Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ODTÜ'de Başbakan Erdoğan'ı protesto eden öğrenciler hakkında savcılık, örgüt üyesi olabilecekleri gerekçesiyle 'terör' soruşturması başlattı.

odtu eylemÇin’den fırlatılan ‘Göktürk-2 Uydusu’ için ODTÜ’de 18 Aralık günü düzenlenen törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ı, öğrenciler protesto etmek istemişti. Protestoya polis sert müdahale etmiş, çok sayıda öğrenci yaralanmıştı.

Olayların ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü, kimliği tespit edilen 12 öğrenci hakkında soruşturma açılması için savcılığa başvurdu. Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’ncu maddesiyle görevli Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, öğrenciler hakkında “Terör örgütü üyeliği”, “Mala zarar verme” ve “Polise mukavemet” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında protesto gösterisine katılan ve kimliği tespit edilen 12 kişi için gözaltı kararı çıkartıldı. Protesto gösterisinde çekilen fotoğrafların dedilil sayıldığı soruşturma kapsamında öğrencilerin evlerine baskınlar düzenlendi.

Çantalara da bakın

Savcı Sadık Bayındır, kamuoyunda ‘özgürlük hakimi’ olarak bilinen hakimliğe başvurarak, öğrencilerin konutlarında arama ve haklarında gözaltı kararı aldırdı. Savcılığın başvurusunu değerlendiren TMK 10. Madde ile görevli Ankara 1 Nolu Hakimliği verdiği arama kararında, öğrencilerin ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü önünde “Bilimi Satan Emperyalist Savaş Çığırtkanı Tayyip ODTÜ’den Defol” yazılı pankartın arkasında toplanarak çeşitli sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçtikleri belirtilerek “Güvenlik güçlerinin tüm ikazlarına rağmen dağılmayan grup tanınmamak için yüzlerinin bir kısmını kapatıp taşlı ve sapanlı saldırıya geçmesi üzerine güvenlik güçlerince müdahale edildi. Eylemci grup, sert cisimler atmak suretiyle görevli emniyet mensuplarına saldırılarına devam etti” denildi. Olayda 15 polisin yaralandığı, kamu kurumlarına ait binalara ve bankalara zarar verildiği de belirtildi.

Kararda ayrıca “Şüphelilerin tespit edilen adresinde ve müştemilatlarında, ikamette bulunan diğer şahısların üzerinde, çantalarında, varsa araçlarında da arama yapılsın. Örgütsel dokümanlara el konulsun” denildi. Savcılık ise emniyete gönderdiği yazıda şunları istedi: “Şüphelilerin terör örgütleriyle irtibatlarının bulunup bulunmadığının kapsamlı bir şekilde araştırılması, kullandıkları telefon numaraları üzerinde HTS, mesaj ve baz verilerin incelenmesi, rica olunur.”

Alınan karar üzerine öğrencilere yönelik operasyon başladı. Polisler önceden belirlenen adreslere operasyon düzenlendi.

Önce gözaltı sonra delil

Soruşturma dosyasındaki tek delil ise ODTÜ’deki protesto gösterisinde polis tarafından çekilen fotoğraflar. Savcılık kaynakları, öğrenciler hakkında daha öncesine dair herhangi bir dinleme ve teknik takip kararı bulunmadığını ifade ederken, ‘ev aramasında ulaşılan delilerin soruşturmaya yön vereceğine’ vurgu yapmaları dikkat çekti.

Av malzemesine el konuldu

Gözaltına alınan ODTÜ Jeoloji Bölümünde okuyan Musatfa Bozkurt’un yapılan ev aramasında babası Binali Bozkurt’un av malzemelerine el konulduğunu öğrenildi. Baba Bozkurt, “ Evimde meraktan bulundurduğum iki tane kuru sıkı tabancam da polislerce alındı. Benim 30 sene önce aldığım ve Kızıldere olayının anlatıldığı kitaplara da el konuldu. Ayrıca oğlum kullandığı ve Jeoloji çekicini de almak istediler ” diye konuştu.

50 kişilik liste var

Gözaltına alınan 10 öğrenci sorguları yapılmak üzere Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyetin elinde 50 kişinin yer aldığı bir listenin bulunduğu öğrenildi. Gözaltına alınan öğrencilerin avukatlar ise gözaltına alınan öğrencilerin neyle suçlandıklarını bilmediklerini ve kendilerine bilgi sverilmediğini öne sürdüler.

> ODTÜ'deki protestoya terör soruşturması

ODTÜ'de Başbakan Erdoğan'ı protesto eden öğrenciler hakkında savcılık, örgüt üyesi olabilecekleri gerekçesiyle 'terör' soruşturması başlattı.

odtu eylemÇin’den fırlatılan ‘Göktürk-2 Uydusu’ için ODTÜ’de 18 Aralık günü düzenlenen törene katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ı, öğrenciler protesto etmek istemişti. Protestoya polis sert müdahale etmiş, çok sayıda öğrenci yaralanmıştı.

Olayların ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü, kimliği tespit edilen 12 öğrenci hakkında soruşturma açılması için savcılığa başvurdu. Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’ncu maddesiyle görevli Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, öğrenciler hakkında “Terör örgütü üyeliği”, “Mala zarar verme” ve “Polise mukavemet” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında protesto gösterisine katılan ve kimliği tespit edilen 12 kişi için gözaltı kararı çıkartıldı. Protesto gösterisinde çekilen fotoğrafların dedilil sayıldığı soruşturma kapsamında öğrencilerin evlerine baskınlar düzenlendi.

Çantalara da bakın

Savcı Sadık Bayındır, kamuoyunda ‘özgürlük hakimi’ olarak bilinen hakimliğe başvurarak, öğrencilerin konutlarında arama ve haklarında gözaltı kararı aldırdı. Savcılığın başvurusunu değerlendiren TMK 10. Madde ile görevli Ankara 1 Nolu Hakimliği verdiği arama kararında, öğrencilerin ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü önünde “Bilimi Satan Emperyalist Savaş Çığırtkanı Tayyip ODTÜ’den Defol” yazılı pankartın arkasında toplanarak çeşitli sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçtikleri belirtilerek “Güvenlik güçlerinin tüm ikazlarına rağmen dağılmayan grup tanınmamak için yüzlerinin bir kısmını kapatıp taşlı ve sapanlı saldırıya geçmesi üzerine güvenlik güçlerince müdahale edildi. Eylemci grup, sert cisimler atmak suretiyle görevli emniyet mensuplarına saldırılarına devam etti” denildi. Olayda 15 polisin yaralandığı, kamu kurumlarına ait binalara ve bankalara zarar verildiği de belirtildi.

Kararda ayrıca “Şüphelilerin tespit edilen adresinde ve müştemilatlarında, ikamette bulunan diğer şahısların üzerinde, çantalarında, varsa araçlarında da arama yapılsın. Örgütsel dokümanlara el konulsun” denildi. Savcılık ise emniyete gönderdiği yazıda şunları istedi: “Şüphelilerin terör örgütleriyle irtibatlarının bulunup bulunmadığının kapsamlı bir şekilde araştırılması, kullandıkları telefon numaraları üzerinde HTS, mesaj ve baz verilerin incelenmesi, rica olunur.”

Alınan karar üzerine öğrencilere yönelik operasyon başladı. Polisler önceden belirlenen adreslere operasyon düzenlendi.

Önce gözaltı sonra delil

Soruşturma dosyasındaki tek delil ise ODTÜ’deki protesto gösterisinde polis tarafından çekilen fotoğraflar. Savcılık kaynakları, öğrenciler hakkında daha öncesine dair herhangi bir dinleme ve teknik takip kararı bulunmadığını ifade ederken, ‘ev aramasında ulaşılan delilerin soruşturmaya yön vereceğine’ vurgu yapmaları dikkat çekti.

Av malzemesine el konuldu

Gözaltına alınan ODTÜ Jeoloji Bölümünde okuyan Musatfa Bozkurt’un yapılan ev aramasında babası Binali Bozkurt’un av malzemelerine el konulduğunu öğrenildi. Baba Bozkurt, “ Evimde meraktan bulundurduğum iki tane kuru sıkı tabancam da polislerce alındı. Benim 30 sene önce aldığım ve Kızıldere olayının anlatıldığı kitaplara da el konuldu. Ayrıca oğlum kullandığı ve Jeoloji çekicini de almak istediler ” diye konuştu.

50 kişilik liste var

Gözaltına alınan 10 öğrenci sorguları yapılmak üzere Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyetin elinde 50 kişinin yer aldığı bir listenin bulunduğu öğrenildi. Gözaltına alınan öğrencilerin avukatlar ise gözaltına alınan öğrencilerin neyle suçlandıklarını bilmediklerini ve kendilerine bilgi sverilmediğini öne sürdüler.

Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Aralık 2012 10:21

Gösterim: 1713

Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesinde, çoğunlukla Roman öğrencilerin gittiği okulda yaşanan devamsızlık sorunu, ''Müziğin Ritmi'' projesiyle sona erdi.

tekirdağda okulHayrabolu İlçe Milli Eğitim Müdürü Besim Dede, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarmak, onları okula kazandırmak ve devamsızlıkları önlemek amacıyla Gazi İlkokulu yönetiminin proje geliştirdiğini söyledi.

Projenin hayata geçirilebilmesi için TKA'ya başvurulduğunu anlatan Dede, ''Trakya Kalkınma Ajansı tarafından proje değerlendirildi ve bu çocuklarımızın yetenekli olup ileride topluma yararlı bireyler olmalarını sağlamak amacıyla bu desteği sağladılar'' dedi.

Dede, okulda öğrencilerin devamsızlık sorunu olduğunu ancak ''Müziğin Ritmi'' projesi ile bu sorunun aşıldığını belirterek, projeyle çocukları okula kazandırmak ve onların okul ortamında bulunmalarını sağlayarak kötü alışkanlıklardan uzak tutmayı amaçladıklarını kaydetti.

Proje kapsamında, okula ''Müziğin Ritmi'' sınıfı kurduklarını ve birçok enstrümanı çocukların kullanımına sunduklarını anlatan Dede, burada çocukların hem müzik eğitimi gördüklerini hem de yeteneklerini ortaya çıkardıklarını ifade etti.

Dede, başlattıkları proje sonrasında çocukların devamsızlığının azaldığını dile getirerek, ''çocukların hepsinin yetenekli birer cevher olduğunu ve projeyle bu cevherleri ortaya çıkardıklarını'' bildirdi.

Müzik Öğretmeni Binnaz Andaç da çocukların yaşıtlarından farklı olarak daha enerjik, coşkulu ve müziğe karşı çok yetenekli olduklarına dikkati çekerek, onları müzikle beraber okula bağlamak, okuldaki sorunlarını müzik aşkıyla gidermek ve ileride müziği meslek edinmelerini sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

> Okulda devamsızlığa son veren uygulama

Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesinde, çoğunlukla Roman öğrencilerin gittiği okulda yaşanan devamsızlık sorunu, ''Müziğin Ritmi'' projesiyle sona erdi.

tekirdağda okulHayrabolu İlçe Milli Eğitim Müdürü Besim Dede, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarmak, onları okula kazandırmak ve devamsızlıkları önlemek amacıyla Gazi İlkokulu yönetiminin proje geliştirdiğini söyledi.

Projenin hayata geçirilebilmesi için TKA'ya başvurulduğunu anlatan Dede, ''Trakya Kalkınma Ajansı tarafından proje değerlendirildi ve bu çocuklarımızın yetenekli olup ileride topluma yararlı bireyler olmalarını sağlamak amacıyla bu desteği sağladılar'' dedi.

Dede, okulda öğrencilerin devamsızlık sorunu olduğunu ancak ''Müziğin Ritmi'' projesi ile bu sorunun aşıldığını belirterek, projeyle çocukları okula kazandırmak ve onların okul ortamında bulunmalarını sağlayarak kötü alışkanlıklardan uzak tutmayı amaçladıklarını kaydetti.

Proje kapsamında, okula ''Müziğin Ritmi'' sınıfı kurduklarını ve birçok enstrümanı çocukların kullanımına sunduklarını anlatan Dede, burada çocukların hem müzik eğitimi gördüklerini hem de yeteneklerini ortaya çıkardıklarını ifade etti.

Dede, başlattıkları proje sonrasında çocukların devamsızlığının azaldığını dile getirerek, ''çocukların hepsinin yetenekli birer cevher olduğunu ve projeyle bu cevherleri ortaya çıkardıklarını'' bildirdi.

Müzik Öğretmeni Binnaz Andaç da çocukların yaşıtlarından farklı olarak daha enerjik, coşkulu ve müziğe karşı çok yetenekli olduklarına dikkati çekerek, onları müzikle beraber okula bağlamak, okuldaki sorunlarını müzik aşkıyla gidermek ve ileride müziği meslek edinmelerini sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Aralık 2012 10:03

Gösterim: 1411

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Amasya’da katıldığı bir etkinlikte, Eğitim-Bir-Sen’in okullarda mescit açılmasıyla ilgili verdiği dilekçeyi değerlendirdi. Dinçer, “Toplumda insanlar kendi ihtiyaç ve beklentilerini bize ulaştırabilirler. Biz de hukuk çerçevesi içerisinde bu ihtiyaç ve beklentileri göz önüne alırız. Kararımızı da ona göre veririz. Yani mevcut hukuki yapılar içerisinde neleri yapmak mümkünse onları yapmaya herkesin hakkı vardır” açıklamasında bulundu

Dinçer, temel atma ve açılış törenlerine katılmak üzere geldiği Amasya'da valiliği ziyaret etti. Vali Abdil Celil Öz ile makamında görüşen Dinçer, burada yaptığı açıklamada, kentin eğitim meselesini masaya yatıracaklarını belirterek, ''Tespit ettiğimiz sorunları nasıl çözeceğimizi ve uygulama stratejilerini birlikte değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Bir gazetecinin ''gelecek yıl eğitim camiasına vereceğiniz reform ve proje müjdesi var mı'' yönündeki sorusu üzerine Dinçer, ''Müjdesini vereceğim herhangi bir durum yok ama bazı çalışmalar yürütüyoruz. Daha önce kamuoyuyla paylaşmıştım. Yaptığımız tüm çalışmalar aslında modern dünya ile bizim aramızdaki mesafeyi kapatmaya yönelik çalışmalardı'' dedi.

Dünyanın özellikle 1980'li yıllardan sonra çok hızla değişip geliştiğini anlatan Dinçer, şöyle konuştu:

''Dünya farklılaşıyorken Türkiye'nin bu değişime ayak uydurma konusunda biraz gecikmiş olması, aramızda çok ciddi bir stratejik açıklık meydana getirmiştir. Bu, aynı zamanda ekonomide, sosyal alanda, siyaset alanında olduğu gibi teknolojide, eğitim alanında da söz konusuydu. Biz eğitim alanında bu mesafeyi kapatmak üzere çaba sarf ediyoruz. Bundan sonra yapacağımız çalışmalar da bunu tamamlayacak türden çalışmalar olacak. Özetle söylemek gerekirse mesela bizim ortaöğretim kurumlarımız eğitimde başarılı olan ve oldukça üst düzey seviyelerde performans gösteren uluslarla karşılaştırıldığında bir takım sorunları içeriyor. O yüzden biz ortaöğretimin yeniden yapılandırılması, mesleki eğitimin gözden geçirilmesi gibi konular üzerinde çalışıyoruz.''

''SBS imtihanını 2013-2014 yılından itibaren kaldırmayı düşündüğümüzü ifade etmiştik'' diyen Dinçer, ''Bunun kaldırılmasıyla ortaöğretimin nasıl etkileneceğini de göz önüne alacağız. Yani ortaöğretim, lise türlerimiz, lise programlarımız, SBS imtihanının kaldırılması, dershanelerle ilgili durumun gözden geçirilmesi gibi bir bütünlük içinde ele aldığımız çalışmalarımız var. Ama bunlar tamamlandığında sizlerle paylaşacağız. Çalışmalarımız bittikçe sizlere bilgi arz ederiz'' ifadelerini kullandı.

Serbest kıyafet dönemi 2013 Eylül’de başlayacak

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir gazetecinin ''okullarda kıyafet düzenlemesinin ne zaman uygulanacağı'' yönündeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Önümüzdeki Eylül ayında okullar açıldığı andan itibaren yönetmelik uygulamaya girmiş olacak. Ama ben şimdiden okul yöneticilerimizden, çocukları serbest kıyafetlerle gelirlerse geri çevirmemelerini rica ettim. Yöneticilerimiz belki bir program çerçevesinde haftanın belirli günlerinde serbest kıyafetler uygulaması yaparak çocuklarımızı bu uygulamaya alıştırabilirler. Dolayısıyla o konuda çok katı bir tavır içinde değiliz.'

> Okullarda mescit açılacak mı?

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Amasya’da katıldığı bir etkinlikte, Eğitim-Bir-Sen’in okullarda mescit açılmasıyla ilgili verdiği dilekçeyi değerlendirdi. Dinçer, “Toplumda insanlar kendi ihtiyaç ve beklentilerini bize ulaştırabilirler. Biz de hukuk çerçevesi içerisinde bu ihtiyaç ve beklentileri göz önüne alırız. Kararımızı da ona göre veririz. Yani mevcut hukuki yapılar içerisinde neleri yapmak mümkünse onları yapmaya herkesin hakkı vardır” açıklamasında bulundu

Dinçer, temel atma ve açılış törenlerine katılmak üzere geldiği Amasya'da valiliği ziyaret etti. Vali Abdil Celil Öz ile makamında görüşen Dinçer, burada yaptığı açıklamada, kentin eğitim meselesini masaya yatıracaklarını belirterek, ''Tespit ettiğimiz sorunları nasıl çözeceğimizi ve uygulama stratejilerini birlikte değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Bir gazetecinin ''gelecek yıl eğitim camiasına vereceğiniz reform ve proje müjdesi var mı'' yönündeki sorusu üzerine Dinçer, ''Müjdesini vereceğim herhangi bir durum yok ama bazı çalışmalar yürütüyoruz. Daha önce kamuoyuyla paylaşmıştım. Yaptığımız tüm çalışmalar aslında modern dünya ile bizim aramızdaki mesafeyi kapatmaya yönelik çalışmalardı'' dedi.

Dünyanın özellikle 1980'li yıllardan sonra çok hızla değişip geliştiğini anlatan Dinçer, şöyle konuştu:

''Dünya farklılaşıyorken Türkiye'nin bu değişime ayak uydurma konusunda biraz gecikmiş olması, aramızda çok ciddi bir stratejik açıklık meydana getirmiştir. Bu, aynı zamanda ekonomide, sosyal alanda, siyaset alanında olduğu gibi teknolojide, eğitim alanında da söz konusuydu. Biz eğitim alanında bu mesafeyi kapatmak üzere çaba sarf ediyoruz. Bundan sonra yapacağımız çalışmalar da bunu tamamlayacak türden çalışmalar olacak. Özetle söylemek gerekirse mesela bizim ortaöğretim kurumlarımız eğitimde başarılı olan ve oldukça üst düzey seviyelerde performans gösteren uluslarla karşılaştırıldığında bir takım sorunları içeriyor. O yüzden biz ortaöğretimin yeniden yapılandırılması, mesleki eğitimin gözden geçirilmesi gibi konular üzerinde çalışıyoruz.''

''SBS imtihanını 2013-2014 yılından itibaren kaldırmayı düşündüğümüzü ifade etmiştik'' diyen Dinçer, ''Bunun kaldırılmasıyla ortaöğretimin nasıl etkileneceğini de göz önüne alacağız. Yani ortaöğretim, lise türlerimiz, lise programlarımız, SBS imtihanının kaldırılması, dershanelerle ilgili durumun gözden geçirilmesi gibi bir bütünlük içinde ele aldığımız çalışmalarımız var. Ama bunlar tamamlandığında sizlerle paylaşacağız. Çalışmalarımız bittikçe sizlere bilgi arz ederiz'' ifadelerini kullandı.

Serbest kıyafet dönemi 2013 Eylül’de başlayacak

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir gazetecinin ''okullarda kıyafet düzenlemesinin ne zaman uygulanacağı'' yönündeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Önümüzdeki Eylül ayında okullar açıldığı andan itibaren yönetmelik uygulamaya girmiş olacak. Ama ben şimdiden okul yöneticilerimizden, çocukları serbest kıyafetlerle gelirlerse geri çevirmemelerini rica ettim. Yöneticilerimiz belki bir program çerçevesinde haftanın belirli günlerinde serbest kıyafetler uygulaması yaparak çocuklarımızı bu uygulamaya alıştırabilirler. Dolayısıyla o konuda çok katı bir tavır içinde değiliz.'

Son Güncelleme: Cuma, 21 Aralık 2012 16:31

Gösterim: 1809

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, yöneticilerin bir program çerçevesinde haftanın belirli günlerinde serbest kıyafet uygulaması yaparak çocukları bu uygulamaya alıştırması gerektiğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, temel atma ve açılış törenlerine katılmak üzere geldiği Amasya'da valiliği ziyaret etti.

Vali Abdil Celil Öz ile makamında görüşen Dinçer, burada yaptığı açıklamada, kentin eğitim meselesini masaya yatıracaklarını belirterek, ''Tespit ettiğimiz sorunları nasıl çözeceğimizi ve uygulama stratejilerini birlikte değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Dinçer, okullardaki kıyafet serbestliğine ilişkin, ''Önümüzdeki Eylül ayında okullar açıldığı andan itibaren yönetmelik uygulamaya girmiş olacak. Ama ben şimdiden okul yöneticilerimizden, çocukları serbest kıyafetlerle gelirlerse geri çevirmemelerini rica ettim'' dedi.

> Okullar şimdiden serbest kıyafete geçebilir

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, yöneticilerin bir program çerçevesinde haftanın belirli günlerinde serbest kıyafet uygulaması yaparak çocukları bu uygulamaya alıştırması gerektiğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, temel atma ve açılış törenlerine katılmak üzere geldiği Amasya'da valiliği ziyaret etti.

Vali Abdil Celil Öz ile makamında görüşen Dinçer, burada yaptığı açıklamada, kentin eğitim meselesini masaya yatıracaklarını belirterek, ''Tespit ettiğimiz sorunları nasıl çözeceğimizi ve uygulama stratejilerini birlikte değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Dinçer, okullardaki kıyafet serbestliğine ilişkin, ''Önümüzdeki Eylül ayında okullar açıldığı andan itibaren yönetmelik uygulamaya girmiş olacak. Ama ben şimdiden okul yöneticilerimizden, çocukları serbest kıyafetlerle gelirlerse geri çevirmemelerini rica ettim'' dedi.

Son Güncelleme: Cuma, 21 Aralık 2012 18:08

Gösterim: 1236

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, Maliye Bakanı Şimşek'in öğretmen atamalarına yönelik sözlerinin yanlış yansıtıldığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir televizyon programına katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarının kamuoyunca yanlış algılandığını belirtti.

Şimşek'in 10 yıl içinde 357 bin öğretmen atandığı, şu anda birçok branşta öğretmen ihtiyacı bulunmadığı, ihtiyaç olan branşlarda da mezun olmadığını belirterek ''120 bin kadro açığımız var. Fakat yeni yılda aradığımız branşlarda öğretmenimiz de yok'' sözlerini hatırlatan Bakan Dinçer, bu sözlerin ''kaliteli öğretmen bulamadığımız için öğretmen atayamıyoruz'' diye yansıtıldığına dikkati çekti.

''Bu durum basına yansıdığında Sayın Bakanımızla bir görüşme yaptım'' diyen Bakan Dinçer, şunları kaydetti:

''Kendisi de bana demeçlerinin yanlış yorumlandığını anlattı. Ayrıca Sayın Bakan, bu tip genellemeleri yapmayacak tecrübeye sahip bir siyasetçidir. Biz Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümet olarak en zor şartlarda çocuklarımızı yarına hazırlayan öğretmenlerimizi rencide edecek hiçbir davranış ve söyleme müsaade etmeyiz. Ve biz görev yapan öğretmenlerimizin niteliğini de kimseye tartıştırmayız.''

> Dinçer: Öğretmen atama sözleri yanlış yansıtıldı

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, Maliye Bakanı Şimşek'in öğretmen atamalarına yönelik sözlerinin yanlış yansıtıldığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir televizyon programına katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarının kamuoyunca yanlış algılandığını belirtti.

Şimşek'in 10 yıl içinde 357 bin öğretmen atandığı, şu anda birçok branşta öğretmen ihtiyacı bulunmadığı, ihtiyaç olan branşlarda da mezun olmadığını belirterek ''120 bin kadro açığımız var. Fakat yeni yılda aradığımız branşlarda öğretmenimiz de yok'' sözlerini hatırlatan Bakan Dinçer, bu sözlerin ''kaliteli öğretmen bulamadığımız için öğretmen atayamıyoruz'' diye yansıtıldığına dikkati çekti.

''Bu durum basına yansıdığında Sayın Bakanımızla bir görüşme yaptım'' diyen Bakan Dinçer, şunları kaydetti:

''Kendisi de bana demeçlerinin yanlış yorumlandığını anlattı. Ayrıca Sayın Bakan, bu tip genellemeleri yapmayacak tecrübeye sahip bir siyasetçidir. Biz Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümet olarak en zor şartlarda çocuklarımızı yarına hazırlayan öğretmenlerimizi rencide edecek hiçbir davranış ve söyleme müsaade etmeyiz. Ve biz görev yapan öğretmenlerimizin niteliğini de kimseye tartıştırmayız.''

Son Güncelleme: Cuma, 21 Aralık 2012 12:41

Gösterim: 1802


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.