Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Mektebim sponsorluğunda gerçekleştirilen “Bir Fikrin mi var? Gençler” yarışması final bölümüyle tamamlandı. İlk dört bölümde finale kalan 7 birinci girişimcilik projeleriyle kıyasıya yarışarak ödüllerin sahibi oldu. Finale kalan 7 mucit 700 bin TL’lik desteğin sahibi olurken, yarışmaya katılan gençlere Mektebim tarafından eğitim bursu verildi.
Girişimciliği desteklemek ve gençleri girişimciliğe yönlendirmek amacıyla hazırlanan programda 7-17 yaş arası çocuklar yer aldı. Jüri üyeliğini Mektebim Kurucusu Ümit Kalko, TMG Dış Ticaret Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Zuhal Mansfield, Hugo’nun yaratıcısı Tolga Garipoğlu ve programın yapımcısı Fuat Sami’nin üstlendiği yarışmada final bölümün özel jüri konuğu KOSGEB İkitelli Başkanı Özay Cebeci oldu.
Jüri, programın final gecesinde 7 küçük mucidin de birinciliği hak ettiğini açıkladı. Mektebim’in sponsor olduğu yarışmada KOSGEB genç girişimcileri ödüllendirdi. Finale kalan 7 mucit 700 bin TL’lik desteğin sahibi olurken, yarışmaya katılan gençlere Mektebim tarafından eğitim bursu verildi. Mektebim’den burs kazanan genç girişimciler eğitimlerine başladılar. Şampiyonlar, Türkiye'nin en büyük KOSGEB'i (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) olma özelliğini taşıyan KOSGEB İkitelli Başkanlığı’ndan AR-GE desteği almaya hak kazandı. Projelerini uzmanlarla birlikte yazacak olan minik dâhiler projelerinin kabul edilmesi halinde istedikleri bir üniversitenin teknoloji merkezinden faydalanarak 1 yıl içinde projelerini ürüne dönüştürebilecekler.
Mucitlerin Birinciliği Hak Eden Projeleri
Berat Uludağ (7) – Suyu Temizleyen Kaktüsler
Bu projeyle kaktüs türü olan kaynanadili bitkisinin öz suyunu kullanarak kirli ve bulanık suların temizlenmesi amaçlandı.
Bennu Gül Altınbay - Dilara Gürsu - Sıla Çetin (17) – Özel Yağmurluk
Engellilerin yağmurlu havalarda dışarıya çıkabilmeleri için geliştirilen ve sandalyelerine takılan özel yağmurluk projesiyle bir engelin daha ortadan kaldırılması hedeflendi.
Durmuş Talha Çetin (8) – Mıknatıslı Araba
Bu projede arabaların belli noktalarına yerleştirilen Neomidyum mıknatıslar ile eş kutupların birbirlerini itmesi sonucu kazalarda çarpışmanın etkisini en aza indirilmesi amaçlandı.
Su Sağduyu (16) – Kitosanlı Yara Bandı
Yara iyileşmesinde etkin rol oynayan kitosan maddesi içeren yara bandı ile kanın doğal olarak pıhtılaşması sağlandı; ağrılar azaltıldı.
Ali Murad Armağan (10) – Duyarga
Proje; oluşturulan duyarga sayesinde insanlar ile sadık dostları köpekler arasındaki iletişimi arttırmayı ve kolaylaştırmayı amaçlıyordu.
Ömür Aydın (8) – Ayak Temizleyen Terlik
Bu proje sayesinde ev terliğinin içine yerleştirilen plastik pompa ve sağlığa uygun sıvı bir ürün kullanarak oluşturulan mekanizma ile ayakların temizlenmesi sağlanıyor; UV ışınları ile gün içinde yoğun kullanılan ayakkabılar da temizlenerek mikroplardan arındırılıyordu.
Hazar Balcı – (15) Citonotes İnternet Sitesi
citonotes.com adlı proje, yanlış müzik notalarının en doğru halini dinleyicilere kolay, anlaşılabilir ve en uygun fiyatla sunan bir web sitesiydi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Mektebim sponsorluğunda gerçekleştirilen “Bir Fikrin mi var? Gençler” yarışması final bölümüyle tamamlandı. İlk dört bölümde finale kalan 7 birinci girişimcilik projeleriyle kıyasıya yarışarak ödüllerin sahibi oldu. Finale kalan 7 mucit 700 bin TL’lik desteğin sahibi olurken, yarışmaya katılan gençlere Mektebim tarafından eğitim bursu verildi.
Girişimciliği desteklemek ve gençleri girişimciliğe yönlendirmek amacıyla hazırlanan programda 7-17 yaş arası çocuklar yer aldı. Jüri üyeliğini Mektebim Kurucusu Ümit Kalko, TMG Dış Ticaret Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Zuhal Mansfield, Hugo’nun yaratıcısı Tolga Garipoğlu ve programın yapımcısı Fuat Sami’nin üstlendiği yarışmada final bölümün özel jüri konuğu KOSGEB İkitelli Başkanı Özay Cebeci oldu.
Jüri, programın final gecesinde 7 küçük mucidin de birinciliği hak ettiğini açıkladı. Mektebim’in sponsor olduğu yarışmada KOSGEB genç girişimcileri ödüllendirdi. Finale kalan 7 mucit 700 bin TL’lik desteğin sahibi olurken, yarışmaya katılan gençlere Mektebim tarafından eğitim bursu verildi. Mektebim’den burs kazanan genç girişimciler eğitimlerine başladılar. Şampiyonlar, Türkiye'nin en büyük KOSGEB'i (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) olma özelliğini taşıyan KOSGEB İkitelli Başkanlığı’ndan AR-GE desteği almaya hak kazandı. Projelerini uzmanlarla birlikte yazacak olan minik dâhiler projelerinin kabul edilmesi halinde istedikleri bir üniversitenin teknoloji merkezinden faydalanarak 1 yıl içinde projelerini ürüne dönüştürebilecekler.
Mucitlerin Birinciliği Hak Eden Projeleri
Berat Uludağ (7) – Suyu Temizleyen Kaktüsler
Bu projeyle kaktüs türü olan kaynanadili bitkisinin öz suyunu kullanarak kirli ve bulanık suların temizlenmesi amaçlandı.
Bennu Gül Altınbay - Dilara Gürsu - Sıla Çetin (17) – Özel Yağmurluk
Engellilerin yağmurlu havalarda dışarıya çıkabilmeleri için geliştirilen ve sandalyelerine takılan özel yağmurluk projesiyle bir engelin daha ortadan kaldırılması hedeflendi.
Durmuş Talha Çetin (8) – Mıknatıslı Araba
Bu projede arabaların belli noktalarına yerleştirilen Neomidyum mıknatıslar ile eş kutupların birbirlerini itmesi sonucu kazalarda çarpışmanın etkisini en aza indirilmesi amaçlandı.
Su Sağduyu (16) – Kitosanlı Yara Bandı
Yara iyileşmesinde etkin rol oynayan kitosan maddesi içeren yara bandı ile kanın doğal olarak pıhtılaşması sağlandı; ağrılar azaltıldı.
Ali Murad Armağan (10) – Duyarga
Proje; oluşturulan duyarga sayesinde insanlar ile sadık dostları köpekler arasındaki iletişimi arttırmayı ve kolaylaştırmayı amaçlıyordu.
Ömür Aydın (8) – Ayak Temizleyen Terlik
Bu proje sayesinde ev terliğinin içine yerleştirilen plastik pompa ve sağlığa uygun sıvı bir ürün kullanarak oluşturulan mekanizma ile ayakların temizlenmesi sağlanıyor; UV ışınları ile gün içinde yoğun kullanılan ayakkabılar da temizlenerek mikroplardan arındırılıyordu.
Hazar Balcı – (15) Citonotes İnternet Sitesi
citonotes.com adlı proje, yanlış müzik notalarının en doğru halini dinleyicilere kolay, anlaşılabilir ve en uygun fiyatla sunan bir web sitesiydi.
Son Güncelleme: Salı, 27 Ekim 2015 14:48
Gösterim: 1625
Çağdaş Türkiye ideallerine ulaşmak için çağdaş öğretmenler, çağdaş yöneticilerle birlikte sistemlerini kurduklarını söyleyen Taş Koleji’nin Müdürü Dr. Ali Akdoğan, “Geleneği koruyarak çağdaşı takip etmek. Daha iyisini yapmak. Sınırlarımızı zorlamak… Tüm bunları düşünerek, eğitimdeki amacımızı ülkemize ve dünyaya büyük bir etkide bulunmak olarak ortaya koyduk” diyor.
Özel Taş İlköğretim Kurumları/Taş Koleji nasıl doğdu? Okulun tarihçesini ve kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz?
Özel Taş İlköğretim Kurumları 1992 yılında asırlık bir binada ilkokul olarak kuruldu. Bakırköy’ün merkezinde yer alan bina aynı zamanda kurucusu Tarık Akan’ın da bir zamanlar okuduğu ortaokul binasıydı. Uzun zamandır depo ve ardiye olarak kullanılan neredeyse metruk bina kiralanıp tekrar eğitime kazandırıldı. Aslına bakarsanız burası zamanında bir rahibe okuluymuş. Daha sonraları, Tarık Akan’ın öğrencilik yıllarında Bakırköy Ortaokulu olmuş. Sonra da bakımsızlıktan kaderine terk edilmiş. Her gün önünden geçtiği kendi okulunun böyle bir vaziyette olmasını yüreği kaldırmamış Tarık Akan’ın. Bundan yirmi altı yıl önce samimi bir heyecanla başlamış her şey. 7 sanat dalının bir arada okutulduğu bir okul açmak amacıyla oluşmuş ilk düşünceler. Amaç sanatçı yetiştirmekmiş en başta. Sonra danışılan mimarlar, böyle bir eğitim için okul binasının yeterli olmayacağı bilgisini vermişler. 1884 yılında yapılmış olan bir tarihi eser olduğu için de tadilat yapıp büyütmek mümkün değilmiş. Hatta bazı kişiler binanın çok iyi bir restoran olabileceğini söylemişler.
Okulun kuruluş aşamasında eğitimdeki hedeflerinizi nasıl belirlediniz? Bu hedeflere nasıl ilerlediniz?
Hedef belirlerken ilk önce memnuniyetsizliklerinizi göz önünde bulunduruyorsunuz. Bu böyle olmamalı diyorsunuz mesela. Diğer ülkelerle karşılaştırmalar yapıyorsunuz. Neden olmasın diyorsunuz ayrıca. Tabi ilk önce ilkokuldu Taş. Beş tane sınıf… Sonra sekiz yıllık kesintisiz eğitimle Taş İlköğretim oldu. Bina yetmedi. Ek bir bina yapıldı. Böylece sekiz yıllık kesintisiz eğitime de geçilmiş oldu. Fakat asıl sorun fiziksel yapının gelişmesinden sonra ne yapılacağıydı. Çağdaş Türkiye ideallerine ulaşmak için çağdaş öğretmenler, çağdaş yöneticilerle birlikte kuruldu sistem. Geleneği koruyarak çağdaşı takip etmek. Daha iyisini yapmak. Sınırları zorlamak… Tüm bunları düşünerek, eğitimdeki amaç; ülkeye ve dünyaya büyük bir etkide bulunmak olarak ortaya koyuldu. Bu etki mezun çocuklarla daha bir hissedilir oldu. Onların hayatta duruşuyla, bilgi ve becerileriyle, bakış açılarıyla, tutumlarıyla olgunluklarını göstermeleri harika bir şey.
ÖĞRETMEN EĞİTİMİNE ÖNEM VERİLİYOR
Eğitimde nasıl bir misyon üstleniyorsunuz? Uyguladığınız eğitim anlayışının temelini hangi değerler oluşturuyor? Bu değerleri öğrencilerinize nasıl aktarıyorsunuz?
Özel Taş İlköğretim Kurumları sorgulamaya önem veren hatta sorgulamayı her şeyin üzerinde gören bir sistem üzerine kurulu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatının yanında International Baccalaureate PYP programı resmi olarak uygulanıyor. Planlamaların çoğu öğrencilerle birlikte yapılıyor. Öğretmen eğitimine önem veriliyor. Yurt içi ve yurt dışında birçok seminere, konferansa katılım sağlanıyor. Bilgiler başkalarıyla da paylaşılıyor. Ama tüm bunların başında PYP’nin kurguladığı bir öğrenen profili kavramı var. Öğrenciler işte bu profile uygun düşecek şekilde yetiştirmeye çalışılıyor. Kısaca, sorgulayan, bilgili, düşünen, iletişim kuran, ilkeli, açık fikirli, önemseyen, risk alan, dengeli ve dönüşümlü düşünen (olguları başka olgularla birleştirebilen) bireyler yetiştirilmeye çalışılıyor.
Ulusal ve uluslararası arenada elde ettiğiniz başarıları paylaşabilir misiniz?
Uluslararası arenada olan bir çok mezunu var Özel Taş İlköğretim Kurumları’nın. Mezunlardan bir kısmı üniversite eğitimini yurt dışında sürdürüyor. Yine çalışma hayatına yurt dışında devam eden mezunlar var. Bu mezunların okul kültürlerini yansıtma çabası içinde oldukları da muhakkak.
CUMHURİYET, ATATÜRK VE EĞİTİM BAĞLI KALMAMIZ GEREKEN ÜÇ UNSUR
Cumhuriyet, Atatürk ve eğitim hakkında düşüncelerinizi iletebilir misiniz?
Ülkemiz insanının aklından çıkarmaması gereken üç önemli değer bunlar. Üçü de birbiriyle sıkı sıkıya bağlı. Ne Cumhuriyeti eğitimden ne de Atatürk’ü Cumhuriyet’ten ayırmak imkansız. Dolayısıyla birlikte düşünülmesi gereken ve sıkı sıkıya bağlı kalmamız gereken üç unsur. Ne yazık ki eğitim konusunda iyi bir düzeyde olduğumuz söylenemez. Bu konuda Mustafa Kemal’in 20. yüzyıl başındaki öngörülerinden hareket etmek ve rotamızı böyle belirlemek zorundayız.
Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte eğitimde gerçekleştirilen değişikliklerden sizce en önemlileri hangileriydi, neden?
Eğitimde gerçekleştirilen devrimlerin çağdaşlaşma ve aydınlanma adına yapıldığını biliyoruz. Cumhuriyetin kabulüyle tüm bir sistem kökten değişmeye başlamıştır. Bu değişimler, süreç halen devam etmekte. Sanırım bu değişimin önemi sürece yayılmasında. Harf devrimiyle birlikte takvim düzenlemesinde ve kıyafet değişikliğine gidilmesinde bir bağlantı olduğu muhakkak... Çağdaş dünyanın mümkün olan enstrümanlarını hayata geçirmek için köklü düzenlemeler bunlar. Ve muhakkak ki hepsi de birbirinden önemli.
Cumhuriyet’in başlangıcında eğitimde gerçekleştirilen reformların bugüne yansıması hakkında neler düşünüyorsunuz?
Günümüz dünyasında karmaşık bir tablo hakim. Aslında bu kadar karmaşık olmamalı hiçbir şey. Nasıl insanlar yetiştireceğimizle ilgili olmalı bakış açımız. Ama bu da her başa gelen iktidarla değişmemeli. Bir ülkenin genel bir takım amaçları, hedefleri olur. Batı bu genel hedefleri hayata geçirerek ve kavgayı da neredeyse bitirerek ilerledi. Bunu da demokrasiyle becerdiler diye düşünüyorum. Demokrasinin oturduğu yerde bu tip bir kargaşa ve karmaşa olacağına ihtimal vermiyorum. İsveç hükümetinin oturup biz nasıl insan yetiştirelim diye düşündüğünü sanmıyorum mesela. O defteri kapamışlar. Yüzyıl ortalarında çözmüşler problemi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Çağdaş Türkiye ideallerine ulaşmak için çağdaş öğretmenler, çağdaş yöneticilerle birlikte sistemlerini kurduklarını söyleyen Taş Koleji’nin Müdürü Dr. Ali Akdoğan, “Geleneği koruyarak çağdaşı takip etmek. Daha iyisini yapmak. Sınırlarımızı zorlamak… Tüm bunları düşünerek, eğitimdeki amacımızı ülkemize ve dünyaya büyük bir etkide bulunmak olarak ortaya koyduk” diyor.
Özel Taş İlköğretim Kurumları/Taş Koleji nasıl doğdu? Okulun tarihçesini ve kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz?
Özel Taş İlköğretim Kurumları 1992 yılında asırlık bir binada ilkokul olarak kuruldu. Bakırköy’ün merkezinde yer alan bina aynı zamanda kurucusu Tarık Akan’ın da bir zamanlar okuduğu ortaokul binasıydı. Uzun zamandır depo ve ardiye olarak kullanılan neredeyse metruk bina kiralanıp tekrar eğitime kazandırıldı. Aslına bakarsanız burası zamanında bir rahibe okuluymuş. Daha sonraları, Tarık Akan’ın öğrencilik yıllarında Bakırköy Ortaokulu olmuş. Sonra da bakımsızlıktan kaderine terk edilmiş. Her gün önünden geçtiği kendi okulunun böyle bir vaziyette olmasını yüreği kaldırmamış Tarık Akan’ın. Bundan yirmi altı yıl önce samimi bir heyecanla başlamış her şey. 7 sanat dalının bir arada okutulduğu bir okul açmak amacıyla oluşmuş ilk düşünceler. Amaç sanatçı yetiştirmekmiş en başta. Sonra danışılan mimarlar, böyle bir eğitim için okul binasının yeterli olmayacağı bilgisini vermişler. 1884 yılında yapılmış olan bir tarihi eser olduğu için de tadilat yapıp büyütmek mümkün değilmiş. Hatta bazı kişiler binanın çok iyi bir restoran olabileceğini söylemişler.
Okulun kuruluş aşamasında eğitimdeki hedeflerinizi nasıl belirlediniz? Bu hedeflere nasıl ilerlediniz?
Hedef belirlerken ilk önce memnuniyetsizliklerinizi göz önünde bulunduruyorsunuz. Bu böyle olmamalı diyorsunuz mesela. Diğer ülkelerle karşılaştırmalar yapıyorsunuz. Neden olmasın diyorsunuz ayrıca. Tabi ilk önce ilkokuldu Taş. Beş tane sınıf… Sonra sekiz yıllık kesintisiz eğitimle Taş İlköğretim oldu. Bina yetmedi. Ek bir bina yapıldı. Böylece sekiz yıllık kesintisiz eğitime de geçilmiş oldu. Fakat asıl sorun fiziksel yapının gelişmesinden sonra ne yapılacağıydı. Çağdaş Türkiye ideallerine ulaşmak için çağdaş öğretmenler, çağdaş yöneticilerle birlikte kuruldu sistem. Geleneği koruyarak çağdaşı takip etmek. Daha iyisini yapmak. Sınırları zorlamak… Tüm bunları düşünerek, eğitimdeki amaç; ülkeye ve dünyaya büyük bir etkide bulunmak olarak ortaya koyuldu. Bu etki mezun çocuklarla daha bir hissedilir oldu. Onların hayatta duruşuyla, bilgi ve becerileriyle, bakış açılarıyla, tutumlarıyla olgunluklarını göstermeleri harika bir şey.
ÖĞRETMEN EĞİTİMİNE ÖNEM VERİLİYOR
Eğitimde nasıl bir misyon üstleniyorsunuz? Uyguladığınız eğitim anlayışının temelini hangi değerler oluşturuyor? Bu değerleri öğrencilerinize nasıl aktarıyorsunuz?
Özel Taş İlköğretim Kurumları sorgulamaya önem veren hatta sorgulamayı her şeyin üzerinde gören bir sistem üzerine kurulu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatının yanında International Baccalaureate PYP programı resmi olarak uygulanıyor. Planlamaların çoğu öğrencilerle birlikte yapılıyor. Öğretmen eğitimine önem veriliyor. Yurt içi ve yurt dışında birçok seminere, konferansa katılım sağlanıyor. Bilgiler başkalarıyla da paylaşılıyor. Ama tüm bunların başında PYP’nin kurguladığı bir öğrenen profili kavramı var. Öğrenciler işte bu profile uygun düşecek şekilde yetiştirmeye çalışılıyor. Kısaca, sorgulayan, bilgili, düşünen, iletişim kuran, ilkeli, açık fikirli, önemseyen, risk alan, dengeli ve dönüşümlü düşünen (olguları başka olgularla birleştirebilen) bireyler yetiştirilmeye çalışılıyor.
Ulusal ve uluslararası arenada elde ettiğiniz başarıları paylaşabilir misiniz?
Uluslararası arenada olan bir çok mezunu var Özel Taş İlköğretim Kurumları’nın. Mezunlardan bir kısmı üniversite eğitimini yurt dışında sürdürüyor. Yine çalışma hayatına yurt dışında devam eden mezunlar var. Bu mezunların okul kültürlerini yansıtma çabası içinde oldukları da muhakkak.
CUMHURİYET, ATATÜRK VE EĞİTİM BAĞLI KALMAMIZ GEREKEN ÜÇ UNSUR
Cumhuriyet, Atatürk ve eğitim hakkında düşüncelerinizi iletebilir misiniz?
Ülkemiz insanının aklından çıkarmaması gereken üç önemli değer bunlar. Üçü de birbiriyle sıkı sıkıya bağlı. Ne Cumhuriyeti eğitimden ne de Atatürk’ü Cumhuriyet’ten ayırmak imkansız. Dolayısıyla birlikte düşünülmesi gereken ve sıkı sıkıya bağlı kalmamız gereken üç unsur. Ne yazık ki eğitim konusunda iyi bir düzeyde olduğumuz söylenemez. Bu konuda Mustafa Kemal’in 20. yüzyıl başındaki öngörülerinden hareket etmek ve rotamızı böyle belirlemek zorundayız.
Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte eğitimde gerçekleştirilen değişikliklerden sizce en önemlileri hangileriydi, neden?
Eğitimde gerçekleştirilen devrimlerin çağdaşlaşma ve aydınlanma adına yapıldığını biliyoruz. Cumhuriyetin kabulüyle tüm bir sistem kökten değişmeye başlamıştır. Bu değişimler, süreç halen devam etmekte. Sanırım bu değişimin önemi sürece yayılmasında. Harf devrimiyle birlikte takvim düzenlemesinde ve kıyafet değişikliğine gidilmesinde bir bağlantı olduğu muhakkak... Çağdaş dünyanın mümkün olan enstrümanlarını hayata geçirmek için köklü düzenlemeler bunlar. Ve muhakkak ki hepsi de birbirinden önemli.
Cumhuriyet’in başlangıcında eğitimde gerçekleştirilen reformların bugüne yansıması hakkında neler düşünüyorsunuz?
Günümüz dünyasında karmaşık bir tablo hakim. Aslında bu kadar karmaşık olmamalı hiçbir şey. Nasıl insanlar yetiştireceğimizle ilgili olmalı bakış açımız. Ama bu da her başa gelen iktidarla değişmemeli. Bir ülkenin genel bir takım amaçları, hedefleri olur. Batı bu genel hedefleri hayata geçirerek ve kavgayı da neredeyse bitirerek ilerledi. Bunu da demokrasiyle becerdiler diye düşünüyorum. Demokrasinin oturduğu yerde bu tip bir kargaşa ve karmaşa olacağına ihtimal vermiyorum. İsveç hükümetinin oturup biz nasıl insan yetiştirelim diye düşündüğünü sanmıyorum mesela. O defteri kapamışlar. Yüzyıl ortalarında çözmüşler problemi.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Ekim 2015 15:30
Gösterim: 3496
Eyüboğlu Eğitim Kurumlarının geleneksel “İlk Ders Açış Konuşması”nı Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan gerçekleştirdi. Rektör İnan konuşmasında, Eyüboğlu Koleji ve Eyüboğlu Fen Lisesi öğrencilerine “İçinizdeki heves ve heyecanın peşinden gidin” dedi.
Eyüboğlu Eğitim Kurumları 2015-2016 eğitim-öğretim yılı “İlk Ders Açış Konuşması”nda, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, 500 liseli öğrenci ile bir araya geldi. Prof. Dr. Umran İnan konuşmasında öğrencilere kendi öğrencilik yıllarından ve kariyer yaşamından örnekler vererek, 21. yüzyılda başarılı olmanın ayrıntılarına değindi.
Lise ve Üniversite Eğitimi Gelecek Adına Çok Önemli
Eyüboğlu Eğitim Kurumları Çamlıca Kampüsünde gerçekleştirilen geleneksel “İlk Ders Açış Konuşması”nda Kolej ve Fen Lisesi öğrencileri ile bir araya gelen Prof. Dr. Umran İnan konuşmasının başlangıcında, lise ve üniversite eğitiminin ülkenin ve kendilerinin hizmetine hazırlanması adına genç nesiller için çok önemli bir süreç olduğunu söyledi. Prof. İnan konuşmasında öğrencilik yıllarına değinerek unutamadığı öğretmenlerinden söz etti, Ankara Koleji ve ODTÜ’de aldığı eğitimin kendisinde önemli beceriler, tecrübeler ve olağan üstü değerler yarattığını belirtti.
Prof. İnan öğrencilere kariyer planlamasına yönelik olarak önerilerini dile getirirken üniversite eğitimini, bireyin gerçekten istediğini yapması ve kendini gerçekleştirmesi gereken bir süreç olarak tanımladı. “Bu bir klişe gibi görünse de son derece önemli bir konudur. Bizim gibi toplumların bir tek kaynağı var: İnsanlarımız. Bu kaynağın esası da insanların kendi içlerinde olan ve doğuştan gelen heves ve heyecanlarıdır. Her insan, içindeki heves ve heyecanı sonuna kadar yaşamalı. Bu durum kimi zaman bencilce bulunsa bile yürüdüğünüz yolda kendi patikalarınızı oluşturun.” sözleriyle Prof. İnan konunun önemine değindi. Prof. Dr. Umran İnan öğrencilere yönelik dil becerileri, iletişim ve akademik hayat önerilerini ise şöyle sıraladı:
• İngilizceyi iyi öğrenin ve doğru kullanın.
• İletişim ve zaman planlamasında yetkinlik kazanın.
• Konuşma ve yazma becerilerinizi geliştirin. Yazdığınız her sözü tekrar tekrar okuyun, üzerinde düşünün.
• Matematik, fizik ve kimya derslerinin yanı sıra lisan, felsefe, tarih ve sosyal bilimlere mutlaka odaklanın.
• Mühendislik-psikoloji gibi birbirine dik alanlarda çift ana dal yapın.
•18-22 yaş arası geçişi nerede yaşadığınız çok önemli. Bu yaşlarda tanıdığınız kişiler ilerleyen dönemde birlikte çalışacağınız kişileri de kapsıyor. Lisans eğitimini yurt dışında yapanlar bu fırsatı kaçırabiliyor.
Nesiller Arası Randevu İçin:
Daha Az Bilgi Paylaşımı, Daha Fazla Diyalog
Rektör İnan 21. yüzyılda nesiller arası buluşmada toplumu sıçratacak olanın daha az bilgi paylaşımına karşılık daha fazla diyalog olduğunu belirtti. 20 yıl içinde bilgi aktarımının öneminin giderek azalacağını ifade eden Prof. İnan buna karşılık tecrübe aktarımının olağanüstü bir önem kazanacağını söyledi. Günümüzde yaşanan bilgi bombardımanının insanın yaratıcılığı açısından engelleyici bir unsur olduğunu da belirten Prof. İnan gençler için, beklenmeyen şeyler keşfedecekleri ortamların yaratılması gerektiğini belirtti ve “İnsan en güzel şeyleri; serbest düşünce, iletişim ve etkileşim ortamında üretebilir” dedi.
Konuşmasının son bölümünde öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Rektör Umran İnan “Başarı neyle ölçülür?” sorusuna “İnsanın içindeki heves ve heyecanı dolu dolu yaşamış olmasıyla ölçülür” yanıtını vererek konuşmasını tamamladı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Eyüboğlu Eğitim Kurumlarının geleneksel “İlk Ders Açış Konuşması”nı Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan gerçekleştirdi. Rektör İnan konuşmasında, Eyüboğlu Koleji ve Eyüboğlu Fen Lisesi öğrencilerine “İçinizdeki heves ve heyecanın peşinden gidin” dedi.
Eyüboğlu Eğitim Kurumları 2015-2016 eğitim-öğretim yılı “İlk Ders Açış Konuşması”nda, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, 500 liseli öğrenci ile bir araya geldi. Prof. Dr. Umran İnan konuşmasında öğrencilere kendi öğrencilik yıllarından ve kariyer yaşamından örnekler vererek, 21. yüzyılda başarılı olmanın ayrıntılarına değindi.
Lise ve Üniversite Eğitimi Gelecek Adına Çok Önemli
Eyüboğlu Eğitim Kurumları Çamlıca Kampüsünde gerçekleştirilen geleneksel “İlk Ders Açış Konuşması”nda Kolej ve Fen Lisesi öğrencileri ile bir araya gelen Prof. Dr. Umran İnan konuşmasının başlangıcında, lise ve üniversite eğitiminin ülkenin ve kendilerinin hizmetine hazırlanması adına genç nesiller için çok önemli bir süreç olduğunu söyledi. Prof. İnan konuşmasında öğrencilik yıllarına değinerek unutamadığı öğretmenlerinden söz etti, Ankara Koleji ve ODTÜ’de aldığı eğitimin kendisinde önemli beceriler, tecrübeler ve olağan üstü değerler yarattığını belirtti.
Prof. İnan öğrencilere kariyer planlamasına yönelik olarak önerilerini dile getirirken üniversite eğitimini, bireyin gerçekten istediğini yapması ve kendini gerçekleştirmesi gereken bir süreç olarak tanımladı. “Bu bir klişe gibi görünse de son derece önemli bir konudur. Bizim gibi toplumların bir tek kaynağı var: İnsanlarımız. Bu kaynağın esası da insanların kendi içlerinde olan ve doğuştan gelen heves ve heyecanlarıdır. Her insan, içindeki heves ve heyecanı sonuna kadar yaşamalı. Bu durum kimi zaman bencilce bulunsa bile yürüdüğünüz yolda kendi patikalarınızı oluşturun.” sözleriyle Prof. İnan konunun önemine değindi. Prof. Dr. Umran İnan öğrencilere yönelik dil becerileri, iletişim ve akademik hayat önerilerini ise şöyle sıraladı:
• İngilizceyi iyi öğrenin ve doğru kullanın.
• İletişim ve zaman planlamasında yetkinlik kazanın.
• Konuşma ve yazma becerilerinizi geliştirin. Yazdığınız her sözü tekrar tekrar okuyun, üzerinde düşünün.
• Matematik, fizik ve kimya derslerinin yanı sıra lisan, felsefe, tarih ve sosyal bilimlere mutlaka odaklanın.
• Mühendislik-psikoloji gibi birbirine dik alanlarda çift ana dal yapın.
•18-22 yaş arası geçişi nerede yaşadığınız çok önemli. Bu yaşlarda tanıdığınız kişiler ilerleyen dönemde birlikte çalışacağınız kişileri de kapsıyor. Lisans eğitimini yurt dışında yapanlar bu fırsatı kaçırabiliyor.
Nesiller Arası Randevu İçin:
Daha Az Bilgi Paylaşımı, Daha Fazla Diyalog
Rektör İnan 21. yüzyılda nesiller arası buluşmada toplumu sıçratacak olanın daha az bilgi paylaşımına karşılık daha fazla diyalog olduğunu belirtti. 20 yıl içinde bilgi aktarımının öneminin giderek azalacağını ifade eden Prof. İnan buna karşılık tecrübe aktarımının olağanüstü bir önem kazanacağını söyledi. Günümüzde yaşanan bilgi bombardımanının insanın yaratıcılığı açısından engelleyici bir unsur olduğunu da belirten Prof. İnan gençler için, beklenmeyen şeyler keşfedecekleri ortamların yaratılması gerektiğini belirtti ve “İnsan en güzel şeyleri; serbest düşünce, iletişim ve etkileşim ortamında üretebilir” dedi.
Konuşmasının son bölümünde öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Rektör Umran İnan “Başarı neyle ölçülür?” sorusuna “İnsanın içindeki heves ve heyecanı dolu dolu yaşamış olmasıyla ölçülür” yanıtını vererek konuşmasını tamamladı.
Son Güncelleme: Salı, 20 Ekim 2015 17:38
Gösterim: 1792
Her yıl Türkiye’nin birçok şehrinde düzenlenen Cambridge Young Learners English (YLE) sınavlarında Oğuzkaan Koleji, 3. sınıflarda %95.02, 4. sınıflarda ise %90.17 başarı ortalamasıyla ilk sırada yer aldı.
Her yıl dünyanın birçok ülkesinde 7-12 yaş arası çocuklara yönelik olarak yapılan Cambridge Young Learners English sınavlarında, bu yıl Türkiye ortalaması 3. sınıflarda %82.57, 4. sınıflarda ise %71.22 olurken, Oğuzkaan Koleji 3. sınıflarda %95.02, 4. sınıflarda ise %90.17’lik başarı yüzdesiyle Türkiye ortalamasının çok üstünde yer aldı.
İngilizce öğreniminde başarıyı teşvik eden ve uluslararası seviyeyi belirleyen sınav olarak gösterilen Cambridge Young Learners English hakkında konuşan Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, “Cambridge Young Learners English sınavlarında öğrencilerimiz üstün bir performans sergileyerek Türkiye standartlarının çok üzerinde puanlar aldılar. Öğrencilerimizin bu başarısı bizleri çok mutlu etti. Bu tip sınavlar dil öğrenmeye yönelik olarak okuma, yazma, dinleme ve konuşma bilgilerini ölçerek öğrencilerimizin dört alandaki becerilerini geliştirmeye yönelik olarak uygulanıyor. İngilizce öğretimi alanında uzmanlaşmış kişiler tarafından İngiltere’de hazırlanıp değerlendirilen sınav sonucunda başarılı olan öğrencilerimiz, uluslararası geçerliliği olan Cambridge Üniversitesi ESOL sertifikasını almaya hak kazanıyorlar. ESOL sertifikaları İngilizce dil bilgisi seviyesini gösteren açık ve güvenilir bir değerlendirme sistemi olarak dünyanın pek çok üniversitesi ve koleji tarafından kabul gören bir belge. Biz de Oğuzkaan Koleji olarak uluslararası düzeyde yapılan ve kabul gören bu tip sınavları destekleyerek öğrencilerimizin kaliteli bir eğitim almalarını sağlıyoruz” diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Her yıl Türkiye’nin birçok şehrinde düzenlenen Cambridge Young Learners English (YLE) sınavlarında Oğuzkaan Koleji, 3. sınıflarda %95.02, 4. sınıflarda ise %90.17 başarı ortalamasıyla ilk sırada yer aldı.
Her yıl dünyanın birçok ülkesinde 7-12 yaş arası çocuklara yönelik olarak yapılan Cambridge Young Learners English sınavlarında, bu yıl Türkiye ortalaması 3. sınıflarda %82.57, 4. sınıflarda ise %71.22 olurken, Oğuzkaan Koleji 3. sınıflarda %95.02, 4. sınıflarda ise %90.17’lik başarı yüzdesiyle Türkiye ortalamasının çok üstünde yer aldı.
İngilizce öğreniminde başarıyı teşvik eden ve uluslararası seviyeyi belirleyen sınav olarak gösterilen Cambridge Young Learners English hakkında konuşan Oğuzkaan Koleji Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, “Cambridge Young Learners English sınavlarında öğrencilerimiz üstün bir performans sergileyerek Türkiye standartlarının çok üzerinde puanlar aldılar. Öğrencilerimizin bu başarısı bizleri çok mutlu etti. Bu tip sınavlar dil öğrenmeye yönelik olarak okuma, yazma, dinleme ve konuşma bilgilerini ölçerek öğrencilerimizin dört alandaki becerilerini geliştirmeye yönelik olarak uygulanıyor. İngilizce öğretimi alanında uzmanlaşmış kişiler tarafından İngiltere’de hazırlanıp değerlendirilen sınav sonucunda başarılı olan öğrencilerimiz, uluslararası geçerliliği olan Cambridge Üniversitesi ESOL sertifikasını almaya hak kazanıyorlar. ESOL sertifikaları İngilizce dil bilgisi seviyesini gösteren açık ve güvenilir bir değerlendirme sistemi olarak dünyanın pek çok üniversitesi ve koleji tarafından kabul gören bir belge. Biz de Oğuzkaan Koleji olarak uluslararası düzeyde yapılan ve kabul gören bu tip sınavları destekleyerek öğrencilerimizin kaliteli bir eğitim almalarını sağlıyoruz” diye konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Ekim 2015 14:03
Gösterim: 2387
İzmir Özel Türk Koleji Anadolu ve Fen Lisesi 9. sınıf öğrencileri 2007 yılında kurulan ve kurulduğu günden itibaren genç nesilleri matematik hakkında düşünmeye ve araştırmaya yönelten Nesin Matematik Köyü’nde, Türkiye’nin en iyi matematikçilerinden biri olan Prof. Dr. Ali Nesin matematiğin gizemli dünyasına yolculuk yaptılar.
Farklı günlerde gerçekleştirilen Nesin Matematik Köyü Gezilerinde İTK’lı öğrencilere matematik İTK matematik öğretmenlerinden Nureddin Şimşek, Ömer Ceyhan, Koray Kinson, Olcay Özel, Hazal Ağırbaş, Onur Barata, İsmail Hacı Haliloğlu ve İTK müdür yardımcılarından Vedat Yılmaz, Aylin Öğünç ve Murat Gil eşlik etti.
Matematiğin günlük yaşamdaki yeri, matematiksel düşüncenin önemi ve matematiksel bilginin sorgulama temelli bir bilgi olduğunun öğrencilere kavratılması için düzenlenen gezide, Türkiye’nin en iyi matematikçilerinden biri olan Prof. Dr. Ali Nesin ile tanışma şansını da elde eden İTK’lı öğrenciler ve öğretmenler matematik ile dolu bir gün geçirdiler.
Öğrenciler matematik üzerine çalışmalar yaptılar
İTK’lılar ilki 2011 yılında düzenlenen Bahattin Tatış- Yarınlarda Var Olmak Ödülleri’nde Bilime Katkı Ödülü’nü alan Prof. Dr. Ali Nesin ile matematik üzerine çalışmalar yaptılar, Nesin Matematik Köyü hakkında bilgi aldılar ve köyü gezdiler.
İzmir Özel Türk Koleji Matematik Zümre Başkanı Nureddin Şimşek, 21. yüzyılın sadece bilgiyi anlayan değil bunu kullanan ve hatta günlük hayata adapte ederek, sorgulayan, araştıran bireylere ihtiyaç duyan bir çağ olduğunu belirtti. Şimşek, bu yüzden matematik alanında İzmir Özel Türk Koleji öğrencileri ile yapılan bu çalışmaların öğrencileri araştırmaya yönelttiğini ve matematiğin farklı bir yüzüyle onları tanıştırdığının altını çizdi. Prof. Dr. Ali Nesin ve ekibine de yaptıkları çalışmalar için teşekkürlerini iletti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
İzmir Özel Türk Koleji Anadolu ve Fen Lisesi 9. sınıf öğrencileri 2007 yılında kurulan ve kurulduğu günden itibaren genç nesilleri matematik hakkında düşünmeye ve araştırmaya yönelten Nesin Matematik Köyü’nde, Türkiye’nin en iyi matematikçilerinden biri olan Prof. Dr. Ali Nesin matematiğin gizemli dünyasına yolculuk yaptılar.
Farklı günlerde gerçekleştirilen Nesin Matematik Köyü Gezilerinde İTK’lı öğrencilere matematik İTK matematik öğretmenlerinden Nureddin Şimşek, Ömer Ceyhan, Koray Kinson, Olcay Özel, Hazal Ağırbaş, Onur Barata, İsmail Hacı Haliloğlu ve İTK müdür yardımcılarından Vedat Yılmaz, Aylin Öğünç ve Murat Gil eşlik etti.
Matematiğin günlük yaşamdaki yeri, matematiksel düşüncenin önemi ve matematiksel bilginin sorgulama temelli bir bilgi olduğunun öğrencilere kavratılması için düzenlenen gezide, Türkiye’nin en iyi matematikçilerinden biri olan Prof. Dr. Ali Nesin ile tanışma şansını da elde eden İTK’lı öğrenciler ve öğretmenler matematik ile dolu bir gün geçirdiler.
Öğrenciler matematik üzerine çalışmalar yaptılar
İTK’lılar ilki 2011 yılında düzenlenen Bahattin Tatış- Yarınlarda Var Olmak Ödülleri’nde Bilime Katkı Ödülü’nü alan Prof. Dr. Ali Nesin ile matematik üzerine çalışmalar yaptılar, Nesin Matematik Köyü hakkında bilgi aldılar ve köyü gezdiler.
İzmir Özel Türk Koleji Matematik Zümre Başkanı Nureddin Şimşek, 21. yüzyılın sadece bilgiyi anlayan değil bunu kullanan ve hatta günlük hayata adapte ederek, sorgulayan, araştıran bireylere ihtiyaç duyan bir çağ olduğunu belirtti. Şimşek, bu yüzden matematik alanında İzmir Özel Türk Koleji öğrencileri ile yapılan bu çalışmaların öğrencileri araştırmaya yönelttiğini ve matematiğin farklı bir yüzüyle onları tanıştırdığının altını çizdi. Prof. Dr. Ali Nesin ve ekibine de yaptıkları çalışmalar için teşekkürlerini iletti.
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Ekim 2015 14:50
Gösterim: 1595