Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İTÜ Çekirdek, UBI Global endeksi tarafından Avrupa’nın en iyi 8., dünyanın ise en iyi 18. kuluçka merkezi seçildi. İTÜ Çekirdek, böylece Türkiye’den endekse girmeye hak kazanan ilk kuluçka merkezi oldu.
İTÜ Çekirdek, dünyadaki lider üniversitelerin girişimcilik kuluçka merkezlerini karşılaştıran ve sıralayan uluslararası UBI Global endeksi tarafından Avrupa’nın en iyi 8., dünyanın ise en iyi 18. kuluçka merkezi seçildi. Endeksin üst sıralarında yer alan İTÜ Çekirdek, Avrupa’dan 117, dünyadan 220 kuluçka merkezinin bağımsız uzmanlarca değerlendirilmesi sonucunda Türkiye’den endekse girmeye hak kazanan ilk kuluçka merkezi oldu.
İTU ARI Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan, İTÜ Çekirdek’in artık bir kuluçka merkezi olmanın da ötesine işler yaptığının altını çizerken, elde edilen başarıyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “İTÜ ARI Teknokent bünyesinde 2012 yılında faaliyete geçen İTÜ Çekirdek, üç yılda girişimcilere 7 milyon TL’yi aşkın katkı sağladı. İTÜ Çekirdek ticarileştirilebilir bir teknoloji fikri ya da girişim projesi olan her yaştan girişimcilere açık. Öte yandan otomotiv, bulut bilişim gibi büyük potansiyele sahip sektörlere yönelik özel kategoriler açarak da genç zihinlerin katkılarını öncelikli sektörlere yönlendiriyoruz. İstanbul Sanayi Odası, Otomotiv İhracatçıları Birliği, IBM, Microsoft ve Elginkan Vakfı gibi 40’ı aşkın ulusal ve uluslararası stratejik paydaşımızla, İstanbul’u ‘dünya girişimcilik haritasına’ koymaya çalışıyoruz. İTÜ Çekirdek’in UBI Global tarafından hem Avrupa’nın hem de dünyanın en iyi kuluçka merkezlerinden biri olarak gösterilmesi, doğru yola olduğumuzun en güzel kanıtı.”
İTU ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç.Dr. Deniz Tunçalp ise İTÜ Çekirdek sürecinde girişimcilerin 11 hafta ve 150 saati kapsayan iş modeli geliştirme kampına girdiğini ve 150’yi aşkın gönüllü mentordan günlerce teke tek danışmanlık aldığını belirterek, uluslararası arenada bu büyük başarıya imza atmalarına yol açan sistem hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyanın lider üniversitelerinde ve girişimcilik merkezlerinde kullanılan iş modeli yöntem ve içeriklerinin yerel koşul ve ihtiyaçlara uyumlandırdığımız bize özel bir şeklini kullanıyor ve bunu sürekli geliştiriyoruz. İTÜ Çekirdek’e kabul edilen girişimciler ön kuluçka merkezimizde ortak ofis ve laboratuvar imkanlarından faydalanırken eşzamanlı olarak Hızlandırma Programı kapsamındaki eğitim ve mentorluklarla projelerini geliştiriyor. Böylelikle ticari hayata uygulanabilir teknoloji tabanlı projeler İTÜ Çekirdek’te büyüme imkanı buluyor. Bu yılın sadece ilk 9 ayında tüm Türkiye’den 3.900’den fazla başvuruyu değerlendirip, en iyi 260’ını belirli aşamalara kadar eğitip destekleme imkanımız oldu. Bunların en iyi 20’si de 14 Kasım’da İTÜ Ayazağa Kampüsü'nde düzenlediğimiz Big Bang etkinliğinde yatırımcılarla ve diğer girişimcilerle buluşarak geleceğin çığır açıcı şirketleri olma adına ilk adımı attı.”
İyi kuluçka merkezlerinden uzun soluklu girişimciler çıkıyor
UBI Global’in değerlendirme süreci, dünyanın dört bir yanından kuluçka merkezlerini geliştirmeyi, en iyileri belirlemeyi ve aralarında iş ağını geliştirmeyi hedefliyor. Değerlendirme sonucunun açıklandığı etkinlikler kapsamında dünyanın dört bir yanından kuluçka merkezi yöneticileri sunumlar, örnek hikayeler ve analizlerle küresel girişimcilik ekosisteminin gelişimine destek oluyor.
UBI Global değerlendirmesi ayrıca ilginç verileri de içeriyor. Başvuruda bulunan kuluçka merkezler içerisinde önde gelen sektör yüzde 35 oranında bilişim teknolojileri olarak dikkat çekiyor. En başarılı kuluçka merkezilerinden çıkan girişimlerin “hayatta kalarak” işe devam etme oranı, ortalama kuluçka merkezlerinden çıkan girişimlere göre yaklaşık yüzde 20 daha fazla. En başarılı kuluçka merkezleri, bünyelerinde bulunan girişimcilerin en az yüzde 81’ine kaynak sağlayabiliyor. Ortalama kuluçka merkezlerinde ise bu oran ancak yüzde 48’te kalıyor.
İTÜ Çekirdek Süreci
İTÜ Çekirdek ön kuluçka aşamasına kabul edilen girişimciler İTÜ Çekirdek’in tüm imkanlarından bir sene boyunca ücretsiz yararlanabiliyor. Bu süre sonunda en başarılı projeler İTÜ Big Bang adı verilen ödül etkinliğinde jüri karşısında çıkıyor ve seçilen girişimciler ödül parasını paylaşıyor. Girişimcilere şu ana kadar 7 milyon TL’yi aşan katkı sağlayan İTÜ Çekirdek içerisinde 3 senede toplam 23 firma kuruldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İTÜ Çekirdek, UBI Global endeksi tarafından Avrupa’nın en iyi 8., dünyanın ise en iyi 18. kuluçka merkezi seçildi. İTÜ Çekirdek, böylece Türkiye’den endekse girmeye hak kazanan ilk kuluçka merkezi oldu.
İTÜ Çekirdek, dünyadaki lider üniversitelerin girişimcilik kuluçka merkezlerini karşılaştıran ve sıralayan uluslararası UBI Global endeksi tarafından Avrupa’nın en iyi 8., dünyanın ise en iyi 18. kuluçka merkezi seçildi. Endeksin üst sıralarında yer alan İTÜ Çekirdek, Avrupa’dan 117, dünyadan 220 kuluçka merkezinin bağımsız uzmanlarca değerlendirilmesi sonucunda Türkiye’den endekse girmeye hak kazanan ilk kuluçka merkezi oldu.
İTU ARI Teknokent Genel Müdürü Kenan Çolpan, İTÜ Çekirdek’in artık bir kuluçka merkezi olmanın da ötesine işler yaptığının altını çizerken, elde edilen başarıyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “İTÜ ARI Teknokent bünyesinde 2012 yılında faaliyete geçen İTÜ Çekirdek, üç yılda girişimcilere 7 milyon TL’yi aşkın katkı sağladı. İTÜ Çekirdek ticarileştirilebilir bir teknoloji fikri ya da girişim projesi olan her yaştan girişimcilere açık. Öte yandan otomotiv, bulut bilişim gibi büyük potansiyele sahip sektörlere yönelik özel kategoriler açarak da genç zihinlerin katkılarını öncelikli sektörlere yönlendiriyoruz. İstanbul Sanayi Odası, Otomotiv İhracatçıları Birliği, IBM, Microsoft ve Elginkan Vakfı gibi 40’ı aşkın ulusal ve uluslararası stratejik paydaşımızla, İstanbul’u ‘dünya girişimcilik haritasına’ koymaya çalışıyoruz. İTÜ Çekirdek’in UBI Global tarafından hem Avrupa’nın hem de dünyanın en iyi kuluçka merkezlerinden biri olarak gösterilmesi, doğru yola olduğumuzun en güzel kanıtı.”
İTU ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç.Dr. Deniz Tunçalp ise İTÜ Çekirdek sürecinde girişimcilerin 11 hafta ve 150 saati kapsayan iş modeli geliştirme kampına girdiğini ve 150’yi aşkın gönüllü mentordan günlerce teke tek danışmanlık aldığını belirterek, uluslararası arenada bu büyük başarıya imza atmalarına yol açan sistem hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyanın lider üniversitelerinde ve girişimcilik merkezlerinde kullanılan iş modeli yöntem ve içeriklerinin yerel koşul ve ihtiyaçlara uyumlandırdığımız bize özel bir şeklini kullanıyor ve bunu sürekli geliştiriyoruz. İTÜ Çekirdek’e kabul edilen girişimciler ön kuluçka merkezimizde ortak ofis ve laboratuvar imkanlarından faydalanırken eşzamanlı olarak Hızlandırma Programı kapsamındaki eğitim ve mentorluklarla projelerini geliştiriyor. Böylelikle ticari hayata uygulanabilir teknoloji tabanlı projeler İTÜ Çekirdek’te büyüme imkanı buluyor. Bu yılın sadece ilk 9 ayında tüm Türkiye’den 3.900’den fazla başvuruyu değerlendirip, en iyi 260’ını belirli aşamalara kadar eğitip destekleme imkanımız oldu. Bunların en iyi 20’si de 14 Kasım’da İTÜ Ayazağa Kampüsü'nde düzenlediğimiz Big Bang etkinliğinde yatırımcılarla ve diğer girişimcilerle buluşarak geleceğin çığır açıcı şirketleri olma adına ilk adımı attı.”
İyi kuluçka merkezlerinden uzun soluklu girişimciler çıkıyor
UBI Global’in değerlendirme süreci, dünyanın dört bir yanından kuluçka merkezlerini geliştirmeyi, en iyileri belirlemeyi ve aralarında iş ağını geliştirmeyi hedefliyor. Değerlendirme sonucunun açıklandığı etkinlikler kapsamında dünyanın dört bir yanından kuluçka merkezi yöneticileri sunumlar, örnek hikayeler ve analizlerle küresel girişimcilik ekosisteminin gelişimine destek oluyor.
UBI Global değerlendirmesi ayrıca ilginç verileri de içeriyor. Başvuruda bulunan kuluçka merkezler içerisinde önde gelen sektör yüzde 35 oranında bilişim teknolojileri olarak dikkat çekiyor. En başarılı kuluçka merkezilerinden çıkan girişimlerin “hayatta kalarak” işe devam etme oranı, ortalama kuluçka merkezlerinden çıkan girişimlere göre yaklaşık yüzde 20 daha fazla. En başarılı kuluçka merkezleri, bünyelerinde bulunan girişimcilerin en az yüzde 81’ine kaynak sağlayabiliyor. Ortalama kuluçka merkezlerinde ise bu oran ancak yüzde 48’te kalıyor.
İTÜ Çekirdek Süreci
İTÜ Çekirdek ön kuluçka aşamasına kabul edilen girişimciler İTÜ Çekirdek’in tüm imkanlarından bir sene boyunca ücretsiz yararlanabiliyor. Bu süre sonunda en başarılı projeler İTÜ Big Bang adı verilen ödül etkinliğinde jüri karşısında çıkıyor ve seçilen girişimciler ödül parasını paylaşıyor. Girişimcilere şu ana kadar 7 milyon TL’yi aşan katkı sağlayan İTÜ Çekirdek içerisinde 3 senede toplam 23 firma kuruldu.
Son Güncelleme: Cuma, 27 Kasım 2015 12:38
Gösterim: 1679
Türk Eğitim Derneği’nin eğitim alanındaki 87 yıllık birikimlerini örnek almış bir üniversite olarak ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda var olan eksikliklerin bilincinde olduklarını belirten TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Olkun, bu bilinç ile toplumun gelişimi ve değişiminde bireysel sorumluluk alan ve farklılık yaratma kültürüne sahip örnek öğretmenler yetiştirmeyi hedeflediklerini söylüyor.
TEDÜ Eğitim Fakültesi, öğrencilerinin daha olgun ve daha bilgili bir seçim yapabilmeleri için ortak programa öğrenci alıyor ve öğrenciler hazırlık sınıfı ile birlikte 2 yıl sonra meslek seçimi yapma olanağına kavuşuyor. Maliyeti göze alarak bir sınıfta en fazla 30 öğrencinin bulunmasını sağladıklarını söyleyen Prof. Dr. Sinan Olkun, “Böylece azaltılmış sınıf mevcutları ile hem öğrencilerin aktif öğrenme yapabilme şansını hem de öğretim üyesi öğrenci diyaloğu şansını artırıyoruz. TEDÜ Eğitim Fakültesi mesleğini seven, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, özgüveni yüksek aynı zamanda donanımlı öğretmen adayları yetiştirmektedir. Bu konuda ileri ülkelerle yarıştığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz” diyor.
TEDÜ Eğitim Fakültesi hakkında bilgi alabilir miyiz? Fakültenizdeki öğrenci ve öğretim üyesi sayısı ne kadar?
TED Üniversitesi, 7 Temmuz, 2009 tarihinde Türk Eğitim Derneği tarafından kurulan, Türk Eğitim Derneği Yükseköğrenim Vakfı’na (TEDYÜV) bağlı bir üniversitedir. 2012-2013 akademik yılında alınan 320 öğrencisi ile eğitime başlamıştır. TED Üniversitesi’nde eğitim dili İngilizce’dir. Eğitim Fakültesi 2015 Ekim ayı itibariyle 12’si tam zamanlı, 12’si yarım zamanlı olmak üzere toplam 24 öğretim üyesiyle ve 4 programda okuyan toplam 355 öğrenci ile eğitim öğretim faaliyetini sürdürmektedir.
Fakülteniz bünyesinde hangi bölümler yer alıyor ve bu bölümler içinde en çok hangi bölümünüz rağbet görüyor?
Eğitim Fakültemizde 3 bölüm ve bunlara bağlı 4 lisans programı bulunmaktadır. İlköğretim Bölümü’nde Okul Öncesi Öğretmenliği ve Sınıf Öğretmenliği programları, Eğitim Bilimleri Bölümü’nde Psikolojik Danışma ve Rehberlik programı, Yabancı Dilleri Eğitimi Bölümü’nde ise İngiliz Dili Eğitimi lisans programı bulunmaktadır. Bütün programlarımıza ait kontenjanlar her yıl dolmaktadır.
TED Üniversitesi olarak eğitim fakültenizi nasıl yapılandırıyorsunuz?
Üniversitemiz genelinde olduğu gibi Eğitim Fakültesi’nde de öğrenciler ilk yıl ortak programa kayıt olurlar. İlk yıl genel kültür ve sanat derslerinin yanı sıra seçecekleri program ile ilgili meslek alanlarını tanımaları için mesleki giriş dersleri alırlar https://edmedicom.com. Eğitim alanına giriş derslerinde çeşitli eğitim kurumlarına yapılan gezi ve gözlem ziyaretleri ile seçecekleri meslekleri doğal koşullarında tanıma olanağı bulurlar. Hazırlık ve bir yıllık ortak eğitimden sonra istedikleri lisans programında öğrenimlerine devam ederler. Başka hiç bir eğitim fakültesinde olmayan bu olanak sayesinde öğrenciler meslek seçimlerini daha olgun ve bilinçli bir şekilde yapma olanağı bulurlar.
TÜM DERSLER %100 İNGİLİZCE SUNULUYOR
Geleceğin öğretmenlerini hazırlarken hangi modelleri uyguluyorsunuz ve onlara hangi olanakları sunuyorsunuz?
TED Üniversitesi öğrencilerini bir dünya vatandaşı olarak yetiştirmek istemektedir. Bu nedenle yoğun ve oldukça kaliteli bir İngilizce hazırlık programından sonra 4 yıllık programdaki tüm dersleri %100 İngilizce sunar. Öğrencilerinin bir yandan güncel ve nitelikli kaynaklardan yararlanarak eğitim almasını sağlarken diğer yandan onlara İngilizce mesleki-bilimsel terminolojiyi de öğrenme olanağı sunmaktadır. Böylece mesleğini dünyanın her yerinde yapabilecek eğitimciler yetiştirmeyi hedeflemektedir.
İngilizce hazırlık okunması ve derslerin İngilizce yapılması sayesinde öğrencilerin ERASMUS değişim programlarında daha çok ve daha nitelikli seçenekler bulabilmesi söz konusu olmaktadır. Böylece mezunlarımız, akademik patikayı takip etmeleri durumunda gerek yabancı dilleri gerekse bilimsel-kuramsal altyapıları açısından başkalarından daha avantajlı durumda olacaklardır. TED Üniversitesi genel olarak bir programda okuyan öğrencilerin başka programlardan da ders alabilmelerini ve kendilerini çok yönlü geliştirebilmelerini önemsemektedir. Bu nedenle çift anadal, yandal ve ekdal gibi diplomaya dönük olanakların yanında serbest seçmeli dersler yoluyla öğrencinin farklı disiplinlerin bilgi ve yöntemlerini kullanarak kendilerini geliştirebilmeleri olanağını sunmaktadır.
Öğrencilerinize sunduğunuz staj imkanlarından bahsedebilir misiniz?
TEDÜ Eğitim Fakültesi, eğitimin hem bilim hem de sanat olduğu inancıyla öğrencilerinin kuram ve uygulamayı bir arada alarak yetişmelerini hedeflemektedir. Beceriye dayalı mesleklerin yaparak, yaşayarak öğrenilebilindiğinin bilinciyle öğrencilerine birbirinden çok farklı ortamları olan kamu ve özel okullarda uygulama yapma olanağı sunmaktadır. Ayrıca bu uygulamaların saatleri de artırılmış olup öğrencinin meslek yaşamına diğerlerinden birkaç adım önde başlaması hedeflenmiştir.
EĞİTİMDE TEKNOLOJİDEN FAYDALANIYORUZ
Öğrencilerinizin teknoloji konusundaki gelişimlerine katkı sağlamak için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
TED Üniversitesi genel olarak derslerin sınıf-laboratuvar kullanılarak yapılmasını hedeflemektedir. Örneğin; öğrencilerimiz matematiği sadece tahtada ders anlatan bir öğretmenden değil, somut araçları, videoları, resimleri, çizimleri ve bilgisayar yazılımlarını kullanarak da öğrenmektedirler. Böylece öğrenciler, anlamayı kolaylaştıran, anlamı zenginleştiren ders araç ve gereçleri ile güncel teknolojileri de kullanma olanağı bulmaktadırlar.
Ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştiremediğimiz şeklinde eleştiriler var. Nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda sizin yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Türk Eğitim Derneği’nin eğitim alanındaki 87 yıllık birikimini örnek almış bir üniversite olarak ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda var olan eksikliklerin bilincindeyiz. Bu bilinç ile TEDÜ Eğitim Fakültesi’nde toplumun gelişimi ve değişiminde bireysel sorumluluk alan ve farklılık yaratma kültürüne sahip örnek öğretmenler yetiştirmeyi hedeflemektedir. TEDÜ Eğitim Fakültesi, öncelikle öğrencilerinin daha olgun ve daha bilgili bir seçim yapabilmeleri için ortak programa öğrenci almakta ve öğrenciler hazırlık sınıfı ile birlikte 2 yıl sonra meslek seçimi yapma olanağına kavuşmaktadır. Maliyeti göze alarak bir sınıfta en fazla 30 öğrenci bulunmasını sağlanmaktadır. Böylece azaltılmış sınıf mevcutları ile hem öğrencilerin aktif öğrenme yapabilme şansını hem de öğretim üyesi öğrenci diyaloğu şansını arttırıyoruz. TEDÜ Eğitim Fakültesi mesleğini seven, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, özgüveni yüksek aynı zamanda donanımlı öğretmen adayları yetiştirmektedir. Bu konuda ileri ülkelerle yarıştığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
MESLEĞİNİ HEM BİLEN HEM DE SEVEN ÖĞRETMENLER İSTENİYOR
TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi bireyin ilgi ve ihtiyaçları ile toplumun beklentileri arasında bir denge kurmayı hedeflemektedir. Bu anlamda, eğitim kurumlarının beklentilerini karşılamak toplumsal yararın artırılması amacına hizmet etmektedir. Eğitim kurumlarının öncelikle mesleğini hem bilen hem de seven öğretmenler istediklerini biliyoruz. Bu nedenle bir yandan öğrencilerimizin eğitimci niteliklerini geliştirirken aynı zamanda onların meslek motivasyonlarını da artırmaya çalışıyoruz. Bilinçli bir meslek seçimi yapabilmenin bunda çok büyük bir payı olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimizin hiçbir kısıtlama olmadan ve sadece kendi ilgi, ihtiyaç, yetenek ve beklentileri ile mesleğin güncel gerçeklerini dikkate alarak kendileri için en uygun tercihi yapabilmelerini sağlıyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Türk Eğitim Derneği’nin eğitim alanındaki 87 yıllık birikimlerini örnek almış bir üniversite olarak ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda var olan eksikliklerin bilincinde olduklarını belirten TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Olkun, bu bilinç ile toplumun gelişimi ve değişiminde bireysel sorumluluk alan ve farklılık yaratma kültürüne sahip örnek öğretmenler yetiştirmeyi hedeflediklerini söylüyor.
TEDÜ Eğitim Fakültesi, öğrencilerinin daha olgun ve daha bilgili bir seçim yapabilmeleri için ortak programa öğrenci alıyor ve öğrenciler hazırlık sınıfı ile birlikte 2 yıl sonra meslek seçimi yapma olanağına kavuşuyor. Maliyeti göze alarak bir sınıfta en fazla 30 öğrencinin bulunmasını sağladıklarını söyleyen Prof. Dr. Sinan Olkun, “Böylece azaltılmış sınıf mevcutları ile hem öğrencilerin aktif öğrenme yapabilme şansını hem de öğretim üyesi öğrenci diyaloğu şansını artırıyoruz. TEDÜ Eğitim Fakültesi mesleğini seven, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, özgüveni yüksek aynı zamanda donanımlı öğretmen adayları yetiştirmektedir. Bu konuda ileri ülkelerle yarıştığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz” diyor.
TEDÜ Eğitim Fakültesi hakkında bilgi alabilir miyiz? Fakültenizdeki öğrenci ve öğretim üyesi sayısı ne kadar?
TED Üniversitesi, 7 Temmuz, 2009 tarihinde Türk Eğitim Derneği tarafından kurulan, Türk Eğitim Derneği Yükseköğrenim Vakfı’na (TEDYÜV) bağlı bir üniversitedir. 2012-2013 akademik yılında alınan 320 öğrencisi ile eğitime başlamıştır. TED Üniversitesi’nde eğitim dili İngilizce’dir. Eğitim Fakültesi 2015 Ekim ayı itibariyle 12’si tam zamanlı, 12’si yarım zamanlı olmak üzere toplam 24 öğretim üyesiyle ve 4 programda okuyan toplam 355 öğrenci ile eğitim öğretim faaliyetini sürdürmektedir.
Fakülteniz bünyesinde hangi bölümler yer alıyor ve bu bölümler içinde en çok hangi bölümünüz rağbet görüyor?
Eğitim Fakültemizde 3 bölüm ve bunlara bağlı 4 lisans programı bulunmaktadır. İlköğretim Bölümü’nde Okul Öncesi Öğretmenliği ve Sınıf Öğretmenliği programları, Eğitim Bilimleri Bölümü’nde Psikolojik Danışma ve Rehberlik programı, Yabancı Dilleri Eğitimi Bölümü’nde ise İngiliz Dili Eğitimi lisans programı bulunmaktadır. Bütün programlarımıza ait kontenjanlar her yıl dolmaktadır.
TED Üniversitesi olarak eğitim fakültenizi nasıl yapılandırıyorsunuz?
Üniversitemiz genelinde olduğu gibi Eğitim Fakültesi’nde de öğrenciler ilk yıl ortak programa kayıt olurlar. İlk yıl genel kültür ve sanat derslerinin yanı sıra seçecekleri program ile ilgili meslek alanlarını tanımaları için mesleki giriş dersleri alırlar https://edmedicom.com. Eğitim alanına giriş derslerinde çeşitli eğitim kurumlarına yapılan gezi ve gözlem ziyaretleri ile seçecekleri meslekleri doğal koşullarında tanıma olanağı bulurlar. Hazırlık ve bir yıllık ortak eğitimden sonra istedikleri lisans programında öğrenimlerine devam ederler. Başka hiç bir eğitim fakültesinde olmayan bu olanak sayesinde öğrenciler meslek seçimlerini daha olgun ve bilinçli bir şekilde yapma olanağı bulurlar.
TÜM DERSLER %100 İNGİLİZCE SUNULUYOR
Geleceğin öğretmenlerini hazırlarken hangi modelleri uyguluyorsunuz ve onlara hangi olanakları sunuyorsunuz?
TED Üniversitesi öğrencilerini bir dünya vatandaşı olarak yetiştirmek istemektedir. Bu nedenle yoğun ve oldukça kaliteli bir İngilizce hazırlık programından sonra 4 yıllık programdaki tüm dersleri %100 İngilizce sunar. Öğrencilerinin bir yandan güncel ve nitelikli kaynaklardan yararlanarak eğitim almasını sağlarken diğer yandan onlara İngilizce mesleki-bilimsel terminolojiyi de öğrenme olanağı sunmaktadır. Böylece mesleğini dünyanın her yerinde yapabilecek eğitimciler yetiştirmeyi hedeflemektedir.
İngilizce hazırlık okunması ve derslerin İngilizce yapılması sayesinde öğrencilerin ERASMUS değişim programlarında daha çok ve daha nitelikli seçenekler bulabilmesi söz konusu olmaktadır. Böylece mezunlarımız, akademik patikayı takip etmeleri durumunda gerek yabancı dilleri gerekse bilimsel-kuramsal altyapıları açısından başkalarından daha avantajlı durumda olacaklardır. TED Üniversitesi genel olarak bir programda okuyan öğrencilerin başka programlardan da ders alabilmelerini ve kendilerini çok yönlü geliştirebilmelerini önemsemektedir. Bu nedenle çift anadal, yandal ve ekdal gibi diplomaya dönük olanakların yanında serbest seçmeli dersler yoluyla öğrencinin farklı disiplinlerin bilgi ve yöntemlerini kullanarak kendilerini geliştirebilmeleri olanağını sunmaktadır.
Öğrencilerinize sunduğunuz staj imkanlarından bahsedebilir misiniz?
TEDÜ Eğitim Fakültesi, eğitimin hem bilim hem de sanat olduğu inancıyla öğrencilerinin kuram ve uygulamayı bir arada alarak yetişmelerini hedeflemektedir. Beceriye dayalı mesleklerin yaparak, yaşayarak öğrenilebilindiğinin bilinciyle öğrencilerine birbirinden çok farklı ortamları olan kamu ve özel okullarda uygulama yapma olanağı sunmaktadır. Ayrıca bu uygulamaların saatleri de artırılmış olup öğrencinin meslek yaşamına diğerlerinden birkaç adım önde başlaması hedeflenmiştir.
EĞİTİMDE TEKNOLOJİDEN FAYDALANIYORUZ
Öğrencilerinizin teknoloji konusundaki gelişimlerine katkı sağlamak için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
TED Üniversitesi genel olarak derslerin sınıf-laboratuvar kullanılarak yapılmasını hedeflemektedir. Örneğin; öğrencilerimiz matematiği sadece tahtada ders anlatan bir öğretmenden değil, somut araçları, videoları, resimleri, çizimleri ve bilgisayar yazılımlarını kullanarak da öğrenmektedirler. Böylece öğrenciler, anlamayı kolaylaştıran, anlamı zenginleştiren ders araç ve gereçleri ile güncel teknolojileri de kullanma olanağı bulmaktadırlar.
Ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştiremediğimiz şeklinde eleştiriler var. Nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda sizin yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Türk Eğitim Derneği’nin eğitim alanındaki 87 yıllık birikimini örnek almış bir üniversite olarak ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda var olan eksikliklerin bilincindeyiz. Bu bilinç ile TEDÜ Eğitim Fakültesi’nde toplumun gelişimi ve değişiminde bireysel sorumluluk alan ve farklılık yaratma kültürüne sahip örnek öğretmenler yetiştirmeyi hedeflemektedir. TEDÜ Eğitim Fakültesi, öncelikle öğrencilerinin daha olgun ve daha bilgili bir seçim yapabilmeleri için ortak programa öğrenci almakta ve öğrenciler hazırlık sınıfı ile birlikte 2 yıl sonra meslek seçimi yapma olanağına kavuşmaktadır. Maliyeti göze alarak bir sınıfta en fazla 30 öğrenci bulunmasını sağlanmaktadır. Böylece azaltılmış sınıf mevcutları ile hem öğrencilerin aktif öğrenme yapabilme şansını hem de öğretim üyesi öğrenci diyaloğu şansını arttırıyoruz. TEDÜ Eğitim Fakültesi mesleğini seven, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş, özgüveni yüksek aynı zamanda donanımlı öğretmen adayları yetiştirmektedir. Bu konuda ileri ülkelerle yarıştığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
MESLEĞİNİ HEM BİLEN HEM DE SEVEN ÖĞRETMENLER İSTENİYOR
TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi bireyin ilgi ve ihtiyaçları ile toplumun beklentileri arasında bir denge kurmayı hedeflemektedir. Bu anlamda, eğitim kurumlarının beklentilerini karşılamak toplumsal yararın artırılması amacına hizmet etmektedir. Eğitim kurumlarının öncelikle mesleğini hem bilen hem de seven öğretmenler istediklerini biliyoruz. Bu nedenle bir yandan öğrencilerimizin eğitimci niteliklerini geliştirirken aynı zamanda onların meslek motivasyonlarını da artırmaya çalışıyoruz. Bilinçli bir meslek seçimi yapabilmenin bunda çok büyük bir payı olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimizin hiçbir kısıtlama olmadan ve sadece kendi ilgi, ihtiyaç, yetenek ve beklentileri ile mesleğin güncel gerçeklerini dikkate alarak kendileri için en uygun tercihi yapabilmelerini sağlıyoruz.
Son Güncelleme: Cuma, 27 Kasım 2015 12:28
Gösterim: 2667
British Council'ın yeni raporu Türkiye'de yükseköğretimde İngilizce'nin durumunu mercek altına aldı. Rapor, Türkiye'nin dil eğitim sistemiyle ilgili birtakım temel sorunlarını tespit etmenin yanı sıra, üniversitelerde sürdürülen ve yükseköğretim düzeyinde İngilizce eğitim kalitesini iyileştirme yönündeki kararlılığın göstergesi olan pek çok iyi girişimi de konu alıyor.
"Türkiye'de Yükseköğretim Sektöründe İngilizce Dil Eğitimi" raporu, yükseköğretim alanında Türkiye ve İngiltere'nin önde gelen temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda açıklandı. Üniversitelerde İngilizce öğretimi hakkında bugüne dek gerçekleştirilmiş en kapsamlı çalışma olan rapor, yükseköğretimde "İngilizce" kalitesinin iyileştirilmesi ihtiyacının bulunduğunu ortaya çıkardı.
British Council, "Türkiye'de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce - Bir Durum Analizi" başlıklı çalışmasının lansman toplantısını Ankara'da Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Richard Moore, British Council Bölge Direktörü Andy Williams, British Council İngilizce ve Eğitim Direktörü Julian Parry, British Council İngilizce Direktörü Ayşen Güven ve Türkiye ile Birleşik Krallık yükseköğretim sektörlerinden 200 liderin katılımıyla gerçekleştirdi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç toplantının açılışında yaptığı konuşmada, "Ağustos 2015 tarihi itibari ile yükseköğretim kurumu sayımız 193‘e ulaşmış ve öğrenci sayımız da altı milyonu aşmış, bu öğrenci sayımız ile Avrupa Yükseköğretim Alanındaki en yüksek öğrenci sayısına sahip ülke konumuna gelinmiştir. Yükseköğretim sistemimizdeki bu istikametteki büyüme sürecinin bundan sonraki aşaması keyfiyet itibariyle, nitelik ve kalite bakımından da büyümesidir. Yükseköğretim Kurulu olarak nitelik ve kalite odaklı büyüme politikamızın önceliklerinin arasında tamamen ve/veya kısmen İngilizce olarak eğitim – öğretim faaliyetlerinde bulunan üniversitelerimizin ve bu üniversitelerimizin ilgili programlarında özellikle lisans eğitiminde bulunan öğrencilerimizin almış oldukları eğitimin, ilgili programın sonunda kazanılması gereken mezun yeterlilikleri açısından değerlendirilmesi de yer almaktadır. İngilizce eğitim-öğretim faaliyetinde bulunulan programlar, mezunlarının küresel istihdam ortamının gereksinimi olan dil yetkinlikleri açısından istenilen yetkinliklerin kazandırılmasına katkıda bulunurken, kendi alanının gerektirdiği mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklerin kazandırılması konusunun değerlendirilmesinin de çok daha önemli olduğu görüşündeyiz. Bu kapsamda British Council'ın, Başkanlığımız ile işbirliği dahilinde yapmış oldukları bu çalışmayı önemsiyor ve Yükseköğretim Kurulumuzun, bu konuda gelecekteki planlama ve kararlarına önemli katkı sağlayacağını bildirmek istiyorum" dedi.
"Türkiye'de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce Eğitimi" adlı toplantıda Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Richard Moore ve British Council Bölge Direktörü Andy Williams'da bir konuşma gerçekleştirdi.
British Council İngilizce ve Eğitim Direktörü Julian Parry ise şöyle konuştu: "Rapor, yükseköğretimde İngilizce öğretimi konusunda bir ülkede bugüne kadar gerçekleştirilen en kapsamlı çalışmalardan biri. Üniversitelerdeki öğretmen ve öğrencilerin rapordaki önerilerle ilgili görüşlerini heyecanla bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde rapor sonuçlarını üniversitelerde yüzyüze etkinliklerle paylaşmayı planlıyoruz."
İngilizce, Türkiye şartlarında mesleki yeterlilikte fırsattan çok engel oluşturmaktadır
İngilizce'nin raporda belirtilen avantajlarının Türkiye'deki üniversitelerin lisans programlarından ziyade, lisansüstü eğitime ve akademik kadroya hitap ettiğini belirten British Council proje danışmanı Richard West, yaptığı sunumda bu avantajların her ne kadar 1863, 1956 hatta 1984 yılında geçerliliğinin olmasına rağmen, çoğu alanda uygun yeterlilikte Türkçe ders kitabının mevcut olduğu ve lisans öğrencilerinin İngilizce okumak, yazmak ya da araştırma makalesi yayımlamak zorunda olmadığı 2015 yılında ikna ediciliğini yitirdiğini dile getirdi.
West, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"İngilizce, bundan önce bilgiye açılan kapı olarak görülürken, modern Türkiye şartlarında zaman zaman bir engel olabilmektedir. Bu sonuç, bu proje için yapılan saha çalışması sürecinde, iki lisans öğrencisinin araştırma makalelerine giriş bölümü yazma ve referans verme usullerini kullanma konusunda gözlemlenmesi vesilesiyle vurgulanmıştır. Öğretim görevlisi ve öğrencilerden, bunların söz konusu üniversitelerdeki akademik öğrencilere şart koşulan gereklilikler olup olmadığı sorusuna alınan yanıtların olumsuz olması, incelikli bir ihtiyaç analizini temel alan bir müfredat gerekliliğini pekiştirmiştir. Ziyaret edilen tüm üniversitelerde, akademisyenlere lisans programlarının Türkçe öğretilip öğretilemeyeceği sorulmuş ve yalnızca bilgisayar mühendisliği ve farklı nedenlerden dolayı turizm olmak üzere iki bölümde, personel ve öğrenciler EDİ programlarının akademik ya da mesleki açıdan esas olduğunu söylemiştir. Ancak bu sonucun doğrulanması için daha fazla araştırma yapılması gereklidir."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
British Council'ın yeni raporu Türkiye'de yükseköğretimde İngilizce'nin durumunu mercek altına aldı. Rapor, Türkiye'nin dil eğitim sistemiyle ilgili birtakım temel sorunlarını tespit etmenin yanı sıra, üniversitelerde sürdürülen ve yükseköğretim düzeyinde İngilizce eğitim kalitesini iyileştirme yönündeki kararlılığın göstergesi olan pek çok iyi girişimi de konu alıyor.
"Türkiye'de Yükseköğretim Sektöründe İngilizce Dil Eğitimi" raporu, yükseköğretim alanında Türkiye ve İngiltere'nin önde gelen temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda açıklandı. Üniversitelerde İngilizce öğretimi hakkında bugüne dek gerçekleştirilmiş en kapsamlı çalışma olan rapor, yükseköğretimde "İngilizce" kalitesinin iyileştirilmesi ihtiyacının bulunduğunu ortaya çıkardı.
British Council, "Türkiye'de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce - Bir Durum Analizi" başlıklı çalışmasının lansman toplantısını Ankara'da Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Richard Moore, British Council Bölge Direktörü Andy Williams, British Council İngilizce ve Eğitim Direktörü Julian Parry, British Council İngilizce Direktörü Ayşen Güven ve Türkiye ile Birleşik Krallık yükseköğretim sektörlerinden 200 liderin katılımıyla gerçekleştirdi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç toplantının açılışında yaptığı konuşmada, "Ağustos 2015 tarihi itibari ile yükseköğretim kurumu sayımız 193‘e ulaşmış ve öğrenci sayımız da altı milyonu aşmış, bu öğrenci sayımız ile Avrupa Yükseköğretim Alanındaki en yüksek öğrenci sayısına sahip ülke konumuna gelinmiştir. Yükseköğretim sistemimizdeki bu istikametteki büyüme sürecinin bundan sonraki aşaması keyfiyet itibariyle, nitelik ve kalite bakımından da büyümesidir. Yükseköğretim Kurulu olarak nitelik ve kalite odaklı büyüme politikamızın önceliklerinin arasında tamamen ve/veya kısmen İngilizce olarak eğitim – öğretim faaliyetlerinde bulunan üniversitelerimizin ve bu üniversitelerimizin ilgili programlarında özellikle lisans eğitiminde bulunan öğrencilerimizin almış oldukları eğitimin, ilgili programın sonunda kazanılması gereken mezun yeterlilikleri açısından değerlendirilmesi de yer almaktadır. İngilizce eğitim-öğretim faaliyetinde bulunulan programlar, mezunlarının küresel istihdam ortamının gereksinimi olan dil yetkinlikleri açısından istenilen yetkinliklerin kazandırılmasına katkıda bulunurken, kendi alanının gerektirdiği mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklerin kazandırılması konusunun değerlendirilmesinin de çok daha önemli olduğu görüşündeyiz. Bu kapsamda British Council'ın, Başkanlığımız ile işbirliği dahilinde yapmış oldukları bu çalışmayı önemsiyor ve Yükseköğretim Kurulumuzun, bu konuda gelecekteki planlama ve kararlarına önemli katkı sağlayacağını bildirmek istiyorum" dedi.
"Türkiye'de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce Eğitimi" adlı toplantıda Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Richard Moore ve British Council Bölge Direktörü Andy Williams'da bir konuşma gerçekleştirdi.
British Council İngilizce ve Eğitim Direktörü Julian Parry ise şöyle konuştu: "Rapor, yükseköğretimde İngilizce öğretimi konusunda bir ülkede bugüne kadar gerçekleştirilen en kapsamlı çalışmalardan biri. Üniversitelerdeki öğretmen ve öğrencilerin rapordaki önerilerle ilgili görüşlerini heyecanla bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde rapor sonuçlarını üniversitelerde yüzyüze etkinliklerle paylaşmayı planlıyoruz."
İngilizce, Türkiye şartlarında mesleki yeterlilikte fırsattan çok engel oluşturmaktadır
İngilizce'nin raporda belirtilen avantajlarının Türkiye'deki üniversitelerin lisans programlarından ziyade, lisansüstü eğitime ve akademik kadroya hitap ettiğini belirten British Council proje danışmanı Richard West, yaptığı sunumda bu avantajların her ne kadar 1863, 1956 hatta 1984 yılında geçerliliğinin olmasına rağmen, çoğu alanda uygun yeterlilikte Türkçe ders kitabının mevcut olduğu ve lisans öğrencilerinin İngilizce okumak, yazmak ya da araştırma makalesi yayımlamak zorunda olmadığı 2015 yılında ikna ediciliğini yitirdiğini dile getirdi.
West, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"İngilizce, bundan önce bilgiye açılan kapı olarak görülürken, modern Türkiye şartlarında zaman zaman bir engel olabilmektedir. Bu sonuç, bu proje için yapılan saha çalışması sürecinde, iki lisans öğrencisinin araştırma makalelerine giriş bölümü yazma ve referans verme usullerini kullanma konusunda gözlemlenmesi vesilesiyle vurgulanmıştır. Öğretim görevlisi ve öğrencilerden, bunların söz konusu üniversitelerdeki akademik öğrencilere şart koşulan gereklilikler olup olmadığı sorusuna alınan yanıtların olumsuz olması, incelikli bir ihtiyaç analizini temel alan bir müfredat gerekliliğini pekiştirmiştir. Ziyaret edilen tüm üniversitelerde, akademisyenlere lisans programlarının Türkçe öğretilip öğretilemeyeceği sorulmuş ve yalnızca bilgisayar mühendisliği ve farklı nedenlerden dolayı turizm olmak üzere iki bölümde, personel ve öğrenciler EDİ programlarının akademik ya da mesleki açıdan esas olduğunu söylemiştir. Ancak bu sonucun doğrulanması için daha fazla araştırma yapılması gereklidir."
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Kasım 2015 15:58
Gösterim: 2343
AUZEF, İstanbul Üniversitesi bünyesinde 2009 yılından itibaren uzaktan eğitim programları, 2011 yılından itibaren de açık öğretim programları olan Türkiye’nin tek açık ve uzaktan eğitim fakültesi. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Cihan, AUZEF’in Canlı Ders ve e-Pub uygulamaları ile uzaktan eğitimde öne çıktığını söylüyor.
Hangi bölüm ve programlarda uzaktan eğitim sunuyorsunuz? Uzaktan eğitimde en çok hangi bölümünüz tercih ediliyor? Bölüm ve programlarınıza kayıt şartları nelerdir?
2015 yılı itibariyle 14 uzaktan eğitim programı, 22 açık öğretim programı, 4 lisans tamamlama ve 6 yüksek lisans programı olmak üzere toplam 46 programda faaliyetlerini sürdüren Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF), uzaktan eğitimde Kamu Yönetimi, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Çocuk Gelişimi, İş Sağlığı ve Güvenliği, Acil Durum ve Afet Yönetimi, Medya ve İletişim, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Endüstri Mühendisliği programlarında eğitim vermektedir.
Bu programlardan sırasıyla Çocuk Gelişimi, İş Sağlığı - Güvenliği ve Acil Durum - Afet Yönetimi en çok tercih edilenler olarak öne çıkmaktadır.
Fakültemize birden fazla yol ile kayıt yaptırılabilmektedir. ÖSYS sonuçları ile tercih yapacak adayların açık öğretim programlarımız için baraj puanını geçmiş olması, uzaktan eğitim için ise tercih edecekleri bölüm için yeterli puanı almış olmaları gerekir. Aynı zamanda herhangi bir örgün programdan uzaktan eğitime geçmek isteyen öğrencilerin yatay geçiş başvurusuyla aynı bölüme fakültemizde uzaktan eğitim alarak devam etmesi mümkün. Bir ön lisans okuyan öğrenciler de DGS sınavı sonuçları ile tercih yaptıklarında mesela 2 yıllık eğitimi tamamlayıp çalışmaya başlayan ancak lisans eğitimini tamamlayan öğrencilerimizin uzaktan eğitim ile Lisans Tamamlama programlarına yerleşmeleri mümkün.
Ayrıca İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) ile yurtdışındaki öğrenciler de fakültemiz programlarını tercih ederek yerleşebilmektedir.
Tüm bu sınavlı başvuruların dışında 2. üniversite kapsamında kayıt başvurusunda da bulunulabilmektedir. Bunun için öğrencilerimizin herhangi bir ön lisans veya lisans programından mezun olmuş yâda devamlı olarak okuyor olması yeterlidir. Ön lisans öğrencileri başka bir açık öğretim ön lisans programına, lisans mezunu olanlar ise açık öğretimin ister ön lisans ister lisans programına sınavsız olarak başvuru yapabilmektedir.
Ücretler hakkında da bilgi verebilir misiniz?
2015 - 2016 eğitim öğretim yılı itibariyle lisans programlarında açık öğretim materyal ücreti dönemlik 325 TL, uzaktan eğitim materyal ücreti dönemlik 728 TL, ön lisans programlarında açık öğretim materyal ücreti 325 TL, uzaktan eğitim materyal ücreti dönemlik 716 TL, tüm sınavsız 2. Üniversite programlarında ise (Ön lisans – Lisans) materyal ücreti dönemlik 370 TL’dir.
Lisans tamamlama programlarında ücretler her bir program için farklılık göstermektedir. Bunun için öğrencilerimiz ve öğrenci adaylarımız auzef.istanbul.edu.tr adresimizden en güncel ve detaylı bilgileri alabilirler.
DİJİTAL MATERYALLER İLE EĞİTİM VERİYORUZ
Kayıtlar hangi tarihlerde ve nasıl yapılıyor? Kayıt süreleri ne kadar sürüyor?
AUZEF’te kayıt dönemi ÖSYS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla başlıyor sonrasında ek kontenjan yerleştirmeleri, DGS yerleştirmeleri, yatay geçiş başvuruları, YÖS ile başvuran öğrenciler, Lisans tamamlama yerleştirmeleri, 2. üniversite kayıtları ve mevcut öğrencilerimizin kayıt yenileme tarihleri ile sona eriyor. Yaklaşık olarak 2 ay (Ağustos – Eylül) süren bir kayıt maratonundan sonra Ekim başında tüm kayıt işlemlerimizi sonlandırmış oluyoruz. Bu süreçte bahsettiğim tüm kayıtların tarihleri ile ilgili web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden (Twitter, Facebook, Instagram, Youtube) güncel olarak duyurular ile öğrencilerimize önceden bilgi veriyoruz.
Uzaktan eğitim programlarınızın özellikleri nelerdir? Diğer üniversitelere göre uzaktan eğitimde hangi uygulamanız ile öne çıkıyorsunuz? Ayrıca uzaktan eğitim altyapınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Uzaktan eğitim programlarımızın öne çıkan ve bizi diğer üniversitelerden farklı kılan en önemli uygulamaları Canlı Ders ve e-Pub uygulamasıdır. Öğrencilerimiz örgün eğitimdeki gibi haftalık ders programlarıyla düzenli olarak dersin hocasıyla canlı ders yapmakta ve hem konularını interaktif olarak işlemekte hem de tüm sorularının cevabını direk dersin hocasından alabilmektedir. E-Pub uygulaması ile de telefon tablet gibi cihazlara indirilen uygulama sayesinde AUZEF içerikleri öğrencinin her an ve her yerde erişebilme imkânı sağlamaktadır.
AUZEF tüm bu teknolojik içerik ve hizmetler için, web-yazılım, stüdyo- canlı yayın, bilişim altyapısını sistem olarak kurmuş ve her geçen gün de çok daha iyi eğitim vermek adına geliştirmektedir.
Derslerin içeriklerini nasıl oluşturuyorsunuz? Sınavlar çevrimiçi ortamda mı gerçekleşiyor?
Ders içeriklerimiz İstanbul Üniversitesi’nin akademik kadrosundan değerli öğretim üyesi hocalarımız tarafından hazırlanmakta ve Yayın Komisyonlarımızdan geçerek sisteme aktarılmakta ve öğrencilerimize sunulmaktadır. Vize sınavlarımız çevrimiçi olarak, final ve bütünleme sınavlarımız ise Türkiye genelindeki sınav merkezlerimizde birebir gerçekleşmektedir.
Sizin eklemek istedikleriniz nelerdir?
Açık ve uzaktan eğitim, ülkemizde alışagelmiş yöntem olarak mektupla veya televizyonla öğretim gibi görülen, toplumun bir kısmı tarafından yolla kitabı yap sınavı tarzında görülen havai veya basit bir öğretim yöntemi değildir. Yüz yüze öğretimle eşit kazanım ve hedeflere sahip olan, öğretim teknolojilerinin yenilikçi ve çoklu zekâ sistemlerine göre öğretisel kullanım kolaylığı keşifleri ile materyal geliştirme ve kullandırma yoluyla yapılan nitelikli bir öğretim modelidir. Yüksek kazanımlı ve kaliteli öğretim tasarımına sahip olmayan yüz yüze öğretim programlarının aynen açık ve uzaktan eğitime uygulanması “şapka düştü kel görüntü” olayını doğurmaktadır. Sınıfta anlatıldığında bile zor anlaşılan bir dersin videolarını ve notlarını öğrenciye vererek kendi başına benzer veya daha yüksek kazanım edinmesini beklemek akılcı değildir.
Dünyanın ilk 100 sıralamasına giren üniversitelerinin genel amacı daha yüksek kazanım ve daha yüksek yeterliliklere öğrencileri daha kolay ve verimli getirme üzerinedir. Ülkemizde de açık ve uzaktan öğretim teknolojilerine bakışımızı bu şekilde değiştirmez isek insanlığın yaşadığı İKİNCİ MATBAA devrimini kaçırmış olacağız.Bu sebepten dolayı ülkemizde öğretim teknolojilerine yoğunlaşan, temel iş alanı bilgi ve becerinin sunulma yöntemlerini geliştirip kolaylaştırmak üzerine eğitilmiş insan kitlesini artırmak olmalıdır.
UZAKTAN EĞİTİM İLERİDE TEMEL ÖĞRENME ŞEKLİ OLACAK
Uzaktan eğitimin Türkiye’deki ve Dünyadaki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Uzaktan eğitimin yaygınlaşması neticesinde örgün eğitimi geride bırakması söz konusu olabilir mi? Karşılaştırma yapıldığında uzaktan eğitimin örgün eğitime avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Uzaktan eğitim tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükselen bir değer. Çağın gereği haline gelen hızlı öğrenme ve interaktif eğitimin uygulama hali olan bu öğretim tekniği ileride temel öğrenme şekli olacaktır. Ancak bu örgün eğitimin en azından yakın çağda ortadan kalkacağını değil içerik ve işlev olarak dönüşeceğini haber verebilir.
Uzaktan eğitimin hızlı, yer ve zamandan bağımsız, en güncel, en öğretici tasarıma sahip ve en interaktif yöntem olması, öğrencinin ders saatlerini kendi belirleyerek çalışma hayatı ile birlikte yürütülebilmesi öne çıkan avantajlarından sadece birkaçı olarak sıralanabilir. Uzaktan eğitim sistem doğru ve etkili uygulandığında dezavantaj oluşturacak bir yön bulunmamaktadır. Ancak sistemin tam kurulma aşamasında ya da bu teknolojiye yeni geçen toplumlarda alışma sürecinde yaşanacak aksaklıklar her zaman mümkündür.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
AUZEF, İstanbul Üniversitesi bünyesinde 2009 yılından itibaren uzaktan eğitim programları, 2011 yılından itibaren de açık öğretim programları olan Türkiye’nin tek açık ve uzaktan eğitim fakültesi. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Cihan, AUZEF’in Canlı Ders ve e-Pub uygulamaları ile uzaktan eğitimde öne çıktığını söylüyor.
Hangi bölüm ve programlarda uzaktan eğitim sunuyorsunuz? Uzaktan eğitimde en çok hangi bölümünüz tercih ediliyor? Bölüm ve programlarınıza kayıt şartları nelerdir?
2015 yılı itibariyle 14 uzaktan eğitim programı, 22 açık öğretim programı, 4 lisans tamamlama ve 6 yüksek lisans programı olmak üzere toplam 46 programda faaliyetlerini sürdüren Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF), uzaktan eğitimde Kamu Yönetimi, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Çocuk Gelişimi, İş Sağlığı ve Güvenliği, Acil Durum ve Afet Yönetimi, Medya ve İletişim, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Endüstri Mühendisliği programlarında eğitim vermektedir.
Bu programlardan sırasıyla Çocuk Gelişimi, İş Sağlığı - Güvenliği ve Acil Durum - Afet Yönetimi en çok tercih edilenler olarak öne çıkmaktadır.
Fakültemize birden fazla yol ile kayıt yaptırılabilmektedir. ÖSYS sonuçları ile tercih yapacak adayların açık öğretim programlarımız için baraj puanını geçmiş olması, uzaktan eğitim için ise tercih edecekleri bölüm için yeterli puanı almış olmaları gerekir. Aynı zamanda herhangi bir örgün programdan uzaktan eğitime geçmek isteyen öğrencilerin yatay geçiş başvurusuyla aynı bölüme fakültemizde uzaktan eğitim alarak devam etmesi mümkün. Bir ön lisans okuyan öğrenciler de DGS sınavı sonuçları ile tercih yaptıklarında mesela 2 yıllık eğitimi tamamlayıp çalışmaya başlayan ancak lisans eğitimini tamamlayan öğrencilerimizin uzaktan eğitim ile Lisans Tamamlama programlarına yerleşmeleri mümkün.
Ayrıca İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) ile yurtdışındaki öğrenciler de fakültemiz programlarını tercih ederek yerleşebilmektedir.
Tüm bu sınavlı başvuruların dışında 2. üniversite kapsamında kayıt başvurusunda da bulunulabilmektedir. Bunun için öğrencilerimizin herhangi bir ön lisans veya lisans programından mezun olmuş yâda devamlı olarak okuyor olması yeterlidir. Ön lisans öğrencileri başka bir açık öğretim ön lisans programına, lisans mezunu olanlar ise açık öğretimin ister ön lisans ister lisans programına sınavsız olarak başvuru yapabilmektedir.
Ücretler hakkında da bilgi verebilir misiniz?
2015 - 2016 eğitim öğretim yılı itibariyle lisans programlarında açık öğretim materyal ücreti dönemlik 325 TL, uzaktan eğitim materyal ücreti dönemlik 728 TL, ön lisans programlarında açık öğretim materyal ücreti 325 TL, uzaktan eğitim materyal ücreti dönemlik 716 TL, tüm sınavsız 2. Üniversite programlarında ise (Ön lisans – Lisans) materyal ücreti dönemlik 370 TL’dir.
Lisans tamamlama programlarında ücretler her bir program için farklılık göstermektedir. Bunun için öğrencilerimiz ve öğrenci adaylarımız auzef.istanbul.edu.tr adresimizden en güncel ve detaylı bilgileri alabilirler.
DİJİTAL MATERYALLER İLE EĞİTİM VERİYORUZ
Kayıtlar hangi tarihlerde ve nasıl yapılıyor? Kayıt süreleri ne kadar sürüyor?
AUZEF’te kayıt dönemi ÖSYS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla başlıyor sonrasında ek kontenjan yerleştirmeleri, DGS yerleştirmeleri, yatay geçiş başvuruları, YÖS ile başvuran öğrenciler, Lisans tamamlama yerleştirmeleri, 2. üniversite kayıtları ve mevcut öğrencilerimizin kayıt yenileme tarihleri ile sona eriyor. Yaklaşık olarak 2 ay (Ağustos – Eylül) süren bir kayıt maratonundan sonra Ekim başında tüm kayıt işlemlerimizi sonlandırmış oluyoruz. Bu süreçte bahsettiğim tüm kayıtların tarihleri ile ilgili web sitemiz ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden (Twitter, Facebook, Instagram, Youtube) güncel olarak duyurular ile öğrencilerimize önceden bilgi veriyoruz.
Uzaktan eğitim programlarınızın özellikleri nelerdir? Diğer üniversitelere göre uzaktan eğitimde hangi uygulamanız ile öne çıkıyorsunuz? Ayrıca uzaktan eğitim altyapınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Uzaktan eğitim programlarımızın öne çıkan ve bizi diğer üniversitelerden farklı kılan en önemli uygulamaları Canlı Ders ve e-Pub uygulamasıdır. Öğrencilerimiz örgün eğitimdeki gibi haftalık ders programlarıyla düzenli olarak dersin hocasıyla canlı ders yapmakta ve hem konularını interaktif olarak işlemekte hem de tüm sorularının cevabını direk dersin hocasından alabilmektedir. E-Pub uygulaması ile de telefon tablet gibi cihazlara indirilen uygulama sayesinde AUZEF içerikleri öğrencinin her an ve her yerde erişebilme imkânı sağlamaktadır.
AUZEF tüm bu teknolojik içerik ve hizmetler için, web-yazılım, stüdyo- canlı yayın, bilişim altyapısını sistem olarak kurmuş ve her geçen gün de çok daha iyi eğitim vermek adına geliştirmektedir.
Derslerin içeriklerini nasıl oluşturuyorsunuz? Sınavlar çevrimiçi ortamda mı gerçekleşiyor?
Ders içeriklerimiz İstanbul Üniversitesi’nin akademik kadrosundan değerli öğretim üyesi hocalarımız tarafından hazırlanmakta ve Yayın Komisyonlarımızdan geçerek sisteme aktarılmakta ve öğrencilerimize sunulmaktadır. Vize sınavlarımız çevrimiçi olarak, final ve bütünleme sınavlarımız ise Türkiye genelindeki sınav merkezlerimizde birebir gerçekleşmektedir.
Sizin eklemek istedikleriniz nelerdir?
Açık ve uzaktan eğitim, ülkemizde alışagelmiş yöntem olarak mektupla veya televizyonla öğretim gibi görülen, toplumun bir kısmı tarafından yolla kitabı yap sınavı tarzında görülen havai veya basit bir öğretim yöntemi değildir. Yüz yüze öğretimle eşit kazanım ve hedeflere sahip olan, öğretim teknolojilerinin yenilikçi ve çoklu zekâ sistemlerine göre öğretisel kullanım kolaylığı keşifleri ile materyal geliştirme ve kullandırma yoluyla yapılan nitelikli bir öğretim modelidir. Yüksek kazanımlı ve kaliteli öğretim tasarımına sahip olmayan yüz yüze öğretim programlarının aynen açık ve uzaktan eğitime uygulanması “şapka düştü kel görüntü” olayını doğurmaktadır. Sınıfta anlatıldığında bile zor anlaşılan bir dersin videolarını ve notlarını öğrenciye vererek kendi başına benzer veya daha yüksek kazanım edinmesini beklemek akılcı değildir.
Dünyanın ilk 100 sıralamasına giren üniversitelerinin genel amacı daha yüksek kazanım ve daha yüksek yeterliliklere öğrencileri daha kolay ve verimli getirme üzerinedir. Ülkemizde de açık ve uzaktan öğretim teknolojilerine bakışımızı bu şekilde değiştirmez isek insanlığın yaşadığı İKİNCİ MATBAA devrimini kaçırmış olacağız.Bu sebepten dolayı ülkemizde öğretim teknolojilerine yoğunlaşan, temel iş alanı bilgi ve becerinin sunulma yöntemlerini geliştirip kolaylaştırmak üzerine eğitilmiş insan kitlesini artırmak olmalıdır.
UZAKTAN EĞİTİM İLERİDE TEMEL ÖĞRENME ŞEKLİ OLACAK
Uzaktan eğitimin Türkiye’deki ve Dünyadaki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Uzaktan eğitimin yaygınlaşması neticesinde örgün eğitimi geride bırakması söz konusu olabilir mi? Karşılaştırma yapıldığında uzaktan eğitimin örgün eğitime avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Uzaktan eğitim tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükselen bir değer. Çağın gereği haline gelen hızlı öğrenme ve interaktif eğitimin uygulama hali olan bu öğretim tekniği ileride temel öğrenme şekli olacaktır. Ancak bu örgün eğitimin en azından yakın çağda ortadan kalkacağını değil içerik ve işlev olarak dönüşeceğini haber verebilir.
Uzaktan eğitimin hızlı, yer ve zamandan bağımsız, en güncel, en öğretici tasarıma sahip ve en interaktif yöntem olması, öğrencinin ders saatlerini kendi belirleyerek çalışma hayatı ile birlikte yürütülebilmesi öne çıkan avantajlarından sadece birkaçı olarak sıralanabilir. Uzaktan eğitim sistem doğru ve etkili uygulandığında dezavantaj oluşturacak bir yön bulunmamaktadır. Ancak sistemin tam kurulma aşamasında ya da bu teknolojiye yeni geçen toplumlarda alışma sürecinde yaşanacak aksaklıklar her zaman mümkündür.
Son Güncelleme: Perşembe, 26 Kasım 2015 11:20
Gösterim: 2697
Türkiye’nin üniversiteye yerleştirmede özgün başvuru modeli “ApplyBAU”da yeni dönem başvuruları başladı. ApplyBAU ile aday öğrenciler sınav puanlarından bağımsız, yetenekleri, projeleri ve en önemlisi hayalleri ile burs kazanıyor, sınavdan önce üniversite kapılarını aralıyor.
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de artık aday öğrenciler hayallerindeki mesleğin eğitimini almak için üniversite kapılarını sınav sonuçlarına göre değil, kişisel özellikleri, yetenekleri, projeleri ve en önemlisi de hayallerinin değerlendirildiği ApplyBAU modeli ile aralıyor.
Türkiye’de her yıl yüzbinlerce öğrenci, hayallerindeki mesleğe adım atmak için üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanıyor ve aldığı puana göre geleceğini şekillendiriyor. Ancak Türkiye’de iki yıl önce yalnızca Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) hayata geçirdiği “Admission” (Başvuru-Kabul) sistemi aday öğrencileri üniversite puanına göre değil, kişisel yetenek ve projelerine göre değerlendiriyor. İnternet ortamında www.applybau.com adlı siteden alınan başvurular sonucunda yapılan değerlendirmelerle aday öğrencilere burs teklif ediliyor.
Harvard, Stanford, Yale, Cornell gibi dünyanın köklü üniversitelerinde uygulanan başvuru - kabul sistemi ile hem öğrenciler hayal ettikleri mesleğe bir adım daha yaklaşıyor hem de üniversiteler, öğrencilerini daha yakından tanıyarak onları mesleklerine yönlendirmek adına önemli yol haritası çiziyor.
2 Yılda 17 Bin Başvuru
Türkiye’de ilk kez Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından uygulanan ApplyBAU modeli ile hem ülkemizin genç insan kaynağı doğru yönlendiriliyor hem de gençler bölüm ve meslek seçimlerinde ilgi alanlarına göre değerlendiriliyor. Hayata geçirildiği 2014 yılından bu yana 17 bin başvuru alan ApplyBAU, Türkiye’nin 72 ilinden bin 500 öğrenciye sınav sonuçlarından önce, yeteneklerine, projelerine ve sosyal sorumluluk çalışmalarına göre üniversite kapılarını açtı ve farklı oranlarda burs verdi. Başvuruların yapıldığı www.applybau.com adresi ise 456 bin tıklanma alarak büyük bir başarı sağladı.
Birkaç Soru Fazla Çözmek Yerine Hedefinize Koşun
ApplyBAU ile yüzde 100 burs alarak Bahçeşehir Üniversitesi Yazılım Mühendisliği bölümüne yerleşen Cihan Nalbant, ApplyBAU’nun var olan sistemden ayrışmış ve hedeflerine odaklanmış öğrencilerin, başarı odaklı hedeflerini anlayabilen, sıradanlaşmak yerine kendine yenilikler katan öğrencileri hedeflediğini belirtiyor ve ekliyor: “Diğer aday öğrencilerden birkaç soru fazla çözmek yerine, azimle hedeflerine koşan ve bunun için emek harcayan öğrenciler, hak ettiklerini ApplyBAU sayesinde kazanıyor.”
Düşük Puan Almasına Rağmen Nasıl Benden Çok Burs Alır?
ApplyBAU’nun akademik başarıdan öte kişisel gelişime ve sosyal yönlere önem veren bir model olduğunu söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi Alara Ekin Keleşoğlu, “ApplyBAU’ya başvurduktan ve sonuçlar belli olduktan sonra, “Benden düşük puan aldı nasıl benden çok burs alır?” çok yanlış bir soru. Proje öğrenciyi üniversite puanına bakarak değil, başvuru içeriğine bakarak değerlendiriyor. ApplyBAU, tamamen kişisel gelişimini değerlendirerek, fark yaratan öğrencileri, kendini ve üniversiteyi imkanları değerlendirerek başka bir yere taşıyacak olan vizyon sahibi, girişimci, inovatif öğrenciler arıyor” diyor.
Aday Öğrenciler Nasıl Başvuru Yapabilir?
ApplyBAU modeli ile başvuruda bulunmak isteyen aday öğrenciler, merkezi sınav sistemi ile bir üniversiteye yerleştirilmeden önce ApplyBAU’ya başvuruda bulunarak üniversiteden kabul talebinde bulunuyorlar. İnternet ortamında kabul edilen başvurularda öğrenciler kişisel bilgiler ve özelliklerini ifade eden, yetenekleri ya da hayata geçirmek istedikleri projelerini anlatan ve sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarını özetleyen bir form dolduruyor. Aday öğrenciler başvuruda bulunurken hangi alanda ve bölümde eğitim almak istediklerinide belirtiyor. Yapılan mülakatlar ve değerlendirmeler sonucunda öğrencinin akademik başarısından bağımsız olarak hangi alanda ve bölümde eğitim alması gerektiği kendisine ‘Kabul Mektubu’ ile bildiriliyor.
Sınava Girmeyi Unutmayın
ApplyBAU ‘Kabul Mektubu’nu almaya hak kazandıktan sonra öğrencilerin Bahçeşehir Üniversitesi’ne kayıt yaptırabilmeleri için ÖSYM tarafından merkezi yerleştirme ile ilgili bölüme ‘burssuz’ kontenjandan yerleştirilmesi gerekiyor.
2016 yılında Apply BAU ile öğrenci kabul edecek fakülte ve bölümler:
• Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi bölümleri
• İletişim Fakültesi bölümleri
• Eğitim Bilimleri Fakültesi bölümleri
• Tıp Fakültesi
• İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi bölümlerinden Sosyoloji, İşletme, Ekonomi, Ekonomi ve Finans, Uluslararası Finans, Lojistik Yönetimi bölümleri
• Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nden Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Türkiye’nin üniversiteye yerleştirmede özgün başvuru modeli “ApplyBAU”da yeni dönem başvuruları başladı. ApplyBAU ile aday öğrenciler sınav puanlarından bağımsız, yetenekleri, projeleri ve en önemlisi hayalleri ile burs kazanıyor, sınavdan önce üniversite kapılarını aralıyor.
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de artık aday öğrenciler hayallerindeki mesleğin eğitimini almak için üniversite kapılarını sınav sonuçlarına göre değil, kişisel özellikleri, yetenekleri, projeleri ve en önemlisi de hayallerinin değerlendirildiği ApplyBAU modeli ile aralıyor.
Türkiye’de her yıl yüzbinlerce öğrenci, hayallerindeki mesleğe adım atmak için üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanıyor ve aldığı puana göre geleceğini şekillendiriyor. Ancak Türkiye’de iki yıl önce yalnızca Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) hayata geçirdiği “Admission” (Başvuru-Kabul) sistemi aday öğrencileri üniversite puanına göre değil, kişisel yetenek ve projelerine göre değerlendiriyor. İnternet ortamında www.applybau.com adlı siteden alınan başvurular sonucunda yapılan değerlendirmelerle aday öğrencilere burs teklif ediliyor.
Harvard, Stanford, Yale, Cornell gibi dünyanın köklü üniversitelerinde uygulanan başvuru - kabul sistemi ile hem öğrenciler hayal ettikleri mesleğe bir adım daha yaklaşıyor hem de üniversiteler, öğrencilerini daha yakından tanıyarak onları mesleklerine yönlendirmek adına önemli yol haritası çiziyor.
2 Yılda 17 Bin Başvuru
Türkiye’de ilk kez Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından uygulanan ApplyBAU modeli ile hem ülkemizin genç insan kaynağı doğru yönlendiriliyor hem de gençler bölüm ve meslek seçimlerinde ilgi alanlarına göre değerlendiriliyor. Hayata geçirildiği 2014 yılından bu yana 17 bin başvuru alan ApplyBAU, Türkiye’nin 72 ilinden bin 500 öğrenciye sınav sonuçlarından önce, yeteneklerine, projelerine ve sosyal sorumluluk çalışmalarına göre üniversite kapılarını açtı ve farklı oranlarda burs verdi. Başvuruların yapıldığı www.applybau.com adresi ise 456 bin tıklanma alarak büyük bir başarı sağladı.
Birkaç Soru Fazla Çözmek Yerine Hedefinize Koşun
ApplyBAU ile yüzde 100 burs alarak Bahçeşehir Üniversitesi Yazılım Mühendisliği bölümüne yerleşen Cihan Nalbant, ApplyBAU’nun var olan sistemden ayrışmış ve hedeflerine odaklanmış öğrencilerin, başarı odaklı hedeflerini anlayabilen, sıradanlaşmak yerine kendine yenilikler katan öğrencileri hedeflediğini belirtiyor ve ekliyor: “Diğer aday öğrencilerden birkaç soru fazla çözmek yerine, azimle hedeflerine koşan ve bunun için emek harcayan öğrenciler, hak ettiklerini ApplyBAU sayesinde kazanıyor.”
Düşük Puan Almasına Rağmen Nasıl Benden Çok Burs Alır?
ApplyBAU’nun akademik başarıdan öte kişisel gelişime ve sosyal yönlere önem veren bir model olduğunu söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi Alara Ekin Keleşoğlu, “ApplyBAU’ya başvurduktan ve sonuçlar belli olduktan sonra, “Benden düşük puan aldı nasıl benden çok burs alır?” çok yanlış bir soru. Proje öğrenciyi üniversite puanına bakarak değil, başvuru içeriğine bakarak değerlendiriyor. ApplyBAU, tamamen kişisel gelişimini değerlendirerek, fark yaratan öğrencileri, kendini ve üniversiteyi imkanları değerlendirerek başka bir yere taşıyacak olan vizyon sahibi, girişimci, inovatif öğrenciler arıyor” diyor.
Aday Öğrenciler Nasıl Başvuru Yapabilir?
ApplyBAU modeli ile başvuruda bulunmak isteyen aday öğrenciler, merkezi sınav sistemi ile bir üniversiteye yerleştirilmeden önce ApplyBAU’ya başvuruda bulunarak üniversiteden kabul talebinde bulunuyorlar. İnternet ortamında kabul edilen başvurularda öğrenciler kişisel bilgiler ve özelliklerini ifade eden, yetenekleri ya da hayata geçirmek istedikleri projelerini anlatan ve sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarını özetleyen bir form dolduruyor. Aday öğrenciler başvuruda bulunurken hangi alanda ve bölümde eğitim almak istediklerinide belirtiyor. Yapılan mülakatlar ve değerlendirmeler sonucunda öğrencinin akademik başarısından bağımsız olarak hangi alanda ve bölümde eğitim alması gerektiği kendisine ‘Kabul Mektubu’ ile bildiriliyor.
Sınava Girmeyi Unutmayın
ApplyBAU ‘Kabul Mektubu’nu almaya hak kazandıktan sonra öğrencilerin Bahçeşehir Üniversitesi’ne kayıt yaptırabilmeleri için ÖSYM tarafından merkezi yerleştirme ile ilgili bölüme ‘burssuz’ kontenjandan yerleştirilmesi gerekiyor.
2016 yılında Apply BAU ile öğrenci kabul edecek fakülte ve bölümler:
• Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi bölümleri
• İletişim Fakültesi bölümleri
• Eğitim Bilimleri Fakültesi bölümleri
• Tıp Fakültesi
• İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi bölümlerinden Sosyoloji, İşletme, Ekonomi, Ekonomi ve Finans, Uluslararası Finans, Lojistik Yönetimi bölümleri
• Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nden Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü
Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Kasım 2015 11:57
Gösterim: 1712