Bilim adamlarından TÜBİTAK’a dönmeyiz cevabı
- Ayrıntılar
- Kategori: Gündem
- Salı, 17 Temmuz 2012 10:37 tarihinde oluşturuldu
Tersine beyin göçü için ilk kurultayı düzenleyen TÜBİTAK, "Bizde para var, geri dönün" çağrısı yaptı. Ancak yurtdışındaki beyinlerden "Hayır, çünkü yetmez" yanıtı aldı.
Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu: Rektörlerin nasıl seçildiği belli. Bilime politika karıştığı malum. Bu ortamda kimse Türkiye ye gelmez.
TÜBİTAK İstanbul ’da yurtdışındaki Türk bilim insanlarına yönelik 2 gün süren bir kurultay düzenledi. Türkiye ’den de 100 bilim insanı ve şirket temsilcisinin katıldığı kurultayda yurt dışındaki bilim insanlarıyla ortak nasıl çalışmalar yapılabileceği tartışıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye ’de şartların değiştiğini anlatarak, bilim adamlarını geri dönmeye davet etti. TÜBİTAK ’ın yetkilileri de “Paramız var” mesajı verdi.
Ancak kurultaya katılan çoğu bilim insanına göre sorun para değil, bilimsel altyapının eksikliği ve belirli bir bilim politikasının olmaması. Utah Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, TÜBİTAK ’ın çağırdığı 100 bilim insanının içindeki tek doğa bilimci. National Geographic tarafından ‘Yılın Kaşifi’ seçilen Şekercioğlu, kurultayı şöyle değerlendirdi: “Rektörlerin nasıl atandığı belli. Bilime politikanın karıştığı da malum. Bu ortamda kimse Türkiye ’ye gelmez. Ben zaten 10 yıldır Türkiye ’de Kars ve Iğdır bölgesinde Kuzey Doğa Derneği adı altında çalışıyorum. 9 yılda ilk kez devletten 20 bin euro destek aldık, 5 kurt vericisi aldık. O da ‘Yılın Kaşifi’ seçildikten sonra, son bir yıl içinde oldu. Toplantının ticari bir vurgusu var. Ama kimse bilimi para için yapmaz. ‘ Türkiye ’de ekonomi iyi, maddi destek oluruz’ deniliyor. Ancak bilimsel ve özgür düşünce yapısı önemli. ABD ’de hiç bir hoca ‘izin alma’ diye bir kavramı bilmez. Her hoca bağımsız çalışır. Bölüm başkanları ile ast-üst ilişkisi yoktur. Maaşların aynı olması önemli değil. Türkiye ’de halen askerlikten kaçmak için master, maaş artsın diye doktora yapılıyor. Yayın sayısı fazla ancak yayın başına atıf oranı çok düşük. Yani nitelikli yayınlar yok. Bu şartlar gerçekleşirse Türkiye ’de bir üniversitede çalışırım.”
Dr. İsmail Tırtom: Tokyo Üniversitesi
Bilgi aktarımı inanılmaz
Yurtdışında çalışmayı istemezdim. Hele Japonya ’da. İmkânlardan dolayı tercih ettim. ABD sistemi ile Japonya çok farklı. Japonya ’da her bir mühendislik için her bir profesörün kendi grubu var. Lisans öğrencileri de bu gruplara katılıyor. Son yıllarında da bir projenin içinde girip uygulamalı olarak proje hazırlanıyor. Dünyada ne olup bittiğini çok iyi takip ediyorlar ve bunun için de inanılmaz para harcıyorlar. Dışarıdan insanları getirip öğreniyorlar. Bilgi aktarımı inanılmaz. Herkes bir altına bilgiyi aktarıyor. Japon hükümetinden burs alarak gittim. Sınav merkezli eğitimden, proje ve rapor merkezli eğitim sisteme geçilmeli. Sadece üniversite değil, ortaöğretimden itibaren geçilmeli. Yaşam olarak Türkiye daha güzel. Ancak deneyim ve bilgi için katlanıyoruz.
Prof. Dr. Mihri Özkan California Üniversitesi
Köprüler kurulmalı
Nano teknolojinin enerjiye uyarlanmasında çalışıyorum. Türkiye ’nin bizi hatırlamasıyla mutlu olduk. Ancak bunun çok sık olması ve köprülerin kurulması gerekiyor. Biz ailevi nedenlerden dolayı (çocuk) dönmeyi düşünüyoruz. Gazi ve Bilkent’te nanoteknoloji merkezlerindeki arkadaşlarla çalışmalar yaptık. Sabancı’da proje başlatmak üzereyiz. Ama önce yurtdışında emekliliğimizi garantilemek istiyoruz.
Dr. Cengiz Özkan California Üniversitesi
Dönebilirim
Türkiye ’de de önemli değişiklikler var. Son 5 yılda Türkiye ’de de bu şartlar oluşmaya başladı. Bilkent ve Sabancı’da nanomerkezleri var. Bundan sonraki adım öğretim üyelerini buralara çekip projeler yapmalarını sağlamak. Bazı hocaların aklında ‘Dönersem projelerime devam ettirecek öğrenci bulabilir miyim?’ sorusu oluyor. İlk kurultay çok önemliydi. Şu anda bir Türkiye üniversitesinden teklif gelirse dönerim.
Prof. Dr. Turgut Gür Stanford Üniversitesi
Çalışma kültürü farklı
Tüm bilim adamlarının aynı çatı altında toplanması çok yararlı oldu. Ben 1970’te yurtdışına çıktım. İlk kez böyle bir çalışma oluyor. Meslektaşlarımın ne işler yaptığını öğrendim. Ancak bu çalışma sonrasında ne olur bilmiyorum. Bu bir sistem. Daha kapsamlı bir şekilde ele alınmalı.
Ben malzeme bilimleri öğretim üyesiyim. Stanford’la buranın arasındaki fark ‘ortam’. Özgürlükler, çalışma ortamı, yeni fikirlerin ortaya çıkması, insanların birbiriyle çalışma kültürü... Projeye 2 isim yazmakla işbirlikçi proje olmaz. 15 yıldır ABD ’de çok disiplinli araştırma merkezleri yönetiyorum. Çevre, su, enerji gibi problemler tek yönde çözülmez. Değişik ehliyetlerden insanları bir araya getirmek lazım. Bunlar zaman içinde olabilir.
Beni parayla geri getiremezler
Adını vermek istemeyen bir araştırmacı: Bir öğrenci gidip doktorasını Harvard’da yapıyor. YÖK geri döndüğünde ona ‘Doktora sınavına gir’ diyor. En başta YÖK kaldırılmalı. Bu kurultayda da tek yapılan “Bizde para var. Gelin birlikte çalışalım, buraya gelin” mesajları oldu... Bana para vererek Türkiye ’ye getiremezler ki. Türkiye ’nin bir bilim politikası var mı, ben buna emin değilim.
(radikal)
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
-
3 ve 4. Sürdürülebilir Eğitim Sempozyumları kapılarını açmaya hazırlanıyor
-
‘Kadın eğitimcilerin liderlik ettikleri okullarda başarı oranları artış gösteriyor’
-
‘Geleceğin eğitiminde kadınlar sistemin şekillendiricileri ve dönüştürücüleri olacak’
-
‘Bakanlığın destekleyici politikalarıyla eğitimde kadın yönetici sayısı artıyor’
-
Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı görevinden ayrıldı
-
Final 45. yılında eğitimin geleceğini şekillendirmeye devam ediyor
-
DAS Akademie, insan kaynakları uygulamaları ile fark yaratıyor!
-
Özel okullarımızın sesi duyulmalı, haklı taleplerimiz değerlendirilmeli!
-
YETEV ve Boğaziçi Üniversitesi Montessori Eğitiminde öğretmenlere yeni kapılar açacak
-
Eğitimin farklı ‘SES’leri Antalya’da buluştu