derece önemli. Aileler çocuklarına okulun korkulacak yer olmadığını aksine keyifli vakitler geçirilecek, yeni arkadaşlıkların kurulacağı yerler olduğunu anlatmalıdır. Ayrıca veliler, çocuklarının içlerindeki korkuyu yenebilmesi için agresif tutumlar göstermemeli aksine sabırlı, soğukkanlı ve kararlı olmalılar. Çocuklarını okula gitmeleri konusunda cesaretlendirmeli, gitmek istemediğinde ise açık ve anlaşılır bir şekilde konuşarak sebebini öğrenmeliler. Her zaman çocuklarına onların yanında olabilecekleri duygusunu vermelidirler."
Okul başarısı için tavsiyeler
Okul başarısını etkileyen pek çok faktör bulunduğunu söyleyen Bozkurt, başarılı olmak için çok çalışmaktan ziyade etkili çalışmanın gerektiğini belirtti.
Erol Bozkurt, sadece akademik başarının, insan hayatı için yeterli olmadığını vurgulayarak, öğrencilere başarı için şu tavsiyelerde bulundu:
"Sosyal ve kültürel başarı da en az akademik başarı kadar önemlidir. Başarı her kişi için ayrı ayrı ele alınmalı, başarıya giden yol üzerindeki aksaklıklar, öğrenmenin bir şekli olarak kabul edilmelidir. Başarınızı başkalarıyla mukayese ederek değil, kendi gelişiminizdeki ilerlemeleri göz önüne alarak değerlendirin. Hata yapmaktan korkmayın. Bir amacınız olsun. Bu amaçlar doğrultusunda hedeflerinizi oluşturun ve onlar için mücadele edin. Olumsuzluklara değil, pozitif gelişmelere odaklanın. Sorun çözebilmeye, hatalarınızı görebilmeye ve akıl yürütmeye odaklanın."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Bozkurt, okula yeni başlayan öğrenciler için uyum güçlüğünün normal olduğunu belirterek, bunu önlemek için velilerin ilk gün onlara eşlik etmesi gerektiğini bildirdi.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, okula yeni başlayan öğrenciler için uyum güçlüğünün normal olduğunu belirterek, bunu önlemek için velilerin çocuklarını ilk gün okulla göndermesi ve onlara eşlik etmesi gerektiğini bildirdi.
Bozkurt, ülke genelinde 18 milyon öğrenci ve 900 bin öğretmenin yarın ders başı yapacağını ifade etti. Ankara'da ise 2015-2016 öğretim yılında 915 bin 750 öğrenciye, bin 707'si resmi 953'ü de özel olmak üzere 2 bin 660 okulda, 62 bin 245 öğretmenle eğitim verileceğini söyleyen Bozkurt, 62 bin 670 öğrencinin de Ankara'da bu yıl ilkokula başlayacağını kaydetti.
Okula başlamanın hem çocuklar hem de aileleri için geleceğe atılan önemli bir adım olduğunun altını çizen Bozkurt, çocuğun yaşamındaki bu büyük değişimin heyecanını ailelerin de paylaştığını dile getirdi.
Bozkurt, okula başlayacağı güne kadar zamanlarının büyük bölümünü evde anne baba ve kardeşleriyle birlikte geçiren çocukların okulla tamamen yabancı bir ortama girdiğine işaret etti.
Durumu kabullenmekte zorlanan çocukların okula uyumlarının güçleştiğini ve gelecekteki eğitim hayatlarının da bundan etkilendiğini belirten Bozkurt, "Aslında okula yeni başlayan çocukların belli bir süre uyum güçlüğü yaşaması normaldir. Önemli olan aile, okul ve öğretmenin bu süreçte işbirliği içerisinde olmalarıdır. Aileler, okula yeni başlayan ve bu tür güçlükleri yaşayan çocuğun sadece kendi çocukları olmadığını bilmeli ve ona göre davranmalıdırlar. Her çocuk benzer şeyler yaşamaktadır" diye konuştu.
Velilerin okul hazırlıklarını çocukla yapması ve onun kararlarını da dikkate almasının çocuğu okul hakkında heyecanlandıracağını ifade eden Bozkurt, bu sürecin de uyumu hızlandıracağını kaydetti.
Anne ve babaların, çocuklarının okula, öğretmenlere ve arkadaşlarına karşı duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine fırsat vermesi gerektiğini vurgulayan Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle okula yeni başlayan çocukların uyum güçlüğü yaşamaları normal. Veliler bunu önlemek için okulun ilk günü mutlaka çocuklarını okula göndermeli ve mümkünse ilk gün çocuklarına eşlik etmelidir. Ebeveynlerin kaygı ve stresten uzak, sakin olmaları çocuk üzerinde önemli bir etkiye sahip."
Okula yeni başlayacak çocuklar için en önemli sorunlardan bir tanesinin de ailelerinden ayrı vakit geçirecek olmaları. Bu durum da çocukların okuldan korkmalarına neden oluyor. Okul korkularının üstesinden gelinebilmesi için ailenin tutumu son derece önemli. Aileler çocuklarına okulun korkulacak yer olmadığını aksine keyifli vakitler geçirilecek, yeni arkadaşlıkların kurulacağı yerler olduğunu anlatmalıdır. Ayrıca veliler, çocuklarının içlerindeki korkuyu yenebilmesi için agresif tutumlar göstermemeli aksine sabırlı, soğukkanlı ve kararlı olmalılar. Çocuklarını okula gitmeleri konusunda cesaretlendirmeli, gitmek istemediğinde ise açık ve anlaşılır bir şekilde konuşarak sebebini öğrenmeliler. Her zaman çocuklarına onların yanında olabilecekleri duygusunu vermelidirler."
Okul başarısı için tavsiyeler
Okul başarısını etkileyen pek çok faktör bulunduğunu söyleyen Bozkurt, başarılı olmak için çok çalışmaktan ziyade etkili çalışmanın gerektiğini belirtti.
Erol Bozkurt, sadece akademik başarının, insan hayatı için yeterli olmadığını vurgulayarak, öğrencilere başarı için şu tavsiyelerde bulundu:
"Sosyal ve kültürel başarı da en az akademik başarı kadar önemlidir. Başarı her kişi için ayrı ayrı ele alınmalı, başarıya giden yol üzerindeki aksaklıklar, öğrenmenin bir şekli olarak kabul edilmelidir. Başarınızı başkalarıyla mukayese ederek değil, kendi gelişiminizdeki ilerlemeleri göz önüne alarak değerlendirin. Hata yapmaktan korkmayın. Bir amacınız olsun. Bu amaçlar doğrultusunda hedeflerinizi oluşturun ve onlar için mücadele edin. Olumsuzluklara değil, pozitif gelişmelere odaklanın. Sorun çözebilmeye, hatalarınızı görebilmeye ve akıl yürütmeye odaklanın."
Son Güncelleme: Pazar, 27 Eylül 2015 12:42
Gösterim: 1368
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nin (UKOME) aldığı kararlar doğrultusunda araçlarını yenileyen servisçiler, bu yıl daha güvenli araçlarla öğrencilere hizmet verecek.
İstanbul'da, yeni eğitim ve öğretim yılında, servis kullanacak yaklaşık 300 bin öğrenciyi, 16 bin servis aracı taşıyacak.
UKOME'nin aldığı kararlar kapsamında bu yılın sonuna kadar tüm servis araçlarına araç takip sistemi ve dış kameralar takılacak. Böylece servis şoförü, hareket etmeden aracın çevresinde herhangi bir öğrenci olup olmadığını görebilecek.
Yeni dönemde kapısı ve basamağı kapanmayan servis araçları da hareket edemeyecek. Hareket etmeye çalışan araç, otomatik olarak stop edecek.
Veliler, istediği zaman çocuğunun bindiği servis aracının nerede olduğunu, eve ne kadar yaklaştığını araç takip sistemi ile rahatça takip edebilecek. Servis aracı eve yaklaştığında, velilere uyarı mesajı gönderecek ve öğrenciler özellikle olumsuz hava şartlarında kapıda beklemeyecek.
Güvenlikte, önemli görev velilerin
İstanbul Umumi Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası (İSAROD) Başkanı Hamza Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni eğitim öğretim yılında servislerde güvenlik alanında birçok yenilik bulunduğunu belirtti.
Öztürk, velileri öğrencisini taşıttığı aracın servis kaydı olup olmadığını mutlaka kontrol ettirmeleri yönünde uyararak, "Arabasını kontrol etsinler. Arabası servis standartlarını taşıyan bir araç mıdır, yoksa bir korsan araç mıdır? Çünkü son yıllarda bir miktar daha ucuz ama hiçbir şekilde servis aracı olmayan, tek amacı çocuklardan para kazanmak olan bir takım insanlar artmaya başladı. Bunun önüne geçebilmek için de öncelikle velilerimize iş düşüyor. Veli, çocuğunu kimin taşıdığını, nasıl bir araçla taşındığını görmek durumunda. Onun için veliler çocuklarını mutlaka her hafta arabaya indirsin, bindirsinler. Teslim ettikleri şoförü veya yardımcı personeli tanısınlar. Araçlarının plakasını, servis yetkililerinin telefonlarını alsınlar. Çünkü taşıdığımız herhangi bir mal değil can, en kıymetli varlıklarımız. Onun için bu konuda çok daha dikkatli olmamız gerekiyor" diye konuştu.
Farklı fiyat tarifelerine karşı vatandaşlar uyanık olsun
İSAROD Başkanı Öztürk, bu sene okul servisi ücretlerine yüzde 5 oranında zam yapıldığını hatırlatarak, buna göre servis ücretlerinin en yakın mesafe için 160, en uzun mesafe için 390 liraya yükseldiğini söyledi.
Ayrıca taşınan öğrenci okul öncesi veya ilköğretim çağındaysa 70 lira da yardımcı personel ücreti alınacağını aktaran Öztürk, şöyle devam etti:
"302 bine yakın bir öğrenci taşıdık. Ciddi manada bir ekonomik bütçeye sahibiz. Aylık yaklaşık 600 milyon liraya yakın bir para dönüyor piyasada. Özel okullarla devlet okulları arasında farklı bir fiyat uygulaması var. Aslında olmaması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi'nin açıklamış olduğu fiyatlar, hem devlet hem özel okullarda geçerli bir tarife ama maalesef bir takım özel okullar, fazla para kazanma adına vatandaşa haksız bir şekilde fazla para ödetiyor. Biz özellikle velilerimizi okul başlamadan önce uyarmak istiyoruz. Kesinlikle belediyenin açıklamış olduğu fiyat tarifesinin üzerinde herhangi bir bedel ödemesinler. Bunlar zaten bilindiği gibi servisçinin eline falan da geçmiyor. Servis aracının verdiği hizmet, öğrenciyi evden okula, okuldan eve götürmektir. Bundan başka herhangi bir hizmeti yoktur. Servis bedeli, hizmet bedeli diye iki ayrı fatura kesilir. İkinci faturayı asla kabul etmesinler."
Öztürk, vatandaşın hakkını araması gerektiğini vurgulayarak, haksız ücret taleplerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Ticaret Odası veya kendilerine bildirilebileceğini söyledi.
Servis şoförlüğü kuralları ağırlaştı
UKOME'nin aldığı kararla artık 26 yaşından küçük olanların servis şoförlüğü yapamayacağına dikkati çeken Öztürk, servis şoförlerinin en az 5 yıllık E sınıfı ya da en az 7 yıllık B sınıfı sürücü belgesine sahip olması gerektiğinin altını çizdi.
Servis şoförlerinin her 5 yılda bir bedeni ve psikoteknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren sağlık raporunu yetkili sağlık kuruluşlarından almasının zorunlu hale geldiğine işaret eden Öztürk, "Geçen sene Özgecan kızımızın yaşadığı üzücü bir olay vardı. Bu olay servis arabasında olmamasına rağmen, yetkililer okul servis araçlarında çalışacak şoförlere bu özellikleri şart koştu. Tabii bunlar yeni bir şey değil aslında daha önce de benzer şartlar vardı. Biz bunun yanında, vatandaş belki bilmeyebilir, çalışacak şoförlerimize ve yardımcı personelimize her yıl sağlık raporu, ehliyetinin sicilini veya sabıka kaydı gibi belgeleri mutlaka yeniletiyoruz. Yaşanan bir olumsuzluk varsa o arkadaşa artık servis şoförlüğü yapamayacağını mutlaka söylüyoruz. Yani bunu biz yapmasak İstanbul Büyükşehir Belediyesi mutlaka yapıyor. Onun için İstanbul da öğrenciler artık çok daha güvenli, çok daha elit bir şekilde taşınacak. Onun için velilerimizin gözü arkada kalmasın."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nin (UKOME) aldığı kararlar doğrultusunda araçlarını yenileyen servisçiler, bu yıl daha güvenli araçlarla öğrencilere hizmet verecek.
İstanbul'da, yeni eğitim ve öğretim yılında, servis kullanacak yaklaşık 300 bin öğrenciyi, 16 bin servis aracı taşıyacak.
UKOME'nin aldığı kararlar kapsamında bu yılın sonuna kadar tüm servis araçlarına araç takip sistemi ve dış kameralar takılacak. Böylece servis şoförü, hareket etmeden aracın çevresinde herhangi bir öğrenci olup olmadığını görebilecek.
Yeni dönemde kapısı ve basamağı kapanmayan servis araçları da hareket edemeyecek. Hareket etmeye çalışan araç, otomatik olarak stop edecek.
Veliler, istediği zaman çocuğunun bindiği servis aracının nerede olduğunu, eve ne kadar yaklaştığını araç takip sistemi ile rahatça takip edebilecek. Servis aracı eve yaklaştığında, velilere uyarı mesajı gönderecek ve öğrenciler özellikle olumsuz hava şartlarında kapıda beklemeyecek.
Güvenlikte, önemli görev velilerin
İstanbul Umumi Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası (İSAROD) Başkanı Hamza Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni eğitim öğretim yılında servislerde güvenlik alanında birçok yenilik bulunduğunu belirtti.
Öztürk, velileri öğrencisini taşıttığı aracın servis kaydı olup olmadığını mutlaka kontrol ettirmeleri yönünde uyararak, "Arabasını kontrol etsinler. Arabası servis standartlarını taşıyan bir araç mıdır, yoksa bir korsan araç mıdır? Çünkü son yıllarda bir miktar daha ucuz ama hiçbir şekilde servis aracı olmayan, tek amacı çocuklardan para kazanmak olan bir takım insanlar artmaya başladı. Bunun önüne geçebilmek için de öncelikle velilerimize iş düşüyor. Veli, çocuğunu kimin taşıdığını, nasıl bir araçla taşındığını görmek durumunda. Onun için veliler çocuklarını mutlaka her hafta arabaya indirsin, bindirsinler. Teslim ettikleri şoförü veya yardımcı personeli tanısınlar. Araçlarının plakasını, servis yetkililerinin telefonlarını alsınlar. Çünkü taşıdığımız herhangi bir mal değil can, en kıymetli varlıklarımız. Onun için bu konuda çok daha dikkatli olmamız gerekiyor" diye konuştu.
Farklı fiyat tarifelerine karşı vatandaşlar uyanık olsun
İSAROD Başkanı Öztürk, bu sene okul servisi ücretlerine yüzde 5 oranında zam yapıldığını hatırlatarak, buna göre servis ücretlerinin en yakın mesafe için 160, en uzun mesafe için 390 liraya yükseldiğini söyledi.
Ayrıca taşınan öğrenci okul öncesi veya ilköğretim çağındaysa 70 lira da yardımcı personel ücreti alınacağını aktaran Öztürk, şöyle devam etti:
"302 bine yakın bir öğrenci taşıdık. Ciddi manada bir ekonomik bütçeye sahibiz. Aylık yaklaşık 600 milyon liraya yakın bir para dönüyor piyasada. Özel okullarla devlet okulları arasında farklı bir fiyat uygulaması var. Aslında olmaması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi'nin açıklamış olduğu fiyatlar, hem devlet hem özel okullarda geçerli bir tarife ama maalesef bir takım özel okullar, fazla para kazanma adına vatandaşa haksız bir şekilde fazla para ödetiyor. Biz özellikle velilerimizi okul başlamadan önce uyarmak istiyoruz. Kesinlikle belediyenin açıklamış olduğu fiyat tarifesinin üzerinde herhangi bir bedel ödemesinler. Bunlar zaten bilindiği gibi servisçinin eline falan da geçmiyor. Servis aracının verdiği hizmet, öğrenciyi evden okula, okuldan eve götürmektir. Bundan başka herhangi bir hizmeti yoktur. Servis bedeli, hizmet bedeli diye iki ayrı fatura kesilir. İkinci faturayı asla kabul etmesinler."
Öztürk, vatandaşın hakkını araması gerektiğini vurgulayarak, haksız ücret taleplerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Ticaret Odası veya kendilerine bildirilebileceğini söyledi.
Servis şoförlüğü kuralları ağırlaştı
UKOME'nin aldığı kararla artık 26 yaşından küçük olanların servis şoförlüğü yapamayacağına dikkati çeken Öztürk, servis şoförlerinin en az 5 yıllık E sınıfı ya da en az 7 yıllık B sınıfı sürücü belgesine sahip olması gerektiğinin altını çizdi.
Servis şoförlerinin her 5 yılda bir bedeni ve psikoteknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren sağlık raporunu yetkili sağlık kuruluşlarından almasının zorunlu hale geldiğine işaret eden Öztürk, "Geçen sene Özgecan kızımızın yaşadığı üzücü bir olay vardı. Bu olay servis arabasında olmamasına rağmen, yetkililer okul servis araçlarında çalışacak şoförlere bu özellikleri şart koştu. Tabii bunlar yeni bir şey değil aslında daha önce de benzer şartlar vardı. Biz bunun yanında, vatandaş belki bilmeyebilir, çalışacak şoförlerimize ve yardımcı personelimize her yıl sağlık raporu, ehliyetinin sicilini veya sabıka kaydı gibi belgeleri mutlaka yeniletiyoruz. Yaşanan bir olumsuzluk varsa o arkadaşa artık servis şoförlüğü yapamayacağını mutlaka söylüyoruz. Yani bunu biz yapmasak İstanbul Büyükşehir Belediyesi mutlaka yapıyor. Onun için İstanbul da öğrenciler artık çok daha güvenli, çok daha elit bir şekilde taşınacak. Onun için velilerimizin gözü arkada kalmasın."
Son Güncelleme: Pazar, 27 Eylül 2015 12:23
Gösterim: 846