banner

Dikkat! Sosyal olayım derken işinizden olmayın




Yenibiriş.com sitesinin haberine göre, iş yerinde sosyal ağlarda iş dışında vakit geçirmek ve kurumsal hesaplardan yapılan görüşmeler sizi işinizden edebilir.

İşyerinde interneti kullanırken daha dikkatli olmanız gerekiyor. Birçok kurum, çalışanların internette hangi sitelere girdiğini, neler yaptığını takip ediyor, kurumsal e-posta adresinden yapılan görüşmeleri izliyor. Bu da özel ve kamusal hayat ayrımının iyi yapılması gerektiğini gösteriyor. İş amaçlı kullanım dışında internette gezinen çalışanlarını kovan şirketler bile var.

Bilgisayarın, internetin ve sosyal medyanın hayatımıza girmesi hukuki sorunları da beraberinde getirdi.  Sosyal medya kullanımı ile ilgili hukuki sorunlar sıkça gündeme geliyor ve özellikle çalışanların bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Çalışanların ifade özgürlüğü ve sadakat yükümlülükleri sosyal medyanın kullanım sürecinde karşı karşıya kalabiliyor. Hatta Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, Virginia’da bir okulda yaptığı konuşmada gençlere “Eğer Facebook kullanıyorsanız, dikkatli olun, bu er ya da geç sizin aleyhinize sonuç doğurabilir” dedi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Erdem Özdemir, internetin çalışma hayatına girmesi ile birlikte özellikle iki noktada tartışmaların yoğunlaştığını söylüyor: İşverenin denetim hakkı ve işçinin özel amaçlı kullanım özgürlüğü. ABD’de Amerikan İdareciler Birliği (AMA) tarafından yapılan bir araştırma, işverenlerin yüzde 77,7’sinin işçilerin telefon görüşmeleri, e-posta, internet bağlantılarını ve bilgisayarları üzerindeki dosya ve verilerini kaydettiğini ve gözetlediğini ortaya koydu. Sadece Amerika değil, dünyanın bir çok ülkesinde durum benzer şekilde.

İşe alımda İK’cılar sosyal medyadan faydalanabilir mi?

İnternet ve sosyal medya kullanımının hukuk alanına yansıyan ilk önemli örneğinin Amerika’da görüldüğünü belirten Özdemir, kimya şirketi Dow’un 2000 yılında, internetin mesleki amaç dışı kullanımı ve özellikle pornografik içerikli sitelere girilmesi nedeniyle 50 işçinin işten çıkarıldığını, 200 işçinin de disiplin cezasına çarptırıldığını söylüyor. Doküman teknolojisi şirketi Xerox, 40 işçisini zamanlarının çoğunu pornografik içerikli sitelerde ve alışveriş sitelerinde geçirdiği gerekçesiyle işten çıkardı. Bu olaylar karşısında, Amerikan Yüksek Mahkemesi internet ve özel amaçlı kullanım konusunda katı bir tavır aldı.

Türkiye’de ise iş kanunlarımızda bu konuda özel bir düzenleme yok. Yargıtay, işçinin, işverenin açıkça yasaklamasına rağmen internetin özel amaçlı kullanımında önceden ihtara gerek olmaksızın iş sözleşmesinin feshedilebileceğini kabul etti. Yargıtay, işçinin pornografik resimleri videoları işletmenin veri taşıyıcısına indirmesi ve yüklemesi halinde ihtara gerek olmaksızın iş sözleşmesinin sona erdirilebileceğine de hükmetti.

Sosyal medya kullanımının çalışma hayatı bakımından çok farklı boyutları olduğunu belirten Özdemir: “Tartışılan sorulardan biri de sosyal medyadan alım süreçlerinde yaralanılıp yararlanılamayacağı. Ülkemizde özel bir düzenleme yok. Fransa’da kanuna göre işe alım teknikleri izlenen amaca uygun olmalı. Yine, işçinin haberi olmadan kendisi hakkında bilgi toplanmasına ilişkin sınırlar, işyeri komitesinin bilgilendirilmesi gibi konular açıkça kanunla düzenlenmiş durumda. Sosyal ağlar işçinin kökeni, aile yapısı, ilişki durumu hakkında bilgi sahibi olunması, dolayısıyla işçinin özel yaşam alanına girilmesi noktasında ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. Fransa’da 14 Kasım 2010’da bu konuda işe alım şirketleri ve sendikalar arasında özel bir anlaşma imzalandı (Medef, APEC, ANDRH, Syntec Recrutement, Viadéo). Burada şansların eşitliği ve ayırımcılığın önlenmesi hususu vurgulandı.”

Facebook özel alan değil

Sosyal medyanın kamu mu yoksa özel alan mı olduğu konusu da bir başka tartışma maddesi. Fransa’da Boulogne-Billancourt iş mahkemesi 19 Kasım 2010 tarihinde Facebook ile ilgili olarak kamu-özel ayrımı konusunda önemli bir ölçüt ortaya koydu: Mahkeme kararında, Facebook hesabınının arkadaşların arkadaşlarına açık olduğunu, dolayısıyla tamamen özel bir alan sayılamayacağını hükmetti.

Kararın isabetli olduğunu ve emsal olarak kabul edilebileceğini düşünen Özdemir, sosyal ağ kullanım ayarlarına göre kamusal-özel alan ölçütlerinin oluşturulmasının uygun bir çözüm olduğunu söylüyor: “Yani siz sayfanızı herkese açtıysanız, artık burası benim özel alanım, istediğimi yazarım diyemezsiniz.”

Kullanılan sosyal ağ kamusal alan sayıldığı ölçüde çalışan da dikkatli olmalı. Takipçi sayısı, hesabın açık ya da kapalılığı işverene verilecek zararın boyutlarını da arttırabiliyor. Yani her zaman sosyal medya karizması fayda getirmiyor da diyebiliriz.

Yaptırıma gelince, bu noktada işverene yönelik bir hakaret ceza davasının da konu oluşturabileceğini belirten Özdemir, bu boyutta olmasa bile eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşan bir söz ağırlığına göre işverenin disiplin cezası uygulaması, sözleşmenin haklı veya geçerli nedenle feshini haklı kılabileceğini söylüyor.

Kurumların mutlaka bir sosyal medya kullanım politikası oluşturması gerektiğini düşünen Özdemir işverenlerin çalışanlar için, özel hayat-iş hayatı dengesi ve sınırlarını da gözeterek, karşılıklı menfaatleri dengeleyici nitelikte bir sosyal medya kullanım politikası oluşturmasının isabetli olacağını söylüyor: “Fransa’da Libération gazetesinde 20 Kasım 2010’da yayımlanan ‘İşvereninize Sosyal Medyada Güven İçinde Ayar Verme Rehberi’ başlıklı bir makale yayınlandı. Makale, çalışanın evinde bilgisayar başında biraları ardı ardına içtikten sonra işvereni hakkında atıp tutması ile başlıyor. Bu görüntüyü gözümüzün önüne getirdiğimizde, bence almamız gereken mesaj şu: Kişinin evinde, ekran başında belki de belirttiğim makaledeki gibi alkol alarak vakit geçirirken hissettiği özgüvenin çok zararlı sonuçları olabilir. Dolayısıyla, bu konuda önlem almak şart.”

Çalışanlara öneriler

* Çalışanlara bizzat kendilerini rahatsız eden bazı söz ve ifadelerin aynı şekilde işvereni de rahatsız edebileceği hatırlatılmalı.

* Çalışanların kişisel sorumluluğu vurgulanmalı, anonim gibi görünen konuşmaların kişisel sorumluluk getirebileceğinin altı çizilmeli ve işçi işveren ilişkisinin güvene dayalı olduğu belirilmeli.

* Sosyal medya politikası çerçevesinde, açıkça verilmiş bir izin olmadıkça işveren adına açıklama yapılması yasaklanmalı ve engellenmeli.

* İşverenin işyerini etkileyen konularda, çalışandan sosyal medyada yaptığı açıklamaları düzeltmesini ve gerekirse durdurmasını da talep edebileceği sosyal medya ilkeleri arasında belirtilmeli.

Kurum adına sosyal medya kullanımı nasıl olmalı?

İnternet kullanımı konusunda işverenlerin de özel düzenlemeler yapması, işverenlerin işyerinde e-posta ve internet kullanım ilkelerini oluşturmaları gerekiyor. Bu konuda kurumsal ilkeler hayata geçirilmeli diyen Özdemir, örneğin şirket e-postalarının özel amaçlı kullanılamayacağı, işyerinde özel amaçlı internet erişiminin saatleri ve sınırlarının belirtilmesi gerektiğini söylüyor. İşveren bir ya da daha fazla işçiyi sosyal medyayı işveren adına kullanma konusunda yetkilendirmiş ise, bu konuda özel düzenlemeler getirilmesi gerekiyor. Bu hükümler sosyal medya kullanımında işverenin izlediği amaçlara göre şekilleniyor. Özdemir, özellikle sosyal medyada tanıtım, reklam gibi konuların açıkça yazılı olarak düzenlenmesinde ve önceden çerçevenin çizilmesinde büyük yarar bulunduğunu düşünüyor.

(kaynak yenibiriş.com)

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.