Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak.

Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’nın haberine göre, MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Öğretmene iyi maaş + 30 puan. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi D sınıfı. LYS’de başarıya + 35, ikramiye verene + 20 puan.

Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki günlerde özel okullarla ilgili önemli bir karara imza atıyor. Bakanlık, özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayırarak akredite edecek. Yani okullara 5 yıldızlı oteller gibi adeta yıldız verecek. Okullar, kriterleri e-okul üzerinden kendileri dolduracak, Bakanlık bunu valilik ve kaymakamlıklar aracılığıyla denetleyerek onaylayacak. Veliler, hangi okulun hangi kategoride olduğunu kurumun internet sayfasından görerek, karar verecek. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, yatılı lise, fen ve sosyal bilimler liseleri ile meslek liseleri buna göre gruplandırılacak. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi şimdiden belli: D sınıfı.

Tuvaletten 70 puan

Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Müdürü ulusal ve uluslararası çalışmalara katılanlar 10’ar puan alırken, öğretmen maaşı brüt 3500 TL’nin üzerinde olan okullar da 30 puan kazanacak. Maaşları zamanında ödeyen, ikramiye veren okullar da 20’şer puan alacak. TEOG (Temel eğitimden orta öğretime geçiş) için Türkiye ortalamasının üstünde puan alan her kategori için artı 10 puan, LYS’lerde başarılı olan 35 puanı kazanacak. Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulları 130, diğer okullar 70 puan alabilecek. Öğrencilerin öğrenme stillerine göre eğitim veren okullar 20 puan birden kazanacak.

Üst kategoriye teşvik var

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, karara son noktayı koymak üzere. Sayıştay ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler tamamlandı. Sıra kararın yayımlanmasında. Okullar; fiziki standartları, yönetim ve organizasyonları, eğitim öğretim süreçleri ve destek hizmetleri olmak üzere 4 başlıkta tasnif edilerek, kategorileştirilecek. Okullara teşvikler bu kategorilere göre yapılacak. Okulların kategorisine ait sertifikalar, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce düzenlenecek. Yeni okul açanlar Bakanlığın belirlediği kategorilere göre okul açacak. Halen var olanlar ise talep etmeleri halinde valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Valilik, okulların gruplarının belirlenmesi amacıyla 3 kişiden oluşan ekip görevlendirecek. Ekipte okulun üyesi olduğu özel eğitim kurumları derneğinin bir temsilcisi ile Genel Müdürlük’te denetim yetkisine sahip en az 2 personel ya da 2 maarif mütfettişi yer alacak. Oluşturulan ekipten bir kişi ekip sorumlusu olacak. İnceleme ekibi en geç 30 iş günü içinde inceleme raporu doğrultusunda okullara standart alanlarına göre A, B, C veya D grubu olarak sertifika verecek.

ÜST KATEGORİ İÇİN 3 AY

Özel Öğretim Kurumları derneğine üye olmayanlar okulların incelemelerinde Genel Müdürlük’te görevli 2 personel veya 2 müfettişi görevlendirecek. Sertifika alanlar isterlerse 3 ay sonra standart alanlarına göre değişiklik talep ederek, sertifikalarını değiştirmek için başvuruda bulunabilecek.

Ne, kaç puan

Bağımsız okul binası olan anaokulları 130, ilk, orta ve liseler 120 puan

Kütüphane: 50 puan

Beden eğitimi salonunu: 40 puan

Konferans salonu: 50 puan

Yemek salonu: 20 puan

Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarı 20’şer puan

20 yıl üzeri okullar 10 puan alırken 11-20 yıl arası olanlar 6, 1-10 yıl olanlar ise 3 puan alacak.

Yüksek lisans yapmış eğitim personeli oranı yüzde 20’nin üzerinde olanlar: 20 puan

Yöneticileri proje alanlar 10 puan, uluslararası projelere katılanlar 15 puan

Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlendiği çalışmalar yapan: 20 puan

Öğrencilerin gelişim ve ihtiyaçları ile bireysel özelliklerini tanımaya yönelik kararlar alan: 20 puan

Eğitim teknolojilerini kullanan ilkokullar 40, diğer okullar 20 puan

TEOG başarısı ortaokulda Türkiye ortalamasının üstü 5 eşit kademeye ayrılarak her kademe için artı 10 puan

Ölçme değerlendirme analiz rapoları: 30 puan

Öğrenci gözlem formları tutan: 40 puan

Öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ortaya çıkmasına yönelik çalışma yapan: 20 puan

Lisanslı sporcu öğrencisi yüzde 41 oranında olan: 20 puan

Okul spor takımı 5 ve üstünde olan: 20 puan

Okulda otomatik yangın söndürme sistemi olan: 12 puan

Z tipi yangın merdiven sistemi olan: 10 puan

3 ve daha fazla güvenlik görevlisini 24 saat sistemine göre çalıştıran: 25 puan

Okulda tam zamanlı doktor bulunduran: 25 puan

Her 350 metrekare kapalı alan için bir temizlik personeli çalıştıran: 20 puan

Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulunda 130, diğer okullarda 70 puan

Okul servis araçlarının yüzde 70’i 5 yaş altında olan: 20 puan

Gıda hizmeti sunma göreviyle çalışan personele gıda güvenirliği sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmalarını engellenmesi amacıyla düzenleme anaokulunda 30, diğer okullarda 15 puan

Her ders öğretmenin kullanabileceği alanıyla ilgili eğitim materyali olan: 25 puan

Hangi okul, kaç puan

ÖZEL Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından verilen fiziksel standart alanlarına göre 1 yıllık geçici süre için A, B, C ve D grubu kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleniyor. 1 yıllık süre içinde bu yönergelerde belirtilenler Genel Müdürlükçe/ maarif müfettişlerince yapılan denetim sonucunda düzenlenecek rapor doğrultusunda valiliğin uygun görüşü de dikkate alınarak okullara A, B, C ve D grubu sertifikları kurum açma izni, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile birlikte yeniden düzenleniyor.

A grubu okullar: 850-1000 puan

B grubu okullar: 700-849,99

C grubu okullar: 500-699,99

D grubu okullar: 499,99 ve altında puan alanlar

Vergide indirim geniş teşvik

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin çalışmayı şöyle anlattı: “Bu kategorileşme ile çeşitli kriterler önem derecesine göre puanlanarak 4 alt standart bakımından okula bir puan verilmesi ve vergi muafiyet ve indirimleri, bina destekleri ile eğitim ve öğretim desteğini de içine alacak geniş çapta bir teşvik sisteminin bu ayaklar üzerine oturtulması hedeflenmiştir. Bu şekilde yapılacak bir kategorileşme çalışması bir akredetitasyon sisteminin de ilk ayağını oluşturacak ve bu da özel okulların standartlarını yükseltme gayesi ile daha fazla çalışmaları, eğitim ve öğretim kalitesine önemli katkılar sağlamaları sonucunu doğuracaktır.”

> Özel okullara puan sistemi geliyor

MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak.

Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’nın haberine göre, MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Öğretmene iyi maaş + 30 puan. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi D sınıfı. LYS’de başarıya + 35, ikramiye verene + 20 puan.

Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki günlerde özel okullarla ilgili önemli bir karara imza atıyor. Bakanlık, özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayırarak akredite edecek. Yani okullara 5 yıldızlı oteller gibi adeta yıldız verecek. Okullar, kriterleri e-okul üzerinden kendileri dolduracak, Bakanlık bunu valilik ve kaymakamlıklar aracılığıyla denetleyerek onaylayacak. Veliler, hangi okulun hangi kategoride olduğunu kurumun internet sayfasından görerek, karar verecek. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, yatılı lise, fen ve sosyal bilimler liseleri ile meslek liseleri buna göre gruplandırılacak. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi şimdiden belli: D sınıfı.

Tuvaletten 70 puan

Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Müdürü ulusal ve uluslararası çalışmalara katılanlar 10’ar puan alırken, öğretmen maaşı brüt 3500 TL’nin üzerinde olan okullar da 30 puan kazanacak. Maaşları zamanında ödeyen, ikramiye veren okullar da 20’şer puan alacak. TEOG (Temel eğitimden orta öğretime geçiş) için Türkiye ortalamasının üstünde puan alan her kategori için artı 10 puan, LYS’lerde başarılı olan 35 puanı kazanacak. Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulları 130, diğer okullar 70 puan alabilecek. Öğrencilerin öğrenme stillerine göre eğitim veren okullar 20 puan birden kazanacak.

Üst kategoriye teşvik var

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, karara son noktayı koymak üzere. Sayıştay ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler tamamlandı. Sıra kararın yayımlanmasında. Okullar; fiziki standartları, yönetim ve organizasyonları, eğitim öğretim süreçleri ve destek hizmetleri olmak üzere 4 başlıkta tasnif edilerek, kategorileştirilecek. Okullara teşvikler bu kategorilere göre yapılacak. Okulların kategorisine ait sertifikalar, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce düzenlenecek. Yeni okul açanlar Bakanlığın belirlediği kategorilere göre okul açacak. Halen var olanlar ise talep etmeleri halinde valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Valilik, okulların gruplarının belirlenmesi amacıyla 3 kişiden oluşan ekip görevlendirecek. Ekipte okulun üyesi olduğu özel eğitim kurumları derneğinin bir temsilcisi ile Genel Müdürlük’te denetim yetkisine sahip en az 2 personel ya da 2 maarif mütfettişi yer alacak. Oluşturulan ekipten bir kişi ekip sorumlusu olacak. İnceleme ekibi en geç 30 iş günü içinde inceleme raporu doğrultusunda okullara standart alanlarına göre A, B, C veya D grubu olarak sertifika verecek.

ÜST KATEGORİ İÇİN 3 AY

Özel Öğretim Kurumları derneğine üye olmayanlar okulların incelemelerinde Genel Müdürlük’te görevli 2 personel veya 2 müfettişi görevlendirecek. Sertifika alanlar isterlerse 3 ay sonra standart alanlarına göre değişiklik talep ederek, sertifikalarını değiştirmek için başvuruda bulunabilecek.

Ne, kaç puan

Bağımsız okul binası olan anaokulları 130, ilk, orta ve liseler 120 puan

Kütüphane: 50 puan

Beden eğitimi salonunu: 40 puan

Konferans salonu: 50 puan

Yemek salonu: 20 puan

Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarı 20’şer puan

20 yıl üzeri okullar 10 puan alırken 11-20 yıl arası olanlar 6, 1-10 yıl olanlar ise 3 puan alacak.

Yüksek lisans yapmış eğitim personeli oranı yüzde 20’nin üzerinde olanlar: 20 puan

Yöneticileri proje alanlar 10 puan, uluslararası projelere katılanlar 15 puan

Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlendiği çalışmalar yapan: 20 puan

Öğrencilerin gelişim ve ihtiyaçları ile bireysel özelliklerini tanımaya yönelik kararlar alan: 20 puan

Eğitim teknolojilerini kullanan ilkokullar 40, diğer okullar 20 puan

TEOG başarısı ortaokulda Türkiye ortalamasının üstü 5 eşit kademeye ayrılarak her kademe için artı 10 puan

Ölçme değerlendirme analiz rapoları: 30 puan

Öğrenci gözlem formları tutan: 40 puan

Öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ortaya çıkmasına yönelik çalışma yapan: 20 puan

Lisanslı sporcu öğrencisi yüzde 41 oranında olan: 20 puan

Okul spor takımı 5 ve üstünde olan: 20 puan

Okulda otomatik yangın söndürme sistemi olan: 12 puan

Z tipi yangın merdiven sistemi olan: 10 puan

3 ve daha fazla güvenlik görevlisini 24 saat sistemine göre çalıştıran: 25 puan

Okulda tam zamanlı doktor bulunduran: 25 puan

Her 350 metrekare kapalı alan için bir temizlik personeli çalıştıran: 20 puan

Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulunda 130, diğer okullarda 70 puan

Okul servis araçlarının yüzde 70’i 5 yaş altında olan: 20 puan

Gıda hizmeti sunma göreviyle çalışan personele gıda güvenirliği sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmalarını engellenmesi amacıyla düzenleme anaokulunda 30, diğer okullarda 15 puan

Her ders öğretmenin kullanabileceği alanıyla ilgili eğitim materyali olan: 25 puan

Hangi okul, kaç puan

ÖZEL Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından verilen fiziksel standart alanlarına göre 1 yıllık geçici süre için A, B, C ve D grubu kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleniyor. 1 yıllık süre içinde bu yönergelerde belirtilenler Genel Müdürlükçe/ maarif müfettişlerince yapılan denetim sonucunda düzenlenecek rapor doğrultusunda valiliğin uygun görüşü de dikkate alınarak okullara A, B, C ve D grubu sertifikları kurum açma izni, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile birlikte yeniden düzenleniyor.

A grubu okullar: 850-1000 puan

B grubu okullar: 700-849,99

C grubu okullar: 500-699,99

D grubu okullar: 499,99 ve altında puan alanlar

Vergide indirim geniş teşvik

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin çalışmayı şöyle anlattı: “Bu kategorileşme ile çeşitli kriterler önem derecesine göre puanlanarak 4 alt standart bakımından okula bir puan verilmesi ve vergi muafiyet ve indirimleri, bina destekleri ile eğitim ve öğretim desteğini de içine alacak geniş çapta bir teşvik sisteminin bu ayaklar üzerine oturtulması hedeflenmiştir. Bu şekilde yapılacak bir kategorileşme çalışması bir akredetitasyon sisteminin de ilk ayağını oluşturacak ve bu da özel okulların standartlarını yükseltme gayesi ile daha fazla çalışmaları, eğitim ve öğretim kalitesine önemli katkılar sağlamaları sonucunu doğuracaktır.”

Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Haziran 2014 10:53

Gösterim: 2491

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dershanelerin özel okula dönüşümünü öngören kanuna dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağına göre, dershanelerden özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak.  

MEB, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, 14 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Bakanlığa bağlı özel dershane ve özel etüt eğitim merkezlerinin özel okula dönüşümü çerçevesinde ilgili paydaşların görüşlerini de alarak yol haritası niteliğinde bir kılavuz hazırladı. 

Özel okula dönüşmek için başvurular, 2 Haziran'dan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri'de (MEBBİS) oluşturulan Dönüşüm Programı Modülü üzerinden alınmaya başladı. Dönüşüm Programına dahil olmak isteyen ilk okulun Balıkesir'den başvuru yaptığı öğrenildi. 

Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren Milli Eğitim Temel Kanunu'nda değişiklik öngören yasanın ardından Özel Eğitim Kurumları Yönetmelik taslağını da hazırladı.

Buna göre, dershaneden özel okula dönüşecekler için yapılacak işlemler için MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde Dönüşüm ve Teşvik Daire Başkanlığı oluşturuldu.  Özel okula dönüşmek isteyen dershaneler, okul öncesi, ilkokul ve ortaokul açabilecek. 

Özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak. Temel liseler, haftada 20 saat yüz yüze, kalan saatlerde de sınav yapmak üzere sabahçı-öğlenci olmak üzere ikili öğretim yapabilecek. Özel okula dönüşen liselerde okul bahçesi ya da müstakil bina şartı aranmayacak. 

Dershanelerden dönüşecek özel okullar, cumartesi günleri, kendi öğrencilerine takviye kursları düzenleyebilecek.

Teşvik için minimum sınıf kontenjanı 12

Yönetmelik taslağında, derslik başına düşen öğrenci sayısına göre teşvikler konusunda da bazı hususlara yer verildi.

Buna göre, öğrenci başı eğitim öğretim desteğinden faydalanmak için kanunda yer alan "derslikteki boş kontenjanlar" tanımlaması gereği, bir sınıfın minumum ve maksimum kontenjanları da belirlendi.

Teşvik için bir sınıfın minumum kontenjanının 12, maksimum kontenjanının da 24 olması gerekecek. Taslağa göre, özel okullar 12 kontenjanının altında da sınıf açabilecek. Ancak teşvik, 12 öğrenciden sonrasına verilecek. 

Öğrenci teşviklerinin takibi için de modül hazırlanacak. Teşvik alacak özel okullara yerleştirmeler de bu modül üzerinden yapılacak.

> Dershanelerden dönüşen liseler ‘temel lise’ adını alacak

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dershanelerin özel okula dönüşümünü öngören kanuna dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağına göre, dershanelerden özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak.  

MEB, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, 14 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Bakanlığa bağlı özel dershane ve özel etüt eğitim merkezlerinin özel okula dönüşümü çerçevesinde ilgili paydaşların görüşlerini de alarak yol haritası niteliğinde bir kılavuz hazırladı. 

Özel okula dönüşmek için başvurular, 2 Haziran'dan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri'de (MEBBİS) oluşturulan Dönüşüm Programı Modülü üzerinden alınmaya başladı. Dönüşüm Programına dahil olmak isteyen ilk okulun Balıkesir'den başvuru yaptığı öğrenildi. 

Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren Milli Eğitim Temel Kanunu'nda değişiklik öngören yasanın ardından Özel Eğitim Kurumları Yönetmelik taslağını da hazırladı.

Buna göre, dershaneden özel okula dönüşecekler için yapılacak işlemler için MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde Dönüşüm ve Teşvik Daire Başkanlığı oluşturuldu.  Özel okula dönüşmek isteyen dershaneler, okul öncesi, ilkokul ve ortaokul açabilecek. 

Özel okula dönüşecek liselerin adı "temel lise" olacak. Temel liseler, haftada 20 saat yüz yüze, kalan saatlerde de sınav yapmak üzere sabahçı-öğlenci olmak üzere ikili öğretim yapabilecek. Özel okula dönüşen liselerde okul bahçesi ya da müstakil bina şartı aranmayacak. 

Dershanelerden dönüşecek özel okullar, cumartesi günleri, kendi öğrencilerine takviye kursları düzenleyebilecek.

Teşvik için minimum sınıf kontenjanı 12

Yönetmelik taslağında, derslik başına düşen öğrenci sayısına göre teşvikler konusunda da bazı hususlara yer verildi.

Buna göre, öğrenci başı eğitim öğretim desteğinden faydalanmak için kanunda yer alan "derslikteki boş kontenjanlar" tanımlaması gereği, bir sınıfın minumum ve maksimum kontenjanları da belirlendi.

Teşvik için bir sınıfın minumum kontenjanının 12, maksimum kontenjanının da 24 olması gerekecek. Taslağa göre, özel okullar 12 kontenjanının altında da sınıf açabilecek. Ancak teşvik, 12 öğrenciden sonrasına verilecek. 

Öğrenci teşviklerinin takibi için de modül hazırlanacak. Teşvik alacak özel okullara yerleştirmeler de bu modül üzerinden yapılacak.

Son Güncelleme: Cumartesi, 07 Haziran 2014 14:14

Gösterim: 2678

40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Bu kadronun 35 bini 31 Aralık 2014 tarihine kadar atanacak

40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören "Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı",  TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapılması öngörüyor. Tasarı, öğretmen unvanlı kadrolardan 35 bin adedi ile Bakanlığa ait diğer hizmet sınıfı kadrolarından bin adedine, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu kapsamında yapılan atamaların dışında 31 Aralık 2014 tarihine kadar atama yapılmasını düzenliyor. 

Tasarının gerekçesinde, şunlar kaydedildi:

"Son yıllarda 60 bin civarında öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir. Mevcut boş öğretmen kadrolarının büyük çoğunluğunun bu atamalarda kullanılması ve 6 bin 110 adet boş kadro kalması nedeniyle ileride yapılacak atamaları karşılayacak yeterli sayıda boş öğretmen kadrosu bulunmamaktadır. 

Bu nedenle, ağustos ayı içerisinde yapılacağı açıklanan 40 bin öğretmen ataması ve ileride yapılabilecek öğretmen atamalarında kullanılacak yeterli sayıda boş kadro bulunmadığından 40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesine ve 2014 yılı öğretmen atamalarında kullanılması için 35 bin ve diğer hizmet sınıflarında kullanılması için bin olmak üzere toplam 36 bin kadro kullanım izni verilmesine ihtiyaç duyulmaktadır."

> Ağustos’ta 40 bin öğretmen atanacak mı?

40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Bu kadronun 35 bini 31 Aralık 2014 tarihine kadar atanacak

40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesini öngören "Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı",  TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapılması öngörüyor. Tasarı, öğretmen unvanlı kadrolardan 35 bin adedi ile Bakanlığa ait diğer hizmet sınıfı kadrolarından bin adedine, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu kapsamında yapılan atamaların dışında 31 Aralık 2014 tarihine kadar atama yapılmasını düzenliyor. 

Tasarının gerekçesinde, şunlar kaydedildi:

"Son yıllarda 60 bin civarında öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir. Mevcut boş öğretmen kadrolarının büyük çoğunluğunun bu atamalarda kullanılması ve 6 bin 110 adet boş kadro kalması nedeniyle ileride yapılacak atamaları karşılayacak yeterli sayıda boş öğretmen kadrosu bulunmamaktadır. 

Bu nedenle, ağustos ayı içerisinde yapılacağı açıklanan 40 bin öğretmen ataması ve ileride yapılabilecek öğretmen atamalarında kullanılacak yeterli sayıda boş kadro bulunmadığından 40 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmesine ve 2014 yılı öğretmen atamalarında kullanılması için 35 bin ve diğer hizmet sınıflarında kullanılması için bin olmak üzere toplam 36 bin kadro kullanım izni verilmesine ihtiyaç duyulmaktadır."

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Haziran 2014 16:37

Gösterim: 2950

28 Şubat mağdurlarına KPSS’ye girmeden memur olma hakkı verilecek

28 Şubat 1997’de ‘kılık kıyafet’ nedeniyle üniversiteden atılan türbanlılar için torba tasarıya sürpriz bir madde monte ediliyor. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, daha önce çıkan afla üniversiteye dönen türbanlılar kamuda işe girmek isterlerse, yaş sınırına takılmayacak, KPSS’ye girmeyecek.

HÜKÜMET, son dakika önergeleriyle hergün biraz daha büyüyen ‘Taşeron ve maden torba tasarısı’na ilginç bir madde monte etmeye hazırlanıyor. Komisyon çalışmaları tamamlandıktan sonra Haziran ayının son haftası yasalaşması planlanan pakete, 28 Şubat 1997 döneminde yalnızca “kılık kıyafet” nedeniyle üniversiteden atılanlara çifte şans veriliyor. Daha önce çıkartılan afla, üniversiteye dönen türbanlılardan, okulunu bitirenler, kamuda işe girmek isterlerse, yaşa sınırına takılmayacaklar.

50-100 kişi

Ayrıca bu kişilere, o dönemde girmek istedikleri kurumda yapılan sınav sistemi uygulanacak. Bu kişiler için KPSS’ye girme ve geçerli nota ulaşma şartı aranmayacak. Bu kişilerin başvuracağı kurumlar, ihtiyaçlarına göre, yazılı ve sözlü sınav yapacaklar. Önergeyi hazırlayanlar, bu olanaktan sadece türbanlıların yararlanacağı ‘kılık kıyafet’ ifadesinin özellikle kullanılacağını dile getirdiler. Verilen bilgiye göre, bu şartlara uyan 50-100 kişi bulunuyor.

Özel sınav

Halen alt komisyonda görüşmeleri süren pakete monte edilecek düzenlemenin tartışma yaratması bekleniyor. Düzenleme, benzeri dönemlerde düşünce ve inançları nedeniyle mağdur edilenlere yönelik hiç bir olanak tanımayacak. Bu haktan yararlanmak isteyenler, YÖK’ten “Kılık kıyafet nedeniyle okuldan atıldığına” yönelik belge alacak. Eğitimini tamamlayanlar, bölümleri dikkate alınarak, kamu kurumlarına müracaat edebilecekler. Bu kişiler için adeta “özel sınav” yapılacak.

İkinci operasyon

HÜKÜMET, daha önce yaptığı başka bir düzenlemeyle de aynı gerekçeyle kamudan atılan ve memuriyetten çıkartılanlara geri dönüş olanağı tanımıştı. Yapılan yasal düzenleme, 1 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Başbakanlık Genelgesiyle hayata geçirilmişti. Bu kişilere, ayrıldığı kuruma veya ilgili mevzuat çerçevesinde atama yapılabilecek diğer kurumlara başvurma hakkı verilmişti.

Kampanya desteği

BUNA ilişkin kampanyalar, AK Partiye yakın internet sitelerinde aylardan beri sürdürülüyor. Hükümetin çıkardığı öğrenci affından yararlanarak eğitimleri tamamlayanlar, “28 şubat mağduru kadınlar” başlığında yürüttükleri kampanyalarda, 15 yıllık kayıpları olduğunu, kamu sınavına girmek için 40 yaş barajına takıldıklarını ve bununda ikinci bir mağduriyet yarattığını iddia ediyorlardı.

> 28 Şubat mağdurlarına KPSS’siz memuriyet

28 Şubat mağdurlarına KPSS’ye girmeden memur olma hakkı verilecek

28 Şubat 1997’de ‘kılık kıyafet’ nedeniyle üniversiteden atılan türbanlılar için torba tasarıya sürpriz bir madde monte ediliyor. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, daha önce çıkan afla üniversiteye dönen türbanlılar kamuda işe girmek isterlerse, yaş sınırına takılmayacak, KPSS’ye girmeyecek.

HÜKÜMET, son dakika önergeleriyle hergün biraz daha büyüyen ‘Taşeron ve maden torba tasarısı’na ilginç bir madde monte etmeye hazırlanıyor. Komisyon çalışmaları tamamlandıktan sonra Haziran ayının son haftası yasalaşması planlanan pakete, 28 Şubat 1997 döneminde yalnızca “kılık kıyafet” nedeniyle üniversiteden atılanlara çifte şans veriliyor. Daha önce çıkartılan afla, üniversiteye dönen türbanlılardan, okulunu bitirenler, kamuda işe girmek isterlerse, yaşa sınırına takılmayacaklar.

50-100 kişi

Ayrıca bu kişilere, o dönemde girmek istedikleri kurumda yapılan sınav sistemi uygulanacak. Bu kişiler için KPSS’ye girme ve geçerli nota ulaşma şartı aranmayacak. Bu kişilerin başvuracağı kurumlar, ihtiyaçlarına göre, yazılı ve sözlü sınav yapacaklar. Önergeyi hazırlayanlar, bu olanaktan sadece türbanlıların yararlanacağı ‘kılık kıyafet’ ifadesinin özellikle kullanılacağını dile getirdiler. Verilen bilgiye göre, bu şartlara uyan 50-100 kişi bulunuyor.

Özel sınav

Halen alt komisyonda görüşmeleri süren pakete monte edilecek düzenlemenin tartışma yaratması bekleniyor. Düzenleme, benzeri dönemlerde düşünce ve inançları nedeniyle mağdur edilenlere yönelik hiç bir olanak tanımayacak. Bu haktan yararlanmak isteyenler, YÖK’ten “Kılık kıyafet nedeniyle okuldan atıldığına” yönelik belge alacak. Eğitimini tamamlayanlar, bölümleri dikkate alınarak, kamu kurumlarına müracaat edebilecekler. Bu kişiler için adeta “özel sınav” yapılacak.

İkinci operasyon

HÜKÜMET, daha önce yaptığı başka bir düzenlemeyle de aynı gerekçeyle kamudan atılan ve memuriyetten çıkartılanlara geri dönüş olanağı tanımıştı. Yapılan yasal düzenleme, 1 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Başbakanlık Genelgesiyle hayata geçirilmişti. Bu kişilere, ayrıldığı kuruma veya ilgili mevzuat çerçevesinde atama yapılabilecek diğer kurumlara başvurma hakkı verilmişti.

Kampanya desteği

BUNA ilişkin kampanyalar, AK Partiye yakın internet sitelerinde aylardan beri sürdürülüyor. Hükümetin çıkardığı öğrenci affından yararlanarak eğitimleri tamamlayanlar, “28 şubat mağduru kadınlar” başlığında yürüttükleri kampanyalarda, 15 yıllık kayıpları olduğunu, kamu sınavına girmek için 40 yaş barajına takıldıklarını ve bununda ikinci bir mağduriyet yarattığını iddia ediyorlardı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 07 Haziran 2014 09:21

Gösterim: 1593

MEB, özel yetenekli çocuğa sahip ailelerin, çocuklarının yetenek ve potansiyelini geliştirmeleri ve eğitimlerine yardımcı olmaları amacıyla "Özel Yetenekliler Aile Klavuzu" hazırladı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel yetenekli çocuğa sahip ailelerin, çocuklarının yetenek ve potansiyelini geliştirmeleri ve eğitimlerine yardımcı olmaları amacıyla "Özel Yetenekliler Aile Klavuzu" hazırladı. 

Klavuzda, özel yetenekli çocukların erken dönemde rastlanan özellikleri, "bebeklikte olağandışı ataklık", "uzun dikkat süresi", "geniş hayal ve imgeleme gücü", "uykuya daha az ihtiyaç duyma", "enerjik olma", "gelişimsel dönüm noktalarında daha hızlı ilerleme", "keskin gözlem yapma", "aşırı merak duyma", "güçlü bellek", "erken ve olağan üstü dil gelişimi", "hızlı öğrenme yeteneği", "aşırı duyarlılık", "akıl yürütme ve problem çözme becerisi", "mükemmelliyetçilik", "sayılar, bulmacalar ve yap-bozlar ile oyun becerisini geliştirme", "kitaplara aşırı ilgi duyma", "soru sorma", "ilgi alanının oldukça geniş olması", "gelişmiş mizah duygusu", "eleştirel düşünebilme", "icatlar yapabilme", "aynı anda birkaç işi yapabilme, yoğunlaşabilme", "yaratıcılık" olarak sıralanırken, bu özelliklerinin tümünün özel yetenekli bir çocukta bulunma zorunluluğunun olmadığı vurgulandı. 

Özel yetenekli çocukların çevresine kolay uyum sağladığı, daha popüler oldukları ve ortalama çocuklardan daha mutlu oldukları şeklinde yanlış düşüncelerin, inanışların bulunduğunun anlatıldığı kılavuzda, "Oysa özel yetenekli çocuklar dışlanmışlık ve yalnızlık riskiyle karşılaşabildikleri kadar aynı zamanda bir yandan kibirli, küstah olarak algılanma, diğer taraftan düşük benlik saygıları nedeniyle düşük başarı elde etme riskiyle de karşı karşıyadırlar" ifadelerine yer verildi. Üstün yeteneğin gelişmesinin, uygun çevresel ortamın ve bu ortamda gerekli eğitimin sağlanması ile mümkün olduğu belirtildi. 

Yüksek farkındalık ve gözlem yetenekleri

Özel yetenekli çocukların yüksek farkındalık ve gözlem yetenekleri sayesinde her yaşta bir takım problemlerin net ve kesin şekilde farkında olduklarına işaret edilen kılavuzda, bu duyarlılıklarının onları aşırı düzeyde kaygı, üzüntü, korku gibi duygular yaşamasına neden olabildiği kaydedildi. Bu gruptaki çocukların zaman zaman "Düşmanlar buraya bomba atar mı? Atom bombası buraya atılırsa ne olur? Evimiz depreme dayanıklı mı? Alış veriş merkezinde kaybolursam beni kaçırırlarsa ne olur? Ben okuldayken sel olursa?" şeklinde sorular sorduğunun aktarıldığı kılavuzda, "Bu çocuklar çok erken yaşta dahi bu noktalardaki hassas tutumları yüzünden kendilerini olumsuz, üzgün ve çaresiz hissedebilirler. Bunun yanı sıra çocuk, aşırı duyarlı tepkiler gösterdiği durumları önemsemeyen kişiler tarafından uyumsuz olarak da değerlendirilebilir" vurgusu yapıldı. 

Kılavuzda, özel yetenekli çocuk sahibi anne-babalar için "iyi dinleyici olmak", "çocukların tepkilerine duyarlı davranmak", "gelişim alanlarının aynı hızda gelişmediğine dikkat etmek", "çocuklarının mükemmelliyetçilik eğilimleriyle başa çıkacak ipuçları", "harekete dayalı becerilerin geliştirilmesi" başlıklarında öneriler yer aldı. 

Bu öneriler arasındaki "Anne ve baba olarak, özel yetenekli çocuğa yapabileceğiniz en büyük yardım özel yetenekli çocuğun diğerlerinden farklı olmadığını kabul etmek olacaktır. Yalnız onlar çeşitli yönlerden daha şanslıdırlar. Özel yetenekli çocuklarda diğer çocuklara benzediklerinden nasıl diğer çocukların oynamalarına, üstlerini kirletmelerine, eğlenmelerine izin veriliyor, bunları hoş görüyorsak, aynı şeyleri özel yetenekliler için de hoş görmemiz gerekir. Yaşıtından ileri zeka düzeyinde diye 1-2 yaş büyüğünün davranışlarını beklemek doğru olmayacaktır" tavsiyesine yer verildi. 

MEB'in kılavuzunda, özel yetenekli çocukların anne ve babalarının yapması gerekenler, özetle şöyle anlatıldı:

"Çocuklarınızla birlikte etkinlikler yapın, potansiyellerini geliştirmek için fırsatlar oluşturun. Farklı problem çözme stratejileri geliştirmesini teşvik edin. Akıllarına ilk geleni söylemeleri yerine, onların düşünerek hareket etmelerine yardımcı olun. Etkili dinleyin. Beklentilerinizin baskısı altında bırakmayın. Kendisini tanımasına fırsat verin. Alternatifli düşünün. Onları, düşünceleri hakkında düşündürün. Yaptığı işi en güzeliyle yapmasına yardımcı olun. Çocuklarınızın düşünme becerilerini geliştirmek için doğru soru sorma, problem oluşturma konusunda onları yönlendirin. Yeni durumlara eski bilgileri uygulamayı öğretin. Çocuklarınıza bütün duyularını içeren verileri toplamaya yöneltin. Yaratıcı potansiyellerini harekete geçirin.

Çocuğun kendi değer yargılarını oluşturmasına yardım edin. Hobiler edinmesine ve bunları izlemeye teşvik edin.Ona boş zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Sizden daha iyi bildiği konularda ona saygı gösterin. Mizah duygusunu desteklemek için çocukla birlikte eğlenin ve gülün. Zaman zaman beraber projeler gerçekleştirin. Yaptığı etkinlikten hoşlandığınızı ve tıpkı onun gibi bu etkinliklere kafa yorduğunuzu ona gösterin."

Kılavuzda, ailelerin her çocukta olduğu gibi özel yetenekli çocuklarını da kardeşiyle ya da bir başkasıyla kıyaslamamaları gerektiği de kaydedildi. Kılavuzda, "Onun ayrı bir birey olduğunu her zaman hatırlayın. Bu çocukların özelliklerini bilen, anlayışlı, çok yönlü gelişime önem veren, yaratıcı ve sürekli kendisini geliştiren bir sınıf öğretmeni bulmaya çalışın. Size eğitiminin her döneminde destek verebilecek, özel yetenekliler konusunda deneyimli ve kendini sürekli yenileyen bir uzman bulun. Ve en önemlisi böyle bir çocukla yaşamaktan zevk alın" önerileri de yer aldı. 

Velilere "aşırı gurur" uyarısı

Kılavuzda, özel yetenekli çocuğa sahip bazı ailelerde gereksiz bir gurur gelişebileceğinin altı çizilerek, "Anne baba olarak özel yetenekli bir çocuğa sahip olmak muhakkak iyi bir şeydir. Ancak aşırı gurur, çocuğun daha iyi yetişmesini engeller. Anne babada gelişen gurur, zamanla çocuğa da yansımaktadır. Üstünlük duygusu, aşağılık duygusu kadar zararlı olabilir" uyarısı yapıldı. 

Çocuğun zekası ve yeteneğini kullanabileceği, yaratıcılığını ortaya koyan, geliştiren oyun ve etkinlik malzemelerinin alınmasının önerildiği kılavuzda ayrıca, çocuğun fiziksel ve kültürel etkinliklere teşvik edilmesi gerektiği kaydedildi. 

Kılavuzda, "Çocuğun sorduğu sorulara kesin ve net cevaplar verilmeye çalışılmalıdır. Kaçamak, doğru olmayan cevaplardan kaçınılmalıdır. Çocuğunuzun zeka işlevleri ve yetenekleri bakımından normalden farklı olduğu için özel eğitime muhtaç olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun ruhsal ve duygusal özellikleri için bir uzmanla her zaman diyalog halinde bulunulmalıdır. Anne-babalar özel yetenekli çocuklarının gelişimlerini desteklemek için mutlaka kendilerini de yenilemeyi ve geliştirmeyi düşünmelidirler" denildi. 

Öğretmenlere öneriler

MEB tarafından hazırlanan "Özel Yetenekliler Aile Klavuzu"nda özel yetenekli olduğu düşünülen öğrencinin, öncelikle okul rehberlik servisine yoksa Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM) yönlendirmesi gerektiği de kaydedildi. 

Özel yetenekli olduğu zeka testleri ile belgelenen öğrencilerin ikinci plana itilmeden eğitilmeleri gerektiğine işaret edilirken, öğretmenlerin yapmaları gerekenler de özetle şöyle anlatıldı:

"Sınıftaki müfredatı uygularken, bu tür çocukların liderlik özelliklerini tatmin ederek taşkınlık yapmasına yahut büyüklük taslamasına engel olunmalıdır. Ailesiyle irtibata geçilmeli ve müfredattan ayrı olarak çocuğa, düzeyine uygun ek ödevler verilmelidir. Özel yetenekli çocuklar yazı yazmayı pek sevmediklerinden çok fazla yazı ödevi verilmemelidir. Çocuk asla diğer öğrencilerden soyutlanmamalıdır. Özel yetenekli çocukların sayılarla arası iyi olduğundan problem çözmeye yönelik ders veya ödev verilmeli. Ancak bunun dozunu çok hassas belirleyip fazla aşırısına kaçılmamalıdır. Ders müfredatına ek olarak, proje geliştirme gibi yaratıcılık ve zekayı öne çıkarıcı ve geliştirici çalışmalar bütün sınıf düzeyinde yaptırılmalıdır. Öğretmen, kesinlikle çocuğun kendisine ve arkadaşlarına, sahip olduğu yetenekliliği öne çıkararak vurgulama yapmamalıdır. Kıyaslama ve eleştiri sınıf düzeyinde en aza indirilmeye çalışılmalıdır. Özel yetenekli çocuğu ön plana çıkaran çalışmalardan uzak durulmaya çalışılmalıdır. 'Sen, bu sınıfın en iyisisin', 'Sen, en iyisini yaparsın' şeklinde mükemmelliyetçiliğe yönelik ifadeler kullanmaktan kaçınılmalıdır. Çocuktan beklentiler, diğer arkadaşlarından istenilen düzeyden farklı oluşturulmamalıdır. Aksi takdirde çocuk kendini baskı altında hissedecek ve uyum bozuklukları baş gösterebilecektir."

> MEB, ‘Özel Yetenekliler Aile Klavuzu’ hazırladı

MEB, özel yetenekli çocuğa sahip ailelerin, çocuklarının yetenek ve potansiyelini geliştirmeleri ve eğitimlerine yardımcı olmaları amacıyla "Özel Yetenekliler Aile Klavuzu" hazırladı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel yetenekli çocuğa sahip ailelerin, çocuklarının yetenek ve potansiyelini geliştirmeleri ve eğitimlerine yardımcı olmaları amacıyla "Özel Yetenekliler Aile Klavuzu" hazırladı. 

Klavuzda, özel yetenekli çocukların erken dönemde rastlanan özellikleri, "bebeklikte olağandışı ataklık", "uzun dikkat süresi", "geniş hayal ve imgeleme gücü", "uykuya daha az ihtiyaç duyma", "enerjik olma", "gelişimsel dönüm noktalarında daha hızlı ilerleme", "keskin gözlem yapma", "aşırı merak duyma", "güçlü bellek", "erken ve olağan üstü dil gelişimi", "hızlı öğrenme yeteneği", "aşırı duyarlılık", "akıl yürütme ve problem çözme becerisi", "mükemmelliyetçilik", "sayılar, bulmacalar ve yap-bozlar ile oyun becerisini geliştirme", "kitaplara aşırı ilgi duyma", "soru sorma", "ilgi alanının oldukça geniş olması", "gelişmiş mizah duygusu", "eleştirel düşünebilme", "icatlar yapabilme", "aynı anda birkaç işi yapabilme, yoğunlaşabilme", "yaratıcılık" olarak sıralanırken, bu özelliklerinin tümünün özel yetenekli bir çocukta bulunma zorunluluğunun olmadığı vurgulandı. 

Özel yetenekli çocukların çevresine kolay uyum sağladığı, daha popüler oldukları ve ortalama çocuklardan daha mutlu oldukları şeklinde yanlış düşüncelerin, inanışların bulunduğunun anlatıldığı kılavuzda, "Oysa özel yetenekli çocuklar dışlanmışlık ve yalnızlık riskiyle karşılaşabildikleri kadar aynı zamanda bir yandan kibirli, küstah olarak algılanma, diğer taraftan düşük benlik saygıları nedeniyle düşük başarı elde etme riskiyle de karşı karşıyadırlar" ifadelerine yer verildi. Üstün yeteneğin gelişmesinin, uygun çevresel ortamın ve bu ortamda gerekli eğitimin sağlanması ile mümkün olduğu belirtildi. 

Yüksek farkındalık ve gözlem yetenekleri

Özel yetenekli çocukların yüksek farkındalık ve gözlem yetenekleri sayesinde her yaşta bir takım problemlerin net ve kesin şekilde farkında olduklarına işaret edilen kılavuzda, bu duyarlılıklarının onları aşırı düzeyde kaygı, üzüntü, korku gibi duygular yaşamasına neden olabildiği kaydedildi. Bu gruptaki çocukların zaman zaman "Düşmanlar buraya bomba atar mı? Atom bombası buraya atılırsa ne olur? Evimiz depreme dayanıklı mı? Alış veriş merkezinde kaybolursam beni kaçırırlarsa ne olur? Ben okuldayken sel olursa?" şeklinde sorular sorduğunun aktarıldığı kılavuzda, "Bu çocuklar çok erken yaşta dahi bu noktalardaki hassas tutumları yüzünden kendilerini olumsuz, üzgün ve çaresiz hissedebilirler. Bunun yanı sıra çocuk, aşırı duyarlı tepkiler gösterdiği durumları önemsemeyen kişiler tarafından uyumsuz olarak da değerlendirilebilir" vurgusu yapıldı. 

Kılavuzda, özel yetenekli çocuk sahibi anne-babalar için "iyi dinleyici olmak", "çocukların tepkilerine duyarlı davranmak", "gelişim alanlarının aynı hızda gelişmediğine dikkat etmek", "çocuklarının mükemmelliyetçilik eğilimleriyle başa çıkacak ipuçları", "harekete dayalı becerilerin geliştirilmesi" başlıklarında öneriler yer aldı. 

Bu öneriler arasındaki "Anne ve baba olarak, özel yetenekli çocuğa yapabileceğiniz en büyük yardım özel yetenekli çocuğun diğerlerinden farklı olmadığını kabul etmek olacaktır. Yalnız onlar çeşitli yönlerden daha şanslıdırlar. Özel yetenekli çocuklarda diğer çocuklara benzediklerinden nasıl diğer çocukların oynamalarına, üstlerini kirletmelerine, eğlenmelerine izin veriliyor, bunları hoş görüyorsak, aynı şeyleri özel yetenekliler için de hoş görmemiz gerekir. Yaşıtından ileri zeka düzeyinde diye 1-2 yaş büyüğünün davranışlarını beklemek doğru olmayacaktır" tavsiyesine yer verildi. 

MEB'in kılavuzunda, özel yetenekli çocukların anne ve babalarının yapması gerekenler, özetle şöyle anlatıldı:

"Çocuklarınızla birlikte etkinlikler yapın, potansiyellerini geliştirmek için fırsatlar oluşturun. Farklı problem çözme stratejileri geliştirmesini teşvik edin. Akıllarına ilk geleni söylemeleri yerine, onların düşünerek hareket etmelerine yardımcı olun. Etkili dinleyin. Beklentilerinizin baskısı altında bırakmayın. Kendisini tanımasına fırsat verin. Alternatifli düşünün. Onları, düşünceleri hakkında düşündürün. Yaptığı işi en güzeliyle yapmasına yardımcı olun. Çocuklarınızın düşünme becerilerini geliştirmek için doğru soru sorma, problem oluşturma konusunda onları yönlendirin. Yeni durumlara eski bilgileri uygulamayı öğretin. Çocuklarınıza bütün duyularını içeren verileri toplamaya yöneltin. Yaratıcı potansiyellerini harekete geçirin.

Çocuğun kendi değer yargılarını oluşturmasına yardım edin. Hobiler edinmesine ve bunları izlemeye teşvik edin.Ona boş zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Sizden daha iyi bildiği konularda ona saygı gösterin. Mizah duygusunu desteklemek için çocukla birlikte eğlenin ve gülün. Zaman zaman beraber projeler gerçekleştirin. Yaptığı etkinlikten hoşlandığınızı ve tıpkı onun gibi bu etkinliklere kafa yorduğunuzu ona gösterin."

Kılavuzda, ailelerin her çocukta olduğu gibi özel yetenekli çocuklarını da kardeşiyle ya da bir başkasıyla kıyaslamamaları gerektiği de kaydedildi. Kılavuzda, "Onun ayrı bir birey olduğunu her zaman hatırlayın. Bu çocukların özelliklerini bilen, anlayışlı, çok yönlü gelişime önem veren, yaratıcı ve sürekli kendisini geliştiren bir sınıf öğretmeni bulmaya çalışın. Size eğitiminin her döneminde destek verebilecek, özel yetenekliler konusunda deneyimli ve kendini sürekli yenileyen bir uzman bulun. Ve en önemlisi böyle bir çocukla yaşamaktan zevk alın" önerileri de yer aldı. 

Velilere "aşırı gurur" uyarısı

Kılavuzda, özel yetenekli çocuğa sahip bazı ailelerde gereksiz bir gurur gelişebileceğinin altı çizilerek, "Anne baba olarak özel yetenekli bir çocuğa sahip olmak muhakkak iyi bir şeydir. Ancak aşırı gurur, çocuğun daha iyi yetişmesini engeller. Anne babada gelişen gurur, zamanla çocuğa da yansımaktadır. Üstünlük duygusu, aşağılık duygusu kadar zararlı olabilir" uyarısı yapıldı. 

Çocuğun zekası ve yeteneğini kullanabileceği, yaratıcılığını ortaya koyan, geliştiren oyun ve etkinlik malzemelerinin alınmasının önerildiği kılavuzda ayrıca, çocuğun fiziksel ve kültürel etkinliklere teşvik edilmesi gerektiği kaydedildi. 

Kılavuzda, "Çocuğun sorduğu sorulara kesin ve net cevaplar verilmeye çalışılmalıdır. Kaçamak, doğru olmayan cevaplardan kaçınılmalıdır. Çocuğunuzun zeka işlevleri ve yetenekleri bakımından normalden farklı olduğu için özel eğitime muhtaç olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun ruhsal ve duygusal özellikleri için bir uzmanla her zaman diyalog halinde bulunulmalıdır. Anne-babalar özel yetenekli çocuklarının gelişimlerini desteklemek için mutlaka kendilerini de yenilemeyi ve geliştirmeyi düşünmelidirler" denildi. 

Öğretmenlere öneriler

MEB tarafından hazırlanan "Özel Yetenekliler Aile Klavuzu"nda özel yetenekli olduğu düşünülen öğrencinin, öncelikle okul rehberlik servisine yoksa Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM) yönlendirmesi gerektiği de kaydedildi. 

Özel yetenekli olduğu zeka testleri ile belgelenen öğrencilerin ikinci plana itilmeden eğitilmeleri gerektiğine işaret edilirken, öğretmenlerin yapmaları gerekenler de özetle şöyle anlatıldı:

"Sınıftaki müfredatı uygularken, bu tür çocukların liderlik özelliklerini tatmin ederek taşkınlık yapmasına yahut büyüklük taslamasına engel olunmalıdır. Ailesiyle irtibata geçilmeli ve müfredattan ayrı olarak çocuğa, düzeyine uygun ek ödevler verilmelidir. Özel yetenekli çocuklar yazı yazmayı pek sevmediklerinden çok fazla yazı ödevi verilmemelidir. Çocuk asla diğer öğrencilerden soyutlanmamalıdır. Özel yetenekli çocukların sayılarla arası iyi olduğundan problem çözmeye yönelik ders veya ödev verilmeli. Ancak bunun dozunu çok hassas belirleyip fazla aşırısına kaçılmamalıdır. Ders müfredatına ek olarak, proje geliştirme gibi yaratıcılık ve zekayı öne çıkarıcı ve geliştirici çalışmalar bütün sınıf düzeyinde yaptırılmalıdır. Öğretmen, kesinlikle çocuğun kendisine ve arkadaşlarına, sahip olduğu yetenekliliği öne çıkararak vurgulama yapmamalıdır. Kıyaslama ve eleştiri sınıf düzeyinde en aza indirilmeye çalışılmalıdır. Özel yetenekli çocuğu ön plana çıkaran çalışmalardan uzak durulmaya çalışılmalıdır. 'Sen, bu sınıfın en iyisisin', 'Sen, en iyisini yaparsın' şeklinde mükemmelliyetçiliğe yönelik ifadeler kullanmaktan kaçınılmalıdır. Çocuktan beklentiler, diğer arkadaşlarından istenilen düzeyden farklı oluşturulmamalıdır. Aksi takdirde çocuk kendini baskı altında hissedecek ve uyum bozuklukları baş gösterebilecektir."

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Haziran 2014 11:20

Gösterim: 1607


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.