Dr. Cem Gençoğlu: Okul öncesi eğitim tamamen ücretsiz olacak
- Ayrıntılar
- Kategori: Röportaj
- Salı, 16 May 2017 14:11 tarihinde oluşturuldu
MEB’in 2017-2019 arasını kapsayan Orta Vadeli Planı’nda okul öncesi eğitimin kademeli olarak zorunlu hale getirilmesi planlanıyor. Bunun gerçekleştirilmesi için 2019 yılına kadar tüm çalışmaları planladıklarını belirten Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Dr. Cem Gençoğlu, üzerinde durdukları konuları şöyle özetledi: “Eğitim modellerini çeşitlendirerek yaygınlaştırmaya ve yapılan yatırımları arttırılmasına devam edilmesi, okul öncesi eğitimin tamamen ücretsiz olması ve okul öncesi eğitimin tüm paydaşlarının yeterli farkındalık düzeyine ulaşmasını sağlamak”.
Okul öncesi eğitimde okullaşma oranları hakkında bilgi verebilir misiniz? Okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarını arttırmak için ne gibi çalışmalar yürütüyor ve neler planlıyorsunuz?
Zorunlu eğitim kapsamında olmamasına rağmen okul öncesi eğitim 2002 yılından itibaren bütün hükümetlerin öncelikli politikaları arasında yer almıştır. Bu süreçte fiziki mekan, öğretmen sayısı ve okula devam eden çocuk sayısında büyük ilerlemeler sağlanmış, 2002 yılında %11 olan 4-5 yaş okullaşma oranı bu yıl itibari ile ilkokula erken başlayan çocuklar da dahil edildiğinde %53,01’e yükselmiştir. 5 yaşta ise bu oran %70,43’dür.
Okul öncesi eğitimden yararlanan çocuk sayısı bir önceki yıla göre; 2014-15 eğitim öğretim yılında 97.166, 2015-16 eğitim öğretim yılında da 52.445 artarak 1.2019.106’ya ulaşmıştır. Bütün çocukların en az bir yıl okul öncesi eğitim almış olarak ilkokula başlamasını hedef edinen Milli Eğitim Bakanlığı 2016-17 eğitim öğretim yılında okul öncesi eğitime devam eden çocuk sayısında 106.748 artış sağlayarak toplam çocuk sayısını 1.315.854’e çıkmasını sağlamıştır. Bu artış son yıllardaki en yüksek artış olarak dikkat çekmiştir. Okul öncesi eğitimde son üç yılda okulla buluşturulan çocuk sayısı tam 256.359 artmıştır.
Bazı Avrupa ülkelerinin 5 yaş çağ nüfusuna baktığımızda yaklaşık olarak; Finlandiya’da 60.000, Danimarka’da 66.000, Avusturya’da 80.000, Yunanistan’da 110.000, İsviçre’de 110.000, Hollanda’da 180.000, Almanya’da ise 680.000 çocuk olduğu görülmektedir. Bu rakamlar dikkate alındığında ülkemizde sadece son 3 yılda 256.359 çocukluk bir kapasite artırımının ne demek olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
1 MİLYON 225 BİN ÖĞRENCİ ZORUNLU EĞİTİM KAPSAMINA GİRECEK
Okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması konusunda gelinen aşama hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu alanda zorunlu eğitim kapsamına girecek öğrenci sayısı ne kadar olacaktır?
Bu eğitim kademesi Orta Vadeli Planda da açıklandığı üzeri 2019 yılı sonuna kadar kademeli olarak zorunlu hale getirilecektir. Bu süreçte 2017-18 eğitim öğretim yılında belirlenecek pilot illerde tek yaşta %100 okullaşma hedeflenirken diğer illerin ise sonraki eğitim öğretim yılında %100 okullaşma oranına ulaşması için çalışmalarını yoğunlaştırması ve 2019 yılı sonuna kadar zorunlu eğitime geçişe hazır olmaları beklenmektedir. Türkiye’de her yaş grubunda yaklaşık 1.225.000 çocuk bulunmaktadır. Zorunlu okul öncesi eğitime geçişle birlikte yaklaşık bu 1.225.000 zorunlu kapsamda çocuk olması öngörülmektedir.
Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması için teşvik konusu gündeme gelecek mi? Bu alanda neler planlanmaktadır?
Özel okula devam eden okul öncesi eğitimi öğrencilerine 2016-17 eğitim öğretim yılında eğitim ve öğretim sağlanmış olup bu desteğin 2017-18 eğitim öğretim yılında da devam etmesi beklenmektedir. Bu desteğin yanı sıra Bakanlık olarak UNICEF ile yürüttüğümüz dezavantajlı çocuklara 25 TL bağış kampanyası kapsamında yılda 300 TL destek sağlamıştır. Yine bütün çocukların kitapları ücretsiz olarak dağıtılmaya devam edilecektir. Bunlara ek olarak 2017-18 eğitim öğretim yılında çocukların temel eğitim materyali ve kırtasiye malzemelerinin de merkezi bütçeden karşılanması yönünde çalışmalar devam etmektedir.
20 BİN OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN İHTİYACI DOĞACAK
Okul öncesi eğitimde MEB bünyesinde kaç öğretmen görev yapıyor? Bu alanda öğretmen açığı var mı? Okul öncesinde öğretmenler hangi niteliklere sahip olmalı? Öğretmenlerinize hizmet içi eğitimler düzenliyor musunuz? Burada ne gibi eğitimler veriliyor?
2016-17 eğitim öğretim resmi istatistiki verilerine göre okul öncesi eğitim kurumlarında 45.259’u resmi okullarda olmak üzere toplam 70.104 öğretmen görev yapmaktadır. Okula kayıtlı çocuk sayısı hızla artan bu alanda doğal olarak öğretmen ihtiyacı gündeme gelmektedir. Bu ihtiyaç ise her yıl yapılan atamalarla karşılanmaya çalışılmaktadır. Zorunlu eğitime geçişle birlikte yaklaşık 20 bin okul öncesi öğretmenine ihtiyaç duyulacağı hesaplanmaktadır.
Okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin 4 yıllık lisans mezunu alan öğretmeni olması gerekmektedir. Yardımcı personelin ise en az meslek liselerinin çocuk gelişimi bölümü mezunu olması önemsenmektedir.
Her yıl derslerin bitimi ve okulların açılmasından önce bütün öğretmenler kendi illerinde seminerlere alınmaktadır. Buna ek olarak hem il düzeyinde hem de Bakanlık düzeyinde öğretmenler hizmet içi eğitimlere alınmaktadırlar. Okul öncesi eğitim alanında son yıllarda, okul yönetimi, kaynaştırma ve özel eğitim, aile katılımı ve değerler eğitimi konularında seminerler düzenlenmektedir.
0-6 YAŞ ARASINDAKİ DENEYİMLER KRİTİK ÖNEMDE
Okul öncesi eğitim neden gereklidir? Çocukların gelişimine ne gibi katkıları var?
Çocukların gelişiminde okul öncesi dönemin ne kadar önemli olduğu farklı bilim dalları tarafından yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Özellikle son yıllarda yürütülen nörobiyolojik, davranışsal ve psikolojik çalışmalar erken çocukluk dönemindeki gelişimi etkileyen faktörlerin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Bu çalışmalar ayrıca okul öncesi dönemde yaşanan deneyimlerin çocuğun bilişsel, davranışsal, sosyal ve duygusal gelişimine sağladığı katkıyı da ortaya koymaktadır. Yürütülen nörobiyolojik çalışma sonuçlarına göre, beynin gelişimi ömür boyu sürmesine rağmen bu gelişim her yaşta aynı hızda olmamaktadır ve en hızlı olduğu dönemde 0-6 yaşları kapsayan periyoddur. Özellikle hayatın ilk yıllarında yaşanan deneyimler ve etkileşimler beynin gelişmesinde çok önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte okul öncesi eğitimi de önemli kılan bu eğitim kademesinin kapsadığı yaş aralığının bireyin gelişimde çok kritik olması, yapılan küçük müdahalelerin, sistemli, planlı ve etkili bir eğitimin bireyin potansiyelini maksimum düzeyde kullanmasını sağlamasıdır.
TÜRKİYE’NİN OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DÜNYADAKİ YERİ
Dünyada okul öncesi eğitim alanındaki gelişmeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Okul öncesi eğitimin Avrupa Ülkelerinde yaygınlaşması Türkiye’de yaygınlaşmasından çok daha hızlı olmuştur. Bunun sebebi de tabiki kadının iş hayatına girişi ile ilgilidir. Halihazırda da OECD Ülkelerinin 3 yaş okullaşma oranı ortalaması %74, 4 yaşta %90, 5 yaşta %100’e yakındır. Yeri gelmişken şuna da değinmekte fayda var; okullaşma oranları bu kadar yüksek olmasına rağmen dünya ülkelerinin çoğunda okul öncesi eğitim zorunlu bir eğitim kademesi değildir. Yaygın olarak devlet yarım günlük eğitimi finanse eder tam gün eğitim talebi olan velilerin ücret ödeme zorunlulukları bulunmaktadır. Finlandiya hariç tüm ülkelerde tıpkı bizim ülkemizde olduğu gibi eğitim hizmetleri ücretsizdir, ancak yemek, ulaşım vs. gibi giderler için ailelerden para talep edilebilmektedir. Erişim olarak özellikle OECD Ülkelerine göre daha yavaş bir ilerleme söz konusu olsa da öğretmen yetiştirme, eğitim programı ve eğitim ortamı kalitesi konularında dünya standartlarının üzerindeyiz diyebilirim. Örneğin, bugün dünyada ISCED5A-B düzeyinde öğretmen eğitİmi yapan sınırlı ülkeden birisi de Türkiye’dir.
Okul öncesi eğitim konularında üniversitelerle iş birlikleriniz var mı? Varsa nasıl bir ortak çalışma yürütüyorsunuz?
Üniversiteler ile sürekli iş birliği halindeyiz. Gerekli olan her konuda akademisyenlerle birlikte çalışmaktayız. Üniversitelerden bize gelen projelerin ve iş birliği tekliflerinin tamamını değerlendirmeye çalışıyoruz. Üniversitelerde düzenlenen seminer, zirve ve kongre gibi etkinliklere talep gelmesi durumunda paydaş olarak destek verip hem kendimiz katılıyoruz hem de katılım için tüm öğretmenlere duyuruyoruz.
OKUL ÖNCESİNDE YABANCI DİL EĞİTİMİNE BİRAZ MESAFELİYİZ
Okul öncesi eğitimde yabancı dil eğitimi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Bireyde ilk altı yaş dil gelişimi açısından kritik bir dönemdir. Özellikle çocuğun kendi ana dilini tüm kuralları ile birlikte öğrenmesi ve kullanması bu yaşlarda oldukça önemlidir. Ayrı ana dilleri olan anne babaların çocukları yani bilingual çocuklar kolaylıkla iki anadili de öğrenebilir. Ancak bunun dışındaki durumlarda ikinci dil öğrenimi zor bir süreçtir. Erken yaşlarda başlayan yabancı dil eğitimi çocuk henüz ana diline tamamen vakıf olmadığı için hem ana dilde hem ikinci dil kullanımında olumsuz etkiler ortaya çıkarabilmektedir. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda okul öncesi eğitimin amaçları arasında Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak da sayılmıştır. Okul öncesi eğitim programında da çocukların Türkçe’yi doğru ve düzgün konuşmasının önemi vurgulanmış ve buna yönelik kazanım ve göstergelere yer verilmiştir. Kısacası bizim önceliğimiz bu yaş grubunun Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmasını sağlamaktır. İkinci bir dili öğrenmek çocuğun anadilde belirli bir olgunluk düzeyine erişmesine bağlıdır. Bu nedenle erken çocukluk döneminde yabancı dil eğitimine biraz mesafeliyiz.
Okul öncesi dönemde önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek projeler var mı? Bu alanda Bakanlığın plan ve hedefleri nelerdir?
Bakanlığımızın temel hedefi Orta Vadeli Program (2017-2019)’da da yer aldığı gibi okul öncesi eğitimin kademeli olarak zorunlu hale getirmektir. Bunu gerçekleştirmek için 2019 yılına kadar yapacağımız tüm çalışmaları planlamış durumdayız. Özellikle üzerinde durduğumuz konular; eğitim modellerini çeşitlendirerek yaygınlaştırmaya ve yapılan yatırımları arttırılmasına devam edilmesi, okul öncesi eğitimin tamamen ücretsiz olması ve okul öncesi eğitimin tüm paydaşlarının yeterli farkındalık düzeyine ulaşmasını sağlamaktır.
Çeşitli kurumlarla yürüttüğümüz projelerimiz, iş birliği protokollerimiz de mevcut. Eczacıbaşı Holding ile birlikte yürüttüğümüz Dans Eden Notalar İş Birliği Protokolü ile; belirlediğimiz okullara müzik materyalleri dağıtılmakta ve bu okullarda çalışan öğretmenlere Orff Yöntemi ile müzik eğitimi verilmektedir. Çocuklar Gülsün Diye Derneği ile ana sınıfı yapımına yönelik protokolümüz 2019 yılına devam edecek. Yine 0-7 yaş arası özel gereksinimli çocuklara yönelik “Kapsayıcı erken çocukluk eğitimi” projemiz mevcuttur. Uluslararası bir proje olan bu proje ile özel gereksinimli çocukların akranlarıyla birlikte yaşamaları, onlardan yeni beceriler edinmeleri ve iletişim becerilerini geliştirmeleri sağlanacak, özel gereksinimi olmayan çocukların da özel gereksinimli bireyler hakkında daha gerçekçi bir bakış açısına sahip olmaları ve kendilerinden farklı bireyleri olduğu gibi kabul edip onlarla olan iletişimlerini geliştirmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca proje kapsamında geliştirilecek destekleyici program ile özel gereksinimli çocuklara yönelik eğitim faaliyetleri daha etkili yürütülecek, öğretmenlerin farkındalıkları ve yeterliliklerini arttıracak eğitimler düzenlenecektir.
VELİLER OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMU SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Veliler okul öncesi eğitim kurumu seçerken hangi kriterlere dikkat etmelidirler?
Çocuğun ailesi dışına çıktığı ilk kurum olması nedeniyle veliler de haklı olarak okul öncesi eğitim döneminde çok seçici ve kararsız olabilmektedirler. Şunu belirtmek gerekir ki eğitim kalitesinin en önemli bileşeni eğitimcilerin niteliğidir. Yapılan araştırma sonuçları da bu yönde. Eğitimin kalitesinin en temel bileşeni öğretmen niteliği… Bu nedenle eğitimde önemsediğimiz ilk faktör eğitimcilerin niteliğidir. Mevcut durumda Milli Eğitim Bakanlığı izniyle açılmamış, MEB denetimi dışında okul öncesi kurumları bulunmaktadır. Veliler, özellikle tam gün talebi olan veliler MEB’e bağlı kurumlar haricindeki kurumları tercih edebilmektedirler. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı hiçbir kurumda Talim Terbiye Kurulu’nun 9 No’lu kararı dışında personel istihdam edilemez. Öğretmen niteliğine ek olarak okulun eve yakın olması, okul personelinin niteliği, çocukların birbiriyle etkileşimi, sınıfta yürütülen aktivitelerin çeşitliği, okulda ve sınıfta bulunan materyaller, öğretmen tarafından sağlanan öğrenme fırsatları, personelin çocuk ile olan iletişimi, okulun sağlıklı ve güvenli olması gibi kriterler okul seçiminde dikkate alınmalıdır.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İLGİLİ HABERLER
-
DAS Akademie Yeni Eğitim Öğretim Yılına Hazır
-
Yabancı Dil Eğitiminde Yükselen Trend: Almanca
-
Kandilli Koleji Kariyer alanında öğrencilerine yol gösteriyor
-
EN ÇOK İZLENEN İLK 10 SİNEMA FİLMİ BELLİ OLDU
-
YABANCI DİL ÖĞRENİMİNDE 50 KRİTİK SORU
-
Burundan uygulanan sprey aşının insan deneylerine başlanıyor
-
23 yıldır öğrenci ve öğretmenlerin yanında Sadık Uygun Yayınları
-
Okul Tasarımcısı okul duvarlarını yeniden canlandırıyor
-
Uzay Kampı Türkiye, çocukların kendilerini ve dünyayı tanımalarını sağlıyor
-
Boş duvarlar Okul Tasarımcısı ile hayat buluyor