Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, dershaneleri kapatan kanuna ilişkin hazırladığı mütalaada tartışmalı düzenlemenin Anayasa’nın 8 maddesine aykırı olduğunu belirtti.
AKP’nin 2007 yılındaki yeni Anayasa çalışmalarında görev alan Türkiye’nin saygın Anayasa hukukçularından Prof. Dr. Ergun Özbudun , dersaneleri kapatan kanunun Anayasa’nın 8 maddesine aykırı olduğunu belirtti. Anayasa’nın ‘ölçülülük’ ilkesini düzenleyen 13’üncü maddesine, ‘eğitim ve öğretim hakkını’ düzenleyen 42’nci maddesine, ‘çalışma ve sözleşme hürriyetini’ düzenleyen 48’inci maddesine doğrudan aykırı olduğunu kaydetti.
Özbudun, tartışmalı düzenlemenin Anayasa’nın 8 maddesine aykırılığını tespit etti. Dershaneleri kapatan düzenlemenin sırasıyla ‘Cumhuriyetin niteliklerini” düzenleyen 2’nci maddesine, devletin temel amaç ve görevlerini düzenleyen 5’nci maddesine, temel hak ve hürriyetleri düzenleyen 13’üncü maddesine, mülkiyet hakkını düzenleyen 35’inci maddesine, hak arama hürriyetini düzenleyen 36’ıncı maddesine, eğitim ve öğrenim hakkını düzenleyen 42’nci maddesine, çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48’inci maddesine ve çalışma hakkını düzenleyen 49’uncu maddesine aykırı olduğunu kaydetti.
Dönüşüm de aykırı
Yasadaki aykırılıkları detaylandıran Özbudun, Özel Öğretim Kurumları Kanunudan ‘dershane’ ibaresinin çıkarılması ile faaliyetine devam edecek olan özel kurslar için getirilen “Ortaöğretime ve yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık niteliğinde olmamak” şartının Anayasa’nın 2’nci, 13’üncü, 42’nci, 48’inci ve 49’uncu maddelerine aykırı olduğunu aktardı.
Özbudun, kanunun dershane ve etüt merkezindeki öğretmenlerin sözlü sınavla Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmasına ilişkin hükmünün de Anayasa’nın 2’nci, 48’inci ve 49’uncu maddelerine aykırı olduğunu kaydetti. Yine kanunda dönüşümü tamamlamayan dershane ve etüt merkezlerinin 1 Eylül 2015 tarihiyle son bulmasını içeren hükmünde Anayasa’nın 2’nci, 5’inci, 13’üncü, 35’inci 42’nci ve 48’inci maddelerine aykırı olduğuna dikkat çekti.
Görev süresi
Özbudun, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 4 yıl ve daha fazla süreyle göre yapan okul müdürü ve yardımcılarının görev süresinin sona ereceğini hükme bağlayan geçici maddenin de Anayasa’nın 36’ıncı maddesine aykırı olduğunu ifade etti. Bir kamu görevlisinin görevine son verilmesinin idari bir işlem ile gerçekleştirilebileceğine dikkat çeken Özbudun, “Anayasanın hak arama hürriyetine ilişkin 36’ıncı maddesini ihlal etmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi 10 Nisan 2014 tarihli kararıyla HSYK Kanunu’na eklenen aynı nitelikteki hükümleri iptal etmiştir” dedi.
Mutlak yasak rejimi söz konusu olacaktır
Özbudun, temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanabile-ceğini anlatan Anayasa maddesindeki “Sınırlamalar ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” hükmüne dikkat çekti. Bir hakkın kullanımında idari makamların rolü açısından üç durumun söz konusu olduğunu belirten Özbudun, birinde hakkın kullanımının idari makamın iznine ya da ruhsatına bağlı olması, ikincisinde bildirimle yetinilmesi, üçüncüsün ise hiçbir izin ve bildirim olmaksızın hürriyetin serbestçe kullanılması olduğuna işaret etti. ‘Dershaneleri kapatan’ kanunun iktidar çevrelerince açıkça ifade edilen amacı dershaneleri ortadan kaldırmak olduğuna göre, hükûmetin ret cevabı vereceği de muhakkak gibidir. Bu durumda, ölçülülük ilkesine tümüyle aykırı bir mutlak yasak rejimi söz konusu olacaktır”
Eğitim hakkı tamamen sınırlanamaz
Özbudun düzenlemenin Anayasa’nın ‘eğitim ve öğretim hakkı’nı düzenleyen 42’nci maddesine aykırı olduğunu vurguladı. “Devlet, biçimsel eğitim veren kamusal veya özel eğitim kurumlarını, eğitim hakkının özüne dokunmamak şartıyla, kanunla düzenleyebilir” diyen Özbudun, “Bunun dışındaki kursların ve öğrenim yerlerinin bu hükümlere tâbi tutulmasına imkân yoktur.
Dershanelerin kanun kapsamından çıkarılması, onların yasaklanmasına ya da tamamen takdirî bir ruhsat sistemine tâbi tutulmasına imkân vermez. Bu devlete ‘insanların maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak’ görevini veren Anayasanın 5’inci maddesine de aykırıdır” tespitinde bulundu.
Özbudun, AYM’nin 2011’de verdiği bir başka iptal kararını bu konuya örnek gösterdi. AYM’nin iptal gerekçesinde yer alan “Eğitim ve öğrenim hakkının kapsamı belirlenirken, bunlar eğitim ve öğretim hakkını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olamaz” tespitine vurgu yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kararı
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) de temel hak ve özgürlüklerin sınırlanabilmesi için ‘demokratik bir toplumda gerekli olma’ ve “Zorlayıcı bir sosyal ihtiyaca dayanması” gerektiğini belirten Özbudun, “Düzenlemenin bu iki şarta uygun olduğunu savunmak mümkün değil” dedi. Özbudun şöyle devam etti:
Sosyal eşitsizlikler
“Kanunun görüşmelerinde onun savunucuları bu konuda hiçbir inandırıcı kanıt ileri sürebilmiş değillerdir. Tam aksine, Türkiye gerçeğinde dershanelerin ‘zorlayıcı bir sosyal ihtiyaçtan’ kaynaklandığı kuşkusuzdur. Üniversitelere başvuranların sayısının, üniversite kontenjan-larının çok üstünde olması nedeniyle, yarışmacı nitelikte üniversite giriş sınavlarının yapılması zorunludur ve yakın gelecekte bu sistemin değişmesi ihtimali görülmemektedir.
Üniversiteye hazırlık kursları, bu sınavlarda daha başarılı bir sonuç almak isteyen öğrencilerin başvurabilecekleri en tabiî araç olarak görünmektedir. Söz konusu kurslara gösterilen rağbet de bunu kanıtlamaktadır. Dershanelerin kapatılması halinde, bu talepler özel öğretmenler tarafından, çok daha yüksek bir bedel karşılığında sağlanabilecek, böylece mevcut sosyal eşitsizlikler daha da artacaktır.”
Kaldırmayla değil teşvikle tedbir alınmalı
Prof. Özbudun, dershaneleri kapatan düzenlemenin Anayasa’nın 48’inci maddesinde yer alan “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlarına uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır” hükmüne de aykırı olduğunu belirtti.
Sınırlama vurgusu
Bu maddedeki önemli bir ayrıntıya dikkat çeken Özbudun, “Anayasasının 48’inci madde-sinde, temel hak ve hürriyetlerle ilgili pek çok maddenin aksine, “sınırlama” deyimine yer verilme-miş olması anlamlıdır” diyerek şöyle devam etti: “Maddenin ikinci fıkrasındaki ‘Devlet, özel teşebbüs-lerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır’ ifadesinden, devletin bu yönlendirmeyi yasak ve sınırlamalarla değil, teşvik tedbirleriyle yapacağı anlamı çıkmaktadır. ”
Kapatmanın da ötesinde müdahale
Özel teşebbüs hürriyetinin sınırlandırılabileceğine dikkat çeken Özbudun, bu sınırlamanın kamu yararı ile bireysel hak ve hürriyetler arasında ‘hakkaniyete uygun bir denge kuran’ ve bireysel hakkın özünü ortadan kaldırmayan bir sınırlama olması gerektiğine vurgu yaptı. Özdubun şöyle devam etti:
Orantısız müdahale
“Dershanelerin kapatılması ya da tamamen siyasi takdire dayanan ve ölçüleri belirlenmeyen bir ruhsat sistemine tâbi tutulması, hiçbir zorlayıcı sosyal ihtiyaçtan kaynaklanmayan, demokratik bir toplumda yeri olmayan, orantısız, ölçüsüz ve hakkın özünü ortadan kaldıran bir müdahaledir. Dershaneleri, özel eğitim kurumlarına ilişkin kanuni düzenlemenin kapsamı dışına çıkarmak, yasama organının takdir yetkisi içindedir. Ancak bu faaliyeti yasaklamak, bunun çok ötesine geçen bir müdahaledir.”
Siyasi yarar
Özbudun, tüm kamusal işlemlerin nihai amacının kamu yararını sağlamak olduğunu kaydetti. “Yalnız özel çıkarlar için veya belli kişilerin yararına olarak yasa kuralı konulamaz. Bu durumun açık bir biçimde ve kesin olarak saptanması halinde, söz konusu yasa kuralı Anayasa’nın 2’nci maddesine aykırı düşer ve iptali gerekir” diyen Özbudun, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
Toplumsal grubu cezalandırmak
“Kanunun gerekçesinden ve Kanun üzerindeki meclis görüşmelerinden, kanunun amacının kamu yararı olmayıp, Gülen Cemaati’ne bağlı dershaneleri kapatarak bu cemaati cezalandırmak gibi siyasi bir saik olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hükümet sözcülerinin bu cemaate yönelik ağır suçlamaları ve bizzat Sayın Başbakan’ın öğrenci velilerinden çocuklarını bu dershanelerden çekmelerini istemesi, izlenen amacın, kamu yararı olmayıp, bir toplumsal grubu cezalandırmak ve böylece iktidar partisi lehine siyasi bir yarar sağlamak gibi tamamen siyasi bir saik olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, ilgili düzenlemenin amaç unsuru bakımından da denetlenip iptal edilmesi gerekir.”
BUGÜN GAZETESİ
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, dershaneleri kapatan kanuna ilişkin hazırladığı mütalaada tartışmalı düzenlemenin Anayasa’nın 8 maddesine aykırı olduğunu belirtti.
AKP’nin 2007 yılındaki yeni Anayasa çalışmalarında görev alan Türkiye’nin saygın Anayasa hukukçularından Prof. Dr. Ergun Özbudun , dersaneleri kapatan kanunun Anayasa’nın 8 maddesine aykırı olduğunu belirtti. Anayasa’nın ‘ölçülülük’ ilkesini düzenleyen 13’üncü maddesine, ‘eğitim ve öğretim hakkını’ düzenleyen 42’nci maddesine, ‘çalışma ve sözleşme hürriyetini’ düzenleyen 48’inci maddesine doğrudan aykırı olduğunu kaydetti.
Özbudun, tartışmalı düzenlemenin Anayasa’nın 8 maddesine aykırılığını tespit etti. Dershaneleri kapatan düzenlemenin sırasıyla ‘Cumhuriyetin niteliklerini” düzenleyen 2’nci maddesine, devletin temel amaç ve görevlerini düzenleyen 5’nci maddesine, temel hak ve hürriyetleri düzenleyen 13’üncü maddesine, mülkiyet hakkını düzenleyen 35’inci maddesine, hak arama hürriyetini düzenleyen 36’ıncı maddesine, eğitim ve öğrenim hakkını düzenleyen 42’nci maddesine, çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48’inci maddesine ve çalışma hakkını düzenleyen 49’uncu maddesine aykırı olduğunu kaydetti.
Dönüşüm de aykırı
Yasadaki aykırılıkları detaylandıran Özbudun, Özel Öğretim Kurumları Kanunudan ‘dershane’ ibaresinin çıkarılması ile faaliyetine devam edecek olan özel kurslar için getirilen “Ortaöğretime ve yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık niteliğinde olmamak” şartının Anayasa’nın 2’nci, 13’üncü, 42’nci, 48’inci ve 49’uncu maddelerine aykırı olduğunu aktardı.
Özbudun, kanunun dershane ve etüt merkezindeki öğretmenlerin sözlü sınavla Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmasına ilişkin hükmünün de Anayasa’nın 2’nci, 48’inci ve 49’uncu maddelerine aykırı olduğunu kaydetti. Yine kanunda dönüşümü tamamlamayan dershane ve etüt merkezlerinin 1 Eylül 2015 tarihiyle son bulmasını içeren hükmünde Anayasa’nın 2’nci, 5’inci, 13’üncü, 35’inci 42’nci ve 48’inci maddelerine aykırı olduğuna dikkat çekti.
Görev süresi
Özbudun, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 4 yıl ve daha fazla süreyle göre yapan okul müdürü ve yardımcılarının görev süresinin sona ereceğini hükme bağlayan geçici maddenin de Anayasa’nın 36’ıncı maddesine aykırı olduğunu ifade etti. Bir kamu görevlisinin görevine son verilmesinin idari bir işlem ile gerçekleştirilebileceğine dikkat çeken Özbudun, “Anayasanın hak arama hürriyetine ilişkin 36’ıncı maddesini ihlal etmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi 10 Nisan 2014 tarihli kararıyla HSYK Kanunu’na eklenen aynı nitelikteki hükümleri iptal etmiştir” dedi.
Mutlak yasak rejimi söz konusu olacaktır
Özbudun, temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanabile-ceğini anlatan Anayasa maddesindeki “Sınırlamalar ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” hükmüne dikkat çekti. Bir hakkın kullanımında idari makamların rolü açısından üç durumun söz konusu olduğunu belirten Özbudun, birinde hakkın kullanımının idari makamın iznine ya da ruhsatına bağlı olması, ikincisinde bildirimle yetinilmesi, üçüncüsün ise hiçbir izin ve bildirim olmaksızın hürriyetin serbestçe kullanılması olduğuna işaret etti. ‘Dershaneleri kapatan’ kanunun iktidar çevrelerince açıkça ifade edilen amacı dershaneleri ortadan kaldırmak olduğuna göre, hükûmetin ret cevabı vereceği de muhakkak gibidir. Bu durumda, ölçülülük ilkesine tümüyle aykırı bir mutlak yasak rejimi söz konusu olacaktır”
Eğitim hakkı tamamen sınırlanamaz
Özbudun düzenlemenin Anayasa’nın ‘eğitim ve öğretim hakkı’nı düzenleyen 42’nci maddesine aykırı olduğunu vurguladı. “Devlet, biçimsel eğitim veren kamusal veya özel eğitim kurumlarını, eğitim hakkının özüne dokunmamak şartıyla, kanunla düzenleyebilir” diyen Özbudun, “Bunun dışındaki kursların ve öğrenim yerlerinin bu hükümlere tâbi tutulmasına imkân yoktur.
Dershanelerin kanun kapsamından çıkarılması, onların yasaklanmasına ya da tamamen takdirî bir ruhsat sistemine tâbi tutulmasına imkân vermez. Bu devlete ‘insanların maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak’ görevini veren Anayasanın 5’inci maddesine de aykırıdır” tespitinde bulundu.
Özbudun, AYM’nin 2011’de verdiği bir başka iptal kararını bu konuya örnek gösterdi. AYM’nin iptal gerekçesinde yer alan “Eğitim ve öğrenim hakkının kapsamı belirlenirken, bunlar eğitim ve öğretim hakkını tamamen ortadan kaldıracak nitelikte olamaz” tespitine vurgu yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kararı
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) de temel hak ve özgürlüklerin sınırlanabilmesi için ‘demokratik bir toplumda gerekli olma’ ve “Zorlayıcı bir sosyal ihtiyaca dayanması” gerektiğini belirten Özbudun, “Düzenlemenin bu iki şarta uygun olduğunu savunmak mümkün değil” dedi. Özbudun şöyle devam etti:
Sosyal eşitsizlikler
“Kanunun görüşmelerinde onun savunucuları bu konuda hiçbir inandırıcı kanıt ileri sürebilmiş değillerdir. Tam aksine, Türkiye gerçeğinde dershanelerin ‘zorlayıcı bir sosyal ihtiyaçtan’ kaynaklandığı kuşkusuzdur. Üniversitelere başvuranların sayısının, üniversite kontenjan-larının çok üstünde olması nedeniyle, yarışmacı nitelikte üniversite giriş sınavlarının yapılması zorunludur ve yakın gelecekte bu sistemin değişmesi ihtimali görülmemektedir.
Üniversiteye hazırlık kursları, bu sınavlarda daha başarılı bir sonuç almak isteyen öğrencilerin başvurabilecekleri en tabiî araç olarak görünmektedir. Söz konusu kurslara gösterilen rağbet de bunu kanıtlamaktadır. Dershanelerin kapatılması halinde, bu talepler özel öğretmenler tarafından, çok daha yüksek bir bedel karşılığında sağlanabilecek, böylece mevcut sosyal eşitsizlikler daha da artacaktır.”
Kaldırmayla değil teşvikle tedbir alınmalı
Prof. Özbudun, dershaneleri kapatan düzenlemenin Anayasa’nın 48’inci maddesinde yer alan “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlarına uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır” hükmüne de aykırı olduğunu belirtti.
Sınırlama vurgusu
Bu maddedeki önemli bir ayrıntıya dikkat çeken Özbudun, “Anayasasının 48’inci madde-sinde, temel hak ve hürriyetlerle ilgili pek çok maddenin aksine, “sınırlama” deyimine yer verilme-miş olması anlamlıdır” diyerek şöyle devam etti: “Maddenin ikinci fıkrasındaki ‘Devlet, özel teşebbüs-lerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır’ ifadesinden, devletin bu yönlendirmeyi yasak ve sınırlamalarla değil, teşvik tedbirleriyle yapacağı anlamı çıkmaktadır. ”
Kapatmanın da ötesinde müdahale
Özel teşebbüs hürriyetinin sınırlandırılabileceğine dikkat çeken Özbudun, bu sınırlamanın kamu yararı ile bireysel hak ve hürriyetler arasında ‘hakkaniyete uygun bir denge kuran’ ve bireysel hakkın özünü ortadan kaldırmayan bir sınırlama olması gerektiğine vurgu yaptı. Özdubun şöyle devam etti:
Orantısız müdahale
“Dershanelerin kapatılması ya da tamamen siyasi takdire dayanan ve ölçüleri belirlenmeyen bir ruhsat sistemine tâbi tutulması, hiçbir zorlayıcı sosyal ihtiyaçtan kaynaklanmayan, demokratik bir toplumda yeri olmayan, orantısız, ölçüsüz ve hakkın özünü ortadan kaldıran bir müdahaledir. Dershaneleri, özel eğitim kurumlarına ilişkin kanuni düzenlemenin kapsamı dışına çıkarmak, yasama organının takdir yetkisi içindedir. Ancak bu faaliyeti yasaklamak, bunun çok ötesine geçen bir müdahaledir.”
Siyasi yarar
Özbudun, tüm kamusal işlemlerin nihai amacının kamu yararını sağlamak olduğunu kaydetti. “Yalnız özel çıkarlar için veya belli kişilerin yararına olarak yasa kuralı konulamaz. Bu durumun açık bir biçimde ve kesin olarak saptanması halinde, söz konusu yasa kuralı Anayasa’nın 2’nci maddesine aykırı düşer ve iptali gerekir” diyen Özbudun, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
Toplumsal grubu cezalandırmak
“Kanunun gerekçesinden ve Kanun üzerindeki meclis görüşmelerinden, kanunun amacının kamu yararı olmayıp, Gülen Cemaati’ne bağlı dershaneleri kapatarak bu cemaati cezalandırmak gibi siyasi bir saik olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hükümet sözcülerinin bu cemaate yönelik ağır suçlamaları ve bizzat Sayın Başbakan’ın öğrenci velilerinden çocuklarını bu dershanelerden çekmelerini istemesi, izlenen amacın, kamu yararı olmayıp, bir toplumsal grubu cezalandırmak ve böylece iktidar partisi lehine siyasi bir yarar sağlamak gibi tamamen siyasi bir saik olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, ilgili düzenlemenin amaç unsuru bakımından da denetlenip iptal edilmesi gerekir.”
BUGÜN GAZETESİ
Son Güncelleme: Salı, 10 Haziran 2014 09:35
Gösterim: 2234
MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak.
Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’nın haberine göre, MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Öğretmene iyi maaş + 30 puan. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi D sınıfı. LYS’de başarıya + 35, ikramiye verene + 20 puan.
Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki günlerde özel okullarla ilgili önemli bir karara imza atıyor. Bakanlık, özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayırarak akredite edecek. Yani okullara 5 yıldızlı oteller gibi adeta yıldız verecek. Okullar, kriterleri e-okul üzerinden kendileri dolduracak, Bakanlık bunu valilik ve kaymakamlıklar aracılığıyla denetleyerek onaylayacak. Veliler, hangi okulun hangi kategoride olduğunu kurumun internet sayfasından görerek, karar verecek. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, yatılı lise, fen ve sosyal bilimler liseleri ile meslek liseleri buna göre gruplandırılacak. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi şimdiden belli: D sınıfı.
Tuvaletten 70 puan
Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Müdürü ulusal ve uluslararası çalışmalara katılanlar 10’ar puan alırken, öğretmen maaşı brüt 3500 TL’nin üzerinde olan okullar da 30 puan kazanacak. Maaşları zamanında ödeyen, ikramiye veren okullar da 20’şer puan alacak. TEOG (Temel eğitimden orta öğretime geçiş) için Türkiye ortalamasının üstünde puan alan her kategori için artı 10 puan, LYS’lerde başarılı olan 35 puanı kazanacak. Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulları 130, diğer okullar 70 puan alabilecek. Öğrencilerin öğrenme stillerine göre eğitim veren okullar 20 puan birden kazanacak.
Üst kategoriye teşvik var
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, karara son noktayı koymak üzere. Sayıştay ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler tamamlandı. Sıra kararın yayımlanmasında. Okullar; fiziki standartları, yönetim ve organizasyonları, eğitim öğretim süreçleri ve destek hizmetleri olmak üzere 4 başlıkta tasnif edilerek, kategorileştirilecek. Okullara teşvikler bu kategorilere göre yapılacak. Okulların kategorisine ait sertifikalar, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce düzenlenecek. Yeni okul açanlar Bakanlığın belirlediği kategorilere göre okul açacak. Halen var olanlar ise talep etmeleri halinde valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Valilik, okulların gruplarının belirlenmesi amacıyla 3 kişiden oluşan ekip görevlendirecek. Ekipte okulun üyesi olduğu özel eğitim kurumları derneğinin bir temsilcisi ile Genel Müdürlük’te denetim yetkisine sahip en az 2 personel ya da 2 maarif mütfettişi yer alacak. Oluşturulan ekipten bir kişi ekip sorumlusu olacak. İnceleme ekibi en geç 30 iş günü içinde inceleme raporu doğrultusunda okullara standart alanlarına göre A, B, C veya D grubu olarak sertifika verecek.
ÜST KATEGORİ İÇİN 3 AY
Özel Öğretim Kurumları derneğine üye olmayanlar okulların incelemelerinde Genel Müdürlük’te görevli 2 personel veya 2 müfettişi görevlendirecek. Sertifika alanlar isterlerse 3 ay sonra standart alanlarına göre değişiklik talep ederek, sertifikalarını değiştirmek için başvuruda bulunabilecek.
Ne, kaç puan
Bağımsız okul binası olan anaokulları 130, ilk, orta ve liseler 120 puan
Kütüphane: 50 puan
Beden eğitimi salonunu: 40 puan
Konferans salonu: 50 puan
Yemek salonu: 20 puan
Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarı 20’şer puan
20 yıl üzeri okullar 10 puan alırken 11-20 yıl arası olanlar 6, 1-10 yıl olanlar ise 3 puan alacak.
Yüksek lisans yapmış eğitim personeli oranı yüzde 20’nin üzerinde olanlar: 20 puan
Yöneticileri proje alanlar 10 puan, uluslararası projelere katılanlar 15 puan
Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlendiği çalışmalar yapan: 20 puan
Öğrencilerin gelişim ve ihtiyaçları ile bireysel özelliklerini tanımaya yönelik kararlar alan: 20 puan
Eğitim teknolojilerini kullanan ilkokullar 40, diğer okullar 20 puan
TEOG başarısı ortaokulda Türkiye ortalamasının üstü 5 eşit kademeye ayrılarak her kademe için artı 10 puan
Ölçme değerlendirme analiz rapoları: 30 puan
Öğrenci gözlem formları tutan: 40 puan
Öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ortaya çıkmasına yönelik çalışma yapan: 20 puan
Lisanslı sporcu öğrencisi yüzde 41 oranında olan: 20 puan
Okul spor takımı 5 ve üstünde olan: 20 puan
Okulda otomatik yangın söndürme sistemi olan: 12 puan
Z tipi yangın merdiven sistemi olan: 10 puan
3 ve daha fazla güvenlik görevlisini 24 saat sistemine göre çalıştıran: 25 puan
Okulda tam zamanlı doktor bulunduran: 25 puan
Her 350 metrekare kapalı alan için bir temizlik personeli çalıştıran: 20 puan
Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulunda 130, diğer okullarda 70 puan
Okul servis araçlarının yüzde 70’i 5 yaş altında olan: 20 puan
Gıda hizmeti sunma göreviyle çalışan personele gıda güvenirliği sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmalarını engellenmesi amacıyla düzenleme anaokulunda 30, diğer okullarda 15 puan
Her ders öğretmenin kullanabileceği alanıyla ilgili eğitim materyali olan: 25 puan
Hangi okul, kaç puan
ÖZEL Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından verilen fiziksel standart alanlarına göre 1 yıllık geçici süre için A, B, C ve D grubu kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleniyor. 1 yıllık süre içinde bu yönergelerde belirtilenler Genel Müdürlükçe/ maarif müfettişlerince yapılan denetim sonucunda düzenlenecek rapor doğrultusunda valiliğin uygun görüşü de dikkate alınarak okullara A, B, C ve D grubu sertifikları kurum açma izni, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile birlikte yeniden düzenleniyor.
A grubu okullar: 850-1000 puan
B grubu okullar: 700-849,99
C grubu okullar: 500-699,99
D grubu okullar: 499,99 ve altında puan alanlar
Vergide indirim geniş teşvik
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin çalışmayı şöyle anlattı: “Bu kategorileşme ile çeşitli kriterler önem derecesine göre puanlanarak 4 alt standart bakımından okula bir puan verilmesi ve vergi muafiyet ve indirimleri, bina destekleri ile eğitim ve öğretim desteğini de içine alacak geniş çapta bir teşvik sisteminin bu ayaklar üzerine oturtulması hedeflenmiştir. Bu şekilde yapılacak bir kategorileşme çalışması bir akredetitasyon sisteminin de ilk ayağını oluşturacak ve bu da özel okulların standartlarını yükseltme gayesi ile daha fazla çalışmaları, eğitim ve öğretim kalitesine önemli katkılar sağlamaları sonucunu doğuracaktır.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak.
Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’nın haberine göre, MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Öğretmene iyi maaş + 30 puan. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi D sınıfı. LYS’de başarıya + 35, ikramiye verene + 20 puan.
Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki günlerde özel okullarla ilgili önemli bir karara imza atıyor. Bakanlık, özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayırarak akredite edecek. Yani okullara 5 yıldızlı oteller gibi adeta yıldız verecek. Okullar, kriterleri e-okul üzerinden kendileri dolduracak, Bakanlık bunu valilik ve kaymakamlıklar aracılığıyla denetleyerek onaylayacak. Veliler, hangi okulun hangi kategoride olduğunu kurumun internet sayfasından görerek, karar verecek. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, yatılı lise, fen ve sosyal bilimler liseleri ile meslek liseleri buna göre gruplandırılacak. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi şimdiden belli: D sınıfı.
Tuvaletten 70 puan
Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Müdürü ulusal ve uluslararası çalışmalara katılanlar 10’ar puan alırken, öğretmen maaşı brüt 3500 TL’nin üzerinde olan okullar da 30 puan kazanacak. Maaşları zamanında ödeyen, ikramiye veren okullar da 20’şer puan alacak. TEOG (Temel eğitimden orta öğretime geçiş) için Türkiye ortalamasının üstünde puan alan her kategori için artı 10 puan, LYS’lerde başarılı olan 35 puanı kazanacak. Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulları 130, diğer okullar 70 puan alabilecek. Öğrencilerin öğrenme stillerine göre eğitim veren okullar 20 puan birden kazanacak.
Üst kategoriye teşvik var
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, karara son noktayı koymak üzere. Sayıştay ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler tamamlandı. Sıra kararın yayımlanmasında. Okullar; fiziki standartları, yönetim ve organizasyonları, eğitim öğretim süreçleri ve destek hizmetleri olmak üzere 4 başlıkta tasnif edilerek, kategorileştirilecek. Okullara teşvikler bu kategorilere göre yapılacak. Okulların kategorisine ait sertifikalar, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce düzenlenecek. Yeni okul açanlar Bakanlığın belirlediği kategorilere göre okul açacak. Halen var olanlar ise talep etmeleri halinde valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Valilik, okulların gruplarının belirlenmesi amacıyla 3 kişiden oluşan ekip görevlendirecek. Ekipte okulun üyesi olduğu özel eğitim kurumları derneğinin bir temsilcisi ile Genel Müdürlük’te denetim yetkisine sahip en az 2 personel ya da 2 maarif mütfettişi yer alacak. Oluşturulan ekipten bir kişi ekip sorumlusu olacak. İnceleme ekibi en geç 30 iş günü içinde inceleme raporu doğrultusunda okullara standart alanlarına göre A, B, C veya D grubu olarak sertifika verecek.
ÜST KATEGORİ İÇİN 3 AY
Özel Öğretim Kurumları derneğine üye olmayanlar okulların incelemelerinde Genel Müdürlük’te görevli 2 personel veya 2 müfettişi görevlendirecek. Sertifika alanlar isterlerse 3 ay sonra standart alanlarına göre değişiklik talep ederek, sertifikalarını değiştirmek için başvuruda bulunabilecek.
Ne, kaç puan
Bağımsız okul binası olan anaokulları 130, ilk, orta ve liseler 120 puan
Kütüphane: 50 puan
Beden eğitimi salonunu: 40 puan
Konferans salonu: 50 puan
Yemek salonu: 20 puan
Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarı 20’şer puan
20 yıl üzeri okullar 10 puan alırken 11-20 yıl arası olanlar 6, 1-10 yıl olanlar ise 3 puan alacak.
Yüksek lisans yapmış eğitim personeli oranı yüzde 20’nin üzerinde olanlar: 20 puan
Yöneticileri proje alanlar 10 puan, uluslararası projelere katılanlar 15 puan
Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlendiği çalışmalar yapan: 20 puan
Öğrencilerin gelişim ve ihtiyaçları ile bireysel özelliklerini tanımaya yönelik kararlar alan: 20 puan
Eğitim teknolojilerini kullanan ilkokullar 40, diğer okullar 20 puan
TEOG başarısı ortaokulda Türkiye ortalamasının üstü 5 eşit kademeye ayrılarak her kademe için artı 10 puan
Ölçme değerlendirme analiz rapoları: 30 puan
Öğrenci gözlem formları tutan: 40 puan
Öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ortaya çıkmasına yönelik çalışma yapan: 20 puan
Lisanslı sporcu öğrencisi yüzde 41 oranında olan: 20 puan
Okul spor takımı 5 ve üstünde olan: 20 puan
Okulda otomatik yangın söndürme sistemi olan: 12 puan
Z tipi yangın merdiven sistemi olan: 10 puan
3 ve daha fazla güvenlik görevlisini 24 saat sistemine göre çalıştıran: 25 puan
Okulda tam zamanlı doktor bulunduran: 25 puan
Her 350 metrekare kapalı alan için bir temizlik personeli çalıştıran: 20 puan
Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulunda 130, diğer okullarda 70 puan
Okul servis araçlarının yüzde 70’i 5 yaş altında olan: 20 puan
Gıda hizmeti sunma göreviyle çalışan personele gıda güvenirliği sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmalarını engellenmesi amacıyla düzenleme anaokulunda 30, diğer okullarda 15 puan
Her ders öğretmenin kullanabileceği alanıyla ilgili eğitim materyali olan: 25 puan
Hangi okul, kaç puan
ÖZEL Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından verilen fiziksel standart alanlarına göre 1 yıllık geçici süre için A, B, C ve D grubu kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleniyor. 1 yıllık süre içinde bu yönergelerde belirtilenler Genel Müdürlükçe/ maarif müfettişlerince yapılan denetim sonucunda düzenlenecek rapor doğrultusunda valiliğin uygun görüşü de dikkate alınarak okullara A, B, C ve D grubu sertifikları kurum açma izni, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile birlikte yeniden düzenleniyor.
A grubu okullar: 850-1000 puan
B grubu okullar: 700-849,99
C grubu okullar: 500-699,99
D grubu okullar: 499,99 ve altında puan alanlar
Vergide indirim geniş teşvik
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin çalışmayı şöyle anlattı: “Bu kategorileşme ile çeşitli kriterler önem derecesine göre puanlanarak 4 alt standart bakımından okula bir puan verilmesi ve vergi muafiyet ve indirimleri, bina destekleri ile eğitim ve öğretim desteğini de içine alacak geniş çapta bir teşvik sisteminin bu ayaklar üzerine oturtulması hedeflenmiştir. Bu şekilde yapılacak bir kategorileşme çalışması bir akredetitasyon sisteminin de ilk ayağını oluşturacak ve bu da özel okulların standartlarını yükseltme gayesi ile daha fazla çalışmaları, eğitim ve öğretim kalitesine önemli katkılar sağlamaları sonucunu doğuracaktır.”
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Haziran 2014 10:53
Gösterim: 2440
28 Şubat mağdurlarına KPSS’ye girmeden memur olma hakkı verilecek
28 Şubat 1997’de ‘kılık kıyafet’ nedeniyle üniversiteden atılan türbanlılar için torba tasarıya sürpriz bir madde monte ediliyor. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, daha önce çıkan afla üniversiteye dönen türbanlılar kamuda işe girmek isterlerse, yaş sınırına takılmayacak, KPSS’ye girmeyecek.
HÜKÜMET, son dakika önergeleriyle hergün biraz daha büyüyen ‘Taşeron ve maden torba tasarısı’na ilginç bir madde monte etmeye hazırlanıyor. Komisyon çalışmaları tamamlandıktan sonra Haziran ayının son haftası yasalaşması planlanan pakete, 28 Şubat 1997 döneminde yalnızca “kılık kıyafet” nedeniyle üniversiteden atılanlara çifte şans veriliyor. Daha önce çıkartılan afla, üniversiteye dönen türbanlılardan, okulunu bitirenler, kamuda işe girmek isterlerse, yaşa sınırına takılmayacaklar.
50-100 kişi
Ayrıca bu kişilere, o dönemde girmek istedikleri kurumda yapılan sınav sistemi uygulanacak. Bu kişiler için KPSS’ye girme ve geçerli nota ulaşma şartı aranmayacak. Bu kişilerin başvuracağı kurumlar, ihtiyaçlarına göre, yazılı ve sözlü sınav yapacaklar. Önergeyi hazırlayanlar, bu olanaktan sadece türbanlıların yararlanacağı ‘kılık kıyafet’ ifadesinin özellikle kullanılacağını dile getirdiler. Verilen bilgiye göre, bu şartlara uyan 50-100 kişi bulunuyor.
Özel sınav
Halen alt komisyonda görüşmeleri süren pakete monte edilecek düzenlemenin tartışma yaratması bekleniyor. Düzenleme, benzeri dönemlerde düşünce ve inançları nedeniyle mağdur edilenlere yönelik hiç bir olanak tanımayacak. Bu haktan yararlanmak isteyenler, YÖK’ten “Kılık kıyafet nedeniyle okuldan atıldığına” yönelik belge alacak. Eğitimini tamamlayanlar, bölümleri dikkate alınarak, kamu kurumlarına müracaat edebilecekler. Bu kişiler için adeta “özel sınav” yapılacak.
İkinci operasyon
HÜKÜMET, daha önce yaptığı başka bir düzenlemeyle de aynı gerekçeyle kamudan atılan ve memuriyetten çıkartılanlara geri dönüş olanağı tanımıştı. Yapılan yasal düzenleme, 1 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Başbakanlık Genelgesiyle hayata geçirilmişti. Bu kişilere, ayrıldığı kuruma veya ilgili mevzuat çerçevesinde atama yapılabilecek diğer kurumlara başvurma hakkı verilmişti.
Kampanya desteği
BUNA ilişkin kampanyalar, AK Partiye yakın internet sitelerinde aylardan beri sürdürülüyor. Hükümetin çıkardığı öğrenci affından yararlanarak eğitimleri tamamlayanlar, “28 şubat mağduru kadınlar” başlığında yürüttükleri kampanyalarda, 15 yıllık kayıpları olduğunu, kamu sınavına girmek için 40 yaş barajına takıldıklarını ve bununda ikinci bir mağduriyet yarattığını iddia ediyorlardı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
28 Şubat mağdurlarına KPSS’ye girmeden memur olma hakkı verilecek
28 Şubat 1997’de ‘kılık kıyafet’ nedeniyle üniversiteden atılan türbanlılar için torba tasarıya sürpriz bir madde monte ediliyor. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, daha önce çıkan afla üniversiteye dönen türbanlılar kamuda işe girmek isterlerse, yaş sınırına takılmayacak, KPSS’ye girmeyecek.
HÜKÜMET, son dakika önergeleriyle hergün biraz daha büyüyen ‘Taşeron ve maden torba tasarısı’na ilginç bir madde monte etmeye hazırlanıyor. Komisyon çalışmaları tamamlandıktan sonra Haziran ayının son haftası yasalaşması planlanan pakete, 28 Şubat 1997 döneminde yalnızca “kılık kıyafet” nedeniyle üniversiteden atılanlara çifte şans veriliyor. Daha önce çıkartılan afla, üniversiteye dönen türbanlılardan, okulunu bitirenler, kamuda işe girmek isterlerse, yaşa sınırına takılmayacaklar.
50-100 kişi
Ayrıca bu kişilere, o dönemde girmek istedikleri kurumda yapılan sınav sistemi uygulanacak. Bu kişiler için KPSS’ye girme ve geçerli nota ulaşma şartı aranmayacak. Bu kişilerin başvuracağı kurumlar, ihtiyaçlarına göre, yazılı ve sözlü sınav yapacaklar. Önergeyi hazırlayanlar, bu olanaktan sadece türbanlıların yararlanacağı ‘kılık kıyafet’ ifadesinin özellikle kullanılacağını dile getirdiler. Verilen bilgiye göre, bu şartlara uyan 50-100 kişi bulunuyor.
Özel sınav
Halen alt komisyonda görüşmeleri süren pakete monte edilecek düzenlemenin tartışma yaratması bekleniyor. Düzenleme, benzeri dönemlerde düşünce ve inançları nedeniyle mağdur edilenlere yönelik hiç bir olanak tanımayacak. Bu haktan yararlanmak isteyenler, YÖK’ten “Kılık kıyafet nedeniyle okuldan atıldığına” yönelik belge alacak. Eğitimini tamamlayanlar, bölümleri dikkate alınarak, kamu kurumlarına müracaat edebilecekler. Bu kişiler için adeta “özel sınav” yapılacak.
İkinci operasyon
HÜKÜMET, daha önce yaptığı başka bir düzenlemeyle de aynı gerekçeyle kamudan atılan ve memuriyetten çıkartılanlara geri dönüş olanağı tanımıştı. Yapılan yasal düzenleme, 1 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Başbakanlık Genelgesiyle hayata geçirilmişti. Bu kişilere, ayrıldığı kuruma veya ilgili mevzuat çerçevesinde atama yapılabilecek diğer kurumlara başvurma hakkı verilmişti.
Kampanya desteği
BUNA ilişkin kampanyalar, AK Partiye yakın internet sitelerinde aylardan beri sürdürülüyor. Hükümetin çıkardığı öğrenci affından yararlanarak eğitimleri tamamlayanlar, “28 şubat mağduru kadınlar” başlığında yürüttükleri kampanyalarda, 15 yıllık kayıpları olduğunu, kamu sınavına girmek için 40 yaş barajına takıldıklarını ve bununda ikinci bir mağduriyet yarattığını iddia ediyorlardı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 07 Haziran 2014 09:21
Gösterim: 1532
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dershanelerin özel okula dönüşümünü öngören kanuna dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağına göre, dershanelerden özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak.
MEB, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, 14 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Bakanlığa bağlı özel dershane ve özel etüt eğitim merkezlerinin özel okula dönüşümü çerçevesinde ilgili paydaşların görüşlerini de alarak yol haritası niteliğinde bir kılavuz hazırladı.
Özel okula dönüşmek için başvurular, 2 Haziran'dan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri'de (MEBBİS) oluşturulan Dönüşüm Programı Modülü üzerinden alınmaya başladı. Dönüşüm Programına dahil olmak isteyen ilk okulun Balıkesir'den başvuru yaptığı öğrenildi.
Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren Milli Eğitim Temel Kanunu'nda değişiklik öngören yasanın ardından Özel Eğitim Kurumları Yönetmelik taslağını da hazırladı.
Buna göre, dershaneden özel okula dönüşecekler için yapılacak işlemler için MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde Dönüşüm ve Teşvik Daire Başkanlığı oluşturuldu. Özel okula dönüşmek isteyen dershaneler, okul öncesi, ilkokul ve ortaokul açabilecek.
Özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak. Temel liseler, haftada 20 saat yüz yüze, kalan saatlerde de sınav yapmak üzere sabahçı-öğlenci olmak üzere ikili öğretim yapabilecek. Özel okula dönüşen liselerde okul bahçesi ya da müstakil bina şartı aranmayacak.
Dershanelerden dönüşecek özel okullar, cumartesi günleri, kendi öğrencilerine takviye kursları düzenleyebilecek.
Teşvik için minimum sınıf kontenjanı 12
Yönetmelik taslağında, derslik başına düşen öğrenci sayısına göre teşvikler konusunda da bazı hususlara yer verildi.
Buna göre, öğrenci başı eğitim öğretim desteğinden faydalanmak için kanunda yer alan "derslikteki boş kontenjanlar" tanımlaması gereği, bir sınıfın minumum ve maksimum kontenjanları da belirlendi.
Teşvik için bir sınıfın minumum kontenjanının 12, maksimum kontenjanının da 24 olması gerekecek. Taslağa göre, özel okullar 12 kontenjanının altında da sınıf açabilecek. Ancak teşvik, 12 öğrenciden sonrasına verilecek.
Öğrenci teşviklerinin takibi için de modül hazırlanacak. Teşvik alacak özel okullara yerleştirmeler de bu modül üzerinden yapılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dershanelerin özel okula dönüşümünü öngören kanuna dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağına göre, dershanelerden özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak.
MEB, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, 14 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Bakanlığa bağlı özel dershane ve özel etüt eğitim merkezlerinin özel okula dönüşümü çerçevesinde ilgili paydaşların görüşlerini de alarak yol haritası niteliğinde bir kılavuz hazırladı.
Özel okula dönüşmek için başvurular, 2 Haziran'dan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri'de (MEBBİS) oluşturulan Dönüşüm Programı Modülü üzerinden alınmaya başladı. Dönüşüm Programına dahil olmak isteyen ilk okulun Balıkesir'den başvuru yaptığı öğrenildi.
Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren Milli Eğitim Temel Kanunu'nda değişiklik öngören yasanın ardından Özel Eğitim Kurumları Yönetmelik taslağını da hazırladı.
Buna göre, dershaneden özel okula dönüşecekler için yapılacak işlemler için MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde Dönüşüm ve Teşvik Daire Başkanlığı oluşturuldu. Özel okula dönüşmek isteyen dershaneler, okul öncesi, ilkokul ve ortaokul açabilecek.
Özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak. Temel liseler, haftada 20 saat yüz yüze, kalan saatlerde de sınav yapmak üzere sabahçı-öğlenci olmak üzere ikili öğretim yapabilecek. Özel okula dönüşen liselerde okul bahçesi ya da müstakil bina şartı aranmayacak.
Dershanelerden dönüşecek özel okullar, cumartesi günleri, kendi öğrencilerine takviye kursları düzenleyebilecek.
Teşvik için minimum sınıf kontenjanı 12
Yönetmelik taslağında, derslik başına düşen öğrenci sayısına göre teşvikler konusunda da bazı hususlara yer verildi.
Buna göre, öğrenci başı eğitim öğretim desteğinden faydalanmak için kanunda yer alan "derslikteki boş kontenjanlar" tanımlaması gereği, bir sınıfın minumum ve maksimum kontenjanları da belirlendi.
Teşvik için bir sınıfın minumum kontenjanının 12, maksimum kontenjanının da 24 olması gerekecek. Taslağa göre, özel okullar 12 kontenjanının altında da sınıf açabilecek. Ancak teşvik, 12 öğrenciden sonrasına verilecek.
Öğrenci teşviklerinin takibi için de modül hazırlanacak. Teşvik alacak özel okullara yerleştirmeler de bu modül üzerinden yapılacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 07 Haziran 2014 14:14
Gösterim: 2597
40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Bu kadronun 35 bini 31 Aralık 2014 tarihine kadar atanacak
40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören "Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı", TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Tasarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapılması öngörüyor. Tasarı, öğretmen unvanlı kadrolardan 35 bin adedi ile Bakanlığa ait diğer hizmet sınıfı kadrolarından bin adedine, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu kapsamında yapılan atamaların dışında 31 Aralık 2014 tarihine kadar atama yapılmasını düzenliyor.
Tasarının gerekçesinde, şunlar kaydedildi:
"Son yıllarda 60 bin civarında öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir. Mevcut boş öğretmen kadrolarının büyük çoğunluğunun bu atamalarda kullanılması ve 6 bin 110 adet boş kadro kalması nedeniyle ileride yapılacak atamaları karşılayacak yeterli sayıda boş öğretmen kadrosu bulunmamaktadır.
Bu nedenle, ağustos ayı içerisinde yapılacağı açıklanan 40 bin öğretmen ataması ve ileride yapılabilecek öğretmen atamalarında kullanılacak yeterli sayıda boş kadro bulunmadığından 40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesine ve 2014 yılı öğretmen atamalarında kullanılması için 35 bin ve diğer hizmet sınıflarında kullanılması için bin olmak üzere toplam 36 bin kadro kullanım izni verilmesine ihtiyaç duyulmaktadır."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Bu kadronun 35 bini 31 Aralık 2014 tarihine kadar atanacak
40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören "Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı", TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Tasarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapılması öngörüyor. Tasarı, öğretmen unvanlı kadrolardan 35 bin adedi ile Bakanlığa ait diğer hizmet sınıfı kadrolarından bin adedine, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu kapsamında yapılan atamaların dışında 31 Aralık 2014 tarihine kadar atama yapılmasını düzenliyor.
Tasarının gerekçesinde, şunlar kaydedildi:
"Son yıllarda 60 bin civarında öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir. Mevcut boş öğretmen kadrolarının büyük çoğunluğunun bu atamalarda kullanılması ve 6 bin 110 adet boş kadro kalması nedeniyle ileride yapılacak atamaları karşılayacak yeterli sayıda boş öğretmen kadrosu bulunmamaktadır.
Bu nedenle, ağustos ayı içerisinde yapılacağı açıklanan 40 bin öğretmen ataması ve ileride yapılabilecek öğretmen atamalarında kullanılacak yeterli sayıda boş kadro bulunmadığından 40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesine ve 2014 yılı öğretmen atamalarında kullanılması için 35 bin ve diğer hizmet sınıflarında kullanılması için bin olmak üzere toplam 36 bin kadro kullanım izni verilmesine ihtiyaç duyulmaktadır."
Son Güncelleme: Perşembe, 05 Haziran 2014 16:37
Gösterim: 2906