Bir matematik öğretmeninin başarı öyküsü: SITKI ALP
- Ayrıntılar
- Kategori: Öğretmenler Odası
- Cuma, 25 Kasım 2016 15:07 tarihinde oluşturuldu
Ömrünün 55 yılını eğitime adayan ve nice başarılı nesillerin yetişmesine olanak sağlayan Arı Okulları ve Çankaya Üniversitesi Kurucusu Sıtkı Alp kendi eğitimi ile birlikte mesleğe adım atışını uzun, zahmetli; ama bir o kadar da umut dolu bir yolculuk olarak nitelendiriyor.
1984 yılında Özel Arı Lisesi, 1985 yılında Özel Arı İlkokulu, 1991 yılında ise Özel Arı Fen Lisesini Türk Milli Eğitimine kazandıran Sıtkı Alp; başarılı öğrencileri ödüllendirmek ve eğitimde fırsat eşitliği sağlamak amacıyla 01.10.1996'da Sıtkı ALP Eğitim Vakfını (SEV) kurdu. Çankaya Üniversitesini 09.07.1997'de yükseköğretim dünyasına kazandıran Alp, 2000 yılında Arı Önokulun açılması ile de her yaş düzeyindeki bireye eğitim-öğretim olanağı sunma ayrıcalığını yaşadı.
İlkokul öğretmenine olan hayranlığı ile öğretmen olmaya karar veren ve eğitim sektörünün öncü girişimcisi olan Alp, gurur ve başarılarla dolu eğitimcilik öyküsünü artı eğitim’e anlattı.
Öncelikle eğitim yaşamınızdan ve öğretmenlik mesleğini nasıl seçtiğinizden bahseder misiniz?
Ömrünü eğitime adamış, bu ülkenin çocuklarının ve gençlerinin en iyi biçimde yetişmesi için 55 yıldır bu alanda çalışmakta olan bir eğitim gönüllüsüyüm. Kendi öğrencilik yıllarım, mesleğe adım atışım ve sonraki aşamalar uzun, zahmetli; ama bir o kadar da yarınlara dair umut dolu bir yolculuk. Köyümüzde ilkokul 1946 yılında açılmıştı ve ben yedi ya da 8 yaşındaydım. Öğretmenim Nurettin Ören’i saygıyla anıyorum. Öğretmenimiz bir odada 5 sınıfı bir arada okutuyordu. Sobalı bir sınıftı, herkesin evinden getirdiği odunlarla ısınırdık. Biz öğrenciler ve tüm köy halkı öğretmenimizi çok severdik, saygı duyardık. Öğretmenlik mesleğine ilgim sınıf öğretmenime olan sevgim ve saygımla başladı diyebilirim.
ÖĞRETMENLERİM BENİ BEN DE ONLARI ETKİLEDİM
Nasıl bir öğrenciydiniz? Matematik branşını neden tercih ettiniz?
Öğretmenimi çok sevdiğim için derslerime çok çalışırdım. Daha 3.sınıftayken kendi kendime matematik problemleri oluşturur, o problemleri çözerdim. İlkokul öğretmenimiz bana ve arkadaşlarıma çok şey öğretti. İlkokulda düzenli çalışma alışkanlığı edindim ve ilkokulu pekiyi derece ile bitirdim. Sınıf öğretmenimden sonra Yavuz Selim Öğretmen Okulunda matematik öğretmenim Zihni Çavdar ve Eğitim enstitüsündeki matematik öğretmenim Nabi Kutlu beni çok etkiledi. Ben de onları başarılı bir öğrenci olarak etkiledim. Matematik branşına gelecek olursak, matematiği çok sevdim. Matematik, problemler hep ilgi odağım oldu. Matematik, insan zekasını ve mantığını geliştiren, problem çözme becerisi kazandıran ve doğru kararlar vermeyi sağlayan önemli bir alandır. Matematik dersi fen derslerinin lokomotifidir, bütünleyicisidir. Matematik ortak bir dildir, bir kültürdür, küreseldir, ülke, ırk, din, dil ayrımına izin vermez ve bana göre yüksek teknolojik gelişimlerin ve iş yaşamındaki gelişimlerin en önemli ögesidir.
İYİ YETİŞMİŞ AHLAKLI İNSANLARDA ÖĞRETMENLERİNİN İZİ VARDIR
Eğitim alanı dışında yatırım yapmayı hiç düşündünüz mü?
Eğitim çok farklı bir sektördür. Eğitim hizmetinin değerinin ölçütü yoktur. Büyük devlet adamlarında, geleceğin dürüst politikacılarında, güvenilir avukatlarda, başarılı doktorlarda, çalışkan işçilerde, donanımlı mühendislerde, adil hâkimlerde, başarılı iş adamlarında, iyi yetişmiş ahlaklı insanlarda hep öğretmenlik mesleğinin kutsal izi vardır. İçtenlikle söylemeliyim ki bugün meslek tercihi yapacak olsam yine öğretmenlik mesleğini seçerdim. Bu nedenle tüm yatırımlarımı eğitim alanına yapmayı tercih ettim.
Arı Eğitim kurumlarının gelişmesinde birlikte çalıştığınız öğretmenlerin yeri nedir?
Beni eğitim sektöründe yatırım yapmaya yönelten bir öğretmen olarak eğitimci bakış açım, ideallerim ve deneyimim oldu. Eğitimcilik sürecinde kuruculuğunu üstlendiğim Arı Dershanesi ile başlayan Arı Eğitim Kurumlarının başarılarındaki en önemli etken donanımlı, nitelikli ve çalışmaları ile fark yaratan öğretim kadrolarıdır. İşte bu güçlü ekiplerin gelişime açık, ilkeli, sevgi dolu ve özverili ve çok çalışan üyeleri ile Atatürk’ün devrimleri ışığında bir “ARI KÜLTÜRÜ” yarattık. Arı’nın farkı, öğretmen olmanın çok yönlü sorumluluklarını içselleştirmiş, derin alan bilgisinin yanı sıra öğrencileri için etik ve doğru bir rol model olma bilinciyle hareket eden bir eğitim kadrosuna sahip oluşudur. Nitelikli ve başarılı eğitim yolculuğundaki yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, onlarla gurur duyuyorum.
Eğitimcilik yolculuğunda şu anda 2. kuşak görev başında. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Oluşturduğumuz sağlam yapının kurumsallaşma sürecinde ön koşulun çalışanlara yetki vermek ve üstlendikleri görevin sonuna kadar izleyicisi olmalarını sağlamak olduğunu gördük. Biz iyi bir ekip kurduk, birbirimize güvendik, sorumluluğumuzun bilincinde olarak bugünlere geldik. Bu arada bütün bu başarılı çalışmalarda her zaman en büyük destekçim, daha sonra Anadolu Üniversitesi Matematik Bölümü’nde lisansını tamamlayan emekli sınıf öğretmeni eşim Süheyla ALP oldu.
Arı Okulları ve Çankaya Üniversitesinin bugün yönetiminde olan büyük kızım Dr. Seva Demiröz, oğlum E. Sedat Alp ve ikinci kızım Seda Tarman bu kurumlarımızda kökleşen doğrularla büyüdüler, çok deneyim kazandılar. Özverili çalışmalarıyla yeteneklerini birleştirerek kurumlarımızı daha da ileriye taşıyacaklarına gönülden inanıyorum.
3. kuşağa devredilen çok az kurum var. Büyük emekler, özverili çalışmalarla kurulan, hedeflerini sürekli büyüten Arı Okullarının 3. ve ardından gelen kuşaklarca sahiplenilmesi ve hep daha ileriye gitmesi en büyük dileğim.
DERSHANECİLİKTEN OKULCULUĞA GEÇEN İLK EĞİTİMCİ OLDUM
Eğitim İşletmeciliğine nasıl başladınız? Arı Okulları ve Çankaya Üniversitesi nasıl kuruldu?
Üniversite yaşamımın ardından Adana’da kaldığım yıllarda öğretmenlik, eğitim dünyası ve eğitim öğretim alanındaki yenilikleri görmeme olanak sağlayan bir kolejde kısa bir dönem çalıştım. Özel okul sistemi, dershanecilik gibi yeni yeni girişimler ilgimi çekti. Ankara’da Ekim 1966’da bir dershanede çalışmaya başladım. O sıralar az sayıda olan dershanelerin iyi yetişmiş, nitelikli öğretmenlere ihtiyacı vardı. Sabah 08.00’den akşam 22.00’ye kadar derse giriyordum. 1969 yılının Ekim ayında 3 yıldır çalışmakta olduğum dershaneden ayrıldım ve kendi olanaklarımla Arı Dershanesini açtım. Dershanemde hem derse giriyor hem de yönetsel işleri yürütüyordum. 1982 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı biz dershanecilerle toplantı yaparak özel okul kurmaya yönelmemiz ve oluşturduğumuz altyapıyı o alana taşımamız gerektiği konusunda bizleri yönlendirdi. Okul açma fikri beni çok heyecanlandırdı. Gereken koşulların sağlanması için o dönem çok yoğun çalıştım. Öncelikle iyi bir eğitim kadrosu oluşturmak, bir okul kültürünü yaşatacak fiziksel donanıma ulaşmak derken 1984 yılı Eylül ayında Anadolu Liseleri statüsünde olan Arı Koleji’ni Kızılay Karanfil Sokak 45 numaralı binamızda hizmete açtım ve Türkiye’de dershanecilikten okula geçen ilk eğitimci oldum.
Çankaya Üniversitesinin kuruluşuna gelecek olursak; 1996 yılında Sıtkı Alp Eğitim Vakfını kurarak hem öğrencilere burs vererek eğitimde fırsat eşitliği yaratmaya destek olmak hem de verdiğimiz kaliteli, çağdaş eğitim hizmetini yükseköğretime taşımak düşüncesiyle vakıf faaliyetlerine başladık. Ardından 9 Temmuz 1997’de 4282 sayılı kanunla Çankaya Üniversitesi’nin kuruluşu TBMM’de kabul edildi ve 5 Kasım 1997’de dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in teşrifleriyle üniversitemiz hizmete açıldı.
“Eğitimcilik sürecinde kuruculuğunu üstlendiğim Arı Dershanesi ile başlayan Arı Eğitim Kurumlarının başarılarındaki en önemli etken donanımlı, nitelikli ve çalışmaları ile fark yaratan öğretim kadrolarıdır. İşte bu güçlü ekiplerin gelişime açık, ilkeli, sevgi dolu ve özverili ve çok çalışan üyeleri ile Atatürk’ün devrimleri ışığında bir “ARI KÜLTÜRÜ” yarattık.”
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİLİ HABERLER
-
Oyuncakların Eğitsel Değeri: Oyun ve Öğrenme Arasındaki Bağlantı
-
Ana kucağından Anaokuluna
-
Dilek Yetkin Akademi’nin mottosu hem geleneksel hem modern eğitim
-
AÇEV’den İLK İŞ BABALIK kampanyası
-
21. Yüzyılın İhtiyacı: Maker Çocuklar
-
MEB’de okullaşma rekoru okul öncesinde
-
Okul öncesi okullaşmada yüzde 300 artış oldu
-
Bin anaokulunda satranç eğitimi verilecek
-
Okul öncesine gidemeyen çocuklara yaz okulu