Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Tolga Dinç ve Samet Zihir, 5G ve ötesindeki kablosuz iletişim teknolojileri alanında çığır açacak çipleri geliştirdiler.

çipSabancı Üniversitesi mezunları Tolga Dinç ve Samet Zihir, 5G ve ötesindeki kablosuz iletişim teknolojileri alanında fonksiyonellik ve güç özellikleri ile ulaşılabilecek en yüksek performansa sahip devreleri geliştirdiler.

Sabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’nden mezun olan öğrenciler üzerinde çalıştıkları projeleri ile Amerika’da bu alandaki dünyanın en prestijli bilimsel konferansları olan ve Mikrodalga ve Radyo Frekansı (RF) ve milimetrik dalga entegre devreler alanındaki gelişmelerin duyurulduğu (IEEE International Microwave Symposium (IMS) /IEEE Radio Frequency Integrated Circuits (RFIC)) Radyo Frekansı Entegre Devreler Sempozyum’larında üstün başarı ödüllerini kazandılar.

Şu anda Columbia University’de doktorasına devam eden Tolga Dinç ve University of California-San Diego’da doktorasına devam eden Samet Zihir, lisans ve yüksek lisans eğitimlerinde Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Yaşar Gürbüz’ün kurucusu olduğu Mikroelektronik Grubu’nda da araştırma çalışmalarını yürüttüler.

Kablosuz teknoloji ihtiyacı hep artacak

tolga dinçSabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunu Tolga Dinç: “2020 yılına kadar 5G teknolojisinde kablosuz teknoloji kapasitesi ihtiyacı 1000 katına çıkacak” dedi. “Son yıllardaki verilere göre özellikle multimedia uygumalarının akıllı telefonlarda ve tabletlerde yaygın kullanımı dolayısıyla kablosuz veri trafiği ve kapasiteye olan ihtiyaç her yıl 2 katına çıkmakta. Bu 2010 yılından 2020 yılına kadar, yani 4G teknolojisinden gelecek olan 5G teknolojisine kadar, kablosuz teknoloji kapasitesine olan ihtiyacın 1000 katına çıkması demek” diye konuşan Dinç, ayrıca daha hızlı erişime olan isteğin 2020’de de bitmeyeceğini ve her geçen yıl katlanarak devam edeceğini söyledi.

samet zihirSabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunu Samet Zihir, projenin 3-4 yıl içerisinde milyonlarca insanın cebinde ve evinde kullanacağı teknolojilere katkı sağlayacağına dikkat çekti. İnsanoğlunun daha hızlı iletişime olan isteğin hiç bitmeyeceğini vurgulayan Zihir, “Projemizin asıl hedef bir sonraki jenerasyon cep telefonu ve baz istasyonları için kullanılması olacak. 3-4 yıl içerisinde projemizin milyonlarca insanın cebinde ve evinde kullanacağı teknolojiye bir katkısı olmasını bekliyoruz. Ayrıca devreleri tasarlarken geliştirdiğimiz tekniklerin otomotiv ve savunma sektörüne de katkısı olacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

> Türklerden 5G teknolojisinde büyük başarı

Tolga Dinç ve Samet Zihir, 5G ve ötesindeki kablosuz iletişim teknolojileri alanında çığır açacak çipleri geliştirdiler.

çipSabancı Üniversitesi mezunları Tolga Dinç ve Samet Zihir, 5G ve ötesindeki kablosuz iletişim teknolojileri alanında fonksiyonellik ve güç özellikleri ile ulaşılabilecek en yüksek performansa sahip devreleri geliştirdiler.

Sabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’nden mezun olan öğrenciler üzerinde çalıştıkları projeleri ile Amerika’da bu alandaki dünyanın en prestijli bilimsel konferansları olan ve Mikrodalga ve Radyo Frekansı (RF) ve milimetrik dalga entegre devreler alanındaki gelişmelerin duyurulduğu (IEEE International Microwave Symposium (IMS) /IEEE Radio Frequency Integrated Circuits (RFIC)) Radyo Frekansı Entegre Devreler Sempozyum’larında üstün başarı ödüllerini kazandılar.

Şu anda Columbia University’de doktorasına devam eden Tolga Dinç ve University of California-San Diego’da doktorasına devam eden Samet Zihir, lisans ve yüksek lisans eğitimlerinde Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Yaşar Gürbüz’ün kurucusu olduğu Mikroelektronik Grubu’nda da araştırma çalışmalarını yürüttüler.

Kablosuz teknoloji ihtiyacı hep artacak

tolga dinçSabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunu Tolga Dinç: “2020 yılına kadar 5G teknolojisinde kablosuz teknoloji kapasitesi ihtiyacı 1000 katına çıkacak” dedi. “Son yıllardaki verilere göre özellikle multimedia uygumalarının akıllı telefonlarda ve tabletlerde yaygın kullanımı dolayısıyla kablosuz veri trafiği ve kapasiteye olan ihtiyaç her yıl 2 katına çıkmakta. Bu 2010 yılından 2020 yılına kadar, yani 4G teknolojisinden gelecek olan 5G teknolojisine kadar, kablosuz teknoloji kapasitesine olan ihtiyacın 1000 katına çıkması demek” diye konuşan Dinç, ayrıca daha hızlı erişime olan isteğin 2020’de de bitmeyeceğini ve her geçen yıl katlanarak devam edeceğini söyledi.

samet zihirSabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunu Samet Zihir, projenin 3-4 yıl içerisinde milyonlarca insanın cebinde ve evinde kullanacağı teknolojilere katkı sağlayacağına dikkat çekti. İnsanoğlunun daha hızlı iletişime olan isteğin hiç bitmeyeceğini vurgulayan Zihir, “Projemizin asıl hedef bir sonraki jenerasyon cep telefonu ve baz istasyonları için kullanılması olacak. 3-4 yıl içerisinde projemizin milyonlarca insanın cebinde ve evinde kullanacağı teknolojiye bir katkısı olmasını bekliyoruz. Ayrıca devreleri tasarlarken geliştirdiğimiz tekniklerin otomotiv ve savunma sektörüne de katkısı olacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 06 Temmuz 2015 14:30

Gösterim: 2538

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak, ‘bilgisayar okuru’ olan Türkiye’nin ilerleyebilmesi için ‘yazarlık’ konusunda biraz daha çaba göstermesi gerektiğini belirtti.

bilgisayar okuryazarlığıTBD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak "Türkiye, 'bilgisayar okuryazarlığı' konusunda 'okur' kısmını geçti, asıl sorun 'yazar' olmak" dedi. AA muhabirine konuşan Tabak, günümüzde bilişim teknolojilerinin öneminin arttığını ifade etti. Tabak konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye,  'bilgisayar okuryazarlığı' konusunda 'okur' kısmını geçti, asıl sorun 'yazar' olmak. Eline akıllı telefon alan herkes bir şekilde bu okuma işini çözüyor. İnternetin yaygınlaşması ile bu oran giderek artacaktır. Asıl sorun 'bilgisayar yazarı' olmak. Tüketen değil, üreten bir yapıya yaygın olarak geçmek gerekir. Bu amaçla 'Programlama Çocuk Oyuncağı' projesini başlattık. Üniversitelerimizin çoğunda bilgisayar ve yazılım ile çeşitli disiplinlerde eğitimler veriliyor, binlerce uzman, mühendis her yıl mezun oluyor. Ancak bu eğitimlerin niteliği ve piyasa gereksinimlerini karşılayıp karşılamadığı hep tartışma konusu olmuştur. Bununla beraber nitelikli uzmanlarımız da bulunmaktadır. Dünyaya satabileceğimiz çözümleri üretecek, küresel anlamda kendini kabul ettirmiş uzmanlara her zaman gereksinim duyulmaktadır."

Bilgi işlem merkezlerinin önemi

Bilgi işlem merkezleri ve orada çalışan elemanların kalitesinin çok önemli olduğunu dile getiren Tabak, bununla birlikte yasal bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini de kaydetti. Bilgi işlem merkezlerinin her geçen gün daha da önem kazanacağını vurgulayan Tabak, şunları dedi:

"Karar destek sistemleri, kağıtsız ortam çözümleri, mobil uygulamaların yaygınlaşması, bilişim güvenliğinin güvenliğin temeline yerleşmesi, verilerin ve yazılım çözümlerinin bulut sistemlerde yaygınlaşmaya başlaması ve sosyal medyanın yeni bir hizmet çığırını açması ile birlikte bilgi işlem merkezleri bugün bulunduğundan daha önemli konuma gelecektir.

Ülkemizde kamudaki bilgi işlem merkezleri üstlendikleri projelerin boyutlarına göre organizasyonda konumlanmakta. Büyük boyutlu projelerin gerçekleştiği kurumlarda bilgi işlem merkezleri de hakettikleri yerde, üst yönetime en yakın konumda yer almakta. Proje boyutu küçülürse bilgi işlem merkezi de yönetimden uzakta konumlanmakta."

TBD olarak, uzun süredir bilgi işlem merkezlerinin en üst yönetime bağlı olarak konumlanmasını dile getirdiklerini bildiren Tabak, Türkiye'nin kalkınmasında bilişimin rolüne dikkati çekti.

Tabak, "Bu anlamda yapılacak bilgi işlem çalışmalarının ve birimlerin, dolayısıyla bilgi işlem çalışanlarının önemi de kendiliğinden ortaya çıkıyor. Yeterli uzmanı olmayan bilgi işlem birimleri çareyi dış kaynakta buluyor. Bunu da yine kamu kurumlarından sağlamak çeşitli gerekçelerle kolaylarına geliyor. Çözüm, devletin en üst yapısında gerçekleştirilecek bir kurumsal yapıda yatıyor" görüşünü dile getirdi.

İhale sorunları

TBD Başkanı İlker Tabak, projelerin gerçekleşmesi için yapacakları alımlarda yaşanan sorunların, kendilerine sıkça ulaştığın altını çizerek, bunlardan bazılarını alım için gereken ihale mevzuatının bilgi işlem çalışmalarına uygun olmaması, çeşitli kısıtlamaların devreye girmesi olarak sıraladı.

Tabak, "Kamu İhale Kanunu’nda düzenleme yapılması gerekiyor. Çalışanların özlük haklarının ve eşit işe eşit ücret yaklaşımının sağlanması önemli. Bunun için TBD olarak yapmış olduğumuz hazırlıklar var. Yenilerini de yapmaktayız" diye konuştu.

4G bilişim toplumuna dönüşüm sürecini hızlandıracak

Bilişim toplumuna dönüşümde 4G'nin önemine işaret eden Tabak, şu değerlendirmede bulundu:

"İnternetin hava gibi, su gibi, ekmek gibi yaşamın ayrılmaz bir parçası olmaya başladığı günümüzde 4G ile gelecek hız ve yaygınlaşma bilişim toplumuna dönüşüm sürecini hızlandıracaktır. Bilgi ve veri şekil değiştirmektedir. Görüntü ve ses öne çıkmaktadır. Bu anlamda 4G ile iş yapış biçimi değişime uğrayacak ve klasik yapısından giderek uzaklaşacaktır. Bu konudaki arayış durmayacak ve yeni nesil teknolojiler her zaman kendilerine yapılan yatırımlardan fazlasını kazandırmaya devam edecektir."

> Türkiye'nin asıl sorunu "bilgisayar yazarlığı"

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak, ‘bilgisayar okuru’ olan Türkiye’nin ilerleyebilmesi için ‘yazarlık’ konusunda biraz daha çaba göstermesi gerektiğini belirtti.

bilgisayar okuryazarlığıTBD Yönetim Kurulu Başkanı İlker Tabak "Türkiye, 'bilgisayar okuryazarlığı' konusunda 'okur' kısmını geçti, asıl sorun 'yazar' olmak" dedi. AA muhabirine konuşan Tabak, günümüzde bilişim teknolojilerinin öneminin arttığını ifade etti. Tabak konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye,  'bilgisayar okuryazarlığı' konusunda 'okur' kısmını geçti, asıl sorun 'yazar' olmak. Eline akıllı telefon alan herkes bir şekilde bu okuma işini çözüyor. İnternetin yaygınlaşması ile bu oran giderek artacaktır. Asıl sorun 'bilgisayar yazarı' olmak. Tüketen değil, üreten bir yapıya yaygın olarak geçmek gerekir. Bu amaçla 'Programlama Çocuk Oyuncağı' projesini başlattık. Üniversitelerimizin çoğunda bilgisayar ve yazılım ile çeşitli disiplinlerde eğitimler veriliyor, binlerce uzman, mühendis her yıl mezun oluyor. Ancak bu eğitimlerin niteliği ve piyasa gereksinimlerini karşılayıp karşılamadığı hep tartışma konusu olmuştur. Bununla beraber nitelikli uzmanlarımız da bulunmaktadır. Dünyaya satabileceğimiz çözümleri üretecek, küresel anlamda kendini kabul ettirmiş uzmanlara her zaman gereksinim duyulmaktadır."

Bilgi işlem merkezlerinin önemi

Bilgi işlem merkezleri ve orada çalışan elemanların kalitesinin çok önemli olduğunu dile getiren Tabak, bununla birlikte yasal bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini de kaydetti. Bilgi işlem merkezlerinin her geçen gün daha da önem kazanacağını vurgulayan Tabak, şunları dedi:

"Karar destek sistemleri, kağıtsız ortam çözümleri, mobil uygulamaların yaygınlaşması, bilişim güvenliğinin güvenliğin temeline yerleşmesi, verilerin ve yazılım çözümlerinin bulut sistemlerde yaygınlaşmaya başlaması ve sosyal medyanın yeni bir hizmet çığırını açması ile birlikte bilgi işlem merkezleri bugün bulunduğundan daha önemli konuma gelecektir.

Ülkemizde kamudaki bilgi işlem merkezleri üstlendikleri projelerin boyutlarına göre organizasyonda konumlanmakta. Büyük boyutlu projelerin gerçekleştiği kurumlarda bilgi işlem merkezleri de hakettikleri yerde, üst yönetime en yakın konumda yer almakta. Proje boyutu küçülürse bilgi işlem merkezi de yönetimden uzakta konumlanmakta."

TBD olarak, uzun süredir bilgi işlem merkezlerinin en üst yönetime bağlı olarak konumlanmasını dile getirdiklerini bildiren Tabak, Türkiye'nin kalkınmasında bilişimin rolüne dikkati çekti.

Tabak, "Bu anlamda yapılacak bilgi işlem çalışmalarının ve birimlerin, dolayısıyla bilgi işlem çalışanlarının önemi de kendiliğinden ortaya çıkıyor. Yeterli uzmanı olmayan bilgi işlem birimleri çareyi dış kaynakta buluyor. Bunu da yine kamu kurumlarından sağlamak çeşitli gerekçelerle kolaylarına geliyor. Çözüm, devletin en üst yapısında gerçekleştirilecek bir kurumsal yapıda yatıyor" görüşünü dile getirdi.

İhale sorunları

TBD Başkanı İlker Tabak, projelerin gerçekleşmesi için yapacakları alımlarda yaşanan sorunların, kendilerine sıkça ulaştığın altını çizerek, bunlardan bazılarını alım için gereken ihale mevzuatının bilgi işlem çalışmalarına uygun olmaması, çeşitli kısıtlamaların devreye girmesi olarak sıraladı.

Tabak, "Kamu İhale Kanunu’nda düzenleme yapılması gerekiyor. Çalışanların özlük haklarının ve eşit işe eşit ücret yaklaşımının sağlanması önemli. Bunun için TBD olarak yapmış olduğumuz hazırlıklar var. Yenilerini de yapmaktayız" diye konuştu.

4G bilişim toplumuna dönüşüm sürecini hızlandıracak

Bilişim toplumuna dönüşümde 4G'nin önemine işaret eden Tabak, şu değerlendirmede bulundu:

"İnternetin hava gibi, su gibi, ekmek gibi yaşamın ayrılmaz bir parçası olmaya başladığı günümüzde 4G ile gelecek hız ve yaygınlaşma bilişim toplumuna dönüşüm sürecini hızlandıracaktır. Bilgi ve veri şekil değiştirmektedir. Görüntü ve ses öne çıkmaktadır. Bu anlamda 4G ile iş yapış biçimi değişime uğrayacak ve klasik yapısından giderek uzaklaşacaktır. Bu konudaki arayış durmayacak ve yeni nesil teknolojiler her zaman kendilerine yapılan yatırımlardan fazlasını kazandırmaya devam edecektir."

Son Güncelleme: Salı, 16 Haziran 2015 14:29

Gösterim: 2373

Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden bir grup öğrenci, "Meyve ve Sebze Tozlarıyla Antioksidan Aktivitesi Artırılmış Fonksiyonel Çikolata Projesi" kapsamında ıspanak, kızılcık ve polenli çikolatalar üretti.

Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden bir grup öğrenci, "Meyve ve Sebze Tozlarıyla Antioksidan Aktivitesi Artırılmış Fonksiyonel Çikolata Projesi" kapsamında ürettikleri ıspanak, kızılcık ve polenli çikolataların raflarda yerini alması için girişimcilerden destek bekliyor.

Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencileri Berna Tulukoğlu, Merve Kurtuluş, Sara Şenkaya ve Rida Seçilmişoğlu'ndan oluşan ekip, Yrd. Doç. Dr. Omca Demirkol ve araştırma görevlisi İnci Cerit danışmanlığında "Meyve ve Sebze Tozlarıyla Antioksidan Aktivitesi Artırılmış Fonksiyonel Çikolata" isimli projeye imza attı.

Ekip, proje kapsamında ıspanak, kızılcık ve polenli çikolatalar üretti. Çikolata endüstrisinin kullanımına hazır hale getirilen ürünler, İzmir'de Ege İhracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen Gıda Ar-Ge Proje Pazarı'nda sergilendi.

Ekip adına konuşan Berna Tulukoğlu, bitirme tezi olarak farklı bir proje hazırlamak üzere çalışma yaptıklarını, çok sevdikleri çikolata üzerinde çalışmaya karar verdiklerini, özellikle Türkiye'de üretimi bulunmayan doğal renklendiricilere ağırlık verdiklerini belirtti.

Laboratuvar ortamında çok sayıda deneme sonucu ıspanak, kızılcık ve polen kullanarak renklendirmede başarı sağladıklarını anlatan Tulukoğlu, şunları kaydetti:

"Çocuklar özellikle renkli çikolataları çok seviyor; ancak anneler de gıda boyalarının zararından endişe ediyor. Ürettiğimiz çikolata, özellikle bu endişeyi ortadan kaldırıyor çünkü bu çikolatalar tamamen doğal yöntemlerle renkleniyor. Örneğin yeşil renkli çikolatayı elde etmek için ıspanağı dondurarak kurutuyoruz. Toz haline getirilen bu ürünü beyaz çikolatada kullanıyoruz. Yine beyaz çikolatada kızılcık kullanarak pembe ve polen kullanarak sarı çikolata elde ediyoruz. Bitter çikolatalarda kızılcıkla koyu tonlarda çikolata üretebiliyoruz. Bu ürünlerin diğer bir katkısı ise çikolatanın antioksidan etkisini artırması. Bu durum çikolatanın raf ömrünü de artırdı. Fonksiyonel olarak bu yararlarının yanında ürünün lezzeti de büyük beğeni topluyor."

 Bitirme tezi olarak başladıkları projenin tahmin etmedikleri düzeyde ilgi gördüğünü, Gıda Ar-Ge Proje Pazarı'nda 450 proje arasından seçilerek sergilenme hakkı elde ettiğini belirten Tulukoğlu, proje pazarında ürünle ilgilenen çok sayıda girişimcinin olduğunu söyledi.

Projelerine girişimcilerden destek bekleyen Tulukoğlu, "Ispanaklı, kızılcıklı ve polenli ürünlerimizin endüstriyel ortamda geliştirilmesi için çalışmaya devam ediyoruz. En büyük hayalimiz bu ürünün bir gün raflarda satılarak tüketiciye sunulması. Piyasaya çıkması halinde büyük talep göreceğine inanıyoruz" diye konuştu.

> Üniversiteliler öyle bir çikolata üretti ki…

Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden bir grup öğrenci, "Meyve ve Sebze Tozlarıyla Antioksidan Aktivitesi Artırılmış Fonksiyonel Çikolata Projesi" kapsamında ıspanak, kızılcık ve polenli çikolatalar üretti.

Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden bir grup öğrenci, "Meyve ve Sebze Tozlarıyla Antioksidan Aktivitesi Artırılmış Fonksiyonel Çikolata Projesi" kapsamında ürettikleri ıspanak, kızılcık ve polenli çikolataların raflarda yerini alması için girişimcilerden destek bekliyor.

Sakarya Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencileri Berna Tulukoğlu, Merve Kurtuluş, Sara Şenkaya ve Rida Seçilmişoğlu'ndan oluşan ekip, Yrd. Doç. Dr. Omca Demirkol ve araştırma görevlisi İnci Cerit danışmanlığında "Meyve ve Sebze Tozlarıyla Antioksidan Aktivitesi Artırılmış Fonksiyonel Çikolata" isimli projeye imza attı.

Ekip, proje kapsamında ıspanak, kızılcık ve polenli çikolatalar üretti. Çikolata endüstrisinin kullanımına hazır hale getirilen ürünler, İzmir'de Ege İhracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen Gıda Ar-Ge Proje Pazarı'nda sergilendi.

Ekip adına konuşan Berna Tulukoğlu, bitirme tezi olarak farklı bir proje hazırlamak üzere çalışma yaptıklarını, çok sevdikleri çikolata üzerinde çalışmaya karar verdiklerini, özellikle Türkiye'de üretimi bulunmayan doğal renklendiricilere ağırlık verdiklerini belirtti.

Laboratuvar ortamında çok sayıda deneme sonucu ıspanak, kızılcık ve polen kullanarak renklendirmede başarı sağladıklarını anlatan Tulukoğlu, şunları kaydetti:

"Çocuklar özellikle renkli çikolataları çok seviyor; ancak anneler de gıda boyalarının zararından endişe ediyor. Ürettiğimiz çikolata, özellikle bu endişeyi ortadan kaldırıyor çünkü bu çikolatalar tamamen doğal yöntemlerle renkleniyor. Örneğin yeşil renkli çikolatayı elde etmek için ıspanağı dondurarak kurutuyoruz. Toz haline getirilen bu ürünü beyaz çikolatada kullanıyoruz. Yine beyaz çikolatada kızılcık kullanarak pembe ve polen kullanarak sarı çikolata elde ediyoruz. Bitter çikolatalarda kızılcıkla koyu tonlarda çikolata üretebiliyoruz. Bu ürünlerin diğer bir katkısı ise çikolatanın antioksidan etkisini artırması. Bu durum çikolatanın raf ömrünü de artırdı. Fonksiyonel olarak bu yararlarının yanında ürünün lezzeti de büyük beğeni topluyor."

 Bitirme tezi olarak başladıkları projenin tahmin etmedikleri düzeyde ilgi gördüğünü, Gıda Ar-Ge Proje Pazarı'nda 450 proje arasından seçilerek sergilenme hakkı elde ettiğini belirten Tulukoğlu, proje pazarında ürünle ilgilenen çok sayıda girişimcinin olduğunu söyledi.

Projelerine girişimcilerden destek bekleyen Tulukoğlu, "Ispanaklı, kızılcıklı ve polenli ürünlerimizin endüstriyel ortamda geliştirilmesi için çalışmaya devam ediyoruz. En büyük hayalimiz bu ürünün bir gün raflarda satılarak tüketiciye sunulması. Piyasaya çıkması halinde büyük talep göreceğine inanıyoruz" diye konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 22 Nisan 2015 13:32

Gösterim: 2327

Eğitim yöneticileri, Blackboard öncülüğünde Genç Üniversiteler Konferası’nda bir araya geldiler. Y ve Z nesil öğrenciler için tasarlanan eğitim sistemlerinin tartışıldığı konferansta, Blackboard Türkiye Ülke Müdürü Emrah Dilsizoğlu, üniversitelerin teknoloji yatırımları ve ileriye dönük vizyonlarının, bugün öğrencilerin seçim süreçlerinde etkili bir unsur olduğuna dikkat çekti.

universite_konferans1997 yılında ABD’de kurulan Blackboard 115 ülkede, 31 binden fazla kuruma hizmet veriyor. Türkçe dahil 21 dilde servis sunan Blackboard çözümlerini bugün dünyanın en iyi üniversitelerin listesinde yer alan üniversitelerin %75’inden fazlası ve Türkiye’den 13 üniversite kullanıyor. Yeni nesil eğitim, e-eğitim ve eğitim projeleri şirketi Blackboard’un bu yıl üçüncü kez düzenlediği Üniversite Liderleri Forumu’nun odak noktası Genç Üniversitelerdi. Eğitim kurumlarının karşılaştığı zorlukları ve fırsatları ele alan, genç üniversiteler için liderlik zorlukları, vizyonlarını hayata geçirme, rekabetçilik ve sürdürülebilirlik, teknolojiyle entegre yeni nesil eğitim metotları eşliğinde eğitimde dönüşümü ele aldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını Blackboard Türkiye Ülke Müdürü Emrah Dilsizoğlu yaptı. Emrah Dilsizoğlu, Genç Üniversiteler Konferansı’nın, üniversite liderlerinin aktif katılımcı olmaları, öğrenmeleri ve kendi tecrübelerini paylaşmaları için bir platform sunmayı hedeflediğini söyledi. Türkiye’de pek çok genç üniversitenin olduğunu belirten Dilsizoğlu, “Ülkemizde son 22 senede 146 Üniversite kuruldu. İstanbul’da bugün 53 üniversite var bunların 38’i vakıf üniversitesidir. 2014’te 2 milyon Türk öğrenci liseden mezun oldu. Yeni kurulan eğitim kurumları itibarlarını kazanmak, öğrenci sayılarını ve öğrenimin kalitelerini artırmak için yüz yılları geride bırakmamış olabilirler yine de kendilerini farklılaştırmak, yeni ve modern global elit olmak için uğraşmaya devam etmekle yükümlüler. Üniversitelerin teknoloji yatırımları ve ileriye dönük vizyonları bugün öğrencilerin seçim süreçlerinde etkili bir unsurdur” diye konuştu.

ÜNİVERSİTE LİDERLERİNE İHTİYACIMIZ VAR

Kullanıcı deneyimlerine ve başarı hikayelerinin de yer aldığı etkinlikte Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tufan Adıgüzel yakın zaman e-öğrenme trendlerinden bahsetti. Doç. Dr. Tufan Adıgüzel, e-öğrenme trendlerini, oyunlaştırma, bir geri bildirim mekanizması olarak büyük veri, sürdürülebilir uyarlama, öğrenciye duyarlı bir sistem olarak adlandırarak, “Biz deneyimleri topluyoruz, sistemi buna göre oluşturuyoruz. Ayrıca yüksek öğretimde kolayca hazırlanabilen, bilişsel yükü daha hafif olan, mini öğrenme paketleri talep ediliyor” dedi. “Değişimin önemli elemanları kişiler, kültür, süreç ve teknolojidir” diyen Doç. Dr. Adıgüzel, tek başına teknolojinin yeterli olmadığını, hem stratejiyi destekleyen bir teknoloji hem de onu sürdürülebilir kılan üniversite liderlerine ihtiyacımız olduğunu sözlerine ekledi.

Eğitimde en son yenilik olarak adlandırılan Flipped Learning modeliyle dönüşümlerini ve elde ettikleri başarıları anlatan MEF Üniversitesi Mükemmeliyetçilik Merkezi Direktörü Dr. Caroline Fell Kurban, “Birçoğumuz eğitimde Flipped Learning terimini yeni yeni duymaya başlasa da, pedagojik bir metot olarak bugünün Y nesil öğrencileri ve geleceğin Z nesillerinin eğitimi için ortaya çıkmış bir eğitim modelidir. Bu model 900 yıllık geleneksel üniversite eğitim sisteminin geride bırakılmasına sebep olmuştur. Bugün yeni nesil öğrencileri arkadaşlarıyla iletişim kurduğu gibi dersleriyle ve eğitmenleriyle de iletişim kurmalarını sağlamalıyız” dedi.

Koç Üniversitesi Öğrenme ve Öğretme Ofisi (KOLT) Eğitim Yöneticileri Ozan Varlı ve Ferhat Çağan ise, “Koç Üniversitesi, Blackboard ana sponsorluğunda ilk kez geçtiğimiz yıl lansmanı yapılan ve Türkiye’den sadece 7 Üniversitenin yer aldığı Times Higher Education BRICS ve Gelişmekte olan Ülkeler Sıralamasına girdi. Genç bir üniversite olarak doğru araçlar ve uygulamalarla kampüs içi ve dışı öğrenmeyi desteklemek, öncelikleri ve hedefleri ileriye yönelik belirlemek ve bir ekosistem olmak üzere hareket ediyoruz” ifadelerini kullandılar.

> Üniversiteler teknoloji yatırımlarıyla fark ediliyor

Eğitim yöneticileri, Blackboard öncülüğünde Genç Üniversiteler Konferası’nda bir araya geldiler. Y ve Z nesil öğrenciler için tasarlanan eğitim sistemlerinin tartışıldığı konferansta, Blackboard Türkiye Ülke Müdürü Emrah Dilsizoğlu, üniversitelerin teknoloji yatırımları ve ileriye dönük vizyonlarının, bugün öğrencilerin seçim süreçlerinde etkili bir unsur olduğuna dikkat çekti.

universite_konferans1997 yılında ABD’de kurulan Blackboard 115 ülkede, 31 binden fazla kuruma hizmet veriyor. Türkçe dahil 21 dilde servis sunan Blackboard çözümlerini bugün dünyanın en iyi üniversitelerin listesinde yer alan üniversitelerin %75’inden fazlası ve Türkiye’den 13 üniversite kullanıyor. Yeni nesil eğitim, e-eğitim ve eğitim projeleri şirketi Blackboard’un bu yıl üçüncü kez düzenlediği Üniversite Liderleri Forumu’nun odak noktası Genç Üniversitelerdi. Eğitim kurumlarının karşılaştığı zorlukları ve fırsatları ele alan, genç üniversiteler için liderlik zorlukları, vizyonlarını hayata geçirme, rekabetçilik ve sürdürülebilirlik, teknolojiyle entegre yeni nesil eğitim metotları eşliğinde eğitimde dönüşümü ele aldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını Blackboard Türkiye Ülke Müdürü Emrah Dilsizoğlu yaptı. Emrah Dilsizoğlu, Genç Üniversiteler Konferansı’nın, üniversite liderlerinin aktif katılımcı olmaları, öğrenmeleri ve kendi tecrübelerini paylaşmaları için bir platform sunmayı hedeflediğini söyledi. Türkiye’de pek çok genç üniversitenin olduğunu belirten Dilsizoğlu, “Ülkemizde son 22 senede 146 Üniversite kuruldu. İstanbul’da bugün 53 üniversite var bunların 38’i vakıf üniversitesidir. 2014’te 2 milyon Türk öğrenci liseden mezun oldu. Yeni kurulan eğitim kurumları itibarlarını kazanmak, öğrenci sayılarını ve öğrenimin kalitelerini artırmak için yüz yılları geride bırakmamış olabilirler yine de kendilerini farklılaştırmak, yeni ve modern global elit olmak için uğraşmaya devam etmekle yükümlüler. Üniversitelerin teknoloji yatırımları ve ileriye dönük vizyonları bugün öğrencilerin seçim süreçlerinde etkili bir unsurdur” diye konuştu.

ÜNİVERSİTE LİDERLERİNE İHTİYACIMIZ VAR

Kullanıcı deneyimlerine ve başarı hikayelerinin de yer aldığı etkinlikte Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tufan Adıgüzel yakın zaman e-öğrenme trendlerinden bahsetti. Doç. Dr. Tufan Adıgüzel, e-öğrenme trendlerini, oyunlaştırma, bir geri bildirim mekanizması olarak büyük veri, sürdürülebilir uyarlama, öğrenciye duyarlı bir sistem olarak adlandırarak, “Biz deneyimleri topluyoruz, sistemi buna göre oluşturuyoruz. Ayrıca yüksek öğretimde kolayca hazırlanabilen, bilişsel yükü daha hafif olan, mini öğrenme paketleri talep ediliyor” dedi. “Değişimin önemli elemanları kişiler, kültür, süreç ve teknolojidir” diyen Doç. Dr. Adıgüzel, tek başına teknolojinin yeterli olmadığını, hem stratejiyi destekleyen bir teknoloji hem de onu sürdürülebilir kılan üniversite liderlerine ihtiyacımız olduğunu sözlerine ekledi.

Eğitimde en son yenilik olarak adlandırılan Flipped Learning modeliyle dönüşümlerini ve elde ettikleri başarıları anlatan MEF Üniversitesi Mükemmeliyetçilik Merkezi Direktörü Dr. Caroline Fell Kurban, “Birçoğumuz eğitimde Flipped Learning terimini yeni yeni duymaya başlasa da, pedagojik bir metot olarak bugünün Y nesil öğrencileri ve geleceğin Z nesillerinin eğitimi için ortaya çıkmış bir eğitim modelidir. Bu model 900 yıllık geleneksel üniversite eğitim sisteminin geride bırakılmasına sebep olmuştur. Bugün yeni nesil öğrencileri arkadaşlarıyla iletişim kurduğu gibi dersleriyle ve eğitmenleriyle de iletişim kurmalarını sağlamalıyız” dedi.

Koç Üniversitesi Öğrenme ve Öğretme Ofisi (KOLT) Eğitim Yöneticileri Ozan Varlı ve Ferhat Çağan ise, “Koç Üniversitesi, Blackboard ana sponsorluğunda ilk kez geçtiğimiz yıl lansmanı yapılan ve Türkiye’den sadece 7 Üniversitenin yer aldığı Times Higher Education BRICS ve Gelişmekte olan Ülkeler Sıralamasına girdi. Genç bir üniversite olarak doğru araçlar ve uygulamalarla kampüs içi ve dışı öğrenmeyi desteklemek, öncelikleri ve hedefleri ileriye yönelik belirlemek ve bir ekosistem olmak üzere hareket ediyoruz” ifadelerini kullandılar.

Son Güncelleme: Pazartesi, 15 Haziran 2015 14:33

Gösterim: 2259

Bu yıl 9'uncusu düzenlenen İstanbul Teknik Üniversitesi Robot Olimpiyatları (İTÜRO) başladı.

İTÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübünce, üniversitenin Ayazağa yerleşkesindeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen olimpiyatlarda 3 gün boyunca yaklaşık 800 robot yarışacak.

Bir öğrenci etkinliği olarak 2007'den beri ekibini ve hedeflerini büyüterek yoluna devam eden İTÜRO, uluslararası bir organizasyon olma yolunda bu yıl da yabancı konuk ve yarışmacılarını ağırlıyor.

Olimpiyat kapsamındaki yarışmalar; "Çizgi İzleyen", "Basketbol", "Mikro Sumo", "Yangın Söndüren", "Merdiven Çıkan", "Labirent", "Renk Seçen", "Kendini Dengeleyen", "Senaryo" ve "Serbest Kategori" olmak üzere 10 farklı kategoride yapılıyor. 

Yarışma kategorileri arasında yer alan ve 2 yılda bir görev değişikliğine gidilen "Senaryo" kategorisinde 2015-2016 görevi "İnşaat" olarak belirlendi.

İTÜRO 2015'e, Instituto Italiano di Tecnologia'dan Prof. Dr. Giorgia Metta ve Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu Nabiyev konuk olacak.

Etkinlik kapsamında robot yarışmalarının yanı sıra panel, seminer ve gösteriler de düzenlenecek.

"Robotik yarışmalara ilgi artıyor"

Bu yılki olimpiyatların genel koordinatörü Celaleddin Hidayetoğlu, İTÜRO'nun, 8 yıllık birikim ve tecrübenin üzerine bir yıllık çalışma eklenerek gerçekleştirildiğini söyledi.

Amaçlarının, Türkiye'de robotiğin yerini ve yapılan çalışmaları sorgulamak, bu çalışmaları ileri taşımak olduğunu vurgulayan Hidayetoğlu, olimpiyatın 10 kategoride düzenlendiğini ifade etti.

Hidayetoğlu, bu yıl 800'e yakın başvuru aldıklarını kaydederek, 3 gün sürecek yarışmalarda kategorilerinde başarılı olanların ödüllendirileceğini aktardı. 

Türkiye'deki robotik yarışma sayısında önceki yıllara göre artış olduğunu dile getiren Hidayetoğlu, "Bu yarışmaların artması, özellikle robotiğin gelişmesi açısından önemli. Özellikle üniversitelerde yapılan yarışmalar. Robotik yarışmaları ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve yüksekokullarda ilgi çekiyor" diye konuştu.

"İTÜRO uluslararası kimliğe büründü"

Hidayetoğlu, dünyada yapılan önemli robotik yarışmalarını takip ettiklerini ve bunları kendi yarışmalarına eklediklerini belirterek, "İTÜRO uluslararası bir organizasyon. Bu yıl 50'ye yakın yabancı başvurumuz var. Bu önemli bir nokta" dedi.

Bu olimpiyatın artık uluslararası kimliğe büründüğünü anlatan Hidayetoğlu, "Şu anda dünyanın yetkin üniversite ve robotik etkinliklerinden biriyiz" ifadesini kullandı.

İnsansız hava aracı

Hava Harp Okulu öğrencileri Umut Şahin ve Enes Bayram, Havacılık ve Uzay Mühendisliği ile Elektrik Mühendisliği bölümlerinin ortak çalışması olan insansız hava aracı hakkında AA muhabirine bilgi verdi. 

Şahin, "Uydu sistemi olmayan ülkeler için kendi kurduğumuz bir yer istasyonu ile insansız hava araçları arasındaki iletişimi sağlayarak menzil artırıcı proje üretmeye çalıştık" dedi.

Bazı ülkelerin kendi insansız hava araçlarını yönetmek için yörüngede uyduları bulunmadığını dile getiren Şahin, "Ancak bu ülkeler stratejik bölgeleri için bir yer istasyonu oluşturarak, insansız hava araçlarını temel aldıkları noktadan yönetebilirler. Biz burada uçağımızla yer istasyonları arasında veri iletişimi sağladık. Bu sayede çok daha geniş bir operasyon alanında istihbarat veya üzerine silah takılırsa operasyon amaçlı kullanılabilecek bir hava aracı sistemi geliştirmiş olduk" diye konuştu.

Enes Bayram ise cihazın sadece görüntü aktarmakla kalmayıp, yükseklik, coğrafi konum ve havacılıkla ilgili bilgileri de gönderebildiğini söyledi.

7 yaşında robot üretti

Florya Koleji öğrencisi 11 yaşındaki Ali Emre Şenel, okulunda robotik ile ilgili ders almamasına rağmen bu konuya merakı dolayısıyla ürettiği çizgi takip eden robotu tanıttı.

Robotunun sadece çizgi izlemediğini aynı zamanda resim çizdiğini dile getiren Şenel, sisteme takılan bilgisayar işletim sistemi ve kameralar sayesinde robotun yaptığı işlemleri anlattı.

Şenel'in 7 yaşındaki kardeşi Alp Mete Şenel de çizgi izleyen robotunu tanıttı. Şenel, "Bir tane kart var mavi olan. Onunla programı yazıyorum. Sonra programda pilleri takıyorum. Pilleri takılı olan kabloları sensörlere takıyorum. Sonra sisteme tanıttığımda yazdığım programdaki bilgiler sensöre gidiyor" diye konuştu.

Trafikte araç çarpışmalarını önleyecek proje

Büyükçekmece Çınar Koleji 9. sınıf öğrencisi Elif Ebrar Gümüş ise trafikte araç çarpışmaları şeklinde oluşan kazaları engellemek ve minimuma indirmek amacıyla proje geliştirdiklerini söyledi.

Gümüş, "Amacımız, ani ve zincirleme trafik kazalarını magnetik bobinli hız kesici fren sistemiyle engellemek. Sürücünün dikkatsiz olması veya uyuması durumunda, aracın dört bir tarafına koyacağımız magnetik sistemler başka bir otomobile yaklaşılması halinde devreye girecek ve ani şekilde fren yapılmasını sağlayacak. Aracın başka bir otomobile yaklaşmasıyla bobin sistemlerinin oluşturduğu magnetik alanlar sayesinde frene basılacak" ifadelerini kullandı.

Sanal komutla dama oynayan robot

Marmara Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu ve Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Burak Kılıç da ürettikleri robotik sistemle dama oyununu kendi stilleriyle oynadıklarını ifade etti. 

Projenin ilk aşamasında bilgisayarda tasarladıkları sistemle herhangi bir klavye ve mouse kullanmadan el hareketleriyle gözlüğe komut verdiklerini belirten Kılıç, "Gözlüğüme elimle hangi taşı alacağımı gösteriyorum. O taşı cihazımız kendisi alıyor. Sanal dünya ile gerçek dünyayı bağdaştırdık aslında" dedi.

Olimpiyatlarda yarışacak top oynayan robot da büyük ilgi görüyor.

> 800 robot 3 gün boyunca yarışacak

Bu yıl 9'uncusu düzenlenen İstanbul Teknik Üniversitesi Robot Olimpiyatları (İTÜRO) başladı.

İTÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübünce, üniversitenin Ayazağa yerleşkesindeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen olimpiyatlarda 3 gün boyunca yaklaşık 800 robot yarışacak.

Bir öğrenci etkinliği olarak 2007'den beri ekibini ve hedeflerini büyüterek yoluna devam eden İTÜRO, uluslararası bir organizasyon olma yolunda bu yıl da yabancı konuk ve yarışmacılarını ağırlıyor.

Olimpiyat kapsamındaki yarışmalar; "Çizgi İzleyen", "Basketbol", "Mikro Sumo", "Yangın Söndüren", "Merdiven Çıkan", "Labirent", "Renk Seçen", "Kendini Dengeleyen", "Senaryo" ve "Serbest Kategori" olmak üzere 10 farklı kategoride yapılıyor. 

Yarışma kategorileri arasında yer alan ve 2 yılda bir görev değişikliğine gidilen "Senaryo" kategorisinde 2015-2016 görevi "İnşaat" olarak belirlendi.

İTÜRO 2015'e, Instituto Italiano di Tecnologia'dan Prof. Dr. Giorgia Metta ve Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu Nabiyev konuk olacak.

Etkinlik kapsamında robot yarışmalarının yanı sıra panel, seminer ve gösteriler de düzenlenecek.

"Robotik yarışmalara ilgi artıyor"

Bu yılki olimpiyatların genel koordinatörü Celaleddin Hidayetoğlu, İTÜRO'nun, 8 yıllık birikim ve tecrübenin üzerine bir yıllık çalışma eklenerek gerçekleştirildiğini söyledi.

Amaçlarının, Türkiye'de robotiğin yerini ve yapılan çalışmaları sorgulamak, bu çalışmaları ileri taşımak olduğunu vurgulayan Hidayetoğlu, olimpiyatın 10 kategoride düzenlendiğini ifade etti.

Hidayetoğlu, bu yıl 800'e yakın başvuru aldıklarını kaydederek, 3 gün sürecek yarışmalarda kategorilerinde başarılı olanların ödüllendirileceğini aktardı. 

Türkiye'deki robotik yarışma sayısında önceki yıllara göre artış olduğunu dile getiren Hidayetoğlu, "Bu yarışmaların artması, özellikle robotiğin gelişmesi açısından önemli. Özellikle üniversitelerde yapılan yarışmalar. Robotik yarışmaları ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve yüksekokullarda ilgi çekiyor" diye konuştu.

"İTÜRO uluslararası kimliğe büründü"

Hidayetoğlu, dünyada yapılan önemli robotik yarışmalarını takip ettiklerini ve bunları kendi yarışmalarına eklediklerini belirterek, "İTÜRO uluslararası bir organizasyon. Bu yıl 50'ye yakın yabancı başvurumuz var. Bu önemli bir nokta" dedi.

Bu olimpiyatın artık uluslararası kimliğe büründüğünü anlatan Hidayetoğlu, "Şu anda dünyanın yetkin üniversite ve robotik etkinliklerinden biriyiz" ifadesini kullandı.

İnsansız hava aracı

Hava Harp Okulu öğrencileri Umut Şahin ve Enes Bayram, Havacılık ve Uzay Mühendisliği ile Elektrik Mühendisliği bölümlerinin ortak çalışması olan insansız hava aracı hakkında AA muhabirine bilgi verdi. 

Şahin, "Uydu sistemi olmayan ülkeler için kendi kurduğumuz bir yer istasyonu ile insansız hava araçları arasındaki iletişimi sağlayarak menzil artırıcı proje üretmeye çalıştık" dedi.

Bazı ülkelerin kendi insansız hava araçlarını yönetmek için yörüngede uyduları bulunmadığını dile getiren Şahin, "Ancak bu ülkeler stratejik bölgeleri için bir yer istasyonu oluşturarak, insansız hava araçlarını temel aldıkları noktadan yönetebilirler. Biz burada uçağımızla yer istasyonları arasında veri iletişimi sağladık. Bu sayede çok daha geniş bir operasyon alanında istihbarat veya üzerine silah takılırsa operasyon amaçlı kullanılabilecek bir hava aracı sistemi geliştirmiş olduk" diye konuştu.

Enes Bayram ise cihazın sadece görüntü aktarmakla kalmayıp, yükseklik, coğrafi konum ve havacılıkla ilgili bilgileri de gönderebildiğini söyledi.

7 yaşında robot üretti

Florya Koleji öğrencisi 11 yaşındaki Ali Emre Şenel, okulunda robotik ile ilgili ders almamasına rağmen bu konuya merakı dolayısıyla ürettiği çizgi takip eden robotu tanıttı.

Robotunun sadece çizgi izlemediğini aynı zamanda resim çizdiğini dile getiren Şenel, sisteme takılan bilgisayar işletim sistemi ve kameralar sayesinde robotun yaptığı işlemleri anlattı.

Şenel'in 7 yaşındaki kardeşi Alp Mete Şenel de çizgi izleyen robotunu tanıttı. Şenel, "Bir tane kart var mavi olan. Onunla programı yazıyorum. Sonra programda pilleri takıyorum. Pilleri takılı olan kabloları sensörlere takıyorum. Sonra sisteme tanıttığımda yazdığım programdaki bilgiler sensöre gidiyor" diye konuştu.

Trafikte araç çarpışmalarını önleyecek proje

Büyükçekmece Çınar Koleji 9. sınıf öğrencisi Elif Ebrar Gümüş ise trafikte araç çarpışmaları şeklinde oluşan kazaları engellemek ve minimuma indirmek amacıyla proje geliştirdiklerini söyledi.

Gümüş, "Amacımız, ani ve zincirleme trafik kazalarını magnetik bobinli hız kesici fren sistemiyle engellemek. Sürücünün dikkatsiz olması veya uyuması durumunda, aracın dört bir tarafına koyacağımız magnetik sistemler başka bir otomobile yaklaşılması halinde devreye girecek ve ani şekilde fren yapılmasını sağlayacak. Aracın başka bir otomobile yaklaşmasıyla bobin sistemlerinin oluşturduğu magnetik alanlar sayesinde frene basılacak" ifadelerini kullandı.

Sanal komutla dama oynayan robot

Marmara Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu ve Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Burak Kılıç da ürettikleri robotik sistemle dama oyununu kendi stilleriyle oynadıklarını ifade etti. 

Projenin ilk aşamasında bilgisayarda tasarladıkları sistemle herhangi bir klavye ve mouse kullanmadan el hareketleriyle gözlüğe komut verdiklerini belirten Kılıç, "Gözlüğüme elimle hangi taşı alacağımı gösteriyorum. O taşı cihazımız kendisi alıyor. Sanal dünya ile gerçek dünyayı bağdaştırdık aslında" dedi.

Olimpiyatlarda yarışacak top oynayan robot da büyük ilgi görüyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 09 Nisan 2015 16:45

Gösterim: 2336


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.