Dilek Yetkin Akademi’nin mottosu hem geleneksel hem modern eğitim
- Ayrıntılar
- Kategori: Spot
- Pazartesi, 27 Eylül 2021 14:08 tarihinde oluşturuldu
2014 yılında Silivri’de okulöncesi eğitim kurumu olarak kurulan Dilek yetkin Akademi, 5. Yılın sonunda yeni kampüsüne taşınarak kurumsal çizgisini sağlamlaştırdı. “8. yılımızda başarımızın çıtasını daha yükseklere taşıyarak okulöncesi eğitimde fark yaratmayı hedefleyen bir okul olduk” diyen Kurucu Dilek Yetkin, belirledikleri pilot illerde franchise vererek eğitim kalitesini yaygınlaştıracaklarını söyledi.
Dilek Yetkin Akademi’nin kuruluşu ve dünden bugüne gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
Kurucusu olduğum Dilek Yetkin Akademi Anaokulu 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı butik anaokulu konseptiyle, Silivri de okulöncesi kademesinde eğitim faaliyetlerine başladı. Silivri’de doğup büyümüş biri olarak hedeflerimin çıkış noktasının buradan olması benim açımdan büyük anlam taşıyordu. Eğitim içeriğinden, kadrosuna, beslenmeden, rehberlik birimine kadar anaokulunda olması gereken en kaliteli eğitim hizmetini verecek bir sistem kurduk. İlk 5 yıllık sürecin ardından, ilkokula mezun ettiğimiz öğrencilerimizin gerek okulundaki öğretmeninden gerekse ailelerinden aldığımız olumlu geri dönüşler kurumumuzun başarı anlamında doğru adımlar attığını görmemizi sağladı ve motivasyonumuzu daha da arttırdı. Artan talep doğrultusunda yeni bir kampüste eğitim vermeye başladık. Bu kampüs 160 öğrenci kapasitesine karşılık verebilecek fiziki şartlara sahip olması sebebiyle, yeni okulumuzda daha kurumsal bir yapıyla, fiziki şartları ve donanımı bakımından daha elverişli koşullarda eğitim sunmaya başlamış olduk. 8. yılımızda başarımızın çıtasını daha yükseklere taşıyarak okulöncesi eğitimde fark yaratmayı hedefleyen bir okul olduk.
Kurumun eğitim anlayışı nasıl oluşturuldu? Nasıl bir eğitim sistemi uyguluyorsunuz? Kurumlarınızı diğer eğitim kurumlarından farklı kılan özellikler nelerdir?
Öncelikli olarak öğrencilerimizi kaliteli bir eğitim anlayışıyla buluşturmak amacıyla yola çıktık. Güven esaslı bir temele dayanarak hedefimiz mutlu ve yapıcı bireyler yetiştirmek oldu. Çocuklarımızın bireysel farklılıklarını ve yeteneklerini gözeterek, yaratıcılığını, özgüvenini, sorgulama yeteneğini ve hayal gücünü geliştirebileceği eğitim modellerini uyguluyoruz. Öğrenme sürecini oyun oynarken keyif alarak öğreniyorlar. Yabancı dil gelişiminin temellerinin daha kolay atıldığı anaokulu döneminde ikili sistemle İngilizce dilinin altyapısını oluşturup kendilerini ifade etmelerini sağlıyoruz. Karma eğitim modelini uyguladığımız okulumuzda değerlerimizin zenginlik olduğunun bilinciyle hem geleneksel hem modern bir eğitim anlayışını sunuyoruz. Drama, müzik, dans, görsel sanatlar, satranç, akıl oyunları, robotik kodlama, inovasyon branş dersleriyle çocukların yaratıcılığını ve yeteneklerini ortaya çıkaracak bir program uyguluyoruz.
Pandemi ile birlikte uzaktan eğitim süreçleri de eğitim sistemimizin bir parçası haline dönüştü. Bu süreci kurumunuzda nasıl yönetiyorsunuz? Yüz yüze, uzaktan ve hibrit eğitim uygulamaları 2021 planlarınızı nasıl etkileyecek? Bu alanda stratejileriniz neler olacak?
Pandemi koşullarında okulöncesi eğitim dışındaki kademelerde uzaktan eğitim süreci daha yaygın olarak kullanıldı. Uzaktan eğitim ve hibrit eğitim bu anlamda pandemi döneminin eğitim alanına sağladığı önemli bir altyapı oldu .3-6 yaş çocukların dikkat sürelerini baz aldığımızda, uzaktan eğitimde daha çok görsel algıya yönelik içeriklerle yapılan uygulamaları gerçekleştirmek önemli. Salgın hastalık sürecinde okulöncesi kademesi gerek çalışan annelerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak gerekse anaokulu çağındaki çocukların uzaktan eğitime adaptasyonunun daha zor olması ve öğrenme sürecinin deneyimleyerek daha kolay olduğu için yüz yüze eğitimin önemini de daha iyi anlamış olduk.
TÜM EKİBİMİZİ KUTLUYORUM
Pandemi ile başlayan yeni dönemde öğretmenleri nasıl bir değişim süreci bekliyor? Öğretmenlerin yeni döneme uyumu için neler planlıyorsunuz?
Pandemi ile beraber küresel anlamda tüm dünyada farklı bir süreç işlemeye başladı ve bu süreci en hızlı yönetmesi gereken de eğitim kurumlarıydı. Okulumuz hızlı bir şekilde aksiyon alarak bu sürece adaptasyonu sağlayan nadir kurumlardan biri oldu. Bu anlamda kadromuzda görev yapan tüm ekibimizi tebrik ediyorum. Öğretmenlerimize ve diğer personellerimize kurum içi eğitim desteği sağlayarak online planlamalarla kriz yönetimini en doğru biçimde yönettik. Bunun dışında kişisel gelişim ve farkındalıkların gelişmesi için PDFx danışmanlıktan kurumsal gelişim hizmetleri kapsamına planlama ve danışmanlık hizmeti alıyoruz.
Uzun yıllardır sektördesiniz, öncelikle bir eğitim kurumunu yönetmenin zor ve kolay yanları nelerdir? Nasıl bir yöneticisiniz? Yöneticilik vasfınızı belirleyen ilkeleriniz nelerdir?
Yöneticilik söz konusu olduğunda sektörün ne olduğu aslında çok farketmiyor. İyi bir yöneticinin liderlik vasıflarını taşıması, iş yönetiminin her kademesine hakimiyetinin çok iyi olması gerekiyor. İletişimi doğru kurmak, stratejileri doğru belirlemek aslında işin en önemli noktası. İşinizi severek yaptığınız sürece zorlukların üstesinden gelmek ve kriz yönetmek sizin potansiyelinize daha çok katkı sağlıyor. Başarı kolay yollarla elde edilebilen bir şey olsaydı bu kadar kıymetli olmazdı. Kendimi yönetici olarak tanımlamam gerekirse iletişimi doğru kurabilen, hedefleri olan, istikrarlı ve kriz yönetebilen bir yöneticiyim.
SEKTÖR DEVLET TARAFINDAN DESTEKLENMELİ
Türkiye’de özel okul sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir? Sektörde yaşanan zorlukları nelere bağlıyorsunuz? Sektörün gelişimi için önerileriniz ve sektörün geleceğine yönelik öngörüleriniz nelerdir?
Özel okullar eğitim -öğretim alanındaki yenilikleri, gelişmeleri yakından takip ederek eğitim sürecine büyük katkı sağlamaktadır. Ortaya çıkardığı rekabetten dolayı devlet okullarının da eğitim kalitesinin artmasına bu anlamda katkı sunmaktadır. Sektörde yaşanan en büyük sorunun devlet desteğinin olmamasıdır. Özel okullara teşvik kapsamında destek sağlanması sektörün önünü açarak kaliteli eğitime ulaşmayı daha kolay hale getirecektir. Ülkemizde özel okullaşma oranı %8,8 iken dünyada gelişmiş ülkelerde bu oran %25 civarındadır. Bu oranı arttırmak için devlet tarafından eğitim girişimciliğini destekleyecek bir politika izlenmesi eğitim sektörüne büyük katkı sağlayacaktır.
FRANCHISE VEREREK YAYGINLAŞACAĞIZ
Dilek Yetkin Akademi’nin kısa, orta ve uzun vadede hedefleri ve büyüme stratejisi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kısa vadeli strateji planlarımız arasında öncelikli olarak covid sürecinde okulöncesinde kazanımlarımız olan argümanları daha entegre hale getirmek var. Farklı içeriklerle oluşturduğumuz Sosyal sorumluluk projelerimizi de hayata geçirmeyi planlıyoruz. Uzun vadedeki planlarımız arasında, kurumsal ve başarılı bir anaokulu olan Dilek Yetkin Akademi’nin pilot illerimizde de faaliyet alanını yaratmak, büyüme hedeflerimiz arasında yer alıyor. Yeni işbirlikçilerimizle beraber, eğitim girişiminde bulunmak isteyen eğitim gönüllülerine franchise vererek okulöncesi eğitimde kaliteli eğitim anlayışını daha geniş çerçevede yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.
BAŞARILI OKUL EŞİTTİR MUTLU ÇOCUKLARDIR
Okul öncesi eğitim kurumlarının başarısı öncelikle özgüveni gelişmiş, kendi özbakim becerilerini kazanmış, kendini doğru ifade eden, milli değerlerinin zenginlik olduğunu bilen, yaratıcı ve iyi insan profiline uygun nesiller yetiştirmektir. Başarılı okul eşittir mutlu çocuklardır. Okulumuzun misyonunu temelini bu temele oturtmuş bir kurumuz.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.