Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, özel öğretim kurumlarının önümüzdeki yıl eğitim ücretlerinde yapacakları artışa ilişkin kurum temsilcileriyle bir toplantı yaptı. Bakan Özer, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ücret artışı sınırını yüzde 65 olarak belirlendiğini söyledi.

meb_bakan_ozel_okulBakanlık Tevfik İleri Salonu'nda gerçekleşen görüşmeye MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mustafa Gelen, Teftiş Kurulu Başkanı Metin Çakır; TÖZOK Başkanı Zafer Öztürk, ÖZDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, ÖZDEBİR Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Enis Şener, TOBB Eğitim Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Metin Özer ve TÖDER Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel katıldı.
Özel okulların gelecek yıl eğitim ücretlerinde yapacakları artışın ele alındığı toplantı sonrasında açıklama yapan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, özel öğretim kurumlarının kalitesinin artması ve hizmetleriyle ilgili ihtiyaç duydukları desteklerin de kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini kaydetti.
Özer, Millî Eğitim Bakanlığının ocak ayında açıklanan ÜFE ve TÜFE oranlarını dikkate alarak özel öğretim kurumlarının bir sonraki yıl yapacağı artışı tüm öğrenci ve veliler adına belirlediğini anlatarak bu yıl artış hesaplamasında bir değişikliğe gitme kararı aldıklarını açıkladı. Özer, "Üretici fiyat endeksinden ziyade tüketici fiyat endeksini baz alacak şekilde 2023 yılı fiyatını belirleme kararı aldık." dedi.
Özer, 2023 yılındaki enflasyon beklentisinin düşük olması ve velilerin bu süreçte desteklenmesi bağlamında Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu yılki ücret artışı oranını yüzde 65 olarak belirleme kararı aldıklarını ifade etti.
Özel öğretim kurumları temsilcilerinin tamamının artışın yetersiz olduğuna ilişkin görüş belirttiğini söyleyen Özer, "... Ama biz hem hükûmet hem de Millî Eğitim Bakanlığı olarak 2023 yılındaki enflasyon beklentilerini ve tüketici fiyat endeksini dikkate alarak yeni fiyatı belirleme kararı aldık. Hem de velilerimizi destekleme anlamında da böyle bir karar aldık ve bu kararı, inşallah, yarından itibaren uygulamaya sokmuş olacağız. Yeni almış olduğumuz kararın tüm öğrencilerimize, özel öğretim kurumlarındaki velilerimize hayırlı olmasını diliyorum."

Konuşmasında sektör temsilcilerine teşekkür eden Özer, "Her ne kadar sektör temsilcileri, bu artış oranını kabul etmeseler de yeni uygulamanın getirmiş olduğu zorlukları, inşallah, hem bakanlık hem de özel öğretim kurumları birbirine destek olarak birlikte aşacağız." diye konuştu.

> Bakan Özer, özel okul ücretlerindeki artış oranını açıkladı

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, özel öğretim kurumlarının önümüzdeki yıl eğitim ücretlerinde yapacakları artışa ilişkin kurum temsilcileriyle bir toplantı yaptı. Bakan Özer, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ücret artışı sınırını yüzde 65 olarak belirlendiğini söyledi.

meb_bakan_ozel_okulBakanlık Tevfik İleri Salonu'nda gerçekleşen görüşmeye MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mustafa Gelen, Teftiş Kurulu Başkanı Metin Çakır; TÖZOK Başkanı Zafer Öztürk, ÖZDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, ÖZDEBİR Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, ÖZKUR-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Enis Şener, TOBB Eğitim Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Metin Özer ve TÖDER Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel katıldı.
Özel okulların gelecek yıl eğitim ücretlerinde yapacakları artışın ele alındığı toplantı sonrasında açıklama yapan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, özel öğretim kurumlarının kalitesinin artması ve hizmetleriyle ilgili ihtiyaç duydukları desteklerin de kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini kaydetti.
Özer, Millî Eğitim Bakanlığının ocak ayında açıklanan ÜFE ve TÜFE oranlarını dikkate alarak özel öğretim kurumlarının bir sonraki yıl yapacağı artışı tüm öğrenci ve veliler adına belirlediğini anlatarak bu yıl artış hesaplamasında bir değişikliğe gitme kararı aldıklarını açıkladı. Özer, "Üretici fiyat endeksinden ziyade tüketici fiyat endeksini baz alacak şekilde 2023 yılı fiyatını belirleme kararı aldık." dedi.
Özer, 2023 yılındaki enflasyon beklentisinin düşük olması ve velilerin bu süreçte desteklenmesi bağlamında Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu yılki ücret artışı oranını yüzde 65 olarak belirleme kararı aldıklarını ifade etti.
Özel öğretim kurumları temsilcilerinin tamamının artışın yetersiz olduğuna ilişkin görüş belirttiğini söyleyen Özer, "... Ama biz hem hükûmet hem de Millî Eğitim Bakanlığı olarak 2023 yılındaki enflasyon beklentilerini ve tüketici fiyat endeksini dikkate alarak yeni fiyatı belirleme kararı aldık. Hem de velilerimizi destekleme anlamında da böyle bir karar aldık ve bu kararı, inşallah, yarından itibaren uygulamaya sokmuş olacağız. Yeni almış olduğumuz kararın tüm öğrencilerimize, özel öğretim kurumlarındaki velilerimize hayırlı olmasını diliyorum."

Konuşmasında sektör temsilcilerine teşekkür eden Özer, "Her ne kadar sektör temsilcileri, bu artış oranını kabul etmeseler de yeni uygulamanın getirmiş olduğu zorlukları, inşallah, hem bakanlık hem de özel öğretim kurumları birbirine destek olarak birlikte aşacağız." diye konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Ocak 2023 18:36

Gösterim: 1129

İELEV Okulları dijital eğitim süreçlerini yönetmek için İELEV Dijital Standartlarını belirleyerek uygulamaya koydu. İELEV Okulları yöneticileri kurumda oluşturulan dijital okul iklimi ve uygulamalar hakkında bilgileri artı eğitim’e anlattı.

ielevİELEV Okulları olarak eğitim süreçlerinizde ve okullarınızda oluşturduğunuz dijital iklim hakkında bilgi verebilir misiniz?
Burak Kılanç - İELEV Eğitim Kurumları Genel Müdürü: Eğitim- öğretim süreçleri müfredatla, yıllık, aylık, haftalık hatta günlük planlarla yapılandırılmış olsa da sürecin çıktıları, öğretmenlerin ders öncesi, derste ve ders sonrası performansına ve bu aşamalardaki yaratıcılığa ve dinamizme bağlı olarak belirlenir.
Günümüzün ve geleceğin dijital dünyasında hem kurum hem de birey olarak fark yaratabilmenin olmazsa olmaz şartı dijital çevikliktir. Hangi görevde olursanız olun, ister yönetici, ister öğretmen, aklınızdan geçen bir şeyi dijital olarak gerçekleştirebilecek çevikliğe sahipseniz; kişi olarak kurum olarak, güçlüsünüz demektir. Bu nedenle İELEV Okulları olarak, 10 yılı aşkın süredir, öğretmenlerimizin mesleki performanslarını dijital araçlar ile güçlendirecek yazılım/donanım/eğitim yatırımlarına öncelik verdik. In-house yazılım geliştirme gücümüzü arttırdık.
Okul müdürlerimiz ile yaptığımız haftalık icra heyeti toplantılarımızda, aklımızdan geçen bir projeyi bir iki hafta içinde öğretmen/öğrenci/velinin önüne çıkarabilecek güçte olduğumuzu bilmek büyük bir keyif. Yöneticiler olarak, hayallerimize dijital engeller nedeniyle sınır koymamak büyük bir lüks. Gelecek, dijital anlamda güçlü, bağımsız ve çevik birey ve kurumların olacaktır. 

ÖĞRETMENLER DİJİTAL ÖĞRENME PEDAGOJİSİNE HÂKİM OLMALI
Öğretmenler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğretmenler dijital yeteneklerini nasıl geliştirmeli? Bu konuda öğretmenlerinize yönelik yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Müdürü: Günümüzde öğretmenlerin; öğrencilerini yaratıcı, yenilikçi ve nitelikli öğrenme deneyimleriyle buluşturabilmeleri için teknolojinin sunduğu fırsatları değerlendirmeleri elzem oldu. Tam da bu nedenle dijital yeterlilikler bir öğretmenin sahip olması gereken yetkinlik setinin başında geliyor. Okulumuzda uygulanan öğretmen standartlarının da işaret ettiği gibi; öğretmenlerimizin, öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarına göre etkili bir şekilde çeşitli öğretim stratejilerini uygulamalarını ve böylece öğrencilerimizi öğrenme sürecine dâhil etmelerini bekliyoruz. Bu kapsamda “öğretimsel teknolojiyi” öğrenme sürecini geliştirmek için kullanmak bir ihtiyaç. Dolayısıyla öğretmenlerin dijital uygulamaları ve araçları temel kullanma becerilerinin yanında “dijital öğrenme pedagojisine”de hâkim olmaları gerekiyor.
Bu çerçeveden baktığımızda öğretmenler dijital yetkinliklerini dijital, uygulamaları ve araçları öğretim tasarımlarında kullandıkça ve uygulamaya geçirdikçe geliştirebilirler. Bu nedenle öğretmenin “tasarımcı” kimliği ön plana çıkmaktadır. Okulumuzda öğretmenimizin tasarımcı kimliğini geliştirmek için kurguladığımız profesyonel öğrenme topluluğu içerisinde atölyeler, seminerler, mesleki diyaloglar, öğretimsel koçluk, iyi örneklerin paylaşılması, ders gözlemleri ve geri bildirim çalışmaları sürdürülmektedir. Ayrıca Apple Distinguished School (Seçkin Okul) sertifikası olan bir okul olarak öğretmenlerimizin dijital uygulamaları ve araçları kullanmaları noktasında temel eğitim paketlerimiz bulunmaktadır. Bunun dışında da öğretmenlerimizi uluslararası sertifika programlarına, konferans ve mesleki gelişim fırsatlarına yönlendirerek kendilerini güncellemelerini ve uygulamalarını hizalamalarını önemsiyoruz.
İELEV Akademi ve İELEV Eğitim Teknolojileri Materyalleri Ofisinin (ETMO) iş birliği ile öğretmenlerimiz için yıl boyunca dijital yetkinlikleri geliştiren mesleki gelişim fırsatları sunuyoruz. Ayırca öğretmenlerimiz, yenilikleri, iyi uygulamaları, okul içinde tutarlı dijital uygulamaların gerçekleşmesine yönelik yönergeleri ETMO dijital sayfasından takip edebiliyorlar. Bir yandan da öğretmenlerimizin, ders/ünite tasarımlarında DigiTech becerilerini entegre etmeleri beklenmektedir. Böylece öğretim programımızda öğrencilerin dijital becerileri geliştirmelerine yönelik beklentilerimiz, öğretmenlerimizi kendilerinin de bu yetkinliklerini geliştirmeleri noktasında motive etmektedir. 

MÜZİK DEĞİŞİNCE DANS DA DEĞİŞİR!
Hibrit eğitim modeli çerçevesinde uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Timur Yavaş - İELEV Özel İlkokulu / Ortaokulu Akademik Koordinatör ve Müdür Yardımcısı:Afrika kıtasına ait olan “Müzik değişince dans da değişir!” sözü, teknolojinin hızla değiştiği ve dönüştüğü bir dünyada eğitimin de bu gelişmelerden ne yönde değişeceğini bizlere açıklamakta oldukça yardımcı olmaktadır. Teknoloji alanındaki gelişmeler tüm sektörleri etkilediği gibi eğitim sektörünü de çok boyutlu olarak etkiledi. Eğitim alanında çalmakta olan müziğin değişmesini sağlayan bu gelişme, bu alanda yer alan oyuncuların danslarını değiştirmelerini zorunlu kıldı.
İELEV Okulları olarak müziğin değişeceğini pandemiden seneler önce farkettik. Okullarımızda yürütülen eğitim, öğretim faaliyetleri için stratejik planlama çerçevesini oluşturarak dijital dönüşüm adımlarını hayata geçirdik. Pandemi dönemi, stratejik planlar sonucunda yaratmaya çalıştığımız paradigma değişimlerinin meyvesini topladığımız bir dönem oldu.
Öğrencilerimizin akademik, sosyal, duygusal gelişimlerini sağlarken teknolojiyi etkili bir araç olarak kullanma hedefi çalışmalarımızın temelini oluşturdu. Pandemi döneminin etkilerinin azaldığı ama yarattığı travmanın devam ettiği günlerde hibrit eğitim modelini okullarımızda hayata geçirerek öğrencilerimizin öğrenme ortamlarına kesintisiz ulaşımlarını sağlayarak fiziksel, bilişsel ve sosyal-duygusal gelişimlerine katkı sağladık. Okulda her sınıf seviyesi için açtığımız çevrim içi ve yüz yüze sınıflarla öğrencilerimiz, sınıflarının akademik süreçlerini en etkili araçlarla takip etmeye devam ettiler. Öğretmenlerimiz, dijital yetkinliklerini geliştirmeye yönelik sağladığımız mesleki gelişim çalışmaları ile öğrencilerin gelişimlerini hem sınıf hem de çevrim içi ortamda takip edecekleri dijital araçları etkili bir şekilde kullanabildiler. Değişen müzikle birlikte büyük bir adaptasyon örneği gösteren kıymetli öğretmenlerimiz, sergiledikleri performansla öğrencilerimiz için çok güzel rol model oldular.
İELEV Okullarında çalışan bir öğretmen olarak akademik mükemmeliyet bakış açısıyla eğitimde öncü uygulamaların takipçisi ve uygulayıcısı olarak, 21. yüzyıl yetkinliklerine sahip öğrenciler yetiştirme sorumluluğuyla “eğitimin” evrimleşmesine liderlik etmeye devam edeceğiz. 

Öğrenme ortamlarınızı nasıl dijitalleştiriyorsunuz? Bu kapsamda hangi programlardan, nasıl faydalanıyorsunuz?
Erol Yıldız - İELEV Okulları Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri Müdürü: Eğitimin eşitlikçi ve etkili bir şekilde sürdürülebilir olarak uygulanabilmesi için teknolojiden yararlanma ihtiyacı pandemi döneminde daha net hissedildi. Dijital teknoloji sayesinde uzaktan ve hibrit eğitimde benzersiz yenilikler gerçekleştirildi. İELEV Okulları olarak bu yenilikleri yakından takip ediyor,  öğrencilerimizi geleceğe hazırlayan öğretmenlerimizin kullanımına modern teknolojik cihazlar ve eğitim yazılımları sunuyoruz. Sürekli güncellenen eğitim teknolojilerini yakından takip ediyor ve öğretmenlerimizi düzenli eğitim ve seminerlerle destekliyoruz.

İELEV Okullarında merkezde; öğrenmeyi desteklemek ve katılımı artırmak için birlikte çalışma ve iletişim uygulamalarının bir kombinasyonunu kullanıyoruz. Bu uygulamalar aynı zamanda eğitimcilerin değerlendirme ve öğrenci takibi vb. süreçlerine yardımcı olarak onların  öğrencilerin öğrenimini destekleyen süreçlere daha fazla odaklanmalarına olanak sağlıyor. Buna ek olarak müfredat içeriğini öğretmek, veri depolamak, video oluşturmak/düzenlemek ve benzeri bir çok farklı ihtiyacı karşılamak için ‘Web 2.0 Araçları’ olarak adlandırılan çevrim içi uygulamalar kullanmaktayız. Bu programlar öğretmenler, öğrenciler ve bazen veliler tarafından hem sınıf içinde hem de sınıf dışında düzenli bir şekilde kullanılıyor. 

VELİLERİ DE SÜRECE KATIYORUZ
Dijital öğrenme süreçlerinizi yönetirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Duygu Bıyıkoğlu - İELEV Okulları ETMO (Eğitim Teknolojileri Materyalleri Ofisi) Koordinatörü: Dijital öğrenme, eğitim ekosisteminin tüm paydaşları olan öğrenci, öğretmen, veli ve yöneticiler için olmazsa olmaz bir model, önemli bir enstrümandır. Dijital öğrenme süreçlerini tasarlarken eğitim ortamının kalitesini artırmaya yönelik yapılmış uluslararası çalışmaları titizlikle takip ediyor ve kalıcı öğrenmeyi sağlayabilecek bir eğitim ortamı için pilot çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Dijital öğrenme süreçlerini, eğitim yöneticilerimiz ve zümre başkanlarımızla ders, konu ve kazanım ihtiyaçlarına göre tasarlıyoruz. Dijital öğrenme süreçlerini yönetirken, inovatif bir öğrenim ortamı oluşturmak için belirlediğimiz uygulamaların, öğrencilere daha fazla yaratıcı öğrenim kaynağı sunmasına, daha iyi etkileşim ve içeriklere tam zamanlı olarak erişim sağlamasına dikkat ediyoruz.
Öğrenimde yer ve zaman kısıtlamasını kaldıran dijital öğrenme ortamlarımızla velilerimizin de sürece aktif katılmalarını sağlıyoruz. Paylaştığımız kılavuzlar, videolar ve bildirimlerle tüm dijital öğrenim ortamlarımıza velilerimizi de dahil ediyoruz. Dijital öğrenme sürecinin sınıf içerisinde uygulayıcısı olan öğretmenlerimizin, yeni dijital öğrenme stratejilerine uyum sağlayarak ders entegrasyonunu sağlamasını süreçteki en önemli anahtar olarak görüyoruz. Bu süreçte öğretmenlerimize sürekli dijital, çevirim içi ve yüz yüze eğitimler sağlıyoruz. 

İELEV DİJİTAL STANDARTLARI’NI BELİRLEDİK
Öğrenciler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğrencilerinizin bu yeterliliklere sahip olması için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
Ayşenur Turan - İELEV Özel İlkokulu/Ortaokulu Bilişim Teknolojileri Öğretmeni: İELEV Okulları olarak hedefimiz, geleceği şekillendirecek nesiller yetiştirmek. Günümüz çocuklarının; bilgi ve medya araçlarına erişmek için dijital uygulamaları kullanma becerilerinin yetişkinler kadar iyi, hatta uyum sürecinin yetişkinlerden daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Öğrencilerimizin dijital yetkinliklerini geliştirerek farklı yeterlilikler kazanabilecekleri eğitim programları geliştirmek için OECD, Dünya Ekonomi Formu, UNESCO Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Pearson, Harvard Eğitim Bilimleri Topluluğu gibi uluslararası kuruluşların yayımladığı dijital yetkinlik standartlarını inceleyerek “İELEV Dijital Standartları”nı belirledik. Bilgi İletişim Sistemleri&Teknoloji Okuryazarlığı, Dijital Bilgi Güvenliği, Bilgi&Veri Okuryazarlığı, Medya Okuryazarlığı, Dijital Kimlik, Dijital İçerik Üretimi&Dijital Okuryazarlık olarak altı temel başlık altında topladığımız İELEV Dijital Standartları otuz bir alt başlığa sahiptir. Okul öncesi seviyesinden başlayarak lise son sınıfa kadar sarmal bir yapıda sunduğumuz eğitim programlarımızda; siber güvenlik, dijital vatandaşlık, dijital medya ve iletişim uygulamaları, kodlama, robotik, 3D tasarım ve ürün prototipleme, oyun programlama, fiziksel programlama gibi başlıklar ile proje tabanlı eğitim ortamları sunmaktayız. Öğrencilerimizle dünyadaki problemlere inovatif çözüm yolları arayarak projelerini prototipleştiriyor, ulusal ve uluslararası yarışma ve fuarlara katılıyoruz. 

Eğitim süreçlerinde oyun önemli bir işlev görüyor. Dijital oyunlar bu süreçte nasıl katkı sağlıyor, hangi fırsatları sunuyor?
Önder Özenferik - İELEV Özel 125.YIL Ortaokulu İngilizce Öğretmeni: Eğitim süreci, bireylerin örgün eğitiminden önce başlar. Etraflarında olan bitenleri öğrenirken onlara en büyük yardımcıları ebeveynleridir. Yeni keşifler yaparken ve yeni bilgiler öğrenirken en önemli araç ise oyundur. Oyun ile öğrenilen bilgiler, çocukların uzun süreli belleklerine çok daha kolay kaydedilir. Oyun, çocuk için hem destekleyici hem de motive edici bir unsurdur. Bu bağlamda dijital oyunlar bireyin eğitim sürecine entegre edilmelidir. Bizler, öğretmenler olarak dijital oyunları eğitim sürecinde efektif bir şekilde kullanmaktayız. Okulumuzda çeşitli Web 2.0 araçlarını ve dijital oyunları öğrencileri motive etmek, yeni bilgiler keşfetmelerini sağlamak, sorgulamalarına fırsat vermek, bilgilerini tazelemek ve aynı zamanda ölçme ve değerlendirme yapmak için kullanıyoruz. Örneğin: öğrencilerimiz için kullandığımız Nearpod uygulaması, öğrencilerin konu tekrarı yapmalarını ve öğrenirken arkadaşlarıyla dostça bir rekabet içerisinde olmalarını sağlamaktadır. Bu süreç, öğrencileri hem motive etmekte hem de öğrenme süreçlerinde bilgilerini test etmelerine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda sağladığı artırılmış gerçeklik özelliğiyle öğrenciler farklı mekanları yapay gerçeklik gözlüğü olmadan da keşfedebilir ve süreç içerisinde yaşayarak öğrenebilirler. Okulumuzda kullandığımız birçok dijital oyun; öğrencilerimizin daha dışa dönük olmalarını, kendilerini daha iyi ifade etmelerini, bilgiyi nasıl daha iyi öğrenebildiklerini keşfetmelerini ve en önemlisi ise kendi öğrenme süreçlerinin sorumluluğunu almalarını sağlamaktadır.

 

> Gelecek, dijital anlamda güçlü, bağımsız, çevik birey ve kurumların olacaktır

İELEV Okulları dijital eğitim süreçlerini yönetmek için İELEV Dijital Standartlarını belirleyerek uygulamaya koydu. İELEV Okulları yöneticileri kurumda oluşturulan dijital okul iklimi ve uygulamalar hakkında bilgileri artı eğitim’e anlattı.

ielevİELEV Okulları olarak eğitim süreçlerinizde ve okullarınızda oluşturduğunuz dijital iklim hakkında bilgi verebilir misiniz?
Burak Kılanç - İELEV Eğitim Kurumları Genel Müdürü: Eğitim- öğretim süreçleri müfredatla, yıllık, aylık, haftalık hatta günlük planlarla yapılandırılmış olsa da sürecin çıktıları, öğretmenlerin ders öncesi, derste ve ders sonrası performansına ve bu aşamalardaki yaratıcılığa ve dinamizme bağlı olarak belirlenir.
Günümüzün ve geleceğin dijital dünyasında hem kurum hem de birey olarak fark yaratabilmenin olmazsa olmaz şartı dijital çevikliktir. Hangi görevde olursanız olun, ister yönetici, ister öğretmen, aklınızdan geçen bir şeyi dijital olarak gerçekleştirebilecek çevikliğe sahipseniz; kişi olarak kurum olarak, güçlüsünüz demektir. Bu nedenle İELEV Okulları olarak, 10 yılı aşkın süredir, öğretmenlerimizin mesleki performanslarını dijital araçlar ile güçlendirecek yazılım/donanım/eğitim yatırımlarına öncelik verdik. In-house yazılım geliştirme gücümüzü arttırdık.
Okul müdürlerimiz ile yaptığımız haftalık icra heyeti toplantılarımızda, aklımızdan geçen bir projeyi bir iki hafta içinde öğretmen/öğrenci/velinin önüne çıkarabilecek güçte olduğumuzu bilmek büyük bir keyif. Yöneticiler olarak, hayallerimize dijital engeller nedeniyle sınır koymamak büyük bir lüks. Gelecek, dijital anlamda güçlü, bağımsız ve çevik birey ve kurumların olacaktır. 

ÖĞRETMENLER DİJİTAL ÖĞRENME PEDAGOJİSİNE HÂKİM OLMALI
Öğretmenler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğretmenler dijital yeteneklerini nasıl geliştirmeli? Bu konuda öğretmenlerinize yönelik yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dr. Burcu Aybat - İELEV Özel 125. Yıl İlkokulu / Ortaokulu Müdürü: Günümüzde öğretmenlerin; öğrencilerini yaratıcı, yenilikçi ve nitelikli öğrenme deneyimleriyle buluşturabilmeleri için teknolojinin sunduğu fırsatları değerlendirmeleri elzem oldu. Tam da bu nedenle dijital yeterlilikler bir öğretmenin sahip olması gereken yetkinlik setinin başında geliyor. Okulumuzda uygulanan öğretmen standartlarının da işaret ettiği gibi; öğretmenlerimizin, öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarına göre etkili bir şekilde çeşitli öğretim stratejilerini uygulamalarını ve böylece öğrencilerimizi öğrenme sürecine dâhil etmelerini bekliyoruz. Bu kapsamda “öğretimsel teknolojiyi” öğrenme sürecini geliştirmek için kullanmak bir ihtiyaç. Dolayısıyla öğretmenlerin dijital uygulamaları ve araçları temel kullanma becerilerinin yanında “dijital öğrenme pedagojisine”de hâkim olmaları gerekiyor.
Bu çerçeveden baktığımızda öğretmenler dijital yetkinliklerini dijital, uygulamaları ve araçları öğretim tasarımlarında kullandıkça ve uygulamaya geçirdikçe geliştirebilirler. Bu nedenle öğretmenin “tasarımcı” kimliği ön plana çıkmaktadır. Okulumuzda öğretmenimizin tasarımcı kimliğini geliştirmek için kurguladığımız profesyonel öğrenme topluluğu içerisinde atölyeler, seminerler, mesleki diyaloglar, öğretimsel koçluk, iyi örneklerin paylaşılması, ders gözlemleri ve geri bildirim çalışmaları sürdürülmektedir. Ayrıca Apple Distinguished School (Seçkin Okul) sertifikası olan bir okul olarak öğretmenlerimizin dijital uygulamaları ve araçları kullanmaları noktasında temel eğitim paketlerimiz bulunmaktadır. Bunun dışında da öğretmenlerimizi uluslararası sertifika programlarına, konferans ve mesleki gelişim fırsatlarına yönlendirerek kendilerini güncellemelerini ve uygulamalarını hizalamalarını önemsiyoruz.
İELEV Akademi ve İELEV Eğitim Teknolojileri Materyalleri Ofisinin (ETMO) iş birliği ile öğretmenlerimiz için yıl boyunca dijital yetkinlikleri geliştiren mesleki gelişim fırsatları sunuyoruz. Ayırca öğretmenlerimiz, yenilikleri, iyi uygulamaları, okul içinde tutarlı dijital uygulamaların gerçekleşmesine yönelik yönergeleri ETMO dijital sayfasından takip edebiliyorlar. Bir yandan da öğretmenlerimizin, ders/ünite tasarımlarında DigiTech becerilerini entegre etmeleri beklenmektedir. Böylece öğretim programımızda öğrencilerin dijital becerileri geliştirmelerine yönelik beklentilerimiz, öğretmenlerimizi kendilerinin de bu yetkinliklerini geliştirmeleri noktasında motive etmektedir. 

MÜZİK DEĞİŞİNCE DANS DA DEĞİŞİR!
Hibrit eğitim modeli çerçevesinde uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Timur Yavaş - İELEV Özel İlkokulu / Ortaokulu Akademik Koordinatör ve Müdür Yardımcısı:Afrika kıtasına ait olan “Müzik değişince dans da değişir!” sözü, teknolojinin hızla değiştiği ve dönüştüğü bir dünyada eğitimin de bu gelişmelerden ne yönde değişeceğini bizlere açıklamakta oldukça yardımcı olmaktadır. Teknoloji alanındaki gelişmeler tüm sektörleri etkilediği gibi eğitim sektörünü de çok boyutlu olarak etkiledi. Eğitim alanında çalmakta olan müziğin değişmesini sağlayan bu gelişme, bu alanda yer alan oyuncuların danslarını değiştirmelerini zorunlu kıldı.
İELEV Okulları olarak müziğin değişeceğini pandemiden seneler önce farkettik. Okullarımızda yürütülen eğitim, öğretim faaliyetleri için stratejik planlama çerçevesini oluşturarak dijital dönüşüm adımlarını hayata geçirdik. Pandemi dönemi, stratejik planlar sonucunda yaratmaya çalıştığımız paradigma değişimlerinin meyvesini topladığımız bir dönem oldu.
Öğrencilerimizin akademik, sosyal, duygusal gelişimlerini sağlarken teknolojiyi etkili bir araç olarak kullanma hedefi çalışmalarımızın temelini oluşturdu. Pandemi döneminin etkilerinin azaldığı ama yarattığı travmanın devam ettiği günlerde hibrit eğitim modelini okullarımızda hayata geçirerek öğrencilerimizin öğrenme ortamlarına kesintisiz ulaşımlarını sağlayarak fiziksel, bilişsel ve sosyal-duygusal gelişimlerine katkı sağladık. Okulda her sınıf seviyesi için açtığımız çevrim içi ve yüz yüze sınıflarla öğrencilerimiz, sınıflarının akademik süreçlerini en etkili araçlarla takip etmeye devam ettiler. Öğretmenlerimiz, dijital yetkinliklerini geliştirmeye yönelik sağladığımız mesleki gelişim çalışmaları ile öğrencilerin gelişimlerini hem sınıf hem de çevrim içi ortamda takip edecekleri dijital araçları etkili bir şekilde kullanabildiler. Değişen müzikle birlikte büyük bir adaptasyon örneği gösteren kıymetli öğretmenlerimiz, sergiledikleri performansla öğrencilerimiz için çok güzel rol model oldular.
İELEV Okullarında çalışan bir öğretmen olarak akademik mükemmeliyet bakış açısıyla eğitimde öncü uygulamaların takipçisi ve uygulayıcısı olarak, 21. yüzyıl yetkinliklerine sahip öğrenciler yetiştirme sorumluluğuyla “eğitimin” evrimleşmesine liderlik etmeye devam edeceğiz. 

Öğrenme ortamlarınızı nasıl dijitalleştiriyorsunuz? Bu kapsamda hangi programlardan, nasıl faydalanıyorsunuz?
Erol Yıldız - İELEV Okulları Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri Müdürü: Eğitimin eşitlikçi ve etkili bir şekilde sürdürülebilir olarak uygulanabilmesi için teknolojiden yararlanma ihtiyacı pandemi döneminde daha net hissedildi. Dijital teknoloji sayesinde uzaktan ve hibrit eğitimde benzersiz yenilikler gerçekleştirildi. İELEV Okulları olarak bu yenilikleri yakından takip ediyor,  öğrencilerimizi geleceğe hazırlayan öğretmenlerimizin kullanımına modern teknolojik cihazlar ve eğitim yazılımları sunuyoruz. Sürekli güncellenen eğitim teknolojilerini yakından takip ediyor ve öğretmenlerimizi düzenli eğitim ve seminerlerle destekliyoruz.

İELEV Okullarında merkezde; öğrenmeyi desteklemek ve katılımı artırmak için birlikte çalışma ve iletişim uygulamalarının bir kombinasyonunu kullanıyoruz. Bu uygulamalar aynı zamanda eğitimcilerin değerlendirme ve öğrenci takibi vb. süreçlerine yardımcı olarak onların  öğrencilerin öğrenimini destekleyen süreçlere daha fazla odaklanmalarına olanak sağlıyor. Buna ek olarak müfredat içeriğini öğretmek, veri depolamak, video oluşturmak/düzenlemek ve benzeri bir çok farklı ihtiyacı karşılamak için ‘Web 2.0 Araçları’ olarak adlandırılan çevrim içi uygulamalar kullanmaktayız. Bu programlar öğretmenler, öğrenciler ve bazen veliler tarafından hem sınıf içinde hem de sınıf dışında düzenli bir şekilde kullanılıyor. 

VELİLERİ DE SÜRECE KATIYORUZ
Dijital öğrenme süreçlerinizi yönetirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Duygu Bıyıkoğlu - İELEV Okulları ETMO (Eğitim Teknolojileri Materyalleri Ofisi) Koordinatörü: Dijital öğrenme, eğitim ekosisteminin tüm paydaşları olan öğrenci, öğretmen, veli ve yöneticiler için olmazsa olmaz bir model, önemli bir enstrümandır. Dijital öğrenme süreçlerini tasarlarken eğitim ortamının kalitesini artırmaya yönelik yapılmış uluslararası çalışmaları titizlikle takip ediyor ve kalıcı öğrenmeyi sağlayabilecek bir eğitim ortamı için pilot çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Dijital öğrenme süreçlerini, eğitim yöneticilerimiz ve zümre başkanlarımızla ders, konu ve kazanım ihtiyaçlarına göre tasarlıyoruz. Dijital öğrenme süreçlerini yönetirken, inovatif bir öğrenim ortamı oluşturmak için belirlediğimiz uygulamaların, öğrencilere daha fazla yaratıcı öğrenim kaynağı sunmasına, daha iyi etkileşim ve içeriklere tam zamanlı olarak erişim sağlamasına dikkat ediyoruz.
Öğrenimde yer ve zaman kısıtlamasını kaldıran dijital öğrenme ortamlarımızla velilerimizin de sürece aktif katılmalarını sağlıyoruz. Paylaştığımız kılavuzlar, videolar ve bildirimlerle tüm dijital öğrenim ortamlarımıza velilerimizi de dahil ediyoruz. Dijital öğrenme sürecinin sınıf içerisinde uygulayıcısı olan öğretmenlerimizin, yeni dijital öğrenme stratejilerine uyum sağlayarak ders entegrasyonunu sağlamasını süreçteki en önemli anahtar olarak görüyoruz. Bu süreçte öğretmenlerimize sürekli dijital, çevirim içi ve yüz yüze eğitimler sağlıyoruz. 

İELEV DİJİTAL STANDARTLARI’NI BELİRLEDİK
Öğrenciler hangi dijital yeterliliklere sahip olmalı? Öğrencilerinizin bu yeterliliklere sahip olması için hangi çalışmaları gerçekleştiriyorsunuz?
Ayşenur Turan - İELEV Özel İlkokulu/Ortaokulu Bilişim Teknolojileri Öğretmeni: İELEV Okulları olarak hedefimiz, geleceği şekillendirecek nesiller yetiştirmek. Günümüz çocuklarının; bilgi ve medya araçlarına erişmek için dijital uygulamaları kullanma becerilerinin yetişkinler kadar iyi, hatta uyum sürecinin yetişkinlerden daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Öğrencilerimizin dijital yetkinliklerini geliştirerek farklı yeterlilikler kazanabilecekleri eğitim programları geliştirmek için OECD, Dünya Ekonomi Formu, UNESCO Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Pearson, Harvard Eğitim Bilimleri Topluluğu gibi uluslararası kuruluşların yayımladığı dijital yetkinlik standartlarını inceleyerek “İELEV Dijital Standartları”nı belirledik. Bilgi İletişim Sistemleri&Teknoloji Okuryazarlığı, Dijital Bilgi Güvenliği, Bilgi&Veri Okuryazarlığı, Medya Okuryazarlığı, Dijital Kimlik, Dijital İçerik Üretimi&Dijital Okuryazarlık olarak altı temel başlık altında topladığımız İELEV Dijital Standartları otuz bir alt başlığa sahiptir. Okul öncesi seviyesinden başlayarak lise son sınıfa kadar sarmal bir yapıda sunduğumuz eğitim programlarımızda; siber güvenlik, dijital vatandaşlık, dijital medya ve iletişim uygulamaları, kodlama, robotik, 3D tasarım ve ürün prototipleme, oyun programlama, fiziksel programlama gibi başlıklar ile proje tabanlı eğitim ortamları sunmaktayız. Öğrencilerimizle dünyadaki problemlere inovatif çözüm yolları arayarak projelerini prototipleştiriyor, ulusal ve uluslararası yarışma ve fuarlara katılıyoruz. 

Eğitim süreçlerinde oyun önemli bir işlev görüyor. Dijital oyunlar bu süreçte nasıl katkı sağlıyor, hangi fırsatları sunuyor?
Önder Özenferik - İELEV Özel 125.YIL Ortaokulu İngilizce Öğretmeni: Eğitim süreci, bireylerin örgün eğitiminden önce başlar. Etraflarında olan bitenleri öğrenirken onlara en büyük yardımcıları ebeveynleridir. Yeni keşifler yaparken ve yeni bilgiler öğrenirken en önemli araç ise oyundur. Oyun ile öğrenilen bilgiler, çocukların uzun süreli belleklerine çok daha kolay kaydedilir. Oyun, çocuk için hem destekleyici hem de motive edici bir unsurdur. Bu bağlamda dijital oyunlar bireyin eğitim sürecine entegre edilmelidir. Bizler, öğretmenler olarak dijital oyunları eğitim sürecinde efektif bir şekilde kullanmaktayız. Okulumuzda çeşitli Web 2.0 araçlarını ve dijital oyunları öğrencileri motive etmek, yeni bilgiler keşfetmelerini sağlamak, sorgulamalarına fırsat vermek, bilgilerini tazelemek ve aynı zamanda ölçme ve değerlendirme yapmak için kullanıyoruz. Örneğin: öğrencilerimiz için kullandığımız Nearpod uygulaması, öğrencilerin konu tekrarı yapmalarını ve öğrenirken arkadaşlarıyla dostça bir rekabet içerisinde olmalarını sağlamaktadır. Bu süreç, öğrencileri hem motive etmekte hem de öğrenme süreçlerinde bilgilerini test etmelerine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda sağladığı artırılmış gerçeklik özelliğiyle öğrenciler farklı mekanları yapay gerçeklik gözlüğü olmadan da keşfedebilir ve süreç içerisinde yaşayarak öğrenebilirler. Okulumuzda kullandığımız birçok dijital oyun; öğrencilerimizin daha dışa dönük olmalarını, kendilerini daha iyi ifade etmelerini, bilgiyi nasıl daha iyi öğrenebildiklerini keşfetmelerini ve en önemlisi ise kendi öğrenme süreçlerinin sorumluluğunu almalarını sağlamaktadır.

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Aralık 2022 13:32

Gösterim: 1347

Türkiye Özel Okullar Derneği Ortaokul ve Lise Komisyonu üyelerinin desteğiyle düzenlenen “ÖĞRENEN OKUL – GÜÇLENEN ÖĞRETMEN” temalı IX. Ortaöğretim Çalıştayı 10 Aralık 2022 Özel Irmak Okulları’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Çalıştaya MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, İl Milli Eğitim Şube Müdürleri, özel öğretim kurumlarını temsil eden dernek başkanları, akademisyenler, eğitim uzmanları, basın mensupları, özel okul kurucu, yönetici ve öğretmenlerinden oluşan 650’ye yakın kişi katıldı.

tozok_ooÇalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk, Türkiye Özel Okullar Derneği olarak, 71 yıldır Türk Milli Eğitimi ve özel okulculuğun gelişmesi için, 1500’ün üzerinde üye okulula eğitim alanlarında çeşitli faaliyetler yürüttüklerini söyledi. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana konularımızdan biri; eğitim adına ülkemizde ve dünyadaki gelişmeleri takip edip, öğretmenlerimizle paylaşmak ve öğrencilerimizin kullanımına sunmaktır. Bu çerçevede yıl içerisinde düzenlediğimiz birçok akademik çalışma gibi, “Öğrenen Okul – Güçlenen Öğretmen” temalı 9. Ortaöğretim Çalıştayımızı, ortaokul ve lise komisyonlarımızın yoğun emekleriyle hazırladık. Çalıştayımızda ; Yaşamın, yaşama dair her şeyin, bu denli hızlı geliştiği bir dönemde, Sanayi Devrimi zamanında ve o dönemin şartlarına göre yapılanmış, tasarlanmış ve programlanmış bir okulla, bugünün ihtiyaçlarına cevap verebilmenin, bugünün problemlerini çözüp geleceği programlamanın mümkün olmadığını düşüncesiyle yaklaşımlarımızı şekillendirdik. Bunun içindir ki; “öğretmeni kadar iyi olan okulu”; bilginin en önemli güç olarak kabul edildiği çağımızda, nasıl yaparız da öğrenme kültürüne sahip örgütler ve öğrenmeyi teşvik eden sistemler arasına ekleyebilir ve bunu sürdürebilir hale getirebiliriz.
Nasıl olur da; endüstri 4:00’ın bile artık geri kaldığı, yerine toplum 5:00 gibi, süper akıllı toplumu, dolayısıyla insanı daha çok merkeze koyan ve önemseyen bir yeni dünya düzeninde, gelişen süreçleri takip ederek, elverişli bir öğretme ve öğrenme ortamı oluşturacak okulları meydana getirebiliriz. İşte aslında burada cevap, Çalıştay başlığımızın ikinci satırında yer alan ‘’GÜÇLÜ ÖĞRETMEN’’de yatıyor. Bu sebeple, okulları okul yapan öğretmenimizi, daha iyi imkanlarla nasıl yetiştirebilir, geliştirebilir ve hakkettiği değeri vererek, geleceği hazırlamasına yardımcı olabiliriz. Bu şekilde ‘’Güçlenen Öğretmen ‘’ ile daha güvenilir, güçlü yarınlara ve nesillere ulaşabiliriz. Değerli öğretenlerimizin, yetiştirdiği evlatlar sayesinde geleceğe umutla bakıp, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedeflere, sizlerin eseri olan yeni nesillerle ulaşabiliriz.
Bütün bunların ışığında biliyoruz ki, kendisi öğrenmeyi öğrenmemiş olan, başka bir kimseye öğrenme becerisini kazandıramaz, bu süreçten de uzak kalarak varlığını nitelikli bir şekilde sürdüremez.                                             Öğrenen öğretmen demek, değişen ihtiyaç ve şartlara göre kendisini ve kalitesini yenileyen ve geliştiren olmalıdır.
Elbette toplum ve kurumlar da bunun için öğretmene hakkettiği yaşam standardını ve imkanlarını da sunmak zorundadır. Düzenlenen Çalıştayımızın okullarımıza, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize yararlı olmasını bir kez daha temenni ediyorum.”

ÇALIŞTAY’DA OLUŞAN KARARLA
* Okulları mükemmel yapan, mükemmel öğretmenlerdir. Mükemmellik bir takım sporudur ve takım sporları sağlam iletişim gerektirir. Öğrenciler için mümkün olan en iyi ortamı sağlamak için iletişim hatları açık tutulmalıdır.
* Öğretmen iyiyse toplumu da kurtarır. O halde toplumu kurtarmak için öğretmeni ve öğretmenin yaşam şartlarını, kendini geliştirme imkanlarını iyileştirmek gereklidir. Gelecek öğretmenlerin eseri olacak derken öğretmenleri bugünün ve şartların esiri haline getiren sistemin kendini sorgulaması şarttır. Öğretmenlere daha fazla özerklik tanınıp, tasarımcı yönlerinin güçlendirilmesi hem mesleki gelişimlerine hem de öğrenme ortamının zenginleştirilmesine katkıda bulunacaktır.
* Öğretmen olmak, yarına kalmanın garantisidir. Ancak yarına kalmak her zaman olumlu deneyimler, duygularla beslenmemiş ise, çocuğun yaşam boyu öğrenmeye olan ilgisini olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle unutulmaz öğretmen olup yarına kalmayı bir sorumluluk olarak ele aldığımızda, çocukların duygu, düşünce ve davranışlarında onların yüksek yararına olacak bilgi, beceri ve alışkanlıkların inşa edilmesine çaba gösterilmelidir. Unutulmaz öğretmenler, çocukların duygularını anlayan, aralarında güvene dayalı bağ kurmayı önemseyen meraklı, yaratıcı, bilgili ve oyun dostu kişilerdir.
* Öğretmenler öğrencilerin sadece konu bilgisini ölçmenin ötesine geçmelidir. Öğrencilerin yaşam boyu öğrenme süreçlerine destek olacak konu özelinde de olsa düşünme becerilerini öğretmek, değerlendirmek ve eksikleri hakkında geri bildirim vermek de öğretmenlerin sorumlulukları içinde olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek iyi bir öğretmen olmak için gerekli tek kriter değildir, ama öğretmeni daha iyi bir öğretmen yapacağı tartışılmaz bir gerçektir.
* Okullara verilen yeni görev, okul bilgisi ile hayat bilgisini ilişkilendirme ve okul bilgisi ile gündelik hayatta karşılaşılan sorunları çözebilecek öğrenciler yetiştirmektir. Beceri temelli bir eğitim, odak noktasında bilgi edinmenin ötesinde, öğrenci liderliğindeki öğrenmeye öncelik verecek ve öğrencilerin derslerde uygulayabilecekleri edinimleri; hayatlarının her alanında kullanabilecekleri çapraz becerileri geliştirmelerine yardımcı olacak şekilde yapılandırılmıştır. Ölçme değerlendirmede ise ideal ve işlemsel öğrenmenin hâkim olduğu bir kültürden yaşam temelli ve bağlam temelli yeni nesil soru kültürünün hâkim olduğu bir anlayışa yöneliş çağı yaşanmaktadır. Bu çağa ayak uydurmaya çalışılırken okullar bağlamında karşılaşılan başlıca sorun ise “okullarımızın bu anlayışların neresinde ve bu dönüşüm ya da değişme ne kadar hazır” olduğudur.
* Araştırmalar, akademik başarıyı getiren en önemli becerilerden birinin öz denetimli öğrenme olduğunu işaret etmektedir. Akademik başarıyı destekleyen, öğrenme analitiği, eğitim veri madenciliği gibi teknolojilerle geliştirilmesiyle tasarlanan kişiye özel hizmetler sunan sistemlerin, öğrencilerin öz denetim becerilerini arttırdığı gözlemlenmektedir.
* Avrupa Birliği ülkelerinin eğitimin yeniden yapılandırılmasına yönelik gelecek yıllar için dijital eylem planlarını şimdiden yayınladıkları görülmektedir. Ülkemizin de beceri temelli eğitimde dijital sistemlerin kullanımına yönelik sistematik ve planlı yaklaşımları şimdiden gözden geçirmesinde yarar vardır. Yapay zekayı kullanmak yalnızca öğrenciler için değil öğretmenler için de destekleyici rolde olacaktır.
* Çocukların birey olarak varlıklarını başkalarıyla olan ilişkileriyle dengeleyerek inşa ettikleri süreçte okullarda sunulan sosyal ve duygusal öğrenme fırsatlarının önemi büyüktür. Öğretmenlerin sosyal duygusal öğrenmeye karşı olumlu tutumları ve yetkinlikleri ve okulların bu alana zaman ve alan açması öğrencilere sunulan nitelikli eğitimin ön koşullarıdır. Değişen toplumda değişen ihtiyaçların karşılanması için eğitim sisteminin ve uygulamalarının önceliklerden biri sosyal ve duygusal öğrenme olmalıdır.
* Akademik zekâ ile doğa kontrol altına alınıp yeni gezegenler keşfedilebilir ancak huzurlu, güvenli ve mutlu bir yaşam sürdürebilmek için bizi biz yapan duygularımızın da eğitilmesi gerekir.
* Dünyanın çocuklarımıza ne verdiği düşüncesi kadar önemli olan bir şey, çocuklarımızın dünyaya ne vereceğidir. Dijital dünyada eğitim ruhsal anlamda dayanıklı, esnek, sorun çözme yeteneği yüksek ama aynı zamanda ruhsal zekası olan, empati ve şefkat melekeleri gelişmiş öğrenciler yetiştirmeye odaklanmalıdır.
* Seslerinin ve düşüncelerinin önemli olduğunu özümsemiş bir anlayışla yetişen öğrenciler; geri bildirimlerini daha geniş bir okul kültürü ve kendi değerleriyle ilişkilendirmeye başlarlar. Bu bağlamda öğrenme atmosferine yayılmış yansıtıcı ve gelişim odaklı geribildirim anlayışı, güçlü ve sürdürülebilir bir okul kültürü olmanın temel anahtarıdır.
* Günümüzün genç insanları ile bağ kurabilecek, onların üretken ve özgüvenli birer birey olmalarını sağlayacak öğretmenlerin koçluk prensiplerini ve koçluk becerilerini özümsemiş olmaları işlerini çok kolaylaştıracaktır. Yeni nesillere hak ettikleri gelişim ortamını sunabilmek için okullar, eğitimde koçluk yaklaşımını benimseyebilir ve öğretmenlere bu konuda farkındalık ve gerekli becerileri kazandırabilir.
* Tasarım Odaklı Düşünme, öğrencilerin yaratıcılık, sorun çözme, empati, sorumluluk alma, hatalardan öğrenme ve birlikte çalışma becerilerini geliştiren ve tüm okul toplumuna ilham veren bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım karşı karşıya kalınan birbirinden farklı dinamiklere sahip sorunlar karşısında; problemlere bakış açımızı değiştiren, her bireyin değişim yaratabileceğine inanan, basit ve yaratıcı çözümlerin kapısını aralayan bir problem çözme metodolojisidir.
* Çocuğun korunma hakkının toplumsal güvencelerinden biri olan okulların, çocuk koruma politikalarına sahip olması ve okul ortamının bu politikaya uygun biçimde düzenlenmesi çocuk haklarının en önemli teminatlarındandır.
* Öğrenciler için yalnızca akademik becerilerin değil iyi oluş halinin desteklenmesinin önemi gün geçtikçe daha çok anlaşılmaktadır. Okul ortamında öğrenci ve öğretmenler için şefkat, nezaket, odaklanma ve sakinlik fırsatlarına alan açmalıyız. Thich Nhat Hanh ne güzel söyler; “Bizler dünyanın çocuklarıyız. Dünyaya yaslanırız ve dünya da bize yaslanır. Dünyanın güzel, canlı, yeşil ya da kurak, kavrulmuş olması bizim yürüdüğümüz yola bağlı. Lütfen dünyaya mindful bir biçimde, neşe ve özenle dokunun. Dünya sizi şifalandırır ve siz de dünyayı şifalandırırsınız.”

> TÖZOK 9. Ortaöğretim Çalıştayı Sonuç Bildirgesi açıklandı

Türkiye Özel Okullar Derneği Ortaokul ve Lise Komisyonu üyelerinin desteğiyle düzenlenen “ÖĞRENEN OKUL – GÜÇLENEN ÖĞRETMEN” temalı IX. Ortaöğretim Çalıştayı 10 Aralık 2022 Özel Irmak Okulları’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Çalıştaya MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, İl Milli Eğitim Şube Müdürleri, özel öğretim kurumlarını temsil eden dernek başkanları, akademisyenler, eğitim uzmanları, basın mensupları, özel okul kurucu, yönetici ve öğretmenlerinden oluşan 650’ye yakın kişi katıldı.

tozok_ooÇalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren TÖZOK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Öztürk, Türkiye Özel Okullar Derneği olarak, 71 yıldır Türk Milli Eğitimi ve özel okulculuğun gelişmesi için, 1500’ün üzerinde üye okulula eğitim alanlarında çeşitli faaliyetler yürüttüklerini söyledi. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana konularımızdan biri; eğitim adına ülkemizde ve dünyadaki gelişmeleri takip edip, öğretmenlerimizle paylaşmak ve öğrencilerimizin kullanımına sunmaktır. Bu çerçevede yıl içerisinde düzenlediğimiz birçok akademik çalışma gibi, “Öğrenen Okul – Güçlenen Öğretmen” temalı 9. Ortaöğretim Çalıştayımızı, ortaokul ve lise komisyonlarımızın yoğun emekleriyle hazırladık. Çalıştayımızda ; Yaşamın, yaşama dair her şeyin, bu denli hızlı geliştiği bir dönemde, Sanayi Devrimi zamanında ve o dönemin şartlarına göre yapılanmış, tasarlanmış ve programlanmış bir okulla, bugünün ihtiyaçlarına cevap verebilmenin, bugünün problemlerini çözüp geleceği programlamanın mümkün olmadığını düşüncesiyle yaklaşımlarımızı şekillendirdik. Bunun içindir ki; “öğretmeni kadar iyi olan okulu”; bilginin en önemli güç olarak kabul edildiği çağımızda, nasıl yaparız da öğrenme kültürüne sahip örgütler ve öğrenmeyi teşvik eden sistemler arasına ekleyebilir ve bunu sürdürebilir hale getirebiliriz.
Nasıl olur da; endüstri 4:00’ın bile artık geri kaldığı, yerine toplum 5:00 gibi, süper akıllı toplumu, dolayısıyla insanı daha çok merkeze koyan ve önemseyen bir yeni dünya düzeninde, gelişen süreçleri takip ederek, elverişli bir öğretme ve öğrenme ortamı oluşturacak okulları meydana getirebiliriz. İşte aslında burada cevap, Çalıştay başlığımızın ikinci satırında yer alan ‘’GÜÇLÜ ÖĞRETMEN’’de yatıyor. Bu sebeple, okulları okul yapan öğretmenimizi, daha iyi imkanlarla nasıl yetiştirebilir, geliştirebilir ve hakkettiği değeri vererek, geleceği hazırlamasına yardımcı olabiliriz. Bu şekilde ‘’Güçlenen Öğretmen ‘’ ile daha güvenilir, güçlü yarınlara ve nesillere ulaşabiliriz. Değerli öğretenlerimizin, yetiştirdiği evlatlar sayesinde geleceğe umutla bakıp, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedeflere, sizlerin eseri olan yeni nesillerle ulaşabiliriz.
Bütün bunların ışığında biliyoruz ki, kendisi öğrenmeyi öğrenmemiş olan, başka bir kimseye öğrenme becerisini kazandıramaz, bu süreçten de uzak kalarak varlığını nitelikli bir şekilde sürdüremez.                                             Öğrenen öğretmen demek, değişen ihtiyaç ve şartlara göre kendisini ve kalitesini yenileyen ve geliştiren olmalıdır.
Elbette toplum ve kurumlar da bunun için öğretmene hakkettiği yaşam standardını ve imkanlarını da sunmak zorundadır. Düzenlenen Çalıştayımızın okullarımıza, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize yararlı olmasını bir kez daha temenni ediyorum.”

ÇALIŞTAY’DA OLUŞAN KARARLA
* Okulları mükemmel yapan, mükemmel öğretmenlerdir. Mükemmellik bir takım sporudur ve takım sporları sağlam iletişim gerektirir. Öğrenciler için mümkün olan en iyi ortamı sağlamak için iletişim hatları açık tutulmalıdır.
* Öğretmen iyiyse toplumu da kurtarır. O halde toplumu kurtarmak için öğretmeni ve öğretmenin yaşam şartlarını, kendini geliştirme imkanlarını iyileştirmek gereklidir. Gelecek öğretmenlerin eseri olacak derken öğretmenleri bugünün ve şartların esiri haline getiren sistemin kendini sorgulaması şarttır. Öğretmenlere daha fazla özerklik tanınıp, tasarımcı yönlerinin güçlendirilmesi hem mesleki gelişimlerine hem de öğrenme ortamının zenginleştirilmesine katkıda bulunacaktır.
* Öğretmen olmak, yarına kalmanın garantisidir. Ancak yarına kalmak her zaman olumlu deneyimler, duygularla beslenmemiş ise, çocuğun yaşam boyu öğrenmeye olan ilgisini olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle unutulmaz öğretmen olup yarına kalmayı bir sorumluluk olarak ele aldığımızda, çocukların duygu, düşünce ve davranışlarında onların yüksek yararına olacak bilgi, beceri ve alışkanlıkların inşa edilmesine çaba gösterilmelidir. Unutulmaz öğretmenler, çocukların duygularını anlayan, aralarında güvene dayalı bağ kurmayı önemseyen meraklı, yaratıcı, bilgili ve oyun dostu kişilerdir.
* Öğretmenler öğrencilerin sadece konu bilgisini ölçmenin ötesine geçmelidir. Öğrencilerin yaşam boyu öğrenme süreçlerine destek olacak konu özelinde de olsa düşünme becerilerini öğretmek, değerlendirmek ve eksikleri hakkında geri bildirim vermek de öğretmenlerin sorumlulukları içinde olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek iyi bir öğretmen olmak için gerekli tek kriter değildir, ama öğretmeni daha iyi bir öğretmen yapacağı tartışılmaz bir gerçektir.
* Okullara verilen yeni görev, okul bilgisi ile hayat bilgisini ilişkilendirme ve okul bilgisi ile gündelik hayatta karşılaşılan sorunları çözebilecek öğrenciler yetiştirmektir. Beceri temelli bir eğitim, odak noktasında bilgi edinmenin ötesinde, öğrenci liderliğindeki öğrenmeye öncelik verecek ve öğrencilerin derslerde uygulayabilecekleri edinimleri; hayatlarının her alanında kullanabilecekleri çapraz becerileri geliştirmelerine yardımcı olacak şekilde yapılandırılmıştır. Ölçme değerlendirmede ise ideal ve işlemsel öğrenmenin hâkim olduğu bir kültürden yaşam temelli ve bağlam temelli yeni nesil soru kültürünün hâkim olduğu bir anlayışa yöneliş çağı yaşanmaktadır. Bu çağa ayak uydurmaya çalışılırken okullar bağlamında karşılaşılan başlıca sorun ise “okullarımızın bu anlayışların neresinde ve bu dönüşüm ya da değişme ne kadar hazır” olduğudur.
* Araştırmalar, akademik başarıyı getiren en önemli becerilerden birinin öz denetimli öğrenme olduğunu işaret etmektedir. Akademik başarıyı destekleyen, öğrenme analitiği, eğitim veri madenciliği gibi teknolojilerle geliştirilmesiyle tasarlanan kişiye özel hizmetler sunan sistemlerin, öğrencilerin öz denetim becerilerini arttırdığı gözlemlenmektedir.
* Avrupa Birliği ülkelerinin eğitimin yeniden yapılandırılmasına yönelik gelecek yıllar için dijital eylem planlarını şimdiden yayınladıkları görülmektedir. Ülkemizin de beceri temelli eğitimde dijital sistemlerin kullanımına yönelik sistematik ve planlı yaklaşımları şimdiden gözden geçirmesinde yarar vardır. Yapay zekayı kullanmak yalnızca öğrenciler için değil öğretmenler için de destekleyici rolde olacaktır.
* Çocukların birey olarak varlıklarını başkalarıyla olan ilişkileriyle dengeleyerek inşa ettikleri süreçte okullarda sunulan sosyal ve duygusal öğrenme fırsatlarının önemi büyüktür. Öğretmenlerin sosyal duygusal öğrenmeye karşı olumlu tutumları ve yetkinlikleri ve okulların bu alana zaman ve alan açması öğrencilere sunulan nitelikli eğitimin ön koşullarıdır. Değişen toplumda değişen ihtiyaçların karşılanması için eğitim sisteminin ve uygulamalarının önceliklerden biri sosyal ve duygusal öğrenme olmalıdır.
* Akademik zekâ ile doğa kontrol altına alınıp yeni gezegenler keşfedilebilir ancak huzurlu, güvenli ve mutlu bir yaşam sürdürebilmek için bizi biz yapan duygularımızın da eğitilmesi gerekir.
* Dünyanın çocuklarımıza ne verdiği düşüncesi kadar önemli olan bir şey, çocuklarımızın dünyaya ne vereceğidir. Dijital dünyada eğitim ruhsal anlamda dayanıklı, esnek, sorun çözme yeteneği yüksek ama aynı zamanda ruhsal zekası olan, empati ve şefkat melekeleri gelişmiş öğrenciler yetiştirmeye odaklanmalıdır.
* Seslerinin ve düşüncelerinin önemli olduğunu özümsemiş bir anlayışla yetişen öğrenciler; geri bildirimlerini daha geniş bir okul kültürü ve kendi değerleriyle ilişkilendirmeye başlarlar. Bu bağlamda öğrenme atmosferine yayılmış yansıtıcı ve gelişim odaklı geribildirim anlayışı, güçlü ve sürdürülebilir bir okul kültürü olmanın temel anahtarıdır.
* Günümüzün genç insanları ile bağ kurabilecek, onların üretken ve özgüvenli birer birey olmalarını sağlayacak öğretmenlerin koçluk prensiplerini ve koçluk becerilerini özümsemiş olmaları işlerini çok kolaylaştıracaktır. Yeni nesillere hak ettikleri gelişim ortamını sunabilmek için okullar, eğitimde koçluk yaklaşımını benimseyebilir ve öğretmenlere bu konuda farkındalık ve gerekli becerileri kazandırabilir.
* Tasarım Odaklı Düşünme, öğrencilerin yaratıcılık, sorun çözme, empati, sorumluluk alma, hatalardan öğrenme ve birlikte çalışma becerilerini geliştiren ve tüm okul toplumuna ilham veren bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım karşı karşıya kalınan birbirinden farklı dinamiklere sahip sorunlar karşısında; problemlere bakış açımızı değiştiren, her bireyin değişim yaratabileceğine inanan, basit ve yaratıcı çözümlerin kapısını aralayan bir problem çözme metodolojisidir.
* Çocuğun korunma hakkının toplumsal güvencelerinden biri olan okulların, çocuk koruma politikalarına sahip olması ve okul ortamının bu politikaya uygun biçimde düzenlenmesi çocuk haklarının en önemli teminatlarındandır.
* Öğrenciler için yalnızca akademik becerilerin değil iyi oluş halinin desteklenmesinin önemi gün geçtikçe daha çok anlaşılmaktadır. Okul ortamında öğrenci ve öğretmenler için şefkat, nezaket, odaklanma ve sakinlik fırsatlarına alan açmalıyız. Thich Nhat Hanh ne güzel söyler; “Bizler dünyanın çocuklarıyız. Dünyaya yaslanırız ve dünya da bize yaslanır. Dünyanın güzel, canlı, yeşil ya da kurak, kavrulmuş olması bizim yürüdüğümüz yola bağlı. Lütfen dünyaya mindful bir biçimde, neşe ve özenle dokunun. Dünya sizi şifalandırır ve siz de dünyayı şifalandırırsınız.”

Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Aralık 2022 17:11

Gösterim: 1126

MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan görevden alınarak yerine Mustafa Gelen atandı.

meb_oogmMEB Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Mustafa Gelen, Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ömer İnan görevi düzenlenen törenle Mustafa Gelen’e devretti.

> Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne yeni isim atandı

MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan görevden alınarak yerine Mustafa Gelen atandı.

meb_oogmMEB Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Mustafa Gelen, Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ömer İnan görevi düzenlenen törenle Mustafa Gelen’e devretti.

Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Aralık 2022 14:01

Gösterim: 1361

Sınav Koleji öğrencileri Elif Gülhan ve Kemal Çağın Gül önemli bir başarıya imza attılar.

sınav_koleji_aralik_2022Ankara Sınav Koleji Eskişehir Yolu Kampüsü öğrencileri Elif Gülhan ve Kemal Çağın Gül;  Bulut Teknolojisi içinde Gelecek Nesil Tasarım Teknolojileri - Bulut 3D CAD tasarımını en erken yaşta öğrenenlerden oldular. Elif Gülhan ve Kemal Çağın Gülaynı zamanda uluslararası sertifika sınavı ''3D CreatorAssociate''i geçerek bir rekora imza attılar. Sınav Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Metin Özer, öğrencileri kutlayarak sevinçlerine ortak oldu.

> 10 yaşında Dünya Rekoruna imza attılar

Sınav Koleji öğrencileri Elif Gülhan ve Kemal Çağın Gül önemli bir başarıya imza attılar.

sınav_koleji_aralik_2022Ankara Sınav Koleji Eskişehir Yolu Kampüsü öğrencileri Elif Gülhan ve Kemal Çağın Gül;  Bulut Teknolojisi içinde Gelecek Nesil Tasarım Teknolojileri - Bulut 3D CAD tasarımını en erken yaşta öğrenenlerden oldular. Elif Gülhan ve Kemal Çağın Gülaynı zamanda uluslararası sertifika sınavı ''3D CreatorAssociate''i geçerek bir rekora imza attılar. Sınav Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Metin Özer, öğrencileri kutlayarak sevinçlerine ortak oldu.

Son Güncelleme: Perşembe, 01 Aralık 2022 15:07

Gösterim: 922


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.